Tip:
Highlight text to annotate it
X
İ N T İ K A M P L A N I
Çeviri => Cobra35
"İYİ SEYİRLER"
Tamam, bir tane daha...
Charles Eppker.
Charles... Charles
iriyarı bir arkadaştır.
Futbol oynardı.
- Ona "Bodur" derlerdi.
- Doğru.
Kanada liginde, defansın
ortasında oynuyor hala.
Hep şu "ne zaman-nerede-
hatırla-bakalım" oyunları.
Üniversitedeydi.
Lütfen, başka bir şeyden
bahsedebilir miyiz?
Biliyor musun?
Bir endişem vardı.
Kahretsin.
Deme be.
Evet. Dün gece,
senin hatrına...
..."Yirminci Yüzyıl Amerika
Tarihi"ni okuyordum.
Kiminki,
Manchester'ınki mi?
Hayır. Büyük kalın yazılı...
Schlessinger...
Halberston.
Hatırlayamayacağım.
Aslında, senin mesleğinde
yazarların isimleri...
...pek de fark etmiyor,
değil mi?
İngilizce bölümünde
çalışıyorum.
Roman edebiyatı ile
ilgileniyoruz.
İrili ufaklı birçok
ismi söyleyebilirim.
Senin endişen mi?
Evet. Doğru.
1960'ların cinsel devrimleri,
özgür seks, eş değiştirme,
yemek-sonrası-oyunlar,
gibi şeyler okuyordum.
Kocalar anahtarlıklarını
masanın üzerine atıyorlar,
hepsini karıştırıyorlar,
sonra kadınlar gözleri
kapalı anahtar seçiyorlardı.
Kafadarlar birbirlerinin
karılarını beceriyorlardı,
vesaire, vesaire.
Ebeveynlerimizin doğdukları
zamanı bir düşün.
Şimdi de, doğduğumuz
zamanı bir düşün.
Anahtar zinasının bir
ürünü olabilirdik.
Anlıyor musun? Babalarımızın
evlatları olmayabiliriz.
Bana çok ümit
veriyor zaten.
İki "7&7" daha.
Yüce İsa, bir tur daha mı?
Teşekkür ederim.
Bunu daha bitirmemiştim.
Teşekkür ederim.
Tropico'daki
ilk ayına.
Hep sulu kalasın...
Biz hariç kimse
umurumda değil.
Sana bir fıkra anlatayım.
Ormanda bir fil varmış,
ve ayağına bir
diken saplanmış.
Bir fare oralarda dolaşıyormuş.
Fil fareyi durdurmuş...
ve demiş ki, "Hey, bu dikeni
ayağımdan çıkartırsan,
ne istersen yaparım."
Selam. Nasıl gitti?
Nick, ben... ben...
bana bir iyilik yapar mısın?
Bryce?
Buraya gelebilir misin?
Evet, benim.
Geç olduğunu biliyorum,
ama sana ihtiyacım var...
Evet. Hayır.
Ben, şey...
Şey, ben... benim.
Burada bir sorunum var.
Çok...
Çok ciddi bir...
Tamam. Bekleyebilir mi?
Çünkü, tam da...
BEKLEYEMEZ.
Konuşacak bir dost lazım bana.
Bak, başım büyük belada!
Tamam.
LÜTFEN.
Lütfen, Nick.
Tamam.
Sağol ahbap, hoşçakal.
Gülegüle.
Nasıl çıkmış bu?
Orman yangını mevsimi.
En ufak şey bile
bunları tutuşturur.
Buradan sola döneceksiniz,
yavaşça sağa yukarıya ilerleyeceksiniz,
tamam mı?
Selametle.
Teşekkürler.
Kahretsin.
Günaydın.
Selam.
Yüce İsa, tam da düşündüğüm
gibi görünüyorsun.
Ben de öyle
düşünüyorum.
Bir bira ister misin?
Elimde sadece
yerel bir pislik var.
Bana uyar.
Teşekkürler.
Evsahiplerin...
mükemmel bir evleri var.
Eee, neden burada olduğumu
söyleyecek misin?
Bu gece bir
ilişki yaşadım.
Ne güzel işte.
Hayır.
Seni gecenin 2'sinde övünmek
için getirmedim, tamam mı?
Sana anlattığım takdirde,
bunu kimseye anlatmamaya
dikkat etmelisin,
ki, sadece ikimizin arasında
kalsın. Tamam mı Nick? Tamam mı?
Barda tanıştığımız kız...
- Katie mi?
- Hayır. Kathy.
Ah dostum. N'oldu?
Sen ayrıldın. O ve ben...
bir müddet sohbet ettik.
Bana içki ısmarladı.
Sonra, çıkmak isteyip
istemediğimi sordu bana,
ve buraya geldik.
Derken sevişmeye başladık.
Kız başlattı.
Eliyle, bana bu tuhaf şeyi yaptı.
Çenemi sıkıştırır
gibi öpüyordu beni.
Bryce, genel hatlarıyla.
Genel hatlarıyla.
Afedersin. Afedersin.
Göz açıp kapayana
kadar çıplaktık.
Ve sonra ben, şey...
Şey yaptık.
Eee?
Sonrasında, kız
banyoya gitti.
Bir kaç dakika sonra,
çıktı,
C Vitamini olup
olmadığını sordu bana.
- Ne?
- Evet.
Ben de yukarı çıktım,
bir kaç tane buldum,
ve aşağıya döndüm.
Taksi çağırmıştı,
evine gideceğini söyledi,
eve vardığında,
polisi arayacağını...
...ve hakkımda tecavüz suçlamasında
bulunacağını söyledi.
Ona tecavüz ettiğimi
söylüyor Nick.
Bryce, bunun aslı
astarı var mı?
Hayır. Üniversiteden
beridir seni görmedim...
...ve bir anda bu pisliği başına
sardığım için özür dilerim.
Kızın söylediklerinin
aslı astarı var mı?
Hiç...
Hiç sanmıyorum.
SANMIYOR musun, yoksa
BİLMİYOR musun?
Hayli sarhoştum,
ve olayı durdurmaya
çalıştı mı...
hatırlamıyorum bile.
Ama kız seni durdurmaya
çalıştığını söylüyor.
Bu konuda muğlak mısın,
yoksa bir şeyler...
Hayır. Biraz karışık.
Olay esnasında
gelip gidiyordum.
Hatırlamıyorum!
Şu an pek sarhoş
görünmüyorsun.
İnsanı tecavüzle suçlayan
bir piliç...
...aynen böyle aklını
başına getirir.
Yüce İsa.
Bilmiyorum.
Belki...
Belki de, sonuna
kadar gitmez.
Aksi takdirde, sana ne
diyeceğimi bilemiyorum, Bryce.
Kılını kıpırdatma İsa aşkına.
Ne yaparsan yap, kimseye
bundan bahsetme...
...ne şimdi,
ne de sonra.
Ne oldu?
Lanet olsun.
Nick, gerçekten
mahvoldum ben.
Bryce?
Nick, onunla
konuşabilir misin?
Ona kazara olduğunu
söylesen yeter.
Kahretsin! Bu pisliği senin üzerine
bulaştırmaktan nefret ediyorum.
Hey. Hey. Şişt.
Sakin ol, tamam mı?
Hey. Kız gitti.
Yapabileceğimiz
bir şey yok, tamam mı?
Hayır.
Haydi ama, Bryce.
Hayır! Kız gitmedi!
Aşağıda!
Tanrım. Kız aşağıda.
Bu iş olduğundan da
kötü görünecek.
Kız söyleyeceğini
söyledikten sonra,
yapacaklarından
sonra, ben...
Nick, kıza vurmadım.
Tek yaptığım, kızı
yakalayıp sürüklemekti...
sonra, merdivenlerden
inerken, kız düştü...
Işıklar nerede?
Duvarda.
Sen ne yapıyorsun be?
Ben, şey, bunu dikkatlice
düşünmem lazım.
Düşündüğünü bırak da,
ne yapıyorsun sen be?
Kız ne kadar zamandır
burada?
Zaman kavramım
allak bullak olduğu için,
pek de emin değilim.
Tahmin et.
Onu aşağıya sürükledim,
onunla konuşmaya çalıştım,
sonra seni aradım.
Muhtemelen yarım saat?
Ondan sonra kıza
dokunmadın mı?
Hayır, Nick, yemin ederim
kıza dokunmadım.
Nick...
Hayır! Bir... bir
dakka dursana. Şey...
Ama, Nick...
Kahretsin!
Nick, haydi ama.
Benim evim değil burası.
Kahretsin, Bryce.
