Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: nazo82 & Ruthless
İyi seyirler.
Affedersiniz bayım,
lavabo var mı acaba?
Justin!
Fotoğrafımı çeksene, hayatım.
Piramitleri tutuyormuşum gibi dursun.
Justin!
Hemen buraya dön!
Hayır!
Dur!
- Hayır, olamaz!
- Gel buraya! Tırmanma sakın!
Dur, dur.
Dur orada.
Yavaş ol, ufaklık.
Dur dedim, çocuk!
Hemen dur! Hayır!
Hayır, hayır!
Düştü.
Justin!
Tuttum ben, tuttum.
Mısır'da bu gece
büyük bir rezalet yaşandı.
Giza Piramiti'nin çalındığı ve yerine...
...devasa şişme taklidinin konduğu
ortaya çıktı.
Manevi simgelerini korumak için
seferber olan ülkeler ve yurttaşlarında...
...bir panik havası hâkim.
Güvenlik güçlerinin
henüz bir ipucu bulamamış olması...
...böylesine adi bir suçun
sorumlusu olan hainin kimliği...
...ve bir sonraki hedefi hakkında...
...herkesi iyice
meraka düşürmüş durumda.
Kıpırdama! Don bakalım!
Öylece kal!
Günaydın, Gru.
Nasılsın?
Merhaba, Fred.
Bilgin olsun;
köpeğin tüm bahçeme pisliyor...
...ve bu hiç hoşuma gitmiyor.
Kusura bakma, köpekleri bilirsin.
Canları nereye gitmek isterse gidiyorlar.
Ölürlerse gidemezler ama.
Şakaydı.
Gerçek payı da var tabii.
Neyse, iyi günler sana.
Peki.
Sana da.
Kafa mı buluyorsunuz benimle ya!
Merhaba.
Kurabiye satıyoruz.
Gidin buradan.
Evde yokum.
Hayır, evdesin.
Seni duyuyorum.
Hayır, duymadın.
Bu bir...
...teyp kaydı.
- Hayır, değil.
- Evet, öyle.
Bak şimdi: Mesaj bırakın.
Bip.
Hoşça kal, teyp kaydı.
Agnes, gel hadi.
Kyle!
Yaramaz köpek! Hayır, yapma!
Otur, benim çöreğim o!
Gru!
Doktor Nefario.
Şu anki hislerini anlayabiliyorum.
Ben de büyük bir hayal kırıklığına
uğradım.
Benim gözümde her zaman
en iyilerden biri olarak kalacaksın.
Ne?
Ne oldu ki?
Tüm haberler bundan bahsediyor.
Biri bir piramiti çalmış.
Bu olay, diğer tüm kötü adamların
havasını söndürdü...
...diyorlar.
Minyonları toplayın!
Minyonlar, toplanın!
Tamam, tamam.
İyi görünüyorsun, Kevin.
Ailen nasıl, iyiler mi?
Pekâlâ.
Billy, koçum benim.
N'aber, Larry?
Merhabalar, millet!
İşte böyle.
Sakin olun. Sakin olun!
Teşekkür ederim.
Piramitleri çalan diğer kötü adamdan...
...haberiniz olmuştur mutlaka.
Amma da mühim bir olaymış anlaşılan.
İnsanlar buna
yüzyılın suç olayı falan diyormuş.
Peki üzgün müyüm?
Hayır, değilim!
Birazcık öyleyim...
...fakat bizler de çok verimli bir sene
geçirdik.
Hepiniz bana göre
çok iyi iş çıkardınız.
Hayır, zam yok.
Zam falan almayacaksınız.
Peki neler yaptık?
Bakalım:
Times Square'deki dev ekranı çaldık.
Güzel!
Bizde böyle işte!
Hepiniz bu ekranda futbol maçı izlemeyi
çok seviyorsunuz, değil mi?
Bu kadar da değil.
Özgürlük Anıtı'nı çaldık!
Las Vegas'taki küçük olanını ama.
Eyfel Kulesi'nden bahsetmiyorum bile!
