Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bir.
Tam alnının ortasına!
İki.
Tam alnının ortasına.
Çeviri: DivXForeverTG
- Dışarıda!
- Ne?
- İçerideydi.
- Dışarıdaydı.
Tam buraya basmıştı. İçerideydi.
Hadi ama.
Bu kadar yeter.
Bir kelime daha duymak istemiyorum.
- Atıldın!
- Evet, atıldım.
Büyükannem, beni Washington Square Park'a...
...Bobby Fischer'i aynı anda 10
oyuncuyla oynarken izlemeye götürmüştü.
Vezirini kullan.
Her masada beş altı
hamle ileriden gidebiliyordu.
Her neyse, dünya şampiyonu
olmuştu, değil mi?
Sonra da aklını kaçırdı.
Paranoyağın teki olup çıktı.
Her yönden saldırıya uğradı...
...ve gözünün önündekini göremedi.
Mat.
Mat!
Adım, David Fisk...
...birinci sınıf dedektifim.
New York Polis Teşkilatı'nda
30 yılı aşkın süredir görev yapıyorum.
Bu süre içerisinde...
...14 kişiyi öldürdüm.
Şunu bir kere daha oynatsana.
14 kişiyi öldürdüm.
Bu herif delirmiş.
Bunlar ne zaman başlamıştı?
Nasıl başlamışlardı?
Belki de bunu başlatan
Charles Randall adındaki adamdı.
Randall, bir çocuk katiliydi.
Sevgilisinin kızını öldürmüştü...
...yaklaşık 4 yıl önce.
Lanet olası pislik herif.
Cinayetten suçlandı ama...
...kendisi gibi bir jüri tarafından aklandı.
Ortağıma ve bana göre, bu
kabul edilemez bir durumdu.
Ortağım iyi bir adamdır.
Bunu gerçekten yapacak mısın?
Neyi?
İşlemediği bir cinayetten ötürü...
...Randall'ın icabına bakma işini.
Ben ne yapacağım?
Sen benim ortağımsın.
- Sen benim örnek aldığım adamsın.
- Haklısın.
Örnek aldığım adam olmadan
ben ne yapacağım?
Bu konuşmayı hiç yapmadık.
Ne konuşması?
Başarmıştık.
İşlemediği bir suç yüzünden...
...Randall özgürlüğünü kaybetti.
İnancımı kaybettim.
- Ben çıkıyorum.
- Tamam.
İsterseniz bunu bir itiraf olarak
kabul edebilirsiniz.
Umurumda bile değil.
Bir kaç hafta
önce işler kızıştı.
Bu adamla ilgili
elimizde neler var, Türk?
Marcus Smith, bilinen adıyla "Örümcek".
Uyuşturucu satmak,...
...cinayet, haraç,
bir sürü güzel şey.
Kullanılmayan eski bir bankayı...
...Harlem'in Club 404'üne dönüştürdü.
Belki bizi görünce itiraf eder.
Ne, yoksa mucizelere
inanmıyor musun?
Hesabı ödediğin gün,...
...işte o gün, mucizelere
inanmaya başlayacağım.
- Gidelim. Ben ısmarlıyorum.
- Pekala, bu görmek istediğim bir mucize.
Demek paralarını
akladıkları yer burası.
Evet, tertemiz, yemyeşil.
Adamın tüm işi bu.
Ben işemeye gidiyorum.
Sadece bir saniye sürer.
Dikizlemeyeceğim.
Sorun değil.
- Siz erkekler çok şanslısınız.
- Nedenmiş o?
Tuvaletinizin önünde
kuyruk yok ve...
...ayakta işeyebiliyorsunuz.
Fermuarı aç, işe, kapa.
Müthiş bir hızla kendinizi
buradan dışarı atıyorsunuz.
Evet, koca oğlan bu yüzden
kendini çok şanslı hissediyor.
Çekmek ister misin?
Onu nereden buldun?
Örümcek'ten. Birinci sınıf.
Fena değildi.
Fena değil mi?
Daha ne bekliyordun?
Yapma, Türk...
...güya saçlarımı çektin.
Tanrım, küçük kız kardeşim bile
saçlarımı daha sert çekerdi.
Öyle olsun bakalım.
Gitmeliyim.
- Hangi cehenneme gittiğini sanıyorsun?
- Yorgunum.
Yorgun musun?
Burası Amerika, seni mızmız fahişe.
Neden şu lanet taksiye binip
biraz onurunla iş yapmıyorsun?
Evet, yola çıktı.
Seni görmeyi beklemiyor.
Rambo denen kaykaylı pezevenk
öldürdüğüm onuncu kişiydi.
Beni, sokakları süpüren
bir çöpçü olarak düşünün.
Bu değersiz pislikleri temizledim...
...ve bir de ölüm ilanı
bıraktım. Kafiyeliydi.
Horoz, bunu
kimin yaptığını bulmalıyız.
Yapan adama
bir madalya verin.
Hey, Rambo, bunu kimin
yaptığını gördün mü?
Konuşamıyor gibi, ha?
Gerçek adı Robert Brady.
Bobby Brady. Ne ayıp.
Ne düşünüyorsun?
Marcia? Greg?
Demek gene benim suç
mahallimi kirletiyorsunuz?
Bobby Brady kim,
biliyor musun?
Evet, bir saat kadar önce tanıştım.
- Yakın mesafeden vurulmuş gibi.
- Merminin giriş izine bakılırsa...
...yaklaşık bir metreden ateş edilmiş.
Merminin parçalarını beynin
içinden bulup çıkartacağız.
- Ne?
- Hiç, sadece...
..."Marcia? Greg?"
Bu iyiydi, Horoz.
Vay, çabuk adapte oldun.
Sadece size ayak
uydurmaya çalışıyorum.
"Et satarak günah ticareti yapardı."
"Meyveyi daha tazeyken koparırdı."
"Şimdi fahişesini başkası dövmeli."
"Nefes almıyor artık, atmıyor kalbi."
Bu konuda
ne yapmak istersin?
Yapabileceğimiz en iyi şey...
...piyasadaki fahişelerle görüşmek.
Belki içlerinden sana göre birini buluruz.
Yapma. Bende hepsine bedel
bir tane var zaten.
Gerçekten mi?
*** seviyemin düşük olduğunun farkında,
oturarak işemeye başlasam iyi olacak.
Gözümün önüne getirdiğin
sahne için teşekkürler.
Ne dememi bekliyordun ki?
Size nasıl yardımcı olabilirim, beyler?
Patronunuz hakkında konuşmak istiyoruz.
Üst katta.
Hayır, diğer patronunuzla.
Rambo.
Aşağılığın teki.
Neden "aşağılığın teki" idi?
Beni takip edin, lütfen.
Onu öldürmek isteyebilecek
birini tanıyor musun?
Ben.
Senden başka?
Neden? Öldü mü yoksa?
Hey dinle, kendine biraz çeki
düzen ver ve bize yardımcı ol...
...yoksa göçmen bürosundan
birilerini arayıp...
...ilk uçakla lanet ülkene
gitmeni sağlarım.
Hiç durma.
Ben Amerikan vatandaşıyım.
Elbette.
Toplarımı ne zaman
istersen yalayabilirsin.
Ne?
Ne zaman istersen
arayabilirsin diyorum...
...bir şey aklına gelir, duyarsın falan.
Sanırım Kasap Sam
lakaplı birini arıyoruz.
Kim?
Espri yapıyor sadece.
Şaka bir yana Teğmen...
...bu Rambo cinayetiyle daha ne
kadar ilgilenmemizi istiyorsun?
Bilmem, düşünüyorum da belki
biraz daha araştırmak istersiniz...
...kimin yaptığını bulursunuz,
onu hapse tıkmaya çalışırsınız.
Bu, sizi oyunlarınızdan
alıkoymazsa tabi.
Tamam, sorun değil.
İki cesetle bağlantısı bulunan ve
yeni cinayetlerde de karşımıza çıkan,
...Örümcek üzerinde de çalışıyoruz.
Onu zımbalayabilirsek, ne kadar
yukarılara ulaşabiliriz belli olmaz.
Evet, ne diyorsun?
Şu avukatı bir kaç
gram eroinle yakaladım.
Resmen burnumun dibinde içiyordu.
Onu Örümcek'e karşı kullanabilirim.
Şanslı gece, ha?
Uyuşturucuyu direkt
ondan mı almış?
- Evet.
- Güzel.
Tamam, ondan ne alabilirsen al
sonra da def et gitsin.
Lanet avukatları dava etmeye
çalışmaktan nefret ediyorum.
- Burası Örümcek'in kulübü değil.
- Arka kapı.
Evet, eski bir
dokuma fabrikası Jessica.
Sanırım pek de senin alıştığın...
...nasıl diyorsunuz?
- Sıçan?
- Muhbir?
Teşekkürler.
Demek istediğim, muhbirlerin genelde hep
fakir bir Afro-Amerikan genci...
...veya bir uyuşturucu bağımlısı veya bir
hayat kadını olduğunu düşünürüm.
Aslında, normalde yılda 200 bin kazanan
kurumsal avukatlar...
...sıradan Afro-Amerikan bağımlı
orospulardan çok daha zekidirler...
...normalde ama bazen de,
sadece öyle olduklarını sanırlar.
Bu tarafta her şey hazır.
İçerisinin güvenli olduğundan
emin misiniz?
Kız arkadaşına hazır olmasını
söyle de gidelim.
Ne diyorsun avukat?
Bunu yapmaya hazır mısın?
Evet, hadi bitirelim şu işi.
Tamam, söylediklerimizi hatırla.
İçeri giriyorsun...
...sana neye ihtiyacın olduğunu
sormasını bekliyorsun, tamam mı?
Sonra da buraya en az 100 gram
almadan geri gelmiyorsun.
- 100 gram mı?
- Evet.
Bu çok fazla değil mi? Ben genelde
kulüpte bir iki çiftli falan alırım, o kadar.
Kayak yapmaya gideceğini ve bir
haftalık mala ihtiyacın olduğunu söyle.
Ona tatile çıkacağını söyle.
Bunu işi yapacağım ve sicilimi
temizleyeceksiniz, değil mi?
Anında hem de.
Baromdaki kimse
yakalandığımı bilmeyecek?
Asla olmadı.
Bak avukat, hepimiz
bundan iyisini yapabileceğini biliyoruz.
Bu işi yap, burnuna
bu boku çekmeyi bırak...
...evine git, evlen,
çocukların olsun...
...buraya asla geri dönme,
işte bu kadar.
Evet.
Herkes konumunu aldı.
- Tamam, gidiyoruz.
- Emredersiniz, efendim.
Sinyali %50'ye çekin.
Hey, Jessica.
Bol şans.
