Tip:
Highlight text to annotate it
X
Elveda, Yasli Shep.
Cennette görüsürüz, tamam mi?
Kedim burada yatiyor.
Artik bagirip aglamiyor.
5 yiI 20 gün yasadi.
Bana 50 dolara mal oldu.
Spot, iyi bir köpekti.
Seni seviyoruz.
Biffer, Biffer,
harika koku alirdi
Ölene kadar
bizi çok daha zenginlestirdi
Spot, iyi bir köpekti
Seni seviyoruz oglum
Hayvan Mezarligi
Satildi
Satilik
Bugün doktoruna
sarildin mi?
- Nihayet geldik.
- Evet.
Eee?
- Ne düsünüyorsun?
- Muhtesem!
Uyanip evin nasiI göründügüne
bakmaya mi karar verdin?
Gel buraya.
Anne! Baba! Bir patika görüyorum.
Ellie, dikkatli ol!
Dinle...
Anne! Baba! Aciyor!
- Anne, Baba, aciyor!
- Iyi misin?
- Aciyor!
- Bana yardim et.
Iyi misin?
Merhaba Church.
Church.
Az önce dizini incitti.
- O yakan seyden istemiyorum.
- Gage nerede?
Yapma dostum. O yolda olmaz.
- Sizin için onu yakaladim.
- Çok tesekkürler.
- Sagolun. Adim Louis Creed.
- Jud Crandall.
Yolun karsisinda oturuyorum.
Bu yola dikkat edin.
Kahrolasi kamyonlar gece gündüz
gidip geliyorlar.
- Sen kimsin küçük bayan?
- Ben Ellen Creed.
Babanin üniversitedeki yeni
doktor oldugunu duydum.
Sanirim burada bir
istiridye kadar mutlu olacaksin.
Istiridyeler gerçekten mutlu mudur?
Bay Crandall, surada bir patika var.
Nereye gittigini biliyor musunuz?
Evet, iyi bir hikaye
ve iyi bir yürüyüs.
Sizi bir ara oraya götürür
ve hikayesini anlatirim.
- Siz yerlestikten sonra.
- Harika.
Izninizle, üstünü degistirmeliyim.
Memnun oldum.
- Ben de.
- Haydi Ellie. Yardim et.
Bu ev çok uzun süre bos kaldi.
Yeniden içinde insanlarin
oldugunu görmek güzel.
Ödümü kopardin
Church.
Buraya gel.
Sen misin Doktor?
Gel de bir bira iç.
- Bardak ister misin?
- Hayir.
Senin adina sevindim.
Tanrim...
Bu çok kötü bir yol.
Karinin bahsettigi o patika...
Orada olmasinin nedeni o yol
ve o kamyonlar.
- Nereye gidiyor?
- Hayvan mezarligina.
- Hayvan mezarligi mi?
- Kahrolasi yol yüzünden.
Çok hayvanin canina mal oluyor.
Genelde kedi ve köpeklerin.
Küçük kizimin kedisi var,
Winston Churchill.
Ona kisaca Church diyoruz.
Yerinde olsam kisirlastirirdim.
Kisir bir kedi fazla dolasmaz.
Yolu ikide bir geçerse
bir gün sansi tükenebilir.
Tavsiyenizi düsünecegim.
Bu arada doktor, serefine.
Ve senin serefine.
- Ben gidiyorum Dr Creed.
- Tamam, Missy.
- Merhaba, Missy.
- Gelecek sefere getiririm.
Harika. Pazartesi gelebilir misin?
Bir doktorla evlenmek
hep iyi olur saniyordum.
Midem bu kadar agrirken keske
etrafimda bir doktor olsaydi.
Sanirim bu konuda sansim yok.
Bosver, kimseyle evli degilim.
Hosçakal, Missy.
Anne, Baba, haydi! Gidelim!
Geliyoruz!
Her sey hazir mi? Baslayalim.
Yer burasi.
- Ne yaziyor anne?
- Hayvan mezarligi tatlim.
Yanlis yazilmis ama
orada öyle yazili.
Ellie, dur biraz!
Kötü bir yol demistim.
Pek çok hayvan öldürdü ve çok
sayida çocugu mutsuz birakti.
