Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bayan Peterson!
Ramon. Nasýl gidiyor?
- Nasýlsýnýz?
- Orada, masada.
- Nereye gidiyor?
- Karlý bir yere.
- Pembe kullanmýþsýnýz.
- Evet.
Bugün pembe bir gün.
Perþembe günü
bir paketim daha olacak.
- Tamam. Görüþürüz.
- Olur. Saðol.
Peterson! Peterson!
Peterson.
Bay Cowboy, deðil mi?
Hmm, çok güzel.
Karýmdan geliyor.
Zaman hiç acýmadan bize hükmeder,
saðlýklý, hasta,
aç ya da sarhoþ,
Rus, Amerikalý veya Marslý olmamýza
aldýrmaz.
Ateþ gibidir. Bizi yok edebilir de,
ýsýtabilir de.
Bu yüzden her FedEx bürosunda
bir saat vardýr.
Çünkü biz zamana göre
yaþar ya da ölürüz.
Ona asla sýrtýmýzý dönmeyiz.
Ayrýca asla zaman mefhumunu
kaybetme günahýný iþlemeyiz!
Yerel saat 1 :56.
Yani bugünkü
paket tasnif iþini
bitirmek için
3 saat 4 dakikamýz var.
Sadece o kadar.
Bu süre dolduktan sonra
bu aksi, uðursuz,
ve acýmasýz þef
bizi iþimizden etmeye çalýþacak.
Selam, Nicolai. Seni görmek güzel.
Nasýlsýn ufaklýk?
Az önce ilk FedEx paketini
teslim ettin.
Özel bir hediyeyi hak ettin,
örneðin bir Snickers
ve bir CD çalar.
Ve dinleyecek bir þey.
Al. Elvis Presley.
Elli milyon hayran yanýlýyor olamaz.
Bunu tanýyorsunuz, deðil mi?
Bunu kendime yollama
cüretinde bulundum.
Memphis'ten ayrýlmadan FedEx'ledim.
Ýçinde ne olduðunu
merak ediyorsunuzdur.
Mimari planlar mý?
Yoksa teknik çizimler mi?
Banyo için
yeni duvar kaðýdý mý?
Bu bir...saat
ve saati sýfýrlamýþtým.
Þu anda 87 saat
22 dakika ve 17 saniyede.
Amerika Mephis'ten
Rusya'da Nicolai'ye 87 saatte.
87 saat rezalet.
Bu sadece bir yumurta saati!
Ya da taze çilekler?
Veya evlat edinme belgeleri?
87 saat sonsuzluk gibi. Evren bile
daha kýsa sürede yaratýldý!
87 saat içinde savaþlar bitti
ve uluslar devrildi!
Servetler kazanýldý, savruldu.
Ne?
- Hakkýmda ne söylüyorsun?
- Ne bekliyorlar ki diyorum.
Bu adam kamyonu bozulunca
bir çocuðun bisikletini çaldý.
Ödünç aldým! Bir çocuðun
bisikletini ödünç aldým.
Paketlerimi teslim ettim
ve siz de bunu yapmalýsýnýz.
Ne gerekiyorsa yapmalýsýnýz
çünkü 3 saat 2 dakika sonra
tüm paketler
büyük kamyonun içinde
havaalanýna gidiyor olmalý.
1 5 dakika!
Az kaldý! Az kaldý!
Haydi! Tüm paketler
havaalaný kamyonuna.
Haydi! Çabuk, çabuk, çabuk!
- Büyük bir sorunumuz var.
- Ne?
- Kýzýl Meydan'daki kamyon takýlmýþ.
- Ne?
- Takýlmýþ.
- Nasýl? Kara mý? Buza mý?
En önemli kamyon,
Kremlin kamyonu! Çok paket var.
Tamam. Masayý buraya koyun.
Hemen tasnif edelim.
Evet, tekerlek kelepçesi.
Bu, takýlmaya yol açabilir.
Gidelim. Boþaltýn...
Çýkartýn onu buradan.
Buraya. Ýki sýra, iki sýra.
Biri havaalaný kamyonuna,
öteki Moskova kamyonuna. Tamam mý?
CDG, FE, ME, Memphis havaalaný
kamyonuna. Ötekiler oraya.
Nicolai! Tik-tak, tik-tak.
Dört dakika.