Üzgünüm Nick.
Polisleri çağıracağını söylediğinde,
neler olup bitiyor
öğrenmesini engellemeye çalıştım,
ve kapıya ulaşmaya
çalışınca da,
kendimi kaybediverdim.
Nick, Tanrı'ya and olsun ki,
ondan sonra hiç
dokunmadım kıza.
Tamam. Tamam.
Bunları nereden buldun?
Yukarıdan. Yatak
odasında buldum.
Anahtarı var mı?
Anahtar mı? Neden ki?
Çıkartacağım.
Ya sonra?
Sonra, onu evine bırakacağım.
Önce şunu bir
konuşabilir miyiz?
Bryce, anahtarı ver bana!
Rezalet göründüğünü
ve mahvolduğumu biliyorum.
Kız söylemeden önce,
ne yaptığımı hiç bilmiyordum,
önce bu konuda
konuşmak istiyorum.
Konuşacak ne var ki?
Kızı bırakıverirsek,
başıma ne bela gelecek?
Kızı bırakmazsan şayet,
başına ne bela gelecek?
Bu piliç hayatımı rezil edecek.
Her şeyi mahvedecek.
Bryce, anahtarı ver bana.
Hayır.
Şişt. Her şey yolunda.
Canın yandıysa özür dilerim.
Adın Kathy, değil mi?
İyi misin?
Pekala bak şimdi.
Burada olanlar çok çılgınca.
Bu durum hiç de güzel
bir şey değil. Biliyorum.
Bir dakika içinde, seni
buradan çıkartacağım.
Seni eve bırakacağım.
Ama öncelikle, iyi olup
olmadığını bilmem lazım.
Demek istiyorum ki,
yaran falan var mı?
Tamam, tamam. Şimdi.
Derin bir nefes al, tamam mı?
Nefesini tut, tamam mı?
Güzel. Evet.
Nefes ver. Bırak haydi.
Tamam. Her şey
yolunda. Tamam.
Aferin sana.
Mükemmel yapıyorsun.
Tamam dinle şimdi.
Yaralı mısın?
Bir yerin incindi mi?
Dudağım.
Tamam, görebiliyorum,
öyle ciddi bir şey değil.
Sadece ufak bir yara.
Asıl bilmek istediğin,
diğer yerlerin ne alemde?
İçinde bir
yer acıyor mu?
Hayır mı?
Tamam. Güzel.
Arkadaşın beni incitmedi.
İncitmedi mi?
Önceki yaptıkları
umurumda değil.
Kimseye anlatmayacağım.
Tek istediğim
buradan çıkıp gitmek.
Evime gitmek istiyorum.
Evime gitmek istiyorum.
Din... dinle...
Evime gitmek istiyorum.
Evime gitmek istiyorum,
ve sonra her şey
yoluna girecek.
Gideceksin. Sana
söz veriyorum.
Söz veriyorum.
Gideceğine söz veriyorum.
Sadece bekle.
Hey Profesör...
Haydi.
Bir dakkada döneriz.
Her şey yoluna
girecek, tamam mı?
Ona inanmıyorsun, değil mi?
Evine vardığı an,
polisi arayacaktır.
Arayabilir.
Asıl konu şu,
onu bırakmalısın.
Ama bir şey daha var.
Ne? Ne? Ne?
Baksana şuna.
Tamam mı?
Şimdi de buna.
Kız 16'sında.
Demek istiyorum ki, 21 yaşındaki
kız sahte kimlik taşıyor.
Kızın 16'sında olduğunu mu
söylüyorsun?
Aşağıdaki kız 16 yaşında!
16!
Yani, kız "hayır" dese de,
hiç önemli değil.
"Evet" dese,
noter onaylasa da,
hiç önemli değil,
kız reşit değil!
Reşit olmayan kızla ilişki suçu bu!
Suç duyurunda bulunursa,
hapse gireceğim!
O zaman, ikinci bir
randevu imkansız oluyor, ha?
Anlıyor musun?
Şimdi anlıyor musun?
Başımın ne kadar belada
olduğunu anlıyor musun?
Bryce, reşit olmayanla
ilişki davalarının açılması...
...çok, ama çok zordur.
Hayır. Kız 16'sında.
Ve ben onunla ilişkiye girdim.
Booom. Mahkumiyet.
Biliyor musun?
Konu sadece hapis değil.
İşim, meslek hayatım,
olanca eğitimim
heba olup gitti!
Reşit olmayan mağdureye tecavüz
mahkumiyetini veya hatta suçlamasını...
İmtiyaz Komitesi'ne açıklarken
bir düşünebiliyor musun?
Düşünebiliyor musun?
Bryce, otursana.
Adamların halısında
iz bırakacaksın.
Sadece yatmak
istemiştim.
Oysa, şimdi mahvoluyorum!
Nick, kızı bırakmanı
istiyorum.
Ben de kızı şu lanet yerden
göndermeye hevesliyim,
ama bunu ancak ve ancak,
olayı kimseye anlatmamaya
söz verirse, yapabilirim,
ve nasıl söz verebilir
anlayamıyorum.
Ondan söz almayacak mısın?
Kendisini dürüstlük abidesi
olarak gösterdi.
Ona rüşvet öneremem.
Teklif edeceğim hiç bir şey yok.
Ve...
Geç bunları, düşünmesi
bile beni bitiriyor.
Onu... onu tehdit edebileceğimi
hiç sanmıyorum.
Ben edebilirim.
Ne?
Orada iyi polis rolü
oynamıştım zaten,
belki de, aşağıda gidip,
olayı tersine çevirebilirim.
Ödünü b.kuna karıştırabilirim.
Mahvolduk.
Biliyordum zaten.
4 A Y Ö N C E
Tropico Yeniden Kazanım
Şirketi'ne hoş geldiniz.
Cam 4. bölüme...
Nick!
Üzgünüm dostum. Babanın
cenazesini unutmuşum.
Her zamanki gibi, Barry.
GERÇEKTEN üzgünüm.
Ah kahretsin!
Senin mi?
Hayır. Komşumun.
Evde mi?
"Geldiğinde ölmüştü"
desem mahsuru var mı?
Evet.
Doğal ölüm
olarak kaydedeceğim.
Afedersiniz.
Ücret 30 dolar.
Üzgünüm.
En azından bu kadarını
yapabilirim.
Buyrun.
Teşekkürler.
Bu da 10 üstü.
Ucuza günah çıkarma.
Üzgünüm. Gerçekten
geç kalıyorum.
Tamam. Gidebilirsiniz.
Tasmasından bilgiyi alırım.
Teşekkür ederim.
Kahretsin!
Kahretsin.
Tüm dünyanın sana kumpas
kurduğunu düşündün mü hiç?
Bu arada, adım Nick.
Benim ki de Myrtle.
Myrtle.
Öyle mi?
Hayır.
Tanrı'ya şükür.
Adım Lissa.
Sadece beklentilerini
azaltmaya çalışıyordum.
Çift "s"li mi?
Hı hıı. Melissa'nın kısaltılmışı.
Konuşmayı öğrenirken,
"Me-Lissa" diye söylüyordum,
(Ç.N.: 'ya gönderme yapıyor)
aynı "Ben Tarzan" der gibi,
hikaye böyle gidiyor.
Bıraktığın için sağol.
Tanrı yüzünü ona teveccüh buyursun
ve ona huzur versin. Amin.
Üniversiteden sonra, buraya
hiç geri dönmeyecektim,
ama babam hastalandı,
ve ben de ona bakmak
için geri döndüm.
Öyle mi?
Neyse, senin mazeretin ne?
Aktris olmak için,
ikinci sınıftan sonra...
...denklik sınavına girdim.
Aktris?
Ne biçim "aktris"?
Eğer dürüstsen,
pek emin olamazsın.
Zaten asla emin olamazsın.
Ve önüne geçtiğim
ilk kamera,
o muhteşem makina,
tam da yüzüme doğruyken...
...bir anda...
donakaldım.
Klostrofobik sanırım.
Eve ve okula dönüş,
derken para kazanmak
için yerel veterinerlik.
Burada ne kadar yaşadın?
Hayatım boyunca.
Ben de.
Lafayette High'da.
Ben de.
Eee, hangi okula
döndün, S.U.T. mi?
Hı hıı.
Uzun program,
sanat dersleri.
Babam orada öğretmenlik yaptı.
Tarih bölümünde görevliydi.
Öyle mi?
Bu onu kül kavanozuna
koymalarından önceydi.
Al bakalım tatlım.
Teşekkür ederim.
Bunlarla işiniz
bitti mi?
Hı hıı. Teşekkürler.
