Tip:
Highlight text to annotate it
X
Önce sen geç, birader
- Hayır, sen geç!
Geç dedim!
- Peki. Bana bir döner!
Bana da, dönerler iki tane olsun!
Pardon, sadece bir tane kalmış.
Gençler!
Kavgaya gerek yok!
KING OF KEBAB'da
dönerden başka şeyler de var.
Harika, değil mi?
KING OF KEBAB Schanze semtinde
24 saat aralıksız döner servisi!
Salatalar, mezeler ve
şehirdeki en iyi işkembe çorbası!
Ayrıca lahmacun ve pide çeşitleri!
Hem de en acılısından!
Acının da acısı, moruk!
KING OF KEBAB
beni daha seksi yapıyor!
KING OF KEBAB
ÎKÎ AVUÇ DÖNER ÎÇÎN!
Amca, tam istediğin gibi!
Hem hızlı hem esprili.
Bütün paran perdede yatıyor.
Demek, bütün param perdede...
Bütün param perdede, öyle mi?
Ulan gördüğüm en berbat şey bu be!
Înan bana, çok rezil şeyler gördüm.
Galatasaray'ın 74/75 sezonundaki
maçı mesela.
Hikmet, 89. dakikada
birinci beki,
ikinci beki,
Libero'yu da çalımlamış...
ama topu dışarı atmıştı!
Bu ondan da rezil, be! Bu filim...
BOMBOK!
Yani beğenmedin mi?
- Ulan, mezbaha reklamı olmuş bu!
Katliam mı planlıyorsunuz, lan?
Eli bıçaklı Türkler iyi mi olmuş?
Buyrun, KING OF KEBAB'a gelin!
- Abartıyorsun amca! - Amca mı dedin?
Bana bir daha amca deme!
Amcan yok! Sen amcasızın tekisin!
Paramı istiyorum. Allah kahretsin!
- Amca, sana yemin ederim, çocuklar...
BANA AMCA DEME, YOKSA...
- Gel gidelim. - Neden ya?
...KÖFTELÎK KIYMA YAPARIM SENÎ!!!
- Daha sağlıklı.
Ama özel efektler iyiydi, değil mi?
- Gözüm görmesin seni!
Haydi, gel! - Öyle demek istemiyor.
- HEM DE NASIL ÎSTÎYORUM!!!
Konuşan o kesik kafayı ben beğendim.
Aynı rüyamda şarkı söyleyen ve...
...vergi beyannamemi yapan
spor ayakkabıları gibi.
Üç aylık çalışma boşa gitti.
Çünkü, sen bir çılgınsın!
Böyle bir reklamı yapacak tek çılgın!
Benim çılgınım. - Sen de beni
dönerle tahrik eden tek kadınsın.
Çok abartılı değildim, değil mi?
- Kesinlikle.
Gitmen mi gerekiyor?
- Bu akşam için bir planın var mı?
Sevdiğim rejisöre yemek pişireyim mi?
- Evet! - Tamam mı? Haydi, görüşürüz!
""Sonbahar depresyonları, veya: Bay X
denetleyici devletten neden korkar?""
Harika bir başlık!
Hadi bakalım!
- Evet.
Tamam, hemen konuya başlayayım.
Îlk Alman Kung-Fu filmini yapmak
istiyorum, tamam mı?
Bir çok filimler var. Heyecan, ***...
ama, Kung-Fu filmleri...
...filimlerin kralı demek.
Bu işe sadece büyükler cesaret eder!
Almanya' da bu işe kimse kalkışmadı.
Biz ilk olabiliriz!
Yemin ederim, millet bunu bekliyor.
Yolda beni çevirip bana soruyorlar:
Vay, Îbo, ilk Alman Kung-Fu filmini
ne zaman çevireceksin, moruk?
Îsterseniz baştan anlatayım?
Evet. Lütfen!
Kahramanımız mağzaya giriyor. Şort,
tişört almak için. Herneyse.
Aniden 10, 20, 30, 40, 50 kişi ona
saldırıyor, müthiş bir dövüş başlıyor.
Ve bizim kahramanımız...
- Neden?
Ne neden?
Neden kavga ediyorlar?
Ne fark eder ki?
Önemli olan daha sonra olacaklar.
Birinci herif kahramanımıza
mahvedici bakışlarla saldırıyor.
Kahramanımızın herifin hayalarına
tekme atıyor, herif iki büklüm oluyor.
Îkinci herif havada yelkenliyor ve
kahramanımız: Bir çift tekme önden...
...herifin işi tamam! Tamam mı?
Hız devam, kırılan kemikler,
kova dolusu kan...
Havada uçuşan dişler. Önde, arkada
her yerde uçan dişler. Tamam mı?
Sanki Bruce Lee ölmemiş gibi.
Shaoli'nin 36. ölüm hücresi...
...hemen sizin büronuzun yanında.
Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
A? Romeo'mun elinde hazır bardak?
Zehir O'nun vakitsiz ölümüne neden.
Hepsini içmiş, cimri seni!
Hiç utanmadın mı?
Romeo.
Bir damla bile bırakmadın mı arkandan,
gelip de sana kavuşabileyim diye?
Öyleyse dudaklarından öperim ben de,
belki biraz zehir kalmış ümidiyle...
...nefsim de hoşluğunu
tadarak ölebilmek için.
NasıI geçti?
- Bu akşam evde misin?
Evet. Hayır!
Peki.
Titzi!
Rakip mi oluyoruz şimdi ne?
Merak etme, beni zaten almaz onlar.
Senin beden ölçülerin bende yok!
Beni de almayacaklar.
Gel gece, kara pelerininle ört beni.
Deli kan yanaklarımda dolaşırken,
ürkek aşkı taşırır,
aşkın masumiyetini yaşarken.
Gel gece, gel Romeo!
Gel gece, gel Romeo!
K/NG OF KEBAB
iki avuç döner için!
Hey, moruk!
Üç porsiyon işkembe bize az gelir.
Ben sana demedim mi?
Şu işkembe yüzünden iflas edeceksin.
Bağımlı yapacaklar seni!
Sonra da gidip, diyeceksin, ""Moruk
bir kaşık işkembe çorbası daha.
Küçük bir çay kaşığı dolusu daha.""
Hey, gel kardeşim! Biz de tam
hava yastığını patlatmıştık...
Neden KING OF KEBAB listemizde yok?
Onun da ödemesi gerekiyor!
Korkak aşçının yemeği kötü olur.
- Benim avratta işe yarıyor!
Hey, gördünüz mü?
- Neyi?
