Tip:
Highlight text to annotate it
X
Ýzleyeceðiniz filmin bu olmadýðýný
söylediðim için üzgünüm.
Ýzlemek üzere olduðunuz
film son derece sevimsiz.
Küçük, mutlu bir elf hakkýnda
film seyretmek istiyorsanýz...
...eminim ikinci salonda hala
boþ yerler vardýr.
Ama akýllý, oldukça çekici
öksüzlerle...
...þüpheli yangýnlarla, içkilerle,
Ýtalyan yemekleriyle...
...ve gizli örgütlerle ilgili hikayelerden
hoþlanýyorsanýz, ben...
...Baudelaire çocuklarýnýn her
bir adýmýný takip ederken burada kalýn.
Benim adým Lemony Snicket ve bu
hikayeyi belgelemek benim hazin görevim.
Violet Baudelaire, en büyükleri. 14 yaþýnda
dünyanýn en büyük mucitlerinden biriydi.
Onu iyi tanýyan biri, saçlarýný kurdeleyle
baðladýðýnda bir þey icat ettiðini anlardý.
Atýlmýþ ve terk edilmiþ
eþyalarýn dünyasýnda...
...bir þeyler olduðunu Violet
daima biliyordu.
Neredeyse her durumda her alete
döndürebileceði bir þeyler.
Ýcatlarýný test etmek için erkek
kardeþinden daha iyisi olamazdý.
Klaus Baudelaire, ortanca çocuk,
kitaplarý severdi.
Daha doðrusu kitaplardan
öðrendiði þeyleri.
Baudelaire ailesinin, evlerinde
muazzam bir kütüphaneleri vardý.
Neredeyse her konuda binlerce
kitapla dolu bir oda.
Ve hiçbir þey Klaus'u akþamüstlerini
bu kitaplarýn içindekileri...
...kafasýna doldurarak geçirmek kadar
mutlu edemezdi.
Ve okuduðu her þeyi hatýrlýyordu.
En küçükleri Sunny'nin farklý bir
ilgi alaný vardý.
Dört keskin diþiyle bir
þeyleri ýsýrmayý seviyordu.
Sunny'nin ýsýrmaktan hoþlanmadýðý
çok az þey vardý.
Sunny, insanýn anlaþýlmaz sesler
çýkardýðý bir yaþtaydý.
Mesela bu muhtemelen ''Þunlarýn
sisteki görüntülerine bak'' ya da...
...''Bay Poe gibi bir bankacý bizi bulmak
için kumsala neden gelmiþ olabilir'' demekti.
Çocuklar, maalesef size çok kötü
bir olayý bildirmek zorundayým.
Çok üzgünüm ama anne babanýz bütün
evinizi harap eden yangýnda öldü.
Daha önce sizin için çok
önemli birini kaybettiyseniz...
...bunun nasýl olduðunu
bilirsiniz.
Kaybetmediyseniz nasýl olduðunu
tahmin bile edemezsiniz.
Baudelaire yangýnýnýn kesin
sebebini kimse bilmiyor.
Meslektaþlarýmla elimizden gelen en iyi
araþtýrmayý yaptýk ama tek keþfettiðimiz...
...uzak mesafeden ýþýðýn kýrýlmasý
ve deðiþmesiyle alev aldýðýydý.
Birkaç dakika içinde bütün ev
alevler içindeydi.
Yangýnýn kaynaðýndaki
gizem kadar baþka gizler de...
...çocuklarýn gözü önüne
serilmeye baþladý.
Her ailenin saklý kalan
sýrlarý vardýr.
Ama Klaus fark etti ki, en küçük keþif
bile insanýn kafasýnda sorular yaratýyordu.
Babasýnýn masasýnda bu küçük
dürbünün ne iþi vardý?
Anne babalarýnýn hayatlarý hakkýnda
ortaya çýkmamýþ baþka sýrlar da var mýydý?
Bu sorular hiçbir zaman
cevaplanamayacaktý.
Böylece Baudelaire çocuklarý,
Baudelaire öksüzleri oldular.
Sizi uyarmaya çalýþtým.
Bu, salonu, odayý ya da bu film
nerede gösteriliyorsa orayý...
...terk etmek için
harika bir fýrsat.
Mutlu, küçük elfle ilgili
bir film seyretmek için çok geç deðil.
Evet, benimle gelin.
Ailenizin býraktýðý mallarýn
idarecisi olarak benim görevim...
...bir yaþa kadar paranýza bakmak ve
sizi en yakýn akrabanýza býrakmak.
Ben de sizi þehirde,
sadece 37 blok ötede oturan...
...Kont Olaf'ýn
yanýna götürüyorum.
En yakýnýn anlamýnýn bu
olduðunu sanmýyorum.
- Kont Olaf diye birini tanýmýyoruz.
- Elbette tanýyorsunuz.
Ya üçüncü göbekten dördüncü kuzeniniz
ya da dördüncü göbekten üçüncü.
- Birinin beynini almýþlar.
- Sunny!
Trenle gitmek zorunda olmamanýz
heyecan verici deðil mi, çocuklar?
Þanslýsýnýz, çocuklar. Ýþi olan
insanlar pek böyle cömertlikler yapmaz.
Ýþte geldik! Yeni eviniz.
Güzel deðil mi, çocuklar?
Merhaba. Siz Baudelairelar
olmalýsýnýz.
- Merhaba. - Kaza için
çok üzüldüm ama...
...buraya geldiðiniz
için çok mutluyum.
Hoþ geldiniz. Ben þehir yüksek
mahkemesinden Yargýç Strauss.
Ben Violet, bu erkek kardeþim Klaus,
bu da kýz kardeþim Sunny.
- Banka yönetiminden Poe.
Nasýlsýnýz? -Ýyiyim.
- Eviniz çok güzel.
- Teþekkür ederim.
Lütfen çekinmeyin, istediðiniz
zaman ziyarete gelin.
- Ziyaret etmek mi?
- Kont Olaf'la yaþamýyor musunuz?
Kont Olaf'la yaþamak mý?
Hayýr! Hayýr, hayýr.
O benim komþum.
Dýþarýda uyuyalým.
Ýçeri girin.
Bütün gün bekleyemem,
hadi girin.
Merhaba, merhaba, merhaba!
Ben sevgili Kont Olaf!
Sevgi dolu evime hoþ geldiniz.
Uçarý gençliðim için bu dünyada...
...bir teselli bulabilecek miyim?
Ya da Antik Yunan'da
söylendiði gibi:
Öksüzler, falan filan...
Ve iþte böyle.
Tam olarak böyle deðildi ama
ne demek istediðimi anladýnýz.
Sevgili Violet.
- Nasýlsýnýz?
- Sen de Klaus olmalýsýn.
Genç Klaus.
Sol tarafýn daha iyi.
- Bu da ne?
- Ben Sunny.
Özür dilerim, maymunca
bilmiyorum.
- Muz?
- Ban maymun deðilim.
- Sunny kýz kardeþimiz.
- Çok mutsuz görünen bir grupsunuz.
Bu kadar sýkýntý niye?
- Ailemiz yeni öldü.
Evet, elbette. Ne kadar
korkunç.
Durun. Bunu bir daha yapayým.
Cümleni tekrarla.
Çabuk ol. Hafýzamý tazele.
- Ailemiz yeni öldü.
Ne salak herif!
Bay Poe, bu öksüzleri gerçekten...
...istiyormuþ gibi büyüteceðim.
Siz bunu bir yük, bir
fedakarlýk olarak adlandýrsanýz da...
...yanýlýyorsunuz, bayým ve
kendinizden utanmalýsýnýz. Bu düþünceden.
Servet, yani çocuklar
için bir þey imzalamam gerekiyor mu?
Vasiliði resmen salý günü
almýþ olacaksýnýz.