Benzer bir akıbetten
sakınmak maksadıyla,
gelecek hafta, babamın eşyalarını
yok pahasına talan edecek,
gidip mirasımı toplayacak,
ve bütün bunlar
tamamlandıktan sonra da,
sessiz sedasız Tropico'dan
ayrılacağım.
Bu kadar kolay mı?
Hayır.
Şey...
seninle tanışmak zevkti.
Şimdiye kadar tanışmadığımıza
üzgünüm.
Öğle yemeği için teşekkürler.
Akşam yemeği için teşekkürler.
Cenaze yemeği için
teşekkürler.
# I try so hard to remember #
Hoşçakal.
Güle güle.
# What it is that I forgot #
# But I can't
but I can't believe #
# Will you now #
# I've tried
I've tried, I've tried #
# Cried and kissed them bye #
# Something that we both know #
# Boy, you're on my mind #
# I don't know
how I'm going to #
# Show you what I feel for you #
# But all I know
all I know is I #
# I want to be with you #
# All I know
All I know is I #
# All I know
All I know is I #
# I got to be with you #
Rivayete göre, çok
iyi bir öğretmenmiş.
Sanırım ondan hoşlanırdın.
Aynen böyle biriydi.
Hımm... hımm...
Çok çekici.
Öyle mi?
Öyle mi?
Hımm.
Afedersiniz. Afedersiniz.
Ah selam Nick.
Nasılsın?
Seni görmek ne güzel.
Nick.
Selam.
İçeri gel.
Otursana.
Babana gerçekten
çok üzüldüm.
Hı hıı. Onu özleyeceğim.
Onun gözde kalemini getirdim.
Haberlerim var.
St. Vincent's Memorial hastanesi,
babana bir otopsi yaptı...
...ve karaciğerinin iflasın
eşinde olduğu tespit edildi...
...babanın alenen
farkında olduğu...
...hayat sigortası
başvurusunda açıklamadığı,
kasti olarak yanlış tanımladığı...
ve mukavelesini geçersiz
kılan bir durum bu.
Bu da demektir ki,
yani...
yani ben...
Sigortadan para almayacaksın.
Neticesinde, evin satılışı
tamamlanana kadar...
...I.R.S.'e yeni bir ödeme planı
hakkında bilgi vermek zorundaydım.
(Ç.N.: I.R.S.= Vergi Dairesi)
Bekle, bekle, bekle.
I.R.S. mi?
Baban vergi
borcundan bahsetmedi mi...
Hayır.
Yükümlülük.
Babanın 200,000$
vergi borcu var.
Ve neticesinde,
bu gayrimenkuller ipotek altındalar,
ve hükümet hepsine
el koydu.
Malvarlığı bundan fazla olmalı,
değil mi?
Ev masrafları,
senin üniversite taksidin,
ve benim ücretlerimden sonra...
Geriye ne kaldı?
Bu bankanın tapusuna
el koyduğu evin...
satılışına göre değişir.
Elime ne geçer?
Müzakere edilen
fiyattan satılırsa,
...vergilerden sonra...
Ah.
Hiç bir şey.
Eee...
avukatınla her şey
yolunda gitti mi?
Hı? Parayı alacak mısın?
Evet. Güzeldi.
Ah, buna üzüldüm.
Eee, işten ayrılacak mısın?
Hayır. Biraz daha buralarda
takılırım diye düşünmüştüm.
Her neyse, gidersem,
işimi kim yapacak?
Bilmiyorum.
Hımm.
Görüşürüz.
Böylesine eski bir
eve bakıyorken...
...biraz hayal gücü
kullanmanız gerekir aslında.
Gerçekten mükemmel bir fırsat...
...sizin gibi ilk kez ev alanlar
için, kesinlikle üst düzeyde.
Güzel bir pazarlık.
Selam.
Selam.
İçeri gelsene.
"AMERİKAN İMPARATORLUĞU
PARÇALANDI."
Babanın mı?
"Tarih Mastır Tezi...
Hıım.
...yazan
Nick Thornberry."
İhtirası sana miras kalmış.
Ama hepsi bu kadar.
Tropico, elbirliği
yapma zamanı geldi...
Konserve kutularınız,
şişeleriniz,
yeniden değerlendirilebilir
diğer malzemeleriniz.
Selam.
Ben Mitch Bennett,
Tropico Yeniden Kazanım Şirketi'nin,
sahibi ve yöneticisiyim,
sizleri buraya gelmeye ve
elbirliği yapmaya davet ediyorum.
Tropico ve yeniden kazanım...
Birlikte, hiç durmadan.
Bir kez daha, lütfen,
inançla.
Ve MOTOR!
Tropico ve yeniden kazanım...
Birlikte, hiç durmadan.
Güzel. KES.
Pekala, pekala.
Şimdi de, şey...
Oscar kazanmanızı
istiyorum,
şu kreyni oraya götürün...
Herşeyi asgari
ücretle yapıyoruz.
Eee, bana yardım
edebilecek misin?
Üzgünüm ahbap.
Hele bir reklamlar başlasın,
o zaman konuşuruz.
Tam şu an, sana
yardım edemem.
Senden ödünç
para istemiyorum.
Yaptığım işlerin karşılığı
borçlandığın para bu.
Dinle beni,
şu an imkan ve
mümkünatı yok.
Şu an darda olduğunu
biliyorum,
ama, herkes darda.
Pekala. Unut gitsin.
Reuben, sanırım sana
gülmemeni söylemiştim.
Ne yapıyorsun ha?
Neyin var senin?
Arkadaşımdır.
Bırak da ben konuşayım.
Ben sana söylüyorum,
onu ne kadar zamandır...
tanıdığın umurumda değil.
Nick.
Evet?
Biliyor musun...
Ahbap, eğer benim
adımı söylersen,
kesinlikle söylüyorum,
bu işte yoksun.
Hangi işte?
Şişt.
Haydi.
Kahretsin.
Söyle haydi ona.
Nick, bu akşam
bir işin var mı?
Haydi. Haydi!
Tropico Yeniden Kazanım
Şirketi'ne hoş geldiniz.
Camlar 4. bölüme,
plastikler 12. bölüme.
Çalışmalarınız için teşekkürler.
Tamam. Konu şu,
buradaki arkadaşım,
şehirde hayli büyük biri için çalışıyor.
Neden ismini bilmemi
istemiyorsun?
Eğer enselenirsen,
beni nasıl teşhis edeceksin?
Kıvırcık saçlı, zenci bir
herifti, diye mi?
Bu adam, Nick,
şu an, ciddi bir
polis soruşturması altında.
Her an enseleneceğini düşünüyor.
Aynasızlar ona suçüstü
yapmak için...
...arama emri
çıkartmasınlar diye,
her gece bir evden
başka bir eve "zula"sını taşıyor.
Bu gece "zula"sı
Jimmy'nin evinde.
Malum, beyinlere
göl suyu lazım dostum.
Ah! Afedersin.
Evde bir kanepem var,
o bile senden daha akıllı.
İnsanların ismini
söylemekten hoşlanıyorum.
Şimdi, kapa çene...
Bak dostum,
bu çok kolay bir iş.
Ben tek başıma
nöbet tutarken...
...Barry zorla
oraya girecek, tamam mı?
Eşyaları toplayıp,
sonra sorun olmaması için...
...bana vurup,
bayıltacak.
Şu serseriyi almaya
niyetli misin?
40,000$'ın yarısı için mi?
Evet.
Bir şoföre ihtiyaç
duymamızı saymazsan,
iki kişilik bir iş
bu Nick, tamam mı?
Jimmy'nin ilk tercihi
bu sabah felaket ishal olmuş.
Ben de seni tavsiye ettim.
Şimdi, gördüğüm kadarıyla,
elimize geçenin dörtte birini
sana vereceğiz gibi.
Demek istiyorum ki,
işin çok kolay...
Gerçekten bundan başka
her şeyden çok emniyetli.
Haydi Nick...
hatrım için.
Bu bir gecelik
bir iş dostum.
Yani, başının belaya
girmesinin tek yolu...
...sadece ve sadece arabaya
benzin almayı unutman.
Kahretsin.
Barry'nin bu gece beyzbola
iki bileti varmış,
ve beni de davet etti.
Gidecek misin?
Evet, öyle sanırım.
Uğrarım yine de.
11:00 civarı döneceğim.
Tamam.
Bunları yemek
zorunda mısın?
Sinirli bir alışkanlık.
Oyun zamanı.
Yüce İsa, çok kolaydı.
Bu kadar mı?
Aldınız mı?
