Tip:
Highlight text to annotate it
X
subtitles by DanEase
Sencronized by DanEase
Charles, harika değilmi?
Evet.
İyi akşamlar
İyi akşamlar
Dostum, Ona dokunmak
için neler vermezdim?
Kime dokunmak için?
Challenger'a 20 milyon dolarlık uçak.
Sen ne düşündün Yani?
-Yanıma gel, Charles.
-Charles, geliyormusun?
-Evet. -Bu sana vericeğim sanırım
-Tamam. -Charles Morse şu mily.. afedersin.
Tanrım, O senmisin?
Evet.
Her türlü malzeme arka tarafta.
Pilotla konuşabilirim.
Motorun durumunu kontrol
ettim. Uçağın içide iyi.
İyi pilot. Arkadaşlarınız y anında.
herhangi hava boşluğunda
uçmayı denemeyin
herşey olabilir kuşlara çarpmak yada buz.
-Kuşlara çarpmak mı?
-Göç eden kuş sürüleri.
-Eğer onlara çarparsak bizde ölürüz.
-Kesinlikle.
Özellikle yılın bu zamanları.
Sorunuz varmı, Ben bir
helikopter bulup gideceğim.
Bizi merak etme.
-İyi zaman geçirmenizi dilerim. -Evet.
Uçağınızı ne zaman istersiniz?
-Bob?
-34 saatte filmi istiyorlar.
Yarın gece saat 8 de.
-Yarın gece saat sekiz. -Evet efendim.
Teşekkürler.
-Oh, Hayır!
Bu kuzey iklimini kaldıramazsın?
-Beni merak etme. -Senin kendi sorunun.
Hey, Bu yeni saatinmi?
Evet. Çift zamanlı saat. İki
ayrı yerin saatini gösteriyor.
Ne için?
Eğer New Yorkt'a saatin kaç
olduğunu merak edersem
Üç saat eklemek zorunda kalmıyacağım.
Şuraya bak.
İşte şurada.
Burayı kendi ellerinizle mi inşaa ettiniz?
Evet, Bayan.
Hayatım boyunca bununla uğraştım.
Pekala, millet.
Anahtarlar için endişe etmeyin,
çünkü burada kilitimiz yok.
Mutfak her zaman açıktır.
İstediğinizi hazırlayabilirsiniz.
Yatak odaları ve tuvaletler üst katta.
Rahatlamanızı istiyoruz
ve buranın tadını çıkarın.
-Hey, Stephen.
-Evet?
İşte bahsettiğim bu.
Bak? Yarın bunu istiyorum:
böyle bir fotograf.
kişiliği olan bir fotograf istiyorum,
Neredeyse 19 uncu yüzyıla dönüyorsun.
O kaç yaşındadır?
O Jack Hawk, benim bir arkadaşım.
Fotografı senmi çektin?
Fotografı ben çektim. Ayıyı o aldı.
Eğer siz burda olmasaydınız ben
şimdi onunla avlanıyor olacaktım.
ve İçerde bir tüfeğim var.
Kitaplar ilgini çekti mi?
Evet. Neden silahını alıp ava gitmedin?
Ne?
Neden silahını alıp ava gitmedin dedim
Tezgah için bir dayanak
yapmam gerekiyordu.
Bir ütü masası iyi bir
tezgah dayanağı olur.
Saygısızlık olmasın ama tezgah dayanağı
hakkında bildiklerinize şaşırdım.
Charles herşeyi bilir.
Sorun varsa eğer Sor ona.
Charles herşeyi bilir.
Peki benden ne talep edeceksin.
Hiçbirşey istemiyorum.
Sor ona yanılıyormuyum gör.
-Bahse girerim onu şaşırtamazsın.
-Bahse girerim şaşırtırım.
Söyle bakalım...
Sana 5 dolar vereceğim...
Eğer bunun diğer tarafında
ne olduğunu bilebilirsen.
Pipo içen bir tavşan var.
Hmm.
Pipo içen bir tavşan. Evet doğru.
Nasıl bildin bunu?
Bu bir kızılderili sembolüdür.
Bir tarafında panter vardır,
diğer tarafta, onun avı, Tavşan.
Kormadan oturur. Ve piposunu tüttürür.
Geleneksel bir motiftir.
Tavşan neden korkmuyor?
Çünkü o panterden daha akıllı.
Ha! Efendim...beni çok etkilediniz.
Oh. Teşekkür ederim.
inanılmaz yetenekli adam.
Hayır, yetenekli değil. bir kaçık.
Hepsi bumu?
Evet.
tüm bunlara sahipmişim ğibi görünüyor,
ama asıl mesele onları bir
amaç için kullanabilmek.
Hmm.
Oh, hey, dinleyin millet.
Etraftaki ayılarla ilgili bir sorunuz var.
Asla açıkta yiyecek bırakmayın.
Asla.
Yakınlarda bir ayı görürseniz,
Hareketsiz bekleyin.
Sizin onu gördünüğünüzü bilsin.
ve arkanızı dönün, hmm? çok yavaşça.
Herhangi birinin başı derde
girerse dikkatimi çeker.
Bir ördeğin üzerindeki böcek
gibi onun üzerinde olacağım.
Şimdi, keyfinize bakın.
Sanırım Ben gidip yatıcam.
Kes sesini!
Tanrım, çalı gibi oldum.
Yeni kitapmı?
Evet. Vahşi doğada
hayatta kalmakla ilgili.
Sürekli birşeyler okuyorsun.
Evet. Sekreterim hediye etti.
Nedenini biliyormusun?
Huh?
Onun neden bana bir kitap
hediye ettiğini biliyormusun?
O adamın ayı hakkında
söyledikleri beni çok ürpertiyor.
Neden sana bir kitap hediye etti?
Çünkü sen bu dünyanın tadı tuzusun.
Oh, hepsi bumu?
Sen mükemmelsin. Seninle
bu yüzden evlendim.
