Tip:
Highlight text to annotate it
X
Gran Torino
Çevirmen: m1r4culous
"Nam-ý diðer Hiro "
31/01/2009
Ýyi seyirler dilerim...
Baþýn sað olsun Walt.
Dorothy çok güzel bir kadýndý.
Geldiðin için teþekkürler, Al.
Gözlükler, testisler,
cüzdan ve saat adýna.
Ýhtiyar nasýl da bakýyor Ashley'e.
Annemin cenazesinde bile
düzeltemiyor þu bakýþlarýný.
Ne bekliyorsun ki?
Babam hâlâ ellilerde yaþýyor.
Torununun biraz daha
uygun giyinmesini bekliyor.
Tabii, senin çocuklarýn
Timberwolves formasý giyiyor.
Eminim babam
bunu onaylýyordur.
Demek istediðim, babamý hayal
kýrýklýðýna uðratmayacak bir þey olmadýðý.
Kaçýnýlmaz bir þey.
Bu yüzden Þükran Günü
kutlamayý býraktýk.
Tekne motoru,
bozuk kuþ banyosu...
...her zaman bir þey oldu.
Ne yapacaðýz onunla?
Eski mahallede baþýný belaya
sokmaz deðil mi?
Neden sizin
yanýnýza taþýnmýyor?
Biz Katolikler için ölüm
acý-tatlý bir olaydýr.
Getirdiði cefayla acý.
Kurtuluþla tatlý.
Merhuma ve ailesine
getirdiði cefa ile acý.
Kurtuluþun beklediðini
bilenler için tatlý.
Ve kimileri sorabilir,
ölüm nedir?
Son mudur?
Yoksa baþlangýç mý?
Ve yaþam nedir?
Yaþam dediðimiz þey nedir?
Tüm bu sorular böyle
zamanlarda canýnýzý sýkabilir...
...ve bu yüzden yüzünüzü
Tanrý'ya dönersiniz...
Tanrým.
...çünkü Tanrý þefkatlidir.
- O babam mý?
- Hayýr, o Walt dede.
E bölüðü,
2 Mart 1952.
- Kore mi?
- Kore nerede ki?
Törenden sonra
geldiler deðil mi?
Evet, herhalde
jambon olacaðýný duydular.
Ben aþaðýya inip
birkaç sandalye alayým.
- Ben getirebilirim baba...
- Hayýr, þimdi ihtiyacýmýz var...
...gelecek hafta deðil.
Süper, bir tane madalya
buldum. Þuna bakýn.
Daha ne kadar kalmamýz gerek?
Bu taþrada telefonum
çekmiyor ve çok sýkýldým.
Ashley, tatlým.
Deden Walt'a yardým etsene.
- Ben mi?
- Evet, sen.
Walt dede, bu dört sandalye
için yardýma ihtiyacýn var mý?
Hayýr, muhtemelen týrnaklarýný
daha yeni ojelemiþsindir.
Baban beni delirtiyor.
- Neden yolladýnýz ki beni oraya?
- Tamam tatlým birazdan gideceðiz.
Hadi gidelim.
Tanrým, bir eve
kaç tane sýçan sýðar ki?
Dede, bu antika
arabayý ne zaman aldýn?
1972.
Senin böyle eski süper
bir araban olduðunu bilmiyordum.
Evet, sen doðmadan
önce de buradaydý.
Peki onunla ne yapacaksýn, mesela...
...ölünce?
Sonra çalýþma odandaki
süper kanepeyi ne yapacaksýn?
Çünkü gelecek sene
üniversiteye baþlýyorum...
...ve bence yurt odamda
süper dururdu ve hiç mobilyam yok.
Tanrým.
- Sen de kimsin?
- Merhaba, ben Tao.
Ne istiyorsun?
- Hemen yandaki evde oturuyorum.
- Söyle artýk.
- Ben...
- Ne istediðini söyle.
Buji kablonuz var mý?
Amcamýn arabasý eski...
Hayýr, buji kablomuz yok.
Biraz saygýn olsun çük kafa,
yas tutuyoruz burada.
Nasýlsýn Walt?
Bay Kowalski.
- Efendim?
- Bay Kowalski, benim adým bu.
Tabii, Bay Kowalski.
Son aylarýnda karýnýz ve
ben oldukça yakýndýk.
Ölümünden sonra size
göz kulak olmamý istedi.
Ona tüm cemaatime
göz kulak olurum dedim...
...ama özellikle size bakmam
için bana söz verdirdi.
Karýma gösterdiðiniz incelik
için teþekkür ederim.
Söyleyeceðinizi
söylediðinize göre...
...neden gidip diðer koyunlarýnýzla
meþgul olmuyorsunuz?
Tamam mý?
Dorothy, günah çýkarmaya
gitmenizi özellikle istedi.
Son gittiðiniz zamaný
hatýrlamadýðýný söyledi.
- Öyle mi?
- Öyle.
Kiliseyi o kadar da
önemsemediðimi itiraf ediyorum.
Gitmemin tek sebebi oydu.
Ve papaz okulundan
yeni çýkmýþ bir yeniyetmeye de...
...günah çýkarma niyetimin
olmadýðýný da itiraf ediyorum.
Keþke yardým edebilseydim baba,
ama çocuklarý eve götürmeliyim.
- Yoruldular.
- Tamam, hadi gidin.
- Sonra ararým.
- Tamam.
Amerikan malý
alsanýz ölür müsünüz?
Kamyonete nasýl
baktýðýný gördünüz mü?
Tanrým! Sürekli Japon arabasý,
Japon arabasý deyip duruyor.
Annemin cenazesinde bile.
- En azýndan bu sefer bir þey demedi.
- Demesine gerek yok ki.
Ne bekliyordun Mitch? Adam
yýllarca Ford fabrikasýnda çalýþtý.
Bu benim hatam mý?
Sakin ol. Sür, tamam mý?
Çocuklar, radyoyu açayým mý?
Ýyi müzik dinlemek istiyor musunuz?
Lanet barbarlar.
Kalbim kýrýldý.
Kýzýmýn baþka bir koca
bulmasýný istiyorum.
Yeniden evlenirse
evin bir erkeði olur.
Ya Tao? Evin erkeði
orada iþte.
Baksana ona,
bulaþýklarý yýkýyor.
Ablasý ne derse onu yapýyor.
Nasýl evin erkeði olabilir ki?
Biraz sabýrlý ol, büyüdü mü,
evin erkeði olacaktýr.
Ýmkaný yok.
Bugün kutsaldýr
çünkü bir çocuk doðdu.
Bu çocuðe beslemesi için
yemek veriyorum.
Bu çocuðun vücudunu
korumasý için giysi veriyorum.
Bu çocuk bir anne ve
bir baba ile kutsanmýþtýr.
Ve çocuðun ruhu...
...artýk baþýboþ dolaþma
ve eve dön.
Eve dön ruh,
eve dön.
Ýyi bir hayat
yaþa ve yaþlan.
Tanrým.
Eðer bahçesini görseydi,
Polarski mezarýnda dönerdi.
Bu lanet Çinliler niye
taþýndý ki mahalleye?
Yaþlý beyaz adam
niye orada dikiliyor?
Tüm Amerikalýlar
taþýndý bu mahalleden.
Sen niye defolmadýn?
Neden çekip gitmedin
seni aptal ihtiyar?
Tamamen saðýr falan mý oldun?
Selam Walt.
Ben senin arkadaþýn deðilim.
Neden bana Walt deyip duruyorsun?
Özür dilerim, Bay Kowalski.
- Bugün ne satmaya geldin, peder?
- Hiçbir þey.
Bir uðrayýp bakayým dedim.
Bir süredir kilisede göremiyorum seni.
Þimdi iyi dileklerini sundun,
neden yola koyulmuyorsun?
Gerçekten konuþmak
istiyorum, Bay Kowalski.
Bu zaman diliminde deðil evlat.
Neden?
- Benimle bir sorununuz mu var,
Bay Kowalski? - Bilmek istemezsin.
Hayýr, istiyorum.
Bence sen, batýl inançlarý olan yaþlý
kadýnlarýn ellerini tutmak isteyip...
...onlara sonsuzluðu vaat eden,
fazla eðitim görmüþ...
...27 yaþýndaki bir bakiresin.
Oðlan mýsýn, kýz mýsýn anlayamýyorum.
Çinito! Eðer pembe giyseydin, seni
becerirdim ve benim kaltaðým olurdun.
Ne okuyorsun
aptal pirinç sapý?
Öyle yürümeye devam et.
- Seninle konuþurken bana bak.
- Her yerde lanet Asyalýlar var adamým.
Lanet domuzlar.
Þuna bak adamým.
- Oradaki benim kuzenim.
- Senin kuzenin olduðuna emin misin?
- Tabii ki, o benim kuzenim.
- Birisiyle takýlýyor mu?
- Hayýr, yalnýz takýlýyor adamým.
- Yalnýz mý takýlýyor?
Oraya gidelim de onunla
ne iþleri varmýþ bakalým.
Ben de seninkileri seviyorum.
Sana bulaþýyorlar mý?
Sana bulaþýyorlar mý.?
Bunu þimdi halledebiliriz.
Siktirin gidin buradan.
Evet!
Sizi lanet Asyalýlar!
Gidelim!
Tao, hadi adamým,
arabaya atla.
Adamým, arabaya atla.
