Tip:
Highlight text to annotate it
X
BURLESQUE (2010)
16,50 dolar sana, 16,50 dolar bana,
- Loretta, ayrılıyorum.
- Gerçekten mi?
Çekimi alır almaz.
Sanırım şaka yapıyorsun.
- Gitmeden önce ücretimi öde, Dwight.
- Ödemeleri ay sonunda yapıyoruz.
Henüz eski aylıklarımızı almadık. Paraya
ihtiyacım var, Loretta'nın bir oğlu var.
İdareden memnun değil misin?
Yazılı olarak talepte bulun.
- Dwight, ciddiyim! Ayrılıyorum!
- Akşam yemeğine gelirim.
Beni bulamayacağın kesin!
Ne yapıyorsun?
Sadece hakkım olanı alıyorum,
bir sent fazlasını değil.
Parayı alırsan, peşine düşecektir.
- Önce beni bulması gerek.
- Ne yapacaksın?
Bu, Keith'e almak istediğin
bisiklet için yeter.
Onu okula götürüp getirmen
gerekmeyecek.
Burada işim bitti.
- Gidiyor musun?
- Gidiyorum.
Bisiklet Noel'i bekleyebilir.
Para sende kalsın.
Ben Dwight'ı idare ederim.
Tekrar görüşelim.
KAPALI
B U R L E S Q U E
Çeviri: ercandalan
Los Angeles'e ücret ne kadar?
- Gidiş mi, gidiş-dönüş mü?
- Zevkime kalmış, değil mi?
"Bu benim."
Şarkıcılar aranıyor
Coco! Coco Puff, sıra sende.
Hadi, şimdi gireceksin.
"Satılık manzaralı lüks daire"
"Sunset Strip'in en iyi manzarası"
Belki pencerelerimiz yoktur,
fakat Sunset Strip'in en iyi
manzarasına sahibiz.
20 dolar.
- Burası ne? Bir striptiz kulübü mü?
- Bir striptiz kulübü mü dedin?
Tatlım, ağzını Jagermeister'le
çalkalamalısın.
Dans eden tek kız Natasha
değildir, orada bir sürü kız var.
Tatlım.
Lokali doldurmam lâzım.
Kusura bakma.
İyi eğlenceler.
Biraz fazla göster
Biraz eksik göster
Az sigara iç
Burlesque'e hoş geldin
Her şey rüyadır
Ama elde etmek imkânsızdır
Hiçbir şey
göründüğü gibi değildir
Burlesque'e hoş geldin
Herkes satın alır
Parayı elime bırakır
Ve bir şey artarsa
Orkestraya verebilirsin
Belki suçlu değilsin
Ama itiraf etmek istersin
Bana düşünceni söyle
Burlesque'e hoş geldin
Coco'yu hayal edebilirsin
Fakat riski sana aittir
Üçüzler anlayışlıdır
Ama her dediğini yapmazlar
Jesse seni şaşırtır
Mesafeli ve soğuktur
"Kendine iyi bak" der Georgia
Burlesque'e hoş geldin
Herkes satın alır
Parayı elime bırakır
Ve bir şeyler artarsa
Beni nerede bulacağını
biliyorsun
Karanlık düşünceler
Başında dolaşıyor
Bu dünyanın sonu değildir
Sadece bir danstır
Biraz fazla göster
Biraz eksik göster
Az sigara iç
Burlesque'e hoş geldin
- Bir şey içer misin?
- İkram edersen.
- Los Angeles'e hoş geldin.
- Teşekkürler.
- Nerelisin?
- Iowa'lı.
Ben Kentucky'den.
Aynı aileden sayılırız.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Çalışmaya mı geldin, tatlım?
Bir kız buradan oraya
gidebilmek için...
...kime göz kırpmalıdır?
Göz kırpacak olan sen misin?
Burada benden daha makyajlı
birini görmüyorsan... evet.
O kapıdan girmek için,
Tess'e danış.
- Göz kırpman gereken kişi o.
- Teşekkürler.
Iowa!
- Evet.
- Benim gönderdiğimi söyle.
Teşekkürler, Jack.
Bitti!
5 dakika sonra gireceğiz.
Kızlar, değişin!
Nikki'den haberi olan var mı?
- Sonra film izlemeye gider miyiz?
- Elbette.
- "Casablanca" ve "Oreo" çörekler.
- İyi.
Tess, sahnede bir kontak lensimi
kaybettim.
Sahnede düşersen, bacaklarını ger
ve memelerini öne eğ.
Bir tanrıça olduğunu unutma.
- Teşekkürler, Sean.
- Rica ederim.
"Teşekkürler, Sean."
Bekle.
- Ne var? Bacak mı?
- Evet, bacak, sırt, boyun...
...ve kalçalar, memeler, yüz...
Vince, üst tuvalet yine tıkandı.
Tesisatçı çağırmayacağım, Coco.
Tess, bankanın gönderdiği
mektubu okudun mu?
Çalışma saatlerinde işten
bahsetmemeni...
...kaç kez söyledim?
Marcus Gerber bu gece buraya
gelecek.
- Öyleyse ne?
- Buna hazırlıklı olmalıyız.
Benimle şovdan önce de,
şovdan sonra da konuşmuyorsun.
Beni umursamıyor gibisin.
Seninle daha çok birlikte
olmak için boşanmadık.
Belki artık "Bay Tess" değilim
ama, bu lokalin yarısı hâlâ benim.
"Bay Tess..."
Ne kadar tahrik edici.
Evet, ama faturaları ödemiyor.
Affedersiniz, Tess'i arıyorum.
Merhaba. Sen Tess misin?
Ve sen aynamdasın, niçin?
Özür dilerim.
Jack'in bir arkadaşıyım
ve iş arıyorum.
- Nerede dans ettin?
- Kasabamda, ama sallanabilirim.
Sean'a telefon numaranı bırak.
Ses sınavı yaptığımızda sana bildirir.
Aşağı yukarı ne zaman olur?
Sean!
- Hayatım, Nikki nerede?
- Bilmiyorum, yine gecikti.
- Ben asla geç kalmam.
- Harika.
Bak tatlım, bir şov yapıyoruz.
Başka zaman gel.
Hiç böyle bir şey görmemiştim.
İşe ihtiyacım var ve burada
çalışmak istiyorum.
Gayretin olağanüstü ama
zamansız.
Telefon numaranı aşağıdaki
arkadaşın Jack'e bırak...
...biz seni ararız. Söz!
- Bunu düzeltebilir misin?
- Giyinmeye başlayın, kızlar!
Aman Tanrım, Nikki!
Muhtemelen inanmayacaksın,
senden bahsediyorduk ve Sean
dedi ki...
Dedim ki: "Nikki'nin
ilk gösteri için...
...burada olmaması ne kadar acı."
"Bari ikinciye yetişirse
harika olur."
Manikür ve pedikür
tahminimden uzun sürdü.
Bu kovulduğunda iş aramak
gibi...
Evet, tâbii.
Hazırlan.
Bana bir Martini getir.
Sek, buzsuz ve üç zeytinli.
Acele et!
- O burada çalışmıyor.
- Öyleyse meşgul değil.
Annen sabit gözlerle bakmanın
kabalık olduğunu hiç söylemedi mi?
O kadar güzelsin ki...
O halde, ananı al da,
siktir git.
- Kimse bilemez...
- Neyi?
... senin bir barbar olduğunu.
Bunu kullanabilir miyim?
Kahretsin!
Eşyalarımı karıştırma!
- Güzelim, buraya gel.
- Bir saniye.
Bir kadeh Patron...
...ve oradaki kibirli şapkalıya
bir Cosmo.
- Ne yapıyorsun?
- Bir gece dene.
Şu koca memeliden 20 kat
daha iyi olmazsam...
...bana bir şey ödemezsin.
Bu kulisteki kız değil mi?
Sanırım o.
Jack, o burada ne yapıyor?
Çalışmak istiyordu,
ve bu yüzden o...
...bizim yeni garsonumuz.
- Ne zaman personel müdürü oldun?
Bir tepsi aldı ve
çalışmaya başladı.
- Gerçekten mi?
