Tip:
Highlight text to annotate it
X
ÖZEL OPERASYONLAR GRUBU
EĞİTİM ALANI - ALASKA
BOURNE'UN MİRASI
Çeviri:mermaid52
İyi seyirler...
Londra'da bir muhabir var.
Adı Simon Ross.
Sevmediğimiz bazı telefon sohbetlerine
saplama yaptık ve onun adı geçti.
Yakından gözlemek için bir ekip
görevlendirdiler.
Bütün gün ensesinden ayrılmıyorlar.
Yaklaşık bir saat önce
bir telefon aldılar.
- Burada ciddi bir sorunumuz var.
- Ne tür bir sorun?
Bu adam Guardian'da yazıyor.
Jason Bourne, Treadstone ve...
...Black Briar'ı ifşa etmeye
hazırlanıyor.
- Kaynak geveze?
- Bilinmiyor.
Bourne'dan mı?
Bu mümkün mü?
Bourne'u altı hafta önce
Moskova'da kıstırdık.
Peşinde tüm bir Cossack ekibiyle
birlikte yaya olarak kaçtı. Yaralıydı.
Her nasılsa oradan
kaçmayı başardı.
Artık neyin mümkün olduğunu
karıştırıyor gibiyim.
Yorulmuş gibisin Ezra.
Yerinde olsam daha fazla
çaba gösterirdim.
Sen ABD Merkezi İstihbarat Kurumunun
Direktörüsün, Tanrı aşkına!
- Ona göre davran.
- Bu yüzden batabilirim Mark.
- Bu ters gitmeye devam edecek olursa...
- Ezra...
...size bir Ferrari verildi...
...siz ise ona bir çim biçme makinesi
muamelesi yaptınız.
Kırarsan satın alırsın.
Zarar üstüne zarar.
Belki doğrudan Rick Byer'la
konuşmalıyım.
Hayır, hayır, hayır.
Başın yeterince dertte zaten.
Ona ben haber veririm.
Reston, Virginia
Sabah 4:14
ULUSAL ARAŞTIRMA DENEY GRUBU
Sabah 5:03
Geçen hafta yayınlandı.
E, Treadstone hakkındaki
son emir ne?
- Üçüncü sayfa.
- Yedi hafta önce.
- CIA'den mi geliyor yoksa bizimki mi?
- Bilmiyorum. Onlarınmış.
Tüm bu yığın onların.
Bu yeraltı kablolarını
okuyan oldu mu?
- Bak, ne kadar derine dalıyoruz?
- Nasıl ne kadar derin, her şeyi bul bana.
Treadstone, Black Briar...
...Outcome, LARX,
tüm tartışmalı programlar...
...ve bu da ta Emerald Lake'e
kadar götürüyorsun demek.
Tüm kavuşma noktalarını istiyorum,
tüm araştırma personelini istiyorum...
Herhangi bir anda herhangi biriyle...
...herhangi bir şey konuşan herkes
hakkında her şeyi bilmek istiyorum.
Cidden, Bourne hakkındaki
bu şeylere bakan oldu mu?
Saha raporları yüzünden yani.
İnanılmaz!
3 yıllık program, ilaçsız,
ilk nesil...
...ve hala faal.
Bundan bir parça veri
çıkarmanın bir yolu olsa...
...onu canlı yakalamış olsalardı...
...hatta bir referans olarak bile,
yani adli kanıt olarak bile.
Belki sen yanlış toplantıda
bulunuyorsun.
Çünkü şu anda yaptığımız
toplantı bir salgın hakkında.
Burada ciddi bir salgın
hakkında konuşuyoruz.
Ve yapmaya çalıştığımız tek şey
ne kadar yayıldığını tespit etmek.
Böylece hastayı kurtarmak için ne kadarını
kesmek zorunda kalacağımızı bileceğiz.
Treadstone'u hiç duymadın.
Bourne'a gelince...
...onu çuvala koyup cesedi yol kenarına
atsalar bile umurumda değil.
Ona dokunmayacağız.
Şimdi kafanın o bölümünü
kapatacak, bize katılacak...
...ve bu şey bizi vuracak olursa
darbe şiddetini...
...hesaplamaya başlayacaksın.
Çünkü buna bulaştık, etrafı kurcaladık
ve bu CIA soytarılarının...
...şu Treadstone rezaletinin...
...diğer programlara sıçramasına
izin verdiğini bulduk.
Bunun...bunun olmaması için
dua edin yeter.
Waterloo İstasyonu
Londra
Waterloo İstasyonundan orada
bir vurulma olayı olduğuna dair...
...haberler alıyoruz. Oraya canlı
olarak bağlanıp...
...Jeremy Thompson'la konuşalım.
Jeremy?
Burada Waterloo İstasyonunda
hala çok büyük bir şaşkınlık hakim.
Gördüğünüz gibi ambulanslar
çağrıldı...
Kurban Simon Ross, Londra'da
The Guardian gazetesinde...
...kıdemli bir muhabirdi.
Olay yerinde öldüğü bildirildi.
Polis şu anda bize en az bir,
muhtemelen üç el ateş edildiğini söylüyor.
Güvenlik
Sterisyn Morlanta
- Merhaba James.
- Merhaba.
Lanet olsun. Affedersin, geri
geleceğimi bilmiyordum.
Önemli değil.
- Dr. Hillcot'a geldiğimi söyle.
- Tamamdır.
- Yarın görüşürüz.
- Görüşürüz.
Geleceğini hiç bilmiyordum.
Yani 6 numaranın.
- 6 numara mı?
- Onu Temmuz'dan beri görmemiştik.
Tamam.
Yeni taban panellere
ihtiyacım var.
Klorin profiline, sinir kontrolü...
Eksiksiz bir egzersiz grafiği
istiyorum.
NRAG'ı arayıp onay alabilecek miyiz
diye bir bakayım.
Onu gelir gelmez *** sok. Hazır buradayken
ilik ve tam omurga taraması istiyorum.
Nasıl?
Hazırlandı.
Beklerken yarım litre su içti. Geçen yıl
böbreküstü bezleri sorunu yaşamış.
Belki susamıştı.
- Bekleyen bir görev talebim var...
- Biliyorum, okudum.
Korteks araştırmamı
tamamlamamı sağla.
Bir IV kontrastı için kalmaya
zorlayayım.
Onaylandı mı?
Teşekkür ederim.
Beklettiğim için özür dilerim.
Seni bir süredir görmüyorduk.
Bu yüzden tam kapsamlı
tetkik yapacağız.
Daha üç ay önce tam kapsamlı
tetkik yaptırdım.
Evet, şey, sınır programını
değiştirmek zorunda kaldık.
Ayrıca sen de sınırını
bir hafta geçirdin.
Şunu iyice anlayayım. Yani 10 gün önce
gelmiş olsaydım temize mi çıkardım?
Artık sürmeyecek, değil mi?
Şunu çıkarmak zorunda
kalacaksın.
Bugün size onur konuğumuzu
takdim edecek olan...
...kişiyi takdim etme
şerefine nailim.
Burke?
Dr. Albert Hirsch.
Dan Hillcot'la ilk kez 1987 yılında,
herhalde o güne kadar yapılmış...
...en can sıkıcı nöropsikoloji
konferansında tanıştım.
Dolayısıyla o iç bayan balo
salonundan kaçıp...
...kendimize karanlık bir köşe ve
soğuk içecekler bulduk.
O zamandan beri de karanlık köşeler
bulup duruyoruz.
Tanrım.
Nereden buldunuz bunu?
YouTube.
Her şeyi güvenlik duvarına
aldığımızı sanıyordum.
Evet ben de öyle sanıyordum...
...ama CIA'nin Treadstonu idare
edebileceğini de sanmıştım.
Yani ben belki geriden
takip ediyorumdur.
- Ne peki? Hepsi bu kadar mı?
Tamamı mı bu mu? - Hayır, kesinlikle değil.
Anlaşılan bu şeylerin yaklaşık
yarım düzinesine...
- ...birlikte katılmakta sakınca
görmemişler. - Bu neyi kanıtlar ki?
Treadstone ile Outcome'un
tıbbi direktörlerinin...
..."çok gizli" kankalıklarını
kutlayışlarına bakıyoruz burada.
Eğer bu Bourne rezaleti
Treadstone ifşa ederse...
...Hirsch'ün içini dışına çıkaracaklar.
Daha biz ne olduğunu anlamadan
Hillcot'la konuşuyor olacaklar.
Hasar nedir?
Outcome.
Outcome'u kapatıyoruz.
Yani ne?
Yani programı ortadan
kaldırıyoruz.
Yani baştan sona kadar.
Bunun yüzünden mi?
Arkadaş oldukları için mi?
Platformumuzu bu iki adam
inşa etti!
Bir sabah uyanıp bunu
CNN'de görmen mi gerekiyor?
Öylece mi yani?
Hirsch ve Hillcot.
Yani bırak peşinden gitmeyi...
...kaç kişi bu işi anlayabilir ki
her şeyden önce?
- Henüz hiçbir şey olmadı.
- O halde hazır olmamız gerekiyor.
Neye hazır olmak?
Neye hazır olmak?
Hepsini kaybetmiyoruz.
Bilim hala bizde...
...verileri saklar...
