Tip:
Highlight text to annotate it
X
13 metre sonra. Onu görmen lazým.
Tamam , Burun güvertesinin
üstüne doðru çýkalým.
Mir2 , Burun kýsmýnýn üzerindeyiz.
Bizimle kalýn.
Tamam , sessiz. Yaklaþýyoruz.
Onun Karanlýðýn içinden
hayalet bir gemi gibi çýktýðýný görüyorum.
ben her zaman etkileyen
bu dev gemini
hüzünlü enkazý
Saat 2:30
15 Nisan 1912 sabahý
uzun bir düþüþten sonra
bu yeraltý dünyasýnda.
Çok espirilisin , kaptan.
Dalýþ no:6 -- Yine Titanik 'in
güvertesi üzerindeyiz.
2 1/2 mil aþaðýda
3 , 821 metre.
Dýþarýdaki basýnç
santimetre kare baþýna 3 1/2 ton.
Lombar camlarý 7.5 cm kalýnlýðýnda
ve eðer patlarlarsa
bu 2 microsaniyede
bizim sonumuzu getirir.
Tamam , bu kadar
espiri yeter.
Aynen dünki gibi kaptan köprüsünün üzerinden
aþaðý indireceðiz.
- Tamam.
Mir 2.
Ana merdiven boþluðunun tam üzerinden
gireceðiz . Kalkýþa hazýr mýsýnýz çocuklar?
Brock-- Dunkin þimdi kalkýyor.
Haydi , Charlie.
- Tamam , Kalktý.
- Kalktý.
Tamam , Brock ,
Baca boþluðundan aþaðý iniyoruz.
dikkat et. Tamam , aþaðý kadar in ve
birinci sýnýf giriþ kapýsýndan içeri devam et .
Çocuklar D güvertesi,resepsiyon salonu ve
yemek salonunu araþtýrmanýzý istiyorum.
- Tamam.
- Haloldu.
- Haloldu.
- Þimdi sola , sola .
- Sola dönüyorum.
- Koklayan Köpek yolda.
Merdivenlerin baþlangýcýndayýz.
Tamam , Lewis , B güvertesinin altýna in.
A güvertesi.
- Biraz zaman ver bana , Kaptan.
B Güvertesi-- gir içeri ,
gir içeri.
Kapý kasasýna dikkat.
Kapý kasasýna dikkat.
- Tamam gördüm onu.
- Çok iyiyiz. Tek sorun soðuk , patron.
Döndür biraz. Çevreye bak.
Kablo çýktý , Kaptan.
- Döndür hadi. Duvara dikkat et.
Evet, Brock ,
Piyanonun yanýndayýz , kaydettin mi?
Tamam , kaydettim.
Ýþte burasý.
Ýþte burasý. Bu o!
- Ýþte yatak odasý kapýsý.
- Görüyorum. Görüyorum.
Ýçerideyiz!
Ýçerideyiz , bebek. Geldik iþte!
Bu Hockley'nin yataðý.
O adi herifin yattýðý yer iþte.
Oops , biri suyu açýk unutmuþ .
Hey , saða bir daha bak.
Gardorop kapýsýna--
yakýnlaþ.
- Kokumu aldýn , patron?
- Altýnda ne var görmek istiyorum.
- Ellerini uzat , adamým.
Tamam.
- Yavaþça , parçalanabilir.
- Tamam.
Hadi , hadi , hadi , hadi.
Kenara býrak. kenara býrak. Hadi.
Devam et , hadi , hadi , hadi.
Tamam , býrak elinden.
Oh , bebeðim , bebeðim ,
onu görüyor musun , patron?
Ödeme günü , çocuklar.
Ka-ching!
- Baþardýk , Bobby.
- Oh , evet. Adamým kim?
En iyi kim , bebek?
Söyle hadi. Söyle hadi.
Sensin , Lewis.
- Bobby , sigaram.
- Hemen burada.
Tamam , Kapaðýný kýrýn.
Lanet.
Elmas yok mu?
Biliyorsun , patron , ayný olay
Geraldo'nun baþýna geldi
ve kariyeri son buldu.
Kapat þu kamerayý.
Brock , ortaklar
iþlerin nasýl gittiðini bilmek istiyorum.
Hey , Dave , Barry , selam.
Bak , Kasada deðildi
ama hey , hey ,
sakýn meraklanma.
Daha birçok
yerde olabilir.
Lanet evet! Kapalý güvertede ,
annesinin odasýnda , C güvertesindeki ana kasada.
Jimmy Hoffa'nýn kutusunda.
- Daha onlarca farklý yerde.
Çocuklar , bakýn , Benim içgüdülerime
güvenin. Biliyorum yaklaþýyoruz.
Sadece ufak bir eleme
yapmamýz gerekiyor.
Bir dakika bekle.
- Bir bakabilir miyim?.
- Burada birþey bulduk , çocuklar.
Kolyenin fotoðrafý
nerede?
Birazdan seni ararým.
Tanrý bizi lanetlemiþ.
Hazine avcýsý Brock Lovett
Ýspanyol Sikkelerini buldýktan sonra...
Tamam.
Seni bir dakika içinde besleyeceðim.
Rus denizaltýsýndan sonra
þimdiki amacý
tüm zamanlarýn en ünlü
enkazý: Titanik.
Þimdi bizimle uydudan
canlý olarak baðlantý kuracak.
Kuzey Atlantik teki araþtýrma
gemisi Keldysh'ten .
- Selam , Brock.
- Selam , Tracy.
Herkesin bildiði ünlü
Titanik hikayeleri--
yazýlanlar , gemi orkestrasý
ve baþtan sona herþeyi.
Fakat benim araþtýrdýðým
bilinmeyen hikayeler
derinlikte Titanik'te
gizli kalmýþ sýrlar.
Burada robot
teknolojisini kullanarak
Enkazýn içinde kimsenin gitmediði
kadar derinlere gidiyoruz.
Araþtýrmanýz söz düellolarýnýn
arasýnda ve
enkazdan kurtarýlanlarla
ve hatta ahlaki deðerlerle ilgili.
Pekçok kiþi sizi
mezar soyguncusu olarak görüyor.
Hiç kimse Kral Tutankhamonun mezarýndan deðerli
parça çýkaranlara soyguncu demedi ama.
- Bu nedir?
- Sesi biraz aç , tatlým.
Burada iþinin ustasý ve
ne yaptýðýný bilen
bütün bu parçalarý not edip saklayan
elemanlara sahibim.
Dün bulduðumuz þu
resme bir bakýn:
84 yýldýr suyun altýnda olan
þu kaðýt parçasýna
ve biz bunu
yeniden su üzerine çýkarttýk.
Sizce bu resim sonsuza dek
gözlerden uzak suyun dibinde mi kalmalýydý?
Tanrý beni lanetlemiþ.
- Brock!
Sana bir telefon var.
Bobby , Gördüðün gibi denizaltýlarý
sudan çýkartýyoruz.
Ýnan bana , dostum.
Bu telefonla konuþmak isteyeceksin.
Bu daha iyi.
Konuþurken biraz baðýr.
Teyze biraz yaþlý.
Güzel. Brock Lovett.
- Nasýl yardým edebilirim? , Bayan.--
- Calvert. Rose Calvert.
Bayan. Calvert?
Bay Lovett ben sadece Okyanusun Kalbini
henüz buldunuz mu onu merak ettim.
Sana söylemiþtim
bunu isteyeceðini.
Tamam , Dikkatimi
çektin , Rose.
Resimdeki kadýnýn kim olduðunu
biliyor musun peki?
Oh , evet.