- Adı Ali.
Hey, Ali!
Bak bu iyi ama...
...memelerini kaldır. Eğer varsa,
onları teşhir et. Kıçın geriye.
Haberim olmadan asla bir şey
yapmaya kalkma.
Evet, bayan.
- Bana bir daha "Bayan" deme.
- Evet, bayım. Bayan Tess diyecektim.
- Yani Tess.
- İşinin başına dön!
"Bayan Tess" mi?
Nasıl görünüyorum, annem gibi mi?
- Evet, Bayan Tess.
- Siktir git!
Affedersin.
Buzlu bir Dewar's ve elinizdeki
en iyi şampanyadan bir şişe.
- Ve Nikki'ye burada olduğumu söyle.
- Ve siz Bay...?
91'deki müşteri.
Marcus Gerber.
- Ya sen?
- Ali.
Ali...
Buradayım.
Önemli bir buluşmaya geç geldin.
Georgia senin yerini aldı bile.
Bu garsonun burada ne işi var?
Hemen onu defet!
- Sana ne kötülük yaptı?
- Bir barbara benzediğimi söyledi.
Bunu ilk kez söylemiyorlar.
Reflektörümü hazırla!
Ne yapıyorsun?
Ne istiyorsun?
Buzlu Dewar's,
Don Perignon ve...
Git servis yap.
Daimi bir müşteri mi?
Marcus Gerber,
emlâk acentesi.
En azından bu hafta Nikki'yle gez.
Ben sahnede olmak istiyorum.
Bunu yapmak istiyorum.
Mesele şu...
...kabiliyetin var mı?
- Var.
- Emin misin?
- Evet.
- Kesin mi?
- Evet.
Güzel, çalışmaya başla.
Bir dişçim var
İki metreden uzun
Bir dişçim var, aşkım
İki metreden daha uzun bir adam
Adı Dr. Uzun John
Ve o tüm çağrılarıma
Cevap verir
Gayet basit.
Tüm finansal taahhütlerinizi
üstleneceğim...
...şirketi alacağım ve
bir milyon vereceğim.
Her birinize 500.000.
Ortaklık nerede?
Bir ortaklık olacağını
söylemiştin.
Ortak olmaya ne dersin?
Gerçekten, ortaklarla pek iyi
çalışamıyorum.
- Size sunduğum teklif...
- Çok cömertçe.
Güzel, çünkü bu son teklifim.
Bu beni ilgilendirmez, ama
niçin kulübümü bu kadar istiyorsun?
Hoşuma gidiyor.
Zevkime uygun bir şey görünce, onu
isterim. Çocukluktan beri böyleyim.
Belki bu seni oyun bahçesinde
çok meşhur yapmıştır.
Fena değildim.
Bu parayı niçin verdiğini
biliyor musun, Tess?
Bu parayla ne yapabileceğini
biliyor musun, Vince?
- Şimdi hayır.
- Üstüme gelme.
Anladığım kadarıyla...
...batmış durumdasınız ve
ben yardım edebilirim.
Bunu doğru dürüst yaparsak,
hepimiz kârlı çıkarız.
İlk günde ipoteği kaldırmam
gerektiğini unutma.
Kıçımda bir dövme olduğunu da
söylemiş miydim?
Hayır. Ben işten bahsediyorum.
Bunun gibi başka bir fırsat
yakaladığını sanmıyorum.
Kabul et.
- Hayır.
- Şimdi hayır, demek istiyorsun.
"Şimdi hayır"
şimdi hayır demektir.
"Hayır" hayır demektir.
Marcus, teklifinle ilgilenmiyorum.
Kulübüm satılık değil.
Teklifim geçerli kalacak.
Teşekkürler.
Çocuk parkında görüşürüz.
İçkiler, kızlar.
Beyaz şarap.
Tom Collins.
- Hangisi Nickki'nin?
- Her ikisi.
Kahretsin!
Bu benim kadehim.
Sıhhatine, Nikki.
Şimdiden uyuşmaya başladım.
Sen de giyinmelisin. Yukarı çık.
Sen annem misin?
Vince'ın Marcus Gerber'le
konuştuğunu fark ettin mi?
Evet, çünkü Marcus kulübü
satın almaya çalışıyor.
Tanrı korusun!
Meşgul olduğunu biliyorum ve
seni rahatsız etmek istemiyorum...
Biri Dave'le yeni şarkılar
hakkında konuştu mu?
Ben de tam olarak bunu
söyleyecektim.
- Pleybek kullanıyorlar, değil mi?
- Tess hariç.
Elbette, Tess haricinde.
Şarkıyı kızlar söylerse,
daha şahane olmaz mı?
Hayır, iyi olmaz.
Tatlım...
İnsanlar buraya dansçıları
dans ederken görmeye ve...
...meşhur şarkıcıların şarkılarını
pleybekten dinlemeye geliyorlar.
Anlıyorum, gerçekten öyle.
Gösteriyi daha iyi bir hale
getirmek istiyorum...
...ve niçin farklı bir şey
deneyemediğimizi anlayamıyorum.
Niye anlayamadığını biliyor musun?
Çünkü bu, senin boyunu aşar.
Ne demek istediğimi anlamadın,
izin ver de izah edeyim...
...harika bir fikir ve...
- Ali, hayır!
Yeter!
- Çekil karşımdan.
- Hadi tatlım, gidelim.
Salonda sana ihtiyaçları olmalı
ama geldiğin için teşekkürler.
Pekâlâ.
Bu hiç kimse için değil.
Ne kadar güzel görünüyorsun.
- Ben boşuna söylemem.
- Sen büyük bir yalancısın!
Kahretsin.
Ali?
Bir yere otur.
İçki hazırlamaya gidiyorum.
Al şunu.
Kimi istiyorsan ara.
Uzun mesafe olsa dahi.
- Yapamam.
- Ne demek istiyorsun?
Kimsem yok.
Annen, baban yok mu?
Kardeşlerin, amcaların, teyzelerin...
Hiç biri mi?
Hiç kimse.
O halde bana
telefon etmek için gelmedin.
Hayır, dur, lütfen!
Göreceksin, her şey yoluna girecek.
Burada kalabilirsin.
Lütfen artık...
...ağlamayı bırak.
Tamam mı?
Daha iyi misin?
Sadece bir gece.
Sabah olunca başımın çaresine
bakarım.
Anlaştık.
Çok güzel.
Bunu kim besteledi?
- Ben.
- Sen mi?
Jack, bu...
Kulağa hoş geliyor.
Teşekkürler.
- Başkaları da var mı?
- Var.
Ama daha hazır değiller.
Jack.
Kentucky'den niye ayrıldın?
Sen niye Iowa'dan ayrıldın?
Çünkü çevreme baktım ve
fark ettim ki...
...hayatımda isteyebileceğim
hiç kimse yoktu.
Kesinlikle.
Jack.
Bu gece tek başıma uyumak zorunda
olmadığım için çok sevinçliyim.
Uyumaya çalış.
Günaydın.
- Kahve?
- Çok koyu.
Ruhum gibi.
Kahvaltı hazırlamak
cesaretinde bulundum.
Umarım kusura bakmazsın.
- Sana minnettar olduğum için.
- Mis gibi kokuyor.
- Ne güzel. Kız kardeşin mi?
- Nişanlım.
Heteroseksüel misin?
- Homoseksüel mi sanmıştın?
- Evet.
- Neden?
- Bilirim. Kanepe, göz kalemi...
Erkek görünümü sağlar.
Bu kulüp içindir.
Tess böyle ister ve...
- Peki. Pantolonumu giymeliyim.
- Muhtemelen.
- Nişanlın nerede?
- New York'ta, bir piyeste oynuyor.
Şimdi ki, hetero ve nişanlı
olduğunu biliyorum...
...seninle buraya geldiğim için
kendimi çok kötü hissediyorum.
Endişe etme.
- Az sonra sokaktayım.
- Gitmene gerek yok, tatlım.
- Merak etme, ben iyiyim.
- Dışarıda yağmur yağıyor.
Bir planım var.
Bana kapıyı açsan...
- Teşekkür ederim.