...tüm Cossack irtibatlarımız
güvende göründüğünde...
...tartışmalı programları
rafa kaldırır...
...bir ara verir ve sonra
onları yeniden inşa ederiz.
Keşke başka bir yolu
olsaydı ama...
Tanrım.
Burada olduğumu bilmiyormuş
gibi mi yapacaksın?
Kibar olmaya çalışıyorum
sadece.
Seni o kadar erken
beklemiyordum.
Ne yaptın?
Dağı mı aştın?
Yani konumumu
biliyor muydun?
Rekoru iki günle kırdın.
- Ya, öyle mi?
- Evet.
- Bir rekor olduğunu bilmiyor muydun?
- Hayır.
Hiç bahsi geçmedi.
Senin rekorun değildi,
değil mi?
Kimse dağı aşıp gelmez.
Her neyse, ben yaptım işte.
Bu arada ben Aaron.
Bunu neden yaptın?
Programa göre gidiyordun.
Risk almak neden?
Neden dağ yolunu seçtin?
Kimyasallarımı kaybettim.
Program kitimi düşürdüm.
Bu yüzden işte.
Hiç fena değil.
Protokole göre geldiğinde arayıp haber
vermem gerek.Numune isteyeceklerdir.
- Kan tahlillerini aldın değil mi?
- Alacağım, bugün.
Tamam, çıkar şimdi.
İnsansız uçağın buraya gelmesi 3 saat alır,
bu yüzden biraz yemek hazırlayayım.
Üstünü başını temizleyebilirsin.
Dinle bak...
...burada ciddi bir problemim var.
Şu dağı aştım çünkü
kimyasallarımı kaybettim.
Ne alıyorsun peki?
Günlük aldıklarımı. Fiziksel ilaçlar, 250 mg
yeşil. Bilişsel program formu, tek mavi.
"Kayıp" kelimesini tanımla.
Kayıp. 20 metrelik yardan
kayalıklara düştü. Kayıp.
Bu nasıl mümkün
olabilir ki?
Bak, yamaçtan ayrıldığımdan beri
peşimde bir kurt sürüsü vardı. Tamam mı?
Onları ektiğimi sanmıştım...
...nehirde karşıma çıktılar,
dolayısıyla koyağa kadar...
...resiften gidip geceyi atlatmaya
çalıştım. Yanlış seçim.
Yolum kesildi.
Açıkta kapana kısıldım.
Tırmanamadım, açıkta ateş yakamadım.
Ellerim kaskatı kesildi.
Onları düşürdüm.
Bunu rapor etmek
zorunda kalacaksın.
Onlar senin mi o halde?
Kan tahlilleri.
Onlar senin,
öyle değil mi?
Sen aracı değilsin,
değil mi?
Bak, seni böyle çağırdığım
için kusura bakma. Ben...
...ben...
..daha önce programdaki biriyle
karşılaşmamıştım, hepsi bu.
Hiç, hiç kimseyle.
Sen ilk gibi...
Burada fazladan kimyasalların
olduğunu biliyorum.
Yarın ayrılana kadar seni
buradan göndermemem gerekiyor.
Tamam.
Bugünkü kimyasalın ne?
Yeşil.
Maviyi almayalı 32 saat oldu.
CIA Derin Operasyonlar
Terörle Mücadele Bürosu
Millet, dinleyin.
Çok yakın bir tehdidimiz var.
Bu bir Ulusal Güvenlik
Acil Durumu, öncelik seviyesi 5.
Willis arıyor.
- Eric Byer.
- Merhaba.
O burada.
- Bourne burada, New York'ta.
- Ne?
Jason Bourne, Manhattan'da.
Teyit edildi.
Sağ ve ayakta. Tüm bildiğim
bu kadar. Kapatmalıyım.
Arkadaşların gelmiş.
Hayır.
Bu sence de garip değil mi?
Kurtlar yani.
Bunu yapmaz bunlar.
İnsanları takip etmezler.
Belki senin insan olduğunu
düşünmüyorlardır.
Orada kaçımız var peki?
Çok soru soruyorsun.
Şey, belki sen de bilmiyorsundur.
Hem sen ne arıyorsun burada?
Seni değerlendirmediğimi
nereden biliyorsun?
Bilmiyorum.
Değerlendiriyor musun?
Öyle bile umurumda değil.
Hiç umursamadığın
oldu mu?
Belki de sen beni
değerlendiriyorsun.
4 günlüğüne ağın dışına çıktım.
Bu yüzden buradayım.
Tekrar tekrar kontrol
ediyorlar.
Şimdi ise bu ipe sapa
gelmez leşçil avındayım.
- Kendilerine göre nedenleri vardır.
- Ya, evet.
Hafifçe cezalandırıldığımı düşünüyordum
ama artık o kadar pek emin değilim.
Hala benim öldürmen mi
yoksa bir moral konuşması mı...
...yapman gerekiyor
anlamaya çalışıyorum.
Cidden dostum çok fazla
düşünüyorsun.
Burnumuzu sokmak için
programlanmıyor muyuz? Sen ve ben?
480 km boyunca
bizden başkası yok.
Hiç kimsenin dinlemediğini biliyorum.
o yüzden dökül hadi.
Bana bir şeyler vermek zorundasın.
Söyle bana, hadi!
Seni neden sahadan çekip
buraya koydular?
Fiziksel nedenden değil.
Hareket ediyorduk. Ne yaptın o halde?
Bir görevi mi reddettin?
Kendi kararlarını
vermeye mi başladın?
Yoksa aşık mı oldun?
Aşık olmuşsun.
Kurtlar için daha iyidir.
Kapının yanında bir cephane kutusu var
ama sadece sana lazım olduğu kadar al.
Konuşma bitmiştir.
- Bekliyorsun. Yarın erken kalkacaksın.
Uykunu almalısın. - Tamam.
- Başka bir sefere o halde.
- Olur.
- Teşekkürler.
- İyi şanslar.
GEOFF NASH
UMLE WALLACE
BOURNE
JASON BOURNE
SEUL, KORE
Nedir bu?
Sanırım burada bir şeyi açıklığa
kavuşturmamız gerekiyor Don.
Neyi açıklığa kavuşturacağız?
Sürekli "kabul edilemez" diyorsun...
...ve ben de bununla tam olarak
ne kast ettiğini sandığını bilmek istiyorum.
Kabul edilemez,
tam olarak bu demek.
Bana söylediklerinden hoşlanmıyorum.
Bana söyleme tarzından hoşlanmıyorum.
4 görevde kritik durumdayız Rick.
İstihbarat aklını kaçırdı. Eğer şimdi
durursak zarar hesaplanamaz bile.
Evet, aslında hesaplanabilir.
Programı teslim etmeden önce
olduğun yere geri döneceksin.
Bana Outcome'la ilgili
bir problem var deme...
...çünkü bunu zaten işitiyordum.
- Olduğunu söylemedim.
- Çok bir şey söylemiyorsun zaten.
- Haftada bir hap.
- Her 8 günde bir.
Yani artık yeşil ve mavi
haplar olmayacak?
Programdaki herkesi
buna geçiriyoruz.
Nasıl tam ve doğru bir diyet günlüğü
tutacağını hatırlıyor musun? - Evet.
Onların ne kadar işe
yaradığını anlıyor musun?
Sadece bir uykuda ajanla İran'ın füze
programını 36 ay geriye attık.
Son iki yılda Kuzey Kore'den çıkan en iyi
eylem keşif raporları Outcome'dan geldi.
- Bunun gayet iyi farkındayım.
- Pakistan İstihbaratına...
...sokmak için gerçek bir uzun vadeli
ajanı ne kadar bekledik biliyor musun?
Benden şimdiye kadar sahaya
sürmüş olduğumuz en değerli...
...bilgi toplama kaynağını
silip yok etmemi mi istiyorsun?
İşleri hemen kapatıyoruz.
Ve bu beklemedik durum açık
ve net olarak kontrol altına alındı.
KARAÇİ, PAKİSTAN
NY'daki karmaşanın
ardında CIA programı var
Bu sohbeti bunun için
yapmadığımızı söyle bana.
Jason Bourne kaçtı, değil mi?
Bütün mesele bu,
öyle değil mi?
Sistemdeki her eylem programının
ne yaptığını biliyorum, sizinki hariç.
"Ulusal Araştırma Deney Grubu
tarafından temize çıkarılmadığı için..."
"...bunu yapamıyorum veya şunu göremiyorum"
mazeretini duymaktan gına geldi.
Böyle bir yetkiyi nereden alıyor...
Don, ben bir vatanseverim...
aynen senin gibi.
Bu ülke için kanımı dökerim,
aynen senin yaptığın gibi.
Ancak seninle benim
işimiz var...
...çünkü gerekli olanı yapacak
gücümüz var.
Ve özür dilerim ama
şu anda buraya kadar.
Hava gerçekte kötü bastırmaya.
başladı. İşler çirkinleşecek.
Öyle mi?
Belki önüne geçmeye
çalışmalıyım, ne dersin?
Hayır, bunun için çok geç.
Etrafta takıl sen.
Nasıl olsa tabakları sıyırmak
için yardıma ihtiyacım vardı.
Şey, bilemiyorum.
Zaten şu ilaç alımını
rapor etmek zorundayım.
