Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: Doctor_Jivago...
İyi Seyirler...
UYARI: İzleyeceğiniz filmde ağır
argo dil ve küfür kullanılmıştır.
"Ben duymadım, haberim
yoktu" derseniz karışmam.
Selam. Önümüzdeki yıl için bazı
araştırmalar yapıyordum...
...ve galiba hangi web sitesine
üye olacağımı buldum.
- Am-tastik Yolculuk.
- Am-tastik Yolculuk hangisi?
Am-tastik Yolculuk'ta,
sokaktan rastgele kızlar toplayıp...
...bir karavana buyur ediyorlar...
...ve orada pompalıyorlar.
Aylık 13 dolar...
...ayrıca başka sitelere de
erişebiliyorsun.
Latin sevenler, Asyalı sevenler.
Ayak, işeme...
...sıçma fetişistleri için bile siteler var.
İğrenç birisin. Hayvan herif.
Ne? Ben mi iğrencim?
Asıl sen tuhafsın.
*** seviyorum diye bu
kadar üstüme gelme.
*** sevmediğin için tuhaf
olan sensin. Ben normalim.
İnsanların üstüne
işemenin nesi normal?
Evan, o siteye gireceğim
demiyorum.
Üye olduğun siteyle birlikte
erişim kazanıyorsun, anladın mı?
10 yıl sonra nelerden
hoşlanırım bilmiyorum.
Ama amatör pornodan gına geldi.
Ve o kadar para bayılacaksam
kaliteli yapımlar görmek isterim.
Düzenlemesi ve sahne geçişleri iyi
olmalı. Biraz da müzik...
İzlediğim pornoyu Coen kardeşlerin
yönetmemesine üzüldüm şimdi.
Ulaşılması zor adamlar ya.
Hem ayrıca annenler kredi kartı
eksterine bakacak, salak seni.
Haklısın. İsminde müstehcen kelimeler
bulunmayan bir site seçmeliydim belki de.
Perfect 10'e ne dersin?
Ona benzer bir şeydi.
Perfect 10 miydi?
10, herhangi bir şeyin
sayısı olabilir.
Böyle bir siteye üye
olursan yakalanmazsın.
Bowlingle ilgili bir site de olabilir.
Evet ama lobut penislerin devrildiğini
göstermiyorlar. Bu büyük bir sorun.
Bak buna dikkat etmedim.
Ayrıca sen hiç tek başına
bir vajina gördün mü?
Bana uygun değil.
Merhaba.
- Onu getirdiğin için sağol, Seth.
- Önemli değil, Jane.
- Nasılsın?
- İyiyim.
Güzel.
- Dokunma.
- Ne yapıyorsun...?
- Ben bir et parçası değilim.
- Çok komiksiniz.
Önümüzdeki yıl birbirinizden ayrılınca
ne yapacaksınız merak ediyorum.
Evan, Dartmouth'a
giremediğini söyledi.
Başka okulları kazandım. Oldukça
iyi okullar. İdare ederim.
- Birbirinizi özleyecek misiniz?
- Özlemek mi? Sağol, almayayım.
Birbirimizi özlemeyeceğiz.
Her gece ağlamaktan
gözüme uyku girmeyecek.
- Benim de.
- Partilere gittiğim için.
Okuyun çocuklar.
- Hoşçakal anne.
- Hoşçakal, Jane.
Bebekken o memeleri emmeni
nasıl kıskanıyorum bilemezsin.
Sen de hiç değilse
babanınkini emdin.
Arabanı fakülte otoparkına
bırakamazsın, Seth.
Bu kadar salak olma dostum. Dersten
önce bir Red Bull içmem lazım.
Aptallık ediyorsun.
Oraya park etmemeliydin.
Siktiret. Nasıl olsa mezun
olmama az kaldı.
Taşaklarımı emseler yeridir.
Hayatımdan üç yıl çalmalarının
karşılığında az bile.
- Hasiktir be.
- Meme uçlarına bak.
Bebek parmağı gibiler.
Bunu böyle teşhir ediyorlar...
...sonra ben ereksiyonumu saklamak
zorunda kalıyorum. Resmen haksızlık.
Ben ne yapıyorum biliyor musun?
Babafingoyu kaldırıp kemerime sıkıştırıyorum.
Hem saklanmış oluyor, hem de
acayip bir his veriyor.
Hatta az kalsın göbek deliğime
attıracaktım.
Kızların kalafatlarımızdan
ürkmediğini ve...
...onları görmek istediklerini
hayal etsene.
Bir gün yaşamak istediğim
dünya böyle bir yer işte.
İki yıldan beri gerçek
kadın memesi görmüyorum.
Ya Shauna? Shauna'yla iki
yıl önce mi çıkmıştın?
Evet.
O kadar oldu galiba.
Ama inanılmaz seksiydi.
Kesinlikle. Çok seksiydi.
Canımı sıkan da buydu ya.
Seksi olması nasıl can sıkabilir?
Benim manitam olsa kafayı yerdim.
Onlarca defa eline verdin.
Evet, dört defa da ağzına
verdim ama sayan kim?
O kız, hatun tavlama
kariyerimin zirvesiydi...
...ve çok erken oldu.
- Orson Welles gibi adamsın.
- Kesinlikle!
Tempomu ayarlamış olsaydım,
eli yüzü düzgün bir kızla...
..düzenli bir seks hayatım olurdu.
Orson Welles'in neden ölene kadar
götünü büyüttüğünü şimdi anlıyorum.
Üniversitede seks
yaparsın; herkes yapar.
Evet ama üniversiteye başlayana kadar
seks işinde ilerleme kaydetmek lazım.
Kızların beni, ama giren sikleri emen
biri olarak düşünmesini istemem.
Ben hâlâ Jules'la şansını denemen
gerektiğini düşünüyorum.
Geçen yaz boyunca
acayip seksiydi...
...ama hâlâ seninle konuştuğu
ve flört ettiği için...
...belli ki bunun farkına varmadı.
Aklını mı kaçırdın sen?
Jules'un flört listesine bak bir kere.
Dan Remick'le çıktı. Herif ana
okulundan beri altılık biralardan içiyor.
Jason Stone. O da Zack Morris'e
benziyor. Sonra Matt Muir var.
Matt Muir. Acayip tatlı biri.
Hiç gözlerine baktın mı?
Beatles'ı ilk kez dinlediğim
zamanki gibi bir his veriyor.
Neden lise kariyerine benimle
birlikte son verdi ki?
Becca iki yıl boyunca
Eric Rosecrantz'le çıktı.
Evet ama o herif salağın tekidir.
Sen o sik kafalıdan bir adım öndesin
Bu yüzden... Şunun
parasını sen verir misin?
Bu yüzden ödlekliği bırakıp
onu sikmen lazım.
Okula gitmeden önce iki ay
pompalayabilirsin onu.
Lafı dolandırmayacağım, o kız
çok iyi sikişen birine benziyor.
Onun hakkında bu şekilde
konuşmandan bıktım.
Sen bütün gün konuşurken
bir şey yok da...
...ben tek kelime edince
küfür mü sayılıyor?
Ben ona sürekli hakaret
etmiyorum ama.
Benim hakaret etmek
gibi bir amacım yok.
Sadece iyi sikişen birine
benzediği söyledim, o kadar.
Alışı kuvvetli birine benziyor.
Bazı kadınlar alış
yetenekleriyle gurur duyar.
Alış yeteneği mi? Sence bir kız hakkında
bu şekilde sözler söylemek doğru mu?
Bence doğru, tamam mı?
Bir kadın benim sokma yeteneklerimi
övseydi götüm tavana vururdu.
Hey, Seth.
Ne var?
Önümüzdeki Cumartesi büyük bir
mezuniyet partisi vereceğimi duydun mu?
- Hayır.
- Öyle mi?
- Hassiktir!
- Sen davetli değilsin.
Şu sikişken ibne arkadaşına
söyle, o da davetli değil.
Jesse, sana ibne
olduğunu ve verdiği...
...partiye davetli olmadığını
söylememi istedi.
Herifin karşısında götün üç buçuk attı.
Benim mi götüm üç buçuk attı?
Asıl sen üç buçuk attın.
Koduğumun Yahuda'sı.
Sap gibi bıraktın beni.
Tükürüğünün önüne
atlamamı mı istiyordun?
Hadi çocuklar! Koşun!
Ağzına sıçayım.
Dingil.
Eğer I, eksi 1'in kareköküne eşitse...
...I'nın karesi, eksi 1'e eşit olur.
Bir başka deyişle,
I'yı sabit tutarsanız...
...bütün negatif sayıların
kareköklerini belirleyebilirsiniz.
Yani I, bir sanal sayıdır.
Gerçekte böyle bir sayı yoktur.
Eğer I, eksi 1'in kareköküne eşitse...
...I'nın karesi, eksi 1'e eşittir.
Anladınız mı...?
- Tamam, hoşçakal.
- Evan!
- Evan, merhaba.
- Merhaba, Becca.
Kalem için teşekkür ederim.
Rice ederim. Önemli
değil. Sende kalsın.
Sende kalırsa bir daha
başkasından istemen gerekmez.
- Çok teşekkür ederim.
- Rica ederim. Hiç önemli değil.
Sana bir şey soracaktım...
...önümüzdeki Cumartesi Jesse'nin
mezuniyet partisi var, duydun mu?
- Eğlenceli olmalı.
- Duydum. Belki gelirim.
- Sahi mi?
- Şimdilik belli değil.
- Henüz cevap vermedim.
- Belli değil mi diyorsun?
Şimdilik.
O kadar çok eğlenceye
davetliyim ki...
..hepsine de katılmam
lazım. Yoksa alınırlar.
Eğlence mi? Ama seni hiçbir
partide görmüyorum.
Katıldığım diğer eğlenceler
yüzündendir.
Hiçbirini de kaçırmak
istemiyorum ama...
Peki Cumartesi günü Dimitri'nin
partisine neden gelmedin?
O kadar çok işim vardı ki.
Bir dakika bile uğrayacak
vakit bulamadım.
- Ne yaptın?
- Cumartesi gecelerim çok çılgın geçer.
Arkadaşlarım geldi
bir şeyler içtik.
Am-tastik!
Bodrumda vakit geçirdik. Oraya
rahatlama bölgesi deriz. Sa-hatlarız.
Aynı anda "sakinleşir"
ve "rahatlarız"
Seth'in anne-babası parti veriyordu.
Büyüklerle takılmak zorunda kaldık.
Bizim için de değişiklik oldu.
Sohbet ettiğim insanların
çok ilginç hikayeleri vardı.
O yaşına kadar beş dağa tırmandığını
iddia eden bir adamla konuştum.
Sonra bir gece kulübüne gittik.
Muhteşemdi. Afili bir yerdi.
- O memelere bakmaya geliyoruz!
- Çılgınlar gibiyim. Öyle dedim.
- İçeri girebildiniz mi?
- Girdik tabii.
- Bunu ister misin hormonlu goril?
- Amına koduğum!
Geceyi böyle bitirdik.
Hepimizin pestili çıktı.
Hassiktir!!
Görsen bayılırdın. Harika,
inanılmaz bir geceydi.
Çok eğlenmişsiniz anlaşılan.
Bir ara ben de böyle bir
gece geçirmek isterim.
Kim istemez ki?
Ben ve Seth, sürekli böyle...
...ufak tefek eğlenceli
şeyler icat ederiz.
Önümüzdeki yıl ikiniz birlikte
çılgınlar gibi eğleneceksiniz herhalde.
Öyle olacaktı ama farklı okulları kazandık.
Sahi mi? Kötü olmuş.
Evet ama çok da kötü değil.
Yani dert değil.
Ben takmıyorum.
Merak etme. Hiç üzülmüyorum.
- Peki, kalem için teşekkür ederim.
- Önemli değil.
- Hoşçakal.
- Hoşçakal.
Güle güle, Evan.
Bayan Hayworth, bu derse bir partnerle
birlikte yemek yapmak için katıldım.
Ama kimse gelmediği gibi,
bütün işi tek başıma...
...yaptığım halde iki kat
fazla not da almıyorum.
Tek sayıları ben icat etmedim, Seth.
Biliyorum ama Evan'a
bakın bir. Şuna bakın.
Elini çabuk tut.
Sabırsızlanıyorum.
Ne demek istediğimi anlıyorsun.
Beni utandırıyorsun, Miroki.
Yemek tezgahında bir başımayım,
bu iğrenç yemeği yiyorum...
...ve üstüne üstlük şunların
haline seyirci kalıyorum.
Hayatım boyunca gördüğüm en
eğlenceli şeyi yapıyorlar sanki.
Bir boka da benzese. Kaba konuştum kusura
bakmayın ama saçımı süpürge ediyorum.
Dul bir anne gibiyim.
Alınmayın ama ev ekonomisi
dersi saçmalıktan ibaret.
Herkes A almak için giriyor bu derse.
Bir boka yaradığı yok. Üzgünüm.
Mesleğinizi kötülüyor değilim ama
ben böyle düşünüyorum.
Burada tek başıma oturup boktan
yemekler pişirmek istemiyorum.
Kusura bakmayın. Ayrıca tiramisu
yapmaya hiç de ihtiyacım yok.
Ne zaman tiramisu
yapmam gerekecek ki?
Aşçıbaşı mı olacağım? Hayır.
Okulun bitmesine üç hafta kaldı.
Bu kadar da üstüme gelmeyin.
Küfürlü konuştuğum
için özür dilerim.