Ve sen benim şimdiye
kadar isteğim tek kadınsın.
İyi o zaman... sen çok şanslı bir adamsın?
Evet, Öyleyim.
Bugün benim için çok özel bir gün.
Biliyorum. Bizimle birlikte buraya
geldiğine gerçekten memnunum.
Bunu sık sık yapmalısın.
Charles.
Evet?
Aşağıya inip bana bir
sandviç yapabilirmisin?
Evet, Tamam. Elbette.
Daha önce söyledim mi? Sen bir meleksin?
Hayır.
Herşey, ama kanatlar hariç.
bir sandviç.
Aaaaaaaah!
Süpriz!
Oh, Tanrım. Charles, iyimisin?
Charles. İyimisin?
Tanrım, Üzgünüm. Çok üzgünüm.
İyimisin?
-Ben iyiyim. -İyimisin?
-Evet. -Eminmisin?
Mutlu yıllar sevgili Charles
Mutlu yıllar.
Unutmamışsın.
Asla unutamazdım.
Asla Unutmam. Buraya gel, bebek.
-Evet, Efendim! Evet, Efendim.
-Bir bardak şampanya.
Charles için bir şampanya!
Teşekkürler. Teşekkürler.
Mumu üfle, Charles.
Bir dakikalığına dikkatinizi
bana çekebilirmiyim?
Cidden bir dakikanızı alıcağım
Charles,teşekkür ederim
iyi huylu olduğun,
zeki olduğun, cömertliğin için.
Evet.
Uh, bu saçmalık içinde bizi affet.
kısacası, Mutlu yıllar.
Mutlu yıllar, Charles. Teşekkürler.
İyi bir dost, kafa dengi bir arkadaşa.
Ve çok cesur bir adama.
Adam: Hear, hear!
işte.
Teşekkür ederim. Ah.
Doğru.
Oh, Mickey,Bu çok güzel.
Arkasında birşeyler yazıyor.
Ne yazıyor, Charles?
Şöyle yazıyor, 'Doğum günüde
benim sevgili kocama...
'dünyanın en şanslı kadınından.'
Ohh...
Bu harika bir hediye Teşekkür ederim.
İyi günlerde kullan
İşte geliyor İşte geliyor,
seni doğum günü çocuğu.
Teşekkürler.
Ooh... Nedir O?
-Oh, Şuna bakın! -İyi çakı.
Bu çok güzel.
Ona bozuk para ver Ona
bozuk para vermen gerekiyor.
Eski batıl bir inanç.
Ah,Evet. Teşekkür ederim.
Bozuk para vermek mi?
Biri sana çakı verirse,
ona bir bozuk para verirsin...
arkadaşlığınızın kesilmemesi için.
Teşekkür ederim, Bob.
Charles.
Geç oldu. Yarın işgünü.
Hadi onu paketine koy.
-Mutlu yıllar, Charles. -Mutlu yıllar.
Teşekkürler. Teşekkürler. İyi Geceler.
Haydi. Mutlu yıllar.
Teşekkür ederim.
-Mutlu yıllar sana. -Teşekkür ederim .
Hoş bir kadın. Senin karın mı?
Evet. Neden sordun?
Sadece herkesi tanımak istiyorum.
Öylece kal. Çekiyorum. Çektim.
-Tamam...ve başlayalım. -Beş, altı.
Tamamdır.
Güzel. Gerçekten Güzel. Harika.
-Yep. -Evet, Bu harika.
-Oops. -Onu yukarı kaldırırmısın?
-Buradamıyız? -Bana 1 80 ver.
-Benim için? -hayır, Hayır, Hayır.
Bir tane daha. Haydi.
Bir poz daha doldurmalıyız Bir poz daha.
Memur bey...Kumsalda
çıplak güneşlenebilirmiyim?
Afedersiniz Bayan, Bu kanunlara aykırı.
Ama buna hakkım var.
Üzgünüm ama kural kuraldır.
haydi. Onu kontrol et, Lütfen.
Güzel. Huh. Kodiak ayısı.
Seni görür görmez öldürür.
Ve bir kez bir adamı öldürdümmü,
hay atı boyunca bir insan avcısı olur.
Artık insan etinden
başka birşey yemez olur.
Bir ölüm makinesi.
Bugün gidiyorum, Haydi
ayakkabı cilasını getir.
-Hayır,Ayakkabılar---
-Hurda ayakkabılar.
Nedir bu -Tanrı aşkına,
Bu beyin ameliyatı değilki.
Lanet olası bir ayakkabı
tamiri. Hadi git James'i getir.
Robert, O hasta.
O hasta, Ayakkabılar boka benziyor,
ve herşeyi senin için sor.....
İnanmak güç. Gerçekten
buna inanmak güç.
Bir muz kabuğunun içi ile
ayakkabılarını parlatabilirsin.
Benimle gel. Adam ayaklı kütüphane.
Muz ile ay akkabı parlatmak.
Bunu biliyor olman gerekir.
O hasta, Bob. James hasta.
İyi. Nasıl hasta oldu?
ölmekten beter oldu.
Ha!
Şu adam.
Bu adam. Benim fotografım işte bu adam.
Afedersin. Bu adam nerede?
O senin arkadaşın değilmi?
Bu resimdeki adamı nerde bulurum?
Bizim istediğimiz bu adam
lanet olası bir model değil.
Nerede -Nerede o?
Jack Hawk? Kulübesi 80 mil kuzeyde.
Telefonu varmı?
Telefon yok, Telsiz yok. O
avlanmak için çıkmış olmalı.
İyi, gidip onu bulalım Haydi.
Bir iğneden bir pusula yapabilirsin.
Tanrım. Bu benim için yeni birşey.
Ormanda çok mu vakit geçirdiniz?
Hayır, Korkarımki
bildiklerim genellikle teorik.
Öyle gibi...Mükemmel bir yer.
Ne büyük onur.
Ne yazıkki... herkes
bunun tadını çıkaramıyor.