En azindan iyi bir seye
sebep oldu. Bu yere.
Buralarda zaten cesetten
baska bir sey ekilmez.
Buna nasiI iyi bir sey dersin?
Yolda ölen hayvanlar
için bir mezarlik.
Burayi kalbi kirik çocuklar yapti.
Öyle ya da böyle ölümü
ögrenmeleri gerekecek.
Neden?
Bebegi alabilir miyim?
Baba, bak! Bu bir japon baligi.
Çok dogru Ellie. Hepsini
yol öldürmedi.
Özellikle benim çocuklugumda
buraya gömülenleri.
Ortalara gidildikçe mezarlar daha
eski. Okumasi zorlasiyor.
Bayan Ellen, buraya gelin biraz.
Burasi 1924'te yasliliktan ölen
köpegim Spot'u gömdügüm yer.
Bir mezarligin gerçekten
ne oldugunu biliyor musun?
Sey... galiba hayir.
Ölülerin konustugu bir yer.
Hayir... sesli konusmazlar.
Taslari konusur ve de isaretleri.
Burasi korkunç bir yer degil Ellie.
Huzur ve sohbet yeri.
Bunu hatirlayabilir misin?
Evet, efendim.
- Merhaba bebegim.
- Baba, ya Church ölürse?
Ya ölür ve hayvan mezarligina
gitmesi gerekirse?
Tatlim, Church'e bir sey olmayacak.
Hayir, olacak. Sonunda olacak.
Sonunda ölecek, degil mi?
Sen liseye gittiginde o hala
yasiyor olabilir. Çok uzun bir zaman.
Bana uzun gelmiyor.
Çok kisa geliyor.
Church'ü yüz yasina kadar yasatirdim
ama kurallari ben koymadim.
Kim koydu?
Galiba Tanri.
O Tanri'nin kedisi degil, benim.
Tanri istiyorsa kendine bir
kedi alsin. Benimkini degil.
Benimkini degil!
Tanrim!
Korkuyorum. Ya buradaki okul
Chicago'daki gibi degilse?
Korkuyorum ve eve dönmek istiyorum.
Iyi olacaksin, Ellie.
Church'ün hayalarinin
kesilmesini istemiyorum.
Tanrim, bu lafi nereden duydun?
Bayan Dandridge'den. Bunun bir
ameliyat oldugunu söylüyor.
O yol herhangi bir ameliyattan
çok daha tehlikeli.
Church hep ayni kalacak.
Hemen hemen ayni.
Ve ona kamyon çarpar diye
endiselenmemiz gerekmeyecek.
- Church iyi olacak.
- Söz mü?
Birak kararsizligi Louis.
Küçük kiza söz ver.
Church iyi olacak.
Söz veriyorum.
- Tesekkür ederim.
- Bir sey degil.
Pek olasi degilse de narkozun
etkisindeyken bir sey olursa,
yani oldugu takdirde
bunu ona sen açiklarsin.
Gitmeliyim.
- Simdi onun...
- Hayalarini kestireceksin, evet.
Bu renkli ifadeyi kizimin kelime
hazinesine soktugun için
sana tesekkür ederim.
Lafini etmeye degmez.
- Karin agrin ne durumda?
- Ne geçti ne de artti.
- Istersen muayene edebilirim.
- Geçer. Her zaman geçer.
- Missy.
- Bayan.
Hala arkadas miyiz Doktor?
Seni öptüm!
Okuldaki ilk günün
iyi geçsin Doktor.
Hosçakal.
- Ne oldu?
- Kamyon çarpti!
- Kafasina dikkat edin!
- Dikkatli tutun!
Hey, Dr Creed.
- Ne oldu?
- Kamyon çarpmis.
- Dr Creed!
- Çikarin onlari buradan.
- Sakin ol!
- Herkes çiksin lütfen!
Haydi, herkes çiksin!
Hava pompasi. Kalp monitörünü aç.
Büyük sondalara ihtiyacim var.
Bir ambulans çagirin,
acile kalkmasi gerekiyor.
- Ise yaramaz.
- Kurallari uygulayalim. Haydi!
Rachel'a "Bugün ancak burkulma
vakasi gelir." dedim dostum.