O pank Meksikalýlar sana
bulaþýyorlar mýydý?
Senin kýçýný kurtardýk adamým.
Hadi adamým,
atla arabaya.
Arabaya atla adamým, hadi.
Takýl bizimle adamým.
Senin kýçýný kurtardýk!
Hadi.
- Hadi Tao, adamým.
- Siktir et onu adamým. Hadi gidelim.
- Hadi Spider.
- Boþ ver.
Boþ ver adamým,
siktir et onu.
Yarýn, seni göreceðim.
- Küçük kýzlar gibi olma.
- Yarýn.
Hadi gidelim adamým.
Silahýmýz var adamým.
Hadi gidelim buradan.
Silahý da alalým.
Korkak!
Tao!
Naber?
Naber, Tao?
N'apýyorsun küçük adam?
Neden kadýn iþleri yapýyorsun?
Ne istiyorsun?
Ne? Gelip küçük kuzenimizle
konuþamaz mýyýz?
Seninle konuþmak istemiyor.
- Ben buradayým deðil mi?
- Spider, o da kim?
- Naber?
- Spider mi?
Sana biraz önce
öyle mi seslendi, Fong?
- Spider?
- Spider'ýn nesi var?
Ne arýyorsun burada?
Hem sen kaç yaþýndasýn?
- Zihnen, senden çok daha büyüðüm.
- Ne?
Hepiniz aptalsýnýz.
Ben içeri giriyorum.
Sue!
Gel de kardeþine
yardým et.
Git baþýmdan, aptal.
Bizimle takýlacak mýsýn
adamým, hadi?
- Atla arabaya.
- Takýl bizimle.
Seni koruyacak birisine ihtiyacýn var.
Kuzenin de bu yüzden burada.
Bak adamým. Oradaydým,
yaptým ve gördüm.
Eskiden herkes beni
dövmek isterdi adamým...
...fakat þimdi, kimse
bana bulaþmak istemiyor.
- Hadi adamým, gidelim.
- Biz kuzeniz deðil mi?
- Hadi.
- Bizler kuzeniz deðil mi?
Biz aileyiz.
Bak, ben Spider'in kardeþiysem,
o da benim kardeþim.
Hadi.
At þu pisliði.
- O kadýn iþi adamým.
- Hadi ellerini kirletelim.
Ne yapmam gerekiyor?
Spider yandaki yaþlý
adamýn dehþet bir arabasý var diyor.
Elimizde demiþtim sana.
Hadi.
- Güzel.
- Küçük kuzenim adam oluyor.
Kýyak araba.
1972 model Gran Torino,
yatýk arka kaporta.
- Kobra jet motoru.
- Adamým, hâlâ þahane durumda.
Þahane durumda adamým.
Bende var bir tane.
Bir Meksikalý, bir Yahudi ve
zenci bir bara girer.
Barmen bunlara
bakar ve þöyle der:
Siktirin gidin buradan!
Demek cemaatim kilise
yerine burada toplanýyor.
- Selam, peder J.
- Selam Mel, selam Darrel.
- Selam peder.
- Merhaba, Walt.
Seni buraya hangi rüzgâr
attý peder. Et piyangosu mu?
Hayýr, sadece Walt ile konuþmaya
geldim, eðer sorun yoksa.
Lanet olsun, peder.
Ýnatçýsýn deðil mi?
Karýnýza söz verdim.
Tamam, hadi içki alalým.
Ben bir Pabst ve bir duble
Jack alayým ve o ne istiyorsa.
- Diyet kola. - Hadi oradan.
Burasý bar. Ýç bir þeyler.
- Cin-tonik alayým.
- Ýþte böyle!
Ne istiyorsun?
Karýnýza, sizi günah çýkarmaya
götürme sözü verdim.
- Neden yapacaksýn ki bunu?
- Çok ýsrar etti.
Zorladý beni.
Tutamayacaðýn sözleri vermeye
heveslisin, deðil mi peder?
- Baþka bir þey hakkýnda konuþalým.
- Ne?
Ölüm ve yaþamdan.
Ölüm ve yaþam. Sen ne
bilirsin ki ölüm ve yaþam hakkýnda?
Çok fazla bildiðimi düþünüyorum.
Ben bir rahibim.
Kalkýyorsun ve ölüm ve yaþam
hakkýnda vaaz veriyorsun...
...fakat tek bildiðin ruhban
okulunda öðrendiklerin.
Direk "Yeni Baþlayanlar
Ýçin Vaaz" el kitabýndan.
Bunu bilemem. Bence...
Ölüm acý-tatlýdýr.
Getirdiði cefayla acý,
getirdiði kurtuluþla tatlý.
Ölüm ve yaþam hakkýnda
bildiðin bu ve bu çok zavallýca.
Siz ne biliyorsunuz Bay Kowalski?
Çok þey biliyorum.
Yaklaþýk üç yýl Kore'deydim.
Teþekkürler.
Adam vurduk.
Süngüledik, 17 yaþýndakileri
küreklerle öldürdük.
Öleceðim güne kadar
hatýrlayacaðým bunlarý.
Korkunç þeyler, fakat birlikte
yaþamam gereken þeyler.
Ve yaþam?
Ben...
...savaþtan sað çýktým...
...evlendim ve aile kurdum.
Görünüþe göre ölüm hakkýnda
yaþamdan daha çok þey biliyorsun.
Belki öyle peder.
Belki de öyle.
Orospu çocuðu.
- Adamým, arabaya atla.
- Tao, n'apýyorsun, arabaya atla!
- Hadi Tao.
- Hadi adamým gidelim, atla!
Siktir adamým, atla!
Alo?
Günaydýn baba,
bir numaralý oðlun Mitch.
Günaydýn mý? Öðleden sonra 1 oldu.
Sabah deðil artýk.
Tamam.
Öðleden sonra o zaman.
- Ne istiyorsun?
- Ne?
Ben mi? Hiçbir þey.
Yani, ne isteyebilirim ki?
Bilmem. Karýn, annenin
mücevherlerini bitirdi bile.
Hayýr baba. Sadece
nasýl olduðuna öðrenmek için aradým.
Eski mahallede
yeni bir þey var mý?
- Hayýr.
- Harika. Ýþler týkýrýnda o zaman.
- Evet.
- Ýyi, iyi o zaman.
- Baba.
- Evet.
Fabrikadaki þu Lion biletleri
olan adamla görüþüyorsun deðil mi?
Baba?
Ne kadar tatlý deðil mi?
Hadi.
Naber?
- Burada ne arýyorsun adamým?
- Hiçbir þey.
- Kendi iþimize bakýyoruz.
- Sadece takýlýyoruz.
Siz burada ne arýyorsunuz?
Ne?
Buraya sadece küçük kuzenimle
takýlmaya gelemez miyim?
- Senin için iyi bir haberim var.
- Gerçekten mi, neymiþ?
- Sadece erkek muhabbeti için.
- Hiç sanmýyorum.
Nedenmiþ?
Hadi adamým, sana
bir þans daha vereceðiz.
- Gitme Tao.
- Sen kendi iþine bak be kýz.
- Hadi gidelim.
- Gel.
Bu da ne böyle?
- Kalk.
- Bahçemden çýkýn.
Dinle ihtiyar, bana
bulaþmak istemezsin.
Beni duydun mu?
Bahçemden çýkýn dedim.
Deli misin?
Git evine.
Tabii, yüzüne bir delik
açýp sonra eve gideceðim...
...ve bebekler gibi uyuyacaðým.
Bundan emin olabilirsin.
Kore'de sizin gibi hergelelerden
1,5 metre istifler...
...*** torbasý yerine kullanýrdýk.
Tamam.
Arkaný kollasan iyi edersin.
Teþekkürler.
Bahçemden çýkýn.
Bu da ne böyle?
Hayýr, hayýr, hayýr.
Daha fazla istemiyorum.
Orada durun.
Neden siz insanlar
beni yalnýz býrakamýyorsunuz?
Bahçene dikmen için
biraz taze soðan getirdik.
- Ýstemiyorum.
- Çok yýllýktýr. Her sene çýkar.
Neden bana tüm bu
çöpleri getiriyorsunuz ki?
Çünkü...
...çünkü Tao'yu kurtardýn.
Kimseyi kurtarmadým.
Birkaç pisliði bahçemden
uzak tuttum o kadar.
- Mahalle için bir kahramansýn.
- Ben kahraman deðilim.
Çok kötü. Öyle olduðunu düþünüyorlar
ve bu yüzden sana hediyeler getiriyorlar.
- Lütfen kabul et.
- Hepsi yanýlýyor.
- Sadece yalnýz kalmak istiyorum.
- Bekle!
Bu annem Vu, ben Sue ve
bu da kardeþim Tao.
- Þurada yaþýyoruz.
- Ee?
Tao bir þey söylemek istiyor.
- Üzgünüm.
- Ne için?
Arabaný çalmaya çalýþtýðým için.
Sana bir þey söyleyeyim evlat.
Mülküme bir kez daha
ayak basarsan, iþin biter.
Merhabalar Walt.
Söyledim sana, günah
çýkarmaya gelmeyeceðim.
Neden polisi aramadýn?
Ne?
Bazý Hmong çeteleriyle
çalýþýyorum ve...
...onlardan mahallede
olay yaþandýðýný duydum.
Neden polisi aramadýn?
