Tip:
Highlight text to annotate it
X
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, NEW YORK
MACARİSTAN
İSVEÇ
HONDURAS
İNGİLTERE
.. açılış konuşmasında
Genel Sekreter tarafından
ustalıkla belirtildi.
Ama, üstüne basarak söylemeliyim ki,
hiçbir formül hiçbir zaman
tüm vakaları kapsayamaz.
Örneğin...
...üç ya da daha fazla aday tanındığında,
ki bu tümüyle çelişir...
Kimin cenazesi bu?
Senin.
Yine yapalım.
Evli değilsindir umarım, yoksa öyle mi?
Günaydın 007.
Evet... günaydın.
Uykusuzluk mu efendim?
Talimatlar.
Fazla zamanın yok.
Sen toplanırken ben anlatayım.
Toplanmak mı efendim?
Son 24 saat içinde üç ajan öldürüldü.
Dawes New York'da, Baines Karayiplerde,
Hamilton New Orleans'da.
Baines. Baines'i severdim.
Ayakkabıcımız aynıydı.
Kahve,
efendim?
Bu ölümler bağlantılı olabilir mi?
İşte bu tam da senin bulman gereken şey.
Baines San Monique adında
küçük bir Karayip adasında çalışıyordu.
Dawes New York'da
başbakanı göz altında tutuyordu,
adı Dr Kananga.
Hamilton New Orleans'da
Amerikalılarla idi.
Tüm bilgi bu kadar mı?
Bu arada, kutlarım.
İtalyanlar Roma işini çözme şeklinden
son derece etkilenmişler.
Teşekkürler efendim.
Şeker?
Teşekkürler.
Yetkililer çok yardımcı oldular.
Sadece ufak bir şikayet geldi.
Bir ajanlarından haber alamıyorlarmış.
Adı Bayan... Caruso.
Nerede olduğunu bilmiyorsun, değil mi?
Bayan Moneypenny.
- Günaydın Moneypenny.
- Günaydın efendim.
- Uygunsuz tek şey zaman.
- Öyle mi?
New York biletini aldım.
Q da kol saatini tamir etti.
- Ve San Monique'le ilgili bilgi.
- Teşekkürler Moneypenny.
Eminim yorgun İngiliz vergi yükümlüleri
Özel Ordu Donatım Bölümünün
fonları çarçur ettiğini görmekten
mutlu olacak.
Gelecekte, Komutan,
aşağı caddedeki
saatçiyi kullanır mıydınız?
Aman tanrım!
Bu düğmeyi çekince saat
hiper- yoğun bir manyetik alana dönüşüp
uzun erimli bir kurşunu bile saptırabilir,
- ya da Q öyle iddia ediyor.
- Bunu şimdi test etmeyi çok isterdim.
Bu arada Komutan, kaşığım.
Özür dilerim efendim.
Teşekkürler.
Dr Kananga şu anda New York'ta.
ClA'e haber verildi.
Güvenliğe yardım ediyorlar.
Uçağın sabah 1 1 .30'da varıyor.
Paltomu nereye koydum?
İzin verin.
Teşekkürler. Gelin Bayan Moneypenny.
- Hoşça kal Bond.
- Siz de.
Bayan Moneypenny.
Teşekkürler.
Hoşça kal James.
Yoksa şöyle mi demeliyim... ciao bello?
Ne hassas bir dokunuş.
Saf çekim gücü hayatım.
Bir adam gelir.
Hızla seyahat eder.
Amacı vardır.
Suyun üzerinden gelir.
Başkalarıyla yolculuk eder.
Karşı koyacaktır.
Vahşet ve yıkım getirir.
Alo.
- Bay Leiter, efendim.
- Teşekkürler.
Selam Felix. Nasılsın?
Trafik izin verirse, yarım saatte gelirim.
Bana New York'un
en iyi yemeğini ısmarlarsın.
Selam James.
Dostun Kananga şimdi BM'den ayrıldı.
Elçiliğine dönüyor olması lazım.
Hayır, merak etme.
Her yer gözetleniyor ve dinleniyor.
Tamam. Yarım saat içinde görüşürüz.
Yavaş Charlie. Oraya tek parça varalım.
Charlie?
Pekala, hazır bekleyin.
Kananga'nın limuzini geliyor.
Her zamanki
goril takımı ve o kızla arabadan
iniyor.
Saat: 1 1 .46.
Bu da ne?!
Felix? Sorun çıkarmaktan nefret ederim
ama biraz sıkıntıdayım.
Sen, ne?!
Bana beyaz bir pezevenk arabasını araştır.
3- 4- 7. Nelson David George.
Görünüyor ki Dr Kananga,
konferans pek sizin beklentilerinize
uygun gitmedi.
Bunun geçici bir geri adım
olduğunu umalım.
Yine de bazı gözlemlerim olacak.
Bir mektup alalım lütfen.
Adalar Arası Birlik Konferansı
Genel Sekreterine.
Efendim...
Belirtmek isterim ki...
bir çok...
komşu ada bir kez daha
Birleşik Devletler endüstrisi...
tarafından sindirilmeyi kabul etmiştir.
Bu hikaye eskidir,
kayıtlar da apaçıktır.
Altı ay kadar önce benim tarihi prensipler
bildirgem açı***ıp uygulamaya
konduğundan beri ekonomik
durumumuz belirgin şekilde iyileşmiştir.
