Tip:
Highlight text to annotate it
X
RIO (2011)
Çeviri: Begüm Özdemir (misery)
& Emre Bekman
# Bütün kuşların tüyü vardır #
# Gönüllerince coşar gülerler #
# Eğlenmekte üstlerine yoktur #
# O yüzden karnavalı severler #
# Şarkı söyler kuşlar gerine gerine #
# Güneşi ve sahili çağırır kendilerine #
# Dans ederler müzik, aşk ve tutku ile #
# Gösterirler yapabildiklerinin
en iyisini bizlere #
# Herkes coşmuş vaziyette #
# Sen de katıl eğlenceye #
# Dans et bir yabancıyla,
aşkı ve tehlikeyi yaşa #
# Hayaller gerçek olur Rio'da #
# Kendi başına #
# Ne olduğunu anlamazsın #
# Bu tadı başka yerde bulamazsın #
# Rio'da her şey gerçek #
# Burası başka yere benzemez #
# İçinde hissedersin #
# Bir daha terk edemezsin #
Moose Gölü
Minnesota
Bir şey yok, bir şey yok.
Sana ben bakacağım.
Aptal saat.
Günaydın Mavili.
Tyler Mavili Ganderson!
Bu vitaminlerin yararına olduğunu biliyorsun!
Bu da neymiş acaba?
Kandırdım!
Mavi Makav Kitap Evi
- Keyifli okumalar.
- Sağ ol Linda. - Görüşürüz Mel.
Elbette gelmek isterim anne.
Ama Mavili'ye kim bakacak?
Anne, onlar papağan bakar mı hiç?
İşte sıcak çikolatan Mavili.
Tam istediğin gibi.
Mavili'yi kimseye bırakamam.
Hayır, kuş bakıcım yok.
İşte hayat bu yahu.
Marşmelov ve Hindistan
cevizinin mükemmel uyumu.
1, 2, 3, 4, 5...
6!
Şuradaki benim en sevdiğim
bilgiç kuş değil mi?
Aman ne komik...
Olgunca bir davranış.
Kuş bozuntusu! Bu sene nereye göç
ediyorsun? Kahvaltı diyarına mı?
İstediğiniz kadar kartopu atın. Cam denen
bu sihirli kalkan tarafından korunuyorum.
Burada hem rahat hem de sıcacığım.
Sizin dışarıda bir taraflarınız donarken...
Aman ne zarafet!
İyi misiniz?
Bu havalar pek bana göre değil.
Kitap mı bakmaya gelmiştiniz?
Kitap mı? Yok, hayır.
Onu görmek için
tam 10.000 km yol geldim.
Kuşbilim Doktoru mu?
Mükemmel bir şey bu!
Linda, biraz yardım etsen diyorum?
Linda!
Vay canına,
cidden iletişim kuruyorsunuz!
Evet! Kendimi tanıtıp kuyruk tüylerimi de
saat yönünün tersine doğru salladım...
...böylece egemenliğini
tanıdığımı belirttim.
Bir şey anladıysam Arap olayım.
- Dr. Monteiro.
- Ah lütfen, bana Tulio diye hitap edin.
Biliyor musunuz, Makavlar
çok özel bir türdür.
Aslına bakarsanız Mavili şu anda
türünün saptanan son erkeği.
- Gerçekten mi? - Evet. Onun için
bir dişi bulduk ve türlerini...
...devam ettirebilmek için ikisini
bir araya getirmeyi düşünüyoruz.
Tabii, neden olmasın.
Ne zaman gelecek?
Hayır, o Brezilya'da. Mavili'nin
Rio de Janeiro'ya gelmesi gerekiyor.
Brezilya'daki Rio mu?
Hayır, hayır asla olmaz. Mavili'yi gözümün
önünden ayıramam. Bensiz yapamaz.
Hayır, yanlış anladınız.
Her şey ayarlandı.
Süreç boyunca
onunla birlikte olacaksınız.
- Ben de yanınızda olacağım.
- Siz de işinizi yapıyorsunuz ama ben...
...Mavili ilgi ister. Ayrıca her gün
devam ettirdiğimiz bir rutinimiz var.
Pek tatil meraklısı değilizdir.
Hem ayrıca o uçamıyor bile!
Elbette uçabilir!
Harika bir tür.
- Ne yapıyorsunuz? - Merak etmeyin,
içgüdüsel olarak uçmaya hazırdırlar.
Hayır, durun!
- Çoğu zaman diyelim.
- Mavili!
- Ne biçim bir doktorsun sen?
- İyi misin?
Belki de fazla evcilleşmiştir.
Buraya gelip de etrafta ciyaklamanız ve
kuşumu fırlatmanız gerçekten çok hoştu.
Ama artık gitseniz iyi olacak.
Çok özür dilerim. Gerçekten. Ama dur!
Linda! Bu bizim son şansımız olabilir.
Size iyi uçuşlar.
Linda, lütfen dinle beni!
Bunu yapmazsak türleri
tamamen yok olacak!
Sadece bir düşün, olur mu?
Doğal içgüdüymüş.
Odanın içinde havaya atılmanın...
...neresi doğalmış acaba?
Ona göstereceğim. Bunu yapabilirim.
Biraz fizik çalışmam gerekiyor sadece.
Vektörel açılar ayarlandı.
Rüzgâr değişimi hesaplandı.
Güven duygusu tamam.
Güzel. Pekâlâ.
Bir bakalım. Kanatlar açık.
Harika. İniş takımları. Tamamdır.
Kuyruk sallama.
Kullanıma hazır.
Aslında hiç de fena değil.
İşte bu!
Hadi uçalım!
Çok basit.
İtiş, kalkış, sürtünme...
İtiş, kalkış, sürtünme...
İtiş, kalkış, sürtünme...
Mavili?
Sana her zaman göz kulak
olacağıma söz vermiştim, değil mi?
Hiç sözümü tutmadığım oldu mu?
Ben de korkuyorum.
Doğru bir şey olmadığını düşünsem
bunu yapmana asla izin vermem.
Ne diyorsun Mavili?
İşte benim cesur oğlum.
Ne olduğunu anlamadan eve dönmüş olacağız.
Sen de al Mavili.
Güneşte yanmak istemezsin.
- Neler oluyor burada böyle?
- Yakında Karnaval var.
- Karnaval mı?
- Evet. Dünyanın en büyük partisidir.
İnsanların eğlenmesi ve dans etmesi için.
Vay canına!
O bir dansçı mı?
Hayır, aslına bakarsan o benim dişçim!
- Dr. Barbosa!
- Diş ipi kullanmayı unutma Tulio!
Tabii! Yarın akşam
herkes bu şekilde giyinecek.
Ben hariç.
Ah evet, bir dakika.
