Tip:
Highlight text to annotate it
X
KAMYONLAR
Çeviri => Cobra35
"İYİ SEYİRLER"
Haydi.
PHIL'İN
HURDALIĞI
LUNAR'a Hoşgeldiniz!
Benzin, Yemek, Pansiyon.
51. Bölgeden Önce
Son Fırsat
Yürüyüş, Kamp ve
Balıkçılık Malzemeleri.
- Günaydın, Hope.
- Selam çocuklar.
Dükkana benim için bakar mısınız?
Bridgeton'a gidip, ilk haftasonu
yürüyüşçülerimi alacağım.
İki yıldır buradayız,
Luke kaç kişi getirdi...
- Altı yürüyüşçü mü?
- Aferin sana.
Muhteşemsin.
18 dolar 50 sent.
Hey Logan, Bay Yeager ve eşi...
...bu sabah arabayla
geliyorlar.
- Benim için onlarla
ilgilenebilir misin? - Tabii ki.
Çok güzel.
Benimle şehir
turuna gelsene.
- Baba?
- Anlaşma anlaşmadır, evlat.
Jeneratörlere bakım günü
bu gün.
- Bridgeton'dan bir şey istemiyor musun?
- Hayır, sağol, belki George ister.
Tamam, pekala.
- Nasıl gidiyor Hope?
- Şikayetçi değilim.
Şuna baksana bir Georgie.
Bu benim Donanma Ekmeği'm.
Kore'de hayatımı kurtarmıştı.
Bridgeton'a gidiyorum, George.
Bir şey lazım mı?
Hayır, dün her şeyi tedarik ettim.
Bir şey yemek ister misin?
Hayır, teşekkürler. Kahvaltı
için ağzımın tadı pek yok.
İşler ne alemde?
Bu hafta sonu alacakaranlık
gezisi için gelen var mı?
Evet, bu hafta sonu
ilk ekip geliyor.
İsterseniz siz de gelin.
Bu gece uzaylı
görülmesi bekleniyormuş.
Uçan dairelere
bakacaksınız,
değil mi, sefiller?
Saat 11 oldu beyler.
Ne yapıyor bu?
- Aldın mı?
- Biri buraya bakabilir mi?
Hemen geliyorum efendim.
- Git ve yardım et ona.
Ben burayı hallederim. - Tamam.
Üstü kalsın evlat.
Sınırın güneyinde farklı
bir zaman algınız var, değil mi?
Ben burada Bridgeton'da doğdum,
aynı babam gibi.
Bir sorunun mu var,
bayan?
Henüz değil.
- Burada yenisin, değil mi?
- Tam olarak değil.
Kendini yalnız hissedersen...
her hafta buraya uğrarım.
Bırakma sakın.
- Lunar Seyahat mi?
- Evet.
Bu benim babam, kendisi
yürüyüşçülerdendir.
- Hey, Abby.
- Günaydın, ben Hope Glaxton.
- Memnun oldum.
- Memnun oldum.
Bir kişi daha olmalıydı.
Adım Jack.
Tanıştığımıza sevindim.
Evrenin bu tarafına ilk kez.
"Kötülük olmasın" diliyorum.
İçeride kimse var mı?
Kim var orada?
Ne oluyor?
Kim var orada?
Ne tür bir şaka bu?
Bırakın beni.
Lunar binlerce yıl önce...
...eski bir meteor krateri
üzerinde inşa edildi.
Kim böyle bir yerde
yaşamak ister ki?
Ben burada büyüdüm.
Bir kaç ay önce geri döndüm,
kulübelerin satılık
olduğunu duydum.
Satın aldım ve
buraya taşındım.
Lunar. New Mexico'da
bir yer gibi geliyor, değil mi?
Hiç gelmiş miydin
daha önce?
Sanırım, turkuvaz
ve gümüş rengi...
...ya ayrı ayrı bulundurulmalı,
ya da yasaklanmalı.
- Vegas'ta yaşıyorsun, değil mi?
- Evet, bu haftaya kadar öyleydi.
Zaman zaman annemle,
bazen de yanımızda olduğunda...
...babamla olurdum.
Peki ya okul?
Okulları bitirdim.
Yeter bu kadar, Abby.
Kahve.
- Nasıl gidiyor?
- Selam, Ray.
Nereye gidiyorsun? Bırak
çocuk yapsın. O da biliyor.
Bütün gün izlemene gerek yok.
Detroit'de değiliz.
Onu bütün gün izliyorum, ha?
- Anası gibi davranıyorsun.
- Artık anası yok, değil mi?
Ray, iki yıl boyunca acı çekti.
Senden daha iyi atlattı.
Ne yaptığını bilmiyor.
Orada bir duş alma
imkanım var mı?
Evet, kulübelerde duşlar var.
Hele bir yola çıkalım,
o zaman sadece nehir var.
Serttir ama canlandırır.
51. Bölge Lunar'dan
ne kadar uzak?
51. Bölge
diye bir yer yok.