İşte burada. Biraz
sürmek ister misin?
Jimmy alem yapacak yarın.
Ah.
Öyle çok zeki değilsin,
değil mi Barry?
Yok.
Selam.
Selam.
Sana bir şey getirdim.
Öyle mi?
Hı hıı.
Ne?
Böylelikle, artık insanlar
müzik koleksiyonuna gülmeyi kesecekler.
"ARAMIZDAKİ MESAFE" mi?
Bu da ne?
Bu günlerde gençlerin
dinlediği bir şey.
Muhteşem, teşekkürler.
Oyun nasıldı?
Güzeldi.
Sonucun kaç-kaç olduğunu
öğrenmek istiyor musun?
Bir spor kanalının
programını dinledim...
...gerçekçi bir yalan
söyleyebilirim.
Nerede olduğunu bana
söylemek zorunda değilsin.
Eğer istersen
söylerim.
Tekrar taşınmayı
düşünüyorum.
Nereye?
Peru. Malta.
Portland, Oregon.
Bilmiyorum.
Portland'ın güzel
olduğunu duyuyorum.
Gelmek ister misin?
Lütfen?
Eee, ne zaman yola
çıkmayı planlıyordun?
Birkaç hafta içinde.
Başyapıtını tamamlar tamamlamaz.
Bu bir "hayır" mı?
Bu bir "evet",
seni pislik herif.
Eee?
Hey, Barry. Ben Nick...
...burada olman gerekenden
30 dakika sonra...
...mali işlerimizin
gelecekteki durumunun...
...işimizdeki olanca gayretlerimize
bahane olmayacağını hatırlatıyorum sana.
Umarım yola çıkmışsındır.
Yardımcı olabilir miyim?
Bin arabaya.
Pekala.
Tropico Yeniden
Kazanım Şirketi.
Camlar 4. bölmeye,
plastikler 12. bölmeye.
Çalışmalarınız için teşekkürler.
Çok doğru.
Güzel ve kolay.
Küçük bir tur atacağız.
Nasıl gidiyor?
Tanışmadık.
Ben kimim biliyon mu?
Bir kaç tahminim var.
Geçen gece 40,000$'ını
çaldığın adamım ben.
Şüphende haklısın.
Daha yaşlı biri olduğunu sanmıştım.
Mesleğim uzun süreli
bir kariyer gerektirmiyor.
Genç insan işi.
Nasıl öğrendiğim
önemli değil.
Öğrendim işte.
Ne kadar üzgün olduğun
hiç önemli değil,
daha da üzüleceksin.
Nasıl telafi etmeyi
planladığın da önemli değil,
çünkü, bu plan demode oldu.
Freddie, çıkar şu
pisliği kafandan.
Neden?
Çıkar şu pisliği kafandan
ve ona ver.
Gözlerini kapat.
Niçin?
Çünkü, seni tanımıyorum,
senin tanıdıklarını da
tanımıyorum.
Daha önce, Adam Smith'in,
"ULUSLARIN SERVETLERİNİN...
DOĞASI VE NEDENLERİ
HAKKINDA BİR ARAŞTIRMASI"nı...
...okumuş muydun hiç?
I-ıh.
Bu kitapta, adam piyasanın...
iki basit kanununu
anlatır.
Birinci kanun: Şahsi menfaat.
Akşam yemeğimizden beklediğimiz,
kasabın, biracının,
lanet fırıncının
cömertliği değildir,
sadece "Şahsi menfaat"tir..
Vatandaşlık görevi olarak
algıladığım için esrar satmıyorum.
Tek bir nedenim var...
Şahsi menfaat.
İkinci kanun: Rekabet.
Bir kişinin şahsi menfaati,
merhametsizlikten sadece rekabetin
kontrolü altında kurtulur.
C-Note'a pop müzik konser fiyatı istemem,
(C-Note : Texas'lı bir RAP grubu)
çünkü, başka biri mutlaka
benden daha düşük fiyat verecektir.
Hayır. Beni engeller diye,
fazla fiyat istemeyecek miyim?
Rekabet.
Neticede, bir
kişinin şahsi menfaat...
...güdüleri...
...toplumsal uyumu sağlamak için...
...rekabet ile...
...şekil değiştirir.
Seni pislik herif,
piyasa kanunları ile...
başın belada ona göre.
Rekabetle başın belada.
Bazı uyuşturucu
satıcısı pisliklerin,
şahsi menfaatlerini
alt-üst ettin.
Uyumun içine ettin.
S.çtığın pisliği
temizlemelisin!
İşte kısaca
EKONOMİ bu.
Lanet olsun.
Haydi. Haydi.
Haydi.
Jimmy, son bir kaç içinde,
ekonomi hakkında...
...birçok şey öğrendi.
Keynesian Kuramı, piyasa temayülleri,
(Keynez Kuramı= Bir ekonomi felsefesi)
bu tür şeyler.
Ona "hükümetin sanayi ve
ticarete müdahale etmemesi" ile,
ki şu an benim yaptığım da bu,
"aracılık" ki yapmak üzere olduğum
şey, arasındaki farkı öğrettim ona.
Senin diğer ortağını da
görmeye çalıştık... Barry miydi?
Evde değildi.
Kıyafetlerinin çoğu da yoktu.
Kısa zamanda geri
dönmeyeceği sonucunu çıkarttık,
ve seni görmeye geldik.
Ne istiyorsun?
Maddi tazminat mı?
Ne istiyorsun?
Şerefsiz büyük
laf etmeyi seviyor.
Yine de iyi dayandın.
Hele önce bir
gösteriyi izlemek lazım.
Hatırlasana Jimmy.
Hey, hey, hey, hey.
Kes şunu. Pekala,
Fredie. Kola.
Sinüs kanalını
biraz karbonatlamak...
seni süper yapacaktır.
Serinleten içecek.
Şimdi, işimize bakalım.
Zulan bende değil.
Öyleyse tazminat istiyorum...
40,000$.
Bende bu para da yok.
Ah, sanırım var.
Sadece naz yapıyorsun.
Hissen neydi?
Dörtte bir.
10,000.
Sen bana 15 ver,
mevzuyu kapatalım.
Pazar gününe kadar
halletmezsen,
lezzet testine
geçersin.
Eğer kaçarsan...
işte dünyan buna benzer.
Hey, Nick, benim Bryce.
Bil bakalım Tropico'ya
kim geliyor...
Nick, benim Barry. Dinle,
Jimmy telefonunu açmıyor.
Sanırım, işler
sarpa sardı.
Onunla görüşene kadar
bir müddet arazi olacağım.
Polisi ara,
seni kahpenin evladı.
Jimmy ile işler
sarpa mı sardı?
Evet. Barry'nin bir arkadaşı,
müdür yardımcısı muhtemelen.
Yarın işe gitmesi gerekiyordu,
ve herif tam bir pislik.
Nick.
Seni hayal kırıklığına
uğratıyorum.
1000 bende var.
Hayır, hayır. Başımdaki belalarla
kendini sıkıntıya sokma.
Hey.
Konu sadece para.
Üstelik, başındaki belalar için
müsamahamı fazlasıyla arttırdım.
Sanırım, kendimi biraz
sıkıntıya sokabilirim.
Pekala. 1400.
Arabanı satabiliriz.
İlaveten 3000,
hatta belki 4000.
Hala 10 bin eksik.
Benim yegane sorum şu,
neden onlara ödüyoruz ki?
Sadece burada yaşayabilme
hakkımızı satın alıyoruz,
ve nasıl olsa gideceğiz.
Sanırım, kaçmaya çalışırsam
ve beni bulurlarsa,
canımı yakacaklardır.
Öyleyse kaçma.
Parayı ödeyelim onlara.
Tamam.
İlave 10,000$ için
5 gün var.
Para istemede ne kadar
başarılı olduğumu bilirsin.
Hayır. Hayır, Nick.
Sana söyledim.
Bir ay içinde,
bunu görüşürüz.
Hayır. Bu kadar
bekleyemez.
Bu gün bana bir avans lazım,
yoksa biterim.
Barry'nin nöbetini almanı
takdirle karşılıyorum,
ve bunun için de sana çifte
yevmiye ödeyeceğim,
ama bu benim para akışımı
değiştirmez.
Ya ağzından çıkacak müteakip
kelimeler "Evet Nick" olur,
ya da, bu akşam
kapanırsın.
Bana şantaj yapmaya
çalışma Nick.
Kahretsin!
Aah!
Lanet.
Nick, yine benim, Bryce.
Kasabaya yeni geldim.
Senin için bir telefon
numaram var : 555-0173.