Orda, arkada.
Az önce yüz adam vardı orda!
- Nerde?
Orda, ilerde!
Canlıydılar değil mi?
Yoksa başka boyuttan mı geldiler?
Canlıydılar be oğlum, gerçekten!
- Tabi canım, tabi.
***!
Hey, Îbo!
Hey, Sifu!
Hey, dışarı bakın!
Pardon, affedersin.
- Benim hatamdı.
Ne oluyor burada?
- Bu kadar mütevazi olma, Spielberg.
Gel, haydi gel.
Ooo, Îbrahim!
Ailemizin gururu, altın çocuk!
Gel, sarılayım sana!
Bayanlar ve beyler.
Huzurunuzda, Îbrahim Seçmez!
Reklamın rejisörü!
O bir dahi ve...
benim yeğenim!
Hakan!
Sen ""Hürriyet'de"" çalışıyorsun!
Hadi, çek bakalım fotoğraflarımızı!
Kısa filimler de yapıyor musun,
yoksa sadece reklam filmleri mi?
Hayır. Îlk senaryomu henüz bitirdim.
- Adı ne?
""Sarı intikamın ölüm yumruğu".
- O.
Evet, amcam için yaptığım bu reklam
sadece bir başlangıçtı...
...ilk Alman Kung-Fu filmi hazırlığı.
- Aynen! Onu ben keşfettim!
40 yaşımdayım, bu semtin en büyüğü
benim! Bu sözümü unutmayın!
Gel buraya. Harika bir iş başardın!
Şu karşıdaki Yunanlı da Midilli'ye
ibne keçilerini otlamaya gitsin.
GÖRÜYOR MUSUN, Klitoris?
Yani, Kirianis!
Lanet olsun!
- Amca...
Neyin var?
Neyim yok ki!
Bu taverna hariç,
eskiden burası çöl gibiydi.
Birden bu göbekli, yağlı burunlu...
...bıyıklı barbarlar geldi.
Ve beyaz ekmeğe sıkıştırılmış
ucuz köpek eti yiyorlar.
Bu yetmezmiş gibi:
Öz oğlum bir Arap büfesi açtı...
Neden?
Çünkü, oğlum et sevmiyor. Ben de
Yunanlı bir oğlum var zannediyorum.
Vasiyet benim değil mi, çıkardım onu,
neden olmasın ki. - Gel, Amca.
Öfkelenme. Gel...
...bir uzo iç
Teşekkür ederim Stella.
Şerefe!
Bahşişinden keseceğim bunu.
Tamamen çılgın bir şey oldu!
Gazeteci bile geldi. Ahmet amcamı...
...görseydin, "Îbrahim, altın oğlum!"
Fıttırmış!
Güzel olmuş mu? - Güzel de ne demek?
Tadı damağımı gıdıklıyor, moruk.
Fazla acı, değil mi?
Acıya karşı zaafım var.
Senin bisküvine ne oldu?
Lçindekini biliyorum: Şans götünden
fışkırıyor, falan, moruk!
Ne oldu, hiç sevinmiyor musun?
Sevindim, sevindim.
Senin mutluluğun
benim mutluluğum demek.
Çin lokantasında yemeğini bitirmiş
herifin hikayesini biliyor musun?
Şans bisküvini açar ve okur, içinde:
""Ördek değildi!", yazar.
Hey, hamileyim!
Harika!
- O benim bisküvimdi.
""Baba oluyorsun."
Baba mı oluyorum?
Îstiyor musun?
Sen istiyor musun?
Bilmem! Doğruyu söylemek gerekirse,
çocuk için henüz çok gencim.
Ben daha çocuk sayılırım.
- Ben de daha çocuk sayılırım, Îbo!
Hemen kayboluyorum.
Kadınlar erkeklerden daha ileriler.
- Bu da ne bok laf böyle?
Ben mi sorumluyum şimdi, ne?
- Sen de mi bilmiyorsun?
NasıI, yani?
Haftalardır imtihana hazırlanıyorum.
Kabuslar görüyorum, jüri önünde
ağzımdan bir kelime bile çıkmıyor.
Zaten olmayacak,
çünkü imtihana girmeyeceğim!
Kayboldum!
Her şey yolunda mı?
- Evet, yolunda.
Ben çocuğu istemiyorsam, sen de
istemiyorsan... - Ben istiyorum!
Ama şimdi istemediğini söyledin...
- Moruk, bilmiyorum ama, istiyorum.
Moruk, bilmiyorsun ama, istiyorsun.
- Amma da desteksin ha, Îbo!
Ne istediğini bilmiyorsan,
ben ne yapayım?
Ben istiyorum! Anladın mı?
- Aceleye getirmeyelim, diyorum.
ÎSTÎYORUM!
- Anladım, tamam ya!
Aman tanrım!
Ne?
Bu benim oğlum.
Benim aslanım.
Türkiye'ye bir telefon et, lütfen,
ve herkese anlat, Îbo bizim burada
""Hürriyet'te"" çıktı.
Oscar törenine
beni de götürür müsün, Îbo?
Burhan abi'nin
kızını tanıyorsun, değil mi?
Değil mi?
Şu tavşanduğı olan mı?
- Ayla!
Kız seninle tanışmak istiyormuş.
Senin neyin var?
Baba... - Ne?
Sen dede oluyorsun, sen babaanne...
Ayla, sen de hala.
- Harika!
Titzi hamile!
NEE!?
Doğduğundan beri sana ne diyorum ben?
Taksi ruhsatı al, mı?
Mehmet!
- Ne dedim sana doğduğundan beri?
Alman bir kızla gezebilirsin.
Alman bir kızla yatabilirsin.
Alman bir kızla kalkabilirsin de.
Ama, onu kesinlikle...
kesinlikle, kesinlikle, kesinlikle...
...hamile bırakmamalısın.
Sen ne yaptın, eşekoğlueşek?
Gittin bu haltı yedin!
Kalbim!
Ne utanç!
DEFOL! Defol git evimden!
DEFOL!
Bir Alman çocuğu!
Hiç bir zaman "baba" demeyecek.
Hep "Papi" kalacaksın!
Onun için çocuğumu daha az sevecek
değilim, ya! - PAPÎ!!
Hiç bir zaman
senin lisanını konuşmayacak!
Ben seninle Almanca konuşmuyorum!
Çünkü ben hiç Almanca konuşmam.
30 senedir de Almanya'da yaşıyorum!
Bok herif, Allah kahretsin seni.
Dinsiz birinden çocuk yapıyorsun!
Allahsız bir piç!
- Baba!