Bilmelisin ki, babam orada
hava kuvvetlerinde görevliydi.
- Abby... - Gerçekten mi?
- 51. Bölge diye bir yer yok.
Nükleer bir denemenin parçası
olan askeri bir üs orası.
Helo ile uçtum oraya.
Ne bir uzaylı, ne bir uçan
daire, ne de bir UFO gördüm.
Hükümet bazen
gerçekleri saklar.
Barış için mücadele
eden bir nesilden misin?
Hala uçuyor musun oraya?
7 yıl önce ordudan
ayrıldım.
Taşınıp durmaktan bıktı.
Şimdi petrol şirketlerine çalışıyor,
şimdi daha fazla seyahat
seviyor.
Baba!
Şu idiotun kamyonu!
Tuhaf. Neden durdu ki?
Bırak beni!
Haydi, lütfen. Bırak beni.
İçerisi buz gibi.
Büyük olay 17 yıl önce
gerçekleşti.
O zaman Chicago'daydım,
hiç bir şey görmedim.
Birçok kişi, üssün üzerinde
havada asılı duran bir UFO ve...
...uzay gemisinden inen birçok uzaylı
gördüklerini söylediler.
Rosswell'deki gibi.
Ama hükümet olanları
sürekli inkar etti.
Üsse yaklaşmak da
imkansızdı.
Gerçekten böyle
şeylere inanıyor musun?
Çoğu insan bunu
ilginç bulur.
Büyük boşlukların olduğu yerde,
büyük miktarda
paranormal enerji bulunur.
Bu da ne?
Oradaki kamyon da ne?
Fikrim yok.
Bu sabah yolun kenarındaydı.
- Phil'inki olmalı.
- Yolun ortasında ne yapıyor?
Tuhaf. Onu hiç bir
yerde görmüyorum.
İri uzaylılar...
Asıl yapmamız gereken,
bunu yoldan çekmemiz.
Bir kaza olmadan önce.
Biraz yardım edebilirsin ahbap.
Haydi, gülümseyin.
Haydi, Abby.
Kaçın!
Ne tuhaf.
Bu kamyonu
kim kullanıyor?
Şerifi arıyorum.
Geri dönüyor!
Sürücüyü gördünüz mü?
Hayır, kendiliğinden gidiyor.
Çılgınca.
Sanırım, jeneratörün bakımını
yapmanı söylemiştim.
Bitti. Hayli temiz.
- Eskiden daha kötü görünüyordu.
- Şimdi ne yapacaksın?
Sahibi geri dönerse diye,
bunu toparlıyorum.
Balmain hapishanesinde
uyuşturucu suçundan...
...beş veya on yıl yattığını
duymuştum. Pislik çalıntıymış.
Buna ne yapacağımızı
şerife sormam lazım.
Muhteşem.
İmkanı yok böyle bir
motora sahip olamam, Logan.
Baba, burası çok sessiz.
Seni de kaybetmek istemiyorum.
Onu özleyen sadece sen
değilsin baba.
Onu ben de özledim.
Bunlar sanırım Hope'un
misafirleri olmalı.
Hope, onlarla ilgilenmemi istemişti.
Söylesene bana,
burada ne işim var benim?
Evet, Fransız Riviera'sı
pek olmayabilir tatlım...
Nasıl bilebilirim?
Kimse beni oraya götürmedi ki?
Yeager ailesi mi?
Ekonomik versiyonu ile tanışıyorsunuz.
Bütün gece araba kullandık.
Güzel bir tatil için
Lunar'a geldik.
Tur rehberiniz diğer misafirleri
almak için Bridgeton'a gitti.
Bir saat içinde geri döner.
İsterseniz, eşyalarınızı
kulübeye yerleştirebilirsiniz.
Müthiş, gerçek bir kulübe.
Pekala, ne eğlenceli.
Baba! Baba!
Hope arıyor, kaza geçirmiş.
Direksiyonun arkasında
kimse yok. Kimse yok.
Biri eğilip de,
kullanıyor olmalı.
Kamyonlar kendi
kendilerine gitmezler.
Buralarda oldukça
tuhaf şeyler oluyor.
Lütfen.
Embesil.
İyi misin?
Hayır. Sadece, burada
olmamayı dilerdim.
Biliyorum.
Hayır, tamam değil.
Hemen eve gitmek istiyorum!
Gelip bizi Lunar'a götürecek,
ve biz de hafta sonumuza
devam edeceğiz.
Hiç de buraya gelmek
istemediğimi söylemiştim ben.
Ama buradayız,
öyleyse sakin ol bakalım.
Stresliysen meditasyonun
sana yardımı dokunabilir.
Kafayı mı yedin?
Muhtemelen. Okyanusun kenarındaki
evimde faydası oluyor.
Big Sur'da,
biliyor musun?
Evet. Orayı duymuştum.
Büyük dalgalar var, değil mi?
- Bir kitapçı dükkanı işletiyorum orada.
- Kristaller de satar mısın?
