Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çıplak kadınlar!
Çıplak kadınlar!
Palyaçolar kabul edilir!
Palyaçolar kabul edilir!
Çıplak kadınlar!
Palyaçolar kabul edilir!
- Hey! 3 dakika daha var.
- Yarın gelirsin.
- Sana kapatıyoruz dedim Bozo.
- Yerinde olsam yapmazdım.
Ve ben Bay Bozo'yum, tamam mı?
Evet, doğru. Henüz
kapanış saati gelmedi.
Hugh...
Bugün bana bulaşma, tamam mı?
Bankayı soyuyorum.
Nasıl bir palyaçosun sen?
- İçten içten ağlayan sanırım.
- Bak, ben sadece yaşlı bir adamım.
- Gerçekten mi?
- Evet.
Gidelim.
Bu bir soygundur.
Buna inanabiliyor musun?
- Bu bir soygun.
- Evet öyle!
Teşekkürler.
Elleriniz başınızın üzerinde,
ayağa kalkın ve sessiz olun.
Hepimiz öleceğiz.
Hepimiz öleceğiz.
Hepimiz öleceğiz.
Kapa çeneni dostum.
Zırlayanlardan kimse hoşlanmaz.
Kimse kıpırdamasın.
Ben ne dedim?
Pekala. Böyle daha iyi.
- Şunu doldurun lütfen.
- Bu benim param.
- Meraklanma. Sigortalıdır.
- Daha makbuz vermedi ama.
Makbuz almazsam
sigorta kapsamına girmez.
Ona makbuz verebilir misin?
Ve sen...
Doğru düzgün konuş, tamam mı?
- Evet bayım.
Başka makbuz isteyen?
Bir daha sormayacağım.
Evet, şimdi herkes
anakasaya doğru ilerlesin.
Eller başınızın üstünde.
- Gidelim.
- Herkes dediğini yapsın.
- Herşey birazdan bitecek.
- Sallanmayın, evet böyle.
Çekilin! Çekilin!
Geriye çekilin!
- Anahtarı sende mi?
- Aynen öyle.
Bunu da doldurup getiriyorsun,
teşekkür ederim.
Sen de benim için
bir yeri arayacaksın,
...şimdi.
Polis, iyi niyetimin
göstergesi olarak...
...birkaçınızı bırakmamı isteyecek.
Sakin olursanız bırakacağım.
Niyetimin ciddi olduğunu
göstermem gerekirse...
...önce sorun çıkaranları
halledeceğim.
Ah tanrım!
- Kapa çeneni.
- Ah tanrım!
Tanrım!
- Telefonunu kullanabilir miyim?
- Evet.
Vazgeç bu işten. Tek çıkış burası.
Başka kaçış yolun yok dostum.
Yaklaşan olursa
bunu patlatacağımı söyle.
15 dakika içinde yetkili
kişi temasa geçmezse...
...başparmağını emanet
kasası ile göndereceğim.
Bu arada bana
dostum dediğin için...
...çok sağol.
Burası Princeton. Aramak için
15 dakikadan az bir süreniz var.
Bankaya yaklaşmayın.
Üzeri dinamitlerle kaplı.
Sosisli! Sosisli!
Sessiz olun.
Şef, görünüşe göre içeride
12 kişi var. Soyguncu ağır silahlı.
Güvenlik kamerasından
bu görüntüyü aldık.
Aradığımız adam bu.
- Rehineler için
arabulucu yolda efendim.
- Ona ihtiyacımız olmadığını söyle.
- Ne zamana kadar efendim?
- Ben şef olduğum sürece.
Sevgili eşim Carol'a
Westchester'daki evi...
...ve 75. Caddedeki
apartmanı bırakıyorum.
Hisse senetleri çocuklarım arasında
eşit olarak paylaştırılsın.
David, Giants biletlerini alabilirsin.
Böyle yapma.
Herşey düzelecek.
Sorun çıkaranları halledeceğini...
...söyledi.
Kapa o lanet olası çeneni!
Sulugöz.
Kahretsin!
Hadi ama.
Geliyor.
- Anne?
- Ben Rotzinger.
Sen de kimsin? Annem nerede?
Polis şefi.
Hemen oradan çık.
Vietnam'da senin gibi
bir pislikle beraberdim.
Hay Allahım!
Adın ne evlat?
Sana nasıl hitap edebilirim?
Şey...
...Chip ismini
her zaman sevmişimdir.
Bana Chip der misin?
Tamam.
O gelen silah
sesleri de neydi Chip?
Hayır, bekle! Bana Skip de.
Tamam Skip. O silah sesleri neydi?
Kameralar.
Kameralara ateş ettim.
Bana bakıyorlardı.
Bana bakıp durma!
Tanrım, adam havlıyor.
Skip, Göz açıp kapayıncaya
kadar tepene binebiliriz.
Kaçmaya kalkarsan
2 metre bile gidemezsin.
Adamlarına söyle
tek bir mermi bile...
...dinamitlere isabet ederse
bütün cadde havaya uçar.
Her tarafa dinamit döşenmiş durumda.
Senin kaçmak için yaptığın planı
bilmiyor muyum sanıyorsun?
Kayıt cihazı açık, sen üçüncü
katın havalandırmasından kaçarken...
...ben de ses kaydınla
konuşuyor olacağım.
Tüm bu paralarla oraya sığabilseydim
iyi bir plan gibi duruyordu.
Ayrıca havalandırmaya
patlayıcılarla bubi tuzakları kurdum.
Aşağı inin! Çekilin oradan!
Tanrım, bu şehirden
nefret ediyorum.
Bir anlaşma yapabilir miyiz acaba,
Chip, Skip.
Tüm o rehineleri
oradan çıkartmak istiyorum.
- Tamam.
Deposu dolu
bir otobüs istiyorum.
Bir Harley-Davidson
XL 1000 istiyorum.
Bir tane de
dev teker istiyorum.
- Bir ne?
- Ve 2 tane de caddede
hazır bekleyecek...
...Jet Ranger helikopter.
Rehineleri serbest bıraktığın an
helikopterleri, otobüsü,
...motorsikleti ve
dev tekeri getirtiyorum.
Ah, evet, eminim ki bankada
tek başıma olduğum an...
...başıma herhangi
bir iş gelmeyecek.
- En azından kadınları salıver.
- Git kendine başka kadınlar bul.
Taleplerim başına bir rehine.
Bir mi?! Dinle, senin bu saçmalıklarını
yeteri kadar dinledim palyaço.
- Şimdi pencerelerden giriyoruz.
- Pekala.
Kapatmak zorundayım, tüm rehineleri
öldürmem lazım, tamam mı?
Sabrımı zorlama sivri zeka.
O kadar da kolay değil.
Silahlı bir suçluyu kaçıracak
pilotları bulmak biraz vakit alır.
Pilota gerek yok.
İlk talebimi yerine getirmen için
30 dakikan var. Numaranı söyle.
259-0660. Çılgınca birşey deneyeyim deme,
yoksa tüm bu insanların canına mal olur.
60 mı? Alan kodu da
212 değil mi?
Pekala. İstediklerini bulun;
helikopter, otobüs, hepsini.
Gelir gelmez burada
hazır beklesinler.
- Şaşırtmaca mı yapıyor yoksa
gerçekten deli mi bu adam şef?
- Adam deli falan değil.
Bankadan dışarı, yanında palyaço
kıyafeti giymiş bir kaç rehineyle çıkacak.
Rehinelere ateş etmeyeceğimizi düşünerek
helikoptere doğru hareketlenecek.
Ateş etmeyecek miyiz?
Pilot istemedi. Demek ki
kendisi kullanacak.
Muhtemelen Vietnem'da öğrenmiş.
Şimdi, onlar kontrolü alan
palyaçoya nişan alacak...
...ve daha adımını atar
atmaz indirecekler.
İşte geliyor.
- İçimizden birini bırakacak.
- Yaşlılara öncelik.
Bu gerçekten mantıklı, eceliyle
ölecek ilk kişiyi kurtaralım!