Ýþin aslý, gelsinler
diye dua ettim ama...
...kimse cevap vermedi.
- Aklýndan ne geçiyordu?
Birisi ölebilirdi. Burada ölüm
ve yaþamdan bahsediyoruz.
Ýþler ters gittiðinde,
çabuk harekete geçmen gerekir.
Biz Kore'deyken, çýðlýk atan binlerce
pislik bizim topraklarýmýza gelirken...
...polisi çaðýrmadýk. Harekete geçtik.
- Kore'de deðiliz, Bay Kowalski.
Ölüm ve yaþam hakkýnda
konuþtuklarýmýzý düþünüyordum.
Dedikleriniz hakkýnda.
Sizi býrakmayacak korkunç
þeyler ve yapmak zorunda kaldýðýnýz...
...korkunç þeyler hakkýnda.
Bu yükün birazýný atmak size
yardýmcý olacaktýr.
Savaþ sýrasýnda
yapýlan þeyler berbattýr.
Öldürme emri almak...
...kendini korumak için öldürmek,
baþkalarýný korumak için öldürmek.
Doðru söylüyorsun, bunlar
hakkýnda hiçbir þey bilmiyorum...
...fakat baðýþlamayý biliyorum...
...ve günahlarýný itiraf eden,
suçlarýný kabul eden...
...ve yüklerinden kurtulan
birçok adam gördüm.
Senden daha güçlü adamlar!
Savaþta dehþet verici þeyler
yapmaya zorlanan...
...ama þimdi huzur
bulan adamlar.
Hakkýný vermek
lazým peder...
...bu sefer dolu gelmiþsin.
- Teþekkürler!
- Ve bir þey hakkýnda haklýsýn.
Benden daha güçlü olan
ve kurtuluþa eren adamlar var.
Þükrüne koyayým.
- Fakat bir þey hakkýnda yanýlýyorsun.
- Neymiþ o Bay Kowalski?
Bir adamý en çok kovalayan þeyler
emredilmeden yaptýklarýdýr.
Ýþte, sonunda
adama benzedin.
Saçýný daha sýk kestirmelisin,
seni adi orospu çocuðu.
Hâlâ burada
olmana þaþýrýyorum.
Hep geberirsin de buraya iþini
bilen biri gelir diye ümit ettim.
Onun yerinde hâlâ etrafta dolaþýyorsun,
seni amýna koduðumun pis Ýtalyaný.
- Borcun 10 dolar, Walt.
- Tanrý aþkýna, 10 dolar mý, Martin?
Yarý Yahudi falan mýsýn?
Sürekli zam yapýp duruyorsun.
Son beþ yýldýr 10 dolardý,
seni kartlaþmýþ, hergele Pollack.
- Üstü kalsýn.
- 3 haftaya görüþürüz, ibne herif.
Önce ben seni
görmezsem, bok torbasý.
Bana uyar.
Þuna bak.
Sýký kalçalý kýz, gel buraya.
Merhaba diyemiyor musun?
Yoksa durup altýna mý edeceksin.
- Sen adam mýsýn þimdi?
- Sorun yok adamým.
Benim mahallemde
ne arýyorsun, oðlan?
Hiçbir þey, sadece CD almak için
köþedeki dükkana gidiyorduk.
Süper, deðil mi kardeþ?
- Sana kardeþ dedi.
- Hadi, süper deðil mi kardeþ?
- Süper.
- Kapa çeneni.
Bana bir kez daha kardeþ
dersen, aðzýna sýçarým.
- Evet amýna koduðum.
- Ne sikime geldin buraya?
Bu küçük
hediyeyi mi getirdin yoksa?
Tatlý doðuluyu. Endiþelenme,
ona iyi bakarým.
- Siktir git buradan.
- Siktir git lan!
Yanýnda da orospusu varmýþ.
Orada kal.
Harika.
Asyalý fetiþi olan bir pislik daha.
Tanrým, geçmedi mi artýk bunlar?
Adýn ne kýz?
Adým mý?
Gelsene buraya.
Adým "Geçen her kadýna sarkanlarýn
kabalýklarýný alýp bir taraflarýna sokan."
Adým bu iþte.
Kiminle konuþtuðunu
sanýyorsun sen?
Kim gibi görünüyor?
Kendini komik
sanýyorsun deðil mi?
- Adamým, kýz zorlu.
- N'oldu? Vuracak mýsýn bana?
Bu olayý tamamlardý herhalde.
Orospunun tasmasýný
iyi tutmam gerek.
Geçir boynuna bir zincir
ve asýl asýlabildiðin kadar.
- Direk basmakalýp sözlüðünden.
- Evet.
Ayný cümle içinde hem
orospu hem kaltak de bana.
Bu kaltak deli adamým.
- Onu böyle seviyorum.
- Al þu kaltaðý.
Ne zaman vazgeçmen
gerektiðini bilmiyorsun deðil mi kýz?
Sana dersini vereyim.
Býrakýn! Býrakýn beni!
Geç oraya bakayým.
Neye bakýyorsun ihtiyar?
Siz zenciler
ne yapýyorsunuz?
Zenciler mi?
Hâlâ izin veriyorken buradan
gitsen iyi olur pis beyaz.
Gitsen iyi olur.
Ne sanýyor kendini?
Arada sýrada, bulaþmaman
gereken birisiyle karþýlaþtýðýný...
...fark ettin mi?
Ýþte o benim.
Delisin sen.
Git buradan adamým.
Neden biz senin
kýrýþmýþ götüne tekmeyi...
...basmadan buradan
topuklamýyorsun.
Nesi var bunun?
- Bu orospu çocuðu delirmiþ!
- O da ne? Ne?
Kamyonete bin.
- Deli herif.
- Nesi var bunun adamým?
- Babalýk hadi.
- Kapayýn çenenizi!
Hiç dinlemiyorsunuz deðil mi?
- Kamyonete bin.
- Kamyonete bin kýz.
- Býrak onu ihtiyar.
- Kapa çeneni korkak.
O kardeþ
saçmalýðý da neydi?
Kahraman falan
olmaya çalýþýyorsun.
Bunlar senin kardeþin
olmak istememekle haklýlar.
Þimdi kaldýr o soluk
götünü de, topukla.
Kendinize iyi bakýn.
Sen de.
Ýþte bu.
Neden bir þey yapmadýn?
Nasýl adamsýn sen?
Siktir.
Eðer o tabancayý senin yüzüne
dayasaydý sen de kalýrdýn öyle.
Ne yapýyorsun
sen, Tanrý aþkýna?
Kendini öldürtmeye mi
çalýþýyorsun?
Siz Asyalý kýzlarýn
zeki olduðunu sanýyordum.
Öyle bir yerde dolanmak, cenaze
ilanlarýna çýkmanýn en kýsa yoludur.
Biliyorum, biliyorum.
Sakin ol.
Ya yanýndaki o
þapþala ne demeli.
Erkek arkadaþýn falan mýydý?
- Öyle gibi. Adý Trey.
- Onunla çýkmamalýsýn.
Kendi insanlarýnda çýkmalýsýn.
Diðer Hummonglarla.
Hmong mu demek istedin?
- Hmong, Hummong deðil.
- Her neyse.
Hummong,
yani Hmong nedir ki?
Çok aydýnlandýn biliyor musun?
Hmong, bir yerin deðil,
bir halkýn ismidir.
Benim halkým, Laos, Tayland
ve Çin'in deðiþik yerlerinden gelir.
Benim mahalleme nasýl düþtünüz?
Neden orada kalmadýnýz?
Vietnam'la ilgili.
Sizin tarafýnýzdaydýk ve
Amerika yenilince...
...komünistler diðer
Hmonglarý öldürmeye baþladý.
Biz de buraya geldik.
Nasýl ortabatýya geldiniz bilmiyorum.
Yýlýn 6 ayý yerde kar var.
Ne yani? Orman halký
donmuþ tundrada mý yaþamak istedi?
Tepe halký. Biz tepe halkýyýz.
Orman halký deðil.
Evet, neyse ne.
Lüteriyenleri suçla.
Bizi buraya onlar getirdi.
Herkes Lüteriyenleri suçluyor.
Soðuk, aptallarý dýþarýda
tutar sanýyorsun.
Býraktýðýn için sað ol.
Aslýnda var ya,
sen fena deðilsin.
Peki ya ahmak kardeþine ne demeli?
Geri zekâlý falan mý?
Aslýnda Tao çok zekidir.
Sadece gideceði yönü bilmiyor.
- Zavallý kurbaða.
- Aslýnda yaygýn bir þey.
Hmong kýzlarý daha
kolay uyum saðlýyor.
Kýzlar üniversiteye giderken
erkekler hapse giriyor.
O yaþlý karý
benden nefret ediyor.
Bugün doðum
günün, Daisy.
Bu sene iki yoldan
birisini seçmelisin.
Ýkinci þanslar çýkacak yoluna.
Sýra dýþý olaylar
hayal kýrýklýklarýyla sonuçlanacak.
Þanslý numaralarýnýz:
84, 23, 11, 78 ve 99.
Zýrvaya bak.
Evet.
Bu zamane
çocuklarý nasýl böyle?
Pekâlâ.
- Size yardým edeyim.
- Teþekkürler.
Bak sen þu iþe?
Bak þu iþe, Daisy?
- O biraz aðýr yalnýz.
- Sorun deðil.