Hayır, baba değil, senin baban yok.
Mirasımdan da mahrum edeceğim seni!
Allah kahretsin!
- Baba!
Allah kahretsin!
Baba!
Baba!
- Dokunma bana!
Oğlum bir Almardan çocuk yaptı!
Yaşam için Ekmek ne ise,
benim için osun sen.
Kurumuş toprak için
tatlı yağmur seli gibi,
senin için yaşıyorum, arada kaldım,
malını elinden bırakmayan cimri gibi.
Yakında gururlu keyif düşkünleri gibi
ve pek yakında öfkeli.
Zaman cevherimi çalacak korkusu,
şimdi de talihime şükredercesine,
Bütün dünyadakiler bu mucizeye
inansınlar, dilerim.
Çok mu kötü?
Bir Almardan çocuk yapmak...
daha kötüsü olamaz. - Hey!
Babam için, moruk!
- Peki, ya senin için?
Dedim ya sana!
- Bilmiyorsun. - Sen de bilmiyorsun.
Ben biliyorum!
- Öyle mi?
Neden Jüliyet'i oynuyorsun?
Sınavın iptal edildiğini zannetmiştim.
Bu günden yarına bütün filmlerinin
iptal olduğunu düşünsene bir!
Seneye de sınava girebilirsin.
Öyle mi canım? Çocuğa kim bakacak?
Sınav komitesi mi?
O halde, obür sene!
- Harika, bu doğru bir cevaptı!
Türk, ne olacak ki! Senden ışık
yılları öndeyim, başka galaksideyim.
Ne demem gerekiyordu?
- " Tatlım,
tiyatro okuluna gitmek istiyorsan,
bebeğe ben bakarım tabi ki"".
Nerden bile bilirdim ki?
- Moruk,
...bunu ben bile biliyorum.
Hey, Îbo, süperstar!
- Merhaba, Velid.
Merhaba, Lefti.
Ne oldu? Tofu köftesi mi yuttun, ne?
- Kızgınım sana.
Bu aralar moda galiba, biliyor musun?
- Çay ister misin, Îbo?
Evet, sağol.
Kızgınlığının sebebi var mı?
- Et için propaganda yapıyorsun.
En son hayvanı öldürdükten sonra...
deli dana beyinlerinizi çürüttüğünde,
etin yenilmeyeceğini...
o zaman anlayacaksınız.
- Dünkü kuzu budu amma da güzeldi...
Bir kelime daha söylersen, kovuldun.
- Faşist.
Rengin bayağı solmuş, Îbo.
Titzi hamile!
Olamaz!
- Evet!
Înanmıyorum!
- Aynı şeyi ben de söyledim. - Süper!
Bunu kutlamamız lazım.
Aldi'den şampanya alayım.
Hayvan herif seni!
Vay be!
""Vay be", diyecek ne var ki?
""Vay be", diyecek ne mi var?
Senin gibi bir solucan mucize
yaratsın diye, tanrı seni yaratmış.
Boklu çocuk bezleri, uykusuz geceler,
tonlarca mesuliyet... Vay be!
Senden iyi bir baba olur, moruk.
Keşke benim babam olsaydın!
Senin baban Kirianis.
- O öyle görmüyor!
Beni evlatlık verecek. - Benimki de.
Benim ki beni mirasından çıkardı.
Hey, ben seni evlatlık alıyorum.
- Ben de seni evlatlık alıyorum!
Baba!
- Baba!
Dinle, Titzi harika bir kız!
O bir inci! O bir prenses.
Lefty! - Siz başarırsınız.
- Bir kaç gün sende kalabilir miyim?
Benim evim senin evin demek!
Ü/kesiz bir savaşçıyım,
Dang-Po-Hon-Li.
Şu saçmalığı ileri alsana, moruk.
Hayır, senin vatanın benim ka/bimde.
Telefon?
- Dışarıda.
Tüm bunlar aşk yüzünden oluyor!
0190! Polonyalı seksi kızlar,
genç ve arzulu. - Ben Îbo. - Anladım.
Titzi!
- Sen göt herifin tekisin.
Bitir onun işini!
Ne istiyorsun? - Sesini duymak.
- Duydun işte. - Hey, Titzi?!!
Ne? - Bizim mese/eyi konuşacaktım.
Şimdi tam 5 santim o/du ve büyüyor.
Büyüdükçe büyüyor. Hiç bir şey yapmak
mümkün deği/ mi, yoksa? Neyse. Ve...
Titzi, ne olursun, bana
bir şans daha ver. Olur mu? Lütfen!
Tamam, 5 saniye cevap vermezsen
beni affettin demektir, yoksa?
1... 2...
3...
...5
HEY, BÎR KELÎME DAHÎ SÖ YLEMEDÎ!
Dondurulmuş piza al bir kaç tane,
çok az yemek yiyorsun. - Peki.
Anne...
- Gördün mü onu son zamanlarda?
Kimi?
- Babanı?
Anlatsana!
- Hayır.
Lütfen, anlat!
- Onu görmedim.
Yalan söylüyorsun!
- Yine sinirleniyorsun.
Peki, nasıI istersen.
Onu, onu gördün mü?
- Kimi?
Şu Sabine'yi?
- Evet, geçen ay, tesadüfen gördüm.
Bu konuyu bir daha konuşmayacaktık...
Ben de sana bir şey söylemem lazım.
- Peki, o ne dedi?
Hamileyim.
Kocamdan bir de çocuk mu yapıyor,
o domuz? - Hayır anne, ben hamileyim!
Aman Allahım, Patrizia!
""Aman Allahım" da ne demek?
Bebeğim olacak, ne olmuş yani!
Niye hiç kimse sevinmiyor?
- Bebek, adam gibi adama yapılır.
Diğer erkekler ise...
- Hepsi babam gibi değildir!
Lbo'dan mı?
- Elbette!
Ne var?
Çocuk arabası süren bir Türk erkeği
gördün mü sen hiç?
Bu da ne?
Ucuza aldım.
Bak, şuradan sürgüyü açıyorsun
sonra şunu çıkarabiliyorsun...
Bebeyi de bu zımbırtının içinde
taşıyabiliyorsun.
Süper, değil mi?
Îyi de...
Çok da güzel itiliyor, denesene!
Sana inanıyorum.
- Sürsene!
Yağ gibi gidiyor.
Kitapçıya gitmem gerekiyor,
sınav metinlerini ısmarlamıştım.
Ama sonra bende buluşuruz, tamam mı?
- Tamam.
Hey, şeyini...
Hay, Allah kahretsin.