Seni pislik.
- Sanırım kusacağım.
- Bunu çıkartsak iyi olacak.
- Asla!
- Cehenneme kadar yolu var.
- Karar verildi. Ben gidiyorum.
- Ne?!
- Kim demiş?
- Ben diyorum.
Bu senin vereceğin
bir karar değil Adolf Hitler.
- Paramı hazırladın mı?
- Evet, burada.
Senin gibiler yüzünden
masumlar öldürülür.
Anlaşılan ilk talebim
yerine getiriliyor.
Pekala, bu faşist diktatöre burada
işlerin nasıl yürüdüğünü
göstermek için...
...ilk gidecek kişiyi
sizin kararınıza bırakıyorum.
- O!
- O!
- O mu?
- Evet!
Haydi... Haydi, gidiyoruz.
Düş önüme bakalım.
Bayım, hayati tehlikeniz var mıydı?
Havada ölümün kokusu vardı.
İstediği kişiyi yerlerde
süründürtebileceğini söyledi.
Ah, o kadar da abartma.
Ve bankanın içinden
ilk haberler geldi.
Palyaço hakkında ilk söylenebilecek
şey kimsenin gülmediği.
İşte bu esaslıydı.
Steve, Jody, son rehine
bırakılana kadar burada kalıyorum.
Clarabell* geliyor.
- Selam.
- Selam.
- Bu da ne?
- Ufak bir hediye.
Bu bir Audemars Piguet.
Ay motifli, 18 ayar altın
kaplama, timsah derisi kayış.
12,000 dolara mal oldu,
fiyatı günden güne artıyor.
Dediğim gibi,
sana ufak bir hediye.
- Bu gerçekten hoş.
- Değil mi?
- Bunu kabul edemem.
- Aptal olma.
Hayır, kendimi borçlu hissederim.
Satın alabilir miyim?
- 3 tane yeter mi?
- 300 Dolar mı?
Tabii birisi daha yüksek
teklif vermezse.
300 den fazla verecek olan var mı?
Ay motifi var.
Harika. Bu da benim saatim.
Bir Timex...
...ve kayışı da
Twist-O-Flex, Speidel'den.
Bu lanet şeye minnettarlığım
gün be gün artıyor.
Seni domuz.
Pardon? Domuz mu?
Bundan şüpheliyim. Bu bayanın
sesi çok mu çıkıyor ne?
Bence sen sadece gerçek
bir erkekle takılmaktan korkuyorsun.
Silah kullanıp, bu kıyafetleri giyip...
...insanları rehin alan bir erkek mi?
Sen adam değilsin.
Korkağın tekisin.
Ah, hayır. Hayır!
O... O sadece kendi
adına konuşuyor Bay Palyaço.
Biz senin oldukça cesur
olduğunu düşünüyoruz.
Seni korkak tavuk!
Sana inanamıyorum.
- Hepiniz korkağın tekisiniz.
- Şimdi de onu salıversen iyi olur.
Bu kadar öfkelenmen gereksiz.
Şef, otobüsün arka koltuğunun altına
eski bir yeşil bereli yerleştirdik.
Motorsiklette de en fazla yarım mil
gidecek kadar benzin var.
Yarım mil boyunca her yöne
keskin nişancılar yerleştirdik.
- Dev tekerden haber var mı?
- Yarım saate geliyor.
Suçlunun eşgalini biliyor muyuz?
Orta boylu, normal yapılı, kırmızı
burun ve mavi saçı var.
Teşekkürler.
- AT&T* yi kullandığınız için teşekkür ederiz.
- Motorun dışarda bekliyor,
aynı şekilde otobüs te.
- İki tane daha rehine
bırakman gerekiyor.
- Geliyorlar.
Dev tekerim geldiğinde haber ver.
- Hazır mısın tatlım?
- Herşey tamam.
Rahatla. Hemen arkandayım.
Hadi ama artık.
Orospu çocuğu, pezevenk!
- Siz iyi misiniz?
- Devam edelim.
Perdenin arkasından bizi izliyor.
Hayvan herifin tekiydi.
Telefonları söküyor,
masaların üzerine işiyordu.
Bayan Cochran'ın gömleğine
ne yaptığını görüyor musun?
Burada bir yırtık var,
derin değil ama var işte.
Sorun değil.
Başka kimseyi incitti mi?
Strese girmeye başladı mı?
"Eğer 10 gün bir çeltik tarlasında
uyuyabiliyorsam bu iğrenç
bankada da kalabilirim."
O hayvan bize bunu söyledi.
Bayan Cochran'a da şöyle dedi:
"Bebeğim, kıçınla dürt bakalım
şu hindistan cevizini."
Sanrım bunu daha önceden planlamıştı,
gerçi ortada hiç hindistan
cevizi yoktu ama.
Gördüğüm kadarıyla yoktu.
Hindistan cevizi yoktu ha?
Peki ya dinamit?
Hiç gördün mü?
Hiç mi? Her yer onlarla dolu.
Onun üzerinde.
Bizim üzerimizde.
Kalkan olarak masalara
bağlanmış rehineler.
Hayvan herifin tekiydi.
Tam bir hasta.
Siz iyi misiniz bayım?
Memur Martin, bu ikisini
önlem olarak doktora götürün.
Evet efendim.
- İşin özü, o bir hayvan.
- Bu anlaşılıyor, beyefendi.
Boşuna sızlanıyorum yani burda.
Beni oraya geri göndermek
istiyorsunuz galiba.
Saat 4:48.
Eğer 5'e kadar aramazsa
bankaya giriyoruz.
Kahretsin.
Rotzinger konuşuyor.
Bana biraz daha
zaman verir misin?
Kimseye zarar vermeyeceğime
söz veriyorum.
Tekrardan arayacağım,
söz veriyorum.
Nerede kalmıştık?
Ah, Phyllis! Ah, Phyllis!
Grimm.
Çocuklar.
Phyllis, harikaydın. Neredeyse beni
gerçekten koruduğunu sandım.
Rol yaptığın bile anlaşılmıyordu.
Gerçekten iyiydin.
Bu doğru. Bayan Meryl Streep
oyunculuk neymiş görsün.
Harika.
Loomis, iki saniye
müsaade eder misin?
- Tabii Grimm.
- Teşekkürler.
Bunu başardığımıza
inanamıyorum.
Bana teklif ettiğin geceyi
hatırlıyor musun?
- Teklif mi?
- Evet.
Ah, boruların donduğu ve ısıtıcının
çalışmadığı geceyi mi kastediyorsun?
Yerde donmuş bir şekilde
bulunmayı beklerken...
...bana bir bakış atmıştın.
Öyle bir bakıştı ki
aynen şöyle söylüyordu:
"Herşeyin sorumlusu sensin."
Evet, o bakış.
Dedim ki, "Phyllis, kendimize olan
saygımızı yitirmeden önce bir söz verelim.
Bickerson'lar* gibi, IRT'deki*
tüm o çiftler gibi olmayalım.
Bir yol biliyorum.
Phyllis, benimle bir
banka soyar mısın?"
Evet Grimm. Evet.
Grimm...
Sana söylemem gereken birşey var.
Dün birşeylerin farkına vardım.
Ne? Ne oldu?
Birden gülesim geldi.
Ben... bilirsin işte, kendimi
mükemmeI hissetmeye başladım.
Grimm, sen zaten mükemmeldin.
Bundan daha mükemmel
olsaydın korkmaya başlardım.
Duygularımızdan bahsetmek
için kötü bir çevredeyiz.
Özellikle gövdemizde
bir servet taşırken.
Pekala, Şefe telefon
etmem lazım.
- Rotzinger konuşuyor.
- Evet. Prens Albert'i kutu
içinde getirdiniz mi?
Görünüşe göre keyfin yerinde.
Senin dev tekeri getirttik.
Bana bir rehine daha borcun var.
Kontrol etmem gerek.
Şimdi cama doğru yaklaşacağım.
Adamlarına çekilmelerini söyle.
Bana birşey mi söyleyecektin?
Beklemek istiyorum.