İki kat aşağıda.
Kapı solda.
Zili çal.
Hey, Stubby, neden gidip
refakatçimize eşlik etmiyorsun?
Hadi yürü, şişman çocuk.
Becer bu işi.
- İyi akşamlar.
- Merhaba, Örümcek.
- Aşağıda olacağım.
- Pekala.
- Nasılsın?
- İyidir bebek...
...çocuklar izlemeden önce şu
Büyücü şeyini kontrol ediyordum.
- Görmüş müydün?
- Hayır.
Herif bir satıcı.
Benim ufaklıklara bunu seyrettirsem...
...müptelaya dönerler.
Demek istediğimi anlıyor musun?
Haksız sayılmaz.
- Underdog'u hatırlıyor musun?
- Ne olmuş ona?
O lanet köpek, koca bir
müptela kuşak yarattı.
Demek bankayı bir kulüp ve
kayıt stüdyosuna dönüştürdün?
- Evet. Beğendin mi?
- Evet.
Neden bahsediyorsun?
Underdog her zaman ne yapardı?
Hep ayakkabı parlatırdı...
...ve ne zaman sevimli Polly Purebred
ona seslense...
...dikilen kulaklarıyla duyar
ve onu kurtarırdı.
Evet ama süper gücüne ihtiyacı
olduğunda ne yapardı?
Yüzüğüne giderdi, hatırladın mı?
Bir hap çıkarır ve yutardı.
Hassiktir, haklısın.
Lanet bir "Spid" düşkünüydü.
Peki, iş nedir?
Bir çeyrekliğe ne dersin?
Çeyrekliğin vardır.
Çeyreklik ile ne halt edeceksin?
Arkadaşlarla kayak
yapmaya gideceğiz...
...bir sürü arkadaşla.
- Nereye?
- Aspen, Colorado.
Vay. Eminim Aspen'de
bir şeyler bulabilirsin.
Senin kaliteli
malından bulamam ama.
Kayar mısın?
Tabii. Hayatım boyunca.
Haydı ama, tüm gün boş değilim.
Neden ceketini çıkartıp
biraz kalmıyorsun?
Ne düşünüyorsun?
Aslında, acelem var.
Bir saat içinde bitecek
büyük bir halka arz var.
Biliyorsun, stres seni öldürecek.
Sakinleşmen gerek.
Olabildiğim kadar sakinim.
Ne yapmak istiyorsun?
Ara sıra da olsa...
...doğu tarafının züppe orospuları...
...bizim gibi zencileri içeri
tıkmak için birilerine öter.
Şimdi korkuyorsun.
Görünüşe göre süvarilerin
seni kurtarmaya geldi.
Yardımcı olabilir miyim, beyler?
Evet, bırak da girelim, Örümcek.
Üzgünüm, burada
o isimde birisi yok.
- Kapıyı aç.
- Sadece seninle konuşmak istiyoruz.
Gördün mü? Ben nereye ve nasıl
bakacağımı iyi bilirim.
Babacığına gel.
İlk seferde hep acıtır.
Sen iyi misin?
Neden iyi olmasın ki?
Televizyon izliyorduk.
Televizyon izlerken
başına ne gelebilir ki?
Onu korkutan bir şey
görmüş veya duymuş olmalı.
- Ne gibi?
- Canını sıkıp...
...kaba konuşan
koca bir ahmak gibi.
Birkaç dakika önce burada
bu tanıma uyan kimse yoktu.
Şimdi sana gününü göstereceğim
seni oros...
- Yeteri kadar söylendik.
- Buraya karını da getirecek misin?
Buraya kadar. Yeter.
Hadi gidelim. Boş ver.
- İyi misin?
- Evet, iyiyim. İyiyim.
Tuzağını geri istiyor musun?
Silah!
Hayır, Stubby, hayır!
Yere yat.
Yere yat kahrolası!
Hadi.
Şişman öldü.
İş yolunda gitti.
Kahretsin, vurulmuşsun.
3-4 ekibinden merkeze.
11-41, ambulans istiyorum.
Acil yardım ambulansı gerek.
Muhbir 184 St. Nicholas'ta vuruldu.
Yapabileceğimin en iyisini yaptım.
İyi iş çıkardın, avukat.
Çok iyiydin, sadece sakinleş.
Beyler, eğer avukata
ihtiyacınız olursa...
Peki, tamam.
Elbette.
Eski güzel günlerimizde...
...suçluların gebermesine izin
verip ambulans çağırmazdık.
- Sakin ol, sakin.
- Lanet olası aşağılık serseri.
Söylemek istediğini söyledin.
Seni adi orospu, ancak
kelepçeliyken vurabiliyorsun, değil mi?
Kapa lanet olası çeneni,
seni aşağılık herif.
Kafanı uçuramayacağımı mı sandın?
İkinci kez düşünmem bile.
Oraya giderim, şişmanın
silahını alırım...
...ve buraya gelip tam
alnının ortasına dayarım.
Acil yardım ekibi nerede?
Bu tamamen kargaşaya
sebep olan bir karmaşaydı.
Elinde hiçbir şey yok.
Adam öldürmeye teşebbüse ne demeli?
Uyuşturucu yok, doğru mu?
Yani suçu teyit eden bir durum yok...
...komplo yok, hiçbir şey yok.
Suç yok. Suç yok.
Buna inanamıyorum.
Suç yok.
Suçu nasıl tanımlıyorsun?
Adam öldürme, şantaj, uyuşturucu...
Yani, neden bahsediyoruz?
O beyaz kız
ölmediği için şanslısınız.
İç işleri departmanı
ikinizle görüşecek...
...ve önümüzdeki birkaç hafta
içinde bir yeterlilik raporu hazırlayacak.
Aramızda kalsın, siz aslında
prosedürü çiğnemediniz...
...çünkü üzerinize
doğrultulmuş bir silah vardı...
...bu yüzden eğer aynı ifadeleri
verirseniz bunu atlatırsınız.
Savunmalarınızı da düzeltmeniz gerekiyor...
...çünkü siz ikiniz işleri berbat etti
diye Far Rockaway'e geri dönecek değilim.
Ve bir süre plastik silah
ekibiyle vakit geçireceksiniz.
Ve bu rütbe düşürme işini ciddiye
almalısınız yoksa görevden alınırsınız.
O aşağılık herif
öylece yürüyüp gitti.
Bırak artık, Türk.
Sakin ol, ortak.
Belasını bulacak.
Beyler, sorularınız.
- O anda içeri girmeye kim karar verdi?
- Ben verdim.
- İçeri girme kararı kimindi?
- Benim.
İçeri girer girmez kendinizi
polis olarak tanıttınız mı?
Evet, tanıttık.
İçeri girer girmez kendinizi
polis olarak tanıttınız mı?
Muhbirin durumunu savunmak
imkansız olmaya başlamıştı.
- Kadının tehlikede olmasından korktuk.
- Bu da sizi haklı çıkarır.
Dalga mı geçiyorsunuz?
Sabah 5 akşam 9.
Affedersiniz dedektif?
Müvekkilimle işiniz bitti mi?
- Lennon ve McCartney gibiler.
- Aralarından su sızmıyor.
Ne düşünüyorsun?
Ortada bir şey yok.
Muhbiri tehlikenin içine atmışlar.
Bu konuda onları suçlayamayız.
Bir silah görmüşler ve
tepki vermişler.
Şüpheliyi dövmüş olabilirler...
...ama herif şikâyette bulunmamış.
Bakalım deli doktorumuz ne diyecek.
Şimdi ne yapacağız, doktor?
Silah taşıyıp, kötü
adamları kovalamak için...
...yeterince deli olup
olmadığıma mı bakacağız?
Pekala, neden polis oldun?
Yılbaşı gecesiydi.
O sırada iyi bir fikir gibi gelmişti.
Sizin sahip olduğunuz imkânlar
bende yoktu, Dr. Prosky.
Benim büyüdüğüm yerde,
ya bir silah ve rozetin olacaktı...
...ya da bir baretin ve çekicin.
Silahını ateşlediğinde
neler hissediyorsun?
Kirli Harry'nin de dediği gibi
"Doğru insan vurulduğu sürece...
...biraz ateş etmekte
yanlış bir şey yoktur."
Ya yanlış insan vurulduğunda?
Berbat bir şey, ama yine de olayın dışında
kalmaktansa, içinde yer almayı tercih ederim.
Hiçbir şey yedekte
beklemek kadar kötü olamaz.
Masum insanların öldürüldüğünü
gördüğünde neler hissediyorsun?
Hani...
...uyuşma gibi bir his işte.
İşte.
Bunu almanı istiyorum.
Bunu, düşüncelerini, sorularını...
...kendinle ilgili
fark ettiğin her şeyi...
...her ne olursa,
not etmek için kullan.
Geri istemeyeceğim.
Sadece senin için.
Denemeni istiyorum.
Kulağa hoş geliyor.
Daha sert!
Devam et, Türk, devam et!
Üçüncüyü de aldın.
Koş, koş!
Evet!
İşte bu.
Kazandın. Kazandın.
Senin için ne dedikleri
hiç önemli değil...
...sen muhteşemsin!
Koş koş, Türk, koş!
İçeride.
Topu düşürdün.
- Çok ucuz bir numara, dostum.
- Yakalayıcılığı bırak.
- Yoksa, yoksa ne olur? Yoksa ne olur?
- Yakalamak için uyanık ol.
New York Polis Departmanı
hayal kırıklığı,...
...düşmanlık ve testosteron
ile dolu bir balon gibidir...
...ve her an patlamaya hazırdır.
Beni havasını
azaltan biri olarak görün.
Tetiğe bir dokunuş
basıncı düşürür.
Neden polis teşkilatına
girilir, biliyor musunuz?
Saygı duyulsun diye.
İnsanların çoğu
rozete saygı duyar...
...silaha ise
herkes saygı duyar.
Hey, Riley, JD ile konuşurken,
sizin Philip Trager adında...
...bir kurbanla uğraştığınızı
duydum. Silah kaçakçısıymış.
Evet, gerçekten pisliğin tekiymiş.
- Nasıl öldürülmüş?
- Bilmiyorum.
Sanırım birileri kendi
ilacından tattırmış,...
...doğruca dairesine girip, kendi
silahlarından birisiyle onu vurmuş.
Onu vuran kişi bir not veya
herhangi bir şey bırakmış mı?
Evet aslında
bir şiir bırakmıştı.
Bırakmış mı?
Gerçekten mi?
Evet. Hey, Simon...
...Trager davasındaki
şu şiiri hatırlıyor musun?
Ne yapacaksın, adamım?
Türk soruyor.
Ne haltlar çeviriyorsunuz?
Bu babalık, neyin peşinde?
Ona bir bok söylemem.
