Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri-Recep YILMAZ (Doctor Jivago)
Nasıl yapıldığını anladın mı?
Evet, sanırım daha çok çalışmalıyım.
İyi olur. Bu çekirdekler karışırsa patron kafamı uçurur.
Endişelenme.
26 feetteyiz.
Jason'a matkap kullanması için sen mi izin verdin?
Evet, bunu halledebilir.
Ben birşey yapmadım.
Elini ver!
Matkabı bırak!
Unut gitsin Jack! Çok geç!
Başaramazsın!
Jack!
Jack! Elini ver!
Yakaladım!
Ne düşünüyordun?
- Ne oluyor?
- Kahrolası tüm kıyı şeridi kırılıyor.
Olan bu!
10.000 yıl önce gerçekleşen sert
iklim değişikliğine ait deliller bulduk.
Buz çekirdeğindeki küresel ısınmaya
neden olan bu natürel gaz yoğunlaşması...
...aşırı ısınma sonucu dünyanın
son ikiyüz yıldır süren...
...bir buz çağına girdiğini gösteriyor.
Kafam karıştı.
Küresel ısınmadan bahsediyorsunuz sanıyordum,
buz çağından değil.
Evet, bu bir paradoxtur, ama küresel ısınma
soğuma eğilimini tetikleyebilir. Açıklayayım.
Kuzey yarıküre mevcut iklimini
Kuzey Atlantik akıntısına borçludur.
Güneşten gelen sıcaklık ekvatora ulaşır
ve bu ısı okyanuslar sayesinde kuzeye taşınır.
Ancak küresel ısınma kutuplardaki
buzulları eriterek bu akıntıyı engeller.
Sonunda akıntının yolu kapanır...
...ve bu olduğu zaman iklimimiz giderek ısınır.
Afedersiniz. Sizce bu ne zaman
olacak profesör? Ne zaman?
Bilmiyorum. Belki 100 belki de 1000 yıl içinde.
Ama şunu biliyorum ki...
...hemen harekete geçmezsek bunun bedelini
çocuklarımız ve torunlarımız ödeyecek.
Peki Kyoto antlaşmasının bedelini kim ödeyecek?
Bu dünya ekonomisine yüzlerce milyar dolara malolur.
Afedersiniz sayın başkan yardımcısı ama
hiçbirşey yapmamanın bedeli daha yüksek olabilir.
İklimimiz çok hassas.
Bu oranlarda fosil yakıtı
tüketmeye devam eder ve...
...çevreyi kirletirsek buzullar
kısa süre içinde yokolacak.
Profesör Hall...
...ekonomimiz de en az çevre
kadar hassas.
Belki de duygusal davranmadan önce
bunu aklınızda bulundurmalısınız.
Son kopan buzul parçasının boyutu...
...yaklaşık olarak Rhode Island kadar.
Bazı insanlar bunu oldukça
duygusal bulabilir.
Küresel ısınmayı durdurun!
Küresel ısınmayı durdurun!
Yeni Delhi'de küresel ısınma konferansındayım.
Buna inanmayacaksınız, burada kar yağıyor.
Kaydedilen en düşük hava
sıcaklığı şehri kaosa sürükledi.
yüzlerce evsiz insan soğuktan ölmek üzere.
Taksi!
Açıklamalarınızı çok beğendim profesör.
Çok cesurdu.
Bunun için buradayız değil mi?
Sizce iyi miydim?
Oldukça. Sizinle ani iklim değişiklikleri
teoriniz hakkında konuşabilir miyiz?
İsmi Rapson. Terry Rapson.
- Profesör Rapson? Hedland Centerdan mı?
- Evet, o benim.
Okyanus akıntılarıyla ilgili çalışmanızı okudum.
- Bir fincan çaya ne dersiniz?
- Elbette. Bir taksi durdurabilirsem.
İşte.
Manchester United'ın Celtic'i kendi evinde...
...3-1 yendiği Glasgow'a tekrar hoşgeldiniz.
İkinci yarıda 63. dakikaya giriyoruz.
Manchester United farkı açacak gibi görünüyor.
Yorumcumuz Donald MacFarland'a dönüyoruz
Ne? Evet.
- Bir saniyeliğine gözümü kapadım.
- Evet.
Bebek bütün gece uyutmadı.
- Evet!
Dennis? Gezgin Şamandıra 4311
sıcaklığın 13 derece düştüğünü gösteriyor.
- Evet? 4311 nerede?
- Şey, o...
- Georges Bank.
- Orada deniz çok sert.
Yanılıyor olmalı.
Vur şu topa. Haydi!
Hadi vur şimdi! Vur!
- Vursana!
- Bizimkiler mi önder?
Merhaba profesör. Hindistan nasıldı?
Bilimsel toplantıları bilirsin.
Dansçı kızlar, şarap ve partiler.
Noelani kasırgasının şiddeti
meteoroloji uzmanlarını şaşırttı.
Dün takım adaları vuran bu şiddette
bir kasırga daha önce hiç görülmemişti.
Meteorologlar şu ana kadar kaydedilen
en güçlü kasırga olduğunu düşünüyorlar.
Açmayacak mısın?
- Alo.
- Sam calculustan F almış.
Haberim var Jack.
Karnesinin bir kopyasından bende de var.
Sam hep A alırdı.
Sınıfta çok başarılıdır.
Şu anda bunu konuşacak zamanım yok.
Belki de zaman yaratmalısın.
Afedersin, aylardır uzakta olan ben değilim.
Anlamıyorum.
Açıklamasını sağlayacağım.
Sabah onu havaalanına götürür müsün?
- Sam uçağa mı biniyor?
- Okulun dekatlon takımına katıldı.
- New York ta yarışları var.
- Sam bir takıma mı katıldı?
- Evet, sanırım bir kız yüzünden.
- Oh.
Onu 8:30 da kaldırır mısın?
Gitmeliyim, bu gece nöbetim var.
Gecikme. Tekrar taksiye binmesini
istemiyorum.
Pekala. Tamam. Orada olacağım.
Tamam mı? Orada olacağım.
Bu sabahki hava durumu ekip
toplantısı 4. kat B salonuna taşındı.
Jack?
İnsanları sinirlendirmekte
üstüne yoktur biliyorum...
...ama neden başkan yardımcısını
kızdırdın?
Çünkü benim 17 yaşındaki
çocuğum bile bilimden ondan fazla anlıyor.
Bütçemizi senin 17 yaşındaki
çocuğun kontrol etmiyor.
- Onun senden nefret etmesi kimseyi ilgilendirmez.
- Oğlum benden nefret etmiyor.
Eğer Raymond Becker bütçemizi geri çekerse...
- Oh, Lanet!
- Bekle... Sen...? Jack.
Aman tanrım.
- Üzgünüm geciktim.
- Baba taksi geldi.
Tamam. Ben hallederim.
- Ne...?
- İşte.
Kızgın değilim. Hayal kırıklığına uğradım.
- Beni de dinlemek ister misin?
- Nasıl böyle davranırsın?
Finaldeki tüm soruları doğru yanıtladım.
Çözümleri yazmadığım için
Bay Spengler beni bıraktı.
- Neden yazmadın?
Hepsini kafamdan yaptım.
- Bunu ona söyledin mi?
- Söyledim ama bana inanmadı.
Eğer kendisi kafasından yapamıyorsa
benim kopya çekmeden bunu yapamayacağımı söyledi.
Saçma. Kendisinden daha
zeki olduğun için seni nasıl bırakabilir?
Ben de öyle söyledim.
Söyledin mi?
- Peki ne yaptı?
- Beni bıraktı unuttun mu?
Oh evet.
Sam üzgünüm.
Önyargılı davrandım.
Onu arayıp konuşacağım.
Bu işi düzelteceğiz.