- Rica ederim.
Kulüpte görüşürüz!
Ali!
Ne yapıyorsun?
İçeri gel!
Hayır, Jack, ben iyiyim.
Korkunç yağıyor.
Tanrı aşkına, bu sadece su.
Kahretsin!
Hemen eve dön!
Yeterince yardımcı oldun.
Bırak kalayım, ben iyiyim.
Peki, kal.
Hadi gidelim.
Bırak beni! Ne yapıyorsun?
Gidecek yerin yok ve
benim bir kanepem var.
Hoşuna gitse de, gitmese de
burada birkaç gün kalacaksın.
Selâm, Natalie.
Ciddi mi? Harika.
Georgia?
Evet...
Sakın grip olma, lütfen.
Tanrım.
Lütfen, bu gün grip oldun.
Gün boyunca sürmesine rağmen,
niçin buna sabah bulantısı
diyorlar?
- Damon'a söyledin mi?
- Hayır. Henüz değil.
Tatlım, er veya geç
farkına varacaktır.
O bir erkek.
Karnım televizyonun önünü
kapattığında farkına varacaktır.
Ne yapacaksın?
Bilmiyorum, Tess.
Çok korkuyorum.
Korkma tatlım.
Her neye karar verirsen ver,
seni gözeteceğiz. Tamam mı?
- Ama Damon'a anlatmalısın.
- Bilmediği müddetçe...
...takdir etmeye devam eder
diye düşünmüştüm.
O takdir edecek! Şaka mı bu?
Bulutlarda geziyorsun!
Harika.
Çok güzeldi.
Çok teşekkür ederim, bayanlar.
Los Angeles'teki en iyi
dansçılara ne oldu?
"Yıldızlarla dans etmeye" gittiler.
Andre'yi ara,
belki bildiği biri vardır.
Ne bundan, ne de ondan
hoşlanmıyorum.
Kimseden hoşlanmıyorsun,
ama bu en iyisiydi.
- Ne yapıyor?
- Bir gösteri.
Dave, kapat şunu!
Bir saniye bekleyin.
Bunu yapabilirim.
- Sanırım buna itibar etmeyeceğim.
- Bana ne beklediğini söyle.
Programa katılabilecek
birini arıyorum.
Affedersin?
Sana söylüyorum!
Kahretsin.
Bana ne istediğini söyle.
Sana söyleyemem.
Hiç kimse sana söyleyemez.
Beni yerinin orası olduğuna,
sahneye hâkim olduğuna,
seni oradan kimsenin
alamayacağına inandırmalısın.
Kural böyle.
Bana bir şey göstermek istiyorsan,
bunları göster.
Pekâlâ.
Hangi numarayı görmek istiyorsun?
Hepsini biliyorum.
- Bütün numaraları mı biliyorsun?
- Hangisini görmek istiyorsun?
"Wagon Wheel Watusi".
Ne oluyor?
Gözlerimi ondan ayıramadım.
Biraz zorlansaydın.
- İkinci yarıda senkronun bozuktu.
- Hadi ya, Tess!
Çalışmaya devam edeceğim.
Yapabileceğimi biliyorum.
- Daha iyi dansçılarımız var.
- Teşekkür et ve güle güle de.
Bir şans ver. Seni hayal kırıklığına
uğratmayacağıma yemin ediyorum.
Kimseye bir şans tanımaz mısın?
Lütfen, bunu çok istiyorum.
Bana bir şans tanı ve...
Tamam!
Tanrım!
İşi aldın.
Bu ne heyecan?
O, senin yerini alacak.
Teşekkürler, Tess.
Pişman olmayacaksın.
Pişman olacağımdan emindim.
- Ali neyin kısaltması?
- Alice'in.
Alice... Harikalar Diyarına
hoş geldin.
5 dakika sonra yukarıda buluşalım.
Sahnede çok kaldığım için
özür dilerim...
...ama gidiyorum.
Sorun değil.
Ve yeni maaşımla, kısa zamanda,
kanependen ayrılacağım.
Gelin.
"Black Karpet" birinci numara.
2. numara, "Wagon Wheel",
bunu giyersin.
Swaroski sutyen, 3. numara için.
Bu "Miss Otis Regrets" için.
Unutma, bu elindeyken...
...tetiğe dokunma.
Hoşuma gidiyor.
Beğendiğini biliyorum, ama
itiraf etmelisin.
Dikkat çekiyor,
fark edilmeyecek gibi değil...
Fark edilmemesi mümkün olmayan
bir kız mı? Geç!
Hatta sümüklü.
Hadi, hadi!
Bunu kaybetme!
Kendini nasıl hissediyorsun?
Memelerimi kulaklarıma kadar
çektim ve boynumun çevresindeki...
...iç çamaşırıyla kirpiklerim
o kadar kabuk bağladılar ki,
yelpaze gibi kullanabilirdim.
Topaç kız olmak zor, değil mi?
Hadi, işine dön.
- Bir pizza yer misin?
- Evet, lütfen.
- Haberim var.
- Hadi.
Uzun bir gün geçirdim.
- Millet nerede?
- Pizzacıya gittiler.
Ben aç değilim.
Bu fırça çok eski, bir işe yaramaz.
Tek fırçam bu.
Benimkini ödünç vereyim.
- Al.
- Teşekkürler.
Tamam, bak...
Sana yardım edeyim.
Düzgün bir çizgi olması için,
önce ıslatmalısın.
Gözlerini kapat.
Makyaj yaparken...
...ressam olduğunu düşün.
Bir tuval yerine...
...yüzünü boyayacaksın.
Annem fotomodeldi ve güzeldi.
Uzun boylu, sarışın.
Bana hiç benzemezdi.
Trafiği durdurtan bir
vücudu vardı.
Bir de arkadaşları vardı,
çok güzel kızlardı...
...Coleen ve Shirley.
Sabahları gelirlerdi ve...
...işten önce boyanırlardı.
Şimdi yukarısı...
Evimizin arka kısmında geniş küpeşteli
çok büyük bir pencere vardı.
Onlar aynanın önünde
yan yana dururlar...
...ve makyaj yapmaya başlarlardı.
Rujları ve fırçaları vardı.
Ben efsanevi olduğunu düşünürdüm.
Düşüncem buydu:
"Tanrım, tüm bunları kullanabilecek
yaşa gelmek için ölüyorum."
Hiç anneni makyaj yaparken
seyretmedin mi?
Annem ben 7 yaşındayken öldü.
Bu benim ilk dersim.
Biliyorsun, yeni kız olman
sonsuza dek sürmeyecek.
Güzel.
Kahretsin!
Ali! Ali!
Yine benim havlumu mu kullandın?
Onu ıslak halde yerde buldum.
- Bilmiyorum, belki.
- Ev arayışın nasıl gidiyor?
Baktım. Hepsi ayda
2.000 doların üstünde.
Özel yaşamın için
çok olduğunu mu düşünüyorsun?
Hürriyetin, özel bir banyo,
kişisel temiz havlular...
Tamam, anladım.
Bu Natalie.
Selâm, bebeğim.
Beachwood Canyon'a ne dersin?
Harika.
Araban olsaydı.
Gerçeği söylemek gerekirse...
...önce bir araba almalısın.
Los Angeles'te olduğunu unutma.
Bir şey söyleyeceğim.
Burada biraz daha...
...uzun zaman kalabilirsin.
Kira ödemekte bana yardımcı ol
ve her şey yoluna girsin.
- Bir saniye önce gitmemi istiyordun.
- Havlumun ıslak olmasına kızmıştım.
Mahremiyetimde bir sızıntı
olmasını istemem, ama...
...sen sıkıntıdasın.
Ben arkadaşının...
...sıkıntıda olduğunu görünce
yardımına koşan tiplerdenim.
Bu benim özümde var.
- Ya Natalie ne diyecektir?
- Hiçbir şey.
O... ne demişti?
"Merhaba", düşünüyorum.
Evet, buydu.
- Ve?
- Ve...
Piyesi üç ay daha uzatacaklar ve o,
oradaki kirayı ödemeye mecbur...