Bir erkegin...
kalbindeki toprak...
daha taslidir...
Louis.
Adimi nereden biliyorsun?
Ben...
sana gelecegim.
Adimi nereden biliyorsun?
Haydi Doktor.
Gitmemiz gereken yerler var.
Haydi Doktor.
Iki kez söyletme.
Neden buradasin?
Sana yardim etmek istiyorum... Louis!
Çünkü sen de bana
yardim etmeye çalistin.
- Gidelim Doktor.
- Bu rüyadan hoslanmadim.
Rüya gördügünü kim söyledi?
Burasi ölülerin
konustugu yer.
Uyanmak istiyorum. Hepsi bu.
Devam etme, Doktor.
Bunu yapmak zorunda oldugunu
ne kadar hissedersen hisset
sakin ölülerin yürüdügü
yere gitme.
Lütfen...
Uyanmak istiyorum. Hepsi bu.
Uyanmak istiyorum. Hepsi bu.
Bu sinirin
asilmamasi gerekiyor.
Ölümün benim suçum degil.
Seni getirdiklerinde
ölü sayilirdin.
Karsi taraftaki toprak...
bozuk.
Uyandin mi Doktor?
Geliyorum.
Tesekkürler Hemsire.
Louis, bu dogru degil.
Sükran Gününü evde yalniz
geçirmeni istemiyorum.
Bu bir aile bayrami.
Bu yüzden çocuklarla ve
bensiz gidiyorsun.
Baban beni ailenizin
bir parçasi olarak istemiyor.
Yanimizda olmani istiyorum.
Döndügün zaman bol bol
yaninda olacagim.
Bir sorunun olabilir.
Jud. Ne sorunu?
Bahçemin kenarinda
ölü bir kedi var.
Kizinin kedisi olabilir.
Evet. Bu Church.
Üzgünüm.
En azindan aci çekmise
benzemiyor.
Ellie çok aci çekecektir.
Al, ver sunu.
Onunla ne yapacaksin?
Garaja koyacagim.
Onu yarin sabah gömerim.
Ellie'ye anlatacak misin?
Bunu iyice düsünmem gerek.
Belki kahrolasi kediyi etrafta
görmedigimi söylerim.
Tatilini zehir etmek istemiyorum.
Rachel'inkini de.
Belki daha iyi bir yolu vardir.
Onu çemberin disina mi gömecegiz,
yoksa yenisini mi yapacagiz?
Gittigimiz yer suranin
öteki tarafi.
Oradan tirmanamayiz.
Boynumuzu kirariz.
Hayir, kirmayiz.
Bir, iki kez tirmandim.
Basilacak yerleri biliyorum.
Beni izle yeter.
Yavas hareket et.
Asagi bakma. Ve durma.
Durursan kesinlikle
asagi düsersin.
Sakin durma ve...
Asagi bakma. Evet.
- Iyi misin?
- Evet.
Sanirim orada bir an için
nesem kaçti.
Pek bir sey kalmadi.
O da ne?
Sadece bir serseri.
- Haydi bakalim.
- Fazla bir yol kalmadi.
Surada kisa bir yol var.
- Neredeyse geldik.
- Hep öyle diyorsun.
Bu sefer ciddiyim.
Burasi neresi?
Bu onlarin mezarligiydi.
- Kimin mezarligi?
- Micmac Kizilderililerinin.
Ellen'in kedisini
gömmen için buraya getirdim.
Tanri askina, neden?
- Neden dedim, Jud?
- Kendi nedenlerim var.
Toprak katmani ince.
Ama yapabilirsin.
Ben surada oturup
sigara içecegim.
Sana yardim ederdim ama
kendin yapmak zorundasin.
Herkes kendininkini gömer.
Onlarla konustugun zaman...
Bu gece yaptigimiz seyden
tek kelime etmeyeceksin.
Bu gece ne yaptik?
Yaptigimiz sey, Louis,
gizli bir seydi.
Kadinlarin sir tutma konusunda
iyi olduklari söylenir.
Fakat her kadin sana
bir erkegin kalbini
göremedigini söyleyecektir.
Bir erkegin kalbi, Louis,
daha taslidir.
