Tip:
Highlight text to annotate it
X
EKONOMİK ÖZGÜRLÜK
GÜNAHLARIMIZ İÇİN ÖLDÜ
Nasıl mı sürüyorum?
1-800-BOK YE'yi Ara
TRAFİK KAPALI
Nereye gittiğini sanıyorsun?
Eve gidiyorum.
İMDAT!
Memur bey.
Herif çalılığa gitti, işemeye
herhalde, ama geri dönmedi.
Yardım edeyim mi?
Araba sizin mi?
Bu, o değil.
Herif çalılığa doğru gitti.
"Eve gidiyorum" dedi.
Eve mi?
Lütfen, arabalarınıza dönün.
Araba ne olacak?
Çekici çağıracağım.
Kenara itelim.
Şeridi açmalıyız!
Tehlikeli olur.
Etraftan vızır vızır
araba geçiyor.
Dur bir saniye.
Prendergast. Hırsızlık
Masasından. İtelim.
Ben de muşambacıyım.
Tamam.
Sen arabana dön.
Sen it. Ben çevireyim.
D-FANS
Seramik de satıyoruz.
Polislere özel indirim var.
Polisler dizisini çok severim.
Sen izler misin? Ben hiç kaçırmam.
Bana rastlaman şans.
Şans mı?
Bugün polislikte son günüm.
Ne şanslıyım.
Dokunma!
Dokunma! Şeridi aç.
Haklısın. Pardon.
Memur bey!
Tanrım! Telefon!
Hadi, gel.
Parmağına dikkat et.
Tucker'a bak.
Anne?
Anne, şunu açmama
yardım eder misin?
Telefon için bozuk
para alabilir miyim?
Birşey satın alacaksın.
-Seksen bes sen.
-Ne?
Seksen bes sen.
-Anlamıyorum.
-Seksen bes sen!
Seksen beş sent mi?
Para üstü,
telefon için yetmez.
Sana 50 sent vereyim.
Bana 50 sent bozuk ver.
-Hayır, olmaz.
-Evet, olur.
Kola, seksen bes sen.
Ya öde, ya git!
"Bes"i anlamıyorum.
Ona "bes" değil "beş" denir.
Çin'de "ş" yok mu?
-Çinli değil, Koreliyim.
-Her ne ise.
Ülkeme geliyorsun, paramı
alıyorsun, bari dilimi öğren!
Korelisin, öyle mi?
Ülkem, ülkene ne kadar
para veriyor, haberin var mı?
Ne kadar?
Bilmiyorum, ama çok.
Orası kesin.
Şimdi git! Sorun istemem!
Gitmiyorum.
Buna ne diyorsun?
Tanrım!
Ne bu?
Fiji'nin son direnişi mi?
Parayı al! Parayı al!
Parayı al.
Ellerini oradan,...
anlamıyo...Yeter!
Tamam.
Yavaşça ve açık seçik konuş.
Parayı al.
Sence, ben hırsız mıyım?
Hırsız olan ben değilim.
Bir kola için 85 sent
isteyen ben değilim!
Asıl hırsız sensin!
Ben sadece tüketici
haklarımı koruyorum.
1965 fiyatlarını uygulayacağım.
Buna ne dersin?
Çörek. Altılı paket. Ne kadar?
1 .12 dolar.
Çok pahalı.
Aspirin. Fiyatı?
3.40 dolar.
Saçmalama!
Pil. Dörtlü paket.
4.29 dolar.
Hadi oradan.
Bu raf da tekin gözükmüyor.
Bir kola...
...12 onz.
Elli sen!
Alıyorum.
Senden alışveriş etmek
büyük bir zevkti.
Çok komik.
Gerçekten çok komik.
Gerçek Arizona kumu.
Alışmalısın.
Doğrudur.
Bana Santa Monica
kumu gibi geldi.
***, kedimin lazımlığından;
topaklar sende kalabilirmiş.
Eşyalarımı aldınız mı?
Hayır. Zevki orada.
-Kalemimi nasıl alacağım?
-Gerek yok. Kedi bokuyla yaz.
Son günün. Dikkatli ol.
Forsythe'ı hatırla.
-Emekli olmasına 5 dakika kalmıştı.
-İki!
İki dakika. Adam,
arabasına gidiyordu.
Çekilen bir araba kayıp,
ezdi onu. Feci.
-Düşündürücü.
-Hem de nasıl.
Bugün herşey olabilir.
Masa, çok tehlikeli olabilir.
Kağıt, elini kesmesin.
Aman ne komik.
Özür dilerim.
Onları vazgeçirmeye çalıştım.
Merhaba, Sandra.
Galiba bu şakalar zorunlu.
Başka ne dolap çeviriyorlar?
Hiç.
Hala yemeğe gidiyor muyuz?
Eve erken mi döneceksin?
Neden?
Son günün.
Batıl inancım yok.
-Sandy, hazır mısın?
-Bir dakika.
Zavallı masa mahkumunu
rahat bırak.
Bak bakalım, arabayı
çalıştırabilecek misin.
Sinirlenmeye gerek yok.
Seni özleyeceğim.
Sahi mi? Ben de seni.
Hadi, gidelim!
Yemek?
Bir saniye, tatlım.
Pastayı ne zaman yapacağız?
Birazdan.
Günbatımı iyi olur diyorum.
Al. Dışarıda oyna.
Sadece birkaç çocuk.
Öyle büyük bir parti yapamam.
Prendergast.
Benim.
Keşke burada olsaydın.
Hemen gelebilir misin?
Sorun ne?
Bilmiyorum.
Biraz korkuyorum,...
...evde olmanı istiyorum.
Ne oldu, hayatım?
Bilmiyorum. Bardakları...
...ve diğer
eşyaları paketliyordum...
...birden korkmaya başladım.
Sadece benim için
taşınmıyorsun, değil mi?
Gerçekten istiyor musun?
Önemli olan, bir arada olmamız.
Evet, ama sen yoksun.
Yakında oradayım, canım.
Söyle.
-Söyle!
-Yakında evde olacağım.
Hayır. Söyle.
Yakında evde olacağım
ve seni seviyorum.
Ben de seni.
Daha iyi misin?
Hayır, değilim!
Londra köprüsü yıkılıyor
Yıkılıyor, yıkılıyor
Londra köprüsü yıkılıyor
Söyle.
Güzel kadınım
Güzel kadınım mısın?
Evet.
-Hoşçakal.
-Hoşçakal.
Ne yapıyorsun, bayım?
Hiçbir şey.
Özel mülkiyete
tecavüz etmektesin.
-Tecavüz?
-Ve aylaklık.
Doğru. Aylaklık da ediyorsun.
Herhangi bir tabela görmedim.
Şu ne peki?
Grafiti mi?
Hayır.
Grafiti falan değil!
Bu bir tabela.
Okuyamıyor.
Ben sana okuyayım.
"Özel mülkiyettir,...
...girilmez" yazıyor.
Yani, sana diyor!
-Hepsi yazılı mı?
-Evet!
İngilizce yazsaydınız,
anlayabilirdim!
-Espri yaptı.
-Ben gülmüyorum.
-Ben de gülmüyorum.
-Durun çocuklar.
İyi bir tanışma olmadı.
Burası bir çetenin
bölgesi, öyle mi?
Bölge kavgası mı yapıyoruz?
Sizin çöplüğünüze girdim,
ya da her ne diyorsanız.
Varlığımdan rahatsız
oldunuz. Anlıyorum.
Ben de sizi
bahçemde istemezdim.
Burası sizin eviniz.