- O zamana kadar onlarla ne yapacaðým?
- Anlamadým?
Spor yapýyor musunuz?
Gayet saðlýklý görünüyorsunuz.
- Bankaya dönmem gerekiyor.
Biraz daha kalýp bir kadeh
þarap içmez misiniz?
- Aslýnda...
- Baþka zaman gel.
- Çocuklar, bir þeye ihtiyacýnýz...
- Merak etme, her þey yolunda.
Benim mütevazi evim Baudelaire
malikanesi kadar güzel deðildir.
Ama yakýnda elime yüklü
bir para geçecek.
Ve sanýrým iþler bittiðinde
oldukça hoþ bir yer olacak.
Bir göz atalým mý?
Burasý oturma odasý.
Mutfak. Ne düþündüðünüzü
biliyorum.
Buranýn biraz bakýma ihtiyacý var.
Umarým tetanos aþýsý olmuþsunuzdur.
Sýtma, çiçek, tifo.
Burasý da eðlence ve þamata odasý.
Tavanýný kaldýrdým.
Yükseklik korkunuz
yok, deðil mi?
Düþünsenize, yüksekten
korkan bir maymun.
Tiyatrom, bu taraftan.
Yukarýda ne var?
Kule. Dilerim hiçbir
zaman girmeye kalkmazsýnýz.
Ne koþulda olursa olsun.
Bu da yatacaðýnýz yer.
Ýyi geceler.
Ama daha güneþ batmadý.
Fark ettiniz mi bilmem ama ilk
izlenimler genellikle yanlýþtýr.
Örneðin Sunny doðduðunda Klaus
ondan hiç hoþlanmamýþtý.
Altý haftalýk olduðunda ise,
ikisi en ''samimi hýrsýzlar''dý.
Bu, burada saatlerce yakalayýp ýsýrmak
anlamýna gelen bir deyim.
Kont Olaf olayýnda ise...
...haklýlardý.
Her sabah Kont Olaf Baudelairelar'a
bir sürü iþ yaptýrýyordu.
Ondan sonra da gizemli
kulesine gidiyordu.
Durum ne kadar kötü görünse de,
daha da kötüleþecekti.
Fark ettim ki, bu akýllý kýzlar
paramý çalýyorlardý.
Durumumu düþünsenize.
Öksüzler, bu tiyatro grubum.
Tiyatro grubu, öksüzler.
- Zengine benzemiyorlar.
- Küçük domuz.
Neden mutfakta akþam yemeðimizi
hazýrlamýyorsunuz? -Akþam yemeði mi?
Akþam yenen yemek.
Arka tarafta. Çevir.
Yemeði saat sekizde yiyeceðiz.
Tam bir sessizlik istiyorum.
- Daha önce hiç yemek yapmadýk.
- Saat zaten 7.30. -8'de.
Makarna.
Pekala, rolleri daðýtalým.
Þimdi, dünyanýn en yakýþýklý
kontunu kim oynayacak?
- Siz oynar mýsýnýz, efendim?
- Tamam.
Makarna. Çok az malzemeyle yapýlan
bir Ýtalyan yemeði. -Harika.
- Sunny, yardým lütfen.
- Hazýrým.
- Tencere gerek.
- Tencere yok.
- Süzgeç?
- Süzgeç de yok.
- Teþekkürler.
- Bir þey deðil.
- Bir de saplý tencere. - Bu ''elektrikli
sandalye'' adýnda küçük bir oyun.
Kafamdan tasarlayarak
kendime elektrik veremem.
Hiç kimse...Kahretsin!
- Süzgeç. Bu harika.
- Sunny tencere getiriyor.
- Sunny, o tencere deðil. Tükürük hokkasý.
- Tükürük hokkasý mý?
Yani...?
Ýki kez yýkayalým.
- Evet?
- Güzel, gerçekten güzel.
Dinozorlarýn hüküm sürdüðü...
...tarih öncesi çaðlara gidelim.
- Ne istiyorsunuz?
- Yemek hazýr.
- Makarna.
- Ne dedin?
- Makarna.
- Rostoya ne oldu?
- Rosto mu?
- Sýðýr eti, evet, rosto.
Kýzarmýþ sýðýr etine verilen
Ýsveççe isim.
Ama rosto istediðinizi
bize söylemediniz.
Biliyor musunuz, dýþarýda benim
baþarýlarýmýn gölgesine sýðýnmak için...
...nehirleri aþabilecek öksüzlerle
dolu bir dünya var.
Ama onlar umurumda deðil.
Ben kalbimi siz iki sevgili...
...çocuða açmayý tercih ettim.
Ve de iðrenç primatýnýza.
Sizden istediðim tek þey ben ailenizin
servetinin tadýný çýkartýrken...
...sizin aklýma esen
her þeyi yapmanýz. -Hayýr.
- Þuna bak...
- Geri çekil, papaðan surat!
Daha sert ýsýracaðým.
Beni taklit etme.
Vay canýna! Sen delisin.
- Siz çocuklarýn biraz saygý gösterme
zamaný geldi. - Yere býrak onu!
Seni canavar!
Hepiniz gördünüz. Çocuk kaydý.
Violet 18 yaþýna gelene kadar
bir sent bile alamazsýn.
- Gerçekten mi? Kim demiþ?
- Kanunlar.
- Ýyice bak.
- Hemen þimdi Bay Poe'yu arayacaðýz.
Öyle mi?
Beni büyük bir hayal kýrýklýðýna
uðrattýnýz, çocuklar.
- Ýyi misin?
- Hayýr.
- Klaus, ne yapýyorsun?
- Gidiyorum.
- Nereye?
- Eve.
Bizim evimiz artýk burasý.
Burasý ev deðil. Ev, akþamlarý
anne babanýn seni yatýrdýðý yerdir.
Bisiklete binmeyi öðrettikleri yer. Ya da
ilk gün okula götürmek için çýktýklarý.
Burasý ev deðil.
- Bunu bize nasýl yaparlar?
- Onlar sadece kötü insanlar.
- Onlar deðil, annemle babam.
- Klaus.
Violet, bunu sen de düþünüyorsun.
Nasýl yapabildiler?
- Bizim için hiçbir planlarý yok muydu?
- Belki de bir plan yapmýþlardý.
Bana pek öyle görünmedi.
Annemle babamýn Avrupa'ya gittiði
zamaný hatýrlýyor musun?
Bize yazmadýklarý için bizi terk
ettiklerini düþünmüþtük.
Ama sonra mektubun postada
kaybolduðunu öðrenmiþtik.
Böyle þeyler düþündüðümüz için ne kadar
suçlu hissettiðimizi hatýrlýyor musun?
- Bu da aynen öyle.
- Hayýr, deðil.
Niye?
Çünkü onlar Avrupa'da deðil.
Geri dönmeyecekler.
Bir daha hiç evde olamayacaðýný
hissediyor musun?
Sýðýnak. Zorluklarla dolu dünyada
küçük güvenli bir yer.
Çölde bir vaha ya da dalgalý
denizde bir ada gibi.
Baudelairelar birlikte yaptýklarý
sýðýnakta akþamýn tadýný çýkardý.
Zorluklarla dolu dünyadan
uzakta, dýþarýdaydýlar.
Üzülerek kasvetli sözcüklerle
anlatabileceðim dünyadan.
Talep kabul edildi.
Teþekkürler Sayýn Yargýç, sizinle
iþ yapmak güzeldi.
Çocuklar, durumumuzu
düþünüp duruyordum ve...
...fark ettim ki size biraz
ilgisiz davrandým.
- Bu sözün anlamý...
- Salt kötülük.
Ödünsüz doðruluk. Ama artýk aile
olduðumuza göre bunu telafi edebilirim.