Eski Micmac mezarligindaki
toprak gibi.
- Goldman'larin evi.
- Merhaba, Dory. Ben Louis.
- Kizinla mi konusacaksin?
- Evet, iyi olur.
- Merhaba baba!
- Merhaba bebegim.
Chicago nasiI bakalim?
Ninem ve dedem bana çok güzel
seyler verdi. Church nasiI?
Beni özlüyor mu?
Herhalde iyidir Ellie. Onu
bu aksam görmedim.
Yola çikmamasi için onu
mutlaka kilere kapat.
Ve ona iyi geceler öpücügü ver.
Iyy! Kedini kendin öp.
- Gage'le konusacak misin?
- Evet.
Merhaba Baba. Seni seviyorum.
Merhaba Baba. Seni seviyorum.
Tanrim!
Yemek, Church.
Yemek.
Haydi, Church. Ye.
Haydi, Church.
Tanrim... Buna inanmiyorum.
Kokuyorsun, Church.
Bir saniye...
Tanrim, kemirerek disari çikmis.
Aman Tanrim... Tanrim!
Lanet olsun!
Kendime onu diri diri gömdük
telkini yapmaya çalistim.
Ben veteriner degilim.
- Karanlikti.
- Tabii ki karanlikti.
Fakat kafasi bilye dolu gibi
boynunun üzerinde dönüyordu.
Onu çektigin zaman,
etrafi buz tutmustu.
Açilan bir zarf kapagindan
çikan sese benziyordu.
Canlilarda bu olmaz.
Yattigin yerdeki buzun erimesini
ancak ölüysen durdurursun.
Delirecegimi hissediyorum.
Bana o yeri
bir eskici anlatti.
O yari Micmac'ti.
Köpegim Spot için
neler hissettigimi biliyordu.
Spot dikenli tellere takilmisti.
Mikrop kapti.
O ölünce, ben de
ölecegimi düsündüm.
Benim senin için yaptigimi
eskici de benim için yapmisti.
Ancak Spot döndügünde
yalniz degildim.
Annem benimleydi.
Üzerindeki dikenli tel
izleri hala görülüyordu.
Jud, gel ve köpegini al!
Onu gömdügün
toprak gibi kokuyor!
Spot geri gelmisti.
Ancak tanidigim
köpege pek benzemiyordu.
O gece ikinci kez
öldügü zaman
onu hayvan mezarligina gömdüm,
gördügün gibi kemikleri
hala orada.
Insan bazi seyleri neden
yaptigini bilemez.
Ellie, hayvaninin ölümüne hazir
olmadigi için yaptim.
Zaman geçtikçe, ölümün
gerçekten ne oldugunu anlar,
o zaman acilar biter
ve iyi anilar baslar.
Hiç yukariya bir
insan gömen oldu mu?
Yüce Tanrim, hayir!
Kim bunu yapar ki?
Içeriye nasiI girdin?
Disari!
Disari!
Hosçakal, Ellie. Adimina dikkat et.
- Baba!
- Merhaba tatlim. Buraya gel.
Merhaba baba.
Baba, Church iyi mi?
Evet, herhalde iyidir.
Onu biraktigimda
verandada uyuyordu.
Onu rüyamda gördüm.
Rüyamda ona bir araba çarpti
ve sen, Bay Crandall'la birlikte
onu hayvan mezarligina gömdünüz.
- Çok aptalca bir rüya, degil mi?
- O gerçekten iyi mi?
Evet.
- Merhaba hayatim.
- Oglunu almak istiyor musun Doktor?
Kötü kokuyorsun.
Kediler sampuanla yikanir mi?
Onu hayvan berberine götürmen
gerekir ve bu çok pahali.
Umrumda degil. Harçligimdan
biriktirip öderim.
Church kötü kokuyor.
Parayi ben veririm.
- Bu kokudan nefret ediyorum.
- Evet. Ben de.
Kanser oldugumdan eminim.
Bu aciya dayanamiyorum. Üzgünüm.
Tanri seni kutsasin
ve katina alsin.
Tanri'nin yüzünün nuru sana
görünsün ve rahatlatsin,
seni yüceltsin
ve huzur versin. Amen.
- Rachel kendini iyi hissetmiyor mu?
