Tip:
Highlight text to annotate it
X
Uzman Keller, sorgulama esnasında
her şeyi açıkça
anlatmadığını anladım.
Ancak, Buna devam edebilmemiz için
diğer askerlerinin, nasıl öldüğünü.
Anlamamız gerekiyor.
Ekibiniz, bir devriye ye yerleştirildi.
iletişim sistemleriniz arızalandı.
Kısaca ondan sonra, bir gurup
Al Qaeda militanı tarafından saldırıya uğradın.
Başçavuşun, öldürüldü,
bölüğündeki tüm diğer adamların gibi.
Sen bir şekilde kurtuldun.
Bir kahramansın, gerçekten.
Şimdi,bana orada neler olduğunu söylermisin?
Rahat Başçavuş.
Başçavuş, boynuzlu atları severmisin?
Evet efendim sanırım severim.
- Nesin sen,bir demet odun mu?
- Hayır efendim.
Ben yalnızca, sana takılıyorum.
Sadece ortamı yumuşatıyordum.
Bu gün senin ekibin hakkında bazı şeyler duydum başçavuş.
Teğmeniniz bana senin ve adamlarının çok becerikli olduğunuzu anlattı.
Şansımıza, elmizde ki görev için gayet becerikli olmak yeterli olabilir.
Intel'in, al-Qaedanın ekipman taşımak için
kullandığı bütün yollar hakkında raporu var.
Sen ve senin adamların, kampı bu yolun yakınında kuracaksınız
ve herhangi bir faaliyeti bildireceksiniz.
Gerektiğinde Çatışmaya gireceksiniz.
Teğmen sana görevin bütün detaylarını verecek.
Çıkabilirsin Başçavuş.
Hey, o şıllıkların eteklerinin altında ne kadar tatlı olduğunu sanıyorsun?
bu meyvelerden birine gelmezler değil mi, ne diyorsun?
Onlardan birini portakal veya başka bir şeye alırsam.
- Bisküvi. Bisküvi. Bisküvi. Bisküvi.
- Git işine.
- Hey. Hey, hey.
- Hayır! Benden uzak dur.
- Bisküvi. Bisküvi.
- Siktir git benden uzak dur.
- Bisküvi. Bisküvi.
- Hayır.
- Bisküvin var mı?
- Yok bisküvi.
Hey, nasıl oluyor da bu çocukların bildikleri üç
ingilizce kelimeden birisi "bisküvi" oluyor?
- Bisküvi. Bisküvi. Bisküvi. Bisküvi.
- Hayır, hayır bisküvi.
- Bende bisküvi yok. Siktir git
- Hey, Chard. Chard, sakin ol. tamam mı?
- Hey. Al, bisküvi değil fakat... Hey!
- Skt...min nankörü.
Onlara bir santim ver onlar bir metre alırlar.
Onlar sadece çocuk.
Gerçek kötü, Davies.
Görelim bakalım 10' un üzerinde hacıya karşı ne yapabileceksin.
Kaldır kıçını da kamyona bin.
Hayır, bak, çünkü kızlar da tersi vardır.
Kızlar da bunun tersidir, tamam mı?
Adamlar, kızgın korsanı aldı.
Kızlar, kızgın pengueni aldı.
Kızgın penguen ne?
Şimdi şuna bak.
Eğer bir kız eğilmiş ve seni emiyorsa,bilirsin işte
ağlar, işini yapar ve sen de patlamak üzeresindir,
ve benim gibi, bilirsin, ben her zaman "geliyor" gibi olurum
bilirsin, bunu söylemek isterim, çünkü ben bir beyefendiyim.
yani bunu söylediğinde o durur.
şimdi pantolonun ayak bileğindedir.
Durdurur, ve yalnızca odayı terk eder.
Bundan dolayı sen şimdi, kızgın penguensin.
çünkü sen ortalıkta dolaşırsın ve ayakların yanyanadır,
ve suratın "Aman Allahım..."
- bitmişsin.
- şey gibidir...
Adamım, hayır, Chard, bir dene, bir dene.
sana buldum bi tane. Buldum sana bi tane.
- Kımılda!
- Bu IED.
İlerle, Şimdi!
Ne? Ne?
Birşey görüyormusun?
Hiç birşey görmüyorum.
Menzilden çıkmalıyız.
İleri! İleri!
Otus 3 Papa. Ben Otus 3 Papa. Tamam.
Kahretsin.
- Tekrarla. Tekrarla, tamam!
... Silahlar ateşlendi...
Echo, echo.
Otus 3 asıl şu mandala,
Ses kesik kesik geliyor ve anlaşılmıyor.
Tekrarla, Tamam.
Echo, echo.
- Kamyonu durdur!
- Ne?
Kamyonu durdur!
Teşekkürler. 360! Wardell, sen bekle.
Ben Otus 3 Papa.
Bütün birimler bu hatta, ben Otus 3 Papa.
Sinyal kontrolü, Tamam.
