Tip:
Highlight text to annotate it
X
Tüm birimlerin dikkatine,
silahlý bir soygun yaþandý,...
...beyaz bir cip, Alameda
servis yolundan doðuya ilerliyor.
Þüpheliler, Asya kökenli 3 erkek.
Derhal takviye lâzým.
Dikkatli olun, ateþ ediliyor!
Ateþ ediliyor!
Acilen destek gönderin!
Desteðe ihtiyacýmýz var!
Þu anda amansýz bir polis takibi
izliyoruz, sayýn seyirciler.
Araçta kaç þüpheli olduðu
hakkýnda henüz bir bilgimiz yok.
Þimdilik görebildiðimiz kadarýyla,
3 þüpheli olduðunu sanýyoruz.
Hancock!
Ne var evlat?
Kötü adamlar.
...Miami kumsalýnýn hemen dýþýnda,
otoyolda rastgele ateþ ediyorlar.
Bisküvi falan mý bekliyorsun?
Bas git haydi.
Pislik.
- Ne?
- Beni duydun.
Beyaz cipin içinde üç þüpheli var.
Pislik!
Dikkat edin!
Kahretsin!
Kaybol, rapçý bozuntusu!
Hancock þu anda araçta ve görünüþe
bakýlýrsa, soyguncularla pazarlýk ediyor.
Herif bira fýçýsý gibi kokuyor!
- Tavanýn parasýný ödeyeceksin!
- Hey, beyler, beyler!
Ne yaptýðýnýz önemli deðil.
Umurumda deðil.
Bir arabaya doluþmuþ üç sapsýnýz,
hiç kýz yok, müzik de kýyak.
Hey, sizi yargýlamayacaðým,...
...ama arabayý kenara çekip
sakince teslim olmazsanýz...
...yemin ederim, kafaný alýr
þoförün kýçýna sokarým.
Onun kafasýný da senin kýçýna.
Ýçlerinde en þanssýzý sensin evlat...
...çünkü senin kafaný
kendi kýçýma sokacaðým.
Vur þu pisliði!
Durun!
Bu da neydi be?
105 no'lu otoyolda
tam bir kargaþa yaþanýyor.
Konichiwa.
Dur, ben Japon deðilim, dostum.
Bizi yere indir.
Oh, demek þimdi
dilimizi konuþabiliyorsun, ha?
Þimdi mi?
Gözlüðümü kýrdýnýz.
Özür dilerim.
Ray-Ban'imi alabilirsin.
- Bizi yere indir!
- Ha? Ýnmek mi istiyorsunuz?
Ýndirmekte üstüme yoktur.
Sahiden üstüme yoktur.
Tamam mý? Pekâlâ!
Hancock'ýn, "sözde" kahramanlýklarýnýn
maliyeti epey yüksek oldu.
Ýlk tahminlere göre, 9 milyon
dolarý aþan bir zarar söz konusu.
Tahminler doðru çýkarsa,...
...utangaç kahramanýmýz Hancock,
bu alanda yeni bir rekorun sahibi olacak.
Ancak her zaman olduðu gibi,
kendisinden bu konuda bir yorum alamadýk.
Yollardaki çatlaklar, etrafa açýlan ateþ, su
tesisatýndaki hasar ve yangýnlar düþünülürse...
...bu herif gelmeyip iþimizi yapmamýza izin
verse, Los Angeles daha iyi bir yer olurdu.
Bizden rozet falan istemedi.
Bir kez olsun bizimle iþ birliði yapmadý.
Peki sonuç? Koca bir hiç.
Gitsin baþka bir yeri karýþtýrsýn.
Mesela New York'u.
Býrakalým biraz da onlar çeksin.
Bu vincin burada ne iþi var? Götür þunu.
Vinç bir iþe yaramaz ki salak herif!
O arabayý bu vinçle indiremeyiz.
Birazdan kýçýna tekmeyi
basacaðým kadýn.
Hancock denen bu herifin,
bir çeþit görevi falan olmalý.
Ve sadece kendisinin bildiði nedenlerden
ötürü, þehrimizin altýný üstüne getiriyor.
Birazdan canlý yayýn helikopterine baðlanýp
cipin yakýndan bir görüntüsünü alacaðýz.
Efendim, Ray Embrey.
- Ray.
- Memnun oldum.
Eee?
Ray, halkla iliþkiler konusunda
Bono gibidir.
Aslýnda, Bono o konuda kendini aþtý
ama ben de elimden geleni yapýyorum.
- Ýyi. Görelim bakalým.
- Tamam.
Hemen konuya gireceðim.
Herkese günaydýn.
Buraya sizinle hayýr iþleri hakkýnda
konuþmaya geldim.
Pekâlâ, hepimiz bu iþlerin
nasýl olduðunu biliriz.
Net nakit akýþýnýzýn yüzde bir veya ikisini
vererek bir kolluk, bileklik...
...veya kurdele gibi þeyler alýrsýnýz.
Ama bu bir iþe yaramaz.
Bu yüzden, Embrey Reklamcýlýk olarak
size sunmak istediðimiz,...
"Tek Yürek" sembolü.
Þimdi...
...sizler bu logoyu ürünlerinde
kullanma ayrýcalýðýna sahip...
...seçkin þirketler arasýnda
yer alacaksýnýz.
Ve bu da kamuoyuna,
þirketiniz Pharma Thompsis'in...
...dünyamýza yardým etmek adýna
sýra dýþý kararlar aldýðýný gösterecek.
Bunu hak etmek için de,
tek bir þey yapmalýsýnýz.
Yeni verem ilacýnýz Mikodin'i,...
...bedavaya daðýtmanýzý istiyoruz.
- Bedava mý dedin?
- Evet.
Sadece gerçekten ihtiyacý olanlara.
Ýlacý kullanmazlarsa, ölecek olanlara.
Ýyi ama bahsettiðiniz bu bedava kavramý
beraberinde ölümcül yan etkiler de taþýr.
- Ürünü toplatmak gibi.
- Suçlanýp hapse girmek gibi.
Ýþten atýlýp kariyerinin geri kalanýnda
bir restoranda çalýþmak gibi.
Tepkinizi anlýyorum,
radikal bir kavram...
...ama bu marka, daha adil
ve iyi bir dünyayý simgeleyecek.
Herkesin sözünü ettiði
bir marka olacak.
Herkes dediðiniz kim?
Mesela þu anda bir spor
kulübüyle anlaþmamýz var.
- Amerikan futbolu, basketbol
ya da beysbol mu? - Futbol.
Ulusal lig mi?
Hangi takým?
Þey, yerel bir takým,
"Inceno Kasýrgasý".
Oðlumun takýmý. Her neyse,
dünyayý kurtarabiliriz.
Pekâlâ, birinin
ilk adýmý atmasý gerek.
Ne diyorsunuz?
Sen aklýný mý kaçýrdýn?
Selam tatlým, herhalde alýþ veriþtesin.
Yoldayým.
Sanýrým iþi baðladým.
Hayýr, pek sayýlmaz.
Dinle, Aaron'a geldiðimi söyle...
Kahretsin!
Caným köfte çekti, tamam mý?
Biraz makarna çýlgýnlýðý yaþamalýyým.
20 dakika sonra görüþürüz.
Hey, ne var, bugün
ulusal korna günü falan mý?
Geri zekâlý.