...bu yüzden ben de burada her şeyi
ödemek zorunda kalacağım.
Ödemelerimde yardımcı olmak
istiyorsan, ta ki...
- Durumunu kurtarır mıydı?
- Yardımcı olurdu.
Bak, bak bu iyi.
Durum değişti.
Bir dakika önce askıdayım,
bir sonrakinde seni sokağa atmalarını
engelleyecek olan tek şeyim.
Evet mi, hayır mı diyorsun?
Tam anlamıyla teklifin nedir?
Şahane daire,
banyoyu kullanmak dahil.
- Dinliyorum.
- Tam teşkilâtlı mutfak.
- Devam et.
- Her şey dahil, ayda 600.
- Dolap?
- Yarısı.
Bak.
"Efsanevi daire...
...muhteşem manzaralı."
- Tamam. Tamam.
- Dolabın tamamı.
- Yatak odası istiyorum.
- Mümkün değil!
- Bak "Beverly Hills küvet".
Tamam.
Benim odamda yatabilirsin.
Sen kazandın.
Biliyorsun, Jack...
...ben bir arkadaşını çıkmazda
görünce, yardım eden...
...kızlardanım.
Ben böyleyim.
Lânet olsun.
Senin rüyan beni bitirmek!
Bitir beni!
Neydi o?
Nedir bu?
İki ipotekle ilgili bir şey.
Samimi söylüyorum,
hiçbir fikrim yok.
Ancak ay sonuna kadar
bu meblâğı ödeyemezsem...
...kulübü kaybedeceğimi biliyorum.
Sadece para,…
Sadece bir rakam.
Biliyorum, ama...
Sence ayarlayabilir miyim?
Pekâlâ, bana bir yalan söyle.
Senin terzilik hünerlerine
ihtiyacım var.
Bana başka bir yalan söyle.
Seni sevmiyorum.
Sorun yok.
Orada bekle, bekle!
Orada neyin var?
Buzlu çay.
Buzlu çay, kıçıma söyle.
Eve git.
- Niye olmaz?
- Çünkü sahneye çıkacağım.
Sahneye çıkmayacaksın.
Eve gideceksin.
Sakin ol, sen içkilisin.
Derdin ne senin?
Ali, Nikki'nin yerini al.
- O benim kısmımı bilmiyor!
- Biliyor ve dans edecek.
Bunu yapamam,
o Nikki'nin numarası.
- Her şeyi bildiğini söylemiştin ya?
- Ama kimseyi çiğnemek istemiyorum.
- O halde çiğneme.
- Beni ilgilendirmez. Dinleyin.
Sen dans edeceksin,
sen de eve gideceksin!
Al şunu.
Dave.
Tess seni görmek istiyor.
Acil olduğunu söyledi.
- Şimdi gidemem, çalışıyorum.
- Söylemedi deme.
Kahretsin!
Dave, oraya, Dave, buraya.
Her şeyi Dave'den ister.
Hâlâ buradan çıkıp şarkı
söylemeyi öğreneceğim.
Ne oldu, Tess?
Burada ne yapıyorsun Dave?
- Nikki beni çağırdığını söyledi.
- Nikki mi dedin? Ne oluyor?
Perdeyi indir.
Hadi, çabuk!
Güle güle
Geldiğiniz için teşekkürler.
Bekle.
Perdeyi kaldır.
Tanrım.
Burada olanları bilmeyen
tek kişi ben miyim?
Her ne olduysa...
Müzik kesildi. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Kendim söylemeye mecbur kaldım. Üzgünüm.
- Böyle şarkı söylediğini söylemedin.
- Söylemeye çalıştım.
Bir değişiklik yapacağız.
Şarkıları biliyorsunuz, değil mi?
Yarın bütün gün prova yapacağız ve
yarın gece sen şarkı söyleyeceksin.
Şovdaki her şeyi canlı yapacağız.
- Şüphesi olan var mı?
- Hayır.
Hazırız, bu en iyisi.
Onlarla git, hangi tonlarda
daha rahat söylediğini anla.
Ben de ofisime gidip yeni bir
gösteri hazırlayacağım.
- Tamam mı?
- Aman Tanrım.
Teşekkürler, Tess.
Ona bir gösteri hazırlayacağım.
Hani "Bizi dinlemeye gelmiyorlar"?
Onu dinlemeye geleceklerdir.
Şimdi nasıl hissediyorsun?
- İnanılmaz.
- Hiç böyle bir şey görmemiştim.
Teşekkürler. Tess'in
beğendiğinden emin misin? Zira...
Ben perdeyi indiriyordum.
Beni durdurdu. Şarkı söylemene
izin veren tek kişi oydu.
- Gerçekten mi?
- Sana bir şov hazırlamak istiyor.
Mutluluktan ağlıyorsun, değil mi?
İyi. Tamam.
Brava.
Açıkçası birbirimizi çok
hafife aldık.
Tess'in seni keşfetmediğine
inanamıyorum.
Şarki söylediğimi bilmiyordu.
Pekâlâ, söyleyebildiğin kesin.
Burada olman da çok iyi.
Bir içkiye ne dersin?
Bar tam karşıda.
Jack'e benim gönderdiğimi söyle.
Hangi şeytan kasabadan geldin?
- Bu hünerini kim bilebilirdi?
- Teşekkürler, Jack.
Bir beyazdan bunu nasıl beklersin?
- Bunu nasıl yapıyorsun?
- Bilmiyorum.
Tesadüf.
Şarkıcı doğdum.
Ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Yine işemeye gitmem gerek...
- Hazırlan.
- Bitir.
Bir şeyler yiyeceğiz.
Gelmek ister misin?
Evet.
Hadi gidelim.
Kendine bak.
Niçin?
Arkasından...
...sızlanma şeklin...
- Nişanlım var, hatırladın mı?
Evet, hatırlıyorum.
Buraya 4500 de km mesafede.
- Her gün konuşuyoruz.
- Öyle mi? Ne hakkında?
Ben tahmin edeyim.
Meselâ...
...onun hakkında.
Onun.
Sonra... biliyorum.
Ve o.
Diyorum ki onun...
...içi de güzel...
...ve ebediyen müsait olmayacaktır.
Dr. "Bir Günlük Macera" dan,
ilişki tavsiyeleri.
Çantamı unuttum.
Ne oldu?
Jack'e tüm fırsatların bir zamanı
olduğunu söylüyordum.
Buraya gel.
Ona bak.
Çok güzel, ama çok uzun.
Seni böyle görmek daha hoş.
Hayır, saçımı kestirmek
istemiyorum.
Sana kim kes dedi?
Bir peruk takabilirsin.
Ben bir tane getiririm.
Hayatım boyunca
ben neredeydim?
Chanel'den giyindim
Ayakkabılarım YSL
Çantam Dior'dan
Tahrik edici ajan
Bugünkü adresim
Tesadüfen Los Angeles
Hâlâ Sunset Strip'in üstünde
Hills'ten daha iyisi yok
Yıllarım Webster'den
Başım dönüyor
Herkes bana sorar
Tatlım
bu inciler için ne yaptın?
Ne?
Ben iyi bir kızım
Ne?
Ben iyi bir kızım
Ben iyi bir kızım
Selâm, genç!
Yani?
Ne düşünüyorsun?
Düşünüyorum ki sen görünüyorsun...
Yani görünüşün...
Jack! biz arkadaşız,
kahretsin, ne?
Kardeş değiliz.
Hayır, gerçekten değiliz.
Bu kadar coşkuyu anlamıyorum.
Iowa'lı midesi ekşi bir köylü!
Ve inekleri uzaktan tanırız.
Köylüleri küçümsemeyiz.
Vince...
Bu benden.
Buna alışık değilim, ama...
...teklifimi iki katına çıkarıyorum.
Müzayede senin.
Hayır, satmıyorum.
Bir borcu ödeyememenin
sonucunu biliyor musun?
- Hayır, bana izah et.
- Oyun oynamaya gelmedim.
Parayı nereden bulacaksın?
Ali bir şöhret.
İnsan başına 50 dolar alacağız.
Girişi mi yükselteceksin?
Bu yetmez.