En iyi baba olabilirim. Buldum,
size bir þeyler ikram edeyim.
- Gazoz, gazoz, muz.
- Siktir. -Tamamdýr.
Violet, kapýlarý niye kilitledi?
Sevgili çocuklarýmla birlikte son derece
masum bir gezintiye çýktýk.
Bu saat doðru mu?
- Bu ne?
- Galiba bir tarife.
Kivili, karpuzlu. En sevdiðim.
Çabuk.
- Anahtarlarý almýþ.
- Her þeyi dene.
Kont Olaf, merhaba. Miras hakkýnda
sorduðunuz soru için aradým.
- Tanrýya þükür! - Kimsiniz?
- Ben Violet Baudelaire.
Kont Olaf'ýn arabasýndayýz.
- Merhaba Violet, Kont Olaf nerede?
- Þu anda burada deðil ama...
- Arabayý tek baþýna mý kullanýyorsun?
Hayýr, araba tren yolunda ve
tren geliyor.
Duymuyorum, yanýmda bir
tren gidiyor.
- Bir tren bize çarpacak.
- Duyamýyorum, yanýmda tren var.
Bankaya dönünce sizi ararým.
Hoþça kal.
Klaus, trenler hakkýnda kitap
okudun mu? Ne yapacaðýz?
Makas deðiþtireceðiz. Ýþte orada.
- Çok uzak.
- Çekecek bir þeyler bulalým.
- Burada hiçbir þey yok.
- Her zaman bir þeyler vardýr.
- Sunny, þu elfin kafasýný kopar.
- Memnuniyetle.
Çabuk, tekrar geri çekelim.
- Violet. - Anladým.
- Seni zorlamak istemem.
- Ýyi atýþ.
- Teþekkürler. Çek.
Sevgili Bay Poe, bunu mantýklý bir
þekilde konuþamaz mýyýz?
Üzgünüm Kont Olaf, Sunny'nin direksiyonda
olmasý kesinlikle iyi bir ebeveynlik deðil.
- Bizi öldürmeye çalýþtý. - Durumu abartma,
Klaus. Araba viteste deðildi.
Çocuklarla vedalaþabilir miyim?
Güle güle çocuklar, bu çok üzücü.
Ne yaparsanýz yapýn, yemin ederim...
...sizi bulacaðým. Öldünüz siz.
Bay Poe'yla iyi geçinin.
Yeteneksiz kötü bir adamý alt etmek
bir günden daha fazlasýný gerektirir ama...
Baudelairelar yeni evlerine doðru
giderken günü kurtarmýþlardý.
Onlarý neyin beklediði belli deðildi.
Ama bir sonraki vasilerinin bundan...
...daha iyi olacaðý konusunda iyimserlerdi.
En azýndan tren yoluna býrakmazdý.
Nasýl bir bilim adamý
olduðunu biliyor musun?
Sizinle konuþacak zamaným yok.
Yapacaðým anlaþmalar var.
Merhaba. Aman Tanrým!
Þu haline bak. Sen Violet olmalýsýn.
Beni hatýrladýn mý?
Pek sanmam, o zamanlar
küçücük bir bebektin.
Klaus, seninle tanýþmamýþtýk.
Nasýlsýn?
Ne kadar sýký bir el sýkma.
Týpký piton gibi.
Ve Sunny, annene ne kadar
benziyorsun.
Çok teþekkürler Bay Poe, bundan
sonrasýný ben hallederim.
- Belki içeri gelsem iyi olur.
- Elbette, lütfen.
Boða yýlanýnýn baðýrsaðýndaki solucanlarý
temizlememe yardým edebilirsiniz.
Çocuklar, unutmayýn, bana ihtiyacýnýz
olursa telefon veya faksla ulaþabilirsiniz.
Ondan kurtulduk, deðil mi? Hadi içeri
girin, fazla zamanýmýz yok.
- Toparlanmamýz gerekiyor.
- Toparlanmak mý?
- Toparlanmak mý dediniz?
- Evet, bütün eþyalarý toplamalýyýz.
Kýyafetleri, eþyalarý ve bizimle
gelecek yýlanlarý almalýyýz.
- Nereye gelecek?
- Peru'ya gittiðimizden bahsetmedim mi?
- Hayýr. - Evet, Peru'ya
gidiyoruz. Yarýn sabah.
Çok heyecan verici deðil mi?
Sürüngenler odasý bu tarafta.
Benim fakirhaneye hoþ geldiniz.
Yýlanlar hakkýnda bir þeyler
biliyor musunuz?
- Sadece kitaplarda okuduklarýmdan.
- Hayýr, pek sayýlmaz.
Burada kitaplarda göremeyeceðin
bir iki þey olabilir.
Koca dostumu yataðýna koyayým da
sizi birkaç arkadaþýmla tanýþtýrayým.
- Burada...
- Bu bir kobra.
- Çok iyi.
- Erkek mi, diþi mi?
Bilmiyorum. Bunu sormanýn kaba
olacaðýný düþündüm. Ve burada...
...hiç susturamadýðýmýz dostumuz.
Þimdi de son keþfimi görmeniz
gerek, çocuklar.
Onu Tanzanya'da buldum. Türünün
tek örneði. Son derece ölümcül engerek.
Asistaným Gustav'la onu görebilmek
için her yere gittik.
Özür dilerim, þerit sýkýþtý.
Þunu düzelteyim.
Ýþte oldu. Þimdi,
nerede kalmýþtým?
Doðru ya, ölümcül
engereðin saldýrýsýnda.
Korkma, ufaklýk. Sorun yok.
Sana zarar vermez.
Son derece ölümcül bir yýlan
ona zarar vermez mi? -Hayýr, hayýr.
Çok yumuþak huyludur. Hayvanlar aleminin
en cana yakýn yaratýklarýndan biri.
Bu adý sadece þaka
olsun diye koydum.
Monty amca, niye
Peru'ya gidiyoruz?
Bu sabah þehirden hep beraber nasýl
ayrýlabiliriz, diye düþünüyordum ve...
...aklýma Peru geldi. Peru'da
yýlanlar da var, deðil mi?
- Ýyi de niye þehirden ayrýlýyoruz?
- Violet, yýlanlarýn senden...
...senin onlardan korktuðundan
daha çok korktuklarýný biliyor musun?
Çok az insan bilir. Bir yýlan
tehlike altýndaysa...
...sessiz, güvenli, uzak bir
yere çekilir.
Tehlikeden uzak olabileceði
bir sýðýnaða.
Ýþte o yüzden Peru.
Týpký böyle bir dürbünü
babamýn masasýnda gör...
Þu anda konuþacak zaman yok. Þu
anda ihtiyacým olan...
...bir mucit, bir okur ve
bir ýsýrýcý.
- Tanýdýklarýnýz var mý?
- Diþlerim emrinizdedir, efendim.
Sana bu konuda ne söylemiþtim.
Beni aðaç zannediyor.
Galiba bu þarkýyý biliyorum, sanýrým
annemle babam bu þarkýyý bize söylerdi.
Eminim söylemiþlerdir. Benim de kendi
çocuklarýma yaptýðým gibi.
- Çocuklarýn mý vardý? - Evet, ayrýca
bir karým ve evim de vardý.
Ta ki yangýna kadar.
- Yangýn mý?
Neler yaþadýðýnýzý en iyi
anlayabilecek kiþi benim.
Ama her þey yoluna girecek.
Bizi anlayan, bizden farklý,...
...icatlar yapan, okuyan ve bir
þeyleri ýsýran eþsiz çocuklarý...
...takdir edecek insanlarýn
arasýnda olacaðýz.
Monty amca, bütün bunlarý bizim
için neden yapýyorsun?
Çünkü aileler böyle yapar.
Böylece Baudelaire çocuklarý Peru'ya
gittiler ve sevgi dolu, harika...
