Tip:
Highlight text to annotate it
X
Sevgili evlatlarım
New York'a taşınalı yıllar oldu,
ve sizleri
istediğim kadar çok göremedim.
Hayırsever çalışmalarımdan dolayı
Papanın beni kutsayacağı
bu törene umarım gelirsiniz.
Bu dünyadaki tek servet
çocuklardır.
Paradan ve kudretten
daha önemlidir.
Sizler benim hazinemsiniz.
Anthony ve Mary,
Eğitiminizi annenize bırakmama
rağmen, sizleri tekrar görmek
ve hayatımızda tekrar bir uyum
sağlamayı istediğimi biliyorsunuz.
Belki bu törene ve de arasıra
bir araya gelmemiz amacıyla,
aile toplantılarına katılması için
annenizi de ikna edebilirsiniz.
Her neyse,
sizi daima seven babanız.
Ey Meryem, merhamet dolusun.
Kadınlar arasında kutsanmış olan sensin.
Kutsanmış olan İsa, senin meyvan.
Kutsal Meryem, İsa'nın anası,
günahkarlar için dua et.
Her şeye kadir olan Tanrım,
Şehit Aziz Sebastian'ın Nişanını kutsa,
ki, bu Nişan, Şehit Aziz'in kutsallığını
Nişanın verildiği kişiye aktarabilsin.
Michael, bu Nişanın yüce amaçlarına
sadık kalmaya; fakirlere, yoksullara ve
hastalara özel bir ihtimam göstermeye
söz veriyor musun?
Söz veriyorum.
Her şeye kadir olan Tanrının,
Babanın, Oğulun ve Kutsal Meleğin
takdisleri üzerinde olsun ve
sonsuza dek seninle kalsın.
Vincent, adımız listede yok.
Yaz oraya.
Mancini. M-A-N-C-l-N-l.
- Sorun mu var?
- Adım listede yok.
- O zaman derhal ayrılmalısınız.
- Benimle dans etmek mi istiyorsun?
Joe, bu, Vinnie.
Bunlar misafirlerimiz.
Özür dilerim.
Özür dilerim, efendim.
Partiye hoş geldiniz.
- Görüştüğümüze sevindim.
- Bilmukabele. Bu, kocam.
- Oturun.
- Oğlum, Anthony.
Aziz Sebastian Nişanı, Kilisenin verdiği
en yüksek rütbelerden biridir.
İlki, Papa tarafından verildi.
Ya Bay Corleone'nin
kumarla olan ilişkisi?
Basın kayıtları...
- Ya yeraltı ile olan ilişkileri?
- Kes saçmalamayı.
Papa, yani Kutsal Baba
bizzat kendisi,
bugün Michael Corleone'yi kutsadı.
Papadan daha mı iyi bileceksin?
Vincent! O seni seviyor.
Öyle mi?
Ben de seni seviyorum.
Selam, Vincent.
Seni hatırlıyorum.
- Nereden?
- İkimizin de katıldığı son partiden.
- Kulübe mi gelmiştin?
- Hayır, düğün töreniydi.
Ben 8, sen de 15 yaşındaydın.
15 yaşımdayken,
bir sürü sevgilim vardı.
- 8 yaşındakiler mi?
- Özellikle.
Mary nerede?
Biri lütfen Mary'ye seslenir mi?
Özür dilerim, Ekselansları.
Henüz bir merhaba öpücüğü vermedin.
Akrabalar hep öpüşürler.
- Şimdi de akraba mı olduk?
- Ben, kuzeninim.
- Baban kim?
- Sana bir ipucu vereyim.
Kendisi İtalyan.
Mary, hepimiz seni bekliyoruz.
Alçak sesle konuşmayı unutma.
Ve gülümse.
Gülümsemeyi unutma.
Vito Corleone Vakfının
onursal başkanı,
kızım, Mary Corleone.
Teşekkürler.
Sanırım, babamın konuşma yapma
sevgisi bana da geçmiş. İşte.
Vito Corleone Vakfı, bütün ülkelerdeki
yoksullara yardım ediyor,
sanatçılara ödenekler veriyor,
tıbbi araştırmalar için kaynak sağlıyor,
ve özellikle de Sicilya'nın yeniden
değer kazanması için çalışıyor.
Başpiskopos Gilday,
işte, Sicilya'daki yoksullar için
100 milyon dolarlık Vito Corleone çeki.
Hepsini bir yerde harcamayın.
Mary, seninle gurur duyuyorum.
Michael...
Sicilya için harika bir şey yaptın.
Temenni edelim ki,
para ihtiyacı olanlara ulaşsın.
Amin.
...en önemli kısmı:
Johnny Fontane!
Çok teşekkür ederim.
Burada olmaktan mutluyum.
Ekselansları Michael Corleone'yi
şereflendirmek için lütfen bana katılınız.
Ev sahibi Babamız için
bende özel bir şey var.
En çok sevdiği şarkıyı biliyorum.
Michael, nereye gidiyorsun?
Tony Bennett'in plağını dinlemek için
mutfağa gidiyorum.
En çok sevdiğin şarkı:
''Salsiccia'nın Kendisi''.
Salsiccia'lı bir sandviç yiyip,
geliyorum.
Merhaba, Kay.
Tebrikler, Michael.
Bu, çok büyük bir onur.
Ama biraz pahalı,
öyle değil mi?
- Pasta?
- Hayır, teşekkür ederim.
- Uzun zaman oldu, değil mi?
- Evet.
- Sekiz yıl.
- Evet.
Harika görünüyorsun.
Oğlunun seninle konuşmak istediği
bir şey var. Buraya onun için geldim.
- Avukat olmanın neyi var?
- Hayatını müziğe adamak istiyor.
Müzik harikadır. Müziğe bayılırım.
Ama başladığını bitirmesi gerek.
Anthony...
- Kendi yolumda gideceğim.
- Kendi yolunda mı?
- Profesyonel şarkıcı mı?
- Evet.
Başaramazsan ne olacak?
- Başarırım.
- Erkekler her zaman buna inanır.
Hukuk diploması
sigorta gibi bir şeydir.
- Ondan sonra benimle çalışabilirsin.
- Asla seninle çalışmam.
Kötü anılarım oldu.
Her ailenin kötü anıları olmuştur.
Her zaman oğlun olacağım ama işinle
en ufak bir ilgim olmasını istemiyorum.
Anthony...
hukuk eğitimini tamamla.
Hayır.
Bunu senden almış.
''Hayır'' deme şeklini.
- İkna konusunda yardım edebilirdin.
- Neye ikna olacaktı?
Neye?
Hayatını sokağa atıyor.
Şöhreti sokağa atıyor.
Bu şöhret mi?
Artık çok saygın biri olduğundan,
çok daha fazla tehlikelisin.
Sıradan bir Mafya babası olduğun halini
tercih ederdim.
Tamam.
- Sağduyulu olabilir miyiz?
- Pekala.
Tony, Fredo'yu öldürdüğünü biliyor.
- Buraya ne amaçla geldin?
- Oğlumu korumak için.
Kilisenin senin kimliğini gizlemesini
görmeye geldi. Utanç verici bir törendi.
Hayatımı
oğlumu korumak amacıyla harcadım.
Hayatımı
ailemi korumak amacıyla harcadım!
Makul olalım, tamam mı?
Bu senin en büyük iddian, değil mi?
Makul olmak.
- Arkasında hep cinayet olan.
- Ah, Tanrım.
- Benden nefret ediyorsun.
- Hayır.
Hayır, senden nefret etmiyorum.
Senden ürküyorum.
Hepinizi dünyanın hiddetinden korumak
için elimden geleni yaptım, Kay.
Ama kendin hiddet haline geldin.
Ama çocuklar hala seni seviyorlar.
Özellikle de Mary.
Bu da bir şeydir.
Bundan yola çıkabiliriz.
Onların iyiliği için.
Deneyelim.
Yeter ki Tony'yi senden uzakta
kendi hayatını kurması için serbest bırak.
Tony'yi serbest bırakacağım.
Teşekkür ederim.
- Selam.
- Selam.
Bunlarla birinin canını yakabilirsin.
Sana etrafı göstereyim.
Beni Corleone ile
görüştürebilir misin?
Hayır. Akrabayım ama bunu yapamam.
Senin için başka ne yapabilirim?
- Yakışıklı ama işe yaramaz.
- Öyle mi?
- Sorun değil, kumar oynarım.
- Sever misin?
Atlantic City'ye gidelim.
Sana kumar oynamasını göstereyim.
- Kazanacak numaraları nasıl bilirim?
- Mağlup olacak birine benziyor muyum?
Aslında...
Oradaki garip görünüşlü adam.
- Onun gibi birinin burada işi ne?
- Joey Zasa'nın köpeği.
- Tanıyor musun?
- Evet, tanıyorum.
Adı Anthony Squigilaro.
Ona ''Karınca'' derler.
Mermilerini siyanüre bandırır.
Don Altobello.
- Saygılarımı sunmaya geldim.