- Evet Karen. Ver onu hadi.
- Ýþte.
- Bu ne?
- Tutmaç.
Böylece yukarýdaki
þeylere ulaþabiliyorsun.
Ýþleri çok kolaylaþtýrýyor.
Bu da benden.
Bir telefon.
Kör deðilim.
Düþündüm ki, düþündük ki,
oldukça iþine yarar.
Teþekkürler Karen.
Ýþleri kolaylaþtýrmanýn
yanlýþ bir tarafý yok.
Karen haklý baba.
Hayatýn boyunca çok çalýþtýn.
Biraz aðýrdan almanýn
zamaný gelmiþtir belki de?
Ve bir þey daha baba,
tabutuna çivi çakmayý býrak artýk.
Evi düþünüyorduk.
Annem öldüðünden beri,
burayý çekip çevirmek zorlaþtý.
Temizlemeyi saymýyorum bile.
Ve burada yapayalnýzsýn...
Evet, çok iyi yerler var.
Bahçeyi düzeltmek ve...
...kar küremek zorunda
olmadýðýn topluluklar.
Senin gibi aktif
fakat yalnýz insanlarýn...
...ve yaþýtlarýnýn yanýnda
olmanýn iyi yanlarý var.
Evet baba. Bir göz at.
Birkaç broþür getirdik.
Bu yerler hiç de düþündüðün
gibi deðil. Çok harika yerler.
Evet, çok güzeller.
Gerçekten çok iyiler.
Gerçekten.
Birinci kalite barýnaklar.
- Otelde yaþamak gibi aslýnda.
- Çok güzeller.
- Gerçekten.
- Evet.
Her þeyin icabýna bakýyorlar.
Temizliyorlar. Çok iyiler.
Yeni ayakkabý alabileceðin,
çok güzel maðazalarý var.
Ýnanýlmazlar, gerçekten.
Ýyi vakit geçirirsin,
golf oynarsýn belki.
Baþka insanlarla tanýþýrsýn.
Mendebur herif! Doðum
gününde bizi kapý dýþarý etti.
Bunun kötü bir fikir
olduðunu söylemiþtim sana.
- Haklýydýn. - Kimsenin yardým
etmesine izin vermiyor.
Denedik ama.
Kes artýk, olur mu?
Kimse denemediniz diyemez.
Nesi varsa onun?
Yapmamalýydýk.
Josh ve Ashley ile
evde kalmalýydýk.
En azýndan onlar
buraya gelmeyecek kadar akýllý.
O lanet olasýcalar
bizden daha iyiler.
Anneyi özledik,
deðil mi Daisy?
Selam Walt!
Ne yapýyorsun?
Mangal yapýyoruz.
Gelmek ister misin?
- Sence?
- Tonlarca yemek var.
- Elini köpeðime sürme yeter.
- Endiþelenme. Biz sadece kedi yiyoruz.
- Gerçekten mi?
- Hayýr, þaka yapýyorum aptal.
- Hadi, onur konuðum olursun.
- Hayýr, burada iyiyim.
- Hassiktir.
- Peki, ne yedin bugün?
Bir parça kek ve
kurutulmuþ et.
Gel ve bir þeyler ye.
Biramýz da var.
Aslýnda...
...tek baþýma içmektense
yabancýlarla da bira içebilirim.
Doðum günüm ne de olsa.
- Gerçekten mi? Mutlu yýllar Wally!
- Bana Wally deme.
- Biralarýn arasýnda Pabst yok.
- Þöyle derler, "Hmong'dayken...
N'aptým þimdi? Kime baksam
kafalarýný öne indiriyorlar.
- Ne diyor?
- Evimize hoþ geldin diyor.
- Hayýr, demiyor.
- Evet, demiyor.
- Benden nefret ediyor.
- Evet senden nefret ediyor.
Tamam.
Ne? Hem siz balýk kafalýlar
neye bakýyorsunuz öyle?
Bence öteki odaya
geçelim. Ýzninizle.
Bu evdeki insanlar
çok gelenekçidir.
1- Sakýn bir Hmong'un
kafasýna dokunma.
Çocuklarýn bile. Hmong'lar ruhun
kafada olduðuna inanýrlar.
O yüzden yapma.
- Aptalca ama tamam.
Ve birçoðu bir insanla göz
temasý kurmayý çok kaba bulur.
Bu yüzden sen onlara bakýnca
kafalarýný aþaðý indiriyorlar.
Baþka?
Bazý Hmong'lara baðýrdýðýnda
gülümser veya sýrýtýr.
Kültürel bir þey.
Utanmayý ve güvensizliði gösterir,
sana gerçekten gülmezler.
Delisiniz siz.
Fakat yemekler...
...güzel görünüyor ve güzel kokuyor.
- Ne sandýn? Hmong yemeði.
Ben birkaç saniye
sonra dönerim.
- Ýþte burada.
- Teþekkürler. Ýnsanlara...
...bakmaktan bahsettin ama o
bana bakýp durdu.
O Kor Khue.
Lor ailesinin þamaný.
- Ne o? Cinci falan mý?
- Onun gibi bir þey.
- Boeki Boo.
- Komik adamsýn Wally.
Kor Khue'nin ilgisini çekmiþsin.
Yaptýðýný duymuþ.
Seni okumak istiyor.
Ona izin vermemek çok büyük
kabalýk olur. Büyük bir onurdur.
- Evet, tabi. Benim için sorun yok.
- Pekâlâ, otur bakalým.
Ýnsanlar sana saygý duymuyorlar.
Yüzüne bile bakmak istemiyorlar.
Yaþadýðýn hayatta,
yemeðin tadý tuzu yok.
Hayatýn seni yýpratýyor.
Hata yapmýþsýn ve geçmiþ
hayatýn yaptýðýn bir hatadan ibaret.
Hayatýndan memnun deðilsin.
Hayatýnda hiç mutluluk yok.
Huzur bulamamýþsýn gibi.
Ýyi misin?
Evet, iyiyim.
Ýyiyim, iyiyim.
Tanrým! Bu yabancýlarla kendi þýmarýk
ailemden daha çok ortak noktam var.
Tanrým!
Mutlu yýllar!
- Ýyi misin?
- Evet, iyiyim.
- Kan gelmiþti.
- Dilimi ýsýrdým sadece.
Bir þey yok.
Hadi aþaðýya inip
þu güzel yemekten yiyelim.
Açlýktan ölüyorum.
Tamam.
Siz hanýmlar harikasýnýz.
Bu yemek gerçekten iyi.
- Hadi seni obur!
- N'oldu?
- Hadi gidelim.
- Sebep?
- Milleti tanýmak için.
- Burada da tanýyabiliriz.
Hayýr. Bana, beni
yalnýz býrakma demiþtin.
Çok teþekkür ederim.
Þimdi gitmeliyim.
Geleceðim.
Yemeklerime dokunmayýn.
- Bak bak, burada kim varmýþ.
- Gran Torinomu çalan çocuk.
- Kardeþim Tao.
- Denedi en azýndan, kurbaða.
Sallanýyordu ama
þimdi mis gibi oldu.
Bu da ne?
Pirinç likörü.
Denesene.
Pekâlâ.
Arkadaþlarýmla burada
ne aradýðýný merak ediyoruz?
Ýyi soru.
Burada ne arýyorum?
- Ben Walt.
- Selam Walt. Ben Wa Xam.
- Wa Yam?
- Hayýr. Wa Xam.
- Wa Xam, tamamdýr.
- Ee, ne yaparsýn?
- Bir þeyleri tamir ederim. Böyle
þeyler iþte. - Ne gibi?
Oradaki kurutucuyu
tamir ettim bak.
Lavaboyu tamir ettim.
Yaþlý Merry teyzeyi reçete
yazdýrmak için doktora götürdüm.
Onu da tamir ettirdim.
Daha bozulmamýþ kapýyý bile
tamir ettim.
Komiksin.
Bana her þey dediler
ama komik dememiþlerdi.
- Þimdi gitmeliyim. Keyfine bak.
- Tamam, Yam Yam. Görüþürüz.
Hadi adamým.
Rahatla, çük kafa.
Seni vurmayacaðým.
Sen olsaydým ben de
kafamý yere indirirdim.
Seni ilk gördüðümde iþe yaramaz
biri olduðunu anlamýþtým.
Kadýnlarla aran,
hýrsýzlýðýndan daha kötü, kurbaða.
- Adým Tao.
- Ne?
Kurbaða deðil, Tao.
Adým Tao.
Oradaki kýzla þansýný
berbat ediyorsun.
Senin gibi bir kurbaða
umrumda deðil zaten.
Neden bahsettiðini bilmiyorsun.
Yanýlýyorsun sünnetsiz.
Neden bahsettiðimi çok iyi biliyorum.
Dünyadaki en tatlý
insan olmayabilirim...
...fakat dünyadaki
en güzel kadýnla evlendim.
Çabalamam gerekti.
Açýkçasý, baþýma gelen en iyi þeydi.
Fakat sen...
...Klik Klak, Ding ***
ve Charlie Chan'in...
...bayan adý-bilmem-ne ile
gitmesine izin veriyorsun.
Senden hoþlanýyor,
nedenini bilmesem de.
Kim?
Yam Yam!
Mor süveterli kýz. Tüm gün
sana bakýp durdu, aptal.
- Wa Xam mý?
- Evet, Yam Yam. Evet.