Çekilin, tren geliyor!
Düdüðü duymuyor musunuz?
Kýmýldasana, tren geliyor!
Kýmýlda!
- Arabaný geri al, tren geliyor!
- Bir yere gidemem. Ýn o arabadan!
Adi herif!
Kapý kolunu tamir et Ray,
kolu tamir et!
Çekil raylardan. Çekil!
Ýyi misiniz?
Emin misiniz?
Lanet olsun!
Ben iyiyim. Ýyiyim.
Sözüm bu kavþaðý kapatan herkese.
Hepiniz geri zekâlýsýnýz.
Arabayý kadýnýn üzerine fýrlatan sensin.
Þu trenin haline bir bak!
Neden arabayý da alýp
havalanmadýn?
- Evet, havalanman gerekirdi.
- Bu zavallý kadýný yaraladýn.
- Haklý. Seni dava etmeli!
- Evet, seni dava etmeli!
Pekâlâ, sizi domuz gibi þiþirdikleri için
asýl McDonalds'ý dava edin, tamam mý?
Sen pisliðin tekisin!
- Nefesin leþ gibi içki kokuyor.
- Ýçtiðim içindir sürtük!
- Ayyaþ herifin tekisin.
- Sen kendini ne sanýyorsun?
Pislik herif!
Seni bu þehirde istemiyoruz!
Sen ne biçim bir kahramansýn?
Susun be!
Hayatta olduðumu görmüyor musunuz?
Eve gidip ailemi görebileceðim.
Þimdiye çoktan ölmüþtüm,
tam da burada.
Evet, arabayla havalanabilirdi,
ki bana kalýrsa havalanmalýydýn.
Tren yüzünden
baþ aþaðý oldum ama...
Neyse, teþekkür ederim.
Çok teþekkür ederim, Hancock.
Teþekkürler. Teþekkürler, Hancock.
Vadinin üzerinden uçacak mýsýn?
Bak, bir adam burada olacak, tamam mý?
Topu at diyecek. Tam burada duracak.
Topu at dediðinde,
arkaya doðru koþacak.
Harika, teþekkürler.
Garaj yoluna býraksan,
daha iyi olurdu ama neyse.
- Neler oluyor, baba?
- Selam ufaklýk.
Baban zor bir gün geçirdi evlat.
Gel bakalým.
Seni, babanýn arabasýný sürükleyen
adamla tanýþtýrmak istiyorum.
- Kim bu?
- Hancock!
Doðru. Hancock, bu oðlum Aaron.
Aman Tanrým, Ray?
Arabaya ne oldu?
Tanrým, buna inanamayacaksýn.
Bir trenin altýnda
ezilip gitmeme ramak kalmýþtý.
Bu adam gelip hayatýmý kurtardý.
Hancock, bu karým Mary.
Ýster inan ister inanma, bugün
neredeyse bir trene yapýþýyordum.
Bütün hayatým bir film þeridi gibi
gözlerimin önünden geçti.
- Hayatýný mý kurtardý?
- Kesinlikle. Teþekkürler.
- Sen iyi misin?
- Evet, iyiyim.
Tamam.
- Raylardan uzak dur.
- Kesinlikle uzak duracaðým.
Hey, hey, dur biraz. Hancock yemek
yer misin? Yani insan yemeklerinden?
- Evet, elbette yerim.
- Köfte sever misin?
Hayýr. Aaron, tatlým,
onun gidip yapacaðý iþler...
- Hayýr, tatlým.
- Köfteye bayýlýrým.
Evet, kim yemek yiyemeyecek kadar
meþgul olabilir ki? Bu sefer ki bizden.
Lütfen, hayýr cevabýný kabul etmiyorum.
Haydi, eve girelim.
Neden alnýnda bir kartal var?
Kartallarý sever misin?
- Galiba bu velet çok konuþuyor, ha?
- Pek fazla misafirimiz olmaz da.
Þunun güzelliðine bakýn.
Tatlým, kalorifer mi açýk?
- Açýk deðil mi?
- Deðil.
Tamam.
Makarna çýlgýnlýðýna 2 sene önce baþladýk.
Bunu her Perþembe yaparýz...
...ve þimdiye kadar hiç kaçýrmadýk.
- Hem de hiç.
Evet.
- Öyleyse uzun zaman olmuþ.
- Evet, efendim.
Hem de çok uzun.
Köfte diye buna derim evlat.
- Aaron.
- Annen sana sesleniyor.
- Ne var anne?
- Hayýr, onun adý Aaron.
- Hey, Aaron, bugün okul nasýl geçti?
- Ýyiydi.
Öyle mi? Peki Michael denen
þu kabadayýyla bir sorun çýktý mý?
Michele.
- Michele mi?
- Kýz ismi deðil.
- Hayýr, biliyorum.
- Sadece Fransýzca.
Michele, Hancock mahallemizin... Hancock?
Michele mahallemizin belalý çocuðu.
Aaron'a çatýþmalarý çözme konusunda
bir þeyler öðretmeye çalýþýyoruz.
- Ne dediðimi anladýn mý?
- Diðer yanaðýný uzatmak falan gibi mi?
Evet, aynen öyle.
Sakýn bunu uzatayým falan deme.
- Sana sataþmalarýna izin verme.
- Anladým.
Tamam, Aaron. Yemeðini ye.
Bu tip kabadayýlarla
baþ etmenin en iyi yolu...
...bacak arasýna
okkalý bir tekme yapýþtýrmaktýr.
Bunu yapmana gerek yok, tatlým.
Tamam mý?
Cidden gerek yok.
- Ýyi bir fikir.
- Öyle bir tekmele ki...
...bir daha aletini sadece kasýklarýnýn
tozunu almak için kullanabilsin.
Tamam, yeter.
Kes þunu.
Michele bir yetiþkin deðil, tamam mý?
Sadece küçük bir çocuk.
Ailesi çok kötü
bir boþanma evresi geçiriyor...
...ve o yüzden öyle davranýyor.
Belki bilmiyor olabilirsin...
...ama bu dünyada her þey
kaba kuvvetle çözülmüyor.
Her þey patýrtýlarla, çýðlýklarla,
ortalýðý kan gölüne çevirerek hallolmuyor.
- Yakýp yýkmakla bir yere varamazsýn.
- Meleðim! Bu kadar yeter.
Çok fazla haber izliyor.
Tabii bazen aþýrýya kaçtýðý da oluyor.
- Tuvaletiniz var mý?
- Evet, var. Hemen buzdolabýný geçince.
Banyoya elinde viski þiþesiyle mi gitti?
Hepimizi öldürsün mü istiyorsun?
Geldiðin için teþekkürler.
Yemekler iyi miydi?
- Evet, hem de çok iyiydi.
- Hoþça kal demeyecek misin?
- Hoþça kal Hancock.
- Hoþça kal ufaklýk.
- Ýyi misin?
- Sadece þaka yaptým.
- Haydi gel, Aaron.
- Özür dilerim, ben sadece...
- Oðlun anladý ama o anlamadý.
- Sana çok þey borçluyum.
Bugün hayatýmý bana geri verdin.
Bir þey söylememe izin ver.
Ýyiliðini karþýlýksýz býrakmak istemem.
Mesleðimin ne olduðunu biliyor musun?
Halkla iliþkiler uzmanýyým.