- Endişelenme.
- Sam?
Sam.
Parker burası Houston.
Canaveral üzerinde kötü hava görüyoruz.
Bu hafta geri dönemeyeceksin gibi görünüyor.
Karın bu işe ne diyecek.
Anlaşıldı.
Hey gel de şu fırtına sistemine bir gözat.
Çok büyük.
Sen iyi misin?
Uçmaktan korkuyor.
Ben iyiyim.
İstatistiksel olarak bir uçağın
türbülans yüzünden düşme ihtimali...
...bir milyardan azdır.
Yoksa bir milyon muydu?
- Hatırlayamıyorum, eğer...
- Kapa çeneni Brian.
Dinle Sam...
...ona aldırma tamam mı?
Herşey yolunda.
Hala içecek servisi yapıyorlar.
Önümüzdeki bir kaç dakika boyunca
sarsıntılı bir yolculuk yapacağız gibi görünüyor.
Lütfen kemerlerinizi bağlayıp
servis masalarınızı kapatın...
...ve sarsıntıyı atlatıncaya kadar
koltuklarınızı dik pozisyonda tutun. Teşekkürler.
Whoa!
Tut şunu. Dikkat et!
Sam?
Sam.
Elimi geri alabilir miyim?
Annemle yalnız kalacağıma inanamıyorum.
Ona karşı sabırlı ol.
Bu tatili dört gözle bekliyordu..
Biliyorum.
Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Hey.
Hey, merhaba. Güle güle.
Meteorologlar güneş lekelerini suçlasa da...
...bu aşırı havanın nedeni hala bir sır.
Bu çok garip. Okyanus sıcaklığında 13 derecelik
düşüş olduğunu kaydeden bir şamandıra var.
Oh evet, doğru.
O şamandıra geçen gün bozuldu.
Georges Bank yakınlarında onu
alacak bir gemi olup olmadığına bakacağım.
Bu şamadıra Georges Bank da değil.
Grönland açıklarında.
Ne?
- İki şamadıranın da yanılma ihtimali nedir?
- Çok uzak.
Şuna üç diyelim.
New York City de bir başka sıradan gün.
On blok boyunca trafik sıkışık.
Şuraya bak Buddha. Bu insanlar, arabaları ve...
...egsozları ile atmosferi kirletiyor.
Afedersiniz efendim. Çok geç kaldık.
Neredeyse geldik.
- Sadece iki blok uzaktayız.
- Yürüyelim.
Yedikleri birşeyden mi?
Hiç fikrim yok.
Bugün hepsi iyiydi.
1532 yılında İspanyol fatih Francisco Pizarro...
...bu İnka imparatorunu, Peru dağlarındaki
Cajamarca şehrinde yenilgiye uğrattı.
Bu imparatorun adı nedir?
Montezuma.
Hayır hayır Montezuma Mexico'daydı,
Peru değil.
"Anta" lı birşeydi.
- Atahualpa mı?
- Aynen!
Süre doldu. Cevaplar lütfen.
Beş puan Woodmont için
ve beş puan da Pinehurst Akademisi için.
Sonraki soru.
Louis Quatorze hangi yıl Fransa tahtına çıktı?
Burası çok eski, eğer amacına uygun
kullanılsaydı çok harika olurdu.
Evet şu salaklara bak.
Hey.
Hey.
Çok güzel görünüyorsun.
Teşekkürler. Burası inanılmaz.
Sence bu onların kafeteryası mı?
İlk raundda çok iyiydin.
Sen de öyle.
Bunlar takım arkadaşlarım,
Sam ve Brian.
- Ben Laura.
- Oh, ben J.D.
- Okulunuz harika.
- Dolaşmak ister misin?
Elbette. Harika olur.
Şunu biraz tutar mısın?
Elbette.
Teşekkürler.
Dostum, girmen gereken ciddi bir yarış var.
Lütfen.
- Bahse girerim çok da zengindir.
- Kapa çeneni.
- Kim o?
- Terry Rapson.
Bu kadar erken aradığım için özür dilerim.
Önemli değil profesör.
Sorun nedir?
Sıradışı birşeyler bulduk.
Sıradışı ve rahatsız edici.
Yeni Delhi'de bahsettiğiniz kutupların erimesi...
...Kuzey Atlantik akıntısını etkiler mi?
- Evet.
Şey...
...Sanırım bu gerçekleşiyor.
Ne demek istiyorsunuz?
Gezgin şamandıralarımızdan
biri yüzey sıcaklığında...
...13 derecelik bir düşüş kaydetti.
Size bir e-mail gönderdim.
Bekleyin.
İlk önce bir arıza olduğunu düşündük.
Ama Kuzey Atlantik boyunca
dört şamandıra da aynı şeyi gösteriyor.
Bu inanılmaz.
Bunun olacağını tahmin ettiniz.
Evet, ama biz hayatteyken değil.
Bu çok hızlı.
Sizinkiler hariç bu senaryoya uzaktan veri...
...yerleştirebilecek bir hava tahmin modeli yok.
Benim modelim tarih öncesi
iklim değişikliklerinin yeniden oluşturulmasına dayanır.
Bir hava tahmin modeli değildir.
Ama bu olaya çok yakın.
Daha önce böyle birşey hiç olmamıştı.
En azından son 10.000 yıl içinde.
Dün de öngördüğümüz üzere,
Noelani kasırgasının artış hızı inanılır gibi değil.
Bu dalgalar düşündüğümden de büyük.
Bir bakın.
- Hava durumunu gözlemlemen gerekmez mi?
- Burası L.A. Ne havası?
Bekle, bu ses de nedir?
Ne sesi?
Tatlım, hemen dönerim.
Dalgalar giderek büyüdüğü için
sahil güvenlik plajları kapattı...
- L.A. Hava Tahmin merkezi.
- Tommy.
Bir çalışmanın ortasındayım Tommy.
Sorun nedir?
Buraya golf topu büyüklüğünde
dolu yağıyor.
California sahilinde etkisini
gösteren alçak basınç sistemi...
...L.A havzası boyunca siklonik
bir sistem yaratıyor.
- Evet?
- Patron, hava durumu kanalını açın.
- Sanırım bir hortum uyarısı yayınlamalıyız.
- Neden bahsediyorsun?
Palmdale ve Lancaster rüzgar hızının
aşırı arttığını rapor ediyor...
- Bekle bir saniye.
- Bu durum California için son derece olağandışı.
Bir hava tahmin modeli oluşturuyoruz,
ihtiyacımız olan şey... Neydi?
Ana sisteme iki ya da
üç günlüğüne öncelikli erişim.
- Oh, bu kadar mı? Başka birşey yok mu?
- Buna hemen ihtiyacımız var.
Siz aklınızı kaçırmışsınız...
...ama son 20 yıldır bu yoldasınız.
- Tom, bu çok önemli.
- Oluşturduğunuz model nedir?
Janet Tokada, bu Jack Hall.
Janet NASA da kasırga uzmanıdır.
Jack bir paleoklimatolojist, ve ne
yaptığı konusunda hiçbir fikrim yok.
Booker. Neler oluyor burada?
Az önce L.A için bir hortum uyarısı yapıldı.
Flaş haber için Los Angeles'a
canlı bağlanacağız.
Bölgede sıradışı hava olayları
gerçekleştiği yolunda karışık raporlar ulaşıyor.
Evet, şimdi Los Angeles'taki
muhabirimize bağlanıyoruz.
Şu anda Fox 11 helikopterimizden canlı
yayındayız. Orada mısın Bart?
Evet, buradayım. Bu kasırgalar çok
hızlı biçim değiştiriyorlar...
- Bart!
- Ne? Aman tanrım.
Lisa, bunu kameraya aldın mı?
Hortum Hollywood yazısını sildi.
