Tip:
Highlight text to annotate it
X
Dün gece iğrenç bir kabus gördüm.
Öyle mi?
Nasıldı, ahbap?
Yatağımda uzanmış yatıyorum.
Sonra kalkıyor...
ve annemi, huzur içinde yatsın, ...
bir sandalyede kafasına
bir poşet geçirilmiş halde
otururken görüyorum. Nefes alamıyor.
Ve ona yardım edemiyorum.
Kahretsin.
Ne yapıyoruz?
Yarım saat daha bekleyeceğiz.
Bunlar kim?
Rahat ol, bunlar sadece polis.
Bu özel bir yoldur, izin belgesi gerektirir.
-İzin belgen var mı?
-Hayır yok.
Peki ya senin izin belgen var mı?
Eh, o zaman bir sorunumuz var.
Şu izin belgesinden satın alabilir miyiz?
Tabii, ama bu size pahalıya patlar.
-Ne kadar?
-400 pezo.
400 de senin için.
Arkadakiler ne?
-Yiyecek kutuları...
-Göster bakalım.
Hemen yere yat, tatlım, tutuklusun.
Evet çocuklar b.ku yediniz.
Senin adın ne?
Kavier Rodriguez Rodriguez.
Kavier Rodriguez Rodriguez.
Harika bir iş başardınız.
Ama bundan sonrasını biz hallederiz.
Tutukluları arabaya bindirin
ve kamyona el koyun.
Bu sevkıyatı nereden haber aldınız?
Küçük bir kuş söyledi.
Bu küçük kuşun adı neymiş bakalım?
Onun bir adı yok.
Kahrolası isimsizler...
Bir yerel polis olmana rağmen...
gayet iyi bilgilere ulaşmışsın.
-Hey, bu General Salazar mıydı?
-Büyük patronun ta kendisi.
Buralarda ne arıyor?
Vardır bir bildiği, ben nereden bileyim.
Manolo, kelepçelerimizi aldılar.
Bu muhbir, vergi ödeyenlerin parasıyla
polis tarafından finanse edilerek...
uyuşturucu kullanmaya
devam eden bu adam...
polisin dürüst Amerikalıların
yaşamaya çalıştığı özel bir...
çiftliğe baskın yapmasını
sağlayan bağlantıdır.
Hükümet, alelacele doğruluğa sadakati
kuşkulu olan suçlular kiralamıştır.
Bay Rodman...
müvekkilinizin ne ekeceğini
seçerken gösterdiği özeni...
avukatını seçerken göstermemesi...
çok utanç verici.
Son zamanlarda savunmalarınızda...
dikkatimi çeken tek farklılık
müvekkilinizin ismi oluyor.
Bütün gün Illinois & Gates davasının
detayları hakkında konuşup durabilirsiniz.
Ama beni gizli muhbirler kullanmanın...
yasalara aykırı olduğuna
dair ikna edemezsiniz.
Ayrıca ülkemizde mülkiyet hakları
kutsal koruma altında değildir.
İster bir ons, ister bir hektar olsun, eğer
bir çiftlikte hintkeneviri yetiştiriliyorsa...
bu çiftliğe el konulabilir...
ve satılabilir.
Nedir o?
Çok anlamlı bir hediye.
-Warren, Putham ve Hudson şirketinden.
-Bir balık oltası.
-Ne istiyorlar?
-Hangi eyaletten olduklarına bağlı.
Arizona.
Arizona.
Tıbbi Marihuana Kullanım Önergesi.
Yoksa çok mu acımasız davranıyorum?
Mark... seni özleyeceğim.
Sıkı çalışmaların için sağ ol.
Bugün nasılsınız?
Bir kızınız var.
Neden uyuşturucuyla mücadeleyi seçtiniz.
Bu sorun bütün aileleri etkiliyor.
Burayı sık sık ziyaret etmeyi planlıyorum.
Gordon, renk vermek yok,
burnunu kaşımak,...
bacak bacak üstüne atmak yok.
-Anladık.
-Anladın.
-Ben iyiyim.
-Sende fazla espri yapma.
-Ne demek istiyorsun?
-Espri yapma. Bu şüphe uyandırıyor.
-Hiç de şüphe uyandırmıyor.
-Uyandırıyor işte. Sadece espri yapma.
Senin derdin ne, biliyor musun birader?
Çok kasmışsın.
Biraz rahat ol.
Derin bir nefes al.
Yavaşça nefes al.
Hadi, bize doğru bakıyorlar.
Bu adileri yakalayacağız.
Burası bizim çöplüğümüz.
Başlayalım mı?
-Başlayalım.
-Şov başlıyor.
Eduardo Ruiz'i arıyoruz.
Bir randevumuz vardı.
Arka tarafta, koridorun sonunda.
Teşekkürler.
Girin. Hey, çocuklar...
Hadi güzelim. Konuştur ve çıkar onu.
N'aber?
İyiyim sağ ol.
Biraz beyaz alabilecek miyiz bakalım?
Daha önce hiç çeyrek ton aldınız mı?
-Hayır?
-Sanmıyorum.
Size söylemeliyim ki, bu acayip büyük bir iş.
O kadar malı bir kuryenin
arkasına sokamazsın.
Buradan Meksiko City'e kadar sıra olur.
Bana bak, sen gel dedin, bizde geldik.
-Bir içki alır mıydınız?
-Bir espriye ne dersin?
İyi bir espri duymak ister misin?
Bende bir tane var.
Hadi, bir espriden ne olur ki?
Sana espriyi söylüyorum.
Hazır mısın?
Fırtınalara neden kadın ismi verilir?
-Bilmem. -Çünkü ilk geldiklerinde
ıslak ve vahşi olurlar.
Sonra da giderken arabanı ve evini alırlar.
-Bu doğru.
-Sence komik değil mi?
Gülmekten geberdim.
Çocuklar, bunlar bizimkiler.
İşte minibüs geldi. Ruiz'i dışarı
çıkarılmadan kimse harekete geçmesin.
Size endişelenmemenizi söylemiştim.
Aklıma bir espri daha geldi.
-Hadi boş ver.
-Bu son. Rahat ol.
Adamın biri penisine dövme yaptırmış.
Bir kenarına ''evet''
bir kenarına ''hayır'' yazdırmış.
-Penisine dövme mi yaptırmış?
-Evet aynen...
Ve bir gün karısı şöyle demiş
''Dur bakalım. Sen bana nasıl yemek...
-Bu da ne?
-Bunlar yereller.
Kahretsin.
Ajanımız vuruldu!
Hemen içeri girin!
Çelik yelek. Sen devam at.
Hadi git.
-Sanırım onu kaybettik.
-Bence de.
Ellerini kaldır?
Çık oradan dışarı seni o...çocuğu.
Bunları sadece yatarken mi giyiyorlar...
yoksa bütün gün böyle mi takılıyorlar?
-Herhalde bunları yatarken giyiyorlardır.
-Rahat bir cekete benziyor.
Birazdan rahatlayacağına eminim.
Yunan tragedyasının babası kimdir?
Aşilyus'du. Üçlemesi? Oresteya.
Bu acayip güzel. Şu Seth makinesini
durdurabilecek kimse var mı?
-Hayır.
-Bu doğru. Kazandın.
Ve tragedya bahisleri kapanmıştır.
Durun bir dakika.
-Bu onun kocası mı?
-Evet.
Neyse...
yeni bir şey denemek ister misin?
Evet.
-N'apıyorsun?
-Sadece seyret.
Yapmam gereken dumanı
içine çekip nefesini tutman.
Bu ne? Freebase gibi mi?
Gibi değil. Ta kendisi
Tamam şimdi çek, çek, çek.
Nefesini tut.
Gördün mü?
İşte şimdi gördün.
Oh, harikalar.
Şunların ne şirin olduklarına baksana.
-Helena, oğlun çok iyi oynuyor.
-Küçük Tiger.
Küçük Tiger... Umarım.
Geleceğin Tiger Woods'u olması
ikimizi de mutlu eder.
Tabi banka hesabını da.
-Tanrım. Ördek mi?
-Ördek. Teşekkürler.
-Helena sen hiç ördek yemezsin.
-Biliyorum.
Ama bunu ısmarlayan ben değilim ki.
Karnımdaki.
Şey, o zaman ağzının tadını biliyor.
-Ben ördeğe bayılırım.
-Tadı harika. Biraz ister misin, Nan?
-Evet, tabii.
-Çok yağlı bir kuş.
Şu iyi kolesterolle, kötü kolesterol işi
kafamı karıştırıyor.
-Bu bir harika.
-Ve kırmızı şarabı biliyorsunuz.
Sana iyi gelecektir.
-Kırmızı şarap içmek serbest.
-Fransızlar öyle yapıyor.
Ben Avrupalıyım.
Doktoruma ''Ben Avrupalıyım...
kırmızı şarap içmek bana serbest''
diyorum.
Benim doktorum hamileyken
içebileceğimi söylemişti.
-Haftada bir bardak.
-Amniyodan sonra doktor bana...
''İşte şimdi bir bardak kırmızı şarap
içebilirsin'' dedi.
Ben iki bardak içtim.
-Eğlendin mi bakalım?
-Evet.
Çantayı yanımda götürebilir miyim?
-Olmaz tatlım.
-Peki ya sadece yakın mesafe sopasını?
Bana sopayı ver.
Hemen bin bakalım.
Hadi. Gitmemiz lazım.
Bunu şuraya koyalım, olur mu?
Tiger Woods'da sopasını oraya koyarmış.
Sağ ol.
David, bana söz vermek zorundasın
sopayı arabanın içinde sallamak yok.
Tamam
Uyuşturucuyla Mücadele Bürosu'nun
başına geçene kadar...
bizim haberimiz olmadan...
basına açıklama yapma...
Bu şehirde bir çok yatırımcı var.
Ve senden korkuyorlar.
Bunun nedeni, senin onların bütçelerini
veto etme hakkının olması.
Ayrıca senatörler ve
kongre üyeleriyle tanışacaksın.
Her biri sana önceden hazırlanmış
sorular soracaklar.