Yıllardan beri durumun
kötü olduğunu söylüyorsun.
Sonunda her şey düzelir.
Bunu her şeyini kaybeden insanlara söyle.
Onlardan biri olmak istemiyorum.
- Ben de bu kulübü seviyorum.
- Hiçbir şeyi sevmiyorsun.
- Evet, seviyorum.
- Sevmiyorsun.
- Seviyorum.
- Hiçbir şeyi sevmiyorsun.
Bak, senin birçok iyi
niteliğin var.
Bazıları ise tartışılabilir.
Ama asla riyakâr olmadın.
Marcus'a reddettiğimi söyle.
Jack?
Şimdi geldim.
Buradayım.
fermuarımı kapatır mısın?
Neredeydin?
- Şarkı yazdım.
- Dinledin mi?
- Daha hazır değil.
- Daha hazır değil.
Bu kim?
Ben 7 yaşındayken annem.
Birkaç hafta sonra ölmüştü.
Onu özlemiş olmalısın.
Her gün ona anlatmak
isteyebileceğim şeyler oluyor.
Bugün ne oldu?
Henüz bir şey yok.
Natalie olmalı,
açarsan iyi edersin.
Selâm, aşkım.
Evet.
İyi görün, kızlar!
Karnım acıktı. Hazır mısın?
Gelemem. Çok üzgünüm.
Sayım yapmalıyım.
Bir taksi çağırayım mı?
- Hayır, gerek yok. Coco'yla giderim…
- Üzgünüm.
Şunlara dikkat et, geçeceğim.
Hazır mısın?
- Niye sordun?
- Seni götüreceğim.
Coco, 5 dakika önce çıktı.
Seninle görüşmeye gelmiştim ve
konuşmanızın son kısmını duydum.
- Benimle ne konuşacaktın.
- Akşam yemeği. Benimle, ver şunu.
Bu çantayı bir daha görmek
istiyorsan...
...benimle gelirsin.
Bekle! Nereye gidiyorsun?
Nereye götürüyorsun?
Evim bu tarafta değil.
- Söylemiştim, yemeğe.
- Yemeğe mi?
Seninle yemek yemeyeceğim.
Nikki'yle git.
Sadece arkadaşız.
Geldiğim yerde, arkadaşlar
kulakları ısırmazlar.
Geldiğinden dolayı
memnun değil misin?
- Kahretsin.
- Ne oldu?
Bir partiye uğramam
gerektiği aklıma geldi.
- Şimdi mi hatırladın?
- Yol üstünde. Uzun sürmez.
- Azami on dakika. Fark eder mi?
- Ya fark ederse?
Kaçırılmış olacağım.
Güzel ev.
Ne yapıyorsun?
Onu böyle alamazsın!
Şunu yerine koy.
Bizi dışarı atarlar.
Önce biz gitmezsek.
Gel.
Selâm, Greg, Marta. Bu Ali.
Tanrım.
Ne şahane ayakkabılar.
Bilmiyor musun? Louboutin.
- Güzel parti.
- Sizi ağırlamak daima zevktir.
Bekle bir dakika.
"Uğramam gerek" dediğin
senin partin mi?
Uğramamak kabalık olurdu, değil mi?
Hoşuna gitmişlerdir. Greg Times'da
editör, Martha da tasarımcı.
Bu ayakkabılar rüyama girecekler.
Manzara muhteşem.
Bu manzara, evi üç misli
daha pahalı almama sebep oldu.
Oradaki ticaret merkezini
görüyor musun?
O da senin mi?
Hayır, ama onun üstündeki
her şey benim.
- Onun üstünde bir şey yok.
- Kesinlikle.
- O halde hava sahibisin.
- Hava hakları.
Merkezin sahibi malî sıkıntıdaydı
ve satmaya karar vermişti.
Satılsaydı, oraya muazzam
bir gökdelen inşa edilebilirdi.
Bu yüzden hava haklarını
satın aldım.
- Şimdi bir kat yapılabilir.
- Çok kurnazca.
Adam ticaret merkezini elinde
bulunduruyor...
...ve ben Los Angeles'in en iyi
ikinci manzarasına sahibim.
Birinci hangisi?
- Bunu kaç kıza söyledin?
- Bana inanmayan hiç birine.
Ne istiyorsun, Ali?
Hayatında.
Niçin söylemeliyim?
Çünkü her istediğini yapabilecek
kabiliyetin var...
...ve ben, sana imkân yaratacak
tecrübeye sahibim.
Birine bir paket geldi.
"Los Angeles'teki en iyi
manzaraya - Marcus"
Aç onu.
Bir göreyim.
Vay canına!
Muhteşem!
Emici kim?
Hadi, kızlar!
Bitirelim şunu, hadi!
Coco, 5 dakika,
Ali Cat, yeter!
- Annem beni Ali Cat çağırırdı.
- Ciddi mi? Etkileyici.
Niye benim bir soyadım yok?
- Senin de var.
- Hiç kullanmıyorsun.
Kullanıyorum.
- Ne zaman?
- Odadan çıktığın zaman.
- Şıllık.
- Bunu duydum!
Üzgünüm, fikrim yok.
Tanrım!
Hadi kızlar! Bir şov yapacağız!
Hadi! Hadi! Hadi
Acele edin!
Soğuk ve asabi bir dünya
Saçını başını yolan
Ama, sevgilim,
ben ve kızlarım
Tahrik etmek için buradayız
Bir bacak gösteririz
Korseyi açmak
Bir hayat tarzıdır
Bir stildir
Bir ihtiyaçtır
Bir burlesktir
- Selâm.
- Selâm.
Dün gece çok geç geldin.
Şu herifle birlikteydim...
...Marcus.
Bir partideydik.
Marcus'la mı?
- Ayakkabılar yeni mi?
- Evet.
Çok klas.
Bir erkeğin bir kadına ayakkabı
almasının bir tek sebebi vardır.
Erkeklerin biraz dikkatini
çekersem ne olur?
- Bu dikkatten fazla.
- İlgim olan birinden değil.
Sanırım dikkatli olmalısın.
Bana göre, sende bir kıza ne yapıp,
ne yapmayacağını söyleme isteği var.
Telefonu kapıp, nişanlını
aramalısın.
"Dışarı çıkacağım.
Yarın görüşürüz. - Ali"
ÖDEME EMRİ, SON İHTAR
- Muhteşemsin.
- Tanrım!
Orada muhteşem olan tek şey
Coco'nun kuyruğu.
Bay "Louboutin" 18. masada...
...ve seni sordu.
Ne garip bir tarz.
Vay be!
İşte burada.
Gecenin yıldızı.
Her şeye muktedir olduğunu
düşünmeye başladım.
Ona sadece Times'in Greg'i derim.
Sana bir arkadaşımı
tanıştırmak istiyorum.
Ali Rose, Harold Saint.
Harold? İnanamıyorum!
Etta James'le çalıştın.
Buradayım. Isır beni,
çiğne ve tükür.
Merhaba.
Çok iyi ses tellerin var.
Teşekkürler.
İlerle, yoksa kaybedersin, dostum.
Boş yer kalmadı, ancak ayakta
yer var.
Biliyorum.
Muhteşem, değil mi?
Ne kadar çok kazanırsam,
o kadar da banka ihtarı geliyor.
İhtiyacımız olan parayı
toplayabilmek için...
...Dodger stadyumunu bir ay
boyunca doldurmamız gerek.
Biraz daha zaman istemeliyim.
- Merhaba.
- Merhaba.
Çok fantastik bir fotoğraf.
Kendimi gazetede böyle görmek
o kadar garip ki.
Alışmalısın.
Daima şöhretli olacağıma
inanmıyorum.
Beni hassas vaftiz anası gibi
görmeni istemiyorum, ama...
...belki benim hatalarımdan
bir şeyler öğrenebilirsin.
Ne anlama geliyor?
Kime güvenebileceğini, kimin
gerçekten sana değer verdiğini...
...seni olduğun gibi kabul
ettiğini ve kimin ise...
...senden bir menfaat
beklediğini öğrenmelisin.
- Marcus'tan hoşlanmıyorsun, değil mi?