Ha bir de, merak
ediyorum da,
kasabada iyi
bir tamirci var mı?
Arabamın vitesi
havlu attı da.
Beni bir ara, bebek.
Bryce!
# There's a new boy
in the neighborhood #
# I'd like to meet him
if I could #
# He's got the look
that I dream about #
# Makes the other girls
scream and shout #
Selam.
Selam.
Tropico'ya hoşgeldin.
"Eğil ve Örtün."
(Ç.N.: Nükleer saldırıda korunmak için, hemen
eğilip bir örtünün altına girme eylemi)
Nick. buraya gel dostum.
Buraya gel.
Tanrım, seni görmek
be güzel.
Hala Charger'ın var.
(Araba Markası)
Bu fevkalade.
Bu fevkalade.
Bu günlerde araba kullanan
beyaz insan pek görülmüyor ama,
dostum, aferin sana.
Haydi.
Gidelim buradan.
Gidelim Jim,
seninle konuşacağız.
Vay be.
İçeriyi görene
kadar bekle.
Tetkik derslerimiz
başlıyor...
Amerikan edebiyatı,
İngiliz edebiyatı,
lisede öğretilmesi
gereken her şey.
Hawthorne, James,
Fitzgerald.
"Ve tekneler akıntıya karşı,
durmaksızın geri kayarken...
biz de geçmişle
savaşıyorduk."
F. Scott,
"BÜYÜK GATSBY."
Yazdığı bir kitap.
Aslında öğrettiğimiz bir şeyi
pek okumayız.
Bakanlık bize sömestrenin
başında ders kitaplarını verir.
Ve biz de orada ne
yazıyorsa onu söyleriz.
Çok münasip.
Kapıyı kapatabilir misin?
Teşekkürler.
Çok fazla çocuksu.
Evine baktığım adam,
bir çocuk gibi.
Buraya inanabiliyor musun?
Bay Beaumont sözünde duran,
buranın yerlisi bir kişi.
Tropico'ya kuş bakışı bakan bu evi,
herkese hatırlatmak için inşa ettirmiş.
Görsel.
İçecek.
Yüce İsa.
Burada da mucizevi
koridorumuz var.
Adam halıları seviyor.
Uzun süreli zevk oturuşları için
klozetin üzerinde bile.
Ve şu kapris dolabına
bir baksana.
Hah.
Muhteşem, değil mi?
Ah, bana neyi hatırlatıyor...
Baban nasıl?
Hala onunla kalıyorsun,
değil mi?
Hayır. Vefat etti.
Yüce İsa.
Ben çok... üzgünüm.
Sorun değil.
Bir kaç ay oldu.
Acayip.
Hey, sana bir şey
göstereceğim.
Vicksburg Savaşı'nda, firari
bir Kuzey Ordusu askerinin...
idam cezası erteleme emri...
Bay Beaumont'un büyük-
büyük-şeyi-veya-neyse artık...
ama şu imzaya bir baksana.
Dürüst Abe. İnsanları azat etmekten
hiç bıkıp usanmamış mı?
(Abe: Abraham Lincoln)
Muhtemelen tehir
son dakikada emredildi,
ve bu da civardaki
tek kağıttı.
Her neyse, tarihle hobi olarak
ilgilendiğini hatırlıyorum, ve...
sana bir gösteri
yapmayı düşünmüştüm.
Burada yaşamak için
bir şey ödüyor musun?
3 şartla
kira parası yok:
Çiçekleri sula,
her yeri temiz tut,
ve kimseyi davet etme.
Sana bir istisna
yapıyorum.
Bryce McCarthy,
seni risk-sever.
Başlangıç profesörlük
maaşı tam bir rezalet.
Böyle bir yer olduğu
için gerçekten şanslıyım.
Ailenin parası var,
değil mi?
Kendi bol paraları.
Son bir kaç yılda,
çocukları üzerinde...
...haşin-sevgi mali
felsefesini ortaya çıkarttılar...
...bir tür, "sevecen olmadan
sevecenliği ihmal etme" gibi bir şey işte.
Ne yani, mahrum mu bıraktılar?
Ev-vet.
Bu sert yaşam
beni öldürüyor.
Lincoln, Lincoln, Lincoln.
İmza yaklaşık
75,000$'a gider.
Bunlardan biri hiç
aşina geliyor mu? İşte.
Şey...
Evet. İşte buradaki,
sadece şu ikisinin
yerleri farklı.
- Şu mu?
- Evet.
Bu çok nadir bir parça.
Deneme baskısı.
Mevcut bir kaç tane var,
ve değeri de, şey...
200,000$. Hım!
Ve ikisi birlikte
değeri de...
300,000$'lık bir
infaz tehiri bu.
Maalesef, bunu çalmanın
sana bir faydası olmaz.
Ha! Ne küstahça
bir konuşma.
Evet. Hem soru soruyorsun,
ve hem de sana ait değil.
Neden çalmanın bana
faydası olmaz ki?
Böyle parçaların çoğu,
kayıtlıdırlar.
Bu yüzden,
"gayrimenkul”dürler.
Şimdi, şey... eğer bu parça
kayıt altına alınmamış olsa da,
sen çalacaksın,
sahibi çalındığını bildirecek,
ve yine gayrimenkul olacak.
Peki ya çalındığı
bildirilmez ise?
Neden bildirilmesin ki?
Bilmiyorum.
Ya bildirilmezse?
İki ay beklemek
zorunda kalırsın.
60 gün sonra,
hırsızlık bildirilmezse,
parçayı satabilirsin.
Pek tabii ki, mal
sahibinin seni takip edeceği...
...izi bulandırmak
isteyeceksindir,
eğer doğru "çalıntı mal satan yer"
bulursan, bu hiç de zor olmayacaktır.
Ve...
Bu yer ne kadar alacaktır?
Yüzde on mu?
Yirmi.
Ha ha ha!
Bunun kayıtlı olup olmadığına
bakmamı istiyor musun?
Hı hıı.
Hı hıı.
Bütün ihtimalleri düşün.
Parça kayıtlı değil, ki bu da
makul bir oyun olacak demektir.
Charlie, kaydına
bakan adam bana,
"infaz erteleme"yi
almasını müteakip...
...15 bin avans
vereceğini söyledi.
Sattıktan sonra da,
geri kalanını gönderecek.
Ona güveniyor musun?
Evet.
Tamam. Asıl hüner ise; parçayı,
mükellef bir alarm sistemi ve...
...herhangi birini davet etmeye
izni olmayan sakini olan evden,
en az iki ay boyunca polise
bildirilmemesini sağlayarak çalmak mı?
Üstelik yakalanmadan.
Bryce'ı ne kadar
iyi tanıyorsun?
Eğer ondan bu konuda yardım
isteyebileceğimizi mi soruyorsan,
hayır, hiç de sanmıyorum.
Ona güvenemezsin.
Üniversitede
ikinci yılımızda,
bir ara sınavda
kopya çekmişti.
Yakalandı,
itiraf etti,
üstelik, diğer iki
arkadaşı da ispiyonladı.
Biz parçayı alenen
aşırmalıyız...
ve Bryce'ın bildirmediğinden
bir şekilde emin olmalıyız.
Bildirdiği takdirde, başının
bildirmediğinden daha çok...
...belaya gireceğine inanmalı.
Nasıl?
Bir suç işlediğine
inandırırız.
Cinayet en aleni seçenek.
Onun bir katil olduğuna
birini nasıl inandırırsın?
Diğer suçlar...
kundakçılık, soygun, tecavüz.
Onu bunu yaptığına
nasıl ikna edersin?
Ne?
Şey...
"Reşit Olmayan Kızla Cinsel
İlişki"yi ayarlayabilirsin.
Arkadaşınla yatmamı mı
istiyorsun?
Hayır! Hayır, tabii ki
istemiyorum.
Onunla sen yat Nick.
Liss...
Ondan sonra da, başka kiminle
yatabileceğini bilirsin.
Liss, haydi ama!
Ben Nick.
Bir mesaj bırakın.
Tik-tak, tik-tak,
süren doluyor pislik herif.
Ahh!
Tanrım.
Nick?
SANA YENİ BİR
MÜDÜR YARDIMCISI LAZIM.
Aman Tanrım.
Tamam.
Tamam. Yapacağım.
Ah, Liss.
Üzgünüm.
Seni lanet pislik.
Ne yaptığını biliyorsun.
Seni şerefsiz.
Seni lanet şerefsiz!
Ne yaptığını biliyorsun.
Seni şerefsiz!
Bryce, ben Nick.
Evet. Nasılsın?
İyi. İyi.
