Tip:
Highlight text to annotate it
X
Şimdi size bir hikaye anlatacağım.
Ama bütün iyi masalcıların...
...bildiği gibi, seyircilerin hazır
olduğundan emin olmak gerekir.
Herkes rahat mı?
Tuvalete gitmek isteyen var mı?
Siz, bayım, arkadaki? Tutuverin.
Hazır mısınız? Başlıyoruz.
Adım Marty Bronson.
1974'te Los Angeles,
California'da Sunset...
...ve La Cienega bulvarlarının
köşesinde kurduğum...
YENİ EVLİLER
...Sunny Vista Motel'in
sahibi ve işletmecisiydim.
Moteli hatır için kurmuştum...
...ve çocuklarımın yardımıyla
işletiyordum: Wendy...
Wendy, Bay ve Bayan
Dixon'un anahtarı lütfen.
Teşekkürler.
Ve Skeeter.
Çantalarınızı alabilir miyim,
Bay ve Bayan Dixon?
- Evet, lütfen.
- Teşekkürler, delikanlı.
Yardıma... ihtiyacın var mı?
Hayır, hayır. Hallettim.
Motel, oğlum Skeeter için
bir harikalar diyarıydı.
Çok hareketli.
Galaksi ikimize
yetecek kadar büyük değil.
Sihirli bir yerdi.
Altı yaşında bir çocuk için
yeni maceralarla doluydu.
Oh, Skeeter. Buraya gel.
Skeeter o eski yeri
benim kadar seviyordu.
Sürekli orayı daha iyi hale
getirmeye çalışıyordu.
Buraları geliştirmek
için bir sürü fikrim var.
Her odaya fazladan çorap koymayı
düşünüyordum, çünkü insanlar...
...seyahate çıkarken fazla
çorap almayı hep unuturlar.
Bu, iyi bir fikir.
Uyku vakti geldi.
Bay Nottingham'la buluşacağım.
Dur, baba. Yorgun değilim.
Bir masala ne dersin?
Bir zamanlar küçük bir
çocuk varmış ve o küçük...
...çocuğun adı Skeeter'mış.
İlham perisi yanımdayken oldukça
iyi bir masal anlatabilirdim.
Ve küçük oğlum gülümserdi.
Bu, sihirli bir şeydi.
Evet, oldukça iyi bir baba ve
oldukça iyi bir ev sahibiydim.
Ama ne yazık ki, çok
kötü bir iş adamıydım.
Duvardaki yazıyı
okuyamıyor musun, Bronson?
Bu motel zarar ediyor ve sana...
...son bir kurtuluş yolu öneriyorum.
Bilemiyorum.
Kayıtları gördüm, Martin.
Bunu bana satmazsan,
iflas edeceksin.
Evet, ben...
Hep burasının çocuklarım için
bir ev olacağını umut etmiştim.
Buna ne dersin?
Oğlun çok çalışır ve büyüyünce
akıllı olduğunu gösterirse...
...burayı işletmesine izin veririm.
Söz mü?
Evet. Şimdi şu kağıtları imzala.
Aferin, Bronson.
Güven bana, bu mekanı Los Angeles'ın
en iyi oteli haline getireceğim.
Hırslı ve gözlerden
uzak olacak.
Ve aynen bu şekilde,
mütevazı Sunny Vista Motel'imiz...
...büyük Sunny Vista
Nottingham'a dönüştü.
Buraya 25 yıldır...
...artık büyümüş olan
oğlum, tamirci...
...Skeeter Bronson bakıyordu.
Bay Nottingham'ın, mekanın
işletmeciliğini Skeeter'a verme...
- ...sözü unutulmuş gibi dursa da...
- Merhaba, baba.
...oğlum hep gayretle çalışarak
kendisine bir şans...
...verilmesini bekliyordu.
Bayan Dixon?
Odasında bir sorun mu var?
O küçük aklını kurcalamasına
bile değmeyecek bir şey.
Bayan Dixon mini-bar'daki likör
şişelerinden birer yudum alıyor...
...ve parasını vermek istemiyor.
O küçük dolaba
dokunmadım bile.
Ben alkol almam.
Elbette. Bir karışıklık olmuştur.
- Onu kimin aldığını gördüm.
- Tamam.
Kızıl saçları ve sakalı vardı. Pirinç
düğmeli yeşil bir giysi giyiyordu.
Boyu 25 santim kadardı.
- Küçük bir cinden mi bahsediyoruz?
- İşte.
Oh, kardeşinin şehre
geldiğini bilmiyordum.
Bence şöyle yapmalısın.
Şişeleri benim hesabıma yaz.
Bir daha cin gördüğünde
Aspen'e söyleriz.
O, yarı dev. Sanırım devler
cinleri yer, değil mi?
Yiyebilir.
Bugün bu büyük otelin havasında
sihir var ve değişim rüzgarları...
...hikayemizi yeni bir yöne
doğru götürmek üzere.
Ama iyi bir hikayeyi benim kadar...
...seven birisinin kurduğu bir
otelden ne bekleyebilirsiniz?
Burada zaman, çok önemli.
Evet, biliyorum. Patronun elektrik
akımına kapılmasını istemiyorum.
Elbette.
- Düzelttin mi?
- Bir bakayım.
Kontrol, kontrol. Bir, iki. Haydi.
Arka taraf, sesimi duyuyor musunuz?
Skeeter.
Ben "Barry" diyorum, siz
"Nottingham" diyorsunuz. Barry.
Nottingham.
- Barry.
- Nottingham.
Barry'nin Nottingham'ı vardı
Nottingham, Nottingham
Barry'nin Nottingham'ı vardı,
sakalı kar kadar beyazdı
Koca adama alkış.
Onları senin için ısıttım.
Seni tekrar görmek çok güzel.
- Mikroplar.
- Mikroplar mı?
Skeeter, Bay Nottingham'ın
mikroplara karşı bir korkusu...
Korku değil de farkındalığı
oluştu ve yeterince korkulmazsa...
...tehlikeli olacaklarını düşünüyor.
Muhtemelen haklıdır.
Bugün duş almadım.
Evet, beni buradan çıkarın.
Barry Nottingham, millet.
- Çok akıllı biri. Ona bayılıyorum.
- Hoşgeldiniz.
Bildiğiniz gibi Berlin'den
Beijing'e kadar 23 otelin sahibiyim.
Ama Sunny Vista Nottingham'ın
favorim olması bir sır değil.
Ancak bu, bir 20'nci yüzyıl oteli.
21'inci yüzyıl için bir şeyler lazım.
Bu yüzden bu oteli
kapatmaya ve yepyeni...
...Sunny Vista Mega Nottingham'ı
inşa etmeye karar verdik.
Bu, Batı Sahili'nin
en büyük oteli olacak.
Bu yaygaranın nedenini
anlamıyorum. Bu, büyük bir bina.
Oh, hayır, hayır. Bu, otelcilik
sektörünün geleceği gibi bir şey.
...ve aklınızı başınızdan alacak
son derece gizli bir konu.
Evet!
Yeni otelin genel müdürünü
tanıştırmaktan onur duyuyorum.
Bunu çok uzun
zamandır bekliyordu.
Ne kadar çok çalıştığını, ne kadar
zeki olduğunu, bu otelin onun için...
...anlamını hepimiz biliyoruz.
Bay Kendall Duncan'ı tebrik ediyorum!
Tebrikler, Kendall.
- Tanrı seni korusun.
- Yuh!
Çok güzel bir konuşma, efendim.
Çok güzel bir konuşma.
Gelebilmene çok sevindim.
Seni görmek çok güzel.
Bana dokunma.
Çok iyiydi, baba.
Oh, merhaba.
Kızım Violet'i tanıyor musun?
Ününü duydum, efendim.
Anlayamadım.
Hayır, ünlü falan olduğundan değil.
Çok ateşli biri olduğunu duymuştum.
Ateşli derken şey değil.
Ateşli, yani sıcak... Sevgi dolu.
Dışarı çıkıp barlarda,
bir sürü farklı erkekle...
...güzel zaman
geçirmeyi seviyor ve...
O, eski Violet Nottingham'dı.
Benimle tanışmadan önceki hali.
Dikkatleri ayıcığımın üzerinden
çekmek, onu gece kulüplerinden...
...ve tabloidlerden uzak tutmak
benim işim. Değil mi, efendim?
Violet, Roger Federer'den
özel tenis dersi alıyor.
- Pekala, senin adına sevindim.
- Görüşürüz, çocuklar.
Otelin bu şekilde mekan...
...değiştireceğini görmenin benim için
çok zor olacağını söylemem gerekiyor.
Umarım gelip bizimle
orada çalışabilirsin.
Kendall'ın istediği kadar...
...büyük olacaksa, değiştirilecek
bir sürü ampul olacaktır.
Biri bana dokundu.
Dezenfektan var mı?
Var, efendim. Bu tarafa gelin.
Size biraz vereyim. Lütfen.
Çok dikkatli olamazsın, Kendall.
Çömlek masasında işini bitirenin,
eserini fırına getirmesi gerekiyor.
Kurtarma eşeği olan adam
beş dakika sonra gidecek...
...bu yüzden sizi bırakacak
kimse yoksa acele edin.
Teşekkürler, Müdür Duva.
Bu partide müdür değilim.
Bir anneyim.
Kimsenin glütensiz buğdaylı
keki yemediğini fark ettim.
Haydi. Güvenin bana,
kokuyu duymamanız gerekiyor.
Ne oldu? Palyaço mu öldü?
- O çantada ne var?
- Oh, çikolatalı parçalı kurabiye.
- Yemek!
- Yemek!
- Yavaş, yavaş.
- Merhaba, kardeşim.
Neden her ziyaretinde evime şekerli,
kimyasal dolu şeyler getiriyorsun?
Ne? Beni dört yıldır
buraya davet etmedin.
Ne? Dört yıl olmadı.
Kocama yumruk attığın
Dört Temmuz barbeküsü vardı?
O, dört yıl önceydi. Külotunu
çekmek istedim, ama iç çamaşırında...