Güzergahımı açıklamayı da
ister miyim bilemiyorum.
Ne demek istediğimi
anlıyorsun?
Kimyasallar için endişelenme.
Ben onu hallettim bile.
Dinle bak...
Şunu duyuyor musun?
Bir şey bekliyor muydun?
Haber vermeden bu havada mı?
Yaklaşıyor olmalılar.
- Ne buldun?
- Hiçbir şey dostum, hiçbir şey.
- Çalışıyor mu? - Evet çalışıyor.
Viteste bir şey yok. Sorun vites değil.
Belki bir ikmaldir.
Daha dün buradaydılar, ayrıca
bu hava da zaten inemezler.
- Kim bu herif?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyorum. Ayrılmalıyız.
- Evet.
Bak, ben yuvayı alıyorum.
- Onu görebilirsen bana haber
ver, tamam mı? - Tamam.
Bize bilgi verecek mi burada?
Şu sisin üstüne çıkmak istiyorum.
Bir saniye bekle.
Anlaşıldı Solo, ben de gördüm.
Bize birkaç dakika ver.
- Sorun ne?
- Bekle, bekle.
Anlaşıldı Solo,
kaynağı tarıyoruz.
Geride hala aktif bir
sinyal var anlaşılan.
- Affedersin?
- Senin tarafta mı bu yoksa...
Ajanı saptamakta
zorluk çekiyoruz.
- Anlaşıldı Solo. İletişimde kalın.
- Bağlantılarını sağladınız sanıyordum.
Sağladık zaten. Ta yapıya
kadar işaretliydi.
Her iki hedef de
tüm yol boyunca yeşil.
- Kimliği saptandı mı?
- Bilinmiyor.
- Ajan mı?
- Bilinmiyor.
Bu bir uydu yansıması
değil, değil mi?
- Hayır efendim.
- Ne yapıyor şimdi?
Geriye uçuyor.
Kahrolası kış. Çevreden
dolaşmak zorunda kalacağız.
- Yakıtının bitmesine ne kadar var?
- İstasyona kadar 20 dakika.
İşe başlasan iyi olur.
Olumlu Solo ancak burada
bir geçişe daha ihtiyacımız olacak.
Burada bir bok göremediğimizi
biliyor değil mi?
- Gönder. - Anlaşıldı, yeni
profil devrede.
Çevreden yaklaşıyoruz.
Anlaşıldı Solo. Hedef güneydoğu
yönünde. Tam vadinin sırtında.
Yakıt grafiği talebi.
Durumunu söyle.
Durum, imhaya 2+30.
Solo, kuş yuvaya
konabilir.
Hedef işareti taranıyor.
Ne oldu şimdi?
- Gitti. Nereye gitti bu yahu?
- Nasıl yani nereye gitti?
Solo, burada sinyal alamıyoruz.
İkinci işareti de kaybettik.
Olumsuz, olumsuz Solo. Tüm sensör
ve sistemler yeşil...
...kontroller yeşil,
hava aracı yeşil.
Hedef dışında hepsi var.
Bu bir sistem hatası değil,
sensörler iyi çalışıyor.
Kızılötesine çevirip bir göz atacağım.
Termale çeviriyorum.
Solo, son onaylanmış yerini alabilir...
O da neydi öyle?
- Bir şeye mi çarptın?
- Sanırım öyle.
- Orada bir şey yok.
- Neler oluyor burada ya?
Düşmekle kalmadı, vurulup
düşürüldü mü? Bundan eminler mi?.
- Bana öyle söylendi - Kim tarafından
ve neden? - Bilmiyorlar.
Olay olduğunda ikinci sinyalin
kaynağını tarıyorlardı.
Hayır, hayır, hayır. Zamanımız yoktu.
Şimdi güvenliği arıyorum.
Kapıda bizi karşılayacak
biri olmalı.
- İnsansız uçağı hazırlamışlar mı?
- Bir tanesine yakıt dolduruyorlar.
Sinyali çözümlemişler.
Aaron Cross'muş.
Hay anasını!
Geçebilirsiniz efendim.
Son geçişimizden 30 derece
azimut açısıyla yaklaşıyor.
Aferin.
İşte oradasın.
Sinyal orada işte.
Sinyal sıcak Solo.
Sinyal sapasağlam.
- İşte başlıyoruz.
- Orası neresi?
Artık fark etmez.
Elime düştü.
Duyuyor musun Solo?
Güçlü sinyal.
Bu adam ne tür bir silah
sistemi kullanıyor?
Muhtemelen bir tüfeği var.
Oldukça güçlendirilmiş
bir tüfek.
Zaman penceremiz ne burada?
Aşağı yukarı 15 dakika.
Fırtınayı hesaplamaya çalışıyorum.
Solo, hedef şu anda durgun.
Lazerleri hedefe kilitliyorum.
Hey!
Kaybol buradan!
Git hadi, defol buradan!
Defol!
Lazer yüklendi,
sensör ve termaller onaylandı.
- Neredeyiz?
- 30 saniye kaldı.
Beni rahat bırakmalıydın.
Roketler yükleniyor.
Roket ateşlendi.
- İşte gidiyor, hareket ediyor şimdi.
- Çok uzun sürmeyecek.
Hedef imha edildi.
Anlaşıldı Solo. Ölüm onaylandı,
hedef imha edildi.
Durum iyi görünüyor.
İyi...görünüyor.
Tüm saygımla efendim,
şu anda sırası değil.
Bu yer 20 dakika içinde
yerle bir olacak.
Bunun farkındayım. Şansımı
deneyeceğim. Konuşmamız lazım.
Her ne yapıyorsan hemen bırak
ve arkana dön. Bu bir emirdir.
İstihbaratta kazıklandık. Tamam mı?
Hiç kimse o kişilerin orada
olduğunu bilmiyordu.
Birinin demin senden yapmanı
istediklerimizin ahlaklı olup...
...olmadığını sorgulaması
tamamen normal.
- Bu bir soru mu efendim?
- Hayır, değil.
Sana söylemeye çalıştığım
şeyi algılamaya çalış.
Günahyiyen nedir biliyor musun?
Peki, işte biz oyuz.
Günahyiyenler bizleriz.
Bu, bu denklemde bulduğumuz
sıcak kakayı alır, içimizde...
...çok derinlere gömeriz ki davamızın
geri kalanı saflığını korusun demek.
İşte iş bu.
Ahlaken savunulamaz ama
mutlak surette gerekli kişileriz.
Anladın mı?
Anlaşma yok.
Şunu diktir.
Seninle 6 saat içinde
uçakta görüşürüz.
Hazır olurum.
- Size üstümüze geleceğini söylemiştim.
- Evet, bak dinle...
...sakin kalman gerek Terry,
tamam mı?
Onu Senato'da dinleyecekler.
Bu sence bir problem değil mi?
Kadın, Bourne'u biliyor. Black
Briar'ı biliyor. Hirsch'ü biliyor.
Tüm bu Tanrının cezası operasyon
hakkındaki her şeye hakim.
Bu konuda nasıl bu kadar
sakin kalıyorsun anlamıyorum.
Pekala, ne diyebilir ki?
Ne mi diyebilir? Ya oraya çıkar
ve...
"...Treadstone, Black Briar,
hepsi bundan ibaret mi sanıyorsunuz?"...
"...Jason Bourne'nun hikayenin
hepsi olduğunu mu sanıyorsunuz..."
"...ortada bundan çok daha
fazlası dönüyor" derse?
Ya onlara Treadstonun buzdağının
sadece görünen kısmı olduğunu söylerse?
Bak, bir şey için endişeleneceksen
Outcome için endişelen.
Çünkü henüz tam olarak yakayı
sıyırmadık ama...
...diğer programlara kıyasla
o kadar şey bilmiyor.
Bunu nereden biliyorsun?
Çünkü yaptığı ve söylediği
her şeyi takip ediyoruz.
Telefonları, e-postaları, arabaları,
evleri, avukatları...
Jason Bourne'la konuştuğu anda
suyu ısıtıldı.
Uluslararası bir kaçağa
yardım ve yataklık etti.
Şirketin yoldan çıkan bir operasyonu
kapatmasını engelledi.
Önemi olan her yemini ve
iş ahlakını çiğnedi.
O orospu çocuğunu Amerika'ya
geri getirdi İsa aşkına!
Niyetinin ne olduğunu Tanrı bilir ama...
...besbelli ki bu ülkeyi korumak
onlardan biri değil.
Buna daha önceleri
"vatana ihanet" deniyordu.
...hatta bu solüsyonun bile
bir şey gibi çıkması gerekiyor, şey...
İşte buradasın. Bu değerleri
anlamıyorum, şeyden gelen...
- Tanrım, hayır!
- Hayır!
- Bunu duydunuz mu? - Evet.
- Neydi o?
- Bu bir silah.
- Biliyorum. Silah sesiydi.
Yardım edin!
Kapıyı açın!
Lütfen yardım edin!
Kapıyı açın!
Kapıyı açın!
Silahı var!
Kapıyı açın!
Yardım edin!
- Aman Tanrım!
- Kapıdan bakmakla elimize ne geçecek?
- Onu dışarı çekmeliyiz.
- Oraya girmek zorundayız.
- Gerideki laboratuardan çıkmalıyız.