Ben...buralı...olmamak.
- Bak Nico, turistmiş!
- Garip. Hiç de öyle görünmüyor.
- Gerçekten mi? Göstermiyor muyum?
- Burnundaki güvercin kakası hariç.
Hayır, hayır! Bu sadece SPF 3000.
- Karnaval için mi geldin?
- Aslında bir kızla tanışmaya geldim.
- Demek bir kız! - Evet.
- Ufak bir tavsiye.
- İlk hareketi sen yap. Brezilyalı hatunlar
kendine güvenenlere karşılık verir. - Tabii!
Evet! Her şey caka
satmaya bağlıdır. Şu böğrü...
...biraz kabartmalısın.
Kuyruğunu sallamalısın.
Gözler çılgın âşık bir
atmaca gibi kısık olmalı!
- Ama önce seni buradan kaçırmalıyız!
- Ne?
Aynen! O kafesi bir
kola kutusu gibi patlatmalıyız.
- Hayır, hayır! Böyle iyi.
- Sen buna patlatma mı diyorsun?
Bu şey çok dayanıklı!
Hayır çocuklar, gerçekten!
Ben iyiyim, kafes süper resmen!
- Keyfin bilir o zaman.
- Sakın unutma. Âşık atmaca!
Evet, tabii.
Size de iyi eğlenceler!
Burası kuşlarımız için ana merkezdir.
Bakım evi gibidir.
Senden gerçekten çok hoşlanıyorlar.
- Hem de çok. - Evet. Onların
gözünde anneden farkım yoktur.
- Sen de ister misin?
- Yok hayır, böyle iyiyim.
- Buradaki pek çok kuş, kaçakçılardan
kurtarıldı. - Kaçakçılar mı?
Evet. Zavallı, talihsiz kuşlar
zarar görüyor...
...ya da öldürülüyorlar. Ama iyi bir
bakımla sağlıklarına tekrar kavuşuyorlar.
Şuna bir bak.
Bu zavallı dün gece bulundu.
Merhaba dostum. Bugün harika
görünüyorsun. Maşallahın var.
Çabuk iyileşirsin umarım.
- Harika nerede peki?
- Harika için özel bir yerimiz var.
- Oldukça hiperaktif bir kuştur.
- Sorma gitsin.
Bunu o mu yaptı? Aman ne hoş.
Pekâlâ, eve gitmek istiyorum ben.
Endişelenme. Seni karşı
konulmaz bir hâle getireceğim.
İmdat! İmdat!
Çıkarın beni buradan!
Linda!
- Belki de ben--
- Hayır. Ona bir şans ver.
Merhaba?
Merhaba?
Barış için geldim.
Çok güzel!
Neden söz ediyorlardı öyle?
Melek gibi bir şeymiş bu.
Gittikçe yaklaşan bir melek gibi!
- Boğazımın üstündesin!
- Ne?
- Boğazımın üstündesin!
- Demek Amerikalısın!
Sağ ol. Konuşmak için boğazıma
ihtiyacım vardı. Teşekkürler.
- Bana benziyorsun sen!
- Merhaba! Merhaba!
Adım Mavili. Üzerinde küf olan peynir gibi,
hani şu çok kötü kokanlardan.
- Aptal! Aptal! Aptal!
- Çabuk ol, fazla zamanımız yok.
- Hadi!
- Dur, bekle!
- Hazır mısın?
- Neye? Ah evet! Tamam.
Kendine güven.
Çılgın âşık atmaca!
- Hey, ne yapıyorsun?
- Benden yapmamı istediğin şeyi.
- Farzı misal, sen... Sen ne yapıyorsun?
- Kaçmaya çalışıyorum!
Evet, kaçmak!
Ben de tam onu yapmaya...
Bir dakika! Gerçekten
öpüşeceğimizi mi sandın?
- Hayır! Hayır!
- Daha yeni tanıştık yahu!
- Vay canına!
- Sanırım yardıma ihtiyacı var.
Tüylerimin nasıl göründüğünün farkındayım.
Ama ben o tür bir kuş değilim.
Pekâlâ, bununla
kesinlikle bir ilgim yok.
Ama cidden güzel de şarkıdır hani.
#...Doğal olarak. #
Evet, döktür Lionel!
- Vay canına! Epey hızlı oldu.
- Lionel Richie! Her zaman işe yarar.
Onlara biraz mahremiyet
versek iyi olacak sanırım.
Mavili'yi burada yalnız bırakma konusunda
kendimi pek rahat hissetmiyorum.
Endişelenme. Sylvio onlara
bütün gece göz kulak olacak.
Hem ayrıca yanında Harika var.
İmdat!
Karnavala son saatler.
Hadi samba yapalım!
Seni zavallı küçük kuş.
Her şey yolunda.
Tuttum seni.
Affedersin! Lütfen ama!
Burada uyumaya çalışıyorum!
Çok affedersin uykucu.
Ben de kaçmaya çalışıyorum!
- Kaçmak mı? Neden ki?
Bu kafes bir harika. - Kafes mi?!
Ne bekliyordum ki zaten. Evcil bir hayvanın
bunu anlamasını beklemek saçmaydı.
- Bilmem anlatabildim mi?
- Evcil hayvan mı?
Bana evcil hayvan mı dedin sen? Dikkatini
çekerim ki ben evcil hayvan falan değilim!
Ben bir arkadaşım. Ayrıca ne istersen
yapabilirsin çünkü yarın sabah...
...Linda gelip beni alacak ve
tüm bu kâbus sona erecek.
Şaka gibi! Kendi türünden biriyle olmak
yerine bir insanla olmayı tercih ediyorsun!
Kendi türüm beni 15 saniyede
boğmaya çalışırken...
...o insan bana 15 yıldır
sevgi ve şefkat gösterdi.
Sayelerinde her şeyimi
kaybettim! Onlara güvenemezsin!
Elbette insanlara güvenebilirsin!
Harika? Harika?
Merhabalar.
Yemekte bana eşlik etmen çok hoş oldu.
Normalde hep yalnız yerim.
Yani, şey, çalıştığım için tabii.
Seninle tanışana kadar ben de
kendimi kuş bilgici sanırdım.
- Evet, tabii. Favori bir kuşun var mı?
- Görünüşe bakılırsa mavi Makav.
Gayet mantıklı.
Oldukça hoş görünümlü kuşlardır.
Aslında beni daha çok zekâları çekiyor.
Süslü püslü tüylerden pek etkilenmem.
Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum.
Benim de favorim benekli baykuştur.
O iri, zekâ dolu gözler
beni her zaman büyülemiştir.
Tavuk şiş.
Vay canına!
Alo?
Mavili, seni burada asla
yalnız bırakmamalıydık.
- Hepsi benim hatam.