Bu sorular onları daha
zeki göstermek için dizayn edilirler.
Onlara ders vermeye kalkarsan
onlara saygı duymadığını düşünürler.
Ama alçak gönüllü davranırsan
tam tersi olur.
Senin ve Başkanın onlara
saygı göstermesi önemlidir.
Laf başkandan açılmışken, Rusya ve Çin
ziyaretlerinden döner dönmez...
ikinizin yüz yüze görüşmenizi sağlarız.
Bir ay sonra ilk basın açıklamanı
yapar ve başkanın...
uyuşturucuya karşı yapılan
mücadeledeki stratejisini açıklarsın.
Şunu anlamanı isterim ki...
ben bir partizan değil netice adamıyım.
Eğer müsaade edersen,...
inanılmaz neticeler almanı
hızlandırabilirim...
en önemlisi, bence, Meksika işi.
Tanışacağım herkesi, ne istediklerini
ve niye istediklerini bilirim.
Senden hoşlanmaları önemlidir.
Benden hoşlanmalarına gerek yok.
Böylece seni koruyabilirim.
Landry'i koruduğun gibi mi?
Ne demek istediğini anlıyorum.
Ama sana şunu söyleyeyim.
Landry bildiğini okuyan bir adamdı...
ve yardım almayı bilmezdi.
Bu işte Generalin dayanamadığı
politik unsurlar vardır.
General, Bob Wakefield.
-Yargıç tanıştığımıza memnun oldum.
-Ben de, efendim.
Keff, bize biraz müsaade eder misin?
Baş üstüne efendim.
Hemen dışarıda olacağım.
-Oturun.
-Teşekkür ederim.
İyi işler başardınız General.
Uyuşturucuyla Mücadele Bürosu...
sizin gelişinizden öncesine göre
çok daha iyi durumda.
Ben en ufak bir değişiklik
olduğuna emin değilim.
Ama denedim.
Gerçekten denedim.
İyiye doğru işaretler.
İş daha yeni başlıyor.
Ben devamını getirmeyi planlıyorum.
İki, en fazla üç yılın var.
Sana ne teklif ettiler?
Bir mahkeme terfisi mi?
Ne? Bölge mi? Temyiz mi?
Yüksek değildir herhalde.
Bu iş yeterince zor zaten.
Buna yoğunlaşmayı planlıyorum.
İşine son verildiğinde Khruschev
ne yapmış biliyor musun...
oturup iki tane mektup yazmış,
yerine atanan kişiye vermiş
ve şöyle demiş: İşin içinden
çıkamayacağın bir duruma düşersen...
ilk mektubu oku, kurtulacaksın.
İşin içinden çıkamayacağın duruma
bir daha düşersen...
ikinciyi oku.
Bir süre sonra, adamımız kendini
zor bir durumda bulur...
ve ilk mektubu okur, mektupta
''Bütün suçu bana yükle.'' der.
Böylece adam suçu ihtiyara atar
ve her şey yoluna girer.
Sonra kendini gene
zor bir durumda bulur...
ve ikinci mektubu açar.
Mektupta
''Otur ve iki tane mektup yaz.'' der.
Nasıl bir araba olduğunu
merak etmiyor musunuz?
-Kahverengi bir Ford Explorer.
-Çalındı. Bir rapor tutulmasını istiyorum.
Rapor size arabanızı geri getirmez.
-Polisler arabanızı bulamaz.
-Siz de polissiniz.
-Bu adamı arayın.
-Anlayamıyorum.
Arabanın kimde olduğunu
nereden bilecek?
Polislerden.
Niye bize söylemiyorlar da
ona söylüyorlar?
Çünkü ona para vereceğiz de
ondan, salak.
Doğru muyum? O da polislere ödeme
yapacak ve biz de arabamızı alacağız.
Evet doğru.
Ona para ver.
Hadi ona para ver.
-Kaldırıma doğru ilerleyelim.
-Hadi al şunu.
-Hayır, hayır.
-Lütfen al şunu.
Kaldırıma doğru ilerleyin lütfen.
Şu adamı arayın.
İyi günler.
-Kavier Rodriguez.
-Evet
Bizimle gelmeni istiyoruz.
-Nereye?
-Sadece kısa bir gezintiye.
Beni takip et.
Size birşeyi belirtmek istiyorum, yargıç,...
satıcılara yoğunlaşarak
uyuşturucu problemini asla çözemezsin.
Sokaklarımızda buna talep oldukça,...
Meksika'yı suçlamak
hiçbir işe yaramaz.
Biz yasal uyuşturucu işindeyiz.
Merck, Pfizer ve diğer önemli...
müvekkillerim bunun geleneksel
bir savaş olmadığını biliyorlar.
Bu uyuşturucu karşıtı savaşı
kazanabilir misin bilemiyorum.
Eğer lise son öğrencilerinin
%25'i uyuşturucu kullanıyorsa...
ve sen bunu %1 0'a indirebilirsen
bu büyük bir başarı olur.
Efsanevi bir başarı.
Ama hala uyuşturucuya
bağımlı bir %1 0 kalır.
Scotch ve soda lütfen.
Kokain ve eroin fiyatları düştü...
ama uyuşturucunun kalitesi arttı,
yani bütün...
bu sıkı önlemlerin sonucu çocukların
iyi malı daha ucuza almaları oldu.
Eğitim, rehabilitasyon ve tedbir ...
gazetecilere yetmiyor.
Onlar insanları hapiste görmek istiyorlar.
Uyuşturucunun kanlı hikayesini.
Görüşlerinize katılıyor ve...
sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum.
Temizlenmek isteyenlere yönelik bir
yasa teklifim var. Yardımınıza açığım.
Harika.
Teşekkür ederim senatör.
Eğer bir hakim veya bir politikacı
ağzına bir cigaralık koyarsa...
bundan iyi bir hikaye çıkar.
Cesur ve hür iradeli olman lazım, çünkü...
karşında kim olursa olsun...
eğer özgürsen ve bu
zorba makamını kullanırsan,...
bu sana gerekli gücü sağlar.
Kanuni baskı sadece...
büyük patronların
ağzına bal çalmaya yarıyor.
Bağımlılar oy kullanmazlar.
Burada ne işiniz var?
Manzara hoşuna gidiyor mu?
-Televizyonun yeterince büyük mü?
-Yemekler nasıl?
Umarım hayatından memnunsundur,...
çünkü bundan sonra daha iyisi yok.
Ben kanunlara saygılı bir iş adamıyım.
Benim balıkçı teknelerim var.
-İnanmazsanız kontrol edin!
-Kes sesini!
-Beni neredeyse öldürüyordun!
-Buraya bu şekilde giremezsin.
Avukatımı görmek istiyorum.
Her şey yolunda, ahbap.
Eddie başın büyük belada.
Bu kadar çok kokainle yakalanan
bu sürüngeni bazı eyaletlerde...
idama mahkum ederler.
-Evet, Teksas'ta.
-Onu kızartırlardı.
-Kesinlikle.
Pazarlık yaparken seni kasete aldık.
Onu malının kalitesiyle ve
işiyle böbürlenirken çektik.
-Artık elimizde.
-B.ku yedin.
-Hayır b.ku iyice yedin.
Bu durumda tek bir kurtuluş yolun var.
Bizi bir patronun olduğuna inandır, Eddie.
Patron yoksa bütün suç sana kalır.
Hayır.
Bu benim ölüm fermanım olur.
Mahkemeye kadar bile hayatta kalamam.
Biz seni koruruz.
-Hadi, kimin için çalışıyorsun.
-Bu zorbalık.
Bu kelime bir balıkçı için biraz fazla gelir.
Çok fazla.
Kimin için çalışıyorsun?
Fazla olan bir kelime daha biliyorum.
Dokunulmazlık.
Beyler, beyler, hadi.
Biraz yavaş olun, olmaz mı?
Neler oluyor? !
-Evinizi aramak için elimizde izin var.
-Ne?
Carl!
Kocam!
-Sakin olun bayan.
-Carl!
Bayan daha ileri geçemezsiniz.
-David, buraya gel!
-Bayan, arama emrimiz var.
Babamı nereye götürüyorlar?
O iyi. Onunla sadece konuşacaklar.
Sakin ol, ona birşey yapmayacaklar.
-Neler oluyor anlamıyorum.
-O iyi olacak.
-Babama ne yapıyorlar?
-Babanı merak etme.
Her şey yolunda, tatlım.
Her şey yolunda, bebeğim.
Sen değil.
Sen.
Burada bekliyorum.
Tijuana polisinde beş yıl.
Eyalet polisinde üç yıl.
Annenle baban 93'teki selde ölmüş.
Ne kadar yazık.
Ayda 31 6 dolar alıyorsun.
Ödedikleri bu.
Bak şimdi...
Bu senin geçmişin olabilir.
Biz senin geleceğinden konuşabiliriz...
tabii benim için bir iyilik yaparsan.
Yapabilirsem.
Tijuana uyuşturucu kartelini
ortadan kaldırmak istiyorum.
Nasıl yardım edebilirim?
Adı Francisco Flores.
O bir tetikçi.
Tijuana karteli için silah işlerini görür.
Onunla konuşmalıyım.
Onu bulman ve buraya getirmen lazım.
-Bu delilik!
-Heyecan yapma, Manolo.
Sen Francisco Flowers'ın
kim olduğunu biliyor musun?
Kiralık bir katil, bir psikopat!
Delilik bu.
-Kim bilir kaç kişiyi öldürmüştür!
-O zaman ben tek başıma giderim.
Ayrıca kimseden yardım alamayız...
çünkü herif San Diego'da yaşıyor.
Vay... yoksa bu bir sürpriz mi?
Şeref duydum. Teşekkürler.
Selam hayatım.
Yolculuk iyiydi. Sadece anlayamıyorum.
Buna inanmak zor.
-Washington nasıl?
-Washington nasıl mı?
Aynen Kalküta gibi.
Her yerde dilenciler var.
Sadece, bu dilenciler 1 500 dolarlık
takım elbiseler giyiyorlar...
ve ''lütfen'' ve ''teşekkürler'' demiyorlar.
