Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bum bat, flit flat, dum didli,
Bum bat, mavi kuş şarkı söylüyor
Daffodiller uyanır budanmış halde
Çiçek açan tüm çiçeklere göre
Güzel, güzel bir bahar
En Küçük Elf - Tescilli Marka
Çenebaz sincaplar
şarkıya eşlik eder
Bahara katıl şarkılarını
mırıldanırlar
Bahar, bir şarkı için en bahar dönem
Güzel, güzel bir bahar
Ormanda her gün
tavşanlarla oynarız
Üzgünüm ama
bu filmi izlemeyeceksiniz.
İzleyeceğiniz film
fevkalade keyifsiz.
Küçük, mutlu bir elfle ilgili
bir film izlemek istiyorsanız...
...eminim 2. salonda
bolca boş koltuk vardır.
Ama zeki ve yeterince
çekici öksüzler...
...şüpheli yangınlar,
kan emici sülükler...
...İtalyan yemeği ve
gizli örgütleri izlemek isterseniz...
...o halde kalın...
...ve Baudelaire çocuklarının
adımlarını...
...takip edişimi izleyin.
Adım Lemony Snicket...
...ve bu hikayeyi belgelemek
gibi üzücü bir görevim var.
Violet Baudelaire,
en büyükleri...
...dünyanın 14 yaşındaki
en iyi mucitlerden biriydi.
Violet'i iyi tanıyan herkes,
uzun saçları ne zaman...
...kurdele ile bağlı olsa
onun bir şeyler icat ettiğini bilirdi.
Terk edilmiş ve atılmış
eşyalarla dolu bir dünyada...
...Violet her zaman bir şeyler
bulabileceğini biliyordu.
Her durumda kullanılabilecek
bir araca dönüştürülecek bir şey.
Ve icatlarını test etme konusunda
en iyisi kardeşiydi.
Klaus Baudelaire, ortancaları,
kitapları severdi.
Daha doğrusu
kitaplardan öğrendiği şeyleri.
Baudelairelerin malikanesinde
büyük bir kütüphaneleri vardı.
Hemen hemen her konuda,
binlerce kitapla dolu bir oda.
Klaus'u en çok mutlu eden şey...
...bir öğleden sonra boyunca kafasını
kitapların içerikleriyle doldurmaktı.
Ve ne okursa okusun,
hiçbirini unutmazdı.
DERİNLERDEN GELEN
ÜRKÜTÜCÜ ŞEYLER
Sunny, en küçükleri,
farklı alanlara ilgi duyardı.
Bir şeyleri ısırmayı severdi
ve dört keskin dişi vardı.
Sunny'nin ısırmaktan
hoşlanmadığı çok az şey vardı.
Sunny, anlaşılmaz bir dizi çığlık
şeklinde konuşulan yaştaydı.
Mesela:
Muhtemelen...
"Sisin içinden yükselen
şu gizemli surete bak." demekti.
Ya da belki de:
"Bay Poe gibi bir bankacı...
...Enginler Kumsalı'nda bizi
bulmak için neden kumda yürüyor?"
Çocuklar...
...korkarım ki size fevkalede
bir olayı söylemek zorundayım.
Çok üzgünüm. Anne ve babanız,
evinizi yok eden bir yangında öldüler.
Sizin için önemli olan
birini kaybettiyseniz...
...o zaman bunun
nasıl olduğunu bilirsiniz.
Hiç kaybetmediyseniz...
...bunu muhtemelen hayal edemezsiniz.
Kimse Baudelaire yangının
kesin nedenini bilmiyor.
Meslektaşlarım ve ben
elimizden geldiğince araştırdık.
Bulabildiğimiz tek şey
yangının uzaktan başladığıydı...
...ışık hüzmelerinin
bir araya gelmesi sayesinde.
Bir anda tüm malikane
alevler içinde kalmıştı.
Yangının kaynağı kadar
esrarengiz başka gizemler...
...çocukların gözleri önünde
gelişmeye başladı.
Her ailenin sırları,
açılmamış kapıları vardır.
Ama Klaus'un şu an fark ettiği gibi...
...en ufak bir keşif kafasında
sorulara yol açacaktı.
Babasının çalışma masasında
neden teleskop saklıydı?
Anne-babalarının hayatları hakkında
başka sırlar açığa çıkacak mıydı?
Şu an merak ettiği sorular
hiç yanıtlanmayabilirdi.
Ve apansızın...
...Baudelaire çocukları,
Baudelaire öksüzleri oluverdiler.
Sizi uyarmaya çalıştım.
Bu filmin gösterildiği sinemayı,
oturma odasını ya da uçağı...
...terk etmeniz için
eşsiz bir fırsat bu.
Küçük, mutlu elfin filmini
izlemek için fazla geç değil.
Evet, benimle gelin.
Kazıkçı Para Yönetimi'nin müdürü ve
ailenizin mülkünün vasisi olarak...
...sizler reşit olana kadar
paranıza göz kulak olmak...
...ve sizi en yakın akrabanıza
teslim etmek benim yasal görevim.
Bu yüzden sizi bu şehirde...
...37 blok ötede oturan
Kont Olaf'a götürüyorum.
"En yakın" bu anlama gelmez bence.
- Kont Olaf diye birini tanımıyoruz.
- Elbette tanıyorsunuz.
Dördüncü kuşaktan üçüncü veya
üçüncü kuşaktan dördüncü kuzeniniz.
Vay, kuşaklı beyin.
Ve o bir aktör.
Heyecan verici, değil mi?
Kendinizi şanslı saymalısınız.
Bu meslekte,
bu kadar cömert biri zor bulunur.
İşte, yeni eviniz.
Çok güzel, değil mi çocuklar?
Merhaba.
Sizler Baudelaireler olmalısınız.
Merhaba.
Kazayı duyduğumda üzüldüm ama
buraya geleceğinizi duyunca sevindim.
Hoş geldiniz. Ben
yüksek mahkemeden Adalet Strauss.
Ben Violet, bu da kardeşim Klaus
ve kız kardeşim Sunny.
Poe, Kazıkçı Para Yönetimi'nden.
Memnun oldum.
- Nasılsınız?
- Çok iyi.
- Eviniz çok güzel.
- Teşekkürler.
Yabancılık çekmeyin.
Beni ne zaman isterseniz ziyaret edin.
- Ziyaret mi?
- Kont Olaf'la yaşamıyor musunuz?
Yaşamak mı? Kont Olaf'la? Hayır.
Hayır, hayır. O benim komşum.
Dışarıda uyusak daha iyi.
Girin!
Tüm gün vaktimiz yok.
İçeri girin.
Pekala...
Merhaba, merhaba, merhaba.
Ben sevgili Kont Olaf'ınızım.
Güzel evime hoş geldiniz.
Umarım bu kuştüyü ortamın
rahim benzeri...
...sıcaklığını bulursunuz.
Ya da eski Yunanlıların
dediği gibi...
"Orphanis encribo falan falan falan."
Müzik hızlanır.
Doğru ayakta bitiyor
ve Fosse gibi ilerliyor.
İstediğim tam olarak bu değildi
ama siz anlamışsınızdır.
Sevgili...
VIOLET - KLAUS - NEYSE NE!
Violet.
Memnun oldum.
Memnun oldum.
Bu da Klaus olmalı.
Genç Klaus.
Soldan daha iyi görünüyorsun.
Ve...
...bu da ne?
Bana Sunny derler.
Üzgünüm, maymunca bilmiyorum.
Muz.
Ben maymun değilim!
Sunny kız kardeşimiz.
Bence çok üzgün görünüyorsunuz.
Neden?
Anne-babamız yeni öldü.
Evet, elbette. Ne kadar korkunç.
Durun, bir kez daha yapayım.
Şu lafı tekrar söyle.
Hazır daha aklımdayken.
Anne-babamız yeni öldü?
Evet.
Şapşala bak!!
Bay Poe.
Bu öksüzleri...