Bugün Jules'un partneri de gelmedi.
Onunla takım olun.
Dördüncü tezgah.
Jules'la mı?
Tamam. Bir şans daha tanıyacağım.
Ev ekonomisi dersine bir
şans daha tanıyacağım.
Merhaba, Jules. Partnerin
bugün gelmedi mi?
- Mahrem sorular soruyorsun.
- Ne?
Yok bir şey. Espri yapmaya
çalışıyorum. Şey gibi...
Gelmek gibi mi?
Gelmek, boşalmak gibi.
Fazla ileri gidiyorsun. El kol
hareketlerin hiç hoş değil.
Evet. Fazla oldum. Bunu
hep yapıyorum.
Üzülme. Böyle şeylere alışkınım.
Ağabeyim en ağza
alınmayacak şeyleri söylüyor.
12 yaşıma gelene kadar
bana "kızlık zarı" dedi.
- Hasta herif. Hiç zekice bir laf değil.
- Biliyorum.
Biliyorum.
Daha kibar espriler yapsaydı
belki hoşuma giderdi.
Ne bileyim... "iyi aile kızı" gibi mesela.
Veya "çatlak". Evet, bu komik.
Acayip komik bir espri.
Acayip komik.
- İnanamıyorum.
- Her neyse. Şunu...
...çırpmamız gerekiyormuş.
Çikolatayla kaplarsak
Hayworth'un hoşuna gider.
- Tamamını mı?
- Boca et gitsin.
Peki.
- Usta elinden çıkmış gibi görünüyor.
- Gerçekten çok etkileyici oldu.
- Güzel iş çıkardık.
- Artık A alırız herhalde.
Bu akşam ne yapıyorsun?
- Büyük ihtimal hiçbir şey. Neden sordun?
- Bilmem.
Annemler evde değil,
ben de parti veriyorum.
Kaç kişinin geleceğini
bilmiyorum...
...ama istersen sen de gelebilirsin
Evet, severim partileri.
Sahi mi?
Ama seni hiçbir partide görmedim.
Sevmekle sevmemek
arasında gidip geliyorum.
Ama şu an sevesim tuttu.
- Evet.
- Güzel olmuş mu, Miroki?
Evet.
Miroki, bize biraz
müsaade eder misin? Sağol.
Ahbap, Jules parti veriyormuş.
Hey!
- Fogell'e söyleme.
- N'aber haydutlar?
Az önce koridorda yürürken
önüme Nicola çıktı.
Dar beyaz pantolunun içine
siyah G-string giymiş.
İçi görünüyordu. Acayip tatlıydı.
Saat 10:33.
Ne?
Ona saati söyledim.
Bu şimdiye kadar
duyduğum en müthiş olay.
- Bir daha anlatsana? Vaktin var mı?
- Evet, Seth.
Evan'la birlikte Dartmouth'a gidince
senin boktan esprilerini özleyeceğim.
Siz Dartmouth'dayken ben, yarım
akıllı ama süper sakso çeken...
...kızların olduğu yerde saksafon
çaldırıyor olacağım.
Bu akşam ne yapıyorsunuz?
Bir işimiz yok. Bu akşam
boşuz, Foggel.
Öyle mi? Yapacak bir şey bulamazsınız
yine zil zurna olabiliriz, uyar mı?
Bana sürekli "amkafa" diyorsun
ama bugün yanıldın.
Öğle yemeğinde, yepyeni sahte
kimliğimi almak için...
...Mike Snider'ın yemek yediği
yere gideceğim.
Sahte kimlik. Sahte
kimlik. Yaşasın.
Harika. Evan bana az önce,
"Bir yerde parti varmış...
...ama Fogell'e söylemeyelim'' dedi. Ben
de "Olmaz öyle şey. Söyleyelim" dedim.
Sahte kimliğin olduğuna göre bize de
içki alırsın artık. Harika olur.
Tabii... Alırım elbette.
Kaparız içkilerimizi.
Partiye gidip amı götü dağıtırız.
Dersin yoksa sınıfı terket.
Fogell! Sana diyorum.
Ben gideyim artık.
Aferin dostum. Dersten
sonra görüşürüz.
O salağa, kendisiyle oda arkadaşı
olmayacağını söyledin mi?
Daha söylemedim.
Söylesen iyi olur. Eleman
am karşıtının teki.
Yemeği servis etme zamanı
geldi. Nerede kaldın?
Sahte kimlik alıyoruz da...
- Mühim bir şey değil.
- Vay be. Müthişsiniz.
Ama önünüzde dört yıl daha var...
...yoksa iş hayatına mı
atılmak istiyorsunuz?
Ayrı okulları kazandık.
Ayrılacak mısınız yani?
Ne olacak şimdi?
Hiçbir şey? Tanrım! Herkes
ne olacağını sanıyor ki?
Her anımızı birlikte geçirmezsek
dünya infilak mı edecek?
Göbeklerimiz birbirine bağlı değil ya.
8 yaşında tanıştık. Tanışmadan
önce de rahatımız yerindeydi.
Her şeyi birlikte yapmıyoruz zaten.
Tabii ki. Neyse, benim çişim geldi.
Ben yardım etmezsem sikim tek
başına işeyemez. Gidelim yavruz.
- Kafayı yemiş.
- Ben işime bakayım.
En azından bir mezuniyet
partisine katılıyoruz.
Şükürler olsun.
Çok heyecanlıyım.
Jules'la ilişki kurabilmek için en
korkunç, en iğrenç şeyleri yapardım.
- Affı olmayan şeyler.
- Seni anlıyorum.
Ben de Becca'yla çıkmak
için sağ taşağımı verirdim.
Becca motorun teki.
Bak açık konuşayım, Becca
hakkında böyle...
...ileri geri konuşmana
cidden kıl oluyorum artık.
- Ben de.
- Neden ondan bu kadar nefret ediyorsun?
Hiçbir gerekçen yok. Ondan hoşlandığını
düşünmeye başlıyorum ama.
- Siktir! Becca'dan nefret ediyorum.
- Neden?
Peki, Evan. Söylüyorum.
Küçükken bir sorunum vardı.
Gerçi öyle büyük bir sorun değildi.
Çocukların yüzde 8'inin
yaptığı bir şey ama neyse işte.
Nedense, sebebini bilmediğin
bir şey yüzünden oturur...
...bütün gün sik resimleri çizerdim.
Ne?
Sik resimleri çizerdim.
Sik mi?
Bildiğimiz sik mi yani?
Evet. Bildiğimiz sik.
Oturup, saatlerce sik çizerdim.
Nedenini bilmiyordum.
Kalemi kağıda dokundurduğum an
mutlaka *** resmi çizerdim.
- Hassiktir ya.
- Ciddiyim. Boktan bir durumdu.
İşte bu küçük çocuk benim...
...ve hayatımı kurtarmak için sik
resmi çizmeye engel olamıyorum.
İyi de, bunun Becca'yla ne
ilgisi olduğunu anlayamadım.
Dinle. Tamam mı?
Senin o kıymetli Becca'n
dördüncü sınıfta yanımda oturuyordu.
Resimlerimin çoğunu derste yapardım.
Sik resmi çizme işini çok
gizli tutuyordum.
Hatta delirdiğimi bile düşündüm.
Başkaları normal şeyler yaparken
benim durumumu düşünsene.
Çizdiğim bütün sik resimlerini...
...Hayalet Avcıları resimli
beslenme çantamda saklardım.
Bir gün kocaman, damarlı
bir sik resmi çizmiştim.
Aniden...
Dingil!
Çizdiğin sik, Becca'nın önüne mi düştü?
Evet. Biliyorum.
Aman Tanrım!
Bağırmaya başladı. Galeyana geldi.
Ve beni müdüre şikayet etti.
Müdür Hayalet Avcıları resimli
sik hazinesi sandığımı buldu...
...ve o da galeyana geldi.
Annemleri çağırdı. Meğer müdür
aşırı dindar biriymiş...
...ve ruhumun sik şeytanı tarafından
ele geçirildiğini düşünmüş.
Ailem beni terapiste götürdü ve
adam bana sik hakkında sorular sordu.
Sik şeklinde yiyecekler
yememi yasakladılar.
Sosisli yasak, buz çubuk yasak.
Hangi yiyeceklerin sik şeklinde
olduğunu biliyor musun? En iyileri.
Evet.
Boktan bir durum.
- Süper ibne bir durum.
- Neyse, bu çılgınlığa son verelim.
- Tatlı bir şeyler yiyelim haydi.
- Olmaz. Danışmanımla görüşmem lazım.
Önümüzdeki yıl alacağım
dersleri seçiyorum.
Tatlıyı Steven Glanzberg gibi
tek başıma mı yiyeceğim?
Evet de, ne yapmamı istiyorsun?
Bilmiyorum. Bir şey
yapma. Önemli değil.
- Sakin ol dostum. Sonra görüşürüz.
- Önemli değil. Git sen.
N'aber dingil.
Ebenin amı.
Biri. Sadece biri. İkisi birden değil.
- Andy'le Greg'i de çağıracağım.
- Olur.
80'lerin dans müziklerini de getireceğim.
Seth! Merhaba. Ne tesadüf.
Biz de senden bahsediyorduk.
- İşte geldim.
- Ne garip.
Bu gece partiye geliyor musun?
Herkes davetli de.
Geliyorum tabii. Gelmeyeyim mi?
Başka bir şey ayarlayabilirim...
Hayır, hayır. Gelmeni istiyorum.
Derste, sahte kimlik
alacağından bahsetmiştin değil mi?
Evet. Alacağım.
Herıld yani, herıld yani.
Herıld yani alacağım.
Bize içki alabilir misin?
Evet, alabilirim. Size alkol alırım.
- Gerçekten mi? Ciddi misin?
- Evet, herıld yani.
Harika olur. Teşekkür ederim.
Biz de nereden içki bulacağız
diye düşünüyorduk. Harika olur.
Ayrıca, sen bizim sırtımızı sıvazla,
biz de seninkini.
Jules, sırtımla ilgili
komik bir şey var ki...
...benim sırtım mokarımdadır.
Demek içki istiyorsunuz.
istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
İstiyor musunuz, istemiyor musunuz?
İçki istiyorsunuz.
- Evet.
- Uyar.
Uyar. Bana her türlü uyar.
Büyük iyilik yapmış olursun.
Annemler bir haftalık yemek
harcaması olarak 100 dolar bıraktı...
...ama ev tıka basa yemek dolu.
Ben de hepsini parti için...
...içki almaya harcayayım dedim.
İyi düşünmüşsün. Kırk yıl düşünsem
benim aklıma gelmezdi.
- Alacak mısın?
- Evet.
- Tamam. Sağol.
- Harikasın.
Ne desem ki... Çok iyisin.
Teşekkür ederim.
Bütün içkileri farklı mı alayım?
Bana Kyle's Killer Lemonade al.
Kyle's Killer. Yumuşaklara
göre bir içki ama alırım.
Tamam o zaman, akşam görüşürüz.
Paslaşın çocuklar.
Evan. Oynasana.
Topu bana gönder.
Seth! Çık sahadan!
Git buradan. Senin yüzünden
koşu cezası almak istemiyorum.
Sus da dinle, tamam mı?
Jules ve salak arkadaşı
benden içki almamı istedi.
Sadece onlara değil, partiye gelen
herkese. Bu ne demek biliyor musun?
Mucizevi bir şekilde birleştik.
Meğer o da beni gözüne kestirmiş.
Düşünmüş taşınmış,
partinin bütün eğlencesini...
...sağlayacak adamın ben olduğuma
karar vermiş. Benimle sikişmek istiyor.
Kamaşullahı ağzına almak istiyor.
Seni içki almak için kullanıyor
olabileceği aklına geldi mi hiç?
- Senin malafatı istemiyor.
- Tabii ki düşündüm.
Aklıma gelen ilk şey o oldu.
Dinle.
Ağabeyim en ağza
alınmayacak şeyleri söylüyor.
12 yaşıma gelene kadar
bana "kızlık zarı" dedi.
Seth, sana sakso
çekmek istiyorum.
Haydi canım. Öyle bir
şey söylemiş olamaz.
İkinci kısmı söylemedi tabii ki.
İlk kısma dikkat et...
Ağabeyi varmış. Ondan isteyebilirdi
ama benden istedi.
Gözlerimin için baktı ve şöyle dedi:
"Seth, şeftali salatası yaptım. Üstüne
Seth'in özel sosundan akıtır mısın?"
Hatun yollu. Amı cayır cayır yanıyor.
Suları göl olmuş. Canı sikiş istiyor.
Bu gece büyük ihtimalle
pompayı basacağım.
Embesilliğin alemi yok.
Onunla yatamazsın.
Hayır. Dostum, çok
konuştuğumun farkındayım.
Ama hatun partiye gelip
zil zurna sarhoş olacak.
Benden az da olsa hoşlanıyor.
En azından aklını çelerim.
İki hafta eline veririm. Bir ay
ağzına veririm. Falan filan.
Sonrasında manitam olur.
Böylece iki ay boyunca
pompayı paso çakarım.
Üniversite açılana kadar...
...am pompalama üstadı olurum.
Bunu sonra konuşsak olur mu?
Ebenin amı, Evan.
İki gol gerideyiz.
Ne artislik yapıyorsun, Greg.
Alt tarafı futbol.
- Futbol.
- Siktir git.
Greg, yine altına işesene sen.
- O sekiz yıl önceydi, sikik.
- Ama hiç aklımdan çıkmıyor.