Resimdeki kadýn benim.
- O lanet bir yalancý--
Ýlgi çekmek ve para
isteyen.
Bunun ne olduðunu sadece Tanrý bilir
Rus bebeði , Anastasia.
Geliyorlar!
Rose Dewitt Bukater 17 yaþýnda
Titanik battýðýnda ölmüþtü, deðil mi?
- Evet.
- Eðer yaþýyorsa , 100 yaþýnýn üstündedir.
gelecek ay 101.
Tamam , o zaman o çok çok yaþlý lanet
bir yalancý.
Bak , Bu kadýnýn
tüm geçmiþini araþtýrdým
20lerin baþýnda
aktris olarak çalýþýyormuþ.
Bir aktris! Ýþte bu
senin ilk ip ucun , Sherlock.
O zaman daha önce adý Rose Dawson dý.
Sonra Calvert adýnda biriyle evlenmiþ.
Cedar Rapids'le tanýþmýþ
ve ardýndan birkaç çocuk doðurmuþtur.
Þimdi , Calvert'ýn ölümü , ve duyduðum
, Cedar Rapids ölmüþ.
Ve kolyeyi bilen
herkes
ölmüþ olmalý
yada bu gemide olmalý , ama o biliyor.
Yani bu sadece bir
gezi deðil , öyle mi?
Bayan. Calvert , Ben Brock Lovett.
Keldysh'e hoþgeldiniz.
Tamam , Onu içeri
kamarasýna alýn.
- Selam , Bayan. Calvert.
- Selam.
Sizde Keldysh'e hoþgeldiniz.
- Hey. Hey!
- Rose: Evet?
- Kamaranýz güzel mi?
- Oh , evet , çok cici.
Torunum Lizzie ile
tanýþtýnýz mý?
Bana göz kulak oluyor.
Birkaç dakika önce
tanýþtýk.
Hatýrla , Nine , güvertede?
Orada , çok iyi .
Gezmeye çýktýðýmda
resimlerimi yanýma alýrým.
Size birþey getireyim mi?
Ýstediðiniz birþey var mý?
Evet.
Resmimi görmek istiyorum.
- 16.Lui bir taþ takýyordu
Karganýn Mavi
Elmasý adýnda
ve 1792 de kayboldu
ayný zaman içinde zavallý Lui
herþeyini kaybetti.
Ve teori doðruluyorki
daha sonralarý Okyanusun Kalbi olarak bilinecek
kalp þeklindeki
elmasýnýda kaybetti.
Bugün o elmas
paha biçilmez deðerde.
Dehþet derecede aðýr birþeydi.
Sadece bir kere taktým.
- Yani bu sen misin , Nine?
O benim , tatlým.
Güzel deðil miyim?
Sigorta kayýtlarýndan öðrendiðime göre
Elmasýn eski sahibi
büyük bir gizlilikle saklanýyor.
Bana söyler misin
Elmasýn esas sahibi kimdi , Rose?
Hatýrladýðým kadarýyla
Hockley adýnda biriydi.
Brock: Nathan Hockley , bu doðru.
Pittsburgh Çelik LTD ÞTÝ.
Alým elmas
bir kolye içinmiþ
oðlu Caledon
bunu Titanik'e binmeden
bir hafta önce
finanse etmiþ.
Gemi battýktan sonra
kayýplarda gösterilmiþ
demekki kolye
gemiyle birlikte denizin dibini boyladý.
Tarihi görüyor musun?
"14 Nisan 1912."
Demek oluyor ki babaannen
eðer iddia ettiði kiþiyse
Titanik'in battýðý gün
elmas kolyeyi takýyordu.
Ve bu seni benim
en iyi dostum yapýyor.
Bunlar odanýzdan çýkarttýðýmýz
birkaç parça eþya.
Bu benimdi.
Ne kadar inanýlmaz!
Ayný son býraktýðýmdaki
gibi duruyor.
Sadece görüntü
biraz deðiþmiþ.
Titanik'e geri dönelim mi?
- Tamam , Ýþte gidiyoruz. Sancak tarafýndan
buzdaðýna çarpýyor , di mi?
Gövdede Mors kodu gibi ufak
çatlamalar oluyor-- dit-dit-dit--
yan tarafýnda ,
su seviyesinin hemen altýnda.
Sonra ön kompartmanlar suyla
dolmaya baþlýyor.
Su seviyesi yükseldikçe , sular
yüksekliði E güvertesine kadar olan
su geçirmez bölmeleri
aþmaya baþlýyor.
Burun suyun dibine battýkça ,
kýç yükseliyor.
önce yavaþça , sonra hýzlý
ve daha hýzlý sonunda
bütün kýçý havaya kaldýrdý
Geminin koca kýçý dimdikti.
Konuþtuðumuz
20000 , 30000 ton su , tamam?
ve gövde bu basýnca dayanacak
güçte deðildi , sonra ne oldu?
Gemi bölündü ,
bordadan ayrýldý
ve kýç eski seviyesine
kadar düþtü.
Sonra burun kýsmý battýkça , kýçý
dikey olarak yine aldýrdý ve sonunda koptular.
Kýç kýsmý týpký
bir mantar gibi bir kaç dakika daha
su yüzeyinde kaldý
sonunda saat 2:20 de sonsuzluða gömüldü.
Buzdaðý ile çarpýþmadan
2 saat 40 dakika sonra.
Burun kýsým yarým mil
uzakta dibe oturdu.
dibe ulaþtýðýnda hýzý
20-30 knot civarýndaydý.
çok ilginç , huh?
Bu tartýþmaya açýk analizler
için teþekkürler Bay Bodine.
Ama gerçekte ,
olay bundan biraz
daha farklýydý.
Bizimle paylaþýr mýsýn?
- Onu kamarasýna götüreyim.
- Hayýr.
- Gel hadi , Nine.
- Hayýr!
Kayýt cihazý.
Anlat bize , Rose.
84 yýl önceydi.
Tamam. Hatýrladýðýn
herhangi birþeyi anlat.
Dinlemek istiyor musunuz
istemiyor musunuz , Bay. Lovett?
84 yýl önceydi...
Hala yeni boya kokusunu
hissedebiliyorum.
Porselenler hiç kullanýlmamýþ.
Yataklarýnda
hiç yatýlmamýþ.
Titanik
"Rüyalarýn Gemisiydi"
ve öyleydi , gerçekten öyleydi.
- Tüm üçüncü sýnýf yolcular
bu yoldan
ilerleyin , lütfen , bu kuyruða.
- Ýþte burada. - Büyük gemi , ha?
- Babiþ , Bu bir gemi.
- Haklýsýn.
Bu kadar heyecan
ne için anlamýyorum.
Mauritania'dan büyük
bile deðilki.
Bazý þeyleri karþýlaþtýrabilirsin ,
Rose , fakat Titanik'i asla.
Mauritania'dan 100 feet daha uzun
ve çok daha fazla lüks.
Kýzýnýzý etkilemek
çok zor , Ruth.
Yani bu asla batmaz
dedikleri gemi.
Asla batmaz.
Tanrý bile bu gemiyi batýramaz.
Efendim , Bagajýnýzý
ana terminalde kontrol ettirmelisiniz.
- Bu taraftan , efendim.
- Kaderim senin ellerinde.
- Uþaðým senle ilgilenecek.
- Evet , efendim , saygýlarýmla , efendim.
- Sizin için herþeyi yapabilirim.
- Oh , evet , iþte.
Þu arabadaki
bütün bavullar
12 tanede buradan , ve de kasa...
:Balayý suitlerinden ,
B-52 , 54 , 56 ya.