...delikler vardı.
Ondan boşanacağını
biliyordum. Mutlu olmalısın.
Başlamayalım.
Çocuklar boşanma
konusunda ne durumda?
İkisi de pek iyi değil.
Bobbi çok sessiz.
Gidip merhaba de. Eşek
adama parayı ben veririm.
- Buradaki kokunun nedeni o mu?
- Hayır, pasta.
Ne yapmış? Eşekli pasta mı?
Gübre kokuyor.
Hey, çocuklar. Beni hatırladınız mı?
Skeeter amca.
Tanrım, kocaman olmuşsunuz.
Bir süredir görüşmüyorduk.
Doğum günün kutlu olsun, Bobbi.
Ben Patrick. O da Bobbi.
Oh, benim hatam. Sana ufak bir şey
aldım. Doğum günün kutlu olsun, Bobbi.
İşte. Otelden aldım.
Okul nasıl gidiyor?
- Skeeter?
- Evet.
Müdürün ofisine çağırıldım.
Hediyelerinle iyi eğlenceler. Ve...
Evet, evet.
Şampuan?
Ve sabun mu?
Askı ve bir de havlu.
Onlara okuldan bahsetme.
Okulun nesi var?
- Onu kapatıyorlar.
- Hayır.
- İşten çıkarılıyorum.
- Sen mi?
Klasik bir okul müdürü gibisin.
Ürkütücüsün ve insanlarla aran kötü.
Çocuklar seninleyken gergin oluyor.
Bu, kulağa doğru gelmiyor,
ama başka ne yapabilirsin?
Ayrıca... Kübalı diktatör mü?
Yoksa öcü mü? Bir öcü olabilirsin.
- Neyse...
- Ne?
Arizona'da görüşmelerim var.
Seninle de bu konuyu
konuşmak istemiştim.
O-oh.
Bir haftalığına...
çocuklara bakmanı istiyorum.
Hayır! Hayır, beni sevmiyorlar bile!
Zor olmayacak, Skeeter. Arkadaşım
Jill okulumda öğretmen.
Çocukları yanında götürür ve
akşam yemeğine kadar onlara bakar.
Sen sadece gece vardiyasını alırsın.
- Bunu neden arkadaşın yapmıyor?
- Gece okulu var. Skeeter!
Kocam beni terk etti.
İşten çıkarılıyorum.
Taşınmalıyım. Yardımın lazım.
Yani bana ihtiyacın var. Çok güzel.
Bunu yaparım.
Ama şöyle söylemelisin,
"En iyisi Skeeter. Ben bir ineğim."
- "En iyisi Skeeter. Ben bir ineğim?"
- Evet, öylesin!
Tamam. Çocuklar. Bu hafta
sizinle takılacağım. Tamam mı?
Belki... balık tutmaya gidebiliriz.
Gitmemenizi tercih ederim.
Patrick iyi bir yüzücü değil.
Dışarı çıkmayız. Poker oynamaya
ne dersiniz? Size öğretebilirim.
Kumar mı? Hiç sanmıyorum.
Tamam, parkta gezintiye
çıkıp bitki türlerini...
...kataloglamaya ne dersiniz?
- İşte şimdi oldu.
Onlardan pasta yapılması dışında
bitkiler hakkında bir şey bilmiyorum.
Bu, hoşuna gitti. O zaman büyük bir
kahkahayla bitireceğim. Gel bakalım.
Sana vurmayacaktım.
Şu yumruk olayını yapmaya
çalışıyordum. Bilmiyor musun?
Tamam, ben sadece...
Çocuklar böyle yapar.
Bu araç sizin mi, şef?
Evet, öyle, hanımefendi.
İki park yerini kullandığınızın
farkında mısınız?
Bu, büyük bir araç, efendim.
O kadar büyük değil, bayım.
Tek bir yere sığdırabilirsiniz.
Mahallenin aşağı tarafına
park etmem gerekti.
Bir dahaki sefere o kutunun içine
park edin. Orada bir sürü yer var.
Neyse, durum şu.
Bu araç benim değil.
Çalıştığım otelin aracı.
Üzerinde bir çizik bile
olursa maaşımdan keserler.
İki park yeri bana,
"korunma tamponu" dediğim...
...bir şey sağlıyor.
Dur, otel mı? Wendy'nin kardeşisin.
- Evet.
- Ben Jill.
- Kim o?
- Önümüzdeki hafta çocuklara...
...bakmana yardımcı olacak olan
arkadaşı. Gündüz vardiyası bende.
Tamam, June. Hep bu kadar
saldırgan olmayı mı planlıyorsun?
Adım Jill. Sonuna kadar bu saç
kesimiyle mi dolaşmayı planlıyorsun?
Oh, duymadın mı?
Goofy yeni moda.
- Evren için iyi bir şey.
- Oh, hepimiz Prius sahibi değiliz.
Prius'um olduğunu nereden biliyorsun?
Auran Prius diye bağırıyor.
Şu anda korunma
tamponumdasın.
Geri geri çıkmak istiyorum,
o yüzden biraz çekilebilirsen...
...çok yardımcı olursun.
Evet.
Biraz Cinnabon isteyebilirsin.
İhtiyacın olacak.
Yemek!
Onu geri verin! Birinin
bana altı dolar borcu var!
Seni yeni otelin büyük patronu
yapmasını neden istemedin?
Babana söz vermişti.
Bunu istedim.
Zaman uygun değildi.
Koca adam işi, kızıyla
çıktığı için Kendall'a veriyor.
Bu işler böyle yürür.
Ailenin dışına çıkmaz.
Kızı alır, işi
alır, her şeyi alır.
Ve ben hiçbir şey alamam.
Ring, ring, ring, ring.
Ring! Ring! Ring! Ring!
- Alo?
- Neredesin? Hala orada mısın?
Hala nerede miyim? Kimsiniz?
Derse gitmeliyim.
Çocuklar seni bekliyor.
Oh! Oh, tabii, afedersin. Unuttum.
20 dakikaya kadar orada olurum.
Bu gece
yeğenlerime bakacağım.
Oh, Tanrım. Bir tavsiyen var mı?
Evet, var. Bazen kuzenlerime
bakıcılık yapıyorum, değil mi?
Saçımı modellemelerine izin veriyorum.
Boncuk takıp örüyor, seksi
görünmemi sağlıyorlar.
Milli Vanilli gibi. Bunu denemelisin.
Güzel fikir. Biraz patates
kızartması alabilir miyim?
Alabilirsin tabii. Sen
benim en iyi arkadaşımsın.
Aslında yüzüme ketçap sürmeyi
seviyorum, çünkü deriyi gençleştiriyor.
Gerçek kurban kim? Sensin.
Çok lezzetli.
LÜTFEN OKULUMUZU KURTARIN
ÇOCUKLARIMIZI GERİDE
BIRAKMAYIN
- Sence bu afişlerin yardımı olur mu?
- Mucizeler de olur, değil mi?
Babamın geri gelmesi gibi mi?
Afedersiniz, geciktim.
Pijamaları yataklarının üzerinde...
...ve onları almak için
8.30'da geri gelirim, tamam mı?
- Pekala.
- Bu da cep telefonumun numarası.
Acil bir durum
olursa ararsın.
Pekala. Gece okulunda iyi eğlenceler.
- Görüşürüz, çocuklar.
- Görüşürüz.
Her şey toplandı.
Diş fırçam ve diş macunum burada.
Temiz iç çamaşırı.
Belki o kadar da temiz değildir.
Televizyon izlemek ister misiniz?
Televizyonumuz yok.
- Alo?
- Acil durum!
Televizyonları yok.
Wendy televizyon izlemelerine
izin vermiyor. Bilmiyor muydun?
Haklarında bilmediğim çok şey var.
Buraya gelmeme izin yoktu.
Babaları benden hoşlanmıyordu.
Televizyona ihtiyacın yok. Oyun
oynayabilir, yapboz yapabilirsiniz.
Bir şeyler bulacağından eminim.
Saçlarımı örmelerine falan izin mi
vermeliyim? Bundan hoşlanırlar mı?
Bence o saçlara
kimse dokunmamalı.
Yan tarafa gidip komşunuzun
ağacına tuvalet kağıdı saralım mı?
Hayır mı? Tamam, yatma vakti geldi!
Tamam, sorun var mı?
Bize bir masal okumak zorundasın.
Evet, pekala. Hiç var mı?
Burada ne var?
"Timsah Sulak Alanları Kurtarıyor"?
Hayır.
"Organik Sincap
Bir Bisiklet Kaksı Alıyor"?
Size bu komünist kitaplarını
okumam. Gerçek hikayeniz yok mu?
- Ne gibi?
- Ne gibi mi?
Kovboylar gibi. Ya da ejderhalar?
Ya da uzaylılar? Ya da...
Şu anda kafamda ne var?
O Bugsy, kobayımız.
- Ona neden Bugsy diyorsunuz?
- Gözleri yüzünden.
Bir bakayım şunlara.
O gözler ineğe bile büyük gelir.
Bunlar göz mü, yoksa bowling
topu mu? Gözlerimi alamıyorum.
İçeri gir de onlara bakmak
zorunda kalmayayım. Hoşçakal.
Neyse, size bir hikaye
uydurmamı ister misiniz?
Babamın benim için yaptığı gibi?
Belki bu konuda iyi olabilirim.
Pekala.
İşte başlıyoruz.
Bir zamanlar, uzak
ve sihirli bir krallıkta...
...cesur ve soylu bir şövalye varmış.
Çok yakışıklıymış.
Yakındaki ve uzaktaki...
...yorgun yolcuların gelip
kaldıkları büyük bir şatoda yaşarmış.
Bu şövalye yıllar
boyunca çok çalışmış.
İnsanlar şatoyu yönetmek için
birinci aday olduğunu sanırmış.
Doğru.
Yanlış. Aslında o bir
şövalye bile değilmiş.
Oh, olamaz.
Aslında basit bir köylüymüş.
Büyük Lord Marty'nin oğlu
olmasına ve şatonun...
Teşekkürler.