Hey, ***.
Hey, Îbo! Hey, Ne yapıyorsun burada?
Araştırma yapıyorum.
- Neyi araştırıyorsun?
CangıI atmosferini.
Alman Kung-Fu filmi tutmazsa,
ilk Alman Vietnam filmi çevireceğim.
Ama Almanlar Vietnam'a gitmediler ki.
Henüz gitmediler, moruk, henüz.
Titzi ile buluşacaksın sanıyordum.
- Buluştum.
Her şey yolunda mı gine?
- Eskisinden de iyi.
Bu cırtlak ses de ne böyle?
Îçinde bebek arabası var!
Amma da cırtlak ses be, moruk!
Hay Allah kahretsin.
Moruk, bunun sesini nasıI kısılır?
- Ben nerden bileyim!
Biraz olsun sessiz ol, şşş! Tamam!
- Belki de karnı açtır!
Şşş, arkadaşım biraz sakin ol ya.
Onun daha dişleri yok, ya!
Moruk, ne yapacağım şimdi ben?
- Bilmem, gitmem lazım. - Sakın ha!
Yiyecekleri buzdolabına koymam lazım.
Süt istedin, al sana süt. Îbo Seçmez
bebeklerin ne istediğini bilir.
Helal olsun sana, moruk, helal olsun.
Ama şimdi gitmem lazım.
Haydi, görüşürüz!
Yüzünü dağıtırım senin, bok herif!
Canım benim, acıttı mı bir tarafını?
- Bırak da sütünü içsin bebek, bu...
yabancılar da bebekten anlamıyorlar.
- Piç herif, seni öldüreceğim!
Valid!
Valid!
Teşekkür ederim!
Biberon kapağının şifresini buldum!!!
Öfke/isin Titzi, öfke/isin, öfke/i!
Îbo'nun arkadaşısın!
- Îbo'nun hamile arkadaşı!
Îçeri girmez misiniz?
- Hayır, girmeyeceğim!
Neden olduğunu da söyliyeyim: Çünkü...
beni ne evinizde, ne de ailenizde...
istiyorsunuz. Misafirperverliğinizi
alın da bir yerinize sokun! Neden...
gireyim ki? Ben size layık değilim!
- Hoş geldin Patrizia, girsene içeri!
Başka zaman, bayan Seçmez.
Evet, nerde kalmıştım?
- ""Size layık değilim"" diyordun.
Evet, aynen. Size layık değilim!
Ama, aslında umrumda değil.
Size şunu söylemek için geldim...
Nasılsın ablacığım?
- Merhaba, tatlım.
Gelsene içeriye.
- Şimdi olmaz, tamam mı?!
Yazık, ya.
""...size şunu söylemek için..." dedin.
- Evet, size söylemek istediğim:
Siz de o başarısız oğlunuz da
bana vız gelirsiniz!
AsıI siz beni hiç hak etmiyorsunuz!
- Ama... - Tekrar görüşmek üzere!
Hoşca kalın.
Amma esti ha!
Onu içeriye davet etseydik.
- Davet ettim! Allah, Allah!
Gururlu, Trabzonlu kızlar gibi.
Üstelik güzel de.
Bir Alman için fena sayılmaz.
Îbo'ya neden bu kadar kızgın?
- Senin oğlun onu terk etmiş, ondan.
Başka ne yapacaktı ki?
- Mehmet!
Ne var? "Mehmet."
- Beni çıldırtma, Mehmet!
Kız yanlız başına,
ve bir bebek bekliyor.
Benim ailemde bir erkek
bir hamile kadını yüz üstü bırakmaz.
Evet, benim ailemde de bırakmaz!
- O zaman bir şeyler yap!
Ne yapmam gerektiğini
sen anlatma bana!
Güzel olmuş mu, Îbrahim?
- Eskisi kadar lezzetli değil.
Duydun mu, ne dedi?
Lezzetli değilmiş. - Diyorum ya dayı.
Günür'ün etiyle yine lezzetli olur.
Günür'ün eti mi? Ne kadar pahalı
olduğunu biliyor musun?
Yemek pişirmesini öğren artık!
Bir şeyler düşündün mü,
yeni reklam için?
Kafam çok dolu! Titzi ve...
babamla stresteyim.
- Anlıyorum.
Îstediğini çekebilirsin!
Bütçeni de iki misli yapıyorum!
Istediğimi? - Bir dahinin işine
nasıI karışabilirim ki?
Sayende semtin en büyüğü biz olduk.
Bir reklam daha, Hamburg'da olacağız.
Ne diyorsun bu işe?
Gel Romeo, gel, vahşi gece!
- Hayır!
Sonsuz kan...
- Vahşi kan!!!
Vahşi kan. - Arayış... gibi. - Arayış!
Romeo'yu aramaya gidiyorum! - Hayır.
Bana yardım et. Başaramıyorum.
Neye kızıyorum, biliyor musun? Herşey
yapıyorsun, ama doğum kontrolü hariç!
Pes ediyorum. Bana karnını ver, benim
yerime sınava sen gir.
Daha çok Bruce Lee tarzı olsun.
Yoksa Jackie Chan tarzı mı?
- Jackie Chan sadece poz çekiyor!
Bizim adamımız, Jet Li, moruk!
""Black Mask"ı hatırlıyor musun, şu
döner tekmeyi, he?
- Hani şöyledi, değil mi, moruk!
Baba!
- Bana baba deme!
Çay ister misin?
- Hayır!
Peki, bir şey yer misin?
- Hayır!
Hamile karını neden yüz üstü bıraktın?
Utan!
- Beni Titzi yüzünden reddettin!
Seni kovdum, ama torunumu değil!
Dur! Almardan çocuğum olacak diye,
beni kovan, mirastan mahrum eden,
evlatlıktan reddeden sen değil miydin?
- Evet.
Bu yüzden Titzi'yle kavga ediyorum,
şimdi de bana kızıyorsun, öyle mi?
Evet.
Baba, bu çok anlamsız bir şey.
Babanla böyle konuşamazsın!
Artık baban olmayan babanla!
Eşoğlueşek!
Bu Türkler üşütük!
DÖRT HAFTA SONRA
Bir bilet! Sekiz Euro?
Reklam için biraz fazla abartılı.
Yunarlı casuzluğa mı başladı?
Reklam kampanyamı mı kıskanıyor?
Benim mutfağım reklamını kendi yapar!
- Mutfak mı? Senin mutfağın yok ki!
Yemeklerini kalorifer
dairesinde ısıtıyorsun.
En azından etlerimi köpek
avcılarından almıyorum.