O da Vegas'tan.
Size henüz bundan bahsetmeyecektim
fakat...
...uzun zamandır
büyük bir işin peşindeyim.
Piramitin çalınma olayını
silip süpürecek bir şey hem de.
Dostum Doktor Nefario'ya da
çabalarından ötürü teşekkür ediyorum.
Var olun!
Kendisi de geldi.
Yine yakıyor.
Gizli bir laboratuvarda bulunan...
...küçültme silahının yerini tespit ettik.
Bu silahı ele geçirdiğimiz anda...
...yüzyılın en büyük suçunu...
...işleme fırsatı geçecek elimize.
Çalacağımız şey...
Durun, durun!
Neyi çalacağımızı söylemedim daha.
Dave.
Buraya kulak ver lütfen!
Çalacağımız şey...
...sıkı durun...
...Ay!
Ay elime geçtiği anda...
...onu geri alabilmek için tüm dünya
ne istersem verecek.
Ben de tüm zamanların
en büyük kötü adamı olacağım!
İşte bundan bahsediyordum.
Alo?
Merhaba, Gru.
Bir bütçe çıkardım da.
Bunu nasıl karşılarız bilemiyorum.
Mümkün değil.
Mucize yaratamam ben.
Rahat ol.
Bankadan bir kredi daha çekeceğim.
Beni çok seviyorlar nasılsa.
Edith, kes şunu.
Ne oldu ki?
Yürümek de mi suç?
Merhaba, Bayan Hattie.
Döndük.
Merhaba, kızlar.
Biz yokken bizi evlatlık edinmek isteyen
biri geldi mi?
Düşüneyim bir...
Hayır!
Edith!
Masama koyduğun şey nedir?
Çamur böreği.
Kimse seni evlatlık edinmeyecek, Edith.
Farkındasın, değil mi?
- Evet, farkındayım.
- Güzel.
Nasıl gitti kızlar?
Kotanızı doldurdunuz mu?
Sayılır.
43 naneli, 30 çikolata parçacıklı
ve 18 hindistan cevizli kurabiye sattık.
Peki...
Sanki çok iyi bir satış yapmış gibi
söylediniz.
Suratıma bakın bir!
Hâlâ iyi satış yaptığınızı
düşünüyor musunuz?
18 hindistan cevizliymiş!
Bence bundan daha iyisini başarabiliriz,
değil mi?
Evet.
Hafta sonumuzu Utanç Kutusu içinde
geçirmek istemeyiz, değil mi?
Hayır, Bayan Hattie.
Güzel. Gidebilirsiniz.
Gidin de bir şeylerimi temizleyin.
Selam, Penny.
Selam, kızlar.
Utanç Kutusu
Merhaba, anne.
Kusura bakma, arayacaktım ama--
Piramiti çaldığından ötürü
seni tebrik etmek için aramıştım.
Sen çaldın, değil mi?
Yoksa gerçekten başarılı olan
bir kötü adam mıydı?
Haberin olsun, anne.
Bir iş üstündeyim.
Çok ama çok büyük ve önemli bir şey.
Duyduğun zaman
benimle gurur duyacaksın.
Bol şans o hâlde.
Neyse, kapıyorum.
Bay Perkins'le görüşmek için gelmiştim.
Tabii.
Oturun lütfen.
Bir insan için küçük...
...fakat insanlık için
çok büyük bir adım.
Anne, bir gün ben de Ay'a gideceğim.
Korkarım çok geç kaldın, evlat.
NASA maymunları
uzaya göndermiyormuş artık.
Yeni bir "kötü adam kredisi" için
başvuracağım.
Vektör adını kullanmayı düşünüyorum.
Matematiksel bir terim.
İki yöne doğru bir ok
ve büyüklükle gösteriliyor.
Vektör!
İşte benim bu!
Çünkü iki yönde de suç işliyorum
ve büyüğüm!
İşte bu!
Yeni silahıma baksana.
Pirana silahı!
Taş gibi!
Canlı piranalar fırlatıyor. Hiç
görmüş müydün? Göremezsin, ben icat ettim.