...isteniyorlarmış gibi büyüteceğim.
Bunu bir angarya,
fedakarlık olarak görseniz de...
...yanılıyorsunuz efendim.
Kendinizden utanmalısınız.
Bu fikir.
Neyse, nereyi imzalıyorum serve...?
Yani çocuklar için.
Perşembe sabahki duruşmaya
kadar resmi vasiliğiniz yok.
O vakte kadar
onlarla ne yapacağım ben?
Efendim?
Demek istediğim...
Egzersiz yapıyor musunuz?
İyi görünüyorsunuz. Yani sağlıklı.
Bankaya dönsem iyi olur.
Küçük bir içki için
kalamaz mısınız?
Bir bardak şarap? Sanka?
- Sanırım ben...
- O halde başka zaman.
- Çocuklar, bir ihtiyacınız olursa...
- Biz iyiyiz.
Sorunuz olursa...
Naçizane evimin...
...Baudelaire malikanesi kadar
şık olmadığının farkındayım.
Ama yakında
büyük bir paraya konacağım...
...ve sanırım bittiğinde...
...çok şık olacak.
Etrafa bakınalım mı?
Burası salon.
Mutfak.
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
Buranın biraz sevgi ve
şefkate ihtiyacı var.
Tetanoz aşısı olmuşsunuzdur.
Çocuk felci, çiçek, tifo, sıtma.
Burası eğlence odası.
Tavan hemen onarılabilir.
Yüksekten korkmuyorsun ya?
Düşünsenize.
Yüksekten korkan bir maymun.
Benim tiyatrom.
Bu taraftan.
Yukarıda ne var?
Kule...
...oraya ne olursa olsun...
...asla girmemelisiniz.
Vaktiniz olursa burada
yatacaksınız. İyi geceler.
- Güneş daha batmadı.
- Güneş daha batmadı.
Fark etmemiş olabilirsiniz...
...ama ilk izlenimler
genelde tümüyle yanlıştır.
Örneğin Klaus, doğduğunda
Sunny'yi hiç sevmemişti.
Ama altı haftalık olduğunda
ikisi birbirine kaynaşmıştı.
Kaynaşmaktan kasıt sonsuz saatlerce
oyun oynarlardı.
Kont Olaf durumunda ise...
Öksüzler!
...haklıydılar.
Kont Olaf her sabah
Baudelairelere emirler yağdırıp...
...onlara sayısız korkunç
angarya yüklerdi.
Ardından gizemli kule odasına çekilirdi.
Ve durumları her ne kadar
talihsiz göründüyse de...
...kötüleşmeye daha yeni başlamıştı.
...Baja'da buz dolu bir küvette...
...o zeki kızların böbreğimi
çaldığını fark ettim.
Hayır!
Nasıl şaşırdığımı bir düşünün.
Öksüzler,
bu benim kumpanyam.
- Kumpanyam, öksüzler.
- Zengin görünmüyorlar.
Çirkin, küçük insanlar.
Neden mutfakta
akşam yemeğimizi hazırlamıyorsunuz?
Akşam yemeği mi?
Fransızca akşam üstü
yenen yemek demek.
Arkasında. Çevirin.
172. Lezzetli Bir Akşam Yemeği
Hazırlayın.
8'de yemek odasında yeriz.
Prova sırasında
mutlak sessizlik istiyoruz.
Hiç akşam yemeği hazırlamadık.
- Saat 7:30.
- 8:00!
Makarna.
Şu oyunun provalarına
başlayalım.
Şimdi, kim oynayacak...
...dünyanın en yakışıklı kontunu?
Siz oynar mısınız, efendim?
Eh, öyle olsun.
"Puttanesca Makarna."
İtalyanca az malzemeli demek.
Harika.
Sunny, biraz yardım et.
Baş üstüne.
- Bize bir kap lazım.
- Kap yok.
- Ve bir süzgeç.
- Süzgeç yok.
Teşekkürler.
Seve seve!
Ve bir tencere.
Bu küçük çalışmaya
"Elektrikli Sandalye" adını verdim.
Bence açman gerekebilir.
Kimse var mı orada?
Süzgeç. Harika.
Sunny, kap ne durumda?
Voila.
Sunny, o bir kap değil.
Tükürük hokkası.
Tükürük hokkası mı? Yani...?
İki kez yıkarız.
Ee?
Güzel. Çok güzel.
Zaman kontrolü.
Tarih öncesi dönemlere
geri dönelim...
...dinozorların dünyaya
hükmettiği çağlara.
Baudelaire yetimleri danışmaya.
Baudelaire yetimleri danışmaya.
Ne istiyorsun?
Akşam yemeği hazır.
Puttanesca.
Bana ne dedin?
Makarna. Makarna Puttanesca.
Rozbif nerede?
Rozbif mi?
Evet. Rozbif.
İsveççe rostolanmış biftek demek.
Rozbif istediğinizi söylemediniz.
Dışarıda, çaresiz öksüzlerle
dolu kocaman bir dünya var...
...onlar zorluklarla dolu
bir okyanusta yüzüp...
...benim başarılarımın
gölgesinde kalmayı kabul edecektir.
Onları umursamıyorum.
Ben kalbimi...
...siz iki sevimli çocuğa...
...ve maymununuza
açmaya karar verdim.
Bunun karşılığında tek istediğim ben
ailenizin servetinin keyfini sürerken...
...kafama geleni yapmanız.
- Hayır.
- Seni küçük...
Çekil, papağan suratlı!
Daha yukarıdan ısıracağım!
Bir daha sataşma!
Vay be, aklını kaçırdı.
Siz çocukların biraz
saygı öğrenmesinin vakti geldi.
Onu yere bırak!
Seni canavar!
Hepiniz gördünüz.
Çocuk kaydı.
Violet 18 yaşına
gelene kadar bir kuruş alamazsın.
Öyle mi?
- Kim demiş?
- Yasalar. Git bak.
Hemen bu konuda
Bay Poe'yu arayacağız.
Öyle mi?
Beni hayal kırıklığına
uğrattınız çocuklar.
Nerede kalmıştık?
- İyi misin?
- Hayır.
Ne yapıyorsun?
- Gidiyorum.
- Nereye?
Eve.
Evimiz artık burası.
Burası evimiz değil.
Evin, gece ailenin
seni yatırdığı yerdir.
Bisiklete binmeyi
öğrettikleri yer.
Ya da okula gittiğin ilk gün
hıçkırıklara boğuldukları yer.
Burası ev değil.
Bize bunu nasıl yapabilirler?
Onlar kötü insanlar.
Onlar değil. Annem ve babam.
- Klaus.
- Violet, sen de düşünüyorsun.
Nasıl yaptılar?
Bizim için hiçbir planları yok muydu?
Belki de bir planları vardı.
Evet, belli oluyor.
Annem ve babamın Avrupa'ya
gidişini hatırlıyor musun?
Yazmadıkları için bizi
terk ettiklerini sanmıştık.
Uzun mektupları
postada kaybolmuştu.
Onlar için kötü düşündük diye
ne kadar üzülmüştük.
Bu durum da öyle.
- Hayır, değil.
- Neden?
Çünkü Avrupa'da değiller.
Geri dönmeyecekler.
Sence herhangi bir yer
bize ev gibi gelecek mi?
Sığınak burada...
..."zor bir dünyada küçük,
güvenli bir yer" anlamında.
Büyük bir çölde bir vaha,
fırtınalı bir denizde ada gibi.
Baudelaireler, birlikte kurdukları
sığınakta akşamların tadını çıkarıyordu.
Anlıyorum.
Ama içlerinde, zorlu dünyanın
dışarıda olduğunu biliyorlardı.
Ne yazık ki sadece iki kötü
kelimeyle anlatılabilecek bir dünya.
Vesayet verildi.
Vasilik Belgesi
Teşekkürler Sayın Yargıç.
Sizinle iş yapmak güzeldi.
Çocuklar, durumumuzu
gözden geçirdim...