- Kilitli. Arka kapıyı kilitledi.
Hayır, lütfen!
Hepimizi öldürecek.
Tanrım!
İçerideki herkesi vuruyor!
- Rastgele erişim koduna lazım Kimin
Outcome erişim kodu var? - Bizim yok.
Hepsi içeride.
Erişim kodu olanların hepsi orada!
Neredesin be adam?
Hemen desteğe ihtiyacım var!
Ne yapıyorsun?!
Hayır! Kapı kollarını
sökmüş!
- Kapı kolunu sökmüş!
- Kırmak için silah var!
At silahını! Dur!
Silahı yere at!
Yere at!
Silahı yere at!
Müfettişler hala bir başka
Amerikan cemiyetini...
...acı ve şok içinde bırakan işyeri
cinayet-intihar olayını aydınlatacak...
...bazı açıklamalar bulmak
için araştırmalarına devam ediyor.
Polis ve federal yetkililer
laboratuar tesisinin...
Çocuklar hemen seni görmek
istiyor.
...kendi canına kıyan
Dr. Donald Foite.
Şu Foite hikayesini
hemen öğrenelim.
Ben ilgilenirim.
- Peki şu arkadaki alan?
- Hepsi depoya dönüştürüldü.
Kat planları öyle demiyor
hatta orada bir...
...tıbbi tahlil bölümü varmış.
Ne tür tahlillerden bahsediyoruz?
İşte başlıyoruz.
Eline bakabilir miyim?
Güzel, bu el iyi iyileşmiş.
Hassasiyet kaybı var mı?
Hayır.
Beni uyutmaya mı
çalışıyorsun Doktor?
Korkarım numune tesliminde
birkaç gecikme vardı, bu yüzden...
...kanını tam kapsamlı
tahlil etmemiz gerekiyor.
Bir tane daha mı?
Neden, sırf bir kan damlasını
kaçırdım diye mi?
Peki, sen numunelerini alırken
her şeyin durduğu zamana...
...mola zamanı demek
sana uyar mı Doktor?
Neden uzanmıyorsun?
Gevşe.
Sence biz orada ne yapıyoruz?
- Tamam, bu kadar bilgi yeter.
- Hayır, ben...
Doğru ya, sen bir doktorsun
sadece.
Kameraya çekildiğimizi
biliyorsun.
Sahi mi?
Bu yüzden mi bu kadar
çekici görünüme bürünüyorsun?
Tamam, neden 100'den geriye
doğru saymıyorsun? Lütfen.
ŞİKAGO
ALTI ÖLÜ- MARYLAND LABORATUARINDA
KURŞUN YAĞMURU
Alo?
Evet, kapı açık olmalı. Soldan
üçüncü. Yaklaşık 800 metre ileride.
Teşekkürler.
- Dr. Shearing? - Evet.
- Merhaba.
- Ben Dr. Connie Dowd.
- Merhaba, nasılsınız?
İyiyim, teşekkürler. Bu
özel ajan Larry Hooper.
- Merhaba. - Merhaba.
- Lütfen buyurun.
Bize dışarı çıkma fırsatı
verdiğiniz için teşekkürler.
Burası dikkate şayan
bir mülk. Ne güzel bir proje.
Ev hakkında konuşmak
istemiyorum.
Satın almayı istemediğiniz sürece.
Buyurun oturun lütfen,
yani sanırım.
Sizin de bildiğiniz gibi
bu toplantıdan...
...ancak 1 saat önce
haberim oldu.
Kimse bana dün gece zaman ayırmamı
ya da zaman belirlememi filan söylemedi.
Sonra bu sabah kız kardeşimi
görmek için bir uçak bileti aldım...
...ve sanki birden DEFCON 4
ilan edilmiş gibi oldu.
Ayrıca bu bir paranoya
değil, tamam mı?
Bu adeta yüzüme çarpılıyor.
- Anlaşıldı.
- İlgi göstermeyelim mi?
Bizi yalnız bırakır mısın Larry?
Bakın...
...daha henüz oldukça sarsıcı
bir deneyim yaşadınız.
Evet.
Ne doktoru?
- Nesiniz siz?
- Klinik psikoloji.
Yani ne yapıyorsunuz?
Casuslara yas danışmanlığı mı?
Oldukça sıra dışı bir
güvenlik erişim iznin var, Marta.
Kimseye haber vermeden
Montreal'e bilet almanın...
...bazı çanları çaldıracağını
beklemen gerekirdi.
Öyle mi? Benim çanlarımdan da
bazıları çalmaya başladı, tamam mı?
Yani burada neler döndüğünü bana
söylemesi gereken kişi mi olacaksın...
...yoksa esrarlı bir bebek
bakıcısı mı olacaksın?
Sence neler oluyor?
Yapmaya çalıştığım şey düşünmemek.
Düşünmeyi bırakmak istiyorum.
Bu hislerini herhangi
biriyle konuştun mu?
Kız kardeşin, arkadaşların...
- Sen ciddi misin yahu?
- Peki ya Peter Boyd?
Vay canına.
Tamam.
Yani biz her şeyin içindeyiz, bu mu?
Buralarda herhangi bir sınır var mı?
İstihdam güvenlik kontratını
hiç okumuş muydun?
Okumuş muyum...
Eğer bana gizlilik koşullarını
anlayıp anlamadığımı...
...soruyorsan, evet.
Biyokimyada doktoram...
...Viroloji ve Genetikte doktora
üstü bursum var. Okumayı biliyorum.
Anlamadığım şey,
mesai arkadaşımın...
...neden cinnet geçirip
laboratuardaki herkesi vurduğu.
Orada yaptıklarımızın
farkında mısın?
Öyle misin?
Yani bu sohbet için bile
yetkili olduğunu nereden bileyim?
Müfettişler haricinde olayla ilgili
olarak birilerine bir şey itiraf ettin mi?
Peter Boyd sekiz ay önce taşındı.
Ama sen bunu zaten biliyorsun.
Ve hayır, onunla konuşmadım.
Senin ve Dr. Foite'un iş dışında hiçbir
ilişkiniz olmadığını mı söylemiştin?
- Hem de hiç.
- Dairesinde sana karşı...
...olağandışı takıntılı olduğunu
gösteren bazı materyaller vardı.
Fotoğraflar, günlük notları.
Birkaç giysi parçası bulmuşlar.
- Ne? - Hiç onu şiddetle
reddettiğin oldu mu?
Hayır! Hayır.
Ben...
Ben, ben hep onun gay
olduğunu düşünmüştüm.
Bak, kimse senin olanlardan
sorumlu olduğunu iddia etmiyor.
Sağ kurtulanlar genellikle
kendilerini suçlu hisseder.
Bu hisler senin yaşamana izin
verdiğini...
...fark etmenle artabilir.
Yaşamama izin vermesi...
Videoyu gördün mü sen?
Sence gerçekten bunu mu
gösteriyordu?
- Hep yanlış sorular soruyorsun!
- Ne sormam gerekiyor Marta?
Dr. Foite'un kan tahlillerine
bakan oldu mu?
Baktılar mı? Yani burada
mantıklı gelen tek şey bu.
Davranışları...
Bak, Sterisyn'de projeler var.
Bunu neden yaptığını açıklayabilecek...
...savunma projeleri.
Ve oradakiler de şey,
şey üzerinde çalışıyorlar...
Davranışsal tasarım.
Programlanabilir davranış,
sinirsel tasarım...
Dediklerimi anlıyor musun?
Sanırım laboratuarda
bir şeye maruz kaldı ama...
Onu buldum.
Ne yapıyorsun sen?
O benim silahım!
Nedir bu böyle?
- Potansiyel intihar riski altındasın...
- Hayır, dur bir dakika.
- Onu nasıl buldun? Onu nasıl buldu?
- Marta...
Hayır, hayır, tamam.
Bu toplantı burada bitmiştir.
Her ikinizin de gitmenizi
istiyorum, hemen şimdi!
Hayır, evimde ortalığı
karıştırıyordu!
Marta, bugün istifa etmeni
istiyorum!
O uçağa binmene izin
vermeyi istiyorum...
...ama öncelikle bize
yardımcı olman lazım!
Bak, işimiz yapmak zorundayız
burada tamam mı?
Bu yoldan geçmek zorundayız.
Buradan ayrılmadan önce sakin
ve emniyette olduğunu bilmem gerek.
Ayrıca o uçağa binmeden önce
kuralları anladığını da bilmek istiyorum.
Lütfen, lütfen otur yeter.
- Ve bırak sorularımızı bitirelim.
- Tamam.
Çekil üstümden!
Tanrım!
Nedir bu?
- Nedir bu böyle?
- Hazır mısın?
- Neredeyse. - Hayır!
Ne yapıyorsunuz? Bırakın beni!
Tamam mı?
- Hemen bırak beni!
- Vur hemen! - Hayır!
- Kilerin orada!
- Git!
- Connie!
- Sağında!
Kızı bul!
Kızı bul!
Gene!
Ses ver bana!
Doldurmadığın müddetçe
silah boş demektir.
Hey, hey.
Bak, bak, ateş etmiyorum.
Benim.
- Buraya seni incitmeye gelmedim...
- Nasıl yaptın...
- O sendin!
- Evet...
Dinle beni.