- Bayanlar...
Daha hýzlý.
- Paltom?
- Bende.
- Tüm üçüncü sýnýf yolcularý
saðlýk muayenesi için buraya.
- Tüm üçüncü sýnýf yolcularý
saðlýk muayenesi için buraya.
Ýlerleyin.
Gemiye hoþgeldiniz , madam.
Titanik'e hoþgeldiniz.
- Herkese göre bu
rüyalarýn gemisiydi.
Benim için bir köle gemisinden farksýzdý
Beni zincirlerle Amerika'ya
geri götüren.
Dýþarýdan , sakin ve her kýz gibi
güzel vede huzurluydum.
Ýçimde , Çýðlýklar atýyordum.
Jack , sen bir pezosun.
Herþeyimi buraya yatýrdýn.
Hiçbirþeyin yoksa
kaybedeceðin hiçbirþey yoktur.
Sven?
Tamam , Hayati an geldi.
Birilerinin hayatý deðiþecek.
Fabrizio?
-Papaz.
-Papaz.
- Olaf?
- Pas.
Sven?
Uh-oh. Ýki çift.
Üzgünüm , Fabrizio.
Che "üzgünüm?" Ma vaffanculo!
Tüm para ortadaydý.
Üzgünüm ama , anneni uzunca bir süre göremeyeceksin
çünkü Amerika'ya gidiyoruz.
- Full El , Çocuklar.
- oha!
- Evet!
-Dio mio , grazie!
- Hadi.
- Figlio diputtana!
- Eve gidiyorum!
- Eve gidiyorum.
- Amerika'ya gidiyorum.
- Hayýr , lan. Titanik
5 dakika sonra kalkýyor.
- Hadi. Hadi. Buradan.
- Andiamo.
Yüksek sosyeteye giriyoruz.
Biraz göðsümüz kabarmalý.
Lanet bir saygýnlýðýmýz var ,
ragazzo mio.
- Gördün mü ? , Bu benim kaderim!
Sana dediðim gibi ,
Amerikaya milyoner olmaya gidiyorum.
- Göt!
- Sen bir pezosun!
- Belki , ama biletler bende.
- Haydi , Daha hýzlýsýn sanmýþtým .
- Aspetta!
Bekle , bekle! Hey , bekle!
Biz yolcuyuz. Yolcuyuz.
Saðlýk kontrolünden geçtiniz mi?
Tabii ki.
Hem , Hiçbir hastalýðýmýz yok.
- Biz Amerikalýyýz , ikimizde.
- Tamam , Atlayýn.
Biliyor musun biz dünyadaki en
þanslý çocuklarýz.
Güle güle!
- Kimseyi tanýyor musun?
- Tabii ki hayýr. Ama önemli olan bu deðil.
Güle güle! Sizi özleyeceðim!
Güle güle!
Sizi asla unutmayacaðým.
Tam yol ileri , sevgilim.
360 , 360.
Özür dilerim , madam.
Oh , .
Hey , Ne yapýyorsun?
Jack. Tanýþtýðýmýza memnun oldum.
Ben Jack Dawson.
Tanýþtýðýmýza memnun oldum.
Ne yapýyorsun?
Kim üste çýkabilirsin dedi sana?
Bu sizin özel gezinti güverteniz efendim.
Herhangi birþey ister misiniz?
- Hmm.
- Ýzninizle.
- Bu mu?
- Hayýr o fazla karmaþýk.
Ýþte bu.
Hepsini dýþarý çýkaralým mý, bayan?
Evet, bu odayý biraz renklendirmeliyiz.
Onu gardýrobun içine koy.
Tanrým , yine o tablolar olamaz.
Tamamen para israfý bunlar.
Cal ile aramýzdaki fark
benim sanat zevkimin olmasý.
Ýnanýlmazlar, rüyada olmak gibi birþey bu.
- Gerçeklik var , ama mantýk yok.
- Ressamýn adý ne acaba?
- Birþey Picasso.
- "Birþey Picasso."
Hiçbirþey kazanamaz.
Ýnan bana.
- Degas'ý yatak odasýna koy .
- En azýndan ucuzlar..
Ah, onu da gardýroba koy.
Cherbourg'da Margaret Brown adýnda bir kadýn gemiye bindi.
Tabi biz ona Molly derdik.
Tarih ondan
"Batmayan Molly Brown. " diye bahseder.
Evet , Seni bütün gün bekleyemem parlak çocuk.
Ýþte , idare edebileceðini mi sanýyorsun?
Kocasý batýda bir yerlerde altýn bulmuþ.
ve annemin dediði gibi
"yeni para"
Sonraki öðleden sonra , Ýrlanda' nýn batýsýndan yola çýktýk.
Önümüzde okyanustan baþka birþey yoktu.
Onu denize býrak , Bay. Murdoch.
- Haydi ayaklarýný uzatsýn.
- Evet, efendim.
- Tam yol ileri , Bay. Moody.
- Çok iyi, efendim.
- Tam yol ileri.
- Tam yol ileri!!!
Haydi , kýzlar. Kalkalým.
Ne okuyorsun?
Tamam ,
Haydi besleyin onlarý hemen!
Tam yol ileri gidiyoruz!
21 knot , efendim.
Hey , bak , bak , bak!
Bak , bak!
Gördün mü?
Baþka bir tane daha. Gördün mü?
Þuna bak.
Zýplayýþýna bak!
Huu-huu!
Huu!
Þimdiden Özgürlük heykelini görebiliyorum!
Çok küçük , tabii ki.
Ben dünyanýn kralýyým!
O insanlýk tarihinde insan eliyle yapýlmýþ
hareket eden en büyük nesne.
Ve baþ gemi mühendisimiz ,
Bay. Andrews burada
gemiyi tepeden týrnaða o hazýrladý.
Evet , Belki onu ben hazýrladým
fakat fikir Bay Ismay indi.
Geminin devasal büyüklükte ve bir o kadar da lüks olmasýný istedi.
Sahip olduðu özelliklerle
mükemmelliði asla tartýþýlamaz.
Ve o burada gerçeðe dönüþtü.
Dinle , dinle.
Bunu sevmediðimi biliyorsun, Rose.
Biliyor.
ikisindende, azýcýk ,
birazda nane sosu.
Hmm , o sosu seviyorsun ,
evet , tatlý pea?
Etini onun için parçalayacak mýsýn Cal ?
Hey , uh , "Titanik" ismini kim buldu?
- Sen mi, Bruce?
- evet hemen hemen.
Boyutla ilintili olsun istedim
ve boyut dayanýklýlýk demek
lüks , ve herþeyden ötesi,
güç.
Dr. Freud 'u tanýyor musunuz ,
Bay Ismay?
Erkeklerin boyla zihinlerini meþgul etmeleri
ile ilgili fikirlerini?
Dolaylý yoldan sizinde ilginizi çekebilir.
- Sorunun ne?
- Özür dilerim.
- özür dilemeliyim.
- O bir tabanca , Cal.
- Umarým ona destek oluyorsundur.
- Evet , sanýrým düþünmeye baþlamalýyým...
þu aralar ne okuyor acaba ,
, Bayan Brown?
Freud-- o da kim?
Yolculardan biri mi?
Dalgalarý bu yapýyor ,
onlarý döndürüyor.
Gemi çok güzel , huh?
- Evet , Bir Irlandalý gemisi.
- Ýngilizsiniz , deðil mi?
Hayýr , bu gemi irlanda da yapýldý.
15.000 Ýrlandalý yaptý bunu.
Kaya gibi saðlam.
Büyük Ýrlandalý elleri.