...yönetimiyle ilgili her şeyi
bilmesine rağmen, kimse onu...
...dikkate almazmış.
Adı, Bay Değersiz'miş.
"Kemiksiz" ne demek?
- Ne?
- Kemiksiz.
Doğru, altı yaşında olduğunuzu unuttum.
Adı Sör... Her Şeyi Düzelten'miş.
Ama ne yazık ki Sör Her Şeyi
Düzelten'in yaşadığı krallık...
...kendini adamaya ya da çok
çalışmaya fazla değer vermezmiş.
Çünkü bütün ülkenin
süperstarı Sör Yalaka'ymış.
Ve günlerini herkese
yalakalık yaparak geçirirmiş.
Bö!
Lordum, tabii size The Lion King'te...
...ilk sırayı ayarlayabilirim.
Sör Her Şeyi Düzelten'in en
iyi arkadaşı Keşiş Fred'in...
...birkaç tahtası eksikmiş.
Asla! Hayır! Kraliçemiz
olmaz, buna izin veremem.
- Krallıkta hiç çocuk var mıymış?
- Evet, evet. Elbette.
İki genç uşak varmış.
Sahibe Pis ve Sahip Kokuşmuş.
Hey-oh! Ve unutmayın...
Jillian! Perilerin kraliçesi!
Perilerin kraliçesi mi?
Orada olacaksa, onu
kızgın bir kuzgun yapalım.
Park yeri!
Öğretmen denizkızı olmalı.
Evet. Dünyanın en iyi
öğretmen denizkızı.
Kitaplarınızın 16'ncı sayfasını açın.
Peki, Bayan Denizkızı.
Başlayalım.
Pekala, o bir denizkızı.
Neyse, hikayeye geri dönelim.
Günün birinde kral, bütün
tebaasını şatoya davet etmiş.
Güzel haberler getirdim.
Bu şatoyu yönetecek,
en yakın danışmanım...
...ve en iyi arkadaşım...
...olacak bir şampiyon seçtim.
Yeni şampiyonum...
Sör Yalaka!
Teşekkür ederim.
Zavallı Sör Her Şeyi Düzelten'i
görmemiş.
Bu yüzden Sör Her Şeyi Düzelten
dev bir ayakkabıya taşınmış...
...kötü bir duruma düşmüş...
...bir hendeğe dalmış...
Nedir bu?
...ve timsahlar tarafından yenmiş.
Son.
Son mu? Bu bir son olamaz.
- Neden olmasın?
- Mutlu bir şekilde bitmedi.
Gerçek hayatta mutlu son yoktur. Ne
kadar erken öğrenirseniz o kadar iyi.
- Bu hiç adil değil!
- Adil olmayan nedir?
Sör Her Şeyi Düzelten şampiyon
olmak için şansını deneyemez miydi?
- Şansını denemek mi?
- Sör Her Şeyi Düzelten...
...Sör Yalaka'dan daha iyiyse, bunu
kanıtlamak için bir fırsatı olmalı.
Tamam. Peki, Bobbi, güzel.
Kralın aslında söylediği şey...
Bir daha düşündüm de,
krallığımda değerli...
...bir başka adam var ve
şansını denememesi hiç adil olmaz.
Sör Her Şeyi Düzelten!
Sonra kalabalık çıldırmış.
Ama efendim, Her Şeyi Düzelten
bir pislik kadar sıradandır.
Ve Keşiş Fred, gulyabaniye
tekmeyi basmış.
Bö!
Öğretmen denizkızı da şu tuhaf
yunus hareketlerinden birini yapmış.
Pis ve Kokuşmuş,
en hızlı dansı yapmış.
Evet. Tam isabet.
Prens Bugsy güzel
hareketler yapmış.
Ve sonra... ve sonra...
Gökten sakız yağmaya başlamış.
Sakız mı yağmış?
Neden olmasın? Bu bir
masal. Her şey olabilir.
Evet, evet. Hikayede olur.
Keşke gerçek hayatta da
böyle olsaydı. Gerçekten.
- Neydi o?
- Bugsy.
- Acıkınca zili mi çalıyor?
- Hayır, uykusu geldiğinde çalıyor.
Tamam. Nasıl isterseniz, majesteleri.
Pekala, çocuklar, iyi uykular.
Sana da, tuhaf gözlü.
Elimde çok fazla şey yok...
...ama hoşunuza gideceğini bildiğim...
...harika bir kahvaltı hazırlayacağım.
Evet, pirinç keki üzerine biraz
muz koyarsak buna ne denir?
Buğday tohumu. Tohumların senin
için kötü olduğu söylendi, ama işte.
Hoşuma gitti. Pirinç
keki-muz-buğday tohumu sandviçi.
Ne var burada?
Çok kötü. Annenin
tat alma duygusu yok mu?
Ne yapıyoruz? Bu evde
kullanacağımız hiçbir şey yok.
Durun.
Biraz tatlandırıcı.
Bu çok iyi, çünkü artık
dişlerimizi fırçalamamıza gerek yok.
İşte. En azından biraz nane
var. Biraz ister misiniz?
- Ring, ring, ring, ring.
- Durun.
Ring! Ring! Ring! Ring!
- Alo!
- Bronson?
Bay Nottingham'ın odasındaki televizyon
seti bozulmuş ve tamir edilmesi lazım.
Bir işim var.
Yeğenlerime bakıyorum.
Afedersin. Beni duymakta
zorluk mu çekiyorsun?
Bay Nottingham hemen
televizyon izlemek istiyor!
Seni duydum. Devce
konuşabiliyorum, endişelenme.
Arkanda bir cin var.
Kandırdım.
Çok teşekkürler, beyler. Tamam.
- Vay canına.
- Evet, çok güzel, değil mi?
Patronumun televizyonunu tamir
etmeliyim, ama size birisi bakmalı.
Violet! Bu tarafa. Gülümse.
Dur.
Violet! Skeeter Bronson,
geçen günkü tamirci.
Tabii. Evet.
Dinle, şu anda yanımda
çocuklar var. Yeğenlerim.
Babanın televizyonunu tamir etmeliyim.
Onlara birkaç dakika bakar mısın?
Evet, evet. Pekala, gidiyorum.
İçeri gir.
- Bay Nottingham?
- Televizyon açılmıyor.
Açılmıyor mu? Şuna
bir bakayım, tamam mı?
Şu ışığı açacağım.
Hayır, hayır, hayır! Kesinlikle olmaz!
Nezleyim. Mümkün olduğunca
karanlıkta kalmalıyım.
Parlak ışık altında mikropların yüzde
80 daha hızlı ürediğini biliyor musun?
Oh, tamam. İşte, yine karanlık.
Mikropların kafası karıştı.
Bana doğru gel.
Tamam. Buralarda
bir yerde olmalı.
Tanrı aşkına.
Çok üzgünüm, efendim.
Hiçbir şey göremiyorum.
Sol tarafında, şurada.
İşte televizyon. Yeni otel
işi nasıl gidiyor, efendim?
Çok iyi. Hala inşaat izinleri
falan için belediyeyle uğraşıyoruz.
Sana gizli konuyu söyleyemem.
O kadar iyi ki, bunu
kimsenin çalmasını istemiyoruz.
- Anlıyorum, efendim.
- Tamam, sana söyleyeceğim.
Gel, otur. Lütfen.
Harika.
Hazır mısın?
"Rock and roll".
Eskitme dekor.
Lobide müzik hatıraları.
Tamam. Hard Rock gibi mi?
- Ne gibi?
- Hard Rock Hotel.
Bunu yıllardır kullanıyorlar.
Kendall Duncan lütfen
derhal buraya gelsin.
Ne kadar güzel bir pudra ponponu.
Teşekkürler.
Patrick, gerçek mi cesaret mi?
Gerçek?
İlk kez bir kızı
öptüğünde kaç yaşındaydın?
Patrick hiç öpüşmedi.
Kızlar çok huysuz.
Trisha Sparks hariç.
Senin sınıfında mı,
küçük Romeo?
Hey, çocuklar.
Merhaba, Jill teyze, sana
bıraktığımız notu okudun mu?
Evet, okudum. Artık okul
için hazırlanmalısınız. Haydi.
- Merhaba.
- Merhaba.
Hey. Sen...
- İşte şişman fareniz.
- O bir kobay, ama...
Ve sen, genç adam...
Bir dahaki görüşmemizde Trisha Sparks
hakkında her şeyi öğrenmek istiyorum.
Trisha Sparks
senden iki yaş büyük.
Çok ateşli biri.
Hayal kırıklığına uğradım, Kendall.
Çok kötü bir hata yapacaktık.
Şu "rock and roll"
fikrinin modası geçti.
Efendim, buna kendi
havamızı katma amacındaydım.
Bir şey diyeyim mi, Skeeter?
Babana söylediğim bir şeyi belli
belirsiz hatırlamaya başlıyorum.
Aslında, sana bir şans tanıyacağım.
Kendall'dan daha iyi
bir tema bulabilirsen...
...burayı işletmene izin vereceğim.
Oh, efendim. Sizce de bu,
bir bakım teknisyenine...
...yapılacak kötü
bir şaka değil mi?
- Hayır, değil.
- Hayır.
Bay Bronson 25 yıldır
bu şirket için çalışıyor.
Onu ciddi anlamda kemiksiz
bulduğumu düşünmeye başlıyorum.
Afedersiniz. "Kemiksiz" mi?
Kesinlikle. Fikirlerinizi, bu hafta
sonu doğum günü partimde sunabilirsiniz.
Teşekkürler, Kendall. Hepsi bu kadar.
Bay Bronson,
televizyonu yapın lütfen.
Oh ve mikrop
buharlaştırıcıya dikkat et.
Hayatımın en güzel günü!
Araban hoşuma gitti, dostum.
Teşekkürler. Ne derler, bilirsin.
En iyisi olmak istiyorsan,
en iyisini kullanmalısın.
Hey, özeline girmek
istemem, ama bunun fiyatı nedir?
- Aslında son derece ucuz.
- Öyle mi?