Merhaba, ben Kelly. Chuck'ý
arýyorsanýz 1 'i tuþlayýn.
Ya da mesaj býrakýn.
Teþekkürler.
Kelly. Orada mýsýn? Telefonu aç.,
Orada deðilsin.
Kýzýl Meydan'da, Lenin'in mezarýnýn
gölgesinde tasnif yapýyorum.
Seni özledim.
Seni özledim ve seni öpmek istiyorum.
Uçuþ sýrasýnda
Paris'e uðrayacaðýz.
18 saat sonra Memphis'te
olurum. Bu iyi haberdi.
Kötü haber, bu hafta
diþçiye gitmeliyim.
Aðrým var.
Yakýnda görüþürüz. Bunun anlamýný
biliyorsun. Hoþçakal.
Nicolai! Tik-tak,
tik-tak, tik-tak!
Bu gece kesinlikle
Memphis'te olmak zorundayým.
Yardýmcý olamam. UPS'i deneyin.
Biraz daha hýzlanýp,
tasnifi yapabilir miyiz?
- Elimizden geleni yaparýz.
- "Elimizden geleni" mi?
Gwen, doktorlarýmýz Jack'in
uçmasýna nasýl izin verebiliyor?
Endiþelenmiyor musun?
Korkuyorum ama kýzlar
yapmalarý gereken þeyi yapar.
Ýþte cesaret.
Hedefimizden sapmamalýsýn.
Sakat bir çocuðun bisikletini
çalan bir adamdan ne beklenir?
Ödünç aldým. Ama çocuðun artýk
sakat olmasýndan hoþlandým.
Demek 2 dakikayla
son kamyonu kaçýrdýn?
Ýki dakika. Aslýnda daha az.
Uçak aðýr deðildi. Daha fazla
yakýt koyup, hýzýný artýrabilirdin.
Olay kamyonlarla ilgili.
Bugünkü kamyon 2 dakika gecikti.
Yarýn dört dakika gecikir,
sonra altý, sekiz.
Demek istediðim, tüm kamyonlarý
uçaða yükleseydin
Ruslar þu anda
su üstünde yürür olurdu.
Bana öyle bakma. Sadece
üzüm suyu. Deðil mi, Chuck?
Evet. 1992 mahsulü,
posalý üzüm suyu.
Görme, duyma,
konuþma.
Sana da ikram ederdik ama
birinin uçaðý uçurmasý lazým.
Hayýr diyorum, tamam mý?
Dinle, Stan,
Sana sormak istiyordum,
Mary nasýl?
Þey...
Henüz hiçbir þey bilmiyoruz.
Dün doktora
gitti ve...
Þu anda görebildikleri kadarýyla
tümör durmamýþ.
Bekleyip, göreceðiz.
Çok üzüldüm.
Bir sonraki molamda
onu görmeye geleceðimi söyle.
Bilmeni istiyorum ki
hepimiz onu ve seni düþünüyoruz
- ve size dua ediyoruz.
- Teþekkürler Gwen.
Merhaba, ben Kelly.
Chuck'ý arýyorsanýz 1 'i tuþlayýn.
Ya da mesaj býrakýn.
Stan...
Dinle. Bir þey duydum...
Atlanta Emory'de
bir doktor varmýþ.
En iyisi oymuþ. Frank Toretto'nun
karýsýný tedavi etmiþ.
Frank bir sistem analisti.
Bizde orta saha oynamýþtý.
Onu tanýyorsun. Geçtiðimiz
iþçi bayramýndaki maçta.
Neyse, konuyla alakasý yok.
Düþünüyorum da senin için
onun numarasýný alabilirim,
yani doktorun ve...
Sizi bir araya getiririm...
Yani bu sorunu
halledebilirsiniz.
Kanseri yenebilirsiniz.
Saðol Chuck.
Numarasýný alacaðým.
- Peki neden?
- Kimyasal olarak sýralanýnca...
- Kelly Frears buralarda mý?
- Tezinin fotokopisini çekiyor.
- Evine döndün.
- Döndüm ya.
Eve dönmeni seviyorum.
Noel Baba yýllýk hediye daðýtým
turuna çýkmadan birkaç gün önce
saðlýðýnýn uçmaya
elveriþli olduðu açýklandý.
Noel Baba, Georgia Augusta'daki
Gaziler Hastanesinde muayene oldu.