Kimseye ayrıcalık tanımadan
uyguladığımız dostluk politikası ile
tüm bölgede yepyeni bir dönem
başlamıştır.
Ve her ne kadar bazı...
James? O araba
33 Doğu 65. sokakta bir dükkana kayıtlı.
Buradan sadece bir blok ötede.
Tamam. Ağırdan al ahbap.
Kananga burada bayrak örüyor.
Yapılacak en kolay şey bu olabilir.
Kafanızda... bir şey var mı?
Sadece bakınıyorum, teşekkürler.
Beş dolar.
Bunu hediye paketi yapabilir misiniz?
Eğer mümkünse uzunlamasına.
Teşekkürler.
.. ana sorunum olarak duruyor.
Böylece San Monique'in
komşu adalara olan sorumluluğu açıktır.
Gözdağlarından korkup
sinen ve sürünenler,
haklı bir özgüvenle gururla
ayakta duranlara kafalarını
kaldırarak bakmalılar.
Zaman gelmiştir, ne kadar acı verse de,
bölgemizdeki kardeş milletlere bakarak
kimin ayakta kaldığını görmek için...
Gidiyor.
Görüş alanım içinde.
- Gittiğin yeri biliyor musun?
- Şehir dışına, zannederim.
Şehir dışı mı? Harlem'e doğru gidiyoruz!
Şu külüstürü izlersen sana
fazladan bir 20 dolar var.
Adamım, 20 papel için seni
Ku Klux *** törenine bile götürürüm.
1 25inci. Peşinde bir beyaz kaz var.
Doğuya doğru gidiyor.
Kaçıramazsın. Bilardo topu izler gibi.
İşte araba. İçeri girmiş olmalılar.
Uygun bir yerde dur.
Eminim kolay arkadaş buluyorsundur.
Tamamdır kardeş.
İçeri giriyor!
İyi günler.
- Burbon ve su lütfen.
- Şuraya oturabilirsin.
Ona net anlat, olur mu?
- Buz olmasın.
- Fazladan ödersin.
Yanında bir şeyler de istiyorum.
Bilgi.
Buraya üç adam ve bir kız geldi...
Rahatla bebek.
Bay Big hemen seninle ilgilenecek.
Kırmızı papaz üzerine Siyah dam,
Bayan ...?
Solitaire.
Adım Bond.
James Bond.
Kim olduğunu biliyorum,
ne olduğunu ve niye geldiğini.
Hata yaptın.
Başaramayacaksın.
Tanışmadığımızı düşünürsek,
biraz genelleyici bir yorum bu.
Kartlar benim için seni izlediler.
Detroit'te dolandırılıp bana bağırıyorsun!
Anladın mı beni?
Silahlı mı?
New York hep daha fazla dikkat ister.
Küçücük şeyler onu nasıl da eğlendiriyor.
Çok etkileyici.
Bu sensin, belli. İnanılmaz benzerlik.
Orada da var mıyım?
Bir kart seç.
Çevir.
İşte kendini buldun.
Bana bak, Los Angeles'a git
ve bu işi temizle, yoksa
ben oraya gelip seni temizleyeceğim.
Ve ciddiyim!
Sizi şehir dışına dek izleyen
orospu çocuğu bu mu?
Sanırım bir yanlışlık var. Adım...
Adlar mezar taşları içindir bebek!
Bu beyaz kazı dışarı alın ve harcayın -
şimdi!
- ''Harcamak''? Bu iyi bir şey mi?
- Fal sona erdi.
Geleceğimle ilgili bir şey?
Biz?
Orada bekleyeceğine söz ver.
Hemen dönerim.
Teşekkürler.
Eller havaya, beyaz kaz.
Bunu ne sanıyor?
Lanet kafasını patlat şunun.
Yere at!
Şimdi.
Harold Strutter, ClA.
Sana ihtiyacım yokken nerelerdeydin?
Açığa çıkmayacağın epey belli olmuştu.
O zekice kılık değiştirmeyle bile.
Harlem'de beyaz bir yüz.
İyi fikir Bond. Hadi buradan gidelim.
Seni fark etmemelerine şaşırdım.
Arkada kartları olan muhteşem bir kız var.
Yukarı gelirken o kartları gördüm.
Maça, James. Hepsi.
7 4'ten çıktığın anda haklanmıştın.
Bu kentte sadece bir kişi
onca siyah kası bir araya toplayabilir.
Kendisine Bay Big diyor.
Aklına ne gelirse.
Onlar siyah ayrıcalığı diyorlar.
Kananga gibi bir yabancı başbakanın
Amerikalı gangsterle ne işi olur?
Asıl soru, Bay Big'in ufak bir
ada diplomatından istediği nedir?
Bay Big mi? O bu pisliğin
neresinde devreye giriyor?
Özel bir Felix çakmağı. Aydınlatıcı.
Şimdi dinle James,
Kananga'nın özel uçağı var ve
bir saate San Monique'e havalanıyor.
- Beni sonraki ilk uçuşa verin.
- Çoktan halledildi.
Gerçek eylemin olduğu yerden kaçma
şansını kaçırmayacağını biliyordum.
Arkadaşlar, Efsanevi Baron Samedi.
Fransızcada bu Cumartesi demektir.
Voodoo mezarlıklar tanrısı
ve ölü lejyonunun şefi.