Tipik bir özellik. Birinci sýnýf köpekler
buraya sýçmaya geliyor.
Uh , bu saçmalýklar içinde
nerede sayýlacaðýmýzý bilmeliyiz.
Mesela unutmalý mýyýz?
- Ben Tommy Ryan.
- Jack Dawson.
- Selam.
- Fabrizio.
Slm. Resimlerinden para kazanýyor musun?
Oh , unut onu , adamým. Senin için uçup giden
lanet bir melek o
Onun gibilerin yanýnda bile olamazsýn.
- Kafana mý takýyorsun?
- Umarým bununla gururlanýyorsundur.
Bütün ömrümü tamamen yaþamýþ gibi hissediyorum.
sonsuz bir gösteri
partiler, kokteyller
yatlar ve polo maçlarý
her zaman ayný insanlar ,
ayný mantýksýz muhabbetler.
Kendimi bir uçurumun kenarýnda gibi hissediyorum
ve benim çekip kurtaracak kimse yok
ilgilenen hiç kimse
yada farkýmda olan.
Yapma.
Geri dur.
Daha yakýna gelme.
Hadi. Sadece elini ver bana.
Seni oradan çekip kurtarayým.
Hayýr! Olduðun yerde kal.
Demek istediðim.
Býrak gideyim.
Hayýr, yapamazsýn.
Nedemek istiyorsun, neyi yapamam?
Bana ne yapýp yapamayacaðým konusunda baský yapamazsýn
Beni tanýmýyorsunki .
Tamam , Belki yapabilirsin.
Beni þaþýrtýyorsun.
Defol git.
Yapamam. Bende karýþtým buna.
Sen atlarsan bende peþinden atlamak zorundayým.
Aptal olma.
Öleceksin.
- Ýyi bir yüzücüyümdür.
- Tek baþýna atlamak seni öldürür.
- Hem canýn acýr.
- Acýmýycak demedim ki.
Doðruyu söylemek gerekirse
beni daha fazla endiþelendiren
suyun soðukluðu.
- Ne kadar soðuk?
- Dondurucu.
Belki birkaç derece yüksek.
Daha önce hiç , uh...
Wisconsin de bulundun mu?
Ne?
Tamam , Çevredeki en çetin kýþ oradadýr.
Ben orada büyüdüm
Chippewa Falls yakýnlarýnda.
Çocukken babamla buzda balýk tutmaya ,
gittiðimizi hatýrlýyorum
Wissota Gölüne.
Buzda balýk tutmak , bilirsin ya
Ne olduðunu biliyorum buzda balýk tutmanýn!
Üzgünüm.
Bilirsin bir çeþit ev kýzý gibi gözüküyorsun.
Neyse , Ben , uh...
Ýnce bir buzun içine düþmüþtüm
ve sana anlattýðým gibi...
su o kadar soðuktu ki,
týpký burasý gibi
binlerce býçaðýn vücuduna saplanmasý gibi seni vurur.
Nefes alamazsýn ,
düþünemezsin--
acýdan baþka hiçbirþey hissetmezsin.
Senin arkandan atlamamý gerektiren neden bu iþte.
Týpký dediðim gibi...
Seçim þansým yok.
Tabii seni oradan indirmek gibi bir umudum da var
ve beni bu askýdan kurtarman.
sen delisin.
Bunu herkes diyor ,
ama içinde bulunduðumuz durumda
geminin arkasýndan aþaðý sarkan ben deðilim.
Hadi.
Hadi , elini ver bana.
Bunu yapmak istemiyorsun.
Ben Jack Dawson.
Rose Dewitt Bukater.
Bunu bir yere yazman gerekecek.
Hadi.
Yakaladým seni! Hadi.
Hadi!
Ýmdat! Lütfen!
Ýmdat! Lütfen!
- lütfen kurtar beni!
- Dinle. Dinle beni.
Yakaladým seni. Gitmene izin vermeyeceðim.
Þimdi seni yukarý çekeceðim. Hadi.
Gel hadi.
Yapabilirsin.
Yakaladým seni.
Bütün bunlarda ne?
Geri çekil!
ve bir inç bile kýpýrdama!
- güvenlik subayýný çaðýrýn!
- Brandi ye ne dersin?
Tamamen kabul edilemez birþey!
Ne düþünüyorsunuz
Ne hakla niþanlýma dokunabiliyorsun?
- Bana bak , seni pislik!
- Cal...
- Ne yaptýðýný sanýyorsun?
- Cal , dur.
- Bir kazaydý.
- Bir kazaydý?
Öyle. Aptalca gerçekten.
Buradan aþaðý sarkýyordum ,
ve dalmýþým.
þeyleri görmek için sarkýyordum
þeyleri uh...
uh... uh... uh... uh...
- Pervaneler?
- Pervaneleri ve dalmýþým.
ve aþaðý düþecektim az daha
fakat Bay Dawson beni kurtardý
kendi düþmesi pahasýna
Pervaneleri görmek istedin...
Pervaneleri görmek istemiþ.
Týpký dediðim gibi ,
kadýnlar ve makineler karýþtýrýlmamalý.
Olay böyle mi oldu?
Evet. Evet ,
aynen öyle.
Tamam , o zaman çocuk bir kahraman.
Çok iyi evladým aferin.
Yani herþey tamamlandý
Brandimize geri dönelim, eh?
kendine bir bak. donmuþsundur.
Hadi seni içeri alalým.
Çocuða ufak birþeyler verseniz.
Tabiiki. Bay Lovejoy ,
Sanýrým 20 yeter.
Bu uygun bir deðer mi
sevdiðin kadýnýn hayatýnýn kurtarýlmasý için?
Rose darýldý.
Ne yapalým?
Ben biliyorum.
belki yarýn akþam yemeðinde bize katýlmak istersin
grubumuzu kahramanlýk hikayenle þereflendirirsin.
Emin olun. Beni de sayýn.
Ýyi. Ayarlandý o zaman.
Ýlginç olabilir. Mmm.
bir sigara alabilir miyim?
Bunlarý baðlamalýsýn.
Çok ilginç.
Küçük bayanýn bu kadar çabuk dalmasý
ve senin ayakkabýlarýný
ve ceketini çýkartacak zaman bulman.
Melankoli olduðunu biliyorum.
ama nedenini bilmek istemiyorum.
Bunu gelecek haftaki niþan törenimize kadar
törenimize kadar
saklamayý düþünüyordum.
Fakat sanýrým bu gece vermeliyim.
Çok teþekkürler.
Belki bu sana olan hislerimin
bir açýklamasý olabilir.
- Bu bir...
- Elmas? Evet.
Yaklaþýk 56 krat.
16. Lui tarafýndan takýlýyormuþ.
ve adý
"Le Coeur De La Mer. " miþ.
Okyanusun Kalbi.
Evet.
Karþý konulmaz birþey.
Evet, bu saltanat için.
Biz saltanatýz , Rose.
Biliyorsun , Sana veremeyeceðim
hiçbirþey yok.
Senden hiçbirþeyi esirgemem
eðer sen beni reddetmezsen.
Bana kalbini aç , Rose.
15 yaþýmdan beri yalnýz baþýmayým.
Ailem öldüðünden beri.
Ve hiç kardeþim yok
yada o kadar yakýn olan birileri
Buraya ayak bastým
ve bir daha geri dönmeyeceðim.
Yani bana rüzgarda yuvarlanan yabani bir ot da diyebilirsin.
Tamam , Rose...
Bu bot güvertesinde yaklaþýk 1 mildir dolanýyoruz
ve havanýn güzelliðinden ve benim büyümemden konuþtuk
ama sanýrým senin gelme nedenin bu deðildi, doðru deðil mi?