Evet.
Çok uzak, ve..
Bu doğru. Şimdi bir
düşünün Bu yer çok uzak...
çok az insan bunun tadını
çıkarıyor, ama bir planım var.
Bu gölü geliştirmek için bir tasarım var,
bunu takdir edeceğini düşündüm.
Şimdi, İhtiyacımız yok,
Gerçekten, Şunlara bir bak...
Çünkü onların çizdiklerinden
daha iyi görebilirsiniz,
ama şu figürlere bakmanızı isityorum.
Şimdi, en ilginç bölüm.
Sadece 30 yada 40 milyon
dolar gerekiyor. Sen verebi..
Ah.
Afedersiniz?
Ben bir an nazik olmaya
çalıştığınızı düşünmüştüm.
Ne demek istiyorsunuz?
Hiçbirşey.
Gel, Haydi onu almaya
gidelim yoksa akşam olacak.
4:18 de hava kararacak.
Orda bayağıdır avcılık yapan biri var.
Adamın yüzünde kişilik var.
-Charles. -Evet?
-Sorun nedir? -Huh?
Uh...Hayır, Hiçbirşey yok.
O yorgun. Ne var bunda
Bu doğru Ben yorgunum.
Önceden planlanmamış bir maceraya
atılıyoruz. Sen de gelirmisin.
Charles bir maceraya atılıyor?
Bu doğru. Ne dersin, Charles?
İki saat içinde döneriz.
-Uh... -Gidip kanatlarının
altını biraz havalandır.
Tamam.
Evet, Tamam.
Sakin ol güçlü avcı. Haydi.
Meraba!
Aw,bu harika.
Bizim model ayı avında. Ne kadar erkeksi.
Nereye gitmiş?
Büyük Levrek Gölü, Dostum!
20 mil kuzey batıda orası.
Ve biz *** Anne nin tatlı
kıçının fotografını çekeriz.
-Ne diyorsun, Charles? -Huh?
Biz, uh...
-Gitmelimiyiz? -Dikkatli ol.
Neden dikkatli olacağım?
Bir ölüm çukuru.
-Ölüm çukuru da nedir?
-Ayıları yakalamak için bir çukur.
Neden dikkali olmamız gerekiyor?
Bir ayı çukuru.
Ne diyorsun? Burada mı
kalalım Cesur mu olalım?
Gerçekten onu bulman mı gerekiyor?
Evet onu bulmalıyım.
Bugünün iyi planı yarının
mükemmel planından iyidir.
-Ne diyorsun? -Tamam,
Haydi cesur olalım.
İşte japonları yenmemizi
sağlayan ruh buydu.
Rüzgar kuzeyden geliyor. Kar, Belkide.
-Sana birşey söylemeliyim Charles
-Hmm? Evet, eğer istiyorsan.
Dün geceki şakayı hoş karşıladığın
için seni takdir ediyorum.
iyi idare ettin. Utanç anı.
-Durumu iyi idare ettiğini
düşünüyorum. -Teşekkürler.
Çapa için sert kürek bunu bir düşün.
Ne olacaktı?
Oh, o kadar para.
Ah.
Çok fazla sorumluluk.
Asla kimin arkadaşın
olduğunu bilememek,
Neden sana değer
verdiklerini asla bilememek.
Evet.
Zor olmalı.
Uçağı olan bir adam
için asla üzülmemelisin.
Eee...Sen neden bana
değer veriyorsun, Bob?
Pekala, Ne olduğunu söyliyeyim...
Senin tarzın hoşuma gidiyor.
Ve düşünüyorumda karın da çok sevimli.
Evet.
Eee...Beni nasıl öldürmeyi planlıyorsun?
-Oh,lanet! Sıkı tutunun! -Oh, Kahretsin!
-Neler oluyor?! -Oh, Hayır! Tanrım!
Aah!
-Allah Kahretsin! -Dikkat edin!
Tanrım!
Aah! Aah...
Bob!
Tamam, onu ayağa kaldıralım.
Onu tuttum.
Steve. Steve!
Kibriti olan varmı?
Kibritin varmı?
Kalkmama yardım et.
Buraya bir ateş yakmalıyız. Ateş yakmak.
Bu daha iyi. Evet.
Haydii. Oh, Tanrım.
Haydi.
Haydi. Haydi.
İşte bu. Haydi. Oh, Tanrım.
Oh, Lanet.
Üşüyorum.
Hadi kes şunu
adamı sıcak tutmalıyız.
Hey, Haydii. Onlara ihtiyacımız var.
Haydi, Stephen, Haydi. Buraya gel.
Korkarım bunlardan
birini daha kullanıcam.
Çok az işaret fişeğimiz kaldı.
Onları işaret vermek için kullanmalıyız
İhtiyacımız nedir...
Bizim ihtiyacımız olan
sinyal ateşi için çokca odun.
Bizim için geldiklerinde,
Dumanı görecekler.
Huh?
-Neden bizim için gelsinlerki? -Hmm?
Çünkü, kulubeden ayrıldığımızı biliyorlar.
Kulübeye gittiklerinde
onlar notumuzu görecekler.
Oh.
Korkarım yürümemiz gerekecek.
Yürümemiz gerecekte ne demek?
Bu lanet olası ne demek?
Bir keresinde ilginç bir kitap okumuştum.
Kitapta ormanda
kaybolan birçok insanın...
Utançtan öldüklerini yazıyordu.
-Ne?
Evet.
Utançtan ölürler. Yanılıyormuyum?
Bu bizim benim başıma
nasıl gelmiş olabilirdi?
Ve öylece orada otururlar, ve...ölürler.
Onlar yapmaları gereken şeyi yapmadı.
Hayatlarını kurtarmaları gerekiyordu.
Nedir bu, Charles?
Düşün.
Bak. Steve, Bak.
Tamam, Burası geldiğimiz kulube.
Burasıda gittiğimiz küçük kulübe
Buda bizim nerelerden..
geçtiğimizi gösteriyor, dağlar, nehir.