En iyi kısmını dinlemek ister misin?
Becca.
Sen de aynı şeyi onunla yapsana.
Zom olunca al kızı götür.
Liseliler olarak katılacağımız
son parti bu.
Bu plan aklıma gelince Becca'ya
olan bütün kinim söndü.
Kafayı yiyorum. Benimle
birlikte yolculuğa katıl...
...ve bir kez olsun götleklik
yapmayı bırak.
Kızlar önümüzde domalacak.
- Becca'ya içki mi ısmarlamam gerekiyor?
- Evet, aynen öyle.
Böylece hatun sarhoş olacak.
Kızlar ne söyler biliyorsun:
"Dün gece çok içmişim.
O çocukla sikişmemeliydim."
O hata biz olabiliriz!
Fogell'le konuştun mu?
Tamam, sen Becca'yla konuş
ben de gerzek Fogell'le konuşayım.
Endişelenme.
- Seth, çık sahadan!
- Gol.
- Al o topu oradan!
- Bana ne!
Becca. Merhaba, bekle.
Merhaba.
Bu geceki partiden haberin var mı?
Evet. Duydum. Müthiş olacak.
Evet. Ben de geliyorum.
- Öyle mi?
- Evet, geleceğim.
O yüzden sana bakmaya geldim.
Dersten sonra arkadaşlarla içki
dükkanına gideceğiz de.
Belki...
...sana içki alacak birine ihtiyacın
varsa ben hallederim diye düşündüm.
Ben alabilirim.
Evet.
Evet, çok iyi olur.
Üstümdem büyük yük kalktı.
Yoksa ablama yalvaracaktım.
Bana bir şişe Goldslick
Votka alır mısın?
Tabii. İçinde küçük altın
parçaları olan değil mi?
- Evet. Kızlar için yapmışlar gibi.
- Çok güzel.
Parasını partide veririm.
Gerek yok. Ben ısmarlıyorum,
küçük hanım.
- Sahi mi?
- Evet. Kapatalım artık.
Ben sana daha neler yapacağım.
Alışsan iyi olur kardeşim.
Teşekkür ederim.
Ne demek.
- Özür dilerim. Kazayla oldu.
- Önemli değil.
Omzuna yumruk vuracaktım...
dostça yani.
Yanlışlıkla...
- Becca.
- Merhaba.
- Merhaba.
- Gaby.
- N'aber, Evan?
- Merhaba, Gaby.
- Derse girmemiz gerek.
- Biz derse giriyoruz.
- Akşam görüşürüz.
- Tamam.
- Bu arada, hiç önemli değil.
- Tamam. Kusura bakma.
- Hoşçakal.
- Özür dilerim.
Güle güle.
Özür dilerim.
Nerde kaldı bu bok yığını Fogell?
Burada olduğunu söylemişti.
İki saattir sap gibi dikiliyorum.
Hallettim ahbap. Hatta içkisini
ısmarlamayı bile teklif ettim.
Kendimi pezevenk gibi hissediyorum.
- Sokak pezevenkleri gibi.
- Tam pezevenk olmuşsun sen.
- Ben de bundan korkuyordum.
- Neden benim aklıma gelmedi ki?
Siki tuttuk.
- Siki tuttuk.
- Tamam.
Fogell'e güvenirsen işte böyle
yarağı enlemesine yersin.
İbnelik yaptı. Biliyordum.
Sen ne yapıyorsun?
Delik açıyorum. Son iki
hafta. Amına koyayım.
Kızlara ne diyeceğiz? Yeteneksiz
ibneler olduğunuz için...
...sözümüzü tutamadığımızı mı?
Fogell denen o götten yemiş
yüzünden kızlara çakamayacağız.
Dartmouth'u nasıl kazandı anlamıyorum.
Kafasında beyin yerine bok var.
Başka nasıl içki alabiliriz?
- N'aber çocuklar?
- Fogell, nerelerdesin sen?
Senin yüzünden az kalsın
kalp krizi geçirecektim.
- Göster bakalım. Alamadın mı yoksa?
- Hayır dostum. Aldım.
Kusursuz. Baksana.
Hawaii mi?
Evet, güzel olmuş. Sahte
olduğu zor anlaşılır.
Dur biraz, adını McLovin
olarak mı değiştirdin?
- Evet.
- McLovin mi?
Ne salak bir isim bu. İrlandalı
R&B şarkıcısı mısın sen?
İstediğin ismi seçmene
izin veriyorlar.
Sen de McLovin'i mi seçtin?
Evet. Muhammed'le bu isim
arasında karar veremedim.
Neden Muhammed'le bu
isim arasında kaldın?
Neden çok kullanılan
bir isim seçmedin?
Muhammed dünyada en çok
kullanılan isim. Biraz kitap oku.
Hiç Muhammed isminde
birini tanıyor musun?
Sen McLovin isminde
birini tanıyor musun?
Hayır, işte bu yüzden
seçtiğin isim çok salakça.
- Siktir git.
- Ver şunu.
Pekâlâ. Birincisi, bu resimde
geleceğin sübyancısı gibi çıkmışsın.
İkincisi, ilk ismin bile yok.
Sadece McLovin yazıyor.
Ne? Tek isim mi var?
Tek isim mi? Sen kendini
Seal mi sanıyorsun?
Fogell, burada 25
yaşında olduğun yazıyor.
Neden 21 yazdırmadın?
Seth, Seth, Seth. Beni dinle
göt suratlı.
Her gün yüzlerce çocuk sahte
kimlikle içki dükkanına giriyor...
...ve hepsi de 21 yaşında
olduğunu söylüyor.
Bu kasabada kaç tane 21 yaşında
genç var sanıyorsun?
Buna strateji denir, anladın mı?
Sakin olalım, tamam mı?
Sinirlenmeye gerek yok.
Güzel bir kimlik. İşe yarayacak.
Rahatça içki alırsın.
O kadar da kötü değil. Gerisi
sana bağlı, Fogell.
Satıcı ya "işte yine sahte kimlikli
bir çocuk" diye düşünecek...
...ya da "İşte McLovin. 25 yaşında
Hawaiili organ donörü" diyecek.
Tamam mı? Hangisi olacak?
Ben McLovin'im.
Hayır, değilsin. Hiç kimse McLovin değil.
McLovin diye biri hiç varolmadı...
...çünkü salak bir peri masalından
uydurulmuş bir isim. Amcık seni!
İşe yaracayak dostum.
Hele bir deneyelim.
Araba mı sen mi...?
Arabam nerede?
Aman Tanrım.
Ne dedim ben sana? Arabanı
buraya bırakma dedim değil mi?
Neden personel otoparkına
bıraktın arabanı?
Kes sesini, Fogell.
Sen okul personeli değilsin ki.
Farkındayım, Göte-gel!
Farkındayım!
Sizin eve gidelim, Evan.
Durun. Beni ders
çıkışı alacak mısınız?
Cevap verir misiniz?
Bebek kıyafeti olmayan
giysin yok mu hiç?
- Her neyse.
- Evet.
Okula giderken giydiğin
kıyafetlerden giysene.
Giyemem. Jules'un beni okul kıyafeti
içinde görmesini istemiyorum.
Hiç uygun olmaz.
Vietnam savaşından beri hiçbir kadın...
...kısa pantolonlu bir
erkeğe muamele çekmedi.
Şu herifleri öldürmeliyim.
Teröristlerle anlaşma yapılmaz.
Sahi mi? Teröristler hakkında
konuşmanın tam sırasıydı.
Eve gidip kendi kıyafetlerini alsana.
Hayatta olmaz.
Annemler arabamın çekildiğini
öğrenirse ağzıma sıçarlar.
Bu soktuğumun teröristleri de
tavşan gibi çoğalıyor.
M-16'mı nereye koydum?
Daha büyük kıyafetlerin
var mı, yoksa sadece...
...BabyGap'ten mi alışveriş yapıyorsun?
Hassiktir ya...
Aman ne eğlenceli.
Bunu neden yapıyorlar?
Kazanamadıktan sonra
oynamanın ne anlamı var ki?
Babamın kıyafetlerine
bakmak ister misin?
Hay sokayım.
Bu ne yahu?
Yelek işte, kör müsün?
- Yaşımı büyük göstermeye çalışıyorum.
- Ama Pinokyo'ya benzemişsin.
- Sadece bir yelek.
- İçeride sürüsüne bereket içki var.
Hemen girersek, Jules'un içkisini
alıp bir an önce partiye gideriz.
Olmaz. Ben orada çalışıyorum.
25 yaşında olmadığını biliyorlar.
Senin hakkında konuşan olmadı,
amcık ağızlı.
Senin yüzünden götüme giren girdi.
İçkileri çalacağım.
Sakın ha. Söz veriyorum,
içkileri daha sonra alacaksın.
Mike Snider'ın yaptığı kimlikler her
zaman işe yarar. Benimki de yarayacak.
Mike Snider'ın yaptığı kimliklerde
tek isim olmaz! Tamam mı?
Darthmouth'u kazanacak
kadar akıllı olduğunuza...
...göre bunu da anlarsınız sanmıştım.
Seth kendi işini kendisi halleder.
Yapamayacak. Endişelenme.
Söylemeyi unuttum, annem bodrumdaki
TV'yi götürebileceğimizi söyledi.
Kes sesini. Duyacak.
Sessiz ol. Uzaklaşana kadar bekle.
Aynı odada kalacağımızı
hâlâ söylemedin mi?
Fogell, kes sesini.
Ayrıca şu yeleği de çıkar.
Alaaddin'e benziyorsun.
Peki. Nasıl istersen.
Umarım domuzcuk kaçabilir.
Kaç yaşındasın?
Yirmiiki.
Belli oluyor. Borcun 80 dolar.
Tamam.
Çok teşekkür ederim.
Bu yeter mi?
Yetmez olur mu? Sağol, Seth.
Teşekkürler.
Çantanızı düşürsünüz hanımefendi.
Alışveriş yapmanıza
yardım edeyim mi?
Çok sevinirim delikanlı.
Sana içki almamı ister misin?
İstemez olur muyum hiç.
- Geri kalan hayatınızda iyi eğlenceler.
- Eğleneceğim.
- Sana da Jules'u sikerken başarılar.
- Başaracağım.
Sakın yapma çocuk.
Başka şansım kalmadı.
Öldürdün karıyı!
Hayır!
Nerede çaldığın içkiler?
Götüne mi sakladın?
Kafamı bozma! Çalacaktım
ama güvenlik görevlisi vardı.
Sen de çalamazdın.
İçki dükkanına gidip senin o salak
kimliğinin reddedilmesini izleyelim.
Bekleyin, yeleği dolabıma
koyup geliyorum.
Evet. İşte geldik.
- Hazır mısın?
- Evet.
- Al sana para ve liste.
- Üstü senin. Sende kalsın.
- Sağol. Bu ne listesi?
- İçki.
Partideki bütün içkiyi biz alacağız.
Bu liste için çok vakit
harcadım, sakın piç etme.
Mükemmel.
Uzo, burbon, baharatlı
rom, Goldslick...
Goldslick Votka. Becca istedi.
Sakın unutma.
Ahududu votkası, Scotch...
Bir de Kyle's Killer Lemonade.
Altılı olacak.
Bu kadarı çok ama. Hepsini
alabilir miyim bilmiyorum.
Ne kadar olduğu ne farkeder ki?
Bilemiyorum. Biraz gerginim.
- İyi misin?
- Hayır. Yeleği çıkarmamalıydım.
- Sakin ol.
- Ne bok yiyorsun sen?
Beni geri çevirirlerse ne yapacağım?
O zaman şu anda bulunduğumuz
yere geri döneriz.
- Kime ne?
- Küçük düşerim!
Beni kovduklarını herkes görür.
Ya içkileri geri bırakmamı
isterlerse? Bunu yapamam.
Yiyemeyeceğin yarağın
altına yatma, Fogell!
Biraz adam ol ve içeri girip al içkileri!
Diyelim ki canım içki almak
istemiyor, Seth. Ne olacak?
O zaman belanı sikerim.
Elime bir bıçak alıp kalbine saplarım.
Haydi ama dostum, yapabilirsin.
Beni öldürünce içkiye kavuşamazsın.
Sahte kimliği olan benim.
O zaman o ebleh suratını söküp...
...kendi yüzüme takarım ve sahte
kimliğini de alıp içkiye kavuşurum.
Öyle mi? Böyle bir operasyonu
yapacak teknolojiye ya da...
...hassas ellere sahip
değilsin.
Huzur ver biraz.
Fogell, sakin ol. Girdiğin gibi çık.
Seni kesseler acımaz.
Özür dilerim.
21 YAŞINDAN KÜÇÜKLERE
İÇKİ SATIŞI YAPILMAZ
Bir sorun mu var bayım?
Hayır. Sorun falan yok.
Bunları siz mi düşürdünüz?
Hayır.
Burayı temizleseniz iyi olur.
Biri düşüp yaralanabilir.
Sokayım böyle hayata.
Boku yedik. Resmen siki tuttuk.
Ta başından belliydi bu
planın bir boka yaramayacağı.
Tamam, sakin ol.
Bu gece için yanına prezo aldın mı?
Sen prezo mu aldın?
Evet. Alsam iyi olur dedim.
Küçük bir şişe de ***
öldürücü krem aldım.
Ama bu gece seks yapacağımı
söylediğimde bana gülmüştün.
Güldüysek hazırlıksız
yakalanacak değiliz ya.
- Sen bir prezo bile almadın mı?
- Hayır.