Ev, evdir.
Saygı duyuyorum.
Yani, bir iki adım geri
çekilirseniz,...
...ben de çekip, giderim.
Tamam mı?
-Ne diyorsun?
-Ücret ödemeli.
İyi fikir.
Ücret ödemelisin.
Bakın çocuklar,...
...kötü bir sabah geçirdim.
Havamda değilim.
Ne ödeyecek?
Şu çanta nasıl?
İyi fikir.
Çantanı bize ver, ahbap.
Lanet çantamı size
vermeyeceğim.
Pislik herif,
lanet çantanı bize ver!
Kendi işime bakacaktım.
Arazi haklarınızı gözetmeye ve
sizi adam yerine koymaya hazırdım.
Birinin,...
...boktan arazinizde, beş dakika
oturmasına bile katlanamadınız.
Çantamı mı istiyorsunuz?
Size getireyim.
Çantamı mı istiyordunuz?
İşte!
Nereye gidiyorsun?
Çantayı unuttun!
Evime gidiyorum!
Yolumdan çekil, pislik!
Yolumdan çekil!
Evime gidiyorum!
Bu nasıl açılıyor?
-Silah!
-Ne?
Bugün ayrılıyorsun.
Silahını almalıyım.
Haklısın.
Şurayı, şurayı
ve şurayı imzala.
Polis
Çatışmada Öldü
İfade alabilir misin?
Öldürülmeden
gitmek istiyorsundur.
Hala çalışıyorum, Brian.
Bu adam biraz telaşlı.
Girin, Bay Lee.
Ne diyor?
Ne bileyim?
Bay Lee, Koreli.
Umurunuzda değilse,
Japon da olabilirim.
-Bay Lee, İngilizce konuşun.
-Tabii.
Oturun.
Sizinle o ilgilenecek. Bay Lee'nin
dükkanı 1 saat önce soyulmuş.
Pardon Bay Lee,
sigara içilmiyor.
Görünüşüyle başlayalım,
Bay Lee.
Beyaz bir adam, beyaz
gömlek, kravat.
-Kravatı ne renkti?
-Renk?
Rengini bilmiyorum.
Herif, bana saldırdı.
Dükkanımı dağıttı.
Yaşamam, şans.
Sakinleşmeye çalış.
Dükkanından ne çaldı?
Çalmadı! Bana saldırdı.
Fiyatları ayarlıyormuş.
Mallarıma zarar verdi.
Çalmadı?
Adam deli!
"Paramı al" dedim.
Hayır dedi. Bana "hırsız" dedi.
Mallarıma zarar verdi.
Bir kola alıp, gitti.
Kola aldı. Parasını ödedi mi?
Dedim ya, adam deli.
Pardon, soygun sanmıştım.
Bay Lee,
başka birine anlatmalıyız.
Size saldırmışlar.
Bu adam soygunla ilgilenir.
Evet. Hadi, gidelim.
-Beyzbol sopası!
-Ne?
Beyzbol sopamı aldı.
Satıyor musun?
Kendimi savunmak için.
Tezgahın altında durur.
Beyzbol sopanı çaldı ama
kolanın parasını verdi?
Bu adam, ayırımcı.
Bu, soygun sayılmaz.
Gidelim. Sağol.
Hastaneye git.
Kolun kırılmış olabilir!
O herifi arayacağız,
sesini kes!
Herif ne yaptı?
Kredi kartıyla sizi tehdit mi etti?
Dedim ya, sopası vardı!
Hala ortalardaysa,
yakalayıp, geberteceğiz.
Sonra hastaneye git.
Kes sesini!
Saçmalamayı kes.
Sensin, biliyorum.
Ne oldu?
Sensin, değil mi?
Evet, benim.
Arayıp durma.
Bugün Adele'in yaş günü.
Biliyorum. Ne istiyorsun?
Eve geliyorum.
Ne demek istiyorsun?
Sadece...
...bilmeni istedim.
Yaş günü için eve geliyorum.
Hayır, gelemezsin!
Beni dinle Beth,...
...seni görmem lazım.
Artık burası benim evim.
Kirayı ben ödüyorum.
Nafaka bile vermiyorsun.
-Kafana estiği gibi gelip, gidemezsin.
-Böyle konuşma, Beth.
Eve gelmek zorundayım.
Ona hediye vermeliyim.
Buraya gelemezsin!
İşte o! İşte orada!
Adele nasıl?
Burası evin değil.
Adele nasıl?
Sen yokken çok iyi.
-Angie, in.
-Hadi, dostum.
Güpegündüz olmaz!
Bu pislik için değmez!
-Derhal in!
-Arabadan in!
Ver bir tane.
Ya sen?
Yapma.
Polisi ararım.
Bas gaza!
Eve geleceğim.
Geleceğim.
Vurdun mu?
Iskaladın.
Ben de öyle.
Kahretsin, yapma!
Yapma, dostum.
Kahretsin!
Bak, gördün mü?
Amaç bu.
Biraz atıcılık öğren, adi herif!
Kapı açık.
Otur.
Yüzbaşı.
Olayı duydun mu?
Arabalı saldırıyı mı?
İğrenç bir olay!
Ortalık karışınca,
kabak kimin...
...başına patlayacak
biliyorsun.
Biraz erken emekli oluyorsun.
Emekli maaşını
tam alamayacaksın.
Biliyorum, efendim.
Alamayacağım.
Yaralandığın için değil,
değil mi?
Yaralanmak?
Çünkü, artık...
...büro işi yapıyorsun.
Orada yaralanman pek
mümkün değil.
Hayır, yüzbaşı
bununla ilgisi yok.
Konuşmamı yapacağım.
Yapmak zorundayım, biliyorsun.
İyi bir polis
kaybetmek çok kötü.
Vazgeçmek için geç değil.
İyi polislerin çoğu
çekip, gitmek istiyor.
Kim istemez?
Maaş berbat.
Günde 16 saat, ayak
takımıyla uğraşıyorsun.
Ama kanına işler.
İyi polislerin çoğu...
...çekip, gitme
noktasına gelirler...
...ama yapamayacaklarını
görürler. Ya sen?
Tekrar düşünecek misin?
Hayır, yüzbaşı. Kararım kesin.
Sormamı istediler. Anlıyorsun.
Çocuklar nasıl?
Çocuğum yok.
Nasıl yani?
Memurlar iyi bir sopa istiyor.
-Buradaki dosyada...
-Bir çocuğumuzu kaybettik.
Çocuğunuzu?
Kızımızı kaybettik.
Evet, kızınızı.
Çok zor bir durum.
Olabiliyor. Evet, efendim.
Hala evli misin?
Evet, efendim.
İyi.
KARIN TOKLUĞUNA
ÇALlŞIRIM
Seni seviyorum, babacığım
Nereye gidiyorsun?
-Eve.
-Buradan geçilmez.
-Neden?
-Çünkü metro inşaatı var.
Etrafından dolaş.
Ayaklarını takip et.
Gerçekten birşey almaz mısınız?
Kahve, gazoz, başka birşey?
Hayır, teşekkürler.
Aptal gibi hissediyorum.
Temkinli olmak iyidir.
Bence de.
Kocanıza karşı
men emri var mı?
Eski kocam.
Yanlış günde gelir...
...veya gecenin bir yarısı
kapıyı çalar.
Korku verici bir ruh hali var.
Men emrinin iyi bir
fikir olduğuna emin değildim.
Yarardan çok zararı olabilirdi.
Ama hakim, bunun iyi
bir örnek olacağını söyledi.