Gördüğüm kadarıyla hidrolik
açılır kapanır gövdesi yok.
Bu kabul edilemez.
Ne?! Seni orospu çocuğu.
Hidrolik açılır gövde hakkında
birşeyden söz etmedin ki.
Bunu gerisin geri New Jersey'e
göndertmemiz gerekecek.
Bana hakaret etme.
Adamakıllı bir dev teker
getirtene kadar...
...arayayım deme, anladın mı?
- O da neydi?
- Ne neydi?
Konuyu değiştirmeye çalışma.
- Açılır kapanır gövde yoksa
rehine de yok.
- O rehineleri istiyorum.
Açılır kapanır gövdelisini
bulmak biraz vakit alacak.
Bu benim sorunum değil.
Yanlışlıkla oldu.
Bankaya girmek için
sonsuza dek bekleyebilirlerdi.
Beni arabadan fırlat
ve üzerimden geç.
Bankada olduğumu
göstermek için...
...onları bu gece istediğim
yerden arayabilirdim.
Havalimanına gidelim.
Bu hiç olmamış gibi davranacağız.
Adamakıllı bir dev teker
getirtene kadar...
...arayayım deme, anladın mı?
İşte bu, bip sesi.
- Bu sesi tespit edebilir misin?
- Denerim.
Korna olabilir. Palyaçolarda da var,
lastik olanlarından.
- Burunları da o işi görüyor bazen.
- O bipleyen neydi bilmek
istiyorum, çabuk ol.
Onun ne olduğunu söyleyeyim size.
Onun lanet burnu değildi.
Araba kornasıydı.
Tam olarak ne kadar vakit kaybettik?
Orada olmadığımdan emin olmadıkları
sürece bankaya dalmazlar.
Rehineleri bir araya getirip
ifadelerini ve isimlerini alırken de
büyük karmaşa olacak.
Sonunda da birilerinin
kayıp olduğunu anlayacaklar.
- O vakte kadar...
- Uçağımız kalkmış mı olacak?
Ve hala bizim kim
olduğumuzdan bihaber olacaklar.
Tanrı aşkına kesin şunu!
Kapatın bu lanet şeyi!
Tanrım, buradan nefret ediyorum.
Grimm, tahmin et ne oldu.
Bekle bir saniye. Bu civarı
daha önce hiç görmedim.
Otoyol girişini mi kaçırdık?
Görmedim.
Geride tabelaları
düzelten birileri vardı.
Yürü! Yürü! Yürü!
Brooklyn Queens Otoyoluna
çıkmak istiyoruz.
- Ne?
- BQO.
Şey, işin aslı nerede
olduğunu bilmiyoruz.
- Kapa çeneni!
- Esas sen kapa çeneni!
- Kapa çeneni!
- Kapa çeneni! Kapa çeneni!
En iyisi şöyle yapalım, tamam mı?
O tabelada BQO yazıyor mu?
Evet.
Tamam, ok hangi yönü gösteriyordu?
Bir saat önceydi.
O şıllık susmak bilmedi.
Bebeği bile bize bağırdı.
O zaman şöyle yapalım:
Yeni bir işaret koyacak mısınız?
- Bugün değil.
- Bugün sadece sökeceğiz.
Söyleyebileceğiniz
herhangi birşey var mı?
Bir sokağın adı, herhangi bir sokağın?
- Ya da yön: Kuzey, Güney?
- Buranın yerlisi değiliz.
Tatlım, bebeğim.
- Silahın var. Vur onları.
- İsterdim ama kürkleri değerli.
Bir tür izin falan gerekir, değil mi?
Sağolun çocuklar. Yardımcı olabilirdiniz
ama çok daha fazlası oldunuz.
Biz de zaten bunun
için buradayız, değil mi?
Böyle olması iyi oldu.
Bunca zahmete neden
girdiğimizi hatırlattı.
Onların sorunu ne biliyor musun?
Burada yaşıyorlar, hepsi bu.
Ama biz yaşamıyoruz. Artık değil.
Bu alet ne kadar sıcak?
Oralarda kol saati bulan oldu mu?
- Kanalizasyona adam gönderdiniz mi?
- Boşa mı kürek çekiyorsunuz yoksa?
- Kanalizasyonda ne kadar
zaman harcadınız?
- Bunları da nerden uyduruyorsunuz?
Rehinelerin ifadesini otobüste alın.
Her saniye daha da uzaklaşıyorlar.
Gerçekten ilerleme kaydediyoruz.
Bir tabela gördüm Phyllis.
Ufak bir işaret
falan görebilseydik.
Şu adama sor.
Afedersiniz. Bayım?
Bayım? Afedersiniz.
Böyle birşey görmek
uğursuzluk getirir.
Herşey kötüye gidiyor, değil mi?
Sadece birşeyleri çözmeye
çalışan iki adam.
- Yakında tanıdık bir yer göreceğiz.
- Tanıdık bir bölgeye yerleşirdim.
John Philip Sousa civarında
bir yerdeyiz sanırım.
Orası bizim ortaokuldu,
değil mi Grimm?
Mezuniyet töreninden sonra yanlışlıkla
hidrojen bombası düşmediyse.
BQO ya giden yolu
tarif edebilir misin?
Tabii ki. Buralarda
bir harita olacaktı.
Bekle bir saniye.
Bu adam fazlasıyla iyi.
- Yani?
- Yani bir suçlu, tehlikeli.
Muhtemelen bir seri katil.
Belki sadece buralı değildir.
- Haklısın. Iowa plakası var.
- İşte!
- "Clutter ailesi" nereliydi?
- Kansas.
Sadece kontrol ediyordum.
Banka gayet güzeldi, değil mi?
Kesinlikle öyleydi Grimm.
Hey, Phyllis.
Grimm'in endişelerinin
giderilmesine ihtiyacı var.
Hayır yok.
O şimdi mükemmel.
- İşte buradasınız.
- Harika. Harika. Teşekkür ederim.
lowa'daki herkes böyle iyi midir?
- Iowa?
- Evet.
Bu bir çalıntı araba.
Grimm farklı görünmüyor, değil mi?
Şey, dün sadece Şehir Planlama
Dairesi'nde çalışan bir adamdı.
Bugün ise dünya çapında
bir banka soyguncusu.
Sağol Loomis.
Bu gerçekten içimi rahatlattı.
- Bu lanet bir kabus.
- lowa'nın başkentini bile bilmiyor.
Kapa çeneni.
Gerçekten şanslı günümdeyim.
Bayağı bir paran varmış.
4 dolar?
Şey, bugün bankaya gidemedim.
Bu saati vereyim sana.
12,000 dolar değerinde.
Sahibiyle anlaşıp...
...300 dolara ikna etmiştim.
Güzel, değil mi?
Tanrım, mal mısın nesin?
Bakalım bagajda neler var.
Teşekkürler, hoşçakalın.
Bayım haritanızı unuttunuz.
Ve bizim milyonları da.
- Dubuque'ten miydi?
- Hayır, Des Moines'den.
- Şimdi havalimanına gidebilir miyiz?
- Bankadan çıktığımız kıyafetlerle mi?
Flatbush buradan 15 dakika uzakta.
Woolworth'te dururuz.
Ondan sonra bizi hiçbirşey tutamaz.
Bu sivri zeka kornaya
basmamış olsaydı...
...çalınmadan önce elbiselerimizi
değiştirmiş olurduk.
- Bu bir kazaydı Phyllis.
- Tabii canım, Çernobil de kazaydı zaten.
Doğru ama Loomis kimseye
radyasyon bulaştırmadı.
- Grimm, şunu durdursana.
- Endişelenecek birşey yok.
Esas ben sana vurduğumda
endişelenmeye başla.
Ve sen.
Bana vurmak istersen
ne diye ona vuruyorsun ki?
- Sen neden bahsediyorsun?
- Seni rahatsız eden birşeyler var.
Şimdi hatırladım.
Tamam, evet.
Sana... sana birşeyler
anlatmaya çalışıyordum.
Gitmiyor muyuz?
