Tip:
Highlight text to annotate it
X
Altyazýlar: Katl-i Vacib&RMS 2004
Hiç birþey bulamadým, efendim.
Ne Niobe'den, ne de Hayalet'ten iz yok.
Mavi haplardan baþka hiç birþey.
- Baðlantýya geçmeyi deneyelim mi? - Ýþe
yaramaz. Ýþleri bitti gibi geliyor bana.
- Yeniden baþlamalýyýz. - Eðer bu gemi
uçabiliyorsa, ona ihtiyacýmýz var.
Bunu söyleyeceðinizden korkuyordum.
Bildiðimiz bütün kanallarý, delikleri,
çatlaklarý arayýn.
Aramayý mümkün olduðunca geniþ tutun
ve hýzlý olun.
- Kaptan, bu kanallar mayýn kaynýyor.
- Onlarý ne kadar çabuk bulursak o kadar iyi.
- Birþeyler yesen iyi olur diye düþündüm.
- Teþekkürler.
Durumunda deðiþiklik var mý?
Hayýr.
- O nasýl?
- Ýyi olacak.
En azýndan uyanana dek.
- Ne demek istiyorsun?
- Kaptan ona bazý sorular sormak istiyor.
Ýyi cevaplar verse iyi olur.
Bu kesikleri görüyor musun?
Bence bunlarý kendi yapmýþ.
- Neden?
- BDT olabilir. Bilmiyorum.
Ama dediðim gibi,
güzel cevaplar verebilse iyi olur.
Roland, Matrix'te bir baþka arama
yapmak istiyorum.
- Ne için?
- Neo için.
Nasýl Matrix'de olabilir ki, efendim?
Baðlý bile deðil.
Lütfen. Benim için.
Beni rahatsýz eden iþte bu.
Ne?
Beyin dalgalarý komada olan
bir insanýnkilere benzemiyor.
Garip olan,
bu tip dalgalarý sürekli görüyor olmam.
- Nerede?
- Matrix'e baðlý olanlarda.
Görünmüyor. Hayýr, orada deðil.
- Efendim, tahminler elimde.
- Ne kadar?
Giriþ noktasý ve geçmiþ hýzlarýna bakarak,
20 saatte Zion'a varacaklar.
Aman Tanrým!
Tamam, amaçlý hareket edelim.
AK, seni hologramlarýn baþýnda istiyorum.
Mauser, silahlarýn baþýnda
sürekli birileri olsun.
Mümkün olduðunca az
yakýt bataryasý kullanalým.
- Biri arýyor.
- Ne?
Operatör.
Seraph arýyor.
Kahinden bir haber getirdim.
Hemen gelmelisiniz.
Günaydýn.
- Kimsin sen?
- Adým Sati. Senin adýn Neo.
Babam burada olmaman gerektiðini söylüyor.
Kayýp olman gerektiðini söylüyor.
Kayýp mýsýn Neo?
- Neredeyim?
- Burasý bir tren istasyonu.
- Burasý Matrix deðil mi?
- Tren oraya gidiyor.
Biz oraya gidiyoruz,
ama sen bizimle gelemezsin.
- Neden?
- Binmene izin vermez.
- Kim izin vermez?
- Trenci adam. Ondan hoþlanmýyorum.
Ama babam trenci adam ne derse
yapmamýz gerektiðini söylüyor...
...yoksa bizi burada býrakýrmýþ
sonsuza dek.
Morpheus, Trinity,
geldiðiniz için teþekkürler.
Bunca yýlda öðrendiðim bir þey...
...hiç birþeyin istediðin gibi
gitmeyeceðidir.
- Kimsin sen?
- Ben Kahinim.
Keþke bunu halletmenin
kolay bir yolu olsaydý ama yok.
Bunun olmasý gerektiði için üzgünüm.
Burada beni hatýrladýðýnýz halimle
oturuyor olmadýðým için üzgünüm...
- ama böyle olmamasý gerekiyordu.
- Ne oldu?
Bir seçim yaptým ve bu seçim
bana istediðimden pahalýya mal oldu.
Ne seçimi?
Size, Neo'ya rehberlik etmekte
yardým etmek.
Her seçimle ilgili gerçek sýnama
neye mal olabileceðini bile bile...
yine de ayný seçimi yapmak olduðuna göre...
...sanýrým yaptýðým seçim hakkýnda
oldukça iyi hissediyorum...
...çünkü iþte, yine ayný þeyi yapýyorum.
- Neo'ya ne olduðunu biliyor musun?
- Evet.
Makinalarýn dünyasý
ile bu dünya arasýnda bir yerde sýkýþtý.
Baðlantý, Trenci denen bir program
tarafýndan kontrol ediliyor.
Bunu Matrix'e kaçak program
sokup çýkarmak için kullanýyor.
Siz onu bulamadan
Neo'nun yerini öðrenirse...
...korkarým, zor seçimler
yapmak zorunda kalacaðýz.
- Neden?
- Trenci Adam'ýn patronu yüzünden.
Merovingian.
Baþýnýza ödül koydu.
Hep dikkatli olmalýsýnýz.
Seraph Trenci'yi nasýl bulacaðýný biliyor.
Sizinle gelecek.
Yýllardýr beni koruyor.
Umarým ayný þeyi sizin için de yapabilir.
Lütfen, beni takip edin.
Kahin...
Biliyorum, Morpheus.
Kuþku dolu olduðunu,
belirsizlik içinde olduðunu görebiliyorum.
Olan bunca þeyden sonra
sana inanmamý nasýl bekleyebilirsin?
Beklemiyorum.
Sadece her zaman beklediðimi bekliyorum:
Kendi kararlarýný vermeni.
Banan inan ya da inanma...
Tek yapabileceðim, dostunun belada olduðunu,
ve yardýmýna ihtiyacý olduðunu söylemek.
Hepimizin yardýmýna ihtiyacý var.
- Sen Matrix'den misin?
- Evet.
Hayýr.
- Yani öyleydim.
- Neden çýktýn?
- Mecburdum.
- Ben de evimden ayrýlmak zorunda kaldým.
Sati! Buraya gel, tatlým.
Zavallý adamý rahat býrak.
Tamam, baba.
Özür dilerim. Kýzým hala çok meraklý.
- Seni hatýrlýyorum.
- Evet, Fransýz'ýn restoranýndan.
Ben Rama-Kandra.
Bu eþim Kamala. Kýzým Sati.
Sizinle tanýþmaktan gurur duyduk.
- Siz programsýnýz.
- Evet.
Ben santraldeki geri dönüþüm iþlemleri
sistem müdürüyüm.
Karým bir etkileþimli yazýlým
programcýsýdýr. Çok yaratýcýdýr.
Burada ne arýyorsun?
Buraya ait deðilsin.
Kamalal Tanrým. Özür dilerim.
Eþim oldukça açýk sözlü olabilir.
Önemli deðil.
Verecek bir cevabým yok.
- Buranýn neresi olduðunu bile bilmiyorum.
- Burasý hiçbir yer.
Sizin dünyanýzla bizimki arasýnda.
- Trenci kim?
- Fransýz'ýn adamý.
Böyle diyeceðini neden biliyordum?
Fransýz unutmaz ve affetmez.