Bize 100 fitten
fazla yaklaşamaz.
Yoksa yarda mıydı?
Hangisi? Fit mi, yarda mı?
Bu, hakime bağlı.
-Sabit birşey sanıyordum.
-Hakime bağlı.
Tuhaf.
İçki içer mi?
Pardon, hakimi
soruyorsunuz sandım!
-Hayır, pek içmez.
-Uyuşturucu?
Şiddet eğilimi mi var?
Evet, böyle ifade edebiliriz.
Kızınızı döver miydi?
Sizi döver miydi?
Tam değil.
Tam değil mi?
Yani, bazen bana...
...vuracakmış gibi gelirdi...
...ama bunu yapmasına
fırsat vermezdim.
Açıklaması güç.
Bence bunu yapabilir.
Sizce?
AIDS yüzünden ölüyoruz
Lütfen, yardım edin!
Evsiz Gazi
Gıda ve Para Yardımı Yapın
FARK ETMEZ
BOŞVER
Merhaba. Nasılsınız?
İyiyim.
-Sen nasılsın?
-Ben? Berbat.
Buna üzüldüm.
Santa Barbara'dan geldim,
arkadaşım evde yok,...
...bana borcu var,...
...geri dönecek param yok.
Benzinim bitti.
Mecburen arabada yattım.
Birkaç dolar versene.
Çok ihtiyacım var.
Adresini ver.
Borcumu ödeyeceğim. Söz.
-Ehliyetini göster.
-Neden?
Adresine bakacağım.
-Ehliyetim yok.
-Ta oradan ehliyetsiz mi geldin?
Polis misin?
Ruhsatını ve arabanı göster.
Tamam, boşver. Unut gitsin!
Bir kahramana
böyle mi davranılır?
-Sen mi kahramansın?
-Gaziyim. Vietnam'da savaştım.
10 yaşında savaşa mı gittin?
Körfez Savaşı demek istedim.
Hadi be! Sadece birkaç
kuruş istiyorum.
Üç gündür yemek yemedim.
Yani, bunun dışında.
Kahretsin! Biraz para ver be.
Sadece birazcık para.
10 sentcik.
Bana 10 sent ver.
Hayır, vermiyorum.
-Sigaran var mı?
-Yok.
-Birşey vermek zorundasın.
-İş bulsana.
Burası benim parkım!
Kimsin ki, elinde iki
çanta, parkıma giriyorsun!
Bende hiç yok.
Bu adil mi?
O çantalarda ne var?
Birini bana ver.
Onları satıp, bir
haftalık yiyecek alabilirim.
İki çantan var.
İki çantayı ne yapacaksın?
Haklısın.
Al.
-Ciddi misin?
-Artık bana lazım değil.
Pekala, hadi. Bu ne?
Orospu çocuğu!
-Artık saçmalamayı kes.
-Gerçeği söylüyorum!
Tabii, tabii.
-Kim bu?
-Arabalı saldırıya katılmış.
-Arkadaşlarını kim vurdu?
-Söyledim.
Evet. Şu kötü, beyaz adam.
Bunu yemeyiz.
Kimi koruyorsun?
Sevgilin hastanede.
Herhalde ölmüştür.
Duydun mu?
Herhalde geberip gitmiştir!
-Böyle konuşma!
-Ayrılmak için iyi gün seçtin.
Başka bir çocuğun
vurulmasını ister misin?
İstediğin bu mu?
Gerçeği söyle!
Gerçeği söylüyorum!
Adam beyazdı!
-Arkadaşlarına neden saldırdı?
-Bilmiyorum!
Onlara, Angel's Flight Tepesinde,
beyzbol sopasıyla saldırmış!
Beyzbol sopası?
Bir dakika!
Beyzbol sopası.
Görünüşü nasıldı?
Bilmiyorum. Sizin gibiydi...
...ama uzun ve saçlıydı.
Mükemmel bir tarif!
Beyaz gömlek ve kravat?
Biraz gelsene.
Ona baskı yapmaya
çalışıyoruz. Sen karışma.
Sopa ne olacak?
-Beyaz gömlek, kravat!
-Şimdi ne uyduracak?
Üzgünüm ama ayrılıyorsun.
-Sanchez, dinle beni!
-Sonra konuşuruz, dostum.
Koreliyi hatırladın mı?
-Bay Lee mi?
-Gelsene.
Dükkanı neredeydi?
Tam şurada.
Saldırı, sabah 8
gibi mi olmuş?
-O civarda.
-Arabalı saldırı da şurada, değil mi?
Evet, niye?
Saçma olabilir ama Angel's
Flight Tepesi, ikisinin arasında.
-Nezih bir semt.
-Bok çukuru. Çete yuvası.
Biliyorum. Peki kravatlı beyaz
bir adamın çetelerin arasında...
...ne işi var?
Ne istemiştiniz?
Jambonlu peynirli Whamlette,
Wham patates istiyorum.
Kahvaltı servisi bitti.
Öğle yemeği veriyoruz.
Kahvaltı istiyorum.
Kahvaltı servisi yok.
Israr mı ediyorsunuz?
Müdür, o mu?
Konuşabilir miyim?
Elbette.
Rick, biri seninle
konuşmak istiyor.
Buyurun.
Kahvaltı istiyorum.
Kahvaltı servisimiz bitti.
Bitti, biliyorum Rick.
Sheila söyledi.
İlk adınızı niye kullanıyorum?
Sizi tanımıyorum.
Patronuma 7 yıl sonra bile "bay"
diyorum. Burada bir yabancıyım...
...ve Rick, Sheila diyorum;
sanki Alkolikler toplantısı.
Arkadaşın olmak değil,
kahvaltı istiyorum, Rick.
Bana, Bayan Folsom
diyebilirsin.
Kahvaltı servisi
1 1 .30'da bitti.
"Müşteri her zaman haklıdır"
sözünü duydun mu?
İşte, ben de...
...bir müşteriyim.
Politikamız bu değil.
Öğle yemeği menüsünden
seçmek zorundasınız.
Öğle yemeği istemiyorum.
Kahvaltı istiyorum.
Ne yapalım, çok üzgünüm.
Ben de çok üzgünüm!
Silahı var!
Organize olalım!
Sakin olun!
Herkes sakin olsun.
Yerinize oturun!
Bayım.
Nereye gidiyorsunuz?
Olmaz. Yerinize oturup,
yemeğinizi bitirin.
Herkes sakinleşsin ve
ve rahat olsun.
Yemeğe devam edin.
Lütfen.
Vücudunuzun vitamin
A, B ve...
Pardon! Kazaydı!
Tetik çok hassas.
Hepsi bu!
Çok hassas bir tetik.
Kahvaltı istiyorum.
Elbette. Sheila?
Rick? Bayan Folsom?
Biliyor musunuz...
Haklıydınız.
Fikrimi değiştirdim.
Öğle yemeği alacağım.
Peynirli duble bir
Whammyburger alabilir miyim?
-Anladın mı?
-Evet, efendim.
Ayrıca Whammy,
patates kızartması ve...
...bir Şoko-Wham shake.
Elbette.
Sheila, siparişi getir.
Rick, sen
getirebilir misin?
Yaşadığımız onca şeyden
sonra sana Rick diyebilirim.
Nasılsınız?
Yemeği beğendiniz mi?
Ya sen?
Yemek iyi mi?
Sizinki, bayan?
İşte, beğenmeyen biri.
Bence, özel sosu beğenmedi.
Espri yaptım.
İşte hazır.
Teşekkürler.