Davayı, aralarında hiç bilirkişi olmayan...
arabuluculara sunduk.
Süperfon artık insanların
fazla ilgisini çekmiyor.
-Bu sinir bozucu.
-Bu çok sinir bozucu.
Başkanla tanıştın mı?
Baban başkanı zaten tanıyor.
Aslında, durum şöyle, Bay Başkan,...
benim yeni patronum,
özgür dünyanın lideri...
benimle yüz yüze görüşmek
için bir randevu verdi.
Arkadaşlarım senin uyuşturucu çarı
olduğuna kesinlikle inanamıyorlar.
-Caroline.
-Özür dilerim, ama demek istediğim, hadi.
Bu harika. Bu harika baba.
Sadece inanılmaz o kadar.
Arnie, tanrıya şükür.
Oh, Helena. O kadar--
Burada neler olduğunu anlat bana.
Neler oluyor. Eve geldiler
ve onu alıp götürdüler.
Evi de aradılar.
Sana neler olduğunu anlatayım.
Birincisi Carl burada değil.
DEA onu aldı.
Onu, büyük ihtimalle yarın yapılacak...
mahkeme çağrısına kadar tutacaklar.
Yani burada vakit kaybediyorsun.
Tamam mı? Beni dinliyor musun?
-Evet
-Şimdi ; telefonda hiçbir şey...
hakkında konuşma.
Komşularınla konuşma.
Bahçeye sakın çıkma.
-Neyle suçlanıyor?
-Bilmiyorum...
fakat hiçbir şekilde bu konu hakkında
burada konuşmayacağım.
Eve git ve oğlunla ilgilen, tamam mı?
Bayan?
Bir Budweiser alayım
-Pardon.
-Evet?
Bir sigara alabilir miyim?
Onu buraya bu kadar çabuk nasıl
getirdiğinizi bilmek isterdim doğrusu.
Herkesin bir zayıf tarafı vardır
Tanrının yöntemleri çok incelikli oluyor.
Amin.
Ne herif.
Söylemek istediğim tek şey--,
benim diyeceğim...
bana göre hiç kimse önemli
bir şey söylemiyor.
Hepimiz birbirimize bakıp
kafa sallıyoruz,...
verdiğimiz bu tepkilerin hepsini
yapmak için eğitiliyoruz.
Tepkiler--,
gerçek olmayan tepkiler.
Tıpkı sahte gülücükler gibi,...
yüzeysel saçmalıklar.
Hiç şöyle diyebilir miyim:
Hey.... Bu kalabalık beni rahatsız ediyor.
Ne halt yediğimi ben de bilmiyorum.
Korktuğunu biliyorum, ve bu normal.
Anlıyorsun değil mi?
-Merhaba?
-Evet... kesinlikle.
Biz her şeyi biliyormuş gibi davranıyoruz.
Tıpkı anne babalarımız ve
onların anne babaları gibi.
Bunu söylemek zorunda olduğum için
üzgünüm ama bu berbat birşey .
-Örneğin?
-Mesela sen Caroline'ni hayal ediyorsun...
güya sevdiğin Vanessa'yı değil.
Bu sevgi her neyse.
Bu adet hakkında beni
konuşmaya zorlamayın.
Neden, neymiş bu adet?
Bizler sadece rastgele bir araya gelmiş
bencilleriz ve sonra birden....
ikişerli sıralar halinde
Nuh'un Gemisine doğru yürüyoruz.
Aslında, bilgin olsun diye söylüyorum
fantazi kurarken...
sadece Caroline'ı düşünmüyorum, seni
Caroline ile beraber olurken düşünüyorum.
Buna ne diyeceksin?
İşte anlatmak istediğim de bu-- alaycılık.
Sürekli acayip bir alaycılık.
Korkarsın ve bunu itiraf edersen ...
insanların senin zayıf olduğunu
düşüneceklerini sanırsın...
ya da senden hoşlanmayacaklarını...
ya da ne düşünüyorsan onun olacağını.
Bir saniyeliğine sesini kesip
kendi kendini dinleyemez misin?
Ne?
Çünkü dibine kadar doğru söylüyorsun.
-Dibine kadar kafayı buldum.
-Öyle mi?
Tamam, durun biraz.
Neden biz, mesela...
bunu değiştirmiyoruz,
bu sosyal düzeni yani.
Neden biz değişik olmayalım?
-Evet.
-Bunu konuşmaya ne gerek var ki?
Hayır ama biz-
Olay şu. Sen diyorsun ki:
Neden biz bir şeyler yapmıyoruz?
-Peki neden sen bir şeyler yapmıyorsun?
-Benim söylediğim de bu, Seth.
Eğer bunu bilseydin,
konuşmaya gerek duymazdın.
Vanessa kendimi berbat hissediyorum.
Bu bir nevi kemikleşmiş sosyal düzen.
Spence bebeğim, iyimisin?
Aman tanrım. Morarmış, nefes alamıyor.
Aman tanrım.
Bowman hapı yutmuş.
-Dur biraz.
-Ne halt edeceğiz?
-Oh tanrım.
-Kahretsin!
-Biri doktor çağırsın!
-Senin baban doktordu.
-Hayır! O bir araştırmacı -Sen kendi
babanı çağırsana asıl o bir doktor.
-Ne araştırmacısı? -Kahrolası domuz
genlerinin haritasını çıkarır.
Sen kendi babanı arasana!
O bir cerrah değil mi!
Onu arayamam! Saat sabahın üçü!
Eğer bir şeyler yapmazsan
oracıkta ölecek!
Burada ölemez!
Annesiyle babası Barbados'ta!
Çabuk! Çabuk!
Tamam, kimsenin üzerinde
mal yok değil mi?
Kahretsin!
İstihbarat şefimizi öldürdüğünü biliyoruz.
Ayrıca senin...
Tijuana ve Meksiko City polis şeflerini
öldürdüğünü de biliyoruz.
Bir sorum var.
Neden karşı koyuyorsun?
Babamın çok parası var.
Bu doğru cevap değil.
Ayrıca öğrendiğimize göre...
General Salazarında
bir komşusuyla uğraşmışsın.
Zavallı bir köylüyle.
Senin adamların onun
torununu öldürmüşler.
Bunu yapman çok salakça bir şey.
Hapı yutmuşsun.
Oğlumun okulunda yönetim kurulundayım.
Yetişkinlere okuma-yazma öğretilmesi
için evimde yardım etkinlikleri yapıyorum.
Kocamın kanunlara saygılı bir iş adamı
olup olmadığını bilmeye hakkım var.
Elbette ki öyle.
Carl'ı 20 senedir tanırım.
O trafik kurallarını bile çiğnemez.
Carl bu toplumun önemli üyelerinden biri.
Polise, eyalet savcısına...
ve DEA'ya açılacak tazminat davası...
sonuçlanınca onun adını
parklara verecekler.
Carl işinde çok, çok iyidir.
Yani uyuşturucuyu ülkeye
kaçak sokma konusunda.
-Fısıldaşıyorlar.
-Biliyorum.
-Duyamıyorum.
Dinleme cihazı çok uzakta...
mutfağın oralarda.
Hiçbir şey duyamayacağız.
Bir şeyler söylüyorlar.
Sanki bir komplo komplosu kuruyorlar.
Evden gelen yalan
titreşimlerini hissedebiliyorum.
Kadının işin içinde olduğunu sanmıyorum.
Hadi. ben hep bunun hayalini kurarım.
Tepedekileri, zengin insanları enselemek...
-beyaz insanları.
-Biliyorum.
Ama bence kadının
işten haberi yok, ahbap.
Arnie Metzger'i tanıyor.
San Diego'nun yarısı da onu tanıyor.
-İddiaya var mısın?
-Cebindekileri görelim.
-Param var.
-Böyle yapmana bayılıyorum.
-Ne kadar para koyuyorsun?
-Bende 1 2 papel var.
Tamam bana 1 0'unu ver.
Sonra hesaplaşırız.
-Güzel.
-Bir dakika. Ne?
-Kaç yaşındasın?
-On altı.
Ailenle mi yaşıyorsun?
Evet.
Hala evliler mi?
Evet.
-Çalışıyor musun?
-Gönüllü olarak.
Haftada bir gün körlere
iki saat kitap okuyorum.
Okuyor musun?
Cincinati Country Day'de.
Özel okul mu?
Evet
Notların nasıl?
-Sınıfta üçüncüyüm
-Bu ne demek oluyor?
-A alırım .Hep A
-Gerçekten mi?
Başka neler yaparsın?
Ulusal yetenekler finalistiyim.
Hi-Q ve matematik takımındayım.
İspanyolca kulübündeyim.
Tiyatro severlerdenim.
Sınıfımın başkan yardımcısıyım.
Voleybol takımındayım.
Peki bana burada ne aradığını
söylemek ister misin Caroline?
Carol.
Oh, tatlım.
İyi misin?
Her şey yolunda.
Aşırı doz alan bu çocuğu
ne kadar tanıyordun?
Bizle takılmazdı.
O şu hippi çocuklardan biriydi.
Ben o grupta değilim.
Peki ya şu Seth denen çocuğu,
hani arabayı kullananı?
O bir arkadaş.
Ayrıca o durumu kurtaran da oydu.
Birkaç bira içmişti, ama....
arabayı kullanması...
sadece ne yapacağımızı
şaşırmamızdan dolayı oldu.
Haşhaş bana ait değildi.
Anlıyoruz tatlım.
Bizim konuşmamız lazım.
Yalnız.
-Sanırım yalan söylüyor.
-Bence de.
O zaman ona evde kalma cezası verelim,
kanatlarını kırpalım biraz.
Bundan sonra başka bir duyuruya kadar
sadece okul ve programlı aktiviteler.
Robert, tatlım...Caroline'nin yanlış bir
seçim yaptığı çok açık ama...
sence hapiste bir gece
yeterli bir ceza değil mi?
Demek istediğim,
hepimiz bunları yaşadık.
-Ben her uyuşturucuyu denedim.