Bizi güneyde arayacaklardır Tamammı?
Eğer güneye gidebilirsek,
işaret fişeklerini kullanabiliriz.
Biz ormanda onu nasıl buluruz?
Güneyi bulucaz.
Aha. Güneyi bulucaz. Güneyin
ne tarafta olduğunu nasıl biliceğiz?
tamam, uh...
Bak.
Saatin akrep kolunu kullanıcaz.
Akrep kolunun döndüğü yer güneydir.
Bu kırılmış. Bana saatini ver.
Benimkide kırılmış.
-Steve? -Kaybolmuş.
tamam. Pekala, Size söyleyeceğim.
Uh...Kuşlar güneye uçarlar
onları takip edeceğiz.
-Ya kuşları göremezsek? -Sizi
buraya getirdiğim için üzgünüm!
Kesin şunu! kesin!
Sadece Kesin.
-Nereye gidiyorsun?
-Bir pusula yapacağım.
Uh...
Tamam. Bir iğne al ve
ipeğe sürt, ve mıknatısla.
Ve, uh...
Burada, bir yaprağın üzerine koy. İşte.
Bir pusulan olur.
Kim bir iğneyle yolculuk yaparki?
Ah.
İşte.
Ha ha! Oh, lanet.
Gördünmü? Çalışıyor.
Çalışıyor.
Şu uç güney.
-Ya değilse? -Huh?
Öyle. Başka seçenek yok. Dünyanın
manyetik alanına yöneliyor.
Nasıl çalıştığını biliyorum, Charles.
İyi. Madem biliyorsun. Burası güney.
Oraya gittiğimiz zaman ne olacak?
Görüş açısı kazanacağız.
Oranın kuzey olduğunu
sanmıyorum, Charles.
Ne demek istediğini bilmiyorsun
Senin pusulan kırık.
Haydi.
Vikingler yönlerini bulabilmek için
gemilerinde halat bulundururdu.
Halat mı? Bunu nasıl yapıyorlar, Charles?
Karaya çıkınca iki nokta belirler...
arkalarında bıraktıkları
yada uzaklaştıkları,
zaman iki nokta arasına ip gererlermiş.
Ve geminin arkasında bu
uzun ipi sürüklerlerdi,
iki nokta arasında, tepe veya herneyse.
Nefesini boşuna tüketme Charles.
Oh,Evet. Evet!
Hava kararmadan gitmeliyiz.
Haydi.
Onları bizi görme ihtimali nedir,
Şu fişekleri görebilirlermi?
Elbette.
Öylemi düşünüyorsun?
Bilmiyorum, ama öyle diyorum.
Şehir Çocuğu.
-Charles. -Evet?
Bu benim hastalıklı hayal
gücüm mü, yoksa sen uçakta
Beni öldürmek için ne
planlıyorsun? mu dedin
-Böyle mi dedin? -Evet.
Ne demek istedin? seni neden
öldürmek isteyeyimki, Charles?
Karım için.
-Mickey için mi? -Evet.
Bu kızlarla tanışmak için garip bir yol.
Seni öldürüp sonra karını almak mı?
Seni onunla gördüm.
Charles, Bebek...
Biz birlikte çalışıyoruz.
Hayır. Başka şekilde gördüm sizi.
Bu suç değil, Charles, ama
kendi kadınımı bulabilirim,
böyle diyeceğini bilseydim.
başka birini bulabilirdim.
ve Sen çok güçlü birisin.
Seninle neden düşman
olmayı istiyeyim, Charles?
Para için.
Oh.
Para.
Şimdi herşey açık. Çok
para. Hiçbirşey güvenli değil
Zengin Adam. Herkes
senden birşeyler ister,
ve yetinemedikleri zaman
seni öldürmek istiyorlar.
Böylemi düşünüyorsun,
Charles? Zenginlik zordur.
Sence ne kadar uzakta Charles?
10 milden çok olamaz.
-Aah! -Ne?
Aah Yanımda bir sancı var.
-Yuvarlak bir taş bul. -Ne?
Yuvarlak bir taş bul. Ve altına tükür.
Kızılderili tedavisi mi?
Evet,Bu doğru.
Aptal olduğumu düşünüyorsun.
Hayır. Kızılderili tedavisi. Ruhsal tedavi.
Yuvarlak taş ararken, Sancıyı unutacak
öyle değilmi.
Aptal olduğumu düşündün
çünkü söylediklerim için.
-Ne hakkında? -Karım hakkında.
Ah,karın hakkında ne söylemiştin.
Ne düşündüm.. Düşünüyorumki
senin çok paran var,
uh...gizli homoseksüelsin,
Çok iyi şeylere sahipsin,
Paranoyaksın...
Hep beraber buradan eve döndüğümüzde,
sen, ben ve karın, Sıcak
bir küvet bulacağız...
ve, um...hislerimizi açıcaz, ve, um...
Bak, seni öldürmek istemedim Eve
dönmek için sana ihtiyacım var,
seni lanet salak.
İnsana ihtiyaç var bir orospuya değil.
-Ne hakkında konuşuyoruz?
-Fannie Farmer.
Buraların örnek annesi
-Kendine bir kahraman buldun.
-Oh, Eğleniyormuyuz?
Yine bu terbiyesiz tavırlar, eh?
Onu iyi söyledin.
-Herşeyi bilir,Herşeyi konuşur.
Bekle.
Dinle, Dinle.
Haydi.
Haydii!
Charles, Haydi!
Asla başaramayacağız. Şimdi,..
Bu ağaç. Haydi! Çabuk. Çekin!
Steve, Şimdi! Çek! Yardım et!
Haydi.
1 - 2 - 3 !
Kaldır!
Kaldır!
Tamam.
Haydii!
Sakin ol!
Buraya gel!
Charles, gel!
-Evet! -Sakin ol, Charles.
Dikkat et. Haydi.