Yaşamak istiyor musun?
- Bana bak, yaşamak istiyor musun?
Yaşamak istiyor musun? - Evet!
- Güzel. Kim bu adamlar? - Bu nasıl
mümkün olabilir? - Gidelim hadi.
Güzel. Şimdi söylediklerimi
harfiyen yapmanı istiyorum.
Dinle beni!
Ben ne dersem onu!
- Anladın mı? - Evet.
- Güzel.
Hey Doktor?
Saatime ihtiyacım var.
Doktor, o saate
ihtiyacım var.
Bu evde hiç kimyasal var mı?
- Programlı ilaçlar.
- Hepsi öldü mü?
Evet, hepsi öldü.
Bak bana, bak bana. Bu evde
hiç programlı ilaç var mı?
- Ne? - İlaçlar. Yeşiller, maviler.
Burada var mı hiç?
- Hayır, yok, yok. Burada mı?
- Yok mu? Nerede var o halde? Nerede?
- Nerede mi?
- Kimyasalları nerede tutuyorsun?
- Bilmiyorum. - Dr. Shearing, kimyasallar
nerede? Kimyasallara ihtiyacım var!
Anlıyorum ama bilmiyorum.
Ben, ben, biz...
Bu bizim yaptığımız bir şey değil.
Viroloji kontrolü.
Yani bütün bu olanlar.
Bizde karışım bulunmaz.
Eğer bende olsaydı
sana verirdim.
Dinle beni.
Buradan gitmek için 8 dakikadan
az zamanımız var. Tamam mı?
- Tamam.
- Harika.
Çünkü o kapıdan girecek
ilk şey...
...bizi silip süpürecek.
Bir durum raporu
alabilir miyim buraya?
Beni duyabiliyorsan
cevap ver Larry.
Larry, cevap ver.
Merhaba, bunun için
kusura bakma.
Durumumuz ne tam olarak?
Connie henüz değil dedi.
- Henüz toparlıyor.
- İşaret ver bana tamam mı?
Anlaşıldı.
Sanırım bunu senin yapman
daha iyi olur.
Nereye gidiyoruz?
June. Adın June. June Monroe.
Söyle hadi.
June Monroe.
Şimdi bir yer seç. Son oturduğun yer.
bildiğin bir yer.
- Bethesda.
- Bethesda.
İşte oturduğun yer orası. Kim sorarsa
Bethesda'dan June Monroe'sun.
Cüzdanını kaybettin. Seni
evine götürüyorum. Adım James.
- James ve June. Anladın mı?
- Evet. - Tamam.
- Adın bu mu?
- James mi?
Hayır. Ne?
Adımı bilmiyor musun?
Bana ne diyordunuz? Kan tahlillerinin
üstüne yazıyordunuz?
- Beş. - Beş.
5 numara mı?
Kaç kez karşılaştık biliyor musun?
On üç kez.
Son dört yılda on üç muayene
ve sonunda aldığım bu.
Bir numara?
Beş numara, tamam.
Neyin beşi o halde?
Kaç kişiyiz?
Programa katılanlar mı?
Bize böyle mi diyorsunuz?
Dokuz ve altı vardı.
- Katılımcılar.
- Beni nasıl buldun?
Ne sanmıştın?
Hepimizi öldürüp...
...sonra da sizi rahat
bırakacaklarını mı?
Meslektaşın sadece kafayı mı yedi
sanıyorsun? Düşündüğün bu mu?
Ben...ben...ben...
- ...hiçbir şey düşünmedim. Gerçekten...
- Onu bulup ortalığa saldılar.
- ...neler olduğunu hiç bilmiyorum.
- Tüm bu şeyin...
- ...kepenklerini indiriyorlar. Olan şey bu.
- Kim, "onlar" kim?
Bilemiyorum, bilmiyorum...
Evdeki o insanlar kim?
- Hayır, hayır, hayır. Sen sıranı savdın
tamam mı? - Kim onlar? Kim olduklarını...
- ...bilmiyorum. - Tanıştığımız günden beri
kanımı akıtıyor, araştırıyor ve kazıyordun.
Şimdi benim sıram, soruları
ben soruyorum, anladın mı?
Program ilaçları lazım, tamam mı?
Onlara ihtiyacım var.
Kimyasalları nerede tutuyorsun?
Bende hiç yok. Sana zaten
söylemiştim. Bizde yok.
- Palavra! - Bende hiç yok.
- Palavra! - Bende yok.
Yani hiçbir şey bilmiyorsun?
Sadece yardımcı mıydın yani?
O yüzden kocaman bir evin ve
güvenlik yetkin var, değil mi?
Bu yüzden seni öldürmek
için o kadar çaba harcıyorlar...
...çünkü sen hiçbir şey bilmiyorsun!
İşimi biliyorum, o da bilim!
Laboratuardan ayrıldıktan sonra ne
yaptığınızı bilmiyorum.
- Hiçbirimiz bilmiyor.
- Dört yılda hem de!
Bak, inmek istiyorum.
Arabayı durdurur musun lütfen?
- O kadar saf olamazsın.
- Bırak arabadan ineyim!
O kadar saf olamazsın, imkanı yok!
İnmek mi istiyorsun?
İn hadi.
Git, in hadi. Hiç kimyasalın yok.
Nerede olduklarını bilmiyorsun.
Hiçbir şey bilmiyorsun.
Hiç sorun değil. İn hadi.
Bir planın var, değil mi?
Evet, elbette var. Sen bir doktorsun.
Hepsini planlamıştın, değil mi?
Ne yapacaksın ha?
Ne yapacaksın?
Kaçamazsın, tek başına olmaz.
Nasıl kaçacağını bilmiyorsun.
Ve saklanamazsın da. Bunun
gibilerden değil, ellerinde o imkanlarla.
Akşama kadar bile
dayanamazsın, bu durumda...
...bu durumda ne
seçeneğin kaldı?
Halka açıklamak mı? Elbette.
***ır ***ır mı yapacaksın?
Kız kardeşini mi arayacaksın?
Çünkü bu senin çok iyi gitti de.
Eski oda arkadaşlarından birini ara,
birini ara...
...hani şu Washington Post'ta
birini tanıyan adamı.
İnternete koy çünkü biliyor musun
beni yaktın. İşte senin tek planın bu.
Ama kendine şunu
sorsan iyi olur...
Onları başladıkları işi
bitirmekten korkacak kadar
...yeterince yüksek sesle veya
yeterince hızlı söyleyebilecek misin?
Şimdi benim bir planım var,
o kadar karmaşık değil ama.
Yapacağım şey seni öldürmeye
gelecek olan kişiyi beklemek.
Belki onlar bana yardım eder.
Yani hiç durma.
Başka çarem yoktu. Oradan
uzaklaşmak zorundaydım.
Hayır! Oradan uzaklaşmak
zorundaydım.
Hayır, hiç kimse.
Hiçbir fikrim yok.
Anlamak zorundasın.
Outcome'daki tüm işler, tüm o
testler, Burr değerleri...
...dozaj panelleri, doku
gerginliği. Demek istediğim...
...biz kimyaya
ayar çekiyoruz.
Hiçbir şey üretmiyoruz,
bu işlem sonunda oluyor.
Dur biraz, ne demek bu
"işlem sonu"?
Tutunmayı beslemesi için canlı
virüse ihtiyacın var demek oluyor.
Kültürler oldukça reaktif...
- ...yerinde işlemek zorundasın.
Bunu asla yapmazdık... - Tamam.
- Yerinde, neresi? Nerede?
- Virüsü nerede mi tutuyoruz? - Evet!
- Evet, şey, oraya süremeyiz.
- Nerede bu?
Manila.
Filipinler.
Dozajda ne durumdasın?
Mavilerden 300 miligram var,
bir gün daha gitmez.
51 saattir bütün bir yeşil
almadım ki bu garip...
..çünkü fiziksel olarak
tükenmiş hissetmiyorum.
Dur, dur, dur. Sen hala yeşil
aldığını mı söyledin demin?
- Neden bahsediyorsun sen? - Geçen yıl
fiziksel virüs tedavisinden çıkarıldın.
Tanrım, sekiz ay önce...
...herkesi yeşil haplardan
kesmişlerdi.
Size canlı virüs verdiler...
...bu da fiziksel olarak
istikrarlısın demektir.
Yeşilleri alman gerekmiyor.
Onu kilitlediler.
Her, her türlü fiziksel gelişme
artık kalıcı oldu.
Yani bana virüs mü bulaştırdın?
Ne zaman oldu bu?
Hasta olduğumda mı?
O esrarlı nezle mi?
O sen miydin?
- Şey, o ben değildim. ben yapmadım...
- O sendin. Kasıtlıydı, değil mi?
Ölmek üzere olduğum
zamandı!
- Özür dilerim ama ben değildim.
- Neden hala yeşil hap alıyorum o halde?
Bilmiyorum. Ben, ben, ben
kestiğini sandım.
Sana neden bir şey soruyorum ki? Bizi hep
tasmanın ucunda tutuyorsun, değil mi?
Mesele bu mu?
Dizginlerimizi elinizde tutmak için mi?
Bizi bağımlı kılmak için.
Bunun sorun olmadığını
sana kim söyledi?
- Hayır, ben şey yapıyorum...