- Hayır Linda, lütfen. Bu senin hatan değil.
Haklısın. Bu benim hatam değil.
- Senin hatan!
- Ne? - O küçük kuş taklidin! Ve o...
Ne diyeceğim biliyor musun?
Seni kuş beyinli beyinsiz beyin yiyen!
Özür dilerim!
Küfretmek istememiştim!
Anlayamıyorum.
Sylvio güvenlik işinde en iyisidir!
Bakalım doğru anlamış mıyım. Küçük beyaz
bir kuş tarafından saldırıya mı uğradınız?
Evet! Bu mendille!
Ağzıma tıpkı bu şekilde dayadı!
Ayvayı yedik.
Tamam. Ev gibisi yoktur!
Ev gibisi yoktur!
Aynamın, salıncağımın ve küçük zilimin
olduğu kafesimde olmayı nasıl isterdim!
- O zili nasıl da özledim.
- Sessiz ol! Ölü taklidi yap.
- Ölü taklidi yapmama gerek yok ki. Zaten
kalp krizi geçiriyorum! - Yap dedim!
İyi be!
- Tepişmeyi kes!
- Asıl tepişirsen inanırlar.
İçeri gel evlat.
Kimin aklına gelirdi?
Aferin sana Fernando.
Görüyor musunuz çocuklar?
Size bu seferki için ne demiştim?
Söylediğinin yarısını ödeyeceğini mi?
Hayır, gerzek! Bana o
yaşlardaki hâlimi hatırlatıyor.
Akıllı, becerikli.
Al bakalım evlat.
- Ama bu söz verdiğinizin yarısı!
- Kapa çeneni evlat!
Bu da ne böyle?!
Sana bu kuşları
canlı olarak getirmeni söylemiştim!
Söyle Fernando,
bu sana canlı gibi mi görünüyor?
Harika!
Merhaba tatlı kuş.
Ne oldu? Boğazına
bir şey mi kaçtı?
Nigel, canlı istiyorum dedim.
Devam edeceğiz.
Planın bu muydu?
Kaçıp beni yalnız bırakmak mı?
- Sağ ol ya!
- Neden peşimden gelmedin?
- İyi iş Nigel.
- Evet, iyi iş Nigel.
Bunlar son iki Makav kuşu.
Servet değerindeler.
Fernando, şunları diğer odaya götür.
Hey sen, çıkar beni buradan.
Çıkar beni buradan!
Ben güzel bir kuşum.
Çok güzel bir kuşum hem de!
Ben suçsuzum.
Yanlış adamı yakaladınız!
Üzgünüm çocuklar.
Sizinle bir sorunum yok.
- Peki şimdi ne olacak? - Endişelenme.
Onlar için güzel yuvalar bulacağız.
- Hadi şimdi eve, annenin yanına git.
- Ama benim bir annem yok ki!
- Baba?
- Kardeş? - Balık?
Onu yanımıza alabilir miyiz patron?
Olmaz!
Marcel, o kuşlara cidden ne olacak?
Belki doldurulacak, belki de
yenecek! Kimin umurunda!
Tek bildiğim çok zengin olacağımız!
Zengin olacağız!
Acele et! Maç başlıyor.
Evet, gayet açık.
Yarın hallet, yoksa anlaşma iptal.
Tabii ki ikisi de fiyata dâhil.
Evet, bizzat kendim göndereceğim. Hoşça kal.
Hey siz ikiniz, kamyonu
bu gece yükleyeceksiniz.
Sabah ilk işimiz o iki kuşu
havaalanına getirmek olacak.
- Anladınız mı? - Tabii, duyduk.
- Ayrıca biriniz Nigel'ı beslesin.
- Taş, makas, kâğıt!
- Taş, makas, kâğıt! - Evet!
- Hayır, makas taşı keser! - Of be,
nasıl oluyor da hep sen kazanıyorsun!
Güzel kuşçuk...
Al bakalım...
Yamyam!
Pekâlâ. Sakin olalım.
İşin sırrı panik yapmamakta.
Panik yaptığım falan yok benim!
Seninle değil, kendimle konuşuyordum.
Ama sorun yok...
...çünkü Linda her an bizi bulabilir.
- Aman ne harika! Sonra da bizi...
...başka parmaklıkların ardına
hapseder, değil mi? - Evet! Yani hayır!
Bak, kafesler konusunda senin için hava
hoş olabilir ama o hayat bana uymaz.
Galiba gagama bir şey takıldı.
Rica etsem alır mısınız?
Pek hoş bir kuş olmadığımın farkındayım.
Ama eskiden oldukça çekiciydim.
Bir yıldız!
Işıklar. Kamera.
Sahne!
# Eskiden hoş, hırslı, yakışıklıydım.
# Tepeden tırnağa şaşaalıydım.
Şimdi yabaniyim. Alçak ve caniyim.
# Ayrıca zebaniyim.
# Her şeyim vardı; TV şovu, kadınlar...
Boy pos desen tavana kadar
# Sonra ezmeyeyim mi bir muhabbet kuşu
O gün bugündür benim kadrolu kötü
# - O bir yıldızdı.
- Genç ve hayat dolu
# - Şimdi kötü.
- Güney Amerika İdolü
# - Güvenilmez bir kuş.
- Kim dedi onu?
# - Habis bir kuş.
- Sizi kuşbaşı yaparım.
# Ben tüylü, gagalı katil bir kuş
# Benimle aşık atacağını
sanıyorsan olursun tuş.
# Şeytanım ben, pabucunu ters giydiririm.
# İnsanların üstüne pisler,
martılar yaptı derim.
# - O yaptı.
- O kötü bir kuş
# - Yenilmezim
- İğrenç
# Affedilmezim. İflah olmazım. Sarsılmazım
Terk edilmiş bir okul gibi ıssızım
# Ey Brezilya kuşları
8 milyonluk nüfusları
# Size şunu yapacağım:
Hepinizi fırında kızartacağım
Susun. Susun!
Şimdi sadece ben.
# Seni de yapacağım çirkin! #
Tatlı kâbuslar.
Hiç hoş değildi dostum!
Ürkütücüydü ama hoş değildi!
- Sen iyi misin?
- Hayır. Hem de hiç iyi değilim!
- Hey, dur. Ne yapıyorsun?
- Buradan çıkmaya çalışıyorum!
- Bana yardım etmeyi düşünüyor musun?
- Aslında...
...hayatta kalanlar durup bekler. Yardım
mutlaka gelir. - Kimsenin geldiği yok!
Burada durup beklersek,
ikimiz de öleceğiz!
Evet, evet!
Hayır!
Nigel! Çekil oradan!
Dur! Yapma! Neden kapıyı
açmayı denemiyorsun ki?