Ne olduðunu biliyor musun?
Tabii ki biliyorsun.
Bizler imaj danýþmanlarýyýz.
Ýnsanlarýn çeþitli ürünlere, þirketlere
ve diðer insanlara bakýþýný deðiþtiririz.
Seni haberlerde ve bugün
o hemzemin geçitte gördüm.
Ýnsanlarýn senden bu þekilde
nefret etmeleri...
...iyi bir þey deðil.
- Tanýþtýðýmýza sevindim Ray.
Özür dilerim ama beni bir dinle.
Yanlýþ anlama, insanlar seni sevmeli.
Gerçekten sevmeli, tamam mý?
Bunu senin için yapabilirim.
En azýndan bu kadarýný yapabilirim.
Biliyorsun, sen bir süper kahramansýn.
Çocuklar sana koþup
imzalý birer fotoðrafýný istemeli.
Sokaklarda sevgi gösterilerinde
bulunmalýlar, anladýn mý?
Ne bakýyorsunuz angut sürüsü?
Hayýr, hayýr, hayýr...
Bu insanlar... Sorun yok!
Bu insanlar angut falan deðil,
sadece sýradan insanlar.
Senden bana biraz vakit
ayýrmaný istiyorum.
Tek istediðim bu, tamam mý?
Bu kartý da... Þuraya mý koyayým?
Burasý nasýl?
E-posta gönder ya da ne bileyim
geçerken uðrayýver.
Ama bu konuyu bir düþün, olur mu?
Dikkatli ol, dostum.
Gidip güzel bir uyku çek, tamam mý?
Beni arayacak mýsýn?
Burada olacaðým.
Tamam millet, öyle bakýp durmayýn.
O da bizden biri.
Peki ya "Tek Yürek" iþi ne oldu?
Baþarýya ulaþmasý mümkün deðil, hayatým.
Yel deðirmenlerini kovalýyor gibiyim.
Dünyayý deðiþtiremiyor olabilirim
ama onun hayatýný deðiþtirebilirim.
- Yapabileceði iyilikleri bir düþünsene.
- Bence vaktini boþa harcýyorsun.
- Ondan nefret ediyorsun.
- Nefret mi? Nefret etmiyorum, Ray.
Onu tanýmýyorum bile.
Ama haberlere bir göz atsan,
neler yaptýðýný görebilirsin.
Bence onunla ilgilenecek
birilerine ihtiyacý var.
Herkesin iyi yönlerini görürsün Ray,
içlerinde iyilik olmasa bile.
Ýçimde kötü bir his var,
bence bu adamla çalýþma.
Böylelerini tanýrým,
her þeyi mahvederler.
Özür dilerim, herkes iyi mi?
Gidip annemi çaðýracaðým.
Herif pisliðin teki!
- Senin adýn ne evlat?
- Michele.
- Aaron'ý tanýyor musun?
- Evet, küçük pislik.
Þey, iyi bir çocuða benziyor.
Senden onu
rahat býrakmaný istiyorum.
Niyeymiþ pislik?
- Bana öyle demeyi kes.
- Pislik.
- Adým bu deðil.
- Pislik.
Bana bir kere daha pislik desene.
Pis...
Peki ya sen þiþko?
Dört göz?
Hancock, seni adi herif,
geleceðini biliyordum.
Mary'e sor, içimden bir ses
beni anladýðýný ve...
...deðiþikliðe hazýr olduðunu söyledi.
- Evet, evet. Tabii, öyledir.
Harika. Bu nasýl oldu?
Sert bir iniþ mi yaptýn?
- Seninle içerde konuþsak.
- Baþlangýç için bu iyi bir fýrsat.
- Araba kullanmadýðýný biliyorum...
- Ah, lanet olsun!
Tamam, iyisin. Geçti artýk, geçti.
Anne! Anneciðim! Anne!
Zýrlamayý kes haným evladý.
Evine git.
- Ýyi olmadý, tamam mý?
- Düzelir.
Bu hiç iyi olmadý. Bunun üzerinde
biraz çalýþmamýz gerekecek.
Kim bilir annesine neler anlatacak?
Ayrýca sokaðýn ortasýna
bu þekilde inmen hiç havalý deðil.
Hayýr, ben geldiðimde
sokak zaten bu haldeydi, Ray.
Burada yaþýyorum, sokaðýmýn
neye benzediðini iyi bilirim.
Bu sorunlarýn hepsini
geçmiþte býrakacaðýz.
Tamam, sana ilk olarak
halkla etkileþimi öðreteceðim.
Karýn nerede?
Mary, Aaron'ý futbol maçýna götürdü.
Hancock, YouTube'dan bir þeyler buldum,
hem de þaþýlacak derecede çok.
Hakkýnda hiç iyi þeyler anlatmýyorlar
ama bir yardýmý dokunabilir.
- Bu nedir?
- Dünyayý deðiþtirmeye çalýþýyorum.
Maalesef pek bir iþe yaramadý.
Haydi, sana dönelim.
Bu dosya YouTube'daydý.
Herkes dondurma sever, bunu anlarým.
Ama bu þekilde bir iþe yaramaz.
- Hey, bana oradan bir dondurma versene.
- Ne yaptýðýný sanýyorsun, dostum?
Anne, anne, anne!
Bunlar daha çocuk.
Çek þu kamerayý suratýmdan!
Sen hiç bir yangýný
söndürdün mü, Ray?
Hayýr, söndürmedim.
Ben halkla iliþkiler uzmanýyým.
Kýçým yanmýþtý.
Peki ya buna ne dersin?
Bu Walter, bir gri balina.
Herkes onun Monte Zuma sahilinde
karaya vurduðu günü hatýrlýyor.
Ve iþte Hancock geliyor.
Hancock!
Bunu hatýrlamýyorum.
Öyle mi? Ama Greenpeace
ve Walter hatýrlýyor.
Bu tür þeyler
bir süre sonra unutulur...
...ama teþhisime göre
senin esas sorunun...
- Duymak ister misin?
- Hayýr.
Pisliðin tekisin.
Biliyorum, sadece gördüðümü söylüyorum.
Pisliðin teki olmak bir suç deðil...
...ama imajýna zarar veriyor.
Suç deðil ama pisliðin tekisin.
- Sen ne dersin?
- Dikkatli ol.
Peki buna ne dersin?
Bir süredir bunu düþünüyordum.
Asýl mesele kendini nasýl sunduðun.
Haydi ama, gün ortasýndayýz.
Bunu görünce aklýna ne geliyor?
***.
- Peki ya bu?
- Kýrmýzýlý ***.
- Norveçli ***.
- Bunda haklýsýn.
Çizgi romanlarý bir kenara býrakalým.
Daha derin konulara girelim.
Bence etrafýndakilere kötü davranmanýn
asýl sebebi yalnýz olman.
Bence içinden
seni kabullenmelerini istiyorsun.
Yapma, insanlarýn
hayatýný kurtarýyorsun,...
...ama seni dýþlýyorlar,
sen de onlarý dýþlýyorsun.
Ama bu kýsýr döngüyü deðiþtirecek
ve yepyeni bir baþlangýç yapacaðýz.
Bu harika. Tabii bu gücün birazýný
irade gücüne dönüþtürebilirsen.
- Neredeyse kazanýyordunuz.
- O da golü attý.
Hey Hancock!