İşte, bunu kastediyorum.
Şuraya bakın.
Anladınız mı?
Büyük, sulu, 3 inş kalınlığında.
Bir de şu zavallı,
perişan, ezilmiş şeye bakın.
Birisi, sorunun nerede
olduğunu açıklasın.
Kimse açıklamayacak mı?
Hiç kimse.
Yine ortak mı oldunuz?
Maalesef hayır, Lita.
Havasu Gölü'ne taşınıyor.
-Orada ne var?
-Londra Köprüsü.
-İngiltere'ye mi?
-Köprüyü Arizona'ya taşıdılar.
-Her bir taşını.
-Doğru, duymuştum.
İyi olur,
polisleri öldürüyorlar.
-6 mı alırdık?
-7.
İki tane 7 numara.
İyi misin?
Emin misin?
Özür dilerim,
bunu yapamayacaktım.
Söylememeliyim.
Beni ilgilendirmez.
Lütfen anlat.
Havasu Gölü'ne gitmek!
Hoş bir yer. Sevdik.
O sevdi.
Kaktus mu seyredeceksin?
Kaktüs.
Orta yaş bunalımını atlatamadı.
Menopoz falan, ne bileyim.
Ya sen?
Benim için farklı,
o bir kadın.
Ben de kadınım.
Ama o çok güzeldi.
Çok sağol!
Öyle demek
istemedim tabii ki!
Ne istese olabilirdi.
Polis karısı hariç.
Çok sinirli.
Okuldaki güzellik yarışması
saçmalığını anlatma yine.
O çok geride kaldı.
Sandra, senin mesleğin var.
Tek özelliğin güzellikse,
onu kaybetmek zor gelir.
Ya senin mesleğin?
Benim için sorun yok...
...senden uzakta olsam bile.
Pardon, böldüm.
-Ne işin var burada?
-Çağrı var.
Sıcak, dikkat.
-Silahıma dokunma.
-Hadi oradan!
Şunu dinleyin. Hıyarın teki
Whammyburger'a girmiş,...
...kahvaltı vermediler diye
silah çekmiş,...
...sonra parayı ödeyip, gitmiş.
Gitmem lazım.
Para mı ödemiş?
Kaldır kıçını. Gidelim.
Gitmeliyim.
Nerede olmuş?
Quintero'yla 4. Cadde arasında.
Bir dakika, dur. Bekle!
Adamın ne giydiğini
bana bildirir misin?
Çöle gitmeden son bir bomba
mı patlatmak istiyorsun?
Beyaz gömlek ve kravat
mı giyiyormuş, öğren.
Hadi, çifte kumrular.
-Gitmem lazım.
-Bekle.
Karım hakkında.
İlk kez söylüyorum.
Nedir?
Onu seviyorum.
Gidelim!
7 yıldır bu bankanın...
...müşterisiyim. Şimdi
küçük bir kredi istedim,...
...bana "ekonomik açıdan
rantabl değil" dediler.
Affedersiniz, bayım.
Başvurunuz ne oldu?
Kredi verdiler mi?
Bu, bay rantabl olmalı!
Yüzünde bir gülücükle
mutlu bir müşteri.
Ekonomik açıdan rantabl
bir kişi, işte böyle olmalı!
Bu kaça?
Sadece 3 dolar.
Küçük bir kredi istedim.
Peki, ne dediler?
Rantabl değilmişim.
Yeter artık.
-Bunu alıyorum.
-Tabii, efendim. 3 dolar.
Gidiyorum! Gidiyorum millet!
Ekonomik açıdan rantabl
değilseniz, başınıza bu gelir!
Buna izin vermeyin!
Herkese elveda!
Beni unutma.
Özür dilerim.
Biz çıkıyoruz.
Çıkıyor musunuz?
Sanırım, kocanız gelmeyecek.
Herhalde rahatsız ederse,
başının derde gireceğini anladı.
Avukatınızı arayıp,
durumu bildirmelisiniz.
Pahalı bir hizmet.
Fazla param yok.
Onlar, kocanızın avukatını
arasın. Hukuki önlemleri alın.
Ayrıca, kapınızı kilitleyin.
Birşey olursa bizi arayın.
-Peki, teşekkürler.
-Birşey değil.
Hey, baksana!
Telefon sırasında bekleyen
başka insanlar da var.
-Başka insanlar?
-Evet, pislik herif!
Bu çok kötü.
Neden, biliyor musun?
Sanırım, telefon çalışmıyor.
LONDRA KÖPRÜSÜ
HAVASU GÖLÜ KENTİ
Merhaba, benim.
Şimdi yemek yiyor ve
uslu oturuyor.
-Kim?
-Bay Peepers.
-İyi!
-Bağışla, demin...
...çok gergindim...
Önemi yok, tatlım.
Biraz bekler misin?
Gömlek-kravat.
Bekler misin?
Kapatmam lazım.
Sadece bir saniye.
Çok önemli.
Dedektif Torres! Bakar mısın?
İfade vermek için bekleyen
7 milyon kişi var.
Ben, seni ararım.
Sorun ne? Ne yapıyorsun?
Bir sorun yok.
Ne demek istiyorsun?
-O zaman eve gel.
-Gelemem.
Bugün son günün.
İşten atamazlar ya.
Bir sürü rutin iş var.
Onları bitirince, geleceğim.
Seni birazdan ararım.
Bir dakika. Liste yap.
-Liste mi?
-Kemiksiz, derisiz tavuk,...
...kırmızı biber,...
...yeşil değil, kırmızı.
Tatlım, bir saniye bekle.
Telefonu meşgul ediyorum.
Bir kez olsun dinle.
Arabalı saldırıdaki kız,
"Gömlekli kravatlı biri,...
...beyzbol sopasıyla,
arkadaşlarıma saldırdı." dedi.
Zıvanadan çıkmış biri.
Bunlar son gün heyecanı.
Bu adamın sopası değil, içi
silah dolu bir spor çantası varmış.
Spor çantası mı?
Ne giydiğini söyledim.
Gitmem lazım.
Civarı taramalıyız.
Bir saniye.
Lütfen. Önemli.
-Alışverişi sen yapsana.
-Niye?
Bugün son günüm.
Arkadaşlar kutlama falan
yapmak isteyebilir.
Ne yapacaklar? Masanın...
...üstünde dansöz mü
oynatacaklar?
Tabii ki hayır.
Bak, sen orada
polisçilik oynarken,...
...ben emeklilik
planları yapıyorum.
Artık bitti. Ne kadar
çabuk kabullenirsen,...
...o kadar iyi olur. Artık
kanun koruyucu değilsin.
Zamanında eve gelmeni
istiyorum. Capito ?
Sandra, bana kızdın mı?
-Ama nefret ediyorum.
-Sen de mi emekli olacaksın?
Hoşçakal demeden gitme, yeter.
Hoşçakal.
Bu adamla karşılaşırsan,...
...dikkatli ol.
ÜRETİM FAZLASI
SATlŞ MAĞAZASI
ŞİKAYET BÖLÜMÜ
Ben Nick.
Ne istemiştiniz?
Dağcı botu arıyorum.
Demek dağcı botu, ha?
Bakalım, elimizde ne var.
Bunlar bir numaradır.
Bilimsel tasarlanmış, falan filan.
Bir Sierra Kulübü hergelesi
garanti veriyor. Sincaba bile...
...bassan, ezmiyormuş.
Bence, nonoşlar
ve şorololar için!
Bunlar ise,...
...Vietnam orman botları.
Yarı fiyatına, iki kat
daha uzun ömürlü ve ibneleri...