Ölemeyen adam. Ama bizim için,
siz muhteşem insanlara hazırlanmış
inanılmaz bir müzikal gösteride
bir oyuncudur sadece.
İyi geceler. Adım Bond. Yer ayırtmıştım.
Bay Bond. Elbette.
Bayan Bond da sizi bekliyordu.
- Bayan Bond?
- O da bu öğleden sonra geldi.
Biraz ... özel bir şeyler istediğini söyledi.
Bungalov 1 2.
Bayan Bond iyileşmez bir romantiktir.
Oda servisi lütfen.
Oda servisi? Ben Bay Bond. Bungalov 1 2.
Bir şişe Bollinger lütfen. Hafif soğutulmuş.
İki bardak. Teşekkürler.
Evde kimse var mı?
Şampanyanız efendim.
- Ne dediniz?
- Şampanyanız.
Masaya koyun, teşekkürler.
- Açmamı ister misiniz?
- Ne?
Açmamı ister misiniz?
Hayır. Ben halledebilirim, teşekkürler.
- Al bakalım.
- Teşekkürler.
Sanırım Bayan Bond'sunuz.
Adım Rosie Carver.
Sanırım size biraz açıklama yapmalıyım.
Evet. Ya siz ya da
sevgili Felix amca.
Smith & Wesson, özel yapım 38.
Oluklu 7,5cm'lik gövde,
seri numarası yok, standart ClA silahı.
Asıl soru şu: neden bana doğru?
Şampanyanızı getiren adam
otel garsonu değildi.
Dikkatli olmaya çalışıyordum.
Felix Leiter'a göre siz haklısınız.
Bir süreden beri burada
ClA için çalışıyorum.
Bana geldiğinizi haber verdi,
yardım edip edemeyeceğimi sordu.
Belki de kendine çeki düzen
vererek başlayabilirsin.
- Banyoda ayna var.
- Evet.
Biliyor musunuz,
benim ikinci görevimsiniz.
İlki Baines'di. Şu öldürülen ajan.
Aynı tür bir yardım için
sırada olduğumu bilmek rahatlatıyor.
- Burada bir..
- Bir yılan! Sana söylemeliydim.
Yanında gelincik olmadan
oraya asla girmemelisin.
Bu işlere hiç bulaşmamalıydım!
Size hiç yararım olmayacak.
Eminim seni yoğurarak şekle sokabiliriz.
Epeyce... geç oldu Bayan Bond.
Yarın yoğun bir gün olacak.
Kananga burada bir şeyleri koruyor.
Belli ki Baines'ın keşfettiği bir şey.
Bana Baines'ın cesedinin
bulunduğu yeri göstereceksin.
O halde, korkarım,
bize sadece bu gece kalıyor...
eski anıları tazelemek için.
Felix bana bu tür anlar olur demişti.
Sevgili Felix ne tavsiye etmişti?
Başka çare bulamazsam,
siyanür hapları.
İki yatak odası ayarlamıştım.
İyi geceler Bay Bond.
Bayan Bond.
Bu sadece bir şapka, hayatım,
tavukla dövüşünü kaybetmiş
küçük kafalı bir adama ait bir şapka.
Bu bir uyarı. Buradan al onu!
Ah, lütfen!
Lütfen bu gece beni yalnız bırakma.
James lütfen bana söz ver!
Pekala hayatım,
madem ısrar ediyorsun, söz veriyorum.
Teşekkürler.
Rosie!
Kahvaltı hazır!
Rosie!
- Hala hazır değil misin?
- Ne?
Araba ayarlamak için çıkmalıyım.
Lobide buluşuruz.
Burada efendim! Büyük balık garantisi.
Büyük balık yakalayın!
Hey bebek! Bu tarafa!
Erkeğinizi buraya getirin!
Sadece 20 dolar! Deneyin!
Çok mu sıcak bayan?
Burada buz gibi bira var.
Büyük balık yakalamak ister misiniz?
Sadece 2 sterlin.
Günaydın.
Haydi Rosie. Bu epey hevesli görünüyor.
Af edersiniz!
Nerede değişebilirim?
Ben... elbiselerimi... nerede?
Orada dur.
Yavaşça arkanı dön.
Ellerini havada tut.
Dediğim gibi, Quarrel, o berbat bir ajan.
Ama başka türlü telafi ediyor.
Rosie Carver,
saç fırçamı paylaştığım adamla tanış.
Quarrel Junior.
Gerçekten üzgünüm. Sizi vurabilirdim.
Emniyetini açsaydın öldürebilirdin bile.
Boş ver hayatım.
Sadece Baines'ın öldürüldüğü noktaya
gelince haber ver.
Tepelerde, sonraki koyu geçince.
Hey Quarrel! Orada kim yaşıyor?
Orası Kananga kadınının evi.
Obeah'ın gücüne sahip diyorlar.
Adada başka kimse
oraya gitmeye cesaret edemiyor.
İşte yine geliyor.
Şiddet olacak.
Şimdi bile yaklaşıyor.
Karadan mı, sudan mı?
Sudan.
İşte geldi.
Güzel.
Rosie umduğumdan daha yararlı oldu.
Araba çalabileceğimiz bir yer biliyorum.
Güzel, cesur ve şimdi de becerikli.
Rosie, inanılmaz bir geri dönüş
sergiliyorsun.