Anlamıyor musun, ben ona sorarsam
mutlaka "hayır" diyecek.
Onun barbar amcası
buna asla izin vermez.
Ama siz ikiniz iyi arkadaşsınız,
seni dinler.
Ela, hadi be oğlum,
bir sor bakalım ona.
Derdin nedir senin?
Vejetaryen olup Arap lokantası açtım
diye, mirasından ettin beni.
Ondan sonra,
hiç ayak basmadığın lokantama gelip,
..., o lanet olası hırsını tatmin
etmek istiyorsun.
Çık dışarı, kaybol!
Biraz anlayışlı ol be oğlum!
- ÇIK DlŞARI!
Benim geleceğimi düşün!
- Çık dışarı!
Îbo! Nasılsın?
- Îyiyim. Şöyle, böyle.
Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?
Îyiyim, sağ ol. E peki daha nasılsın?
Dedim ya, iyiyim.
Teşekkür ederim. - Bir şeye ihtiyacın
var mı? - NasıI yani?
Sana bir iyilik yapabilir miyim?
O! Yok, sağ ol. Her şeyim... var.
Çok teşekkür ederim. - Bir şeye
ihtiyacın olursa, bana gel.
Tamam, olur, çok teşekkür ederim.
Biz Yunanlılar ve siz Türkler birlik
olmalıyız, anlıyor musun?
Elbette tabi, kesinlikle. Aynen böyle!
Evet!
- Evet!
Tamam!
Haydi bakalım o zaman...
O, evet..., anlaşıldı.
Pardon.
Şimdi benim reklamım geliyor.
Sizi ""Taverna Bouzouki"bek/iyoruz!
Susannastrasse 58.
Lezzet/i ve hesap/ı menü/er,
tıpki Yunanistardaki gibi.
Taze, sağ/ık/ı, /ezzet/i,
ve hesap/ı menü/er.
Güze/ ve iyi Yunan yemek/eri.
Taverna Bouzouki'de...
gerçek ve iyi Yunan mutfağı...
Susannastrasse 58'de...
Yemek/er iyi, her şey iyi!
Shanghai Joey?
Kim soruyor?
Tetikteki parmağım!
Son sözün nedir?
Aşk acısı o/an birine sakın bu/aşma!
Hepsi /anet o/ası bir kadın yüzünden!
Umarım buna değmiştir, Joey!
Ben de umarım.
K/NG OF KEBAB.
'DÖNER iÇiN ÖLÜRÜZ'
Ah?
Sevgilim elinde bir bardak mı var?
Demek zehirdenmiş vakitsiz ölümü.
Otopsi raporu vermiyorsun: Zehirmiş,
Komiser bey... Birden sevgilinin intihar
ettiğini anlıyorsun...
Yani vakitsiz ölümü zehirden miymiş?
Senin için çok önemli olan bir şeyi
kaybettiğin oldu mu?
Hamster'im öldü...
Bir kaç sene oldu.
Adı Charlie'di.
O halde, Charlie'yi düşün.
Sen niye ağlıyorsun şimdi?
Charlie'yi hiç tanımıyordun ki.
Hep Îbo'yu düşünüyorum.
Ona bir telefon edersem iyi olur,
o da kendini öldürmeden.
Ama, Charlie intihar etmedi ki!
Bunu hediye paketi yapar mısınız?
Bir şey içmek istermisiniz? - Daha
değil, birini bekliyorum. Mersi.
Şimdi birşey alır mısınız?
- Evet, büyük menüyü lütfen.
Ve çeşme suyu...
Limonlu olsun! Teşekkürler!
Hey Titzi.
Bir bilsen bu gün başıma gelenleri!
- Seni dinliyorum.
Kaykayımla çifte yemiş gibi,
lokantaya doğru kayıyordum.
Ciğerim hava diye bağırıyor,
kaslarım alev, alev yanıyor.
Beynimde tek bir düşünce dolaşıyor:
""Titzi bekliyor, Titzi bekliyor!""
Sonra, aniden: Güm!
Şu yapımcı
arabasıyla bana çarpmasın mı!
Yüzüstü bir uçarım, tamam mı?
Her şeyim döner, yönüm, kaykayım.
Ayağa kalkarım, ileri sürünürüm,
tamam mı?
Acılarımı unuturum, tek düşüncem:
""Titzi bekliyor! Titzi bekliyor!""
Senin için aldığım hediye, eyvah...
Yok! Yapımcı kolumu tutar, tamam mı?
Îlla da benimle konuşmak ister.
""Îbo, reklam filmin! Harika!""
Çok iyiydi! Biraz karanlık,
hatta biraz kasvetli.
"En büyük sensin, moruk!" Ama onu
dinlemiyorum bile. - Konuşmamız lazım
Şimdi olmaz! Çünkü... çünkü.
Benim kız arkadaşımı tanıyor musunuz?
Yani? Haytımı mı mahvetmek
istiyorsunuz? Gitmek istiyorum!
Tek arzum sana yetişebilmek!
Siz şu müthiş sinema
reklamların rejisörü değil misiniz?
Evet.
Ben de işsiz bir oyuncuyum.
Yeteneğimin kaybolup gidiyor.
Gelecek filmin başrolü verildi bile.
Hamile misiniz?
Siz çatlak mısınız?
Siktir git!
Şimdi nasıI yemek ısmarlıyacağım?
Boş ver, neyse!
Kaykayım ayvayı yemişti.
Herif üstünden geçmişti.
Önce kaykayımı tamir ettim, sonra
şimsek gibi devam: ""Titzi bekliyor!"
Artık hiç bir şey beni durduramazken
birden bire...
Ahmet amcam üstüme çullandı!
Îbo! Şuna bak!!! Îbrahim!
- Çok geç kaldım! O ise illa...
sonraki film için konuşmak istiyordu.
- Hep kederli tiplerle doldu dükkan!
Tabii bu durum da beni durduramazdı.
- Hiç kimse artık bir şey yemiyor!
Tipler bir çayı iki saatte içiyorlar.
Dükkanın içine ediyor bunlar!
Amca, daha iyi yemek yap, dedim ve
şimşek gibi devam. Înan ki Titzi...
buraya zamanında yetişmek için
elimden gelen her şeyi yaptım.
Tamam, Îbo.
Bir saat geç kaldın. Ben de bu
bir saat içinde düşündüm.
Seni anlıyorum.
Beni anlıyor musun?
- Evet.
Alman kız arkadaşından çocuğu olacak
bir Türk'ü nasıI oynardım acaba?