-Of, yeter.
Sen kolejde iken denemiştin.
Sence benimkine ''deneyim''
demek doğru olur mu?
-Bu farklı.
-Neden?
-Çünkü o daha 1 6 yaşında!
-Bence bunu kendi kendine halletmeli.
-Ona biraz özgürlük vermeliyiz ki...
-Özgürlük mü?
Kendini aşırı dozdan öldürsün diye mi?
Ona bu tür bir davranışı kabul ettiğimiz
mesajını kesinlikle vermem...
Çünkü bunu kabul etmiyoruz değil mi?
Evet ama onun bizden
uzaklaşmasını da istemeyiz .
Neyle karşı karşıya olduğunu
anladığımızı bilmeli.
Bundan ne zamandır haberin var?
Ne zamandır biliyorsun?
Altı aydır.
Benim tekniğim seninkinden
daha derin, Kavier.
Çok daha derin.
Beni babası gibi sevmeye başlayınca...
burada bulunduğunu
kimseye söylemeyecek.
Bize üstlerinin isimlerini verecek.
Sonra bizde onları yakalayacağız
ve onlarda bize isimler verecek.
Ve er yada geç bizi
Kuan Obregon'a götürecek.
İşte o gün Tijuana karteli yok olacak.
Ne rezalet.
Ne rezalet, Francisco Flores.
Her şey yolunda.
Salazar artık burada.
Artık arkadaşlarla berabersin.
Bu utanç verici davranış
hemen durdurulacak.
Muhafız!
Buyurun, General.
Bunun sorumlusu sen misin?
-Bizler vahşi adamlar değiliz.
-Evet, General.
-Yemek yedi mi?
-Bilmiyorum, efendim.
-Ona yiyecek bir şeyler getirin.
-Peki General.
Sayın hakim, bu adam çok büyük
ve anladığımız kadarıyla..
uluslararası bağlantıları olan
bir suç örgütünün başıdır.
Ona karşı olan davamız çok güçlü.
Firar etmesi bir risk değil kesindir.
İnsanlık sizden kefalet istemini
reddetmenizi istiyor.
Müvekkilimin firar etme riski...
sayın hakimden ve savcıdan
daha fazla değildir.
Kendisi toplumun nüfuslu kişilerindendir.
La Kolla'da karısı ve çocuğuyla
yirmi yıldır yaşayan ....
bir aile babasıdır. Savunmanın
gösterdiği gibi müvekkilim...
sadece bilinen bir suçlunun
kolay hedefi...
olmaktan dolayı suçludur.
İşte bu sebeple, sizden Carl Ayala'nın...
tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakılmasını talep ediyorum.
Kefalet talebini reddedeceğim.
Bu kadar erken geldiğiniz için teşekkürler.
Yargıç, bu olayla ilgilenmek bir şereftir.
Daha rüştünü ispat etmedi.
1 8'inde kayıtlardan silinecektir.
Yinede bu benim için hassas bir konu.
Eminim anlıyorsundur.
Arabada içki içmek, toplum içinde
sarhoşluk, ikinci derece
uyuşturucu taşıma, halletmek kolay.
Yalnız aklım bir konuya takılıyor.
Hastanenin önüne bıraktıkları çocuk...
ciddi miktarda kokain ve eroin almış.
Hayatta olduğu için çok şanslı.
Bu durumda sormak zorundayım
kızınız ne kullanıyor?
Ne demek istediğinizi anlayamadım.
Ona hangi uyuşturucuları
kullandığını sordunuz mu?
Hayır.
Bilemiyorum.
Herhangi bir terapi görüyor mu?
Hayır. Caroline okulundaki
en iyi öğrencilerden biridir.
Umarım öyle kalır.
Selam, ben Robert.
Gelecek üç günkü randevularımı iptal et.
Çünkü koltuğundan hiç kalkmamış
''bilirkişilerden'' sıkıldım artık.
Ön safları görmenin zamanı geldi.
Carlos Ayala işe aile şirketinde başladı.
Tijuanada gayri menkul, Esenada'dan
balıkçı tekneleri, turfanda çilek.
Sonra Tijuana kartelinden
Obregon kardeşlerle tanıştı.
Gümrük girişlerinde meydana gelen
olayların bir analizini yaptık ve...
bir arama yapılması ihtimallerini
hesapladık. Bu oran çok yüksek değildi...
ama gene de bu ihtimali
azaltacak yöntemler bulduk.
Yani gümrük memurlarına rüşvet verdi
Eh, Meksika'da kanunları uygulamak...
.aynı zamanda girişimcilik demektir.
Ama Amerika'da işler aynı değil.
Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan şoförler
kiralayıp, yüklü miktarda mal göndeririz.
Bazıları yakalanır.
Yeteri kadarı sınırı geçer .
Bakın bu iş yıllardır böyle ve daha uzun
sürede böyle devam edecek.
Ve Serbest Gümrük Antlaşması
işinizi daha da zorlaştırıyor.
Gelecek 1 -2 yılda Meksika'daki
taşıma şirketleri...
Amerika'dan Meksika'ya,
oradan da buraya...
aynen UPS, DHL ve FedEx
gibi rahatça geçebilecekler.
-İpini koparan gelecek.
-Larry King'in programında mıyız, neyiz?
Kahretsin!
Bize bilmediğimiz bir şeyler söyle, Eddie,
Siz çocuklar bana adalarda terk edilen
Kapon askerlerini hatırlatıyorsunuz...
İkinci Dünya Savaşı'nın bittiğinden
haberi olmayan askerleri.
Hükümetiniz çok uzun zaman önce
bu savaştaki yenilgisini kabul etti.
Bu tutumu ona jürinin önünde
hiçbir şey sağlamaz.
-Bu gerçekten kötü bir tutum.
-Çok kötü.
Bütün bu hesap-kitap işinde bir
yanlışlık var. Sen buradasın.
Açgözlülük yaptım değil mi?
Evet, yaptın.
Kendi başıma bir iş çevireyim dedim
ve biri size haber uçurdu.
Carl böyle bir aptallık yapmazdı.
Carl seni kiralamış.
İşte bu bir hata.
Carl ve ben çocukluktan beri arkadaşızdır.
O vefalı biriydi.
Kavi.
Birkaç kişi bir partiye gidiyoruz.
Kimler?
Esteban, Guzman, Tomas... hepsi.
Yeni ahbapların.
Evet.
-Hadi gidelim.
-Hayır.
-Eğlenceli olacak.
-Başka bir gün.
Benim evde B&W hoparlörleri var.
Yakınlarda birde CD yazıcı aldım.
İstediğim müziklerin
olduğu CD'ler yapıyorum.
Sanki dükkandan aldıklarım gibi oluyor.
Senin ve benim çok ortak yanımız var.
Tamamen değil ama epeyce çok.
İkimizde sınırın öbür tarafında
Gringolarla okuduk.
Baban mühendisti değil mi?
Benim babamda,
huzur içinde yatsın bir mühendisti.
Küçüklüğümden beri
müzik sistemleriyle ilgilenirim.
Çoğu insan umursamaz...
ama benim için çok önemlidir.
Latince'de şöyle derler:
In vino veritas.
Şarap gerçeği ortaya çıkarır.
Yazmak için bunu kullan ...
yüzbaşılarımı öldüren
o piçlerin adreslerini yaz.
Ve geçen hafta nerede olduklarını değil
şu anda nerede olduklarını.
Şu dakika nerede olduklarını.
Hatta daha iyisi yarın nerede olacaklarını.
Yarın nerede olacaklarını
biliyorsun değil mi?
Resmi Haber Ajansı,
Notimex (NTX) Bildiriyor:
Dün Meksika ordu birlikleri isimsiz bir
ihbar üzerine polis teşkilatına katılarak...
Obregon kardeşler uyuşturucu
kartelinin üyelerini tutukladılar.
Federal uyuşturucu güçlerinin başındaki
General Arturo Salazarın Meksiko City'de...
yaptığı açıklamada operasyonun
Tijuana şehrinde...
ve Baja California eyaletinin geri
kalanında uyuşturucu ticaretine...
hakim olan obregon kardeşlere
yıldırıcı bir darbe olduğunu söyledi....
General Salazar sözlerine yetkililerin
rakip Kuarez kartelinin lideri...
Porfirio Madrigal'in geçen hafta geçirdiği
bir estetik ameliyatı sırasında ...
öldüğünü teyit etmek için fazla mesai
yaptıklarını açıklayarak devam etti.
İşte geldik, işte geldik
Çık dışarı adi herif.
-Beni öldürecek misiniz?
-Hayır
Hayır, bu işi bizim için
Obregonlar yapacak.
San Ysidro California sınırı--
Günde ortalama
45.000 araç, 25.000 yaya.
-Son altı ayda üçe misli bir artış mı var?
-Yakalanan uyuşturucu miktarında.
Yani artık üç kat fazla
uyuşturucumu giriyor.
Bu korkutucu bir tahmin,
ama sanırım öyle.
%70'ini yakaladığımızı
söylemek hoşuma giderdi...
ama gerçekte sanırım toplam
miktarın % 40-50'si.
Ve hepsi de yüklü miktarlar.
Bu kadar çok cinayet
olmasının nedeni de bu.
Organizasyonlar savaşıyorlar.
İşler iyi gidiyorsa insanlar
birbirini öldürmez.
İşler kötüye gidince--
mallarını kaybettiklerinde,...
şoförleri ve adamları
hapsi boyladıklarında...
insanlar birbirlerini öldürmeye başlıyorlar.
-David nasıl?
-David nasıl mı?
Oh o harika durumda, Carl.
Çocuk babasının federal ajanlar
tarafından götürülüşünü gördü.
-O çok iyi.
-Peki
Ona nerede olduğunu
ne zaman eve döneceğini...
hatta dönüp dönmeyeceğini
bile söylemiyorum.
Helena... her şeyi atlatacağız...
sana söz veriyorum.
Her şeyi telafi edeceğim
Burada neler olduğundan
haberin var mı senin?
Kredi kartı borçlarımız tavana vurdu.