- Doğru, hoşuma gitmiyor.
Ondan hoşlanmam ve asla
ona güvenmem.
Senin de güvenmemen gerektiğini
düşünüyorum.
Benim için iyi olanı mı
düşünüyorsun...
...yoksa kendin için olanı mı?
- Bilmiyorum.
Dilerim her ikimiz için
en iyisi olsun.
Merhaba.
Yarın görüşürüz.
İşte buradasın!
Bu kıyafetlerin umutsuzca senin
lehim tabancana ihtiyaçları var.
- Özellikle bu. Tamam mı?
- Tamam.
Kimsenin yanına gitmedi.
- İyi geceler.
- İyi geceler.
Bayan Tess. Yarınki gösteri için
denemek istediğin müziği dinledim.
Tanrım!
Üzgünüm, dostum. Zihnim o kadar
yoğun ki bunu tamamen unutmuşum.
Önemli değil.
Geç oldu diyorsan,
yarın sabah gelebilirim.
Hayır, şimdi halledeceğiz.
Reflektörü açayım mı?
Evet.
Hayal kırıklığım büyük
Derin
Katlanabilirim/i>
Ama çok güçlü bir şey var
İçimde bir yerde
Pes ettim,
ama toparlanmam gerek
Bırakmayacağım
Bozguna uğradım
Mecbur kaldım
Diz çökmeye
İtilmiştim
Limitlerin ötesine
Ama dayanabilirim
Geri döneceğim
Doğrulacağım
Bitmesi uzun sürecek
Bu böyle kalmaz
Bu böyle kalmaz
Onlar
Dayanamayacağımı
Söyleyebilir
Ama ben ayağa kalkacağım
Durmayacağım
Sen beni tanımıyorsun,
kim olduğumu bilmiyorsun
Beni yargılama
Bitti
Mecbur kaldım
Diz çökmeye
İtilmiştim
Limitlerin ötesine
Ama dayanabilirim
Geri döneceğim
Doğrulacağım
Bitmesi uzun sürecek
Bu böyle kalmaz
Ben yok olmayacağım
Bu son değil
Şimdi yerdeyim,
ama kalkacağım
Zaman zor ama köklerim var
Sana göstereceğim
Neyden yapıldığımı
Mecbur kaldım
Diz çökmeye
İtilmiştim
Limitlerin ötesine
Ama dayanabilirim
Geri döneceğim
Doğrulacağım
Bitmesi uzun sürecek
Bitmesi uzun sürecek
Beni yine göreceksin
Hayır, hiçbir
yere gitmiyorum
Burada kalıyorum
Yok olduğumu görmeyeceksin
Kaçmayacağım
Beni durduramazsın
Bu son değil
Beni daha çok göreceksin
Kabul et,
beni daha çok göreceksin
Beni daha çok göreceksin
- Tess, konuşmamız lâzım.
- Hayır.
- Evet!
- Yorgunum, Nikki.
Basitçe dinle!
Bu kulübü beraber kurduk,
sonra nereden geldiği belirsiz
bir kız ortaya çıktı ve...
...yaptıklarımın içinden geçmekte
hiçbir zorlukla karşılaşmadı.
İçinden geçtiğini nereden
biliyorsun?
Böyle şarkı söyleyenin
hayatı kolay değildir.
"Millet bizi dinlemek için
gelmiyor, Nikki"
Şimdi bu sözün, saçmalık mı oldu?
Biliyor musun? Sen sarhoşsun.
Git ve bir taksi çağır.
Akciğerleri değişime uğramış
bir fahişenin...
...sahne düzenimi çalmasına
izin vermem!
Öyleyse git.
Dostluğumuzu yeni tanıdığın
bir kız için mi bozuyorsun?
Çok sadıksın!
Sadakat hakkında ne zaman
bir şey öğrendin?
Kaç kez seni sokaktan topladım?
Kaç kez şuurunu kaybettin?
Kaç kez, hatıraların hariç,
her şeyini kusarken...
...klozetin üstündeki
başını tuttum?
Tamam, öyleyse.
Ama geride kalmayı reddediyorum!
Tess, bunu çözümlemeye mecbursun!
Tek sorunumun sen olduğunu mu sanıyorsun?
Kulübümü kaybetmek üzereyim!
Gerçekten değer verdiğim
tek şeyimi kaybedeceğim.
Sabahtan beri içmemen için çare
aramaktan daha önemli işlerim var.
Peki!
Bul!
- Ayrılıyorum!
- Memnun oldum!
Nikki, araç sürme.
Bu arada...
Balayı biletlerinizi almadan
önce Vince'le yattım…
Pis orospu!
Günaydın.
Sabahın altısında bunu yapman
şart mı?
Kahve?
Hayır, ama biraz sulh ve
sükûtu tercih ederim.
En azından, kahvaltı için
nazik bir davetin var.
Pijamam tutulmuş olan
yatak odasındaydı...
Hiç evde olmadığın için, orada
mükemmel ve boş bir yatak varken...
...kanepede yatmamın aptallık
olacağını düşündüm.
- Odayı geri mi istiyorsun? Bu mu?
- Biri onu kullanmalı.
Her gece eve geliyorum. Belki
saat sana denk gelmiyor...
...bu yüzden evi bölüştük.
Sen annem değilsin.
Bu arada,
eğer büyük sorun olacaksa,
sen yatak odasını al, ben
kanepede yatarım, umurumda değil.
- Müthiş!
- Müthiş!
- Eşyalarını oradan almalısın.
- Biliyorum.
Orada büyük bir dağınıklık var.
Her yerde bir şeylerin var.
Elbiseler, ayakkabılar, saçlar...
Tanrım! Jack! Senin sorunun ne?
Bu tavrınla beni deli edeceksin.
- Bana bir şey mi söyleyeceksin?
- Sadece ben değil.
Seni seven insanlar endişe
ediyorlar.
- Hangi insanlar?
- İnsanlar.
Kulüpteki arkadaşların.
Bizler bir aile gibiyiz.
Birbirimizi kollarız.
Muhakkak, birileri diğerlerini kollar,
Vince'ın Tess'i kolladığı gibi...
...Nikki de herkesi kollar.
Ya Marcus?
Seni koruyacak mı?
Tamam.
Sorun yok.
Eğer seni mutlu edecekse...
Şeytanla bir anlaşma yapabilirsin.
Her şeyden önce,
o şeytan Marcus değil.
O, ne istediğini bilen...
...ve centilmence elde etmeyi
deneyen, zeki bir iş adamı.
Hayat yaptığımız seçimlerden
ibarettir.
Benim seçimlerimi mi kastettin?
Sen asla bitmeyen şarkılar yazan...
...bir barmen piyanistsin.
Bu mükemmel.
Mükemmel.
Lütfen, evimde hiçbir şeyi
tahrip etmemeyi dene. Teşekkürler.
Sizi karı koca ilân ediyorum.
Gelini öpebilirsin.
Bekle, hâlâ New York'ta mısın?
Neden?
Gelmemeye karar mı verdin?
Niye tüm konuşmalarımız
seninle ve geleceğinle ilgili?
Biliyor musun?
Haklısın.
Kendi geleceklerimizi de
düşünmeliyiz.
Şimdi kendimi gözetebilirim.
- Bu DJ çok iyi.
- Sahi mi?
Gözlerini benden ayırmıyor.
- Belki "Coco Puff" seviyordur.
- Sahi mi?
Evet.
Çok yakışıklı,
sanırım benden hoşlandı.
Gerçekten yakışıklı.
Düğün masraflarını kim karşıladı?
Sadece lokal bir servet tutmuştur.
Damon'un babası çok varlıklı.
Bekâr mı?
Şaka yapıyorum.
Her şeye rağmen, Georgia
göründüğü kadar aptal değil.
- Bunu tekrar yapabilir misin?
- Hayır.
Hayatımın sonuna kadar yaşamayı
düşündüğüm bir adam var.
Maalesef, 25.000 yıl önce
Reno' da bir içki gecesi haricinde,
o "başka bir ekipte oynuyor".
Hayır...
Pembe renkli ekibi destekliyor.