- Onu tanýyor musun?
- Sadece bilmem gerektiði kadarýný biliyorum.
Bizim dünyamýzdan sizinkine
oraya ait olmayan birþey götürmek...
...istediðinizde Fransýz'a baþvurmanýz
gerektiðini biliyorum.
Sizin burada yaptýðýnýz da bu mu?
- Rama, lütfen!
- Acýmasýz olmak istemiyorum, Kamala.
Kalan hayatý boyunca
baþka bir yüz göremeyebilir.
Özür dilerim.
- Bu soruya cevap vermek zorunda
deðilsiniz. - Hayýr, sorun deðil.
Cevabý basit.
Kýzýmý çok seviyorum.
O þimdiye kadar gördüðüm en güzel þey.
Ama geldiðimiz yerde,
bu yeterli deðil.
Yaratýlan her programýn bir amacý olmalý.
Yok ise, silinir.
Fransýz'a kýzýmý kurtarmak için gittim.
- Anlamadýnýz.
- Sadece daha önce...
programlarýn sevgiden
bahsettiðini duymamýþtýnýz.
- Sevgi bir insani duygudur.
- Hayýr bir kelimedir.
Önemli olan kelimenin ima
ettiði baðlantýdýr.
Aþýk olduðunuzu görüyorum.
O baðlantýyý elde tutmak için neleri
verebileceðinizi söyleyebilir misiniz?
Herþeyi.
O zaman belki de burada olma nedeniniz
benimkinden çok da farklý deðildir.
Bu o.
- Uzak durun! Benden uzak durun!
- Bela istemiyoruz.
- Benden uzak durun!
- Yardýmýna ihtiyacýmýz var.
Size yardým edemem.
Size kimse yardým edemez.
Oh, hayýr!
Kahretsin!
- Tren ne zaman gelecek?
- Geç bile kaldý.
Trenci'nin adeti deðildir geç kalmak.
- Benimle ilgili midir sence?
- Birþey diyemem.
Böyle þeyleri kim bilebilir ki?
Sadece Kahin.
- Kahin'i tanýyor musun?
- Kahin'i herkes tanýr.
Fransýz'la buluþmadan önce ona danýþtým.
Biz vedalaþtýktan sonra
Sati'ye bakacaðýna söz verdi.
Vedalaþmak mý?
- Onunla kalmayacak mýsýnýz?
- Bu mümkün deðil.
Fransýz'la sadece kýzýmýz için anlaþtýk.
- Eþim ve ben kendi dünyamýza dönmeliyiz.
- Neden?
- Karmamýz böyle.
- Karmaya inanýyor musunuz?
Karma, ayný sevgi gibi, sadece
bir kelimedir.
"Burada oluþ nedenim"...
...demenin bir yolu.
Karmamdan rahatsýz deðilim.
Müteþekkirim.
Harika eþim,
güzel kýzým için müteþekkirim.
Onlar birer lütuf, bu yüzden, onlarý onurlandýrmak için
yapmam gerekeni yapýyorum.
- Baba, tren!
- Evet. Çantaný bul. Acele.
Ben taþýyabilir miyim?
Peki.
Çabuk olun! Geciktim.
- Sen kimsin?
- Bir arkadaþ.
Seni tanýyorum.
- Demek ki istedikleri buymuþ.
- Geri dönmem gerekiyor.
Sana ne istersen öderim.
Þu ya da bu þekilde,
bu trene bineceðim.
Hayýr, hayýr, hayýr.
Merovingian aksini söyleyene kadar
burada kalýyorsun.
Eðer onu tanýyorsam...
...burada çok uzun bir süre kalacaksýn.
- Sana zarar vermek istemiyorum.
- Anlamýyorsun.
Burayý ben yaptým.
Burada kurallarý ben koyarým.
Burada tehditleri ben yaparým.
Burada, ben Tanrý'yým.
Trene binin
yoksa onunla burada kalýrsýnýz.
Kahin'e gitmeliyiz.
O ne yapýlacaðýný bilir.
Hayýr. Ne yapýlmasý gerektiðini biliyoruz.
Siktir!
Þaka yapýyor olmalýsýnýz.
Lanet, bu kanatsýz.
Ben hallederim.
Ölmeye hazýrsýn galiba.
Onunla konuþmalýyým.
Bu kapýdan geçmenin tek yolu
ölümü çiðnemendir.
Öyle olsun.
Kulübe silah sokmak yasak.
Asansörün altýnda,
bir vestiyer kýz var...
...ve þanslýysak,
silah arayan bir adam.
Ya þanslý deðilsek?
Çok adam olacak.
Acaba alabilir miyim-?
Aman Tanrým!
Neler oluyor?
Buna inanamýyorum.
Hey!
Harika çocuk dönmüþ.
Ödülü almaya mý geldin, Seraph?
Söylesenize, o silahlarda kaç merminiz var?
Bilemem ama
yeteri kadar olduðunu sanmýyorum.
- Sadece konuþmak istiyoruz.
- Evet.
Ýstediðinize eminim.
Konuþabilmek için çok uðraþtýnýz. Deðil mi?
Ne yapacaðýmý size söyleyeyim.
Silahlarýnýzý býrakýrsanýz buradan
güvenle çýkabileceðinize söz veriyorum.
- Üçümüze de?
- Evet, evet.
Elbette.
Son görüþmemizden sonra bu kadar çabuk
görüþeceðimizi kim tahmin ederdi?
Kader çok nazik davrandý, öyle mi?
Ve sen, benim küçük hainim,
onlarý buraya getirdiðine göre...
...anladýðým, falcý kendine
yeni bir kabuk bulmuþ.
Hayal kýrýcý,
ama beklenmedik deðil.
Ancak dersini alacak ve
her hareketin bir sonucu olduðunu...
...unutmayacak kadar
terbiyeli olduðunu umarým
Ve benden bir þey alýrsanýz,
bedelini ödersiniz.
Neden geldiðimizi biliyor musun?
Hadi ama, bu nasýl bir soru?
Elbette biliyorum.
Bilmek benim iþim.
Kimileri bunun garip bir tesadüf olduðunu düþünebilir,
ama ben öyle düþünmüyorum.
Ama yine de
bunun nasýl olduðunu merak ediyorum.
- Sen biliyor musun?
- Hayýr.
Hayýr mý?
Ben de öyle düþünmüþtüm.
Ama sormak herzaman iyidir, deðil mi?
Bir anlaþma yapmak istiyoruz.
Hep sadede gelirsin
deðil mi Morpheus?
Tamam. Bende istediðiniz birþey var.
Ama anlaþma yapmak için...
...sizde de benim istediðim
birþey olmalý, deðil mi?
Ve durum o ki
istediðim birþey var.
Buraya ilk geldiðimden beri
istediðim bir þey.
Denir ki, alýnamazlar...
...sadece verilebilirler.
Ne?
Kahin'in gözleri.
Size evrenin doðasýndan kaçýþ olmadýðýný
daha önce de söylemiþtim.
Sizi yeniden bana getiren de bu doða.
Baþkalarýnýn tesadüf gördüðü yerde
ben sonuç görürüm.
Baþkalarýnýn þans gördüðü yerde...
...ben bedel görürüm.