Hayır, Evan. Planda bu yoktu.
Bana danışmadan
hareket etmişsin.
Planımız var demedik ki. Sen kendi
kendine plan da plan deyip durdun.
Ana hatlarını belirlemiştim.
Kızın bir kaç saat ağzına verecektim.
Bayılacaktı. Büyülenecekti.
Götü tavana vuracaktı.
Ya da bacağına
sürttürüp attıracaktım.
İyi de bir prezo getirmenin ne
zararı var, anlamıyorum.
Bir şişe de *** öldürücü
krem almışsın.
Evet, küçük bir şişe de ***
öldürücü krem.
- Evan, sapıklık bu.
- Hayır, değil.
Charles Manson musun sen?
Becca'nın o kreme hasta
olacağını mı sanıyorsun?
"Evan, amıma krem getirdiğin
için teşekkür ederim.
Amcığıma o devasa
şişeden kayganlaştırıcı...
...sürmeseydin 10 santimlik
sikini hayatta alamazdım."
Tamam. Yeter artık.
Bu kızlar 18 yaşında; muşmulaya
dönmüş moruk değiller.
- Amlarını ayırmış bekliyorlar.
- O zaman kremi almıyorum.
Moralimi bozma. İşe yarar
diye düşünmüştüm.
- Hem de iyi kalite bir krem.
- Bakayım şuna bir saniye.
- Çok iyi marka.
- İyi bir şeye benziyor.
Koduğum salağı seni.
Kremi ne yapacaksın?
- Çok komik.
- Krem almışsın.
6 dolar borcun var. Çünkü gidip onu
almayacağım. Zaten şişe patladı.
Merhaba, Mindy.
Bu biraya bayılıyorum.
Yıllardır içerim.
İçine daha fazla şerbetçiotu
koyacaklarmış diye duydum geçenlerde.
Pekâlâ.
Kimliğini görmem gerek.
Öyle mi?
Kendimi tekrar genç hissettim.
Buyur.
Hasiktir. Şuradaki Cary Hutchins.
Hatun gördüğüm en
büyük memelere sahip.
Meme küçültme ameliyatı
olmuş diye duydum.
Ne? Memelerini mi küçültmüş?
Sana muhteşem bir hediye bahşetti
diye Tanrı'ya tokat atmaya benziyor bu.
Sırtında sorun varmış dostum.
Hem sadece küçültemişler,
yeniden şekil de vermişler.
Daha esnek ve simetrik yapmışlar.
O savaş başlıklarına
bakmam lazım.
Gidelim haydi.
- Köşeyi dönüyor.
- Koş!
Tamam. Toplam 96,59.
İnanamıyorum!
Bayım iyi misiniz?
Ne çarptı bana?
İnanamıyorum! İnanamıyorum!
İnanamıyorum!
Bilemiyorum. Bence önceden
daha güzel görünüyordu.
Ama şimdi daha rahat spor yapabildiği
için vücudu daha biçimli olmuş...
Bu ne? Ne oluyor?
Hay aksi.
Hasiktir! Fogell enselenmiş.
Nasıl oldu bu iş, Evan?
Hay amına koyayım.
Babası ağzına sıçacak.
Bakın...
Müşteriye saldırdı, parayı
çaldı ve kaçtı.
Peki...
- Boyu...?
- Boyu...? Boyu...?
- Ne kadardı? Şu kadar mı?
- Şuradan başlayalım. Siz "tamam" deyin.
- Ben de aşağıdan başlayayım...
- Tamam.
Tamam uzatmayın. 1,78 falandı.
Irkı, yani... Nasıl diyeyim...
Yani...? Bize mi benziyordu, yoksa...
Kadın olup olmadığını mı soruyorsunuz?
- Bayan mı?
- Hayır.
- Bunu mu soruyorsunuz?
- Hayır, hayır. O...?
- Şey...
- Ne? ne?
- Afrikalı...?
- Af... Af...
- Afrikalı mı diyorsunuz?
- Afrikalı.
Hayır. Amerikalı'ydı ve
size benziyordu.
- Aynı size benziyordu.
- Yahudiymiş. Tamam, Yahudi.
- Bir Yahudi'nin işine benzemiyor pek.
- Yahudiler yumuşak başlı olur.
Pekâlâ; zanlı, kapişonlu tişört
giyen Afrikalı bir Yahudiymiş.
Hayır, yazmayın. Ben öyle
demedim. Öyle mi söyledim ben?
Size benzediğini söyledim. Siz
Afrikalı Yahudi'ye mi benziyorsunuz?
- Hayır, ben polise benziyorum.
- Evet.
Adam beyazdı.
- Beyaz.
- Tamam.
- Pekâlâ.
- Şimdi oldu işte.
Eminem'i andırıyordu. Bu
bilgi işinize yarar mı?
- M&M şekeri.
- M&M.
- Yuvarlak mıydı yani...?
- Marshall Mathers. Eminem?
- Repçi Eminem.
- Böyle biri miydi?
- Pek yetenekli değilimdir...
- M&M şekerine benzemiş işte.
Yüzü daha mı uzun? Burnu daha mı
büyük? Yoksa ağzı daha mı büyüktü?
Açık mıydı? Geniş miydi?
Daha fazla yardımcı olabilecek başka
bir ekip arabası yok mu civarda?
Siz hiç yardımcı olmuyorsunuz.
Tamam. Şu adamın ne
yaptığını tekrar canlandıralım.
İçeri girdi, elinde...
Elinde bir şey vardı. Bu
ufak tefek beye vurdu.
Sonra sizin üstünüze atladı,
tehdit etti ve ırzınıza geçti.
- Öyle bir şey söylemedim.
- Hayır yapmamış.
Bakın, artık ifade veremeyeceğim.
Söyledim ya, yarın sınavım var.
Anlıyor musunuz?
Veterinerlik sınavına gireceğim!
Allah kahretsin. Saçmalık bu.
Resmen saçmalık.
Yarın sınavım var.
Yarın birinin sınavı var anlaşılan.
Nereden anladın?
Sen. Yumruklanan sen miydin?
- Evet.
- Tamam.
İlk olarak, adın nedir?
Adım mı?
M... McLov... McLovin.
McLovin mi?
Evet.
Ön adın nedir?
Ne?
- Ön adın nedir?
- Ön adım mı?
Teknik olarak ön adım yok. O yüzden
ön adımın üstünde durmayın.
Ama biz polisiz.
Olayı açık bir şekilde
öğrenmek istiyoruz.
- Gidelim.
- Hasiktir.
- Haydi gidelim!
- Ödü bokuna karışmış olmalı.
İnanmıyorum yahu! Böyle
olduğuna inanamıyorum!
İnsanın böyle bir şey yüzünden
tutuklandığını bilmiyordum.
O içkilere ihtiyacımız var.
- Onu merkeze mi götürecekler yoksa?
- Sokmuşum Fogell'e.
O tutuklandı. Artık bir başımızayız.
Bir yolunu bulup içkileri...
Siktir! Para! Yanında ne kadar var?
Neden para diye tutturuyorsun
şimdi? Fogell'e ne olacak?
Şu anda onun önemi yok. Jules'un
100 dolarını kaybettim ben.
Herife, içinde eğe olan pasta gönderip
hapisten kaçıracak değiliz ya.
Sikeyim Fogell'ı. İçki almanın bir yolunu
bulmamız lazım. Ama paramız yok.
Tamam, sakin ol.
Bir saniye düşünelim.
- Düşünmemiz lazım.
- Düşünmeni sikeyim. Bize eylem lazım.
Seth!
- Ne oldu?
- Kalk... kalk ayağa. Yavaş.
İyi misin? Bir şeyin yok ya?
Çok üzgünüm dostum.
Özür dilerim.
Anam avradım olsun
görmedim. İyi misin?
Adın McLovin mi yani?
Evet.
- Etkileyici bir isim
- Çok etkileyici.
- Müthiş.
- Çok etkileyici bir isim.
- Bu aralar herkes garip isimler takıyor kendine.
- Chingy. Shakira.
Rafe. Pax.
Geçenlerde nüfustaki ismi "Sik"
olan bir kadın tutukladık.
Meğer Vietnamlı'ymış.
İsmi "S-H" ile başlıyordu.
Yine de ehliyette böyle bir isim
görmek insanı şaşırtıyor.
- Neyse. Kaç yaşındasın, McLovin?
- Yeteri kadar.
Ne için yeteri kadar?
Partiye gitmek için.
Kimliğini görebilir miyim?
Tabii, şurada olacaktı.
- Organlarını bağışlamışsın.
- Ne?
Ben de istemediğim halde
karımın ısrarıyla bağışladım.
Ona hep aynı espriyi yapıyorum.
"Kadınlar işte. Ölsen bile, yine de...
- ...kalbini sökmek istiyorlar''
- Kalbini sökmek...
- Her hafta yaparım bu espriyi ama yine de güleriz.
- Hâlâ güldürüyor beni.
- Gerçekten komik ama.
- Buyur.
Üzgünüm. Başka bir bilgim yok.
Adam bana vurdu. Nasıl
biri olduğunu göremedim.
- Yardımcı olabildim mi bilmiyorum.
- Acelen mi var?
Evet, şu otobüse yetişmem lazım.
- Nereye gidecektin?
- 13. Cadde'yle Granville kavşağına.
- Biz götürürüz seni.
- Yolda ifade verirsin.
- Neden 2 dolar harcayasın ki?
- Biz götürürüz. Sorun değil.
Lütfen şikayet etmeyin beni.
Kendi aramızda çözebiliriz.
Neden şikayet etmeyecekmişim?
Arabanla çarptın bana.
Ne istersen yaparım.
Lütfen. Ne istersen. Hem de...
...her istediğini.
Ne istediği söyle. Söyle haydi.
Tamam. Bak. Pekâlâ.
Bana güvenebilirsin.
Son derece açık konuşacağım.
Şiddet içermeyen bir suç yüzünden
hakkımda tutuklama emri var.
Acıyın bana çocuklar.
O zaman ben de açık konuşayım.
Bize ya para verirsin, ya içki alırsın...
...ya da kodesi boylarsın.
Ne yapıyorsun? Buna hiç gerek yok...
Hayır. olmaz... Dur biraz.
- Sökül bakalım.
- Peki.
Bunu resmi yollardan yapmamız
gerekmez miydi?
Tamam. Birbirimizi anlıyoruz.
Anlaşalım gitsin. Buyur.
Yedi dolar mı?
Kafa mı buluyorsun? Yetmez
bu. 6 yaşında mısın sen yahu?
- Üstümde o kadar var.
- Başka bir şey düşünsen iyi olur.
- Sırtım! Sırtım. Polisler, sırtım.
- Hayır, hayır. Dur. Yapma.
Pekâlâ, dinle. Sana içki alabilirim.
Şu anda bir partiye
gidiyorum. Tamam mı?
İçki var, kızlar var. İçki ve
kızlar bir araya gelince ne olur?
Bilmiyorum. Sen biliyor musun?
Peki sen biliyor musun?
- Bence biliyorsun. Değil mi?
- Evet. Hem de çok iyi biliyorum.
Demek çok iyi biliyorsun.
- Bize biraz izin verir misin?
- Bir yere ayrılma.
Tabii, tabii. Ne konuşacaksanız konuşun.
Kararınızı verin. Ben
arabanın yanındayım.
Konuşun. Ben iyi biriyimdir.
- Haydi. Bu harika bir fırsat.
- Ne geçiyor aklından?
- Ne yapıyorsun?
- Ne olmuş?
Jules'un parasını kaybettim,
Fogell şu anda ölüden farksız...
...başka seçeneğimiz yok.
Gel haydi.
Bu iş hoşuma gitmedi.
Herif kılın teki. Baksana.
Ne? Adama benziyor işte.
Bildiğimiz adama benziyor.
- Senin derdin ne?
- Jimmy adında birini tanıyor musunuz?
Kardeşi gibi duruyorsun da.
Aynı kardeşi gibi duruyorsun.
Benziyorsunuz.
Becca'ya içki götüreceğine söz verdin.
Götürmezsen siktiriboktan
bir gece geçirecek.
Başka da bir şey demiyorum
sana. Gel haydi.
Çattı, pattı, kaç attı?
- Yarınki sınavda başarıları dilerim.
- Başarılar.
- Otobüse binme bir daha.
- Otobüsler genelde çiş kokar.
- Neden, biliyor musun?
- Neden?
İnsanlar otobüslere işiyor da ondan.
İsterseniz biriniz gelip
yanıma oturabilir.
- Böyle iyiyiz.
- Rahatız.
Arka koltuk daha güvenli.
- Tanrım.
- Ne oldu?
- Merhaba, Jules.
- Kim o? Kimle konuşuyorsun?
Seth. Neredesin?
Şu anda taksideyim.
İçki almaya gidiyorum.
Güzel. Gelmeni dört
gözle bekliyorum.
Arkadaşların boru döşemeye
hazırdır umarım.
Hazır olduklarına eminim.
- Tamam, görüşürüz.
- Hoşçakal.
Hasiktir! Manyak bir şey bu!
"Gelmeni dört gözle
bekliyorum" dedi.
Kesin pompa istiyor
dostum. Haydi iyisin!
Kim salacak kobrayı
dostum? Sen tabii ki.
Vay be.
MySpace sayfanız var mı çocuklar?
Memur beyler, isterseniz sorduğunuz
sorulara şimdi cevap verebilirim.
Kabaca anladık. Sen bira alıyordun,
adamın biri sana yumruk attı.