- Bay. Dawson , ben--
-Jack.
Jack...
Yaptýklarýn için
teþekkür etmek istiyorum.
Sadece ben çekip kurtardýðýn için deðil
ama nazikliðin için.
hoþgeldin.
Bak , Ne düþündüðünü biliyorum.
Zavallý zengin küçük kýz.
O gizlilik hakkýnda ne bilir ki?
Hayýr. Hayýr , bu benim düþündüðüm deðil.
Benim düþündüðüm
Bir kýza atlamaktan baþka yol
olmadýðýný düþündüren nedir?
Evet ,
Herþey.
Bütün dünyam
ve içindeki insanlar
ve hayatýmýn içinde olanlar
zorla üzerime geliyorlar
ve ben bunu engellemek için çok güçsüzüm.
Tanrým! Þuna bak.
Bununla direk dibe giderdin.
500 davetiye gönderildi.
Bütün Philadelphia sosyetesi
orada olacak
ve herþey olup biterken
ben kendimi kalabalýk bir odada kimse ilgilenmeksizin
ciðerlerim çýkana kadar baðýrýyormuþ gibi hissediyorum.
Onu seviyor musun?
- Pardon ?
- Onu seviyor musun?
Kaba olmaya baþladýn.
Bana bunu soramazsýnýz.
Sadece basit bir soru.
O çocuðu seviyor musun sevmiyor musun?
Bu normal bir diyalog deðil.
-Neden sadece soruma cevap vermiyorsun?
Bu saçmalýk. Sen beni bilmiyorsun ve bende seni
ve bu dialog hiç yapýlmadý.
Sen kabasýn and saygýsýzsýn
ve haddini bilmiyorsun ve ben gidiyorum.
Jack. Bay. Dawson ,
Tanýþtýðýmýza memnun oldum.
Sana teþekkür etmem gerekiyor
ve þimdi teþekkür ediyorum...
- Ve bana hakaret ediyorsun.
- Evet, sende hakettin.
- Doðru.
- Doðru.
- sanýrým gidiyordun.
- evet.
Çok gýcýksýn.
- Bekle.
Ben gitmek zorunda deðilim.
Geminin burasý bana ait. Sen git.
Evet , evet , evet.
Þimdi kim kaba?
Bu taþýdýðýn aptal þeyde ne böyle?
Nesin sen?
Sanatçý filan mýsýn?
Evet , bunlar bayaðý güzel.
Bunlar ,
Bunlar gerçekten güzel.
Jack , bu mükemmel bir iþ.
Eski Pariste kimse bu kadar güzel düþünmemiþti.
Paris! Orada mýydýn?
bir fakir için...
Evet , uh , uh , kýsýtlý olanaklarý olan bir insan için.
Devam et , fakir bir oðlan ,
böyle söyleyebilirsin.
Evet , evet , evet.
ve bunlar hayattan kesitler?
evet , o Paris'teki
güzel þeylerden bir tanesi
Pek çok kýz giysisini çýkartmaya istekli.
Bu kadýný sevmiþsin.
onu pek çok kez kullanmýþsýn.
Evet , onun çok güzel elleri vardý ,
görüyor musun?
sanýrým onunla bir aþk yaþamýþsýn.
Hayýr , hayýr , hayýr , hayýr , hayýr.
Sadece elleriyle.
Tek bacaklý bir fahiþeymiþ.
Gördün mü?
- Oh!
Ah , sanýrým güzel bir espiri anlayýþý varmýþ.
Oh , ve bu bayan...
her gece bu barda otururdu
sahip olduðu bütün mücevherleri giyer
ve eski kayýp aþký için beklerdi.
Madam Bijou diyordum ona.
elbiselerinin heryanýný güve yemiþ gördün mü?
Evet , bu sana verilmiþ bir hediye , Jack.
Sen insanlarý görebiliyorsun.
Seni görüyorum.
Ve?
Sen atlamadýn.
Fakat üniversite kararý ile
uygun bir koca arýyorum.
Rose çoktan bulmuþ.
Bakýn , geliyor
Brown adýndaki bayaðý kadýn.
Çabuk , kalkýn
o bizim yanýmýza gelip oturmadan önce.
Selam , kýzlar.
Sizi çay saatinde yakalamayý umuyordum.
Üzgünüz ki kaçýrdýn.
kontes ve ben bot güvertesine hava almaya çýkacaktýk.
Ne güzel fikir.
Dedikodularýmý öðrenmem lazým zaten.
Kontes.
Yani son 4 kazaný daha yakmadýnýz?
Hayýr , gerek görmedim.
Mükemmel bir zamanlamamýþ var.
Basýn Titanik' in boyutunu biliyor.
Þimdi onlarýn geminin hýzý hakkýnda bilgilenmelerini istiyorum.
onlara yazacak yeni birþeyler vermeliyiz.
Titanik' in bu ilk seferi baþlýk olmalý.
Bay. Ismay , Ben motorlarý zorlamayý tercih etmiyorum
en azýndan düzgün çalýþana kadar.
Tabiiki
Ben sadece bir yolcuyum.
Neyin yiy olduðunun tercihini
size býrakýyorum.
Fakat ne muhteþem bir final olur
sizin son seferinizde
eðer New York' a Salý gecesinden varýr
ve herkese sürpriz yaparsak.
Sabah baskýsýna hazýrla.
Patlamayla emekli oldu , eh , E.J.?
Ýyi adam.
Daha sonra Monterey' de ufak bir bot da çalýþtým.
Sonra Los Angeles' a
orada Santa Monica rýhtýmýna
ve tanesi 10 sentten portreler yapmaya baþladým.
Neden bende senin gibi olamýyorum , Jack
sadece ufuða doðru ilerleyip
her ne istersem onu hissetmek
Ýleride birgün o rýhtýma gidebileceðimizi söyle bana
sýrf konuþmuþ olsak bile.
Hayýr , gideceðiz.
Ucuz bira içeriz.
Roller coaster a düþene kadar bineriz.
kumsalda ata bineriz
ve tabiiki surf taparýz.
Ama bunu gerçek bir kovboy gibi yapmalýyýz.
Eðer ve gem kullanmadan.
- demek istediðin , bacaklarýmýzla mý tutunacaðýz?
- Evet.
- Bana gösterir misin?
- Tabii... eðer istersen.
- Bana bir erkek gibi ata binmeyi öðret.
- Ve bir erkek gibi tütün çiðnemeyi.
Ve bir erkek gibi tükürmeyi.
Okulu bitirirken sana öðretmediler mi?
- Hayýr.
- Tamam, Haydi gel , Sana göstereceðim.
Haydi yapalým.
Nasýl yapýlýyor göstereyim sana. Gel haydi.
Jack , hayýr! Jack , hayýr!
Bekle , Jack. Hayýr , Jack.
Yapamam sanýrým , Jack.
Dikkatle izle.
- Bu mide bulandýrýcý!
- Tamam , senin sýran.
Bu çok aþaðýlýk!
Haydi gel , Yapabilirsin
Ýçine çekeceksin önce , bilirsin.
biraz kaldýraç kuvveti al.
kollarýný kullan , boynunu geriye yaylandýr.
- Menzili görüyor musun?
- Mm-hmm.
Ok , git.
-bu daha iyiydi. Çalýþmaya devam et.
-Gerçekten?
gerçekten içine çek
ve biraz vücut katarak yolla , anladýn?
Yapacaðýn...
Anne.
Size Jack Dawson' ý tanýþtýrayým?
Etkilendim , Eminim.