- Grazie.
Babamın dostluğunu yücelttin.
Vaftiz kızım nerede?
- Constanza!
- Don Altobello.
Seni kucağımda tuttuğum günler
sanki dün gibi geliyor.
Michael, bütün kinimi unuttum.
Gençliğimi kaybettim.
Kadınlara karşı olan düşkünlüğümü
kaybettim. Artık kendimden eminim.
Tanrıya karşı olan görevim belli.
Senden özel bir ricam olacak.
Adımı,Vito Corleone Vakfına
ekletebilir miyim?
Böylece sen ve ben hem ismen
hem de ruhen birleşmiş oluruz.
- Bir milyon dolar.
- Aman tanrım!
- Baba.
- Don Altobello, öyle bir kalbin var ki.
Gel, gidip eski vino'ları tadalım.
Vatikan'ın bu hissedarlıklardan
haberi yok.
Güzel.
Endişelenmeye eğilimim var.
Durumumuzu oldukça geliştirdik.
- Doğal olarak endişeleniyorum.
- Bırak endişelenmeyi. Anlaşmamız var.
Güzel.
Bu saçları nasıl ağarttım sanıyorsun?
İki saniye... Yüzme havuzu için
yaptığınız katkıya teşekkürler.
Sam Wallace'ın hakimliğe adaylığını
koymasında yardımınız gerek.
- İyi hakim her zaman gerekir.
- Sağolun.
Andrew!
Vaftiz oğlum Andrew Hagen.
Kardeşim Tom'un en büyük oğlu.
Piskopos Breelan'a
üç yıldır yardımcılık yapıyor.
- Vatikan'a atanma ümidinde.
- Roma'ya genç rahipler gerek.
Annesi Theresa Hagen,
Başpiskopos Gilday.
Tanışmak bir şeref.
Bay Corleone.
Selam. Grace Hamilton.
Vincent Mancini benden bahsedeceğine
söz verdi. Beni görebileceğinizi söyledi.
- Vincent Mancini ondan bahsetti mi?
- Hayır.
- Uzak duracağına iki kez söz vermiştin.
- Biliyorum.
Joey Zasa geldi. Holde bekliyor.
Seni şahsen tebrik etmek ve
saygılarını sunmak istiyor.
- Onu görmek zorunda mıyım?
- Onun patron'u olduğunu söylüyor.
Hey, Vinnie!
- En çok sevdiğin teyzen kim?
- Sensin.
Bugün Michael'a
küçük sorunundan bahsedeceğim.
Bana söyleseydin,
daha iyi bir takım giyerdim.
Meucci Derneği
bu yılın İtalyalı Amerikanı
olarak sizi seçti.
Meucci...
Meucci de kim?
Telefonu Bell'den bir yıl önce keşfeden
İtalyalı Amerikan.
Ve bugün
buraya gelmenizin sebebi bu mu?
Benim...
ayakkabımın içinde bir taş var.
Benimle çalışan
iki yüzlü bir serseri.
Size akraba olduğunu sanan kişi.
Bir piç.
Burada. Vincent Mancini.
Partide.
İçeri getirin.
Sanırım, konuştuğumuz iyi oldu.
Hayır, grazie.
Bir derdim var.
Ve bu derdin, bana mı yoksa size mi
ait olduğunu öğrenmek istiyorum.
Senin işin, senin işindir.
Benim bir çıkarım veya yüzdem yok.
Güzel.
O zaman benim derdim.
Michael, Vincent Mancini'yi tanırsın.
Sonny'nin oğlu.
- Nasılsınız, Bay Corleone?
- Nasılsın?
- İyiyim. Siz nasılsınız? Güzel parti.
- Beğendin mi?
- Evet. Sızmak zorunda kaldım.
- Uygun giyinmişsin.
Bay Joe Zasa ile aranızdaki
sorun nedir?
- Sadece sorun. Ben hallederim.
- Senin budalalığın.
Benim budalalığım mı?
Adamın budalalığı, öyle değil mi?
- Öyle değil mi?
- Babası gibi öfkeli.
Vincent...
Bay Joe Zasa, bir zamanlar bizim işimiz
olan New York'taki işin sahibi.
Nezaket icabı,
sana ailesinde bir iş verdi.
Tavsiyemin aksine
işi kabul ettin.
Sana daha iyi ve kanuni bir iş
teklif etmiştim. Beni reddettin.
Şimdi ikiniz de kin dolu bana geldiniz.
Ne yapmamı bekliyorsunuz?
- Ben bir gangster miyim?
- Hayır.
Orası babamızın bölgesiydi.
Zasa utanç verici bir şekilde yönetiyor!
- Geçmişte kaldı, Connie.
- Ben o bölgeyi hak ettim.
Komisyon bana verdi
ve siz de onayladınız.
Evet.
Parti için geldim, yardım istemek için
değil. Bu piçi öldürebilirdim.
O zaman öldür.
Bütün bunların
benimle ilgisi ne?
Arkandan,
''Michael Corleone'yi düzeyim!'' diyor.
Bir kere olsun, yüzüne söyle!
Bay Corleone, bütün piçler yalancıdır.
Shakspeare bununla ilgili şiirler yazmış.
Bu adamı ne yapacağım?!
Joey, bu şehirde
adamın biri uluorta,
''Michael Corleone'yi düzeyim!''
derse,
böyle bir pisliği ne yaparız?
Köpeğin tekidir.
Evet, doğru.
Biri böyle bir şey söylerse,
dost olamaz.
Ancak bir köpektir.
- Çıkarlarım onunkilerle çakışmıyor.
- Neler yaptığını bilmiyorsun.
Sessiz ol, Vincent.
Desteğine ihtiyacı var!
Bu adamla çalışmama izin verme.
Seninle çalışayım.
Ne olarak? Sert adam olarak mı?
Sert adam gerekmiyor. Avukat gerekiyor.
Anlaşmazlığımız olmadığından, hürmetini
kabul ediyorum. Başarılar dilerim.
Vincent, Bay Joe Zasa ile barış.
Haydi.
Bastardo...
Vinnie, neyin var senin?!
Çıkarın onu buradan.
Tanrım...
- Kötü bir zamanlamaydı.
- Kapa kapıyı.
Wall Street'e girdiğini biliyorum
ama son söz senin.
Seni korumak istiyorum.
Avukatların koruyamaz.
- Ama sen koruyabilirsin.
- Evet, koruyabilirim.
Zasa'dan neden korkayım?
Komisyonda yükselmesini engelle.
Onu öldürelim derim.
Sen emret, ben icabına bakarım.
- İcabına bakarsın.
- Evet.
Belki birkaç hafta bana takılsan iyi olur.
Bakalım ne olacak.
- Olur.
- Bakalım öğrenebilecek misin.
Ve geleceğin hakkında
konuşuruz.
Seni yüzüstü bırakmam.
Neredeyse hazır.
Ne oldu?
Bir odada Zasa ile berabersem,
ne olur? Kulağını ısırdım.
Haydi. Karta bakın.
Bekle!
- Vincent...
- Evet.
Bizimle resim çektir.
Güzel ceket.
Ortaya doğru, efendim.
Gülümseyin!
Baba, fırıncı Enzo'nun siz ve
aileniz için hazırlamış olduğu pasta.
Sen kesmek ister misin?
Cent'anni! Cent'anni!
- Vincent?
- Ne istiyorsun, tatlım?
Beni seviyor musun?
- Haydi, yat.
- Haydi, söyle.
Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Kedi mi besliyorsun?
Git biraz su getir, susadım.
Haydi.
Haydi.
Sanırım, haddimi biliyorum.
Bunu yaptığıma inanamıyorum.
''Bana su getir, bana pasta pişir''...
''Lütfen''e ne oldu?
Aferin, çuval suratlı.
Yürüyüşe çıkalım.
- Bırak onu.
- Kes boğazını.
- Ne dedin?
- Kes pis boğazını.
- Tamam, şef...
- At silahını yoksa boğazını keser.
Onu tanımıyorum bile. Kesebilirsin.
Umurumda mı?
Başka seçeneğin yok.
Yoksa ölür.
Kesersen, ikinizi de öldürürüm.
Bıçağı bırakırsan, gidebilirsiniz.
Kes boğazını ! Şimdi!
Seni ikna edecek bir şey yapacağım.
Sakın korkma. Sadece izle.
Kahretsin!
At bıçağı. At!
Aferin. Otur. Seninle konuşmak
istiyorum. Akıllı bir seçimdi. Otur.
Çıkar maskeyi.
Rahatla. Yak bir sigara.
Sigara içiyor musun?
Bu kimin fikriydi?
Sizi kim yolladı?
Sizi kimin yolladığını
söyle bana.
- Hiç kimse.
- Bu adama iyi baktın mı?
- Evet.
- Sizi kim yolladı?
Joey Zasa.
İyi misin?
- Beni öldürmelerine izin verecektin!
- Hayır...
Seni domuz!
Seni sakat pislik!
Kumar oynamak istiyordun.