Doktorlarýn, yaþlý neþeli cücenin
saðlýðýnýn iyi olduðunu açýklamasýyla
Noel baba iþe erken koyulmak için
mavi göklere açýldý.
Saraybosna'da gün boyu
çocuklarla oldu,
hediyeler daðýttý,
hatta özel Noel aðacýný
süslemelerine yardým etti.
Noel Baba ve cüceler Hong Kong
borsasýný ele geçirdi.
Borsacýlar Noel Baba
þapkalarý aldý...
- Hindi biraz kuru, deðil mi?
- Hindi mükemmel!
- Dün gece ne kadar yolladýn?
- Dün gece mi? 2.9 milyon.
Bu iþe þekerlemeler için
girmiþ olmalýsýn.
- 2.9 rekor olmalý.
- Lokumlara bak.
2 milyon bile
büyük sanýrdýk.
Güzel günlerdi.
- On iki.
- On iki bin mi?
- Yok. On iki.
- Doðru.
Tasnifi burada
oyun masasýna yaptýlar.
Fred Smith, oyun masasýný
bronzla kaplattý.
Bunu beþ yýldýr
duyuyorum.
- Þu anda bürosunda.
- Bundan, Anchorage'daki merkeze.
Teknoloji ve sistem yönetimi
arasýnda mükemmel bir evlilik.
Evlilikten bahsetmiþken
Kelly'yi ne zaman namuslu
bir kadýn yapacaksýn?
Ne kadar var?
- Yemeðe 14 dakika. Ben kazandým.
- Kazandýn.
- Sana 5 dolar borcum var.
- Pastadan çok önce.
Ona demiþtim. Pasta gelmeden önce
evlilik konusu...
Kelly, þartlý tahliyeli adamla
iliþkisini atlatamadý.
O bir avukattý.
Gerçeði söylemek için yemin
edeceðini biliyordum.
Düðün resepsiyonunda düþüp, omuzunu
kýrýþýný hatýrlýyor musun?
Bana kapýyý açarken
ayaðý eþiðe takýldý.
- Kelly Teyze evli miydi?
- Hatýrlamaya deðmez.
Þartlý tahliyeli adamla
kötü evliliðinden sonra...
Aman Tanrým.
Kelly, çaðrý cihazýný çýkarmadan
yatan bir adamla birlikte olamýyor.
Onu nerene takacaksýn?
Yatakta üstündeki
çaðrý cihazýnýn titreþimli
olduðunu umarým.
Bu konuya girmeyelim.
Zeytin çekirdeðini mi ýsýrdýn?
- Hepsini çýkardým sanýyordum.
- Hayýr, sorun o deðil.
- Tamam, Cumartesiyi iptal ederim.
- Hayýr, etme.
Burada deðilsem, deðilimdir.
Buradaysam, buradayýmdýr.
Ýptal edildi. Ama yýlbaþý akþamý
burada olmalýsýn.
Malezya o kadar kötü olamaz.
Tezini ne zaman sunacaksýn?
12 Ocak.
Güney Amerika iþini
almam gerekecek.
3 ya da 4'ünde bunu yaparsam,
13'ünde geri
dönmem gerekir.
Yýlbaþý akþamý
burada ol da.
Yýlbaþý akþamý burada olacaðým.
Söz veriyorum.
Ne?
Ya Noel?
Sana bir hediyem var.
Arabada yapmalýyýz.
Sadece bir dakika sürer,
tamam mý? Teþekkürler.
- Ýki dakika, tamam mý?
- Ýki dakika daha. Teþekkürler!
- Mutlu Noeller.
- Beni unuttun sanmýþtým.
Bu kurdele de ne? Yarým ton
kapasiteli bir misina mý?
- Ýþte hediyen.
- Teþekkür ederim.
Ambalajý sevdim.
- Kutuyu da.
- Güzel.
Vay canýna.
Bu harika.
Büyükbabam bunu Güney Pacific'te
çalýþýrken kullanmýþtý.
Hey, bunu ben çekmiþtim.
En sevdiðim resmin.
Ne yapacaðým, biliyor musun?
Saati sürekli Memphis saatine
ayarlý býrakacaðým.
Kelly zamanýna.
Hediyelerin hakkýnda
hiçbir þey söylemedin.
Özür dilerim. Onlarý sevdim.