Hayatının geri kalanında aldığın
bütün maaşları biriktirir...
...ve bu parayı onla çarparsan,
muhtemelen egzos borusunu alabilirsin.
Yarışmak istiyorsun, değil mi?
Sen kazandın! Aferin.
Çok ürkütücü.
Dalga geçiyor olmalısın! Şuna
bak. Bütün şekerlerim gidiyor.
15 metrelik bir römorku nasıl
olur da göremezsin? Haydi ama.
Demek işin için Skeeter'la yarışman
gerekiyor. Onu ezip geçersin.
Biliyorum. Bu biraz
aşağılayıcı, hepsi bu.
Orada olduğun için sağol.
Bir yer olduğu sürece
orada olacağım.
Merhaba, çocuklar.
Skeeter Bronson'u arıyoruz.
Oh, Bay Bronson. Evet, onu
109 numaralı odada bulabilirsiniz.
- Tamam.
- Lütfen, bu taraftan.
- O şeyi gördün mü?
- Şu gözler.
Ruhuma işliyorlardı.
Merhaba, Skeeter amca!
- Tam da görmek istediğim kişiler.
- Hey, şey, işte Bugsy.
- Onu yakaladım.
- Neden burada kalmaları gerekiyor?
Bugün nöbetim var, sevgili Jennifer.
Aslında adım Jill, Scooter.
Öyle mi? Tamam, pekala...
- Bunu yapmış olamazsın.
- Yaptım. İzle. Tekrar yapacağım.
Bugün başınıza tuhaf
bir şeyler geldi mi, çocuklar?
Gözünde bant olan
bir öğretmen vekili geldi.
Bu biraz tuhaf. Çok tuhaf
bir şeyden bahsediyorum.
Rastlantısal bir tuhaflık.
Sakızlar kadar tuhaf.
Sakız çiğnemeye iznimiz yok.
Yoktur tabii.
Uyumak ister misiniz?
Saat daha 17.30.
Ve akşam yemeği yemedik.
Tamam.
Oda servisi!
Hiç kaykaya binmediniz mi? Hiç
bilgisayar oyunu oynamadınız mı?
Anneme göre onlar beyin çürütüyor.
Bu doğru değil. Hayatım boyunca
oyun oynadım ve bana bir bakın.
Evet, belki de haklıdır.
DÜNYANIN EN İYİ OTELLERİ
- Domuz pastırması yemediniz mi?
- Domuz pastırması nedir?
Domuz pastırması, domuzun
kalçasının yanındaki lezzetli...
...yağlı kısmından yapılır.
Ama çok lezzetlidir. Kulağa
geldiği gibi değil yani.
Bu da yediğiniz
ilk hamburger mi?
- Karar nedir? Ne düşünüyorsunuz?
- Hayat değiştiren bir şey.
- Annem bizi öldürecek.
- Hayır, öldürmeyecek.
Öncelikle, bunu hiç öğrenmeyecek.
Ve ikincisi, biz küçükken...
...bu odada bir sürü hamburger yerdi.
Öyle mi?
Görünüşe göre Bugsy, son on
dakikada bir sürü hamburger yemiş.
Böyle devam ederse Bugsy'den
bir sürü pastırma çıkartırız.
Dalga geçiyor, Bugsy. Sakin ol.
Artık siz etoburları yatıralım.
Anlatacağım yeni bir hikayem var.
Kovboylar ve Kızılderililer
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Oh, evet bu, bizim gecemiz!
Çatışma nedeniyle kovboyları...
...ve Kızılderilileri seviyorum.
Pekala, bir zamanlar Eski Batı'da,
oda servisi icat edilmeden önce...
ŞEF İŞLEYEN ÇENE
AT PAZARI
...Jeremiah Skeets adında bir
işçi varmış. İlerlemek istiyor...
YENİ HYBRID KATIRLAR
BAY ED'E DANIŞIN
...ama o dönemde kullandığı
ulaşım aracıyla sorun yaşıyormuş.
Atımdı.
Ben değildim, millet.
Bir keresinde biri, Jeremiah'ya...
...en iyi olmak istiyorsa en iyisini
kullanması gerektiğini söylemişti.
Bana en iyi atınızı gösterir misiniz?
Atalarım, atların ruhunun...
...ateş ve rüzgar zamanı
dağlardan geldiğine inanır.
Pek çok cesur savaşçı,
ayın izinden yürür...
Tamam. Bak, sadece en iyi atınızı
görmek istiyorum, her şeyi değil.
- Afedersin. Bunu yapabilirim.
- Pekala.
Çığırtkan Horoz, Ferrari'yi getir.
Ferrari.
Oh, Tanrım.
Oh, Tanrım, oh, Tanrım!
Şuna bakın.
Bu kadar güzel bir hayvanı
sürdüğüm için bana saygı...
...gösterilecek, ama ne
yazık ki bu kadar param yok.
Sana bir şey söyleyeyim, beyaz ekmek.
Sana Ferrari'yi...
...bedavaya veriyorum!
Son. Buna bayıldım.
Çok güzel bir hikaye.
Ferrari'yi bedavaya aldı.
Bayıldım. Bayıldım.
Adam atı bedavaya mı alıyor?
Bu güzel bir hikaye değil.
Çatışma nerede? Çatışma yok.
Hiçbir şey öğrenmedim.
Ayrıca onlara karşı
ahlaki bir görevin var.
Buradan ne ile
uzaklaşacaklar?
Okuldan Sonra Özel programı
yaptığımızı bilmiyordum.
Neden gerçek bir beyefendinin
yapacağı türde bir şey yapmıyor?
Başı derde giren bayanı kurtarmak gibi?
Fena fikir değil, ufaklık.
Tamam. O zaman... devam edelim.
Jeremiah dışarıya çıktığında...
Oh, lütfen, yapmayın!
- Bize o mücevherleri ver.
- İncilerimi mi istiyorsunuz? İmdat!
Oh, kolyemi mi? İşte, alın.
- Haydi, oğlum!
- İşte.
Başka ne var?
İmdat! İmdat!
Bayanı rahat bırakın!
Sizi götürmemi ister misiniz, bayan?
- Çok güzel bir at.
- Bu yaşlı şey mi?
Bu hoş bayana eşyalarını
geri vermek isteyen var mı?
- Mümkün değil.
- Mümkün değil, öyle mi?
Çünkü ben aynı fikirde değilim!
- Kahramanım.
- Bu hoşuma gitti.
Jeremiah, Bayan Davenport'u güvenli
bir yere götürürken, şöyle dedi...
Yakındaki jakuzide
şampanya içelim mi?
Jakuzi mi?
Evet. Hayır.
Dikkatinizi veriyor musunuz
diye bakmak için söyledim.
Jeremiah, Bayan Davenport'u
en yakın güvenli kasabada...
... bırakmış.
Size nasıl teşekkür edebilirim, bayım?
Teşekküre gerek yok, hanımefendi.
Ama minnettarlığımı bir şekilde
göstermek konusunda ısrar ediyorum.
Yeterince adil. O zaman...
...100 milyon dolar isterim.
Son. Umarım işe yarar.
İyi yazılmış, zekice kurgulanmış.
Jeremiah iyi bir iş
yaptığı için para almaz.
Jeremiah'yı sizden
çok daha iyi tanıyorum.
İnanın bana, üzerine atlar.
Parayı seviyor.
Bunu istemiyorum. Geri
dönüp yeniden yaz. Yeniden yaz.
Beyefendilere para verilmez.
Sadece...
Burada hikayeyi kim anlatıyor?
Bence şöyle bitmeli.
Size takdirimi gösteren
bir şeyler vermeliyim.
Oh, hayır.
Belki de... bir öpücük?
Gol.
Sonra kızgın bir cüce onu tekmeler.
- Bunu neden yaptın?
- Çünkü kızgınım.
Yürü! Gidelim!
Sana hiçbir şey yapmadım!
Son.
İstediğiniz kadar gülün.
Ferrari'yi ve öpücüğü
herhangi bir gün alabilirim.
Ferrari'yi öpmek isterim.
- Pekala. İyi geceler.
- İyi geceler, Skeeter amca.
İyi geceler, dostum.
Hikayeler için sağol.
En iyi bölümleri
sen buldun, Bobbi.
Hepinize iyi geceler.
Sana da, Bugsy.
Örgüler harika görünüyor.
Seni gençleştirmiş.
Burada kalman sorun olur mu?
Birkaç saatliğine dışarı çıkacağım.
Tabii, tabii. Bu arada...
...sana şunu söylemek zorundayım.
Uykuda panik
rahatsızlığından muzdaripim.
Tamam, uykuda panik rahatsızlığı nedir?
İnan bana, bilmek istemezsin.
Neler düşünüyorum? Kim bana
bedavaya Ferrari verir ki?
Aklımı kaçırıyor olmalıyım.
Bu kapağın altında daha
güçlü bir beygir gücü var.
Merhaba.
Görmem gereken adam sen misin?
Buradayım, değil mi?
Yani... kıpkırmızı bir
Ferrari'm mi olmak üzere?
Neden olmasın?
Bedavaya mı?
Bence hava hoş!
Şimdi ne yapacağım? Sakız
falan mı çiğneyeceğim?
Evet.
- Gökten düştü, değil mi?
- Evet.
Kimseye söylemem.
Şimdi, gözlerini kapa...
...ve üçe kadar say.
- Tamam.
- Sonra hepsi olacak.
- Hayır.
Evet.
Bir, iki...
...üç.
Ferrari!
Hey! Cüzdanım!
Artık değil!
Afedersiniz.
Merhaba, çocuklar.
Tamam, teşekkürler.
Sağolun, çocuklar. Üzgünüm.
Sadece arabamı bulmaya çalışıyorum.
Neyse ki cüzdanımda
sadece üç dolar vardı.
Ve Derek Jeter beysbol kartım!
Çocuklar, durun, lütfen.
Bu kadarı yeter. Teşekkürler.
Dur!
- Sizi götürmemi ister misiniz, bayan?
- Skeeter?
- Skeeter Bronson?