- Sorun olmadığını kim söyledi?
Ben araştırma yaparım...
...tasarlarım, deney yaparım.
İlaç vermem...
- ...politika yapmam.
- Yok canım, sadece silahı doldurursun.
Bak, bilim için oradaydım.
Hepimiz bilim için oradaydık.
Ve umurunda değil biliyorum
ama koca bir fedakarlıkta bulundum.
Yayınlayamadım, konferans
düzenleyemedim, tek bir kişiye bile...
...yaptığımın ne olduğunu
söyleyemedim ama...
...ben sanıyordum ki, ülkeme
yardım ettiğimi sanıyordum.
Mavilerin etkisini yok
edebileceğini söyle bana.
Mavilerin etkisini yok
edebilir misin?
- Teorik olarak evet.
- Öyle mi?
Haplar geçici tutunmaya
olanak veriyor...
...kilitlemek için canlı kültür gerek.
Canlı virüs!
Bunu nasıl yapacağını
biliyor musun?
Bunu yapmayı biliyor musun?
Evet ama sana söyledim.
Virüs dünyanın öbür ucunda.
Nereye gittiğimizi tahmin et.
Washington'a hoş geldiniz.
Candent dünya merkez ofisine
hoş geldiniz.
Önümüzdeki birkaç gün boyunca
Candent şirketler grubunun...
...baş eseri olan Sterysin Morlanta'yı yapan
kişilerle görüşme şansı yakalamanız için...
...için elimizden geleni yapacağız.
3. Son Aşama test onayının
hem Requiell hem de Supresselin için...
...bu ay içinde verilmesi
bekleniyor.
Programa göre ilerlediğimize
dair güven yüksek...
...ve biz de hazır olmak istiyoruz.
- Neden bundan haberim yok benim?
- Bunu bana mı soruyorsun?
Oraya gönderdiklerimiz
bir D-Track timiydi.
- Bu ne demek bilmiyorum.
- Yaptıkları işte iyiler demek.
- Bana kayıp oldukları söylendi.
- Onlar sadece kaybolmakla kalmadı.
Bize bu kadın hakkında
anlatmadığın şey ne?
Hiçbir şey. Kadın kimse o.
Anlatacak bir şey yok.
Ona bir öyle bir böyle
yap diyen sendin!
- O halde neye bakıyoruz biz?
- Ruhsatlı silahı var.
Geldiklerini biliyorlardı.
Binaya giriş izni var. Propan kaynak
tankları, mermileri...
- Tahmin etmeye devam mı edeceksin?
- Oraya girmek zorundayız.
Çevrede bekleyen bir
düzine adam var!
- Tesisi biz kontrol etmiyoruz!
- Henüz değil.
- Şimdi manzarayı çaktın mı?
- Anlıyorum... - Durun, durun!
Bunu buradan yürütemem.
Bir kriz alanına ihtiyacım var.
Entegre kafesler ve iletişime,
hepsine ihtiyacım var.
NSA veya Pentagon ya da Liberty Cross mu
olur umurumda değil.
Bana hemen bir şeyler bul
yeter.
Kodlarınızı, sürücülerinizi ve başka
neye ihtiyacınız varsa toparlayın.
Oraya gidecek ve orada kalacağız.
Dita, o evin üstüne nasıl bir ağ
kurarım? Her tarafı yöre halkı dolu.
Mikropları kullanırız.
Kadın iş yerinden numuneler
almış. Patojenler...
...virüsler. Bu Ulusal
Güvenlik meselesi.
Güzel. Tamam. Bunu sevdim.
Önemsemiyor. Oraya götür.
Hadi, gidelim. Herkes kendine
başka bir araç bulsun, tamam mı?
Çünkü ben 20
dakika sonra çıkıyorum.
Tamam diyelim ki insan
bedenini değiştirmek istiyorsun.
Bir hatayı düzeltmek istiyorsun.
Bir şeyi onarmak,
bir şeyi geliştirmek filan.
Eğer insanın genetik
materyalini...
...yeniden programlayacaksan...
...bir taşıma sistemine
ihtiyacın olur...
...ve hiçbir şey bunu bir
virüsten daha iyi yapamaz.
Bir valiz gibi olduğunu
düşün.
Genetik mutasyonu içine
koyarsın, vücuda verirsin...
...ve Vectron hedef hücreye
yüklenir.
Onu istediğin yere,
istediğin şekilde gönderirsin.
Bir haritan yoksa eğer
tam bir kabustur.
1985'te Fort Detrick'te
korkunç bir kaza oldu.
5 araştırmacı laboratuarda
düşüp öldü ve bu...
...bu öyle bir facia oldu ki..
...hasarı tespit etmek için
Stanford'dan...
...Dan Hillcott'u getirdiler.
Oraya girdi ve olanların ardında...
...viral haritalamada...
...inanılmaz bir buluş olduğunu
keşfetti.
Bir haritası olmuştu.
Farklı kromozomlarda
oldukça küçük...
...değişikliklerin olmuştu.
Yeşil taraf, fiziksel taraf
mitokondriyal protein alımında...
...%1.5'ı geçmeyen bir artıştan
başka bir şey değildir.
Ancak %1.5 artışla
hücresel hızda...
...kas etkinliğinde,
oksijenlemede...
- ...anında artış görürsün.
- Mavi tarafta?
Zeka elbette ama bundan
daha fazlası.
Sinirsel yeniden oluşum,
elastiklik...
...duyumsal işlev,
ağrıyı bastırma...
Bu bilim dalının tarihinde
genomik hedeflemede...
...en heyecan verici
gelişme bu.
Tehlikeli Maddeler Müdahale
ve Değerlendirme Departmanı
- Hey, monitör 71'i büyük ekrana
nasıl getirebilirim? - Halledildi bil.
Bir ceset buldular.
Bir kadın olduğundan eminler
ve kesinlikle Marta Shearing değil.
Künye bulmuşlar.
Vurulduğunu düşünüyorlar.
- Merhaba.
- Merhaba.
Marta...
...kimseyi arayamazsın.
Dışarıda seni önemseyen ve
öldüğünü düşünen insanlar var.
Ve bu konuda elinden
bir şey gelmez.
Aradığın herkes bir hedef
haline gelir.
O yüzden sahip olduğun her normal,
duygusal tepkiyi bir kenara kaldırmalısın.
Şu anda sahip olduğumuz
tek ***...
...her ikimizin de öldüğünü
düşünmeleri.
Tamam mı?
Tamam.
Şimdi...
...eğer bundan sağ çıkmak
istiyorsan...
...New York'lu olduğunu
söyle sadece.
June Monroe kim?
Sensin.
Onu tanıyor muydun?
Artık değil.
Neden gelişmiş halde
kalmak zorundasın?
Senin için neden
bu kadar önemli?
Gel şöyle.
Düşen Kahramanlar
Ülkeleri İçin Ölenlerin
Onuruna
Kıdemli er Kenneth J. Kitsom
Nedir bu?
Bu..bendim.
Bir zamanlar.
Beni orduya alan kişi...
...kotasını doldurmak için kıvranıyordu.
Zekâ katsayıma 12 puan ekledi.
Kotayı doldurmak
için 12 puan.
Hiç bilişsel düşüş gördün mü?
Akılca kapanma, hiç yaptın mı?
Birilerinin mavilerini kes ve
ilaçlarını nasıl düşürdüklerini seyret.
Hayır.
Bu rüyanda oldukça grafiksel
bir resim çizmek gibidir.
Henüz ölme vaktim gelmedi.
Sükunetimi koruyamazsam
başaramayız.
Washington Post.
Bir e-maili henüz
işaretledi.
Laboratuardan olası
tehlikeli madde hırsızlığı ile ilgili...
...küçük bir hikaye yakalamışlar.
Neden, onlar mı almış?
Bir alkollü araç kullanma
sabıkasını işaretlemişler bile.
Bir ceset daha bulduk.
Bizimkilerden biri.
Her yerden mermi kovanları
topluyorlar.
Senin doktorun orada
olduğunu sanmıyorum.
Biniş kartı ve kimlik lütfen.
- Teşekkür ederim.
- Elbette.
Biniş kartı ve kimlik lütfen.
- Neredesin?
- Hemen arkandayım. Sakın arkana dönme!
Biniş vakti gelene kadar
orada kalacaksın, tamam mı?
Harika gidiyorsun.
Sağındaki koridoru
görüyor musun?
Birinin o taraftan gittiğini görmek
istiyorlar, onlara takıl sadece.
Yürümeye devam et, başını önüne eğ.
Uçakta görüşürüz.
Aaron...
Alo?
İz belirgin ve taze.
K-9 onun izini evinden şu ağaçlık
alana kadar sürdü. Sonra şurada...
...şu küçük otoparkta...
...ya onu bekleyen bir arabası
vardı ya da biri gelip onu aldı.
Güvenlik kameraları bu caddede.
Arka tarafta hiçbir şey yok.
Uydu görüntüleri vardır.
Maryland pek de yüksek değere
sahip bir ABD hedefi sayılmaz.
...yine de elimizde oldukça bol
hava görüntüleri var ancak...
...gerçek-zamanlı bir şey bulmak için biraz
daha geniş bir alanı taramak gerekecek.
Drenaj sensörü ve platform için
yaklaşık bir saat lazım.