Hiç ümitlenme.
Onları bulamayacağız.
- Olay kapandı.
- Ama sadece...
- Ama sadece bir adam vardı.
- Sadece bir adam mı? Siktir.
Koca eyalette tek bir
adamı nasıl bulacağım?
Bu meslek hiç de CSI'da
gösterildiği gibi değil.
Teşkilata ilk girdiğimde bütün delillerde
mutlaka *** olduğunu sanıyordum.
Sanki devasa bir ***
veritabanı varmış da bütün...
...suçluların spermlerini orada tutuyorlarmış.
Meğer öyle bir şey yokmuş.
Rüyamda sürekli, her şeyin
spermle kaplı olduğu...
- ...bir dünyada uyandığımı görüyordum.
- Kim görmez ki?
Bugün olay yerinde de
aynısı olsa ne iyi olurdu.
Adam önce boşalıp sonra
sana yumruk atmış olsaydı...
...onu yakalama şansımız olurdu.
- Olmaz.
- Ama sadece yumruk atmış, *** yok.
- *** yok.
- Hayatımın hikayesi.
Adı Michaels, göreve
başlayalı altı ay oldu.
Yaşı genç ama emniyet
teşkilatı için çok önemli bir polis.
Öğreniyorsun, genç Padawan.
Çok teşekkür ederim.
- Yoda taklidi yaptım.
- Yoda'yı biliyor musun?
"Klonların Saldırısı"nda vardı hani.
24 Doğu ve Montgomery kavşağındaki
Bailey's Ocakbaşı'nda 245 vakası var.
98 numaralı ekip arabası
olay yerine gidiyor.
Bar olayı ihbarı yapıldığında
kaçırmamaya özen göster...
...çünkü iyi kötü bir bira içersin.
İyi numara değil mi?
- Tabii ya. Süper fikir.
- McLovin.
Bailey's'de olay çıkmış. Seni
oradan sonra bıraksak olur mu?
Aslında benim bir yere
yetişmem gerekiyordu...
- Güzel. Sıkı tutun.
- Rotayı Bailey's'e çevir, ışık hızına ayarla.
Hü***.
Evet.
Şenlik yerine hoşgeldiniz.
Seninle gelmemizin sakıncası
olmadığına emin misin?
Kesinlikle.
Parti sahibi yakın dostumdur...
...o yüzden bir sürü arkadaşım geliyor.
Kobrayı salacağız ortamlara.
Şaka tabii.
- Kobrayı salacağız.
- Yürü haydi, yürü.
N'aber? N'aber?
Merhaba. Selam çocuklar.
Buraya gelmek akıllı
adamın yapacağı iş değil.
Serinkanlı ol, rahat takıl.
Seni büyük sansınlar.
İçkiyi alıp ikileriz, tamam mı?
Parti olayı ha?
- Kadehleri doldurdun mu?
- Geliyor.
Haydi bakalım, devirin.
Dikelim kafaya.
Şu kovalardan birini alıp gidelim.
Kafayı mı yedin sen?
Kovayı nasıl çıkarağız dışarı?
- Sen ne...?
- Merhaba dostum.
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
- Ne diyorsun? Bir şey yaptığım yok.
- Benim telefonumu kullanıyorsun.
- Ne yaptığını sanıyorsun.
- Bekle. Hiçbir şey.
Ne... Ne oluyor Mark?
Seni davet etmedim.
Siktir git buradan.
- Haydi ama, Mark. Sakin ol.
- Benim telefonumu mu kullanıyorsun?
Amsalak arkadaşlarını mı
arıyorsun yine?
Fantastik arkadaşlarını mı arıyorsun?
Hayır. Yani, evet. Ama...
Yapma böyle. Sakin ol.
Mark, lütfen.
Siktir git. Defol evimden.
Siktir git evimden.
- Burası benim evim.
- Yarak kafalılık yapma.
Ne oluyor yahu?
Mark! Beni gerçekten
kovuyor musun?
Al işte. Kavga mı edeceğiz?
Edeceğiz tabii götüne koduğum.
Kalk bakalım amın evladı.
Siktir. Özür dilerim dostum.
Özür dilerim. Üzgünüm.
Uyuyan aslanı uyandırdın.
Üzgünüm. Haydi, mark.
Sakin olalım. Herkes sakin olsun.
Ateşkes.
Tam taşaklara geçirdi!
Bu arkadaşlarını çağırdığın
için. Al bunu da ye.
Hasiktir. Olamaz. Ne yapacağız?
- Gel. Gel.
- Seç birini.
- Arka kapıdan kaçabiliriz.
- Buraya gel. Çabuk kapalım içkileri.
Deli misin sen? Sonumuzun o
adam gibi olmasını mı istiyorsun?
Ben istemiyorum.
Taşaklarım bana lazım.
- O içkilere ihtiyacımız var.
- Senin var. Benim yok.
Becca'ya açılacağım.
Belki o zaman verir.
İçki içirip sarhoş etmeyeceğim.
Öyle mi? Peki neden şimdiye
kadar teşebbüs etmedin?
Çünkü ona saygım var, Seth. Onu
haksız şekilde zorlamayacağım.
Bence hiçbir sorun yok.
Haydi alalım şu içkileri.
Gidiyoruz, tamam mı? İçki için
canından mı olmak istiyorsun?
Hayır ama amcık için canımı
veririm. Hem de sorgusuz sualsiz.
- Gör o zaman ebenin amını.
- Satıyor musun beni?
- Ben gidiyorum.
- Ananın amına kadar yolun var.
Yoldan çekilin.
- Sağolun.
- Bayıldım buraya.
Ne oluyor burada?
Mermiler uçuşmaya
başlarsa yere yat.
Her yere işedin orospunun çıkardığı.
Her yere mi? Nereye
işediğimi gördün?
Neyden bahsettiğini bilmiyorum.
Taşaklarını sökerim senin!
Arkandayım, Michaels.
Şu süzmeye mesleğimizin
inceliklerini göster bakalım.
10-4.
Affedersiniz bayım. Eyleminize
son vermenizi istiyorum.
- Aynasızlar!
- Direniyor. Direniyor!
- Slater!
- Michaels!
Sakin olun.
- Herkes sakin olsun.
- Çekil önümden!
Sakin olun!
- Vurayım mı?
- Hayır, hayır!
- Hayır!
- Durdur onu, McLovin!
McLovin, durdur onu!
Durdur, durdur!
Yapma, ebesini siktiğim.
Ne oluyor?
McLovin! Çok güzel!
Saldırdı bana. Yere serdim.
- Sana bira ısmarlayacağım, McLovin.
- Ben de.
Herkes görsün, süzmeler
böyle yere yığılır.
Evet.
McLovin ortamın tozunu attı!
Çok seksi dans ediyorsun.
Sağol.
Tamam, tamam. Açıyorum.
- Alo?
- Evan, ben Becca.
Becca. Merhaba.
Merhaba, Becca.
- Becca...
- Evan, duyuyor musun beni?
- Alo? Ne dedi?
- Duyuyor musun? Hay bok yiyen!
Herifler bana bok
gibi telefon satmış.
- Becca?
- Ben Becca.
Nereye gitsem karşıma
bir engel çıkıyor.
- Ne diyor?
- Sokayım böyle işe.
- Galiba...
- Ne oldu?
Anasını avradını siktiğimin
telefon şirketi.
- Ne? Kabalaşma. Alo?
- Sikeyim. Götveren.
Amın telefonu. Bok yiyen.
Senin ta gelmişini
geçmişini sikeyim.
- Ne?
- Bec?
Sağol.
Manyak karı yahu.
Bakın, kamyondan ne düşmüş!
Koçum benim.
Öyleyimdir.
Ahbap. Götümüzden
çıkana kadar içeceğiz.
İyi bari.
Nedir o?
Bilmiyorum. Ne?
Pantolonundaki lekeyi
diyorum mal. Ne lekesi o?
- Ne diyorsun abicim?
- Ahbap.
- Kan mı bu?
- O ne yahu?
- Bacağın mı kanıyor?
- Bir yerimi kesmedim ki.
- Neden kanasın?
- Kan bu dostum.
İçeride bir hatunla mı
dansettin yoksa?
- Evet, ne alakası var?
- Kan bu.
- Hiç komik değilsin.
- Kan bu ahbap.
İyi de bacağım neden kanasın?
Kanaması için ne...?
Hayır, neden kanasın...?
Hasiktir! Tanrım!
Kusacağım amına koyayım.
Biri, âdet kanamasını
bacağıma mı sürdü yani?
- Hasiktir ya.
- Ne yapacağım ben şimdi?
Böyle bir şeye ilk
defa şahit oluyorum!
Çok iğrenç.
- Öyledir.
- Ben Bill'i getirmeye gidiyorum.
- O da görsün bunu.
- Görsün tabii.
Hayır. Bill kim? Bill'e söyleme!
Bill'in bu konuyla ne ilgisi var?
Sakin ol. Dur, bir
resmini çekeyim şunun.
Hayır, çekemezsin!
- Yapma!
- Bill, Bill! Şuna baksana!
Bu çocuğun pantolonuna
âdet kanı bulaşmış.
Merlot şarabı o.
Siz anlamazsınız.
Pat! Bu embesilin pantolonunda
âdet kanı var!
- Lütfen bağırma.
- Haydi ya. Bakayım.
Aman Tanrım! Bu adam
resmen am-salak olmuş.
- *** ister misin?
- Dur, dur. Bende var!
Sahi mi? Bilmem.
- Şunu yıkamam lazım. Sıra sonu burası mı?
- Neye benziyor?
Ne salağım, değil mi?
"Evet, ben McLovin.
Bana biraz..."
Ohaa.
- Geri al. Geri al.
- Geri al. Evet!
Pis koydu. Bir daha izleyelim.
- Ayakların yerden kesildi.
- Adam harbiden zorluymuş.
Bu kaseti sakla, McLovin.
Çok sağlam görüntüler.
- Harbiden öyle.
- Sahi mi?
İyi de size kanıt olarak
lazım değil mi?
Bu kaset sadece şampiyonlar gibi
yumruk yiyebildiğinin kanıtı.
Ciddiyim. Al şunu.
Bu kaseti izletebileceğim
hatunlar var mıdır burada?
Hayır. Barda tanıştığın
karılardan hayır gelmez.
Bunu anlamam, hayatımda
bir dönüm noktası oldu.
Başka yerlerde ara. Fitnes salonuna
git mesela. Ya da köylü pazarına.
Yılın belli zamanlarında
balkabağı tarlası da iyi olur.
Sosyal etkinliklerin olduğu
patırtısız yerler yani.
- Öyle yerler işte.
- Ben paintball oynarken bir kadınla tanışmıştım.
Onu boynundan vurdum. Sonra...
Birbirimizle kaynaştık.
Anlarsın ya.
İlk karımla, ki orospunun
önde gideniydi...
...sence nerede
tanışmış olabiliriz?
Bir barda.
- Bu barda.
- Bu barda.
Evet, bu barda.
Ona bir Binion's ısmarlayıp
çantasına övgüler düzerken...
...penisimi ağzında buluverdim.
Bunları anlatmana gerek yoktu.
- Tam şurada.
- Cinsel manada ufkumu açtı.
Gerdek gecesi grup seks yaptık.
Ben gruba girmedim.
- Ama çığlıklarını yan odadan duyuyordum.
- Ben girdim.
Muhteşem bir karıydı.
Orospu olduğunu...
...tam 23 ay sonra anladım.
- Sokakta iş tuttuğunu gördük.
- Evet.
Üzüldüm.
Kötü bir kadındı. Amına
çaktığımın kahpesi.
- Ama şimdi yeni bir karın var.
- Evet, evet.
Harika bir kadın.
- Evet, öyle.
- Tanışırsınız.
Senin niyetinin ne
olduğunu biliyorum, McLovin.
- Gizemli biri gibi...
- Bütün ekiplerin dikkatine.
Kapat şunu.
Destek gönderin!
Kan gövdeyi götürüyor...
Gizemli biri gibi davranmaya
çalıştığına eminim.
Evet. Hatun durumları
nasıl gidiyor?
Asıl ilgilendiğim şey
durumların gidişi değil...
...gelişi.
- Ben çaktım.
- Neyi? neymiş?
Şey diyor...
Attırmak.
- Çok komik. Harbi komik.
- Tanrım.
Ah, galiba bir yerde olay çıkmış.
Hesabı ödeyemeyeceğiz.
10-4. Hemen geliyoruz.
- Haydi Hızlı Gonzales, gidelim.
- Yolda içmek için de bira alalım.
Tabii ya. Yolda içmek için de alalım.
Bize 13 tane bira
sarar mısın lüfen?
Çık lütfen. Tanrım, bacağım.
Siktir.
- O arıyor galiba.
- O mu?
- Alo?
- Merhaba Becca.
Az önce telefonum iyi
çekmiyordu. Senin Goldslick...
- Susun kızlar.
- Ne oluyor orada?
Yok bir şey.
Gelecek misin diye
sormak için aramıştım.
Belki bir gece
kulübüne ya da kokteyl...
...partisine takılmış olabilirsin
diye düşündüm.
Hayır, hayır. Kesin geliyorum.
Tam gaz.
- Charlie'nin Melekleri 2.
- Harika.
- Dört gözle bekliyorum. Evan?
- Tamam, hoşçakal.
İlk o zaman çekmiştim kokoyu.
O kahpenin memelerinden. Acayip...
- Biraz beyaz toz.