Pekala, gidelim. Haydi.
- Pekala. Düz devam et.
- Evet Grimm.
O orospu çocuğunun
bizi soyması iyi oldu.
Buradan kurtulduğumuz için ne kadar
mutlu ve şanslı olduğumuzu hatırlattı.
Ama Woolworth's olmaz. Fazla ortalarda
görünmememiz gerektiğini söylemiştin.
Benim daireme sür. Erkek ve kadın
için kıyafetler bırakmıştım.
Haklısın, bu daha iyi, hem
daha da yakın. İlk soldan dön.
Erkek kıyafetleri. Kimin?
Barry Meyers.
Sana bahsetmiştim.
Evlenmiş olmam gereken adam.
Zırdeli olmayan adam.
Çek ellerini üstümden!
Bizi kurtardığınız
için teşekkür ederim.
Banka sahipleri hiç bir şekilde...
...işbirliği yapmayacaklarını
belirtmemi istediler.
Sanırım sizi de basınla
beraber öldürecekler.
Söylediklerine göre eğer
palyaço yakalanmazsa...
...hissedarlarına, böyle
aşağılayıcı bir olay...
...basına yansıdığı için kendilerini
borçlu hissedeceklermiş.
Kaç hissedar var?
Sanırım sadece 3.
Ama gene de çok teşekkür ederim.
- Bunun için gerçekten minnettarız.
- Otobüste görüşürüz.
Ah tanrım, şimdi de burası.
Büyük olsa da yıkılıp gidiyor.
Şef.
Peru Bağlantısı.
Metro Sapığı.
İnsanlar başardıklarınızı
hatırlayacaklar.
Bir palyaçonun 1 milyon dolar
çalmasının hatırlanacak neyi var ki?
İsa adına, bu adamı
yakalamamız lazım.
Şuna da bak.
Niye bunu yapmak zorundalar ki?
Niye takayım ki kafama.
Benim işim bu değil artık.
Hey, Grimm, elinden geleni yaptın.
Sen iyi bir insansın.
Şefkatli, dürüst, ilgili.
Değil mi?
- Phyllis, nereye park edebilirim?
- Yangın musluğunun oraya.
Yangın musluğu mu?
Cezayı ben öderim.
Yeni kiracıların bunları
attığına inanamıyorum.
- Önümüzdeki salı taşınacaklardı.
- O zaman burayı biran önce
terketmemiz gerekiyor.
- Kolunu uzat.
- Bu gerçekten de gerekli mi?
Bedava içkileri kaçıracağız.
- Havalimanında dikkat
çekmek mi istiyorsun?
Barry'nin boyu 1.95 ti.
Hormonel bozukluk mu?
Şuna bakın millet.
Bundan bir tane de kendime alacağım.
Üç tane al.
X-Ray cihazı olmasaydı eminim
daha az can sıkıcı olurdu.
Tüm parayı valizde taşıyabilirdik.
Biz banka soyguncuları
için işleri zorlaştıran
hep o lanet teröristler.
Gerçekten güzel bir ceket.
Barry bunu neden burada bırakıp
yanında götürmedi ki?
Yeterince zengin.
Karşıdaki binadan duman çıkıyor.
Nasıl bu kadar zengin oldu?
Vadeli sıkıcı bankacı tiplerden mi?
Siyah bir duman.
Mafya kralı mı? Amway'li* mi?
Pezevenk mi?
- Ah, hayır.
- Ne o, polis mi?
- Hayır, itfaiye geldi.
- Yangın musluğu. Anahtarları ver.
- Anahtarlar.
- Burada.
Grimm.
- Eller yukarı.
- Bay Edison olmalısınız.
Eller yukarı!
Bay Edison, ben Phyllis Potter,
ve burası benim dairem
Köydeyken üç kere soyulduk.
Burada olmasına izin vermeyeceğim.
Suçlu gibi mi duruyoruz?
Suç işleyecek insanlar
gibi mi duruyoruz?
Ben gördüğümü bilirim.
Karım geldiğinde polisleri arayacak.
Kararı onlara bırakalım.
Pencereye dönün bakalım.
Tamam ama burası hala bizim dairemiz.
Seni tutuklatmak zorunda kalacağız.
Ah, tanrım.
Grimm, uçak 41 dakika
içinde havalanacak.
Sessiz olun.
Şifreli konuşmayın.
Hey, tatlım, kutlamaya hazır mısın?
- Aman Tanrım!
- Geldiğimde televizyonu
götürüyorlardı.
Sadece dokunuyordum.
Öldür hadi beni.
- Arkanı dön.
- Ah, harika Hal.
Bu sefer gerçekten
eğlenceli olacaktı.
Yerde yemek yiyecek, şampanya içecek,
eski plakları dinleyecektik.
Neden beni suçluyorsun ki?
Daha yatağı bile taşımadık ama
herşey şimdiden aynı eskisi gibi.
Kocanızın hakkını
yemeyin Bayan Edison.
Hal bir söz vermişti, değil mi?
Köydeki kira denetimli yerden vazgeçti.
- Onu tanıyor musun?
- Tek odalı daire için 1500 ödüyor.
1500 mü? Tamı tamına 2600.
1500 vermiyordunuz, değil mi?
- 1260 dolar veriyorduk.
- 1260 mı?
Pardon, sizi yeteri kadar tanımıyoruz
ama buradan vazgeçtiğinize
göre deli olmalısınız.
Belki de öyleyiz.
Woodstock yakınlarında
bir çiftlik evi aldık.
Sade bir yer, sadece
biraz bakıma ihtiyacı var.
Ama ödemeler ayda 300 dolar.
Denemek zorundaydık.
Sanırım bu dediğime de inanmıyorsun
Edison! Böyle yapan insanlar da var!
Bilgin olsun diye söylüyorum, ben de
bir zamanlar Woodstock'taydım.
Seni yargılamıyorum Hal.
Gerçekten yargılamıyorum.
20 senede Woodstock'tan
Charles Bronson*'lığa mı
terfi ettin yani?
Gerçekten iyiydi.
Şuna bak.
Tutun şunu.
Kahretsin!
Şimdi bizi vurabilirsin.
Silahı bıraktım.
Gücenmece yok değil mi?
Bunlar rehinelerin isim,
numara ve ön ifadeleri.
"Sarışın rehineyi taciz edene kadar
palyaço oldukça zararsız görünüyordu."
Evet efendim. Görünüşe göre bizimki
bazı seksüel önerilerde bulunmuş,
bunun gibi şeyler işte.
Burada görünmüyor.
- Kim görünmüyor?
- Sarışın. Nerede o?
Dışarı çıktığında bizzat
kendim konuşmuştım onunla.
- Bütün rehineler burada.
- Hepsi burada.
Hayır. Sızlanan herif nerede?
"Hayvan herifin tekiydi."
Sarışınla beraber çıkan.
İkinci ve üçüncü çıkanlardı.
Ah, Tanrım.
Oduncu olan...
İlk çıkan oydu.
- Galiba bütün o karmaşa
içinde birkaçı sıvıştı...
- Çok karmaşa vardı.
- Ama herkesin isim ve
numaralarını aldık.
- Tüm o işleri hallettik.
Evet, bırakılan o üç rehineyle
ilgili tüm çekimleri istiyorum. Doğru.
Dedim ki, "Herşey buraya kadar komik şey."
Sonra boğuşmaya başladık. Ama üzerinde
bomba olduğunu görünce bırakmak
zorunda kaldım.
O zaman beni yere serdi.
Orospu çocuğu.
Görüntüleri kontrol edip tüm birimlere
hırsızların eşgallerini ilet.
- Hırsızlar? Birden çok kişi mi?
- Hepsi beni yere serdi.
Üç kişi dışarıda zafer
şarkıları söylüyor.
- Taksi!
- Taksi!
- Lütfen!
- 10000 dolar vereceğiz!
Bir de oral seks!
- Sakin olun.
- Uçağı kaçıracağız.
Thor Heyerdahl* gibi Fiji'ye
sal ile gitmek zorunda kalacağız.