Hadi ama, bu numarayı kendi başına
çekiyor olamaz. Ona kim yardım ediyor?
FBI bu sabah Dr. Albert Hirsch'ün
Washington, D.C.'deki bir otelde...
...kalp sektesinden öldüğünü
doğruladı.
Dr. Hirsch'ün dün...
...bir istihbarat komitesi önünde
ifade vermesi bekleniyordu.
Seçili komite, Treadstone
olarak bilinen sorunlu bir...
...CIA programı ile bu adam,
Jason Bourne arasındaki...
...bağlantıları araştırıyordu.
Polis ve federal yetkililer
yakın zamanda...
...New York ve Londra'daki
silahlı eylemlerle bağlantılı olarak...
...Bourne'u arıyor.
Dr. Hirsch Adalet Bakanlığı
ile işbirliği yapıyordu ve...
...olay sırasında koruyucu
gözaltında bulunuyordu.
Kurul sözcüsü kayıt dışı
olarak muhabire...
...duruşmanın geçici olarak
erteleneceğini söyledi.
Araştırmacının sorunlu geçmişi
laboratuar soruşturmasını gölgeliyor
Merhaba millet. Lütfen
koridoru açık tutmaya gayret edin.
- Affedersiniz.
- Sorun değil.
Affedersiniz bayım.
Bayım, koltuğunuzu bulmanıza
yardım edeyim mi?
Hayır, teşekkürler.
Ben hallederim.
Şu iki gölgeyi görüyor musun? Onlardan
biri kadının kendisi. İşte otopark...
İkisinden biri duruyor ve
işte bir araba geliyor.
- Nereden geliyor bu?
- Bir Kanada Orman Uydusundan.
İşte diğeri de arabaya biniyor
ve işte, işte gidiyorlar.
- Nereye?
- Onları doğuda kaybediyoruz.
Penceremiz yolun 3.2 km
aşağısında kalıyor.
Ama silüetlerini aldık. İzleme
görüntüleri hazırlandı ve gitmeye hazır.
Ekiplere ayrılıp bu arabayı
bulacak bir iz oluşturacağız.
- 17 saatlik bir avantaj var arada.
- Nereye gidebilir bu kadın?
Bir Buick LeSabre 2000 arıyoruz.
Bir ANA motor numara tescilim var...
Lizbon, Maryland'den başlayıp batıya
giden bir şarap rengi 2002 model LeSabre...
Gişeler, çıkışlar, benzin istasyonları-
elindeki tüm kameraları ver bana.
Bu sandalyede bir FBI kamerası
görüyorum...
Hayır, hayır, trafik sadece.
Evet.
Max Lisbon, L-İ-Z-B-O-N.
Evet, onların hepsini ve gişe
kameralarını istiyoruz. Her şeyi istiyoruz.
Hepsini alıyoruz. Elinde ne varsa gönder,
biz onları bir şekilde sıralarız.
Wilmington, Delaware. Bu bizim
araç, LeSabre.
Bu binaya geldiğini görüyoruz...
...altına giriyor, arkaya dolanıyor...
...ve buraya park ediyor
ama dışarı çıkmıyor.
Bu içeriden çekilmiş.
Gelişinden sadece 4 dakika sonra.
- Bu o.
- Ne yaptığını biliyor muyuz?
Pasaportunun resmini
çektiriyor.
MANİLA
FİLİPİNLER
Logan, Hartford, LaGuardia, Kennedy...
...Philly, Newark, Dulles, Reagan.
Dünün sabah görüntülerinden
başlıyoruz. Başlangıç noktamız bu.
Bunu netleştiriyoruz,
sonra da saati ilerletiyoruz.
Harvard'ı istiyor musun diye soruyor
çünkü alabilirmiş.
Mavi ceket, ikinci sıra.
Kırmızı bir çantası var.
4 UGD yetkim var. 1, 6, 9 ve 12.
Havaalanı tüm çıkışları verdi.
Evet, öncelikle uluslararası terminal.
Neredeyse geldik.
Şimdi gazete standını kontrol et.
İşte burada.
Logan bakman gereken bir yüz görüntüsü
var ama orada çocuklar da var.
Dur, dur biraz.
Dur.
- Burası neresi?
- Kennedy.
Buraya geceleri hiç gelmedim.
Kuraları bilmiyorum.
Hiç kural yok, tamam mı?
Sen buraya aitsin.
Gel hadi.
Merhaba, nasılsın?
Dr. Shearing'le ben laboratuarı
açmaya geldik.
- Efendim?
- Mesele nedir?
Merhaba, nasılsınız?
Dr. Shearing!
Dr. Shearing.
Merhaba, benim, Joseph.
Joseph!
- Merhaba, nasılsın?
- İyiyim, iyiyim.
- Tekrar hoş geldiniz.
- Teşekkürler.
Özür dilerim. Gelenler listemde
yoksunuz da.
Programımız değiştirmek kaldık,
ondandır.
Evet, daha erken bir uçakla geldik.
Joseph, bu arada ben Dr. Brundage.
- Tanıştığımıza sevindim.
- Ben de tanıştığımıza sevindim.
Ama Dr. Kumali burada değil.
Singapur'a gitti.
Daha dün gitti. Eve gitmesi gerekiyordu.
Bana kimse bir şey söylemedi.
Önemli değil, anlıyoruz.
Bak, bütün hafta
buradayız...
...ve yapacak bir sürü işimiz var.
O yüzden bu gece girmek zorundayız.
- İşleri başlatmak için. Tamam mı?
- Evet, elbette ama...
Dr. Kumali'yi arayabilirsin istersen,
seni ateşe atmak istemiyorum, hepsi bu.
Hayır, hayır, bunu yapmamıza
gerek yok.
Tamam, harika.
Sadece ikiniz misiniz?
Evet. Evet, doğru.
Doğru.
Tamam, hatta beklerim.
Şuraya çıkar onu.
Büyük ekrana ver.
Evet, buradayım.
Güzel. Neresi?
Yolcu listesinin hemen
gönderilmesini istiyorum.
Kadının kim olduğunu biliyorum.
Onu yine yakalayacağım.
Manila. 167 sayılı sefer ile Manila'ya
uçmuş. 45 dakika önce oraya inmiş.
Aaron?
İyi misin?
O uçakta 243 kişi vardı. Her birini
hemen şimdi tek tek araştıracağız.
Yani beğendiğiniz bir yüz seçin, indirin
ve temize çıkarırsanız listeden silin.
Eğer burnunuza yanlış
bir koku gelirse,
Hoşunuza gitmeyen, yanlış yerde
bir saç dahi görürseniz...
...temize çıkarmayın, işaretleyin ve
veriyi gönderin. Biz kontrol ederiz.
Aynı ağın dışında çalışmak zorunda
kalacağız, yani Homeland 9.5.
Eğer o erişim izniniz yoksa
elinizi kaldırın...
...Albay Hardy yanınıza gelip
halleder.
- Demek burası?
- Evet.
Tamam.
- Neyle uğraşıyoruz biz Terry?
- Bilmiyorum.
Sen...bu senin dükkanın.
Neler dönüyor orada?
- Ne dedim ben, bilmiyorum.
- Oraya kaç kez gitti?
- Beş, altı. Bilmiyorum.
- Neden Filipinler?
Hey! Hey, hey, hey.
Koltuk 13D. Karl D. Brundage.
13D numaralı koltuk.
Destek personeli odayı
boşaltsın.
Kalkın ve çıkın, hemen!
- Geriye çekilin Yüzbaşı. Gidelim hadi.
- Emredersiniz hanımefendi
Kimin nesi bu adam?
Bir Outcome ajanı.
Outcome 5.
Onlar ölmedi mi?
Hepsinin öldüğünü sanıyordum!
Evet, ölmüş olması gerekiyordu.
- O halde orada ne arıyor?
- Bilmiyorum.
- İlaç arıyor.
- Ne?
Kimyasalların geldiği yer orası.
Aksi halde orada ne arasın?
- Ona yardım ediyor olmalı.
- Ama bu nasıl, nasıl mümkün olabilir?
Nasıl olduğunu bilmiyorum
Umurumda değil.
Adam yaşıyor ve oradalar.
Nasılının bir önemi yok, var mı?
Şu anda tek görevimiz
bunun üzerine bir paket atmak.
Orada aradığı şey ilaçlar mı değil mi?
Yüce Tanrım.
Terry?
Hayır, hayır. Orada
hiçbir şey yok.
Hükümet her 16 haftada bir
teslimat yaptı.
Üstelik hapları orada
depolayamazdık bile.
Orası temelde sadece bir mutfak
ve ihtiyaç duyduğumuzda...
...tarife biraz ayar çekip
bir parti çıkartırdık.
- O halde orada ne halt ediyorlar?
- Kökler orada.
Adamdaki virüsü
temizlemeye çalışacak.
Teşekkür ederim.
Mac...
Ekim Ofisi, Mackie konuşuyor.
Mackie, ben Terrence Ward.
Candent Karar Metriklerinin...
...başkan yardımcısıyım.
Maryland'dan arıyorum.
Buyurun efendim.
Olası bir güvenlik sorunumuz var.
Biraz önce şirket ağı üzerinden
iki fotoğraf gönderdim.