Bana Kahin'in gözlerini getirin...
...ben de size kurtarýcýnýzý geri vereyim.
Bana adil ve mantýklý bir
anlaþma gibi görünüyor.
Evet? Hayýr?
Benim bu saçmalýkla kaybedecek vaktim yok.
Anlaþmak mý istiyorsun?
Þuna ne dersin?
Ya sen bana Neo'yu ver,
ya da þu anda, burada hepimiz ölürüz.
Ýlginç bir anlaþma.
Gerçekten bu adam için
ölmeye hazýr mýsýn?
- Buna inan.
- Yapacak.
Mecbur kalýrsa hepimizi öldürecek.
O aþýk.
Aþkýn seyrinin deliliðin seyrine
bu kadar benzemesi çok dikkate deðer.
Vakit doldu.
Kararýn ne, Merv?
Tamam.
Buraya kendin geldin...
...kendin çýkabilirsin.
Bizi almaya hazýr mýsýnýz?
Neredeyse, efendim.
Burada bazý eski oyunlar var.
- Ama Neo'yu buldunuz mu?
- Onu göremiyor musunuz?
Hayýr, efendim. Birþey görüyoruz
ama nedir anlayamadým.
Henüz buradan çýkamam.
Onu görmeliyim.
Hemen mi?
Bu benim son þansým.
Ýþte böyle. Sýrrý bu.
- Ellerini kullanmalýsýn.
- Neden?
Kurabiyelerin de herþey gibi
sevgiye ihtiyacý vardýr.
Neo!
Bunlarý sen gelmeden piþirmeyi umuyordum.
Neyse.
Sati, tatlým, sanýrým artýk
tatma zamaný geldi.
Tasý Seraph'a götür,
bak bakalým, hazýr mýymýþ.
Tamam.
- Çýktýðýna sevindim.
- Ben de.
Öyleyse beni tanýdýn mý?
- Bir bölümünü.
- Evet, hep böyle olur.
Bazý parçalarý kaybeder,
bazýlarýný korursun.
Henüz aynada yüzümü tanýmýyorum...
...ama þekeri hala seviyorum.
Hayýr, teþekkür ederim.
Kapýmdan içeri ilk girdiðinde
nasýl olduðunu hatýrlýyor musun?
Bir aðustos böceði gibi titriyordun.
Bir de þimdi bak kendine.
Beni çok þaþýrtmýþtýn, Neo,
ve hala þaþýrtýyorsun.
Sen de beni epey þaþýrtmýþtýn.
Umarým yardýmcý olmuþumdur.
Buraya gelmeme yardým ettin,
ama benim sorum, neden?
Bu iþ nereye gidiyor?
- Nerede bitecek?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyor musun, söylemeyecek misin?
- Sana daha önce söyledim...
Kimse anlamadýðý bir seçimin sonrasýný
göremez, ve hiç kimse diyorum.
- Ne seçimi?
- Bunun önemi yok. Bu benim seçimim.
Benim yapacak seçimim var,
senin de olduðu gibi.
Buna bana neleri anlatýp,
neleri anlatmayacaðýn da dahil mi?
- Elbette hayýr.
- Neden bana Mimar'dan bahsetmedin?
Zion'dan ve benden öncekilerden?
Neden gerçeði söylemedin?
- Çünkü öðrenme varktin gelmemiþti.
- Buna kim karar verdi?
Kim olduðunu biliyorsun.
Kendini Bil
Ben karar verdim.
O zaman birkaç þeyi daha öðrenmemin
vakti geldi sanýrým.
Ben de.
Makinaya baðlanmadan
zihnimi vücudumdan nasýl ayýrdýðýmý söyle.
Düþünerek dört Nöbetçi'yi
nasýl durdurduðumu söyle.
Bana neler olduðunu anlat.
Seçilmiþ kiþinin gücü bu dünyayý aþar.
Buradan geldiði yere kadar uzanýr.
- Nereye?
- Kaynaða.
O Nöbetçi'lere dokunduðunda hissettiðin
buydu, ama buna hazýr deðildin.
Ölmüþ olmalýydýn, ama açýk ki
ama buna da hazýr deðildin.
Mimar, kaynaða dönmezsem
bu gece Zion'un yok olacaðýný söyledi.
Lütfen. Sen ve ben kendi seçimlerimizin
sonrasýný göremiyor olabiliriz...
...ama o adam
hiç bir seçimin sonrasýný göremez.
- Neden?
- Onlarý anlamaz. Anlayamaz.
Onun için seçimler
bir denklemdeki deðiþkenlerdir.
Teker teker her deðiþken hesaplanmalý
ve sonra karþýlanmalýdýr.
Onun amacý bu.
Denklemi dengelemek.
Senin amacýn ne?
Denklemin dengesini bozmak.
Neden? Ne istiyorsun?
Senin istediðin þeyi istiyorum, Neo.
Ve senin kadar ileri gitmeye istekliyim.
Savaþýn sonu.
Bitecek mi?
Þu ya da bu þekilde.
Zion kurtarýlabilir mi?
Üzgünüm,
bu sorunun cevabýný bilmiyorum ama...
eðer bir cevabý varsa
bulabileceðin bir tek yer var.
- Neresi?
- Neresi olduðunu biliyorsun.
Ve cevabý bulamazsan...
...korkarým, hiçbirimiz için
bir yarýn olmayabilir.
Ne demek bu?
Baþý olan herþeyin...
...sonu vardýr.
Sonun geldiðini görüyorum.
Karanlýðýn yayýldýðýný görüyorum.
Ölümü görüyorum.
Ve önündeki tek engel tek engel sensin.
Smith.
Çok yakýnda bu dünyayý yok
edecek kadar güçlenecek.
Ama orada duracaðýný sanmýyorum.
Duramaz.
Geriye hiçbir þey
kalmayýncaya dek durmayacak.
Ne o?
O sensin.
Senin zýttýn, negatifin.
Denklemin, kendini dengelemeye
çalýþan sonucu.
- Peki, ya onu durduramazsam?
- Þu ya da bu þekilde, Neo,
...bu savaþ bitecek.
Bu gece her iki dünyanýn da geleceði
senin elinde olacak...
...ya da onun.
Nasýl hissediyorsun?
Ýyi misin?
Zamana ihtiyacým var.
- Bu anlaþýlabilir.
- Kaptan Roland!
- Ne var, Maggie?
- Bane. Kendine geldi.
Güzel. Belki bazý cevaplarý vardýr.
Bu kokuya bayýlýyorum.
Bu kokuyu çok özleyeceðim.
- Kahin...
- Biliyorum.
Biliyorum.
Sati, tatlým.
Birkaç kurabiye alýp
Seraph'la gidiver.
Geri gelebilir miyim?
Geri gelmek isterim.
- Evet, ben de isterdim.
- Öyleyse yarýn görüþürüz.
Umarým, tatlým, umarým.
Korkuyorum, Seraph.
Gel.
Bizi takip ediyor.
Görüþmeyeli uzun zaman oldu.
Hatýrlýyorum da, seni kovalamak
bir hayaleti kovalamak gibiydi.
Seni daha önce yendim.
Evet, doðru, ama görebileceðin gibi,
artýk durum biraz farklý.