Anlaşıldı, Otus 3 Papa. Sizi duyuyoruz.
- Devam etmemizi istiyormusun?
- Negatif. Alanı kontrol altına alın.
- Anlaşıldı. Otus 3 Papa, tamam. Keller!
- Efendim.
Teğmen bu alanı kontrol altına almamızı istiyor.
Onlar şimdi bizim konumumuza doğru yoldadır.
15 dakika arkamızda olmalılar,
sooner Birşey görürsen. anladın mı?
Evet, Başçavuş.
Tamam, adamı duydunuz. Hadi kımıldayın.
Hiçliğin ortasındaki bu yerde neyin nesi?
Belki bir deve yolu veya öyle bişeydir.
Evet, Doğru.
Tüm bunların burada ne aradıklarını kimbilir?
Çok garip.
- Bu nedir, Wilcox?
- Ben nereden bileyim?
Dari dilini konuşan ve koleje
gitmiş olan birtek sen varsın.
Bu...
Sanırım bir tür put, değil mi?
Demek istediğim,
İslam dini imgelere tapınmayı yasaklar.
Yani,belkide bu yüzden
burada saklanmış olabilir.
Buralarda şetanlar ve cinler hakkında
Çok farklı hikayeler anlatılır.
Bilirsin, Lambaların içindeki ruhlar gibi.
- Aladdin.
- Hayır.
Kuranda herşey düzenlidir.
Yani, nedir bu?
Cinler,
dumansız alevden Tanrı tarafından yaratıldı.
Bundan dolayı hiçbir şekli yoktur,
Ve isanlardan çok nefret ederler.
Bundan dolayı onlar,
nesnelerin içine hapsedilirler,
Veya onlar yalnızca,
bizi öldürmek için yayılırlar.
O...Çocuğu.
Eğer kaçırmış olsaydın, ve birimizi vurmuş olsaydın,
106ydın
00:09:30,884 --> 00:09:33,182
ya da gözümde bir *** tanesi bile gelmiş olsa,
Senin gerçekten canına okurdum.
Ben asla ıskalamam, Gerzek. Yüce isa!
Kahretsin. Bu şey çok eski.
İyi iş, Chard.
Ne saçmalıyorsun sen?
Çok iyi bir atıştı.
O şey sen gelene kadar yüzlerce yıldır
Sapa sağlam burada duruyordu salak.
Bu lanet olası çölün her adımı hakkına
aynı boku söyleyebilirdin.
Tamam, tamam. Geri dönelim.
Bakalım başka emirler gelmiş mi.
- Sen, Gregory.
- Muhtemelen görmeyi bekleyecek.
eğer şimdi 3 dileğimiz olsaydı,
ya da öyle birşey.
Hey, o dilekler yasal olarak benimdir,
İb..ler.
Yeni evinize hoş geldin.
Hollister, gerek duydukları erzakı aldılarmı?
- Evet efendim.
- İçeri taşıyın.
Pekala. Önümüzdeki birkaç gün,
Bizim kısmımız, burada çalışmaları kuracak.
Bizim ana görevimiz, bu yolu izleyip,
Bütün faaliyeti rapor etmek.
- Yol görebiliyormusun?
- Hayır.
Wilcox? İlk izleme nöbeti sende.
- Hey, Başçavuş.
- Efendim?
- Sadece yedimiz buradayız.
- Ne demeye çalışıyorsun, Davies?
Sanırım Davies'in söylemeye çalıştığı şey
Eğer yakınımızda Talibanlar varsa,
Onlar için potansiyel hedef oluruz.
yani bu,
etrafta talibanlı olup olmadığını anlamanın
en kesin yolu olurdu, öyle değil mi?
İyi beklemeler, hanımlar.
Ah kahretsin!
Lanet olsun.
Ne yapman gerektiğini biliyorsun.
Size birkaç kürek getireyim.
Onlar kamyonu boşaltmayı bitirmeden halledin.
Ve bütün bu pisliği buradan çıkartın.
Onları kullanmayacağız.
Bu rahatlatır.
Bu insanlara ne olmuş böyle?
Beyaz fosfor böyle yapar.
Onla vurulursan,
Baştan son kemiğe kadar yakar.
Tam yemeğe oturduklarında,
Bomba vurmuş olmalı.
Hadi adamım, sen üstten tut.
Ben bacaklarından tutayım.
Birşeyler söylemelimiyiz?
Ne gibi?
Bilmiyorum.
Hey, dawg,
Neden gidip ışığı kapatmıyorsun?
Hayır, hayır, hayır.
- Hey, Keller.
- Ben hiç yorgun değilim.
Kız arkadaşının resmine mi bakıyorsun?
- Bu kıza ne biçim tuhaf birşey yaptın sen?
- Neyse bu konuya daha fazla girmeyelim en iyisi.
Sizin gibi serefsizlerin
hepsinin kafese kapatılması lazım.