...ve biraz duraklama
olduğunu fark ettim.
Burada bu büyük kelimenin anlamı...
Saf kötülük.
Zor ama adil.
Artık aile olduğumuza göre
bunları telafi edebilirim.
Mükemmel baba olabilirim.
Bir fikrim var.
Güzel bir şey alalım.
Gazoz. Gazoz. Muz.
Çek arabanı.
Anladım.
SON ŞANS
- GEÇ
- DUR
Kilitler nereye gitti?
MİRAS HUKUKU
VE İÇ MEVZUAT DURUMU
Merhaba. Kırsalda mükemmel,
masum bir yolculuğa çıkıyorum...
...sevdiğim çocuklarımla.
Saat doğru mu?
Bu ne?
Bir tren tarifesi galiba.
Kivi Karpuz Sürprizi.
En çok sevdiğim.
Çabuk!
- Anahtarları almış.
- Her şeyi deneyelim.
Kont Olaf? Merhaba. Ben Poe.
Mirasla ilgili bir sorunuz
üzerine arıyorum.
- Bay Poe, şükürler olsun.
- Kim o?
Violet. Kont Olaf'ın arabasındayız.
Merhaba Violet.
Kont Olaf nerede?
- Burada değil ama...
- Arabayı tek başına mı kullanıyorsun?
Hayır. Araba tren raylarında
ve tren geliyor.
Üzgünüm, hiçbir şey duyamıyorum.
Bir trenin yanından gidiyorum.
Bize tren çarpacak.
Doğru. Evet. Tren yüzünden
duyamıyorum.
Bankaya vardığımda ararım!
Hoşça kal.
Klaus, trenler hakkında kitaplar
okudun.
Ne yapacağız?
TRENLER
LOKOMOTİF
Demir At Makaslar
Makaslar.
İşte!
- Çok uzakta.
- Hayır.
Çekmek için kullanabileceğimiz
bir şeyler olmalı.
- Burada hiçbir şey yok.
- Her zaman bir şeyler vardır.
Sunny, elfin kafasını ısırıp kopar.
Zevkle!
Çabuk, çekin.
- Violet.
- Ne yaptığımı biliyorum.
Aceleye getirmek istemedim.
- İyi atış.
- Teşekkürler. Çek.
Sevgili Bay Poe.
Bunu mantıklı
insanlar gibi konuşamaz mıyız?
Üzgünüm Kont Olaf.
Sunny yaşında bir çocuğa
araba kullandırmakla iyi bakıcı olunmaz.
- Bizi öldürmeye çalıştı.
- Abartmayalım.
Araç kilitlenmemişti bile.
Çocuklarla biraz
yalnız kalabilir miyim?
Hoşça kalın çocuklar.
Eğlenceliydi.
Ne yapsanız yapın, nereye giderseniz
gidin, sizi bulup haklayacağım.
O kadar ölüsünüz ki...
Onları götürün Bay Poe...
...yoksa sinir krizi geçireceğim.
Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek...
...üç dahi öksüz için
sıradan bir iş olabilir.
Ama çocuklar, yeni evlerine
giderken zaferlerinin tadını çıkardılar.
Onları nelerin beklediği belirsizdi...
...ama bir sonraki vasilerinin...
...öncekinden iyi olacağı
konusunda iyimserdiler.
En azından onları trenin
altında dümdüz etmeye kalkışmazdı.
Hangi alanda bilim adamı
olduğunu biliyor musunuz?
Siz üçünüz için ayarlama yapmakla
meşguldüm.
- Sohbete vaktim olmadı.
- Merhaba.
Aman Tanrım!
Şu güzelliğe bak.
Sen Violet olmalısın.
Beni hatırlıyor musun?
Sanmıyorum,
o zamanlar daha minik bir bebektin.
Klaus, seninle hiç karşılaşmadık.
Nasılsın?
Bileğin kuvvetli.
Burma pitonu gibi.
Sunny. Küçük Sunny.
Sevgili annene çok benziyorsun.
Çok teşekkürler Bay Poe.
Gerisini ben hallederim.
- Belki de içeri girmeliyim.
- Elbette.
Boa yılanının bağırsak kurtlarını
çıkarmamıza yardım edebilirsiniz.
Çocuklar, unutmayın,
bana ihtiyacınız olursa
telefon ya da faksla ulaşabilirsiniz.
İyi günler.
Ondan kurtulduk, değil mi?
Girin. Girin.
Fazla vaktimiz yok ve toparlanmalıyız.
Toparlanmak mı?
- Toparlanmak mı dediniz?
- Evet.
Tüm aletleri toparlamalıyız.
Sonra giysiler gibi
önemli şeyler var.
Gelecek tüm yılanları etiketlemeliyiz.
Nereden gelecek?
Peru'ya gideceğimizden
söz etmiş miydim?
- Hayır.
- Evet, Peru'ya gidiyoruz.
Yarın sabah. Heyecan verici, değil mi?
Sürüngen Odası bu tarafta.
Naçizane evime hoş geldiniz.
Çocuklar, yılanlar hakkında
bilginiz var mı?
Sadece kitaplardan öğrendiğim kadar.
Pek değil.
Burada kitaplarda yazılı
olmayan bir, iki şey olabilir.
Koca adamı yatırayım ve
sizi birkaç arkadaşımla tanıştırayım.
Bu tarafta...
- Bu, iki kafalı kobra.
- Aferin.
Erkek mi, dişi mi?
Hiçbir fikrim yok.
Sormak kabalık olur dedim.
Bu tarafta, Tibet
üç gözlü kurbağa.
Şarkı söylemesine engel
olamıyoruz. Om Kuvak.
Şimdi de son keşfimi
göreceksiniz çocuklar.
Onu Tanzanya'da bulduğum ender
bir tür.
İnanılmaz Ölümcül Engerek.
Asistanım Gustav ve ben,
bunu gören tek insanlarız.
Üzgünüm. Şerit takıldı.
Ayarlayayım.
İşte oldu.
Şimdi...
...nerede kalmıştım?
Evet.
İnanılmaz Ölümcül Engerek saldırısı.
Endişelenme, küçüğüm.
Güvendesin.
Sana zarar veremez.
İşte böyle.
İnanılmaz Ölümcül Engerek
ona zarar veremez mi?
Hayır. Hayır, hayır.
Çok yumuşak.
Hayvanlar aleminin en zararsız
ve dost canlısı varlıklarından biri.
Adı "kötüye çıkmış".
Herpetoloji Derneği'ndeki
o züppelere oyun oynamak için...
...ona öyle bir ad verdim.
Monty Amca, neden
Peru'ya gidiyoruz?
Bu sabah merak ettim,
"Şehirden
hep birlikte nasıl çıkacağız?" diye.
Aklıma Peru geldi.
Peru'da yılan var, değil mi?
Neden şehirden çıkıyoruz?
Yılanlar senin onlardan korktuğundan
çok korkar senden. Biliyor musun?
Çok az insan biliyor.
Bir yılan tehdit edilince,
sessiz, güvenli...
...uzak bir yere çekilir.
Bir sığınak. Tehlikede olduğunu
hissedebileceği bir yere.
Bu yüzden Peru.
Şu dürbün.
Bunlardan birini babamın...
Sonradan sohbet için
vaktimiz olacak.
Şu anda bize bir mucit lazım...
...bir okuyucu...
...ve bir de ısırıcı.
Tanıdıklarınız var mı?
Dişlerim emrinize amade, efendim...
Highlands'in tepelerinde
ve aşağılarda Tay'de
Bonnie George Campbell
yola çıktı gündüz gözüyle
Atının üzerinde eyerli
yiğitçe düştü yola
Güzel atı döndü eve
ama o hiç dönmedi
Petunia,
sana bu konuda ne demiştim?
Benim ağaç olduğumu sanıyor.
Bu şarkıyı biliyorum galiba.
Anne-babamız bizim için çalardı.