Ve sen de son sürgün olmalýsýn.
- Kahin bana senden bahsetti.
- Gerçekten mi?
Hakkýmda ne anlattý?
Senin kötü bir adam olduðunu.
Ah, beni tanýdýkça
o kadar da kötü deðilimdir.
Büyük ve güçlü Kahin,
nihayet karþýlaþtýk.
Sanýrým beni bekliyordun,
deðil mi?
Her þeyi bilen Kahin asla þaþýrmaz.
Nasýl þaþýrabilir ki? Herþeyi bilir.
Ama bu doðruysa, geleceðimi biliyorsa,
neden burada?
Neden gitmedi?
Bunu yapacaðýmý belki biliyordun,
belki de bilmiyordun.
Eðer biliyorduysan, bu,
o kurabiyeleri piþirip, bile bile, kasten...
...o tabaðý oraya koyduðun anlamýna gelir...
...bu da, bile bile, kasten
orada oturduðun anlamýna gelir.
Sati'ye ne yaptýn?
"Kurabiyelerin de, herþey gibi,
sevgiye ihtiyaçlarý vardýr. "
Sen bir piçsin.
Bunu sen bilirsin, Anne.
Yapmaya geldiðin þeyi yap.
Hemen, hanýmefendi.
Keþke yardýmcý olabilseydim...
ama hiçbirþey hatýrlamýyorum.
Ya kolundaki kesikler?
O kesikler bir günden daha eski.
Evet, kesinlikle.
Bunda haklýsýnýz, efendim.
Kendine yapýlmýþ gibi görünüyorlar.
Ama neden kendime böyle birþey yapayým?
Elbette, eðer ben
kendim deðildiysem...
Ama eðer ben, ben deðilsem,
o zaman kimim?
- Bu adama VDT testi yapýldý mý?
- Evet, efendim. Sonuç olumsuzdu.
Ama yüksek olaðan dýþý
beyin aktivitesi gösteriyor.
Kros-snaptik ateþ,
tüm beyin zarýnda taze elyaf zedelenmesi...
eþliðinde yeni travma belirtileri
gösteriyor.
Gerçeði istiyorum. Ne gerekiyorsa
umurumda deðil. Hatýrlamasýný saðla.
Efendim, onu bulduk!
- Logos'u mu?
- Evet, efendim.
Biraz iyi haber almamýzýn
zamaný gelmiþti.
Termal tarayýcýlar
yaþam belirtisi algýlýyor mu?
Hayýr, efendim. Henüz birþey yok.
- Gemi ne durumda?
- Hologramlara göre gövde saðlam.
- Gemiyi indir ve makinalýda birini bulundur.
- Emredersiniz, efendim.
Gemiyi mümkün olduðunca çabuk
kontrol edin.
Dikkatli olun, efendim.
Bu yaratýklar çok sinsidirler.
Bir tuzak olabilir.
Bu da neydi?
O aletleri kaldýrabilirsiniz, çocuklar.
Tek gereken þey þarj.
- Niobe.
- Morpheus.
- Ýyi misin?
- Evet, iyiyim.
Þeyden sonra ne olduðunu anlamadýk...
- Üzgünüm.
- Sorun deðil.
Ben de seni görmekten mutluyum.
- Neo'yu çýkardýnýz mý?
- Evet.
- Bunu sen nasýl biliyorsun?
- Kahin.
- Onu gördün mü?
- Nöbetçiler bizi bulmadan hemen önce.
- Ne söyledi?
- Her zaman söylediðini.
Tam olarak duymam gerekeni.
12 saat içinde,
makinalar giriþ duvarlarýný aþacaklar.
Yaptýðýmýz her simülasyonda
makinalarýn þehre girmesi halinde...
...hayatta kalma þansýmýzýn
dramatik biçimde azaldýðýný gördük.
Bu yüzden önceliðimiz...
...giriþteki kazýcýlarý yok etmek
ya da iþlemez hale getirmek olmalý.
Bunu yapabilirsek, belki makinalarýn
þehre ulaþmasýný önleyebiliriz.
Bu olmazsa, etkili bir savunma
yapabileceðimiz tek yer...
...tapýnaðýn giriþi olacaktýr.
Orasý dar ve onlarý
bir darboðaza zorlayýp...
...kalan savunmamýzý
yoðunlaþtýrmamýzý saðlayacak.
Anlaþýlan ek gönüllüler istemiþsiniz.
Bu doðru.
Giriþteki ana hedefe tam olarak ne çapta
bir kuvvet yollamayý düþünüyorsunuz?
Þu an için, tüm APU gücünü
ve piyadelerin yarýsýný.
- Piyadelerin yarýsýný mý?
- Eðer bana kalsaydý, senatör...
...her adam, kadýn ve çocuðu alýp,
ellerine bir silah verir...
...giriþe yollardým.
Bu kararýn size kalmamasý belki de en iyisi.
Zaman gösterecek, senatör.
Komutan, sadece bir soru daha.
Nebuchadnezzar'dan haber var mý?
Hayýr ve bu noktada
geleceðini beklemek için neden yok.
Belki.
Ama umut edebiliriz.
Korkarým umut
zaman ayýramýyacaðým bir zevk.
- Zee, ne yapýyorsun?
- Mermi hazýrlýyorum.
Bizim katý boþaltýyorlar. Gitmeliyiz.
- Sizinle gelmiyorum.
- Ne?
Giriþii savunacak gönüllüler istiyorlar.
Çocuklar, burada bekleyin.
Ne hissettiðini biliyorum,
ama bunu yapamazsýn.
- Mecburum.
- Neden?
Çünkü onu seviyorum.
Onun beni sevdiði gibi seviyorum.
Ben dýþarda ve o burada olsaydý
ne yapardý biliyorum.
Ama kendini öldürteceksin.
Bu delilik, Zee.
Belki de öyledir. Ama kendine sor,
Dozer olsaydý...
...ve onu görmek için tek þansýnýn
giriþi korumak olduðunu bilseydin...
...sen ne yapardýn?
Mermi hazýrlardým.
Ne oluyor burada?
Bir kaza, efendim. Görmedim...
- Özür dilerim.
- Sen de kimsin?
Bir ünite gönüllüsü, efendim.
Senin gibi saksýda yetiþmiþ, kalem boyunlu biri
ne demeye birliðime gönüllü olur?
Üstüme düþeni yapmak istiyorum, efendim
Giriþi savunmak zorundayýz.
- Kaç yaþýndasýn, evlat?
- Onsekiz.
16 deseydin belki inanýrdým.
Tamam, 16 yaþýndayým.
Gönüllü olmak için en düþük yaþ 18'dir.
16 yaþ fazla küçük.
Makinalar kaç yaþýnda olduðuma aldýrmaz..
Beni yine de öldürürler.
Gerçek te bu deðil mi.
Bana bir þans tanýyýn, efendim.
Sizi hayal kýrýklýðýna uðratmayacaðým.
Uðratýrsan makinalarla ortak
bir þeyim olduðunu göreceksin.
Tamam, ateþleyiciyi doldur.
Hayata döndü.
Harekat yazýlýmýný yeniden yüklemek
ister misin, Sparsky?