İşte, kumar. Polisi çağır.
- Diğer adamı da mı öldürdün?
- Silahımı almak istedi.
Nefsi müdafaa idi.
Haydi, çağır polisi.
- Hayır, hayır...
- Resim çekeceğim.
Resim çekmek yok.
Silahın vardı!
Onlarda sadece bıçak vardı.
Onları polise teslim edebilirdin.
Onları Zasa yollamış.
Ona bir mesaj yollamış oldum.
- Şimdi o da karşılık vermek zorunda.
- Zasa mı bana karşılık verecek?
Yaptığı doğruydu.
Zasa'nın adını almış!
Joey Zasa'nın bunlarla ne ilgisi var?
Joey Zasa bir pazzo.
Pekala. Sen neysen osun.
Bu senin tabiatın.
Bana yakın ol.
Hiç bir şey yapma. Çeneni kapalı tut
ve gözlerini de dört aç.
- Ve sana ne söylüyorsam, onu yap.
- Anladım.
- Komisyonla başım zaten dertte.
- Biliyorum.
- Sen de işimi zorlaştırıyorsun.
- Olanlar benim fikrim değildi.
- Git buradan.
- Michael...
Evet?
- Artık senden çekinecekler.
- Belki senden çekinmeleri gerekir.
- B.J., n'aber?
- Biraz önce Başpiskopos aradı.
İlginç şeyler ayarladık.
Tanıtım harika. Artık yeni Rockefeller'sin.
Bir hayırseversin.
- Burayı imzala, lütfen.
- Zaman değişiyor, değil mi?
Babam vakıflardan nefret ederdi.
Kendi başına yapmaya bayılırdı.
Teke tek. Ama biz farklıyız.
Büyük kuruluşlardan farkımız yok.
Bir sürü parayı kontrol ediyoruz.
Vergiler asgaride.
Hükümet kontrolü yok.
- Baba.
- Andrew.
- Roma'ya mı gidiyorsun?
- Her şey için teşekkür etmek istedim.
- Kahvaltı etmek ister misin?
- Sağol, vaktim yok.
- İtalyanca’n nasıl?
- Devo fare un po' di pratica.
- Babası harika bir avukattı.
- Biliyorum.
Rahipliğe tayinini göremedi. Ben
görebildim. Böyle bir tören izledin mi?
Çok güzeldi. Gurur duydum.
Seni geçireyim.
Vatikan'da dedikodu duyarsan,
bana bildir.
Hayır, hayır.
Andrew'un inancı gerçektir.
Don Corleone,
Yardımınıza ihtiyacım var. Hem de
küçük bir mum yakmak için değil.
İnsanların Kutsal Kiliseye yardımda
bulunmalarına ikna etme kabiliyetim var.
Roma beni Vatikan Bankasının
başına geçirmeye karar verdi.
Ama asla
gerçek bir bankacı olamadım.
Mea colpa. Dostlarıma güvendim.
Dostluk ve para...
zeytinyağı ve su gibidir.
Doğru.
Bu dostlar, açgözlülüklerini tatmin etmek
için Kilisenin iyi adını kullandılar.
Para kaybolunca...
...bana kabahat bulundu.
Keşke 700 milyon dolarlık açığımız
dua etmekle kapanabilseydi.
769 milyon...
Kilise büyük bir kuruluşun
yüzde 25'ine sahip: Immobiliare'nin.
Neden bahsettiğimi biliyorsunuz.
Yeryüzünün en büyük mal sahibi.
Toplam mallarının değeri 6 milyar dolar.
Bu doğru.
Ve kontrol için
Vatikan'ın oyu şart.
Hayır, hayır, yanlışınız var.
Bir kişinin karar vermesi veya
belirleyici bir oy söz konusu değil.
Her şirket gibi bizim de müdürlerimiz
ve çok eski kurallarımız var.
Papanın bizzat kendisinin
sizi onaylaması gerek.
Kumarhaneleri sattık.
Kumarla ilgili bütün işleri de.
Kanunsuz hiç bir işte
ne çıkarımız ne de yatırımımız var.
Corleone ailesi, Vatikan Bankasına
500 milyon dolar yatırmaya hazır.
Immobiliare'nin çoğunluk hisseleri
Bay Corleone'ye geçerse.
Immobiliare yeni bir şey olabilir.
Avrupa tek bir holding olabilir.
Sadece birkaç aile
böyle bir şirketi kontrol edebiliyor.
Görünüşe göre,
günümüz dünyasında,
borcu ödemenin gücü
bağışlamanın gücünden daha büyük.
600 milyon dolar.
Bağışlamanın gücüne
çok fazla güvenmeyin.
Don Corleone,
bu Immobiliare anlaşması sizi
dünyanın en zenginlerinden biri yapabilir.
Tüm geçmişiniz ve
ailenizin tüm geçmişi unutulacaktır.
600 milyon.
Tartışılmakta olan bu önerge,
Corleone Grubu'nun 100,000,000 adet
yeni tedavüle çıkarılan A sınıfı, oy yetkili
hisseleri elde etme teklifi ile ilgili.
... Corleone sermayesi direkt olarak
saygıdeğer bir Avrupa şirketi olan,
Uluslararası Immobiliare'ye yatırıldı.
Bay Corleone'nin, bu gayrimenkuller
şirketini, uluslararası bir holding
yapmak için iddialı bir programı var.
IMMOBILIARE'NİN DEVRİ
HİSSELERİNİ DEĞERLENDİRECEK
...etkili Doğulu tekniklerle
ve sınırsız...
Bay Corleone, pardon.
Immobiliare ile bağlantısı olan
Vatikan Bankasına
geçenlerde
200 milyon yatırmadınız mı?
Doğru. Neden olmasın?
Bu mevduatın yatırılma zamanı
biraz şüphe uyandırıcı değil mi?
Sayın Başkan, izninizle.
Mary Corleone'nin başkanı olduğu
Vito Andolini Corleone Vakfı,
100 milyon dolarlık
bir bağış yaptı.
Para, ailesinin parası ve
Vatikan tarafından idare edilecek.
Bu, sorunuzu cevaplıyor mu?
Yoldaşlara yardım etmenin her şekilde
karlı olduğuna şahsen inanırım.
Mesele bundan ibaret.
Hissedar dostlarım. Eğer Avrupa ve
Amerika işbirliği yapmayı öğrenebilirse,
servetlerimizi bir araya getirip,
pazarlarımızı paylaşabilirsek,
dünyanın her tarafındaki rekabeti
yenebiliriz.
Zamanınız için teşekkür ederim.
Umarım, teklifime olumlu gözle
bakarsınız. Teşekkür ederim.
Şu mikrofonu bir alayım.
Bu caninin şirketimizi yönetmesine nasıl
izin veririz? Sicilya haritası suratında!
Susun!
Ya Katolik olursun,
ya da Mafya üyesi.
Hamilton Yatırımlar Grubu
bu teklifi destekleyemez.
Ekselansları...
Sayın Başkan...
...Vatikan Bankası,
Uluslararası Immobiliare'nin...
...Bay Corleone'nin elinde
emniyette olacağına inanmaktadır.
Hesap denetiminin ve onaylanmasının
mutlaka Roma'da yapılması şartıyla.
Bay Michael Corleone'yi
hep beraber alkışlayalım.
Baba?
Tony, vakfa kılıf olarak kullanıldığımı
söylüyor.
Dümen yapmak için
beni kullanıyormuşsun.
- Parayı istediğin yere yollamak için.
- Lütfen!
- Kamu imajını parlatmak için.
- Mary!
Mary, bu, gerçek.
Bu vakıf gerçek.
Anthony de katılsın istedim.
Beraber olacağınızı sanmıştım.
Ben karışmayacağım. Yardımcı olurum
ama sadece sen istersen.
Bunun esas amacı ne?
Bunu neden yapıyorsun?
Ben bunu neden yapıyorum?
Çocuklarım için yapıyorum.
Sen de çocukların için yapıyorsun.
Bu vakıfın amacı
herkese yardım etmek mi?
Elbette, amaç bu.
Yasal bir vakıf. Mary, yemin ederim ki,
bu, yasal bir vakıf.
Baba, bu işin beni
sana yakınlaştırmasını istiyorum.
Güvende olabilmen için
cehennemde yanmaya bile razıyım.
Diğer arabaya git.
Ben Michael ile gideceğim.
Git, git, git.
Ailenin en eski dostu olduğumdan,
mesajları iletmek için beni seçiyorlar.
Söyle, Don Altobello.
Eski ortakların kazandırdığın para için
sana müteşekkir.
Sana tapıyorlar.
Ama sana kırgınlar çünkü
onları terk ettiğini sanıyorlar.
Tekrar bir aile olmak için Immobiliare
anlaşmanı paylaşmak istiyorlar.
Paralarını temize çıkarabilir.
Bunu yapamam.
Immobiliare yasal olmalı.
Biliyorum.
Ama mutsuzlar.
Ya sen?
Kendim için bir şey istemiyorum.