Bak, bu iki kişiden birinin tesise
girmeyi deneyip denemediğini...
- Evet, onun peşindeyiz.
- Affedersin?
Olayla ilgileniyoruz. Kimin mesul
olduğunu anlamak için demin gelmiştik.
Güvenlik kulübemiz daha demin
iki doktoru geçirmiş.
Sanırım onlardan biri gönderdiğiniz
resimdeki kadın olabilir.
Peki şimdi neredeler?
Tüm müşteri laboratuarları
aşağıda yer alıyor.
Dolayısıyla zemin kata
gittiklerini sanıyoruz.
Demin kontrol etmesi için
aşağıya birkaç adam gönderdim.
Hayır, hayır. Ekibini geri çek.
Laboratuarı kilitle ve onları içerde tut.
Onu ele geçirmeye
çalışmayın!
Merhaba?
Yardımcı olabilir miyim?
- Burada yalnız mısınız?
- Aaron...
Hey, beyler. Aşağıya inemezsiniz.
Bu seviye için yetkiniz var mı?
Hiç kimsenin burada olmaması gerekiyor.
Ama benim burada olmam gerekiyor.
Ben Dr. Shearing.
Bir örneklemenin ortasındayız.
Burada olmanız sizin için güvenli değil.
Hadi bunu yukarıda konuşalım.
- Dokunma ona. Kimse bir şeye dokunmasın.
- Bunu yukarıda konuşalım.
Bizi izlemeniz yeter.
Seninle tartışmayı hiç
düşünmüyorum.
Patronunu arayacağım
ve bunu halledeceğiz.
Hey, bekle bir saniye.
Gidip çantamı alacağım
Gitmeliyiz.
Tamam.
- Bu taraftan.
- Bunun nereye çıktığını bilmiyorum.
Sen aç onu yeter!
Geri çekil!
Hemen aşağı in! Hey, sen, sen!
Gel buraya, hemen, hemen!
- Bu şey kapalı mı?
- Evet, efendim.
- Hiç kimse girip çıkmayacak
anladın mı? - Baş üstüne efendim.
Hey, aşağıya gönderdiğim
şu üç adama ne oldu?
Lanet olsun! İçeri giriyoruz.
Sen orada kal!
Hey, sen orada kal!
Buranın yabancısı değilsin.
Kim bunlar?
Git herkesi getir lütfen.
Giriş ve çıkışları tutsunlar. Hadi.
Yürüyün, yürüyün hadi.
Hey, buraya bir koruma gelsin.
Hey, o kapıda kal!
Kimsenin girip çıkmamasını sağla.
Anladın mı?
Hey sen, ne yapıyorsun?
Ana kapıya dağılın...
Geri çekilin! Geri durun!
Bize biraz yer açın.
Yer açın, yer açın lütfen.
Bir doktora ihtiyacı var.
Güvenlik!
Güvenlik!
Bu tarafa lütfen.
Yol verin.
Geçiyoruz!
Bu tarafa.
Efendim, beni duyuyor musunuz?
Efendim!
Fazla uzaklaşamaz.
Eğer virüsten arınmadıysa,
beyni tükenecek.
Ve eğer beyni tükenirse
kıpırdayamayacak kadar hastalanacak.
Yani onu çabucak bulup
öldürmeliyiz. İlk ve son olarak.
LARX hakkında konuşabilir miyiz?
LARX mı?
LARX 3 Bangkok'ta.
2 saatlik uçuş sadece.
Dur biraz. Dur bakalım şimdi.
Onun sadece bir öneri
olduğunu sanıyordum.
Getirt onu.
BANGKOK, TAYLAND
LARX, bir beta 2 kök programı.
Görevi bitirmeye sadakat.
En alt seviyede empati.
Tutarsızlığı olmayan
bir Treadstone.
Duygusal zayıflığı
olmayan bir Outcome.
Artık iyice
güçlenmiş görünüyor.
Böylesi değerlendirmeleri
daha önce hiç görmemiştik.
Bu daha önce bilmediğim
şeyden...
...plan aşamasına geçen
bir şey...
...ve siz şimdi bana bunun yapıldığını
ve faaliyette olduğunu söylüyorsunuz?
Yapıldı ve faaliyette.
Kendini bilgilendirilmiş say.
Rahat mısın?
Evet efendim.
Pek rahat görünmüyorsun?
Değilim efendim.
Adın ne?
Kennet James.
Tam adın, Kenneth.
Kenneth James Kitsom.
Bir oda tuttum.
- Yürüyebilir misin?
- Evet, evet.
Nerelisin Kenneth?
- Ne zaman?
- Askere yazılmadan önce.
- Erwin.
- Bir kasaba mı?
- Erwin bir eyalet yurdu.
- Hangi eyalet?
- Reno'da. Bu bir test mi?
- Evet, öyle.
- Eğer geçersem burada kalabilir miyim?
- Kalmak mı istiyorsun?
- Evet efendim.
- Bunu bilmek güzel.
Kıpırdamadan yat Aaron.
Ne oldu?
Ceketimin astarında...
...40 bin dolar var.
Bu çantada ise
pasaportlar var.
İki boş, üçü kaplı. Adamın saati
bu şeyin içinde, tamam mı? Al onları.
Bana bak.
Başarabilirsin.
Sen bir savaşçısın.
Başarabilirsin, tamam mı?
Dikkat çekme.
Havaalanı yok.
Sanki biliyormuş gibi
ortama karış, tamam mı?
Benim için yeterince şey yaptın.
Lütfen yapma.
Benim için yeterince şey yaptın.
Her şey arabada.
- Bu bir test mi?
- Evet, öyle.
Geçersem burada kalabilir miyim?
Kalmak mı istiyorsun?
İlaç almaya çıktım.
Buyurun, 500 mg Paracetamol.
Günde 4 kez alın.
Bunu size bedava veriyorum.
- Bedava, bedava, tamam mı?
- Tamam, güzel.
Aaron, kaç!
Neredesin?
O sinyal miydi?
- Teyit istiyorlar.
- Söyle.
Çok erken gittiniz.
Hayır, biz çok erken gittik.
Kimsin sen? Burada ne yapıyorsun?
Nerelisin?
Birazdan kahvaltıya oturacağız.
Televizyon izlemeyi bırak artık.
Sorun yok.
- Dur! Kıpırdama!
- Kaçmasına izin verme!
Eğil!
- İyi misin?
- Evet.
Güzel. Hadi.
Eğil, eğil.
Tırman. Hadi. Diğer tarafa geç,
çabuk. Sıkı tutun.
Hadi! Hadi!
Hazır mısın?
Bırak!
Tamam. Al şunu.
Yürümeye devam edelim
ve sakın arkana bakma. Git hadi.
Atla.
- Daha önce bunlardan birine bindin mi?
- Hayır.
Polis! Polis!
Sıkı tutun. Bana tutun, tamam mı?
Sakın bırakma.
Silahı var!
Başını öne eğ!
O bir polis değil.
Seni orospu çocuğu!
- Vurulmuşsun!
- Bir şey olmaz.
Kenara çek!
Kenara çek.
Suya ulaşsak yeter!
- Bunu benim için kontrol eder misin?
- Ne kadar sürecek bu?
- Hadi be!
- Sana döneriz.
- Bir şey var mı?
- Hayır.
Polisler saf dışı.
İzlerini kaybetmişler.
Aaron!
Aaron, Aaron, Aaron, Aaron!
İyi misin?
Sen iyi misin?
Bize yardım eder misiniz?
Lütfen?
Şimdi oraya varır.
Geceyi geçirdikleri oda bu.
Artık değil.
Şey, altı yıl önce Treadstone'la
bir problem yaşamıştık.
Ve Black Briar programıyla. Ayrıntıları
önünüzdeki operasyon raporlarında var.
Tamamen, ipini koparan bir Treadstone
ajanını yakalamak için aktifleştirildi.
Pamela Landy'nin bir
Birleşik Devletler düşmanını...
...canice öldürtme nedenlerini
bilmiyorum.
Ancak gerçek şu ki bırakın önünüzdeki
gizli raporlarda olan...
...bilgiyi yorumlamayı...
...ona erişmek için gerekli
yetkiden bile yoksundu.
Pam, suçlandığına dair söylentiler var.
Yorum yapar mısın lütfen?
İsteyerek mi hedef oldunuz...
Hala Jason Bourne'la
temasınız var mı?
Yarın görecek miyiz?
Tanrıya şükür ki basına yetiştirmeye
çalıştığı belgeler olduğundan daha fazla...
...fazla hasar vermeden
koruma altına alınabildi.
- Hâlâ Meclis İstihbarat Kuruluna
çıkacak mısınız? - Evet, çıkıyorum.
Bakın, diğer soruların bana avukatım
aracılığıyla gelmesi gerekiyor, tamam mı?
Daha önceki beyanınızdan
pişman mısınız?
Pek çok şeyden pişmanım
ama listede bu yok.
Orada ne yapıyorsun?
Onu geri getirmeyi unutma.
Çok iyi. Teşekkür ederim.
Kayıp mı olduk?
Hayır, seçeneklerimize
bakıyordum sadece.
Kaybolmuş olduğumuzu
umuyordum bir parça.
Çeviri:mermaid52
twitter.com/mermaid52_