Bana gelecekten bahset.
Ölüm mü?
Sana ölüm mü diye sordum!
Evet, ölüm.
Geliyorlar.
Rosie ne yapacağını biliyor.
Bu sefer hiç ceset ve iz istemiyorum.
İşte, aşağıda.
Ama... Baines'in tepelerde
öldürüldüğünü söylemiştin hayatım.
Tepelerde, şu aşağıda.
Neden yemek yiyip bunu tartışmıyoruz?
Sepette şahane bir pâté var.
Acelem yok.
Senin var mı?
Hayır.
James!
Seni bulmanın
bana ne ifade ettiğini bilemezsin.
Tahmin edebilirim.
Ve sen de seni bulmanın
bana ne ifade ettiğini bilemezsin.
Ters pozisyondaki kupa kraliçesinin
anlamını biliyorsun, değil mi?
Hilekar, aksi bir kadın. Yalancı, namussuz.
Ve şimdi bazı cevaplar istiyorum.
Lütfen...
Anlamıyorsunuz efendim. Beni öldürürler.
Aksi takdirde ben seni öldüreceğim.
Hayır yapmazsınız. Yapamazsınız.
Az önce olanlardan sonra.
Seni daha önce öldüremezdim elbette.
Başlarda inandırıcı bir oyundu bu Rosie.
Artık eskimeye başladı.
Bu bir oyun değil. Bu...
Seçimini yap.
Rosie!
Nelerin aksi gittiğini açıklayacaksın.
Bir kadının etkisini görüyorum.
Kız itiraf etmek üzereydi.
Onu öldürmek zorunda kaldık.
Tuzak kurulmuştu.
Tee Hee beklemekteydi.
Ve sen ölümü gördün.
Bu kızın ölümü olmalı.
Eğer bana kesin sorular sormazsan,
cevapları yanlış yorumlamandan
beni sorumlu tutamazsın.
Bu artan küstahlıklar
beni rahatsız ediyor Solitaire.
Tıpkı senden önce annene olanlar gibi.
Gücü vardı ve kaybetti.
İşime yaramaz oldu.
Sen aynı hatayı yapmayacaksın,
Solitaire.
Bond şimdi nerede?
Bond şimdi nerede?!
Böyle davrandığında göremiyorum.
Görüntüler bulanıklaşıyor.
Umalım ki bu anlık duraklamalar
alışkanlığa dönüşmez.
Gücün bana hizmet için var.
Ve kontrolü de bana ait.
Kaybetmene karar verirsem
ben kendim onu senden alacağım.
Solitaire, git uyu. Beni kızdırdın
ve bunu hiç istemiyorum.
Tee Hee...
O kartları yere koy!
Bu sapkınlıktır!
Göremeyen birine hiçbir şey söylemezler.
Hayır söylerler. Biraz... şans.
İyi şanslar, ikimiz için de...
Kartlar bizim sevgili olacağımızı söylüyor.
Hata yapıyorsun.
Bu imkansız. Benim için yasak.
Şimdi gitmelisin.
Ama sen inanıyorsun, ...
kartlara gerçekten inanıyorsun, değil mi?
Bana hiç yalan söylemediler.
O zaman şimdi de söylemezler.
Birini seç.
Daha verilmeden cevabı biliyordun.
İlginçtir ki, bir şekilde...
ben de biliyordum.
Sonunda oldu.
Tıpkı anneme olduğu gibi...
ve daha önce de onun annesine.
Elbette ki oldu.
Sen bunun görünen kanıtısın, değil mi?
Haydi, neşelen hayatım.
Herkes için bir ilk sefer olacaktır.
Şimdi bana söyle,
Kananga nerede?
Göremiyorum.
- Ah evet, kartlar. Gidip alayım.
- Hayır!
Korkman için sebep yok.
Yakında ondan kurtulacaksın, söz veririm.
Söz veririm.
Tek ihtiyacım olan
birazcık bilgi, hepsi bu.
Güç...
Onu kaybettim.
Yüce Rahibe artık bu dünyanın olmayan
Prensin karısı.
Gizli kiliseyle olan manevi bağlantı.
Bu benim kaderimdi.
Beni dünyasal aşka çekerek
kartların kendileri benim güçlerimi aldılar.
Hayatım, ben...
ufak bir itirafta bulunmalıyım.
Şimdi, fazla üzülmemeye çalış.
Deste birazcık benim lehime dizilmişti.
Hiç fark etmez.
Fiziksel bozulma tersine çevrilemez.
Güçlerimi kaybettiğimi anladığı anda...
beni öldürecektir.
Haydi, yapma. Önce seni bulması gerek.
Sevgililerin birinci dersi: hiç sır yok.
Mesela, beklettiğim bir tekne var.
Ona binebilirsin.
Gitmeden önce bilmem gereken tek şey...
o voodoo diyarında neler olup bittiği.
Hayatım, son dört gün içinde
üç adam ve bir kız öldürüldü.
Beni Kananga'nın neyi
koruduğunu bulmamam için
kaç kez durdurmaya
çalıştıklarını ise saymıyorum.
Şimdi, tekneye geliyor musun, hayır mı?
Ben sadece onun için kartları okudum.
Oraya hiç gitmedim,
ve o da beni hiç götürmedi.
Gitmeye asla cesaret edemedim.
Ama kartlara baktım.