- Biraz nezle.
Yatiyor. Bayan Dandridge'den
beri sürekli kusuyor...
Bu kadar yeter, Ellie.
Zavalli Missy. Tanri neden
onun gibi birini aliyor bilmiyorum,
önünde daha uzun
yillar vardi
ve benim gibi bir ihtiyari
tek basina birakti.
Babamin bir lafi vardi.
Tanri gerçegi görür... ama bekler.
- Kedin nasiI?
- Ellie'nin kedisi.
Hayir. Artik senin kedin.
...daha birçok akyunus
Maine kiyisi boyunca
sahile vurmus olabilir.
Bilimadamlari nedenini bilmiyor.
- Neyin var hayatim?
- Sence Missy cennete mi gitti?
Konusmak ister misin?
- Sence Missy cennette midir?
- Bilmiyorum.
Degisik insanlar,
çok degisik seylere inanir.
Kimi cennete cehenneme inanir. Kimi
çocuk olarak döndügümüzü söyler.
Kimi de söndügümüzü düsünür.
Rüzgardaki bir mum alevi gibi.
Buna mi inaniyorsun?
Hayir. Bence varligimiz devam ediyor.
- Evet, buna inaniyorum.
- Buna inan.
Bana öpücük ver.
Bu gece Ellie ile seni duydum.
Tahmin etmistim. Bu konuyu
onaylamadigini biliyorum.
Sadece korktum.
Beni tanirsin...
Korkunca savunmaya geçerim.
Neden korkuyorsun? Ölmekten mi?
Neden korkuyorsun? Ölmekten mi?
- Kizkardesim Zelda...
- Biliyorum. Öldü.
Omurilik menenjiti.
Arkadaki yatak odasindaydi,
pis bir sir gibi.
Kizkardesim arkadaki yatak odasinda
öldü ve o öyleydi,
pis bir sir.
Ona yemek yedirmem gerekti.
Sevmiyordum ama yaptim.
Ölmesini istiyorduk.
Ölsün istiyorduk.
Onun daha fazla
aci çekmemesi için degil.
Biz daha fazla
aci çekmeyelim diye.
Çünkü bir canavara
benzemeye baslamisti.
Su anda bile uyanip
"Zelda öldü mü?" diye düsünüyorum.
"Öldü mü?"
Öldügünde annem, babam evde degildi.
Rachel!
O bir anda...
Kasilmaya basladi
ve söyle düsündüm,
"Aman Tanrim, boguluyor.
Zelda boguluyor!"
Eve döndüklerinde onu bogarak
öldürdügümü düsünecekler.
"Ondan nefret ediyordun Rachel
diyeceklerdi." ve bu dogruydu.
"Ölmesini istiyordun, diyeceklerdi."
Ve bu da dogruydu.
Sonra öldü.
Çiglik atmaya basladim. Evden çiktim,
"Zelda öldü" diye bagiriyordum!
"Zelda öldü!"
Komsular disari çikti
ve baktilar...
Agladigimi düsünüyorlardi.
Fakat biliyor musun?
Belki de...
Gülüyordum.
Güldüysen seni bunun için kutlarim.
Ailenden nefret etmem için
bana bir neden daha verdin.
Onunla asla yalniz
birakilmamaliydin.
Hemsiresi neredeydi?
Çekip gittiler ve
sekiz yasindaki bir kizi
o anda delirmis olan, can çekisen
kizkardesiyle basbasa biraktilar.
- Nereye gidiyorsun?
- Sana *** getirecegim.
- Biliyorsun ki ben...
- Bu gece alacaksin.
Bak!
- Babam uçurtma uçuruyor!
- Anne, bak!
- Iste gidiyor!
- Çok iyi Louis.
- Haydi baba!
- Daha yüksekte istiyoruz!
- Louis, birak Gage yapsin.
- Al bakalim dostum.
- Uçuruyorsun.
- Iste uçurtma.
Gage uçuruyor. Anladin mi?
- Ben uçurabilir miyim?
- Gage sirasini savsin.
- Onu altik.
- Onu aldik.
Uçuruyorsun. Devam et.
Devam et. Kos oglum.
- Gage uçuruyor.