...tekmelemeye birebir.
İşin bitince, altını
sopayla temizlemek zorundasın.
Bu kadar kusuru olacak.
Boşver.
Hadi, gidelim.
İyi günler, çocuklar!
Geri geleceksiniz.
Sorunun mu var, ahbap?
Senin sorunun var!
-Asıl senin var!
-Yazıyı oku!
"İstemediğime mal satmam."
Şimdi, defolun.
Def etsene.
Sakin ol, top. Yavaş.
-Tanrım!
-Göster kendini, hadi.
Gel, gidelim lütfen!
Bir saçmalık istemiyorum.
Maganda!
Faşist!
Götoşlar!
Rezalete bak be.
Ne biçim iş!
Alternatif yaşam tarzıymış!
Bu topların yalnızken
ne yaptığını düşünsene!
Lezolara ne demeli?
Bir düşünsene.
Çavuş Prendergast.
Zorlayamazsınız!
Ne istiyorsun?
Çeteyi itiraf ettim ya!
Konuşmaya mecbur değil!
Beyaz bir adamdı, biliyorum.
Konuşmalıyız. Önemli.
Spor çantada kaç silah vardı?
Neden söz ettiğini bilmiyorum.
Spor çanta görmedim!
Beyaz adam aldı, değil mi?
Başkaları da ölebilir.
Yardımcı ol.
Bindiğimde, çanta
zaten arabadaydı.
Kaç silah vardı?
Bilmiyorum.
Bir sürü.
Dünya kadar silahları vardı!
Oldu mu?
Ne istemiştiniz?
Polis memuru.
Bir adam arıyorum.
Sahi mi?
Orta yaşlı...
...beyaz gömlek, kravat,...
...bir spor çanta taşıyor.
Polis radyosu çözücüsü?
Özel zevkim için.
Böyle bir adam gördün mü?
Hayır.
-Tamam, sağol.
-Baksana.
Söyler misin?
Niye size şey demiyorlar,...
...polis memuresi?
Efendim?
Bilirsin işte, "müdire" gibi.
Şeyinizi belirtmek için...
...bilirsin.
Polis memuru, polis memuru
olduğu için herhalde.
"Bilirsin"...
...değil.
Yardıma teşekkürler, bayım.
Kusura bakma, pek yardımcı
olamadım memure.
Niye söylemedin?
Sana birşey göstereceğim.
Seni ele vermem.
Dostunum ben.
Gel.
Burayı herkese göstermem.
Bunlar özel eşyalarım.
Harika şeyler var.
Birinci Dünya Savaşı'ndan.
Gazdan söz etmişken, bekle.
Bir saniye bekle.
Bunda ne vardı, biliyor musun?
Ziklon-B.
Hatırladın mı?
Naziler kullandı.
Dinle.
Boş.
Bu, kullanılmış.
Onlar tarafından kullanılmış.
Bu küçük kutu, kaç
Yahudiyi gebertti acaba?
Bir düşün. Al.
Bunu niye gösteriyorsun?
Satmıyorum.
Sadece eğleniyoruz.
O sende kalabilir.
aziler
Gücü Ele Geçirmek
Göstermek istediğim bu.
Orijinaldir.
Isıya duyarlı, omuzdan.
Kullanılıp atılıyor!
Bu oyuncak,
bir jeti düşürebilir.
Sana.
Senin olsun.
Neden?
Çünkü dostunum.
Anlamadın mı?
Polis radyosunu dinledim.
Hamburgerciyi duydum.
Müthiş bir iş!
Zenci köpeklerdi, değil mi?
Reklamlarda hep beyazdır.
Ama gittiğin zaman
görürsün ki, hepsi zenci!
İyi davranmazsan,
yemeğine tükürürler.
Hepsini biliyorum.
Yanındayım.
Biz aynıyız, sen ve ben.
Aynıyız. Anladın mı?
Aynı değiliz.
Ben Amerikalıyım.
Sense hasta bir pislik.
Ne biçim vijilantsın?
Zorla adalet sağlamıyorum.
Ben sadece, kızımın
yaşgünü için eve gitmeye...
...çalışıyorum ve yoluma
çıkmazlarsa, kimseye birşey olmaz.
Canın cehenneme!
Kimsin sen, ha?
Benimle oyun mu oynuyorsun?
Fikrine katılmıyorum,
hepsi bu!
Amerika'da, düşünce özgürlüğü
ve katılmama hakkı var.
Sana da, özgürlüğüne de!
Necisin sen, ha?
Seni orospu çocuğu!
Füze mi de alacaktın.
Seni gebertmeliyim, piç!
Dön arkanı!
Tezgaha yaslan! Yaslan dedim!
Şunlara bak!
Bu, burada ne arıyor?
Korkak piç!
Özgürlük istiyorsun, ha?
Özgürlüğü gösteririm sana!
İyice eğil.
Ayaklarını geri çek.
Aç. Daha aç.
Kodese giriyorsun, serseri!
Güzel özgürlük, ha?
İri bir zenci tarafından
düzülme özgürlüğü.
Elini ver.
Tam arkana geçecek,
aynen böyle.
Düşün bir.
Hoşuna gider mi, nonoş?
Hoşuna gider mi, piç kurusu?
Ver elini.
-Veremem.
-Niye?
Yerçekimi.
Yerçekimi mi?
Bu da ne demek, ha?
Düşerim.
Öteki elini ver dedim!
Ver çabuk!
Ver bana! Ver bana!
Haydi. Ver.
Ver.
Bu, benimkilerden değil.
Aman Tanrım.
Tanrım!
Güzel!
Din özgürlüğü.
Anlamaya başlıyorsun!
Haklarını kullanmak güzeldir.
Dinliyorum.
Çantası silah dolu
bir manyak var.
Hollywood'da, batıya gidiyor.
Derdi ne?
Bir sürü bela çıkarmak.
Boşver, bir oda dolusu
şüphelimiz var zaten.
Çete işi değildi.
Bunu söyleyebilirim.
Angelina, yalancı bir fahişe.
Soruşturmamıza karışman
hoşumuza gitmiyor.
Spor çantanın sahibini
tespit ettim.
Bu ne?
Spor bir çanta.
Beni tutuklayacak mısın?
Siz gidin.
Daha önce kalmanı istedim...
...çünkü kurallar gereği
bunu yapmak zorundaydım.
Ama bu benden:
Seni hiç sevmedim.
Neden sence? Küfretmiyorsun.
Küfretmeyen adama güvenmem.
Bunca yıldır bir tek küfür
etmedin. Erkekler sayıp söver.
Sokakta çalışmaktan
korkan polisi sevmem.
-Moral bozar.
-Korkmuyorum.
Ait olduğun yere, masana dön.
Polis taklidi yapıp, daha
fazla vaktimi harcama.
Beyaz gömlekli, kravatlı bir adam
bir telefon kulübesini taramış.
-Duydun mu?
-Duydum.
Bu civarda mı?
Nasıl bildin?
Çete olayı sırasında
silahları aldı.
O halde, haklıydın.
İzninle.
-Neyin var senin?
-Neyim mi?
Yüzbaşıya göre,
korkağın biriyim. Çekil.
Hata senin.
Böyle düşünmelerine
izin verdin. Ama seni...
...sokaktan çeken, karın.
Karımla aramdakiler,
yalnız beni ilgilendirir!
Affedersin. Cadı gibiyim.
Beni o çekmedi.
Bir gece eve geç gittim.
Karanlıkta oturuyordu.
Öldürüldüğümü sanmış.