Orada büyük zenginlikler gördüm.
Seni öldürecekler.
Bizi, hayatım.
Bizi öldürecekler.
Sevgililerin ikinci dersi: beraberlik.
Ölüm bizi ayırana dek, ya da benzeri.
Buradan ayrılmadan önce üçüncü
ders için zamanımız var mı?
Kesinlikle.
Fırına vermeden gitmenin anlamı yok.
- Bu taraftan.
- Nasıl böyle emin olabilirsin?
Bu korkuluklar insanları korkutmak için.
Sen korkmadın, değil mi?
Dört numaralı ders: korkulukları izle.
- Günaydın patron.
- Günaydın.
Çok güzel bir gün olacak gibi.
Evet efendim, güzel bir gün.
Tepeye doğru gidiyorlar.
Buradalar.
Eğer bulursa öldürün onu.
Çabuk!
Onu kaybettik. Kız elinde.
Ağların altında bir yerdeler.
Neye mal olursa olsun, Bond ölmeli.
Birim 2- 5. Onları yakaladık.
Üsten 2- 5'e. Bond'u yakalayın.
Tekrar ediyorum, kıza dokunulmayacak.
Mesaj alındı ve anlaşıldı. Tamam ve son.
Üsten tüm birimlere.
Tekrar ediyorum, kıza dokunulmayacak..
Yoldan çekil!
Tüm denizler adına!
Son durak! Hattın sonu!
Aşağı in, çabuk!
Onu ben hallederim. Sen şunu çalıştır.
Bu şey... bir otobüs.
James!
Şimdi beni arıyordur.
Asla durmayacak, biliyorum.
Gel haydi hayatım.
Hepsi sona erdi.
Voodoo diyarı sadece afyon tarlasıymış.
Basit bir eroin kaçakçılığı olayı.
Felix adındaki adamla konuşup
olayı devredeceğim,
ve ikimiz boş kalacağız.
Bu arada, nereye gitmek istersin?
Bunlardan bulabileceğimiz
her hangi bir yere.
New Orleans'a ne kadar çabuk varırız?
Santa Mina, dört saat uzaklıkta...
Bir uçağa binip sabah orada olursunuz.
Felix ile temasa geç.
Yarın Royal Orleans Otel'e gelsin.
Tampa daha yakın.
Hamilton New Orleans'ta öldürüldü,
o halde bir bağlantı olmalı.
Ve bu taşıdığımız gerçekten
değerli bir yük.
Ne olursa olsun geri isteyeceklerdir.
Royal Orleans Oteli lütfen.
Bu yolun New Orleans'a
gittiğine emin misin?
Bilemem ama Harlem'in
canına okuduğu kesin, di mi?
Hey, selam Jim!
Ne iş bebek?
Sakin ol biraz Jim. Gevşe!
Bay Big seni görmek istiyor.
O adada bir hata yaptın Bond.
Bay Big'in bir dostundan
sana ait olmayan bir şey çaldın.
Böyle bir hatanın tamiri çok zordur.
- Ama daha yeni geldim.
- Bugün şanslı günün Jim!
Gökyüzünden atlayacağız.
3000 metreden şahane göl manzarası var.
Tek üzüntüm, görmek için
orada olamayacağım.
Gidelim!
- Günaydın. Siz...
- Bayan Bell.
Siz benim hocam değilsiniz.
Bay Bleeker nerede?
Biraz rahatsız. Dersi ben vereceğim.
Bugün neler yapacağız?
Sadece uçalım, oldu mu Bayan Bell?
Aşırı devirdesiniz.
- Leroy, yavaşla gözünü seveyim!
- Adamın dediğini yap!
Yapamıyorum...freni bulamıyorum!
Kapıları kapatın!
Kutsal kargalar!
Tamam Don.
Merak etme, hallederim. Pekala..
Sonra konuşuruz.
Gidip ders vermem gerekiyor.
Yarın aynı saatte mi Bayan Bell?
Peki Bay Bleeker.
Evet efendim, biliyorum
kanatları tekrar yapıştıramazsınız.
Bakın Bay Bleeker, eminim böyle
kötü konuşmaya gerek yoktur.
Bu iyi. Çiftli hava menfezlerini unutmayın.
Bayanın en iyi öğrencilerinizden
olduğunu anlıyorum.
O biraz cafcaflı. Diğer üçünü tutacağım.
Bu tür bir öneri
Washington'a yazılı olarak yapılmalı.
- Bayan Bell nasıl?
- Yoğun bakımda, ama kurtulacaktır.
Evet efendim.
Kimse yurtseverliğinizi sorgulamıyor.
Bir gazi olduğunuza eminim efendim.
Felix, şehirde Fillet of Soul diye
bir restoran var mı, öğren.
Senden öndeyiz. Docker caddesinde.
Strutter şu anda orayı izliyor.
Hareketli bir uğurlama.
Bu taraftan.
- Strutter nerede?
- İçerde bir yerlerde olmalı.
İki kişi mi baylar?
Şurada duvara karşı güzel bir yerim var.
Sahneye daha yakın bir yer
bulabilir miydiniz?
- Oranın nesi var?
- Kötü bir anım olmuştu.
- Burbon. Buzsuz lütfen.
- İki Sazerac.
Macera ruhun nerede senin?
Burası New Orleans. Gevşe!