Kapa çeneni, Kapa çeneni.
Sen hiç senin kızdan blumpkin aldınmı?
Blumpkin de ne halt oluyo?
Sen hiç... Şöyle diyelim sen tacquito
veya öyle birşey yemişsin,
ve sen tuvalete oturuyorsun
sonra senin kız geliyo ve...
- Oh, hayır.
- Sen sıçarken seni emiyor.
Ben bu cinsellik yok edicinin
yanında hasta oturuşu yapacağım.
Yapmayın, gerçekten de bunu yapan insanlar var.
- Sen yaptın mı?
- Bu internette çok zaman harcamış.
- Evet, hasta ruhlu pislik.
- Sen tamamen busun,
Ve ben asla bunu yaptığımı söylemedim.
- Sen yapmışsın.
- Fakat...
Peki kız...
Bu doğru olamaz.
- Ne yani? Ne dediysem doğru.
- Eminmisin?
- It was some goat, and it was...
- He's going out there, like...
Bu doğru olamaz.
Hey, adamım iddaya girerim
Yakında bombalamaya başlarız,
Bu pislik zengin hacılar uçak bileti alıp,
Arnavutluğa gidiyor ve, kendilerine taksi satın alıyorlar.
Sen düyanın en büyük ırkçısısın,
neyse.
çok ciddiyim, Sen kahrolası bir ırkçısın,
'cause the same way you talk about hajis
is the same way you talk about black,
Mexican and everything else.
Şimdi, bana bir iyilik yap
ve o ırkçı kıçını buradan götür
- 'Nöbete gitmem gerek.
- Kalkmak için olmuş olan tek sensin.
- Sen kapat artık çeneni.
- Ben uyuyacağım.
- Sen sadece bir boksun.
- Işığı kapat.
- Hey, stroke me on the way back over here.
- There you go.
Günaydın, sunshine.
Günaydın, Keller.
Günaydın, başçavuş.
Başka uyanan var mı?
Hayır görmedim.
Uyandırmamı istermisiniz?
Hayır, Gözlerini aç.
Sabahın tadını çıkar.
Ben uyandırırım.
Uyanın bayanlar!
Toplayın etraftaki donlarınızı
Sizi aylaklar.
Çok güzel bir sabah.
Terörle savaşmaya devam etme zamanı,
Davies, Penisini elinden bırak.
Annen bunun daha iyi olacağını öğretmedi mi.
Eminim bazılarınız kesinlikle
Şimdiden bir şeyi fark etti.
Burada kimi gözetlememizgerekiyor?
Herhangi birini? sen kimi istersen.
- yol mu?
- Çok doğru.
Şimdi,yolu görebiliyormusun, Keller?
Hayır, göremiyorum başçavuş.
Ben de.
Fakat biz bu tanrının cezası yolu bulmalıyız.
OMNI'de olmadan ve
onlara bulamadığımızı haber vermeden önce
that we supposed to be guarding
in the first *** place.
Biz de kahrolası bir yol inşaa edelim o zaman.
- Ne dedin Wardell?
- Emredersiniz başçavuşum!
Güzel. İşte benim de duymak istediğim buydu.
Şimdi, Yakında bir kasaba var,
ve biz bu lanet olası yere gireceğiz yükümüzü bırakıp,
onlara varlığımızı hşssettireceğiz.
Hayd gidelim kızlar.
Siz bunun için burdasınız.
Evet, sanırım geldiğimizi gördüler
Evet, bizi görmemek mümkün mü?
- Wilcox.
- Efendim?
İçerdeki herkese dışarı çıkmasını söyle.
Hadi.
Dağılın.
Bu kahrolası boş.
Yani, molamı vermek istiyorsun, Davies?
Bu sadece biri. Hepsin kontrol et.
Başüstüne!
Başüstüne!
Bu da temiz.
Akılı hacılar bizden saklanıyorlar.
Adamım hangi cehennemde saklanıyor bunlar?
Ne, kumun altına saklanmış,
kamışla mı nefes alıyorlar
Olabilir. Onların kültürünü bilmiyoruz.
Hey, Bak ben ne buldum.
Onlar bunu almadan gitmez, değil mi?
Sanırım.
Evleri toparlayıp yanlarında
götürmediklerini
söylemiyorum bile
Bu da neyin nesi?
Bu islam kanunu.
seni boynuna kadar gömüp
taşlayarak öldürüyorlar.
Bir şey yapmış olmalı.
Hadi buradan defolup çıkalım.
iki kişilik gruplar halinde nöbet tutacağız.
Anderson, sen ve Wilcox 01:00' e kadar ki
ilk nöbeti alın.
Biliyorsun bu şekilde dışarıda durmak
çok da akıllıca değil.
- bilhassa da etrafta birileri varsa.
- Evet.
Kahretsin.
Hey, Çocuklar!
Oyun mu oynuyorsun? Adamım şu lanet olası
fıstık ezmesini ortadan kaldır, dawg.