Bankadaki insanlar--
bana nasıl baktıklarını görmelisin.
Devlet bana eğer
herhangi bir şey satarsam..
gelir vergisi icrasına
karşılık el konurmuş.
Kahrolası arkadaşlarımız....
Bize hiç kimse yardım etmeyecek.
Kimse bize kapısını açmayacak.
Hiç kimse bizimle ilgili
hiçbir şeye bulaşmak istemiyor
Sen de kalkmış her şeyi
telafi edeceğini söylüyorsun bana
Helana
Bana ne yapacağımı söyle.
Çocuğumun benim yetiştirildiğim
gibi bir hayat içinde yetiştiremem.
Bunu yapmayacağım Carl.
Hayatımızı geri istiyorum
Biz daha zekiyiz. Farkı biliyoruz
Merhaba? Ding, ding, ding.
Yarışmacımız kazandı.
-Selam çocuklar.
-31 0 numaralı oda lütfen.
-Kimlik ve 28 dolar görelim.
Bu yeri seviyorum
Keşke hep burada kalabilseydik.
Sonsuza kadar ve...
burayı küçük yuvamız yapsaydık.
Yapmak istediğim...
Seninle seks yapmak istiyorum, ve tam
ikimizde gelirken bir vuruş yapmak.
Olur.
İlk defa böyle bir kumsalda
milli olmuştum.
-Bir kumsalda ne olmuştun?
-Milli oldum adamım.
Ben bekaretimi,
lise ikinci sınıfta kaybettim.
-Bu iyi
-Tatlıydı.
Adam sana iyi muamele yaptı mı?
-Bu herif de kim?
-Bilmiyorum.
-Daha önce hiç görmedim.
-Doğruca çocuğa gitti.
David
David, buraya gel.
-Anne, anne.
-Lütfen çocuğumu yere bırakın.
-Çocuğunuzun yabancılarla
konuşmasına izin vermemelisiniz.
Çocuğu aldı müdahale edin.
Kocanın çok borcu var.
O kadar çok ki...
bu çocuğun boynunu koparmak
bile borcu karşılamaz.
Senin yerinde olsam parayı bulurdum,
yoksa oğlun ortadan kaybolur...
ve akşam haberlerine
kadar onu göremezsin.
Bu tek uyarıdır.
İlk ödeme üç milyon dolar.
-Kavier.
-Evet?
Neler oluyor? Ana
Manolo dün gece eve hiç gelmedi
Gel, gel hadi otur.
Nerede olduğunu bilmiyorum
Dün gece seninle değil miydi?
Hayır.
Endişeleniyorum.
Bu kadar endişe etme, seni çirkinleştirir
Bir kahve ister misin? Şekerli kahve?
-Hayır.
-Hayır?
Bak Kavier
Önceki gün elbiselerine bakıyordum
Ne bulduğuma bak
Bu ne?
-Ne yapıyordun?
-İşten arkadaşlarla beraberdim.
Salazar da orda mıydı?
Hayır.
General gelecek hafta
Meksiko City'e gidiyor...
ve ben işin gerisinde
kalmak istemiyorum
Kavier Rodriguez.
Dedikodulara göre işinden
pek memnun değilmişsin.
Belki biz sana yardım edebiliriz.
Kohn nasılsın? Bob Wakefield
-Sen nasılsın?
-Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
EPK eşsizdir.
Eyaletlerde ve yerelde on beşten fazla
ajansa sahip ve hepsinin beraber...
bilgi topladığı ve bu bilgileri....
uyuşturucu trafiğini durdurmak için...
ihtiyacı olanlara ulaştırmasını
sağlayan bir bölümdür.
Buradan gemileri, uçakları, tekneleri,
uyuşturucu taşıyan her şeyi...
izlemeye imkanımız var.
Yeni bir bilgi geldiğinde bunun
sisteme kayıtlı olup olmadığını...
veritabanında kontrol ederiz.
Bu enerjinin çoğu
iki kartelde mi yoğunlaşıyor?
Kuarezler, Obregon kardeşler--
En önemlileri onlar mı?
Şu anda en açık tehlike onlar
Trafiğin en etkili güçleri onlar,...
hem Meksika'da hem de Amerika da.
Bu karteller nasıl oluyor da...
bu seviyede bilgi sahibi
ve sofistike olabiliyorlar?
-Craig buna sen cevap ver.
-Limitsiz bütçe.
Siz, bizim büyüklükte bir ülkeyle...
ve bütçesiyle, onların
aynı seviyede mücadele
edebileceklerini mi söylüyorsunuz?
-Hayır. Biz onların gerisindeyiz.
-Çok mu geride?
-Karşılaştırılmayacak kadar.
Bu baktığımız ev Porfırio Madrigal'e aitti.
Lakabı akrepti.
Bunun ne demek
olduğunu anlayabilirseniz.
Estetik ameliyat sırasında ölmemiş miydi?
Sağlam kaynaklara göre evet
Karşı taraftan kiminle bağlantınız var?
Hiç kimseyle.
Ee benim işimi Meksika'da kim yapıyor?
Sizin pozisyonunuz
orada daha mevcut değil.
Herkesin birkaç dakikalığına...
daha yaratıcı olmanızı istiyorum.
Meksika hakkında ne yapıyoruz?
-Hadi çocuklar. Biraz yaratıcılık.
-Limitsiz bütçe?
Limitsiz.
DEA'nın eğitimli bir müdahale ekibine
ve yeteri kadar büyük bir bütçe.
Malzeme ve eğitim almak için
bürokratik engellerin kaldırılması.
Herkesin fikirlerini duymak istiyorum.
FBI, gümrük, iyileştirme uzmanları.
-İyileştirmeden kimse var mı burada?
-Hayır efendim.
O zaman neden olmadığını
öğrenmek istiyorum.
Peki efendim.
Bu iki kartelden birini halletmek
zorundayız, ya Kuarez ya da Tijuana.
Bir sembol oldukları için değil--
Kahretsin ki öyleler.
Ama bir mesaj vermemiz gerekiyor.
Carlos Ayala kanuni savunmasını yapması
için Michael Adaleri tuttuğu zaman...
ben de savcı olarak
Ben Williams'ı gönderdim.
Neden? Çünkü bu bir semboldür.
En iyisini gönderdiğimize dair sembol.
Bu en tepedeki adamların
peşinde olduğumuza dair bir mesaj olur.
Bu durumda...
şu anda...
sadece bu uçuşta...
yeni fikirlere bütün kapılar açık.
Açık bir günde Meksiko City'i görebilirsin.
Burayı günde iki defa temizletirim ki
rahat rahat konuşabileyim.
Bunu Miami'deyken öğrendim 85'te.
Birleşik Devletler Karayiplerin
tümünü devre dışı bırakmıştı.
-Bu büyük bir köstebeği zımbala oyunu.
-Arnie, paraya ihtiyacım var.
Birileri-- sanırım Obregonlar--
David'i tehdit etti.
İlk ödeme olarak üç milyon istiyorlar.
Oh, Helana
Sana yardım etmek isterdim
ama bende o kadar para yok.
Bize borcu olan birileri var mı?
Evet, insanların size borcu var
ama kimse ödeme yapmaz.
Carl'ın başı büyük belada.
Ya diğer işlerimiz, kanuni işlerimiz?
-Bize ait bir inşaat şirketi var.
-Çamaşırhane. Para yıkar.
Bana pozitif birşey söyle, Arnie.
Bana biraz iyi haberler ver, İsa aşkına
Üzgünüm
Eğer Carl çıkmazsa ne olacak?
Daha önce hiç tek başıma kalmamıştım.
Her zaman yanımda biri vardı. Her zaman
Seni ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum.
Küçük Helen Watts yanlış yerde doğmuş.
Nasılsa o zamanlar bile...
senin hayatta kalma yeteneğinin
çok keskin olduğunu fark etmiştim.
Böyle düşündüğün için sağ ol Arnie
Sadece, boğazına kadar borca batmış,
otuz yaşında iki çocuklu...
eski kocası Pablo Escobar'la aynı
kefede olan bir kadını düşünüyorum.
Böyle birisiyle kimin beraber olmak
isteyebileceğini bilemiyorum.
Sen ister miydin?
Benden hoşlanmıyorsunuz değil mi?
Bayan, kabalık yapmak istemeyiz ama
bu konuda bir göyüşümüz yok.
Belki bunun nedeni,
zavallı hayatınız boyunca...
görebileceğiniz en güzel eve
sahip olacak olmam.
İhtiyar sözünü hakikatten tutmuş.
General sözünün eri bir adamadır.
Erkekler istediklerini almak
için her şeyi söylerler....
ve sonra hep yarın, yarın, yarın.
Mesleki riziko, sanırım.
Çantalar?
Aşkım! Ev güzel çok güzel
Kendini nasıl hissediyorsun? İyi misin?
Ne kadar yakışıklısın.
Dinle...
akrep hayatta.
Bin.
Porfirio Madrigal ölü bile değil!
Bu demektir ki Salazar
Kuarez karteli için çalışıyor.
Buna tepkisiz kalmana inanamıyorum.
Bu yeni bir şey değil, Manolo
Salazar bu yüzden Tijuana'yı temizleme
işiyle bu kadar çok ilgileniyor.
Ve Kuan Obregon için planları var,
alçak herif.
Bu doğru.
Bu bilgi için ne kadar öder biliyor musun?
-Ne kadar?
-Eşek yüküyle para ortak
-Neler oluyor, ahbap?
-Gözlüklerini çıkar.
Gözlüklerini çıkarda gözlerini görebileyim.
Ağzımızı kapalı tutacağız.
Peki.
Meksika uyuşturucu çarını bulduk galiba.
General Salazar.
Oralarda beraber çalışabilecek
birinin olması çok iyi.
Bu seni daha az göreceğiz mi demek?
Büyük ihtimalle evet
Kızınla yüz yüze görüşmek için
bir randevu ayarlamak istersin belki.
Çünkü ben yapabileceğim
her şeyi yaptım.
Önemli olan burada
beraber bir saf tutmamız.