- Ben uçuruyorum.
Uçurtma yükseliyor!
Elinden kaçirdi, salak sey!
Düsürdüm.
- Baba, simdi uçurabilir miyim?
- Tamam. Bir dakika.
Ben uçurmak istiyorum.
- Baba, sira bende.
- Tamam. Bir dakika.
- Yola çikmasin!
- Yakala onu Louis. Bebegi yakala!
Bebegi yakala!
Bebegi yakala!
Hayir!
Sakinlestirici etkisini gösterdi.
Rachel uyuyor.
Odama dönmek istiyorum.
Annemle uyuyamam.
Sürekli örtüyü çekiyor.
Ellie, bu ne böyle?
Bu ne? Bakayim.
Bakabilir miyim?
Ne kadar güzel, degil mi?
Onu arabasiyla çekiyorsun.
Eminim bunu sevmistir.
Tanri, Gage'i geri gönderene kadar
bu resmi tasiyacagim.
- Tanri böyle seyler yapmaz.
- Isterse yapabilir.
Esyalarini onun için saklayacagim.
Ben böyle düsünüyorum.
Bu resim yanimda ve onun
sandalyesine oturacagim...
Küçük kizinla ilgilen.
Sana ihtiyaci var.
Bir sey olacagini biliyordum.
Evlendiginizde ona söyledim,
"Kaldirabileceginden daha fazla
aci çekeceksin." Su hale bak.
Cehennemde çürü! Çocuk yolda
oynarken sen neredeydin?
Seni pislik!
Çocuk katili!
Baba!
Kes sunu!
Orospu çocugu! Buna hakkin yok!
Neyin var senin?
Bu oglunun cenazesi.
Kendine hakim ol lütfen!
Iyi geceler Ellie.
Iyi geceler baba.
Baba?
Tanri isterse onu geri getirebilir,
öyle degil mi?
Bunu gerçekten isterse?
Buna inanabilir miyim?
Evet, sanirim inanabilirsin.
Iyi geceler Ellie.
Defol tüy yumagi!
Jud, bugün oglumu gömdüm.
Çok yorgunum.
Acaba biz onu...
Düsünülmemesi gereken
seyler düsünüyorsun Louis.
Yatmayi düsünüyorum.
Bu gece yüregindeki acinin
sorumlusu benim.
Hatta oglunun ölümünün
sorumlusu ben olabilirim.
Ne?
Jud, delice laflar ediyorsun.
Onu oraya gömmeyi
düsünüyorsun.
Aklindan geçtigini
inkar etme.
Micmac bölgesine...
hiçbir insan gömen
oldu mu diye sormustun.
Hayir derken yalan söyledim.
Gömüldü.
Senin düsündügün sey yapilmisti.
Burali bir çocuktu.
Ikinci Dünya Savasi'nin
sonlarina dogruydu.
Adi Timmy Baterman'di.
Ikinci Dünya Savasi'ndan
dönerken öldürüldü.
Babasi Bill Baterman
o kadar aci çekti ki
oglunu oraya gömdü,
isin gerçegini anlamaya
firsat bulamadan.
Buna dayanirim, Jud.
Isin gerçegi ne?
Bazen ölüm daha iyidir.
Oraya gömdügün ile geri gelen
insan ayni degildir.
Ayni insan gibi görünebilir
ama o degildir.
Çünkü hayvan mezarliginin
ötesindeki toprakta yasayan sey...
kesinlikle insan degil.
Timmy'nin cenazesinden
dört bes gün sonra
Margie Washburn, Timmy'nin
Yorkie'nin ahirina dogru
yürüdügünü gördü.
Zaman geçtikçe Timmy'yi
görenlerin sayisi artti.
Ama biz erkeklere gelip
bunun durdurulmasi gerektigini
söyleyen Margie oldu!
Ondan nefret edildigini biliyordu.
Oturduk ve bu konuyu konustuk.
Bu isi halletmek için
Baterman'larin oraya gittik.
O ya da bu sekilde.
Yanmali!
Evi mahvediyorsunuz!
Durun! Timmy, dur!
- Ev yakilacak.
- Gidin!
Çikabilecekken çik Bill!
- Kutulari getirin!
- Bir dakika beyler.