Beni hayalet sandı.
Evin her yanında peşinden koştum.
-Özür dilerim.
-Boşver.
-Nereye?
-Son gün paramı hak etmeye.
Ben de geleyim.
Görevdesin sanıyordum.
Ne dedin, "ortak"?
Boşver onları!
Git!
Kiminle konuşuyordun?
Korkutmaya çalışıyorsun.
Başarıyor muyum?
Hayır, başaramıyorsun.
Boşuna devam etme.
Beni evimden
kaçıramayacaksın.
Ve buraya gelemezsin.
Ama geliyorum. Yoldayım.
Buna emin olabilirsin.
Geri dönülmez noktayı geçtim.
Bu hangi nokta, bilir misin?
Bir yolculukta, başlangıç...
...noktasına dönmenin,
bitişe devam etmekten...
...daha uzun
süreceği noktadır.
Tıpkı...
O astronotları
hatırlıyor musun?
Ay yolculuğu sırasında
bir terslik olmuştu.
Dünyaya dönmeliydiler.
Ama geri dönülmez
noktayı geçmişlerdi.
Geri dönmek için ayın
çevresini dolaşmak zorunda kaldılar.
Bağlantı saatlerce kesilmişti.
Herkes, metal kutudaki
birkaç ölü adam öbür taraftan...
...çıkacak mı, diye beklemişti.
Bu benim.
Ayın öteki yüzündeyim.
Bağlantı yok...
...ve herkes, ben ortaya
çıkana dek, beklemek zorunda.
Polisler burada.
Bazı Güney Amerika...
...ülkelerinde, sana hakaret
ederse, karını öldürmenin hala...
...yasal olduğunu
biliyor muydun?
Buradalar. Şu anda birine bakıyorum.
Telefona ver.
-Ne yapacağız?
-Koreliyle konuşacağız.
Sonra da kapı kapı dolaşacağız.
Ne var?
Nereye gidiyorsun?
Hemen dönerim.
Eminim tuvaleti
kullanmana izin verir.
Prendergast, ne yapıyorsun?
Kim olduğunu biliyorum!
Kim?
Kişisel plakası vardı.
Neydi?
"D-Fans."
Defans?
D-tire-F-A-N-S.
"D-Fans."
Evine gittiğini söylediler.
Adresini araştır.
Bay Lee!
Defans!
GEÇİCİ YOL
Dur! Geri al.
Aptal karı! Yolumu kestin!
Derdin ne, ha!
Yoldan çekil!
Embesil misin?
Otoparka girmek isteseydim,
park bileti alırdım, salak karı!
Buradan geçemezsin.
Ne yapıyorsunuz?
Yolu onarıyoruz!
Neye benziyor?
İki gün önce birşey yoktu.
İki gün içinde
çöktü mü, yani?
Çökmüş demek ki.
Pardon ama bu palavra!
Yolda hiçbir arıza
olduğunu sanmıyorum.
Bütçenizi kurtarmaya
çalışıyorsunuz.
-Deli misin be?
-Biliyorum.
Bütçenizi harcamazsanız,
gelecek yıl fon alamazsınız.
Yolda arıza olmadığını kabul et!
Defol git!
Bu sarı ışıklar ve kamyonlarla
bizi burada rehin alamazsınız.
Ben, kimse düşmesin
diye buradayım. Hepsi bu.
Senden duymak istiyorum.
Yoldaki arıza ne?
Bilmiyorum. Gerçekten.
Kanalizasyon herhalde.
Yalan söylüyorsun.
Yolda ne arıza var?
Hiç.
Biliyordum.
Arıza olmadığını biliyordum.
Ama onaracak birşey vereyim.
-Tanrım.
-Alın!
Hey, Charlie! Baksana!
Burada bir manyak var!
Herifte bazuka var!
Şunu çek.
-Neyi?
-Şunu.
Sonra iki uca bastır.
Büyüyecek.
Böyle mi?
Şimdi şunu kaldır.
O, dürbünün.
Nereden biliyorsun?
Televizyonda gördüm.
Filmin adı ne?
Çektiğiniz filmin adı?
Yol Yapımı. Beğendin mi?
Fena değil.
Kameralar nerede?
Kameralar çalışıyor.
Geri dur.
Şimdi ne yapacağım?
Dürbünden bak.
Neye nişan alacaksın?
Şuradaki sarı canavara.
Ona bak ve tetiği çek.
Çok kolay.
Tetik?
Oradaki.
Önce nişan al.
Dikkat!
-Birşey olmadı.
-Mermi bozuktu herhalde.
Çok iyiydi!
Ne var?
Köpeği üstünüze salarım.
Polis memuruyuz, bayan.
Nasılsınız?
Köpek nerede?
Öldü.
-Ne var?
-Birkaç soru sormak istiyoruz.
Sadece birkaç soru.
Nasıl sorular?
Mahkeme emriniz var mı?
İçeri davet ettiniz.
Şimdi de dışarı davet ediyorum.
William Foster'la
yakınlığınız nedir?
Ne diyorsunuz?
O, benim oğlum. Gidin buradan.
Şuna bakar mısın?
İnanılmaz birşey.
İnanılmaz.
Başka evi, ya da ev dediği
başka bir yer var mı?
Bu ne?
-Ejderha mı?
-Dokunmayın ona!
Neden öyle desin?
Onun evi burası.
-Gitmenizi istiyorum.
-Bu eridi mi?
Şu.
Bu, su içen bir zürafa.
Bunlardan en sevdiğiniz hangisi?
Şu anda, bu kokarca.
Çok güzel.
Boya değil.
Yani çizgileri.
Değil mi?
Belki boyadır, ama üstte değil.
Camın içinde.
ÖZEL ARAZİ
ALTMORE COUNTRY CLUB. ÜYE
OLMAYAN GİREMEZ. GEÇMEK YASAK
Bu da kim?
Bakıcı olmalı.
O ise, üniformasını
giymemiş. Hey, sen!
Ne yapıyorsun orada?
Sadece geçiyorum.
Seçebileceğini kim söyledi?
Deliğin önünden çekil.
Sadece geçtiğini söyledi.
Üye değil.
Kılığına baksana.
Golf sahamdan çık!
Çıkıyorum!
Geldiğin yerden çık!
Tipini beğenmedim.
Bırak geçsin.
Niçin aidat ödüyorum?
Bu benim golf saham!
Burada oynamak
istersem, oynarım!
Topum ona çarparsa,
bu onun sorunu!
Bana bağırma.
Ben sadece oynuyorum...
Geliyor!
Geliyor!
Geldi!
Dur!
Ne, beni golf topuyla
öldürmeye mi çalışıyorsun?
Bir oyun için bu koca
sahaya sahip olmak yetmiyor.
Bir de beni topla
öldürüyorsun, ha?
Burada çocuklar oynamalı.
Piknikler yapılmalı.
Daha iyi bir işi olmayan,...
...siz yaşlıların elektrikli arabaları
yerine hayvanat bahçesi olmalı.
Frank, ne oldu? Frank!
Kendinden utanmıyor musun?
-Yardım çağırmalıyım!
-Neyin var?
-Yardım et!
-Kalbin mi?
Kalbinde bir sorun mu var?
Ne yapabilirim?
Haplarım!
Hapların?
Nerede?
Araba, araba.
Ambülans çağırın!
Arkadaşım kalp krizi geçiriyor!
Galiba şanssızsın.
Küçük araban batıyor.
Golf sahandan geçmeme izin
vermediğine üzgün müsün?