Eğer savaş metotlarına başlayacaksan,...
arabayı bir direğe doğru süreceğim.
-Ben de senin kadar endişeliyim.
-Oh, hiç sanmıyorum!
Beni rahat bırak.
Bana para ver.
Ondan duyduğum sadece bunlar.
Beni umursamama tarzı
hiçte yabancı gelmiyor bana
Onun kendine göre tedavi yöntemleri var
ve eminim sana yabancı değil.
Evde yürüyebilmek için
üç skoç içen ben değilim.
Ben rahatlamak için
bir kadeh içiyorum. Bu farklı.
-Öyle mi?
-Yoksa sıkıntıdan patlardım.
Neden gidip kızına ne kadar
sıkıldığını söylemiyorsun?
Caroline şu kapıyı hemen aç.
Kim O?
Tuvaletteyim.
-Şu Allahın cezası kapıyı aç!
-Bir dakika.
Özür dilerim.
Yatağıma gitmeliyim.
Oh, tanrım
Hiçbir yere gitmiyorsun genç bayan.
Orada kal.
Neredeler?
Uyuşturucular hangi cehennemde?
Nerdeler?
S..tir
S..tir.
Ben hiçbir şey yapmıyorum.
Aynı Gestopa gibisin.
Asıl sen s..tir!
-Kavier, seni gördüğüme sevindim.
-Nasılsın ortak?
Gerekli önlemleri aldınız mı?
-Tabii ki.
-Ortaya geç lütfen
-Üzerinde silah yoktur herhalde.
-Hayır.
Beni nereye götürüyorsunuz?
-Güvenli biryere.
-Nereye?
Bize ait korunan bir yer temiz. Gidelim.
-Hayır, hayır.
-Endişelenme güvenlidir.
-Hayır, hayır.
-Güvenli olan bu.
Kavier, kapıyı kapat. Hava soğuk.
Güvenli olan bu.
Peki tamam.
Nereye gitmek istersin?
-Ne?
-Nereye gitmek istersin Kavier?
İnanıyorum ki beraber
çalışmamız çok önemli.
Meksika ve Birleşik Devletler,
bir el diğerini yıkar.
Katılıyoruz.
O zaman bizim operasyonlardaki
muhbirlerden bahsedin.
Biz senin bizim için böyle bir
bilgi vereceğini düşünmüştük.
Bu çok farklı bir teklif, dostum.
Bu tür bilgiler için ödeme yapıyoruz.
Demek istediğin bu mu Kavier?
Para koparmak?
Beysbol sever misin?
Parklar için ışık lazım,
böylece çocuklar gece oynayabilir.
Böylece ortalık güvenli olur.
Böylece beyzbol oynayabilirler.
Herkes beysbolu sever.
Herkes parkları sever.
Dinleyin
Sanırım artık Birleşik Devletin
Tijuana'yla hemen...
ilgilenmesi lazım.
Demek istediğim bu, dostlarım.
Hesap numarası...
820 1 -4302-809 1 ...
2 431
Nakit kredi.
Ne kadar alabilirim?
O kadarcık mı?
Hiç nikotin flasteri denedin mi?
Neyi?
Nikotin plasteri.
-O şey bir işe yaramıyor.
-Kuzenimde işe yaradı.
-Harbi mi?
-Evet
Beş altı tane birden yapıştırmak
zorunda kalıyordu ama işe yaradı.
-Şimdi ne durumda?
-Öldü.
-Öldü mü?
-Plasterlerden değil ahbap.
-Dışarı çıkıyor.
-Takip ediyorum.
-Nasıl öldü.
-Karısı onu vurdu.
Evinden uzaklaşıyor
Hangi cehenneme gidiyor bu?
Belki komşularına.
Komşularının şu sıralar onunla
fazla takıldıklarını sanmam
Elinde ne var?
Karavana doğru geliyormuş
gibi geliyor bana.
Kahretsin.
-Ne yapacağız?
-Bilmiyorum. Ne yapacağız?
-Sence ne istiyor?
-O senin kız arkadaşın.
Seni bebek partisine davet edecekmiş.
-Merhaba de yeter.
-Tamam, tamam.
Karavanın dışında bekliyor.
Biraz limonata alır mıydınız?
Daha yeni yaptım.
Limonata ister misin?
Tabii.
Bu zor bir durum ve siz
sadece işinizi yapıyorsunuz.
Size karşı herhangi bir kötülük ya da
herhangi bir şey beslemiyorum.
Ama sizden bir ricam olacak.
Bizden bir ricanız mı olacak?
Bazı adamlar çocuğumu tehdit etti.
Bu suçlamalar ve
üzerimize çekilen dikkat...
bütün kafası kırıkları
tımarhaneden buraya getirdi.
Tersliklere karşı etrafı kollayabilir misiniz?
-Elbette.
-Tabi ki yaparız.
-Gerçekten memnun olurum.
-Teşekkürler.
-Limonata için sağ olun.
Bir şey değil.
Bunu hemen tahlil ettireceğim, ahbap.
Her neyse, o gün
benim doğum günümdü...
ve eski karım yeniden evleniyordu.
Bir kilisenin bodrumundaydım,
ve etrafımdaki bir grup yabancıya
o günün iyi bir gün olduğunu
anlatıyordum çünkü....
o gün çöplükten yemek yemiyordum.
Bu olay beni kesin bir dönüş yapmaya itti.
Birinci aşama hakkında
bayağı düşündüm...
alkol karşısında güçsüz olduğumu...
ve hayatımın kontrolden
çıktığını kabullendim.
Görüyorsunuz, hastalığım
bana hasta olmadığımı zannettiriyordu.
Doğum günüm olduğunu
ve bir tanecik bira,...
birazcık kokain ve ufak bir ***
içebileceğimi söylüyordu.
Altı ay sonra kendimi Philadelphia'da
bir ayık-yaşam evinde buldum.
Bu arada millet ben, Dallaslıyım.
Bu bir hastalık, vücudun alerjisi,
aklın takıntısı.
Neyse, benim adım Marty,...
ve bugün ben minnet dolu
ve iyileşen bir alkoliğim.
Ve bugün güzel bir gün çünkü
çöplükten yemek yemiyorum.
Teşekkürler.
Selam.
Ben Caroline ve alkolik olduğuma
pek emin değilim.
Demek istediğim...
içki içmeyi pek sevmem.
Benim yaşımdaki biri için, uyuşturucu
bulmak içki bulmaktan daha kolay.
Sanırım sinirliyim.
Demek istediğim, birçok şey hakkında
gerçekten öfkeliyim.
Sadece...
bunların ne olduğuna emin değilim.
Dinle beni.
Evimizi ben yaptım...
ve onu kaybetmeyeceğim.
Benim işim...
yoğun şekilde özel çalışma gerektiriyor.
Sana Coroneli öneriyorum.
-Tablo mu?
-Satmayı düşün.
Tabii eğer bunu kaldırabilirsen...
düşünmelisin.
Aman Tanrım.
Müdahale ekibim için Meksika'daki
en iyi adamlarımı topladım.
Seçim yaparken, onları zorlu bir
elemeden geçirdim.
Sadece fiziksel değil,
ayrıca psikolojik olarak.
Yargıç, bütün bu kutular, tablolar
ve ıvır zıvırlar için özür dilerim...
ama şu anda yerleşmekle meşgulüm.
Tijuana karteliyle ilgili
iyi gelişmeler sağladınız.
-Tebrikler, General.
-Muchas gracias.
Yıl sonundan önce...
Kuan Obregon'unda
tutuklanacağına eminim.
Ama bilmelisiniz ki,
bu çok zor bir görev olacak.
Zira polis teşkilatı
artık kokuşmuş bir halde.
Ülkelerimiz arasındaki eğitim
ve bilgi paylaşımıyla...
bunun da üstesinden
geleceğimizi umuyorum.
Umarım öyle olur.
Arz hakkında konuştuk
ama bir konu daha var.
Ya talep?
Bağımlıların tedavisine yönelik
politikanız nedir?
Bağımlı tedavisi mi?
Bağımlılar kendi kendilerini tedavi ederler.
Yüksek dozdan giderler
ve bir tanesi daha eksilmiş olur.
Şimdi yapmanızı istediğim şey,
beş tane tepki yazmanız...
tekrar batağa dönmenize
neden olacak,...
yada iyileşmenizi
tehlikeye sokabilecek şeyler.
Beş tepki. Mesela aileniz,
söyleye bilecekleri bir şey.
Tepki göstermenize neden olacak
herhangi bir şey.
Bazılarımız bu konu
hakkında tartışmıştık.
Linda, önceki gün
bu konu hakkında konuşmuştuk.
Senin kardeşinle ilgili
sorunun olduğunu biliyorum,
seni her zaman nasıl
bir bakıma gölgede bıraktığını.
Hey, tatlı ayak.
Yeni evimi beğendin mi?
Benimle dalga geçiyor olmalısın.
Avukatlarımın anlaştığı bu değildi.
Lütfen. Avukatlarını s..tir et.
Kapuçino yada kurabiye falan bekleme--
Sende bir halt alamayacağına emin ol.
-Bir yatak seç.
-Telefondan uzak dur, Eddie.
Uzun mesafe aramak yok, tamam mı?
Eğer aramak istersen
1 -800 KANUNSUZ'u dene.
Bay Ayala beni görmeye ilk kez Ocakta geldi.
Bu 1 987'deydi.
Liman boyunca bir depo arazisi
kiralamak istedi.
Fazla soru sormadım.
Bende bir işadamıyım.
Ben şirketin sekreteriydim
1 991 'den 1 994'e kadar.
Güya altı şirket için
çalışıyordum ama bunlar--
Yani, içinde sadece bir masa
ve telefon olan boş bir ofisti.
Orada çalıştığım süre boyunca
hiçbir şey satmadım.
Bazen insanlar geliyor
ve onlara ödeme yapılıyordu.
Ne iş yaptıklarını gerçekten bilmiyorum.
-Bay Ayala size paranın nereden
geldiğini söylemedi mi? -Hayır.