Kamyonlar kendi kendilerine
gitmezler, tamam mı?
Belki bir iki
tane firmada.
Haydi, bebeğim.
Haydi bakalım.
Sanırım, yola çıkma vakti geldi.
Georgie, Georgie, yemek
çıkını yapabilir misin?
Tabii ki.
Nereden başlamam
gerektiğini bilemiyorum.
- Köy yemeği.
- Kırsal.
Severdik bu tür şeyleri.
Sık sık yürüyüşe çıkardık.
O zaman 19 yaşımdaydım
ve uzun tırnaklarım yoktu.
Ama espri anlayışın vardı.
Peki ya şimdi
ne olmuş?
Haftasonu tatili
senin fikrindi.
Tüm gece ay batana kadar
araba sürmeyi beklemiyordum.
Bir sonrakinde,
biraz zor kabul ederim.
Hey ne oluyor? Kahretsin.
Logan, jeneratörü çalıştır
lütfen. İkisini de.
- Mum ışığında kahvaltı...
- Uslu ol bakalım, June.
Evlendiğimizden beri
asla sorun çıkarmadım,
bir de olanlara bak.
Hey Pete,
şuna bir bak...
Ne oluyor dostum?
Bu da ne be?
Alo.
Alo... baba?
Oğlum, beni
duyabiliyor musun?
Hat yok.
- Bu da ne?
- Çok tuhaf.
Hilton'da da elektrikler
yoktur, değil mi?
Keyfine bakmaya çalış,
eğlenelim hadi.
Burada mı?
Buraya eğlenmeye kimse gelmez ki.
Avrupa'ya seyahate
paramız yetmez.
Seneye Provence'a gideriz.
Provence.
Sözler.
Sözler.
- Şu kamyon kimin?
- Ne yapıyor?
- Hope nerde?
- Şuraya gitti.
Phil.
- Şu salak, kamyonuyla arabamı ezdi...
- Evet, benimkini de.
Bir kamyon.
Bizi öldürmeye çalışıyor.
- Evet, beni de. Çılgının teki.
- Seni de mi?
Büyük gri tır.
Direksiyonda kimse yok.
Aman Tanrım!
Tanrım! Bu Phil.
Acaba...?
Ben de bir şey yapamam.
Nabız yok... hiç bir şey yok.
Buradan gitmeliyiz.
- Haydi.
- Eve gitmek istiyorum.
- Lunar'a gidelim.
- Las Vegas'a gidiyorum.
- Bak, kaybedecek zaman yok.
- Hey, böyle konuşma...
Bu katiller Lunar'a gidiyorlar
ve oğlum da orada.
Biz de oraya gidiyoruz.
- Kahretsin, Abby.
- Gitmiyorum!
Bizimle geliyorsun Abby.
Şerifle görüşmeye çalıştım
ama ulaşamadım.
- İyi misin?
- Hayır, ölesiye korkuyorum.
- Kahrolası ne oluyor?
- Neyi ispat etmeye çalışıyor?
Asla böyle bir
idiot görmedim.
İnanılmaz.
Direksiyondaki deliyi
görebiliyor musunuz?
Tabanları yağlıyorum.
Embesil!
- Bu da ne?
- Sürücüsü yok.
Kamyonumda bir silah var.
Lastiklerini patlatacağım.
Dikkatli ol, Bob.
Anlamıyorum.
Bunlar ne böyle?
Neler oluyor,
söyleyeyim mi?
Sessiz olun. TV'de bir şeyler var.
Dinleyin şunu...
Çoğu yerlerde
elektrik kesildi.
Kuzey Bridgeton'daki herkesten
oldukları yerde kalmalarını rica ediyoruz.
Size ulaşmamız için
24 saat lazım.
Herkes içerde kalmalı...
Yeterli suyunuz olduğundan
emin olun.
Tankerin hangi kimyasal maddeyi
taşıdığından emin değiliz,
ama acil müdahale ekipleri
yoldalar.
Maalesef hava alanı...
...zehirli bulut
nedeniyle kapatıldı.
Ekiplerin ulaşmaları...
...ve temizliğe başlamaları
bir kaç saat sürecek.
Bu arada, içerde
kalmanızı rica ediyoruz,
sizleri bilgilendireceğiz.
Sadece bekleyin.
Tekrar söylüyorum,
sadece bekleyin.
ZEHİRE MÜDEHALE ARACI
Üs burası Andromeda 601.
Beni duyuyor musun? Tamam.
Üs, burası Andromeda 601.
Beni duyuyor musun? Tamam.
Evet bölgenin takriben
70 km. doğusundayız.
Anlaşıldı. Bitti.
Kıyafetlerimizi
giymeliyiz.
Aman Tanrım.
Ne?
Bu herif çıldırmış!
Ne yapıyor?
İyi misiniz?
- Gazla.
- Zaten gazlıyorum.
- Gazla dostum!
- Gazlıyorum kahretsin.
Sıcak su bitti.