Þu günlüðe bak.
- Ya çaðrý cihazý?
- Gerçek deri. Altýn yaldýzlý!
- Çaðrý cihazýný beðendin mi?
- Evet. Bayýldým.
Küçük mavi Rus evindeki
þu þeye bak.
- Rusya'dan.
- Aman Tanrým.
- Çok sesli deðildir umarým.
- Hayýr.
Titreþim ve ýþýk özelliði var,
karanlýkta görebilmen için.
Çok hoþ bir çaðrý cihazý.
- Havlular için üzgünüm.
- Onlarý da sevdim!
- Sana bir þey almak çok zor.
- Her elimi yýkayýþýmda
- seni düþüneceðim.
- Pekala, gitmeliyim.
Mutlu Noeller.
- Mutlu Noeller.
- Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Chuck!
Anahtarlar!
- Teþekkür ederim.
- Neredeyse unutuyordum.
Senin için bir hediyem daha var.
Ancak bu havlular gibi
arabada açýlacak türden
bir hediye deðil.
Bu arada, onlar þakaydý.
Çok þaþýrdým.
AI ve sakla. Yýlbaþý akþamý
açabilirsin.
Ve seni seviyorum.
Hemen döneceðim.
Hey, Al, neredeyiz?
Pasifik Okyanusu üzerinde
bir yerlerde.
Siz pilotlar çok komiksiniz.
Tahiti Kule'ye, FedEx 88.
Konum Jenna, 1 526...
Bu türbülans Noel Baba ve
geyiklerinden mi kaynaklanýyor?
..1620'de Tamara'dayýz.
Sonraki hedef Erick.
Yakýt, dokuz-beþ-nokta-beþ.
Blaine, rotadan saptýðýmýzý söyle.
Sola doðru rotamýzý belirle.
Tahiti Kule'ye, FedEx 88.
Konum Jenna, 1 526.
- Uçuþ seviyesi 350.
- Rotayý belirledim.
Orijinal rotamýzdan
320 kilometre güneye kaydýk.
Yer belirlemeye devam et, acil durum
prosedürlerini kontrol et.
Tahiti Kule. FedEx 88. Görüþ
mesafemiz yok. Duyuyor musunuz?
Hiç bu kadar uzun süre
irtibatsýz kalmadým.
Yüksek frekansý denedin mi?
Tahiti Kule, FedEx 88.
Kemerini tak Chuck.
Biraz sarsýlacaðýz.
Tahiti Kule, FedEx 88.
Duyuyor musunuz?
Tahiti Kule, FedEx 88.
Konumumuz Jenna, 1 526.
Uçuþ seviyesi 350.
Patlama! Hortum bulalým!
Sýký dur! Haydi!
Emniyet kemeri!
Suya inmemiz gerekebilir!
Tamam mý?
Bagaj bölümünde yangýn var!
Düþüyoruz!
Mayday! Mayday!
Uçaðý indiriyoruz!
On bin fitteyiz! Maskeleri çýkar!
Maskeleri çýkar!
Chuck! Can yeleði!
Chuck! Chuck, orada kal!
Can yeleðin nerede?
Suya iniþ düðmesi açýk!
Görsel temas var!
Çarpýþma için sýký durun!
Kimse yok mu?
Kimse yok mu?
Kimse yok mu?
Kimse yok mu?
Ýmdat!
Ýmdat!
ÝMDAT
Bu da ne?
Hey!
Hey!
Kimse var mý?
Kimse var mý?
Gidin! Gidin buradan!
"Albert R Miller."
Alan deðil. Albert.
Buraya kadar.
Hey! Bir gemi! Hey! Hey!
Bir gemi! Buradayým!
Buradayým! Buradayým!
Buradayým!
Buradayým! Buradayým!
Yardým edin! Ýmdat!
Buradayým! Buradayým!
Ýmdat! Buraya bakýn!
Bakýn, bakýn, bakýn!
S...O...S!
Lütfen!
Yardým edin! Haydi!
Yardým edin!
Evlilik Sözleþmesinin Ýptali
"Mutlu Yýllar."
Dünyadaki en güzel þey
dünyanýn kendisidir.
Johnny, en güzel doðumgünün
olsun. Büyükbaban.
Haydi.
Haydi. Haydi.
Haydi. Haydi.
Yanýnda kibrit yoktur,
deðil mi?