Yaşlılığımda sadece huzur istiyorum.
Ama etrafımdakileri
memnun etmem gerek.
Michael, baban makul bir adamdı.
Ondan ders al.
Çok şeyi babamdan öğrendim.
Bir toplantı ayarla dostum,
ki, alacak veya garaz kalmasın.
Barışı biz sağlayacağız,
sen ve ben.
VATİKAN ŞEHRİ, ROMA
Vatikan bu gün bir basın açıklaması yaptı
buna göre Papa VI Paul
Pazar vaftizini iptal etti
Bunun nedeni de Papa' nın hasta olması
Doktoru yataktan çıkmamasını ve
tüm faaliyetlerini durdurmasını istedi.
Bir basın toplantısı yaptılar.
Papa'nın durumu ciddi. ''Gravissimo. ''
Beyler, bu toplantının amacı,
New York'da yapılan
hissedarlar toplasında alınan kararlarda
uzlaştığımızı saptamak.
Lütfen...
Grubumuz, Katolik iş adamları
konsorsiyumunu temsil ediyor.
Corleone kontrolünün
aleyhinde olanları.
Vatikan oyunu kullandı. Yönetimin
kontrolü Corleone Grubu'nun elinde.
Lateran Antlaşmasına göre
Vatikan'ın oyu burada onaylanmalıdır.
Burada, Roma'da,
Papa tarafından.
Papa ciddi bir şekilde hasta.
O iyileşene kadar
hiçbir şeye yetkim yok.
- Ya ölürse?
- O zaman...
...siz Amerikalıların dediği gibi,
bahisler geçersiz.
Beyler, lütfen.
Bu, kısa bir gecikme.
Başka bir şey değil.
Ekselansları, beyler...
Sizleri Kutsal Babamızın iyileşmesi için
dua etmeye davet ediyorum.
Anlaşmamız vardı !
Bu toplantı
sadece bir formaliteydi.
- Lütfen oturun.
- Ayakta kalacağım. Bana cevap verin.
Immobiliare'nin kökü, Avrupa
geleneklerine dayanır. Anlamaya çalışın.
Anlıyorum.
Taktikleriniz alçakça.
Bir Corleone'nin böyle bir suçlamada
bulunması ilginç.
- Beyler, beyler!
- Vatikan'da olduğunuzu unutmayın.
- İstediğiniz şey nedir?
- Evet, kontrol sizde olacak.
Size memnuniyetle
küçük filomuzun dümenini vereceğiz.
Ama gemilerimizin hepsi de
aynı yönde seyretmeli.
Aksi takdirde, bizimle
ne kadar kalabileceğinizi kim bilebilir?
Bu, kişisel değil. Tamamen iş.
Bunu bilmen gerekir, Baba.
Pekala.
Benimle iş mi yapmak istiyorsunuz?
Sizinle iş yapacağım.
Engerek yılanları, hepsi de.
- Borgia'lara geri döndük!
- Michael Amca...
- Andrew!
- Burada olduğunu duydum.
Seni görmek ne güzel.
Vincent, memnun oldum.
Borgia'larla ilgili konu ne?
O günler geride kaldı.
- Tanıdın mı?
- Evet.
Genco Zeytinyağları. Büyükbabamız
burada taşımacı olarak işe başlamış.
Üç yıl sonra sahibi olmuş.
- Sadece Amerika'da mümkün.
- Doğru.
Vincenzo, nerede saklanıp duruyordun?
Acilen yardımın gerekli.
- Sizler için ne yapabilirim?
- Zasa'dan kurtul. Uyuşturucu satıyor.
Artık yaşlı olduğumdan
geceleri dışarı çıkmaya korkuyorum.
Nerede olmaları gerekirdi?
- Lou, neler oluyor?
- Geç kaldık.
- Sizi hiç yüzüstü bıraktım mı?
- Sana güveniyorum.
- Merak etmeyin.
- Teşekkür ederim.
Eğlenmenize bakın.
- Neler oluyor?
- Mahallenin başı dertte.
- Onlara hep göz kulak olur musun?
- Evet.
- Ya bana?
- Şu andan itibaren.
- Bunca zaman seni özledim.
- Ben de seni özledim, kuzen.
Kuzenlerimle birlikte büyümeyi özledim.
Seni tanımıyordum ama özledim.
Babalarımızla ilgili hikayeleri
hatırlıyor musun? Eski günleri?
Evet, ne bilmek istiyorsun?
- Sonny nasıl biriymiş?
- Şehrin prensiymiş.
Ben doğmadan ölmüş ama
hakkında çok şeyler duydum.
- Ya babam?
- Harika bir adam.
Bir kahraman.
Aileyi kurtarmış.
- Vincent?
- Ne var?
Ağabeyini öldürmüş mü?
Hayır.
O zaman, hepsi yalan mı?
Sadece söylenti, tatlım.
Tamam mı?
Tamam.
Sana inanıyorum.
- Burada olduğuna seviniyorum.
- Ben de burada olduğuna seviniyorum.
Cugina...
Kuzen...
Joey Zasa'yı buna bindirip,
aşağı atmak isterdim.
Joey Zasa bir hiç.
Küçük bir icracı.
Blöf yapar ve tehdit eder.
O bir hiç.
Geldiğini bir mil öteden görebilirsin.
- Onu öldürmeliyiz ki...
- Hayır!
Düşmanlarından asla nefret etme.
Muhakemeni etkiler.
Tekrar görüştüğümüze sevindim,
Bay Corleone.
Hey, kızlar. Yaylanın.
Kumarhane işindeki yatırımlarımızı
idare etmen konusunda sana güvendik.
20 yıl bile olmadı. Kumarhaneleri sattın
ve hepimize birer servet kazandırdın.
Bravo, Don Corleone!
Teşekkür ederim.
Dostlarım, buraya artık işimizin bittiğini
bildirmek için geldim.
Refaha erdik.
Ve artık aramızdaki iş ilişkisini
feshetmenin zamanı geldi.
Bu kadar.
Ama size küçük bir sürprizim var.
Al?
Kumarhanelerdeki hisseleriniz.
Paranızı hemen alabilmeniz için
bürokrasi faslını atladım.
50 milyon dolar!
- Herkes aynısını almayacak.
- Sana bir şey yok.
- Yatırımlarınıza bağlı.
- Michael, bu gerçekten cömertçe!
Mükemmel!
- Paris’i, sen ne kadar yatırmıştın?
- Hatırlamıyorum.
Hayır dualarımızı aldın.
Zor işlerin çoğunu ailem yaptı,
birçok risklere girdi.
Diğer ailelere
para kazandırmak için.
Hepiniz
Joey Zasa'yı tanıyorsunuz.
Kendisi, itiraf etmeliyim ki,
önemli biri.
Resmi, New York Times dergisinin
baş sayfasında.
Esquire dergisinin en iyi giyinen
gangster ödülünü kazandı.
Gazeteler devamlı onu över,
çünkü zencileri işe alır ve
iyi kalpli biri olduğunu gösterir.
Meşhurdur.
Kim bilir? Belki bir gün
hepinizi popüler yapar.
Doğru.
Daha çok bella figura görünüyorum.
Bu benim tabiatım.
Ama aynı zamanda yasal işletmeler
doğrultusunda girişim yapmak istiyorum.
Papa'dan küçük bir iğne
almak istiyorum.
Tabii, aileme zencileri ve
İspanyolları da aldım,
çünkü burası Amerika.
Uyuşturucu ticareti yapmayacaklarını
garanti eder misin?
Bunu garanti etmem.
Yapanı öldüreceğimi garanti ederim.
- Onunla konuşayım.
- Don Altobello'yu kim reddedebilir?
- Joey, sen...
- Hayır!
Hepinize söylüyorum:
Bugün bana saygısızca davranıldı.
Hepinize kazandırdım. Hepinizi zengin
yaptım ve küçük bir miktar istedim.
Güzel. Vermeyeceksiniz.
O zaman ben alacağım!
Don Corleone'ye gelince,
düşmanım olduğunu
bugün bana açıkça belli etti.
İkimizden birini seçmelisiniz.
Hayır, Joey!
Michael, uzlaşabiliriz.
Hayır.
Michael, lütfen... anlaşalım.
Farkında değil neden...
Hayır, hayır.
Michael, haberler yayıldı.
Herkes Immobiliare'yi
senin kontrol ettiğini söylüyor.
Immobiliare zaten
Peru'ya ve Nassau'ya para sızdırıyor.
40 yıldır seninle çalışıyoruz.
Bizler de küçük birer pay almalıyız.
- Seninle iş yapmak istiyoruz.
- Doğru, birlikte...
- Darbe! Gidelim!
- Çıkalım buradan! Kımıldayın!
Paltom! Bu benim uğurlu paltom!
Bu benim uğurlu paltom!
Arkamda kal!
Mikey, bu tarafa!
Zasa, seni orospu çocuğu.
Haydi. Gidelim.
İyi iş başardın, Vincent. Grazie.