Evet. Quel dommage.
Quel dommage.
Bu trajik.
Biliyorum.
Tüm gerçekten harika
aşk hikâyeleri gibi.
Evet. Trajik.
Reno'da değildi,
Tahoe'daydı, sevgilim.
Ve tapılacak gibiydi.
- Bir oda ayarlayayım mı?
- Defol!
Bir kadeh Patron, lütfen.
İki olsun, iki tane getir.
- Çok yalnız görünüyorsun, Jack.
- Belki, hür.
Kapalı... denebilir.
Ama yalnız, hayır.
Asla olmadım.
Şerefine!
Nasıl gidiyor?
Tanrım!
Neredeyiz, okulda mı?
Iowa, hâlâ bana kızgın mısın?
Olduğunu biliyorum...
...söyle bana, bebeğim.
- Sarhoş musun?
- Bu şarkıya bayılıyorum.
Evet!
Sen çok oluyorsun!
Evet, ne zaman, ne kadar?
Saldırganlığımdan dolayı
özür dilerim.
Öyleydin.
Öyleydim.
Ve... nispeten...
...bazen...
...resmen bekârım.
- Nişanı mı bozdunuz?
Ayrıldık. Bu, niye burada
yalnız olduğumu izah eder.
Peki...
Sen niye yalnızsın?
Sence niye yalnız olduğumu
soracak yüzün var mı?
Buraya gel.
Ayaklarım mahvoldu.
Ayakkabılarımı çıkar, lütfen. Yardım et.
Karışma.
İyi geceler.
Al.
İyi geceler.
- Çok güzel.
- Annem hediye etti. Teşekkürler.
Daha önce hiç giymedim. Böylece...
Teşekkür ederim.
Kapıyı kapatacağım.
Kapandı mı?
İyi geceler.
İyi geceler.
- Tekrar mı geldin?
- Su.
- Akşamdan kalmak istemiyorum.
- Buyurun!
Tekrar iyi geceler.
İyi geceler.
Tekrar.
Biliyorum, bir şey daha unuttum.
Kapıyı kilitlemem gerektiğini
hatırladım.
Buldum! Karnım aç.
Karnım aç.
Kesinlikle.
- Komik olan ne?
- Jack, sen...
Dürüstçe...
- Jack...
- Bir çörek ister misin?
Hayır mı?
Peki.
Kaybeden sensin.
Fikrini değiştirirsen...
...nerede olduklarını
biliyorsun.
Tatlı aşkım
Tatlı aşkım
Aşkının tutuklusuyum
Bana geri ver
İnanamasam bile
Kalbim
Ve ben
Tozla kaplıyız
Hürriyetimi
Hürriyetimi
Demek ki doğru.
Ne?
Gerçekten *** olmadığın.
Natalie'yi arattım mı?
Ne Natalie'si?
Güvenebileceğim
bir adam buldum
Gerçekten inandığım
Çok korkuyorum
İlk kez sevmekten
Kız olduğumu görebilirsin
Sonunda yolumu buldum
Sana bağlıyım
Sana bağlıyım
O kadar genç
Karşılaştık
Bunu bir kez daha yap.
Yapılan duvarlar
Evim oldular
- Buraya gel.
Güçlüyüm
Ve ateşe vermeyi
biliyorum
Sevgilim
O kadar saf
Günah soluyorum
Kalbim çarpıyor
Ve güçleniyorum
Lütfen, imha etme
Şimdi neler olduğunu
iyi hatırlıyorum.
Nashville'deki gençler arası
beste yarışmasını kazandım.
Kupam hâlâ duruyor.
Bunu şöyle yorumladım...
Bilmiyorum, sanki hayatta önemli
bir şey yapmak kaderimde varmış gibi.
Sonra Los Angeles'e geldim.
Ve bir şey tahakkuk etmedi.
Hiçbir şey.
Bunu biliyor musun?
Şarkılarının hazır olduklarını
düşünüyorum.
Soru şu...
Sen hazır mısın?
- Ne için?
- Hazır mısın? Buraya gel.
- Bunu biliyordum! Sen yalancısın!
- Natalie!
Sinsi ve zavallı bir yalancı!
- Sen burada ne arıyorsun?
- Burası benim evim.
Senin burada ne yaptığını bilmek istiyorum!
Senin hilelerine inanamıyorum.
O bir şey değil, bir iş arkadaşım,
hatta güzel de değil.
En azından, bu konuda
dürüst olabilirdin.
- Bunu söyledin mi?
- Hayır.
- Evet dedi.
- Bir şey demedim.
Evet, dedin.
Üzgünüm, bana bir saniye ver...
- Gitmemi mi isteyeceksin?
- Hayır.
Evet, sen gideceksin!
Ben onun nişanlısıyım.
- Bittiğini söylemiştin.
- Bitti.
Bir telefon çağrısıyla mı
her şeyi bitirirsin?
Gidiyorum,
bittiğini söylemiştin.
Ali, lütfen.
Ne var, Jack?
- Üzgünüm.
- Ben de.
Gidiyorum!
Ali, bekle.
Lütfen.
Yanlış kapı olmalı.
- Kimi arıyorsun?
- Sean'ı arıyorum.
Sean...
Nasıl biri?
Bu uzunlukta...
Başı traşlı.
Kahverengi gözlü,
gözleri...
Sean...
Bana John olduğunu söyledi.
Hayır, o Sean.
O mu?
Evet.
Selâm.
- Burada ne yapıyorsun?
- Uzun hikâye.
Gelmemeliydim,
rahatsız ettiğimi görüyorum.
- Belki uygunsuz bir zamanda.
- Hayır, sorun yok.
Kusura bakma...
Ali, demek istediğin...
...Mike mı?
- Konu açılmışken, adım Mark.
Merhaba, Mark.
Kahve isteyen var mı?
Evet. Kahve yapabilirim...
...bu arada birbirinizi daha iyi
tanırsınız.
Özür dilerim.
Dün gece sana Mike mı dedim?
Evet.
- Ama ben sana John dedim, dolayısıyla...
- Sahi mi?
Hoşuna gitti.
John annemin adıydı.
- Selâm.
- Selâm, güzelim.
Sen Marcus'sın.
İyi misin?
Biraz rahatsız gibisin.
Daha iyiyim.
- İlâcı bende.
- Nedir o?
Ben.
Akşam yemeğine buraya gelsen?
Pekâlâ...
- Güle güle.
- Sağ ol... hoşça kal.
Kendine iyi bak.
Sean.
Sen de.
Tamam. Hoşça kal.
Ali burada mı?
Ali ayrıldı.
Marcus'la gitti.
- Doğru mu bu?
- Evet.
İki saat oldu.
Fırsatın sonsuza dek sürmeyeceğini
sana söylemiştim.
Haklısın.
Sürmez.
Hey! Sen!
Bana Mark de!
Mark...
Öğle yemeği yer misin?
Evet. Tâbii.
Sen pişireceksin.
Tüm öğleden sonrayı...
...krediler müdür yardımcısıyla
konuşarak geçirdim.
Gözlerimin içine bile bakmadı.
Oturduğu yerde, masanın üstündeki
tahtadan bir şeyle oynadı.
Ne tür bir şey?
Tahtadan yapılmış bir plâka.
- Bir isim plâketi mi?
- Evet, bir isim plâketi.
- Evet ve?
- Bir sent bile vermedi.
- Emin misin?
- Evet, eminim.
İyi bir risk değilim.
İki gün sonra banka
kulübümü elimden alacak.
Bu durumda...
...durumun kötü olduğunu
söyleyebilirim.
Ben de diyorum ki, sen bir acıyı
vurgulama uzmanısın.
Niye bunu söyledin?
Niye bunu söyledim, ne demek?
Gerçek olduğu için.
Tess, zevkimden değil,
gerçek bu!
Senin hiç paran yok.
Banka artık kredi vermez.
Süren doldu.
Senin yerinde olsaydım,
Marcus'un teklifini kabul ederdim.
Hayır! Bunu söylemene izin vermem.
Herkesin felâket tellâllığını
kabul edebilirim, ama senin hayır.
"Ben bir numarayım, Tess"...