Neredeyse kazanýyorduk.
Evet, neredeyse. Tamam, yukarý çýk.
Ben yemeði hazýrlarken, üstünü deðiþtir.
- Tamam anne, kurt gibi açým.
- Selam tatlým.
- Haberleri gördünüz mü?
- Hayýr, Hancock'la þey üzerinde çalýþýyorduk...
- Halkla etkileþim.
- Halkla etkileþim.
Bütün gün bunu yayýnladýlar.
Kanun kanundur Bay Hancock.
Ve siz kanunlardan üstün deðilsiniz.
On milyonlarca dolar deðerinde...
...özel mülkün yok edilmesi,
hýrsýzlýk ve þimdi de bu.
Ona baktýðýmda,
sadece kendini düþünen, bencil...
...aþýrý kaslý ama hiç kimseye
saygýsý olmayan birini görüyorum.
Bay Hancock, size þunu hatýrlatayým.
Kanunlardan üstün deðilsiniz.
Açýlan davalarda, 600'den fazla
mahkeme celbine cevap bile vermediniz.
Baþkasý olsa, çoktan hapsi boylardý.
Ama hayýr, sen deðil.
Bir süper kahraman olabilirsin
ama sana þu kadarýný söyleyeyim...
...Amerikan Anayasasý kadar
güçlü deðilsin.
Bunu kafana sok ahbap!
Bu tür þeylere göz yumamayýz.
Dahice. Ýþler iyice kýzýþtý.
Bir bu eksikti.
Harika. Þimdi buraya gelip seni nasýl
hapse týkacaðýný düþünen...
...bir savcý var.
- Hele bir denesin.
Teslim olmalýsýn.
Ýnsanlarýn seni baðýþlamasý gerek.
Seni özlemelerini saðlamalýyýz.
- Ýnsanlar seni sevmiyor, Hancock.
- Ben seviyorum.
Sadece iki haftalýðýna. Halk seni mum yakýp
arayacaktýr. Bunu yaptýklarýnda,...
...biz de hazýr olacaðýz. En kötü ihtimalle
yanýlýrým ve sen de oradan uçup gidersin.
Kaybedecek neyin var ki?
Los Angeles halkýndan özür dilerim.
Davranýþlarým uygunsuzdu...
...ve sonuçlarýný kabulleniyorum.
Los Angeles'lý hemþehrilerimden, sabýr
ve anlayýþ göstermelerini rica ediyorum.
- Sen pisliðin tekisin Hancock!
- Haydi oradan pislik!
Hayat benim için zor olabilir.
Sonuçta türümün tek örneðiyim.
Hapiste kaldýðým süre boyunca alkol
ve öfke kontrolü terapilerine katýlacaðým.
Benden daha iyisini hak ediyorsunuz.
Daha iyi olabilirim ve olacaðým da.
KALÝFORNÝYA ISLAH DAÝRESÝ
Elini ver bakalým çapkýn.
Anladým.
Bazýlarýnýzý... yani çoðunuzu
buraya ben týktým.
Evet, bu konuda neler hissettiðinizi
anlayabiliyorum.
Ne?
O yüzden, ben kendi iþime bakarým,
siz de kendi iþinize.
Sorun istemiyorum.
Tamam mý?
Sadece hücreme gitmek istiyorum.
Ýzninizle.
Ýzninizle dedim.
Önümden çekilmezseniz,
kafaný alýr onun kýçýna sokarým.
Bu trene binmeye hazýr mýsýnýz beyler?
Çuf çuf pislik.
Bir adamýn kafasýný alýp
bir diðerinin kýçýna mý soktun?
Tamam, bu konuya geri döneceðiz.
Savcýlýk senin 8 yýl yatmaný istiyor.
Uzun bir süre ama bunu bekliyorduk.
Planýmýza göre...
Ne yapýyorsun?
Bu bok çukurunda 8 yýl geçirmemi
istiyorlarmýþ gibi bir þey mi söyledin?
8 yýl ama iyi halden 4,5 yýla iner.
Ama bunun bir önemi yok,
çünkü sen ortalýklarda yokken...
...suç oraný tavana vuracaktýr...
...savcýlýk ve polisler de,
derhal salýverilmeni isteyecektir.
Bunu talep edecekler.
Seni isteyecekler.
Nereye gidiyorsun?
Orada dur bakalým. Dur!
Hancock. Hancock!
Geri çekil!
Sen bir korkaksýn!
- Kiminle konuþuyorsun Ray?
- Seninle konuþuyorum!
- Kiminle konuþuyorsun Ray?
- Umurunda deðilmiþ gibi davranmayý býrak.
Bir görevin var,
sen bir kahramansýn, Hancock.
Bunu kabullenene kadar
hayatýný sefil bir þekilde sürdüreceksin.
Bana inan. Bu plana ve bu sürece
güven, burada kal.
Aradýklarýnda,
onlara bir kahraman verelim.
Bunu nasýl yapacaðýz Ray?
Pekâlâ beyler, paylaþmaya
baþlayalým. Don?
- Evet.
- Bir þey mi söyleyeceksin?
Evet, evet. Sanýrým az da olsa
bir tür ilerleme kaydettim.
Senin adýna sevindim.
Birinin boynunu kýrmak çok kolay
sanýrdým ama burada oturup...
...aynada kendime bakýyorum...
...ve düþünüyorum.
Bu çok zor.
Evet, bu gerçekten zor.
Neden hep gülüyorsun?
Seni aynaya bakarken hayal etmek bile
ödümün bokuma karýþmasýna yetiyor.
Ne zaman konuþmaya kalksam
bütün düzeni alt üst ediyor.
Çapraz konuþmaya geçelim.
Tamam mý?
Böyle yapmaya devam ederse,
bir daha bir þey paylaþmam.
- Hayýr, hayýr. Olmaz, böyle olmaz.
- Paylaþmalýyýz. Devam edelim.
Bay Hancock, bugün paylaþmak
istediðiniz bir þey var mý?
Pas.
Yere iniþin ilk izlenimi verir.
Bu bir süper kahramanýn tokalaþmasý gibidir.
Çok sert inme tamam mý?
Çok yumuþak da olmasýn.
Yüz bin dolarlýk bir Mercedes'in
üstüne de inme, tamam mý?
Ýnsanlar geldiðine sevinmeli.
Bay Hancock, konuþacak mýsýnýz?
Pas.
Yani kapýyý kullanýrsan
ve bina hâlâ saðlamsa,...
...insanlar geldiðine memnun olur,
kendilerini güvende hissederler.
Orada iþini iyi yapan bir memur varsa,
ona da iyi bir iþ çýkardýðýný söylemelisin.
Ýþini iyi yapmýþsa, benim oraya
gitmeme ne gerek var Ray?
Haydi ama.
Böyle þey olmaz dostum.
Burasý KBLA Radyosu.
Bugünün manþetinde, her zaman olduðu gibi
Hancock var. Sizin görüþünüz nedir?
Bu heriften iyice sýkýldým, parmaklýklarýn
ardýnda olduðuna seviniyorum.
Umarým onu kolay kolay salmazlar.
Kuzenim Pookie'yi salsýnlar.
Çelik yelek giymediðinizi
görüyorum, memur bey.
Ve cesaretinize hayraným.
Çünkü kurþunlar sizden deðil, benden seker.