Sakin ol.
Şiiri duymak istiyor.
"Hırsızların en azgını."
"Vurdum onu, kestim boğazını."
"Silahını aldım, hayatını al..."
"Hayatını aldım, silahını aldım."
"Bir tek onunkini mi sandın?"
Bunun gibi bir şey işte.
Hece ölçüsü yok,
ama kafiyeli.
- Horoz.
- Ne?
Aynı adamı arıyoruz.
Bir kaç hafta önce Rambo adında
bir pezevengin icabına baktı. Sizinki ne zamandı?
Geçen hafta. Silahlar yüzünden
ATF ile işbirliği içindeyiz.
Tekrar Rambo davasına döndük.
Görünüşe göre aynı adam.
- Anlaşın üçte üç yapmış.
- Deme ya.
- Ne demek istiyorsun? Bu bizim davamız.
- Bizim davamız. Davamızı mı alıyorsunuz?
Kıdem, beyler.
Takılın peşimize, bir şeyler öğrenirsiniz.
Bana adamın adının Greg
Brady olduğunu söyle.
Lütfen. Öyleydi, değil mi?
Birileri Brady Bunch'ın
icabına baktı.
Partridge ailesi olmalı.
Trager, boka batmış bir adam...
...11 numaram.
Kurşun, Trager'ın
apartmanındaki 45'liğe uyuyor.
Hiç şaşırmadım.
Bunu ATF'ye de söyledim.
Geçen ay Virginia'da soyulan bir
silah dükkânındaki altılı gruptan.
Evet, muhtemelen
soyan da Trager.
Düşündükleri bu.
Ellerindeki tarife uyuyor.
Bu adamı bulmamıza yaramıyor.
Kurbanlarla bağlantısını bilmemizi sağlıyor ki...
...zaten bunu, o lanet olası
şiirleri ile yapıyor.
Affedersin. Alo.
Türk, mahkemede olmamız
gerekiyor unutma.
Şu uğraştığınız satıcının yanında
çıldırıp, tekmelediğini duydum.
Örümcek.
Yani?
Yaptı mı?
Evet, onu yere yapıştırdı.
Adam kelepçeliydi.
Ve karnına tekmeler
atmaya başladı.
Ve sonra da...
...adamın göğsüne oturdu...
...ve yumruklamaya başladı.
Suratına defalarca yumruk attı.
Ciğerlerinin üstünde çığlıklar attı...
"Lanet suratını dağıtacağım...
...seni küçük fahişe!"
Sonra gözleri
gerçekten dolmaya başladı.
Yani, karardılar...
...içinde nasıl bir öfke
olduğunu bilirsin.
Adamı öldüreceğini zannettim.
Sahi mi?
Sen küçük,
kötü bir kızsın.
- Yapmam gereken işlerim var.
- Eminim vardır.
Dava vekili,
başlangıçtaki delillerin...
...yetersiz ve eksik oluşundan ötürü...
...yapabileceğim bir şey yok.
- İstisna sayılmalı.
- Şaka yapıyor olmalısın.
Bu yüzden müdafaa
kürsüsünü onaylıyorum.
Bay Van Luytens
bütün tecavüz ve...
...saldırı suçlarından aklanmıştır.
- Sayın hâkim.
- Bu adamın kızımın yakınlarında...
...olmasını
istediğimi mi sanıyorsunuz?
Ya da bir başkasının kızının?
Saçmalıyorsunuz.
Müvekkilinizi serbest bırakıyorum.
Eminim hepimiz yakında...
...gene burada olacağız.
Şuna bak.
Şu orospu çocuğuna bak.
Hey, daha bitmedi, mankafa.
Gününü göreceksin.
- Dışarı çıktığında arkanı kolla.
- Sakin ol, Türk.
Mahkemede düzen istiyorum.
- Tamam mı, ahmak? Lanet mankafa.
- Şimdi sırası değil.
- Burada değil, şimdi değil.
- Adamın, temyize gidemeyeceğin...
...bir ceza almadan
onu buradan çıkartır mısın?
Sessizlik!
- Ne demeye çalıştığımı biliyorsun? Git, git.
- Sessizlik, Dedektif.
Dr. Prosky biraz yalnız
takılmamı önerdi.
O yüzden gidiyorum.
Tetiği çektiğimde ne düşündüğümü
biliyor musun?
Aklıma hep şu
beysbol kuralı gelir.
O lanet kuralı çok severim.
Herkesi kötü niyetli kabul eder.
Der ki, "Özür dilerim, top vurucusu,
sen bir geri zekâlısın...
...ve sen, lanet orta saha,
hile yapmamalısın.
Oyuncuyu dışarı çıkarırsın
ama koşucu koşmaya başlamıştır.
En sevdiğim bölüm.
Oyuncunun dışarıda olduğu...
...ve koşucunun kendini
riske attığı bölümdür.
Vay, bu hiçte hoş bir sürpriz değil.
Hayat bu şekilde olmalı.
Kendini riske atabilmelisin.
Veya atmamalısın.
Van Luytens. Bir tecavüzcü daha eksildi.
Onu kim özleyecek?
Hiç kimse.
12 numara ve devam ediyor.
Dikkat edin, kahve sıcak.
- Günaydın Detektif Riley.
- Günaydın.
- Soldaki kapı.
- Herhangi bir zorlama var mı?
Zorlanmış gibi görünmüyor.
Dedektif Perez içeride.
Demek çoktan geldi?
Evet.
- Mets dün gece nasıldı ama?
- Tabi, ne demezsin?
Teddy, Teddy,
buraya gel de şuna bir bak.
Vay canına.
Siktir.
- Aman Tanrım.
- Büyükmüş.
Ve güçlü.
- Plazma mı bu?
- LCD.
- Plazma bu.
- Hayır, LCD olmalı.
- Plazma bu kadar büyük olmaz.
- Beyler, beyler.
Kısa mesafeden vurulmuş,
ve buraya düşmüş.
Bu korkak çok mücadele etmemiş
gibi görünüyor, değil mi, Karen?
Bunu belirten bir şey yok.
Darp yok, zorlama yok,
kesik ve yara izi yok.
Kimse özel hayatının nasıl
olduğunu bilmek istemiyor, Memur Corelli.
Dedektif demeliydin,
Memur Küçük Çük.
- Yine bizim adamımız.
- Bu sefer kim?
Jonathan Van Luytens.
Birkaç otomobil galerisi var.
- Lanet olsun.
- Tecavüz davası varmış...
...fakat geçen hafta
beraat etmiş.
Şuna bak.
"Yoksundu saygıdan."
"Cazibeden zekâdan."
"Kadın istemedi ama o zorla aldı."
"Daha fazla yaşamaya yok hakkı."
Bu bizim oğlan, değil mi?
Eski dostumuz Jonny' i görmeye
gideceğiz sanırım.
Onu tanıyor musunuz?
Evet.
Üç kâğıtçı orospu çocuğunun tekidir.
Evet.
Bir seri katilin yakalanamamasının
ne kadar komik olduğunu bilir misiniz?
Ne demek istiyorsun, Teğmen?
Demek istediğim...
...ikinizin de ciddi
olmasını istiyorum.
Bu davayı soruşturmak
istiyorsunuz, değil mi?
Sence bunun
üstesinden gelemez miyiz?
Hadi ama, bu işi...
...110 yılda mı
bitirmek istiyorsunuz?
120.
Beni iyi dinleyin,
yeterince batırdınız...
...sizi emekliliğe
zorlamak isteyebilirler.
Bunu mu istiyorsunuz?
- Evet
- Kesinlikle.
406, Teğmen, 406.
Tamam, 406.
Ne demek istiyorsun?
Ted Williams.
Ted Williams, geçen sezon 400
sayısı olan adam.
Sox'un koçu onu takıma
almak istememişti, değil mi?
Williams oynasaydı...
...406 sayı yaparak...
...400 sayı rekorunu kırardı.
Tamam, güzel. İş sizin.
Sadece, trafik polisinin biri
sizin seri katili aşırı...
...hızdan yakalar ve 15 dakikada
şöhretinizi elinizden alırsa...
...ve adamın sizin önünüzde
seyretmekte olduğunu anlarsanız.
Sakın gelip bana sızlanmayın.
Adamı yakalamanız
bin ışık yılı sürebilir.
Alınmayın ama, Teğmen...
...ışık yılı mesafeyi ölçer,
zamanı değil.
Teşekkür ederim, dedektif.
Not ederim.
Ellis Lynde, 2003.
Bu adamın gay
barlarda dolaşma...
...yeni yetmelere takılarak,
öldüresiye dövme alışkanlığı vardı.
Ama Lynde,
dairesinde ölü bulundu.
Bunu yapan her kimse,
kurbanlara çok yaklaşıyor...
...rahat bir şekilde
beynini dağıtıyor...
...ve parmak izi bırakmıyor...
...ve açıkça yaptığı işten
gurur duyuyor.
Tamam, 2004'ün sonlarındaki
iki numaralı kurban, Maththew Mitrella...
İlk zamanlarda titrerdim.
Sonradan soğuk kanlılıkla yaptım.
Yakalanırsam beni teşkilattan
atacaklarını düşünüyorum.
Hapishaneden endişe etmiyorum.
Ama silahımı ve rozetimi kaybedecek olmam...
...beni korkutuyor.
Ertesi gün işe gittiğimde
farklı olacağını düşünmüştüm.
Herkesin bana polisin
sivillere baktığı gözle bakıp...
...benim suçlu olduğumu
anlayacaklarını düşünmüştüm.
Ama öyle olmadı.
Bunu fark ettiğimden beri...
...bunu sonsuza dek
devam ettirebileceğimi düşündüm.
Sıradaki isim, Örümcek.
İşini baltalarsak...
...belki muhbirimiz olabilir.
Avukatımız var.
Kadının ondan kokain aldığına dair
tanıklığına ihtiyacımız var.
İyi bir avukattı.
Ben ve ortağım
Club 404'e gittik.
Onu araştırmaya.
Tom Cowen neredeyse
30 yıllık ortağım.
Kendisi, gördüğüm en iyi polis.
Hep onun
peşinden koşuşturmuşumdur.
Göğsünde bana adanmış...
...bir kurşun taşıyor.
Benim örnek aldığım adamdı.
Tom Cowen gibi olmaya
çalışmayı bıraktığım gün...
...hayatımın en güzel günüydü.
Hey, Horoz.
Şair çocuğun
dosyalarını inceliyordum.
Zaman geçirmek için
ilginç bir yol.
Peki. Charles Randall'ın...
...yakalandığında üstünde
bir silah bulundu.
Evet.
Öbür tüm cinayetlerde,
silah olay yerinde değildi.
Fakat olaylar birbirine çok benziyor.