Ýyi kýz, çok çekici.
Konuþtum onunla...
...fakat sen onun "Komedi Üçlüsü"yle
gitmesine izin verdin.
Ve neden biliyor musun?
Çünkü sen koca
þiþman bir korkaksýn.
Gitmeliyim.
Ýyi günler, korkak.
Yeter, yeter.
Tamam, koyun onlarý þuraya.
Hayýr, hayýr.
Yeter, yeter.
Yeter artýk, lütfen...
Daha önce de getirdiðiniz
tavuk köftesinden mi bu?
Pekâlâ.
Sürekli kurutulmuþ et
yemekten iyidir.
Neler oluyor?
- Neler oluyor?
- Tao kendini affettirmek için geldi.
- Senin için çalýþacak.
- Hayýr, çalýþmayacak.
Benim için çalýþmayacak.
Annem, ailemizin onuruna leke sürdü,
þimdi borcunu ödemesi gerek diyor.
- Yarýn sabah baþlayacak.
- Ne yarýn ne de baþka zaman olmaz.
Onun mülküme
girmesini bile istemiyorum.
Bunu hallettik sanýyordum.
Annem için
kabul etmen çok önemli...
...ve reddedersen
annemi aþaðýlamýþ olursun.
Neden suçu benim üstüme atýyorsunuz?
Arabamý çalmaya çalýþan oydu...
...ve birden
kötü adam ben oluyorum.
Bak, ailem çok gelenekseldir...
...ve eðer Tao'nun borcunu ödemesine
izin vermezsen çok üzülürler.
Eðer istemiyorsa,
gidelim o zaman.
Kapa çeneni!
Evet, kapa çeneni.
Pekâlâ, yarýn, yarýn.
Teþekkürler.
Ýsa, Yusuf ve Meryem.
Bu Hmong'lar da yapýþýyorlar adama.
Vay hergele!
Geleceðini düþünmemiþtim.
Pekâlâ, nede iyisin?
- Ne gibi?
- Ben de onu soruyorum.
Benim için çalýþacaksan,
nede iyi olduðunu bilmem gerek.
- Neler yapabileceðini bilmeliyim.
- Bilmem.
Ben de aþaðý yukarý
böyle diyeceðini bekliyordum.
Oradaki aðacý gördün mü?
Git oraya ve kuþlarý say.
- Kuþlarý saymamý mý istiyorsun?
- Evet, saymayý biliyorsun deðil mi?
Siz Asyalýlarýn matematikte
iyi olmasý lazým, deðil mi?
- Evet, saymayý biliyorum.
- Güzel.
Bir, iki...
Ne yapmamý istersin?
Boyanýn kurumasýný mý izleyeyim...
...ya da geçen
bulutlarý mý sayayým?
Dalga geçme benimle, çocuk.
Çalmaya çalýþan ben deðildim,
unutma bunu.
Durma.
Beni aþaðýlaman ya da ýrkçý
sözler söylemen umrumda deðil.
Neden biliyor musun? Katlanabilirim.
- Tabii ki katlanacaksýn...
...çünkü cesaretin yok çocuk.
Mecburen buradayým. Neden bana
iþe yarayacaðým bir þey bulmuyorsun?
Senin aksine, ben iþe yaramaz deðilim.
Ýþlerimi kendim hallediyorum.
Bu pislikler ama diðer yandan,
dayanamýyorum.
Ne kadar daha yanýmdasýn?
Kurbaða, ne kadar dedim?
Gelecek cumaya kadar.
Tamam. Garajdan
merdiveni al.
Çatýyla iþin bitince,
oluðu da yerine çivile.
Son üç yýldýr ona
bakmaktan yoruldum.
Evet, aynen kardeþim.
Merhaba.
Dedem diyor ki,
Tao'ya bizim verandanýn...
...altýndaki kocaman eþek arýsý
kovanýný temizletebilir misin?
Eþek arýsý kovaný mý?
Bu çok kötü.
Sanýrým öðle yemeðinden
sonra halledebiliriz.
Tanrým!
Kes þunu artýk.
Bugün son günüm.
Benim için baþka neyin var?
Bugün dinlen.
Yeterince çalýþtýn.
Kurbaða!
Yok bir þey.
Boþ ver.
Kowski?
Kowski?
Kowski?
Bay Kowalski?
Günaydýn.
Sonuçlarýnýza baktým ve
bence en iyisi tüm testlere baþlayalým.
Böylece tüm sorunlarýnýz
hakkýnda bilgi sahibi oluruz.
Özür dilerim, her zamanki doktorum
Dr. Felmon'a ne oldu?
Dr. Felmon üç yýl
önce emekli oldu.
Onun yerine ben atandým.
Adým Dr. Chang.
- Walt dede arýyor.
- Açsana.
- Sen konuþ onunla!
- Mitch.
- Burada faturalarý yazýyorum.
- Onunla sen konuþ, senin baban.
Selam baba.
Selam Mitch.
Benim, baban.
Evet, biliyorum.
Ne var ne yok?
Hiçbir þey, hiçbir þey aslýnda.
Nasýl gidiyor?
Ýyiyim.
Karen ve çocuklar nasýl peki?
Ýyi, herkes çok iyi baba. Ýyiyiz.
Tamam. Ýþin nasýl?
Meþgul.
Evet, sanýrým...
Aslýnda, meþgulden bahsetmiþken,
yapmam gereken çok iþ var baba...
...yani eðer çok
önemli bir þey deðilse...
Hayýr, hiç de deðil.
Bu hafta sonu arasana.
Tabii ki.
Seninle konuþmak güzeldi.
Aradýðýn için sað ol.
Teþekkürler.
Bu çocuðun þansý bile yok.
Musluklar hakkýnda ne bilirsin?
Çok þey bilirim, çocuk.
Hem de çok.
- Tanrým. Pete aþkýna.
- N'oldu?
Burasý yüz derece falan herhalde.
Vantilatörü çalýþtýr.
Burasý dökülüyor.
Tüm bu aletleri nerden buldun?
- Neden bahsediyorsun?
- Tüm bu alet edevatý diyorum.
Bir hýrsýzý þaþýrtabilir ama...
...bunlarý satýn aldým.
Hepsini kendi paramla.
Tabi, tabi. Onu kastetmedim.
Burada çok fazla þey var diyorum.
Buradaki her aletin bir amacý,
yaptýðý bir iþ vardýr.
Hepsi gerekli olduðu yerde kullanýlýr.
- Tamam, peki bu ne o zaman?
- O delgi.
- Ya þu?
Kerpeten.
Yan keski,
onun mala olduðunu biliyorsun.
Orada bahçe makasý var
ve þu da testere.
O da çekiç.
Beni kandýramazsýn çocuk.
Pekâlâ, çýkar baklayý.
Sadece... tüm bunlarý
almaya param yetmez.
Sanýrým, senin gibi
kalýn kafalý biri bile...
...bunlarý toplamanýn
elli yýl sürdüðünü anlayabilir.
- Evet, fakat...
- Pekâlâ, bak. Ýþte.
Buradaki üç alet senindir.
Bu pas çözücü, kerpeten
ve biraz koli bandý.
Ýþini bilen
herhangi bir adam...
...evdeki iþlerin yarýsýný
sadece bu üç þeyle halledebilir.
Baþka bir þeye ihtiyacýn olursa,
ödünç alýrsýn olur biter.
Tamam, süper.
- Hassiktir.
- Bu da ne?
Hiçbir þey.
Ne?
Hiçbir þey öyle mi?
Biraz önce öksürüðünden kan geldi.
Bu hiç de iyi deðil.
Bir doktora görünmelisin.
Bak...
...oradakiler,
geçen gece bahçeme gelenler.
- Kim onlar? - Sadece bir çete.
Birkaç çete üyesi Hmong.
Ben de öyle düþünmüþtüm.
Burada ne iþleri var?
Beni de aralarýna alacaklardý.
Kabul sýnavýmda baþarýsýz olduðumda...
...kýzdýlar biraz.
Korkaksýn iþte. Böyle
adamlarla takýlmak istiyorsun.
Kabul sýnavýn neydi peki?
Gran Torinom mu?
Bak sen þu iþe!
Kurbaða.
Ýþin var mý?
Ýþte.
Olay þu.
Yukarýyý ben alýyorum, çünkü
orasý daha aðýr. Oradan çekeceðim...
...ve sen de aþaðýda durup iteceksin.
Her basamakta bana yardým edeceksin.
- Böyle iþte. - O zaman yukarýyý
benim almama izin ver.
Hayýr, hayýr,
yukarýsý bende.
Hayýr, yukarýyý ben alýyorum.
Bayaðý aðýr görünüyor.
Bak, ben sakat deðilim.
Yukarýyý ben alýyorum.
Yukarýyý almama izin vermezsen,
yardým etmem. Ben eve gidiyorum.
- Dinle beni çük kafa.
- Hayýr, sen beni dinle ihtiyar!
Buradayým çünkü
yardýma ihtiyacýn var.
Yani, ya yukarýyý alýrým
ya da giderim.
Pekâlâ, sen yukarýyý al,
ben de iteyim.
O küçük kýz ellerinden
kaydýrýp da beni ezme.
Aklýma sokma þimdi.
Bu þey bir ton çeker.
Saat gibi çalýþýr ama.
Artýk bunun gibisini yapmýyorlar.