Bu þehir, çeteler ve uyuþturucu
satýcýlarý tarafýndan yönetiliyor.
Hancock onlarý korkudan
titreten tek kiþi.
Tamam pek þýk davranmýyor
olabilir ama iþini yapýyor.
Üstelik çok seksi!
Söylediðini duyayým.
"Ýyi iþti" dediðini duyayým.
Ý...
Ýy...
- Bay Hancock, konuþmak ister misiniz?
- Pas.
Ý... yi...
Ýyi... Ýyi... iþ...
Ýyi iþ... Ýyi iþti.
Ýyi iþti.
Hapisteki beþinci gün ve sözüne sadýk kalan
Hancock hâlâ parmaklýlarýn ardýnda.
Bu arada suç oraný giderek yükseliyor.
Los Angeles polisi, Hancock'ýn...
...hapiste geçirdiði son 5 gün içinde,
%30'luk bir artýþ olduðundan söz ediyor.
- Hancock! Hey Hancock!
- Selam ufaklýk.
Sana bir þey getirdik.
Nasýl gidiyor Hancock?
- Ray nerede?
- Sadece biz varýz. Ray çalýþýyor.
Aaron seni görmeyi çok istedi, o yüzden
biraz makarna alýp uðrayalým dedik.
Sanýrým bunu gardiyana
göstermem gere...
Hayýr, gerek yok.
Tamam, al bakalým.
Pekâlâ, yanýnda köfte de getirdiniz mi?
- Ye haydi.
- Dostum, þunun güzelliðine bak.
- Köfte güzelmiþ.
- Afiyet olsun, Hancock.
Ray iyi biri.
Her ne yapmaya çalýþýyorsan,
sakýn onu yarý yolda býrakma.
Tamam mý?
- Tamam, artýk gitsek iyi olur.
- Hemen mi?
- Evet, dedim ya...
- Hancock'la kalmak istiyorum.
Gitmeliyiz, tatlým.
Haydi, Hancock'a hoþça kal de.
Hancock, bu en çok sevdiðim oyuncaðým.
Sende kalmasýný istiyorum.
Bu çok hoþtu.
Haydi tatlým, gel bakalým.
- Bay Hancock, konuþmak ister misiniz?
- Pas.
Tamam, sen devam et.
Sizleri seviyorum.
Seni çaðýrdýklarýnda...
- Ben bu þeyi giymem, Ray.
- Evet, giyersin.
- Hayýr, giymem.
- Evet, giyersin.
- Kesinlikle giymem Ray.
- Öyle sanýyorsun ama giyeceksin.
Bu þeyi giyip suçla savaþacaðýma,
çýrýlçýplak giderim daha iyi.
Bunu zaten yapmýþtýn.
YouTube'daki videoyu hatýrlasana.
Hancock, bu bir üniforma.
Belli bir amacý temsil ediyor.
Doktorlar, polisler,
itfaiyeciler gibi, tamam mý?
Seni çaðýrdýklarýnda...
- 2 hafta oldu.
- Evet?
- Kimsenin beni özlediði yok Ray.
Sabýrlý ol, bu konuda
bana güvenmelisin. Tamam mý?
Alan ihlali! Alan ihlali!
Bay Hancock, sýra sizde.
Pas.
- Haydi dostum, bir dene. Ýçini dök.
- Haydi ama John.
- Anlatacak bir þeyin yok mu?
- Anlatacak bir þeyim yok.
Aklýna bir þey gelmiyor mu?
Haydi John.
- Haydi John, anlat.
- Anlat haydi. Durma.
Biz her þeyimizi anlatýyoruz.
Anlatýrsan rahatlarsýn.
- Düzelirsin.
- Haydi dostum, bir dene.
Her gün buraya geliyorsun
ama anlatacak hiçbir þeyin yok mu?
Adým Hancock ve bazen
içkiyi fazla kaçýrýyorum.
Pekâlâ, paylaþtýðýn için teþekkürler.
Teþekkür ederim.
Bizimle paylaþtýðýn için minnettarýz.
- Alkýþý hak ediyor.
- Evet, bir alkýþý hak ediyor.
Hey, Hancock. Haydi kalk.
Sana telefon var.
- Not al.
- Arayan polis þefi.
Yardýmýna ihtiyacý varmýþ.
Kapana kýsýlan
polis memurunun kocasý...
...geçen yýl Irak'ta öldürülmüþ.
Arkasýnda 2 küçük yetim býrakmýþ.
Son haberleri bekliyoruz ama görünüþe
bakýlýrsa, içerde en az 3 þüpheli var...
...ve söylenenlere göre...
- Neler oluyor?
Beni koruyun!
Haydi kýpýrda! Kýpýrda!
- Yerde kal!
- Gebert þunlarý!
- Çekilin! Herkes geri çekilsin! Çekilin!
- Geriye, geriye! Haydi!
Kuzey, doðu ve batý kanadýný
kontrol altýna aldýk. Batý tarafý ise açýk.
Tamam. Binayý mahvetme.
Sakýn o binayý mahvetme.
Ne?
Biraz sýkýyor. Durum nedir?
Banka soygunu. En az 8 rehine
ve 4 tanede kötü adam var.
Bir memurumuz kapana kýsýldý,
ona ulaþamýyoruz.
Sabahtan beri üzerimize
mermi yaðdýrýyorlar.
Ve ellerinde aðýr silahlar var.
50 kalibre veya daha üzeri.
- Senin için sorun olur mu bilemiyorum?
- Sorun deðil.
Ýyi iþ çýkardýnýz.
Gerçekten iyi iþ çýkardýnýz.
Bu Hancock!
Bitir iþini!
Ýyi iþ çýkardýn.
- Sana dokunmama izin verir misin?
- Evet!
Cinsellikle ilgisi yok.
Çekici bir kadýn olmadýðýndan deðil.
Aslýnda çok çekici bir kadýnsýn,
belki baþka bir...
Çýkar beni buradan!
Harekete geçti!
Geliyor! Geliyor!
Ýyi iþ çýkardýnýz.
- Hancock?
- Ýyi iþti.
Bunu söylemiþtin.
Bu iþi hemen sona erdirmelisin!
Yan taraflarý kontrol edin.
Alaný koruyun.
Daðýlýn!
Arkadan dolaþmak zorundalar.
Ona ne oldu?
Nereye gitti?
Nereye gitti?
Neler oluyor?
- Hapiste olduðunu sanýyordum.
- Erken çýktým.
- Neden?
- Ýyi halden.
Bunun ne olduðunu biliyor musun?
Sanýrým bir tür ateþleyici olmalý.
Rehinelerin her birine
4 kilo patlayýcý baðlý.
Elimdeki yaylý bir ölüm düðmesi.
Parmaðýmý çekecek olursam...
Buuum!
Polisin ortaya çýkmasý ve senin adamlarýmý
alýp götürmen arasýnda geçen sürede...
...planlarda ufak bir deðiþiklik oldu.
Senden kasaya girmeni istiyorum.
Ýçerde üç çeyrek tonluk paletlerde,
30 milyon dolarlýk devlet tahvili var.
- Vay canýna!
- Onu benim için taþýyacaksýn.
Parayla birlikte, buradan güvenli
bir þekilde uzaklaþmamý saðlayacaksýn.
Yoksa bu rehineleri
yerden kazýmak zorunda kalýrlar.