Ben de Perez veya Riley'e bahsettim.
Bence birimizin hapishaneye gidip
onunla görüşmesi lazım.
Belki bir bağlantı vardır.
İyi fikir ama
Perez veya Riley değil.
Bu adamların yapacağı iş değil.
Onları aşar.
Bu çok önemli.
Türk ve ben Randall'la
ilgileneceğiz, tamam mı?
İyi iş çıkardın.
Dedektifler, Charles Randall.
Bu iki bok torbası ne istiyor?
Ne hoş karşılama.
Şiir sever misin, Chuck?
Ne?
Şiir sever misin?
Tabi.
Güller kırmızı menekşeler mavi.
Gözlerini sikeyim de, gör ebeninkini.
Nasıldı?
Şair ruhlu olduğunu
sanmıştım, değilmişsin.
Siktir git,
ikiniz de siktir olup gidin.
Çıkar beni buradan.
Ne halt etmeye oraya gittik ki?
Gitmeseydik nasıl gözükürdü?
Sakinleşecek misin?
Sakinim.
Karen'dan ayrılıyorum.
Onunla olduğum müddetçe,
hep daha fazlasını istiyor.
Kulağa hoş geliyor.
Elimi ondan
çekmemi mi istiyorsun?
Dikkatli ol, ortak.
Kadınlar üzerinde çok özel etkiler bırakabilirim.
Yürü be!
Her neyse.
Bu bokla yüzleşip,
salak konumuna düşmekten nefret ediyorum.
Siktir et onu. Ait olduğu yerde o.
Üzgünüm ortak,
gerçekten çok üzgünüm.
Üzülmeyi bırak.
Ne olursa olsun, seni de
peşimden sürüklemeyeceğim.
Benim için üzülme.
Bana bir şey olmaz, inan bana.
Ne düşünerek yaptım
bilemiyorum, neyi düşünerek...
Neyi düşünüyordun, biliyor musun?
On yaşlarındaki bir kızın,
parçalanmış kafatasını düşünüyordun.
Evet, seni durdurmaya çalıştım.
Ama biliyor musun...
...o gün yaptığını takdir ettim.
Bu çok orijinaldi.
Bu konuda
kendini eleştirmemelisin.
Tamam.
Kâtil benim.
Katil benim. Bir anda
kapınızda beliriyorum...
...ya da araba camınızda...
...ve bir şekilde benim için
kapınızı açıyorsunuz...
...araba camınızı açıyorsunuz. Benim için.
Peki kimim ben?
Bildiğim biri.
Belki de harika
göğüsleri olan bir kadın.
Peki ya şiirler?
Şiirlere ne diyorsun?
Şiiri önceden
yazman gerek, değil mi?
Adamın beynini dağıttıktan sonra...
...oturup şiir yazmazsın,
haksız mıyım?
Şiirlerde parmak izi
olmadığına göre...
...belki de yazarken
eldiven giyiyordum.
Kurbanlarını tanıdığın açık.
Aradaki bağlantıyı kurunca...
...sanırım onlar da seni tanıyorlar.
Tanıyor olmalılar.
Bu adamların hepsi pislik.
Kimseye güvenmezler...
...kapılarını açmazlar, özellikle de
tanımadıkları birisine.
Evet, ama onları tanımaktan öteyim.
Onlar hakkında her şeyi biliyorum.
Hamlelerini...
...davranış biçimlerini biliyorum,
programlarını biliyorum.
Tamam, o zaman onları takip ediyorsun.
Onları gözlem altında tutuyorsun.
Kimse söyleyecek mi?
Neyi?
Hassiktir.
- Haklı. O bir polis.
- Hayır.
Biraz yavaşlayalım, beyler.
Başımızdan büyük işlere bulaşıyoruz.
- Yapma, o bir polis. Bunu biliyorsun.
- Hiç bir bok bilmiyorum. Sen de bilmiyorsun.
Sana şu anda söylüyorum.
O bir polis, bir polis, bir polis.
"O bir polis, bir polis" diyerek
ne demek istiyorsun?
- Neden sürekli o bir polis deyip duruyorsun?
- Sakin ol, ortak. Sadece öyle söylüyor.
- Neden bahsediyorsun sen?
- O sadece...
Biliyorum, biliyorum ne dediğini?
Bence bu tamamen saçmalık.
Beni vurun, lanet olsun. Ama onun
bir polis olduğunu söylemeyin bana.
Akşam yemeğine ne dersin?
Dışarı çıkmak mı istiyorsun?
Nereye?
Bana ne.
Dışarı çıkacak olan sensin.
Sorunun ne senin?
Sorunum yok.
Dışarı çıkıp takılmak
istiyorsan, rahat ol.
Dışarı çıkacak havada değilim.
Tamam, sadece beni sinir etme.
Bu günümün en güzel yanı ve
bunu berbat etmeni istemiyorum.
Demek sadece polislerle yatıyorsun?
Ara sıra itfaiyecilerle
ya da sabıkalılarla.
Hepimizi birlikte mi götürüyorsun?
İtfaiyecilere karşı
biraz daha saygım var.
Canın cehenneme.
Üniformanı çıkardığında neden copunu...
...senden aldılar biliyor musun?
- Hayır.
Copun varken sana güvenmiyorlar.
Şu anda bende kendime güvenmezdim.
Muhtemelen sen severdin.
Van Luytens ile
tanışmamış olman ne kötü.
İkiniz çok iyi anlaşırdınız.
En azından biri biraz
adalet sağlamış oldu...
...aşağılık herif konusunda.
İşte tanışmak istediğim kişi.
Belki bir gün dileğin gerçekleşir.
Onun bir polis olduğunu düşünüyorlar.
- Mantıklı.
- Saçmalık.
Sadece lanet olası bir psikopat.
Bu meslekte onlardan bir sürü var.
- İyi uyuyor musun?
- Pek sayılmaz.
- Evet.
- İştahın yerinde mi?
- Hayır.
- Evet.
Yinelenen kâbuslar görüyor musun?
Evet. Sizinle sonsuza dek
bir odaya kapatılmışım.
Hayır.
Sence göreve geri
dönmeye uygun musun?
- Kesinlikle.
- Evet.
- Emekliye ayrılmayı hiç düşündün mü?
- Yani maaşlı bir ölümümü.
Neden olmasın?
- Emekliye ayrılmayı hiç düşündün mü?
- Pek sayılmaz.
Ne bekleyeceğim ki?
Sheepshead koyundaki
8 metrelik teknemi mi süreyim...
...yoksa polislerin top oyunlarında
hakemlik mi yapayım?
- Kurumsal güvenlik işine ne dersin?
- Fazla tehlikeli.
- Peki ne yapacaksın?
- Belki de bir tekne alırım.
Pekala, dinleyin,
buna inandığımdan emin değilim...
...ama orta yere söyleyeceğim işte.
Siz, kendimizden birini
aradığımızı söylüyorsunuz...
...ama ya intikam peşinde
olan eski bir polis ise?
Aklında biri mi var?
Martin Baum'u düşünüyordur...
...eski teğmenimiz.
Onun hikâyesi ne?
Birkaç yıl önce kovuldu.
Bir nedeni olduğunu söylemiyorum
ama tüm kurbanları tanıyordu.
Evet ama Türk,
ben de onların çoğunu tanıyordum.
Sen de öyle, Riley, Perez
hatta Karen bile tanıyordu.
- Ben sadece ortaya konuştum.
- Eh, belki de sen öldürdün.
Evet, belki de yaptım.
Şiirler ve silahların
yerleştirilmesi...
...cinayetler arasında bağ
kurabildiğimiz tek ipuçları...
...yani yapacağımız şey, adli
tıbbın tepesine binmek.
Bu çok sorun olmasa gerek.
Zaten, kız konu üzerinde çalışıyor.
Doğru Karen, tüm hafta
boyunca tepesine biniyor.
Ne dedin sen?
İşte yine başlıyoruz.
- Söylediklerine dikkat etmelisin.
- Öyle mi?
Herhangi bir şey kast etmedi.
Karen ile o, artık tarih oldu.
- Okumuş çocuk kendi konuşamıyor mu?
- Tabi ki konuşabilirim.
Kendi adıma konuşayım.
Lanet olsun, Türk.
Geri zekâlı, kafana bu
ağırlıkla vuracağım.
Senden daha iyi değilim.
Sen de benden iyi değilsin, adamım.
İkiniz de sakinleşin.
Ve siz dost memurlar...
...dost bir profesyonele karşı biraz daha
nazik olun, anladınız mı?
Lütfen. Devam edebilir miyiz?
Ne yapıyoruz?
Nerede kaldık?
Martin Baum hakkında konuşuyorduk.
Onun hikâyesi nedir?
Emrinde çalışan birileri
para alırken yakalanmıştı.
Baum onlar lehine davrandı,
olayı ört bas etmeye çalıştı.
İçeride yattı mı?
Suçlamada bulundular
ama o özür dileyip istifa etti.
Peki, seninle alıp veremediği ne?
Onu korumak adına yalan
söyleyebilirdim, ama söylemedim.
Tamam, sana garezi varsa bile,
neden peşine düşmedi?
Neden seni öldürmedi? Neden etrafta
seri katil gibi dolaşıp...
...tüm bu bozulmuşları öldürdü?
Hiçbir anlamı yok.
- Ben sadece söylüyorum.
- Ben de anlamı yok diyorum.
Ben ortaya konuşuyorum.
Bu, budur diyorum.
Onu kontrol et veya etme?
Umurumda bile değil.
- Hiçbir anlamı yok.
- Polis olduğunu düşünen sizdiniz.
Tek söylediğim şüpheli
olabilecek bir polis tanıdığım.
İsterseniz kontrol edin.
Umurumda değil.
Sakinleş ve bize Baum'un neden şüpheli
olabileceğine dair daha iyi bir sebep söyle.
Adet günü olmalı.
- Hey, millet.
- Neler oluyor?
El yazısı hakkındaki
FBI raporunu...
...size getirmek için uğradım.
Senin için didinip, topladığım
kanıtlara göz atmamda...
...bir sakınca yoktur, değil mi?
- Sorun değil.
- Bırak onu, Karen.
- Bu muhteşem.
- Gidelim, haydi.
Hadi, gidelim, gidelim.
- Ne?
- Hadi, gidelim.
Çek ellerini üstümden.
Sizi yalınız bırakayım.
Bir şeyleri bölmek istemem.
Senin eski dosyalarına baktığım
için benden korkuyor musun?
- Sorun bu mu?
- Tamam, gidiyorum. Keyfine bak.
- Ne?
- Sorunun ne?
Senin derdin ne?
Geçen gece için
özür dilerim, tamam mı?
Gerçekten.