Diðerleri hayatýmý kurtaran bu adam hakkýnda
hoþnut ve ilgisizdi
Fakat annem ona bir böcek gibi baktý
Hemen ezilmesi gereken tehlikeli bir böcek.
Well , Jack , duyduðuma göre çevresi sýcak iyi bir oðlansýn.
Neden yemeði her zaman lanet askeri bir birlik gibi haber veriyorlar?
- Giyinmeye gidelim mi , Anne?
Yemekte görüþürüz , Jack.
Uh , Oðlum? oðlum!
Ne yaptýðýn hakkýnda fikrin var mý?
Gerçekten yok.
Tamam , yýlan deliðine girmek üzeresin.
Ne giymeyi planlýyorsun?
Tahmin ettim. Gel haydi.
Haklýymýþým.
Oðlumla ayný ölçülerdesiniz.
Gayet yakýn.
Yeni bir para gibi parladýn.
Ýyi akþamlar efendim.
Ýyi akþamlar.
Selam.
Binlerce ton Hockley çeliði bu gemide
nerede biliyor musun?
- Nerede?
- En doðru yerlerde tabiiki.
O zaman bir sorun olursa kime soracaðýmýzý biliyoruuz, tabii eðer olursa.
- Kýzým nerede?
- Oh , hemen arkamýzda.
- kontes orada.
- Selam , caným.
- Ýyi akþamlar , Cal.
- Sizi görmek ne iyi.
Daha önce bunu bir eðlencede görmüþtüm
Ve her zaman bunu yapmak istemiþtim.
Yemekte görüþürüz.
Hayatým? Eminim
Bay. Dawson' ý hatýrladýn.
Dawson?
Evet , Bu inanýlmaz.
Bir centilmen yerine geçersin.
- oldukça.
- Ýnanýlmaz.
Hayatým, Seni görmek çok güzel.
Ne mühim bir seyahat bu.
- Bu delice , deðil mi?
- Parfümünü sevdim.
Orada Rothes Kontesi.
Ve , o John Jacob Astor
Gemideki en zengin adam.
Küçük karýsý , Madeleine ,
Benimle yaþýt ve çok narin.
Nasýl saklamaya çalýþtýðýný gördün mü?
- Tam bir skandal.
Ve o Benjamin Guggenheim
ve metresi Madam Aubert.
Bayan Guggenheim evde
çocuklarýyla , tabiiki.
Ve orada ileride
Beyefendi Cosmo ve Lucille Lady Duff-Gordon.
yetenekli kiþiler arasýnda hazlazca þeyler tasarlýyor.
Sosyetede çok popüler.
Baþarýlar, Hockley.
O þahane.
Neden , teþekkürler.
- Yemekte bir bayana eþlik eder misin?
- Tabiiki.
- Nemli bezelye?
-Nemli bezelye.
- Yapacak birþey yok deðil mi Jack?
Hatýrla , onlar senin paraný sever
öyle ise altýn madenin varmýþ gibi davran...
ve klüptesin.
- Hey , Astor!
- Evet , selam , Molly. seni görmek ne güzel.
J.J. Madeleine ,
Size Jack Dawson' ý tanýþtýrayým.
- Ne yapýyorsun?
- Saðolun.
Selam , Jack.
Boston Dawsonlarýndan mýsýn?
Hayýr Chippewa Falls Dawsonlarýndaným.
Oh , evet. evet.
Sinirli olmalýydý ,
fakat hiç hata yapmadý.
Herkes kendilerinden biri olduðunu sandý
Yeni demiryolu projesinden belki.
Yeni para , açýkcasý ,
ama hala klübün bir üyesi.
Anne , Tabiiki ,
her zaman sayýldý.
Bize ucuz tarife düzenini anlatýr mýsýnýz, Bay Dawson.
Duyduðumas göre bu gemideki bayaðý güzelmiþ.
Gördüðümün en iyisi , madam.
Fare bulmak zor.
Bay Dawson bize 3.sýnýftan katýlýyor.
Dün akþam benim finansmanýma yardým etti.
Bu demek oluyorki bay Dawson
iyi bir sanatçý.
Bugün bana bazý çalýþmalarýný gösterme nezaketini gösterdi.
Rose ve benim sanat anlayýþýmýz biraz farklý.
Tabii sizin çalýþmalarýnýzý aþaðýlamýyorum bayým.
Kaðýt üzerinde benim olabilir
ama tanrýnýn gözünde Thomas Andrews' e ait.
Bunlarýn hepsi benim için mi?
Dýþarýdan baþla içeriye doðru devam et.
Ýçindeki her perçini biliyor
deðil mi , Thomas?
- Geminiz harika gerçekten Bay Andrews.
- Saðol , Rose.
- ve havyarý nasýl alýrsýnýz efendim?
- havyar istemem ,saðol.
hiç sevmem zaten.
Peki , gerçekte nerede yaþýyorsunuz Bay Dawson?
Evet , þu anda , adresim
R.M.S. Titanik.
ondan sonra ,
Tanrýya kalmýþ.
yani demek istediðin seyahat mi?
Ýþimi yer yer yaparým
Bilirsiniz ,
Yolcu gemileri ve diðerleri.
Fakat Titanik için biletimi
þanslý bir poker elinden kazandým.
Çok þanslý bir elde.
- Bütün hayat bir þans oyunudur.
gerçek bir erkek kendi þansýný yaratýr, Archie.
- Doðru , Dawson?
ve siz bu köksüz hayattan tat alýyorsunuz?
Evet , Evet , madam.
Demek istediðim , ihtiyacým olan herþey yanýbaþýmda.
ciðerlerim için hava ve birkaç parça beyaz kaðýt.
demek istediðim , sabahlarý o gün ne olacaðýný bilmeden
yataktan kalkmayý seviyorum
yada kimle görüþeceðimi ,
nereye gideceðimi.
Sadece önceki gece , köprü altýnda uyurken
þimdi burada
dünyanýn en büyük gemisinde
siz saygýn insanlarla þampanya içiyorum.
- Biraz daha alabilirim.
Bence hayat bir hediye ,
ve ben onu harcamak istemiyorum.
bir sonraki el size ne daðýtýlacaðýný bilemezsiniz.
hayatý size geldiði gibi kabul etmeyi öðrenmelisiniz , yakala Cal.
Her günün deðerini bilmeye.
- güzel dedin , Jack.
- Dinleyin , Dinleyin!
Her günün deðerini bilmeye.
Her günün deðerini bilmeye.
- Bravo.
Bay Brown'un ocaðýn içine sakladýðým
paralardan haberi yok.
Ve eve bir domuz gibi içkili gelir ,
kutlar ve ocaðý yakar.
Birazdan Sigara salonunda Brandy içecekler.
Evet , Brandy içerken bana katýlýn, centilmenler?
Þimdi duman bulutunun altýnda evrenin hakimi olmalarýný
kutlarlar.
Bayanlar , bizi þereflendirdiðiniz için saðolun.
Rose, Odana kadar eþlik edebilir miyim sana?
- Hayýr , Burada kalacaðým.
- Gitme zamaný, Molly.
Bize katýlýyor musun, Dawson?
Burada kadýnlarla birlikte kalmak istemezsin, deðil mi?
Hayýr, saðolun.
Ben geri dönüyorum.
- Ah.
- Kesinlikle en iyisi.
Sadece iþ ve politika ve onun gibi þeyler....
Senin ilgini çekmez.
Ama Dawson , Geldiðin iyi oldu.
Jack , gitmek zorunda mýsýn?
Öbür köleler gibi sýraya girmenin
zamaný geldi.