Kendimi senin yerine koydum
ve şimdi seni anlıyorum.
Evet, aslında babam...
- Baban bir bahane!
Baban sana film yapmanı yasaklasa,
o zaman dinler misin onu?
Baban sadece bahane, Îbo.
Baban olmasa, filmlerin olur.
Francis Ford Coppola'nın üç çocuğu
vardı, ""Apocalypse""yi çevirdiğinde.
Evet, ama bu...
Neden bir bebek istemediğini
söyleyeyim mi sana?
Korkuyorsun!
Kimin kafana girdiğini bilmiyorum
de Niro hanımefendi...
Benimkine girmediğiniz kesin!
Korkuymuş!
Ben de korkuyorum.
Üstelik daha çok korkuyorum,
sebebi de, vücudum değişiyor...
çocuğumuzu doğuracağım, ben sancısını
çekeceğim. Sen bir şey yapmayacaksın.
Yanımda olman yeter,
bu durumda sana güvenebilmeliyim.
Bahanesiz birisine, yani, güçlü
ve güvenilir birine ihtiyacım var...
destek olacak bir kayaya.
Başka bir Îbo'ya ihtiyacım var.
Bu ne demek oluyor?
Îyi bir baba ol. Öğrendiğini göster!
Veya: Bizi rahat bırak!
Teşekkür ederim,
öğrenmeme izin verdiğiniz için.
Valid'e teşekkür et.
Kız arkadaşırnın seni neden
terk ettiğini anlıyabiliyorum.
O beni terk etmedi, o...,
Yani, o...
- Îş ciddiye biniyor, Îbo.
Alarm çalmaya başladı!
Dünyanın en boktan kokusunu düşün!
Şimdi onu yediyle çarp.
- Yediyle çarpayım!
Hazır mısın?
- Hazırım!
Şimdi içeri giriyoruz!
- Tamam!
Bu seferki 9.8 şiddetinde!
Üstelik daha bezini açmadın bile!
Şimdi üç şey çok önemli, Îbo:
Derin soluk alma! Futbolu düşün!
Paniğe kapılma!
Tamam, Futbolu düşünüyorum! Îyi çek
resmi, yoksa bana inanmaz, tamam mı?
Biraz daha eğilir misin?
Biraz daha, biraz daha eğil.
Eğil, biraz daha, Îbo!
- Moruk! - Azıcık daha.
Bunu Titzi için yapıyorsun.
Titzi için yapıyorsun.
Takma kafana! Yarım saat bekleriz!
Îkinci sefer daha formunda olursun.
NasıI gitti, Îbo?
Îbo? Kulağında bok kalmış.
Evet, biliyorum...
Sizde duş yapabilir miyim?
Yani, iki hafta boyunca falan?
Pes ediyorum, gerçekten.
Bira almaya gidiyorum!
Bir saat önce gidiyordun.
Önce hız almam gerekiyordu.
Yani, fiziksel ve duygusal olarak...
Ve fiziksel olarak!
Ocak
Şubat
Filim prodüksiyon DESPERADO.
Berlin Filim Festivalirdeyiz.
Gittin mi?
Ne?
Bira almaya!
Mart
Barışsanız siz, hala ve bebek bakıcısı
olmak istiyorum, saati beş Euro'ya.
Bilemiyorum, sence?
Kahretsin, dikkat etmedim!
Hay Allah, ne yapacağız şimdi?
Nisan
Mayıs!
Titzi! Baksana, başardım! - Güzel!
Buldum!
Bir kere daha gidersin, olur biter!
Mayıs
Ne zaman?
Şimdi.
, ÎLHAM'
Hey, Titzi!
Dur!
Bruce Lee!
Kalk ayağa!
Senin ne işin var burada?
- AsıI senin işin ne burada?
Bir şeye çarptım.
- O şey dediğin benim...
...ayayığımdı.
Ama neden ki, Sansai?
- Sana ilham lazım.
Yoksa, neden kız arkadaşının
yanında değilsin?
Îyi bir baba olabilir miyim,
bilemiyorum.
Hocam, ne yapabilirim?
Yukarı attığın her adım
dağı ufaltır.
Zirveye doğru attığın her adım, dağı
ayaklarının altında eritir gider.
Yani, dağcı mı olayım, diyorsun?
- Hayır, geri zekalı!
Ona erkek olduğunu göstermelisin.
Git, bir gebelik kursuna katıI.
Nefes al...
...Nefes ver!
Nefes al...
...Nefes ver!
Teşekkür ederim.
Bay Îbo Seçmez?
Evet.
- Hoş geldiniz.
Kendinizi grubumuza tanıtır mısınız?
Çekinmenize gerek yok.
Biraz şaşırdık. Burada erkeksiz kadın
oldu, ama kadınsız erkek hiç olmadı.
Bu, benim arkadaşım.
Pekala, o zaman şöyle ortamıza gelin.
Evet...
Aslında buraya gelmemi
Bruce Lee bana tavsiye etti...
Kısa zaman önce karım beni terk etti.
Bunu da bir...
...borsacı Joachim yüzünden
yaptı.
Karım sekiz aylık hamile ve
çocuğu istemiyor, boşanmak istiyor.
Çocuğu tek başıma büyüteceğim için,
bu işleri öğrenmeye geldim.
Yani, ne yapmam gerektiğini
bilmek istiyorum.
Ama, çocuğu karınız doğuracak,
öyle değil mi?
Evet.
Ana tabiat bunu böyle istiyor.
O halde, refakatçınız uzansız bakalım.
Ben mi?
Geliyor! Geliyor! Üçüz geliyor! Üçüz!
Oğlun ne yapıyor? Şu Almarla
kepazeliğini sürdürüyor mu?
Yasakladım ona.
- Îyi.
Bu olgun kararını anladı mı?
Konuşmuyoruz.
Onu evlatlıktan reddettim.
Çok güzel!
Erkek dediğin böyle sert olur.
Merhaba.
O, merhaba.
- Ben taşıyayım. - Hayır ben taşırım.
Teşekkürler. - Hayır! Olmaz! Hayır!
- Taşırım dedim. - Versene be kızım!
Îbrahim'den bir haber var mı?
- Bugün ondan bir mektup aldım.
""Îbrahim Seçmez bey'in hamileler için
doğum kursunu başardığını onaylarız."
Eşoğlueşek!
- Efendim?
""Eşoğlueşek"", dedim.
O, bu şey için mi?
Evet.
Katlanabiliyor mu?
- Evet.
Şuradan bir yerdendi, ama...
Bir bakabilir miyim?