Bununla oyun oynamıyoruz. Hadi gel, dawg.
Parasına oynamıyor musunuz?
Hey, Kapat şunu adamım. Ne yapıyorsun?
Çok özür dilerim, Wardell.
son bir saat dir resmen kumun içinde yüzdük.
Senin için yapabileceğimiz başka bir şey varmı?
- Evet, Biraz suya ne dersin, Gerizekalı.
- Tamam, Tamam.
Biz de tam kalanları toparlamak üzereydik.
Ortadan kaldırılmamış olan her şey
şu ana kadar kumla örtülmüşür,
Bu lanet yerden nefret ediyorum.
Kaç gün burada kalmamız gerekiyor?
Hey! Wilcox, yine rüyanda *** mi görüyordun?
Bu çok ***.
Çocuklar! Burada biri var.
Hemen mutfağa gelin!
Tanrım, kahretsin.
- Wilcox.
- Bilmiyorum.
- Ne diyor?
- Bilmiyorum. Bu Dari dili değil.
- Pashto dili mi?
- Hayır. hayır, hayır, hayır.
Bu ülke de 30' a yakın dil var ve hepsi
farklı farklı lehçelerde.
- Ne dediği hakkında hiç bir fikrim yok.
- Ah, ne güzel!
- Arayın kızı.
- Ben, Başçavuş volunteer.
Kapa çeneni! Wilcox, sen ve Keller.
Ah, Kahretsin.
Tamam, Hadi. Kahretsin...
Özür dilerim. Özür dilerim.
Özür dilerim. Gerçekten özür dilerim.
İndirin silahlarınızı.
İşler iyice karışmaya başladı burda.
Davies, şu lanet olası şeyi hemen şimdi kes.
Hull, sen ve Anderson ona 0400 e kadar
göz kulak olun.
- Nerede?
- Burada. Sadece kızı izleyin.
- Burası çok kumlu.
- Burada.
altına da etse Umrumda değil
etrafta onu izleyen biri olup olmadığını bilmediğimiz
sürece bu odayı terk etmeyecek.
Efendim, Kıza yiyecek bişeyler vermemizi istermisiniz?
Yiyecek veya başka bişey, Başçavuşum?
Tamam, Ver.
Diğerleri, hepiniz tetikte olun.
Uykuya giderken de silahlarınızı
yakınınızda bulundurun.
Dediklerinden hiç birşey anlamıyorum,
Yani nefesini boşa harcama.
Yada konuşmaya devam et. Nasıl istersen.
Dışarda akranlarında başkaları da var
mıdır sence?
Fırtına duuluyor,
yani sanırım varsa birazdan hepsini buluruz.
Evet.
Benim anlamadığım
Bu kız nereden geldi.
Yani,
dışarda bir yerlerde öylesine yürüyordu
ve fırtınaya mı kapıldı?
Ben nerden bileyim.
Tamam bunu sadece söylenmesi gerektiği
için söyledim zaten.
Hepiniz onu burada becerebileceğimizi biliyorsunuz, değil mi?
Onu sıasıyla alabiliriz,
kimsenin bilmesi gerekmez.
Sıraya girebiliriz.
Ben ilk sırada olmak zorunda değiim.
Trevor bir numara olabilir.
Kime anlatabilir ki?
Hadi, söylesenize, birini becermeyeli
ne kadar zaman oldu?
Görünüyor ki senin kadar çok zaman olmamış.
Jeff?
Hayır.
Yani, evet efendim, Mr. President.
Bay " 10,000 lanet olası kilometre uzağında
olduğu kız arkadaşına sadık."
Siz hepiniz korkaksınız, adamım.
Evet, ben lanet olası ağzını kapatmazsan
bu boku üsüne atmayı
düşünen bir korkağım.
Neyse, gee.
Ortam gerildi sanki.
bir tane buldum.
küçük gözle sarı bir şey gözlüyorum.
- Bu *** mu?
- Evet.
Hey. Ne oluyor?
Keller, buraya gel.
Bunu duymanı istiyorum.
Şimdi saat 0800 de Parker'i aramam gerekiyordu
ve bunu yaptım.
Numarası burda.
Bağlandığında haber veriyorlar.
Yani? Ne?
Dinle.
...burda karaya oturduk.
çavuşumuz gitmiş AWOL,
ve nakliyemiz Tango Uniform.
- Bunu duydun mu?
- Bir ses duydum.
Charlie den kimsenin sesine benzemiyordu.
En azından bana tanıdık gelmedi.
Sıkıntılı birinin telefonu gibiydi.
Demek istediğim, dışarda bir takım daha mı var?
Bilesem.
Kabul' dan geliyor olabilir.
Neyse, daha önce hiç tehlike sinyali duymamıştım.
Ben burada kalacağım ve
Parker'la temas kurmaya çalışacağım.
Bakalım daha özel birşeyler bulabilecek miyim.
Bütün birimler telsiz kontrolü.