Şimdi, o aptal şapkayla,
öleceksin. Nasıl bir duygu?
Bu, onun odası.
Çok temiz ve düzenlisiniz.
Odasını kendi temizler.
Ciddi olamazsınız.
İşte olmasa, buraya
adım atmaya korkarım.
Ne iş yapıyor?
Her zamanki işini.
Bizi, komünistlerden korumak
için önemli şeyler üretiyor.
Notec'te çalışır.
Savunma merkezi.
D-Fans.
Notec'i ara, onu bul.
Pekala, oğlunuzun sorunu ne?
-Nasıl yani?
-Ne demek istediğimi biliyorsunuz.
Bazen bütün yemek boyunca
tek kelime etmeden oturur.
Makine gibi yemeğini
hızla ağzına tıkıyor.
Öyle ürperiyorum ki,...
...yutkunamıyorum.
Ağzımda aynı lokmayı
geveleyip duruyorum.
Sonra onu tükürüyorum.
O da, sanki öldürecekmiş...
...gibi bakıyor bana.
Bunu ona söylemeyin.
Söylemem, söz.
Yük olmamaya çalışırım.
Paradan söz etmem.
Siz, nasıl birine
yük olursunuz?
William, ben ona
Bill diyeyim.
Bill'i tercih ediyor.
Ben de öyle diyorum.
Eve gittiğini söylerken...
...karısıyla çocuğunun
evini kastetmiş olabilir mi?
Eski karısı.
Burada olmamalıyız.
Eski karısı, evet. Elizabeth.
Kızlık soyadı ne?
Trevino. Yarı İtalyan.
Nasıldırlar bilirsiniz.
-Elizabeth şimdi nerede?
-Ne bileyim.
Torununuzun yerini
bilmiyor musunuz?
Bill, bilmemi istemedi.
Olanlar için beni suçluyor.
Evet?
-Bir ay önce işten atılmış.
-Ne?
Hergün nereye gidiyordu, peki?
Öğle yemeğini nerede yiyordu?
Bu çite niye dikenli
tel ördünüz?
Şaka mı bu?
Zenginler böyle mi eğleniyor?
Benim gibi masum insanlar...
...ellerini kessin diye mi
çite tel ördünüz?
Hayır, lütfen.
Ben kahyayım.
Sadece barbekü.
Dr. Ashcroft daha
önce izin vermişti.
Burası sizin değil mi?
Onlara söylemeniz şart mı?
Kimlere?
Altmore Güvenlik'e.
Oradan değil misiniz?
Hayır, lütfen!
Tamam tatlım. Birşey yok.
Burada yaşayan, ne doktoru?
Estetik cerrahı.
Bunları bir cerrah mı kazandı?
Yanlış meslek seçmişim.
Estetik cerrahi, açık
öğretimle yapılıyor mu?
İşimi kaybettim.
Aslında ben onu değil,
o beni kaybetti.
Fazla eğitimli, az becerikliyim.
Ya da tam tersi. Unuttum.
Ve eskimişim.
Ekonomik açıdan rantabl değildim.
Çocuğumun masrafını
bile ödeyemiyorum.
Yaralı mısın? Özür dilerim.
Ben yapmadım, tatlım.
Özür dilerim.
Yaralanmadı.
Senin elin.
Elini kesmiştin.
Benim elimmiş.
Lütfen, beni yanına al.
Seninle olursam,
birşey yapmazlar.
Lütfen, onları bırak.
Ne sanıyorsun?
Ailene zarar vereceğimi mi?
Benim de ailem var.
İnanmıyor musun?
İnanıyoruz.
Oraya gidiyorum.
Evime, ailemi görmeye.
Bugün kızımın doğum günü.
Sizin gibi, biz de
barbekü yapacaktık.
Kızım dışarıda oynayacaktı,...
...karım da elimi tutup,
yetişkinleri ilgilendiren...
...şeylerden söz edecekti.
Hava kararınca da...
..hep birlikte yatacaktık.
Karanlıkta hep birlikte uyuyacaktık.
Ve herşey...
...eskisi gibi olacaktı.
Gitmeyin. İnanın bana,
o eskisi gibi değil.
Pasadena'dan Venice'e
gelmek bütün gün sürmez.
Bu, tehdit edici bir
telefon konuşması değil.
Adam Star Trek 'ten
falan bahsetmiş.
-Sizi korkutmak hoşuna gidiyor.
-Lütfen, gitmeyin.
Güvende hissetmeniz için
yapabileceğiniz tek şey var.
Bir daha, sokaktaki...
...polis arabası sayısını azaltma
teklifini oylarken "hayır" deyin.
İyi günler.
Ne buldun?
Foster-Trevino olarak yok.
Sadece kızlık soyadıyla bak.
Ordu malları satan
bir yerde ipucu var.
-Nerede?
-Burada.
Prendergast, ben oraya gittim!
Adam, serserinin teki.
Başka ne, biliyor musun?
Ölü. Kendi vitrininde
doldurulmuş olarak bulunmuş.
Aman Tanrım.
Dur, yardım edeyim.
Ne, biliyor musun?
Dondurmacımızı, Güney Amerikan,
hediyelik eşya dükkanı yapmışlar.
Sallanan at almak istedim.
Ama sadece üstünde
Kızılderili olan bir at vardı.
Buna inanabiliyor musun,
Elizabeth? Söyle.
Gel!
Nereye gidiyoruz?
Yaş günüm ne olacak?
Askerin teki, bir ihtiyara golf
sahasında kalp krizi geçirtmiş...
...ve oradaki bir
aileyle konuşmuş.
Asker mi?
Ordu malı dükkanında
satılan kıyafetlerden giyiyormuş.
Buldum!
Trevino, Elizabeth.
Söyleme.
Venice'te.
Nasıl bildin?
Bir İtalyan başka
nereye taşınır?
Bak, ne var.
Köpek aldık. Köpeğimiz var.
İyi ki doğdun Adele
İyi ki doğdun Adele
Merhaba köpecik.
Kadın, cevap vermiyor.
-Oradaki polis eve gitti mi?
-Hayır. Sersemler.
İsterik bir kadını rahatlatmak
için, aynı adrese bir günde,...
...üç kez gidemezlermiş.
-Ne yapacaksın?
-Venice'e gideceğim.
Açar mısın?
Prendergast.
Sen kimsin?
Eyvah. Karın.
Deme. Hayatım?
"Hayatım"mış.
O kimdi, biliyorum!
Bay Peepers, beni
fena tırmaladı;...
...elim çok kötü kanıyor.
Önemli bir iş çıktı.
Ben neyim? Kusmuk mu?
Karın, kanamadan öleceğini...
...söylüyor,
sense önemli bir iş çıktığını.
-Eve ne zaman geliyorsun?
-Bilmiyorum.
Bilmediğini söyleme.
Eve ne zaman geleceğini
bilmek istiyorum. Hemen!
Amanda, kes sesini!
Duydun mu? Kes sesini!
İşim bitince geleceğim,
daha önce değil. Anlaşıldı mı?
Anlaşıldı mı?
Bu kadar kızman gerekmez.
Yemeği hazırla
ve beni bekle, tamam mı?
Tavuğun derisini soyma.
Tamam mı?
Hoşçakal.
Kahretsin!
Gidelim!
Sürpriz!
Üzgünüm Prendergast!
Çok uğraştık ama adını
pastaya sığdıramadık!
GÜLE GÜLE PRENDERG
Tebrikler.
Sağ salim bitiriyorsun!
Dinleyin.
Pekala, durun, durun.