Alışkanlık bu.
Alışkanlıklar değişebilir, değil mi?
Saçmalık bu.
Hayır.
Ben çok ciddiyim, tamam mı?
Saçmalık da değil...
...gerçekten.
Sence Türk, şair davasında liderlik
yapmak için neden bu kadar acele etti.
Katili bulmamızı engellemek için, dostum.
Kendi dümenlerimi saklamak istesem
ben de aynısını yapardım.
Bizi şu Baum'u izleme işine yönlendirdi
çünkü hedef şaşırtmak istedi.
Mantıklı.
Türk'ten nefret ediyorum, dostum.
Hey, çıkıyor.
Dışarı çıkıyor.
Sabaha karşı 2:45'te hem de.
Öldürme vakti mi yoksa
yalnızca vakit mi öldürüyor?
Hadi, Baum, git
öldür işte birisini.
Bence de, hatta Türk'ü öldür.
Sana tezgâh kuran o.
Hepimize bir iyiliğin dokunur.
Hey, Türk'ün nişancılık
puanlarını gördün mü?
Gördün mü?
Şaka gibi!
İlk atışta isabet 99.
Savaş Birliği ödülleri,
bakanlık takdirnameleri.
Bu herif 45 metreden
sol hayanı uçurabilir.
Bilgisayardaki mermi yörünge
raporlarını gördün mü?
Tek bir sapmış mermi bile yok.
Berkowitz'in bile arabanın koltuğuna
isabet etmiş iki mermisi var.
Karen'den ne haber?
Yeni bir şeyler var mı?
Hayır, henüz yok.
Baum birini öldürecekse, bu olurken...
...arabada oturmak
istemiyorum, tamam mı?
Ben giderim.
Aferin sana, Teddy, aferin sana.
Seninle gurur duyuyorum, evlat.
Sen Perez'sin, değil mi?
Evet.
Ben Martin Baum.
Ruhsatı var.
Elmas bölgesindeki güvenlik
işlerine bakıyorum.
Şiirli cinayetleri bir polisin
işlediğini fark ettiniz demek.
Biri size "Baum'a dikkat edin. Kendisine
haksızlık yapıldığını düşünüyor" dedi.
Bu günlerde polislerin işleri
böyle mi yürüyor?
Haksızlığa
uğradığını mı düşünüyorsun?
Aynen öyle!
- Hayat acımasız.
- Evet.
- Her şey yolunda mı, Simon?
- Teddy, hangi cehennemdeydin, dostum?
Anlatmak isteyeceğin bir şey
var mı, Teğmen Baum?
Sizin için cebimde bir şeyler var.
Pasaport, kredi kartı ekstreleri,
uçuş kartları...
Brady'nin öldürüldüğü gün...
...bir müşteriye, Brezilya'ya
giderken eskort ediyordum.
Hüküm tanrınındır.
Bu kişi, bu tecavüzcü...
...ya da sizin dediğiniz şekilde katil,...
...gerçekten tövbe ediyorsa
ve af diliyorsa...
...bağışlanmalı.
İsmin pek tanıdık gelmedi...
...ancak yıllardır bir
sürü çocuğu vaftiz ettim.
O kadar çok çocuğu vaftiz etmiş ki...
...isimleri hatırlaması zormuş.
Adım David Finsk,
birinci sınıf dedektifim.
Şu an beni hatırlamıyor olabilirsin...
...ama ömrünün geri kalanında
hatırlayacağına dair garanti veririm.
Peder Connell,
cehennemde çürüsün.
13 tane gitti, bir tane kaldı.
Beyaz diz altı iç çamaşırı.
Slip tarzı.
Büyük cımbız.
Cesedin rektumuna sokulmuş
kartı çıkartıyorum...
...ve naylon delil poşetine koyuyorum.
- Hemen dönerim.
- Tamamdır.
Selam. Başka bir...
...el yazısı not daha.
"Çocukların güvendiği yaşlı insan."
"Şehvetini sandı bir ihsan."
"Topraktan gelip, toprağa dönecek insan."
"Kilise olamadı ama engel olmalı ona bir insan."
Başka bir şey bulabilir
miyim, bir bakayım.
Sorun nedir?
Peder Connell bana ilk
komünyonumu vermişti...
...Bensonhurst'teyken.
Selam, beyler. Aramaya
fırsatımız olmadığı için üzgünüm.
- Evet, eminim üzgünsündür.
- Gidin, bir göz atın.
Notlarımızı sonra
karşılaştırırız, olur mu?
Görünüşe göre dostumuz pederle olan
eski bir meseleyi kapatmış...
...pantolonunu indirdiği gibi bırakmış.
- Yapma.
- Ciddiyim, bakın.
Yapma, böyle konuşma.
- Hey, gidip kendiniz görün.
- Biraz saygı göster.
Şimdi de, Teğmen Baum komünyonunu
burada almıştı diyecekler.
Bana ondan bahset.
Bu lanet iki heriften pis kokular geliyor.
Bak Doktor,
şiirleri okudun, değil mi?
Bu herifin polis
olması mümkün, değil mi?
Daha önce hiç görmedim.
Daha önce hiç polis
seri katil duymadım.
Haydi kızlar,
devam, devam.
Oluyor. Devam, devam,
haydi!
İçeride.
Doktor, bize bir ipucu ver.
Bu adamı nasıl yakalayacağız?
Bunu dert etme.
Yakalanmak isteyecektir.
Yemek için daha iyi bir yer
bulamadın mı?
Sana teşekkür etmek istedim.
Neden, Örümcek yüzünden mi?
Evet.
Ayrıca bana hastanede
göz kulak olduğun...
...ve cesaret verdiğin için.
Neden bunu istesin ki?
Bir süre sonra bundan
kurtulması mümkün olmayacak.
Takımdaki kızın mı?
Hayır, o eskiden oynardı, ama şimdi 25
yaşında, Kaliforniya' da yaşıyor...
...beş yıldır uyuşturucudan uzakta,
hemşirelik yapıyor.
Peki ya annesi?
Annesi, o çok
küçükken öldü.
Herkese ne kadar zeki
olduğunu kanıtlamak için...
...nasıl sıyrılabildiğinin
bilinmesini istiyor.
Bu cinayetlerin çoğu Horoz'un etrafında
ve devriyesinde işlendi, doğru mu?
Ve daha sonra, yüzlerce
şahidin önünde...
...Van Luytens'i öldürmekle tehdit etti.
Sonra da bizi...
...boş yere Teğmen
Baum'un peşine takmadı mı?
- Evet, yaptı.
- Neden bunu yaptı? Neden?
Bana daha fazlasını göstermelisin.
Şu ana kadar duyduklarım boktan şeyler.
- Ona fazlasını ver, adamım.
- Dahasını mı istiyorsun?
- Kilise kayıtlarına ne demeli?
- Türk, kilisenin sadık bir takipçisiymiş.
Buna ne dersin?
En son kurbanımız
merhum Peder Connell...
...son 20 yılda
8 farklı kilise gezmiş.
Katolik bir rahibe neden
bunu yaptılar? Apaçık ortada.
Çocuklara sunağın arkasında
komünyondan fazlasını veriyordu.
Türk, hali hazırda bu adamı
çocukken tanıdığını kabul ediyor.
Bu oldukça mantıklı.
Bu papaz,
bu Peder Connell...
...size ilk komünyonunuzu
vermişti, değil mi?
Evet, o verdi.
Hiç, uygunsuz bir şeyler yapmayı
denedi mi? Demek istiyorum ki...
Söylemek istediğinizi anlıyorum.
Hayır, asla.
Tamam, peki.
Dışarıdakiler böyle bir şeyler...
...olmuş olabileceğini
düşünmekte haklı olabilirler mi?
Hayır.
Burada sanık
durumunda mıyım, Teğmen?
Hayır...
...fakat bu adamlar
kötü kokular sezmeye başladılar.
Bir çoğu da seni işaret ediyor.
Beni mi işaret ediyor,
yoksa birileri zorluyor mu?
Ne söyleyebilirim?
Maktullerin bir çoğuyla
bağlantıların var.
Sen de Rahibe Teresa
sayılmazsın.
Bu rahiple, hiç bir
sorun yaşamadım.
Tamam. Tamam, pekala.
Öyle olsun.
Riley ve Perez ile konuştum.
İyi polisler.
Konuyu dağıtma, tamam mı?
Sadece dinle.
Dinliyorum.
Türk'ün, katil olduğunu düşünüyorlar.
Sana oturduğum yerden...
...bunun çok komik
olduğunu söyleyebilirim.
Bunu ciddiye alıyor olamazsın.
Herkes aramızdan birini kovaladığımızı...
...bayağı kabullenmiş.
Ama bu Türk değil.
Adım gibi eminim.
- Bunu biliyor musun?
- Evet, biliyorum.
- Bunu nereden biliyorsun?
- Biliyorum çünkü.
Neredeyse eminim.
Tamam mı?
Bu papaz...
...bu Peder Connell...
...çocukken Türk'ün papazıydı.
Bunu sana o söyledi zaten.
Bu papazın çocuk tacizcisi
olduğunu söylemedi.
- Bu saçmalığa inanamam.
- İnanmalısın, tamam mı?
- Türk iyi biri.
- Anlıyor musun?
- O elindeki en iyi polis.
- Bana işimi öğretme.
Bu konuşma hakkında ona
tek bir kelime söyleme...
...yoksa işin biter.
Şimdi konuşabilir miyim?
Tabi, rahat ol.
O önemser. Ne demek
istediğimi anlıyor musun?
Türk insanları önemser.
Biliyorum, bazen bir
pitbull gibi oluyor.
Ama önemli değil.
O, insanları korumayı önemsiyor...
...ve onun arkasında durmazsan....
...buna pişman olursun.
Tanrım.
Üzgünüm.
Daha önce hiç kimsenin
hücresini takırdatmamıştım.
- Bir dakikan var mı?
- Tabii, ne vardı?
Benim ve Türk'ün nasıl arkadaş
olduğunu biliyorsun, değil mi?
Elbette.
Onun için her şeyi yaparım.
O da senin için her şeyi yapar.
Ya sen?
Ben ne?
Onun için her şeyi yapar mısın?
Bilmiyorum...
Sadede gelir misin?
O benimle seks yapmanı istiyor.
Sahi mi?
Buna darılmaz.
Ama bunun için gelmedim.
Pekala, neden buradasın?
Rambo'nun ve Trager'in
öldürüldüğü gece neredeydin?
Suç mahallerinde olmadığını
ispatlayabilir misin?
Öldürülmelerinden önce
onlardan birini tanıyor muydun?
Bu şekilde konuşmam
seni rahatsız ediyor.
Suçlu gibi görünüyorsun.
Fakat değilsin.