...yeni vasileriyle birlikte
harika maceralar yaþadýlar.
Son.
Keþke bu sözcükleri yazabilseydim.
Hikayenin burada sona erdiðini
söylemek için her þeyi verirdim.
Ama sonuçta benim görevim
mutlu bir son yazmak deðil...
...talihsiz Baudelaire çocuklarýnýn
gerçek hikayesini anlatmak.
Bunu söylemek acý verse de,
sorunlar daha yeni baþlamýþtý.
Buna iki nota yol açmýþtý.
Merhaba. Ben, Doktor Montgomery
Montgomery'yi arýyorum.
Benim adým Stefano ve...
...araþtýrmasýnda ona elimden geldiðince
yardýmcý olmaya geldim.
Kolaylaþtýrmak ve gözlemci olmak için.
- Sen Kont Olaf'sýn
Niye böyle bir þey söylediniz? Ben
Kont Olaf diye birini tanýmýyorum.
Ama tanýþmýþ olsam, eminim sesi
ve görüntüsü tamamen farklý olurdu.
Sen Olaf'sýn ve girmene
izin vermeyeceðiz.
Belki de hipotezinizi bir kez
daha gözden geçirmelisiniz.
Her neyse, o yüzden asla
bunlardan biriyle koþmamalýsýnýz.
- Bu ne bilgelik, Bay Stefano.
- Beni akýl hocalýðý yaparken yakaladýnýz.
Bu kadar kýsa zamanda geldiðiniz
için çok teþekkürler. - Bir þey deðil.
Asistaným Gustav bir saat önce
ikinci bir not aldý.
Þu anda burada olmak
için her þeyi verirdi.
Tanrýya þükür, müsaittiniz.
Söylemeliyim ki, sizin hayranýnýzým.
Sizin iþleriniz beni araþtýrmama temel oldu.
Ben deniz yýlanlarý üzerine
araþtýrma yapýyorum.
Beni kýrk üç...yedi yüz kez
ýsýrdýlar.
Çoðunlukla yüzümü.
Bunun çoðu yeniden yapýldý. Ama bence
çok iyi bir iþ çýkardýlar.
Býyýklarým biraz kötü olsa da.
Çocuklar çantalarý taþýmama yardým
edebilirler mi?
Sol tarafým sinirsel olarak
yýprandý da. -Tabii, elbette.
- Monty amca.
- Lütfen.
Misafirimize karþý kaba
olmayalým. Hadi.
- Neyin peþinde?
- Bilmiyorum.
Kötülüðüyle ün salmýþ birinin gelmesi
hiçbir zaman iyi deðildir tabii ama...
...tam da Dr. Montgomery'nin
sýrrý açýða çýkabilecekken...
...Olaf'ýn tekrar ortaya çýkýþý Klaus'un
tahmin edemeyeceði kadar kötü olmuþtu.
Violet, o dürbünün týpatýp
aynýsýný babamýn masasýnda gördüm.
- Klaus, bu sadece tesadüf.
- Hayýr Violet, her þeyin bir nedeni var.
Çocuklar da Peru'daki araþtýrmada bize
yardýmcý olacaklar.
- Daha önce çocuklarla çalýþtýnýz mý?
- Çocuklar garip bir cins.
Daha önce pek çalýþmadým. Ekosistemin
bir parçasý olduklarýný biliyorum ama...
Bizi asla Monty'yle yalnýz býrakmayacak.
Ona bir mesaj ulaþtýrmalýyýz.
Bunu bana býrak.
Yýlanbalýðýný besledim ve elbette
kendimle gurur duydum.
Yapýlmasý gereken buydu. Bir
kereliðine yapýlmasý gereken buydu.
Yalnýzca bir kez. Yemeði aðzýma
aldým ve ona sundum.
National Geographic ekibi de oradaydý.
Her þeyi görüntülediler.
Çoðu insan bunu bilmez ama
yýlanbalýklarý...
...çok güçlü olabiliyor.
Belli bir gücü var tabii ama...
Bir insaný delik deþik
edebilir.
Uzun lafýn kýsasý, yüzümü yeniden
þekillendirmek için ameliyat oldum.
Ama bence Peru harika bir yer.
- Plajlar, insanlar, gevþek vasilik
kanunlarý. - Gevþek vasilik kanunlarý mý?
Öyle mi dedim? Kahrolasý
nörotoksinler.
Stefano, hikaye anlatma
konusunda çok yeteneklisin.
Öyle deðil mi, çocuklar?
- Evet.
- Sakýncasý yoksa Petunia'nýn zehrini
alabilir misiniz? - Petunia mý?
Zehrini almak mý? Þimdi þöyle...
Biraz...Evet, tabii.
Bana ''Yaþlý McDonald yine
saðýyor'' derlerdi.
Çünkü bütün gün bunlarý saðýyordum.
Ama küçük olanlarýn
yerini saptamak zor oluyor.
Þunu alýn. Partiye bensiz
baþlayýn.
Saðma malzemelerimi getirdiðimden
emin deðilim. Bir bakayým.
- Hala bakýyor mu?
- Evet.
Bana bakmayýn. Derste
konuþuyormuþ gibi davranýn.
Mesajýnýzý aldým. Merak
etmeyin, biliyorum.
- Sen de mi?
- Evet.
Bütün bunlara inanmam zaten.
Gözünü heykellerden ayýramadýðýný
fark etmediniz mi?
- Haklýydýnýz. Stefano bir sahtekar.
- Evet.
O buraya son derece ölümcül
engereði almak için gelen bir ajan.
- Hayýr.
- Hayýr, Monty amca...
Bitmiþ. Saðmak için
sabýrsýzlanýyordum.
Siz çocuklarýn yatma zamaný
gelmedi mi? -Kesinlikle.
Yarýn erken kalkacaðýz, çocuklar.
Hadi yatýn.
Ýyi geceler.
Bu arada gece uykunuz kaçarsa...
...ben koridorda olacaðým ve
çok geç yatarým.
Aslýnda neredeyse hiç uyumuyorum.
Koridordan mý geçeceksin?
Sanmýyorum.
Seni çok özleyeceðim.
Sen çok iyi bir kýzsýn, deðil mi?
Çok güzel bir kýz. Evet,
evet öylesin.
Evet, öylesin.
Sevilen bir kiþinin ölümü
tuhaf bir þey. -Monty amca.
Bu, karanlýkta yatak odanýza
gitmeye çalýþmak ve...
...''bir merdiven daha vardý'' diye
düþünmek gibi bir þey.
Boþluða bir adým atarsýnýz ve kötü
sürprizin keyifsizliðini yaþarsýnýz.
Monty amca.
Çocuklarýn kederi sadece amcalarý
için deðil, ayný zamanda da...
...yeniden evleri olduðuna dair
güçsüz umutlarý içindi.
Kötü bir oyuncu yüzünden yavaþ yavaþ
kaybolan umutlarý.
Bu trajedi için kendimi
bir þekilde sorumlu hissediyorum.
Bu ölümcül engereðin ekosistemdeki
en ölümcül yýlan...
...olduðu konusunda onu uyarmalýydým.
Tahmin etmeliydim.
- Bunu keþfettim.
- Sen ne yaptýn?
- Dedektif? - Küçük kýz, kapý açýk,
yýlan yok, ölü bir adam var.
Ne düþünüyorum, biliyor musun: Beni
bunun için sabah dokuzda kim kaldýrdý?
Bu kesinlikle yýlan ýsýrýðý. Hiç þüphe
yok. -Yýlan ýsýrýðý. Teþekkürler.
Anlamýyorsunuz, son derece ölümcül yýlan
onu öldürmüþ olamaz çünkü...
...o hayvanlar aleminin en tehlikesiz,
cana yakýn canlýlarýndan biri.