Burada bir dakika
daha kalmayacağım.
Kahretsin!
Kamyonuma gidiyorum yine.
Ya kamyonuna giderken
şu büyük olan üzerine sürerse?
Telsiz çalışmıyor, sinyal yok.
Telsiz çalışmıyorsa,
başımız büyük belada demektir.
Silahın var mı burada?
Patron silahlardan nefret ediyor.
Bize doğru geliyor.
Bana bir şey sorma,
ben bir şey bilmiyorum.
Haydi ama, burada kalamayız.
Bilmiyorum, Bob.
Tüm Lunar yollarının
kapalı olduğunu söylüyorlar.
Telsiz yayını kesilmeden önce
bir mesaj yakaladık.
Telsiz yayınları bozulmuş durumda.
Muhtemelen bir elektronik
karıştırma nedeniyle.
Tekrar ediyorum: Ciddi bir
kimyasal döküntü mevcut.
Acil müdahale ekipleri sahayı
temizlemek için hala yoldalar.
Çok az bir miktar
kimyasalın bile...
tehlikeli olabileceğini söylüyorlar.
Temas etme, ateşi ve dumanı dahi
ölümcül derecede tehlikeli olabilir.
Lütfen, sahanın dışında kalın...
...Bridgeton'a girmeye
çalışmayın.
Ve her neredeyseniz...
evden çıkmayın.
Uçuş müsadesi verildiğinde,
helikopterler yardıma gelecekler.
Sadece bekleyin millet.
Kurtarılacaksınız, bekleyin.
Bekleyin mi?
Neyi bekleyeceğiz?
Kahrolası neyi
temizleyeceğiz?
- BC972.
- Kahretsin!
Evet, kahretsin.
Cihazlarımızı gözden
geçirsem iyi olur.
Bridgeton
Oyuncak ve Hobi
Ne?
Ne oluyor?
Seni küçük şey...
Çok güzel...
Tamam çocuklar,
hemen dışarıya gelin.
Kahpenin evladı.
Çocuklar buraya gelin bakayım.
Bu benim kamyonum!
Dur! Ne olu...
Bu benim kamyonum.
Herkes dışarıya!
Haydi!
Buraya gelin!
İmdat.
Teşekkürler.
Kimsin?
Logan Porter.
Önemli değil.
Ne oluyor?
Ne yapıyor bunlar?
- Fikrim yok.
- İlgi çekmek istiyorlar.
Bir şeyi ifade ediyorlar.
Neyi?
Daha iyi bir
fikrin var mı?
Umarım, okumayı
öğrenmemişlerdir.
Endüstriyel asrın sonunda
biteceğini biliyordum.
Bu bizim hatamız.
Bu gezegeni hak etmiyoruz.
Kötüye kullanıyoruz.
Bu kamyonlar daha
iyi mi kullanıyorlar?
Daha kötüsü olmaz.
ORADA KALIN!
Telefonlar çalışmıyor.
Lanet!
- Çalışmıyor.
- Ben bir bakarım.
Sen eşime dikkat et.
Balım, ben buralardayım.
Sen bunlarla kal, emi?
Adın ne?
June Yeager.
Adım Abby.
Hey, sigara içiyor musun?
Bıraktım.
Tanrım, neden bıraktın ki?
- Ray.
- Ne?
Üzgünüm.
Burada ne oluyor bilmiyorum ama,
yapabileceğimiz en iyi şey...
onlara hatırlatalım ki,
onlardan daha zekiyiz.
Evet, çoğumuz.
Bir teorim var.
Güzel.
Geçenlerdeki meteor yağmurunu
duydunuz mu?
- Devam et, dinliyorum.
- 2 hafta önceydi.
Atmosfer uzaydan
zerreciklerce...
...bombardıman edilmiş...
...ki bu yüzden,
enerji kesilmiş,
telsiz sinyalleri, elektrik
falan kesilmişti.
Bu kamyonlar, tesadüfi
enerji ile çalışıyorlar...
...kendi zekaları
var gibi ama...
...muhtemelen bir tesadüf de
olabilir.
Evet tabii ki.
Otuz yıl önce bu tür şeyler
neredeyse hükümeti devirirdi.
Kamyonlar yüzünden mi?
Neden olduğunu 2 kelimeyle
söyleyeyim: 51. BÖLGE.
Etrafta tuhaf şeyler oluyorsa,
herkes bilir ki 51. bölgedendir.
Kesinlikle doğru!
Var olmayan ama , herkesin
bildiği gizli bir üs.
Kimsenin içeri alınmadığı
bir üs? Amaç ne?
Bu hükümetin
büyük bir tezgahı.
Size söylüyorum, hükümet her
şeyi kontrol altına alıyor.
Hiç de sanmıyorum.
Ah haydi, başımıza gelenlere bak!
Olanlara bak!
Telsiz çalışmıyor,
elektrikler kesik.
Etrafta dolaşan
çılgın makinelerimiz...