- Biriniz Felix Leiter mı?
- Evet, burada.
- Sizi arıyorlar. Strutter diye biri.
- Sağ ol.
Harry'nin işten vazgeçtiğini
düşünmüştüm.
Ne oldu...
- Arkadaşıma ne oldu?
- Ne mi oldu? Dinle.
Uğradığın için teşekkürler bebek.
Evet, sen haklanması zor bir domuzsun.
Solucan gibi peşimden gelip duruyorsun.
Önce Harlem'e gittin ve
kardeşlerden birini öldürdün.
Ve bu beni rahatsız etti.
Sonra gittin ve
yakın dostum Dr Kananga'dan
bu genç bayanı çaldın.
Yaşlı Kananga,
bütün bu kart saçmalıklarına inanır.
Yani, kaçık o.
Eh, mülkiyet yasadaki
dokuz noktadan biri olduğuna göre
Kananga artık senin sorunun diyebilirim.
Teşekkürler.
Aslında yerinde olsam...
adımlarıma dikkat ederdim.
Neyse, bırak adamla
kendi işimizi görelim.
Senin için özel planlarım var bebek.
Ama önce
cevaplanmasını istediği
bir küçük soru var.
O zaman en iyisi beni adaya
geri gönderin ki soruyu kendi sorsun.
Dalkavuklara cevap verme adetim yok.
Soruyu duyacak kulağın kaldığı için
çok şanslısın.
Bununla... uğraştın mı?
Bu Solitaire ve benim aramda...
ve Kananga. Onu gördüğümde söylerim.
Cevaplamazsan güneşi göremeyeceksin.
Ondan böyle korktuğunu bilmiyordum.
Ona dokundun mu?!
Kananga'yı gördüğümde.
Pekala.
Yeterince açıklayıcı.
Kananga: iyi gizlenmiş
dönümlerce tarlada
afyon yetiştiren adamı
Baron Samedi'nin
voodoo tehditleri koruyor.
Bir de Bay Big var,
Fillet Of Soul restoran zinciri
aracılığıyla dağıtım ve toptan satış.
Toptancılık?
Para için eroini satmak?!
Özür dilerim. Eminim
öylesine dağıtıyorsundur.
Mükemmel, Bay Bond.
Yapmaya çalıştığım şey tam da bu.
Tam olarak, iki ton.
Yoğun rekabet yaşanan bir alana girilince
bedava örnek dağıtmak yararlı galiba.
Kadın ya da erkek, siyah ya da beyaz.
Hiç ayırmam.
Sokak değeri iki milyarın çok üstünde
olan iki ton eroini
yurt çapında bedava dağıtmak?
Bu bazı aileleri epey kızdırır, ne dersiniz?
Kızdırmak mı?
Sevgili Bay Bond,
eminim ki akılları başlarından uçacaktır.
- Ve sonuçta işsiz kalacaklardır.
- Oldukça dahice.
Bir tür eroinman refah programı.
Ülkedeki eroinman sayısı
ikiye katlanana kadar diyelim mi?
Sonra da, geçen gün dolaştığınız
o tarlaları pazarlayacağım.
O eroin çok pahalı olacak,
böylece ben ve telefon şirketi
gelecek yıllarda bu ülkedeki
yegane tekeller olacağız.
Ben de burada fal bakanın
Solitaire olduğunu sanırdım.
İkinizin de hayatı için umalım ki
bakabiliyor olsun.
Soru hala geçerli Bay Bond.
İlgili centilmenin sorduğu soru.
Ona dokundun mu?
Ama bu bir centilmenin
cevap vereceği türden bir soru değil.
Evet, siz örnek davrandığınıza göre,
Bayan Solitaire de bir
hanımefendiden farklı davranmaz.
Bu arada,
kolunuzdaki gerçekten de
güzel bir saat Bay Bond.
- Görebilir miyim lütfen?
- Kalkamadığım için kusura bakmayın.
Yavşak kanca!
Tee Hee.
Bayan Solitaire'in vereceği
ilk yanlış cevapta,
Bay Bond'un sağ elinin
küçük parmağını keseceksin.
İkinci yanlış cevaptan itibaren,
daha hayati bölgelere doğru kayacaksın.
Solitaire,
hayatım,
beni çok dikkatli dinlemeni istiyorum.
Bay Bond'un saatinin arkasındaki
kayıt numarası: 3-2-6-
6.
Söylediklerim doğru mu?
Söylediklerin doğru.
Pekala,...
hiç olmazsa, korkularını biraz dindirdim.
Mükemmel operasyon için kutlarım.
Ancak bir şey daha var, şu...
Fısıltı.
Onu çiftliğe götürün.
Ne zaman yeniden başlıyoruz?
Yakında Solitaire.
Yakında.
Solitaire, neden?
Sana iyi davrandım. Hiçbir eksiğin yoktu.
Anlamadığım senin neden...
Bay Bond'un saati, hayatım.
Sana her olanağı verdim.
Yarı yarıya şansın vardı.
Yaklaşamadın bile.
Seçme şansım yoktu.
Lütfen bana inan... Kartlar!
Zamanı geldiğinde
ben sana aşkı verecektim.
Bunu biliyordun.
Bunu biliyordun!
Bunu çözmenin bir tek doğru yolu var.
Ve bir tek doğru zamanı.
Tonaj siparişi neredeyse tamam.