O bir canavar Bill!
Bizi rahat birakin! O benim oglum!
- Haydi, Timmy, çikalim!
- Hayir. Yasamaktan nefret ediyorum.
Haydi, oglum!
Hayir, baba.
Yasamaktan nefret ediyorum!
Louis, bazen ölüm daha iyidir.
Kizilderililer bunu biliyorlardi.
O mezarligi kullanmayi kestiler
ve toprak eksidi.
Bunu yapmayi düsünme.
Orasi sana hakim olur.
O yer kötü.
Bazen ölüm daha iyidir.
Ne söylemeye çalistigimi
anliyor musun? Anliyor musun?
Yani o yerin, Gage'in ölecegini
bildigini mi söylüyorsun?
Dedigim su...
orasi Gage'in ölmesine
neden olmus olabilir
çünkü seni o güçle tanistirdim.
Oglunu öldürmüs olabilirim Louis!
Ailenle arani düzeltmek için
bir baslangiç olabilir.
Gage'in ölümünden iyi bir sonuç
çikmayacak olursa...
- Chicago'ya gitmek istemiyorum.
- Neden hayatim?
- Dün gece kötü bir rüya gördüm.
- Neydi?
Baba... Gage...
ve Paxcow diye biri hakkinda.
Gitseniz iyi olacak,
gemiyi kaçiracaksiniz sonra.
Üzgünüm. Ne diyebilirim?
Kendimi kaybettim.
Hepimiz kendimizi kaybettik.
- Annene iyi bak.
- Bizimle gel, lütfen!
3-4 gün sonra orada olurum.
Lütfen baba. Korkuyorum.
- Her sey düzelecek.
- Yemin eder misin?
Ederim.
Haydi, Ellie. Gidelim.
Bu yanlis.
Sana olanlar yanlis.
Unutma Doktor...
Sinirin...
geçilmemesi gerekiyor.
Toprak eksi!
Ise yaramazsa...
Geri gelir...
ve Jud'in anlattigi sekilde
Timmy Baterman gibi olursa...
onu tekrar uyuturum.
Ve bunu bilmeleri gerekmez.
Rachel ve Ellie'nin
bilmeleri gerekmez.
Anne.
Anne!
Tatlim, sadece kabus gördün.
Hepsi bu.
Rüya degildi. Paxcow'du!
Paxcow, babamin çok kötü
bir sey yapacagini söylüyor.
Paxcow kim?
Öcü falan mi?
O bir hayalet. Iyi bir hayalet.
Uyari için gönderildigini söylüyor.
Babamin yaninda oldugunu söylüyor,
çünkü onun ruhu sey oldugu
zaman birlikteymisler... sey...
Hatirlamiyorum!
Dinle. Hayalet yoktur.
Hayalet yoktur.
Uyu ve bu saçmaligi unut.
Duyuyor musun?
En azindan arayip babamin
iyi olduguna bakar misin?
Tabii ki.
- Paxcow? Bu adi nereden biliyorum?
- Pascow.
Pascow mu dedi?
Babam ona yardim ettigi için
o da bana yardim ediyormus,
ruhu sey oldugu zaman... sey...
Bedenden ayrildiginda.
Seni çikarmaliyim evlat.
Evde degil.
Hamburger ya da tavuk
yemeye gitmistir.
Erkeklerin yalnizken
nasiI oldugunu bilirsin.
Jud, ben Rachel Creed.
Chicago'dan ariyorum.
Chicago mu? Louis yaninda mi?
Hayir. Bir süre burada kalacagiz,
onun isleri ayarlamak için
birkaç güne ihtiyaci vardi.
- Yaninda mi diye merak ettim.
- Hayir.
Ama ugrarsa
seni aramasini söylerim.
- Zahmet etme. Eve dönüyorum.
- Rachel, hayir!
- Bunu yapma.
- Mecburum. Hosçakal.
Basardin, seni aptal ihtiyar.
Simdi de sen düzelteceksin.
Her sey yoluna girecek.
Yemin ederim yoluna girecek.
Senin için geliyorum Rachel.
Bu sefer...
Seni yakalayacagim.
Gage ve ben...
seni yakalayacagiz.