-Charles, tamamdır.
-Seni yakaladım. Haydi!
-Sadece buraya gel! -Haydi, Charles!
Sadece buraya gel, Charles.
Buraya gel! Aah...
Charles!
Charles! Lanet olsun! Sıkı tutun!
Oh Tanrım!
Charles, Sıkı tutun!
Charles! Char..
Orda kal!
Aah...
Charles, orda kal! Aah!
-İyimisin? -Evet.
Gidelim.
Oh, Tanrım.
İşaret fiışeklerini düşürdüm.
Onları alacağız. Nasıl?
Benim, uh... 6 kibritim kaldı.
Bir sinyal ateşi. Hayır.
Bir ateş yakmalıyız Uçak bizi görmeli.
Charles? Kibritler bitmek üzere, Charles.
İyi olacak, Charles. İyi olacak.
Ne tarafa gideceğiz, Charles?
Yukarıya.
Adamım, Haydi.
Oh, Tanrım. Aah.
-İyimisin? -Evet.
Tamam.
Beni kurtardın.
Boş ver. Yönlendirmen
için sana ihtiyacım var.
Beni kurtardın.
Stephen etraftayken seni öldüremezdim.
Onu da öldürmem gerekir.
Haydii. Hayatımı kurtardın.
Eve gidince bana güzel
birşeyler alabilirsin.
Kahveni nasıl istersin?
Ben kahvemi de kadınım gibi isterim.
Koyu ve acı.
İşaret fişeklerini kaybettim.
Hey, hatırla bana ne demiştin
İnsanlar ormanda neden ölürler?
Evet, Utançlarından ölürler.
Bundan ders almalısın.
Çıkabildiğimiz kadar yukarı çıkmalıyız..
Uçağın ateşi görmesi gerek.
Bizi aramaya gelirlermi?
Bil bakalım bir milyarder
kaybolunca ne olur?
Eve gittiğimizde anlatacak
bir hikayemiz olacak.
Evet. İyi bir değişiklik, Şu taksi
şöförü bana çok kaba davrandı.
Birşey görebiliyormusun?
Hayır.
Haydi gidelim.
Oh, Tanrım
Oh, Lanet.
Tamam, bir bakalım.
Hey, Belki toka onu çekti.
-Şimdi ne yapacağız? -Pekala...
Biz ne yapacağız Burda ölüp gideceğiz!
Kimse nerde olduğumuzu bilmiyor,
Burda ne halt ettiğimizi bilmiyoruz!
Ne yapacağız? Ölüceğiz burda!
Kimse nerde olduğumuzu
bilmiyor. Yiyeceğimiz yok!
Pekala, Steve. Bak.
Buraya bak. Yapacağımız şey işte bu.
Bunu gördünmü? Bir
mızrak yap, tamammı?
Sen...Lanet bir mızrak
yapmamı mı istiyorsun?
Evet. Sana balık tutmak
için bunu yapman gerek.
İşte,Al şunu. Al.
İyi. Tamam, Bunu yapabilirsin.
Bizi asla bulamazlar.
Bulurlar. Onlar bulamasa
bile biz burdan çıkacağız.
Söylediğimi yap tamammı.
Ben bir ateş yakacağım. Haydi! Yap şunu.
Herşey düzelecek.
O ne yapıyor, bir mızrak mı?
Akşam yemeği için balıkmı avlıyacak?
Ona yapacak bişeyler
vermek istedim,hepsi bu.
Bizim için gelirlermi? Sen
önemli birisin, değilmi?
Değil mi?
Bak, Seninle konuşuyorum!
Sen ne yapmak istiyorsun,
huh? Burda ölmek mi?
Burda ölmek mi istiyorsun Bob?!
Burda bizden başka kimse yok.
Bunu benmi istedim?
Sen haklısın. Haklısın. Üzgünüm.
Tamam.
Tanrım!
Lanet olsun!
Lanet olsun.
Elini çek Aah...
Oh! Oh, bu... Elini çek.
Lanet! Ne yaptım ben? Ne yaptım?
Oh, Lanet...
Tanrım.
Yara Derin.
Bacağımı kaybetmeyeceğim!
İyileşecek.
Oh...
-İki elinle buraya bastır. -Tamam.
-Öylece tut. -Tamam.
Pekala? Tamam.
Tamam.
Sıkıca bağlıyacağım tamam mı?
bekle! Tamam.
tamam.
Göm bunu.
Ateşi yakamaya başlıyorum.
İyi olacaksın.
Bu tamammıdır? Çok sıkı değil mi?
Hayır, Harika. İyi.
Pekala, Temiz bir kesik.
Tamamiyle kanadı.
Eğer bandajı düzenli olarak değiştirirsek,
yara kaynaşacaktır.
Sanırım İyi bir kesici değilim.
Ah...
İyi iş yaptın, Steve. İyi.
-Biliyormusun? -Ne?
Sen çok iyi birisin.
Ben mi?
Hayır demek isteğim
Çok düşünceli birisin.
-Teşekkür ederim. -Bunu takdir ediyorum.
benim için şereftir.
Buradan kurtulabilecekmiyiz?
Evet,kurtulacağız. Nasıl yapıcaz bunu?
Uh...
Tamam, Bunu görüyormusun...
Şu takım yıldıza bak?
Cassiopeia.. büyük W.
Tamam...W nin sağ tarafına bak.
Kuzey yıldızı. Kuzey
yıldızı Kuzeyi gösterir.
Yarın Nehrin güneyine yürüyeceğiz.
Nehir bizi eve götürecek.
Pusuladan daha iyi çalışır mı?
-Evet.
Öyle umuyorum.
İnsanlar ormanda neden ölürler?
Utançtan ölürler.
Evet.
Farklı bir bakış açısı veriyor öyle değilmi?
Nedir o?
Burası. Moda dünyasından biraz farklı
Kızların popolarından
kokain çekmeye benzemiyor.
Nasıl yani?