Hava gitmeli.
Hava gitmeli!
Haydi, haydi. Haydi.
Baþardým. Baþardým.
Ateþ!
Ýþte böyle!
Yan bakalým! Haydi!
Ýþte böyle! Ýþte böyle!
Bu bir iþaret ateþi!
Ve SOS yazýlý!
Bir meteor yaðmuru!
Ateþböcekleri! Haydi! Kaçýn!
Özgürsün! Özgürsün!
Evet!
Evet!
Bak ne yarattým!
Ateþ yaktým!
Ben...
ateþ yaktým!
Yengeç seviyorsundur.
Tam zamanýnda.
Daha fazla
hindistan cevizi yiyemezdim.
Hindistan cevizi sütü
doðal bir müshil.
Gilligan böyle þeyleri anlatmazdý.
Çok güzel bir ateþ, deðil mi Wilson?
Evet... Wilson.
Memphis'ten 1 1 buçuk saatlik
bir yolculuða çýkmýþtýk.
Hýzýmýz saatte 765 kilometreydi.
Burada olduðumuzu düþünüyorlar.
Ama...
telsiz temasýmýz kesildi
ve bir saat fýrtýnanýn
içinde uçtuk.
Bu durumda mesafe ne kadar,
640 kilometre?
640 kilometrenin karesi.
410 bin...
çarpý pi sayýsý, 3.14.
Bir milyon iki yüz
doksan bin...
Bir milyon iki yüz doksan bin
kilometrekarelik bir arama alaný.
Teksas'ýn iki katý.
Bizi asla bulamayabilirler.
Bu diþ beni öldürecek.
Önce çiðnerken biraz
sýzlamayla baþlamýþtý
ama þimdi sürekli aðrýyor.
Sürekli.
Buralarda yiyecek çok þey
olmamasý güzel bir þey
çünkü çiðneyebileceðimi sanmýyorum.
Hindistan cevizi ve yengeç
emmeye devam edeceðim.
Düþünsene, diþçiden veba gibi
kaçýp, duruyordum.
Her fýrsatta erteledim.
Ama þimdi...
O diþçinin þimdi...
bu maðarada olmasý için
neler vermezdim.
Keþke sen diþçi olsaydýn.
Evet.
Dr Wilson.
Komik bir þey duymak ister misin?
Memphis'teyken
diþçimin adý
Dr James Spalding'di.
Gerçek hayatta daha güzel.
DÖRT YIL SONRA
ARALIK... OCAK...
MART... EKÝM... NÝSAN...
Kes sesini!
"Bakersfield" mi?
Bakersfield!
Bu iþe yarayabilir.
Ýþe yarayabilir.
Yirmi iki... kýrk dört halat.
Kýrk dört halat. Yani...
Yine ip yapmalýyýz.
Wilson, daha çok ip
yapmak zorundayýz.
Bu yapýlara sekiz ip.
Her birine 24 tane.
Bu yüz... 160 eder.
Bugün.
Mart ve Nisan ayýna
bir buçuk ay var,
o zaman en iyi akýntýlarý ve
kara meltemlerini yakalarýz.
Bize...
130 metre iyi ip lazým,
her ihtimale karþý bir 1 5 metre daha.
Yuvarlak hesap, 145 metre
iyi ipe ihtiyacýmýz var.
Günde ortalama 4 buçuk metre
üretirsek...
Ayrýca sal yapmalýyýz,
stok yapmalýyýz
ve suya indirmeliyiz.
Acele etmeliyiz.
Fazla vaktimiz yok.
Ama...
Biz zamana göre yaþar
ya da ölürüz, deðil mi?
Zamana sýrtýmýzý çevirme
günahýný iþlemeyelim.
Biliyorum.
Biliyorum.
Ýþte bu.
Sadece bu kadar kaldý.
Tüm adayý aradým
ama sadece bu kadar kalmýþ.
Yani yetmeyecek.
Yetmeyecek.
Video kasetlerin þeridinden
ip yapmamýz gerekecek.
Evet. Hayýr, vaktimiz var.
Var. Vaktimiz var. Bak!
Rüzgar hala
batýdan esiyor.
Biliyorum!
Evet, biliyorum. 9 metre ipin
nerede olduðunu biliyorum!
Ama... Ben oraya
tekrar gitmeyeceðim.