- Evet, hanımefendi.
Çektiğiniz fotoğrafları...
...güzel bayana geri
vermeye ne dersiniz?
Mümkün değil, dostum.
Bundan emin misiniz?
Çünkü ben aynı fikirde değilim.
Adamın silahı var!
Bunu kullanmama neden
olmadıkları için mutluyum.
- Kahramanımsın.
- Gerçekten mi?
Harikaydı, Skeeter.
Ne olduğunu bilmiyorum.
Bana bir anda bir şey oldu.
Ama güzel bir histi.
Sana nasıl teşekkür edeceğim?
Teşekküre gerek yok, hanımefendi?
Oh, bir beyefendinin huzurunda mıyım?
Hizmetinizdeyim, bayan.
Takdirimi bir şekilde
göstermem gerekiyor.
Seni büyük insanların ezdiğini düşün.
Geleceğini biliyordum.
Kocaayak polis çağırmadan
önce Gremlin'e bin.
Evet, çünkü yaptığımız şeyi
böyle yaparız. Değil mi?
Başına bu gelir işte, dostum.
Gidelim! Evet!
Beni içeri alın. Gidelim
buradan. Beni içeri alın!
Büyük insanlar iğrenç!
Tamam, pekala, böyle
bir şeyi her gün göremezsin.
Kesinlikle. Ve bu tuhaf olayın...
...ardından iyi geceler diliyorum.
Evet, evet.
Pekala, demek bu şekilde alacağım.
Neyi alacaksın?
Sadece... Yapmamalıyım. Yapamam. Bir
şey diyeyim mi? Yapabilirim. Alacağım.
- Sen neden bahsediyorsun?
- Kendisini kurtaran kişiye...
...bedavaya kıpkırmızı bir
Ferrari vermek isteyen...
...cömert bir kızdan!
Bu, acayip bir şey!
Bu konuda iyi şanslar.
Sadece gideceğim.
Ne? Evde bir tane
daha mı var?
Seni takip etmem
falan mı gerekiyor?
Cidden, Ferrari yok mu?
Bari 100 milyon dolar olsaydı!
Bö!
Hey, hey, hey!
Kendi kampanya aracını bul.
Evet.
- Merhaba.
- Merhaba, Jill teyze.
Merhaba, çocuklar. Dün gece nasıldı?
Kızgın bir cüce dizime tekme
attı ve bedavaya Ferrari alamadım.
İşte.
Oh. Ne kadar da üzücü.
Masalımızdan bahsediyor.
Skeeter amca, Jeremiah'nın yeni bir at
ve bir öpücük alacağını söyledi...
...ama ben bir cüce tekme atacak dedim.
Bunu sen söyledin.
Belki böyle oluyordur.
Hikayeleri çocuklar kontrol ediyor.
Ve işte rüzgar gülleri.
Bunun anlamını biliyorsun.
Neyin anlamını?
Hiçbir şeyin. Bu konuda endişelenme.
Endişelenmem.
Pekala, çocuklar. Bugsy ne yapıyor?
Dün gece yediği
hamburgerleri eritiyor.
Evet, Bugsy'ye hamburger verdim...
...ama çocuklara şu buğday
tohumlu şeyden verdim...
...çünkü onu seviyorlar.
Sanırım televizyon
izleyen de Bugsy?
Evet, onu açtım ve
ona adeta kilitlendi.
Ben masumum!
Bu da neydi?
Sanırım uykuda panik
rahatsızlığıydı.
Bir sonraki kriz gelmeden
önce neden buradan gitmiyoruz?
Amcanıza bir öpücük verin. Akrabanızım,
bunu hak ediyorum. Tam buraya.
Oh, çok hoş bir his.
Yol için bir tane daha olsa?
- Hayır.
- Haydi ama, bebeğim!
Endişelenme, bu gece döneceğiz.
Evet, hayır, endişelenmiyorum.
Geri geleceksiniz. Bu gece
büyük bir hikayemiz var!
Otel tema fikirleriyle ilgili! Evet!
- Belki de geri gelmeyiz.
- Ne?
- Skeeter?
- Sör Yalaka. Sör... Kendall.
Şu küçük seçim için hazırlanma
gereği duymanı anlıyorum.
- Evet.
- Bu, bakım sorumluluklarını...
...sallaman için bir bahane
olamaz. Spa'daki ışıklar yanmıyor.
Güneydeki servis
asansörü yavaş çalışıyor.
Şu keki denememe izin ver.
Bir şey daha var.
Dün gece kız arkadaşımla olan
kahramanlık hikayeni duydum.
- Bu paparazzi...
- Ne yapmaya çalıştığını biliyorum...
...ve işe yaramayacak.
İhtiyara yaklaşmak için...
...başka bir yol
bulman gerekecek...
...çünkü Violet Nottingham sakız
kazıyan bir tamirciyle çıkmaz.
Hey, Kendall.
İki şey var. Öncelikle,
şurada bir şey var.
Evet, şimdi de ellerini kullan.
Bunu görmek çok rahatsız edici.
Güzel. İkincisi, yeni oteldeki
işi aldığımda seni tutmayı...
...planlıyordum, o yüzden bana
karşı olan davranışlarına dikkat et.
Uydurma dünyaya yaptığın
seyahat sona ermek üzere...
...dostum. Tamam mı?
Hepimiz, başarısız babanın
bu oteli batırdığını...
...biliyoruz ve neyse ki sen, aynı
hatayı tekrarlama fırsatına...
...sahip olamayacaksın.
Bunu almak isteyebilirsin.
- Duncan.
- Aşkım, merhaba.
- Otelin yerini arıyorum.
- Adresi verdim, maço erkek.
Adres işe yaramıyor.
Burada bir okul var.
- Hangi okul?
- Webster İlkokulu.
WEBSTER İLKOKULU
- O zaman doğru yerdesin.
- Öyle mi?
Bu okul kapatılıyor.
İhtiyar, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
birkaç kişi buldu.
- Gerçekten mi?
- Hemen yıkıma başlıyoruz.
Bu, çok heyecan verici bir haber.
Oh, Pinky.
- Alo!
- Skeeter? Merhaba, ben Wendy.
- Merhaba, kardeşim.
- Hey. Nasıl gidiyor?
- Çocuklar iyi mi?
- Oh, evet. Bomba gibiyiz.
Çok etkileyiciydi, ama Skeeter amca
koltuğun üzerinden sıçrayabiliyor.
- Skeeter, onlarla konuşabilir miyim?
- Hayır, onları kampa götürüyorum.
- Hayır.
- Arizona'da iyi eğlenceler. Hoşçakal!
Kamp mı? Hayır, Skeeter, zehirli
bir sarmaşık bulabilirler!
- Gidelim. Sessizce.
- Nereye gidiyoruz?
Çok özel bir yere
gidiyoruz, sizi aptallar.
Şimdi marş, marş, marş, marş...
Bilemiyorum, ama böyle söylendi
Bugsy'nin gözleri yuvalarından fırladı
Marş, marş, marş...
- Hey! Harika!
- Kamp yapacağız.
Ne yaptığına bir bakın!
Harika, değil mi?
- Gördünüz mü? Bakın ne kadar iyiyim.
- Evet.
Tamam, ateşe dikkat edin.
Hey, Jill. Kimsenin burada
olduğumuzu duymasını istemiyoruz.
Şekerlemeleri duymuştum.
Onları dergilerde görmüştüm.
Bu kadar güzel olacaklarını
hayal bile edemezdim.
Annenizin size bunları yedirdiğimi
öğrenmemesini umut edelim.
Ona söylemem.
Senden bahsetmiyorum.
Zayıf halka o.
Sanırım bunu görmezden gelebilirim.
Denizkızı karizmatik oldu. Şuna bakın.
- Ne?
- Hiçbir şey.
Biz daha gençken
ve annenizle çatıdayken...
...babam yıldızlara
bakmamızı ve onların...
...şekillerinden bir
şeyler çıkarmamızı söylerdi.
Pekala...
Şuradaki gibi. Bakın, bakın.
Bence bu, bir deveye benziyor.
Hörgüçleri görüyor musunuz? Dilini?
- Oh, evet. Bunu görüyorum.
- Şuraya bakın! Bu bir piramit.
Evet! Çok iyi, Patrick.
Bakın, ayın hemen yan tarafında.
Hemen yanında.
Bugsy'ye benziyor.
Oh, Tanrım!
Endişelenme, Bugsy.
Gözlerin hala daha büyük.
Skeeter amca?
Efendim, güzelim.
Sence babam geri dönecek mi?
Bu, çok zor bir soru.
Her an sizinle birlikte
olmak istemediği için...
...kafası pek
çalışmıyor olmalı.
Ama şunu biliyorum. Anneniz
hep sizin yanınızda olacak.
Bu kızla her zaman
takılabileceksiniz.
Ve ben de hiçbir yere gitmeyeceğim.
Tamam mı?
Ayak kokusu gibiyim.
Hep yakınlarda olacağım.
Tamam. Sizin yüzünüzden geç
kaldım. Umarım mutlusunuzdur.
Sağol. Gece okulunda iyi eğlenceler.
Yarın görüşürüz.
Ondan kurtulduk,
o zaman işimize bakalım.
Yiyecekleri bırakın. Hikaye zamanı.
Pekala, çocuklar. Bu geceki
hikaye çok özel olacak.
Adı...
...Büyük Otel Fikri Hikayesi.
Evet!
- Ne?
- Çok sıkıcı.
Bunu gerçekten yapmanız gerekiyor.
Bana çok yardımcı olur. Lütfen?
Bir gecemiz daha var. Bu gece
eğlenceli bir hikaye olsun.
Evel Knievel işlerine ne dersiniz?
Yarışma, atlama, uçma...
Ya da romantik bir şeyler?
Güzel bir fikrim var.
Aksiyon ve romantizmi
harmanlayıp...
...romaksiyon hikayesi yaratalım.
- Evet.
- Başlayalım.
Antik Yunan'daki
en büyük kahraman...
...tabii ki Skeetacus'muş.
Harika biri olmasına rağmen...