- Dalga mı geçiyorsun?
- Ne canım? Alt tarafı sürgülü bir kapı.
- Ne yapıyorsun?
- Ben yapamam...
Ne? Ne yapamazsın?
Uçamam!
- Bunu bana şimdi mi söylüyorsun?!
- Şimdiye kadar gerek kalmamıştı ama!
Senden nefret ediyorum!
Bilmem gereken başka bir şey var mı?
Var: Uçamam. Gagamı didiklerim. Arada
bir banyo yaparken işerim. Mutlu musun?
- İşte oradalar!
- Buradan gitmeliyiz!
Dur! Beni dinle! Uçmayı beceremem
ama yürümek benim işimdir!
- Beni takip et. Önce iç ayak,
sonra dış ayak. - Tamamdır, anladım.
İç, dış.
İç, dış.
Yürü be!
Gördün mü?
Ben de işe yarıyorum.
Ne güzel! Dünya üzerindeki
uçamayan tek kuşa zincirliyim!
Aslında dünya üzerinde uçamayan
40 farklı kuş türü mevcut.
-Tahta! - Hayır, tahtakaçlar uçabilir.
- Hayır, tahta!
Evet!
Kalkın üstümden leş
kokulu kümes hayvanları.
- O da neydi?
- Bir dal.
- Peki ya o?
- Sadece bir taş.
- Sırtımda örümcek mi var?
- Şunu kesecek misin?!
Sadece bir yaprak!
Arkanı dön!
Yaprak işte. Söylemiştim.
Gel hadi. Geceyi geçirmek için
güvenli bir yer bulmamız gerek.
Güvenli mi?
Ormanın ortasındayız yahu!
Filmlerde "dışarısı orman" dediklerinde
iyi bir şey kastetmediklerinden eminim.
Bunu söylemek istemezdim ama
türümüzün doğal ortamı ormandır.
Bana doğayı anlatma.
Animal Planet izliyorum ben.
Besin piramidi hakkındaki
her şeyden haberdarım.
Gördün mü?! Burada bir mezeden farksızım!
Tüylü bir sigara böreğiyim.
İşte bu yüzden ağaçlarda kalacağız,
yerde değil. Önden buyur.
Hayır, hiç sanmıyorum. İnsan yapımı bir
şeyin içinde çok daha rahat hissederim.
Şuraya ne dersin?
Uyuşuk poponu oraya sürüklemem
gerektiğine inanamıyorum.
Sürüklemek mi?
İzle ve gör.
Mavili! Dur bekle!
- Kim kimin poposunu sürüklüyormuş
bakalım? - Aman ne komik.
- Gördün mü? Kimin uçmaya ihtiyacı var ki?
- Kuşların. Kuşların uçması gerekir.
Uçmak özgürlüktür.
Kimseye bağlı olmak zorunda kalmazsın.
- Sen de istemez misin?
- Bilemiyorum. Yalnız kalırsın ama.
- Hadi biraz uyu.
- Biraz daha uyanık kalacağım sanırım.
- Hâlâ Minnesota saatine göreyim.
- İyi geceler.
İyi geceler Harika!
İyi geceler Linda.
Affedersiniz bayım.
Kuşumu gördünüz mü acaba?
Kuşumu gördünüz mü acaba?
KAYIP
- Kuşumu gördünüz mü...
- Bayan, Amerikalı bayan!
- Mavili? Mavili?
- Hani nerede?
- Kuşunuzun nerede olduğunu biliyorum.
- Mavili'yi buldun mu? Emin misin?
- Bu onun!
- Ver bir bakayım.
- Haklısın. - Pekâlâ, nerede o?
- Gelin, sizi ona götüreceğim.
Dur Linda, bekle. Çocuğu tanımıyoruz.
Ona güvenemeyiz.
Güvenmek zorundayım.
Başka şansım yok.
Beni aptal falan mı sanıyorsunuz?
Kafesin içinde birbirlerine zincirlenmiş
iki kuş vardı. Nasıl kaybettiniz?!
Kurnazlık ettiler patron! Ama merak etme,
onları geri alacağız. Bir planım var.
Ne güzel! Ne yapacaksınız? Bütün
şehirde geh bili bili mi diyeceksiniz?!
O şekilde ne söylersen
söyle aptalca olur zaten.
O kuşları havaalanına
bu gece götürmemiz gerekiyor.
Ama Karnaval var.
Geçit yüzünden yollar kapalı olacak.
İşte bu yüzden
hemen harekete geçeceğiz. Nigel?
Bu kuş siz ikinizin
toplamından on kat daha akıllı.
Madem o kadar akıllı,
neden yetkiyi ona vermiyorsun?
- Bundan böyle ona veriyorum zaten.
- Mümkünse sen bir şey önerme!
Git ve bul onları Nigel.
Törenin içinden geçemezsek,
biz de törene katılırız o zaman.
- Bunun işe yarayacağından emin misin?
- Kesinlikle! Çizdiğim şeye baksana.
Evet, içime su serptin cidden.
Sağ ol.
- Şu zinciri kıralım bir an önce.
- Evet. Sonra da Linda'yı aramaya gidebiliriz.
Hayır, sen gidip Linda'yı bulabilirsin.
Bu zincir çıkar çıkmaz ormana,
özgürlüğüme geri döneceğim.
- Anlaştık mı?
- Tamam. Anlaştık.
İyi denemeydi zekâ küpü.
Sanırım bizi izleyen bir şey var.
Dikkatli ol Mavili.
Bunlar sana öldüresiye sarılabilir.
Gel bakalım buraya.
Neler oluyor aşağıda öyle?
Çekilin, çekilin. Uslu durun azıcık.
Sizi bin kere tembihledim.
Ne kadar da tatlılar, değil mi?
Çocuklar işte. On yedi tane,
bir tanesi de yolda.
Karnaval süsü değil o;
kesin sallamayı!
Onların yüzünden tüylerim beyazladı yahu!
Babanın biraz dinlenmeye ihtiyacı var!
Siz ikiniz karnavala giden
aşk kuşları mısınız?
- Aşk kuşu mu?!
- Biz daha çok tanıdık sayılırız.
- Tanıdık bile sayılmaz. Birbirimize
zincirlenmiş iki farklı kuşuz. - Evet...
Bu kuşların tüylerle derdi ne böyle?!
Hiçbir fikrimiz yok.
Test bile yaptırdık.
Şundan kurtulmamızda bize
yardım edebilir misiniz acaba?
Şanslısınız ki Rafael'le tanıştınız.
Rafael de diğer herkesi tanır.
Gözümü çıkardınız.
Annenizi çağırmamı mı istiyorsunuz?
Her seferinde işe yarar.
Ondan ödleri patlıyor resmen.
Ne için çağıracakmışsın beni?