Hollywood yazısı gitti.
Parçalandı.
Bart, ne görüyorsun? Yaralı var mı?
Olabilir, hasar çok büyük.
Aşağıdaki çekim yapan insanlar var.
Hey, siz ne yapıyorsunuz öyle?
Gidip saklanın!
Burada duramazsınız! Hemen gidin buradan!
Gördüğünüz gibi iki hortum Los
Angeles uluslararası havaalanını vuruyor.
Durun. İki hortum birleşip daha
büyük bir hale geliyor.
- Tommy!
- Aman tanrım!
Kahretsin!
Tüm izleyecilerimizin uzak
durmasını istiyoruz...
- Jeff neredesin?
- Yucca ve Vine dayım.
- Yoldayım.
- TV desin. Nortumun ortasındasın.
Tanrım! Aman tanrım!
Uzaklaş oradan dostum.
Otobüs Porsche un üzerine düştü!
Aman tanrım.
Umarım arabada kimse yoktur.
Bizi yeni izlemeye başlayanlar için...
...şimdi Los Angeles şehir merkezine
canlı bağlanıyoruz. Tommy?
Arkada bir hortum görüyorsunuz.
Evet, Los Angeles'ta bir hortum.
Şehrimizi yıkan hortumlardan biri.
Bir tane daha var.
Los Angeles ufuklarında.
İnanılmaz! Çok büyük!
Daha önce bunun gibi birşey görmemiştim.
Ne oluyor?
Korkunç, çok büyük, dehşet verici bir kabus gibi.
Ama gerçek.
Evet, şu anda ona bakıyorum.
- Evet.
- Ne oluyor?
Seni arayacağım.
Bay başkan, Los Angeles hortumlar
tarafından harap edildi.
Federal Havacılık Teşkilatı bütün
hava trafiğini askıya almak için onayınızı bekliyor.
- Sence ne yapmamız gerekiyor?
- Ne olduğunu anlayana kadar...
...çok fazla seçeneğimiz olduğunu
sanmıyorum efendim.
Los Angeles şehir merkezinden geri
kalanları görüyorsunuz.
Hey, dostum az önce annemle
telefonda konuştum.
Afedersiniz çocuklar. Gerçekten üzgünüm
ama kanalı değiştirmemiz lazım.
Federal Havacılık Teşkilatı Birleşik
Devletlerdeki tüm hava trafiği yere indirdi.
Ancak ne yazık ki iniş emri Orta Batı'da...
...türbülans yüzünden düşen iki
uçağa çok geç ulaştı.
- İlk uçuş...
- Milyarda bir için çok fazla.
Pekala, pekala. Dinleyin, herkes dinlesin lütfen.
Yapacak çok işimiz var ama fazla zamanımız yok.
Lütfen başlayalım. Vorsteen?
Şebeke modellerimizin hiçbiri işe yaramıyor.
Şebeke modellerinin bize fazla
yardımcı olacağını sanmıyorum.
Kanadalılar Kutuptan çok büyük
bir sirkülasyon hareketi bildirdiler.
Sibirya'da şimdiye kadar görülmemiş
bir alçak basınç sistemi var.
Ve Avustralya kaydedilen en büyük tayfunu gördü.
- Bu olaylar birbirleriyle bağlantılı mı?
- Bu olasılığı dikkate almalıyız.
Küresel hava durumunu etkileyecek
en büyük güç güneştir.
- NASA ne diyor?
- Kontrol etmişler.
Solar çıkış normal.
- Peki Kuzey Atlantis akıntısı?
- Ne olmuş ona?
Dün gece Hedland Center dan
Profesör Rapson'la görüştüm.
Akıntının değiştiğini düşünüyor.
Oh, hadi Jack.
Bu nasıl olabilir?
Akıntı tuzlu ve tatlı su dengesine bağlıdır.
- Bunu hepimiz biliyoruz.
- Evet...
...ama hiçkimse buzulların erimesi yüzünden...
...ne kadar tatlı suyun
okyanusa karıştığını bilmiyor.
Sanırım kritik bir tuz azalması
noktasındayız.
Bu aşırı hava olaylarını sadece
bu açıklıyor.
Hedland'de oldukça inandırıcı veriler var.
Gelişecek olayları izlemek için bu verileri
benim paleoklima modelimle birlikte kullanmak istediler.
Sence bu anormal hava
olayları devam edecek mi?
Sadece devam etmeyecek. Daha da kötü olacak.
Sanırım büyük bir iklim
değişikliğinin eşiğindeyiz.
Yönetime ne söyleyeceksin?
- Ne söylememi bekliyorsun?
- Hükümet hazırlıklar yapmak zorunda.
- Bu sadece bir teori.
- Bana ana sistemi verin. Bunu ispatlayacağım.
Hayır.
48 saatin var.
- Profesör Hall.
- Evet.
- Sanırım teoriniz doğru olabilir.
- Birlikte yürüyelim.
Birkaç hafta önce kayıtlardaki
en büyük kasırgayı gözlemledim.
Dolu, hortumlar, hepsi uyuyor.
Modeliniz fırtına senaryolarında
etken olabilir mi?
- Buna zamanımız yoktu.
- Belki yardım edebilirim.
- Gemiye hoşgeldiniz.
- Teşekkürler.
Merhaba, ben Jason.
- Merhaba.
- Merhaba.
Peter'ın CT tarama sonuçları çıktı mı?
Evet. Tedavi, tümörü yüzde 20 küçültmüş.
- Görme gücü bugün daha mı iyi?
- Hayır, değişiklik yok.
- Merhaba Peter. Bugün nasılsın?
- Biraz daha iyiyim.
Güzel.
Burayı dinlememe izin ver.
Bunu okuyabiliyor musun?
Hayır ama resimlere bakarak
hikayeyi hatırlıyorum.
Gerçekten mi?
Annem bunu bana okumuştu.
Seninle gurur duymalı.
Sen çok cesur bir çocuksun.
- Teşekkür ederim.
- Rica ederim.
- İşte.
- Teşekkürler.
Jack 24 saattir çalışıyorsun.
Ara vermeyen sadece sen varsın.
Belki de gözlerimi biraz kapamaya
çalışmalıyım.
Sonuçları alınca bana haber ver.
Frank, hep böyle takıntılı mıdır?
- Evet.
- Evet.
Hiç dinlenmez mi?
- Fazla değil.
- Hayır.
- Ne kadar zamandır birlikte çalışıyorsunuz?
- Frank taş devrinden beri onunla çalışıyor...
...ama ben köleliğe sadece iki yıl dayanabildim.
Jack.
Jack, sonuçları aldık
6 ile 8 ay mı? Bu olamaz.
O zaman ölçeği ay değil.
Hafta.
Taşkın, Lincoln ve Holland tünelleri de
dahil birçok yolun kapanmasına neden oldu.
Okulun boru tesisatı çok eski.
Bu yağmurda lağım tıkanabilir.
Bu gece nerede kalacaksın?
Çocuklarla bize bir yer ayarlayacaklar.
Yarından daha erken eve gidemez misiniz?
Bak, baba yapabilseydim yapardım biliyorsun.
Sadece...
Baba bu koku dayanılmaz.
Şaka yapmayı bırak, eve dönmeni istiyorum.
Baba ben trende olacağım.
Bana bir iyilik yap ve benim için endişeleme.
Ben hallederim.
Pekala evlat. Yarın görüşürüz.
Hey, Sam bil bakalım ne oldu?
Kalacak yerimiz var artık.
Harika.
Kötü hava henüz D.C. yi etkilemedi
ama bölge halkı riske girmiyor.
Kayıtlardaki en kötü fırtına mevsimine karşı...
...gıda stoklamaya başladılar.
- Bu daha iyi.
- Kıçımı tehlikeye soktum.