Evet. Elin deðmiþken
ön camlarý da temizler misin?
Uplinkler tamam.
Onu yeniden baþlatýyorum.
Ýyi görünüyor ama...
Matrix beslemesinde bir sorun var.
Hayýr, sorun yok.
Sen de bizim gördüðümüzü görüyorsun.
- Neler oluyor orada?
- Her neyse iyi birþey olamaz.
Makineler 21. kavþaða vardý.
Gördüðüm kadarýyla,
burada yayýndan çýkýp...
...153'ü kesersek onlarý þaþýrtabiliriz.
Önce biz girer, olabildiðince derine iner
ve sonra EMP'mizi patlatýrýz.
Umarým geçmenize yetecek boyutta
bir delik açabiliriz.
Hoþ deðil, ama gördüðüm kadarýyla
dönmenin tek yolu bu.
Hayýr, deðil.
Bir yol daha var.
Bir destek hattý.
Buradan iniyor,
21'e 1000 metre kala.
Þansýmýz yaver giderse
onlar farketmeden sýyrýlýp geçeriz.
Orasý mekanik bir hat.
Bu imkansýz.
- Kimse mekanik bir hatta gidemez.
- Ben gidebilirim.
- Palavra!
- Daha öne baþardým.
- Bu uzun zaman önceydi, Niobe.
- Yapabilirim dedim.
Ne olmuþ? Yapabilen sadece sen olursun.
Biz peþinden gelemeyiz.
Selam.
Zamanýn hep bize karþý iþlediðini biliyorum.
Bu kadar geç kaldýðým için özür dilerim.
- Ama emin olmak istedim.
- Neden emin olmak?
- Ne yapmam gerektiðini biliyorum.
- Ne?
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok,
o yüzden doðrudan söyleyeceðim.
- Gemilerden birini almalýyým.
- Ne?
Nereye gitmek için?
Makinelerin þehrine.
Bunu anlamanýn zor olduðunu biliyorum.
Hayýr, zor deðil.
Sen çýldýrmýþsýn.
Yine de gitmek zorundayým.
100 yýldýr hiçbir gemi
oraya 100 kilometre bile yaklaþamadý.
- Asla baþaramazsýn.
- Denemek zorundayým.
- Sana Kahin'in söylediði bu mu?
- Hayýr.
Bu saçmalýk.Kendini öldürtmek
istiyorsan git yap...
...ama bunu
gemilerimizi harcamadan yap.
- Bana inanmalýsýn. Gitmek zorundayým.
- Palavra!
Bu geminin kaptaný benim.
Gideceði yeri ben söylerim!
Ve emin ol, bu gemiyi sana vermektense
cehenneme götürürüm.
- Benim gemimi alabilir.
- Bunu yapamazsýn.
O küçük söylevden sonra
gemimi ne yapýp, ne yapmayacaðýmý...
bana söylemeye kalkma.
- Tanrý aþkýna, Niobe. - Ben bu gemiyi
yönetirim, o benimkini alabilir.
Bir saat içinde yola çýkarsak,
makineler Zion'a varýrken yetiþiriz.
Bu da kötü bir plan deðil.
Bu israf. Kahrolasý bir israf.
iki gemi, iki yön.
Bu alýnyazýsý gibi görünüyor,
deðil mi, Morpheus?
- Sen kehanete hiç inanmadýn.
- Hala inanmýyorum.
O zaman bunu neden yapýyorsun?
Ona inanýyorum.
Teþekkür ederim.
- O ne için?
- Sakinleþmen için.
Hatýrlamaný kolaylaþtýrmak için.
Ya hatýrlamak istemiyorsam?
Bunu neden isteyesin ki?
Ya o EMP'yi uçurduysam?
Ya o gemileri ben yok ettiysem...
ve tüm o insanlarýn ölümünden
ben sorumluysam?
Bunu yaptýysam...
...burasý benim için pek güvenli
bir yer olmazdý, deðil mi?
Elbette, sizin için de
pek güvenli olmayabilir.
Hazýrým.
Trinity...
...söylemem gereken birþey var.
Anlaman gereken birþey.
Gitmem gerektiðini biliyorum.
Ama sonrasýnda...
...bilmiyorum. Ben...
Ben biliyorum.
Geri dönmeyeceðini sanýyorsun.
Gitmen gerektiðini söylediðin an
bunu biliyordum. Yüzünde görebiliyordum.
Ayný senin bana baktýðýn an
seninle geleceðimi bildiðin gibi.
Korkuyorum, Trin.
Ben de.
Bir postalýmý baðlamam
10 dakikamý aldý.
Ama sana birþey söyleyeceðim.
Altý saat önce, Merovingian'a senin için...
herþeyi feda etmeye
hazýr olduðumu söyledim.
Son altý saatte ne deðiþti biliyor musun?
Hayýr.
Hiçbir þey.
- Cephaneyi yüklemeyi bitirdiniz mi?
- Neredeyse.
Acele edelim. Vaktimiz kalmadý.
Onlara bir þey býrakmýyor musun?
Ýhtiyacý olmadýðýný söyledi.
Hoþçakalýn demiyorum.
Bol þanslar diyorum.
Saðol.
Sadece ne yaptýðýný
bildiðini umabilirim.
Ben de.
Benim için þerefti, efendim.
Hayýr, o þeref hala bana ait.
- Hazýrýz, efendim.
- Yani zamanýydý.
Zaten geç kaldýk kaptan,
o yüzden gaza basalým.
Hoþçakal bebeðim.
Onlara iyi bak.
Hazýr mýsýn?
Motor çalýþmýyor.
Sigortalardan biri atmýþ olmalý.
Ben bakarým.
- Önce oropusunu yollayacaðýný bilmeliydim.
- Bane.
Senin kadar çok elimden kurtulan olmadý.
Her seferinde, bunun sonuncusu
olduðunu düþünüyordum.
Seni enselediðimize emin olduðumuz her seferinde
parmaklarýmýzýn arasýndan kaçtýn.
Bunun ne kadar sinir bozucu olduðunu
anlatamam.
Neden bahsediyorsun sen?
Sanýrým seni öldürmekten de
onu öldürmek kadar zevk alacaðým.
Neo! Bane burada!
Delirmiþ gibi!
Bunu ödeyeceksin.
- 27 kilometre kaldý.
- Burada acil bir durum var.
- Ne oldu, AK?
- Maggie, efendim.
Ölmüþ, öldürülmüþ.
Sanýrým Bane idi.
Kahretsin.
Biliyordum.
Delirdiðini biliyordum.
EMP'yi ateþleyen oydu.
Kahretsin!
Onu döve döve konuþturmalýydým.
Tüm gemiyi aradýk, kaptan.
Burada deðil.
- Nerede olduðunu biliyorum.
- Logos.
- Geri dönmeliyiz.
- Çok geç.
- Yardýmýmýza ihtiyaçlarý varsa?
- Çok tehlikeli.
- Neden?
- Çünkü onlarý öldürdüyse...
...bir baþka EMP yönetiyor olacak.
Bu noktada kendi baþlarýnalar.
Ayný bizim gibi.
Bay Anderson.
Bu dünyada da, diðerinde olduðu kadar
tahmin edilebilir olduðunuzu görüyorum.