...zehirli bir bulutumuz,
muhtemelen bir virüsümüz var.
Bir şey deniyorlar. Bu
bir hükümet deneyi ve...
bizler de deneyde
kobay hayvanlarıyız.
51. Bölge.
Orada yapılanların burada
olanlarla bir alakası yok.
Bunu nereden biliyorsun?
Hava Kuvvetleri'ndeydim çünkü.
İki yıl orada
helo uçurdum.
Üs tamamen askeri amaçlı.
O zaman, sen de bunun
bir parçasısın.
Buraya kamp yapmak
için gelmiştin değil mi?
Evet.
Bir şeyler biliyorsun, değil mi?
Neler olduğunu biliyorsun.
Bunu hemen bize söyleyeceksin.
Nereden buldun bunu?
Ben sakladım.
Üzgünüm Ray.
Babamındı,
bir hatıraydı.
Lastiklerini patlatabiliriz.
Bu şekilde lastiklerimizi
patlatamazsın.
Bu sadece 22'lik.
Dinleyin beni!
İşyerime zarar verip, geri kalanları
tehlikeye atamazsınız.
Bir ekip gibi hareket
etmeliyiz.
...az önce, kimyasalın...
...BC972 isimli kimyasal
madde olduğunu öğrendik.
Roketlerde kullanılan yapışkan bir
maddenin unsurlarından biri olarak...
...uzay sanayinde kullanılıyor.
Şimdilik bu kadarını biliyoruz...
ama elimize geçtikçe,
bilgi vermeye devam edeceğiz.
Bu sadece bir başlangıç...
Cansız nesneler
düşünebiliyorlar.
Bizi köleleri yapabilirler.
Kahrolası ne ...?
Kahretsin!
BC972.
51. Bölge kökenli
görünüyor bana.
Hayır, bu artık üretmememiz
gereken bir tür kimyasal silah.
Dostum, kıyafetini
giysen iyi olur.
Ben teçhizatı kontrol edeceğim.
- Hemen geri dönerim.
- Bir kez de, ben arasam iyi olur.
Üs, burası
Andromeda 601, cevap ver.
Burası Andromeda 601.
Üs, cevap ver.
Çabuk geldin. Ne yapıyorsun orada?
Bir yerini mi kestin?
Bir silah sesi duydum.
Ne yapıyorlar orada?
Babamın mutlaka bir
fikri vardır.
Aha bu şahane.
Şu magandanın bizi
kurtarmasını bekliyoruz.
Biz maganda değiliz.
Detroit'liyiz.
Detroit mi?
Ne arıyorsunuz burada?
Taşınmaya karar verdi.
Başka seçeneğim yoktu.
Aileler sağlığa
ciddi zararlar verebilir.
Öncelik bende hala.
Ben ikinciyim.
Aynı zamanda birinci.
Aletler burada mı?
- Evet, arkada muhafaza ediyor.
- Karbüratör tıkanmış.
Eğer temizleyebilirsem,
kamyoneti çalıştırırım,
ve buradan ayrılabiliriz.
Arabalarda iyidir.
Evdeyken, hep bir iki araba
tamir eder.
Sanırım, bu ömür boyu
yapmak istediği bir şey,
- araba tamir etmek.
- Onları ne yapıyor?
Satıyor.
Silaha ne oldu?
Mülkünde silaha izin yok.
İki yıl önce,
karısını Detroit'te...
düşman çeteler arasındaki
çatışmada kaybetti.
- Kurtulmak zorunda kaldım.
- Belki bir şeyler yapabilirsin.
Ray. Buraya gelsene biraz.
Şuna baksana.
Bu boru içinde sürünmek için
hayli büyük değil mi?
Evet. Olabilir.
Eğer oraya bir anda kaçarsan,
buradan emniyetli olabilir,
biz bir şekilde
kamyonları şaşırtabiliriz,
onlar da peşimizden
gelirler.
Evet. Denemeye değer.
- Senden bir şeyi gizledim.
- Ne?
Hava kuvvetleri üssünde güçlü
radyo teleskopları inşa ettiler.
- Eee?
- Çok olağan dışı.
NASA mı kurdu,
bilmiyorum.
Ama NASA'nın SETI isimli,
uzaylılar hakkında...
...bilgi toplamak için arama
yapan bir programı vardı.
Kongre ödeneği kesmişti,
değil mi?
Evet.
Hemen bir yıl sonra.
Ne?
Bir grup bilimadamı
özel kaynaklar edindi ve...
...teleskopları ve NASA
bilgisayarlarını kullanmaya başladı.
ANKA KUŞU adı altındaki projeyle
hala araştırmaya devam ediyorlar.
Bununla bir ilgisi
olduğunu mu düşünüyorsun?
Hayır, pek değil...
...ama ya yanılıyorsam?
Onlara bir şey söyleme.
Logan, buraya gelsene.
TAHLİYE BORUSU
HENÜZ DEĞİL!
Hangi tahliye borusu?
İşte oradaki.