Ýþte, iþte. Gördün mü? Ha?
Ýþte. Mutlu oldun mu?
Bu konuyu açmak zorunda mýsýn?
Unutamaz mýsýn?
Ha? Haklýydýn.
Haklýydýn. Bir test
yapmamýz iyi oldu
çünkü öyle ani bir
ölüm olmayacaktý.
Kayalarýn üstüne düþerdim.
Bacaðýmý, sýrtýmý
ya da boynumu kýrardým.
Kan kaybýndan ölürdüm.
O anda baþka
seçeneðim yoktu, tamam mý?
Bir yýl önce miydi?
Unutalým artýk.
Ne demeye çalýþýyorsun?
Evet ama...
baþarabiliriz de.
Bunu hiç
aklýna getirdin mi?
Ne olursa olsun, okyanusta
þansýmý denemeyi
bu boktan adada kalarak,
ömrümün sonuna kadar
kahrolasý bir voleybol topuyla
konuþmaya yeðlerim!
Kes sesini.
Wilson!
Wilson!
Wilson!
Aman Tanrým! Wilson! Wilson!
Wilson!
Bir daha yapmayacaðým.
Bir daha yapmayacaðým.
Ýyisin. Ýyi misin? Evet.
Evet, seni tanýyorum.
Seni tanýyorum.
Evet... Arkadaþ mýyýz?
Tamam mý?
Hala uyanýk mýsýn?
Ben de.
Korkuyor musun?
Ben de.
CHUCK NOLAND 1 500 GÜN
BURADAYDI DENÝZE AÇILDI
MEMPHIS'TEKÝ KELLY FREARS'E
ONU SEVDÝÐÝMÝ SÖYLEYÝN
Tamam.
Gidiyoruz Wilson.
Hiçbir þey için
endiþelenmene gerek yok.
Ben kürek çekerim.
Sen sadece sýký tutun.
Daha deðil! Tutun!
Daha deðil! Daha deðil!
Daha deðil!
Bekle Wilson!
Dayan! Dayan, Wilson!
Galiba baþardýk!
Galiba baþardýk!
Wilson!
Galiba baþardýk!
Gitti!
Neden bilmiyorum!
Wilson nerede?
Wilson nerede?
Wilson, neredesin?
Wilson!
Geliyorum!
Wilson!
Wilson!
Üzgünüm!
Üzgünüm Wilson!
Wilson, üzgünüm!
Üzgünüm!
Wilson!
Üzgünüm!
Üzgünüm.
Üzgünüm.
Üzgünüm.
Kelly...
Kelly.
Kelly...
Merhaba.
Nasýlsýn?
Tamam.
DÖRT HAFTA SONRA
Kýrk beþ dakika.
Bir Dr Pepper...
iki kase dondurma.
Dondurmayý severim.
Olay þu.
Uçak durunca ineceðiz
ve hangarda
küçük bir tören olacak.
Fred Smith birkaç þey söyleyecek.
Tek yapman gereken
gülümseyip, teþekkür etmek.
Sonra seni
Kelly'ye götüreceðiz.
Gerçekten orada mý olacak?
Biz öyle ayarladýk.
- Bunu istediðinden eminsen tabii.
- Tabii, evet. Evet.
Ona ne söyleyeceðimi
bilmiyorum.
Ona söyleyecek
neyim olabilir ki?
Chuck, Kelly seni unutmak
zorunda kaldý.
Anlýyor musun?
Öldüðünü düþünüyordu.
Seni gömdük.
Bir cenaze, tabut
ve mezar taþý vardý.
Her þey vardý.
Tabut mu vardý?
Ýçinde ne vardý peki?
Herkes bir þeyler koydu.
Bir cep telefonu, bir çaðrý cihazý,
bazý resimler.
Ben Elvis CD'leri koydum.
Demek cenazemi yapýp
sonra Mary'nin cenazesini yaptýnýz?
Stan, Mary öldüðünde buralarda
olmadýðým için üzgünüm.
Yanýnda olmam gerekirdi
ama olamadým.
Çok üzgünüm.
Dört yýl önce FedEx ailesi
5 oðlunu yitirdi.
Korkunç ve trajik bir gündü.
Ama bugün o oðullarýmýzdan biri,
Chuck Noland,
aramýza döndü.
Chuck, evine hoþgeldin.