Ýyi geceler, Rose.
Gerçek bir partiye gitmek ister misin?
Ok Elimi þuraya koy. Ok.
- Tal la frikken svenska?
- Ne?
Seni anlamýyorum.
Hey! Bravo , bravo!
- Saðol. Haydi, çocuklar.
- Gidelim!
Þimdi onunla dans edeceðim, tamam mý?
- Haydi.
- Ne?
- Gel benle.
- Ne? Jack Jack , bekle!
- Bunu yapamam.
Biraz daha yakýn olmamýz lazým.
Ýþte böyle.
- Sen hala benim en iyi kýzýmsýn, Cora.
- adýmlarý bilmiyorum.
- Bende.
Öylece devam et.
Düþünme.
- Hey.
Bekle , Jack , Jack!
Bekle! Dur , Jack!
- Bekle!
- Hey! Hey!
-Evet!
-Jack , Hayýr!
...Sherman Act' ýn yargýlama hakký
tabii benim avukatlarým dalaþtýlar.
Rockefeller' ýn dediði gibi , ama
the Supreme Court çiðnenemez.
Ne? Birinci sýnýf bir kýz içemez mi
diye düþünmüþtün?
- Uzaklaþ buradan.
- Ýyi misin?
- Ýyiyim.
üç te ikisi ,
üçte ikisi.
böylece...
Kendinizi büyük ve güçlü adamlar mý zannediyorsunuz?
Bakalým bunu yapabilecek misiniz?.
Benim için þunu tut, Jack.
Yukarý doðru tut.
-Yüce Ýsa, Mary ve Joseph!
- Ýyi misin?
Bunu yýllardýr yapmamýþtým.
Git Maggie' e bak, Bayan.
Hooley' i çalalým! Haydi!
Kahve, efendim?
Dün gece bana gelmeni isterdim.
Çok yorgundum.
Alt güvertedeki çabalarýn
þüphesiz yormuþtur seni.
Gördüðüm kadarýyla uþaðýna beni takip etme iþi vermiþsin
ne kadar ilginç.
bir daha asla böyle davranmayacaksýn Rose.
Anladýn mý?
Ben senin fabrikalarýnda çalýþan emir verebileceðin
iþçilerden biri deðilim.
Ben senin finansýným.
Benim finansým?
Benim finansým?!!
Evet , Sen , ve benim karým!
Teoride karýmsýn, sadece kanunen deðil!
böylece sen beni gururlandýracaksýn.
Beni bir kadýn kocasýný nasýl
gururlandýrýyorsa öyle gururlandýracaksýn.
Çünkü ben bir salak olamam, Rose.
Anlaþýlmayan bir yer var mý?
- Hayýr.
- Ýyi.
Özür dilerim.
Bayan Rose!
- Küçük bir... kaza.
- Herþey yolunda, Bayan Rose.
- Herþey yolunda.
- Üzgünüm, Trudy.
Yardým etmeme izin ver.
Herþey yolunda, bayan.
Tamam , hanýmefendi.
- Çay, Trudy.
- Evet, madam.
O çocuðu bir daha görmeyeceksin,
Anladýn mý beni?
- Rose , yasaklýyorum.
- Oh dur, Anne.
Burnunu kanatacaksýn.
Bu bir oyun deðil.
Durumumuz tehlikede.
Bildiðin gibi paramýz bitti.
Tabiiki bittiðini biliyorum.
Bana her gün hatýrlatýyorsun.
Baban iyi bir adýn altýna gizlenmiþ
borçlardan baþka birþey býrakmadý bize.
O isim bizim oynayacaðýmýz
tek kart.
Seni anlamýyorum.
Hockley ile iyi bir oyunumuz var.
- o bizim kurtuluþumuz.
- bütün bunlarý nasýl benim omuzlarýma yüklersin?
- Neden bu kadr bencilsin?
- Ben mi bencilim?
Beni bir terzi olarak çalýþýyor mu görmek istersin?
Ýstediðin bu mu?
En iyi þeylerimizin açýk arttýrmada satýldýðýný görmek?
Hatýralarýmýz
rüzgarlarla uçup gitsin mi?
bu çok adaletsiz.
Tabiiki adaletsiz.
Biz kadýnýz.
Tercihlerimiz asla kolay deðil.
Hmm?
- Selam , Bay Andrews.
- Selam, Jack.
- Efendim.
- Biriyle bir saniye konuþmam lazým.
Buraya girmeye izinli deðilsiniz.
daha dün gece buradaydým.
Beni hatýrlamadýn mý?
Hayýr, Korkarým hatýrlamadým.
Þimdi geri dönmelisiniz.
O size söyler.
Sadece.. Sadece..
Bay Hockley
ve Bayan Dewitt Bukater
yardýmlarýnýz için çok müteþekkirler.
Benden bu hediyeyi , uh...
size vermemi istediler.
- Paranýzý istemiyorum. Lütfen , Ben
- ve size hatýrlatýrým ki...
3. sýnýf bir bilet aldýnýz
ve burada bulunmanýza daha fazla izniniz yok.
Lütfen, Ben sadece
Rose ile konuþmak istiyorum..
Centilmenler , rica etsem bakar mýsýnýz?
Bay Dawson ait olduðu yere gitmeli
ve orada kalmalý
Evet, efendim.
Siz böyle gelin.
Ve neden 2 tane dümeniniz var?
Bunu sadece limana yanaþýrken kullanýyoruz.
Özür dilerim, efendim. Baþka bir buzdaðý uyarýsý.
Bu Noordam' dan geliyor.
Saðol, Sparks.
Oh, meraklanmayýn.
Yýlýn bu zamanlarýnda gayet normal.
aslýnda, biz hýzlanýyoruz.
Son kazanlarýnda yakýlmasý emrini verdim.
Ok, oðlum,
Sana gösterdiðim gibi zarifçe çek.
Ok, þimdi, býrak gitsin.
- Güzeldi, deðil mi?
- Gayet iyi.
Harika, evlat.
Bay Andrews, Beni affedin...
Kafamda bir hesap yaptým
ve filikalarýn sayýsý ile
kapasiteyi hesapladýðýmýzda
affedin beni, ama göründüðü kadarýyla
herkese yetecek kadar yok.
Yaklaþýk yarýsý, gerçekten.
Rose, hiçbirþeyi kaçýrmýyorsun, deðil mi?
Aslýnda, ben daha fazla kapasiteli
fiþlikalar koymak istedim
ama bazýlarýna göre
güverte fazla dolu gözükürmüþ.
Dolayýsýyla bende onlara uydum.
Batmayan bir gemide güvertede yer israfý.
hýzlý uyuyan, genç Rose.
Ýyi ve saðlam bir gemi yaptým.
Ýhtiyacýn olan tün filikalar sahip.
Geziye devam edelim.
Sonraki duraðýmýz makina dairesi.
Haydi.
Jack , bu imkansýz.
Seni göremem.
- Seninle konuþmaya ihtiyacým var.
- Hayýr, Jack, Hayýr.
Jack , Ben niþanlýyým.
Cal ile evleneceðim.
Cal'ý seviyorum.
Rose, hiç komik deðilsin.
Tamam, Biraz karýþtýrmýþ olabilirsin
ama altýnda sen þu ana kadar gördüðüm
en inanýlmaz,harika kýzsýn-- bayan ...
-Jack , Ben...
- Hayýr , Bitirmeme izin ver.
Sen , sen ina--
ben idiot deðilim.
Dünyanýn nasýl döndüðünü biliyorum.
Cebimde bir 10'luðum var.
Sana verecek hiçbirþeyim yok
ve bunu biliyorum.