- Ne?
- Delirmiþ.
Öyle görünebilir.
Ama Bay Anderson ve ben biliyoruz ki...
...dýþ görünüþ yanýltýcý olabilir.
Kafanýz mý karýþtý, Bay Anderson?
Birazdan herþey açýklýða kavuþacak.
Silahý bana getirdiðiniz için teþekkür
ederim. Oraya býrakabilirsiniz.
Yapma!
- Ateþ et. Hemen ateþ et! - Evet,
ateþ et. Kýzart bizi. Canlý canlý yak.
Yap. Yoksa ikimizi de öldürecek.
Bak ona. Yapmasý gerektiðini
biliyor, ama yapmayacak.
- Yapamaz.
- Yap.
Silahtan uzaklaþ ve arkaný dön.
Býrak onu.
Tanýdýk geliyor, deðil mi?
Daha önce buradaydýk,
sen ve ben, hatýrladýn mý?
Ben hatýrlýyorum.
Düþündüðüm baþka þey yok.
- Kimsin sen?
- Beni hala tanýmadýn mý?
Kabul ediyorum, bu çürüyen ceset
içine týkýlýyken düþünmek bile zor.
Her nefesi dolduran kokusu,
kaçamadýðýn boðucu bir duman.
Ýðrenç.
Bak, ne kadar zavallý ve kýrýlgan.
Bu kadar zayýf hiçbir þey hayatta kalamaz.
- Ne istiyorsun?
- Senin istediðin þeyi.
Evet. Ýþte bu, Bay Anderson.
Faniliðin ötesini gör.
Bu yumuþak, jelatin inek gözlerden bak
ve düþmanýný gör.
- Hayýr.
- Evet, Bay Anderson.
- Olamaz.
- Gidemeyeceðim yer yok.
Seni bulamayacaðým yer yok.
- Bu imkansýz!
- Ýmkansýz deðil...
Kaçýnýlmaz.
Güle güle, Bay Anderson.
Ýþte bu! Bu olmalý!
Hayýr.
Keþke kendinizi görebilseydiniz,
Bay Anderson.
Kör mesih.
Tüm cinsinizin sembolüsünüz,
Bay Anderson.
Çaresiz.
Zavallý..
Sadece bu acýdan
kurtarýlmayý bekleyen.
Seni görebiliyorum.
Daha bitmedi, Bay Anderson.
Daha bitmedi.
- Trinity!
- Neo!
Neo!
Hayýr. Gözlerin.
Ýyileþeceðim.
Sorun yok, Trin.
Ama sanýrým
senin kullanman gerekecek.
Sismik'e göre
giriþe 22 dakika var.
Elimizde EMP olmadýðýný bilemezler.
Dalgalar halinde saldýrmak zorunda kalacaklar.
Saldýrýmýz kazýcýlarda yoðunlaþtýrýn.
APU'lar görev yerlerine yollayýn.
Emredersiniz, efendim.
Haydi, yapýn.
Tamam!
Ýþte bu!
Þimdi, hepiniz beni tanýyorsunuz, bu yüzden
yapabildiðim kadar basit þekilde söyleyeceðim.
Ölme vaktimiz gelmiþse, gelmiþtir.
Tek istediðim, eðer bu piçlere
canlarýmýzý vermek zorundaysak...
...onlara önce cehennemi verelim!
Evet!
- Korkuyor musun, Charra?
- Hem de nasýl.
Seninle bir anlaþma yapalým.
Sen yüklemeye devam et,
ben ateþe.
Anlaþtýk.
- Aman Tanrým, þuna bakýn.
- Sessiz ol.
- Giriþ ne kadar uzakta?
- 1.4 kilometre.
- Hala çok güçlü bir alan üretiyoruz.
- Ghost, tüm yardýmcý sistemleri kapat.
- Bana tam el kontrolu ver.
Dört yataðý býrak. - Dibe çökecek.
- Sakin ol, bebeðim.
- 700 metre.
Ah yeterince yaklaþabilsek...
600 metre.
Böyle.
Kahretsin!
- Oyun bitti, geliyorlar.
- Bana tam güç verin.
Makinalýlarýn baþýna,
hepsinin baþýna. Haydi!
Ghost, en iyi atýcý sensin, onlarla git.
Morpheus, onun yerine al!
Geliyorum, bebeðim.
Ýþte geliyorlar.
- Aðýr olun, bu Logos deðil.
- Yemeðine sahip ol Roland, iþte gidiyoruz.
Vay canýna, bu geminin
bunu yapabileceðini bilmezdim.
Ýhlal! Giriþi aþtýlar!
Sýký durun!
Zion için!
Kahretsin.
Hadi, gidelim.
Sýký durun!
Yükle!
Dokuz'u yükle!
Haydi, haydi!
Koþun, koþun!
Solunuzu kollayýn!
Geçmelerine izin vermeyin!
Zuka!
Aman Tanrým!
Piyadelerim nerede? O kahrolasý
makinanýn yok edilmesini istiyorum!
Al bunu!
Kahretsin!
- Ýkinci delik açýldý!
- Kahretsin!
Kahretsin, kýçý aðýrmýþ!
- Onlarý benden uzak tutun!
- Tanrým, yaðmur gibi geliyorlar!
- Bunu gördün mü?
- Telsizin peþindeler. Durdurun onlarý!
Kahretsin!
Evet.
Kemerimden tut.
Bana tek bir atýþ açýklýðý verin.
Kahretsin!
Charra!
- Gelen var burada!
- Bizde giriþ dolusu gelen var!
- Evet, efendim. Ama bu farklý!
- Ne?
Sanýrým bizimkilerden biri, efendim.
- Bu imkansýz!
- Holografik teyit etmeye çalýþýyor.
Onlarla baðlantýya geçin.
Giriþ kodlarýný istiyorum.
Deniyoruz,efendim
Cevap yok.
Bu bir hile. Bizimkilerden biri deðil bu,
olamaz.
Orasý mekanik hat.
Kimse mekanik bir hatta uçamaz.
- Ýleriye, yüzde 80'de 30 derece.
- 30 derece, 80.
- Sað aþaðý %20 de, 60 derece.
- 60 derece.
Kahretsin!
- Hadi, hýzlan!
- Deniyorum!
Efendim, holograf teyit etti.
Gelen Hammer, efendim!
Bu nasýl olabilir?
Gemi saldýrý altýnda. Aðýr zarar var.
Þu anki hýzýyla 12 dakika içinde
3. kapýya ulaþacak.
EMP'leri her nöbetçiyle baþedebilir.
Daha fazlasýný da yapar.
Savunma sistemimizi yok eder.
EMP'yi içeride patlatýrsak
giriþi kaybederiz.
Efendim, giriþi zaten kaybettik.
Kapýyý açýn.
Üçüncü kapý yanýt vermiyor!
Kritik zarar gördük, efendim!
Kontrolü kaybettik!
Açamýyoruz!
Çýkýþ orada
Gördüm, tam güç ver
90 derece sancak sol aþaðýya.
Tam güç...
...90 derece
Þimdi!
Dayan, bebeðim!
Vay canýna, kadýn, sürermiþsin!
Daha eve varmadýk.
Kapý ne durumda?