Saat 11 de Martinique'e giden başka
bir uçağa da rezervasyon yaptırdım.
- Bu 11 uçağından daha
önce bahsetmemiştin.
- Gerekli olacağını düşünmüyordum.
Ama Martinique hakkında
hiçbir bilgim yok.
Fiji hakkında ne biliyorsun ki?
İşin doğrusu hiçbirşey.
Tamam.
Ondan dışında başka bir
uçağa yer ayırttın mı peki?
Şimdilik 11 uçağına yetişmeye
çalışalım, tamam mı?
Neden, bizi tespit ettiler mi?
Rotzinger şimdiye kadar suçluların
ilk üç rehine olduğunu anlamıştır.
Oh, Grimm.
Grimm, hapise girmek istemiyorum.
Endişelenecek birşey yok.
Kılık değiştirdik.
- Taksi!
- Rotzinger'den bahsetmemiştin hiç.
Aynı şekilde Martinique'ten de.
Daha anlatmadığın neler var?
- Söylediğin herşey yalandı, değil mi?
- Sen iyi misin?
Ben mi...? Bunu eğlenceli olduğunu,
şehirde geçirilmiş bir gece
olduğunu düşünüyorsun.
Hayır, bunun çok daha heyecanlı
olduğunu düşünüyorum.
Sen de böyle düşünüyordun.
Yakınlarda yatak olması yoksa...
...bu planı tartışamıyorduk bile.
- Senin kim olduğunu anlamamdan önce.
Ben kim miyim?
Kudretin ve uzmanlığınla kendinden
geçmiş dünya çapında bir
banka soyguncususun.
- Ve Loomis te böyle düşünüyor.
- Taksi.
Taksi.
Bak, bu "dünya çapında banka soyguncusu"
lafı nerden çıktı bilmiyorum.
Tamam, bir banka soydum,
ama sen de öyle yaptın.
Yatak odanda 6 ay boyunca planladığımız
şey de bu değil miydi zaten?
Ve şimdi eğer... Taksiye atladığımızda...
...planımızı başarmış ve hayatlarımızı
biraz daha az itibarla
geçiriyor olacağız.
Tanrım, lütfen! Taksiye ihtiyacımız var!
İğrenç, lanet bir taksiye!
Evet!
Havalimanına lütfen.
Pekala, bir telefon daha alalım yayına.
7.hatta Staten Adası'ndan Steve var.
- Bu gece neler düşünüyorsun bakalım?
- Bu banka soygunu hakkında
konuşmak istiyorum.
- Ne olmuş ona?
- Bu palyaço o kadar kötü biri miydi?
Bence harika bir mizah duygusu vardı.
Yanında ev yapımı 9mm'li
taşıyan başka bir keş değildi.
- O iyi biriydi.
- Steve, sen de onun gibi
iğrenç biri olmalısın.
Bana kalsa ibret olsun diye palyaçoyu
asar pantolonunu da aşağı indirtirdim.
Güle güle Steve.
Nasıl böyle birşey söyleyebilir?
- Nereye gidiyoruz diye soruyor?
- Ah, Tanrım.
Sadece hangi havalimanına
gittiğimizi sordu. Kennedy. JFK.
- Kusura bakma, kafam dağınık biraz.
- Loomis seni üzecek ne söyledi?
Hiçbirşey. Hayır, sana tamamen sadık.
Senin ona olduğun gibi.
Baba oğul gibi ha?
Rotzinger ya da Martinique'ten
bahsetmedin çünkü plan mükemmeldi...
...ve benim ufak ihtimallerle
endişelenmemi istemedin, değil mi?
Biliyorum, çok huysuzluk yaptım.
O kadar da çok değil.
Bu şartlar altında
çok fazla ilgi bekliyor...
...olmam pek te
mantıklı değil, biliyorum.
Ama işte...
Tanrım, lanet olası havalimanına!
Kulağına birşey mi kaçtı?
Haydi ama!
Tamam, sakin ol.
Ülkemizde bir misafir olabilir.
Dostum...
Kennedy. Burada, bak.
Kennedy Havalimanı. Bak.
Evet, anladı sonunda.
Harika, neden bizi doğruca
Sing Sing'e götürmüyorsun?
- Lütfen böyle söyleme,
Loomis'i üzeceksin.
- Ah, Allah korusun.
Kırmızı ışık. Dur!
Dur!
Renklerden bile bihabersin, değil mi?
Kırmızıyı cehennemden
bile bilmiyorsun!
Şurada normal bir taksi var. Dur!
- Taksi!
- Loomis!
- Gazeteye ihtiyacı vardı sanırım.
- Olmak için kötü bir yer.
Loomis. Loomis.
Hey, Linda, acele et,
sanırım adam öldü.
Duyuyor musun? Ölü bir adam var.
38 dolar 82 sent.
Hemen bir devriye arabası gönderin!
Görünüşe göre kanaması var.
Loomis.
Loomis.
Ondan gerçekten hoşlandım, gerçekten.
Sonra dedim ki, "Rahat duracak mısın?"
Ve birden bu bıçak çıktı ortaya.
Sanırım bir avcı bıçağıydı
ve bıçaklardan nefret ederim.
Dennis, görüntüler
pek te bir işe yaramadı.
Bir saat önce istemiştim.
Bunu da nerden buldunuz,
kibrit kutusundan mı?
Paul Bunyan'ı* yakalamak
istiyorsak gerçekten mükemmel!
Bizim gözlemlerimize
göre çizildi kısmen.
O palyaço normal bir palyaço değildi.
Bankadaki soyguncunun
sakallı, zırlayan bir adam...
...ya da sarışın birinden
öte olduğunu düşünmek...
...fazla saplantılı olurdu.
Neler buldunuz?
İki erkek ve bir kadının
karıştığı olaylar şunlar:
Akşam 7 de, içinde 2 erkek ve
bir kadının olduğu bir araba
Pierce Oteli'ne dalmış.
- Biz ulaşana kadar kaçmışlar.
- Bir ekip gönderin. Başka?
İki erkek bir kadının karıştığı
olaylar bunlardı.
İki içki dükkanı ve bir çamaşırhane de
sahte palyaçolar tarafından soyulmuş.
Şimdiye kadar çoktan bir Üçüncü
Dünya ülkesine kaçmışlardır.
Evet efendim, güzel bir yere.
Bizim için herşey şehirde başlıyor.
Tek umudumuz da onların, senin
ve benim hergün bulaştığımız
bir pisliğe bulaşmış olmaları.
Neden hala bu lanet
işi yapıyorum ki?
Kendim için daha heyecanlı bir
hayat düşünemez miydim sanki?
Efendim, böyle söylemeyin lütfen.
Bir tane daha geldi. Adamın teki
hareket halindeki bir taksiden
gazete standına atlamış.
Arabada iki tane daha yolcu varmış,
bir kadın ve bir erkek.
Hareket halindeki bir
taksiden mi atlamış?
Buna panik denir işte.
Bu, tüymekte olan bir insan.
Kahretsin, bu sakın araba
kornasına basan adam olmasın.
- Ne zaman olmuş?
- 8.35 te.
- Daha olay mahaline bile
ulaşamadık efendim.
- Bunlar onlar.
Bunlar onlar.
Bütün yakın devriyeleri
olay mahaline yönlendirin.
Loomis.
Loomis.
Taksi bulduk mu?
Şimdi bana vuracak mısın?
Hayır, ama ayağın kırıldıysa seni
yoketmek durumunda kalacağız.
Ayağa kalkabilir misin dostum?
Kötü görünüyor.
10 dan geriye sayın.
10.
Harika, unutun gitsin,
bu kadar yeter.
9, 8...
...7...
- Hadi ama, rahatla biraz.
- Tabanca, tabanca!
- Tabanca, tabanca.
- Hey.
Harika, Profesör Henry Higgins
şimdi bizi yakalatacak.
Şuraya girelim.
Arkandaki benim aletim değil.
Çok rahatladım.
Para için...
...geldik.
Şu yürüyen ölü ne diyor?