Charles, bilirsin, Çözülmeye başladın.
Öylemi düşünüyorsun?
Bu benim raporum.
-Huh? -Eee?
Ne?
Yarası o kadar kötü değil.
Gerekenleri yaptık o
halde şansımız nedir?
Burdan gidebiliriz ve muhtemelen ölür,
yada burda kalabiliriz ve o kesinlikle ölür.
Bence şansımız var.
-Cidden mi? -Evet.
Daha iyi olabilir.
Şu yönün kuzey olduğunu
biliyoruz, ve şurası...
Charles? Charles!
Sana onu gömmeni söylemiştim.
Ne fark eder ki? Hey!
Onu Ordan almalıyız! Neden?
Hava kanın kokusunu etrafa yayar!
-Hey!
Ben bu fırtınada bir ağaca tırmanmam!
Onu ordan almalıyız! Ağaca sen tırman!
Bana yardım et. Onu alacağım.
Oh, Lanet! Ne?
Oh, Lanet! Oh, Lane..
Aah! Whoa! Oh, Lanet! Oh!
Charles, geri dur! Uzak dur!
Aah!
Hyah! Charles!
Charles, Geride kal!
Bob!
Tanrı aşkına, Charles!
Haydi, Charles!
Dur!
Steve!
Steve!
Oh, Tanrım.
Haydi! Haydii!
Yıldızlar bize yol gösterecek.
Ay olduğu geceler yol alacağız
Kış geliyor dışarıda yaşayamayız.
Nehir bizi burdan çıkaracak.
Onlar bizi bu kadar kuzeyde ararlarmı?
Oraya yürüyeceğiz.
Ah.
Ne yiyeceğiz?
Bunun üzerinde çalışıyorum.
Aah ha ha ha ha!
Whoo!
Ne dersin?
Eveeet!
Hey, Bu...
Bekle bir saniye.
Haydii!
Haydii!
Bekle!
Bekleee!
Hayır!
Hayır! Bekle! Dur!
Oh, Tanrım.
Buzla ateş yakabilirsin.
bunu biliyormusun?
Buzla ateş yakabilirsin.
Merhaba! Seninle konuşuyorum.
Bunun nasıl yapıldığını
biliyormusun Bob?
Biraz düşün
Sen...zengin insanlar, öyle değilmi?
-Değil mi? -Buzla ateş
yakmak. Nasıl bilirmisin?
Orda oturursun, içkiler ve
golf, hizmetçileri becerirsiniz,
ama acil bir durumda...
-Dene. -Ve avukatını ararsın.
Beni hasta ediyorsun,bunu biliyormusun?
Eminim öyledir.
Kahrolası beni hasta ediyorsun!
Yani,Sen neden korkarsın ha?
Yahudiler mi, Vergi memurları mı!
Buzdan ateş yakmak. Nasıl
yapılır biliyormusun?
Bilmek istemiyorum, Charles!
Yaşamak için herhangi bir
sebebin var mı? Hmm?
Biliyormusun? Biliyormusun?
Belki senin gibi insanları
bu ülkeye getirmekle...
doğru yaptık yıllar boyunca.
Senin gibi aptallar yetinsinler diye!
Aptal değilim, Yanlızca hayal gücüm yok.
Kararlı bir kütük, öyle mi?
Aynen öyle, Bob.
Geri gelirler mi?
Hayır. Geri geleceklerini düşünme bile.
Bu bölgeyi araştırdılar, ve gittiler.
Tamam.
Tamam.
Buzdan ateş.
Nasıl yakıcağız.
Buzu elinin içinde ovarak,
bir mercek yapabilirsin...
...güneş ışığına tutarak ateş yakabilirsin.
Hmm?
Bunu yapmak zorunda kalacağımızı
zannetmiyorum, hala kibritimiz var.
Tüm ihtiyacımızın bu
olduğuna inanıyorum.
Oh,Tanrım. Oh,Tanrım.
Pekala,orada, uh... orada balık olmalı.
Onları yakalamak için ne kullanıcaz?
Yem olarak ne kullanıcaz?
Bunu çekici buluyormusun
Bilmem. Ben, uh...
Bu Altın. Bütün dünya onun için can atar.
Hiç havamda değilim Charles
Haydi. Beni boşver, Bob.
Üzgünüm. ben sadece
yorgunum. Çok...yorgunum.
Neden dinlenmiyorsun...
Birazda odun topla?
Bob! O bir katil ayı onca
zaman bizi izlemiş olmalı.
Bizi avlayacak.
Haydi!
Bizimle oynuyor.
Ne yapacağız, Charles?
Huh?
Ne, Bir planım varmı?
Bir planım varmı?
Biryere gidemiyoruz.
Beslenmemize izin vermiyor.
Pekala...Burada açlıktan öleceğiz.
Ne yapıcaz?
Biz onu öldüreceğiz.
Bize saldırdığnda onu
mızrakla avlayacağız
tuzak kuracağız. Ayı saldıracak ve....
ayağa kalkacak, Kendini
mızrağın üzerine bırakacak.
Ölüm çukurundaki prensiple aynı
onu öldürmek için onun ağırlığını kullanıcağız.
Onu yemlemek için ne kullanacağız?
Onu kendimize çekicez.
-Ne? -Onu kendimize çekicez!
Bilirsin...Afrikalı Masai
çocukları 11 yaşındayken,
bir aslanı mızrakla öldürüyorlar.
Biz nasıl...kendimize çekicez onu?
11 yaşında çocuk aslan öldürüyor.
Kızılderili çocukları erkek
oldukları ispatlamak için..
ayılara şamar atmak zorunda.
hayır, Hayır, Charles. Onu
nasıl kendimize çekicez?
Kanla.
Kanla!
Onu şaşırtacağız, tabiki
Onu şaşırtmak ve tuzağa düşürmek
zorundayız. Bunu yapabiliriz
Bana inanıyormusun,
Bob? İnanıyormusun?
-Bilmiyorum, Charles. -Huh?