...diyen kişi olmanı istiyorum.
Burayı açık tutmak için
başımızı koyduk.
Nasıl böyle söyleyebilirsin?
Ne söylediğin umurumda değil,
hiçbir şey umurumda değil.
Los Angeles'teki tüm bankaların
kapılarını çalacağım.
Bu kulübü terk etmem.
- Emin misin?
- Asla pes etmeyeceğim.
İşte orada.
Bir an için, kaybettiğini
düşündüm.
- Çok patavatsızsın.
- Teşekkür ederim.
Umarım karnın acıkmıştır.
Bifteklerimiz pişmek üzere.
Bu nedir?
Şimdilik bir maket.
Ama daireli ve dükkânlı çok
kullanımlı bir yer olacak.
Burası Burlesque'in
bulunduğu yer.
Sunset Strip'in
en iyi manzarasının...
...pencereleri yok.
Ben inşaatı bitirdiğimde,
bin tane penceresi olacak.
Tess bunu biliyor mu?
- Tess'e teklifimi yaptım.
- Satacağını nereden biliyorsun?
Seçeneği yok, iflâsta.
Teklifim çok cömertçe.
Hepimiz kârlı çıkarız.
Bu ticari, bebeğim, şahsî değil.
Fakat Tess için şahsî.
Coco, Sean...
...ve benim için de.
Bundan daha iyi kulüplerde şarkı
söyleyip dans edebilirsin.
Tamam.
Anlamıyorum, hepimizin kazanması
için bir şeyler deniyorum.
Kötü adam ben miyim?
Kötü adam sen değilsin, Marcus.
Bu adamdan hoşlanmayan benim.
Sunset Strip'in
En İyi Manzarası
Merhaba.
Bankayla ne yaptın?
İyi görünüyor.
Bir şey içer misin?
Hayır, yeterince içtim.
- Tess, konuşmamız gerek.
- Şimdi olmaz, tatlım.
Marcus kulübü yıkacak ve yerine
bir gökdelen inşa edecek.
- Nereden biliyorsun?
- Maketini gördüm.
Marcus'la bu kadar samimi
olduğunu bilmiyordum.
Samimi değiliz. Deli gibi,
koşarak sana anlatmaya geldim.
Biraz ileri gitmiyor musun?
Jack, Marcus...
...başka kim var?
- Tess, yardım etmek istedim!
- Ali, unut gitsin.
- Beni dinlemelisin.
- Onu rahat bırak. Hadi...
- Gördüm. Beni dinlemeli.
- Şimdi müsait değil.
Beni dinlemeli. Şimdi bak...
Tess, seninle konuşmalıyım.
Kapıyı çalabilirdin.
Ofis 48 saatliğine hâlâ benim.
Buna rağmen beni dinlemeye
mecbursun.
Hayır, değilim.
Konuşmaktan yoruldum, bu bitti.
- Bu sefer beni dinlemelisin.
- Dinlemek istemiyorum!
Kendi sesinden başka bir şey
dinlemeyi bilmez misin?
Konuş.
Hava hakları diye bir şey
duydun mu?
Hayır, asla hava haklarından
konuşulduğunu duymadım. Nedir bu?
Çok hoş.
Ben seni ararım Jim, tamam mı?
Lütfen oturun, bayanlar.
İki yıl önce kulübümü satın almak
istemiştiniz ve ben reddetmiştim.
Şimdi fikrinizi mi değiştirdiniz?
Hayır, ama lütfen izah edeyim.
İkimiz için mutlu bir son
garanti edeceğim.
Dairelerinizi kaça satmayı
plânlıyorsunuz?
Bir milyondan başlayacağız ve
manzarasına göre artıracağız.
Çok güzel.
Ya size kulübümün olduğu yerde...
...20 katlı bir bina
inşa edeceğimi söylersem?
- Bina manzarayı kapatacak.
- Ortalama bir düzinesinin.
Kaybolacak.
Milyonlarca dolarlık deniz ve
şehir manzarası buhar olacak.
Bitecek.
Yarın kulübümü bir inşaatçıya
satacağım ve ilk 20 katını...
...siz satışa başlayıncaya
kadar tamamlamayı plânlıyor.
- Satmayı deneyeceğiniz anda.
- Evet.
Dolayısıyla, sanırım bu durumu
tartışmalıyız.
Ben olsam, onun dediğini
yapardım.
Her şeyi satmalıyız.
- Sana bir şey ayırayım mı?
- Hayır.
Her ikimiz için en iyisini
yapmak istiyorum, Vincent.
- Beni vurmak mı istiyorsun? Lütfen.
- Hayır, hisseni satın almak istiyorum.
Son 24 saat içinde mi?
Hayır, 24 saniye içinde.
Bunu nasıl elde ettin?
Havadan.
Bebeğim...
Teşekkür ederim.
Kâinatın hediyesi.
Beni gerçekten mutlu edecek
olan şey...
...ağzını açıp...
...büyük, müthiş, koskocaman
dev gibi bir...
..."Teşekkürler, Ali." demen.
Ben Vince ile yatmadım. Bunu
seni kızdırmak için söyledim.
- Çok kötü davrandım.
- Der misin?
Eve dönmek istiyorum.
Evindesin.
Şimdi kıçını kaldır, 20 dakika
sonra sahneye çıkacaksın.
Sen onun bana yaptıklarının
yarısını yapmış olsaydın...
...buradan ışık hızıyla
uçmuş olacaktın.
Evet, Bayan Tess.
Tekrar bana "Bayan Tess"
demeye başlama.
Şov için giyinmeye gideceğim.
Teşekkürler, Ali.
Eline biraz para geçince
olacağı buydu.
El işleri yapmayı bıraktın.
Ben arkada ne açılan, ne de kapanan...
...bozuk fermuarlar ve sülün
tüyleriyle baş başa kaldım.
Bu konuda fikrin yok.
Tasavvur bile etmiyorsun.
Beni feshet.
Bırakıyorum!
- Bunu alabilir miyim?
- Eşyalarımı kurcalama.
Seni arıyordum.
Beni buldun.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- Jack, hazırlanmam gerek.
Aptallık yaptığımı biliyorum.
Hem de büyük.
Ne zaman?
Bana nişanlı olmadığını
söylediğinde mi...
...yoksa beni sokağa
attığın zaman mı?
Tamamen bitti.
O gitti.
Özür dilemeye geldim.
Seni asla bırakmamalıydım.
Devam et.
Geri dönmeni istiyorum.
Kesin teklifin nedir?
Pekâlâ...
Evde hâlâ bir çörek kutusu...
...ve boş bir kanepe...
Yatak odasını istiyorum.
Yarısı.
Kabul mü... değil mi?
Biliyorsun, Jack...
ben bir arkadaşını çıkmazda
görünce, yardım eden...
...kızlardanım.
- Ben böyleyim.
- Kes sesini.
Tamam, o halde...
Şarkıyı bitirdim.
Yeterince iyi olduğunu sanıyorum.
Çalabilir misin?
Hayır, ama...
...sen söyleyebilirsin.
Şehrin ışıkları altında
Çok kimsenin bilmediği
bir dünya vardır
Kuralların uygulanmadığı
Ve sebatla
Yetenekli bir kız
denize açıldı
Eğlendirecek
Dans edecek
Biz kazanacağız
Bebek iyi bir hayat
istiyor
Işıklar içinde
Herkes onun gibi
dans etmek istiyor
Herkes onun gibi
şarkı söylemek istiyor
Biz diyoruz ki
Gelin bayanlar,
gösterelim nasıl olduğunu
Gelin Beyler,
biraz daha göstereceğiz
Kaldır bacağını, salla kolunu
altta teras yok
Kaldır bacağını, salla kolunu
bu bir test değil
Kaldır bacağını, salla kolunu
bana en iyisini ver
Kaldır bacağını, salla kolunu
Burlesque olduğunu göster
Kalçanı salla,
Burlesque olduğunu göster
Şimdi, kızlar
Nasıl olduğunu göstereceğiz
Biz söyleyince bu biter
Fakat ancak başlıyoruz
Çeviri: ercandalan