Para için geldiklerini söyledi.
Ne parası olduğunu sor pislik herif.
Ne parası pislik?
Harika, bizimle oyun oynuyorlar!
Evet.
Ona, o lanet beyni üzerine
oyun oynayacağını söyle.
Senin o lanet beynin üzerine
oyun oynayacağım.
Bu depodan gerçekten
nefret ediyor olmalısınız.
Çünkü yarından sonra
burası darmadağın olacak.
Johnny. Buraya gel.
Buraya gel.
Ne?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Hiçbir fikrim yok.
Bilmiyorum.
- Git ona sor.
- Ona sormamı mı istiyorsun?
Mr. Skelton nasıl oluyor da
seni tanımadığını bilmek istiyor.
- Çünkü yeniyim.
- Çünkü yeniymiş.
Söyle ona, Lombino yeni satıcı ile
alakalı hiçbirşey söylemedi.
- Lombino hiçbirşey söylemedi...
- Bay Lombino ha?
Bay Lombino!
Ne zamandan beri,
senin gibi akıllı bir adam...
...Bay Lombino gibi iri
birinden açıklama bekliyor?
Bay Lombino yeni satıcı hakkında...
Bay Skelton'a hiç...
- Yeter artık Johnny.
- Burada dikildiğimi görmüyor musun?
- Evet, haklısın, kusura bakma.
Pekala.
Mario'ya ne oldu?
Mario.
Biri ona dayılandı.
Bu yüzden de Earl'ü hareket
halindeki bir araçtan attı.
Aynısını Johnny'e de yaptı.
- Bunu yapmak hoşuna gidiyor olmalı.
- Hayvan herifin teki. Tam bir rahatsız.
Pekala, parayı sana vereceğim.
Lombino...
Bay Lombino'yu arayıp...
...seni sorduktan sonra.
Güzel, aslında mükemmel.
Bay Lambino'nun ne diyeceğini
hayal edebiliyorum.
"Skelton Chip'i sormak
için demin beni aradı."
Bay Lombino lütfen.
Skelton deyin.
"Sanırım Chip yeteri kadar sert değil.
Bu yüzden tekrardan o hayvan Mario'yu
Skelton'a göndermem gerekecek."
Hayır. Bekle. Mike Amca, Mike Amca.
Bay Skelton. Bekle bir saniye.
O aptal güneş gözlüklü...
...etrafını kırıp geçiren, koca kel
Mario'nun buraya gelmesini istemeyiz.
Kimse birkaç bin dolar için bunu
yapacak kadar aptal değildir.
Mario onların ciğerini söker,
bunu biliyorlardır.
Bu konuda haklı olabilirim.
6 bin. Kısa nakliyat.
Teşekkürler, hadi Earl.
Lambino'nun şehre geri döndüğüyle
ilgili söylentileri ilk duyduğumda...
...kendi kendime dedim ki,
"İmkanı yok". O adam Nevada'daki
yaşantısını asla terketmez.
Ama şimdi sizi gördüm
ve bu doğru olmalı.
Evini tekrar düzene
koymak için geri döndü.
Bu yüzden o bir kral.
Uyuşturucu, koruma, ne dersen de.
Lombino kraldır.
- Ona böyle dediğimi söyle.
- Tamam.
Lombino'nun dokunduğu
herşey altına döner.
Kral Lombino.
Bu yüzden o kral, değil mi??
- Ona böyle dediğimi söyle.
- Söyleyeceğim John.
Sonra görüşürüz.
Kellene dikkat et.
Grimm, bebeğim, oradan asla
kurtulamayacağımızı sandım. Asla.
Ah, tatlım.
Phyllis geri geldi.
Gangsterleri soydun.
Bunun için doğmuşsun.
Oh, Grimm. Bu, genlerinde olmalı.
İşte buna şans derim.
Yürüyün, gidiyoruz.
Bunu yapabilirim.
Bunu yapabilirim.
Yapamayacağım.
Yapamayacağım...
Tamam, yapacağım.
Bu koku da ne?
Kullanılmış şarap.
Havalimanına gidiyor mu?
- Yakınından geçer.
- Harika, güzel bir seri yakaladık.
Bozuk paranız var değil mi?
100 Dolar ver.
Çabuk ol.
Çabuk ol.
Bu bozuk para değil.
Bir arkanı dönüp bakar mısın?
Kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum.
Her gece oraya dönüp bakıyorum.
Bu sayede işlerimi sağlıklı
bir şekilde hallediyorum.
1 dakika 45 saniye içinde
buradan ayrılıyorum.
Ya bozuk para verirsiniz
ya da inersiniz.
Pekala. Bana 1 dakika müsaade et.
Bozuk para alıp geleyim.
Sana 1 dakika 28 saniye veriyorum.
Loomis. Diz çökemez misin?
Hayır, ama oturabilirim.
Parayı verene kadar oturamazsınız.
- Pardon.
- Önüne baksana!
- Kusura bakmayın.
Yanlış tarafa gidiyordum.
- Dert değil.
- Bozuk para lazım.
- Hey, sıranı bekle.
Birşeyler satın almak zorundasın.
52 saniye.
98 dolar 62 sent.
Ah, bir kutu da
Maxvell House istiyorum.
Hayır, hayır, kafeinsiz olanından, orada.
İşte şurada.
Evet o.
Ah, hayır.
Hayır, hayır, hayır.
Bu yaptığınız çok hoş.
Teşekkür ederim.
Ben yapardım.
Başaramayacak.
26 saniye.
- Defol git buradan!
- Mario, hayır!
Peki ya o adam?
Bakamayacağım!
Bilmiyorum. İşte orada!
Seni orospu çocuğu!
- Vakit doldu.
- Hayır bekle! Hayır lütfen bekle!
Hadi kapat kapıyı.
O başka bir otobüsü bekliyor.
O herif bir hırsız!
- Kapat kapıyı. Gidelim hadi.
- Beyaz çizginin gerisinde dur.
O paramı...!
- Tuttum onu.
- O bir hırsız, benden bişeyler çaldı!
Taksiden mi atladı bu?
Patronum hepinizi kapının
önüne koyduracak!
Nasıl gidiyor Rotzinger?
- İnanılmaz.
- Onu tanıyor musun?
Mario Monetti. Vince Lombino
için çalışıyor.
Lombino? O Nevada'da değil miydi?
Evet, sözüm ona
Nevada'da bir yerlerde.
Tam onu yakalayacakken
kaçıp gitmişti.
Palyaçonun bir haftada götüreceğini
bir günde götürüyor bu şehirden.
Bunun taksiden atlayan
herif olduğuna emin misin?
Taksici onu teşhis etti.
Yürü gidiyoruz.
Sana birşey sorabilir miyim?
- Beyaz çizginin gerisine geç.
- Ah, lütfen. Hadi ama,
sürmeye devam et.
Annem böyle yapardı.
Aynen böyle.
Bir çocuk sahibi olmalısın Phyllis.
Bunu söylüyor olman komik.
Gerçekten mi?
Arkana yaslan.
- Şey, Grimm bana söylemedi.
- Bilmiyor ki.
İş bitinceye kadar
söylemek istemedim.
O zaman şimdi söyle.
Hiç söylemeyeceğim.
Onu seviyor musun?
Kardeşim bana her zaman...
...bir, eğlenilecek tipte erkek,
... bir de evlenilecek tipte
erkek olduğunu,
Çünkü, eğer adam heyecan verici ise
ona güvenmemem gerektiğini söylerdi.
Ama ben ona her ikisine de
sahip olabileceğimi söyledim.
Grimm ile tanıştıktan sonra da
dediğimde haklı olduğumu düşündüm.
Ama bir sınırı var.
Bunu kendin söyledin Loomis.
O, bunun için doğmuş.
Ben sadece onun ekibinden biriyim.
Ah, Tanrım. Söylediğim birşeyin seni bu
kadar etkilemesine izin mi vereceksin?
Hepsi benim hatam.
Oh, hayır, buraya gel.
Hiçbirşey senin hatan değil.