Eva, aşkım.
Bu çifti Luiz'e götürmeliyim.
Luiz mi? Yemem ben bu ayakları.
Sen ve amigoların karnavala
kaçacaksınız.
Karnaval! Dünyadaki en güzel kuşla
tanışmamı sağlayan o sihirli parti.
Seni süzdüğümde çalan şarkı
dün gibi aklımda.
Hadi bebeğim, sen de söyle.
Ne de kadife bir sesi var.
- Anlaşılan aşkın kulağı da sağır.
- Gel buraya.
Pekâlâ. Onları Luiz'e götür.
Çabuk dön ama.
Seni özleyeceğim
benim küçük tatlı mangom.
Ben de seni benim şeker papayam.
Çekil bakayım oradan Carlos!
İndir çabuk kardeşini!
İzin verdiğine inanamıyorum.
- Şu Luiz ne kadar uzakta peki?
- Uzak değil. Karga uçuşuyla yarım saat.
- Peki papağan yürüyüşüyle?
- Bu kuş kılıklı uçmayı bilmiyor.
- Ama o bir kuş.
- Her kuş uçamaz: Devekuşu--
- Sen devekuşu değilsin.
- Teknik olarak öyle tabii.
Durun biraz dostlar. Yardım etmek
isterim ama yürüme işini geçeceksiniz.
Ama denemekten zarar gelmez.
Hadi bakalım, hemen gidelim.
Sakın arkana bakma,
korktuğunu anlar bunlar.
DİKKAT!
VAHŞİ HAYVANLARI BESLEMEYİN.
Ne şeker maymun öyle.
Saatim!
Selam çocuklar. Görünüşe
göre yoğun bir gün geçirmişsiniz.
Bunları mı diyorsun? Biz bunları
bulduk. Öyle değil mi millet?
Sizin ıvır zıvır
zırvalarınız umurumda değil.
Küçük incik boncuklarınızdan
gına geldi.
İki kaçak mavi papağanımız var.
Bol sayıdaki gözünüzün yardımı gerek.
Öyle mi?
Peki bizim çıkarımız ne olacak?
Güzel bir konuya değindin.
Hadi konuşup anlaşalım.
Seni de anlıyorum tabii.
Acaba karşılığında ben ne yapsam ki?
Kurtar beni.
Kurtar beni.
O da bir fikir tabii.
Ama ne bileyim, yeter mi ki?
- Sana üçkâğıt yapmış gibi olmak istemem.
- Yardım et, yardım et!
İstediğini yapacağız.
Kurtar beni lütfen. Kurtar beni!
Peki. Kanıma girdin.
Kabul.
Pekâlâ, başka sorusu olan?
Yok mu? Güzel.
Hepiniz dağılıp gün batımına kadar
o papağanları bulacaksınız.
Yoksa herkesi bedava
uçuş dersi bekliyor. İkileyin!
Gidip hünerli maymun
ellerinizi kullanın.
Fikrimi değiştirdim.
En iyisi bir otobüse atlayıp gitmek.
Hadi ama su koyuvermek yok.
Hele de bir bayanın önünde.
- Peki. Tamam o zaman.
- İşte olay budur.
- Hazır olduğuna emin misin?
- Tabii. Ne de olsa kendimizi aşağı...
...atacak halimiz yok.
- Değil mi?
- Aslında benim planım tam olarak buydu.
- Buyur?
- Dert etme Mavili. Bu senin kanında var.
Kanatsız dostlarımız bile
uçabiliyorsa, ne kadar zor olabilir ki?
- Biri beni kurtarsın!
- Eğlenceli, değil mi?
Evet, çok.
Pekâlâ, şimdi
birbirinize yaklaşın bakalım.
Biraz daha.
Biraz daha.
Ha şöyle. Şimdi kanatlarınızı
birbirinize atın.
- Ne? - Hadi Amigo. Merak etme,
ısırmaz. Isırmazsın, değil mi?
Duruma göre.
Sen sol, sen de sağ kanadını çırp.
Birlikte uçun.
Ama bunun aerodinamik açıdan
mümkün olduğunu sanmıyorum.
Çok fazla kafa yoruyorsun.
Önemli olan buranla düşünmen değil...
...buranla hissetmen.
Kalbinin ritmini hissettiğinde Samba
yapıyormuş gibi olacaksın.
Uçacaksın.
Gördün mü, çok basit.
Basit mi? Sana basittir tabii.
Hâlbuki buradan oldukça zor görünüyor.
Linda'na kavuşmak istiyorsan
tek yol bu.
- Evet, haklısın.
- Herhalde.
- Linda için. - Evet.
- Çok basit. - Çocuk oyuncağı.
- İtiş, kalkış, sürtünme...
- Hadi, gidiyoruz.
- İç dış, iç dış!
Yapabilirsin Mavili! - Yapabilirim!
Yapamam!
Yine mi be!
- Öldüm mü?
- Hayır, hâlâ hayattayız.
Bu inanılmaz.
Bu hayatımda gördüğüm
en güzel şey.
- Neler kaçırdığını gördün mü?
- Evet.
İşte uçuyorsun Mavili. Yani sayılır. Pek
sayılmaz aslında. Ama hissediyor musun?
Evet!
Hissediyorum.
- Hayır hayır! Mavili, hayır!
- Hay ben senin!
Özür dilerim, özür dilerim...
Öleceğiz!
- Ama buranla hissetmiyorsun ki.
- Yok canım.
Luiz'e arabayla gidelim.
Siz ikiniz, biraz acele edin.
Çabuk.
Pekâlâ.
Ne değişik tipler var burada böyle.
Yürü.
Hadisenize aşk kuşları.
Başardınız.
5 dakikalığına da olsa ölüm
korkusu yaşamadan dolaşmak istiyorum.
- Çok şey mi bu istediğim?
- Uçamayan bir kuş için mi? Hem de nasıl.
Karnaval için caddeleri
kapatıyorlar.
Haklı olsan iyi olur evlat.
Çünkü zamanımız azalıyor.
- Bu kalabalıkta arabayla gitmek imkânsız.
- Merak etme, bir fikrim var.
- Evlat, nereden buldun bu motoru?
- Jeepinle takas ettim. - Ne?
Evet, oldukça iyi durumda.
Şey, fena sayılmaz diyelim.
- Çekilin yoldan.
- Dikkat et!
Sıkı tutunun!
Bu zinciri açamazsak yakında
ayağımı kemirmeye başlayacağım.
Sakin ol. Luiz'i tanıyorsam
tam olmamız gereken yerdeyiz.
Ralfie. Karnaval
kralı gelmiş.
Nico! Pedro!
N'aber millet?
- Hangi deliğe girdin sen kuş?