Bütün birimler telsiz kontrolü.
Telsiz kontrolü. Bütün birimler telsiz kontrolü. Tamam.
Burası Otus 3 Papa, Otus 3 Papa.
Beni duyuyormusun?
Bütün birimler telsiz kontrolü.
Bütün birimler telsiz kontrolü.
...66, 67, 68.
Hadi, hadi, hadi.
Bu çok yetersiz, Adamım.
Bu kadarı yetmez adamım, Hadi.
Nerdeydin?
Tamam, Dinleyin.
Onu denetlemeden ortalıkta dolaşmasına izin veremeyiz.
Birinizin gözünün üstünde olması lazım.
Neden? Lanet olası yerde ne yapabilir ki?
Matt Carson'ı hatırlıyormusun?
Evet. Tabiki hatırlıyorum. Neden?
Onu gördüm.
O öldü biliyorsun, Gregory.
Evet. Evet, Kesinlikle ölü görünüyordu.
Bu normal, adamım. Bende arasıra kabus görüyorum.
Hayır, Ben uyanıktım.
Ben tamamen uyanıkken onu gördüm.
Hey,
Senin psikoloğuna mı benziyorum?
Elinde bir şey mi var,
ya da çavuşa ne bok götüreceksin
seni birine götürür.
Kahretsin.
Nöbet sırası sende.
Sen ve Hull. O çoktan dışarıya çıktı, Tamam mı?
Kahretsin. Tamam. Evet, tamamdır.
Ne?
Bana Dari dilinde buradan çıkmamı söyledin.
İyi, Söylemişimdir...
Biryerlerden duymuş olmalıyım.
Anlamadığın şeyleri söylerken dikkatli olamlısın.
Müstehcen şeyler söyleye bilirsin.
Afganistanın bu kadar soğuk olacağı
kimin aklına gelirdi?
bugün 110 derece gibi sanki.
Arnavutluktanım ben. Burası tam bir şevk yeri.
Medeniyetin başladığı yer.
Oraya geri dönmeye bu kadar meraklıysan niye orduya katıldın?
Yani, askerlikte bir görev almak uğraştığım
alanda bana çok yardımcı olacak.
Ne,
yani, bir gün başbakan mı olmak istiyorsun?
Bilmiyorum. Babam Madison da bir devlet temsilcisi,
ve ben kafamda hep bu gibi
şeylerle büyüdüm, yani...
Lanet olsun. Planlarımı alt üst etti.
- vay canına, ben sana oy veririm.
- Öyle mi?
Sen Arnavutlukta kayıtlı değil misin oy için?
Hayır.
Oradaki de kim öyle?
Hiç bir fikrim yok. Hiç bir fikrim yok.
- Bize ateş edenler kim?
- Ben nereden bileyim!
Bunlar bizden! Ateşi kesin!
- Ateşi durdurun!
- Vurulduk!
Ateşi durdurun!
İlkyardım lazım,
Lanet olası ilk yardım!
İlkyardım!
Kahretsin!
- Aman Allahım, uyuya kaldığıma inanamıyorum.
- Ne büyük olay.
Seni bir kaç dakika içinde uyandıracaktım.
Nöbetimiz bitmak üzere.
- Ben gidip wardell le Daviesi bulayım.
- Tamam, oldu.
Hey, Ne oldu?
Onları uyandırdın mı?
Hayır. Daha uyandırmadım.
Tamam, Ben yaparım.
Burası Otus 3 Papa, Otus 3 Papa.
Duyuyormusun?
Duyuyormusun?
Tekrar et, lütfen?
Lütfen kimliğinizi belirtin. Anlaşıldı mı?
Anlaşıldı mı. Kimliğiniz.
Howston, bu o kız.
Birşey için gidiyor.
Burası Otus 3 Papa.
OMNI mizin 404 olabileceğini no edin.
Lütfen kimliğinizi belirtin.
Kapa çeneni! Çek elini üzerimden!
Howston, Kızın peşinden git.
Birşey yapmaya gidiyor.
Dur! Kımıldama!
Halt!
Davies ve Wardell nöbetteyken hiç birşey
duymadıklarını söylüyorlar,
yani sadece siz kalıyorsunuz.
Tahmin ediyorum ki birşey duymuş olsaydınız
bizi uyandırırdınız.
- Ne demek istiyorsun?
- Bunu demek istiyorum.
Ateşleme sistemi tamamen parçalanmış.
Bittik biz.
- Kahretsin.
- Bu doğru, arkadaşlar.
Lanet olsun.
Tamir edebilirmiyiz?
Şimdilik pek olası görünmüyor.
Ama ben Charlieye ulaşıp onlara durumumuzu
anlatabilmeyi başardım.
Bekle, SatCom Çalışıyormu?
Doğru.
Bu sabah bağlantı kurdum.
Ve, Paker'a göre,
dün gece yanımızdan bazı araçlar geçmiş.
Sonunda yollarını kesmişler.