O lanet kornayı öttürmenin dışında.
- Havalimanın yakınından
geçer dediğinde...?
- Yaklaşık 750 metre.
- Pekala, oraya ne zaman varırız?
- 22.30 da.
- Yani halk dilinde nasıl oluyor?
- Akşam 10.30 da.
- Yürüdüğümüzü varsayarsak.
- O yaralı adamla mı?
- Kesin bir şey söyleyemem.
- Tahmin etsen.
- 21 dakika.
- Teşekkür ederim.
Bu, her zamanki güzergahım değil.
Kocam yoğun bakımda.
- Şunları da aldıracaksın, değil mi?
- Kendi işine baksana sen.
Ne söyledi?
Onun tahminine göre, ki ben de
öyle düşünüyorum, 11'e 9 dakika
kala havalimanına varacağız.
9 dakika mı?
9 ay...dakika mı?
Şu "Lambino" ismini
nereden hatırlıyorum ki?
Adamı hatırlarsın.
Umberto'nun yerinde kardeşinin
gözbebeğini bir tabak Fra Diavolo
sosuna bulamıştı.
Hiç farketmeden onun mekanına daldık.
Bu kadar da şanssız olunmaz.
Onun mekanı mı?
Birçok kere hiç farketmeden
onun mekanlarına girmişsindir.
Bu adamın lokantaları,
barları, marketleri var.
Bu şehirde anaokulları bile var.
Palyaço için mi çalışıyorsun
yoksa o mu senin adına çalışıyor?
Palyaço, Lombino için de mi çalışıyor?
Ne palyaçosundan bahsediyorsun sen?
Ben de inandım Monetti!
Sanırım özür dileyip
seni bırakmamız gerekiyor!
Evet, doğru.
Buraya gel pislik, yürü bakalım.
O da bu işin içinde efendim.
Tek bir kelime bile etmiyor.
Seni salak. Bu herif tek kelime
bile ingilizce bilmiyor.
Haydi... Rahatla dostum.
Otur şuraya.
Bana bir tercüman bulun
demedim mi size?
"Encümen" dediğinizi sanmıştım.
Tek söylediği bu.
Kelepçenin anahtarını ver.
Adama su getir, tamam mı?
Muhtemelen kendi ülkeni de böyle bir
zulümden kurtulmak için terketmişindir.
Kahretsin. Bana bir tercüman bulun.
Hırsızların ona gidecekleri yeri
söylediklerinin farkına varmadın mı?
Söyledilerse bile bu adam
tek kelime bile anlamamıştır.
- Hangi dili konuştuğunu
bile bilmiyorum.
- Hemen bir tercüman bulun!
Al dostum, iç şunu.
Pekala.
Palyaço kimdi? Söyle hemen.
Bu da neyin nesi Rotzinger?
Otobüse binmek ne zamandan
beri suç oldu?
- Otobüs mü?
- Evet.
Ne zamandan beri suç? Otobüs.
Onlar "ototoybüs"teler.
Buna zamanım yok.
Şoför bey, beni birazcık
hayal kırıklığına uğrattınız
Uyanık falan değildi.
Onun için bir çözüm yolu bulmamız
gerektiğini düşünmüyor musun?
Bu arada...
...çocuklar hakkında ne hissediyorsun?
Bunu şimdi nasıl sorabilirsin?
Üzgünüm.
Hapishane onlar için kötü
bir çevre olur kanısındayım.
Moralini bozma.
Havalimanına gidiyoruz işte.
- Havalimanının yakınına.
- Loomis uyuyor. Hiçbirşey yapamaz.
- Ağzından birşeyler
kaçırması hariç tabii.
- Bu farkeder mi sence?
Hadi ama, rahatla.
Artık özgürüz.
Grimm...
Ben gelmiyorum.
Ne?
Tanrım!
Hayır. Hayır, evlat.
Buna zamanım yok.
- Seni zavallı orospu çocuğu.
Gel buraya.
- O mu?
Hadi. Yapmam gereken işlerim var.
- Yardım edebileceğim birşey var mı?
- Beyaz çizginin gerisinde dur!
- Dinle, onun ücretini öderim.
- İyi.
- Bozuk paran var mı?
- Gerçekten yardıma ihtiyacın var!
- Ralph Kramden'in* kötü ikizi gibisin.
- Pekala.
- Hadi evlat, hadi
- Bak.
Burada 6000 dolar var, tamam mı?
Hepsi gerçek. Bu şehrin insanı nasıl
küçük düşürdüğünü bilirim.
- Bu korkunç.
- Hadi.
Bunları al ve yeni bir hayata başla.
Bu otobüsün dışında bir yerde, tamam mı?
Haydi! Gitarını kıracaksın.
Haydi.
İşte böyle. Haydi.
Yapacak işlerimiz var. Hadi.
Gidelim. Hadi.
Sessiz bir şekilde bütün 9 numaralı
otobüsleri durdurup kontrol edeceğiz.
Yeni bir rehine vakası istemiyorum.
Sen hep böyle biri misin?
Biraz vakit kaybediyoruz ve
birdenbire herşey ortaya çıkıyor.
Evet, ben buyum.
Eğer burada kalırsan yakalanırsın.
Şansımı deneyeceğim.
Sana ne yaptığımı söyler misin?
İstediğin nedir?
Beni rahat bırakmanı istiyorum.
Çabuk inin!
Ancak, seninle biraz daha kalacağım.
Sorun şu ki Loomis,
biraz zaman kaybettik.
Biraz daha hızlı yürüyemez misin?
Üzgünüm Grimm.
Yapamam.
- Bana yine vurmayacaksın, değil mi?
- Kimse sana zarar vermeyecek.
- Yine mi? 9 yaşından beri
kimseye vurmadım.
- Evet, ama bana vurdun.
Onu tehdit ettin,
ve o çok şey yaşadı.
Sen hala burada mısın?
Ona söz ver.
Söz veriyorum.
- Bu bizim uçağımız mıydı?
- Hayır, hayır.
Eğer o bizim uçağımız
olsaydı, düşüyor olurdu.
Havalimanı nerede?
Daha ne kadar var?
Bu köşe için bayağı
rekabet vardır sanırım.
Çok şükür fazla sembolik falan değil.
Bu ne anlama geliyor Grimm?
Bilmiyorum.
İşin aslı "Ölüler için çiçekler"
demek Grimm.
Tanrım!
Hepimiz öleceğiz!
Hepimiz öleceğiz!
Onu rahat bırak.
İkinci kriz dalgasını yaşıyor.
Bekle. Phyllis bu şeye binemez, onun
durumundaki biri için uygun değil.
Yolculuğa devam etmek için.
Yolculuğa devam etmek için.
Yolculuğa devam etmek için.
Sağdan düz gidin.
Yolculuğa devam etmek için.
- İşte böyle. Devam edin.
- Şef, bunu duymak istersin.
- Neden, bir şey mi buldun?
- Kesinlikle buldum.
Havaalanına gidiyoruz.
Arabanı alıyorum.
Kimlik tespiti için ona
ihtiyacımız olacak.
- Bana bile anlatmayacak mıydın yani?
- İstedim Grimm.
Ne zaman olacaktı ki?
Soygundan önce mi?
Daha fazla sıkıntı vermek için mi?
Peki ya sonrası?
Birkaç kez söylemeye çalıştım...
...ama mükemmelleşmek için
fazlasıyla meşguldün.
Grimm, bu paraları üzerimden
çıkartmam gerek.
Güvenliği geçtikten sonra senin için
spor çanta falan buluruz.
Kaç aylık?
Phyllis, lütfen.
- Daha binmemişler.
- Bırakın binsinler.
Böylece metal dedektörlerden geçerler.
Silahsız bir şekilde
kapana kısılmış olacaklar.
Onlar ne olduğunu anlamadan
sessiz bir şekilde uçakta tutuklarım.
- O benim de bebeğim!
- Tanrım, bu oldukça genç bir adam.
Böyle işlerle ilgilenmek
üzere eğitilmiş...
...anti terörist ekiplerim var.