Az önce Fred Smith, Chuck Noland'ý
karþýladý. Michelle?
Ölüler arasýndan dönmek
çok ilginç bir hikaye...
Affedersin.
Sanýrým yanlýþ yerdeyim.
Hayýr, doðru yerdesin.
Herhalde beni hatýrlamazsýn.
Beþ yýl önce sana
kanal tedavisi yapmýþtým.
Seni Jim Spalding yollamýþtý.
Evet, evet.
Ben Kelly'nin kocasýyým.
Jerry Lovett.
Kelly...
Kelly burada olmayý istiyordu...
Bak, bu herkes için çok zor.
Senin için ne kadar zor olduðunu
hayal bile edemem.
Kelly...
Zor günler yaþadý.
Önce seni kaybettiðini düþündü,
þimdi de bunlarý yaþýyor.
Kafa karýþtýrýcý.
Onun için çok duygusal bir þey.
O...
O...
daðýlmýþ durumda.
Belki ona biraz daha
zaman verebilirsin.
Neyse...
üzgünüm...
Pekala beyler, gidelim.
Parti bitti. Evimize gidelim.
Trafik dairesine
gitmelisin.
Tamam, Maynard, gidelim.
Chuck yorucu bir gün geçirdi.
Muhasebeciler ve avukatlarla toplantý
konusunda onu bilgilendirmeliyim.
Seninle yarýn sabah
erkenden görüþürüz.
- Chuck, hoþgeldin. Seni seviyoruz.
- Becca, seninle konuþmalýyýz.
Chuck, bir ara tekrar
balýk tutmalýyýz.
Kendine iyi bak.
- Ýyi geceler.
- Ýyi geceler.
Her þeyin var deðil mi? Tamam.
Bir þeye ihtiyacýn olursa yaz.
Sabah görüþürüz.
Biraz dinlen.
Yarýn yine yorucu bir gün olacak.
Bir insanýn dirilmesi için
çok evrak gerekiyor.
- Seni hayata döndüreceðiz.
- Hoþçakal, Chuck.
- Kendine iyi bak.
- Yarýn.
Yarýn seni tekrar
hayata döndüreceðiz.
Ne kadar kalacaksýnýz?
Evet...
- Bunun için ne kadar beklersiniz?
- Yaklaþýk 10 dakika.
Uyanýðým.
Taksinin geldiðini gördüm.
Yaðmurda durma.
Bugün seni merkezde gördüm.
Orada olduðunu biliyorum.
Sana havlu getireyim.
Uyuyorlar.
Ýçeri gel,
sana kahve yapayým.
Güzel bir ev.
Evet, kredisi de çok güzel.
Kýzýnýn adý ne?
Katie.
Katie.
- Çok güzel bir kýz.
- Çok yaramaz.
Bir þeyi açýklýða kavuþturalým.
Bir profesyonel takýmýmýz var
ama Nashville'deler, öyle mi?
Evet. Tanrým. Tamam.
Eskiden Houston'daydýlar.
Eski adlarý Oilers,
þimdi ise adlarý Titans.
Houston Oilers
Tennessee Titans mý oldu?
Evet.
Bu kadarla da kalmýyor.
Geçen yýl
finale kaldýlar.
- Ve ben bunu kaçýrdým.
- Heyecandan ölürdün.
Bir metreyle kazanmak üzereydi.
Maçýn sonunda bir metreyle.
Normal, yüzde 2'lik
ve yaðsýz süt var.
Senin sevdiðin
yarým yaðlý sütten yok.
Önemli deðil.
Profesör olma planýn ne oldu?
Dr Kelly Frears-Lovett olmadýn mý?
Sen...
Senin uçaðýn düþünce,
her þey
durma noktasýna geldi.
Ama tekrar baþlamayý
düþünüyorum.
Sana bunu vermeye geldim.
Aman Tanrým.
Çalýþmadýðý için üzgünüm.
Ve resmini sakladým.
Zaten sararmýþtý.
Sende kalsýn.
Sana vermiþtim.
Bu bir aile yadigarý,
senin ailende kalmalý.
Uçaðýnýn düþtüðü dönemden
kalanlar bunlar.
Kaza sebebinin
hiç anlaþýlamadýðýný söylediler.
Herhalde yanlýþ tasnif sonucu
tehlikeli bir madde alev aldý.