- Bunu yazmasam olur mu?
- Bence en iyisi bu olur.
Bu çocuklar büyük bir
sýkýntý yaþadýlar.
Bu noktada planlarýný deðiþtirmek iyi bir
fikir mi, emin deðilim. Peru'ya gidecektik.
Biletlerin parasý geri
verilmez zaten. -Hayýr.
- Doktor, ne diyorsun?
- Bundan kurtulmanýn tek yolu olabilir.
Bunu ben hallederim.
O gün oradaki insanlarla yaptýðým
söyleþilerden öðrendiðime göre...
...en küçük Baudelaire'in
planý þuydu:
Cesur Sunny buradan baþladý ve
büyük bir kararlýlýkla...
...ölümcül yýlana doðru yaklaþtý.
Bu adam Kont Olaf ve doktor
da suç ortaðý.
- Bizi trenle öldürmeye çalýþtý.
- Bu adam treni nereden buldu peki?
- Treni nereden bulacaðým?
- Bu saçmalýðýn bununla bir ilgisi yok.
Bay Stefano'nun Kont Olaf'la
hiçbir ilgisi yok.
Bu sürekli bahsettikleri inanýlmaz
yakýþýklý Kont Olaf da kim?
Kont Olaf, çocuklarýn eski vasileriydi.
Karar verirken bir hata yaptýk.
Peki ya dövme? Kont Olaf'ýn ayak
bileðinde göz þeklinde bir dövme vardý.
Her þey çocuklar için.
O bir oyuncu. Makyajla
kapatmýþtýr.
Doktor, bu çocuklarý götürmeme
yardým eder misiniz?
- Hayýr. Bay Poe. Hayýr.
- Hayýr. Bay Poe.
Bütün tanýklarýn ortak bir þekilde
söyledikleri, az sonra duyduklarý...
...sesin çok þok edici,
çok þaþýrtýcý olduðu.
Kahretsin.
Çok iyi bir karakterdi.
Merak etmeyin çocuklar,
yetkililer Bay Stefano'nun peþinde.
Gözlerinden, alnýna, dövmesiz
ayaklarýna kadar.
Sahtekar Ýtalyan.
Her þeyden habersiz bankacýnýn yanýnda,
gölün üzerinde yol alýrken...
...Kont Olaf'ýn maskesini
düþürmelerini kutluyorlardý.
Ama Klaus hiçbir þeyi yüzeysel
düþünmüyordu.
Bu yolculuðun altýnda baþka bir þey
yattýðýný biliyordu. Elinde sadece...
...bir dürbün, benzer bir yangýn daha
ve bir kaðýtta yazan iki kelime olsa da.
- Josephine teyze mi?
- Adýný hiç duymadým.
Hiçbir akrabamýzla iliþkimiz
olmamasý tuhaf deðil mi?
Josephine teyze?
- Baudelairelar? Siz misiniz?
- Evet.
Tanrým! Ýçeri girin, hadi. Kasýrga
neredeyse gelmek üzere.
Violet, þu haline bak.
Hadi, çabuk içeri girin.
- Ne var? -Ne oldu?
O kadar hýzlý deðil. Paspasa
takýlýp düþebilirsiniz.
O yüzden çabuk ama çok
çabuk deðil, tamam mý?
Üzgünüm, içerisi çok soðuk.
Bazen o kadar soðuk oluyor ki
zor dayanýyorum.
Radyatörü açmamý ister misin,
Josephine teyze? - Hayýr.
Ben hiçbir zaman radyatörü açmam.
Patlamasýndan korkuyorum.
Çocuklar, sizden evde kapý tokmaklarýný
kullanmamanýzý isteyeceðim.
Kapýyý açmak isterseniz,
itin yeter. - Niye?
Kapý tokmaðýnýn parçalanýp milyonlarca
küçük parçaya bölüneceðinden...
...ve birinin gözüme geleceðinden
hep korkmuþumdur.
Biri, deliler þehrinde bulunmuþ.
Bu bir kelime deðil. Ona düzgün
Ýngilizce öðretmem gerekecek galiba.
Dilbilgisi dünyadaki en büyük zevk,
öyle deðil mi? -Evet. Tabii.
Deliler þehrinin valisiymiþ.
Harika. Sýcak çorba.
Aslýnda soðuk salatalýk çorbasý.
Hiçbir þeyi ýsýtmam.
Ocaðýn alev alacaðýndan
korkuyorum.
- Kardeþin nerede?
- Mutfakta.
- Klaus, ne yapýyorsun?
- Peçete.
Peçeteler burada. Buzdolabýndan
uzak dur, üstüne düþerse dümdüz olursun.
Fotoðraflara bakmak
ister misiniz?
Dikkat et. Elin kesilmesin.
- Kim bu Ike?
- Yakýþýklý deðil mi?
- Bunlarýn hepsini yaptýn mý, Josephine
teyze? -Aslanlarý evcilleþtirdin mi?
Ike hayattayken oldukça
maceracýydým.
- Bu, Monty amca mý? Monty amcayý
tanýyor musun? -Hayýr, bu...
...güzel bir resmim deðil.
- Bir dakika, bunlar annemle babam mý?
Bu bir tür kulüp falan mý? Neden
hepinizde dürbün var?
O fotoðraftaki görünüþüm
hoþuma gitmiyor.
- Ike yangýnda mý öldü?
- Hayýr, hayýr, saçmalama.
- Onu sülükler yedi.
- Pekala.
Gelin, göstereyim.
Etrafa dikkat edin, çocuklar.
Buradan gölün bütün gizli
köþelerini keþfedebilirsiniz.
Limandan ilerideki katýlaþmýþ
maðaraya kadar her yeri.
Ve o kayalarýn yaný da sülüklerin
saldýrdýklarý yer.
Buradaki sülüklerin çok keskin diþleri
ve çok iyi burunlarý vardýr.
Körler ama insanlardaki yemeðin
kokusunu millerce uzaktan alabilirler.
Ve yemek kokusu alýnca da
oraya toplaþýrlar.
Ike'a suya girmeden önce bir
saat beklemesini söyledim.
...ama o sadece 45 dakika
bekledi ve...
Özür dilerim, çocuklar.
Klaus, orasý özel bölge.
Ike'ýn odasýydý.
Buradan nefret ediyorum.
Josephine teyze, buradan taþýnmayý
hiç düþündün mü peki?
Belki o zaman kendini
daha iyi hissedersin.
Burayý asla, asla, asla satamam.
Emlakçýlardan korkuyorum.
Ýki tür korku vardýr:
Rasyonel ve irrasyonel.
Emlakçilerden korkmak
irrasyonel bir korku.
Kötü bir zaman mý?
Onu evden çýkarmamýz gerek.
Dikkat edin, meyvelerin çekirdekleri
boðazýnýzda kalabilir.
Þu arabaya da dikkat edin.
Üstümüzden geçebilir.
Her þey yolunda, Josephine teyze.
- Kara veba. Kara veba mý?
- Hayýr, bu çok önceleriydi.
Önünüze böyle çýktýðým için ne kadar
üzgün olduðumu söyleyemem.
- Josephine teyze, bu...
- Bir çift genç güzel kadýn gelmiþ.
- Özellikle de siz.
- Josephine teyze.
- Size kendimi tanýtayým.
- Klaus'la beni onu tanýtayým.
- ''Klaus'la ben'' diyecektin.
- Önemli deðil. Bu adam...
Önemli deðil mi? Dalga
mý geçiyorsun?
Belki bu bir balýkçýnýn
kuru gürültüsü ama...
...dilbilgisi dünyadaki
en önemli þeydir.
- Öyle mi?
- Ümitsiz durumda mý?
Her þeyin bir düzeni varken,
dilbilgisini niye deðiþtirelim?