Kesinlikle.
Ben de çocuklarıma çalardım.
- Çocuklarınız mı vardı?
- Evet.
Bir karım ve bir yuvam.
Yangına kadar.
Yangın mı?
Neler yaşadığınızı herkesten
çok iyi anlarım.
Ama her şey düzelecek.
Bizi anlayan insanların arasında
olacağız.
Bizim gibi insanların.
Bir şeyleri okuyabilen,
icat yapabilen, ısırabilen...
...eşsiz çocuklara
değer veren insanlar.
Monty Amca, bunları
bizim için niye yapıyorsun?
Akrabalar böyle
şeyler yapmaz mı?
Böylece Baudelaire çocukları
Peru'ya gitti...
...ve sevgi dolu ve harika yeni
vasileriyle müthiş maceralar yaşadı.
Son.
Bunlar çaresizce yazmak
istediğim kelimeler.
Hikaye burada bitiyor
demek için her şeyi verirdim.
Ne yazık ki görevim olmadık yerlerde
mutlu sonları uydurmak değil...
...talihsiz Baudelaire çocuklarının...
...yaşamlarındaki gerçek olayları
aktarmak.
Bana acı veriyor olsa da...
...itiraf etmeliyim ki
sorunları daha yeni başladı.
Ve iki müzik notasıyla başladı.
Merhaba.
Doktor Montgomery Montgomery'yi
arıyorum.
Adım Stephano.
İtalyan'ım...
...ve elimden geldiği kadar
araştırmasına yardım etmeye geldim.
Ayrıca araştırmasına imkan tanıyıp
gözlemci olarak kalacağım.
Sen Kont Olaf'sın.
Neden öyle bir şey söylüyorsunuz?
Kont Olaf diye birini tanımıyorum...
...ama tanıyor olsaydım...
...eminim görünüşü ve
sesi çok farklı olurdu.
Sen Olaf'sın ve seni içeri almıyoruz.
Belki de
tezinizi gözden geçirmelisiniz.
Neyse, bu yüzden bunlarla
ortalıkta dolaşmamalısınız.
Çok bilgece sözler Bay Stephano.
Eyvah. Beni
akıl hocalığı yaparken yakaladınız.
Bu kadar çabuk geldiğiniz için
teşekkürler.
Hiç önemli değil.
Baş asistanım Gustav hastalandı
ve telefon açalı bir saat bile olmadı.
Şu anda burada olmak için
her şeyi verirdi.
Şükürler olsun ki müsaittiniz.
Sizin hayranınızım.
Çalışmalarınız Monterey
Körfezi Akvaryumu'nda...
...deniz yılanıyla ilgili...
...araştırmalarımı derinden etkiledi.
- Çok saldırgan bir hayvan.
- Belki de.
Beni 43... 700 kez ısırdı.
Genelde yüzümden.
Büyük kısmı yeniden yapıldı.
Ama bence çok başarılı bir iş
çıkardılar fakat bıyığım biraz kayık.
Bu martavalları kimse yutmaz.
Çocuklar bagajımı taşımama
yardımcı olabilir mi acaba?
Sol tarafım nörolojik açıdan
biraz sorunlu.
- Elbette. Çocuklar...
- Monty Amca.
Lütfen. Konuğumuza karşı
kaba davranmayalım.
Hadi bakalım.
- Amacı ne bunun?
- Bilmiyorum.
Adı çıkmış bir kötünün
gelmesi için asla iyi bir an olmaz.
Ancak Olaf'ın
ortaya çıkışının zamanlamasının...
...Dr. Montgomery'nin sırrının açığa
çıkacağı döneme denk gelmesi...
...Klaus'a fazla geldi.
Violet, beni dinle.
Monty'nin dürbünü. Aynısından
babamın masasında gördüm.
Dinle Klaus,
bu bir tesadüf.
Hayır. Her şeyin bir nedeni var.
Çocuklar, Peru'daki araştırmada
bize çok yardımcı olacak.
Çocuk konusunda
deneyimli misiniz?
Çocuklar bana yabancı
ve tuhaf gelir.
Hiç çocuk olmadım.
Ekosistem açısından önemli
olduklarını biliyorum.
Bizi Monty'yle yalnız bırakmayacak
asla.
- Ona mesaj ulaştırmalıyız.
- O işi bana bırak.
Müreni besliyordum...
...tabii biraz böbürlendim.
Bu kadarı yeter zaten.
Bir sefer yeter.
Sadece bir sefer.
Çiroz ağzımdaydı
ve ona sundum.
Bir National Geographic ekibi
her şeyi çekiyordu.
Çoğu insan mürenler
hakkında bir şeyi bilmez...
...onun olağanüstü güçlü bir hayvan
olabileceğini düşünmez...
...biraz gücü vardır derler...
...ama bir adamın suratını
bir mağaraya nasıl çeker?
Neyse, kısa keselim:
Vurgun yedim, estetik yaptırdım...
Ama yine de bana göre
Peru harika bir yer.
Kumsallar. İnsanlar.
- SAHTEKAR
- Gevşek vasilik yasaları.
Gevşek vasilik yasaları mı?
Öyle mi dedim?
Kahrolası nörotoksinler.
Stephano, hikaye anlatma
konusunda yeteneklisin.
Öyle değil mi, çocuklar?
Acaba benim için
Petunia'yı sağabilir misin?
Petunia. Sağma olayı...
Bakalım, benim...
Acaba...
Evet, deneyebilirsin.
Sağma laboratuarında bana
"Ali Baba" derlerdi...
...çünkü gün boyu bunları sağardım.
Memelerini bulmak zordur.
Neyse, bunu alıp...
...partiye bensiz başlamaya ne dersin?
Sağma aletlerimi getirdim mi
emin değilim. Bir bakayım.
Hala bakıyor mu?
Evet.
Bana bakma.
Klaus'la konuşuyor gibi yap.
Mesajınızı aldım.
Merak etmeyin, biliyorum.
- Öyle mi?
- Evet.
Mürenler asla çiroz yemez.
Fazla tuzlu.
Egzotik yılan zehirlerini sakladığım
çantama nasıl baktığını gördünüz mü?
Haklıydınız çocuklar.
Stephano bir sahtekar.
Evet.
O Herpetoloji Derneği'nin casusu,
İnanılmaz Ölümcül Engerek'i
çalmaya geldi.
Hayır. Monty Amca...
Lanet olsun, her şey bitmiş.
Sağmak için can atıyordum.
Yatma vaktiniz gelmedi mi, çocuklar?
Kesinlikle.
Yarın erkenden işe koyulacağız.
Hadi bakalım.
İyi geceler.
Çocuklarınız gece boyunca
huzursuzlanacak olursa...
...koridorun ucundayım
ve uykum hafiftir.
Aslında neredeyse hiç uyumam.
Çıkış iznin var mı?
Tahmin etmiştim.
Ah Petunia, seni özleyeceğim.
Çok uslu kızsın, değil mi?
Çok güzel bir kız.
Öyle. Öylesin.
Evet. Öylesin.
Sevdiğiniz birinin ölümü
ilginç bir şeydir.
Monty Amca?
Karanlıkta yatak odanıza çıkan
merdivenleri tırmanırken...
...fazladan bir basamak daha
olduğunu düşünmek gibi.
Adımız havada kalır...
...ve bir an şaşırırsınız.
Monty Amca?
Çocukların yası
amcaları için değildi...
...tekrar yuvalarını kaybetmenin
verdiği üzüntü yüzündendi.
Bu umut, kötülük dolu
bir aktör yüzünden...
...yavaş yavaş soluyordu.
Bu trajediden kendimi
biraz sorumlu tutuyorum.
İnanılmaz Ölümcül Engerek'in...
...ekosistemdeki en ölümcül yılan
olduğu konusunda onu uyarmalıydım.
En iyi ben bilirim.
Onu ben keşfettim.
- Ne yaptın?
- Dedektif?