-İşe yaramayacak Charles. -İşe yarayacak!
Hayır.
İşe yaracak. Birinin
yapabildiğini diğeride yapabilir.
Ayıyı öldüremezsin, Charles. O...
O her zaman bizden bir adım
önde sanki aklımızı okuyor gibi
Bizi avlayacak, Tanrı Aşkına!
Burda ölmek mi istiyorsun, huh?
Pekala, öl o zaman. Ama
bak sana ne söyliyeceğim...
Ben burda ölmeyeceğim
hayır. Burda ölmeyeceğim.
Hayır, Ben ayıyı öldüreceğim.
Söyle, 'Ay ıyı öldüreceğim' de
Söyle. 'Ay ıyı öldüreceğim.
Ayıyı öldüreceğim!'
Söyle!
-Ayıyı öldüreceğim. -Tekrar söyle!
-Ayıyı öldüreceğim. -Bir daha!
Ayıyı öldüreceğim!
İyi. Birinin yaptığını bir
başkası da yapabilir.
Birinin yaptığını bir başkası da yapabilir.
Tekrar Söyle!
Birinin yaptığını bir başkası da yapabilir!
-Bir daha! -Birinin yaptığını...
bir başkasıda yapabilir!
Evet! Haklısın Allah'ın belası.
Çünkü bugün...O Orospu
çocuğunu öldüreceğim.
Haydi.
Haydii.
-Şimdi.
Koş!
Aah! Oof!
Haydi.
-Haydi! -Tamam.
Aah!
Aah!
-Hey!
Haydi, seni orospu cocugu!
Hey!
Onu buraya çek, Charles!
Tanrım. Tanrım!
BUrdayım! Haydi! Haydi!
Aah!
Haydi, seni orospu çocuğu!
Dikkat et
Haydi!
Hey!
-Haydi! Charles! -Aah!
Charles!
Aah! Ohh!
Aah!
-Hy ah!
Haydi bana gel! Gel bana! Gelde al..
Haydi!
Haydi! Haydi! Haydi,seni orospu evladı!
Aah!
Buraya gel,seni piç! Gelde al!
Charles!
-Gelde al! -Charles!
Haydi! Haydi, Haydi!
Dikkat et!
Charles, Dikkat et! Charles!
Aah!
-Unh!
Char..
Charles?
Charles?
Biraz tuzumuz olsaydı keşke.
Biraz barutla eti çeşnileyebilirsin.
Bunu biliyormusun?
Keşke biraz barutumuz olsaydı.
Bunu benim için yaptığını zannetmiyorum?
EVet.
Hey...ahem.
-Ne düşünüyorsun? -Oh,Evet.
Sorun nedir, Charles?
Hiçbirşey.
Hayır, Gerçekten. Nedir?
Bütün hayatım boyunca
böyle birşey istedim...
...Böylesi açık ve net birşey.
Pekala, Charlie, Ben kesinlikle bunun
yeterli olduğunu düşünüyorum
Biraz.
Bak, Charles,
Bir ay önce kokarca görsen
büyük olasılıkla hemen
avukatını çağırırdın.
Hayır. Bunu bir hayvana yapamam.
tamam?
Söyle söyliyeyimki, uh...
Söylemeliyimki eğer bu benim
hay atımsa benim hayatımdır
Ama hayatını değiştirebilirsin.
Benim söylediğimde buydu.
Evet. Bu gerçekmi?
Peki,Neden gerçek olmasınki?
Çünkü Ben asla gerçekten yaşamını
değiştiren biriyle tanışmadım.
Bak ne diyeceğim...
Şu andan itibaren hayata
yeniden başlıyorum.
Evet.
Sen ilk olacaksın.
Evet.
Uzun süredir burda kimse yokmuş
-Onunla ne yapıyorsun?
-Eğer buradaysak...
O kano ile burdan gidebiliriz
Sen ne yapacağmızı biliyormusun
Tabi o kano yüzebiliyorsa.
Evet.
Hey, yüzüyor!
Evet.
Çay istermisin?
Evet.
-Hala ateşi yakamadın mı? -Hayır.
Diger adamın içikisini mi içiyorsun
Boşver... Ona bir çek yollarım.
Bir çek yollarım. Evet.
Bir cehennem macerası değilmi, Charles?
Evet, Öyle değilmi?
Bilirsin...
Sana söylemeliyim ki...
Eğer bir fotograf makinem
olsaydı. zengin olabilirdim.
Kendi kaderini yazmak.
Boktan bir durum öyle değilmi?
hala biraz... manevi değeri var.
Sanırım öyle.
Saatine bakabilirmiyim, Bob?
Saatim mi?
Çalışmıyor. Sana söyledim. Bozuk.
Biliyorum...Çalışmadını biliyorum,
ama görmek istiyorum?
Ayrıldığımızda yeniydi.
Şimdi sadece bir hurda.
Sorun nedir, Bob?
Ayıkken yapamazmısın?
Evet.
Sanırım artık bana ihtiyacın kalmadı.
Kendi yolunu bulabilirsin.
Senin nehirle hiçbir işin yoktu.
Her neyse
Biliyorsun yoktu.
Yoktu Charles.
Hey, hey, hey...
Ona bir bak. Neden seninle geldi?
Neden seni bu cehenneme getirdi?
paran için,Tanrı Aşkına.
Bunu dünyadaki herkes bilir.
Sen Aptalmısın?
Sen onunla havaalanına
geldiğinde herkes şöyle der
'İşte uçağı olan bir adam.'
'işte Uçağı olan bir adam'
Bu sefer şansın okadar iyi değil, Charles.
Pekala...
Bu doğru.
Evet.
'Tüm geceler için.'
Ne dokunaklı.
Neden kendine işkence ediyorsun?
Artık buna son verelim.
Haydi dışarı çıkalım.
Bana y anlızca birşeyi söyle.
Bu ilk miydi, Sen ve karım?