Nasıl kullanıldığını göstereyim mi?
Tüh be! Bazen piranaları geri koymak
çok zor oluyor.
Bay Gru, Bay Perkins sizi bekliyor.
Tek istediğim roketi yapabilmek için
bankadan para çekmek.
Sonra da Ay bizim olacak.
Çok etkili bir sunum oldu cidden.
Şu küçültme silahını
görmek isterdim.
Göreceksiniz elbette....
...elimize geçer geçmez.
Elinde değil demek!
Buna rağmen bankadan para isteme
cüretini gösterebiliyorsun bir de.
E öyle oldu.
Banka sermayesini sana akıtıyor resmen,
farkında mısın Gru?
Kötü entrikalarının çok az bir miktarından
kâr elde etmemize rağmen hem de.
Nasıl anlatsam...
Bu elma sensin diyelim.
Paramızı geri ödemeye
başlamazsan...
Anladın mı?
Bak, Gru.
Durum şu ki...
...etrafta pek çok
yeni kötü adam türedi.
Senden daha gençler,
senden daha istekliler...
...ve senden daha gençler.
Şu dışarıda oturan
Vektör adındaki delikanlı mesela.
Geçenlerde bir piramit çalmış.
Anlıyorum, anlıyorum.
Roket için gerekli para konusuna
gelecek olursak--
Küçültme silahını getir;
ondan sonra konuşuruz.
Gizli Araştırma Tesisi
Doğu Asya
Kerizler!
Kerizler!
Aldık.
Ne?
Ne oluyor?
Hayır, olamaz!
Sen!
Belki şimdi birisinin kafasını
dondurmadan önce iyi düşünürsün.
Hoşça kal, Gru.
Hadi!
Kaçmasına izin veremeyiz!
Yukarıda!
Ateşle!
Şimdi ateşle!
Iskaladın!
Babana gel bakayım.
Al sana.
Ay ne şeker.
Menzilimize girdin.
Tereyağından kıl çe--
Bu da ne?!
Hey, Gru!
Bakalım şimdi gemiye sığacak mısın?
Tuhaf.
Neler oluyor?
Klostrofobim var benim!
Hayır, hayır.
Çok küçük!
Benim için çok küçük bu.
Bu adamdan nefret ediyorum.
Lütfen bizi koru
ve güzelce uyuyabilmemizi sağla.
Biz uyurken
böcekler kulaklarımıza girip...
...beynimize yumurtalarını
bırakmasın.
Harika.
Aklımıza getirdiğin için sağ ol, Edith.
Lütfen birinin bizi
evlatlık edinmesini sağla...
...ve annemizle babamız
iyi insanlar olsun.
Bir de tek boynuzlu at istiyorum.
Amin.
- Amin.
- Amin.
# Tek boynuzlu atlar
Pek severim onları ben #
# Tek boynuzlu atlar
Çok severim onları ben #
# Tek boynuzlu atlar
Bir tanesi benim olsa keşke #
# Gerçek olsalardı tabii #
# E gerçekler de #
# Aldım bir tane
Getirdim evime #
# Şimdi beni çok seviyor
Ben de onu #
Vektör'ün Kalesi
Ne oluyor be?
Bol şans, küçük kızlar.
Süper.
Merhaba, Bayan Hattie'nin Kızlar Yurdu'nda
kalan yetimleriz.
- Umurumda değil. Toz olun.
- Yapmayın!
İyi bir geleceğimiz olsun diye
kurabiye satmaya çalışıyoruz.
- Durun, durun! Hindistan cevizli var mı?
- Evet.
Saksı çalıştı.
Doktor Nefario.
Kurabiye şekline bürünmüş
bir grup küçük robot lazım bana.
- Ne?
- Kurabiye robotları!
- Kimsin?
- Kurabi-- Aman, neyse.
Araştırmalarımızda geçmişinize dair
olumsuz bir şeye rastlamadık...
...Doktor Gru.
Gördüğüme göre...
...kişisel başarılarınızın da
listesini çıkarmışsınız.