- Muhteşemdi.
Çok güzeldi.
Bu odadan çıkmayın sakın.
Bu gece o herifi öldürecekler. Hatunun
erkek arkadaşının kafa bir milyon.
Evet. Adam manyak.
Kavga çıksın diye dua ediyordum.
Resmen uykumdan uyanıp kavga...
...görmek için dua ediyordum.
Kim bu eleman?
- Merhaba.
- Kim bu?
- Kim bu?
- Sizi gördüğüme sevindim dostlar.
Herkese merhaba.
- Kimsin sen?
- Hiç kimse değilim.
Hayır, hayır. Seni tanıyorum.
Seni tanıyorum.
Size bahsettiğim o partiye gelmişti.
Hayır...
Hatırladın mı? Jimmy'nin kardeşi
bu. Bu çocuk şarkıcı.
- Hayır.
- Çok güzel sesi var.
- Şarkıcıymış. Jimmy'nin kardeşi!
- Ben o değilim dostum.
- Aman Tanrım.
- Bize şarkı söylesene! Söyle.
"Ben değilim" mi dedin?
Bize yalan mı söylüyorsun?
Hayır. Yanlış bildiğiniz için
sizi suçlamak istemem ama...
Kardeşim bu parti için ta
Scottsdale, Arizona'dan geldi.
Onun hatırına da mı
söylemeyecek misin yani?
- Palavracı seni.
- Söyle.
- Şarkıcısın sen.
- Hem de güzel şarkı söylüyorsun.
- Yine söyle.
- Kuş gibi.
- Hayır. Biliyorum.... isterdim ama...
- Bir fırt kokain ister misin?
- Olmaz dostum.
- Evet.
Tepemizi attırma. Şarkı söyle.
- Bir daha söyle.
- Turbo.
- Siktir! Geçti!
- Tamam, bak şimdi.
Tam tutturacağım.
Sıçıp batıracaksın.
Altında!
Yenildim. Çok saçma.
- Yarağı enlemesine yedin.
- Tamam. Peki. Öyle olsun.
- Pekâlâ, McLovin, sen de dene.
- Çocuk başaracak.
Haydi, McLovin.
Üfle. Haydi dostum.
- Bastır!
- 0,08 yaptım götoşlar!
- Vay be!
- Aferin sana!
- Evet!
- Acemi şansı.
Silah sahibi olmak nasıl bir duygu?
Müthiş bir his, McLovin.
- Öyle böyle değil...
- Harika.
Silah taşımaya başlayalı daha bir
kaç ay oldu ama şunu bil ki...
- ...iki tane sikin varmış gibi bir his.
- Aynen.
Hem de bir tanesi
adam öldürebiliyor.
- Elime alabilir miyim?
- Ne?
Birinizin silahını
elime alabilir miyim?
- Tabii, elbette
- Bana uyar. Neden olmasın?
Herkesin mutlaka bir iki kere
eline silah alması lazım.
Al bakalım.
- Ortamı mermi manyağı yap.
- "Mermi manyağı"mı?
- Güzel espri.
- Hiç silah tutmamıştım.
- Ateş etmesi zor mu?
- Adın Michaels'sa zordur.
- Hep karavana atar.
- Ne?
Hiç de bile.
Sen nesin sanki? Dur.
- Attığımı vuramaz mıyım diyorsun?
- Vuramazsın.
- Geçen hafta o kediyi vurdum ya.
- O zaten ölüydü.
- Ama yine de vurdum.
- Kedi ölüydü.
Bu meseleyi çözmenin tek
yolu var çocuklar.
- Atış yapmak.
- Atış yapmak.
- Atış yapmak!
- Atış yapmak!
Senden hoşlanmak için
bir sürü nedenim var.
Yakışıklısın,
iyi bir arkadaşsın.
Geldi işte. Bu o çocuk.
Mark, işte şu.
Sende de leke var.
- Kan kardeşi olduk.
- Kapa çeneni.
Benim evimdesin, sorduklarıma
cevap vereceksin.
Jacinda'yla neden dans ediyordun?
Ben dans etmeyi bilmem
bile. Sadece...
Dans etmeyi bilmem...
hiç denemeye bile kalkışmadım.
O zaman bu nereden geldi götoş?
Belki kazara seninle birbirimize
sürtünmüşüzdür.
Hatırlamıyorum. Belki
yanlışlıkla olmuştur. Bilmiyorum.
- Nereden bileyim?
- Sıç ağzına, Mark.
Kes sesini, Scarlett.
Nişanlımla dans etme
cüretini nereden buldun?
İncinmekten bahsediyor.
- Haydi ya.
- Evet.
- Kavga çıktı!
- Yürüyün!
Gidip bakalım!
Nedir o elindeki?
- Deterjan.
- Ne yapıyorsun onunla?
Pantolonumdaki kanı temizliyorum.
Eğilin.
Bu ne demek oluyor dostum?
Siktim belanı.
Hasiktir. Küçük
kızlar üstüme çullandı!
Öldün sen! Sıra sende!
Seni sike sike öldürmeliydim,
anası sikilmiş.
- Tut onu Jimmy'nin kardeşi! Tut!
- Nasıl yani? Hayır. Durun!
- Rezil ettin beni!
- Özür dilerim!
- Sen de bacağımı *** gibi kullandın!
- Polisi arıyorum.
Evan! Gel! Gidelim!
Amına koyayım böyle işin.
Evet. Paysview 5. Sokak. Çabuk olun.
Mark, polisi aradım.
Silahını sakla.
Babayı vurursun.
Onu dinlemeyin memur bey.
Onu vurursan seninle arkadaşlık
etmeyi bırakırım, Michaels.
- Babayı vurursun.
- Hiledir bu. Hile yapıyorsun ama.
- Hasiktir.
- Taşaklarımı yala, Slater!
Tamam... Şansını sikeyim senin.
- Ballı adam seni.
- Pis ateş ederim.
Dersimi aldım. Tamam.
- Bir el de ben atabilir miyim?
- Tabii ki, al bakalım.
Tadını çıkar dostum.
Şarjörü boşalt. Şarjörü
boşalt. Hasiktir!
Polis! Ön koltuk benimdir!
Ön koltuk benimdir!
Yaşasın! Ön koltuk.
- Götüm attı.
- Şimdi ne yapmak istersiniz?
- Sarhoş olalım!
- Biraz daha dağıtalım!
Hayal aleminde yaşıyorsun,
Michaels!
Vay anasını.
Bu, geçirdiğim en
güzel gece olacak.
- Paysview 5. Sokak'ta 257 vakası.
- Siktir.
O civarda bulunan ekipler
Paysview 5. Sokak'a intikal etsin.
- 98 numaralı ekip otosu, sen oradasın.
- Hay sokayım.
Siktir.
98 numaralı ekip otosu olay yerine
gidiyor. Amına koduğumun salak orospusu.
Birine ya da bir şeye ateş
edebileceğimizi söyledi mi?
Keşke söyleseydi.
Büyük ihtimalle dandik bir ev partisidir.
Seni oradan sonra bırakırız. Uyar mı?
Tabii ki dostum. Onlara mesleğin
inceliklerini gösterelim.
- Koduğumun piçi.
- Ne?
- Sattın beni.
- Satmadım.
Evet, sattın.
Bir şeyler yapacağını
söyledin ama yapmadın.
Bu, satmaktır.
Beni ruh hastalarının olduğu o
boktan partiye sen sürükledin.
- Ben seni satmadım.
- Sattın işte, tamam mı?
Bu sabah Jesse yüzüme
tükürürken de sattın...
...önümüzdeki yıl da satacaksın.
Nihayet baklayı çıkardın ağzından.
İyi oldu bunu bildiğim.
Üniversiteye birlikte
gitmemiz gerekirdi, Evan.
Çocukluktan beri,
ilkokuldan beri...
...her şeyi birlikte
yapmaktan bahsederdik.
Ama sen Dartmouth'a gidiyorsun.
Senin yüzünden kendimi kötü
biri gibi hissediyorum ama.
Ben kötü bir şey yapmadım.
İyi bir okul kazandım.
Ben Darthmouth'u nasıl kazanayım?
Orayı kazanamayacağımı biliyordun.
Ne kadar da bencilsin.
Fogell'in içki dükkanında başının belaya
girmesini hiç dert etmiyorsun.
İyi bir okula gitmemi istemiyorsun.
- Saçmalama!
- Ne istiyorsun peki?
Artık bana ayak bağı olmana
izin vermeyeceğim, Seth.
Ne diyorsun sen yahu?
Son üç yılımı seninle birlikte saçma sapan
muhabbetler yaparak boşa harcadım.
Kız peşinde koşup arkadaş
edinmek yerine...
...bütün vaktimi seninle harcadım.
Şimdi üniversiteye arkadaşı
olmayan bakir biri olarak gidiyorum.
Mevzu Becca mıydı? Bir
kız yüzünden mi yani?
- Ondan hoşlanıyorum!
- Kimin sikinde bu?
Sıradan bir kız! 2 yıl boyunca
onunla mı çıkacaksın?
- Ondan sonra ne olacak?
- Siktirtme ebeni, bok herif.
Ben seni sikerim! Ve bir
daha bir şikayetin olursa...
...10 yıl boyunca içinde
tutma, erkek gibi söyle!
- Dokunma bana.
- Ebeni sikeyim senin!
McLovin, şu yandaki
sayılar tek mi çift mi?
- Bilmiyorum. Çok karanlık.
- El fenerimiz var.
Doğru ya.
Hangi cehennemdeyiz?
- Slater.
- Ne var?
Slater.
Şimdi öleceksin genç Michaels.
Tamam, yeter artık. Önümü
göremiyorum. Göremiyorum. Yapma.
- Hoşuna mı gitti?
- Çek şunu. Gözüm ağrıdı.
- Önce sen çek.
- Sen çekene kadar çekmem.
- Kes artık götlek herif.
- Sen kes.
- Ebeni sikeyim senin!
- Dokunma bana.
Bunu neden yaptın?
- Gözüme ışık tuttun.
- Sen de bana tuttun.
- Ama ben araba sürüyorum.
- Işın kılıcı oyunu oynuyorduk.
- Affedersin.
- Aman Tanrım.
Bir şeyi olmadığına emin misiniz?
- Git bir bak.
- Sen bak.
- Senin bakman gerekiyor.
- Hasiktir oradan. Git sen bak.
Hay sokayım. Pekâlâ,
ikimiz birden bakacağız.
Hep de bizi buluyor böyle
şeyler. Şansa bak.
- Herkes iyi mi?
- Evet, çok iyiyiz. Sağol.
Nerenden yaralandın?
- O iyi. Bir şeyi yok.
- Arkadaşının yanına geç.
- Şöyle geç.
- Ben bakıyorum.
Sen onlara bak.
İçki mi içiyordunuz?
- Hayır memur bey. Biz...
- Onları bulduk.
Size inanmıyorum.
Kımıldama. Olduğun yerde kal.
- Doğru söylüyoruz.
- Külahıma anlat.
- Bu gece kahramanlık yapmayın sakın.
- Bu gece hiç sırası değil.
Senin kabahatin.
Senin halletmen gerek.
Hayır. Bir daha senin hatalarını
telafi etmeye niyetim yok.
Açığa alınmak istemiyorum.
İşimi seviyorum.
Ben de. Saçımı bedava kesiyorlar.
Sorumluluğu ben almam.
Tamam, tamam!
Bu iki zibidiyi
tutuklayacağız, tamam mı?
Ve suçu onların üstüne atacağız.
Tamam. Ne gerekiyorsa yap.
Bacaklarınızı açın!
Yere yatın! Silahım dolu
ve ateşlenmeye hazır!
Bacaklarınızı açın! Amcıklarınız
asfalta yapışsın.
- Haydi!
- Lütfen ateş etmeyin efendim.
"Lütfen ateş etmeyin"miş.
Susun ve bacaklarınızı aç!
Kanun benim! Anladınız mı?
El ele tutuşun.
- Ne?
- Neden?
Çünkü suratının olduğu yere bir göt
deliği açmak istemiyorum Whaling Jennings.
- Elini tut şunun!
- Elimi tutacakmışsın.
O kadar da zor değilmiş,
gördünüz mü?
Al McLovin, yak bir sigara.
Tüttür haydi.
Hayat kısa, malum.
Çek içine dostum.
Derin derin çek.
Tadına var.
McLovin, McLovin, McLovin.
- Memur Slater'ı ve beni sevdin mi?
- Evet, harika adamlarsınız.
Sağol. Biz de seni
çok sevdik, McLovin.
Yapacağımız şey şu:
Bu elemanları tutuklayacağız...
...sen de, onların aniden önümüze
çıktığını ve bizim elimizden...
...bir şey gelmediğini belirten bir
tanık ifadesi yazacaksın. Nasıl ama?
- İyiymiş.
- Güzel.
Güzel. Kız kardeşinmiş
gibi düşün.
Kız kardeşin...
Nasıl yani?
Göte-gel?
- Hasiktir!
- Hasiktir!
Kaç! Kaç!
Dur.
Bekle, içkiyi almam lazım.
Seth, bekle!
McLovin kaçtı!
Sen çocuğu takip et!
Durun!
Hızlı çocukmuş.
Gideceğim yere götür beni. Duydun mu?
Beni serbest bırakamazsın!
Dur!
- McLovin!
- Koş.
McLovin!
McLovin! Neden?
McLovin, geri dön!
Elim! Canavar! Nicole!
Nicole, babamı çağır.