...değeri bilinmezmiş ve
yıllardır görmezden gelinirmiş.
Skeetacus, arenada yeteneklerini
gösterme fırsatı yakalamış.
Eğer imparatorun kızını
etkileyebilirse, bir gün...
...ülkeyi yönetebileceğini biliyormuş.
- Skeetacus, Skeetacus!
- Haydi, Skeetacus!
Oldukça hoş bir yarış arabası.
Bir köylü için.
Londra'yı, Fransa'yı görüyorum
Altın külotumu görüyorum
Ne yapıyor?
Filleri getirin!
Olimpiyatları Herkül
gerçekleştirmişti ya.
Skeetacus X Oyunları'nı buldu.
Bunu asla başaramayacak!
İşte bu, birinci sınıf.
- Bravo!
- Vay canına.
Bunu geçebilir misin?
Skeetacus!
Durumumuz nedir?
- Bu, şimdiye kadarki en iyi hikaye.
- Romantizm kısmına geçebilir miyiz?
Sen söyle, bücür. Skeetacus peşinde
olduğu kızı elde ediyor mu?
Bu hikayelerde kahraman, her zaman
ülkenin en iyi hanımefendisini alır.
Evet! Bunu söyledin!
Tamam, o zaman olacak!
Tabii. Sonra ne oluyor? Susuyorlar mı?
Bir şeyler içmeye mi gidiyorlar?
Biraz şarap ve peynir? Öyle mi?
Evet, eski bir hana gidebilirler.
Ve orada kimi görürler?
Lütfen Led Zeppelin, de.
Hayır. Skeetacus küçükken ona
kötü davranan bütün kızlar.
Skeetacus küçükken ona
kimse kötü davranmadı.
Okulun en karizmatik çocuğuydu.
Annem öyle demedi.
Herkes Skeetacus'a kötü davranmış.
Sorunları vardı.
Pekala, hikayeni anlat.
Oh, Tanrım...
Şu anda ülkenin en güzel kızıyla
birlikte olduğunu görmüş...
...ve onu çok kıskanmışlar.
O kadar kıskanmışlar ki,
ne yapacaklarını bilememişler.
Gergin bir şekilde şarkı
söyleyip dans etmeye başlarlar.
Tamam.
Sonra Skeetacus,
kızı sahile götürmüş.
Birdenbire kıllı bir adam...
...baygın halde kıyıya vurur.
- Neden kıllı bir adam? Anlamadım.
- Öyle işte.
Boğazına bir şey takılmıştır
ve nefes almamaktadır.
- Teşekkürler.
- O iyi.
Sonra yağmur yağmaya başlar ve
sihirli bir mağaraya koşarlar.
- Mağaralar güzeldir.
- Abe Lincoln oradadır.
Abe Lincoln mü? Sence bu bir şaka mı?
Senin sorunun ne?
Üzgünüm.
Bağırmak istememiştim.
Abe Lincoln olayı iyi fikir.
Sadece... Skeetacus
bir öpücük alıyor mu?
Sizce almamalı mı?
Uzun zaman olmuştu.
Dudakları,
kullanmamaktan kurumuş.
Bugsy, burada mısın?
Göreceğiz.
Alo?
SOSİSLİ SANDVİÇ
TAZE LİMONATA
Ülkenin en güzel kızı bu mu?
Bay Skeeter Bronson, siz misiniz?
Öyle. Geçen geceki
Ferrari olayı için üzgünüm.
Sahildeyim ve senin de
burada olabileceğini düşündüm.
Öğle yemeğine ne dersin?
Kulağa harika geliyor.
Ama olmaz. Ne yazık ki
günübirliğine Vegas'a gidiyorum.
Vegas mı? Vegas'tan kimse bahsetmedi.
Kendall'a söyleme.
Kütüphanede olduğumu sanıyor.
Evet. Ama prenses, bugün beraber
takılacağımızı düşünmüştüm.
Oh, pekala. Babamın doğum
günü partisinde görüşürüz.
Hoşçakal, Skeeter.
Yarın mı buluşacağız?
Bununla yaşayabilirim.
Hey! Dikkat et! Dikkat et!
Afedersin. İyi misin?
Hey! Çok özür dilerim!
Korunma tamponunun
nesini sevmiyorsun?
- Okulda olman gerekmiyor mu?
- İş aramam gerekiyor...
...ama nedense bugün
sahile gelmek istedim.
Aç mısın?
Evet, acı çekerken hep acıkırım.
Güzel. Çünkü ben ısmarlıyorum.
Bana öğle yemeği ısmarlamana izin
vereceğim. Cüzdanım çalındığı için...
...parayı nasıl ödeyecektim?
- Cüzdanın çalınmıştır tabii.
- Bunun anlamını bilmiyorum.
- Seninle ilgili hep bir şeyler olur.
Şapkamı takıyorsun. Bütün
gün kafandan çıkarmayacak mısın?
Kimsenin şapkasını takmıyorum.
- Senin şapkanı takıyorum!
- Geri alacağım. Teşekkürler.
Bu, bedava yemeğin için çok iyi.
Oh, Tanrım. Çocuklar,
çocuklar, çocuklar. Bu tarafa.
Bu... Skeeter Bronson mu?
- Kes şunu.
- Oh, Tanrım.
- Oh, Tanrım.
- Skeeter.
Hey! Beni hatırladın mı?
Liseden Donna Hynde.
Evet, hatırladım.
Sana rastlayacağım aklıma
gelmişti. Ve işte, buradasın.
Evet. Vay canına, bu çok... tuhaf.
Liseliler buluşmasını
planlıyorduk.
Sadece senden bahsediyorduk.
Çok tuhaf.
Ben de sizden bahsediyordum.
Tabii, bahsediyordu.
Biraz kız arkadaşım gibi
davranman sorun olur mu?
- Kendimi rahat hissetmiyorum.
- Kamyonetimi biyodizele çeviririm.
- Tamam, bunu yapacağım.
- Ding-***.
Bu benim kız arkadaşım, millet.
Jill.
Merhaba.
Kız arkadaşın mı?
Evet. Evet.
Evet, öyleyim.
- Değil mi?
- Evet.
Ona göre ben...
Şeye ne dersin...
- Romantik.
- Romantik olmam hoşuna gidiyor.
"Çok güzel öpüşüyor," diyor.
Oh, evet. Bu... biraz fazla.
- Üzgünüm.
- Vay canına, çok güzelsin.
- Yani, fena değil.
- Teşekkürler.
Daha çekicilerini gördüm, ama o da iyi.
Çok zayıf.
Senden daha zayıf. Ama... Evet.
Neyse işte.
Bunu söylediğim için
kendimi çok kötü hissediyorum.
Lisede Skeeter'a çok kötü
davranmıştık. Berbattı. Çok kötüydü.
Benim Skeeter'ıma mı?
- Evet.
- Lise çok mu zor geçmişti?
Şimdi şuna bir bak. Son
derece... sevimli oldun.
Sivilceler gitti
ve bunlar geldi.
- Onlara dokunmak ister misin?
- Sorun değil. Sonra.
Senin için geldiler. Ding-***.
Tamam.
- Bence gitmemiz gerekiyor.
- Evet.
Pekala. Hoşçakalın.
Neler oluyor?
Wendy'yle konuştum. Yarın çocukları
göreceği için çok heyecanlı.
Hiç bu kadar uzun ayrı kalmamıştı.
Bu doğru. Bu, çocuklarla
geçireceğim son gece.
Yıkılacaklar.
Sana ve anlattığın...
...o harika
masallara tapıyorlar.
En iyi kısımlar onlara ait. Gerçekten.
Oh, Tanrım. Bilinci kapalı mı?
Evet, evet.
Bam!
Teşekkürler!
- Öyle mi?
- Bay Telaşsız'a bir bak.
Elimden geleni yapıyorum.
- Sence yağmurdan kaçmalı mıyız?
- Hangi yağmurdan?
- Oh, hay aksi! Bu da nereden çıktı?
- Bilmiyorum. Harika, değil mi?
- Bundan kurtulalım!
- Gidelim! Gidelim! Yürü!
Geleceği görebiliyorum.
Yüce Tanrım. Yani...
Büyük sunum
yarın, değil mi?
Gergin falan olmadığını biliyorum,
ama... yine de iyi şanslar.
Teşekkür ederim.
Aslında, istersen gelebilirsin.
Bir parti gibi olacak.
Çocuklara Wendy bakacak.
Biz de eğlenebiliriz.
Orada buluşabiliriz.
Evet. Bu...
Bunu yapabilirim. Seninle...
...gece okulundan sonra buluşabilirim.
O, sen misin?
Ben neyim?
Ülkenin en iyi kızı sen misin?
"İyi" "iyi dama oynayan"
anlamında iyi mi?
Hayır, iyi...
..."en güzel" anlamında.
Dur, dur.
Tuhaf bir şeyler olacak.
Hayır, evet, biz...
Bu bir hata.
Hayır, hayır, bizim
aramızda değil. Yani sanki...
Hayır! Hayır, hayır! Oh, Abe geliyor!
Hayır!
Bak.
Vay canına, bir sent.
Hayır, hayır. Bahsettiğim
tuhaf şey bu. Abe Lincoln.
Evet. Evet.
Abe bu defa rahatsız
etmeyecek. İşte buydu.
Bundan daha iyi bitmesi gerekiyor.
Buralarda kal. Çok şey kaçırırsın.
İyi hayal gücü, Patrick.
Skeeter?
Burada ufak bir tıraş
olma sorunumuz var.
Hayır, hayır. Bıçakları
çıkardım. Endişelenme.
Babaları burada olmadığı için birisinin
onlara tıraş olmayı öğretmesi gerekiyor.
Ben Prenses Leia.
Yarın geceki mücadele
için hazır mısın?
Evet. Bu gece onlara
bir masal anlatacağım.
Hikayede ben kazanacağım.
Sonra gerçekte de kazanacağım.
Anladın?
Tabii. Evet, anladım.
Pozitif canlandırma gibi.