Ama tam olarak yanımızdan geçmişler sanki
yani bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
Ali Baba tam yanımızdan geçmiş ve biz lanet olası
uyanmamışız bile,
bir de güya bütün gece nöbette iki kişimiz vardı.
Yani arabalar yanımızdan geçti ve biz bunu fark etmedik,
bunu mu demek istiyorsun?
- Çok doğru.
- Başçavuşum, Böyle düşünmeyin
Biz sadece yanlış yerdeyiz?
Biz yanlış yerde değiliz.
Biz tam olarak olmamız gereken yerdeyiz,
yani bizi bıraktıkları yerde.
Yani bundan sonra,
sürekli bir kişi dışarda olacak.
Ayrı ayrı üç yöne gidebildiğiniz kadar uzağa
gideceksiniz,
evi gözden kaybetmeyeceksiniz.
Yani bizim bütün gün çolde
kalmamızı mı istiyorsun?
Bunu bizden isteyemezsin.
Sana yaparmısın diye sormuyorum kahrolasıca,
Anderson. Sana emrediyorum.
Bu direkt bir emirdir,
Ve sen de buna uyacaksın.
Şimdi kımıldayın!
Kımıldayın!
Tino.
Tino.
Bunun tamamen saçmalık olduğunu biliyorsun değil mi?
Marcus lanet olası kaybediyor, adamım.
Gecikmiş bir PTSD ya da buna benzer bir bok olmalı.
- Evet kamyonla ilgili.
- Evet?
Bunu her kim yaptıysa
bizim burda olduğumuzu bilecek kadar
yakın bir yerlerde olmalı, değil mi?
Belki de çöl de bir yerlerde saklanıyorlardır.
ve biz burada takımlara bölünmüş durumdayız.
birileri bizi gözetliyor olabilir ve
bizim haberimiz bile yok bundan.
Adamım size söylüyorum, burda olan kız olmalı.
Tamam, diyorsun ki, kız ateşleme sistemimizi
parçaladı, öyle mi?
Yapma, El- Kaidenin bu *** alanında
her yerde eğitim kampları var, değil mi?
- Peki kız?
- Evet, kardeşim.
Neyse, göreceğiz bakalım.
Hey. Wilcox nerede?
İçeri girebilirmiyiz, lütfen?
Gregory Gözlüğünü veya öyle bişeyini kaybetmiştir.
Yakında karanlık çökecek.
Çevirmenimizi bulana kadar
içeriye dönmeyeceğiz.
Hull!
Wilcox!
Gregory!
Birlikte kalın.
Hey, hey, ilerde.
Kahretsin.
Çavuş, Yüzüne bak.
Ne olmuş gözlerine?
Tanrım.
Ona ne olduğuna bak.
Başçavuş?
Işığı kapatmak istersin belki.
Tanrım.
Onu koru.
Tamam.
Çavuşu bir kontrol etmek ister misin?
Odaları kontrol edin.
Yalnız olduğumuza emin olun.
Jorge, Chard, Gözünüz üstünde olsun.
- Hey! Hey!
- Ne yapıyorsun sen
Karanlıkta niye gizlice yaklaşıyorsun bana?
Ben sadece...
Hey. sadece birine ulaşıp uaşmadığını
merak ettim.
birine ulaştığımı nerden çıkardın?
Bilmiyorum, sadece merak ettim.
İyi o zaman. Ulaşamadım, ulaşırsam, haberin olur.
Hey, Çavuşum.
Arkadaşlara yeniden katılmayı mı denesek?
Hayır, bekleyeceğiz.
burda yapmamız gereken bir iş var,
ve halledeceğiz.
Ben gidip kontrol edeyim.
Kahretsin, Hull? Ne yapıyorsun sen?
Nerede?
Ne yapıyorsun, Hull?
Chard!
İndir silahını, Hull.
- Jorge nerede?
- Kahrolası silahını indir!
- Jorge, Nerede o?
- Kahrolası silahını indir.
Jorge, Wilcox'u öldürdü.
O sizin düşündüğünüz kişi değil.
O Wilcox'u öldürdü.
Hey, Sakin ol, Tino.
Jorge Bütün gün benimleydi.
Hadi adamım.
O sana gerçeği söylüyor, adamım, Tamam mı?
Sadece konuş benimle.
Bana dışarda ne gördüğünü söyle,
Tamam mı?
Bunu bir düşün, tamam mı adamım?
Sadece bir düşün.
Hey!
Ne oldu? Ne halt oldu?
Tino Jorge'a ateş etti,
Bende Tino'yu vurdum.
Tino,Jorge'un Wilcox'u öldürdüğünü söyledi.
Wardell bu gün yanından hiç ayrıldı mı?
Hayır, Yemin ederim.
Davies, İki adamım öldü.
Cevabını çok iyi düşün.
Hayır.
Cesetleri dışarı çıkaralım.
Şimdi.
Hemen şimdi.