- Babamı çağır.
- Babamı çağır!
- Hasiktir.
- Uzak dur çocuklarımdan!
Orospunun çıkardığı
manyak piçler!
Ne yapıyorsun yahu?
Michaels, iyi misin?
- Bira yüzünden.
- Yalanını yiyeyim.
- Bira yüzünden.
- Kendine gel.
Ne oldu? İzini mi kaybettin?
Manyak herif. Dünyanın
en hızlı koşan çocuğu.
- İyi bok yedin.
- Dünyanın en hızlı koşan çocuğu.
Sıçayım en hızlı koşan çocuğun
bacağına. Ne yapacağız şimdi?
Havaya ateş edeceğim.
Bunu yapmadan önce haber ver.
Nereye saklandıysa, korkudan
çıkacak ortaya.
Ateş etmen bir boka
yaramaz. Bin arabaya.
Bu senin hatan,
bok herif...
Siktir. Siktir... Seth'i vurdular.
Kesin Seth'i vurdular.
Ağzına sıçayım.
Ağzına sıçayım.
- Koşayım mı?
- Evet.
- Dur!
- Durdur otobüsü!
- Durdur!
- Duruyor.
- Duruyor.
- Tanrı'ya şükür.
Evan, benim yerime de versene.
İki kişilik.
Hey! Sen!
McMuffin.
- Bu adamı tanıyor musun?
- Şey...
Şimdi içkileri saklamana
yardım edecek polis de yok.
Geri çekil. Ağzını
burnunu dağıtırım senin.
- Ver şu içkiyi.
- Geri çekil!
Geri çekil! Geri çekil!
Lütfen sakin olun.
Goldslick.
İnin otobüsten
yoksa polis çağırırım.
Bok ye.
Yaşasın. İki sokak mesafedeyiz.
Başardık. İçkileri sağ salim
getirmeyi başardık.
Başardık.
Tut şunu.
İçkiyi alabildiğine hâlâ
inanamıyorum.
Muhteşem.
Bu fikrin işe yarayacağını söylemiştim.
O polisleri kandırdım.
Ben McLovin'im. Ben McLovin'im.
Sizde neden deterjan var?
O polislerle birlikte neden
sigara içtiğini aklım almıyor.
Çünkü ben muhteşemim.
- Bu gece amcığa doyacağız.
- Ben doyacağım amcığa.
Sonunda içkilerimizi içeceğiz.
Becca'nın şişesinin
kırıldığına inanamıyorum.
- Sorun olmaz.
- Evet.
İçkiye ihtiyacın olmadığını
sanıyordum. Ona açılacaktın ya.
Jules'u seninle sevişecek
kadar sarhoş etmeni umarım.
- Derdiniz ne sizin?
- Yok bir şey.
Önümüzdeki yıl katılacağınız pijama
partisinde konuşursunuz artık.
Söylemişsin.
- Neyi söylemiş?
- Sen gerizekalısın, Fogell.
- Artık söylememiz lazım.
- Hayır...
Zaten bir şeyler anlamış.
Neyden bahsediyorsunuz siz?
Anlatsanıza.
Ben ve Evan önümüzdeki yıl
oda arkadaşı olacağız, Seth.
Neden büyütüyorsun ?
"Aman Tanrım. Fogell,
Evan'la oda arkadaşı olmuş."
Bir de oturup ağla bari.
- Sana söylememe nedenim...
- Çünkü sen hainsin...
...en iyi arkadaşına yalan söyledin
ve artık bana değer vermiyorsun.
Senden bunu beklemezdim, Evan.
Beklemezdim.
Ver şu içkiyi, Göte-gel.
Anlaştığımızı ondan
saklamamalıydık.
- Seth geldi.
- Seth, sonunda geldin.
Merhaba. Seth
içkileri getirdi millet.
- Evan.
- Gaby, merhaba.
Nerede kaldın? Az
kalsın batıracaktın.
- Neyden bahsediyorsun?
- Becca'dan. Seni bekliyor.
Şurada.
Sarhoş oldu da.
Ve bütün akşam senden bahsetti.
Sahi mi? Ne söyledi?
Benim iyi biri olduğumu mu
söyledi?
Hayır, hayır. Daha
çok şöyle şeyler:
"Bu gece onu uçuracağım."
- Ne?
- Biliyorum.
- Evet
- Ama zil zurna sarhoş durumda.
Ben ayık bir haldeyken onunla
sevişmem ahlaksızlık olmaz mı?
Sen de sarhoşsan olmaz.
Öyle galiba.
Seth'in şerefine.
- Seth'in şerefine!
- Evet.
Seth de kim?
Seth benim!
Şerefime bir tane daha içelim.
Hay Allah.
Sakin ol. Sakin ol dostum.
Sakin ol. Senden hoşlanıyor.
Sikini yalamak istiyor.
Bu iyi bir şey.
Hatta çok iyi.
Yuvarla gitsin.
Fogell. N'aber?
Evan. Evie, buraya gel.
Kalkmama yardım
eder misin lütfen?
Düştüm ve bu yavşakların
hiçbiri yardım etmiyor.
Becca.
Saatlerdir seni bekliyorum.
- Nerede kaldın?
- Farkındayım...
- Goldslick'imi getirdin mi?
- Hayır, ne yazık ki...
Saçma sapan bir şey oldu.
- Yemin ederim çok uğraştım ama...
- Hiç önemli değil.
Bak. Bunu içebiliriz.
- Al. İç.
- Hayır.
- Zaten sarhoşum.
- Çek bir fırt.
Peki, sana içiyorum.
Becca'nın şerefine.
Becca'ya.
- Saygı...
- Çocuklar.
Kadınlara saygı gösteren
insanlara içiyorum.
Evet.
Beceriksiz seni.
Sen ve ben üst kata
çıkacağız, çünkü...
Çünkü sana bir şey söylemem
gerekiyor. Tamam mı?
Burada da söyleyebilirsin.
Söyleyemem, çünkü
söyleyeceğim şey bir sır.
- Peki.
- Gel haydi.
- Hoşçakalın.
- Güle güle.
Güle güle.
İsmini McLovin olarak mı
değiştirdin?
- Acayip havalı bir isim.
- Sağol.
Hawaii nasıl bir yer?
Pekâlâ. İşte döndüm.
Geldiğiniz için teşekkür ederim.
Jules. Benimle birlikte
içmeni istiyorum.
Biraz iç şundan. Bayılacaksın.
Bayılacağına eminim.
- Ben...
- Yeşil bira. Bilgin olsun.
Hiç canım istemiyor.
Ama teşekkür ederim.
Getirdiklerin için de tekrar
teşekkür ederim.
Partinin tadı yerine geldi.
Huyum kurusun. Ben böyleyimdir.
Ama sorun değil. Öğrenirsin.
Seninle laflamak ve sohbet
etmek çok hoşuma gidiyor.
Gerçi müziğin sesi çok yüksek
olduğu için seni duyamıyorum ama...
Dışarı çıkıp biraz daha
konuşmak ister misin?
Evet. Elbette. Neden olmasın.
Çıkalım haydi. Uzun zamandır
kimseyle sohbet etmedim.
- Tamam. Önce bayanlar.
- Peki.
- Çok teşekkür ederim.
- Önemli değil.
- Dikkatli yürü. Bugün orada düştüm.
- Cidden mi?
Araba çarptı aslında.
Uzun hikaye.
- Hay aksi. Dikkat et.
- Tamam...
Çok gürültülü.
Annenler duymasın.
Çok tatlı görünüyorsun.
- İyi misin?
- Matematik dersinde sana kur yapmıştım.
Bilmez miyim.
Ben de sana yaptım.
Uzun zamandır sana, tanıdığım en müthiş
kız olduğunu söylemek istiyordum.
Biliyorum. Ben de sana çok
fena vermek istiyordum.
Hem de çok fena.
Harikasın.
Şu hırkayı çıkaralım.
Dikkatli ol. Bu hırkanın benim için
önemi büyük. Çok kalitelidir.
Peki.
- Pahalı bir mağazadan aldım.
- Acele et.
- Şunu da.
- İşte çıktı.
Yavaş. Dikkat et.
Hay aksi.
Şuraya bırak.
- Bak şimdi, bak...
- Peki.
- ...burada senin için ne var.
- Aman Tanrım.
Sen Mississippi'nin...
- ...bu yakasındaki en güzel kızsın.
- Bunun altındakini de...
...sana getirdim.
Çok tatlı görünüyorsun.
- Çok tatlısın.
- Altında.
Merhaba.
Senin için.
Muhteşemsin.
Eşsizsin.
Gel buraya.
Öp beni, Evan.
Senden çok hoşlanıyorum.
Haydi, McLovin.
Daha önce hiç benden büyük
biriyle birlikte olmadım.
İyi etmişsin.
Sabah yaptığımız tiramisu
çok güzel oldu.
Çok lezzetli... tuhaf
görünüyordu ama çok lezzetliydi.
Sorun nedir?
Bunu başka bir zaman...
...yapmayı tercih ederim.
Hayır. Başka zamanımız
kalmadı. Okul bitti.
- Şimdi yapsak ne olacak?
- Ama... sen... sarhoşsun?
- Hem de çok sarhoşsun.
- Sen de sarhoşsun, Jules.
Şey, ben aslında...
hiç sarhoş değilim.
Ağzıma içki koymadım.
O yüzden... yani...
Jules, içtin ya. İçtin.
Herkes içti. İçki getirmemi
istediğine göre sen de içtin.
Öyle değil mi?
Evet, çünkü partiyi ben
veriyorum, hatırladın mı?
Başkaları içti ama ben...
Sen?
İstemiyor musun?
Şimdi değil.
Sen sarhoşken olmaz.
Ama yine de teşekkür ederim.
- Evan. Evan, sırılsıklam oldum.
- Evet.
Sağlıklı kadınlar ıslanır
derler. Öyle öğrendim.
- Evet.
- Evet.
- Öğrendiğime göre...
- Kimmiş bu aşağıdaki?
Elin.
- Sağol. Güzeldi.
- Ne güzel sikin var.
Sağol. Erkek olsan
seninki de öyle olurdu.
Ama senin de göğsün çok güzel.
Sana ağzımla...
...muhteşem bir...
...sakso çekeceğim.
Bir süre öpüşsek nasıl olur?
Onun yerine biraz daha öpüşsek?
Beni ne kadar çok
sikmek istiyorsun?
Ulu Tanrım.
Hay Allah.
- Dur biraz.
- Ne oldu?
Becca, bunu yapmak
istediğime emin değilim.
- Sen zil zurna sarhoşsun.
- Hayır, değilim. Sarhoş değilim.
- Sarhoş olduğun belli oluyor ama.
- Ve seni içimde istiyorum.
Bekaretimi sana vermek istiyorum.
Seni içimde istiyorum.
Kendini bana bırak.
- Koyver gitsin.
- Biliyorum, ama...
Becca, bu kadarı çok ağır.
Öyle sarhoşum ki, buna
devam edemeyeceğim.
Ama sen çok tatlısın.
Böyle olacağını düşünmemiştim.
Neden bu kadar
sızlandığını anlamıyorum.
- Sızlanmak mı dedin?
- Evet, korkak...
Bak, sağlıklı düşünemiyoruz...
Hasiktir. Tanrım.
- Git Gaby'i çağır.
- Çağırayım.
Tanrım. Lütfen Gaby'i çağır.
- Sikim kalktı.
- Güzel.
- Kaputun var mı?
- Evet.
Kayganlaştırıcım da var.
Seth?
Sen... Ağlıyor musun?
Hayır. İki gözüme de toz kaçtı.
Ağlamıyorum tabii ki.
Ağlıyor gibisin.
Ama...
Bu benim son şansımdı
ama sıçıp batırdım...
Ne için son şansındı?
Yazın seninle çıkabilmek için.
Şimdiye dek benimle konuşan
en müthiş kişi sensin.
İkimizin de sarhoş
olacağını sanmıştım.
Ben sarhoş olunca
ne olacaktı ki?
Ayık kafayla asla benimle
birlikte olmazdın.
Bir kendine bak...
- ...bir de bana.
- Seth, hiçbir şeyi berbat etmedin.
Belki de...
Hay ebenin...!
Yardım et.
Shirley.
Üzgünüm.
- Haşere kontrolü aramayı unutmuşlar.
- Evet.
Nereye gidiyorsun?
Parti daha bitmedi.
- Nereye gidiyorsun?
- Olamaz.
Arkadaysan çık ortaya.
Herkes çıksın.
- Yoksa vururuz.
- Parti, bitti.
- Evan.
- Toz olun haydi.
Kaldırın ellerinizi.
Hayat bok gibi, Miroki.
Ev, uyan dostum.
Gidiyoruz. O polisler
buraya geldi.
"Olamaz, polisler."
- Evan, uyan haydi.
- Haydi uzayın buradan.
İkile bakalım delikanlı.
Kız seninle ilgilenmiyor.
- Bırak o kokteyli ve yürü.
- Görüşürüz güzelim.
Haydi, kalkın bakalım.
Herkes dışarı. İçkileri
bırakın ve çıkın.
Ne yapıyorsun sen?
Asıl sen ne yapıyorsun, Seth?
O benim en iyi
arkadaşım. Hasiktir.
Siktir. Gel.
Silah ve uyuşturu bulunduruyorsunuz
gibime geliyor.
Tanrım! Gel haydi.
Durmak yok.
Pekâlâ gençler...
...yasaların uzun aletiyle
sikilmeye hazır olun.