Bu konuda bir kitap okumuştum.
En azından arka kapağını okudum.
Okuyamıyorum.
Kapa çeneni, Bugsy!
Evet, başparmağım var.
Buna ne dersin?
Hazır mısınız, çocuklar?
Çünkü son hikayemiz geliyor.
Bütün evrenin kaderi, Yüce Galaksi
Konseyi engin Nottinghamian...
...güneş sistemindeki yeni gezegeni
kimin kontrol edeceğine...
...karar vermek için toplandığında
az kalsın yerle bir oluyordu.
Katılanların çoğu Yüce Lider
Barracto'nun, Hotelium'un...
...kötü valisi General Kendallo'yu...
...yönetime geçirmesini bekliyordu.
Ama birjoker vardı...
...Skeeto Bronsonnian...
...ve yardımcısı,
Mickey Doo *** Doo.
Hepsi heyecanla izliyorlardı.
Teğmen Jilli
ve iki genç öğrencisi.
Aspenoff ve hatta
büyük Komutan Bugzoid.
Ama burası uzay olduğu için, Skeeto
aptal bir uzaylı gibi konuşmalı.
Ne?
İğrenç.
Bunu çevirmeyeceğim.
Sessizlik!
Yeni gezegenin lideri eskiden
olduğu gibi belirlenecek:
Yerçekimsiz ortamda mücadeleyle.
Tamam, şimdi insanların
görmeye geldiği kısma geçiyoruz.
Skeeto'nun Kendallo'yu yenmesi mi?
YERÇEKİMİ YOK
Bence önce onların mücadele
ettiğini görmeliyiz.
YERÇEKİMSİZ ORTAMDA
MÜCADELE!
İlk hamleyi Kendallo yapıyor.
Skeeto!
Ama çocuklar, Skeeto'nun onu
yendiğini görmek istiyor, değil mi?
Islak parmağını kulağına sok.
Çok sıkıcı!
Sümük canavarını getirin!
Sanrım kusacağım.
Pekala, sümük canavarı
Kendallo'yu pataklasın.
Hayır, bence onu öpmeli.
Skeeto kazanabilir mi artık?
Tamam.
Kalk, Skeeto, Nottinghamia'nın şerifi.
Ve bu da, son hikayemiz
için harika bir son oldu.
Teşekkürler, çocuklar.
Sonu bu değil.
Evet. Bu çok açık olurdu.
Ne demek istiyorsunuz?
Biri Skeeto'ya bir ateş topu
fırlattı ve Skeeto yanıp kül oldu.
- Son.
- "Yanıp kül mü oldu"?
- Oh, Tanrım.
- "Yanıp kül mü oldu"?
Hayır! Hayır, hayır! Yanamaz.
Evet. Ben Komutan Skeeto. Yanıyorum!
Hayır. Hikaye böyle sona eremez.
Mutlu sona ne oldu?
Mutlu sonların olmadığını söylemiştin.
Hikayemiz gerçekçi olsun istiyoruz.
Öylesine söylemiştim. Aptalcaydı.
Hayır, hayır.
Gerçekten yanacak mıyım?
Sakın uyumayın, yoksa hikaye
kilitlenir. Kesin şunu! Uyanın!
Uyanın. Uyanın. Uyanın.
Skeeter'ın söylemediğine inanamıyorum.
Yeni otelin, okulun
yerine yapılacak olmasının...
...bir tesadüf olduğuna eminim.
Eminim... İzninizle. Evet.
Sunum için her şey hazır.
- Güzel.
- Tamam, lastik ördek.
Anladım. Harika.
Tamam. İyi haber şu.
Yarışı kazanacaksın.
Kötü haber ise şu. Muhtemelen
yanacaksın, ama birkaç önlem...
...alırsan sorun olmaz.
Fırın eldiveni, duman alarmı.
Evet.
"Yanmaz Noel ağacı
spreyi." Evet.
Evet. Evet, evet, bu işe yarar.
Afedersiniz. Bayım?
Bunlar Noel ağaçları için.
Biliyorum. Bu dönemde o var.
- Tanrım!
- Çok üzgünüm.
- Yanıyor!
- Bunu telafi etmeme izin verin.
Bu, ağaçlar için. Ağaçlar için!
Haklısınız! Canım yanıyor!
Bunun için çok üzgünüm!
Antibakteriyel mendil isteyen var mı?
Aloha. Aloha.
Çok teşekkürler.
Yavaş. Yavaş.
Kona kahveli dondurma.
Olay nedir? Bunu yakacak mısın?
Seni yakaladım, tatlım.
Ateş olmaz. Erir. Sadece
dondurmayı al ve rahatla.
- Skeeter.
- Evet.
- Bu, hiç hoş değildi.
- Nedir o?
- O adamı havuza ittin.
- Hayır, o atladı. Jill'i gördün mü?
Hayır, Jill'i bugün görmedim.
Üşüyorum.
Sana bir havlu getireyim.
- Havlunu getirdim.
- Tanrım.
Üzgünüm. Üzgünüm.
Seni seviyorum.
Bir keresinde bana kızarmış
peynirli sandviç getirmiştin.
Evet. Getirmiştim. Monterey
Jack'ti. İyi peynirdir.
İyi misin?
Dilimi arı soktu!
Heyecan verici yeni otelin
toplantısı salonda yapılacak.
Bunu kaçırmak
isteyeceğinizi sanmıyorum.
Hayır, şişiyor!
- Burada oturabilir miyim, dostum?
- Evet, tabii.
- Bana dokunma.
- Üzgünüm.
Başlamadan önce şahsen doğum
gününüzü kutlamak isterim.
Mutlu yıllar.
Mutlu yıllar, baba.
Teşekkürler, Kendall.
Evet, gördüğünüz gibi, fikirlerinizin
"sıradan insanlar" üzerinde nasıl...
...etki bırakacağını görmek için
birkaç görevli davet ettim. Alınmayın.
Alınmadık, Barry. Alınmadık.
Baylar, hanginiz
başlamak ister?
Yeterince adil.
Bay Nottingham,
"rock and roll" temasının...
...modasının geçtiğini
söylediğinizde haklıydınız.
Gitti. Fikirleriniz, efendim...
...Amerikan deneyiminin kalbindeki...
...ortak noktayı bulmak
için daha derine inmemi sağladı.
Elbette...
...müzikallerden bahsediyorum.
Özellikle de...
...Broadway'den!
Başlat.
Oh, ana girişe
İlk geldiğinizde
Kapıda sadece bir görevli yoktur
Bir uvertür vardır
Nottingham Broadway Mega
Resort'unda
Köpekbalıkları için bir havuz vardır
Jetler için de bir havuz
Kedinizi de getirebilirsiniz
çünkü hayvan kabul ederiz
Nottingham Broadway Mega
Resort'una
Orijinal, etkileyici, çok iyi.
Teşekkürler, Kendall.
Teşekkür ederim, efendim.
Bunun için üzgünüm.
Gözlerimi dinlendiriyordum.
Skeeter. Sıra sende.
İyi misin, Skeeter?
Dilimi arı soktu.
Anlayamadım?
Dilimi... arı soktu.
"Dilimi arı soktu."
Onu anlıyor musun?
Dilini arı nasıl soktu?
Dondurma yiyordum
ve birdenbire bir arı...
Dondurmanın üzerindeymiş
ve onu yalamış.
Skeeter'ın sunumunu
bizim için çevirir misin?
Evet! Evet, bunu yapabilirim.
Teşekkürler. Hazır mısın?
- Evet, hazırım.
- Hazır mısın?
"Geçen haftayı bir otelde,
yaşadığım otelde geçirdim..."
Yeğenlerimle birlikte.
"Yeğenlerimle birlikte."
"Bir çocuk için oteldeki her şey
yabancı ve harikadır."
"Farklı bir yatakta yatmak."
"Lobide takılmak."
"Timsahın
üzerinde zıplamak."
"Asansörle yukarı çıkıp aşağı inmek."
Üzgünüm. Evet, şu anda o timsahın
orada olmaması gerektiğini anlıyorum.
"Bazı oteller mekanı mümkün olduğunca
ev gibi hissettirmeye çalışırlar."
"Ama asıl amacı kaçırırlar."
"Ev gibi bir yerde kalmak istiyorsanız,
neden evde kalmıyorsunuz?"
"Bizim misafirlerimiz
sıradan yerlerden kaçabilmeli."
"Ve yeni otelimizde
bunu yakalamak istiyorum."
"Bunu bütün çocuklar bilir ve
bütün yetişkinler unutmuştur."
"Babamın bana söylediği gibi...
...eğlenceniz, hayal
gücünüzle sınırlıdır."
- Çok güzeldi.
- Öyle mi? Pekala. Oturun.
Yapılma tarzı.
Bu kadar mı? Üzgünüm.
Anlamadım.
Harikaydı!
Tebrikler, evlat.
Krallığın anahtarlarını kazandın.
Boogie, yapma. Mikroplar.
Tebrikler. İyi işti.
O dile buz tutmaya devam et.
- Pekala.
- Tebrikler, Skeeter.
- Tebrikler. Harikaydı.
- Öyle mi?
Mükemmel.
Tebrikler, Skeeter.
Pekala, Kendall.
Evet. Sana kızmıyorum, dostum.
Elbette. Bunu hak ettin.
Benden daha iyisin.
- Demir gibi bir iraden var.
- Öyle derler.
Yeğenlerimin gittiği okulu
mahvetmek için cesaretim olmazdı.
Ne?
Orasının yeni otelin mekanı
olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sen neden bahsediyorsun?
- İyi gösteriydi, evlat.
- Efendim.
Arının sokması sempatik
olma açısından işine yaradı.
Memnun oldum. Oteli
kurduğumuz yer hakkında...
...konuşmak istiyordum.
Bronson, kovuldun!
Kovuldum mu?
Böyle bağlanıyor.
Evet?
Jill Hastings'in sınıfı nerede?
Hemen şurası.
Neden telefonlarıma çıkmadın?
Çünkü senin aradığını biliyordum.
Bana inanmalısın, Jill.