Eski Don'ların
hemen hepsi yok oldu.
Kurtulanlar da
Zasa ile anlaşma yaptı.
- Ya Altobello?
- Kurtulmuş.
Kızlarıyla birlikte Staten Adası'ndaymış.
Sicilya'da emekliye ayrılacağını söylüyor.
Joey Zasa destek olmadan
asla böyle birşey yapmaz.
Adam sadece kas. Onda helikopter
saldırısı düzenleyecek kafa yok.
Hatta onda tüm Komisyonu
yok etme ihtirası bile bulunmaz.
Geri saldırıp,
Zasa'yı yok edelim derim!
Ne düşündüğünü
asla başkası bilmesin.
Joey Zasa'ya
bir mesaj yollayalım.
Yaptığına saygı duyuyorum.
Yeni eskiyi devirir. Doğaldır.
Bu adamla
nasıl iş yapabilirsin?
Her şeyden önce ben bir iş adamıyım.
Başka çatışma istemiyorum.
- Söyle ona, ya ölecek, ya kalacak.
- Vincent, keser misin?!
Bu kadar.
Joey Zasa...
Bunu yalnız yapıyor olamaz.
Tam kurtuldum sanırken,
beni tekrar içine çektiler.
Esas düşmanımız
henüz yüzünü bize göstermedi.
Michael!
- Haplarını almış mıydı?
- Ne aldığını bilmiyorum.
- Gaz geri geldi.
- Doktor çağırın.
- Koş, koş, koş!
- Vincent!
Gök gürültüsüyle koş!
Gök gürültüsü can yakmaz!
Zararsız bir ses!
Palavra!
Seni sahtekar yaşlı it!
Altobello, seni it!
Fredo!
Fredo!
Ah, Tanrım! Baba!
Pardon.
Kay'i arayayım.
- İyi akşamlar, efendim.
- Burada beklesek? Hemen döneriz.
Bay Harrison, acil dediniz.
Günah çıkarmaya mı geldiniz?
Michael Corleone şeker komasına girmiş.
Bilmenizi istedim.
Komada. Ne olursa olsun, anlaşmanın
devam etmesi konusunda ısrarcıyım.
Papa'nın fazla zamanı kalmadı.
Sizin gibi ben de
güç durumdayım.
Bu anlaşmayı
bir an önce onaylamalıyız.
- Anlaştık.
- Güzel.
- Hastaneye gidiyorum.
- Bay Corleone için dua edeceğim.
- Hep Bay Corleone'yi düşüneceğiz.
- Teşekkürler, Peder Jim.
Corleone ölürse,
her şey açığa çıkar.
Zaman için oyna, Keinszig.
Sonsuza dek uzun uzadıya düşünmekten
bir alışkanlık doğar.
- Vazgeç, Vinnie.
- Neden? Basit bir darbe.
Joey Zasa'yı dövüp, sonra da
öldürmeyi çok isterim ama bu imkansız.
Hep birileriyle beraber, TV kameralarının
önünde ve kendi bölgesinde.
- İmkansız değil. Bu, işimize yarar.
- Nasıl?
Michael Amca'nın iyileşmesine
izin verir mi sanıyorsun? Verir mi?
Zaten kurtulmayabilir.
- Nasıl yapacaksın?
- Ben kendim yapacağım.
Yap!
- Ne gerekiyor?
- Bir iki tane adam.
Merhaba, Michael.
Benim, Kay.
Kay...
Seni beklemiyordum.
Evet, biliyorum.
Ama buradayım.
- Memnun oldum.
- Biliyor musun?
Seni hiç bu kadar aciz
görmemiştim.
O kadar kötü değil, gerçekten.
Akıllandığımı... hissediyorum.
- Evet.
- Ah, evet.
- Hastalandıkça, akıllanıyor musun?
- Öldüğümde epey akıllı olacağım.
Michael... Tony için
sana teşekkür etmek istiyorum.
Gerçekten çok başarılı.
Önemli kişilerin dikkatlerini çekti.
Sahneye ilk olarak bu Paskalya'da
Sicilya-Palermo'da çıkacak.
Teşekkür ederim.
Büyük bir şeref.
Sicilya'da çıkması.
Orada olacağım.
Bunu kaçırmayacağım.
Bunu kaçırmayacağım.
Mary, Tony...
Gelip babanızı görün.
- Tatlım!
- Herşey düzelecek.
- Tony!
- Nasılsın, baba?
Annen olanları anlattı.
- Palermo'yu mu? Umarım gelirsin.
- Elbette. Öp beni.
- Kuzen Vinnie?
- Burada yok. Dairesini ara.
- Kuzenin Mary.
- İçeri al.
Selam, kuzen. Bir uğrayayım dedim.
Sakıncası var mı?
Bizim çocukları bulayım.
Evet, sakıncası var.
Gelmemeliydin, Mary.
Sadece birkaç dakikalığına,
tamam mı?
- Çok güzelsin, kuzen.
- Sağol.
Demek kulübün burası,
saklandığın yer.
- Evet.
- Bir bakmaya geldim.
Evde sadece benim ve Connie Hala'nın
olması çok garip.
- Seninle beraberken, daha iyiyim.
- Neyin var, tatlım?
- Babam için çok korkuyorum.
- Korkma.
Onu ambulanstan çıkardıklarında
öldüğünü sandım.
Herkes iyileşeceğini söylüyor.
Merak etme.
Ben küçükken,
bir saldırı olmuştu.
Bir keresinde Al Neri ve diğer korumalar
beni ve Tony'yi alıp götürmüşlerdi.
Hepsi tekrar mı oluyor?
Öyle değil, tatlım.
O zaman neden burada saklanıyorsun?
Sana birşey mi olacak?
Bana birşey olmayacak, cugina.
Seni koruyacağız.
- Burada seninle saklanabilir miyim?
- Yemek pişirmeme yardım eder misin?
Yemek pişirmesini bilmediğimi bilirsin
ama yardım ederim.
Pekala...
Ne yapacağım?
- Seni seviyorum, kuzen.
- Ben de seni seviyorum, kuzen.
Haydi, pişirelim.
Sarıl bana.
Senin gibi basındakiler ve polis, ''Mafya'',
''Cosa Nostra'' gibi sözler kullanıyor.
Bu bir fantezi. Biz İtalyalı Amerikalılar
bu şehri ortaya çıkaran tuğlaları dizdik.
Telefonu keşfeden Meucci
bizden.
Telefonda iş bitiren adamı oynayan
Don Ameche de bizden.
Bir piyango bileti alın.
Belki bir Cadillac kazanırsınız.
Salsiccia mükemmel!
Al, bir sandviç ye.
- Sizi gördüğüme sevindim, Bay Zasa.
- İyi eğlenceler.
Piyango bileti almayı unutma.
- Ne yapıyorsun?
- Kasten yapmadı.
- Üzgün olduğunu söyle.
- Tamam, gidelim.
Joey! Nasılsın?
Nasılsın, Buddy oğlum?
Hey, Joey Zasa!
Joey, kıçına girsin!
- Kim bu? Tanıyor musun?
- Aldırma ona.
Arabayı kim kazanacak?
Karınca mı?
İtalyalı Amerikalılar'ın adını kirletenler
bunlar. Bunun gibi cappone'ler.
Joey, kıçına girsin!
İn arabanın tepesinden!
Piyango biletin var mı?
Joey, piyango biletime bak!
Bak hakkında ne düşünüyorum...
ve piyango biletin hakkında da.
İn şu arabanın tepesinden!
Hayalarını koparırım!
Git buradan!
Koş, Joey! Seni pislik!
Aç kapıyı !
Nasılsın, Joe?
Zasa!
Bir daha asla böyle bir emir verme.
Hayatta olduğum sürece.
Anladın mı?
Karar veremeyecek kadar hastaydın.
İzni Neri ve Connie'den aldım.
Connie?
Doğru karardı, Mike Amca.
Yanlış karardı.
Bu aileye ben komuta ediyorum!
Doğru veya yanlış.
Ben böyle olsun istemezdim!
Anladın mı?
Evet.
Haydi, Michael.
Evet.
Güzel. Vincent, yatağıma kadar yardım
et. Seninle biraz konuşmak istiyorum.
Bilirsin, kendimi her zaman
senden sorumlu hissettim.
Bunu bilirsin.
Baban...
...ağabeyimle ben,
birbirimize zıttık.
Kavga edip tartışırdık.
Ama sevgisinden asla şüphe etmedim.
Benim için her şeyi yapardı.
Ama o öfkesi...
Çok fazlaydı.
Gözünü karartıyordu.
Senin de aynı hatayı
yapmanı istemiyorum.
Sonra...
...onun da kadınlarla arası iyiydi.
- Vincent...
- Duydum.
Kızımla ne yapıyorsun?
Onunla ne yapıyorsun?
Çok tehlikeli.
Beni duyuyor musun?
Pekala.
Vincenzo...
Saldırdıklarında,
sevdiğine saldırırlar.
Michael,
yeni bir hayata başlamalısın.