Küçük kız, büyük kafes kapısı açık,
yılan yok. Adam ölü.
Ne düşündüğümü biliyor musun?
Sabahın dokuzunda bunun için
beni kim kaldırdı?
Kesinlikle yılan ısırığı.
Orası kesin.
Orası kesin.
Teşekkürler, Doktor.
İnanılmaz Ölümcül Engerek
onu öldürmüş olamaz.
O, dünyanın en zararsız,
en dost canlısı canlılarından biri.
Evrak işlerini yapmasam olur mu?
En iyisi bu olur. Bu çocuklar
çok büyük sıkıntılar yaşadı.
Bu aşamada planlarını değiştirmek
iyi bir fikir mi bilmiyorum.
Yarın Peru'ya gidecektik
ve biletlerin parası iade edilmiyor.
Ne dersiniz, Doktor?
Duygusal tatmin için
tek şansları olabilir.
- Tatmin. Teşekkürler, Doktor.
- Bu işi ben hallederim.
Tanıklarla yapılan
söyleşiler neticesinde...
...en küçük Baudelaire'in
planını öğrendim.
Cesur Sunny burada başladı...
...ve İnanılmaz Ölümcül Engerek'e
kararlı bir şekilde yaklaştı.
Hayır, o Doktor Olaf ve
o doktor onun suç ortağı.
Bizi bir trenle öldürmeye kalktı.
- Treni nereden bulsun?
- Treni nereden bulayım?
Bu kadar saçmalık yeter.
Bay Stephano, Kont Olaf'a
hiç benzemiyor.
Sözünü ettikleri şu inanılmaz
yakışıklı Kont Olaf kim.
Kont Olaf, kararlarında hata yapan
eski vasileri.
Ya dövme? Kont Olaf'ın
bileğinde göz dövmesi vardı.
Çocuklar için her şeyi yaparım.
İşte! Ter temiz.
O bir oyuncu.
Makyajla kapatmıştır.
Doktor, çocukları araca götürmeme
yardımcı olur musunuz?
- Hayır, Bay Poe!
- Kart yollarız.
Tanıklar bir konuda hem fikirdi.
Az sonra duyacakları ses
o kadar şoke edici, şaşırtıcıydı ki...
...bugün hala kulaklarında.
Lanet olsun.
Bu çok iyi bir karakterdi.
Bum bat, mavi kuş şarkı söylüyor
Çocuklar, emin olun ki yetkililer
Bay Stephano'nun ensesinde...
...hatta kaşsız alnında
ve dövmesiz bileğinde.
İtalyan düşman.
Bihaber bankacının
gözetiminde olsalar da...
...Baudelaire'ler, Ağlayan Göl'ün
donmuş yüzeyinde ilerlerken...
...Kont Olaf'ın maskesini düşürmelerini
kutluyorlardı.
Ancak Klaus hiçbir şeyi
yüzeysel düşünen biri değildi.
Yolculuklarının altında yatan
bir şey olduğunu biliyordu...
...ama devam etmek için
elinde sadece bir dürbün...
...bir başka yangının daha olduğu bilgisi
ve bir kağıtta yazılı iki kelime vardı.
Josephine Teyze?
Adını hiç duymadım.
Akrabalarımızın bizimle akraba
olmadığı dikkatini çekti mi?
Josephine Teyze?
Bauldelaire'ler?
- Siz misiniz?
- Evet.
Çok güzel.
Girin. Girin.
Herman kasırgası her an gelebilir.
- Ah Violet. Şu haline bak.
- Merhaba.
Girin çabuk, çocuklar.
- Ne?
- Sorun ne?
O kadar çabuk değil.
Paspasa takılıp düşebilir...
...ve kafanızı koparabilirsiniz.
Çabuk olun
ama fazla
acele etmeyin, tamam mı?
İçerisi soğuk olduğu için üzgünüm.
Bazen o kadar soğuk oluyor ki
katlanamıyorum.
Sizin için kaloriferi açayım mı?
Hayır. Kaloriferi sakın açmayın.
Patlamasından korkuyorum.
Çocuklar, evdeki kapı kollarına
dokunmamanızı rica ediyorum.
Kapının tahtasını
iterseniz yeter.
Neden?
Korkum kapı kollarının
un ufak olması...
...ve parçalardan birinin
gözüme çarpması.
Bir kaçığa çattık.
Delmo diye bir kelime yok.
Ona düzgün İngilizce
öğretmem gerekecek.
Gramer, hayatın en büyük
eğlencelerinden biridir, ne dersiniz?
- Kesinlikle.
- Gramere bayılırım.
Hem de kaçığın dik alası.
Mükemmel.
Güzel sıcak çorba.
Aslında dondurulmuş
salatalık çorbası.
Hiçbir şeyi sıcak pişirmem.
Ocağın alev almasından korkarım.
- Kardeşin nerede?
- Mutfakta.
- Ne yapıyorsun?
- Peçete alıyorum.
Buradalar.
Buzdolabından uzak dur.
Düşerse pestilini çıkarır.
Tamam.
Çocuklar, resimlere
bakmak ister misiniz?
Dikkat edin, kağıt kesmesin.
Bu, lke mı?
Yakışıklıymış, değil mi?
Yaptığın onca şeye bak,
Josephine Teyze.
Aslan terbiyecisi miydin?
Lke hayattayken
maceraperesttim.
Monty Amca?
Monty Amca'yı tanıyor muydun?
Hayır. O iyi bir resmim değil.
Dur...
...bunlar annemle babam mı?
- Bir tür klüp müydü bu?
Neden hepinizde
dürbün var?
Bu resimdeki halimi
sevmiyorum.
Ike, bir yangında mı öldü?
Hayır. Şapşal çocuk.
Onu sülükler yedi.
Gelin, size göstereyim.
Şamdana dikkat edin çocuklar.
Düşerse sizi ezer.
Ike ve ben, Ağlayan Göl'ün
her koyunu araştırdık.
...Lanet Liman'dan başlayıp...
...Donuk Mağara'ya kadar.
Sülükler şu kayanın yakınlarında
saldırdı.
Ağlayan Göl sülüklerinin 6 sıra keskin
dişleri
ve keskin burunları bulunur.
Körler ama millerce uzaktan
insanlarda yiyecek kokusunu alabilirler.
Yiyecek kokusu aldıklarında
saldırırlar.
Ona "lke, suya girmeden önce
bir saat beklemelisin." dedim.
Ama...
...o sadece 45 dakika bekledi...
Özür dilerim, çocuklar.
Orası özel.
Orası lke'ın odasıydı.
Tanrım. Buradan
nefret ediyorum.
Josephine Teyze,
hiç başka
bir yere taşınmayı düşündün mü?
Belki de Ağlayan Göl'den
uzaklaşırsan kendini iyi hissedersin.
Bu evi...
...asla asla asla satmam.
Emlakçılardan korkuyorum.
İki tür korku vardır.
Mantıklı ve mantıksız.
Emlakçılardan korkmak
mantıksız bir korku.
Kötü bir zaman mı?
Onu evden çıkarmalıyız.
Avokadolara dikkat etin.
Çekirdeği boğazımıza takılabilir.
Arabaya dikkat edin. Kurtulup
bizi ezebilir.
Her şey yolunda Josephine teyze.
Rab yıldırımlarıyla
Yehova üzerine çöktü.
Kara veba mı?
Hayır, bu benim suçum.
Ani tartışmamız yüzünden ne kadar
üzgün olduğumu söyleyemem.
- Josephine teyze, bu...
- Çok güzelsiniz hanımlar.
Özellikle siz.
Josephine Teyze.
- Kendimi tanıtmama izin verin. - Hayır,
izin ver de onu Klaus ve ben tanıtayım.
Tanıtalım.
- Önemli değil.
- "Önemli değil" mi?
Dalga mı geçiyorsun kızım?
Belki de bunlar
usta bir balık avcısının laflarıdır...
...ama gramer bana göre dünyanın
en önemli şeyi.