Baksana, yarın akşam
ne yapıyorsun?
Hayır, bir yer var.
Adı "Tropico Nocturne".
Nocturne.
Bekle. Bir saniye beklesene.
Merhaba.
Evet o.
Ah-ha. Pazar sabahı
para elimde olacak.
Tamam. Burada olurum.
Sen "hayır" de, hemen herşeyi,
şu an iptal ederiz.
Hıı?
Hazır, sen adama...
...makul bir sebep
sağlamışken...
defolup gidelim oradan.
Caddede taksiyi bekle,
evde bile değil.
Tamam.
Hepsi bu mu?
Evet, sanırım.
Yarın geceye kadar
seni görmeyeceğim,
muhtemelen de, sonra buraya
dönmeyeceğim de...
ama her şey biter bitmez
seni ararım.
Tamam.
Eğer istediğin buysa, tamam.
Nick.
Bu şekilde işin
hallolacak mı?
Bilmiyorum.
Sanırım, hallolmalı.
Hallolmasını istiyorum.
Liss.
Evet.
Selam, benim,
ve buradayım,
birkaç son dakika
rezervasyonları ile meşgulüm.
Belki bir uğrarsın
diye düşünmüştüm.
Kız arkadaşını mı arıyorsun?
Bir arkadaşıyla tanıştırmasını
sağlasana.
Belki yatarım falan.
Hey, bir arkadaşını getirsene!
Sana bir fıkra anlatayım.
Ormanda bir fil varmış,
ve ayağına bir
diken saplanmış.
Bir fare oralarda dolaşıyormuş.
Fil fareyi durdurmuş
ve demiş ki,
"Hey, bu dikeni
ayağımdan çıkartırsan,
ne istersen yaparım."
Fare de demiş ki,
"Pekala, ama tek şartla,
çıkarttıktan sonra,
seni becereceğim."
Fil de çaresiz
onaylamış.
Fare, dikeni filin
ayağından çıkartmış.
Ve demiş ki, "Bir
anlaşmamız vardı."
Fil cevap vermiş, "Tamam."
Ve fare filin
üstüne çıkmış,
filin icabına bakmaya başlamış,
tamam mı?
Bu arada, ağaçların
üzerinde...
...bir maymun varmış.
Maymun aşağıya bakmış,
fare ile fil arasındaki
"anormal" ilişkiyi görmüş,
ve bundan nefret etmiş.
Öyle sinirlenmiş ki...
ağaçtan bir hindistancevizi
yakalamış,
aşağıya fırlatmış,
hindistancevizi filin
kafasına çarpmış,
fil acı içinde
haykırmış,
bunun üzerine fare demiş ki,
"Pekala bebeğim.
Hepsi senin olsun."
Hayır. Hayır.
Evet. Evet.
Lavaboya gitmem lazım.
Şu küçük mesane.
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Sorun değil.
Git buradan.
Hayır.
Dinle...
...seni seviyorum.
Neden bunu yapıyorum
sanıyorsun?
Teşekkürler tatlım.
Biliyorum, biliyorum. Korkunç
bir içme sorunum var.
Viski leke bırakmaz,
değil mi?
Hiç sanmıyorum.
Büyüklerin kıyafetleri
nasıl olsa.
Brooks kardeşler kıyafetlerini bana bıraktılar.
(Brooks Brothers : Köklü bir giyim markası)
Oturmak ister misin?
Sadece üniversiteden bir
arkadaşım ve ben varız.
Elbette.
Ben yalnızım.
Adım Bryce.
Ben de Kathy.
Selam Kathy.
İşte döndün.
Kathy, bu da Nick.
- Selam.
- Selam.
Bu yer senin miydi?
Yok. Artık değil.
Şu ceketi alabilir miyim?
Teşekkürler. Bryce,
sonra görüşürüz.
Ben gidiyorum.
Her şey yolunda mı?
Hı hıı. Biraz kafam
dağınık sadece.
Şaka yapmıyorum.
Buradaki dostumuzun...
tasmasının hayli kısa
olduğunu keşfetmişler.
Hesabı ben hallederim.
- Bahşişi verir misin en azından?
- Hı hıı.
Tamam. Seni yarın ararım.
Tanıştığımıza sevindim Kathy.
Özür dilerim.
Nick! Özür dileyecek
bir şey yok ki.
Her şey yolunda.
Görüşürüz Nick.
Görüşürüz dostum.
Mahvolduk.
Biliyordum zaten.
Üzgünüm. Çok üzgünüm.
Böyle olmasını hiç istemedim.
Seni temin ederim ki.
Anahtarı almadın mı?
Nerede?
Bryce'da.
Yazı?
Hayır, anahtar.
Yazı bende.
Hayır. Çantanda yok.
Çantama koymadım ki.
Yanımda.
Ne oldu?
Sonrasında, bir müddet
orada yattı.
Bu senden sonrasıydı...
Ya sonra?
Sonra konuşmama başladım,
ama adam kafayı yedi,
kapıya ulaşmaya çalıştım...
Sana bir şey yapmadı,
değil mi?
Beni merdivenlerden
aşağıya sürükledi Nick.
Biliyorum. Üzgünüm.
Üzgünüm.
Herif pis bir alkoliğin
teki, hepsi bu.
Korkunç görünüyor
olmalıyım şu an.
Hayır, aslında...
tutsaklığa iyi dayanıyorsun.
Eee, nerede? Yazı.
Nerede?
Öyle mi?
En azından beni öpebilirdin
bunu yaparken.
Bebeğim.
Teşekkürler.
Gerçekten
çok hoştu.
...bugün Tanrı'yı?
Evet? Son günlerde Tanrı'yı
hiç düşündünüz mü?
Burada olduğuna sevindim.
Ben de sevindim.
Ama bu oyalanmamız gerektiği
manasına da gelmiyor.
Biliyorum.
Eee, ne yapacağız?
Aslında, iki fikrim var.
Birincisi, şu ayağı kırarım,
kollarını dışarı kaydırırsın,
ve eve gideriz.
Bu fikri beğendim.
Parayı alır mıyız?
Bilmiyorum.
Son iki saattir, yukarıda
kimlikleri inceliyor.
İkisinin de sahte
olduğunu biliyor mu?
Henüz değil.
İkinci fikir neydi?
Kız ne dedi?!
"Amcam baş belası bir avukat.
Çanınıza ot tıkayacak.
Siz pisliklerin hayalarını...
paramparça edecek..."
Yüce İsa!
Yeter bu kadar, Nick.
Vazgeçmeyecek mi?
Nasıldı o ifade? Şey...
"İkinizde ömür boyu
hapiste çürüyeceksiniz.
Becerilenler şehrinin
belediye başkanı olacaksınız."
Kapağı kaldırabilirsin.
Yüce İsa, Nick.
Yüce İsa, şu küçük
pislik kız.
Hayat boyu çalışırsın,
ve lanet olası bir gece...
Eski İngilizce hakkında doktora
tezi yazarsın,
Lanet Olası Eski İngilizce!
Mezuniyet balosunun kraliçesi
seninle yatsın diye.
Bir kere boşaldım!
Hatırlamıyorum bile.
Artık işinde kalmazsın.
Ne farkeder ki?
İşte kalmayı s.kt.ret.
Artık işe alınmam.
Kapıcı olarak bile
iş bulamam.
Senin yaptığını da
yapabilirdim pekala.
Hep yapmak istediğim
şeydi öğretmenlik Nick.
Bildiğim tek iş bu,
ve artık şu aşağıdaki...
...Bayan Kahpeşehir
yüzünden yapamayacağım.
Ben mahvoldum.
Birlikte.
Ne?
Yardım ve yataklık, Bryce.
Adam kaçırma.
Beni bundan da mı suçluyor?
Bizi, Bryce! Bizi.
Aşağılık lanet kahpe!
Sürtük!
Buraya.
Gel buraya.
Bekle!
Bitti mi?
Hey...
Yüzüme gözüme bulaştırdım.
Üzgünüm.
Kız tükenmiş.
Biliyorum.
Böyle bir şey için birini
ikna etmenin imkan mümkünatı yok.
Tanrım, şu kızı
öldürmeyi ne isterdim.
Barda tek başınaydı,
değil mi?
Öyle sanırım.
Orada birilerini tanıyormuş
gibi değildi pek de,
ayrıca, oradan birlikte ayrıldığınızı
kimse hatırlamaz, değil mi?
Hayır, barmen beni
öptüğünü gördü.
Niçin soruyorsun?
Ne ima etmeye çalışıyorsun?
Tropico, elbirliği yapma
zamanınız geldi.
Bryce.