- Ee, ne yapacaksýn onunla?
- Satarým herhalde.
- Ne kadara?
- 60 kaðýt.
Bodrumda öyle
durmasýndan sýkýldým artýk.
Neden sordun?
Dondurucu mu arýyorsun?
- Bizimkinin iþi bitti gibi.
- Tamam, 25 kaðýda senindir.
25 mi?
Biraz önce 60 dedin.
Biliyorum, ilan parasý
bana kalacak.
Hadi, sizin eve kadar götürelim.
- Biraz ironik deðil mi?
- Ne?
Kurbaðanýn senden çalmaya
çalýþtýðý arabayý yýkamasý.
Evet, eðer bir yeri atlarsa,
tekrar yýkar ama.
Ona böyle göz kulak
olman çok iyi.
Hayatýnda örnek
alacaðý kimse yok.
- Ben örnek alýnacak birisi deðilim.
- Fakat iyi adamsýn Wally.
- Keþke babamýz biraz senin gibi
olsaydý. - Bana Wally deyip durma.
Hayýr, ciddiyim. Bize çok
yüklenirdi. Çok geleneksel...
...ve gerçekten eski kafalýydý.
- Ben de eski kafalýyým.
Evet, fakat sen Amerikalýsýn.
Bu ne anlama
geliyor þimdi?
- Onu seviyorsun deðil mi?
- Þaka mý yapýyorsun?
Arabamý çalmaya çalýþtý.
Ve sen de onunla zaman
geçirip, tamir etmeyi öðretiyorsun.
Piç kuzenlerimizden kurtardýn.
Aðzýndan çýkaný
kulaðýn duysun bayan.
- Ve iyi bir adamsýn.
- Ýyi bir adam deðilim.
Bir tane daha bira ver,
ejderha haným. Bu bitti.
Hmong'lar bahçývanlýðý
kadýn iþi olarak görürler.
Bu yüzden seni sürekli
bahçede görüyorum herhalde.
- Ayrýca biz Hu-Mong'da deðiliz.
- Komik.
Býrakmalýsýn onu.
- Senin için kötü. - Öyle mi?
Çete üyesi olmak da kötü, bok torbasý.
Biraz önce
ne dediðimi duymadýn mý?
Öksürüðünden kan
geldiðini gördüm. Býrakmalýsýn.
Hem o arma da ne?
Antik izcilik arman mý?
1. süvari alayý.
1951'den beri bende.
Ýleride ne yapmayý
düþünüyorsun çocuk?
Bilmem, ticaret
yaparým diyordum.
Ticaret öyle mi? En büyük
oðlum ticaret iþinde.
Ýþleri iyi mi?
Evet tabii.
Çalma izni var.
Ben 50 yýl Ford fabrikasýnda çalýþtým,
o ise gitmiþ Japon arabasý satýyor.
- Araba mý yaptýn yani?
- Evet.
1972'de bu Gran Torino'ya
direksiyon milini taktým.
Gerçekten ihtiyarsýn.
Süper!
Ticarete atýlmak
istiyorsun demek?
Okula gitmeyi
düþünüyor musun peki?
- Fakat okul için para lazým.
- Belki de bir iþ bulmalýsýn.
Hayatýnýn geri kalanýnda oturup
bahçemi malçlamayacaksýn herhalde.
- Bana ödeme yaparsýn belki.
- Tabii, çok komik.
- Nasýl bir iþe girebilirim ki?
- Evet haklýsýn. Kimse seni iþe almaz.
Bak, sadece
þaka yapýyorum çü...yani...
Ýþ bulabilirsin
Her yerde iþ bulabilirsin.
Neresi mesela?
- Ýnþaat iþine ne dersin?
- Ben mi?
- Evet.
- Ýnþaat?
- Evet.
- Alzaymýr'ýn falan mý var senin?
Hayýr, þantiyede iþ bul.
Tanýdýklarým var.
Tabii, biraz ayarlamalar
yapýp seni adam etmem lazým.
- Beni adam etmek mi?
- Evet.
Ve ayrýca bayan Yam Yam'la da
çýkman gerek bence.
Kendine iyilik et biraz.
Cevherini çýkart ortaya.
Þimdi sadece erkeklerin
nasýl konuþtuðunu öðrenmelisin.
Þimdi Martin ve benim
atýþmalarýmýzý dinle sadece.
- Ýyi misin? Hazýr mýsýn?
- Evet.
Girelim bakalým.
Mükemmel.
Bir Pollack ve bir de çekik gözlü.
Nasýlsýn Martin,
seni deli ibne Ýtalyan?
Walt, adi þerefsiz,
senin geleceðini anlamalýydým...
...günüm çok iyi geçiyordu.
- Ne yaptýn?
Kör bir adamýn
parasýný mý aldýn?
Para üstünü mü yanlýþ verdin?
- Bu Japon da kim?
Yan evde oturan korkak bir çocuk.
Onu adam etmeye çalýþýyorum biraz.
Gördün mü çocuk? Ýþte bir erkek
diðeriyle böyle konuþur.
- Öyle mi?
- Kulaðýnda pislik mi var senin?
Þimdi çýk dýþarý, geri gel
ve adam gibi konuþ.
Gerçek bir adam gibi.
Hadi. Çýk dýþarý!
Þimdi geri gel.
Üzgünüm bunun için.
Sorun deðil.
N'aber ihtiyar
ibne Ýtalyan?
Kafaný uçurmadan dükkanýmdan
çýk seni lanet saksocu.
Tanrým.
Lanet olsun!
Sakin ol. Ne yapýyorsun?
Aklýný mý kaçýrdýn?
Öyle dedin.
Erkek adam öyle konuþur dedin.
Bir adamýn dükkânýna girip
aþaðýlamazsýn. Yapmazsýn öyle.
Ya yabancý birisiyle
karþýlaþýrsan ne olacak?
Yanlýþ konuþursan
o aptal kafaný uçuracaktýr.
- Ne demeliydim peki?
- Selam veya merhaba ile baþla mesela.
Evet, içeri gir ve:
"Efendim, eðer müsaitseniz
saçýmý kestirmek istiyorum" de.
Evet, kibar ol ama
yalakalýk yapma.
Aslýnda biraz önce çýktýðýn
inþaat iþinden bahsedebilirsin...
...ve arabandaki kýz arkadaþýn
hakkýnda sýzlanabilirsin.
Orospu çocuðu,
frenleri yeni tamir ettirdim...
...ve o orospu çocuklarý
beni soyup soðana çevirdi.
Direk girdi götüme.
Adama küfür etme. Sadece
odada olmayan kiþilerden bahset.
Bovling gecesinde sana fazla mesai
yaptýran patronun hakkýnda sýzlan.
Tabii, benim ihtiyar bakkal
günü geçmiþ kuponlarý...
...almadý diye
2 saat çemkiriyor...
...ve maç baþladýðýnda da hiç
konuþmuyoruz diye aðlamaya baþlýyor.
Gördün mü? Þimdi dýþarý çýk,
içeri gel ve konuþ onunla.
Roket bilimi deðil ki
bu Tanrý aþkýna.
Evet ama ne iþim, ne arabam,
ne de kýz arkadaþým var.
Tanrým, þansým varken
kafasýný uçurmalýydým.
Belki de, þimdi arkaný
dönüp dýþarý çýkmaný...
...geri gelmeni ve
iþe, kýz arkadaþa, geleceðe...
...ve hiçbir þeye sahip
olmayýþýn hakkýnda konuþma.
Sadece dön ve git.
Efendim, eðer meþgul deðilseniz
saçýmý kesebilir misiniz?
Seni ihtiyar orospu çocuðu
ibne Ýtalyan berber.
Adamým, inþaat iþinde
diðer elemanlardan ne çekiyorum.
Siktir.
- Her þey tamam deðil mi?
- Evet, evet.
Bana evetleme. Sadece: "Evet efendim,
elimden geleni yapacaðým" de.
- Tamam, elimden geleni yapacaðým.
- Çünkü ben birisine kefil olduðumda...
...bu onlara söz
verdiðim anlamýna gelir.
Beni utandýrmaný istemem.
Hayýr, ben iyiyim.
Hevesliyim.
Hemen yayýlma.
Direk gözlerinin
içine bak...
...ve bir adam el sýkýþýndan
çok þey anlayabilir.
- Bunu arka cebine koy.
- Süper.
Batýrma bunu.
Kennedy, seni
saf ayyaþ Ýrlandalý, nasýlsýn?
- Kötüyüm ama kim dinler ki?
- Ben deðil, orasý kesin.
Keyfine bak Walt,
seni aptal Pollack.
Tamam, bu sana
bahsettiðim çocuk.
Tao, bu Tim Kennedy,
bu iþte bir numaradýr.
Elimizde ne var Walt?
Ýnþaat iþinden anlýyor
ve zeki çocuktur.
Neye ihtiyacýn
olursa yapar.
- Emin misin?
- Evet.
- Ýngilizce biliyor musun?
- Evet, efendim.
- Burada mý doðdun?
- Öyle.
Seni buraya Walt getirdi
herhalde. Araban var mý?
Þu an yok. Þimdilik
otobüsle idare edeceðim.
Otobüs mü? Tanrým!
Araban yok mu yani?
Kapak contasý çatladý ve
maðazadaki lanet olasý ibneler...
...2100 dolar istedi.