Bu gece dışarı çıkarırız.
Ve kesinlikle bu gece!
Bay Bond.
Timsahlar hakkında ne biliyorsun Bond?
Ben... onları daima kol mesafesinde
tutmaya çalışmışımdır.
Şirin küçük kemirgenler, değil mi?
Sanmam ki bu müstakbel el çantaları
yetim olsun.
Hayır! Bazı anne ve babalar da var burada.
Aslında birkaç bin tane.
İşte en sevdiğim kısım: Beslenme zamanı.
Turun en önemli bölümü olmalı.
Bu bebekler 200 yaşına kadar yaşayabilir.
Şu tarafa bakın.
Bu bir tür tümsah.
Yuvarlak burnundan anlaşılabilir.
İşte bu yaşlı Albert.
O bir krokodil.
Bir keresinde ona dikkatsizce yaklaştım
ve tüm kolumu kopardı.
Bravo Albert!
Her şeyi yiyebilirler. Birbirlerini bile.
Ama bazen de hiçbir şey yemeden
bir yıl durabilirler.
Ben de buna güveniyordum.
Bir timsahı devre dışı bırakmanın
iki yolu var.
Sanırım bu bilgiyi benimle
paylaşman pek söz konusu değil.
Birincisi gözlerinin arkasındaki
basınç deliğine bir kalem sokmak.
Ya diğeri?
Diğeri iki kat daha basit.
Sadece elini ağızlarına sokarsın ve
dişlerini çekersin.
Ateş!
Evans, yakala onu!
Adam, arabaya! Yakalayın onu!
Hector, çabuk, lanet olsun!
Bond teknelerden birini çaldı.
İrlanda koyuna doğru gidiyor.
Onu yakalayan hayatta kalır!
Şimdi kıpırdayın salaklar!
Toby.
Burada klasik bir Ben Hur vakası var.
En az 1 40 yapıyor.
- Yardım lazım mı JW?
- Katiyyen!
Dur durak bilmeyen bir araban var evlat!
Eğer seninse tabi. Şöyle bir dön evlat.
On parmağın da çamurluğun üstüne.
Bacaklarını aç.
Eminim bu tarz olaylarda
alıştığın girizgah böyle değildir.
Kıçını koşturmak için
yanlış mahalle seçtin evlat.
Hiç kimse Şerif JW Pepper'dan
kaçıp kurtulamaz.
Ve bunu söyleyen de ta kendisi!
Bu da ne...
JW?
Sen o hız yapan aracı nallarken
Bayan Pearson aradı.
Köpeğinin ağzı köpürüp duruyormuş.
O da köpeği ambara kapamış ve
gidip onu vurup vuramayacağını
öğrenmek için aramış.
Bayan Pearson'a de ki, o en iyisi...
Şerifin arabasına
tekne mi saplanmış Eddie?
Ayda mı yaşıyorsun?
O şu yeni tekne arabalardan.
Bölgenin bana verdiği yetkiye dayanarak
bu araca ve içindekilere el koyuyorum.
Bu da sizsiniz, geri zekalılar!
Birim 23 pozisyon aldı.
On-dört, 23. Cevap ver 28.
Hey JW. Görünüyor ki Deke Rogers
nehirdeki teknesini çaldırdı ama
yüzme havuzunda yeni bir tane var.
- Şerif, adamlarını frekansımdan çıkar!
- Ver şunu bana!
Şimdi beni dinle polis çocuk!
Burada bir bataklık dolusu Kara Rus
deliler gibi teknelerini sürüyor!
Gevşe Şerif. Miller Köprüsünde
barikatımız onları bekliyor.
Birim 26 Miller Köprüsünde.
Biz hemen hemen hazırız.
Orayı iyice sağlamlaştırın, anlaşıldı mı?
Tamam beyler, işte geliyorlar!
Pekala, yolumdan çekilin!
Burada yetki benim!
Siz ikiniz, gelin!
O iki adama ve teknelerine
derhal el konmasını istiyorum!
Evet yüzbaşı, efendim. Anladım.
Onları yakalayacak kadar hızlı tekneyi
nereden buluruz, bilmiyorum.
Kayınbiraderim Billy Bob'ı ara.
Teknesi bu lanet nehirin en hızlı aracı.
Billy Bob eminim onları mıhlar!
Evet, Billy Bob'ı ara.
Oradaki iki tekne işte Billy Bob.
Yağlı domuzlar gibi gidiyorlar!
Çocuklara onları yakalayacağına
söz verdim. Başarmalısın.
Sakin ol JW. Uğraşıyorum.
- Bir şey mi istedin evlat?
- Mümkünse tekneyi ödünç istiyorum.
Nehirde herkes bu tekneyi
ödünç istiyor zaten.
Billy Bob, yerlerini tespit ettik.
Hayley'nin iskelesine gidiyorlar.
Bu benim kayınbiraderim! Bu Billy Bob!
O yakalar! Billy Bob onları yakalar!
Hay lanet!
Pepper'ların bir kolu onları nallayamazsa
başka bir kolu nallar! Gidelim!
Resmi olarak birleşmelerine
engel olacak bir sebep bilen varsa
şimdi konuşsun ya da sonsuza...
Karargahtan tüm birimlere.
Zanlılar Liberty'den Otoban 1 1'e
giderken görüldüler.
Dikkatle davranın.