Öyle mi?
- Çok mu ümitsiz?
- Tüm ev parlayacak.
İyi gramer olmasa...
...dünyada hiçbir şey
mantıklı olmazdı.
Ağzın sıkı laf yapıyor.
Gerekirse başka şeyler de yapar.
Çünkü bu sana bağlı
olurdu canım.
Kaptan Sham...
...hizmetinizde.
Yalan söylüyor. O Kont Olaf.
Beni uyardığınız o korkunç adam mı?
- Nerede? Jim?
- Önünde.
- Nerede?
- Kaptan Sham'in arkasında mı?
Birkaç şey göstereceğim ona.
Eski yukarı,
aşağı yöntemini uyguluyorum.
Kaptan Sham, Kont Olaf!
Bunu tekrar yaşamayacağım.
Lanetli çocuklar!
Zavallı adama bunları
niye yaptın?
Çok üzgünüm.
Sabah çok acıyacak.
Klaus'a kızmadım hanımefendi.
O daha hala çocuk sayılır.
Bu tür şeylerle daha önce
ilgilendim...
...Ağlayan Göl sülükleri
bacağımı kemirdiğinden beri.
Neden yüzmeden önce bir saat
beklemedim?
Neden?
- Sülükler benim de kocamı aldı.
- Hadi oradan.
Ciddiyim.
O kahrolası sülükler beni ömür
boyu aksaklığa lanetledi.
En iyi park yerlerini alıyorum...
...ama tek bacak ve tavuk kıçı gibi
suratı olan bir erkeği kim sevebilir?
Kayaların üzerindeki
martı kadar yalnızım.
Kaptan Sham.
Bu akşam yemek duasını
siz eder misiniz?
- Hayır.
- Hayır.
Ben bundan pek anlamam.
Bu eski bacakla yerleri
çizmekten korkuyordum.
Gazete serebiliriz.
Çocuklar çok güzel
bir Puttaneska yemeği yapıyor.
Bacağım kesilmeden önce
yediğim son yemek.
Tanrım. Çocuklar,
Kaptan Sham'i
eve götüreceğim.
Burada kalın ve Puttaneska'sız
bir yemek için alışveriş yapın.
- Ama...
- Ama diye cümle olmaz Klaus.
- Josephine Teyze.
- Hey!
Parasını ödemediniz.
Zamane çocukları.
BU YOLA GİRDİĞİNİZDEN HABERİ
OLAN BİRİ VAR MI?
Josephine Teyze.
- Burada mısın?
- Jo Teyze?
Burada mısın?
Josephine Teyze?
Olamaz.
Geç kaldık.
Çok geç kaldık.
Ne yazıyor?
Bir intihar mektubu.
Violet, Klaus ve Sunny,
bunu okuduğunuzda
hayatım bitmiş olacak.
Kalbim lke kadar soğuk
ve hayat dayanılabilemez.
- "Dayanılabilemez" mi?
- Devam et.
Siz çocuklar bir dullun
hayatını anlamayabilirsiniz.
- Dul tek L ile yazılır.
- Fark etmez. Devam et.
Ya da bu çaresiz harekedin
niye olduğunu.
"Hareketin" yazılır.
Neden yazılışa bakıyorsun?
Hayatta en büyük eğlencesi gramerdi.
Bu hataları niye yapıyor?
Camdan atlayacak olsan
birkaç yazım hatası yapabilirsin.
"Bu şekilde çok daha mutluyum.
Vasiyetimde sizleri Kaptan Sham'in
gözetimine bırakıyorum...
...iyi ve onurlu bir erkek."
Planı buydu.
Ona bunları yazdırdı
ve sonra onu camdan dışarı attı.
KRİPTOGRAFİ & SİZ
İŞARETLER & KODLAR
BÜYÜK SAVAŞ'IN Şifre Kırıcıları
Hayır, intihar mektubu değil.
Bu bir mesaj.
"Dul" d ile yazılır.
"Olay" o ile yazılır.
DONUK MAĞARA
Ta Donuk Mağara'ya kadar.
Ölmedi. Saklanıyor.
Donuk Mağarada mı?
Sunny!
YANGİN!
Yangınları araştırıyormuş.
Klaus, gitmeliyiz.
- Buzdolabından uzak dur.
- Ne?
Düşerse seni pestil gibi ezer.
Olamaz.
Bitti mi?
Violet, saçını bağlasan iyi olur.
Violet, bir fikrin var mı?
Yangın söndürücüyü getir.
Neden?
Çünkü bu çapayı şuraya
hareket ettirmeliyiz.
- Ne?
- Sadece yardım et.
- Üç dediğimde kirişi kıracağız.
- Kırmak mı?
- Bizi ayakta tutan tek şey.
- Kesinlikle.
- Saçını yeterince sıkı tutturdun mu?
- Üç dediğimde.
Bir.
İki.
Üç.
Dur.
Dur.
Dur.
Bekle Sunny. Şimdi!
Şimdi ne yapıyoruz?
Yaşıyor.
Polise gitmeliyiz.
- Hayır.
- Ne var?
- Dinlemezler. Asla dinlemiyorlar.
- Violet!
Bu Olaf. Asla durmuyor.
Onu kendimiz bulmalıyız.
Selam çocuklar.
Ben Kaptan Sham, yeni vasiniz.
Orada öylece kalın,
biz yanınıza geleceğiz.
Yelkencilikle ilgili
kitaplar okudun mu hiç?
Klaus yelkencilikle ilgili 15,
meteorolojiyle ilgili iki kitap
okumuştu.
Bir şeyin teorisini bilmek farklı...
...o şeyi yapmak farklı.
Onları Donuk Mağara'ya geçmek için
aşacakları...
...kızgın ve huysuz göle
hiçbir şey hazırlayamazdı.
Ama fırtınanın dinmesi,
suların durulmasıyla...
...Baudelaireler biraz da olsun
bir başarı duygusu hissettiler.
Kederli hayatlarında
nadir bir mutluluk anı.
SATILIK
Başarmışlardı.
Eğer vasileri onları kurtaramıyorsa...
...onlar vasilerini kurtarabilirlerdi.
Josephine Teyze?
Josephine Teyze?
İçeride misin?
Josephine Teyze?
Çocuklar.
Başardınız! Mektubumdaki
ipuçlarının şifresini çözdünüz.
İyi olduğuna çok sevindik.
Korkunçtu.
Kont Olaf o vasiyeti
yazmam için beni zorladı...
...ve o gramer yanlışlarını eklemem için
beni neredeyse öldürecekti.
- Erzak getirdiniz mi?
- Erzak mı?
- Fırtına atlattık.
- Eee?
Ee? Yiyecek getirmediyseniz
bu mağarada nasıl yaşayacağız?
Mağarada yaşamak mı?
Bizimle dönmelisin.
Vasiyetinde Kaptan Sham'e bıraktın
bizi. Yalancı olduğunun kanıtısın.
Hayır, bu fazla tehlikeli çocuklar.
Çok üzgünüm.
Sen vasimizsin.
Bize göz kulak olman gerekir.
Bu konuda konuşmayacağım.
Biliyor musun Josephine Teyze,
Donuk Mağara satılık.
Ee?
Kısa süre içinde insanlar
buraya bakmaya gelecek.
İçlerinden bazıları emlakçı olacak.
Josephine Teyze,
bunun anlamı ne?
- Onu nerede buldun?
- Ike'ın odasında.
Yangınlar.
Neden yangınları araştırıyormuş?
Hepimiz araştırıyorduk.
Monty Amca, lke ve...
Anne-babamız.
Onlar liderlerimizdi.
Çocuklar dünyada...
...iyi ve kötü insanlar var.
Yangınları çıkaranlar
ve onları söndürenler.
- Bunu kim yapıyor?
- Olaf mı?
Zaten fazla konuştum.
Anne-babanız
biliyordu ve onlara olanlara bakın.
Anne-babamız mı?