O gemi seni burada buldu.
800 kilometre sürüklenmiþtin.
Bu da senin adanýn yeri,
Cook Adalarý'nýn yaklaþýk
950 kilometre güneyinde.
Burasý da arama bölgesi.
Gemiler haftalar boyu
seni aradý durdu.
O uçaða hiç
binmemeliydim.
Arabadan
hiç inmemeliydim.
Sana bir þey göstereceðim.
Gel.
Bu... Bu bizim arabamýz.
Arabamýz duruyor.
Pekala... Bu çok tuhaf.
Güzel bir araba.
Bu arabayla ilgili pek çok aným var.
Ýki çok güzel aný.
Körfez yolculuðu, evet.
Kullanabilir miyim?
Senin araban.
Ýyi çünkü...taksim gitti.
Arkadan bazý eþyalarý alayým.
Daha çok çocuðun olur mu?
Bilmiyorum.
Þu anda her þey çok karýþýk.
Bence yapmalýsýn.
Gerçekten, yapmalýsýn.
Ben olsam yapardým.
Ne yapacaksýn?
Bilmiyorum.
Gerçekten bilmiyorum.
Hemen döneceðini söylemiþtin.
Çok üzgünüm.
Ben de.
Chuck!
Chuck!
Hep biliyordum yaþadýðýný.
Biliyordum.
Fakat böyle konuþmayý
býrak dediler.
Seni unutmam gerektiðini söylediler.
Seni seviyorum.
Sen hayatýmýn aþkýsýn.
Ben de seni seviyorum, Kelly.
Tahmin edebileceðinden de çok.
Chuck?
Evine dönmelisin.
Ýkimiz de aritmetik gördük ve...
Kelly durum deðerlendirmesi yaptý.
Beni unutmasý gerektiðini biliyordu.
Ben duruma baktým ve onu...
kaybettiðimi anladým.
O adadan asla
kurtulamayacaktým.
Orada ölecektim,
tek baþýma.
Hastalanacak, yaralanacak
ya da öyle bir þey yaþayacaktým.
Tek seçeneðim
tek kontrol edebildiðim þey...
bunun ne zaman, nasýl...
ve nerede olacaðýydý.
Bu yüzden...
bir ip yaptým.
Sonra kendimi asmak için
tepeye çýktým.
Önce test etmem gerekiyordu,
anlarsýn ya.
Elbette. Beni tanýrsýn.
Kütüðün aðýrlýðý
aðacýn dalýný kopardý.
Yani... Kendimi istediðim þekilde
bile öldüremiyordum.
Hiçbir þeye hakim deðildim.
O anda bir duygu
içimi ýsýtmaya baþladý.
Bir þekilde...
hayatta kalmam gerektiðini
biliyordum.
Bir þekilde.
Nefes almayý sürdürmeliydim,
umut etmem için
hiçbir neden olmasa bile.
Mantýðým burayý bir daha
göremeyeceðimi söylüyordu.
Ben de bunu yaptým.
Hayatta kaldým.
Nefes almayý sürdürdüm.
Sonra günün birinde
mantýðým yanlýþ çýktý
çünkü akýntý
bana bir yelken verdi.
Ve þimdi buradayým.
Memphis'e döndüm,
seninle konuþuyorum.
Bardaðýmda buz var.
Ve onu tekrar kaybettim.
Kelly benimle olmadýðý için
çok üzgünüm.
Ama o adada benimle olduðu için
çok minnettarým.
Ne yapmam gerektiðini biliyorum.
Nefes almaya devam etmeliyim.
Çünkü yarýn güneþ doðacak.
Akýntýlarýn ne getireceðini
kim bilebilir?
Kimse yok mu?
Kimse yok mu?
FedEx!
Bu paket hayatýmý kurtardý.
Teþekkürler. Chuck Noland.
Kaybolmuþ gibisin.
Öyle mi?
Nereye gidiyorsun?
Ben de buna
karar vermek üzereydim.
Orasý 83 Güney yolu.
Bu yol seni
l-40 Doðu yoluna çýkarýr.
Saða dönersen
o yol seni Amarillo, Flagstaff,
California'ya götürür.
Þu tarafa dönersen
Kanada'ya kadar
hiçbir þey bulamazsýn.
Anladým.
Pekala.
Bol þans kovboy.
Teþekkürler.