Şu tavuk kümesini yoldan çekecek misin?
Hiç ehliyet almayı düşündün mü evlat?!
Onun kayınbiraderin olduğuna
emin misin Şerif?
- Felix, burada ne işin var?
- Bunu sonra konuşuruz.
Kananga burada. Senin kızı bulmuş.
Az önce havalandılar.
İşte o lanet olası! Yakaladım onu!
Nesin sen?
Bir çeşit kıyamet günü aleti mi evlat?
Burada senin gibi bir vahşiyi
kapatacak sağlamlıkta kafesimiz var.
- Yüzbaşı, Şerifi bilgilendirin lütfen.
- Evet efendim.
JW, bir çift laf edelim.
JW, bu adam İngiliz, Londra'dan gelmiş.
Bizim çocuklarla ortak çalışan bir İngiliz.
- Bir çeşit gizli ajan.
- Gizli ajan mı?!
Kimin tarafında?!
Fillet of Soul'u bir saat önce bastık.
Bunlardan başka bir şey bulamadık.
Kananga temiz.
Teknede yanındaki adamın
cüssesini bir görseydiniz.
Üç metreye yakındı.
Koca bir fötr şapka, bir elde flüt,
öbür elde Solitaire.
Kundak bombaları
gece yarısına ayarlandı.
Bu sana tam ...30 dakika verir.
Dönüşte köpekbalıklarına dikkat et.
Kahvaltıda görüşürüz Felix.
İyi avlar!
Dönüşünde bunlar ve
köpekbalığı tabancası gerekecek.
Sanırım parti başladı.
Baron Samedi'ye saygılarımla,
iki gözünün ortasından.
Sorun var!
Bay Bond! Buradasınız!
Ve Bayan Solitaire de öyle.
Sürpriz sayılmaz ama hoş geldiniz.
Fısıltı!
Konuklarımız için iki kadeh daha!
- Neye içelim istersiniz Bay Bond?
- Bir depreme ne dersiniz?
Yuvaya hoş geldin. Adamımız nerede?
Her an gelebilir.
Kayanın arkasına baktım,
dalış elbisesi yoktu.
Üstü kalsın.
Dalış elbisenizin tarla yok edilmeden
birkaç dakika önce bulunması ne yazık.
Sigortam yok deme?
Afyon çok kuvvetli bir çiçek.
Aslında, görece küçük bir baş belasıydın.
Ama bu silah... İnanılmaz bir şey.
Nedir bu?
Köpekbalığı tabancası tabii ki.
Sıkıştırılmış gaz mermileri.
Dahice!
Sakın
pimi çıkarma.
Buradaki hava yeterince kötü.
Nedense seni zavallı biri gibi
görememiştim.
Geleceğe içerken bana katılırsın
diye düşündüm.
Bayan Solitaire gelecekle ilgili her şeyi
bilirdi. Özellikle ölümle ilgili şeyleri.
Bir yer altı treni.
Bir alçağın son sığınağıyla
bağlantılıdır kuşkusuz.
Sanırım eroin yaprakları
şu vinçle bir yere taşınıyor.
Yine doğru Bay Bond.
Çabuk kavrayan birisiniz.
Nasıl çalıştığını göstereyim.
Bu adam ne cehennemde olabilir?
Gevşe! Bir yere takılıp kalmıştır eminim.
Bunların her biri 1 1 kilo taşıyabilir.
Bir kargoda 20 kutu taşınır, su geçirmez
metal konteynırlarda.
Bu senin gösterin ama birini
boğmanın daha kolay yolu yok mu?
Boğulmak mı, Bay Bond?
Boğulma şansınız olacağını sanmam.
Daha kolay bir damar deneyebilirdik.
Bilakis Bay Bond,
sanırım bu yaraları epey ölümcül
bulacaksınız.
Fısıltı...
Kapı.
Yavaş Fısıltı, yavaş yavaş.
İzin ver, davetliler toplansınlar.
Dikkat!
Kananga nerede?
Hep kendini dev aynasında görürdü.
Oh, James!
Buradan nasıl çıkacağız?
Tren yoluyla elbette.
Her şey için teşekkürler Felix.
Yarın gece Kulüp 21'de görüşürüz.
Niye bu yolla gitmek istiyorsun?
Bir trende 16 saat boyunca
ne yapacaksınız?
Felix'e hoşça kal de hayatım.
Şimdi cin remi oynarken
ilk öğrenmen gereken şey,
yere atılan kartlardan gerçekten
işine yaramayanı almamaktır.
Cin.
James! Ne yapıyorsun?
Sadece eski bir özdeyişi test ediyorum.
''Kumarda kaybeden...''
- Acele et James.
- Bir dakika sürmez hayatım.
Gelirken kapıyı da kilitle, olur mu James?
Ne de olsa birinin içeri dalmasını
istemeyiz, değil mi?
Hayatımda ilk kez kendimi
tam bir kadın gibi hissediyorum.
Elinin en ufak dokunuşu bile...
Hep bir parçamın geçmişte
kalacağından korkmuştum.
Ama şimdi biliyorum ki
bu artık imkansız bir şey.
Uzanıp sana dokunabilmek...
Bay Bond. Sizi yeniden görmek güzel.
Bu hiç komik değildi.
Şimdi ne yapıyorsun?
Düşmanı safdışı ettim, hayatım