Buna hayýr demek zorundayým.
Hayatýmda yeni bir sayfa
açmaya çalýþýyorum.
Tüm binayý havaya uçururum pislik!
Bu kelimeden hiç hoþlanmýyorum.
Bu insanlarýn hepsini havaya uçururum
ve bunun sorumlusu da sen olursun.
Beni duydun mu pislik!
Bana bir daha pislik desene.
Pis...
Parmaðýný tetikten sakýn ayýrma.
Ýyi iþ çýkardýnýz.
Hayýr, asýl sen iyi iþ çýkardýn.
Vay canýna.
Ýþte orada, iþte orada!
Hayranlarýna merhaba de.
Ýþinin bir parçasý da bu.
Bu taraftan.
- Teþekkürler, teþekkürler!
- Hancock!
Gülümse.
Tanrým, herkesi buraya toplamýþlar.
Hancock, gel seni tanýþtýrayým.
- Bunlar Mike Killborn ve Jeremy Emerald.
- Size hayranýnýz, gerçekten hayranýz.
Bu adamlar, batý yakasýndaki en büyük
reklam þirketinin ortaklarýndan.
- Bizi hiç aramadýn dostum.
- Aslýna bakarsan, birkaç kez aradým.
O köprünün altýndan çok sular aktý,
dostum. Hem de çok.
Böyle bir yere alýþabilir misiniz?
Ýkiniz nasýl tanýþtýnýz?
Daha önce evliydim.
Ýlk eþim,...
...Aaron'ý doðururken öldü.
Bunu baþka bir yemekte
anlatýrým ama...
Dünya tatlýsý bir bebekle ortada kalmýþtým
ve ne yapacaðýmý bilmiyordum.
Bir gün bir süper marketin
bebek reyonundaydým,...
...her iki elimde de bebek bezleri vardý
ve orada durmuþ ne yapacaðýmý...
...bilmez bir halde onlara bakýyordum.
Ve bir melek beni gördü.
Anlamýþtý ve bana öyle bir baktý ki...
Kendimden geçmiþ bir halde
orada dururken bile,...
...birinin bana yardým etmek için
elini uzatacaðýný anlamýþtým.
O günden itibaren hayatým
yeniden düzene girdi. Öyle deðil mi?
- Sen sarhoþsun.
- Ne olmuþ?
Peki ya sen dostum?
Baþka bir gezegenden geldin, deðil mi?
- Hayýr dostum, Miami'den.
- Meteor gibi bir þeyle gelmedin mi?
Hayýr, hatýrladýðým ilk þey
gözümü bir hastanede açtýðým.
Devlet hastanesiydi, deðil mi?
Üzerinde deneyler falan mý yapýyorlardý?
Hayýr Ray, Miami'deki
sýradan bir hastanenin acil servisiydi.
- Ciddi misin?
- Evet, kafatasým çatlamýþtý.
Bir soygunu durdurmaya
çalýþtýðýmý söylediler.
Biri seni yere mi sermiþ?
Sanýrým önceden sýradan biriydim
ama uyandýðýmda deðiþmiþtim.
Hastanede bir hemþire
koluma iðne yapmaya kalktýðýnda...
...iðne kýrýldý ve kafatasým
bir saat içinde iyileþti.
Doktorlar afallamýþtý...
...ve hikayemi öðrenmek istediler.
Týpký senin gibi ama anlatamadým.
Kim olduðumu bile bilmiyorum.
Hafýza kaybý.
- Kafana darbe aldýðýn darbeden.
- Onlar da öyle söyledi.
Hiçbir þey hatýrlamýyor musun?
Cebimden çýkanlar sadece bir sakýz
ve iki sinema biletiymiþ.
Boris Karloff, Frankenstein.
Ama kimlik falan yoktu.
Taburcu olmaya gittiðimde, hemþire bana
John Hancock diye seslendi.
Ben de o olduðumu sandým.
Peki nasýl oldu da bunlarý hiç duymadým
ya da gazetelerde denk gelmedim?
Sanýrým gazetelere çýkmýþtý.
Yaklaþýk 80 yýl önce.
- 80 yýl önce mi?
- Ben yaþlanmam. Öyle iþte.
- Bu harika.
- Yine de merak ediyorum.
Nasýl bir serseriymiþim ki...
...bana hiç kimse sahip çýkmadý?
Dedikleri gibi dünyanýn en çekici adamý
olmadýðýmý biliyorum ama...
...kimse yok muydu?
- Onca merdiveni çýkmak seni yormadý mý?
- Pek deðil.
Baþým dönüyor.
Beni üst kata
uçurarak da çýkarabilirdin.
Keþke bunu yapmasaydýn.
- Þu ayakkabýlarý çýkaralým.
- Tamam ama bir tek onlarý çýkarabilirsin.
Bana inanýyorsun,
öyle deðil mi Hancock?
- Tabii ki Ray, sana inanýyorum.
- Yardým etsene.
Beni dinle, bu çok önemli.
Çünkü ben sana inanýyorum ve...
Harika iþler yapacaksýn.
Her þeyi düzelteceksin.
- Biraz uyumaya çalýþ Ray.
- Sen de iyi bir uyku çek.
Hancock, beni yataðýma yatýrdý.
Tamamdýr, uyudu.
Bakýcýmýz hiçbir zaman arkasýný toplamaz.
Elinde bir çürük var.
Gitmen gerek.
Geç oluyor.
Ray bunu öðrenirse,...
...seni gebertirim.
Joan, bunu halledeceðiz, tamam mý?
Sen hiç endiþelenme.
Merhaba tatlým, kahvaltý?
- Hancock hapþýrdý ha?
- Ýnanabiliyor musun? Hapþu!
O kadar gürültüye raðmen,
yine de uyudun.
- Vay canýna!
- Sana söylemiþtim demeyeceðim ama...
Adamýn hapþýrýp, evde koca bir delik
açacaðýný söylemiþ miydin?
Demiþtim ki, onun burada olmasý...
Caným, þunu açar mýsýn?
- Teþekkürler. Tanrým ne kadar güçlüsün.
- Hallettim.
Hiçbir konuda endiþelenmene gerek yok.
Komþulardan özür diledim.
Sigorta þirketini aradým.
Her þeyi hallettim.
Sen sadece...
...kahvaltýnýn tadýný çýkar.
Bu ne peki? Tatile mi çýkýyoruz?
- Biz mi?
- Sadece üçümüz.
- Yaz sonu mu?
- Bu gece.
- Bu gece mi?
- Bir yerlere gidelim.
Tak tak!
- Çok yaþa.
- Ne?
Tam da Ray'e, "umarým bir daha
hapþýrmaz" diyordum.
Çünkü evimiz bunu kaldýramaz.
Yani hapþýrmaný.
Evet, bazen, etrafta toz olduðunda...
...ya da çok þaþýrdýðýmda hapþýrýrým.
Senin adýna üzüldüm.
Arayan Killborn.
Mike, nasýl gidiyor?
Seni görmek de güzeldi.
Evet, þey...
Tamam.
Hiç durma, söyle.
Evet, kalemim var.
Tamam. Hayýr, biliyorum.
Seni uyarýyorum.
Tamam, devam et.
Tamam, güzel.
Þimdi, o konuda hâlâ...
Bir saniye bekler misin?
Sessiz olur musunuz?