- Bunu istiyorum.
Açıkçası...
......bugünden sonra
ihtiyacım olacak.
- Teşekkürler Roy.
- Tuttum seni.
Roy bizim için kayıp bagaj odasından
çanta, tekerlekli sandalye ve...
...topallamanı örtbas etmek
için de kayak takımı getirecek.
- Ona bir kaç papel verdin değil mi?
- Tam tamına 1200.
Korkutucu ama Roy'un altıncı hissi
ona başımızın dertte olduğunu söylemiş.
ESP(Duyusal dışı algılama)
gerçekten var Grimm. Kanıtlandı bu.
Şu an benden birşeyler
öğrenmek ister misin?
Biletleri almaya gidiyorum.
İçerde görüşürüz, tamam mı?
Harika Kreskin'i* içeriye
götüreceğim, merak etme.
Güzel.
Şimdi ne?
Hey, palyaço!
Sıraya gir!
Sadece bir soru soracağım.
Bir sorun mu var bayım?
- Korkarım ki çok fazla yolcu var.
- Evet, korksanız iyi olur.
Hiç kimse Russ Crane'e
bunu yapamaz.
Kimse Bayan Crane'e bunu yapamaz,
seni tapılası uçuş görevlisi!
Senin sorunun ne, bir erkeğin
işini yapmaktan mı korkuyorsun?
Tam şurada.
- İsminiz, lütfen.
- Teşekkür ederim.
Evet, Grimm.
Polisler iki erkek ve bir kadını
arıyorlar, bu yüzden ayrılalım.
Tamam. Şimdi veda edelim.
- Delirdin mi?
- Üzgünüm. Bunun kolay
olduğunu mu sanıyorsun?
- Bu gece senin yapmadığın ne yaptım?
- Jimmy Cagney'e* dönüştün.
Bu banka soygunu senin için
bir sıçrama tahtasıydı.
Gangsterlerden para çaldın...
...Roy'a rüşvet verdin, o herif,
Edison'u tamamen demoralize
ettin ve elinde silahı vardı.
O kol saatini çaldın.
Onu satın aldım, ve Edisonlar
Altamont'ta yaptıkları seksten
çok daha iyisini yapacaklar.
Her ne yaptımsa, buradan
birlikte gidebilmek için yaptım.
Beceriksiz aptalın
teki mi olsaydım yani?
Bir daha asla eskisi gibi biri
olamayacağını düşünüyorum.
Öyle olmayı isteyen kim! Eğer boş boş
ortalarda dolanıp hepimizi
hapise göndertmezsen... .
.....kıçıma tıkdığım 1 milyon dolarla
Martinique'e gidiyorum.
- Grimm, ben bebeği düşünüyorum!
- Sen çıktığında 3 yaşında olacak.
Bakıcı aileler gerçekten iyidir,
paragöz ya da din manyağı değillerse.
Seni ziyaret edebilir. Ona nasıl
plaka yaptığını gösterebilirsin.
Şükürler olsun ki
beni korkutmak yerine...
...aşk ve iyi niyetinle yaklaşıyorsun.
Sadece buna zamanım vardı.
Şimdi, birimizin Loomis'i itmesi
gerekiyor. Neden sen yapmıyorsun?
Tuvalete gitmem lazım Grimm.
Eğer bu paraları üzerimden
çıkaramazsam çıldıracağım.
Kahretsin.
İki dakikaya içinde
uçakta buluşalım, tamam mı?
Lütfen.
Ona çok sert çıktın.
O kadar kısıtlı süre içinde
yapılabilecek tek şeydi.
Ona, onu sevdiğini söylemen gerekirdi.
Belki de onu ikna etmenin tek yolu buydu.
Ah Tanrım, Loomis.
Şimdi mi söylüyorsun bunu!
Pekala, son birkez daha.
- Hayır.
- Lütfen?
- Hazır mısın? Hızlı olacağım. Lütfen?
- Hayır.
Evet. Haydi. Şimdi!
Pekala. Aferin sana.
Fermuarı kapatmama yardım et.
Sizin gibiler bu şehri
ne hale getirdi!
- Merhaba.
- Yeterince geç kalmadınız mı?
Siz de buralı olmalısınız.
Gideceğiz ve herşeye rağmen
harika vakit geçireceğiz.
Haklısın Grimm.
Bu benim fikrim değildi.
Plan bu değildi.
Üzgünüm Grimm.
- Girmeden önce bana 3 dakika ver.
- Anlaşıldı.
Sen git. Oraya varır varmaz bir doktora
görüneceğine söz ver, tamam mı?
Hayır. Hep birlikte gidecektik.
Hey, siz iki mil yolcusu,
oturun yerinize.
Birinci sınıfta da pisliklere
yer mi verilir ya?
Bir mahsuru mu var?
Buraya gel Loomis.
Kendine bir bak!
Buradan uzaklaşmalısın, hemen.
Phyllis'i bulduğumda...
- Eğer Phyllis'i bulursam...
- Evet, var.
Siz kahrolası ayaktakiler Bayan
Crane'in içki keyfini mahvediyorsunuz!
Sen iyi misin bebeğim?
Bloody mary* çok
baharatlı değil, değil mi?
İşte benim kadınım.
Yakında görüşürüz.
Bol bol güneşlen.
Soyulmadan önce
nemlendirici kullan.
Bekle, Grimm.
Onu birlikte bulabiliriz.
Baksana.
Bu...
Bunu yapmaktan nefret ediyorum bebeğim.
Beni asla canlı yakalayamazsın Rotzinger.
- Rezilliğini kendine sakla Lombino.
- Bu kral.
Vince, seni adi kurt!
- Kral için gelmiş.
- Seni yılan!
Beni atlatsan bile dışarıda
50 polis bekliyor.
Pekala Rotzinger. Benim sıram!
Bir dakika daha var.
Kalkıştan önce birkaç
şeye dikkatinizi çekmek...
Seni sıçan! Seni sürüngen!
Ona başka bir şeyle vuramaz mısın?
Bana ver onu!
Tanrıya şükür!
Mario ile seviştim Vinnie.
Sen o kokuşmuş arkadaşlarınla
kağıt oynarken!
Kimse bunu Bayan Russ Crane'e yapamaz.
Onu kızdırmaktan vazgeç!
Daha kalın Vinnie. Boynundan
daha kalın ve daha güçlü.
Phyllis.
Phyllis, bu adamı yakaladılar.
Ver şu lanet...
Pekala.
Vince Lombino, diğer
adıyla Russ Crane...
...birinci ve ikinci dereceden cinayet...
...kundaklama, pezevenklik,
silah satışı, ırza geçme...
...şantajcılıktan tutuklusun.
- Ayrıca eşini kalkan
olarak kullanmaktan.
Mario, nasıl oldu da
öttün sert adam?
Siktir git.
Bu o.
Onun ne söylediğine aldırma.
Arabaya at onu.
- Sadece bizimle beraber gelecek. Hadi!
- Angie!
- Ángel!
- Haydi!
- Bayan Lombino iyi mi?
- Hey! Hey!
Angie! Seni seviyorum bebeğim!
Seni seviyorum!
Seni seviyorum Angie!
Dur, yardım edeyim dostum.
Yardımın için teşekkür ederim.
- Önemli değil.
- Sana bir takdir belgesi
vermek istiyorum.
Adını ve adresini söyler misin?
Ah, bu harika.
- Dan...
- Dan.
...Chipowski.
S-K-I...
...ile bitiyor.
111 Astoria Bulvarı,
Queens, New York...
...11101.
Tamam Dan. Keşke senin
gibi daha niceleri olsa.
Böyle söylemeyin.
Yürü James.
Hey, bu Rotzinger!
- Belediye başkanlığı için
aday olacak mısınız?
- Bugün kariyerinizin en önemli günü mü?
- Bunları kim çağırdı?
- Ben çağırdım efendim.
Hey, unutma, şu "Cipowski" ye
takdir belgesi göndereceğiz.
Yani, Chipowski'ye.
Çeviren: Ceyhun Özkır