-Paranın nereden geldiğini sordunuz mu?
-Hayır.
Sizce nereden geliyordu?
-İtiraz ediyorum, tahmine zorlama.
-Kabul edilmiştir.
Sorumu değiştiriyorum, sayın hakim.
Kendinizi kanuni bir işin içindeymiş
gibi hissediyor muydunuz?
Hayır. Zannetmiyorum.
Teşekkür ederim.
Polisler seni takip etmiş.
Çocukların gürültüsünden bizi duymazlar.
Bomba kullanmak istiyorum.
Dalga mı geçiyorsun?
Onu vursan yada benzer
bir şey yapsan olmaz mı?
Silahları sevmem.
Birisini kafasından üç kere vurusun...
ve doktorun biri onu yaşatmaya çalışır.
Ne zaman yapacaksın?
Bilmiyorum.
Eduardo Ruiz Carl'a karşı
tek gerçek tanık.
Sıkı koruma altında olacak.
-Ona ulaşamayabilirim.
-Ulaşacaksın.
Eğer Papaya ve Başkan'a
ulaşılabiliyorsa sen de ona ulaşabilirsin.
Dikkatli ol. Aynı kocan gibi
konuşmaya başladın, Bayan Ayala.
Giderken kimse görmemiş mi?
Hayır, anlıyorum.
Tamam.
Gitmeliyim.
Eve gitmem gerekiyor.
Randevuları yeniden ayarlamamı ister-
İyi o zaman.
Neler oluyor? Sinirli görünüyorsun.
Manolo yüzünden.
Aptalca bir şey yapmasından korkuyorum.
Ve bu yüzden kendini öldürtecek.
Neden?
DEA'ya bilgi satacağından bahsediyor.
Ona çok para ödeyeceklermiş.
Onlara ne söyleyebilir ki?
Biliyorsun...
Salazar ve Madrigal hakkında.
Kavier.
Şu anda nerede?
Bilmiyorum.
Pasaportunu alıp gitti.
Bir öpücük ver.
Seninle konuştuğumu ona söyleme.
Hey! Ne istersin? Kaya?
Hey, ne istiyorsun?
S..tir.
Ne istiyorsun?
Sayın hakim,
özel çalışmalarınız sırasında...
bir ihtiyatı tedbir davasında...
Seal Beach polis teşkilatını
temsil ettiğinizi keşfettik.
Bu durum sizin bu davaya
bakmanızı engelliyor ve...
biz geçici bir süre davanın
askıya alınmasını talep ediyoruz.
Bay Adler, bu hiç alışılmadık bir talep.
Her şeye karşın...
müvekkilimiz kanunun tanıdığı her türlü
eşitlikten yararlanmayı hak ediyor.
Pazartesi günü,
sabah saat dokuza kadar...
mahkeme ertelenmiştir.
Taraflarda odamda görüşeceğim.
Bu tarafa doğru geliyorlar.
Hepsi orada.
Şimdi yanımdan geçiyorlar.
Çok kalabalıklar.
Bugün otele yürüyerek dönsek olmaz mı?
-Yürüyerek mi?
-Evet.
Arabaya binmiyorlar.
Ne yapıyorlar?
Tartışıyorlar galiba.
İki blok. Temiz havaya ihtiyacım var.
O b.ktan odada iki haftadır tıkılıp kaldım.
Umurumda bile değil.
Gidip bir şeyler yapalım.
Hadi ben istediğim için yürüyelim,
o istediği için değil.
Tamam mı?
Yanımdan geçiyorlar.
Bilmiyorum. Belki de mahkeme
salonuna geri dönüyorlar.
Bu son şansın olabilir.
Arabadan çık ve onu kafasından vur.
Ben esaslı bir adamım çocuklara
kahrolası uyuşturucuyu satmam.
Kahrolası sıçan.
Sen kendini birşey mi sanıyorsun?
Yere yatın!
-Bir ambulans çağırın!
-Hadi! hadi! hadi!
Ray. Ray!
Bekle biraz! Ray!
Manolito, Manolito.
Neler oluyor, Monolo?
Birini bekliyor gibisin.
Sadece garsona bakıyordum.
Ben kararımı verdim.
Bir şeyler ister misiniz?
Kahrolası bir salata!
İçecek bir şey?
Hayır, hayır. Sakin ol.
Sen ne alacaksın, Manolito?
Biftek.
Ee, eğer biftek seviyorsan...
biz daha iyi bir yer biliyoruz.
Sen bizle gel.
Kavier'in bununla bir alakası yok.
Hepsi benim fikrimdi.
Beni cezalandırın, onu değil.
Bana bir iyilik yapın.
Ana'ya böyle öldüğümü söylemeyin.
Ona başka bir şey olduğunu söyleyin.
Resmi bir şeyler.
Ona ölmeye değecek
bir şey yaptığımı söyleyin.
Beni affet, Kavi.
Biraz daha sıkı çalışın.
Sende Manolo.
Tamam yeter.
-Çıkın oradan.
-Duymuyor musunuz?
Kavier, küreği bırak.
Çıkın, hadi.
Size onun bir suçu
olmadığını söylemiştim.
Kes sesini.
Arkanı dön.
Hadi gidelim, Kavier.
İhtiyar böyle çalışır.
Biz de aynı yollardan geçtik.
Sana güvenebileceğimize emin olmak
için bunu yapmamız gerekti.
Şimdi sana güvenebiliriz.
Artık aile olduk.
Geçen gece için üzgünüm.
Ben de.
Buraya geldiğiniz için teşekkürler ama
bu seyahatin gerekliliğinden şüpheliyim.
-Neden böyle diyorsunuz?
-Bueno, bazı hikayeler duyuyorum.
Kocanız hapiste, işleri kaosta...
insanlar artıklar için savaşıyor.
Kocam, sizin organizasyonunuzda
bir muhbirin kurbanı, bizimkinden değil.
Bu doğru değil bayan Ayala.
Sizin güzergahın işi bitti.
California'daki diğer dağıtımcılarla
masaya oturmam gerekiyor.
-Hiç sanmıyorum.
-Öyle mi?
Öyle.
Kocam çocuk projesi denen
bir şeyin üzerinde çalışıyordu.
-Bundan haberiniz var mı?
-Bilmiyorum. Belki, bir şeyler hatırlıyorum.
Eğer uyuşturucuyu
Senor Espastico Kacobo'nun içinde...
kaçırmayı istiyorsanız
bu yeni bir şey değil.
Hayır, içinde değil.
Bebeğin kendisi kokainden.
Darbeye dayanıklı
preslenerek şekillendirilmiş.
Kokusuz, köpekler tarafından
fark edilmez.
Hiç kimse tarafından fark edilmez
Size inanmıyorum.
Altı aylık hamileyim.
Yapamam.
-O zaman anlaşma yok.
-Evet, doğru.
Anlaşma yok.
Üzgünüm, zamanınızı aldım,
bay Obregon.
Peki
Peki, peki.
-İyi mal.
-Öyle olmalı sizin malınız.
Borcumuzun silinmesini istiyorum.
Obregon kardeşlerin kokainin ABD'deki
başlıca dağıtımcısı olmak istiyorum...
ve kocama karşı esas tanık olan
Eduardo Ruiz'in ölmesini istiyorum.
Bütün gerçekleri söyledin mi?
Evet.
-Alex?
-Sağlam.
-Bunlar acayip bilgiler, Kavier.
Ama şu cep telefonlarını
24 saatte bir atıyorlar.
Evet, ama Mextel'de...
yeni E.S.N. numarası 1 2 saate bana
ulaştırabilecek bir adamım var.
Bunu bilmek iyi oldu.
Neyse, siz şimdi
istediğinizi aldığınıza göre...
şimdi benim istediğim şeyi
nasıl alacağımı tartışalım.
Endişelenme.
O konuda bir problemin olmayacak.
Asıl kendini korumak için
ne yapacağını konuşalım.
Siz istediğim şeyi ayarlamaya bakın.
Ben kendi kendimi düşünürüm.
Bu işi yaptığın için
kendini iyi hissetmelisin.
Bir hain gibi hissediyorum.
Helana Ayala, Obregon kardeşlerin
Tijuana'daki yeri Club Platinum'daydı.
Sınırda durduruldu.
Temizdi. Şimdi San Diego'da.
-Alo.
-Robert? Keff Sheridan.
-Uyandırdım mı? Üzgünüm.
-Önemli değil.
General Salazar tutuklandı.
Başından beri Porfirio Madrigal
ve Kuarez karteliyle birlikte
çalıştığı ortaya çıktı.
Obregonları Tijuana'dan silip,
kendisi ve Madrigal'in oraya...
girmesini sağlamaya çalışıyormuş.
-Ne?
Madrigal'in öldüğünü zannediyordum.
Görünüşe göre ölmemiş.
Burası kaynıyor...
Bilgiyi DEA sağlamış ve
enselenmesinde rol oynamış.
Bu duruda olayı lehimize çevirebiliriz.
Ama insanlara ne diyeceğim?
-Ne zaman geri döneceksin?
-Olabildiğince çabuk geleceğim.
Evet ama--
Robert? Robert?
Seni sonra ararım.
Ne--
Leica'm yok.
Video kamerayı da almış.
En azından hayatta olduğunu biliyoruz.
Nereye gidiyorsun?
Emanetçi dükkanları bir saate açılır.
Oradan da torbacıya gider.
Eğer onu bulursam kızımızı da bulurum.
Ser ve ''estar'' kelimelerinin ikisi de
''olmak'' anlamına gelse de...
değişik kullanımları-
Nasıl yardımcı olabilirim, bayım?
Özür dilerim!
Seth'in çıkması gerekiyor.
Ufak bir gezintiye çıkacak.
Kızımı böyle bir yere
getirdiğine inanamıyorum.
Neden kahrolası sözünü
geri almıyorsun ahbap?
''Böyle bir yer''miş.
Nedir bu saçmalık?
Şu anda, muhteşem ülkemizin
her yerinde...
beyaz adamlar şehirde dolaşıp
her gördükleri siyaha...