Bir deyimi kesinlikle
deðiþtirebilirsiniz.
Çevirip oynayabilirim de.
Elbette bu tamamen size baðlý.
Hizmetinizdeyim.
Yalan söylüyor. O, Kont Olaf.
Beni hakkýnda uyardýðýnýz korkunç
adam mý? Kim? Nerede?
- Tam önünde.
- Nerede o?
- Kaptanýn arkasýnda mý?
- Hayýr. -Buraya gelsin...
...ona gününü gösteririm, evlat.
Kaptan, Kont Olaf. Bir daha ayný
þeyleri yaþamayacaðým.
Klaus, bunu bu zavallý adama
neden yaptýn?
Çok özür dilerim.
Sabaha acýsý çýkacak.
Önemli deðil. Boþ verin, bayan.
Bacaðýmý sülükler kaptýðýmdan beri
böyle þeylerle karþýlaþýyorum.
Niye denizi girmeden önce bir
saat beklemedim? Neden?
- Sülükler benim de kocamý aldý.
- Gerçekten mi? - Evet.
Kahrolasý sülükler hayatýmý
kararttýlar.
Kolay park yeri
buluyorum tabii ama...
Tek bacaklý, tavuk götü suratlý
bir adamý kim sever ki?
Çok yalnýzým.
- Bu akþam yemek için evime
gelir misin? -Hayýr!
Bundan emin deðilim. Bacaðým
yerlerinize zarar verebilir.
Yerlere gazete sereriz. Lütfen, çocuklar
çok güzel yemek yapacaklar.
- Makarna. - Ben de sülükler bacaðýmý
koparmadan önce makarna yemiþtim.
Çocuklar, ben kaptaný eve
götüreceðim.
Siz de burada kalýp makarnasýz
bir yemek için alýþveriþ yapýn.
- Ama...
- ''Ama'' yok. Konu kapandý.
- Josephine teyze?
- Hey, onlarýn parasýný ödemediniz.
Zamane çocuklarý.
Josephine teyze?
Josephine teyze?
Burada mýsýn?
- Joey teyze, burada mýsýn?
Josephine teyze?
Hayýr, olamaz!
Çok geç.
Çok geç kaldýk.
- Ne yazýyor?
- Ýntihar notu.
Violet, Klaus ve Sunny, siz bunu
okurken hayatým sona ermiþ olacak.
Kalbim Ike'ýnki kadar soðuk ve hayatý
''çakýlmaz'' buluyorum.
- Çekilmez mi?
- Devam et.
Siz benim hazin hayattýmý...
''hayatým''da tek ''t'' var.
Önemli deðil. Devam et.
Bu haraketime sebep...''Hareket''
diye yazýlýr.
Bu bir intihar notu, neden
yazýsýný kontrol ediyorsun?
Hayattaki en büyük zevkinin dilbilgisi
olduðunu söyledi. Niye bu kadar hata yapsýn?
Sen de camdan atlayacak olsan
birkaç yazým hatasý yapardýn.
Böyle daha mutlu olduðumu bilin.
Sizi Kaptan Chab'e...
...emanet ediyorum. Kibar ve
onurlu bir adam.
Bu onun planý. Bu notu yazdýrýp
sonra da camdan atmýþ.
Hayýr, bu bir intihar notu
deðil. Bir mesaj.
Bunun ''k'' deðil,
''c'' olmasý gerekiyor.
''i'' deðil, ''u''.
Taþlaþmýþ maðara.
Oradaki taþlaþmýþ
maðaraya kadar.
O ölmedi, saklanýyor.
Taþlaþmýþ maðara mý?
Yangýnlarý araþtýrýyordu.
Klaus, gitmemiz gerek.
- Buzdolabýndan uzak dur.
- Ne?
Üstümüze düþerse, bizi
dümdüz eder.
Olamaz.
Bitti mi?
Violet, saçlarýný toplasan
iyi olur.
Violet, bir fikrin var mý?
- Bana yangýn söndürücüyü ver.
- Niye?
Çünkü bu çapayý öbür tarafa
geçirmemiz lazým. -Ne?
Yardým et bana!
- O tahtayý kýracaðýz.
- Kýracak mýyýz?
- Bizi yukarýda tutan tek þey o.
- Kesinlikle.
Yeterince sýký baðladýðýna emin
misin? -Üç deyince.
Bir, iki, üç.
Bekle, bekle...
...bekle. Þimdi!
- Þimdi ne yapacaðýz?
- O yaþýyor.
Yetkilerle konuþmalýyýz.
- Hayýr. -Ne?
Dinlemezler, hiçbir zaman
dinlemezler. - Violet!
Olaf asla durmayacak. Teyzemi
kendimiz bulmalýyýz.
Çocuklar, ben Kaptan Chab.
Olduðunuz yerde kalýn, sizi
almaya geliyorum.
Denizcilikle ilgili hiç
kitap okudun mu?
Klaus denizcilikle ilgili 15, meteoroloji
ile ilgili de 2 kitap okumuþtu.
Ama bir þeyi teoride yapmak
bir þey...
...pratikte yapmak baþka
bir þeydi.
Birazý bile onlarý
gölün içindeki...
...maðaraya geçiþ için hazýrladý.
Ama rüzgar bitip, suya varýnca,
Baudelairelar...
...küçük bir baþarý duygusu
yaþadýlar. Baþka þekilde...
...çok kötü olacak hayatlarýnda
bir sevinç aný. Baþardýlar.
Onlarýn koruyucusu onlarý
kurtaramýyorsa, onlar onu kurtaracaktý.
Josephine teyze?
Josephine teyze?
Josephine teyze?
Burada mýsýn?
Josephine teyze.
Çocuklar, baþardýnýz.
Nottaki þifreleri çözdünüz.
- Ýyi olmana çok sevindik.
- Çok korkunçtu.
Kont Olaf beni o vasiyeti yazmaya
zorladý. Beni neredeyse öldürüyordu.
- Yemekleri getirdiniz mi?
- Yemek mi?
- Daha yeni bir fýrtýna atlattýk.
- Eee? Hiç yemek getirmediyseniz...
...bu maðarada nasýl yaþayacaðýz?
- Bu maðarada yaþamak mý?
Hayýr Josephine teyze, bizimle
dönmek zorundasýn.
Sen bizim Kaptan Chab'in yalan
olduðu konusundaki tek kanýtýmýzsýn.
Hayýr, hayýr, hayýr,
bu çok tehlikeli çocuklar, üzgünüm.
Tehlikeli mi? Sen bizim vasimizsin.
Bize göz kulak olman gerekiyor.
Bu konuda daha fazla
konuþmayacaðým.
Biliyor musun Josephine teyze, bu
maðara satýlýk. -Ne olmuþ?
Çok geçmeden, insanlar buraya
bakmaya gelecek.
Ve bu insanlardan bazýlarý
emlakçý olacak.
Josephine teyze, bunun anlamý ne?
- Nereden buldun onu?
- Ike'ýn odasýnda.
- Yangýnlar. - Neden yangýnlarý
araþtýrýyordu?
Hepimiz araþtýrýyorduk.
Monty amca, Ike ve...
Annemizle babamýz.
- Onlar bizim önderimizdi.
Çocuklar, dünyada iyi insanlar
ve kötü insanlar var.
Yangýnlarý çýkartanlar
ve onlarý söndürenler.
- Bunu kim yapýyor?
- Olaf mý?
Çok fazla þey anlattým zaten.
Anne babanýz bunun cevabýný biliyordu.
Ve bakýn iþte ne oldu.
- Annemle babam mý?
- Ne söylediler?
- O maðaradan hiç ayrýlmamalýydýk.
Artýk dönmek için çok geç. O yüzden
emlakçilerle þansýmý deneyeceðim.