Sağ olun.
Okumaya bayılırım ben de.
Bakıyorum bir şeref madalyası...
...ve şövalyelik unvanı
kazanmışsınız.
- Ben, ben.
- Ben, ben.
Kevin?
Bir yemek programı sunuyorsunuz...
...ve nefesinizi en az 30 saniye
tutabiliyorsunuz demek.
Pek etkileyici değil.
Geri zekâlı!
Kavga! Kavga! Kavga!
Bu da ne?
Mesele şu:
Karım Debbie'nin ölümünden sonra...
...büyük bir yalnızlığa
düştüm.
Sanki kalbim bir diş...
...ve içindeki boşluğu da...
...sadece çocuklar doldurabilir.
Affedersiniz.
Çok güzel bir kadınsınız.
İspanyolca biliyor musunuz?
İspanyolca biliyor gibi mi
görünüyorum?
Yüzünüz resmen eşeğe benziyor.
Teşekkür ederim.
Neyse... Evlatlık edinme işine
devam edebilir miyiz?
Çok heyecanlıyım da.
Margo, Edith ve Agnes'e
lobiye gelmesini söyle.
Eminim anne çok güzeldir.
Eminim babanın gözleri
ışıldıyordur.
Eminim evleri
şekerlemeden yapılmıştır.
Güzel olurdu diye dedim.
Tırtılım hiç kelebeğe dönüşmedi.
Cips o.
Ah...
Debbie çok şanslı bir kadınmış.
Debbie kim?
Karınız.
Selam, kızlar.
Kızlar, sizi Bay Gru'yla tanıştırayım.
Sizi evlatlık edinecek.
Kendisi diş hekimi.
Evet!
Selam.
Ben Margo. Bu Edith.
Bu da Agnes.
Bacağını tuttum, bacağın bende!
Yeter bu kadar, küçük kız.
- Bırak bacağımı, hadi bakayım.
- Daha yukarı.
- Daha yukarı.
- Çek bakayım kollarını.
Nasıl çekeceğiz bu kolları?
Bir şey denince mi bırakıyorsun?
Yapışmaz bir spreyle falan mı?
Levyeyle mi?
Hadi bakalım kızlar, gidelim.
İşte bu!
Çok etkileyici!
Neye bakıyorsun?
Küçültüldün işte,
seni küçük gargara seni!
Al bakalım!
Sen de küçültüldün!
Alü?
Küçültme silahını ele geçirdim.
Hayır, oynamıyorum tabii.
Gru mu?
Güldürme beni ya.
Hayır!
Ayrıca Ay'ı da ele geçiremeyecek.
Ayrıca onunla işim bittiğinde...
...merhamet dilenecek.
Tamam, görüşürüz.
Bak sen şu minnacık tuvalete;
hanimiş minik bebek--
Lanet olsun sana, küçük tuvalet!
İşte geldik.
Evim evim, güzel evim.
Yani...
...bu senin evin mi?
Dur bir saniye.
Sen, şu kendini
teyp kaydı gibi gösteren adamsın.
Hayır, başkasıdır o.
Elini tutabilir miyim?
Hayır.
Kel adam bizi evlat edindiğinde...
...Annie filmindeki gibi olacak sanmıştım.
Hayır.
Kyle bunlar yemek değil,
misafirlerimiz.
Kızlar, bu da Kyle.
Benim...
...köpeğim.
Şirin köpecik.
- Cinsi ne bu köpeğin?
- Kendisi...
Bilmiyorum.
Burası çocuklara uygun bir yer mi
sence?
Çünkü öyle değil de.
Hayır, hayır.
Oradan uzak dur.
Çok hassas bir alettir.
Planımı iki kişiyle halledeceğim
sanırım.
Hey, burası çok karanlık.
Meyve suyu kutum delindi.
Gördüğünüz gibi bir çocuğun
ihtiyacı olan her şeyi temin ettim.
YEMEK - SU - ÇİŞ VE KAKA
Pekâlâ.
Evet, ne diyordum...