- Modeli gördün.
Umarım yanlıştır.
- Bay başkan yardımcısı.
- Tom.
- Profesör Hall u tanıyorsunuz.
- Evet, tanışmıştık.
Profesör Hall da göz atmanız
gereken bazı bilgiler var.
Bu sonuçları simülasyon
modelimizden aldık.
- Bu havaya neyin neden olduğunu açıklıyor.
- Daha sonra okurum.
- FEMA yöneticisiyle görüşmem lazım...
- Ama bu çok acil efendim.
İklimimiz büyük bir şiddetle değişiyor.
6 ile 8 hafta arasında gerçekleşecek.
Bunun yüz yıldan önce olmayacağını
söylemiştin.
- Yanılmışım.
- Pekala, bu sefer de yanıldığını varsayalım.
Keşke yine yanılsaydım, ama
olanlardan sizin de haberiniz var.
Bu fırtına için gereken bütün hazırlıkları
yapıyoruz. Daha ne bekliyorsun?
Şehirleri hemen boşaltmayı düşünmeye
başlamalısınız.
Özellikle kuzet eyaletleri.
- Boşaltmak mı?
- Evet.
Sen aklını kaçırmışsın Hall.
Gitmek zorundayım.
Bay başkan yardımcısı! Hemen harekete
geçmezsek çok geç olacak.
Hadi Jack.
Bizi buraya getirdiğin için teşekkürler.
Doğal Tarih Müzesini görmeden
New York'tan ayrılmanıza izin veremezdim.
Tabii ki. Güzel bir doldurulmuş
hayvan kolleksiyonu.
Hey çocuklar şuna bakın.
"Bu mamut cesedi Sibirya Tundra'sında
ağzı ve midesi yiyecekle dolu vaziyette...
...mükemmel bir şekilde korunmuş olarak bulundu.
Bu da onun, otlanırken anında donduğunu gösteriyor."
Britanya adaları ve Kuzey Avrupa'ya
kar yağmaya başlayalı 24 saat oldu.
Yağışın hafifleme belirtisi yok.
Hayır, hayır hayır.
Endişelenmeyi bırak. Hayır hayır.
Sorun yok. Bol miktarda malzememiz var,
sadece karla kaplandık.
Evet. Hayır, herşey yolunda, sorun yok.
Hayır, olduğunuz yerde kalın. Ben iyiyim.
Evet, ben de seni seviyorum. Tamam, hoşçakal.
- Hey. Jeanette nasıl?
- Oh, iyi.
Feribot henüz varmış.
İspanya güzel olmalı.
Keşke orada olsaydım.
Kraliyet ailesini güvenli bir
yere hava yoluyla taşımak üzere...
..."Kraliyet Hava Kuvvetleri"
arama-kurtarma ekibi helikopterle yola çıktı.
- Sence bizi de alacaklar mı?
- Sanmıyorum.
Neyse ki kendi başımızın çaresine bakabiliyoruz,
yeterince çay ve bir gemi dolusu bisküvimiz var.
Oh, kurtulacağız.
As long as the loo
doesn't back up again.
Görüşümüz sıfır.
Hızımızı ve doğrultumuzu koruyoruz.
- Doğrultumuz nedir?
- 035 efendim.
Balmoral kalesine yaklaşık 40 km mesafedeyiz.
Sizinle görsel temasımızı kaybettik.
- Bu gösterge doğru olamaz.
- Rüzgar hızı sıfıra düştü.
Sirrus bulutu biçimli dikey duvarlar var.
- Neler oluyor?
- Kahrolası yakıt seviyesi donmaya başladı.
Port motor basıncı düşüyor.
Pervane dönüş sayısı düşüyor.
Sağ taraftaki jet motoru da arızalandı.
Acil inişe hazırlanın.
Acil durum yakıtını seç.
Hadi seni piç!
Hadi!
Sana söyleyeceğim şey gizli kalmalı.
Birkaç saat önce İskoçya üzerinde
üç helikopter düştü.
Yakıtları donduğu için düştüler.
- Bu kaç derecede olur?
- Eksi 150 derece Fahrenaytta.
Bunu araştırmalıyız.
Sıcaklık çok hızlı düştü.
Yerde insanlar daha arabalarını
bile terkedemeden dondular.
İskoçya'nın iki saat önceki
uydu fotoğrafını bulabilir misin?
Elimizde dağlar kadar veri var ama...
...buralarda bunu analiz edecek kadar
güçlü bilgisayar yok. Bize yardım edebilir misin?
Elinizdekileri yolla.
Elimizden geleni yaparız.
Sağol Jack. Şimdilik hoşçakal.
Bu sıcaklığın düştüğü zamandaki İskoçya.
Bu sadece bir kasırga gibi görünüyor.
Kasırgalar tek başına karasal şekli değiştiremez.
- İyi akşamlar efendim.
- Hey, Harold.
- Sağol Victor. Sabah görüşürüz.
- Tamam efendim.
- Korkunç bir hava.
- Bana mı anlatıyorsun.
Wow.
Burada mı yaşıyorsun?
Sadece haftasonları.
Burası babamın yeri.
Buraya hiç uğramaz...
O nerede?
Üvey annemle birlikte Avrupa'da kayak yapıyor.
Bu kardeşin ve sen misin?
Evet, birlikte bisiklet gezisine
çıktığımız zaman.
Üç gündür yağmur yağıyor.
Hadi, acele et.
Sadece bekliyorum.
Burada duramazsın.
Bu komşuluğu hiç sevmedim.
Merkez istasyonda büyük bir izdiham var.
Platformun yarısından fazlasını su bastı
ve bütün tren seferleri askıya alındı.
Uçaklar hala yerde ve trenler hizmet dışı...
...Çok kötü haber...
Victor beni almaya geliyor.
İstasyona kadar gelmek ister misiniz?
Artık hayır.
Nova İskoçya'da bugün erken saatlerde okyanus
seviyesi bir kaç saniyede 25 feet yükseldi.
Birkaç gündür korktuğumuz şey
sonunda gerçekleşti.
Kutuptan gelen soğuk hava cephesi...
...Kanada'da daha çok bir tropik
kasırgaya benzeyen...
...büyük bir fırtına sistemi yarattı.
Gidip kardeşimi almalıyım.
Gelmek istiyor musunuz?
- Kardeşin nerede?
- Philadelphia'da yatılı okulda.
Eğer bu sistem güneye hareket ederse...
...bütün doğu sahilini tehdit eden
bir fırtınayla karşılaşabiliriz.
Tamam, hoşçakal.
Victor beşinci caddede trafiğe takılmış.
Eğer orada buluşacaksak şehir
dışına çıkmak daha kolay olacak.
- Yürümekten mi bahsediyorsun?
- Hayır, şimdi değil.
Merdivenleri kullanmalıyız.
En üst kattayız.
Sanırım yürüyoruz.
Belki de burada kalmalıyız.
Sanırım genç bayan haklı.
Hayır, eve gitmemiz gerek.
Hey, Cesar buraya gel.
Ne yapıyorsun?
Kurtlar, gitmişler.
Her dakika daha da kötüleşen durum hakkında...
...bilgi vermeye devam ediyoruz.
Şu anda adanın bir çok yeri
sular altında kaldı.
Korkunç bir trafik var, çünkü neredeyse
Manhattan'ın her yerinde...
...elektrikler kesik. Hiçbir
trafik lambası çalışmıyor.
Ayrıca trafik kazaları da oldu, en az ikiyüz tane.
Ve Manhattan'ın alt kesimleri
neredeyse ulaşılamaz durumda.
Annemi arayabilir misin?
Lütfen onu benim için arar mısın?
Hey.
O köpek buraya giremez.
Hadi dostum, kakasını dışarı yapar.
Umrumda değil. İşareti oku.