Bir erkeğin arzuladığı her şeye sahipsin.
Emekli olma zamanın geldi.
Çok fazla sorumluluklarım var.
Immobiliare? Artık çok zor.
Aslında vazgeçmelisin.
İtalya'daki pezzi da novanta'lar hakkında
ne biliyorsun?
Yeniler hakkında
bir şeyler bilmek için çok yaşlıyım.
Yaşımı kabullenip, zeytin ve domates
yetiştirmekle uğraşmalıyım.
- O kadar yaşlı değiliz.
- Ama sen çok hastasın.
Michael... Ne yapabileceğime
bir bakayım.
İşini biraz daha kolaylaştırmak için
uğraşayım.
- Dostluğun her zaman işi kolaylaştırıyor.
- Bu beni mutlu etti.
Joey Zasa...
Onun hakkında yanıldın.
Çok fazla güvenirim.
Her zaman hatam budur.
Michael... hainlik her tarafta.
Şimdi bile iplerin üzerinde
parmakların var.
Daha sık görüşelim.
- Michael, Sicilya'da görüşelim.
- Sicilya'da.
In Sicilia.
In Sicilia.
BAGHERIA, SİCİLYA
Nasılsın?
Don Bendino, eski dostum.
Eski dostum ve koruyucum,
Don Tommasino'nun tavsiyelerini almak
için sizleri de getirdim.
Don Tommasino,
Altobello hakkında ne düşünüyorsun?
Çok yetenekli bir adam.
Sicilyalı ve Amerikalı dostlarımız
arasındaki barışı korudu.
Barışın Azizi.
Atlantic City'de dökülen kanlar
New York'u karıştırdı.
Joey Zasa küçük bir alanda
azgınlık yapıyordu.
Ama ortadan kalktığına göre
biz devreye girmeliyiz.
- Devreye girmeliyiz.
- Yoksa Çinliler ve Kolombiyalılar girecek.
Corleone'lar uyuşturucuya karışmadılar.
Ondan New York zayıf, Palermo kuvvetli.
Düşmanların hep geride bıraktıklarından
yararlanarak kuvvetlenirler.
Don Tommasino, böyle bir katliamı
kim emreder ve aynı zamanda da
Vatikan anlaşmasına
baskı yapabilir?
Sadece Lucchesi,
iki dünyada da parmağı olan adam.
''Gemilerimiz aynı yönde seyretmeli.''
Bu adamlar asırlarca İtalyan politikasının
içinde. Gerçek Mafya onlar.
Esas sorun
Başpiskopos ve Vatikan Bankası.
Hepsi aynı sorun.
B.J., birbirlerine bağlantılılar.
Başpiskoposun güçlü dostları var.
Onu tamamen koruyorlar.
Kilisede bize yardımcı olabilecek
biri var mı?
Şerefli biri?
Kardinal Lamberto.
İyi ve akıllı bir adam.
Çok etkili biri.
Seni kabul eder.
Şu Kardinal Lamberto'yu gidip göreyim.
Bakalım işleri düzeltebilecek miyiz.
Sen verdiğin sözleri yerine getiriyorsun
ama iş yaptıkların dolandırıcı.
Şerefsiz kişiler.
Sözüm sondur.
Politika ve suç aynı şeydir.
Oğlumun opera tiyatrosunda ilk sahne
alışını kutlamak için sizleri davet ettim.
''Philadelphia'' oynayacağız.
Yedi kart. İkisi yerde, dördü elde.
İkililer ve bacaklar iyi kart.
''Cavallaria Rusticana'' operasında
oynayacak.
- ''Cavalleria Rusticana'', baba.
- ''Cavalleria''.
Sanırım, başka opera için bilet aldım.
New York'da çok fazla bulundum.
Hepinizin bileti olacak.
Onun için zamanında gelin.
Baba, sana bir hediyem var.
Corleone Kasabasına ve
Sicilya'ya ait orijinal bir şey.
Ve... senin için öğrendim.
Mükemmel biriydi. Güzeldi.
Onu sevmiştim. Ama sonra öldü.
Güvendiğim korumam
arabama bomba yerleştirmiş.
Benden önce
arabayı kullanmaya kalktı.
Neden bu kadar güzel bir ülke
bu kadar şiddet dolu?
Tarih.
Annem en büyük endişenin, sınavlarını
geçmek olduğu günlerden bahsetti.
- Evet. O zamanlar.
- Şimdi ben senin için endişeleniyorum.
Ah, Mary, çok yumuşak kalpli bir kızsın.
Eskiden de öyleydin.
- Ailemi seviyorum.
- Kuzenin Vincent'ı da mı?
Onu gerçekten seviyorum.
- O senin ilk kuzenin.
- O zaman onu ilk önce seviyorum.
Mary, onu göremezsin.
Bundan sonra onu görme.
Haklı. Çok tehlikeli.
Mary, bundan sonra
onu göremezsin.
- Bu anlamda göremezsin.
- Hayır.
- Lütfen, bana söz ver.
- Hayır!
- Bu konuda beni dinle.
- Hayır, baba!
Mary akıllı bir kız, baba.
Zamanla anlayacaktır.
Bella cugina... Tesoro mio.
- Beni mi görmek istedin?
- Evet.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
Ama tehlikeli.
Güzel. Ben varım.
Ne yapmam gerekiyor?
Ruhunu Don Altobello'ya
satmanı istiyorum.
Bana ihanet etmeni istiyorum.
Bana asla inanmaz.
- Belli olmaz.
- Otur.
Bir fikrim var.
Öğren bakalım, Altobello'nun alakası
ne kadar ileri derecede.
Bir toplantı ayarla.
Bana ne kadar bağlı olduğunu söyle.
Ona sorunlarından bahset.
- Yardım iste.
- Ne sorunları?
Kızımla kaçmak istediğini söyle.
Ama kaçarsan,
düşmanım olacağını bildiğini söyle.
- Bunu asla yapmayacağımı bilirsin.
- Biliyorum.
Altobello'dan benimle evlilik konusunda
konuşmasını rica et.
Ama sonuçta kuzensiniz.
Michael biraz eski kafalıdır.
Yasal dünyama ait olmak istemediğini
ve kendi aileni kurmak istediğini söyle.
Joey Zasa'nın
geride bıraktığını düzeltebilirim.
Onu ikna etmek için
dostluğunu kullanabilirim.
Sonsuza dek
sana minnettar kalırım.
Corleone'ler
dostlarının değerini bilirler.
Sonra benimle mi çalışacaksın?
Sì.
Bacio la mano, Don Altobello.
Bana ihanet etmeni istediğini
ima ederse, bunu hakaret say,
çünkü tuzağı, bu.
Bana gerçeklerin hepsini
söylemiyorsun, Vincenzo.
Michael gidince, herşeyi kızın
kontrol edeceği doğru değil mi?
- Kızı buna karıştırma.
- Elbette, onu seviyorsun.
Ve o da seni seviyor.
Doğru tahmin ettim, değil mi?
Akıllı adamsın, Don Altobello.
Senden öğrenecek çok şeyim var.
En zengin adam
dostları en güçlü kişilerden oluşandır.
Tanıştırmak benim görevim.
Don Lucchesi.
Don Altobello güçlü bir karakterin
olduğunu söyledi. Saygıdeğer biriymişsin.
Joey Zasa'yı mezara sokan kahraman
bu.
Varlığından haberimiz olsaydı
Joey'yi desteklemezdik.
Başka bir Joe'yu kimse istemez.
Dostun olayım.
- En kuvvetli adama bile dost gerekir.
- Memnun oldum.
Siz finans ve politika adamısınız.
Bunlar benim anlamadığım konular.
Sen silahlardan anlarsın.
Finans da silah gibidir.
Politika da tetiği
ne zaman çekeceğini bilmektir.
Nasıl yardımcı olabilirim?
Vieni?
Arabulucu kutsaldır ve
ona Tanrının çocuğu denebilir.
- Tu parli Italiano un poco?
- Sì.
Don Tommasino'nun
tekerlekli sandalyesini getir.
Başpiskoposla yaptığımız anlaşmaya
ve kendisine güvenmiştim.
Dürüstlüğünden
en ufak bir şüphem yoktu.
Ama, gördüğünüz gibi,
bir dalaverenin kurbanı oldum.
Beni oyalıyor. Yüksek mevkideki kişilere
büyük paralar verildi.
Ve Vatikan Bankası garantör oldu.
Dedikleriniz doğruysa,
büyük bir skandal olur.
Bakın bu taşa.
Çok uzun bir zamandır suyun içinde.
Ama su içine işleyememiş.
Bakın...
Kupkuru.
Avrupa'daki adamlara da aynı şey oldu.
Asırlarca Hıristiyanlık onları
çepeçevre sardı.
Ama İsa içlerine giremedi.
İsa içlerinde yaşamıyor.
- Ne oldu?
- Tatlı bir şeyler getirtebilir misiniz?
Portakal suyu, şeker falan...
Şeker hastalığım var.