- Josephine teyze, annemle babam
ne söylediler. -Öleceðiz.
- Ne?
- Sülükler geliyor.
Hiçbirimizin uzun zamandýr
yemek yememesi iyi bir þey.
Salak mýsýn nesin.
Josephine teyze!
Ne yapacaðýz?
- Batýyoruz, batýyoruz.
- Sakin ol, lütfen.
Josephine teyze, bunun
bir faydasý olmuyor.
Bir tekne var.
Buradayýz! Buradayýz!
Sülükler ne kadar sevimsizse...
...çok daha sevimsiz
bir þey sislerin arasýndan gelmekteydi.
Merhaba, merhaba, merhaba.
Sizi özledim, çocuklar.
Görünüþe göre biraz
yardýma ihtiyacýnýz var.
Þehre dönünce asýl senin yardýma ihtiyacýn
olacak. Josephine teyze her þeyi anlatacak.
Ben de tutuklanýp hapse gideceðim.
Siz de vasinizle birlikte mutlu bir...
...þekilde yaþayýp zamanýnýzý icatlar
yaparak, kitap okuyarak...
...ve maymun diþlerinizle
bir þeyler ýsýrarak geçireceksiniz.
Cesaret ve asalet sonunda saðlanacak ve
bu kötü dünya yavaþ yavaþ ama muhakkak...
...uyumlu bir yer olacak ve herkes
þarký söyleyip dans edecek.
Mutlu son. Aklýndan
geçen bu mu?
Çünkü bu kadýna kimsenin
inanacaðýný sanmýyorum.
Josephine teyzeye dokunmayacaksýn. O
herkese olanlarý anlatacak. -Hayýr, hayýr.
Kimseye hiçbir þey anlatmayacaðým, söz
veriyorum. Lütfen beni sülüklere atma.
- Serveti de, çocuklarý da alabilirsin.
- Josephine teyze!
Tekneye hoþ geldiniz.
Saçýmý boyayýp adýmý
deðiþtiririm. - Bize ne olacak?
Sessiz olun, çocuklar.
- Galiba seni öldürmeme
gerek yok. -Hayýr.
Diðer yandan, pencerede yaptýðýn
hareketle pek güvenilir davranmamýþsýn.
Ama biraz merhamet
gösterebilirim.
''Davranmadýn''
- Ne?
- ''Davranmamýþsýn'' dedin.
Dilbilgisi. ''Pek güvenilir
davranmadýn'' demen gerekirdi.
- Beni düzelttiðin için teþekkür
ederim. -Bir þey deðil.
Hayýr, hayýr, olamaz.
Josephine teyze.
- Josephine teyze.
- Olamaz.
Evet, durumu anladýnýz.
- Josephine teyze.
- Elimizden geleni yaptýk.
Herkes sakin davransýn.
- Çocuklar, siz misiniz?
- Bay Poe, biz... -Boðuluyorsun.
Onu kurtardým. Çocuðu
sülüklerden kurtardým.
Geldiðiniz yere dönün,
sizi küçük þeytanlar.
Bu çocuða bugün
zarar veremeyeceksiniz.
Kont Olaf, sizin burada
ne iþiniz var?
Bay Poe, lütfen, Kont Olaf, sizin burada
ne iþiniz var, dostum?
Biliyorum, gelmemem gerekiyordu.
Ama çocuklarýn tehlikede olduðunu
öðrenince gelmek zorundaydým.
Onlarýn vasileri olmasam da.
- Sizin hakkýnýzda yanýlmýþým, Kont Olaf.
- Hayýr. -Hayýr.
Son derece muktedir bir vasi
olduðunuzu ispatladýnýz.
Çocuklarý hemen size vermezsem
sorumluluklarýmý yerine getirmemiþ olurum.
- Size bir þey söylemek...
- Söylemeyin! Küçük hazinelerimi...
...kaybetmeye dayanamam. Gönül
yaramý sürekli hatýrlatmalarýna raðmen.
Kanunlara göre çocuklara bir þey
olursa Baudelaire servetinden...
...bir þey alamazsýnýz.
- Ne dediniz?
Kan baðý olanlar ve evli çiftler
istisna tabii. - Gerçekten mi?
Bay Poe, size yeni oyunumdan
bahsetmiþ miydim?
- Ýyi günler, bayým.
- Benimle iyi geçinmeye çalýþma, evlat.
- Neyin peþinde? Niye biz de oyundayýz?
- Destek olarak bunu kullanýyor.
''Ýki kiþi evliyse, birisinin sahip olduðu
paraya diðeri de hak kazanýr'' yazýyor.
Ama bu sadece oyun. Benimle oyunda
evlenerek serveti alamaz.
Öyle mi? ''Sezar ölmeli,
Sezar ölmeli''
Evlililiðin geçerli olmasý için bir
sulh hakimi tarafýndan yönetilmesi gerek.
- Burada öyle yazýyor. - Yargýç Strauss,
ilk sahneye çýkýþ için hazýr mýsýnýz?
Haline bak. Violet, çok
güzel görünüyorsun.
Sen gelinsin, ben yargýcým,
damat kim?
- Yargýç Strauss, anlamýyorsunuz.
Bu oyun gerçek. - Evet.
Evet, gerçek olmalý.
O yüzden sizi seçtim. Gördüðüm
diðer tüm oyuncularda bir þey eksikti.
- Nasýl söylesem...
- Saç mý, eller mi?
Baþkalarý için küçük bir þey.
Unutmayýn, yargýç Strauss...
...sözcükleri gerçek bir düðündeymiþ
gibi söylemeniz gerekiyor.
Ama seyircilerin arasýnda bir yetenek
avcýsý var. Sizin yaþýnýzda birini arýyor.
- Bu oyunu dikkatle izleyecek.
- Bunu söylemek zorunda mýydýn?
Onu makyaja götürün.
Keyfini çýkar.
- Kelebekleri kucakla.
- Bu çok saçma.
Violet daha 14 yaþýnda. Yasal
olarak evlenemez.
Vasisinin izni varsa evlenebilir.
O kim peki? Doðru ya, benim.
Evet deyip evlilik anlaþmasýný
imzalayýnca...
...gerçekten benim karým
olacaksýn.
Yemek yapacaksýn, temizlik yapacaksýn.
Ayaklarýma masaj yapacaksýn.
Evlilik piknik deðil. Bu
konuda çalýþmalýsýn.
Evet demeyeceðim. Asla.
Sanýrým belki bir yukarý
bakmak isteyebilirsin.
- Býrak onu.
- Memnuniyetle. Býrakýn.
- Hayýr! - Hayýr!
- Durun.
Evet demezsen ya da bu oyunu
engelleyecek herhangi bir þey yaparsan...
...buradan tek bir þey söylememle
bebek aþaðý düþer.
- Bunu nasýl yaparsýn? O daha bebek.
- Violet, Violet, Violet.
14 yaþýna geldin. Ýstediðin her þeye
sahip olamayacaðýný öðrenmiþ olmalýydýn.
Mutlu bir yaþam, baþýný
sokabileceðin bir ev...
...ve buna benzer þeyler
istiyorsun.
Ya benim isteklerim? Ben o
muazzam serveti istiyorum.
Ve bütün o yakalanmam için
yapýlan soruþturmalardan dolayý...
...istediðimi almama
yardým edeceksin.
Bu akþam.
Halkým beni alkýþlýyor.
Bayanlar baylar, oyun için
yerlerinizi alýr mýsýnýz lütfen?
- Bunu yapmayacaksýn.
- Mecburum.
- Yapma. Her zaman bir þey vardýr.
- Her zaman bir þey vardýr.
- Bu sefer yok.
- Ama...
- Sahneye.
- Git, Klaus. - Violet.
- Git!
Þunu baþýndan at. Hadi.
Evlenmek için ne güzel bir gün.