Burası bir halk kütüphanesi.
Hadi çocuklar bu taraftan.
Afedersin.
Lanet olsun, su geçirmez yağmurluk
1500 dolar.
- Lütfen kapa çeneni dostum.
- Her yerde fareler olmalı.
Burası New York..
Hey! Hey!
- Aç şunu büyük babalık.
- Hizmet dışı.
Hizmet dışı.
- Sana 100 dolar veririm.
- Bunu yapmamalısınız.
Hayır, gerçekten. 200 dolar.
Onu almayacağım.
Tanrım, otobüsleri seviyorum. Bu çok eğlenceli.
Aloo?
- Sürücüye ulaşamıyorum. Sinyal yok.
- Bu delilik.
Bu şekilde devam edemeyiz.
Geri dönmeliyiz.
- Evet, bunu oylayalım.
- Şaka mı ediyorsun? Acele etmemiz lazım!
Haydi.
Kütüphaneye.
Sakin olun.
Ne söylediğinizi anlamıyorum.
Eğer sakin olursanız sizi dışarı
çıkaracağım.
Kapı sıkışmış!
Fransızca bilmiyorum!
Hey, Laura nerede?
- Şurada.
- Şurada, tam şurada, gördün mü?
Ne yapıyor?
Onlara gözlerini korumalarını söyle.
Newyork'a doğru gelen büyük
bir dalga var. Herkes...
- Ne?
- Çantası takside. Pasaportları.
Boşver onları.
- Ben getiririm.
- Haydi.
Aman...
Laura!
Laura!
- Sam.
- Hayır! Brian hayır!
Laura! Laura, bak!
Haydi, gel!
Haydi!
Sam!
Profesör.
Teşekkürler.
- Bunu Neville mi yaptı?
- Neville böyle bir resim yapamaz.
- O henüz 6 yaşında.
Bu şaheser ikinci torunum David'e ait.
Tanrım. Neville'in 6 yaşına geldiğine inanamıyorum.
Ne kadar hızlı büyüdüklerine inanamazsın.
Profesör, Jack Hall'la görüştüm.
Gönderdiğimiz verileri işlemişler.
İşte burada.
Jack, termal dönüşümü yeniden yaratabilir misin?
Evet. Fırtına ekseni süper soğuk havayı...
...üst troposferden olduğu gibi aşağıya çekiyor.
Ama havanın yer seviyesine ulaşmadan
önce ısınması gerekmez mi?
Gerekir. Ama olmuyor.
Hava çok hızlı alçalıyor.
Bu ayrı bir olay mı?
Korkarım hayır.
İskoçya üzerindekine ek olarak iki
tane daha süper hücre keşfettik.
Biri Kuzey Kanada...
...diğeri de Sibirya üzerinde.
Peki istikametlerini tam olarak biliyor muyuz?
Evet.
6 ile 8 haftalık tahminlerimizden daha yakın.
Bu fırtına dünyamızın çehresini değiştirecek.
Bu 24 saatlik tahmin.
Bu da 48 saatlik.
7 ile 10 gün içinde...
...fırtına sona erdiğinde...
...yeni bir buz çağına girmiş olacağız.
Tanrım.
Profesör...
...oradan ayrılma zamanınız geldi.
Korkarım zaman geldi de geçiyor dostum.
Ne yapabiliriz?
Kurtarabildiğiniz kadar insanı kurtarın.
Jack...
...New York'ta birşeyler oluyor.
Hayır, elektrikler kesik.
Bütün gün buradaydım.
- Kimin yardıma ihtiyacı var?
- Buraya, buraya.
Ne?
Bu sonuncusu. Tadını çıkar.
Açgözlü.
Şu anda bütün hatlar meşgul.
Dinle, benim için geri döndüğüne teşekkür ederim.
Gerçekten çok cesurcaydı.
Çantasını geri versem sanırım iyi olacak.
Sam.
Ona ne hissettiğini söyle.
Evet.
- Kardeşine ulaşamadın mı?
- Hayır, hala servis dışı.
Lanet cep telefonu.
Afedersiniz, üst katlarda
ankesörlü telefon var mı?
Hayır.
- Oh, asma katta birkaç tane var.
- Harika.
- Ama sanırım su altında kaldılar.
- Nereye gidiyorsun? Elektrikler kesik.
Eski ankesörlü telefonlar
elektriği doğrudan hattan alır.
Tanrım. Sam'e ulaşmaya çalışıyordum.
Ben de öyle.
Seni aramaya çalıştım ama ulaşamadım.
Burası tam bir tımarhane. Haydi.
Buna emin misin?
Çalışıyor.
Bu fotoğrafı seviyorum.
Evet, ben de.
Nerede çekildi?
Miami.
Ben neredeydim?
O seyahati hatırlamıyorum.
Sam ve ben kızkardeşimle birlikte gitmiştik.
Sen Alaska'da...
...doktora araştırmanı yapıyordun.
O yaştayken nasıl göründüğünü
hatırlıyor musun?
Her şey "Bir daha"ydı.
Bir daha masal anlat. Bir daha omzunda gezdir.
Bir daha baba.
Jack. Sam telefonda. Dördüncü hat.
- Sam?
- Baba!
- Neredesin? İyi misin?
- Ben iyiyim, halk kütüphanesindeyiz.
- Sam, benim, annen. İyi olduğuna çok sevindim.
- Anne.
Laura ve Brian'ın ailelerini arayıp
iyi olduğumuzu söyler misin?
Evet, Tabii ki.
- Sam, o gürültü de nedir?
- Sam?
Sam?
Orada neler oluyor baba?
Sam. Sam beni dinle.
Çok dikkatli dinle.
Güneye doğru yöneldiğiyle ilgili
söylediklerimi unut.
Çok geç.
Fırtına daha da güçlenecek.
Tam merkeziyle büyük bir kar fırtınasına
dönüşecek, büyük bir kasırga gibi.
Hava çok soğuk olacak, saniyeler içinde
donarak ölebilirsiniz.
Sam?
- Peki ne yapmamız gerekiyor?
- Dinle oğlum.
Dışarı çıkmayın.
Isınabilmek için ne varsa yakın
ve bekleyin.
Senin için oraya geleceğim. Anladın mı?
Senin için oraya geleceğim.
Sam?
- Sam, geri dön!
- Sam?
Sam, beni duydun mu?
Beni duydun mu?
Sam?
- İyi olacağını söyle.
- Ona birşey olmayacak.
Ona birşey olmayacak, anladın mı?
Boğulduğunu sandım.
Sana kuru giysiler bulalım.
Hadi.
Kutup malzemelerini nerede tutuyorsunuz?
Bunu New York'ta yapamazsın Jack.
Daha önce da karda uzun mesafe yürümüştüm.
Aynı şey değil.
Jack, aynı şey değil.
Lucy söyle ona.
Bunu yapmak zorundayım.
Biliyorum.
Ellerim titri...
- Düzelecek. Gel.
Buraya. Buraya gel.
Ne yapıyorsun?
Seni ısıtmak için vücudumu kullanıyorum.
Eğer kanın kollarından ve bacaklarından
kalbine doğru çok hızlı ulaşırsa...
...kalbin durabilir.
Bunu nerede öğrendin?
Bazılarımız sağlık dersini çok
iyi dinliyordu.
Nasıl hissediyorsun?
Daha iyiyim.
Frank bana Sam'den bahsetti.
Sana gitmenden bahsetmeyeceğim ama önce
bilmem gereken bazı şeyler var.
Yönetime sonuçları açıklamak zorundasın.
- Denedim Tom.
- Biliyorum. Bu sefer farklı olacak.
Doğrudan başkana anlatacaksın.
- Bu sonuncusu mu?
- Öyle sayılır.
Tamam.