- Dostum, mefta oldun sanıyorduk.
Hop, herkes sussun!
Bu bizim kafesteki kuşçuk değil mi?
- Sanırım aşk derslerimiz işe yaramış.
- Elin çabukmuş.
- Manita kıyakmış.
- Parmaklıklar ardından çıtır bir yavruya.
- İdolümsün.
- Hayır, düşündüğünüz gibi değil.
- Sadece birbirimize bağlandık.
- Laf eden yok zaten.
- Biraz dokunduruyor sadece. - Çocuklar,
Luiz'i arıyorduk, göreniniz oldu mu?
Evet. Ben gördüm.
Ama siz göremezsiniz çünkü kaçırdınız.
Charlie'yi garaja geri götürdü.
- Al işte. - Sakin ol bebeğim.
Bir sonrakine yetişirsin.
Evet, ikinizin bir sonraki
evreye geçme vakti gelmiş.
- Bu evrenin nesi var ki? - Hadi ama böyle
aşk mı olur? Diğer evreye geçelim.
- Kuyruğunu sallaman lazım dostum.
- Ama bu zincirden kurtulmamız gerek.
Hadi ama aşk kuşları.
Rio'dasınız. Tadına varın biraz.
Onu bulduk.
Cennete hoş geldiniz.
- Sıkı parti ha?
- Burası gördüğüm en harika yer.
Bariz sağlık kanunu
ihlallerine rağmen.
Sevdim seni.
Hep saçma sapan konuşuyorsun.
Millet, bana kulak verin. Ralfie'nin
uzaklardan gelen konukları var.
Onları biraz neşelendirelim. Çünkü ikisinin
gecelere aktığını pek sanmıyorum.
Herkesin kanatlarını havada göreyim.
Ritim tutmaya hazır olun bakayım.
Canlanın hadi, canlanın!
Ipanema'da parti zamanı bebeğim.
# Parti yapalım
Samba yapalım #
# Parti yapalım, samba yapalım
Hayatımızı yaşayalım #
# Parti yapalım, samba yapalım
Uç #
# Uç, bir kuş gibi süzül #
# - Zaten bir kuşsun #
# - Haklısın, o zaman roket gibi fırlayalım #
Tamam.
# O kadar yükselelim ki nefessiz kalalım
Çünkü bir coştuk mu tutamazlar ki duralım #
# Hayatımızı yaşayalım, eğlenelim coşalım
Hep özgür olalım, kaynatalım #
- Ne yapıyorsun?
- Hiçbir fikrim yok.
İşte böyle Mavili.
- Sana yanık bu! - Ne diyorsun yahu,
dediklerini duymadın mı hiç?
Hayır, ama sizi izledim.
Sadece kendin ol yeter. Hadi durma.
- İkiniz benimle geliyorsunuz.
- Anca rüyanda görürsün şebek.
Evet!
Sana dedi.
- Hadi ama, dost olamaz mıyız?
- Bu senin meselen değil koca burun.
Arkadaşıma bulaşırsan
bana bulaşmış olursun.
- Hepimize!
- Evet, bücür King Kong.
- Ne oluyor, ben anlamadım.
- Kuşlar, saldırın!
Suratına yedin mi maymun surat!
Gitmemiz gerek!
Benimle gelin.
Aldın mı seni süslü maymun?
- Teşekkür ederiz. - Her zaman.
- Ben de bunu diyordum işte!
- Resmen onları hakladık!
- Hem de nasıl.
- Ateş ve buz gibiydiniz.
- Şimşek ve yıldırım gibi.
- Hip ve hop!
- Peynir ve ekmek!
Minnesota'da böyle derler.
Bak işte. Hep
saçma sapan laflar ediyorsun.
Hadi.
Beni takip edin.
Ne?
- Ama kuşlar buradaydı.
- Tabii canım, kesin öyledir.
Yemin ederim.
Tam buradaydılar.
- Nereden biliyorsun ki?
- Çünkü...
Onları kaçıran bendim.
- Sen miydin? - Canları yansın
istemedim. Param yoktu.
- Ama Fernando, sana güvenmiştim.
- Biliyorum ama...
Dostum, çok iyiydi bu.
- Selam çocuklar.
- Senin ne işin var burada?
Bana göre işiniz var mı diye
sormak için gelmiştim.
İki saat önce burada
olsaydın, yüklemeye---
- Ne?
- Kapa çeneni!
Neden Karnaval kıyafeti giydiniz ki?
Kuşları kaçırdığımızda
kimse anlamasın diye--
- Kapa çeneni.
- Bize karnaval arabası lazım.
Araba mı? Siz ikiniz geçit
törenine mi gideceksiniz?
Ben de gelebilir miyim?
Harika dans ederim.
O da gelsin mi? N'olur?
3 kişi daha iyi olur.
- İyi, tamam. Ama acele etmeliyiz.
- Az daha unutuyordum.
Nerede bu?
Burada sanıyordum.
İşte buradaymış.
Tamamdır.
Hadi gidelim.
Çabuk ol evlat.
- O da bizimle dans edebilir mi?
- Sussana be!
O uçağa binmelerine izin veremeyiz.
- Motor kullanmayı biliyorsun, değil mi?
- Bunu hakaret olarak alıyorum.
Hayır, motor kullanmayı
bilmiyorum.
Kar aracı kullanmak gibiymiş resmen.
- Ne oldu?
- Babacığım?
Ne oldu?
- Yapma, yapma.
- Kes ciyaklamayı da konuş!
Hayır, ben bir şey
bilmiyorum. Kurtarın!
Kafanı bir ısırsam, patlar mı
yoksa çatırdar mı?
Nerede o gök rengindeki kuşlar?
Gök rengi mavi oluyor bu arada.
Luiz'e gidiyorlar.
- Başka bir şey? - Bir de sizin
çok kibar biri olduğunuzu söylediler.
Deme...
- Yalancı.
- Yakışıklı da dediler.
Kuş işini yapması için
asla maymun göndermeyeceksin.
Merak etmeyin,
hallediyorum.
İşte böyle.
Koçum benim.
Sıcak mı oldu?
Sanki terledim gibi de.
Biyolojik olarak mümkün
olduğu aklıma gelmezdi. Bak.
Koç da koç hani.
Demek ki yardıma ihtiyacı var.
Hadi gereken desteği sağlayalım.
- Ortamı yapalım.
- Tamamdır, ben hallederim.
Ortam yapmak benim işim.
İzle bak.
# Kap kap kap, kızı kap
Kap kızı kap
# Aklını aklını aklını al
# Coştur coştur, ödülünü al
# Sinsice sinsice sinsice yaklaş...
- Bu nasıl ortam yapmaktır?
- Pedro, bu fazla saldırgan oldu.