Hey, niyetin bu mu?
Kötü pornonun
üretim bedeli kadar.
Bryce, seni pislik.
Ne?
Neden beni aradın?
Neden seni aradım mı?
Evet. Ha?
Seni aradım,
çünkü yardım lazımdı.
Sen şeytanın tekisin dostum.
Sen lanet olası
şeytanın tekisin!
Şeytanlık yapmaya
çalışmıyorum.
Söylesene bana.
Tavsiyene ihtiyacım var!
Bana patronluk taslamayı bırak!
Ne yaptığını biliyorum!
Tropico Yeniden Kazanım.
Birlikte...
Ne?
Bütün gece bana
aptal rolü oynadın,
ta ki, şu kapıdan
içeri girene kadar.
"Önerin nedir Nick?"
Ah çok tatlısın.
Eğer kızı öldürmek
istiyorsan, öyle söyle,
ama benle oyun oynama.
Kızı öldürmek mi?
Bu yüzden beni aradın...
...sana cesaret vermem için.
Şimdi her şey çok açık.
Sakın fikrini gizleme.
Ben... kızı...
kızı öldüreyim mi?
Evet, Bryce.
Bunu yapamam ben.
Yapamazdın.
Yapamazdık.
Bunu söylediğine
bile inanamıyorum.
Yani, kızı gerçekten öldürmek mi?
Canını almak mı?
Hayır, "öldürmek" kelimesinin
diğer manası.
Ne yapıyorsun?
Bir yastık bakıyorum.
Ne için?
Al bakalım.
Keyfine bak.
Seni bunun için
çağırmadım.
Daha ne olacak?
Onu bırakmanın
alternatifini mi arıyordun?
Sana daha başka ne seçenek
sunmamı bekliyordun ki?
Bilinçli olarak veya değil,
senin istediğin de bu.
Beni bu yüzden çağırdın.
Bunu gerçekten yapabilir miyiz?
Gel buraya.
Otur.
Bunu yapabilir miyiz?
Evet, sanırım yapabiliriz.
Kimse seni bu kızla
ilişkilendiremez.
Birlikteliğinize dair
benden başka hiç şahit yok,
ve ben de senin olay zamanı
başka yerde olduğunun kanıtıyım.
Hayır, hayır. Demek istiyorum ki,
biz gerçekten...
...yani, kız...
kız...
O bir insan, yani,
gerçek bir hayatı var,
ve biz buna son vermekten
bahsediyoruz.
Haklısın. Bu...
bu hayli korkunç.
Ama unutma, biz burada
3 yaşamdan bahsediyoruz...
...onunki ve
ikimizinki.
Ben sadece doğru olanı
yapmak istiyorum.
Ben de öyle.
Ve bu da ahlaki, aynı zamanda
pratik bir sonuç.
Maksimum insan için,
maksimum fayda.
Kabul ediyorum ki,
zor bir karar.
Kızı kurtarırız, biz mahvoluruz,
veya tam tersi.
Ama düşünsene bir...
burada kurtarılmaya değen kim?
Bu sorunu kim çıkarttı?
Birisi mutlaka incinecek, Bryce.
Soru ise kimin incineceği.
Herneyse.
Bu senin vereceğin bir karar.
Ben ne dersen desteklerim.
Tamam.
Sanırım yapacağım.
Hayır, hayır, hayır.
Ben yaparım.
Emin misin?
Bu yüzden beni çağırdın ya.
Bu da ne?
Ne görünüyorsa o.
Bunu sana kız mı yaptı?
Bu çok tuhaf, şampiyon
gibi haykırdığını...
...buna çok meraklı
olduğunu hatırlıyorum da.
Doğru bir şey
yapmış olmalıyım.
Bana hemen anahtar
lazım Bryce.
Ne?
Kelepçeler.
Ah.
Bir kaç dakikada dönerim.
Ne oldu?
Ölüyorsun.
Aman Tanrım.
Hah!
Pekala.
Ah! Afedersin.
Yardım lazım mı?
Hayır. Vardım bile.
Lanet. Çantasını unuttum.
Biraz daha sabırlı ol.
Seni iki saniyede
dışarı çıkaracağım.
Bunu bitirmek ister miyim,
pek bilmiyorum.
Biraz daha sürecek.
Biraz sabırlı ol, tamam mı?
Nick, lütfen.
Ne yapıyorsun?
Ne demek istiyorsun?
Hayır, benimle gelmiyorsun.
Evet, geliyorum.
Hayır, seni istemiyorum.
Seni kullanamam.
Ne yapacaksın?
Yeniden kazanım fabrikasında
yakma fırını var.
Kızı fırının içine
atacağım.
Böylesi emniyetli mi?
Saat 09:00'a kadar kimse gitmez oraya,
şimdi çık dışarıya. Haydi.
Bekle!
Peki ya kızın arabası?
Pekala, ne olmuş arabaya?
Kızın kayıp olduğu bildirilirse,
polis arabanın peşine düşecektir.
Arabayı bulurlarsa, bar
civarını sorgulayacaklardır.
Tamam, güzel.
Kaldırırım.
Anahtarlar lazım olacak.
Anahtarlar sende mi?
Bak, burada tek
başıma kalamam!
Burada asla yalnız kalamam.
Bir... bir şeyler yemem lazım.
Tamam.
Seni yemeğe bırakırım.
Sonra kızla ilgilenir...
...daha sonra da, kızın
arabasını hallederim.
Tamam mı?
Tamam.
Tamam.
Asgari sürat tahdidi
falan var mı?
# Glow worm, glimmer, glimmer #
# Lead us, lest too far
we wander #
# Love's sweet voice
is callin' yonder #
# Shine, little glow worm
glimmer, glimmer, hey #
# And don't get
dimmer, dimmer #
# Light the path
below, above #
# And lead us on
to love #
Ne oldu?
Bu şarkı.
Ne olmuş ki?
Şarkı *** hakkında.
Hayır değil.
Haydi ama.
"Aşka rehberleyen
yolumuzu aydınlat"?
Bu küçük ateşböceği, Rudolp
Kırmızı-Burunlu *** gibi,
tüm diğer spermleri
rehberliyor.
Tabii ki öyle.
Dünyadaki her şey....
..."becerme" etrafında
dönmüyor.
Hayır ama çoğu şey.
Hayır, çoğu değil.
Çoğu şey para ve güç...
...ve bazen de kin
etrafında döner.
Şunu biliyor musun?
Tarihin olaya bakışı bu.
Edebiyatın olaya bakışı ise
her şey "becerme" ile ilgilidir.
Lanet olsun.
Nick, geri dön.
Nick!
Kahretsin, Bryce,
sakin olsana be!
Kahretsin Nick.
Nick geri dön!
Sakin ol.
Sakin ol.
Yavaşla!
Yavaşla!
Pekala, yaklaşan bir
arabamız var!
Yol açın arada!
Yol açın!
Devam et.
Devam.
Buraya yardım edelim!
Sol tarafa doğru uzatın.
Sizler, buraya.
Şu hortumu düzeltin.
Nick? Nick, bizi takip
eden bir araba var.
Böyle devam et, Bryce.
Sarhoş ve paranoyak olmak
sana cazip geliyor gibi.
Kahretsin! Sanırım polis bu Nick.
Bizi durduracaklar. Ya durdururlarsa?
Ya bagajı kontrol
ederlerse?
Kapa şu çeneni be!
Gördün mü?
Polis değil.
Nick?
Vakit doldu,
pislik herif!
Aah! Aah!
Çık şu arabadan be!
Lütfen! Lütfen! Lütfen!
Hayır! Hayır! Hayır!
Hayır! Hayır! Hayır!
Vurma...
Vurma... Sakın vurma bana!
Sakın vurma bana!
Sakın vurma bana!
Seni pislik!
Seni öldüreceğim be,
seni kahpenin evladı!
Ah!
Nick!
Nick!
Şimdi ne yapacağız?
Arabayı alıp gittiler!
Kızı bulacaklar!
Lissa, Lissa, Lissa,
Lissa, Lissa, Lissa...
Nick!
Nick, ne yapacağız?
Kapa çeneni!
Nick, polisi...
polisi arayacaklar.
Bryce, onlar
araba hırsızları.
Polisi aramayacaklar.
Nick, kalk haydi!
Haydi.
Nick, kalksana.
Nick.
Nick, ne...
Ben hallederim. Sen hele
bir eve git, tamam mı?
Sen eve git.
Ama...
Haydi... haydi...
Ben Nick.
Bir mesaj bırakın.
Buradayım. Buradayım.
Buradayım.
Alo?