Bir de bu radyoyu bulduk ama
çalıştığını sanmıyorum.
Bir bakayım.
Buddha sessiz ol.
Burada olamayabilirdin bile..
Hadi çocuklar.
Aman tanrım.
Fırtınaların temel kuralı...
...onları yaratan dengesizlik
düzelene kadar devam etmeleridir.
Bu durumda yeni bir küresel
düzenlenmeden sözediyoruz.
Bu süper fırtına 7 ile 10
gün içinde sona erecek.
Bittiğinde tüm Kuzey Yarıküre
buz ve karla kaplanacak.
Buz ve kar güneş ışığını yansıtacak.
Dünya atmosferi son buz çağındakine...
...yakın bir ortalama sıcaklıkla
yeniden dengelenecek.
Peki bu konuda ne yapabiliriz?
Mümkün olduğu kadar güneye yönelelim.
Bu hiç eğlenceli değil Profesör.
İnsanların nereye gitmesini öneriyorsun?
Gidebildikleri kadar güneye,
orada daha güvende olacaklar.
Teksas. Florida nın su basmayan
bölgeleri. En iyisi Meksika olabilir.
Meksika mı? Sen bilimle uğraş,
politikayı bize bırak.
Bu yaklaşımı da denedik.
Farklı bir sonuç olduğunda bilim hakkında
hiçbirşey duymak istemiyorsunuz.
Tam olarak ne teklif ediyorsunuz profesör?
Şu hattın güneyindeki herkesi boşaltın.
Ya kuzeydeki insanlar?
Korkarım onlar için çok geç.
Eğer dışar çıkarlarsa...
...fırtına onları öldürür.
Bu durumda...
...içerde kalmaları en iyi seçenek.
Bunu deneyin.
Dua edin.
Sence ne yapacak?
Bilmiyorum.
Jack...
...teşekkürler...
...ve iyi şanslar.
Sana da.
Hepimizin buna ihtiyacı olacak.
Bir bilimadamı iklimin değiştiğini düşünüyor
diye ülkenin yarısını boşaltamayız.
- Geciktiğimiz her dakika insan hayatına malolur.
- Peki ya ülkenin diğer yarısı?
Eğer Profesör Hall bu fırtına
konusunda haklıysa...
...kuzeye asker gönderdiğimizde
daha çok kurban veririz.
Şu anda kurtarabildiğimiz kadar
insan kurtamamız lazım.
Savaş alanında da aynı yola başvurmuştuk.
Bazen zor seçimler yapmak gereklidir.
Gerekmedikçe, ülkenin yarısını yüzüstü
bırakmayı kabul etmiyorum.
Belki de daha önce dinleseydiniz
bunlar olmazdı.
Saçmalık. Bu planı önermek onun için kolay.
- Nasıl olsa Washington'da güvende.
- Oğlu Manhattan'da.
Onun güdülerini sorgulamaya
başlamadan önce bunu bilmelisin.
Hall'un planını izleyeceğiz.
- General.
- Efendim?
Ulusal Muhazıflara güney eyaletleri
boşaltmaları emrini verin.
Tamam efendim.
Vivian...
...karımı bağla.
Üzgünüm arkadaşlar,
yakıtımız bitmek üzere.
Hey.
Ben bunu...
...çalıştırana kadar...
...şansımız var mı?
Sen çıldırdın mı?
O 12 yıllık bir Scotch.
Beyler.
İngiltereye.
İnsanoğluna.
Manchester United'a.
Ben...
...keşke onun büyüdüğünü görebilseydim.
Önemli olan onun büyüyecek olması.
Amin.
Belki de sana yardımcı olacak
birilerini bulmalısın.
Efendim, ben Elektronik, Matematik ve...
...Santraç klüpleri başkanıyım.
Şimdi, eğer burada bir aptal varsa
lütfen onu gösterin.
Seni rahat bırakacağım, tamam mı?
Haydi, Buddha haydi. Gör işini.
Bak, etrafta kimseler yok.
Arkamı döneceğim ve bakmayacağım,
söz veriyorum.
Ne?
Hey, dışarıda insanlar var.
Köpeğimi yürüyüşe çıkarmıştım.
Yüzlerce kişi var.
Karda yürüyorlar.
Ne yapıyorlar?
Çok geç olmadan şehri terkediyorlar.
Pekala, herkes sussun.
En son ne zaman cep telefonunda
sinyal vardı?
Bir saat önce Memphis'teki
kuzenimle konuşmuştum.
Güneye doğru gidiyorlar.
Biz de gitmeliyiz.
Su, üzerinde yürünecek kadar donmuş.
Kar daha da yükselmeden önce
gitmeliyiz.
Herkes mümkün olduğu kadar çabuk bürünsün.
Gitmemeliyiz.
Neden Sam? Herkes şehri terkediyor.
Babamla konuştuğumda bana içerde
kalmamı söyledi.
Fırtına dışarıdaki herkesi öldürecek.
- O halde onlara söylemelisin.
- Biliyorum.
Afedersiniz efendim, bir hata yapıyorsunuz.
Ne? Dinle, hepimiz korkuyoruz
ama başka seçeneğimiz yok.
- Durum öyle değil.
- Gitmeye hazırlanın.
Eğer bu insanlar dışarı çıkarlarsa
donarak ölecekler.
Nedir bu saçmalık?
Saçmalık falan değil tamam mı?
Bak, fırtına daha da artacak.
Dışarıdaki insanlar soğuğa
yakalanarak ölecekler.
- Bunu nereden bliyorsun?
- Babam bir iklim uzmanı.
- Hükümet adına çalışıyor.
- Peki ne yapmalıyız?
İçeride kalalım, kendimizi sıcak
tutalım ve bekleyelim.
Kar seviyesi her dakika daha da yükseliyor.
Burada kapana kısıldık. Ne yiyeceğimiz
var ne de malzememiz.
- Bu bir risk, evet...
- Gereksiz bir risk.
Hayır, hayır. Değil.
Konuşarak yeterince vakit kaybettik. Haydi.
Gidelim.
- Bakın, bakın. Sadece bir saniye bakın.
- Haydi, herkes...
Bu fırtına daha da kötüleşecek.
Gerçekten çok çok kötü olacak
Hayatta kalamayacaksınız.
İnanın bana.
Efendim lütfen, lütfen durun.
Yapmayın...
- Gitmeye hazır.
- Haydi. Doğruca arkaya çocuklar.
Diğerlerine yetişmemiz imkansız.
Mexico City elçisine benim için
bir mesaj bırak.
Tamam bırakacağım.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum Jack.
Sam'e onu çok sevdiğimi söyle.
Tanrı yardımcın olsun.
- Doktor Hall?
- Evet.
Peter'ın ailesine ulşamadık.
- Daha sonra tekrar deneyeceğim, tamam mı?
- Tamam teşekkürler.
Yardım edeyim.
Güneye giden otobüslerden birinde
olman gerekirdi.
Yirmi yıldır arkanı topluyorum,
yalnız gitmene müsaade edeceğimi mi sandın?
O kadar yıl ben senin arkanı
topluyorum sanıyordum.
Anahtarlar nerede?
Kamyonda.
Nereye gittiğini sanıyorsun?
Gideceğimiz yönü hiçbiriniz bilmiyorsunuz.
Ben olmadan Cleveland'da işiniz biter.
Yolunuzun üzerindeki son fırtına
bilgilerini vermeye çalışacağım.
İyi şanslar Jack.
Meksika sınırından flaş haberler.
Yarım saat önce Meksikalı yetkililer...
...Birleşik Devletlerden yaklaşan
fırtına yüzünden...
...kaçan insanların ülkelerine girmesini
önlemek için sınırları kapadılar.
Bu insanların Meksika'ya geçmeleri
beklenen birşeydi.