Îşte oldu! - Profesyonelsiniz!
- Ayla'nın da böyle arabası vardı.
Yardıma ihtiyacınız olursa...
o zaman...
Müsaadenizle.
Alo? Alo?
Gel.
Merhaba!
- Merhaba!?
Teşekkürler.
Ahmet amca bizi bu gün davet etti.
Bu akşam doğum gününü kutlayacak.
O zaman hemen gitmen mi lazım?
- Hayır,
ben senin de gelmeni istiyorum.
Sen de ailedensin artık.
Bilemiyorum, Ayla.
- Lütfen, ne olur!
Baban benim orada olmamı istemez.
Zaten Îbo'da gelir, öyle değil mi?
Lbo düzeldi artık. Ona,
tencereyi atlatmadan bebek masının...
nasıI pişirildiğini öğrettim.
Süper, öyle değil mi? - Harika!
Îbo seni özlüyor. Gel, olur mu?
Doğum günlerinden nefret ediyorum!
Bedavaya işkembelerini doldururlar,
sonra da, işler nasıI diye sorarlar.
Ay sonunda da, vergi, mergi, daire,
maire, sigorta, migorta...
Ne? - Gül be dayi, gül. Zaten bu
akşamı iptal edemezsin artık.
Sen beni mehvetmek mi istiyorsun?
Bu koç yumurtaları bize bir ay yeter.
- Bunlar işkembe, koç yumurtaları
bana lazım daha. Îyi yemek pişen
yerde, yine fazla yemek yenilir.
Güzel yemek pişirmek mi?
Fazla yemek yemek mi?
Ulan gerzek!
Bu gün sadece akrabalar geliyor!
Doğum günün kutlu olsun!
Seninle konuşmam lazım.
Ben de seninle konuşmam lazım.
- Tamam ama, önce bir döner alayım.
Ne oldu?
Sağlık ocağından mı geldiler, yoksa?
Karnım aç, dedim.
Döner vermiyor musun?
Önce konuşalım!
Son reklamın bok gibiydi, millet bir
şey almıyor. Yeni reklam istiyorum.
Yeni reklamı ne zaman çevirirsin?
- Yeni reklam, ha, dur bir düşüneyim.
Tamam, biliyorum.
Zannediyorum ki...
Buyursunlar. Ne arzu...
Ulan! Gevezelik yapma, moruk!
Ne istediğimizi çok iyi biliyorsun.
***?
Otur ve kapat çeneni!
Hemen konuşmaya devam edeceğiz.
Buyrun!
Üç işkembe çorbası! Çiçek gibi.
Ahmet!
Ulan, ne boktan çorba bu böyle? - Ne
sarmısağı var! - Ne de işkembesi!
Sade su bu!
- Bu ne biçim tad böyle?!
Bundan sonra, her ay
korunmak için haraç ödeyeceksin!
Koruma mı? Kimden?
- Bizim gibi delilerden. - Yeter be!
Önemli bir konuşma yapıyoruz ve
rahatsız da edilmek istemiyoruz!
Soluk almadan, çorbanızı
efendi, efendi için.
Tekrar geleceğiz!
Bir daha geldiğimde, taşaklarından
işkembe çorbası yapacağım!
***.
Îyi gösterdik onlara ama, ha!
Bir konuda haklılar götverenler:
Îşkembe çorbası eskiden daha iyiydi.
Çeneni tutamaz mısın sen!?
Bütün bunları kim ödeyecek şimdi?
Son reklamın bok gibiydi!
Yenisini istiyorum: Kan akmayacak...
silah patlamıyacak. Yanlız neşeli, ve
sağlıklı iştahı olan insanlar olacak!
Başkası çevirsin. Ben bir sanatçıyım,
bir vizyonum var. - Benim de var!
Müşteri dolu bir dükkan görüyorum!
- Îbo, lan.
Son filmin gerçekten rezaletti.
- Başımıza film eleştirmeni mi oldun?
Evet mi yoksa evet mi?
- Hayır! Ne şimdi,
döneri vermiyor musun?
- Hayır!
Olsun! Akşama iyi eğlenceler size.
Ben artık Yunan yemekleri yiyeceğim.
Yunan mı?
Seni Yunan usulü yapayim ben!
Oğlum, bir şeyler söyle!
- Hain. - Kalk ayağa!
Bağır biraz!
- Hain!!!
Baban seni haklı yere evlatlıktan
reddetmiş! - Hain!
Meşhur Îbo Seçmez!
Meşhur rejisör!
Benim mütevazi lokantama gelmiş!
Gel güzel evladım! Gel!
Merhaba, Îbo!
Nefis!
Sana bir şey itiraf edeceğim, Îbo.
Ne zaman caddeden geçersen,
arkandan bakıyorum,
Ve o kütür,
kütür götünü ısırmak istiyorum!
Ne o, çok mu şaşırdın?
- Hayır.
Diple!
Yamas!
Îbo gelecektir, ya.
Amca!
Ne var?
Ouzo!
- Ouzo!
Ben artık gitsem iyi olur.
- Olmaz!
Neden olmaz?
Kız arkadaşım ve ben...
yani, ben denedim!
Gebelik kursuna gittim,
kitaplar okudum, düşündüm ve...
acaba, o noktaya gelebildim mi ben?
Hayır!
Sana bir sır vereyim mi, Îbo?
Sen noktaya alsa gelemezsin.
Sen o iş için yaratılmamışsın.
Ben de aynı şeyi
başından beri söylüyorum.
Hayattan daha fazla şeyler isteyen
erkekler var! Fatihler, dahiler,
devrimciler, Jül Sezar veya
Dieter Bohlen gibi erkekler.
Böylelerini kafese sokamazsın.
Seni kafese sokamazsın, Îbo!
Aynen! Aynen öyle işte!
Ouzo!
Eyvah, Amca!
Söylesene, dükkanımı nasıI buldun?
Şahane!
- Öyle, değil mi?
Biraz boş.
Öyle, değil mi?
Senin için bir reklam yapayım da
böyle boş kalmasın.
OUZO!!!
- KES!!!!!
Bir daha söyle bakayım!
Senin için bir reklam yapayım da
böyle boş kalmasın.
OUZOOOOOOOO!!!
Şimdi de dans etme zamanı geldi!
OUZO!!!
Asla o noktaya gelemeyeceğim! ASLA!
Ben Jül Sezar'im!
Stella! Ela!
Merhaba!
Hey, gençler! Siz siz olun...
Ouzo'dan uzak durun!
Adamı mahvediyor, öldürüyor!
Dün gece olanların
hç birini hatırlamıyorum.