Ne dediler?
O mağaradan hiç çıkmamalıydık.
Artık dönmek için çok geç.
Emlakçılarla şansımı deneyeceğim.
Josephine Teyze.
Anne-babamız ne dedi?
Öleceğiz.
Ne?
Sülükler.
Bir süredir bir şey yememiş
olmamız iyi bir şey desenize.
Sen öyle san.
Josephine Teyze!
Teknede çatlak var.
Klaus, ne yapacağız?
Tekneyi kemiriyorlar!
Batıyoruz, batıyoruz.
- Klaus, kürek çek lütfen.
- Mahvolduk, mahvolduk.
Josephine Teyze,
hiç yardımcı olmuyorsun.
Bir tekne. Bu tarafta!
Ağlayan Sülükler ne kadar kötüyse...
...siste onları bekleyen
şey de o kadar kötüydü.
Merhaba, merhaba, merhaba.
Sizleri özledim, çocuklar.
Görünüşe göre yardıma
ihtiyacınız var.
Dönünce yardıma ihtiyacın olacak.
Josephine Teyze herkese anlatacak.
Ben hapse gireceğim, siz de dostça
bir vasiyle mutlu yaşayacaksınız.
İcatlar yapacak, okuyacak
ve dişlerinizi bileyeceksiniz.
Cesaret ve asalet galip gelecek.
Bu kötü dünya
neşeli bir uyuma sahne olacak.
Herkes En Küçük Elf gibi şarkı
söyleyip, dans edecek ve gülecek.
Mutlu son.
Aklınızdan bu mu geçiyor?
Çünkü bana göre kimse
ölü bir kadına inanmaz.
Ona dokunmayacaksın.
Olanları herkese anlatacak.
Kimseye bir şey anlatmayacağım, söz.
Lütfen beni sülüklere atma.
Servet senin olabilir.
Çocuklar senin olabilir.
Lütfen.
Gemiye hoş geldiniz.
Sıcak patates.
Saçımı boyar, adımı
değiştirir ve giderim.
- Peki ya biz?
- Sus çocuk, büyükler konuşuyor.
Galiba seni öldürmeme
gerek yok.
Penceredeki numaranla...
...güvenilmez olduğunu göstermişsin.
Ama...
...biraz merhamet gösterebilirim.
Göstermiştin.
Ne?
"Göstermişsin" dedin. Kötü gramer.
Şöyle demeliydin:
"Güvenilir olmadığını gösterdin."
Düzelttiğin için sağ ol.
Bir şey değil.
Hayır. Josephine Teyze!
- Ölemezsin.
- Bekle!
Atla!
Ne olduğunu anlamışsınızdır.
Josephine Teyze.
Elimizden geleni yaptık.
Herkes sakin olsun.
Çocuklar?
- Siz misiniz?
- Bay Poe!
- Biz...
- Boğuluyoruz.
Onu kurtardım.
Çocuğu sülüklerden kurtardım!
Derinliklere dönün sizi şeytanlar.
Çocuğun kafasını
bugün yiyemeyeceksiniz.
Kont Olaf?
Burada ne işiniz var?
Bay Poe, lütfen.
Kont Olaf. Burada ne işiniz var?
Biliyorum, gelmemeliydim.
Çocukların tehlikede olduğunu
duyunca buna mecbur kaldım.
Vasileri olmaya
uygun olmasam da.
Görünüşe göre hakkınızda
yanılmışım Kont Olaf.
- Hayır.
- Hayır.
Çok becerikli bir vasi
olduğunuzu ortaya koydunuz.
Onların vesayetini size vermezsem
sorumluluğumdan kaytarmış olurum.
- Siz olmasaydınız...
- Söylemeyin.
Küçük hazinelerimi kaybetme
düşüncesine katlanamam.
Büyük mirasın düşüncesi bile...
...sürekli olarak
üzüntümü hatırlatırdı.
Bu konuda üzülmeye gerek yok.
Onlara bir şey olsaydı...
- Baudelaire serveti size kalmazdı.
- Ne dedin?
Kan bağı olan akrabalar ve
evli çiftler dışında.
Gerçekten mi?
Bay Poe
size yeni oyunumuzu anlattım mı?
KONT OLAF
Müthiş Evlilik
Eleştirmen.
Eleştirmen!
- Şapkanız, efendim.
- Yağ çekmeye kalkışmayın.
Amacı ne?
Biz niye oyunda varız.
Bizi figüran olarak kullanıyor.
Buna göre iki kişi evlenirse...
...birbirlerinin parası üzerinde
hakları olurmuş.
Sadece bir oyun bu. Bir oyunda
benimle evlenerek servetimizi alamaz.
Alamaz mıyım? Komplocular.
"Sezar ölmeli. Sezar ölmeli. Sezar
ölmeli."
Geçerli bir evlilik olması için
yetkili bir kurum onaylamalı.
Öyle yazıyor.
Adalet Strauss,
ilk oyunun için hazır mısın?
Teşekkürler.
Ne kadar güzel olmuşsun Violet.
Sen gelinsin, ben de yargıç.
Damat kim?
Hayır, anlamıyorsunuz.
Bu oyun gerçek.
Evet!
Gerçek olmalı.
Bu yüzden sizi seçtim.
Öteki oyuncularda gerekli şey yoktu...
Hangi kelimeyi arıyorum?
- Saç.
- Eller.
Gerçekçilik.
Unutmayın...
...gerçek bir düğünde söyleyeceğiniz
şeyleri söylemelisiniz.
Yetenek avcıları sizin yaşınızda
birisini arıyorlar.
Her şey buna bağlı.
Neden bunu söyledin ki?
- Tanrım.
- Makyaja götürün.
Keyif alın!
Mide kasılmalarından zevk alın.
Bu saçma.
Violet 14 yaşında.
Yasal olarak evlenemez.
Vasisi izin verirse evlenebilir.
Bilin bakalım o kim?
Ah, evet. Benim.
Araştır, kitap faresi.
"Evet" deyip evlilik belgesini
imzaladığım anda...
...gerçek şirincik gelinim olacaksın.
Yemek pişirecek, temizlik yapacak,
nasırlarımı ovacak...
...sarı ayak tırnaklarımı keseceksin.
Evlilik kolay iş değil,
emek ve sabır ister.
Asla "Evet" demeyeceğim. Asla.
Yukarı bakarsan...
...bence diyebilirsin.
- Bırak onu!
- Tabii ki. Bırakın!
- Hayır.
- Durun.
"Evet" demezsen
ya da bu oyunu
durduracak bir şey olursa...
...tek kelime etmemle...
...bebek ve beşik aşağı iner.
Nasıl yapabilirsin?
O bir çocuk.
Oh, Violet.
14 yaşındasın.
İstediğin her şeye sahip
olamayacağını öğrenmişsindir.
Mutlu bir hayat istiyor musun?
Başının üstünde bir çatı.
Kendine ait bir yer falan.
Ya benim istediklerim?
O muazzam serveti istiyorum...
...ve hakkımdaki soruşturmaların
durmasını.
İstediklerimi elde etmeme
yardım edeceksin...
...bu gece.
Kitlem beni bekliyor.
Bayanlar ve baylar,
lütfen alkış...
...Müthiş Evlilik için.
Bunu yapmayacaksın.
- Mecburum.
- Yapma.
Her şeyin çaresi vardır.
Hep bir çözüm vardır.
Bu sefer yok.
- Ama...
- Deve, sıra sende.
- Git, Klaus.
- Violet...
Git!
Hörgüçlerini kımıldat deve, hadi.
Dünyada hiçbir şey, kontu
sevgili gelininden uzak tutamaz
Hiçbir şey tutamaz
Hiçbir şey
Hiçbir şey
Evlenmek için
ne kadar harika bir gün
Keşke yakışıklı kont, gelinini
almak için burada olsaydı.
Saçlı kafası ve cesaretiyle...
...kimse Kont'la boy ölçüşemez.