Nöbetçiler giriþteler.
Çok mu geç kaldýk?
- Kaç APU çalýþýr durumda?
- Onüç, Efendim.
Bana 3. kapýya en yakýn olanýný baðlayýn.
Yükle!
Mermi saçýyor.
Koþ!
Koþ!
Yukarý bakýn! Geliyorlar!
Arkanda!
Sýkýþmýþ!
Unut gitsin, ufaklýk! Kaç buradan!
Oldu!
Kaptan Mifune!
Hayýr.
Geliyorlar.
Geliyorlar.
Hammer.
Ne?
Kapýyý açmalýsýn.
Karþý aðýrlýklarý kes.
Yapabilirsin.
Acele et. Vakit kalmadý.
Kaptan...
...ben eðitimimi tamamlamadým.
Ben de tamamlamadým.
- Kilitleyin þunu!
- Besleyiciyi öldürün!
Baþaramayacaðýz!
EMP'yi þimdi uçurmalýyýz!
Hadi, birisi, lütfen...
Aðýrlýðý önde tutun.
Kuþ tüyü gibi hafif.
Holografiðe göre Kaptan Mifune'nin APU'su kalkmýþ
ve 3. kapýya doðru gidiyormuþ.
Tetiði çok sýkma.
Kaptan Mifune'nin APU'su
3. kapýya ulaþtý!
- Ne kadar zaman kaldý?
- Çarpmalarýna iki dakika var.
- Kaptan Mifune, duyuyor musun?
- Sanýrým telsizi bozulmuþ, efendim.
Mifune...
Ben Lock...
Beni duyabiliyor musun,
bilmiyorum ama eðer duyuyorsan...
Hammer iki dakikalýk mesafede.
O kapýyý açmak için iki dakikan var, kaptan.
Link!
Ana güverteye git!
EMP'yi hazýrla!
Yap þu iþi, ufaklýk.
Neo. inanýyorum.
- Evet!
- Baþarabilir miyiz?
Buraya kadar gelmemiþtik.
Neredeyse geldik, neredeyse geldik.
Ateþle, Link!
- Baþardýn.
- Hayýr.
Biz baþardýk.
Muhteþem bir pilotsun.
Bu dünyada bazý þeyler
asla deðiþmez.
Ama bazý þeyler de deðiþir mi?
Neyse ki...
bazý þeyler deðiþiyorlar.
Link!
- Zee? Zee!
- Link?
Geri döneceðini biliyordum.
Biliyordum.
Söz verdim.
Takmýþsýn.
Dalga mý geçiyorsun?
Asla çýkarmayacaðým.
Üç kaptan, bir gemi.
Sanýrým diðer gemiler de benzer anlamsýz
durumlarda kaybedilmiþtir.
Seni görmek de çok güzel, Jason.
Konsey açýklamanýzý duymak için bekliyor.
Katýlamadýðým için baðýþlayýn ama
bu yýkýntýyý kurtarmaya çalýþmalýyým.
Birþey mi kaçýrdým?
Giriþi kurtardýðýmýzý sanýyordum.
Sizin sorununuz da bu.
Beþ dakika ilerisini bile düþünemiyorsunuz.
EMP neredeyse tüm APU'larý
ve bütün donanýmý bozdu.
Makinelerin yerinde olsaydým, þu anda
tüm Nöbetçileri buraya yollardým.
Giriþi kurtarmak mý, kaptan?
Onlara gümüþ tepsi içinde sundunuz.
Hadi, kes artýk.
Köprü temizlendi.
Duyuyor musun?
O kabloyu baðla!
- Sistemin tekrar çalýþmasýný istiyorum.
- Giriþten. Geliyorlarmýþ!
Herkese geri çekilme emri ver.
Bacayý kaptýn. Hemen.
Kýmýldayýn!
Aman Tanrým!
- Herþey hazýr.
- Yapýn.
- Kýmýldayýn!
- Uzaklaþýn!
Sýra sizde.
Demek onlara geminizi verdiniz.
- Doðru, senatör. Verdim.
- Yapmayý planladýðý þeyi bilmenize raðmen?
Kahin bununla ilgili birþey söylemiþ miydi?
Bana Neo'nun yardýmýma ihtiyacý olacaðýný ve
yardým edip etmeme kararýný benim vereceðimi söyledi.
Ama tek bir aracýn onlarýn tüm savunma
sistemlerine karþý ne þansý olabilir?
Hiç. Bu tamamen imkansýz...
...ama o dinlemedi bile.
Cephane bile almadý.
Tamamen çýldýrmýþtý.
Hayýr, çýldýrmamýþtý.
Neo yapmasý gerektiðine inandýðý
þeyi yapýyor.
Yaptýðý þey doðru mu, bilmiyorum.
Makinelerin þehrine ulaþabilecek mi,
bilmiyorum.
Ve eðer ulaþýrsa, bizi kurtarmak için
ne yapabilir, bilmiyorum.
Ama biliyorum ki, vücudunda
tek bir nefes bile kaldýðý sürece...
...pes etmeyecektir.
Ve biz de pes edemeyiz.
Sýcaklýk düþüyor.
Ýþte baþlýyoruz.
Tarlalarýn üstündeyiz, deðil mi?
Bunu nasýl anladýn?
Hissedebiliyorum.
Þu tarafa.
Ýþte yolumuz. Görebiliyor musun?
Üç hat.
Enerji hatlarý.
Onlarý takip et.
Ne yapýyorlar?
Bilmiyorum.
Teðmen!
Kahretsin!
Þimdi ne yapacaðýz?
Artýk sadece an meselesi.
Makineler bu þehrin duvarlarýný aþacaklar.
Konseyin tapýnaktaki diðer sivillere
katýlmasýný öneririm.
Ne kadar varktimiz kaldý?
Ýki saat. Belki de daha az
Adamlarým son savunmamýz için
giriþe yeterli silah yýðýnaðý yaptý.
Bunun ötesinde yapabileceðim
baþka birþey yok.
Komutan, sizce hayatta kalma
þansýmýz var mý?
Yerinizde olsam bu soruyu bana sormazdým.
Ona sorardým.
- Neden?
- Mucizelere inanan o.
Þurasý. Þu daðlar.
Ýþte orasý.
- Orada ne var görüyor musun?
- Evet
Eðer baþaracaðýmýzý söylersen inanýrým.
Baþaracaðýz.
Mecburuz.
Nöbetçiler.
Sayýlarý çok fazla!
Tuttum!
- Burada yardýma ihtiyacým var!
- Onlarý yenemem.
- Ne yapacaðýz?
- Yüksel, üstlerine!
- Ne?
- Gökyüzüne. Tek yolu bu.
O zaman yükseliyoruz.
Çok güzel.
Ateþleyicileri çalýþtýr!
Gemi hareket edecektir.
Bir daha dene. Yavaþça.
Þimdi!
Trin?
Trinity?
Trinity?!
- Buradayým.
- Neredesin?
Burada.
Baþardýk.
Baþaracaðýmýzý söylemiþtin.
Ýnanýlmaz, Trin.
Her yerde ýþýk var.
Her þey ýþýktan yapýlmýþ gibi.
Keþke benim gördüklerimi görebilseydin.