Hiçbir fikrim yoktu...
Ucuz bahanelerle sana duyduğum
ufacık saygıyı da yok etme.
Uzaklaş ve gittiğin yerde kal.
Skeeter amca? Hikayede seni
yaktığımız için okulumuzu mu...
...yakmak istiyorsun?
Hayır, böyle bir şey yapmam.
İyi adam olduğunu
sanmıştık.
Ben de öyle.
SKEETO KENDALLO'YU ALT ETTİ
"Skeeto Kendallo'yu alt etti."
Pek değil. Evet.
Hoşgeldin.
Sen de mi bana kızgınsın?
Jill kadar değilim, ama evet, kızgınım.
Yeni otelin orada
olacağını bilmiyordum.
Bunu fark ettim.
O zaman neden kızgınsın? Çocuklara
abur cubur verdiğim için mi?
Hayır, bunu yapacağını tahmin etmiştim.
Çocuklarıma, gerçek hayatta...
...mutlu son olmadığını
söylediğin için kızdım.
Etrafına bir bak, Wendy.
Mutlu son görebiliyor musun?
Bilmiyorum. Sen ve babam bu
odada hep çok eğlenmiştiniz.
Nedense, ben hiç eğlenmedim.
Hep alaycı ve suratsız oldum.
Kara bulut. Enerjiyi sömüren.
Ölü balık.
Evet, bunların hepsi. Ama Bobbi
ve Patrick'i sana bıraktığımda...
...sanırım onları
etkileyebileceğini umuyordum.
Daha rahat olacaklardı.
Eğleneceklerdi. Zevk alacaklardı.
Bence babamın hoşuna giderdi.
Neyse, Arizona'da bir iş buldum.
Öğretmenlik, müdürlük değil.
Çok iyi.
Belki oraya yerleşince
gelip bizi ziyaret edersin.
O zamana kadar çocukların seni
görmek isteyeceğini biliyorum.
Pekala. Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Skeeter pişmanlık içinde
yatağına oturmuş, sihirli bir...
...haftanın ardından hayatını
nasıl toparlayacağını düşünmüş.
Harika bir son, değil mi?
Senin sonun bu mu, evlat?
Bunun hüzünlü bir yer olduğunu...
...ve bunu iyileştireceğini sandım.
Nasıl daha iyi hale getirebilirim?
Sana anlattığım hikayelerde
işler çok kötü giderken...
...kahraman, kötü adamı
yenmek, günü kurtarmak...
...ve kızı kapmak için beklenmedik
ve cesurca bir şey yapardı!
Evet. Bunu nasıl yapabilirim?
Bu senin hikayen, benim değil. Ama
başlasan iyi olur. Haydi, evlat.
Bay Nottingham! Bay Nottingham?
Sizinle biraz
konuşabilir miyim acaba?
Adım Jill Hastings.
Webster İlkokulu'nda öğretmenim.
SUNNY VISTA
MEGANOTTINGHAM OTELİ'NİN YERİ
Okulumuzu kurtarın! Okulumuzu kurtarın!
Okulumuzu kurtarın!
Okulumuzu kurtarın!
Adamlarım yerlerinde.
Yıkım için hazırız.
Harika. Bay Nottingham...
...değişiklikle ilgili sorun
olursa arayacağını söyledi.
20 dakika içinde
haber gelmezse...
...burayı... patlatalım derim.
Hanımefendi, savaş sona erdi.
Siz kaybettiniz. Üzgünüm.
Bu bir savaş değil, Bay Nottingham.
DONNA HYNDE
İMAR KOMİS YONU ÜYESİ
Oteliniz için yer
değişikliği yapılmadan...
...kullanabileceğiniz
başka yerler olmalı.
Barry, Jill. Nasılsınız?
Burada işimiz bitmek üzere.
Donna, Jill'i hatırlıyor musun?
Elbette! Oh, Tanrım.
Bu ceket çok güzel!
- Teşekkürler.
- Bronson, burada ne işin var?
Burada ne işim mi var?
Evet, burada ne işim var?
Bay Bronson, endişeli bir vatandaş
olarak, bu mülkiyetle ilgili...
...acele karar vermeden önce bazı
noktalara dikkatimi çekmek istedi.
Ve bu noktaları analiz
etmem yıllarımı alır.
- Yıllar mı?
- Yıllar.
Bronson, bana karşı sert
politik taktikler mi uyguluyorsun?
Evet, efendim. Çünkü
değişiklik başvurunuz...
Reddedildi.
Ret mi edildi?
Evet. Ama iyi haber şu.
Donna ve ben sizin için
Santa Monica sahilinde...
...gözlerden uzak
başka bir arazi bulduk.
Sahilde olması ilk tercihimdi,
ama satılık değil.
Artık öyle.
Öyle! Harika, değil mi?
Gerçekten mi?
Arkadaş mıyız?
Evet, mikroplar.
Bunu kafaya takmayalım.
Buraya gel. Buraya gel.
Hayır, hayır, hayır, hayır.
Sana dokunuyorum ve
sorun değil. Şuna bir bak.
Bu, hoşuna gidiyor.
Güzel. Daha yakına gel.
Çok hoş. Ve ürkütücü.
Bayanlar ve baylar,
lütfen dikkat. Dikkat.
Hassas, tehlikeli, uzaktan kumandayla
kontrol edilen patlayıcılar var.
Yuh!
Ateşlenmemeleri için...
...herkesin cep telefonlarını
kapatmasını istiyorum.
Hepiniz, lütfen.
Cep telefonlarınızı kapatın.
Her şeyi düzelttin mi?
Her şeyi değil.
- Evet?
- Bir sorunumuz var.
13 dakika sonra başlayacak olan...
...yıkımı durdurması için
Kendall'ın cep telefonuna ulaşamıyorum.
Yaptığımız bu tabela harika!
İnşaatçıların bunu görebileceği
bir pencere bulmamız gerekiyor.
O zaman fikirlerini değiştirirler.
Bobbi, bir tane buldum.
Bu benim Prius'um!
- Kamyonetin nerede?
- Kamyonetim mi?
Otele geri vermek zorunda kaldım.
Otele geri verdim de
ne demek?
Buraya gel!
Üzgünüm!
Bu, iyi bir amaç için!
Hiç motosiklet kullandın mı?
Hayır!
Oh, Tanrım!
Bobbi'yi gördün mü? Patrick?
Bobbi! Patrick!
Ne yapacaksın?
Onu geri alacağım.
Hiç adil değil!
Millet, 60 saniye!
Durun biraz! Çocuklarımı
bulamıyorum! İçeride olabilirler!
İyi deneme. Binayı saatler önce
boşalttık. Tamam mı? Her şey yolunda.
Hayır! Geçmeme izin verin!
Orayı patlatmadan önce
odaları kontrol etmeliyiz.
Zaten kontrol ettik!
Kendim yapacağım.
- Skeeter amca!
- Çıkın oradan!
- Beş...
- Hayır!
- Zincire tutun!
- Dört...
Üç...
İki...
Bir!
Kral, bir bildiri yayınladı.
Otelin yeri değişiyor.
Okul, yerinde kalacak.
Çok yaşa Webster İlkokulu!
- Anne!
- Anne!
Bobbi! Patrick!
Beni kemiksiz mi sandınız?
Buraya gelin! Sizi tanımalıyım.
Benden uzaklaşmanıza
izin vereceğimi mi sandınız?
Senin iyi adam olduğunu biliyordum.
Evet.
Patrick, merhaba. Ben Trisha Sparks.
Şunu bilmeni istiyorum...
Okulu kurtardığın için sağol.
Western gibi. Western gibi yap.
Teşekküre gerek yok, hanımefendi.
Aferin oğluma.
Takdirimi göstermemin
bir yolu olmalı.
Al bakalım.
Hey, senin için biraz yaşlı değil mi?
- Çok ateşli.
- O da öyle. Ne düşünüyorsun?
Eğer Sahip Pis bir öpücük alacaksa,
denizkızından da almak gerekmez mi?
Haydi ama.
MARTY'NİN MOTELİ
Oğlumun yaptığına bir bakın.
Küçük bir aile şirketi kurmak
için lüks otel işletmeciliğine...
...sırtını döndü.
Ve Tanrı onu korusun,
benim adımı koydu.
Yiyeceklerden bahsetmişken,
sanırım Bugsy hepsini yedi.
Şekerlemelerimizin
hepsi bitti.
Pekala. Bu işle ben
ilgilenirim. Oda servisi!
- Evet, efendim?
- Merhaba, Kendall.
Bugsy'nin şekerlemeleri bitti.
Ona biraz getirebilirsen
harika olur.
- Derhal, efendim. Başka bir şey?
- Senden isteğim yok, Kendall, ama...
Temizlik?
Hey, Aspen.
Sabah gitmeden önce...
...Bugsy'nin kafesinin temiz
olduğundan emin olur musun?
Şekerlemeler ona pek iyi gelmiyor,
o yüzden ortalık pislenecek.
Hoşçakalın, çocuklar.
Sanırım Bugsy bize, hikayemizin
sona erdiğini anlatmaya çalışıyor.
Ama size kahramanların ve kötülerin
yaptıklarını anlatmama izin verin.
Eski dostum Barry Nottingham...
...otelcilik sektörünü bırakmaya
ve ilaç sektörüne girmeye...
...karar verme noktasına
gelecek kadar...
...mikrop korkusunu yendi.
Şu anda Webster İlkokulu'nun
hemşiresi.
Şu anda otel imparatorluğunu...
...eski oda servisi garsonu,
şu anda ise dünyanın...
...en zengin dokuzuncu kişisi olan
kocası Mickey'le Violet yönetiyor.
Skeeter ve Jill mi?
Yüzyılın çifte
düğününden sonra...
...sonsuza dek
mutlu yaşadılar.
Marty'nin Motel'ini işletip
maceraları daha yeni başlayan...
...torunlarımla zaman geçiriyorlar.
Yine de, herkes heyecanlı değil.
İMDAT!
Ama bu, çok farklı bir hikaye.
Son.