Yaratıcılığına lafım yok ama
bu tam benlik bir iş. İzle şimdi.
Ha şöyle bak, şimdi oldu.
# Aklım havada, ne bir cevap ararım
ne sorarım
# Ay ışığı altında
# Yüzünü gördüğüm an
Ne güzel bir şarkıymış.
Evet.
Mavili, gözlerinin
çok güzel olduğunu söyle.
Harika fikir.
Çok güzel gözlerim var.
Evet, peki.
Fena değiller yani.
Hayır, onun gözleri.
Onun.
Seninkiler güzel, benimkiler değil.
Benimkiler de fena değil ama
seninkiler bir başka güzel.
Çok baksam içime işler kesin.
Mavili?
Ona hislerini aç.
- Harika.
- Evet?
Sana söylemek
istediğim bir şey...
Bir şey...
Çok tatlısın...
Boğuluyorsun.
Pekâlâ, tamam...
Evet.
İşte benim koçum.
Bayanlar baylar, sizlere Luiz'in
garajını takdim etmekten gurur duyarım.
- Önden buyur.
- Yok.
- Lütfen, ısrar ediyorum.
- Peki. - Peki.
- Sanırım geldik.
- Evet. Güzel bir serüven oldu.
- Yolun sonuna geldik.
- Evet.
Herhalde Miniksota'da böyle
şeyler olmuyordur.
Miniksota mı?
Ha, Minnesota'yı mı diyorsun?
- Evet.
- Çok iyiydi. Oldukça komikti.
Luiz.
Burada mısın Luiz?
Hey ahbap?
Tanışmanı istediğim
arkadaşlar getirdim.
İçeri, dışarı; içeri, dışarı!
Nasıl kekledim ama?
Ne?
Sizi paramparça edebilirdim.
Ama etmedim.
- Ama edebilirdim.
- Luiz!
Arkadaşlarımı ürkütmesene.
Ralfie! Gel buraya!
Nerelerdesin yahu?
İyi gördüm seni.
Dur biraz, dur.
Luiz bir buldog mu?
- Köpeklerle bir sorunun mu var?
- Üstüme salyalarını akıttıklarında evet.
- Sağlık sorunlarımdan ötürü o.
- Amigo, bize acayip lazımsın.
- Çok kaba ama kardeşim.
- Luiz, yapma lütfen.
Yardımın gerek.
Sanırım ne yapacağımı biliyorum.
- Bunun güvenli olduğundan emin misin?
- Elbette. Korkacak bir şey yok.
Bir aksilik olursa avazınız
çıktığı kadar bağırın.
Çünkü bu şey kafamdayken
sizi kolay kolay duyamam.
Hey, Ralfie!
Açar mısın lütfen?
Endişelenmeyin.
Luiz işini bilir.
Şimdi ilerleyin.
Zaten bu şeyin içinde
doğru dürüst göremiyorum.
Nereye gittiniz?
İğrenç.
Çıkmış.
Harika, Harika! Özgürüm!
Salyalıyım ama özgürüm.
Muhtemelen pislendim ama özgürüm!
En sonunda oldu...
Tanrım...
Hadi millet, gidelim!
Hâlâ ne duruyoruz?
Karnaval zamanındayız!
Evet...
Hissettiklerini çok iyi anlıyorum.
Uçuşlarını izlerken insanın
onları havada kapası ve...
...boyunlarını kırası geliyor.
Dalga geçiyorum kardeşim.
Onları yakalamak zor iş.
Uçuyorum, artık özgürüm.
Harika, seni yaramaz kuş.
Nereye gidiyorsun?
Mavili?
- Mavili, sorun ne?
- Hiçbir şey.
Her şey tıkırında.
Sen yağmur ormanlarına döneceksin. Ben
Linda'ma kavuşacağım. İstediğimiz gibi.
Kuşlar, bırakın çene çalmayı,
çalıştırın kanatları.
Gidelim artık.
- Düşündüm de belki...
- Ne düşündün? Minnesota'ya gelmeyi mi?
Çok iyi olur.
Sana atkı örerim.
- Hayır, onu demek istemedim.
- Bak Harika...
...hayatımı yürüyerek
seni takip etmekle geçiremem.
Uçamıyor olman
benim suçum değil.
Biraz ağır oldu.
Pekâlâ, pekâlâ.
Bana sorarsanız...
...bu çok iyi.
Açık konuşun.
Birbirinize karşı dürüst olun.
Dürüst olmamı mı istiyorsun?
Al sana o zaman.
Ben buraya ait değilim. Hatta
buraya gelmeyi bile ben istemedim.
Ayrıca, ayrıca
ne var biliyor musun?
Sambadan nefret ederim!
- Fazla belden aşağı vurdun!
- Söyle kötü kuşa, sözünü geri alsın.
Evet, beni duydunuz.
Her müzik birbirine benziyor.
Ben gidiyorum buradan.
Sen bilirsin!
Görüşürüz ev kuşu!
Hayır, dur, dur!
Geri dön!
Siz birbirinize aitsiniz.
Biriniz Romeo'sunuz, biriniz Juliet.
Tabii sonunda ölmeyeceksiniz ama...
...anladınız siz işte.
Genç âşıklar.
Her şeyi dramatikleştirmeseler olmaz.
Hadi çocuklar.
Kızın peşinden gidin.
Mavili, gel buraya.
Hadi ama...
Evet!
Karnavala hazırım!
Kim meyvelerimden...
...tatmak ister?
Bensiz gitmişler.
Bu bana yapılır mı?
- Harika, Harika!
- Bizi bekle!
Bir yere mi gidiyorsun şeker şey?
Evet!
Senin gözlerini oymaya geliyordum!
Sakin ol.
Şimdi benimle geliyorsun hayatım.
Geçit törenine gidiyoruz.
Törenleri herkes sever.
Bırak beni!
Hey, getir onu buraya!
Kimse Pedro'nun arkadaşlarına
yamuk yapamaz.
İzin vermem!
Göreceksin gününü!
Ne sayıklıyorsun sen?
Kuştaki pençeleri görmedin mi?
Pençe mi? Belki de bir dahaki
sefere gösteririm gününü.
- Ralfie!
- Ralfie!
Rafael, beni takip
etmeyi kes.
Yanlış yöne gidiyorsun.
Karnaval o tarafta değil mi?
Karnavala gitmiyorum ki.
Eve gidiyorum.
- Ama karnavalı çok sevdiğini sanıyordum.
- Seviyorum.
Ama ailemi daha çok seviyorum.
Bu şuramı dinleyerek
yaptığım bir seçim.
Buramı değil.
- Mavili
- Mavili! Hey Mavili!
Uçuyorduk sonra
o büyük Kakadu'yu gördük.
- Ninja pençeli.