Violet ne yapardı?
- Onun çarpıştığı cesur savaşlar.
- Violet ne yapardı?
Her zaman bir çare vardır.
Sessiz, dazlak talip
gelinin dikkatini çeldi.
Heyhat! Damat kaba adamın teki!
Kont kadar yakışıklı da değil.
Keşke bir mucize olsa.
Keşke bir yolu olsa da
yakışıklı kont gelip kurtarsa.
Ne kadar sönük bir evlilik olacak bu.
Durun bakalım.
Bu da ne?
Kont hafif uçağıyla geliyor.
Böyle bir bütçeleri
olduğunu bilmiyordum.
Evet, gelinimle evlenmek
üzere geliyorum.
Ve size baskın yaptım beyefendi.
Dikkat. Bir sonraki sahne
şiddet içeriyor.
Çekil, seni işe yaramaz!
Kel çapkın!
Al bakalım. Al.
Biraz gevşetebilir misin?
Düğün başlasın.
Aşağı bakma.
Aşağı bakma.
"Siz, Kont Olaf...
...bu kadını hastalıkta ve sağlıkta,
ölüm sizi ayırana dek...
...eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Ölüme kadar...
...kesinlikle.
"Siz, Violet Baudelaire...
...bu... Kont Olaf'ı...
...hastalıkta ve sağlıkta
ölüm sizi ayırana dek...
...eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Adalet Strauss?
Ediyorum.
- Kız onu hak etmiyor.
- Hayır.
- Bunu mu düşünüyorsun?
- Hayır, hak etmiyor.
Geriye kalan tek şey...
...mutlu çiftin evlilik belgesini
imzalaması, böylece bu birliktelik...
...resmi...
...ve yasal.
Sunny, anahtar nerede?
Kilidin anahtarı.
O Göz!
Sağ el lütfen.
Çocuklar, korkarım ki...
...size fevkalade talihsiz bir olayı
söylemeliyim.
Anne ve babanız,
evinizi yok
eden bir yangında öldüler.
Bu tür şeyler öylece olmaz.
Hadi, hadi.
Arkanda!
Küçük evine
neler yaptığıma bak.
Bitirelim şu işi.
Patron?
Ne var?
Şu anda meşgulüm.
- Bir sorun var.
- Neredesin?
Yukarı bakın.
Selam!
- Böylece oyunumuz sona erdi!
- Oyun değildi.
Kont Olaf onunla
evlenmezsem Sunny'yi öldürecekti.
Çok saçma.
Beni dinlemelisiniz.
Benimle Baudelaire
servetini almak için evleniyor.
İşin bu kısmı doğru.
Violet ve ben şu anda
yasal olarak evli bir çiftiz...
...çünkü gördüğünüz gibi...
...resmi bir törenle, resmi ve
yasal yeminlerle evlendik...
...hem de gerçek bir yargıcın önünde.
Aman Tanrım, ben ne yaptım?
Özür dilerim! Bilmiyordum!
Yapacağım ilk şey:
Öteki iki veledi ayrı ayrı
evlatlık vereceğim...
...dünyanın iki ucuna.
Bu çocuklar bir araya geldiklerinde
başkalarına karışıyor.
- Bay Poe.
- Seni adi herif!
Tutuklayın!
Ne için?
- Açgözlü bir canavar olduğu için.
- Haydi.
Canavar ben miyim?
Ben miyim?
Yoksa sen misin?
Hadi. Hadi.
Bu çocuklar sana anlatmaya
çalıştı ama sen dinlemedin.
Kimse çocukları dinlemez.
- Hadi.
- Masum musunuz sanki?
Sizler işbirlikçisiniz.
Bu belgeye göre
artık servet benim.
Hadi!
Yapabileceğiniz hiçbir şey yok!
Ne düşünüyorsun? Şeytani mi?
Biraz bilgi ver.
Evlilik kolay iş değildir.
Bu arada,
rezil bir oyuncusun.
Durun bakalım...
...mantıklı olalım.
Bana bir şey yaparsanız benim
seviyeme inmiş olursunuz.
Tabii çocuklara da kötü
örnek olursunuz.
Suçlu.
Kont Olaf'ın sayılmayacak kadar
çok suçtan dolayı...
...tutuklandığını bildirmekten
zevk duyuyorum.
Ömür boyu hapis cezasından önce,
yargıç,
Olaf'ın çocuklara yaşattığı...
...tüm sıkıntıları yaşamasına karar
verdi.
Çekilin! Çekilin!
Olamaz.
Baudelaireler kazandı.
Burada "acımasız ve yeteneksiz
bir kundakçıyı ortaya çıkarıp...
...Baudelaire yangınını
çözdüler" anlamında kullanılıyor.
Keşke adalet hep böyle yerine gelse.
Kendisi kadar adi bir jüri cezasını
onaylamayınca Olaf ortadan kayboldu.
Baudelairelere gelince,
gelecekleri belirsizdi.
Bay Poe'nun arabasına
bindiklerinde
bir şeyden emindiler:
Yollarına devam ediyorlardı.
Merak etmeyin, çocuklar...
...eminim yetkililer
Kont Olaf'ı yakında yakalar.
Hayır, o korkunç adamla
bir daha uğraşmamız gerekmeyecek.
Gitmeden önce...
...son kez bir yerde durabiliriz belki.
"Violet, Klaus ve Sunny".
Bize yazılmış.
Pullara bak.
İngiltere,
Roma, Kenya ve
İzlanda'ya gitmiş.
Bunların nereden olduğunu bile
bilmiyorum.
Kimden.
Bay ve Bayan Baudelaire
Annem ve babamdan.
Mektup.
Hiç gelmeyen mektup.
"Sevgili çocuklar. Ülke dışında
olduğumuzdan beri sizi çok özledik.
Bazı olaylar yüzünden
yolculuğumuzu uzattık.
Bir gün, büyüdüğünüzde...
...dost olduğumuz insanları ve
maceralarımızı öğreneceksiniz.
Bazen dünya düşmanca ve
kötü bir yer gibi görünebilir.
Ama kötülükten çok iyilik var
dersek bize inanın.
Tek yapmanız gereken
iyice aramak.
Size talihsiz olaylar dizisi
gibi görünen bazı şeyler...
...bir yolculuğun ilk
basamakları olabilir.
Sizleri en kısa sürede
kucaklayabilmeyi umuyoruz canlarımız.
Bu mektup size bizim dönüşümüzden
önce ulaşırsa, sizi sevdiğimizi bilin.
Bu hayatta ne olursa olsun
nezaket, cesaret ve özveri içinde...
...her zaman olduğu gibi birbirinize
bakacağınızı bilmek...
...bizi gururlandırıyor.
Bir şeyi asla unutmayın canlarım:
Biz nerede olursak olalım,
birbirinize sahip çıktığınız sürece...
...aileniz vardır ve evdesinizdir.
Sizi seven anne-babanız."
Meşaleyi devretmek pek çok
şekilde yapılabilecek bir ayindir.
Ama en az bilinen ve en şaşırtıcısı...
...bir dürbünü devretmektir.
Sevgili okur, bu dünyada
acı yaşamamış insanlar var.
Onlar cıvıldaşan kuşlar...
...kıkırdayan elfler gibi şeylerle
ilgili neşeli filmlere sığınır.
Bazı insanlar her zaman çözülmeyi
bekleyen esrarlar olduğunu bilir.
Ve önemli kanıtları araştırmak
ve yazmaktan keyif alırlar.
Bu hikaye öyle insanlarla ilgili değil.
Bu hikaye Baudelaireler ile ilgili.
Onlar her zaman bir şeyler
olduğunu bilen insanlar.
Ne kadar küçük olursa olsun...
...bir sığınak yapmak için
icat edilecek, okunacak...
...ısırılacak bir şeyler vardır.
Ve bu yüzden,
Baudelaireler'in aslında...
...talihli olduğunu söylemekten
mutluluk duyuyorum.
SON