Ancak kapalı sınır kapılarıyla karşılaştılar.
Ve şimdi binlerce insan yasadışı
bir geri göç için...
...Rio Grande'yi geçmeye çalışıyor.
Arkamda büyük bir umutsuzluk ve hayal
kırıklığı sahnesi görüyorsunuz..
İnsanlar arabalarını terkedip,
eşyalarını alıp nehri geçerek...
...yasadışı yollardan Meksika'ya
girmeye çalışıyorlar.
İşte burası.
Bu şömine neredeyse yüz yıldır
kullanılmıyordur.
Pekala.
- Ne yapıyorsun?
- Ne yakmamız gerektiğini sanıyordun?
- Kitapları yakamazsın.
- Hayır, kesinlikle olmaz.
Donarak ölmek mi istiyorsun?
Gidip biraz daha getireceğim.
Sana yardım edeyim.
Onlarla gidiyorum.
Bir kafeterya ya da lokantanız
var mı?
Sadece çalışanların odası ve
birkaç tane yiyecek otomatı.
İçinde fazla şeker ve patates cipsi yok.
Peki ya çöp kutuları?
Çöp kutularında daima yiyecek
birşeyler bulunur.
Friedrich Nietzsche?
Nietzsche'yi yakamayız.
O 19. yüzyılın en önemli düşünürüydü.
Lütfen. O kızkardeşine aşık olan
şovenist bir domuzdu.
Şovenist bir domuz değildi.
Ama kızkardeşine aşıktı.
Afedersiniz, çocuklar?
Evet, burada tamamen vergi kanunlarıyla
ilgili yakabileceğimiz bir bölüm var.
Saatlerce süren belirsizlikten
sonra, trafik yavaş yavaş...
Birleşik Devletler'den Meksika'ya
doğru akmaya başladı.
Bu tek olasılıktı, çünkü başkan
sınırların açılması karşılığında...
...Latin Amerika'nın bütün borçlarının
affedilmesi konusunda bir anlaşma yaptı.
Şimdi birçok Amerikan ailesinin
acil yardıma ihtiyacı var.
Lucy?
Peter'in ambulansı burada mı?
Hayır.
- Neden?
- Herkes gitti.
- Ne?
- O karışıklıkta...
...ne olduğunu bilmiyorum.
İnsanlar paniklemeye başladı ve gittiler.
- Tanrım.
- Kar temizleme aracı olan bir polis var.
- Dışarıda bekliyor.
- Tanrım.
Peter'ı ambulanstan
başka birşeyle taşıyamayız.
Bölge ambulans servisini arayıp
mesaj bıraktım.
Tamam.
Tamam, sen git. Ben kalıp bekleyeceğim.
Lucy, hayır.
- Hayır.
- Hayır, gitmelisin.
Seni sonsuza kadar bekleyemez.
Tamam, sorun yok.
Üzgünüm.
- Sorun yok.
- Pekala.
İyi misin?
Evet, iyiyim. Sadece...
Geçen gün bacağım kesildi.
Sinyal var mı?
Evet, bir anlığına.
Başka?
Dostum, her yerde fırtına var.
Bütün kuzey yarımküreyi vurdu.
Avrupa 15 feet karın altında...
...ve burada durumun daha da
kötüleşeceğini söylüyorlar.
Yani, sanırım baban başaramayacak.
Hayır, başaracak.
Başaracak.
Beyaz Saray bütün kuzey eyaletleri için...
...ulusal afet alarmı emri verdi.
Yaklaşan fırtınaya maruz kalmaya
devam etmek öldürücüdür.
İçeride kalın ve ısınmak için bütün
tedbirleri alın. Fırtına sona erene kadar...
...bütün yakıt kaynaklarını yakın.
Yollar New York eyaletinden...
...Pennsylvania'ya kadar kapalı...
Neredeyiz?
Philadelphia'nın kuzeyindeyiz gibi görünüyor.
Dikkat et !
İyi misiniz çocuklar?
- Evet.
- Evet.
- Üzgünüm patron.
Kar ayakkabılarını çıkarın.
Buradan itiraben yürüyeceğiz.
Haydi bayan.
Kalkıp gidelim.
En fazla Brooklyn'e kadar gidebiliriz.
Belki de geri dönmeliyiz.
Neden? Şehrin yarısı donmuş suyun altında.
Geri dönecek birşey yok.
Kalkıp harekete geçme vakti.
Kütüphaneden ayrılmamalıydık.
Pekala çocuklar hadi harekete geçelim.
Uyanın.
Ne yapıyorsun?
Yalıtım yapıyorum.
Gazete en iyisidir, ama bu da işe yarar.
Sokaklarda birkaç yıl geçirirsen
nasıl sıcak kalınacağını öğrenirsin.
Hey.
Teşekkürler.
Bir tane de benden.
En sevdiğin seyahat?
Bundan başka mı?
Tabii.
Bir kaç yıl önce babamla birlikte
onun araştırma gezilerinden biri için...
...Grönland'a gitmiştim.
Gemi arızalandı ve sıkıştık.
Sürekli yağmur yağıyordu.
Çok sıkıcı görünüyor.
Ama aslında çok hoştu.
Babam ve ben on gün boyunca
orada kalmıştık.
Frank!
İyi misin?
İyiyim.
Küçük bir alışveriş için uğramıştım.
Şu kızaktan kurtulmalıyım.
Dayan! Seni yukarı çekeceğiz.
Jason! Frank'e destek ol.
Tamam, denerim.
Tamam, sanırım onun ağırlığını aldım.
Geliyorum.
Cam kırılıyor!
Çok fazla ağırlık var.
Ağırlığı çekemeyecek.
Hayır. Hayır.
Frank. Seni çıkarabilirim.
Yapma!
- Hayır Frank. Hayır!
- Frank hayır!
Frank!
Ne buldun?
Bir Gutenberg incili.
Nadide kitaplar odasındaydı.
Tanrının seni koruyacağını mı sanıyorsun?
Hayır, tanrıya inanmıyorum.
Ama incili çok sıkı tutuyorsun.
Onu koruyorum.
Bu incil basılan ilk kitaptır.
Aydınlanma çağının doğuşunu temsil ediyor.
İlgilendiğim kadarıyla yazılı kelimeler
insanlığın büyük bir başarısıdır.
Gülebilirsin.
Ama batı uygarlığı sona erse de...
...en azından onun
bir parçasını koruyacağım.
Geride birilerinin kaldığını duyduk.
- Bir ambulans getirdik.
- Tanrıya şükür.
Geldiğiniz için çok teşekkürler.
Hey.
Hey, iyi misin?
Ateşin var gibi görünüyorsun.
Ben iyiyim, sadece uyku tutmadı.
Aklım hep o değersiz dekatlon
yarışlarında.
- Ne kadar aptalca değil mi?
- Hayır, o kadar da değil.
Sanırım ayarlamak için zamanın yok.
Nasıl ayarlayabilirim Sam?
Önem verdiğim herşey...
...gelecek için yaptığım
hazırlıkların hiçbiri artık yok.
Yarışmayı çok ciddiye aldığımı
düşündüğünü biliyorum.
Haklıydın.
- Hepsi koca bir hiç içindi.
- Hayır, hayır...
Hayır, ben sadece... Gerçeği itiraf
etmekten kaçınmamalı dedim.
Ne gerçeği?
Takıma neden katıldığım hakkındaki gerçek.
Senin için katıldım.
Hey.
Biliyorum.
Biliyorum.
- Bay başkan.
- Peki.
Üzgünüm efendim daha
fazla bekleyemeyiz.
Sadece biz kaldık.
Pekala.
Meksika kontrol, burası Delta 26.
Yüksek komuta kedamesi
için acil bir mesajımız var.
Bir numaralı bölgeye öncelikli iniş isteği.