Anlýyorum.
Fakat þimdi baðlandým.
Sen atlarsan, ben atlarým, hatýrladýn mý?
Senin iyi olduðunu bilmeden geri dönemem.
Tek istediðim bu.
Tamam, Ben iyiyim.
Ýyi olacaðým, gerçekten.
Gerçekten?
Ben öyle düþünmüyorum.
Onlar seni kapana kýstýrdýlar, Rose
ve eðer kaçmazsan öleceksin
Belki hemen deðil
çünkü sen güçlüsün, fakat
daha sonra sana olan sevgi ateþim, Rose...
o ateþ seni kavuracak
Beni kurtarmak sana kalmadý, Jack.
Haklýsýn.
Sadece sen yapabilirsin bunu.
Geri dönüyorum.
Beni yalnýz býrak.
Lucille'e kýrtasiyecisi ile
yaþadýðýn talihsizliði anlat.
Evet, tabiiki, davetiyeler
2 kere geri döndü.
- Oh, tatlým!
- And the dreadful bridesmaid's gowns--
Yaþadýðýn maceralarý anlat bana.
Rose lavanta isterdiðine karar verdi.
O renkten nefret ettiðimi biliyor,
ve sýrf bana garezinden yaptý bunu.
Lucille:
Bana daha sonra gelmeliydiniz.
Ruth "La Mode Illustree" deki bazý dizaynlarýmý gördü.
Onlar Malborough Düþesinin en küçük kýzý içindi.
Gerçekten etkileyiciler , ama bence
kabul edersinki, tatlým, hepimiz
küllerden bir Anka kuþu yarattýk.
Selam, Jack.
Fikrimi deðiþtirdim.
- Dediklerine göre sen..
Elini ver bana.
Þimdi gözlerini kapa.
Devam et.
Adýmýný at.
Þimdi zincirden tut.
- Gözlerini kapalý tut, hile yapma.
- Yapmýyorum.
Korkuluða adýmýný at.
Tutun. Tutun.
Gözlerini kapat.
- Bana güveniyor musun?
Sana güveniyorum.
Tamam, gözlerini aç.
Uçuyorum! Jack!
O Titaniðin gün ýþýðýný son görüþüydü.
Geminin battýðý gecenin akþamýna geldik.
- 6 saat kalmýþ.
- Ýnanýlmaz.
Smith orada öylece duruyor
pardon
ve hala hýzlanma emirleri veriyor.
26 yýllýk deneyim ona karþý çalýþýyor.
Gemiyi batýracak kadar büyük birþey
düþünemiyordu
dönmeleri gereken zamaný görecekler
ama gemi çok büyüktü
ve manevra kabiliyeti çok küçük.
Dönemeyecek kadar lanet.
Bildiði herþey yanlýþtý.
Burasý gerçekten kusursuz, Sana garanti ediyorum.
Burasý oturma odasý.
- Bu ýþýk yetecek mi?
- Ne?
Sanatçýlarýn iyi ýþýða ihtiyacý yok mudur?
Doðru
fakat ben bu kadar iyi þartlarda çalýþmaya alýþmadým.
Monet!
- Çalýþmalarýný biliyor musun?
- Tabiiki.
Renkleri kullanmasýna bak.
Mükemmel deðil mi?
Biliyorum, bu olaðanüstü.
Cal bu þeyi heryere taþýmakta ýsrar ediyor.
Onun hiçbir zaman gelmemesini ummuyor muyuz?
Sigaralar ve Brandy
bitmediði sürece hayýr.
- Bu çok hoþ.
- Nedir bu, safir mi?
Bir elmas,
hemde çok nadir bir elmas.
Jack , senden beni bunu takarken bir resmimi yapmaný
istiyorum þu Fransýz kýzlarýn gibi...
Tamam.
Sadece bunu takarken.
En son ihtiyacým olan
porselen bebek
gibi göründüðüm bir resim daha.
Parasýný ödeyen bir müþteri olarak...
Ýstediðimi almak istiyorum.
Yataðýn üzerine...
kanepeye.
Git... Uzan.
- Hangi duruþun doðru olduðunu söyle bana.
- Kolunu eskisi gibi arkaya koy.
Doðru.
Öbür kolunu kaldýr,
o elini yüzünün yanýna koy.
Doðru.
Þimdi, kafa aþaðý.
Gözler bana bakýyor,
onlarý bende tut.
Ve olduðun gibi kalmaya çalýþ.
Oldukça ciddi.
Ýnanýyorum ki utanýyorsun,
Bay büyük sanatçý.
Mösyö Monet'in utandýðýný düþünemiyorum.
O manzara resimleri yaparmýþ.
Yalnýzca yüzünü gevþet.
- Üzgünüm.
- Gülmek yok.
Kalbim deli gibi çarpýyordu.
Hayatýmýn en erotik anýydý.
O an Yukarýdan aþaðý en küçük parçam,
- Peki daha sonra ne oldu?
- Demek istediðin, yaptýk mý?
Üzgünüm, sizi hayal kýrýklýðýna uðrattým, Bay Bodine.
Jack çok profesyoneldir.
Teþekkür ederim.
Ne yapýyorsun?
Bunu benim için kasaya geri koyar mýsýn?
Beni baðýþlar mýsýnýz?
- Kamarotlarýn hiçbiri onularýn ikisinide görmemiþ.
- Bu saçmalýk.
Bu bir gemi, bulunabileceði pek fazla yer olamaz.
Lovejoy, bul onu.
- Berrak.
- Evet.
Böyle bir durgunluk gördüðümü hatýrlamýyorum.
Bir Deðirmen havuzu gibi.
Ufak bir esinti bile yok.
Bu buzullarý görmemizi zorlaþtýrýr
tabanda suyun kýrýlmasý olmadan.
Tamam, ben izinliyim. hýzý ve rotayý koruyun, Bay Lightoller.
Evet, efendim.
Hava soðuyor.
Güzel görünüyorsun.
- Bayan Rose?
Resimlerim!
Gel haydi!
- Hayýr, bekle, bekle!
- Bekle, bekle, bekle!
Git, git! Aþaðý, aþaðý!
Çabuk, çabuk!
Byee!
- Üzgünüm!
- Herþey yolunda!
bu herif, gerçekten çetin uþak.
- Týpký bir polis.
- Sanýrým öyleymiþ.
- Oh, lanet.
Hayýr, buradan!
Çabuk!
- Þimdi ne?!
- Ne?!
Durun bakalým! Siz ikiniz ne arýyorsunuz burada?
Burada aþaðýda olmamalýsýnýz!
Tehlikeli olabilir!
Devam edin! Bizi takmayýn.
Ýyi iþ beceriyorsunuz!
Ýyi çalýþmaya devam edin!
Ah , bak burada ne var, huh?
Teþekkür ederim.
- Nereye, bayan?
Yýldýzlara.
Sinirli misin?
Hayýr.
Ellerini üstüme koy, Jack.
Tanrým, bu müthiþ bir soðuk.
Bilirsin, ben buzu koklayabilirim,
bilirsin, yaklaþtýðýmýzda.
- Saçmalama.
- Ama gerçekten!
Gözcüler için dürbünleri buldunuz mu?
Southampton' tan beri görmedim.
Tamam, Ben devriyemdeyim.
Cheerio.
Titriyorsun.
Meraklanma.
Ýyi olacaðým.
- Buradan aþaðý doðru koþtular.
- Right.
Birþey kayýp mý?
Daha iyi bir fikrim var.
Yakaladým!
Adamlarýn suratlarýný gördün mü?
Gördün mü...