Yana çekilin.
Katiller!
Bırak gideyim.
Lütfen bırak gideyim.
Zaptedin.
- Birbirleriyle konuşuyorlar.
- Ne?
- İletişim kuruyorlar.
- Ne söylüyorlar?
Sakinleştirici ve bir
battaniye lazım.
Müsekkin.
George, su.
Şansımı deneyeceğim.
- Nereye gideceksin?
- Neresi olursa.
Çok akıllıca.
Artık burada kalamam.
Yapamam.
Bunu tekrar yapma.
Bir kaçış istikametimiz var.
Caddenin karşısındaki babamla
irtibatımız var.
O zamanını bize söyler.
Ama ne zaman?
Zamanını da bilir.
Burada benimle kal,
tamam mı?
Uyumaya çalış şimdi.
Bu ilaçları hala
kullanıyor musun?
O kadar sık değil.
Ama çok kuvvetliler.
Evlenmeden önce hemşireydim.
George karından bahsetmişti.
Üzgünüm. Bilmiyordum.
Senin için hayli zor olsa gerek...
...Logan için de.
Güvenlik için onu
buraya getirdim.
Ne sokak çeteleri,
ne de silahlar.
Ölmesine müsaade edemem.
Ben de.
Geri döndüm, çünkü burada
kendimi emniyette hissettim..
Kötü bir... evliliğim vardı.
Şiddet, ayrılık ve
evliliğim ile ilgili...
mahkeme kararları.
Burası büyümek için
güzel bir yerdi...
...yaşamak için de
hala güzel bir yer.
Öyle.
Abby, hayır!
Dikkat et.
Bu aptalca bir fikir.
Gelmene gerek yoktu.
Hayır bekle!
Öldürmeye çalışıyorlar onları.
Tanrım.
Oğlumdan uzak dur!
Haydi, benim peşime düş.
Evet, işte böyle.
Ne oluyor be?
Evet?
- İyi misin?
- Şimdilik.
Bu bizim için fırsat olabilir.
Bak sana ne diyeceğim, Bob.
Ne?
Adamın çocuğu dışarıda...
Onunla oyun oynarsan,
başını belaya sokabilir.
Kamyonlardan veya pompacılardan...
...emir almam.
Sadece bana ait olanı istiyorum.
- Baba.
- Evet, buradayım evlat.
Kamyonlar neden durdular?
Bilmiyorum.
Şu korna çalan kamyon,
belki de diğerlerine
emir veriyordur. Emin değilim.
Pekala.
- Nereye gidiyorsun?
- Eve gidiyorum.
Şimdi değil...
Barış... kardeşim.
Evlat, dinle.
Kafanıza iyice sokun,
tamam mı?
Şayet kamyon vitese takarsa,
tekrar boruya girmenizi
istiyorum, tamam mı?
Tamam.
Haydi şimdi.
Güzel.
Biraz daha.
Boruya dönmeye hazır olun.
İçeri dönün!
İmkansız.
Şimdi!
Blöf yapıyorsun. Biliyorum.
Baba, orada ne oluyor?
Oğlum, dinle.
Cesur olmanı istiyorum,
tamam mı?
Kamyonun altına yuvarlanmanı
istiyorum.
Sonra arka tekerlerin
arasına uzan.
Ne?
Babam da kamyonları
çekmeye çalışacak.
Yavaşça bana doğru
sürünmeni istiyorum.
Pekala baba.
Orada kal lütfen.
Haydi evlat.
Gel, sakin ol.
- Haydi, Abby.
- Yapamam.
- Haydi.
- Yapabilirsin.
Haydi evlat.
Haydi Abby,
kamyonlar gündüz bırakmazlarsa,
gece yapmak zorunda kalacağız.
İşte böyle.
Tekerleklere dikkat et.
Haydi, işte böyle.
Biraz daha.
Bu taraftan.
Arkana bakma!
Koş.
Baba...
Her şey yolunda mı?
Ne oldu burada?
Fırsatını buldu.
Çocukları neredeyse öldürecekti.
- Ne oldu orada?
- Sinirlendim. İşe yaradı.
Ona pek yaramadı.
Şu kamyonlar üzerinde
bir çeşit etkin var.
Ya şu buzdolaplı kamyon?
O korna çaldığında,
diğerleri durdu.
- Daha zeki oluyorlar.
- Biz daha zekiyiz.
Kahretsin!
Bunu sen yapabilir misin?
Ben yapamıyorum.
Hayır, güzel yapıyorsun.
Antiseptik kullan.
Diğer kamyon şoförüne bakacağım.
Kalk bakayım. Haydi.
Bütün bunlar için üzgünüm.
İyi bir baba olamadım
sanırım, değil mi?
Buna cevap verecek en uygun
kişi değilim.
Seni zar zor görüyorum,
değil mi?
Hayatım.
18 ay önce körfezden ayrıldın,
döndüğünde de,annemle
hiç konuşmuyordunuz.
Bu hiç de hoş değildi.