Anlaşıldı Delta 26.
Bir araç sizi bekliyor olacak.
- Efendim.
- Teşekkürler onbaşı.
- Gecikme için üzgünüm efendim.
- Devam edin.
Sekreter hanım.
Raymond.
Başkanın korteji fırtınaya yakalandı.
Başaramadılar.
Bu sabah uyanamadı.
Sadece ateşi vardı.
Anlamıyorum.
Rengi çok soluk.
Bugünlerde hiçbirimizin yiyecek
birşeyleri yok.
- Bu hipotermi.
- Ama nasıl hipotermi olabilir?
- Hepimiz...
- Belki de griptir.
Hayır, hayır grip değil.
Nerden biliyorsun?
Kitaplar yakmaktan başka
işlere de yarar. Belirtileri nedir?
Söyledim ya ateşi var ve...
Ve soğuk soğuk terliyor.
Nabzı nasıl?
- Çok hızlı.
- Herhangi bir yarası var mı?
Enfeksiyon kapmış bir kesik gibi?
Bir kaç gün önce bacağını
kestiğinden bahsediyordu.
Üzerinde fazla durmadım.
Tanrım.
Kan zehirlenmesi. Septisemi.
Septik şoka girebilir.
Bunu daha önce de görmüştüm.
Daha da kötüleşebilir.
Yüksek dozda penisiline ihtiyacı var...
...ya da geniş spektrumlu
antibiyotiğe, yoksa...
Yoksa ne?
Daha önce böyle birşey görmedim.
Hiçbir başvuru noktamız yok.
Tüm görebildiğim bir bulut örtüsü.
Ne yapıyorsun?
Termal akımın kızıl ötesi
görüntüsünü alıyorum.
Houston'a gönder Korolev,
Meteoroloji servisinize.
Sana yardım edeceğim.
Tom? Tom uyan.
Uzay istasyonundan bazı uydu
görüntüleri aldım. Baksan iyi olur.
Bu şey ne kadar büyük?
Sarmal 50 mil çapında.
Ve giderek büyüyor. Avrupa ve Asya
üzerindeki iki hücre daha da büyük.
Tanrım.
Bu ise bir saat içinde New York'u vuracak.
Jason!
İyi misin?
Jason!
- Ne yapıyorsun?
- Şu gemide ilaç olmalı.
Dışarı çıkmanın çok tehlikeli
olduğunu söylemiştin.
Biliyorum, söyledim.
O sandalyeleri nereden buldun?
Neden?
Seninle geliyorum.
Ben de.
Haydi, lanet olası!
- Hepsi Rusça.
- Hey, hey çocuklar. İşte buldum.
- Ne? Nereden biliyorsun?
Çünkü kutuda "penisilin" yazıyor.
Hey durun. Burası büyük bir salon.
- Birazda yiyecek bulmalıyız.
- Zamanımız yok.
Dinle, yiyecek olmadan hiçbirimiz daha
fazla hayatta kalamayız. Laura da dahil.
Tamam.
- Sam, burada.
- Ne?
Bingo.
Brian?
- Ben iyiyim.
- Ne oldu?
Tek yaptığım dolabı açmaktı.
- Bunu kullanabiliriz.
- İçine yiyecek koy.
Çek onu Brian!
- İyi misin?
- Aman tanrım, çok fazla var.
Bacağım.
Al, bunu kullan.
Şimdiye kadar New York'a ulaşmış olmalı.
Uydu kayıtları saniyede 10 derecelik
sıcaklık düşüşü gösteriyor.
Çocuklar...
...sanırım tam göbeğindeyiz.
Hemen geri dönmeliyiz.
Dışarı çıkıp kurtları odanın
dışına çekmeye çalışacağım.
Dışarı çıktılarında kapıyı kilitleyin.
İyi şanslar.
- Brian acele et.
- Bana birşeyler lazım.
Haydi, acele et!
Brian! Brian, kapıyı aç!
Buradan hemen çıkmalıyız.
Brian malzemeleri al.
Oh, lanet. Gidelim!
Çek Brian!
Laura'nın ilacını al.
Neredeyse vardık. Haydi!
Brian! Kapıyı kapat!
Ateş sönmesin!
Ne oluyor?
Buddha kapıdan uzaklaş.
Gel Buddha, gel!
Daha fazla kitap, daha fazla kitap!
Ne kadar zamandır baygınım?
Birkaç saattir.
Nasıl hissediyorsun?
İyiyim. Ne oldu?
Hemen kapalı bir yere girmemiz
gerekiyordu. Seni içeri itekledim.
Beni iteklemene alışkınım zaten.
Geri dönmen çok güzel.
Ne yapıyorsun?
Fırtına geçti ve Manhattan'a 40
mil uzaklıktayız.
Bir gün daha beklememiz gerekmez mi?
Sam'in bir günü daha olmayabilir.
Sence ne olacağız?
Ne demek istiyorsun?
Yani biz. Medeniyet. Herkes.
İnsanoğlu son buz çağında hayatta kalabildi.
Kesinlikle bunu da atlatacağız.
Herşey hatalarımızdan ders
alıp almayacağımıza bağlı.
Ben kendimkilerden ders alabilmek
için bir şans isterdim.
Sen yapabildiğin herşeyi yaptın.
Sam'i düşünüyordum.
Jack, Sam'in şansını biliyorsun...
Oğluma bir söz verdim.
Ve onu tutacağım.
Parker, burası Houston. Duyuyor musun?
Anlaşıldı görev kontrol. Devam edin.
Fırtınanın Kuzey Amerika üzerinde
dağıldığına dair raporlar aldık.
Onaylayabilir misiniz?
Olumlu. Sonunda bitiyor.
Şu anda Avrupa üzerindeyiz.
Son günlerde ilk defa karayı görebiliyorum.
Kütüphaneye daha ne kadar var?
Buralarda...
...olmalı.
Üzgünüm Jack.
Sam?
Kim o?
Babam.
Başardın.
Elbette başardım.
Bay başkan.
Az önce Jack Hall'dan kısa
dalga radyo mesajı aldım.
New York'a ulaşmış.
Hayatta kalanlar olduğunu söylüyor.
Teşekkürler Tom.
Bu...
Bu iyi haber.
Geçtiğimiz bir kaç hafta, hepimize...
...doğanın yıkıcı yüzünün ne kadar
güçlü olabileceğini gösterdi.
Yıllarca, gezegenimizin kaynaklarını...
...hiç düşünmeden, sürekli,
bitmeyeceğine inanarak tükettik.
Yanıldık.
Yanıldım.
Gerçek şu ki, size yabancı bir topraktaki
elçiliğimizden yapacağım ilk konuşma...
...değişen gerçeğimiz hakkında bir vasiyettir.
Sadece Amerikalılar değil...
...dünyadaki herkes, bir zamanlar
üçüncü dünya ülkesi dediğimiz...
...ülkelerde misafirler.
İhtiyacımız olduğu anda,
bizi içlerine alıp korudular.
Bu misafirperverlikleri için
onlara minnettarım.
Peter? Bugün nasılsın?
Günlerdir, kuzeyde kapana kısılan insanların...
...kaderleri için umutsuzluğa kapıldık.
Bugün, umutlanmamız için bir neden var.
Birkaç saat önce, New York City'de...
...büyük güçlüklere ve zor yaşam şartlarına rağmen kurtulan...
...bir grup insandan haber aldım.
Onları hemen eve getirmeleri ve başka
hayatta kalanlar olup olmadığını...
...aramaları için bir ekip görevlendirdim.
Jack!
Seni görmek çok güzel.
Haydi binelim.
Şuna bak.
Ne?
Havayı hiç bu kadar berrak ve temiz görmüş müydün?
Çeviri-Recep YILMAZ (Doctor Jivago)