Bizde sana ait
bir şey var.
Aslında, sana ait
iki şey var.
Ne yapmamı istiyorsun?
Aynadan k.ç.na bakmayı bırak.
Geliyor musun?
Evlat, şövalyelik hakkında
tuhaf bir fikrin var.
Ben ve hanımım
arabaya binerken,
o daima benimle
önde oturur.
Randevumuzun Pazar günü
olduğunu sanıyordum.
Öyleydi.
Öne aldım.
Biraz dönek olabileceğini
düşündüm.
Görünüşe göre biraz
oluyordun gibi.
Sana ne oldu
böyle be?
Kız nerede?
Endişelenme.
Ona soda falan
teklif etmeyeceğiz.
150 yıl önce,
bu ülkede...
çok garip bir ekonomik
sistemimiz vardı.
İçsavaş vardı.
Evet. Okumuştum.
Ama bundan önce,
büyük-büyük-büyük-
büyük annem...
mezat oluşturdu.
Georgia'da bir kayıt
doldurdu... 800$'a.
Zamanımızın dolarlarıyla
hesaplanan enflasyona göre,
yaklaşık olarak
10 bin küsur dolar...
...kazandı.
Talep ettiğin fiyat bu mu?
Hı hıı. Bana borcun
toplamda 25,000$ oluyor.
3 veya 4 saat içinde
sana 20 getirebilirim,
tabii ki, bu kadar
bekleyebilirsen.
Freddie seni
arabayla bırakır.
Kız arkadaşın,
sen gidip...
babanın parasını alırken,
burada kalacak.
Bekle bir dakika.
Sen benim babamı
nereden biliyorsun?
Hey! Hey! Hey!
Hey!
Hey.
Ah...
kahretsin!
Nick.
Bu sadece...
...bilirsin...
Biz ne çaldık?
Sadece un.
Düşündük ki, babandan
sana para ev falan kalacak.
20 bin nedir ki?
Yani, hadi ama.
Bu olayı çözeceğini
beklemiyorduk.
Senin martavalın ne?
Maliye öğrencisiyim.
Ödeyecek okul
taksitlerimiz var.
Ah...
Ben sadece kuzeniyim dostum.
Eş durumundan
kuzeni yani.
Aah! Seni pislik!
Haydi dostum!
Sakin ol ama!
Uzak durun benden!
Senin neyin var be dostum?
Sakin olsana!
Haydi ama dostum.
Onu buradan çıkartalım.
Haydi gidelim.
Ne yani, daha önce bir
dostuna kazım atmadın mı hiç?
Hayır... kırılmak
darılmak yok dostum.
Araban için
üzgünüm ahbap.
Eğer istersen polisi
arayabilirsin,
ama bilirsin,
bunu yaparsan,
bagajdaki piliçten
bahsetmeye başlarız.
# Take me back #
Tekerleklerini bulmaya
çalışırız.
# To where you hide #
# Lay me down #
# Lay me down inside #
# Lay me down inside #
Afedersiniz. Saat kaç
biliyor musunuz?
7:30.
2 saat içinde
Charlie'lerde olmalıyız.
Ama Nick neden?
Acıklı hayatımın
en rezil gecesi bu.
Lissa!
Liss!
Liss!
Bekle! Bak, çok üzgünüm!
Sana tüm bu yaptıklarım
için özür dilerim!
Sakın benden özür
dileme Nick. Sakın.
Bu sadece durumu
daha da kötüleştirir.
Çok para kaybetmiştin,
ve ben de yapmam
gerekeni yaptım.
Ama hala bir şeyler
kurtarabiliriz.
Hala para kazanabiliriz.
Para mı, Nick?
- Bryce'ın senin yaşayıp yaşamadığın hakkında
hala hiç bir fikri yok. - Nasıl yani...
onu kullanalım mı?
Boş yere, iliklerine kadar
sömürelim mi?
Konu asla para olmadı Nick.
Asıl konu,
hayatın boyunca...
...aynı yerde takılıp
kalmandı senin.
Kahretsin.
Birlikte misiniz?
Sanmam.
Nick!
Yüce İsa, buradasın.
Bryce.
Neler oldu?
Arabanı buldun mu?
Burada ne arıyorsun?
Açlıktan ölüyorum.
Tek açık yer burasıydı.
Sana eve gitmeni söylemiştim.
Evet biliyorum, ama şey...
Nick, buna tahammül edebileceğimi
hiç sanmıyorum.
İçimde iğrenç bir his var.
Aynı göğsüm sıkışıyor gibi,
sanki patlayacakmış gibi
hissediyorum.
Onu öldürdün, Nick.
Pardon?
Onu öldürdün.
Onu boğdun.
Yani, o da bir insandı.
Ama artık ölü biri.
Evet, bir taksi
rica edebilir miyim?
Tamam mı? Ve ben buna
tahammül edemiyorum.
Demek istiyorum ki, ben
bununla yaşayamam.
Birisine anlatmam lazım.
Öyle mi?
Tabii ki anlatırsın.
Üzgünüm Nick.
Yapmak zorundayım...
Polise gidiyorum.
Kendim içim. Mecburum.
Biliyor musun Bryce?
Sen bir salaksın.
Aslında, her zaman
salağın tekiydin,
hatta üniversitede bile.
Sanırım, işte bu yüzden
senden hiç hoşlanmadım aslında.
Nick, vicdan azabı
çekiyorum ben burada.
Kaba olmana hiç gerek yok.
Ah. Bu da ne be?
Bu da ne be?
Lissa, bekle.
Ne?
Lissa?
Yüce İsa, kız ölme...
Ne...
Neler oluyor be?
Bryce, bu Lissa.
Kız arkadaşım.
Yani "kız arkadaşımdı."
Ne oldu? Yani,
sandım ki, o...
Hayatımı kurtarmak için...
...bunu çalmak için...
...seninle yattı...
Ve eğer şu an beni
terk ederse,
onunla asla bir araya
gelemeyeceğim,
ve onunla beraber olmaya
o kadar çok ihtiyacım var ki.
Ben de senden
hiç hoşlanmamıştım!
Vaybe.
Niyetin nedir...
binecek misin, binmeyecek misin?
Ayrılıyorsun sandım.
Ben de öyle sanmıştım.
Derken, hiç param
olmadığını farkettim.
Yürüyelim mi?
Nereye?
Nereye olursa...
buradan uzak olsun da.
# The first kiss #
# You planted
to my face #
# You planted
to my face #
# The second twist #
# The taste of fear #
# Took up all the space #
# In here #
- # More or less #
- # Pick a way out #
# In the twisted mess #
- # More or less #
- # Disintegrated #
# Strategically
impressed #
- # More or less #
- # No longer residents #
# At a new address #
- # More or less #
- # Scratch me like a perfume ad #
# Recycle
all the plans we had #
# More or less #
- # Whenever I think #
- # More or less #
- # Whoever I take #
- # More or less #
- # However it breaks #
- # More or less #
# Someone's
going to fall #
# I sense a grain
of stress #
# Hurting you
more or less #
# I pick up
this twisted mess #
# Like sinking ships #
# Dragged into abyss #
# Just slammin' #
# In sinfulness #
# Wherever I take
the night #
# Keepin' it
eye to eye #
# Just slammin' #
# With tastiness #
# Pick a way out
in the twisted mess #
- # More or less #
- # Disintegrated #
# Strategically
digress #
- # More or less #
- # No longer residents #
# At your own address #
- # More or less #
- # Watch me like a prison guard #
- # Swipe me like a credit card #
- # More or less #
- # Whenever I think #
- # More or less #
- # Whoever I take #
- # More or less #
- # However it breaks #
- # More or less #
# Someone's
going to fall #
# I sense
a grain of stress #
# Hurting you
more or less #
# I pick up
this twisted mess #
# More or less #
# More or less #
# Take me, shake me,
knock me away #
# A million ways
that we relayed #
# We've all come
to suffocate #
# To make it through
the night today #
- # More or less #
- # Count the days strategically #
- # More or less #
- # The cravin' to believe in me #
- # More or less #
- # Who to blame and who to be #
- # More or less #
- # Make it through the night with me #
- # Now it's tastin'... #
- # Whenever I think #
- # The fear that slowly... #
- # Whatever I take #
- # Now I stop to... #
- # However it breaks #
- # You belong to... #
- # Someone's going to fall #
# I sense
a grain of stress #
- # Hurting you #
- # More or less #
# Now I stop to reminisce
and now #
# Movin' on
Picture this #
# Twisted mess #
Çeviri => Cobra35
"KUSUR ETTİYSEK AFFOLA"