İkileyin.
Haydi bakalım.
Belanı sikeyim senin, Seth.
Boş bir oda bulun.
Seni kurtaracağım, Evan.
Siktir.
Çok ağırsın dostum.
Soktum. Tanrım, soktum.
Evet, herkes dışarı.
Haydi çıkın.
McLovin! Ne yapıyorsun?
- Memur Slater, sen misin?
- Kaçtın bizden.
Neden kaçtın?
Michaels, buraya gel.
- Hayır. Kaçmadım.
- Neden kaçtın?
Bunu neden yaptın?
- Kafam karışmıştı...
- O kızın ırzına mı geçiyordun?
O kızı penisinle taciz mi
ediyordun? Michaels, bak.
- McLovin!
- Hayır, hayır.
Hayır.
Hasiktir. Sevişiyor muydunuz siz?
Hayır. Yani evet, ama...
- Evet. Sevişiyorlarmış.
- Sandığınız gibi değil.
- Ben daha...
- Otur yerine. Kalkma.
- Sakin ol.
- Arkadaş olduğumuzu sanmıştım...
...ama sen bizden kaçtın.
Kendine hakim ol.
- Biz arkadaşız.
- Kapa çeneni.
- Sakin ol. Sakin ol dostum.
- Neden? Ne var?
McLovin'in sikini
elinde bıraktın.
O bizim arkadaşımız.
Bunu yapamayız.
Sikine rehber olmamız lazım;
elinde bırakmamalıyız.
Sakin ol tamam mı?
Durumu düzeltelim.
Durun. Ne yapıyorsunuz?
Hayır. Lütfen. Hapse
girmek istemiyorum.
Hayır. Bak, çok
üzgünüz, McLovin.
Bu iş... Bu iş bu
kadar uzamamalıydı.
Ne? Neyden bahsediyorsunuz?
25 yaşında olmadığını biliyoruz.
Salak değiliz, McLovin.
- Evet.
- Başından beri biliyor muydunuz?
Senin yaşındayken biz de
polislerden nefret ederdik.
Bugün seni içki
dükkanında görünce...
Galiba sende kendimizi gördük...
...ve sana polislerin de...
...eğlenceli vakit geçirebildiğini
göstermek istedik.
Tabii.
Bir bakıma, galiba kendimizi
göstermek istedik.
Ayrıca...
Hatunu kaçırmana neden
olduğum için özür dilerim.
- Özrün kabul edilmiştir.
- Gerçekten üzgünüz.
Bu iyi geldi.
- Çok iyi geldi.
- Özlemişim sizi çocuklar.
Keşke hatamızı telafi
edebilsek dostum.
Sizden bir ricam olabilir mi?
- Ne istersen.
- Söyle yeter.
- Bu çocuk manyağın teki.
- Güvenliğiniz için yaklaşmayın.
Bırakın beni amına koduğumun
polisleri. Çekin ellerinizi.
Benim kim olduğumu biliyor musunuz?
Benim adım Fogell.
- Hiçbir hapishane tutamaz beni.
- Hasiktir. Fogell da ne saldırganmış.
Gözlüklerini kıracağım sikimin
polisi. Beni tutuklayamazsınız.
Am kafalı domuzlar.
Hasiktir.
Saç traşın güzelmiş,
göt herif.
- Manyak.
- Manyak bu çocuk.
Kafayı yemiş. Aşağılık
Fogell'i enseledik.
Çek ellerini... Bekle
beni, Nicola.
Tahliye olmamı bekle.
Hawaii'ye gidecektik.
Bu yüzden herkes önünde
domalacak dostum.
Harbi mi?
- Arabayı ne yapacağımızı buldum.
- Güzel.
Haydi. Kus.
Taşıyor musun beni?
Hayır, seni polislerden
kurtarıyorum.
Beni sen mi kurtardın?
Ne demek istediğini
anlamadım ama sağol.
Yürüyeyim mi?
- Yürüyeyim mi?
- Tabii, elbette.
Nereye gitmek istersin?
Bize yatmaya gidelim mi?
Gelmek ister misin?
- Olur.
- Tamam.
Annen hâlâ halka
pizza yapıyor mu?
Evet. Hem de bir sürü.
Halka pizza.
Bunu imzalayınca, resmi olarak...
...seni gaspedilmekten kurtardığımızı,
bir keşin ekip arabamızı...
...çaldığını ve haşat ettiğini
beyan etmiş olacaksın.
- İmzalar mısın?
- Tabii ki. Size hayatımı borçluyum.
Biz de sana borçluyuz, Mc...
Dur biraz; asıl adın neydi?
- Fogell.
- Siktiret.
- Sana McLovin diyeceğiz.
- McLovin.
Haydi şu dansı yapalım çocuklar.
- Aman Tanrım.
- Size söylemiştim, değil mi?
Manyak bir şeydi.
Şimdi şuna bakın.
Halka çörek dönüşü tarihinin
belki de en müthiş hareketi olacak.
Dikkatli izleyin.
İyi bakın. Yukarı
sarmalanmış domuz kuyruğu.
- Neden böyle demişler?
- Bilmem.
Rozetinin hakkını ver, Slater.
Normalde bu hareketi hiç bu
kadar sarhoşken yapmaz...
...ama galiba böylesi
daha havalı olacak.
McLovin!
Olamaz.
Siktir.
- Slater!
- Memur Slater.
Evet. Manyak bir hareketti.
Haydi yapalım şunu.
- Çabuk, çabuk. Dökün.
- Döküyorum. Döküyorum.
- Bitirdim. Bitirdim.
- Güzel. Başlıyoruz.
Tamam. Tamam. Çekilin.
Sakın patlama, amcık
ağızlının arabası.
Evet. Aman Tanrım.
Oldu. İşe yaradı.
Kazandık. Kazandık.
Ateş edebilir miyiz?
Bilmem. Edebilir misin?
Al sana, salak araba.
Müthiş.
Dinle bak. Sonra bana
sakso çekeceğini söyledi.
- Sana bunu söylediğine inanamıyorum.
- İnanmazsan inanma.
- Aklından ne geçiyordu ki?
- Bir bilsen.
Sana bir şey söylemek
istiyorum, Evan.
Nedir?
Üç hafta önce, sen sıçarken...
...odana girmiştim.
Yurt için doldurduğun
formları gördüm.
Fogell'le aynı odada
kalacağını biliyordum yani.
Özür dilerim dostum,
bilmiyorum.
Sana söylemeliydim. Neden
söylemediğimi bilmiyorum.
Hayır, özür dileme. Asıl özür
dilemesi gereken benim.
Sana karşı sik
kafalılık yaptım.
Hayır, ben...
Dinle, Seth. Fogell'e birlikte kalmak istemediğimi bilmeni istiyorum.
Onunla aynı odada kalmayı
hiç istemedim. Ben...
Yabancı biriyle birlikte
kalmaktan korkuyorum.
Yapamam.
Bunu yapamam.
Biliyorum, biliyorum.
Beni kurtardığına
inanamıyorum.
Beni kurtardın.
İnanamıyorum. Sana borçluyum...
Beni kucağında taşıdın.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum dostum.
Ben de seni seviyorum.
Seni seviyorum. Bunu söylemekten
hiç utanmıyorum.
Seni... Seni seviyorum.
- Ben de utanmıyorum.
- Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Bunu neden her gün söylemiyoruz?
Neden daha sık söyleyemiyoruz?
Seni seviyorum. Çatıya
çıkıp haykırmak istiyorum.
"En iyi arkadaşım
Evan'ı seviyorum."
- Çatıya birlikte çıkmalıyız.
- Elbette.
Paskalya'da tatile gittiğinde
çok özledim seni.
- Ben de seni özledim.
- Bütün dünyanın bilmesini istiyorum.
Bu, dünyanın en güzel şeyi.
Gel buraya dostum.
- Seni seviyorum.
- Seni seviyorum.
Ne oluyor?
- N'aber?
- GÜnaydın.
Gitmeliyim. Gitmeliyim.
Bir an önce gitmeliyim.
Gitmene gerek yok.
Sana karşı hiçbir
kırgınlığım yok.
Bu şekilde çekip
gitmene gerek yok.
Bana takılmak ister misin?
Alışveriş merkezine gidecektim.
Yeni bir yorgan almam lazım.
Üniversite için. Alışveriş
merkezinde satarlar.
İyi o zaman...
...annenin memeleri kocaman.
Ne diyorsun?
Bilmiyorum. Bana sorma.
Pantolonunun nasıl
göründüğü umrumda değil.
Ama birinin görüşüne
ihtiyacım var.
Çok dar. Çok dar olmuş.
- Evet ama...
- Çok dar. Bir beden büyüğünü al.
Pantoloncuda daha fazla pantolon
olması gerekir ama yok.
Evet ama... kötü mü durdu?
Komik durdu. Bu şekilde dik
duramazsın. Ördeğe benzemişsin.
Ama tıpkı...
- Tam üniversiteli gibi görünüyorum.
- Nasıl göründüğünü bilemiyorum.
- Ne bileyim; sanki...
- Hey, profesör.
- Peki.
- O sınavda...
Selam, Susan. Bu gece partiye
gelecek misin, gelmeyecek misin?
Keşke daha çok pantolon olsaydı.
Ama yok.
Dün gece babanın pantolununu
giyince farkettim ki...
...biraz daha dar
pantolonlar giyseydim...
...kilo vermem için beni
cesaretlendirebilirdi.
Ayrıca hatunlar da...
...babafingomun hatlarını ve
şeklini daha iyi görürdü.
Evet, erkeklerin deve ayakları
için deli oluyorlar zaten.
Evet, deve kuyruğu. Tam şurada...
Nerede ve nasıl
olduğunu biliyorum.
Tam şurada.
Pantolon o kadar dar ki, taşaklarımdan
biri sikimin üstünde kalmış.
- Evet, aynen öyle.
- Sanki üç tane.
Sanki üç şey var.
Taşak, sik, taşak.
Bölme işaretine benziyor.
Karavana balık istifi
tıkılmış insanlar gibi.
- Götüm komik mi görünüyor?
- Bir sürü yerin komik görünüyor.
Bu pantolon çok dar.
Haklısın, çok salak duruyor.
Haydi gidelim.
Çok özür dilerim. Öyle bir
şey yaptığıma inanamıyorum.
Sana yeni bir tane aldırdığım
için çok kötü oldum.
Saçma oldu.
- Almam gerekiyordu. Kusmuk sonuçta. İğrenç.
- Aman Tanrım..
Alkolikler içki
mahmurluğu çeker mi?
Hasiktir, hasiktir. Onlar.
- Ne bok yiyeceğiz?
- Sakın durma. Bilmiyorum.
- Merhaba.
- Merhaba.
Ne var ne yok?
Sizi gördüğümüze...
Nasılsın?
Daha iyi de olmuştum. Ama
düzelirim. Sen nasılsın?
İyiyim. Dün gece eğlendin mi?
Pek bir şey
hatırlamıyorum aslında.
Ben hiçbir şey hatırlamıyorum.
- Çok garip.
- Hiçbir şey hatırlamıyor.
Senin üstüne kusmadım ya?
Hayır. Kusacaktın ama
yana çekildim.
Teğet geçti. Ben de sana
"uzak dur benden" dedim.
Dün gece bütün olanlar
için çok üzgünüm ve...
Her konuda gösterdiğin anlayış
için teşekkür ederim.
Önemli değil.
En azından gözün morarmamış.
- Çok kötü görünüyor.
- Evet.
Sen harika görünüyorsun. Kötü görünen
sen değilsin, gözündeki morluk.
Her yerin harika da, sadece...
şu kadar bir yer.
- Gözün.
- Evet, gözün.
Onun haricindeki
her yer harika.
Ama cidden, dün gece resmen
salak gibi davrandım.
Bunu haketmiyorsun.
Çok özür dilerim.
Ama her şey bir yana, mor
göz sana çok yakışmış.
Sadece içimden
geçeni söylemek istedim.
Sağol akıllı çocuk. Sağol.
Buraya gelme nedenim...
...mezuniyet fotoğrafı için tonla
leke örtücü almaktı aslında.
Hasiktir. Olamaz.
Ben de Jules'a yeni
bir yorgan alacağım.
Ben de yorgan alacaktım.
Üniversitede kullanmak için.
- Sahi mi?
- İhtiyacım olacağını anladım.
Seth...
Bana leke örtücü
almak ister misin?
Borçlu sayılırsın da.
Evet, tabii ki.
Bayıla bayıla alırım.
Geçen sene yüzümde çok beter
sivilceler çıkmıştı...
...o yüzden leke örtücüler
konusunda uzmanımdır.
Buraya Evan'ın arabasıyla
geldim ama...
Ben de babamın arabasını aldım.
Seni ben bırakabilirim.
Evan da Becca'yı eve bırakır.
Uyarsa tabii. Yolunun
üstü mü bilmiyorum.
Benim için sakıncası yok.
Tamam, olur. Belki bir
şeyler de yeriz.
Evet, iyi olur.
Seni sonra ararım o zaman.
Tamam, ararsın.
Numaram sende var.
Telefon bilgilerin var.
Kızı evine bırak.
Harika. Güzel. Tamam dostum.
- Tamam.
- Pekâlâ çocuklar.
- Becca.
- Güle güle
- İyi eğlenceler.
- Görüşürüz, Jules.
Evet, çok komik.
Nerede yemek istersin?
Ne tür bir leke örtücü almam
gerektiğini söyler misin?
Seni seviyorum.