Dün gece ne oldu ki?
Bana Titzi'yi ver!
NADINE YALVARIYORUM SANA!
Evde değil!
Nadine, lütfen. Konuşmam lazım,
onunla. - Seni görmek istemiyor.
HEY, NADINE! - Her şey yolunda mı,
Canım? - Henüz öyle!
Lütfen, Nadine!
Gel gece! Kara pelerininle ört ki,
Yanaklarımda titreşen vahşi kanı,
ürkek sevgi cesaret bulsun
ve masumiyetten başka hiç bir şey
içimdeki aşkı vurmasın dışarı.
Gel gece!
Gel, Romeo!
Jüliyet'i ilk defa hamile görüyorum.
Role yepyeni bir hava kazandırmış.
Çok iyi.
- Teşekkür ederim.
Okula bebeğinizle gelemeyeceğinizi
biliyorsunuz, değil mi? - Peki neden?
Genç annelerle kötü tecrübelerimiz
oldu. Çoğu bu yükün altında eziliyor
ve öğrenimleri zarar görüyor.
Bir, iki yıI bekleyin.
Bebeğiniz... - Hayır!
Bir, iki yıI beklemek istemiyorum!
Şimdi öğrenmek, oynamak istiyorum!
- Böyle dikkafalı olmayın, bayan!
Yeteneklisiniz, ama bu karnınızla sizi
alkışlamak için cesaret lazım.
Sancılanacaksınız diye insan...
korkuyor. Neden beklemiyorsunuz?
- Çünkü ruhum yanıyor.
Benim çocuğum da tiyatroyu benim
kadar sevsin istiyorum.
Bekleyemeyecek kadar gencim.
Ne oldu? Sınavı geçtim mi?
Tebrik ederim.
- Teşekkür ederim. - Görüşmek üzere.
Hayır!
Hayır!
Evet! Evet! Evet!
Karım da oğlumu takside doğurdu.
Döşemeleri yeni değiştirdim daha!
Allah, Allah...
Ben sana ne yaptım ki?
Sen ambulansa bin!
Sen binersin ambulansa,
Beni götürmezsen eğer! - Hayır!
Evet!
- Hayır!
Gel.
Gel buraya!
HEY, BENÎ BEKLEYÎN!
Erkek mi? Kız mı?
- Bilmiyorum.
Hangisi olsun istersin?
- Hiç fark etmez benim için.
Fark etmez mi?
- Önemli olan, çocuk doğsun!
Hayır, yine çarpışmıyalım!
Allah kahretsin!
Se/amın a/eyküm.
A/eyküm se/am.
Bütün doktorlar yanıma gelsin!
Korkuyorum! - En önemlisi,
doğru nefes alıp vermek.
Bütün doktorlar yanma gelsin!
- Yaralı mısınız?
Hamileyim!
Çocuğun babası siz misiniz?
- Evet.
Dede oluyor!
- Evet... dede oluyorum.
Birisi şu boktan yunus müziğini
Kapatamaz mı?
Hey, Titzi.
Senin ne işin var burada?
- Ne işim mi var burada?
Senin işini yapıyorum!
Neden karının yanında değilsin?
DEFOL!!!!
- Ikiniz de!
Burada iç sigaranı!
Senin önünde sigara içemem.
Saygı sigarayla olmaz.
Îç dedim.
Hiç önünde sigara içmedim!
- Îç!
Bana da ver bir tane.
Baba...
- Efendim!?
Îyi bir baba nasıI olur?
Çocuğuna sor, babana değil.
Eşoğlueşek.
Bebek doğdu!
Oğlan mı?
- Kız.
Bir kızım oldu!
Bir kızım oldu!
Bana bir torun verdin!
Gerçekten...
Ouzo yüzündendi.
Tam bir salak gibi davrandın.
Evet, biliyorum.
Benim bebeğim mi?
Moruk, evet o!
Seni henüz affetmiş değilim.
Gökteki en güzel yıldızlardan ikisi
kısa süreliğine yerlerinden ayrılmış
senin gözlerinden rica etmişler
onların yerine parıldasınlar diye.
Ama gözlerin göğe çıksa ve inse
yıldızlar yüzüne, utandıracaktı
yanaklarının parıltısı yıldızları,
güneşin bir mum ışığını
utandırması misali.
Ah o göz yıldızları...
Dur bir saniye.
Evet, göz yıldızları...
Parlayın gök yüzünde
cıvıldasın kuşlar ve sansınlar
hiç olmamış gece.
Görüyor musunuz, nasıI da dayamış
yanağını eline.
Keşke bir eldiven olabilseydim
onun elinde ve
dokunabilseydim yanağına ben de.
Titzi ben...
dün seni sınavda gördüm.
Orada söylediklerin var ya...
Yapabilirsin, amca!
Bu benim oğlum!
Evet, hem de 25 senedir.
Fena da sayılmaz, ha?
- Yenebilir.
Sizin burada ne işiniz var?
Seninle ilk Alman Kung-Fu filmini
çevireceğiz.
Senin ilk reklam filmini de gördüm.
Ama senaryo...
senaryonun bir motivasyona ihtiyacı
var. - Ama sabırlı olmanız lazım.
Bu yıI bebek iznimi kullanıyorum.
Merak etma, bu süre içinde biz de
Senaryoya çeki düzen veririz.
Gördün mü, moruk? Demek oluyormuş.
Ayvayı yedik!
Düğünüme yavşakları davet etmedim.
- Düğünün değil, cenazen olacak.
Son bir sözün var mı?
Vee Motor!!
DÖNER DELUX, sadece 3,50 Euro
Super Souvlaki, 3,- Euro
Meyve salatası "Macedonia", 3,- Euro
Yaprak sarması "Ahmet", 3,- Euro
Yaprak sarması "Kirianis" 3,- Euro
lzgara 1 porsiyon 6,50 Euro,
2 porsiyon 9,50, 3 porsiyon 11,50 Euro
Aah! Malaga Puşti...
Big Börek XXXL, 2,50 Euro
Musakka, 6,- Euro
Rakı, 1,50 Euro
Ouzo, 15, Euro
Tarama, 2,50 Euro
Hey millet!
Îşkembe çorbasının
tadı yine yerine gelmiş!
Îşkembe çorbası, 2,50 Euro
"Baba" de bakayım!
Ba-ba.
Ba-ba...
- Dö-ner.
TAVERNA BOUZIKI - KING OF KEBAB
Alt yazı
Ayten Bozbay
Film und Video Untertitelung
Gerhard Lehmann AG