''Uyuşturucu nereden bulabiliriz?''
diye soruyorlar.
Bunun siyah bir insanın ruh haline
yaptığı etkiyi düşün.
Eğer oturduğun yere bir sürü
siyah adam gelir ve bunlar...
her gördüğü beyaza ''Uyuşturucu
nereden bulabiliriz'' diye sorsa...
bir gün içinde herkes uyuşturucu satmaya
başlar, arkadaşların, onların çocukları.
Rakipsiz bir Pazar, %300 kar marjı.
İki saatte 500 dolar kazanabilir...
ve günün geri kalanında
istediğini yapabilirsin.
Üzgünüm ama sence beyazlar gene de
hukuk fakültesine gider miydi?
-Ne var?
-Kızımı arıyorum.
Caroline?
Buraya gelmişti.
Bu bir iş ahbap.
Neden defolup gitmiyorsun?
Kızımı bulmam gerek.
Tamam mı? Karşılığını veririm.
Peki oldu. Bekleyin.
Sen kendini ne zannediyorsun?
Kendini nerede zannediyorsun?
Seni gebertip çöplüğe atmamam için
bana bir neden göster.
Param var!
Cüzdanında 1 000 dolar var.
-Senin olsun.
-Eğer paranı istersem, alırım.
Sadece bana kızımın
nerede olduğunu söyle.
Lütfen?
Bir daha böyle bir b.k yapma.
Bak ahbap kahramanlık yapma.
Ya polisler onu bulur
ya da kendi telefon eder.
Tamam mı?
Söz veriyorum.
Ana.
Eğer Manolo yaptığı şeyi yapmasaydı...
Salazar ve Madrigal'i yakalayamazlardı.
Çok iyi bir şey yaptı.
Dahası, o Tijuana için birşeyler yaptı.
Sana inanmak isterdim.
Bana inanmak zorunda değilsin...
çünkü bu gerçek.
Basit gerçek.
Yarın elbiselerini yakacağım.
Bırak onunla konuşayım.
Bak onun içerde olduğuna eminim.
Kahrolası eminim ki içerde.
Kutsal İsa!
Hey ona dokunmadım.
Hemen buradan s..tir git.
Selam.
Selam, baba.
Selam, tatlım.
Günaydın Eddie.
Büyük gün.
Bir yıldız oldun.
Git bir duş al ahbap, leş gibi kokuyorsun.
-Kim o?
-Mafya.
-Kahvaltısını getirdim.
-Geliyorum.
Buraya.
S..tir git.
-Rahatla Eddie.
-Evet, aşkımıza ne oldu, ahbap?
On gün boyunca ifade vereceksin.
Nihayet senin kıçını
beslemekten kurtulacağız.
Hayatım boyunca arkamı kollayarak
yaşayacağım için minnettar mı olmalıyım?
Vay, bu çok ağırdı, Eddie.
Bir düşün, bütün bunların yerine,
malım hiç yakalanmayıp dağıtılsaydı?
Ne zararı olurdu?
Bir zararı olur muydu?
Zaten şu anda uçmuş olan
birkaç kişi benim malımla uçardı.
Ortağın hayatta olurdu.
Beraber kahvaltı yapmıyoruz.
Bütün bunların hiçbir anlamı yok,
görmüyor musun?
Sizin bütün hayatınız anlamsız.
Gerçekten kalbimi kırıyorsun, ahbap.
Senin en kötü yanın, Monty--
En kötü yanın...
yaptığın şeyin abesliğinin farkındasın
ama gene de yapmaya devam ediyorsun.
Ne kadar şeffaf olduğunu
görmeni isterdim.
Bu yemeğin tadı b.k gibi.
O zaman leş kokulu kıçını
kaldır ve duşa gir.
Sana birşey söyleyeyim.
Beni yakalayabildiniz çünkü
Kuarez karteli size haber uçurdu...
onlar da Tijuana'ya girmek istiyorlar.
Siz onlara yardım ediyorsunuz.
Yani sen de bir uyuşturucu taciri
için çalışıyorsun, Monty.
-Kim o?
-Kahvaltı.
Çabuk olun. Soğuyor.
Tamam, bir dakika.
-Hemen yere yat! Yat!
-Hey, hey, hey!
-Kahrolası yere yat.
-Hey, ben sizden yanayım!
-Neler oluyor?
-Ambulans çağırın!
Ambulans çağırın!
Kahretsin! Eddie!
Dayan.
Kahretsin! Şu ambulansı çabuk çağırın!
Dayan! Dayan!
Sayın Yargıç,
jürideki bayanlar ve baylar...
Eduardo Ruiz'in ani ölümü nedeniyle...
Carl Ayala'ya karşı açılan
davaya devam edemiyoruz.
Sana çok teşekkür ederim. Teşekkürler.
Evet?
Selam.
Konuşmanın bir kopyası bende.
Çok harika.
Robert, içten teşekkürler.
Sen benim seçimimsin. Harika olacaksın.
Başkan seninle görüşemediği için üzgün.
Basın konferansından sonra
seninle görüşmek istiyor.
Oh, ayrıca Washington Post
olayını da hallettim.
Kızınla ilgili olay hakkında endişelenme.
Kişisel bir mesele olarak
ele almaya niyetliler.
Her neyse, eğer açığa çıktıysa
bunu lehimize çevirebiliriz.
Uyuşturucuya karşı yapılan savaşta
düşman mevziilerine gittim...
ve düşmanın yüzünü gördüm.
Vesaire, vesaire.
Parlak bir geçmiş...
ve Başkan'ın yakın bir arkadaşı...
Ulusal Uyuşturucuyla Mücadele
Ofisine atanan...
yeni uyuşturucu çarımız,
Robert Hudson Wakefield.
Uyuşturucuyla olan savaş
kazanmamız gereken...
ve kazanabileceğimiz bir savaştır.
Bu savaşı ülkemizin en önemli kaynağını
kurtarmak için kazanmalıyız...
çocuklarımız için.
68 milyon çocuk
bu savaşa neden olanlar...
tarafından hedef alınmıştır.
Bu çocukları korumak
başlıca görevimiz olmalıdır.
Gelişme de oldu
başarısızlık da.
Ama başarısız olduğumuz yerlerde...
bir sorun değil...
yeni bir şans görüyorum.
Geçmişteki
yanlışları düzeltmek...
ve geleceğe
yatırım yapmak için...
bir şans.
Bu...
yalnız yeni fikirler değil,...
sebat gerektirir.
Bu yalnız kaynak değil,
cesaret de gerektirir.
Bu...
sadece hükümeti değil,
aileleride ilgilendirir.
Ben...
1 0 maddelik bir plan--
Bunu yapamayacağım.
Eğer uyuşturucuya karşı
bir savaş varsa...
o zaman ailemizdeki
birçok kişi düşmanın ta kendisidir.
Ve insanın ailesiyle nasıl
savaşabileceğini bilemiyorum.
Ulusal Havaalanı, lütfen.
Arnie, bugün Cumartesi.
Çok fazla çalışıyorsun.
Biraz gerideyim, Carl. Birazdan gelirim.
Hayır, hayır. Zahmet etme, Arnie.
Sana bir şey soracağım.
Ben tutuklandıktan iki gün sonra
3 milyon dolar borç...
aldığımızı ne zaman söyleyecektin?
Ee, doğru zamanı bekliyordum.
Karıma da mı söyleyemedin?
Çok riskliydi.
Her şeyle beraber ona da el konulabilirdi.
Her şeyi ayarlamıştın, değil mi?
Evime taşınıp,...
çocuklarını büyütüp, yatağımda...
karımla beraber uyuyacaktın.
İyi bir plana benziyor.
Oh, çılgınca mı?
Eğer sana ihanet etmiş olsaydım,...
Ruiz öldükten sonra
şehri terk etmez miydim?
Mahkemede oturup
serbest kalmanı izler miydim?
Sence mazeret ile
özür arasında bir fark var mı?
Bence yok.
-Güle, güle, Arnie.
-Carl.
Carl?
Hadi hayatım.
Dışarı gel, herkes seni bekliyor.
-Kimdi o?
-Arnie.
Barbeküye gelemeyecekmiş.
-Hadi.
-Selam, Helana.
Güzel parti.
-Onu tanıyor musun?
-Oh, ben hiç kimseyim.
Ben seni tutuklayan hiç kimseyim.
-Sen--
-Nasılsın?
-Burada ne arıyorsun?
-Sadece etrafa bakıyordum.
Güzel b.klarınız var. Uyuşturucu parasıyla
bir sürü güzel b.k alabiliyorsunuzdur.
Evimde bu şekilde konuşamazsın.
Biliyorsun, Carl,
sen kahrolası bir katilsin.
Senin ve karının canı cehenneme.
-Onu dışarı çıkarın.
-Beni sen yolcu et, Carl.
-Ben bir polisim.
-Umurumda değil.
-Çık dışarı.
-Hey! Hey!
-İstediğin bu muydu?
-Oğluna güzel bir masal anlat.
-Ona ortağımı katlettiğini anlat.
Onun adı Ray Castro'ydu Helana.
Ray Castro. Bunu iyi hatırla.
-Bunun problemi ne?
-Halıyı düzelteyim.
Hayır, hayır, ben yaparım, ben yaparım.
İçeri nasıl girmiş?
Ne istiyorsun benden, ahbap?
İyi günlerde, anladığımı hissediyorum.
Hayat bir anlam ifade ediyor.
Şu anı yaşayabilirim.
Gelecekte olacakları
kontrol etmem gerekmiyor...
ve inanıyorum ki her şey yoluna girecek.
Kötü günlerde...
telefona sarılıp birilerini
aramak istiyorum.
Saçımı çekip...
sokaklarda koşmak istiyorum.
Ama bu odalarda tanıştığım
insanlar sağ olsun...
mesela Margaret ve Kim...
ve Sarah,
bugün bunların üstesinden...
geleceğime eminim.
Paylaşmak ister misiniz?
Adım Robert...
ve karım Barbara.
Kızımız Caroline'ı desteklemek...
ve dinlemek için buradayız.