Bu ilk defamı oldu, Bob?
Haydi, Charles.
Ah. Kaba bir soru mu oldu?
Haydi, Charles. Olan oldu.
Pekala, Ben öleceğim,
eee... Bu neyi değiştirecek?
Senin için neden çok önemli Charles?
Onu seviyorum.
Üzgünüm. Vakit geldi.
-Bunu yapma. -Bir hayal
dünyasında yaşıyorsun Charles.
Herşeyin var.
-Şimdi arkanı dön. -Bunu yapmayacaksın.
Yapacağımı biliyorsun
Kahrolası ne düşünüyorsun?
Şimdi arkanı dön.
Artık zırvalarını duymak istemiyorum.
-Bunları duymak istemiyorum
Başımıza gelenler bizi ne kadar
yakınlaştırdı zırvaları...
Sen burada öleceksin, Bensiz
Beni anladınmı? Sana Kahrolası
arkanı dönmeni söyledim!
-Bob, beni dinle. -Fazla
yaklaşma, Charles.
Arkanı dönmeni söyledim.
hayır?
Bilirsin Hayat çok kısadır. Charles
ve ihanetlerle doludur.
Birçok yolu var ama senin için yok
-Bob... -Charles, yapma..aah!
Ölüm çukuruna dikkat et.
Aah...
Aah...oh, Tanrım, Charles. Oh, Tanrım!
Aah...oh, Tanrım, Sanırım Bacağım...
Sanırım bacağımı kırdım, Charles.
Oh, Tanrım, Charles. Aah!
Tanrım. Oh, Tanrım. Oh, Tanrım...
Oh, Tanrım, Charles, hayır. Lütfen.
Tamam.
Aah! Aah...
Şimdilik öyle yat.
tamam.
Tamam.
Tamam.
Tamam, Bob.
Sorun nedir bir bakıcam.
-Pek iyi hissetmiyorum
Charles. -Şundan biraz al.
Tamam.
Ben sadece... şuna bir bakıcam.
Ow!
Bekle.
Sanırım içimde pek fazla kalmadı.
-Evet. -Charles?
Charles,nedir bu? Nedir, Charles?
Ben...Ben kendimi...
Ben kendimi pek iyi
hissetmiyorum, Charles.
Bir adamın cehennemi.
Bunu sana hiç söylemedim.
Dünya lanet bir bok
çukuru, değilmi, Charles?
Evet.
Dünya bir bokçukuru.
Evet. tamam.
-Sana ihtiyacım var.. -ne?
Buraya biraz basınç yapmalıyız.
Aah! Hayır--aah!
Bob?
Aah...
Bob?
Evet.
tanrım.
Ah...
Bob?
Dinle.
Seni buradan götüreceğiz tamammı?
Bu Cehennemin bitmesi
için bir yol ha Charles
İyi olacaksın.
Güzel şey olmalı...
güzel olmalı...Herşeyi olmak.
Herkes... Senden birşeyler ister...
Herkes sana güvenir.
Daha fazla konuşma.
Çok tezcanlılar.
Enerjini sakla.
Ben...Kendimi tamamiyle
iyi hissetmiyorum, Charles.
Bizi kıyıya götüreceğim,
bir ateş yakıp seni sıcak tutacağım.
Hey.
Benim gibi boktan birini
neden kurtarıyorsun?
Meydan okumak için.
İşin sportif yönü, heh?
-Evet. -Hayır. Neden biliyorum.
Asla bir dostun olmadı.
Bu yüzden, değil mi?
Bu doğru.
Şimdi Ben senin gözde projenim.
Ben yeni hobinim, değilmi, Charles?
Evet. Nasıl diyorsan, Bob.
Seni öldürmeyi deneyen adam.
O, müthiştir, Charles.
ah, Bunu yapmayacaktın.
Evet, Yapacaktım sen
aptal orospu çocuğu.
Evet, Yapacaktım.
Peki o zaman...yapacaktın.
Geri döndüğümüzde ne yapacaksın?
Huh? Ah, bu önemli değil.
benim için önemli.
Geri dönemeyebilirim.
Ne demek istiyorsun?
Elbetten geri döneceksin.
Ne için?
Hayır, Senin için üzülmüyorum Charles.
Uçağı olan bir adam için asla üzülme.
haydi. Dayan biraz.
Burdan gideceğiz.
Zırva.
Hey...Ben ölüyorum.
Ölüyorum ve hiçbir şey yapamıyorum.
Ama bekle.
Charles, Sana birşey söylicem.
-Charles... -Ne?
Üzgünüm.
Yaptıklarım için üzgünüm.
Ve karın Charles... Beni dinle, Charles.
O asla bu işin içinde değildi...
bunu bilmiyor.
Hayatım üzerine yemin ederim.
Charles...
Teşekkürler. Senden
duyduğum en güzel sözler.
Hoş jestler yapmak için asla
geç değildir, Charles?
Beni bırakma, Bob.
Bana ne yapacağımı söyleme.
Beklee.
Burdan gideceğiz.
Hey!
Burdayız!
Burdayız!
Hey!
Hey!
Hey! Burdayız!
Hey!
Hey!
Hey!
Bob! Ha!
Tavşan neden hiç korkmuyor?
Çünkü O panterden daha akıllı.
Evet.
Bay. Morse! Bay. Morse!
Bay. Morse, Kanal 9 Haberleri.
Bir demeç verirmisiniz, Efendim?
Hey, geri durun.
Bay. Morse? Bay. Morse?
Bayan. Morse?
Bayan. Morse,Kocanız
kayıpken neler hissettiniz?
Uh...
Hepimiz hayatta sınanırız.
Ama asla bizim istediğimiz şekilde..
...yada istedimiz zamanda olmaz?
Mr. Morse, diğer
adamlar, arkadaşlarınız...
Arkadaşlarım...
Onlara ne oldu?
Nasıl öldüler, Efendim?
Onlar benim...
...hayatımı kurtarırken öldü.