Bunu biliyorum. Bu herifleri
sen öldürmedin, değil mi?
Şimdi Türk'ün neler
hissettiğini anlayabilirsin.
Bazı bilgiler için sana ihtiyacım var...
...gizlice.
Bunu benim için yapabilir misin?
Yaparım.
Elbette.
Haydi, şu lanet cinayetleri çözelim.
Hey, dâhi çocuk.
Zamanlaman harika ahbap.
Dinle beni, siz Hingis için
çalışıyorsunuz değil mi?
O, ortağımı bir hayli araştırmıştı.
Güzel. Aferin ona.
Bence oturup neler yapabiliriz
bir konuşalım olur mu?
Tamam. Saat 8'de
Montrose'da buluşalım mı?
Şunu 9 yapalım.
Eski bir arkadaşı görmem lazım.
Pekala, sen nasıl istersen.
- Selam millet.
- Selam.
Geldiğiniz için teşekkürler.
- Bu Cheryl Brooks.
- Merhaba, Cheryl Brooks.
Cheryl size bir şeyler anlatacak.
Kızım Lynn...
...dört yıl önce öldü.
On yaşındaydı.
Tecavüz edildi ve öldürüldü.
Birlikte yaşadığım adam, Charles...
...Charles Randall.
Evet, Charles Randall. O yaptı.
Bunu neden bize anlatıyorsun?
Çünkü o herif bundan yırttı.
Duruşmada beraat etti.
- Çünkü?
- Çünkü?
Onun için tanıklık yaptım.
Ne yaptın?
O sırada, benimle
beraber olduğunu söyledim.
Görüyorsunuz, Cheryl
bizden farklı olarak...
...çok bağışlayıcı bir kişi.
- Beni öldürmekle tehdit etti.
- Tamam, Cheryl.
Şimdi bu iyi memurlara hoşça kal de...
...ve evine geri dön.
Sakin ölümüne içme.
Pekala...
...evet?
Söylediğini duymak istiyorum.
Hadi söyle şunu.
Randall'ın dairesine silahı
biz koyduk, tamam mı?
Söyledim işte.
Mutlu oldun mu?
- Teşekkürler.
- Evet, mutluyum.
Gerekirse gene yaparım
çünkü o lanet herif...
...sonsuza dek çürüyüp gidebilir.
Bu beni rahatsız etmez.
Peki bizden ne istiyorsun?
Siz ortağımın bir seri katil
olduğunu düşünüyorsunuz.
Aklınızı kaçırmışsınız.
Türk'ü bununla suçlamak mı istiyorsunuz?
Hiç durmayın, devam edin.
Sizinle gelirim.
Hatta size yardım bile ederim.
Ama sakın Chuck Randall ve şu
lanet olası silah meselesini kurcalamayın.
Çünkü hapisten çıkarsa,
kesinlikle ölecek.
Anlamadım?
O lanet kafasına, kendi ellerimle
iki tane sıkarım.
Anlaşma yapılmıştır.
Büyük annem opera severdi.
Dikiş dikerek bize yardımcı olurdu.
Büyük annem için ipliğe
iğneleri geçirirdim.
- Tüm parasını kiliseye verirdi.
- Onu takdir ediyor muydun?
Ona tapardım.
Horoz mu? Evet, dindardır,
kiliseye gider.
Peki ya sen?
Görevimiz, nüfusun yüzde 99'unu,
geri kalan yüzde 1'lik kısımdan korumaktır.
Sorunumuz, hayatımızın yarısını
o yüzde 1'lik kısımla geçirmek zorunda olmamız.
Ve görevimizi ne kadar iyi yaparsak...
...o yüzde 99'luk kesim, bize
daha az ihtiyaçları olduğunu sanırlar.
Cahiller.
Sokakta dikkatli olanlar sadece...
...polisler ve suçlulardır.
Diğerleri ya bir yere gider...
...ya da alışveriş yaparlar.
- Dışarıda.
- Hadi ama.
Seni kısıtlanmış bir göreve
atamak için emir aldım.
Anlayacağın dilde konuşursak,
masa başı işe verildin.
Psikiyatr ile iş birliği
yapmayı isteyebilirsin.
Bir dahaki buluşmanızda,
onunla daha fazla konuşmak istemelisin.
Kıçlarına tekmeyi yapıştıracağım.
Kıçlarına tekmeyi yapıştıracağım.
Orospu çocuğu Perez'e
koca bir delik açacağım...
...ve beni bu saçmalığa
alet ettiği için beynini dağıtacağım.
- Türk.
- O orospu çocuğunu...
...öldüreceğim.
Sakinleş. Neler oluyor?
Sürekli yanlış hareket ediyorsun.
Neden bahsediyorsun?
Bu lanet bir satranç oyunu değil, dostum.
Kim bilir? Belki de öyledir.
Şimdi Perez'e gidersen...
...ne olacak biliyor musun?
Tuzağa düşeceksin.
Düşeceksin.
Seni bekliyorlar.
Şerefsiz Hingis.
Şerefsiz Hingis ona inanıyor.
Gerçekten o orospu çocuğu
Perez'e inandı.
Uzak dur.
Bekle.
Doğru zamanı bekle ve ateşle.
Şimdi değil.
Şu an doğru vakit değil.
İnan bana.
Bana inanıyor musun?
Zamanı değil.
- Lütfen.
- Evet.
Hey Türk, bugün gelemeyeceğim.
Dersim geç bitti.
Ama yarın görüşürüz, olur mu?
Teğmen Hingis ile bugün
aranızda geçenlere çok üzüldüm.
Her şey düzelecek.
Yoluna girecektir.
İnsanlar sadece... Herkes çıldırmış gibi.
Olaylara aşırı tepki veriyorlar.
Tamam mı? İyi geceler.
Bir polis, bir polis, bir polis.
Bana ne getirdin, güzelim?
Sözlerimi dikkate al. Perez'in
peşime düşmesinin bir sebebi var.
Perez aptal olamayacak kadar zeki.
Her şeyden önce, üniversitede
okuyabilmiş olması bile saçmalık.
New York Üniversitesinde bir sene geçirmiş.
Sadece bir sene.
Haydi canım.
Düzeni bozduğu için
onu okuldan atmışlar.
Ve 240. bölgeden duyduğuma göre,
bir yüzbaşıyla çok kötü bozuşmuşlar.
O herif tam bir puşt.
BMW 3 serisi.
Mercedes CLK... çok hafif.
BMW 7 serisi,
en büyük motora sahip.
Onu almalısın.
Seni vurmaya kalksalar...
...yine de oradan toz olmayı istersin.
Bently, çok iyidir.
Çünkü arka koltukta
iki orospuyla sevişebilir...
...ve kaputun üzerine
bir alev makinesi yerleştirebilirsin. Da?
Da.
- Peki ya Cadillac?
- Yapma...
...o lanet arabalar sokağın köşesinden
bile dönemiyor. Dalga mı geçiyorsun?
Şu ilkel insan bozuntularından
tanıdığın biri var mı?
Makarnacının adı Joe Scianci. Bensonhurst'ın
orta seviyedeki adamlarından biri.
Peki ya Ivan?
Rus olanın adı, Yevgeny Magulat...
...İtalyanlar adına, özellikle de
Gambino'larla çalışan bir zorba.
Bu pislikler canımı sıkıyor.
Canını sıktığının farkındayım.
Benim de canım sıkılıyor...
...ama bunu içime atmak yerine,
bir şekilde kurtulmaya bakıyorum.
Prosky'nin bize verdiği
o küçük deftere...
...tek bir kelime bile
yazmadığına bahse varım.
Tabii ki yazmadım. Ya sen?
Evet, harika oluyor.
Olaylara farklı bir açıdan
bakmamı sağlıyor.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Yazıyorsun, içinden çıkarıp atıyorsun.
- Sen de denemelisin.
- Şuna bir bakayım.
Ne, dalga mı geçiyorsun?
Haydi ama, yapma.
Bu bana ait. Bana özel.
- Bakmama izin vermeyecek misin?
- Tanrı korusun. Hayır, bayım.
Bu lanet olası oyundan
bıktım usandım artık.
İpuçları için etrafta koşuşturup
insanları tutuklamaktan...
...rapor yazmaktan, tanıklık
etmekten, anlaşma yapmaktan.
Hepsi de saçmalığın daniskasıydı.
Dedektif...
Sonra her şey basitleşiverdi.
Evet, ben detektif Perez.
Selam kardeşim, nasılsın?
Suçlulardan nefret ediyor, insanlara ateş
etmeyi seviyorum. Neden vazgeçecektim ki?
Bak, yarın ilk işim
Horoz ile buluşmak olacak.
Haydi ama, elini çabuk tutmalısın dostum.
Türk'ün durumdan kıllanmasını istemiyorum.
Bir emeklilik partisi
ve altın bir saat mi?
Belediye başkanı ile tokalaşıp
adımın lanet bir plaketi süslemesi mi?
Boş versenize.
Böylesi daha iyi.
Artık herkes bir zamanlar
kim olduğumu ve tavrımı biliyor.
Selam, benim.
Dinle, sanırım biri beni buraya,
eve kadar takip etti.
Şu an dışarıda.
Buraya gelebilir misin ya da...
...beni arar mısın, tamam mı?
Pekala.
Sakın kıpırdama.
- Haydi ama, aç şu kapıyı.
- Türk?
Seni az önce aradım.
Silahını indir.
Bir araba beni takip etti.
Silahını indir.
Silahını indir dedim.
Bana söylemek istediğin
bir şey var mı?
Ne hakkında?
Trager, Randall.
Gizlice daireme mi girdin?
O adamların bilgisayarında ne işi var?
Bu davayla ilgili
bütün bağlantıları araştırıyordum.
Benden bir şey mi saklıyorsun?
Ha?
Bu şiir yeni elime geçti.
Şiir mi?
Anlatma zahmetine katlanamadın mı?
El yazıları uyuşmuyor bile.
Bu sahte.
Bunu sen mi yazdın?
Sen mi yazdın?
Burada neler dönüyor?
Perez ile çok fazla vakit
geçiriyorsun, öyle değil mi?
Evet, dava üzerinde çalışıyorum.
Ne o, kıskandın mı?
Sana güvenebilir miyim?
- Evet.
- Tamam.
Perez ya da Riley hakkında
bulabildiğin her şeyi bana getir.
Benim hakkımda ne bildiklerini de
öğrenmek istiyorum.
Her şeyi.
Karen, benimle oynama.
Katilin bir polis olduğu fikrini
giderek daha makul buluyorum.
Bak ne diyeceğim?
Ben makul bulmayı çoktan geçtim.
Hatta evimi büyük bir ustalıkla
delik deşik etmesini göz önüne alırsak...