Onları böyle dışarda mı bırakacağız?
Ne yapmak istersin, gömmek mi?
Onları gömemeyiz.
Onları ailelerine ulaştırmalıyız.
Uyumaya giderken
kızı da yanında odaya götüreceksin.
Senin yanından ayrılmayacak.
Anlaşıldı mı?
Sana anladın mı dedim?
Evet, Başçavuş. Anlaşıldı.
Şerefsiz.
Sen iyimisin?
Evet. evet, iyiyim.
Gözünü kadından ayırma, tamam mı?
Tamam, kesinlikle
Jeff! Trevor. Buraya gelin!
- Trev.
- Hey!
Kahretsin.
Sanki hayvanlar onları birşey için almış
Hayır, ve hiç iz yok.
Bu lanet olası şey doğru değil.
Kız nerede?
Hey.
Uyuyor. Kız hiç birşey yapmadı.
Olay ne şimdi?
Sana bir emir verdim,
Sakın onu yalnız bırakma diye.
Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?
Dışarı, ikiniz de. Teçhizatınızı alın.
Ne bok için bakıyorsun ona?
Davies.
İçeri gir ve kıza bak sen!
- Hey, ben sadece ne olduğunu bulmaya...
- Daha sonra. İçeri! Şimdi!
Otur.
Şimdi,
Ben gözüm üsünde olacak şekilde m
dışarda oturuyor olacağım.
sen neden söz ediyorsun?
Ben lanet olası görevimizden söz
ediyorum, Keller,
bu evin dıında oturup
düşmanları arama görevinden
ve bu da tam olarak yapacağımız şey.
üçümüz tam burda, gözümün önünde
ve aramızdan kimsenin geçemeyi şekilde.
Tamam.
Anderson,
bu bana söylediğin son şey olsun
tabi "emredin komutanım" dışında.
Anlaşıldı, baş çavuşum.
Her ne ise.
Lütfen içeri girip biraz su içebilir miyiz?
Bir dakika sonra.
Su almaya hep beraber gideceğiz.
Keller, gel. Bu sıcak felaket.
Rahatsız olmadığını biliyorum.
Lanet olası süt çocukları
sıcaktan şikayetçi.
- bu lanet olası şeyin temel eğitim
olduğunu sanıyordum.
- Delirmiş olmalı.
Acemi birliğini tamamlamış olmanıs
tam bir mucize çocuklar.
Hayır.
Bununla ilgili ne yapmamızı istiyorsun?
başkaldırmanın cezası ne?
Üstündeki üniformayı hak etmelisiniz.
Siz lanet olası ordudasınız.
Bilmiyorum. Bu çok kötü.
Sen ne dedin?
Ben Jeff' e...Ben...
Ona ne sordun, lanet olası?
Ne dedin az önce?
Jeff' e Vikinglilerin nasıl yaptıklarını
soruyordum
çünkü onlar St. Louis' e karşı
oynayacaklardı...
- Kapa lanet olası çeneni.
- Evet.
Ne yaptığını biliyorum.
Ne yaptığını biliyorum.
Sen ve o.
Şu lanet olası doğuştan cahil p.ç.
Hayır! Hayır! Hayır!
- Ben sana ne dedim?
- Hey! Hey!
- Ben sana ne dedim lanet olası?
- Hey! Hey!
Hey, Marcus. o istedi.
Yapmamı kız istedi.
Senden bıktım, Davies.
Sen lanet olası bir rezilsin!
- Ben sana ne dedim lanet olası?
- Hey!
Lanet olası zenci, kız istedi diyorum!
Sen bana ne dedin?
Sen bana ne dedin?
Sana usta avcı dedim.
Bak sana "Lanet olası usta avcı" dedim
Avcı.
Bana usta avcı deme.
Ben üniversite okudum, lanet olası herif.
Beni ordan oraya savuramazsın pislik.
- seni lanet olası koca herif.
- Hey!
Gel lanet olası pislik.
- Üstümden in.
- Chard, hadi gel, adamım.
Beniordan oraya atabileceğini mi
sanıyorsun?
Beni öldürdünüz baş çavuşum.
Tam göğsümden.
Siz lanet olası neye bakıyorsunuz öyle?
Ölüler dışarıya çıkar.
Tamamdır. Her şey yoluna girecek.
Her şey yolunda mı?
Sen dalga mı geçiyorsun benimle?
Ağzından çıkan tek bir kelimeyi
bile anlamıyor.
Ne halt etmeyi düşünüyorsun?
Onu dışarı götür.
Ya sonra?
Bu lanet olası yerden nasıl çıkacağız?
O nerde?
Bilmiyorum.
s..., adamım. Bitti. Bu boku gördün.
onu şimdi aşağı indirmemiz gerek.
Baş çavuşum!
Burda. Sen bu konuda benden iyisin.
Tamam. Kimi aramam gerek?
Şaka mı yapıyorsun. Kimi olursa olsun.