Bana o kadar çok þey gösterdin ki.
Ne oldu, Trinity?
Ne var?
Seninle gidemem, Neo.
Gidebileceðim yere kadar gittim.
Ne?
Oh, hayýr!
Hayýr, hayýr.
Önemli deðil.
Vakit geldi.
Ben yapabileceðim kadarýný yaptým.
Artýk gerisini sen yapmalýsýn.
Bitirmelisin.
Zion'u kurtarmalýsýn.
Yapamam.
- Sen olmadan yapamam.
- Evet, yapabilirsin.
Yapacaksýn.
Ýnanýyorum. Hep inandým.
Trinity.
Trinity. Ölemezsin!
Ölemezsin..
Ölemezsin..
Evet, ölebilirim.
Beni bir kere geri getirdin.
Ama bu sefer yapamazsýn.
Hatýrlýyor musun...
...o çatýda, beni yakaladýktan sonra...
...sana söylediðim son þeyi?
"Özür dilerim" demiþtin.
Keþke demeseydim.
Aklýmdan geçen son düþünceydi.
Keþke bir þansým daha olsaydý...
...gerçekten önemi olan þeyi
söyleyebilmek için...
Seni ne kadar sevdiðimi söylemek için.
Seninle olduðum her an için
ne kadar minnettar olduðumu.
Ama nasýl söyleyeceðimi öðrendiðimde
artýk çok geçti.
Ama sen beni geri getirdin.
Dileðimi gerçekleþtirdin.
Asýl söylemek istediðimi
söyleyebilmem için bir þans daha...
Öp beni.
Bir kez daha...
...öp beni.
Cephaneyi yerine götürün!
Bunu doðru yapmak için tek þansýnýz var!
Þu kahrolasý þeyi yerine monte edin.
- Acele et.
- Gidelim! Gidelim! Gidelim!
Neo...
...eðer birþey yapacaksan,
çabuk yap.
Sadece söylemeye geldiðim þeyi
söylemek istiyorum.
Sonra ne istiyorsanýz yapýn,
sizi durdurmaya çalýþmayacaðým.
Konuþ!
Smith adýndaki program kontrolünüzden çýktý.
Yakýnda Matrix'e yayýldýðý gibi
þehrinize de yayýlacak.
Onu durduramazsýnýz.
- Ama ben durdurabilirim.
- Sana ihtiyacýmýz yok!
Hiçbir þeye ihtiyacýmýz yok!
Bu doðruysa, o zaman hata yapmýþým,
ve beni þimdi öldürmelisiniz.
Ne istiyorsun?
Barýþ.
Ne yapýyorlar?
Sen ne yapýyorsun?
Morpheus!
Ya baþarýsýz olursan?
Olmayacaðým.
Neo.
Bizim için savaþýyor.
Bay Anderson. Hoþgeldiniz.
Sizi özlemiþtik.
Mekana yaptýklarýmý beðendiniz mi?
Bu gece sona erecek.
Biliyorum. Gördüm.
Bu yüzden diðer benler sadece
gösteriyi izleyecekler...
...çünkü sizi dövenin ben
olduðumu biliyoruz.
Hissedebiliyor musunuz, Bay Anderson...
...size yaklaþýyor.
Ben hissedebiliyorum.
Aslýnda size teþekkür etmeliyim.
Sonuçta bana hayatýn amacýný öðreten...
...sizin hayatýnýzdý.
Hayatýn amacý sona ermektir.
Neden, Bay Anderson?
Neden, neden, neden?
Bunu neden yapýyorsunuz?
Neden kalkýyorsunuz?
Neden savaþmaya devam ediyorsunuz?
Bir amaç uðruna savaþtýðýnýza mý
inanýyorsunuz?
Sadece hayatta kalmanýzdan fazlasý için?
Bana ne olduðunu söyleyebilir misiniz?
Siz biliyor musunuz acaba?
Özgürlük mü yoksa gerçek mi?
Belki de barýþ içindir?
Aþk için olabilir mi?
Yanýlsamalar, Bay Anderson.
Algýnýn kaprisleri.
Anlamý ya da amacý olmayan bir varoluþu
haklý göstermeye çalýþan...
...güçsüz insan aklýnýn geçici
soyutlamalarý.
Ve hepsi de Matrix'in kendisi kadar yapay...
...gerçi aþk kadar yavan birþeyi
ancak insan aklý icat edebilirdi.
Bunu görebiliyor olmalýsýnýz, Bay Anderson.
Þimdiye kadar öðrenmiþ olmalýsýnýz.
Kazanamazsýnýz.
Savaþma devam etmek anlamsýz.
Neden, Bay Anderson, neden?
Neden ýsrar ediyorsunuz?
Çünkü bunu seçtim.
Bu benim dünyam! Benim dünyam!
Bekle.
Bunu gördüm!
Ýþte bu. Bu son.
Evet. Siz orada yatýyordunuz,
aynen böyle.
Ben de...
Ben de tam burada duruyordum,
ve bir þey söylemem gerekiyor.
Diyorum ki:
"Baþlangýcý olan herþeyin
bir sonu vardýr, Neo. "
Ne?
Ne dedim ben?
Hayýr, hayýr. Bu doðru deðil.
Doðru olamaz.
Benden uzak dur!
Neden korkuyorsun?
Bu bir numara!
Haklýydýn, Smith.
Sen hep haklýydýn.
Kaçýnýlmazdý.
Bitti mi?
Hayýr, hayýr, hayýr!
Hayýr, Bu adil deðil.
Tamam.
Bu hiç mantýklý deðil.
Baþardý.
Bizi kurtardý.
Bizi kurtardý.
Bitti! Baþardý! Baþardý!
Baþardý! Bitti!
Bitti! Baþardý! Baþardý
- Ne? Ne oldu?
- Efendim, baþardý Efendim. Neo, baþardý.
- Neyi baþardý?
- Savaþý sona erdirdi!
Makineler gittiler!
Savaþ bitti, efendim! Savaþ bitti.
Zion!
Zion, bitti!
Bitti!
Savaþ bitti!
Savaþ bitti!
O kadar uzun zaman...
...bu anýn hayalini kurdum ki.
Bu gerçek mi?
Neo, her neredeysen...
...teþekkür ederim.
Günaydýn.
Bak sen. Bu sürpriz deðil mi?
Çok tehlikeli bir oyun oynadýn.
Deðiþim her zaman tehlikelidir.
Bu barýþýn ne kadar süreceðini sanýyorsun?
Mümkün olduðunca uzun.
Diðerleri ne olacak?
Hangi diðerleri?
Çýkmak isteyenler.
Elbette salýverilecekler.
Bana söz veriyor musun?
Sen beni ne sanýyorsun?
Ýnsan mý?
Kahin!
Seni bulamayacaðýz diye korktuk.
Artýk herþey yolunda.
Bak! Bak!
Þuna bakýn!
Güzel.
Sen mi yaptýn?
Neo için.
Çok hoþ.
Eminim çok beðenirdi.
Onu bir daha görecek miyiz?
Sanýrým.
Bir gün.
Baþýndan beri biliyor muydun?
Hayýr. Hayýr, bilmiyordum.
Ama inandým.
Ýnandým.