- Kocaman kafalı.
- Neyse konu bu değil.
- Harika da oradaydı.
Harika'yı yakaladı.
Şöyle dedi:
"Benimle geliyorsun
küçük prenses."
Harika da şöyle yaptı.
"Senin gözünü oyacağım kötü kuş."
Sonra diğeri--
Yeter!
Adam gibi anlatın şunu!
- Harika'yı yakaladı dostum.
- Onu geçit törenine götürdü.
Benim yüzümden.
Derhal uçuyoruz.
Karnaval, biz geliyoruz.
Köpek, şu salyalarına hakim ol.
Bu yolculuğa çıkıyorsan, ıslanacaksın.
Hadi artık, hadi.
Nerede bunlar?
Evet!
Güzel...
Çok güzel.
Marcel?
Marcel?
Sabır...
Tavuğa bindik!
Hadi Franco, dans etsene.
Gerzekler.
Affedersiniz.
Geçebilir miyim?
Ayağa dikkat.
Özür dilerim.
Devam edin.
Durun lütfen.
Sadece dansçılar girebilir.
Cyanopsitta Spixii!
- Tulio?
- Linda!
Ben şey...
Çok kötü görünüyorum,
değil mi?
Affedersin.
Geçit başlamak üzere.
Pekâlâ, girebilirsin.
Şimdi sen beni izle.
Doğal davran.
İyi misin?
Gel hadi.
- Mavili!
- Mavili!
Hayır, hayır.
Ben var mavi bir kuş aramak.
- Kuş. - Kuş muş yok.
- Evet, kuş!
Dur, ne yapıyorsun?
Tulio?
Çıkarın beni!
Tulio?
Bu hiç hayra alamet değil.
Bu hiç...
Peynir ekmek aşkına.
Artık indirebilirsin beni!
İşim bitti.
Tarzımı sevdiler sanırım.
Dans etmeye devam et ufaklık.
Biri gitti, biri kaldı.
Onu asla bulamayacaksın.
Çoktan gitti bile.
Benim bulmama ne hacet.
O seni bulmaya gelecek.
İşte hız budur.
İşte bu bebek!
Çılgınlar gibi dans edesim var.
Luiz, önce kızı kurtaralım
sonra çıldırırsın.
- Hadi.
- Çekilin yoldan millet!
Pekâlâ millet.
Ben Harika'yı yukarıdan arayacağım.
Selam hanımlar.
Hey koca burun!
Biz de geldik!
Ne?
Linda! Müsaadenizle.
Linda!
Linda!
Benim dilimde söyle!
Linda, kalabalığa dönüp
kuyruğunu sallayacaksın!
Olmaz! Minnesota'da
kimseye kuyruk sallamayız biz.
Kaçın, kuçu kuçu geliyor.
Mavili!
- Tulio! Tulio! Mavili'yi buldum.
- Ne?
Dayan Mavili!
Seni kurtarmaya geliyorum!
Olamaz!
- Mavili!
- Linda! Linda?
Dur!
- Mavili, Mavili, onu bulduk.
- Tuhaf bir tavuk maketinin üstünde.
Gidip Harika'yı kurtaralım.
Mavili, dur!
Nereye gidiyorsun?
Mavili'yi gördüm.
Bir buldogun üstündeydi.
Ne?
Oradalar!
Maket bu!
Resmen facia bir maket!
Orada!
- Hey, Harika!
- Mavili!
- Seni kurtaracağım.
- Hayır, hayır.
Burada kalamazsın, hemen git.
Nigel--
Selam şeker kuş.
Suaremize katılman
çok hoş bir davranış.
Yapma.
Yalnız geldiğimi mi sanıyorsun?
Arkamda Rio'nun en azılı,
en deli, en güçlü 3 kuşu var.
Duydunuz mu millet!
Kurtulduk!
Sanırım bizi kastetti.
Ah aşk...
O kadar güçlü ve...
...aptalca bir şey ki.
İşte bu!
Aferin sana Nigel.
Çekilin.
Affedersiniz.
Durun, durun!
Başardık!
Marcelo, seneye gene yapalım mı?
Lütfen, lütfen.
Ne güzel yaptık bak.
Durun!
Bekleyin!
Atla!
Buraya nasıl çıktım hiç bilmiyorum
ama inersem ne olayım!
Ver onu da ufaklık.
Sizi buradan çıkartacağım.
- Ne yaptığını sanıyorsun?
- Hiçbir şey.
Bunu yapmamalıydın.
Yürü.
Bırak gitsin.
Kuşları al.
Kaçıyorlar.
Göreceğiz bakalım.
Önüne bak!
- Başardık çocuklar.
- Bizden iyisi yok!
Karnaval maketi mi o?
Şuna bak, ne kadar da
ayrıntıya inilmiş.
Kalkın gerzekler.
Kalkışa geçin.
Mavili! Mavili!
Mavili!
Üzgünüm Eva.
Akşam yemeğine yetişemeyeceğim.
- Ne yapıyorsun?
- Kafesi bir kutu kola gibi açacağım.
Kıyak hareketti!
Acele et.
Diğerlerini de çıkarmalıyız.
Ben çok güzelim,
ben çok güzelim...
Hadi!
Acele edin millet!
Yaşıyorum!
Olamaz, güneş!
- Uçun, uçun!
- Özgürlük!
- Hadi! Hemen gitmeliyiz.
- Dur, dur!
Sorun yok.
Gerçekten sorun yok.
Bunun altından birlikte kalkacağız.
Tamam mı?
Bırak onu!
- Harika!
- Kanadım!
Ah yazık...
Artık iki tane uçamayan
ve işe yaramayan kuşumuz var.
Bu hiç hoş değil dostum.
Hem de hiç.
Düşüyoruz.
- Kâğıt, makas, taş.
- Kâğıt, makas, taş.
Asta La Vista dümbükler.
- Bizi bekle!
- Geldim!
Mavili!
Hayır!
Mavili, kafayı mı yedin?
Ne yapıyorsun sen?
Seni bırakmam!
Biz birbirimize bağlıyız,
unuttun mu?
- Mavili, uçuyorsun!
- Evet!
Uçuyorum.
Cidden uçuyorum!
Haklıymışsın, devekuşu değilmişim!
Devekuşu değilim!
Dikkat!
Baba, bak!
Gerzek herifler!
Linda!
Mavili?
Mavili bu!
Bak Julio, Mavili!
Üstelik uçuyor.
Benim Mavili'm uçuyor.
Uçuyor.
Gel bir bakayım.
Merak etme, seni
iyileştireceğim.
İşte benim cesur oğlum.
Mavili Kuş Cenneti
Rio De Jenerio.
Çeviri;
Emre Bekman & Begüm Özdemir (misery)