...katilin bir polis olduğundan
kesinlikle eminim.
Aman Tanrım.
Yaralandın mı?
Yaralanmak mı? Yaralanmak mı?
Eminim o da bunu öğrenmek istiyordur.
Aslında, o öldü.
- Adamın adı Magulat.
- Salerno'nun mekanında gördüğümüz adam.
Evet, Saint Luke hastanesinin
yoğun bakımında yatıyor.
Onun adamımız olduğunu düşünüyorlar.
- Yakov Pearlstein'in kafasını biçmiş.
- Sen ne düşünüyorsun?
Onun şüphelimiz mi yoksa
kurban mı olduğunu düşünüyorsun?
Bilmiyorum, ama her iki türlü de
bu iş eğlenceli olacak.
Doktor, hikâye nedir?
Bugüne kadar yüz yüze
karşılaştığım en dayanıklı insanlardan biri.
Kendisinden 6 tane kurşun çıkarttık.
Altı mı? Vay!
Dün akşamdan 3 tane, daha
önceki vurulmalarından da 3 tane.
Bu adam bir tank.
Onunla birazcık konuşmamda
bir sakınca var mı?
Çenesine kelepçe takılı,
ama devam et.
Sorun değil. Sorular soracağım.
Sadece mırıldanabilir.
Hey, Yevgeny.
Uyan.
İşte böyle. Uyan,
seni iri kahrolası boz ayı.
Rusça konuşabiliyor musun?
Swoboda. Swoboda. Swoboda.
Ron.
Düşünüyorum da, bu Rus ölüm
makinası bizim ilk görgü tanığımız olacak.
Uyan, ayıcık.
Sana bunu kimin yaptığını bize söyleyebilirsin.
Detektif, sanırım bu kadarı yeterli.
Sonra da Yakov Pearlstein'in kafasını
nereye koyduğunu söyleyebilirsin.
4-3, 4-3, bir hasta için 24 saatlik koruma...
...programına ihtiyacım var.
Magulat, M- A-gulat...
St. Luke, YBÜ'de.
Polisin görevini vahşice istismar ettiğini
raporlamak için aranması gereken numara, bu mu?
- Peki, dilini mi yuttun?
- Gene kefaretle mi çıktın?
Ne? Beni korkutabileceğini mi
sanıyorsun, küçük fahişe? Ne istiyorsun?
Dikkatli ol, Dedektif.
Senin maaşını benim vergim ödüyor.
Senin vergi falan ödediğin yok,
aşağılık bok parçası.
- Hadi, konuya gel.
- Kurbanlarından biri, Trager...
...Güney'den bir dolu silah çalmış.
Senin cinayet sahnelerinde
görünen silahların aynısı.
Yani yapman gereken çok kolay...
...çalıntı silahları bul,
kendi silahını al.
Yani adamı tanıyorsun?
Dışarıda, halk için tehlikeli olabilecek
bir polis olduğunu biliyor musun?
Öylece durarak ve konuşmayarak,
kendimle yaşamam.
Bak, sana iki saniye daha
vereceğim. Bana evet veya hayır de.
Adamı tanıyor musun?
Ve konuşmak için ne zaman buluşacağız?
Cuma, akşam 9'da, benim kulübümde.
Orada olacağım.
Adamım, salak ile avanağı duymuştum...
...ama bu gördüğüm en büyük avanak.
Rahatla, oğlum, rahatla.
Senin için kolay olacak.
Tek yaptığın yemlemek oldu, hepsi bu.
Bizim için küçük bir sardalya ol, tamam mı?
Bize yardım ettin... Seni korumaya aldık.
Kulübünde rahatsızlık çıkmayacak.
Ve hapse girip çıkmak
zorunda kalmayacaksın.
Anlaştık mı, anlaşmadık mı?
Evet, sizin adamınız buraya gelip
kıçımda Hannibal Lecter'e dönerse...
...kapıdan içeriye Jodie kahrolası
Foster'ın girmesini istemiyorum.
Ben kahrolası Deniz
Piyadelerini istiyorum, adamım.
İyi geceler, Dedektif.
Bir tane ister misiniz? Aslında çok kötü,
ama hiç yoktan iyidir, değil mi?
Kahrolası Rus'un
ölmediğini duyar duymaz...
...bazı şeylerin bir daha
eskisi gibi olmayacağını anlamıştım.
Kuralları değiştirmem gerekirdi...
...stratejiyi.
Daha cesur olmalıydım, daha
önceden hiç yapılmamış bir şeyler yapmalıydım.
Affedilmez olmalıydım.
Hayır. Lütfen. Hayır.
Az önce söylediklerimden
birini duydun mu?
Tam olarak, olanları
nasıl abartıyor olabilirim?
Bu sapık, az önce bana saldırdı.
Size onun klasik bir sosyopat
olduğunu söylüyorum.
Tamam tamam,
araştıracağım, tamam mı?
Araştıracağım.
Sen buradan uzakta kal.
Anlaşıldı mı?
Anlaşıldı mı?
Siktir et.
Yerlerinizi alın,
yerlerinizi alın.
Top bende. Top bende.
Onu tut. Onu tut.
Affedersiniz,
ben Dedektif Corelli.
- Rezervasyon listenize bakmam gerekiyor.
- Tabi. Buyurun.
- Teşekkürler.
- Ne zaman isterseniz.
Evet, ben Dedektif Corelli.
Dedektif Perez ve Riley'e
ulaşmaya çalışıyorum.
Ve yerlerini saptayamıyorum.
- Partileri severim.
- Bu da bir şey mi, ben Kiss hayranıyım.
Evin etrafında koşardım...
...dilim bir karış dışarıda
ve sahte kan tükürerek.
Onlarla acilen konuşmam lazım.
Evet, anlıyorum ama
bana yerleri lazım.
O, burada.
Bırak gireyim.
Tanrıya şükür, polismiş.
Tamam, nereye gidiyoruz?
Beni izle.
Buranın birkaç blok ötesinde,
top oynardım.
Hadi oradan.
Çocukken senin gibilerle
kapışmaktan korkmazdım.
Halen korkmuyorsun.
Evet, bugünlerde yanımda silah taşıyorum.
Kötü bir mahalle.
- Benim için değil.
- Evet, şey...
Tamam, içeride.
Buraya kadar iyiydi.
Hoş beşi geçtiğimize göre,
benim için neyin var?
Konuşuyor.
- Ne yapacağını sanıyordun?
- Bir özre ne dersin?
Stubby'ye olan şey,
olmaması gerekiyordu.
- Teğmen, bu tamamen saçma.
- O gün üç lanet diş kaybettim.
O bir sivil değil.
O lanet bir satıcı.
- Ve ben ağzımı sıkı tuttum.
- Yani?
Siz o aptal altın dişleri seversiniz.
Bana teşekkür etmelisiniz.
Çelik yeleği var ve
buradaki Starsky ile Hutch...
...onu birer şahin gibi
gözlüyorlar. Eşcinsel şahin.
Evet, al sana dostum.
Pekala, saçmalık yeter.
Bizim şair çocuğu tanıyor musun?
Konuş benimle.
Benim için neyin var?
- Pekala, işte başlıyoruz.
- Başlıyoruz.
İzin verir misin?
Sadece sert biri gibi konuşuyor
diye, bir halt olması gerekmez.
Sana bir şey sorayım, Copernicus.
Kemerindeki o tabanca...
sence bir hizmet silahı mı?
Bahse varım Trager'e kadar izini süreriz.
Buna ne diyeceksin?
- Bahis ne olacak?
- 500 kağıt.
- Varım.
- Ben bir beşliğe daha varım.
Bu eğlenceli.
Bak, ben yardım edeyim,
sen de karşılığını ver.
O halde yardım et.
Pekala, bir cep telefonu videosunun
bir kısmını görebilirsin.
Trager'in önünde çekmiştim.
Satın aldığı gece.
- Sende ne var?
- Bir filmim var...
...balodan birkaç çocuk, özel
anılarını saklıyorlarmış...
...sen de açıkça görünüyorsun.
- Öyle mi? Ben mi?
- Evet.
Tamam.
Şimdi neden bahsettiğimi anladın.
Evet, artık anladım.
Evet, şey, nasıl görünüyorum?
Şair gibi mi?
Çünkü ben buyum, anlıyor musun,
bir şair.
Pekala, haydi, gidelim.
Aslında sana da bir şiirim var, Örümcek.
Duymak ister misin?
Ne?
Silahını hemen yere at, lanet olası!
Derhal yere yat!
Siz iki gerzeğe
gerçekten para ödüyorlar mı?
- Lanet silahı yere bırak hemen.
- Zevkle. Zevkle. İşte.
Tamam. İşte oldu.
Hey, şiirimi okumak ister misin?
Yavaş yavaş.
İşte, al oku.
"Beni tuzağa düşürmek istediniz."
"Ve bu şekilde mi yapacaktınız?"
"Aletimi keseceğinizi sandınız."
"Ama ancak onu kaldırdınız."
Güzel şiir.
- Bu pislik de ne?
- Teşekkür ederim.
Buna şiir denir.
Burada ne yapıyorsun?
Bana bakma ortak...
...ama kıçını kollamak için
takıldım geldim...
...bir de suratlarını görmek için.
Buna değdi.
Burada işimizi yapıyoruz tamam mı?
Bunun için özür dilemeyeceğim.
Özür dilemeni asla istemedim, Teddy.
Dışarıda rozeti olan bir katil var.
- Siz ahmaklar bu konuda ne yapacaksınız?
- Sence burada ne yapıyoruz?
- Bu, o değil mi?
- Hayır, değil.
Bin papel kazandım.
Diğer silah nerede?
Hadi, ver onu bana.
Neden kendin bakmıyorsun, Sherlock?
Hadi durma, ara.
-Ara hadi, durma, durma.
- Evet, arayacağım.
Ne kadar güzel dokunuyorsun, Mary.
İşten sonra ne yapıyorsun?
Kimseye sözün yoksa...
...kimseyle arana girmek istemem.
Yüzüne ne oldu? Dostum Mick,
sevgi öpücüğü mü verdi?
Kapa lanet çeneni,
çeneni kapa.
Çekip gitmezsen
beynini patlatırım senin!
Ne demek istiyor bu?
-Ne demek istiyor bu?
-Bahsettiği şey...
...buraya, bunu yapmaya gelmemiş olsan bile,
adamın sen olmadığın anlamına gelmeyeceği.
Hadi, gitmemiz gerekiyor.
Peşini bırakmayacak mısınız?
Sıçtınız işte!
- Sen, ona yardım ettiğin için oldu.
- Sıçtınız işte, tamam mı?
Sana hâlâ güvenmiyorum.
Tek bir hata yap...