Talibanı bile arasanumrumda değil şu an.
Tamam.
Burası Otus 3 Papa. Tekrarlıyorum, Otus 3 Papa.
Biz 5-38 noktasındayız, lütfen onaylayın.
Lütfen onaylayın.
Herhangi biri lütfen cevap versin.
Burda mahsur kaldık.
Başçavuşumuz kaçtı,
- ve taşıtımız...
- Ne diyor?
- Tekrarlayın?
- Birine ulaşabildin mi?
Birşey duydum.
Burası Otus 3 Papa. Duyuyor musun?
Hiç birşey duymuyorum.
Ben biraz daha deneyeceğim.
Duyuyor musun? lütfen onayla.
Beni duyabiliyorsan biz 5-38 deyiz.
Tekrarlıyorum, 5-38.
Burası Otus 3 Papa.
Burda mahsur kaldık.
Başçavuşumuz kaçtı,
ve taşıtımız Tango üniforma.
Lütfen bilgi verin. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.
Ne?
Ne?
Hiç birşey.
Hiç birşey.
Lanet olsun. Kız, Kız nerde?!
Bilmiyorum.
Burda kal ve denemeye devam et.
Onu bulmaya gideceğim.
Lanet olsun. ne oluyor?
Ne olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
Biliyorum, pislik.
Hey, Trevor!
Evet, dışardayım. Aşağıda kal.
Işık yakmak yok. ANlaşıldı mı?
Evet, evet, evet, anladım lanet olası.
Hangi lanet olası pislik bize ateş ediyor?
Bu Marcus.
Bak, silahımı al. radar ekranıma ihtiyacım var.
- Trevor?
- Ben burdayım.
Burda, adamım, hiç bir şey göremiyorum.
Duvar da.
Nerde?
Burda.
Lanet olsun!
Jeff, vuruldun mu?
Hayır.
Ne oldu?
Trevor, adamım, burda başka birşeyler var.
Lanet olası kıçını kaldır ve buraya gel.
Ben hiç birşey göremiyorum.
Ateşin nerden edildiğini görebildin mi?
Hayır, adamım, görmedim.
Ben gördüğümü sandım,
ama sanırım birşeylerin atında saklanıyor.
Aptal p.ç.
Bak, eve geri dönelim.
gece görüş gözlüğü olabilir, o yüzden aşağıda kalın.
Anlaşıldı.
Burdan hareket edersek bizi görecektir.
Trev, dinle adamım.
Orda... orda başka bir şey var.
Git bana bir aydınlatma bul. Ben izlemeye devam edeceğim.
- Anlaşıldı. Arkada kadını gördüm.
- Evet.
Arka da ne yapıyor o, lanet olası?
Bilmiyorum. Ben gidip onu alacağım.
Dikkatli ol.
Belki birilerine bir işaret veriyordur.
Evet, haklısın.
Wilcox?
Anderson. Ateş etme, adamım.
Silahın var mı?
Bana ellerini göster.
Silahsızım.
Ellerini yukarıda tut.
Tamam.
Gregory,
sen ölmüştün, adamım.
ben senin cesedini gördüm.
Evet.
Artık sadece siz iki pislik kaldınız.
Gerçekten çok zeki.
Eller yukarı!
Ellerinizi başınızın üstüne koyun.
Aşağıya.
Lanet olası aşağıya eğilin.
Tamam. neler olduğundan tam emin değilim,
ama sizi yeniden yerinize getireceğim
ve sonra da...
ne oldu, asker?
Uzman Keller, sorgulama esnasında
her şeyi açıkça
anlatmadığını anladım.
Bakalım hafızanı tazeliyebilecek miyiz.
Şimdi ben sana olanlarla ilgili bizim
düşüncelerimizi anlatacağım
ve sen bana haklı olup olmadığımı söyleyeceksin.
Anlaşıldı mı?
Tamam.
İletişim sisteminiz bozulduğunda
Senin takımın bir karakol da konuşlanmıştı
Kısa süre sonra El kaideli bir
grup tarafından saldırıya uğradınız,
Yaklaşık 30 kişi.
Daha mı fazla? 40? Her neyse, 50 diyelim o zaman.
Ve bu 50 ya da her neyse El- kaide militanı
senin takımından sayıca çok fazlaydı.
Baş çavuşunuz diğer herkes gibi
öldürüldü.
Ama her nasılsa sen hayatta kalmayı başardın...
Ben baygındım.
Evet, sen baygındın.
Bayıltılmış ve ölüme terk edilmiştin.
Gerçek bir kahraman.
Şimdi, bu koşullar altında,
sanırım biz sana dikkat edebiliriz.
Tamam, sen devam et.
Ben Hollister' i getireceğim
kağıt işleri ile ilgilenmesi için,
ve geriya kalan tek iş, seni bir uçağa bindirmek olacak.
Şansın yaver giderse öbür gün Amerikan
topraklarında olursun.
Çeviri:
LGT