Şekerim düşüyor.
Anlıyorum.
Baskı altındayken,
arasıra oluyor.
Anlıyorum.
Bu kadar hassas bir konu için
size gelmek...
Başpiskoposunuza karşı
yapılan suçlamalar. Benim için zor anlar.
Akılın cefasını,
vücut çeker.
Doğru.
Günah çıkarmak ister misiniz?
Kardinal Hazretleri, ben...
Çok uzun zaman oldu. Ben...
Nereden başlayacağımı...
30 yıl oldu.
Çok fazla zamanınızı alırım,
sanırım.
Ruhları kurtarmak için
her zaman vaktim var.
- Günahlarım affedilmenin çok ötesinde.
- Hayır, hayır...
Kendi rahiplerimin itiraflarını
burada dinliyorum.
Bazen itiraf etme isteği
karşı konulmaz bir hale gelir.
İşte, o anı yakalamalıyız.
Tövbe etmedikten sonra
itiraf etmenin anlamı ne?
Pratik bir adam olduğunuzu
duydum.
Kaybedecek neyiniz var?
Haydi.
Ben...
...karıma ihanet ettim.
Devam et, oğlum.
Kendime ihanet ettim.
Adam öldürdüm.
Adam öldürülmesi için
emir verdim.
Devam et, oğlum. Devam et.
Faydasız.
Devam et, oğlum.
Öldürdüm...
Ağabeyimin ölümünü emrettim.
Beni incitmişti.
Annemin oğlunu öldürdüm.
Babamın oğlunu öldürdüm.
Günahların korkunç
ve sadece sen acı çekiyorsun.
Günahların bağışlanabilir.
Ama buna inanmadığını biliyorum.
Sen değişmeyeceksin.
Katolik Kilisesinin Reisi, Papa VI. Paul
dün gece saat 9:40'da öldü.
Aylardır kötü sağlık koşullarında
yaşıyordu.
Münevverliği, şefkati ve
manevi değerleriyle ün yapmıştı.
Ölümü hepimizi kedere boğdu.
Connie...
Hayatım boyunca toplum içinde
yükselmek ve her şeyin yasal,
ve dürüst olduğu daha üst bir noktaya
erişmek için uğraştım.
Ama ben yükseldikçe,
eriştiğim yerler daha kötü çıktı.
Hangi cehennemde son bulacak?
Asırlardır burada
birbirlerini öldürüyorlar.
Para için, gurur için, aile için.
Zengin pezzi da novanta'ların kölesi
olmamak için.
İtiraf ettim, Connie.
Günahlarımı itiraf ettim.
Neden? Bu, sen değilsin. Günahlarını
yabancılara itiraf etmen gerekmez.
Tam adamıydı.
İyi bir adam. Gerçek bir rahip.
Değişiklikler yaratabilir.
Michael...
Biliyor musun, bazen
zavallı Fredo'yu düşünüyorum.
Boğuldu. Tanrının arzusuydu.
Korkunç bir kazaydı.
Ama bitti.
Michael, seni seviyorum.
Her zaman
sana yardımcı olacağım.
Ah, Connie...
Palermo'dan gelip, beni ziyaret ettiğin için
şeref duydum, Don Altobello.
Küçük çocuk! Büyümüş.
Eşşeği taklit et.
Birlikte bir iş yapmayalı
epey oldu.
Amerika'da dedikleri gibi
sen benim ''elimdeki cevhersin''.
Ayakkabımın içinde bir taş var.
Sen onu çıkartabilirsin.
Sadece bir taş mı?
Tehlikeli bir iş.
Meşhur bir adam.
Önlem alman gerekir.
Ne yapmamı istediğini söyle,
ben de sana fiyatımı söyleyeyim.
Ne ekmek!
Zeytinyağı...
Saf. Sadece Sicilya'da.
Alla salute!
Onun ölümüne.
Kay!
- Connie!
- Nasılsın?
Mary, seni çok özledim.
- Merhaba, Michael.
- Anne, şuna bir bak.
- Douglas'ın gelememesi çok kötü.
- Biliyorum. Çok önemli bir davası vardı.
Gelmeyi arzu ettiğini biliyorum.
- Araba...
- Tamam.
- Oğlun bir sanatçı.
- Ah, evet. Sana minnettarım.
- Ne için?
- Onu serbest bırakmamı sağladığın için.
Bunca yıldan sonra,
ilk defa Sicilya'dayım.
- Beraber resminizi çekmek istiyorum.
- Tamam.
Hey, baba. Gülümse!
Bakıyorum, Al Neri'yi hala tutuyorsun.
Niye?
Ona ihtiyacım var.
Arabaya inip binmeme yardım ediyor.
- Çantamı taşıyor.
- Hala yalancısın, Michael.
Sana Sicilya'yı göstereyim, gerçek
Sicilya'yı. Ailenin geçmişini anlarsın.
Sanırım,
gereğinden fazla anladım.
Anthony, bende, çok uzun zaman önce
benim için yaptığın bir şey var.
- Belki sana uğur getirir.
- Sağol.
Demek, sakladın...
Hatırlıyorum.
Teşekkür ederim, baba.
Seninle gurur duyuyorum.
Teşekkür ederim.
- Görünüşleri kadar da becerikliler mi?
- Daha fazla.
En iyileri. Onlar ortalıkta oldukça,
Michael Amca güvende.
Hoşçakal.
- Babana söyle, yemeğe kadar dönerim.
- Tamam.
- İyi eğlenceler.
- Tony'ye beni beklemesini söyle.
Söylerim.
Buongiorno, signora.
Hizmetinizdeyim.
Babamı görürsem,
gittiğini söylerim.
Babamın gücünü taşıyan
bir tek sen kaldın.
Michael'a bir şey olursa,
geri saldırmanı istiyorum.
Her şey hazır olacak.
Yemin eder misin?
Sana yemin ederim.
İşte, burası.
Babamın doğduğu ev.
Çocukken, buraya onu almaya gelmişler.
Onu öldürmek için.
Dur...
Dinle.
Mary'nin aşık olduğunu biliyorsun.
Evet, biliyorum.
Yakışıklı, kara gözlü,
genç bir İtalyan'a...
İzin vermeyeceğim.
Yanlış.
Yanlış ve tehlikeli.
''Ah, baba, babam!''
''Tanrıya dua etmem için
zaman tanı.''
Baron, kızının kocasını
aldattığını öğrenince...
''Af yok!''
Babası kılıcını kaldırdı...
ve kalbine sapladı.
Namus, ha?
Ailemin evine geldiğin o günü,
bana ailenin işini anlattığın günü
hatırlıyorum.
Asla bir ilgin olmayacağını söylemiştin.
Tony'ye benziyordun.
Aynı Tony gibiydim.
- Onu çok az görüyorum... Kay?
- Ne var?
- Sen sürer misin?
- Ne oldu?
Gözlerim. Bazen iyiler ama...
Don Tommasino'yu görmeliyim.
Neyse...
- Bugün korumalar yok.
- İyi sıvıştım.
Peder, nereye gidiyorsunuz?
Sizi götürmemi ister misiniz?
Seni tanıyorum.
Montelepre'den Mosca'sın.
O zaman da katildin,
şimdi de katilsin.
Michael Corleone'nin
evinde olduğunu biliyorum.
Bahçe kapısından birlikte geçeceğiz.
Nasılsın?
Bu, Calo,
eski günlerdeki korumalarımdan biri.
- Burada bekleriz.
- İçecek ister misiniz?
Bu odada çok zaman harcadım.
Hep seni düşündüm.
Ve sonra evlendin.
- Yine de seni düşündüm.
- O odada ne var?
Burası senin için tehlikeli, Michael.
Burası Sicilya.
- Bu ülkeyi seviyorum.
- Neden?
Tarih boyunca, bu insanlar
korkunç şeyler yaşadılar.
Korkunç haksızlıklar.
Ama yine de başlarına kötülük yerine
iyilik geleceğini ümit ettiler.
Bir yerde, benim ve senin gibi mi?
- Nasıl yani?
- Hala buradayım, değil mi?
Kötü bir geçmişimiz var,
ama hala buradayım.
Evet, öyle ama korku dolusun.
Emret!
Bu, senden korkmamı mı
önleyecek?
Sicilya'dayız. Bu bir opera.
Pekala.
Şimdi ne yapacağız?
Makul olacağız.
Birbirimizi incitmemeye çalışacağız.
Beni bağışlamanı istiyorum.
- Ne için?
- Herşey için.
Yani, Tanrı gibi mi?
Hayır,
daha da yakın olman gerekiyor.
O günleri sen anlayamadın.
Babamı seviyordum.
Onun gibi biri olmamaya yemin ettim.
Ama onu sevmiştim. Ve tehlikedeydi.
Ne yapabilirdim?
Ve sonra sen tehlikedeydin.
Çocuklarımız da tehlikedeydi.
Ne yapabilirdim?
Dünyada en çok... sevdiğim
ve değer verdiğim sizlerdiniz.