Ölmemize izin verdigin için!
Tekrar iyi aksamlar.
Güçlü kuyruk rüzgarlari vardi
ve Boston Logan Havaalanina
zamaninda inmeyi umuyoruz.
Sükürler olsun.
Affedersiniz. Izninizle.
Izninizle. Izninizle.
Bunu yapma.
- Beklet!
- Yapamam!
Tamam, pilotu arayacagim.
Ben durmayacagim Gage.
Asagi bakmayacagim.
Üzgünüm. Çok yogundu.
Elimde hiçbir sey yok.
Ya su Aries K?
Çizigi olan.
Bir Aries K var.
Biraz hirpalanmis ve yaninda
uzun bir çizik var.
Aliyorum.
Tamam. Kredi karti ve ehliyet.
Gördün mü?
Sadece bir hayal.
- Ya simdi?
- Seni durdurmaya çalisiyor.
Duydun mu?
Seni durdurmaya çalisiyor!
Kimse var mi?
Geri dön bana Gage.
Bize geri gel.
Dur!
- Atla bebegim.
- Tesekkürler.
Eyvah...
Kim var orada?
Saklambaç oynayalim.
Oyun oynayan sen misin?
Çik disari!
Sana bir sey getirdim.
Nereye...?
Çok tesekkürler.
Bir sey degil.
Bilet bulamadim,
bu yüzden bir sey degil.
Sorunlarin her neyse
umarim çözülür.
Ben yolun sonuna geldim.
Daha ileri gidemem.
Her seyin düzeleceginden eminim.
Ben degilim.
Rachel!
Yukarida misin?
Rachel? Sen misin?
Sonunda senin için döndüm Rachel.
Senin belini benimki gibi
bükecegim,
böylece yataktan çikamayacaksin!
Yataktan çikamayacaksin!
Yataktan çikamayacaksin!
Yataktan çikamayacaksin!
Sana bir sey getirdim anne.
Sana bir sey getirdim anne.
Sana bir sey getirdim anne.
Aman Tanrim.
- Alo.
- Alo, Louis.
Ben Irwin. Rachel sag salim
döndü mü diye aradim.
- Orada misin?
- Evet, buradayim.
- Döndü mü?
- Evet. O iyi.
Onu telefona ver, ben de Ellie'yi
telefona verecegim.
Ellie annesi için
çok endiseleniyor.
Neredeyse sinir krizi geçirecek.
- Rachel uyuyor.
- Onu uyandirmani öneririm.
Ellie rüyasinda annesinin
öldügünü görmüs.
Irwin, su anda konusamam.
Irwin, su anda konusamam!
Jud'in evindeyim baba.
Gelip benimle oynar misin?
Önce Jud'la oynadim.
Sonra annem geldi
ve annemle oynadim.
Oynar misin baba?
Felaket iyi vakit geçirdik.
Simdi seninle oynamak istiyorum.
Sen ne yaptin?
Sen ne yaptin?
Merhaba Church.
Yemek ister misin Church?
Bana aldirma.
Yiyebiliyorken ye.
Evet.
Bugün kedilerin Sükran Günü.
Sadece...
ölüp dirilen kediler için.
Haydi! Uzan.
Ölü rolü yap!
ÖI!
Gage, sen ne yaptin?
Korkuttum, degil mi?
Merhaba baba. Seninle
oynamak istiyorum.
Pekala Gage.
Oynayalim.
Baba.
Buraya gel.
Buraya gel.
Bu haksizlik.
Bu haksizlik. Bu haksizlik.
Çok üzgünüm Louis.
Çok üzgünüm.
Durumu kötülestirme. Yapma!
Gage'de çok uzun süre bekledim.
Rachel'da...
Bu sefer ise yarayacak!
O daha yeni öldü.
Kisa süre önce öldü.
Yapma! Lütfen Louis!
Hayir!
Her sey düzelecek, Rachel.
Söz veriyorum.
Bir erkegin kalbi
daha taslidir Louis.
Bir erkek ekebildigini
yetistirir ve sonra ona bakar.
Neyi alirsan, ona sahipsindir.
Sahip oldugun seyler...
her zaman evine döner.
Sevgilim.
Ripped by:
SkyFury