Buraları toparlamam gerekiyor, tamam mı?
Seni pis köpek!
Sakin ol, Örümcek.
Hadi gel, bir şeyler içelim.
Buzdolabı gibi bir şeyler vardı burada.
Hemen geri geliyorum.
Selam, Pasta suratlı.
Sizi vuran kişi bu muydu?
Emin misin?
Hayır, kabak kafa sensin.
Özledin mi beni?
"...ölüm ve acı...
...kurbanlarının arasına oturur...
...bağımlılık beslenmezse...
...dünya onsuz daha güzel olur."
Sakin ol!
Sorun yok, her şey yoluna girecek.
Aman tanrım, Horoz.
İçeriye doğru gel. Buraya.
Otur, otur.
Tamam.
Bunu benden öğrenmelisin, Tom.
Şimdi şu küçük defteri aç
ve okumaya başla.
Bilmek istediğin her şey içinde yazıyor.
Hadi durma.
Sesli oku.
Kayda geçmesi için.
Bu küçük kamerayı görüyor musun?
"Adım David Fisk, birinci sınıf dedektifim."
"New York Polis Departmanında
30 yılı aşkın süredir görev yapıyorum."
- Dave, Dave, Dave, Dave.
- Tom...
Üzerinden geçmemiz gereken bir sürü
şey var ve hiç vaktimiz yok.
"Adım David Fisk, birinci sınıf dedektifim."
"Adım David Fisk."
"New York Polis Departmanında
30 yılı aşkın süredir görev yapıyorum."
Beni hatırlamanızı beklemiyorum.
Yani, beni kucağınıza oturtup...
...ne kadar çok sevdiğinizi anlattığınızdan
beri çok uzun zaman oldu.
"Bu süre içerisinde...
...14 kişiyi öldürdüm."
Ama garanti ederim...
...hayatının geri kalan zamanında
ismi hatırlayacaksın.
Korumak ve hizmet etmek için
polis olunmaz.
Polis kuvvetlerine silah ve rozet
taşıyabilmek için girersiniz.
Çoğu insan rozete saygı duyar.
Silaha herkes saygı duyar.
Ben katilim. Kapıda beliriyorum.
Neden bahsediyorsun sen?
Bu lanet bir satranç oyunu değil.
Kim bilir. Belki öyledir.
Sürekli yanlış hareket ediyorsun.
Kendi ellerimle iki tane sıkarım.
Neredeyse eminim.
Uyuşma gibi bir his işte.
Tom Cowen, benim örnek aldığım kişidir.
Onun gibi olmayı bıraktığım gün...
...hayatımın en güzel günüydü.
Bir kaç yıl önce,
aşağılık bir çocuk katili olan...
...Charles Randall'a suç attım.
Bunun peşimi bırakmayacağını
tahmin etmeliydim.
Bunu ne yapmamı bekliyorsun?
Söyleyeceğin sadece bu mu?
Sana açıklama borçluyum, dostum.
Neden bunu anlatıyorsun şimdi bana?
Korkunç Ivan bugün
yarın uyanacak...
...ve beni tanıyacak.
İyi akşamlar, Dedektif.
Size de alayım mı? Boktan ama
hiç yoktan iyidir, değil mi?
Elimi kolumu sallayarak giriyorum buraya.
Ortağın uyuyor. Çık dışarı.
Vurmak için yanlış Rus'u mu seçtim yoksa?
Şimdi biraz da kayıt dışı konuşalım.
Şu Randall silah işini ben
üstüme alacağım.
Anlamışsındır.
Yani, durumu göz önünde bulundurunca,
neden olmasın?
Teşekküre gerek yok.
Şu benim olmadığım iş...
Evet.
Anlamadım.
Sen çok iyi bir polissin, Tom.
Yani, sen tektin.
Hep senin gibi olmak istedim
ama olamadım.
Sonra sen kanunu çiğnedin...
...silahı Randall'a yıktın...
...beni hayal kırıklığına uğrattın.
İnancımı kaybettim.
İşte her şeyin başlangıcı o olaydı.
Ve başlayınca da...
...kendimi durduramadım.
Sonunda ise...
...artık durmak istemiyordum.
Ben de kendi işimi yaptım.
Ve biliyor musun? Sonunda...
...halloldu.
Pislikler gömüldü.
O kadar. İşte böyle.
Dediklerinin tek bir kelimesini
bile anlamıyorum...
- Hiçbir şey anlamıyorum.
- Anlamadığını biliyorum, Tom.
Rus'un ölmediğini duyar duymaz...
...kuralları değiştirmem
gerektiğini anladım...
...hiç yapılmamış bir şeyler yapmalıydım.
Af edilemeyecek şeyin peşine düştüm.
Hayır.
Peki, ne yapacağım şimdi, dostum...
...ortak? Tutuklayacak mıyım?
Bir noktadan sonra,
birisi bedeli ödeyecek.
Biz bir takımız.
Öyleydik.
Evet, öyleydik.
Muhteşem bir takım.
O geçmişte kaldı, Dave.
Bugün...
...artık bana silah doğrultuyorsun.
Henüz bitmedi.
Hoşça kal, Tom.
- Nereye gidiyorsun?
- Bilmem.
Cehennemin dibine, belki de.
- Hey, Dave, Dave.
- Bir dakika.
Yaklaşma!
- Yapmazsın.
- Bahse girmek ister misin?
Hadi, ortak, seni tanırım ben.
Yapmazsın.
Ama ben yaparım.
Aman da aman.
Karen, sakin ol.
- Beni aklından çıkaramadın ha?
- Kes sesini, Dave.
Bu aşağılık serseriyi mi
savunacaksın?
- Unutamadın beni demek.
- Savunmuyorum. Sen sakin ol.
Siktir git, Türk.
Silahı indir, Fisk.
- İndirmezsem ne olur?
- Dave.
- Beynini dağıtmama ne dersin?
- Çok isterim.
- Kımıldama.
- Karen.
Sen beni öldür, Türk ölsün.
Aklından geçen bu mu?
Sana kımıldama dedim, pis herif.
Bay bay!
Silahı bana ver.
Silahı bana ver.
Burada kal.
Hay ben...
Siktir.
Bu eski kilitler...
Yani, işlerini iyi yapıyorlar.
Dave, artık buna bir
son vermelisin.
Son vermek mi?
Silahı yere bırak.
Planın nedir?
Beni tutuklayacak mısın?
Beni merkeze götürecek,
kayıtlara geçirecek...
...parmak izimi alacak,
üstümü mü arayacaksın?
Ne halt yiyeceksin?
Haftanın en korkunç programı olan
"Geraldo"'ya mı çıkaracaksın beni?
Yoksa daha mı iyisi? "Oprah"ta
derinlemesine bir psikopat profili mi çizeceksin?
Buna hazır mısın?
Uçup gitmeyeceğim, dostum.
Dave, bana seçenek bırakmıyorsun.
Bir seçeneğin var...
Ben kaçarım.
Bunu benim için yapar mıydın, Tom?
Kaçmama izin verir miydin?
Hadi, bunu yapma.
Bunun için kaçacağım.
Ne düşünüyorsun?
Doğru şeyi yapman gerekiyor.
10 üzerinden 10, ortak...
...ateş edildi, zanlı kaçıyor.
Hadi yap şunu!
Hadi, bir yere gittiğin yok.
Hey ortak, hadi.
Ateş edildi.
- Bunu yapma.
- Zanlı kaçıyor...
...tutuklamaya direniyor.
Hadi.
Dürüst bir adam...
...önümde duruyor.
Bu kirli topraklardaki
bir kahraman.
Bir silah arkadaşı...
...kalbimin derinlerindesin.
Gerçekten bekliyordum.
Sen de anlayacaksın.
- Anlıyorum.
- Hayır, anlamıyorsun.
Hayır, anlıyorum.
Biliyor musun, bu hayatta...
...bana zevk veren tek şey...
...o orospu çocuklarını öldürmekti.
Bunu gerçekten söylüyorum.
Yani...
...bu seferki kötü.
10-13.
Polis memuru vuruldu.
Hiç bir yere gitmiyorum, Tom.
Hiç bir yere gitmiyorum.
Önemli değil.
Ekip 3-4, Merkez.
Ekip 3-4, Merkez.
10-13, polis memuru vuruldu.
184. ile Nick Sokağı köşesinde.
Polis memuru vuruldu, 10-13.
Acele edin, acele edin.
- 10-4, Ekip 4...
- Tom, yapma.
Polis memuru vuruldu.
Tahmini varış süresi 6 dakika.
Yapma.
Yapma.
Ekip 3-4, Merkez.
Burası Merkez.
Devam et, Ekip 4.
10-55.
Ambulansı iptal edin.
10-5 mi?
Ambulansı iptal edin.
10-55. Ambulansı iptal edin.
- Bundan emin misiniz?
- Eminim.
Bunu sen yaptın, biliyorsun.
Biliyorum, ortak, biliyorum.
İyi iş çıkardık, Tom.
Tom, Tommy.
İyi iş çıkardık.
İyi iş çıkardık.
Sen iyi bir adamsın, Tom.
Sen iyi bir adamsın.
Keşke sen..
Keşke sen...
...hep böyle kalsaydın.
Ortağın, sıra dışı bir adammış.
Işıklar.
Bak, Cowen...
...biz olayı şöyle görüyoruz...
...dedektif Fisk'in ölümüyle şair çocuk
davası kapanmıştır.
Güzel.
Siz nasıl diyorsanız.
İşimiz bitti mi?
Evet, işimiz bitti.
Kızım aradı.
Horoz için üzülmüş
ve beni merak etmiş.
Aptalca bir şey yapıp
yapmayacağımı sordu.
Ben; "Ne gibi?" diye sordum.
"Öfke kontrolü kursuna katılmak mı
yoksa emekli olmak gibi mi?"
Hep yaptığım eski şeyleri
yapacağımı söyledim.
Bana; "Güzel, zaten başka
ne yapabilirdin!" dedi.
Ben de; "Haklısın." dedim.
Kızım, hık demiş
babasının burnundan düşmüş.
İyi bir polis olduğumu söyledi.
Garip...
Horoz da aynı şeyi söyledi.
Pekala, çocuklar.
Oyun oynamak için hazırlanın.
Üç dediğimde.
Herkes hazır mı?
Bir, iki, üç!
Oley!
Çeviri: DivXForeverTG
Çevirmenler; zeugma, KiNG CoNaN,
pavo, wreckage, mets, asttas,...
...antichrist, butters, perseis,
Altair_, Quezacotl, Deniz,...
...extremebrutal, Aybike, Darkopal,
demdem, onurcaözalp, Selçuk Efendi, Navyblue.
Redaksiyon: demdem & Navyblue