Araya mesafe koyanlar,
hata ederler.
Şunu keser misin,
lütfen!
Neyse, yaşayacaksın gibi.
Benimle birlikte
kalırsın, değil mi?
Sana soda falan
getirmemi ister misin?
Hayır. İyiyim.
Ama teşekkürler.
Yerinde olsaydım,
çok uzaklaşmazdım.
Bu kamyonlar çok zeki.
- Sigaran vardır herhalde?
- Üzgünüm.
50 yıldır sigara içmeyen
bir hippi.
Dünya nereye gidiyor böyle?
Peki ya esrarlı sigara?
O da ne?
İnsanlar değişir, Abby.
Ona bir şans ver.
Neden?
Cidden buradan çıkacağımızı
düşünüyor musun?
- Evet.
- Nasıl?
Etrafta neler oluyor
bilmiyorsun bile.
Neden herkes ölüyor?
Bilmiyorum.
Sadece eski bir hippiyim ben.
Hayır, sen iyi birisin.
Bayan Yeager nerede?
Bayan Yeager!
June!
Kahretsin!
Şuna bak!
Dikkat et.
Ray, bu çılgınlık,
bir şey yapmalıyız!
Burada kalacağız.
Buradan gitmemiz lazım.
Yolu biliyorum.
Şerif bizi nerede
bulacağını bilir.
Kimyasal temizleyici ekipler de
bizi kurtaracaklardır.
Bu arada biz de, çocukları
koruyup beklemeliyiz.
Bir şey yapmadan bekleyemeyiz.
Bir faydası olmaz.
Kendimizi korumalıyız.
Sonunda kimi istersen koru.
Hiç fark etmez.
Eee, ne yapmalıyız?
Bekliyoruz.
Ben buradan çıkıyorum.
Sen ve ben, bebeğim.
Sesler, sinir bozucu,
değil mi?
Evet. Sesler hep
en kötüsüdür.
- Bana Inchon'u hatırlatıyor.
- Kimi?
Inchon'u. Kore Savaşı'ndaki
Inchon Çıkarması'nı.
Evet, hala hatırlıyorum.
Savaşı unutmaya çalışıyorum.
Koreliler, ha?
Muhteşem insanlardır Koreliler.
- Evet.
- Dünyaya GİNGSENG dağıtıyorlar.
Evet, ne güzeldi değil mi
Şimdi 68'de Chicago'da
Başkan Daley'in...
...ne hissettiğini anlıyorum...
- Sen de mi oradaydın?
- Evet. Ya sen?
- Evet.
Gençliğimizin mezarı, ha?
Sen de mi Michigan Bulvarı'ndaki
isyandaydın?
Ben de oradaydım.
Bahriyeden ayrılınca,
polis kuvvetlerine katıldım.
Ne düşünüyorsun?
Birbirleriyle konuşuyorlar.
Çorba alın.
Ne cesur adam.
Nereden buldun onu?
O ve babam Kore'de
birlikte savaşmışlar.
Sevimli şeyler.
Logan üzerinde korkunç etkisi var.
Çok uzun yaşamaz.
Karaciğeri hasta.
Buraya ölmeye geldi.
Şu an pek sorun
olacağını sanmıyorum.
Ne yapıyorlar şimdi?
Bir şey yapmaya çalışıyorlar.
Bize bir şey
anlatmaya çalışıyorlar.
Söylesene ne olabilir?
Haklı olduğunu...
George haritaları getir.
Buradan gidelim.
Bayırdan geçip
taş ocağına giden...
...8 km.lik bir patika var.
Kuzeye doğru gidiyor...
...eski bir taş
ocağına iniyor.
Bölgede, bir helikopterin
inebileceği en uygun mevki.
Sanırım, orada askeri bir
tatbikat yapmıştık.
Uzun bir yol.
Ben giderim.
Gün doğumunda orada buluşuruz.
Motosikletin ne durumda?
Geçen hafta Bridgeton'a gittiğimde
garajda seni görmüştüm.
Deposu dolu mu?
Evet.
Bu en iyi seçeneğin.
Motosikleti al.
Kamyonlar onu takip
etmeyecek mi?
Geceye kadar bekleriz.
Ben ilgi dağıtırım.
Hazır mısın?
Orada görüşürüz.
Ya helikopter vermezlerse?
O zaman aşırırım.
Gidelim çocuklar.
Bir hediyem var size.
Kamyonum..
O benim kamyonum
serseri!
Haydi bebek.
İnanamıyorum.
Biliyorum.
Ne dersin,
buradan çıkabilecek miyiz?
Tabii ki.
Borudan çıkarken yardım
ettiğin için teşekkürler.
- Babama teşekkür et.
- Hayır, sen de yardım ettin.
Korkuyor musun?
Evet.
Tokat için özür dilerim.
Unuttum bile.
Pekala...
Bir pusula buldum,
faydası olabilir.
Pompamızı parçaladılar.
Jeneratörü de hallettiler.