Şimdi seni kaybediyorum.
Aslında kaybettim.
Gittin.
Ama herşey boşuna.
Onun için...
Tamamen değişik bir kader
tasarlamış olduğumu anlamalısın.
Pekala, bırakacağım.
Benden ne istediğini
gerçekten bilmiyorum, Michael.
- Yani...
- Ben düşündüğün adam değilim.
- Bilemiyorum.
- Seni seviyorum, Kay.
Artık benden korkma.
Biliyor musun,
her gece burada, Sicilya'da...
...karımı ve çocuklarımı
düşünüyorum...
...ve onları nasıl kaybettiğimi de.
Eğer bir teselli olacaksa,
bilmeni isterim ki...
...ben...
...seni her zaman sevdim,
Michael.
Ve biliyor musun...
...her zaman sevdim
ve seveceğim de.
Ne var?
Don Tommasino. Vurulmuş.
Ölmüş mü?
Efendim öldü.
Kanı kan temizler.
Onun intikamını
bir şekilde almalıyım!
Bir gün bana
zor bir hizmet vermen gerekebilir.
Bana komuta et,
ne yapmam gerektiğini söyle!
Asla bitmeyecek.
Onun intikamını alacağım!
Sonuçlar...
Lorscheider, 1 oy.
Siri, 11 oy.
Lamberto, 99 oy.
Reisliği kabul ediyor musun?
Ah, Tanrım, benim için verdikleri
bu kararı kutsa.
Kabul ediyorum.
Hangi isimle anılmak istersin?
Birinci John Paul.
Gerekeni ''derhal'' yapacağım,
''biraz sonra'' yerine.
''Tanrının Bankacısı'' olarak bilinen
Frederick Keinszig kayıplara karıştı.
En son, sahibi Immobiliare olan
Vatikan'ın Roma bürosundan çıktı.
Aynı zamanda, büyük miktarda para
ve çeşitli evraklar da kayıp.
Keinszig, seni budala.
Yok oluşu, Vatikan Bankasının
iş ilişkilerine daha fazla şüphe çekti.
Yıllarca,
bankanın ve yan şirketlerinin
kötü iş yöntemleri
iddiaların odak noktası olmuştu.
Lucchesi,
lütfen anlamaya çalış.
Ona telefon ettim.
Burada telefonun başında bekledim.
Bay Lucchesi, şunu unutma ki,
bu Papa'nın görüşleri
bir öncekinden çok daha farklı.
Güle güle, eski dost.
Biraz daha uzun yaşayabilirdin.
Düşlerime
daha da yaklaşabilirdim.
Çok sevildin, Don Tommasino.
Sen bu kadar sevilirken,
neden benden bu kadar korkuldu?
Sebebi neydi?
Daha az namuslu değildim.
İyilik yapmak istedim.
Beni ne yanılttı?
Aklım mı? Kalbim mi?
Neden kendimi
bu kadar suçlu buluyorum?
Çocuklarımın
üzerine yemin ederim ki...
Temize çıkmam için
bir fırsat tanı...
...ve artık günah işlemeyeceğim.
Solgun görünüyorsun.
Haberler kötü mü? Derhal söyle.
Sadece kötü bankacılık değil.
Bu adamlar birer kasap.
- Hangi adamlar?
- Lucchesi.
Hepsini kontrol ediyor:
Altobello'yu, Başpiskoposu...
...üst düzeydekileri, belki P2'yi de.
Sırrı bilinmiyor.
İşleri onlar çeviriyorlar.
- Onlara engel mi oluyorum?
- Seni öldürtmek için katil kiralamış.
Bir Sicilyalı. Adını bilmiyorum.
Başarısız olduğu hiç görülmemiş.
O zaman kimse güvende değil.
Yeni Papa bile tehlikede.
Hala zamanımız var.
Bunu önleyebiliriz.
Denedim, Vincent.
Denedim...
...işler bu noktaya gelmesin diye.
Ama imkansız.
Bu dünyada imkansız.
Emri bana ver.
Geri dönemezsin.
- Benim gibi olursun.
- Güzel.
Hayatım boyunca çıkmak istedim.
Ailemin çıkmasını istedim.
Ben çıkmak istemiyorum.
Aileyi korumak için
yetki istiyorum.
Emri vermeni istiyorum.
Oldu.
Çünkü ben artık yapamam.
Fark etmez.
Vincent ne yapacağını biliyor.
Gel, gidelim.
Dinlen. Bunu da düşünme.
- Tek yaptığım şey bunu düşünmek.
- Ben senin oğlunum.
Her şeyde bana komuta et.
Kızımdan vazgeç.
Ödeyeceğin bedel bu...
...seçtiğin hayata karşılık.
Yeğenim...
...şu andan itibaren...
...kendine Vincent Corleone de.
Otur.
Don Vincenzo...
Don Corleone...
Don Vincenzo Corleone...
E tu, Vincenzo...
Michael'a karşı neler hissettiğini
biliyorum ama onu kurtaramazsın.
Onu kaybettik.
Kendini düşün.
Cevabın nedir, Vincent?
İyi eğlenceler.
Her şeyin icabına bakıldı.
Barı kontrol et.
Ben en üst kata bakayım.
''Umarım Tony, Teatro Massimo'da
duştakinden daha iyi okur.''
''Sevgiler, Douglas.''
- Sevgili Constanza!
- Don Altobello.
- Harika bir ortam.
- Gel, otur.
Doğum günün kutlu olsun. 80'sin ama
60'ından fazla göstermiyorsun.
Tek hatırlayan sensin.
Biraz önce öğrendik. Papa, Immobiliare
anlaşmasını onaylamış. Kazandık.
Tebrikler.
Sonuçlar ne kadar değişebiliyor.
Papa, yapar dediğin şeyleri yapıyor.
Evi temizliyor.
Dikkatli olması gerek.
Dürüst olmak tehlikeli.
Kulise, Tony'nin yanına
daha fazla adam koymak istiyorum.
Doğum günümde
beni hediyelere boğardın.
Tootsie Sarması !
Bu cannoli'yi yapan rahibeler
bunlara hayran kaldı. Daha iyisi olamaz.
- Hey.
- Hey, kuzen.
Selam.
Deri ceketin nerede?
Yapma.
Çok zayıfsın. Sen ye.
È buono.
Grazie!
Bitti. Yapmam gereken ve
senin uzak olmanı gerektiren şeyler var.
Babanın kararı değil,
benim kararım.
Babandan nefret etme.
Karışmam gereken ve
senin uzak olman gereken şeyler var.
Bu geceden sonra
beni bir daha görmeyeceksin.
Anlamalısın, Mary.
Anlamalısın.
Her zaman seni seveceğim.
Başkasını sev.
- Bir şeye kalkışmazlar.
- Herşey yolunda. Sorun yok.
Al Neri'yi Vatikan'a yolladım bile.
- Burası Bay Lucchesi'nin evi mi?
- Evet.
Michael Corleone'den
bir mesaj getirdim.
İçeri al.
Buona sera.
yi. O' nu yakaladın
Bu gece, Corleone ailesi
tüm işlerini bitirecek.
Keinszig...
O küçük İsviçreli banker pisliği.
Başından beri herkesi dolandırıyordu.
Canı cehenneme.
Don Lucchesi, dostum.
Calo onu evinde ziyaret edecek.
Neri, trenle Roma'ya git.
Başpiskopos için bir mum yak.
Çay, Papa Hazretleri?
Uyumanıza yardımcı olur.
Bu, Vincent Corleone'den!
Ciddi. Vatikan'daki adamımız, Papa'ya
karşı entrika düzenlendiğini söyledi.
Kalp krizi mi geçirecekmiş?
Bu Papa'nın çok güçlü düşmanları var.
Onu kurtarmak için geç kalmış olabiliriz.
Geri dönelim.
Eminenza...
Papa ölmüş!
Uyu.
Uyu, Baba.
Konuş.
Sana insanların güvenini kaybettiğini
söylemeye geldim.
İnsanlara güvenip yola çıkanlar
yarı yolda kalır.
Michael Corleone'nin
mesajı neymiş?
Çok önemli.
Kulağına fısıldamalıyım.
Üzerinde bir şey yok.
Güç, gücü olmayanları yıpratır.
- Bu kıyafeti sevdim.
- Tahmin etmiştim.
Merhaba de.
- Artık konuşabilir miyiz?
- Hayır, uygun bir an değil.
- Aynı babam gibisin.
- Aileden ayrılma. Haydi.
- Konuş.
- İkizler ölmüş.
Bir dakika içinde, bütün burası
carabinieri'lerle dolacak.
Herkesi arabalara bindir,
sessizce.
- Anladım.
- Sessizce.
Bundan sonra Corleone adı
saygıyla anılacak.
Baba...
Baba...
Neden bana bunu yapıyorsun?
Geri bas, geri bas.
- Bunu bana yapmak zorunda değilsin.
- Neyi? Ne demek istiyorsun?
Baba...
Hayır! Mary!
Tanrım, olamaz!