Kusura bakma, Mike.
Evet.
- Konuþmalýyýz.
- Defol.
Þey, bu konuda
gerçekten heyecanlýyým.
- Buna bütün gün devam edebilirim.
- Kapa çeneni! Kapa dedim!
Þey, sanýrým ben...
Tamam, konuþacaðýz, oldu mu?
Konuþtuktan sonra, beni
ve ailemi rahat býrakacaksýn.
- Saat 4'te, benim yerimde.
- Neyse iþte.
...bunun anlamý da...
Þimdi rakamlardan bahsetmek istemiyorum.
Onlarý sonraya saklýyorum.
Öyleyse her seferinde tek set.
Bana uyar, orada görüþürüz.
Tamam, üç buçukta. Harika.
Tatlým, burasý sýcak mý?
Sizi incitti, deðil mi?
Haydi ama konuþ.
Kendini nasýl hissettin?
- Berbat.
- Kötü.
Kötü.
Çünkü sizden gücünüzü aldý.
O gücü geri almalýsýnýz.
Hiç kimse size gücünüzü geri vermez.
Gidip kendiniz almalýsýnýz.
Beni anladýnýz mý?
Gidip Hancock'ý bulacaðýz
ve gücünüzü geri alacaðýz.
Sor haydi.
- Sen ve ben?
- Sen ve ben, ne?
- Ayný mýyýz?
- Hayýr.
Ben daha güçlüyüm.
Sahi mi?
Evet.
- Biz kimiz?
- Tanrýlar, melekler...
Farklý kültürler,
bize farklý isimler verdi.
Þimdilerdeyse
süper kahraman olup çýktýk.
- Baþkalarý da var mý?
- Vardý.
Hepsi öldü.
Sadece ikimiz kaldýk.
Bu ne peki?
Birbirimizin neyiyiz?
- Ýkimiz kardeþiz.
- Yalan söylüyorsun.
- Hayýr, ben senin kardeþinim.
- Bu bir yalan.
- Kardeþinim. Hayýr.
- Bu bir yalan.
Kardeþler, dün gece
beni öptüðün gibi öpüþmez.
Yalan söylüyorsun, anlaþma sona erdi.
Bakalým bu konuda Ray ne düþünecek?
- Buraya gel!
- Ona söyleyeceðim.
"Tek Yürek" sembolü
dünya çapýnda tanýnacak.
Kendilerini dünyayý deðiþtirmeye adayan
þirketleri temsil eden bir sembol olacak.
Bu þirketler ürünlerini,
yiyeceklerini, ilaçlarýný,...
...güçlerini, giysilerini
bedava daðýtacaklar.
- Hancock hakkýnda konuþtuðumuzu sanýyordum.
- Ýki numara
Benden ve ailemden uzak dur.
Bunu bana bir kere daha yapamayacaksýn.
Ne? Neden bahsettiðini bile bilmiyorum.
Seni seviyorum Hancock!
Ýþe yaramaz.
Her seferinde ayný þekilde bitiyor.
Ýran, Yunanistan, Brooklyn!
Brooklyn mi?
Ben hiç Brooklyn'e gitmedim ki.
Son üç bin yýldýr senin saçmalýklarýna
katlanýyorum ve artýk gýna geldi.
- Neden söz ettiðini bilmiyorum!
- Bitti! Beni duydun mu?
- Neden söz ettiðini bilmiyorum!
- Mutluyum, tamam mý? Sonunda mutluyum!
- Bunu mahvetmene izin vermeyeceðim!
- Bana bak! Neden söz ettiðini bilmiyorum!
Bu deli saçmasý zýrvalýklarýný
bölmek istemezdim...
...ama dediðin kadar harika olmamalý.
Çünkü seni hatýrlamýyorum.
Bana bir kere daha
.
...deli desene.
Pekâlâ, orada dur. Tamam mý?
Bana o kamyonla vurmasan iyi edersin.
"Tek Yürek" sembolüne sahip olmak isteyen
þirketler, küresel devrim alanýnda...
...lider olduklarýný kanýtlamak zorundalar.
- Bay Hancock hakkýnda konuþacak mýyýz?
Bu sayede dünyayý iyileþtirmeye
çabaladýklarý belli olur.
Bunu dört farklý þekilde yapabilirler.
Yapmalarý gereken
"Tek Yürek"in en önemli yaný
geniþ çapta tanýnmasý.
O yüzden bu örnek resimleri hazýrladým.
Tokyo, Londra, Dubai ve Paris.
Bu yüzden bunu herkese duyurmalýyýz.
- Sýra dýþý pazarlama tekniklerine...
- Kar mý yaðýyor?
- Kalk üstümden!
- Beni dinle!
- Senden nefret ediyorum!
- Üzgünüm.
Her kimsem, sana her ne yaptýysam,...
Bana bak.
Üzgünüm.
Neden uçuyordun?
Sen uçuyordun Mary.
- Evet, kesinlikle uçuyordu.
- Tamam, uçuyordum.
Ve bir o kadar da güçlüyüm.
Biz böyleyiz.
- Biz mi?
- O ve ben, sadece ikimiz kaldýk.
Diðerleri bir araya geldi ve öldü.
Karavandayken, bir araya geldiklerine dair
bir þey söylememiþtin.
- Onun karavanýnda mýydýn?
- Bunu açýklamasý çok zor.
- Güzel, seni dinliyorum Mary.
- Ben de.
Bana bir iyilik yapýp karýmla
konuþmama müsaade eder misin?
- Sakýn öfkeni benden çýkarma, Ray.
- Burada yetiþkinler konuþuyor.
Teknik olarak konuþursak,...
...o benim kocam.
Haydi caným!
- Ne?
- Sen daha doðmadan,...
...onunla yollarýmýz ayrýlmýþtý.
Sadece bunu hatýrlayamýyor.
Ama sen hatýrlýyorsun, deðil mi?
Biliyor musun?
Biriyle ilk kez çýktýðýnda, belirtmen
gereken bazý þeyler vardýr Mary.
Seyahat etmeyi sevmem, kedilere
alerjim var, ben ölümsüzüm gibi, tamam mý?
Bunlar daha en baþýndan
söylenmesi gereken þeyler.
Biz her neysek, çift olarak
yaratýlmýþýz, tamam mý?
Birbirimizi çekiyoruz. Ne kadar
kaçarsam kaçayým, yanýmda bitiveriyor.
Ýç güdüsel olarak beni buluyor.
Ne demeye çalýþýyorsun,
sizi kader mi birleþtiriyor?
Çok uzun süre yaþadým Ray.
Ve öðrendiðim tek bir þey varsa,
o da her þeyi kaderin belirlemediði.
Ýnsanlar da seçim yapar.
Senin seçiminse, bana
yalnýz olduðumu düþündürmekti.
Hatýrlamadýðýn bir þeyi
özleyebileceðini hiç düþünmemiþtim.
Harika, þimdi ne olacak?
Bunu ben de düþünmedim.
Hapishane yetkilileri, çýkan isyanýn...
...Kenneth Parker Jr. tarafýndan
yönetildiðini doðruladýlar.
Kendisi, geçen hafta yaþanan
olaylý banka soygununun lideriydi.
Norwalk'daki isyandan sonra,
en az 8 mahkumun kayýp olduðu bildirildi.