Geçenlerde Tahoe'imin
þanzýmanýný deðiþtirttim...
...orospu çocuklarý beni
3200 dolar kadar soydular.
- Lanet hýrsýzlar. Doðru deðil bu.
- Bunda haklýsýn.
Pazartesi gel, sana
yapacak iþ ayarlayalým.
Teþekkürler Bay Kennedy.
- Tim de, senin adýn neydi?
- Tao.
T, tamamdýr.
Bana borçlandýn Walt.
Noel'de sana
meyveli kek alýrýz.
Meyveli keki siktir et.
Gran Torino'nun anahtarlarýný
býrakmaya ne dersin?
- Neden herkes benim
arabamý istiyor? - Þaþýrmadým.
Sen ne bilirsin ki?
Pekâlâ, hadi gidelim, çük kafa.
Mick de burada
kendini tatmin etsin.
Ne yapýyoruz?
Ne yapmak istersin? Aletlerini pirinç
torbasýnda mý taþýyacaksýn?
Ýþte.
Bunlardan biri iþine yarar...
...buna da ihtiyacýn olacak.
Bunlarýn hiçbirini karþýlayamam.
Ben karþýlarým.
Ýlk maaþýnla geri ödersin.
- Süper. - Böyle bir þeye de
ihtiyacýmýz olacak.
Bu tam aradýðým
þey, alet kemeri.
Ýþte.
Sýzlanmýyorum ama aletlere de
ihtiyacým olmayacak mý?
Aletlerim var ama sana
alet kemerimi ödünç vermem.
Giderken aletleri alabilirsin.
- Bunlar için minnettarým.
- Lafýný bile etme.
Hayýr, gerçekten.
Teþekkürler.
N'aber ev oðlaný?
N'apýyorsun?
- N'aber adamým?
- Neyin var pank?
- Küçük kuzenimi kontrol ediyorum.
- Evet adamým.
Küçük kuzenim.
Bu da ne?
- Nerden geliyorsun adamým?
- Ýþten eve gidiyorum.
Bundan anlamazsýnýz biliyorum.
- Demek iþe girdiðin doðruymuþ.
- Rahat býrakamýyor musunuz beni?
Ne?
Korktu deðil mi?
- Bunlarý kim aldý sana? Baban mý?
- Ne istiyorsunuz benden?
- Baban mý aldý sana bunlarý?
- Aletlerimden çekin elinizi.
- Bu siktiðim þeyler de ne?
- Neden beni utandýrýyorsun?
- Ellerinizi çekin eþyalarýmdan!
- Bu iþ büyük adamým.
- Ver onu bana.
- Hadi, onlar benim.
Sigara mý istiyorsun?
Siktir.
Býrakýn beni.
Ver onu.
Ver onu bana.
Aradýðým ifade ne?
Evet, "Kurtarma suratý"
Selam.
Selam.
Gitmeliyim.
Birkaç gündür görmüyorum
seni. Nerelerdeydin?
Meþguldüm.
Meþgul öyle mi?
- Ne oldu sana?
- Endiþelenme.
Ne demek endiþelenme.
Lanet yüzüne bak.
Endiþelenme dedim.
Senin sorunun deðil.
Ne zaman?
Birkaç gün önce iþten
çýktýktan sonra yakaladýlar.
Korkaklar.
Elimden geleni yaptým...
...fakat senin
birkaç aletini kýrdýlar.
- Yenilerini alýrým.
- Aletleri takma kafana.
Kuzenin nerede oturuyor?
Hayýr, Walt.
Sorun deðil.
- Bir þey yapmaný istemiyorum.
- Tabii.
Fazladan alete ihtiyacýn
olursa haber ver.
- Çatý çekici iþime yarardý.
- Ýyi, garajýma git ve al.
Burasý son durak olmalý.
Anlaþma þu. Tao'dan uzak
duracaksýnýz, anladýnýz mý?
Arkadaþlarýna Tao'dan
uzak durmalarýný söyle.
Eðer seni dinlemezlerse,
çok kötü olacak.
Bu kadar, anladýn mý?
Bunu evet olarak alýyorum
çünkü eðer buraya bir daha...
...gelmek zorunda kalýrsam
iþler çirkinleþecek.
Yolumdan çekil.
Köpeðini nasýl istersin?
Yani bifteðini demek istedim.
- Komik. - Sadece kedi
yediðimizi söylemiþtim.
Seni daha önce
böyle görmemiþtim.
Ýyi hissediyorum. Güzel
bayanlar, güzel yemekler var.
- Ve Tao.
- Tao bile canýmý sýkmýyor.
- Ýyi vakit geçiriyorsun.
- Evet.
Ve hiç bitmeyecek.
Eline n'oldu?
Duþta kayýp düþtüm.
Önemli bir þey deðil.
Bak Yam Yam, eðer o yapmazsa
ben çýkma teklif edeceðim sana.
Wa Xam, dinleme onu.
O bir beyaz þeytandýr.
Evet, ben beyaz þeytaným.
Çok isterdim Walt ama
bunda seni yendi.
Gerçekten mi? Hadi oradan!
Yemek ve sinema falan mý?
Evet, otobüsle gidecekler.
Hayýr, otobüse binemezsiniz.
Daha klas bir þeye ihtiyacýnýz var.
Ne gibi?
Limuzin mi kiralayayým?
Ona ne dersin?
- Gran Torino mu?
- Evet.
- Gran Torino'yu mu vereceksin?
- Evet, Gran Torino'yu vereceðim.
Gerçekten mi?
Evet, gerçekten.
Herkes iyi mi?
Tao!
Sorun yok, sorun yok.
Nine nerede?
Sue nerede?
- Sue nerede?
- Teyzemlere gitmiþti.
- Teyzenlere mi? Emin misin?
- Evet.
Telefonu kap
ve ara onu hemen.
Sue.
Bunun olacaðýný biliyordum.
Burada ne iþim var?
Belki arkadaþlarý aradý ve
o da planlarýný deðiþtirdi.
Evet.
Savaþta çok fazla arkadaþ
kaybettik ama buna katlanýrsýn.
Üzülebilirsin.
Bay Kowalski?
Ýyi misiniz?
Evet, iyiyim.
Polis sonunda gitti.
Kimse konuþmuyor.
Hmong'lar hakkýnda bir þey,
aðýzlarýný kapalý tutuyorlar.
Evet, fark ettim.
Biliyorsun, o çete
etrafta olduðu sürece...
...Tao ve Sue bu dünyada
huzur bulamayacaklar.
Onlar gidene kadar.
Sonsuza dek.
Ne demek istiyorsun?
Ne demek
istediðimi biliyorsun.
Sue'yu hastaneye götürdüm.
Çok korkmuþ.
- Hepsi korkmuþ.
- Evet.
Özellikle Tao.
Þimdi dýþarýda oturmuþ...
...senin kapýna bakýyor.
Ne beklediðini
biliyorsunuz, Bay Kowalski.
Sen ne yapardýn?
- Tao ne yapmalý? - Siz olsaydým
yapacaðým þeyi biliyorum...
...ya da en azýndan yapmanýz
gerektiðini düþündüðünüz þeyi.
Gerçekten mi?
Tao olsaydým,
sanýrým intikam isterdim.
Seninle omuz omuza verip
onlarý öldürmek isterdim.
- Ve sen?
- Ben mi ne yapardým?
Buraya gelip sizinle
konuþurdum sanýrým.
Bu insanlara yakýn
olduðunuzu biliyorum...
...fakat bu beni de
kýzdýrýyor, Bay Kowalski.
- Bira ister misin?
- Bir tane iyi giderdi.
Sandýkta biraz var,
orada, tam arkanda.
Lanet olsun.
- Adil deðil.
- Hiçbir þey adil deðil, peder.
Ne yapacaksýnýz Bay Kowalski?
Bana Walt de.
Pekâlâ.
Ne yapacaksýn Walt?
Bilmiyorum...
...fakat bir þeyler
düþünürüm.
Ne olursa olsun,
fýrsatlarý bile olmayacak.
Ne yapýyorsun?
Düþünüyorum.
Düþünüyor musun?
Düþünme zamaný geçti.
Þimdi bu ibnelerin
amýna koyma zamaný.
Bunu duymak istemiyorsun biliyorum
ama þimdi sakin olma zamaný.
Sakin mi?
Sakin olmamý mý istiyorsun?
Sakin olmalýyýz yoksa
hata yaparýz.
Bu iþte geri adým
atmamýz gerek.
Hayýr, beni hayal kýrýklýðýný
uðratma Walt. Bari sen yapma.
Bu iþ bugün sona erecek.
Otur.
- Oturmak istemiyorum.
- Otur dedim!
Þimdi beni dinle.
Bunu çok iyi planlamalýyýz.
Hata yapma lüksümüz yok.
Bu iþ için doðru adam
olduðumu biliyorsun.
Þimdi eve gidip sakin olmaný ve
saat 4'te buraya gelmeni istiyorum...
...ve yapýlmasý gereken yapýlacak.
- Ben þimdi, hemen gidelim derim.
Ve sonra? Kuzenlerini ve diðer
ibneleri mi öldüreceðiz?
Bay Sert birden
kana mý susadý.
Bunun hakkýnda
hiç bir þey bilmiyorsun.
Þimdi eve git.
Sakinleþ ve saat 4'te buraya gel.
Tamam mý?