Burada gelinini isteyen
yakýþýklý bir kont var.
Violet olsa ne yapardý?
Violet olsa ne yapardý?
Her zaman bir þey vardýr.
Her zaman bir þey vardýr.
Ve sessiz, kel kafalý
adam gelini çaldý.
- Damat berbat biri. - Ve Kont'un
yakýþýklýlýðýnýn yanýnda esamisi okunmaz.
Ama durun. Oradaki de ne?
Bu kadar paralarý
olduðunu bilmiyordum.
Evet, ben. Gelinimle
evlenmeye geldim.
Ama gelecek elimden alýnmýþ.
Dikkat! Bu sahnenin anlatýmý
fazla canlý olabilir.
Biraz gevþetir misiniz?
Düðün baþlasýn!
Kont Olaf, bu kadýný karýnýz
olarak kabul ediyor musunuz?
Hastalýkta, saðlýkta. Ölüm sizi
ayýrana kadar. -Ölüme kadar.
Kesinlikle ediyorum.
Sen Violet Baudelaire,
Kont Olaf'ý...
...kocan olarak kabul
ediyor musun?
Hastalýkta, saðlýkta, ölüm sizi
ayýrana kadar. -Yargýç Strauss, ben...
Ediyorum.
- Bunu hak etmiyor.
- Hayýr.
- Öyle deðil mi?
- Hak etmiyor.
Sunny?
Bu birliktelik...
- Resmi ve yasal olsun.
- Sunny, anahtar nerede?
- Göz.
Sað elle, lütfen.
Çocuklar, maalesef size çok kötü
bir olayý bildirmek zorundayým.
Çok üzgünüm ama anne babanýz bütün
evinizi harap eden yangýnda öldü.
Bunlar kendiliðinden olmadý.
Hadi, çabuk.
Arkanda.
Bu iþ burada biter.
- Kont Olaf. - Ne var?
Þu anda biraz meþgulüm.
- Bir sorunumuz var.
- Neredesin?
Yukarý bak.
- Böylece oyunumuz sona eriyor.
- Hayýr, durun, bu oyun deðildi.
Kont Olaf onunla evlenmezsem Sunny'yi
öldüreceðini söyledi.
- Saçmalýk.
- Hayýr, beni dinlemeniz gerek.
Bütün bunlarý Baudelaire servetini
almak için yaptý.
Bu kýsmý doðru aslýnda.
Bu evli çift için
gerçekten büyük mutluluk.
Çünkü artýk resmi bir törenle,
resmi yeminlerle...
...bir sulh yargýcýnýn
önünde evlendik.
Aman Tanrým, ne yaptým ben.
Özür dilerim, bilmiyordum.
Ýki çocuðu dünyanýn iki ayrý ucuna
evlatlýk olarak vereceðim.
Birlikte olunca bir iþler
karýþtýrýyorlar.
- Bay Poe? - Seni
aþaðýlýk herif!
- Tutuklayýn.
- Ne için?
- Açgözlü bir canavar olmaktan.
- Hadi.
Canavar ben miyim?
Canavar ben miyim?
Canavar sensin.
Hadi. Hadi.
Bu çocuklar sana anlatmaya çalýþtý ama
dinlemedin. Kimse çocuklarý dinlemez.
Masum olduðunuzu mu sanýyorsunuz?
Hepiniz suç ortaðýsýnýz.
Bu belge, servetin artýk
benim olduðunu söylüyor. - Hadi.
Ve bu konuda yapabileceðiniz
hiçbir þey yok.
Ne düþünüyorsun? Çok mu
þeytani? Biraz yorum yap.
Evlilik piknik deðildir.
Bu arada...
...berbat bir oyuncusun.
Hayýr, hayýr. Yerlerimizden
ayrýlmayalým.
Bana bir þey yaparsanýz, benim
seviyeme inmiþ olursunuz.
Çocuklara kötü örnek olmaktan
bahsetmiyorum bile.
- Suçlu! - Kont Olaf'ýn tutuklandýðýný
söylemekten dolayý çok heyecanlýyým.
Sayýlamayacak kadar fazla
olan suçlarý nedeniyle.
Cezasýný çekmeye baþlamadan önce,
yargýcýn kararýyla Olaf...
...çocuklara yaþattýðý her zorluðu
kendisi yaþamaya mahkum oldu.
Baudelairelar zafer kazandýlar.
Zalim, yeteneksiz...
...birinin maskesini
düþürdüler ve...
...Baudelaire yangýnýnýn
gizemini çözdüler.
Keþke adalet de bu kadar iyi
olsaydý. Duruþma jürisi...
...mahkumiyet kararýný bozduktan sonra
Kont Olaf ortalardan kayboldu.
Baudelairelar' a gelince, neyle
karþýlaþacaklarý belli deðildi.
Ama bir kez daha Bay Poe'nun arabasýndayken
emin olduklarý bir þey vardý: ...
Yollarýna devam ediyorlardý.
Endiþelenmeyin çocuklar, eminim yetkililer
Kont Olaf'ý yakýnda yakalar.
Bir daha o korkunç adamla
hiçbir yerde karþýlaþmayýz.
Gitmeden önce, son bir durak
için belki biraz zaman vardýr.
Violet, Klaus ve Sunny.
Bize gönderilmiþ.
Þu damgalara bak. Ýngiltere,
Roma, Kenya...
...Ýzlanda. Bunlarýn nereden
olduðunu bile bilmiyorum.
Kim göndermiþ?
Annemle babam.
Bu bir mektup. Hiçbir zaman
gelmeyen mektup.
Sevgili çocuklarýmýz, dýþarýda
olduðumuz için hepinizi çok özledik.
Bazý olaylar yolculuðumuzu
uzatmamýza neden oldu.
Bir gün büyüdüðünüzde bütün
arkadaþlarýmýzý tanýyacaksýnýz ve...
...karþýlaþtýðýmýz tehlikeleri
öðreneceksiniz.
Dünya kötü ve düþmanca bir yer
gibi göründüðünde...
...þuna inanýn ki, kötülükten daha
çok iyilik var.
Tek yapmanýz gereken
dikkatlice bakmak.
Çok talihsiz bir olay gibi görünen bir
þey, bir yolculuðun ilk adýmlarý olabilir.
Sizi çok yakýnda kollarýmýza almayý
umuyoruz, canlarýmýz. Ama bu mektup...
...bizden önce varýrsa,
sizi sevdiðimiz bilin.
Hayatta ne olursa olsun, birbirinize
her zaman yaptýðýnýz gibi iyilikle,
...cesaretle sahip çýkacaðýnýzý
bilmek bizi mutlu ediyor.
Bir þeyi hiçbir zaman unutmayýn.
Nerede olursak olalým, birbirinize
sahip olduðunuz sürece...
...bir aileniz var ve
evinizdesiniz.
Sizi seven anne babanýz.
Meþaleyi elden ele geçirmek
birçok þekil alabilir.
Ama belki en az bilineni ve
en þaþýrtýcý olaný...
...bir dürbünün elden ele geçiþi.
Sevgili Rita, dünyada gerçeðin ne
olduðunu bilen...
ve kuþlar hakkýnda neþeli filmler
yapan insanlar var.
Gizemlerin olduðunu bilen ve onlarý
araþtýrmak için çabalayan insanlar var.
Ama bu hikaye, o tip insanlar hakkýnda deðil.
Bu hikaye Baudelairler hakkýnda.
Onlar her zaman bir þeyin olduðunu
bilen insanlar.
Okuyacak, icad edecek, ýsýracak....
Birþeyleri ne kadar küçük olduðuyla
ilgilenmeden yapan insanlar.
Bu sebepten dolayý o insanlarýn çok
þanslý olduðunu söylemekten
mutluluk duyuyorum.