Bayanlar, baylar,
beklediğiniz an geldi.
Bugünkü eğlencemiz,
Bayan Suzie!
STRIPGRAF
Suzie Q!
Göster marifetini!
Emekli olan çocuk, bu mu?
Durun! Bu çok güzel.
Gerçekten.
Teşekkürler ama kalamam.
Tanrım! Derdin ne?
Kadınlardan da mı korkuyorsun?
Onu suçlayamam.
Karısını gördünüz mü?
Ne dedin?
-Ne?
-Ne dedin sen?
Hiç.
Buna vaktimiz yok.
Haklısın.
Hazır mısın?
İyi ki doğdun Adele
İyi ki doğdun...
...Adele
Pasta yesene.
İstemiyorsa, zorlama.
Ayıcığı alabilirsin.
Ata binme vakti!
Korkma. Atçık! Korkma.
Dıgıdık, dıgıdık.
-İstemiyor.
-Sen ata bindir!
Hadi! Ata binelim.
İstemiyor.
-Bindir, hadi!
-Onu böyle zorlayamazsın.
Lanet atı ben aldım ona.
Hadi! Binelim ata.
Korkutuyorsun. Kes şunu.
Hadi, tatlım. Senin
doğum günün. İskele.
En sevdiğin yer. İskeledeyiz.
Bunu niye yapıyorsun?
Arkaya git.
Kımıldama!
İyi misin?
-İyiyim.
-Ambülans çağırın.
Ambülans çağırın. 91 1'i arayın!
Bir polisin vurulduğunu
söyleyin. Çabuk olun! Ambülans!
Dikkatli ol!
Yakala o alçağı!
Hala asker kılığında!
Baba! Anne, bak. Babam!
Merhaba, tatlım.
Burada olacağını biliyordum.
Bizi rahat bırak.
Ne? Karımla
konuşamaz mıyım?
Artık karın değilim.
Öyle mi? Bunu hatırladın mı?
"Ölüm bizi ayırana dek"?
Hatırlıyor musun?
Affedersin.
Özür dilerim.
Ne yapıyorsun?
Zor bir iş gününden
sonra eve dönüyorum.
Tanrı, çalışanları korusun.
Lütfen, onu bırak!
Çok büyümüşsün.
Nasıl böyle büyüdün?
Ben kaçırdım.
Bunu benden çaldılar.
Ama merak etme.
Artık çalamayacaklar.
Bill, lütfen dinle.
Buna bir son vermelisin.
Yardıma ihtiyacın var.
Hastasın.
Hasta mı?
Hasta görmek istersen,...
...bu kentte yürüyüşe çık.
Şaka etmiyorsun.
Burada balık
tutardım, biliyor musun?
Tam burada.
Şimdi de "Balık tutmayın.
Zehirli." diyorlar.
Yüzmek bile yasak.
Bakteriyel bir
enfeksiyon bulaşırmış.
İşte bir hastalık.
Ailemle özel konuşuyorum.
Git buradan.
Yakında gidiyorum.
Arizona'ya yerleşiyorum.
Havasu Gölü civarı.
Oraya gittin mi?
Orayı kastetmedim.
Göl diyorlar, ama çamurlu
sudan başka birşey değil.
Ama karıma göre, cennet.
Herkesin cennet anlayışı farklı.
Mesela ben.
Cenneti ne sanırdım sence?
-Ne?
-İzninle.
Çocuk yapmak.
İnanılmaz, değil mi? Çocuk yapmak.
Bu, kızın mı?
Çok güzel.
Özel bir çocuk.
Karım, anne olmak için
hiç uygun değildi.
Benim için yaptı.
Benim için o acıya
katlandı, fiziği bozuldu.
Çocuğumuz bir gece
uyudu ve hiç uyanmadı.
"Bebek Ölümü Sendromu"...
...dediler.
Ama bebek değildi.
İki yaşındaydı.
Kocaman bir kızdı.
Bebeğimizdi.
AI canım, bu sana.
Ne yaparsın?
Sarhoş bir sürücü
çarpmış olsa...
Ama uykudan uyanmazsa,
kimi suçlayabilirsin?
Sağol, tatlım.
Silahlı bir adam var!
Hayır! Yapma!
Elizabeth, hayır!
Kımıldama!
Seni tutukluyorum.
Gidin buradan!
Kımıldama!
-Ne yapacaktın?
-Bilmiyorum!
Senin gibiler hep böyle der!
Ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
Karını ve kızını öldürecektin!
Geri dönmek için çok geç olacaktı.
Kendini de kolayca öldürecektin.
Gidip, polislerle tanışalım.
İyi adamlardır.
Ben, kötü adam mıyım?
Bu nasıl oldu?
Benden istenen herşeyi yaptım.
Füzeler yaptım.
Amerika'yı korumak için.
Bunun için ödül verilmeli.
Ama ödülü estetik cerrahına
verirler. Bana yalan söylediler.
Bunların nedeni bu mu?
Yalan söylenmesine mi kızdın?
Bu yüzden mi
yemeğe geciktim?
Herkese yalan söylerler.
Balıklara bile!
Bu sana, bunları yapma
hakkını vermez.
Seni özel kılan tek şey,
o küçük kız. Şimdi, gidelim.
Gidelim!
Bugün hava çok sıcaktı.
Silahı var.
İskelenin ucunda!
Kalabalığı geri çek!
Destek çağıralım!
Silahım var.
Cebimde.
Çok silahım var.
Orada kal. Kımıldama.
Çekelim mi?
Hayır. Burada bitirelim.
Yapma.
Mükemmel olur.
Şerifle kötü adam
arasındaki hesaplaşma.
Çok iyi olur.
Üç deyince.
Bu bir son olmak
zorunda değil. Seçeneğin var.
Benim kızım öldü.
Seçeneğim yok. Ama senin var!
İki seçeneğin var:
Seni öldürebilirim.
Ya da sen, beni öldürürsün...
...ve kızım sigorta
parasını alır.
Bir...
Büyüdüğünü görmek
istemiyor musun?
Demir parmaklık arkasında mı?
Yapma. Lütfen.
-Gidelim!
-Üç.
Seni vurabilirdim.
O bölgenin polisiyle, merkez
arasındaki işbirliği neydi?
Venice polisini suçlamak...
...istemem, ama olayı çözen,
bizim bir memurumuzdu.
Prendergast!
Bu, Çavuş Prendergast.
Çok iyi işti, Prendergast.
Canın cehenneme,
Yüzbaşı Yardley.
İnanamıyorum.
Bunu söyledi mi?
Birşey değil.
-Hala burada mısın?
-Korkarım öyle.
İlk müdahaleyi yaptık.
İyileşecek.
Hastanede görüşürüz.
Nasılsınız?
Ona henüz söylemedim.
Eyvah.
Onun yaş günü.
Ne yapayım?
Ona yarın söyle.
Bırak, partisini yapsın.
-Adın ne, hayatım?
-Adele.
Adele mi?
Çok güzel bir ad.
Kızım olsa, adını
Adele koyarım.
-Seninki ne?
-Benimki mi?
Çamur.
Adın çamur değil.
Karım, hala polis
olduğumu öğrenince,...
...öyle olacak.
Affedersin.
Çavuş bize izin verdi.
-Yemeğe gidelim.
-Nereye?
Köşedeki şu mangal yapan
yere gidelim...
Bak, bende ne var!
Ona "Merhaba Köpecik" de.
Merhaba köpecik.
Merhaba köpecik.
İşte!
Şimdi hepimiz görünüyoruz.
Hepimiz varız.