Tamam.
Biliyorum, biliyorum.
Rahat ver be.
Ýlk defa evin içinde
sigara içiyorum.
Biraz keyif çatmama
izin ver, tamam mý kýzým?
Hepsi tamam.
10 Amerikan dolarý.
Sanýrým senin
o pis Ýtalyan ellerin...
...usturayla týraþ edecek
kadar sabit deðildir.
Usturayla mý?
Saha önce hiç usturayla
týraþ etmemi istememiþtin.
Biliyorum ama
hep merak etmiþimdir.
- Tabii çok meþgul deðilsen.
- Hayýr, sadece havlu ýsýtayým.
Ýþte 20 dolar.
Üstü kalsýn.
Þah damarýmý kesme diye.
Evet efendim, aþaðý yukarý 1 saat
sürer. Kollarý kýsaltacaðýz biraz.
Omuzlarý da.
Üzerime oturan
bir takýmým olmamýþtý.
Evet efendim.
Çok iyi görünüyor.
Sizin için ne yapabilirim
Bay Kowalski?
Günah çýkarmak için geldim.
- Yüce Tanrým, ne yaptýnýz?
- Hiçbir þey, sakin ol.
- Neyin peþindesiniz? - Günah
çýkaracak mýsýn çýkarmayacak mýsýn?
En son günah çýkarmanýzdan
bu yana ne kadar geçti?
Çok.
- Günahlarýmý baðýþla peder.
- Ne günah iþledin, evladým?
1968'de fabrikanýn Noel partisinde
Betty Jablonski'yi öptüm.
Dorothy diðer eþlerle birlikte
yan odadaydý.
Birden oldu.
Evet, devam et.
Bir tekne ve motor satýþýndan
900 dolar kâr yaptým.
Vergilerimi ödemedim ve
bu da çalmakla ayný þey.
Evet, tamam.
Son olarak...
...2 oðluma da
hiç yakýn olmadým.
Onlarý tanýmýyorum.
Nasýl oldu bilmiyorum.
- Bu kadar mý?
- Bu kadar.
Hayatýmýn çoðunda beni
rahatsýz eden þeyler bunlar.
10 kere "Yüce Meryem" ve
5 kere de "Babalarýmýz" de.
Tanrý seni sevsin, baðýþlasýn ve
tüm günahlarýndan arýndýrsýn.
Baba, oðul ve
kutsal ruh adýna.
Teþekkürler peder.
Sue'ya olanlarýn
intikamýný mi alacaksýn?
Bugün o eve gideceðim Bay Kowalski.
- Öyle mi?
- Öyle.
Ve siz planýnýzýn
aptallýðýný görene dek her gün.
- Meþgulüm, gitmem gerek.
- Huzur bulun.
Ben huzurluyum zaten.
Tanrým.
Hangisi benim?
- Daha önce silah ateþledin mi?
- Hayýr.
Koy onu yerine.
Sana göstermek
istediðim bir þey var.
Ne?
1952'de çekiklerin makineli
tüfeklerini patlatmaya yollandýk.
Canýmýza okudular. Oradan
bir tek ben çýkabildim.
Bunun için bana gümüþ
yýldýz verdiler. Ýþte.
Senin olmasýný istiyorum.
Neden?
Çünkü o gece tehlikeli
olduðunu bile bile gittik.
Bu gece de öyle olabilir.
- Her zaman geri dönmeme
ihtimali vardýr. - Tabii ki.
Oraya gidip
canlarýna okuyacaðýz.
Tabi, bu aptalca. Bu tam da
onlarýn beklediði tepki.
Kapa þunu da gel.
- Kaç tane?
- Kaç tane ne?
Kore'de kaç kiþi öldürdün?
- 13, belki daha fazla.
- Adam öldürmek nasýl bir þeydi?
Bilmek istemezsin.
Þimdi kapat þunu.
Walt! Walt!
Ne yapýyorsun?
Ne yapýyorsun?
- Sakinleþ, oradan çýkamazsýn.
- Çýkar beni hemen!
Çýkar beni. Çýkarsana beni,
seni öldüreceðim!
Kapa çeneni!
Adam öldürmenin nasýl bir þey
olduðunu mu öðrenmek istiyorsun?
Berbat bir þey.
Daha kötüsü ise, sadece teslim
olmak isteyen birkaç zavallý...
...çocuðu öldürdüðün için
cesaret madalyasý almandýr.
Evet, senin gibi
korkmuþ çocuklar.
Biraz önce eline aldýðýn tüfekle
onlarý tam kafalarýndan vurdum.
Bir gün olsun aklýmdan çýkmadý.
Kendine bunu yapmak istemezsin.
Ben ellerimi kana
buladým, kirlendim.
Bu yüzden bu gece
tek baþýma gidiyorum.
Walt, çýkar beni buradan
hemen, çýkar beni!
Bak, o kadar yol gelmiþsin.
Arkadaþým olduðun için
gurur duyuyorum ama...
...önünde seni bekleyen
koca bir hayat var.
Fakat ben, ben unumu
eledim, eleðimi astým.
Bu yüzden bu gece
tek baþýma gidiyorum.
Hayýr, bekle.
Walt! Walt!
Köpeðime göz kulak
olmaný istiyorum.
Evet, ben de seni seviyorum.
Evet, o da ihtiyar.
Adý Daisy.
- Alo
- Ben Walt.
Anahtar verandadaki porselen
kaplumbaðanýn altýnda.
Ýçeri gir. Kardeþin
bodrumda. Gitmeliyim.
Üzgünüm peder,
gitmeliyiz.
Size söylüyorum, eðer
burada kalmazsak katliam olacak.
Saatlerdir buradayýz.
Bir birimi tek bir
yere sabitleyemeyiz.
Kalmanýz için yalvarýyorum.
Komiser yardýmcýsýndan haber aldým,
gidiyoruz buradan.
- Ben kalýyorum.
- Hayýr, kalmýyorsunuz.
Bizimle gelip bizimle ayrýlmanýz
konusunda özel emir aldýk.
Kafanýza dikkat edin.
Sue, buradayým, buradayým.
Aç hemen þu kilidi.
Bensiz gitti.
Smokie'ye bensiz gitti.
Tao!
Burada hiç pislik var mý?
- Geleceðini beklemiyordum.
- Kapa çeneni pislik.
Senin gibi küçük çüklü
birine söyleyecek þeyim yok.
Tabi, tabi. Erkek
arkadaþýna arka çýk.
Çünkü ya o ya da sen kendi
ailesinden birine tecavüz etti.
Kendi kanýnýzdan birine Tanrý aþkýna.
Hadi durmayýn da minyatür
kovboylar gibi çekin silahlarýnýzý.
Hadi durmayýn.
Tao nerede?
O korkak gelmeyecek mi?
Tao'yu boþ ver þimdi.
Tao'nun senin için
bir saniyesi bile yok.
Kim diyor?
Sen mi?
Ne halt edeceksin, ihtiyar?
Ne yapacaksýn orospu?
- Sabýrsýzýz herhalde deðil mi?
- Kapa çeneni.
Sen kapa çeneni!
- Ateþiniz var mý?
- Ne?
Hayýr.
Ben...benim ateþim var...
"Yüce Meryem,
sen fazilet dolu"
Evet efendim.
- Ne oldu?
- Geride durun.
- O benim arkadaþým.
- Geride dur dedim.
Duydun mu?
Geride dur.
- Ne oldu?
- Geride dur.
O benim arkadaþým.
Lütfen. Çok önemli.
Çakmaðýný eline aldý
ve onu vurdular.
Üzerinde silah bile yoktu.
Bu sefer görgü
tanýklarý da var.
Uzun süre hapiste olacaklar.
- Memur Chang! Bu insanlarý geride tut.
- Geride durun. Tamam mý?
Siktirin gidin buradan!
Walt Kowalski bir keresinde
bana yaþam ve ölüm hakkýnda...
...hiçbir þey
bilmediðimi söylemiþti.
Çünkü ben, batýl inançlarý olan yaþlý
kadýnlarýn ellerini tutmak isteyip...
...onlara sonsuzluðu vaat eden,
fazla eðitim görmüþ...
...27 yaþýndaki bir bakireydim.
Walt'ýn gördüðünü söyleme
konusunda hiçbir sýkýntýsý yoktu...
...fakat haklýydý da.
Walt'u tanýyana kadar yaþam ve ölüm
hakkýnda hiçbir þey bilmiyordum.
Ama öðrendim.
Ve Dorothy'nin böyle
isteyeceðini düþünerek...
...evimi kiliseye býrakýyorum.
Bu da bizi son maddeye getiriyor
ve lütfen dilin kusuruna bakmayýn.
Bay Kowalski'nin vasiyetinde
ne yazýyorsa aynen okuyorum.
Ve 1972 model
Gran Torinomu...
...arkadaþým...
...Tao Vang Lor'a býrakýyorum.
O pis Meksikalýlar gibi
tavanýný kestirmemen...
...üzerine pespaye köylüler
gibi aptalca alevler koydurmaman...
...ve diðer çük kafalýlardan
gördüðün gibi...
...arkasýna ibne iþi spoyler
taktýrmaman koþuluyla.
Berbat görünüyor.
Bunlarýn herhangi birini yapmaktan
kendini alýkoyarsan, senindir.
Çevirmen: m1r4culous
"Nam-ý diðer Hiro "