Hapishanede çalýþan inþaat iþçilerinin
saldýrýya uðrayýp bayýltýldýklarý...
...ve kýyafetlerinin çalýndýðý belirtildi.
Mahkumlardan bazýlarýnýn...
...kaçmýþ olabileceðinden endiþe ediliyor.
Parker suç konusunda bir otorite sayýlýyor.
Farklý alanlardaki suçlularý
bir araya getirip organize etmek için...
...psikolojik iknâ yöntemlerini
etkili bir biçimde kullanýyor.
Stanford Üniversitesi'nde,
psikoloji profesörü olarak...
...ders verdiði dönemlerde,
farklý dallarda master yapan öðrencileri...
...bir suç örgütü oluþturmak için
organize etmiþ.
- 91 dolar 10 sent.
- Ne? Benimle dalga mý geçiyorsun?
- 91 dolar 10 sent.
- Buna soygun denir.
- Ne?
- Parayý alacaðým.
Bunu bir þekilde anlarým.
Bir þeye sahip olmak istersin.
Kimse seni bunu yapmaktan alýkoyamaz.
Gider ve onu alýrsýn.
Bu hoþuma gider.
Ama sen alabilir misin?
Elimdeki gofrete karþýlýk senin silahýn.
Cam için özür dilerim.
Uygun bir damar yoluna ihtiyacýmýz var!
Kalp elektrotlarýný takýn!
Bu iþe yaramaz.
Ýçerdeyim.
Bana neler oluyor?
Az önce, John Hancock'ýn acilen Los Angeles
Merkez Hastanesi'ne kaldýrýldýðý haberini aldýk.
Hancock'ýn vurulduðu
ve durumunun aðýr olduðu bildirildi.
Bunun nasýl olduðunu henüz bilmiyoruz.
Olay netlik kazandýkça, sizlere canlý olarak...
...bildirmeye devam edeceðiz.
- Bay Embrey, olay nasýl gerçekleþmiþ?
- Duyduðum kadarýyla...
...bir soygunu engellemeye çalýþmýþ.
- Onu yaralayan silahta özel tipte...
...bir cephane kullanýlmýþ olabilir mi?
- Hayýr.
- Mesela yeni bir mermi çeþidi?
- Hayýr, bu konuda bir bilgim yok.
Bunun bugün ortaya çýkan süper güçlere sahip
gizemli kadýnla bir ilgisi olabilir mi?
- Onunla dövüþtüðü söyleniyor.
- Buna bir cevap veremem.
Ölümlü oluyorsun.
Birbirimize yakýn olduðumuz için.
Daha önce hiç bu kadar hýzlý olmamýþtý.
Gitmek zorundasýn.
Benden ne kadar uzaklaþýrsan,
kendini o kadar iyi hissedersin.
Güçlerini yeniden kazanýp,
etrafta uçmaya, her þeyi yýkmaya...
...ve farkýnda olmadan
insanlarý kurtarmaya baþlarsýn.
Dediðim gibi, biz çift olarak yaratýlmýþýz.
Eþimize yaklaþtýðýmýzda...
...güçlerimizi kaybediyoruz.
- Neden?
- Ýnsanlar gibi yaþayabilmek için.
Sevmek, baðlanmak,...
...yaþlanmak ve ölmek için.
Bize ne oldu?
M.S. 4. yýlýn yazýnda,
þimdiki gibi ölümlü oluyorduk.
Kýlýçlarla peþime düþtüler.
Beni kurtardýn.
1850'de, evimizi ateþe verdiler.
Beni alevlerin arasýndan çekip aldýn.
Peki ya 80 yýl önce,
o zaman ne olmuþtu?
Miami'de yaþýyorduk.
Þehre yeni bir film gelmiþti.
Frankenstein.
Sonra Flagler caddesi'nde yürüdük.
Elimden tuttun ve sýmsýký kavradýn.
Bir sokakta bize saldýrdýlar.
Seni öyle bir dövdüler ki,
her yer kan gölüne döndü.
Ambulansa binmeme izin vermediler.
Hastaneye vardýðýmda, uyanmýþtýn.
Ama beni tanýmadýn.
Ben de oradan ayrýldým.
Ne zaman bir araya gelsek,...
...benim yüzünden peþine düþtüler.
Diðerlerinin aksine, sen insanlarý
kurtarmak için yaratýlmýþsýn.
Sen busun, bir kahramansýn.
Tanrýlarýn sigorta poliçesi gibisin.
Dünyayý korumak için...
...sen hayatta kalmak zorundasýn.
Mary!
- Mary!
- Orada kal!
Mary?
Dur!
Orada kalýn!
Mary!
Onu kaldýrmama yardým et.
Haydi, onu götürelim.
Sýkýca tutun!
- Sakinleþtiriciyi verin!
- Burada yardýma ihtiyacýmýz var!
Tutun onu! Tutun!
Haydi!
Sýkýca bastýrýn! Kýpýrdamasýn!
- Dayan! Dayan!
- Sanýrým onu kaybediyoruz!
Bizden üstün olsan da,
farklý deðilsin Hancock.
Kýzýn fiþini çekme vakti geldi Hancock.
Gerçekten iyi dayandýn.
Emin ol, hepimiz seni çok özleyeceðiz.
Ama senin gitme vaktin geldi.
Belki daha iyi bir yere.
Ýstersen, bana teþekkür edebilirsin...
...süper kahraman.
Bunu yapamazsýn!
- Peki ya Hun imparatoru Attila?
- Kesinlikle þaþýydý.
- Þaþý mý?
- Evet.
- Peki kraliçe Elizabeth?
- Yoksul.
- JFK, ona ne dersin?
- O mu? Evet, þey...
- Evet, þey... Hepsi bu mu?
- Öyle deðil.
- Sahi mi?
- Þu füze krizi yaþandýðýnda...
...Küba'daydým. O yüzden...
- Tamam, dur biraz.
Alo?
- Ray.
- Hey, seni aramaya çalýþtým.
Evet, kapsama alaný dýþýndaydým.
- Dýþarýda mýsýn?
- Evet.
- Yukarý bak.
- Tamam, yukarý bakýyorum.
Yukarý bakýyorum.
- Sevgilim.
- Ne?
Dünyayý deðiþtireceksin.
Ýyi iþ çýkardýn, Ray.
Tanrým, Ray!
Hey, yukarý bak.
Hancock!
- Seninle gurur duyuyorum.
- Sað ol.
Bu yüzden baþým derde girer mi?
Çeviri: Darkopal
(Film henüz bitmedi, izlemeye devam edin)
- Dur! Polis!
- Kýpýrdama!
Ne yapýyorsun?
Býrak onu!
- Silahýný at!
- Geri çekilin! Geri çekilin!
Geri çekilin! Yoksa onu gebertirim!
Geri çekilin! Geri çekilin dedim!
Þaka yapmýyorum!
- Silahýný at!
- Geri çekilin!
Hancock!
- Sen nereden çýktýn be adam?
- Tamam, sakin ol, bana ne istediðini söyle.
Söyle onlara silahlarýný indirsinler!
Söyle, hepsi silahlarýný indirsin!
Tamam, tamam, sakin olun.
Silahlarýnýzý indirin.
Kýçýna giydiðin o daracýk Wolverine
kýyafetinle, bizi buradan çýkaracaksýn.
Dediðimi hemen yapacaksýn, pislik!