Logan, nereye
gidiyorsun?
Ne yapıyorsun burada?
Seni öldürecekler.
Bir kamyon geliyor.
Takip edin.
Bizi göremez.
Ray, buraya gel.
Sanırım sıramız geliyor.
Dinle.
Dışarıdaki telefon....
Kim olabilir ki?
Belki de bir kurtarma timi
falandır.
- Belki de açmalıyız.
- Bir tuzak olabilir.
- Kamyonlar telefon mu kullanıyorlar?
- Bırak da çalsın.
- Baba, sanırım biz...
- Evlat, orası emniyetli değil.
Bırakın çalsın.
Orada biri var.
Öyle korkuyorum ki baba.
Söz veriyorum, seni hemen
buradan çıkartacağım.
Tanrım.
Benim.
- Kaçmama müsade ettiler.
- Ne?
Sanırım sabırları tükeniyor.
Geliyorlar!
Dikkat. Yere, yere.
Herkes yere.
Bir şey yapmamızı istiyorlar.
Ne istediklerini biliyorum.
Nereye gidiyorsun baba?
Benimle konuşuyorlar.
Bu yüzden sabırsızlar.
Yakıt istiyorlar.
İşte bu yüzden kaçmana
müsaade ettiler.
Onları besleyecek kişiyi
sevindirmek istiyorlar.
Şimdi de, iyiliğe
yanıt vermeni istiyorlar.
Thad, gel buraya.
Kamyonlara yakıt
vermeye gidiyorum.
Kamyonlar benzin
pompalarına ilerlediklerinde,
vadiden kaçma fırsatı
doğacak.
Bundan sonra,
sakın yola çıkmayın.
Buradan ayrılmamıza
asla müsade etmeyecekler.
Biliyorum.
Su ve yiyecek lazım olacak.
İyi misin?
- Gözünüzü dört açın.
- Tamam.
Harley'i kurtardığın
için teşekkürler.
- Tek başıma yapacağım.
- Yardıma ihtiyacın var.
Tartışma.
Biliyor...
- Benzin pompalamaya başlar başlamaz...
- Evet, bol şans..
Dikkatli olun.
Bir dizel makineye
benzin konulursa ne yapar?
Makineyi parçalar.
Tamam.
Yarın sabah
ilk ışıkla görüşürüz.
Ray ve Hope'a yakın dur.
Beni yalnız mı bırakıyorsun yine?
Son kez olacak.
Tamam.
Bensiz gidemezsin.
Bu kez değil.
Sence, zehirli bulutla
alakaları var mı?
Kimyasallar kamyonlarda.
Tüm bildiğim bu.
O da neydi?
Kimin amir olduğunu
gösteriyorlar.
Sanırım hazır.
Arka kapıyı kullan.
Eğil ve bekle.
Cep lambasını kullan.
Yakında görüşürüz.
Tamam.
Bu sonuncusuydu.
- Ya şimdi?
- Durma sakın.
Logan nerede?
Hope! Baba!
Buraya!
- Abby nerede?
- Babasıyla gitti.
- Ya George?
- Bilmiyorum.
Pekala millet.
Haydi başlayalım bakalım.
Baba sakın!
George, hayır!
Tepeye doğru koşun!
Tepeye doğru.
Burada durabiliriz.
Burada bize erişemezler.
George için üzgünüm.
Hayatımızı kurtardı.
Burada biraz
dinlenebiliriz.
Yarın ilk ışıkla
taş ocağına gideriz.
Üs, burada bana
bir kişi daha lazım. Tamam.
Üs beni duyuyor musun?
Tamam.
Orada kim var?
Dur lanet olası.
Oradaki kim?
Hey, baksana bana.
Burada biri var.
Ne yapıyorsun?
Seni uyarıyorum.
Sopaları bak seni,
kahpenin evladı!
Beni duyan var mı?
İMDAT!
Yardıma ihtiyacım var.
İmdat.
- Hala oradalar mı?
- Bilmiyorum.
Ara sıra
makine sesleri duyuyorum.
Sanırım Lunar
daha emniyetliydi.
Bence de.
Hala güvenli yerler var mı?
Bilmiyorum.
Fark ettin mi...
...dünyanın senin kontrolün
altında olduğunu sandığında...
sonunda...
bir bakıyorsun...
yöneten sen değilsin.
Depremler, kasırgalar, seller..
Belki de, dünyanın sonu
geliyordur.
Her şey yoluna girecek.
İşte.
İyi misin?
Her şey yolunda mı, evlat?
Tamam, haydi gidelim.
Bu şerefsizi havaya
uçuracağım.
Haydi, haydi.
Başardık, başardık.
Abby.
Benim, Logan.
Seninle gurur
duyuyorum babacım.
Teşekkürler dostum.
Hepimizi kurtardın.
Sadece bekleyin millet.
Tekrar söylüyorum,
sadece bekleyin...
Çeviri => Cobra35
"KUSURUMUZ VARSA, AFFOLA"