Biri şu şişeyi kırmış.
Tamam, pekâlâ.
Belli ki bazı kurallar koymamız gerekiyor.
Birinci kural:
Hiçbir şeye dokunmayacaksınız.
Ya yere?
Evet, yere dokunabilirsiniz.
- Peki ya havaya?
- Evet, havaya da dokunabilirsiniz.
Peki ya buna?
- Nereden buldun onu?
- Buldum işte.
İkinci kural: Çalışırken beni
rahatsız etmeyeceksiniz.
Üçüncü kural:
Ağlamak, sızlanmak, gülmek...
...kikirdemek, hapşırmak,
kusmak ya da gaz çıkarmak yasak.
Rahatsız edici sesler
çıkarmayacaksınız yani.
- Tamam mı?
- Bu rahatsız edici sayılır mı?
Çok hem de.
Altı saat sonra görüşürüz.
Tamam, endişelenmeyin.
Her şey yoluna girecek.
Burada çok mutlu olacağız.
Değil mi?
Agnes?
Bir sorum var:
Bunlar ne?
"Rumba Ye!" robotu.
Rumba!
Şunlara bak.
Bak şimdi!
Kurabiye robotu.
"Kurabiye robotu" demiştim.
Neden, neden...
Neden bu kadar yaşlısın?
Tamam, hemen ilgileniyorum.
Merhaba?
TV.
Bu da ne?
- Şuna baksana!
- Süpermiş!
Hadi gelin.
Bence diş hekimi değil.
Bunun üzerinde
bir süredir çalışıyoruz.
Yer çekimini kesen serum.
Orayı kapamam lazımdı.
Eminim bir şey olmayacaktır ona.
Etkisi geçiyor mu?
Şu ana kadar hayır.
Geçmedi.
Bu da sipariş ettiğin yeni silah.
Hayır, ben sana
"okçuluk silahı" dedim.
Osuruk de--
Of be!
Tabii ya.
Ben de hangi şartlar altında
bu silahı kullanırız diye düşünüyordum.
Neyse.
Sana asıl göstermek istediğim şeyse...
...bu.
İşte "kurabiye robotları" diye
buna denir.
Tek boynuzlu atları pek severim.
Ne işiniz var burada?
Size mutfakta kalmanızı söylemiştim.
Sıkıldık.
Burası ne?
- Bunu içebilir miyim?
- Havaya uçmak mı istiyorsun?
Gru!
Mutfağa geri dönün.
Bizimle oynar mısın?
- Hayır.
- Neden?
İşim var da ondan.
Ne işin var?
Tamam, tamam.
Beni yakaladınız.
Dişçilik işini hobi babında
yapıyorum.
Aslında casusum.
Çok gizli bir görev. Bunu kimseye
söylememelisiniz, çünkü söylerseniz...
Bu ne işe yarıyor?
Tek boynuzlu atım!
Tamir et.
Tamir etmek mi?
Baksana, un ufak olmuş.
Yani bu durumdayken
tamir edilemez.
Kızdırma beni.
Ne yapıyor şimdi bu?
Yeni bir tane alana kadar
nefesini tutacak.
Alt tarafı bir oyuncak.
Kes şunu.
Tamam, peki.
Tamir edeceğim.
Tim! Mark! Phil!
Çok önemli bir mevzu var!
Bu küçük kıza...
...tek boynuzlu at oyuncağı
alacaksınız.
Bokuncak mı?
Bokuncak ne demek?
Hayır, hayır.
"Salıncak" diyor.
He salıncak!
Hayır, "oyuncak" diyorum.
- Tamam anladım, oyuncak.
- Gidip bulun hemen.
Bunlar kim?
Onlar benim...
...kuzenlerim.
Jerry! Stuart!
Onlara göz kulak olun
ve benden uzak tutun, lütfen.
Kuzeninin fikriydi.
Ne?
Pekâlâ, yatma vakti.
Siz ikiniz için değil.
Hadi bakalım, iyi uykular.
İyi geceler, öpsün sizi yedi cüceler.
Şunu bil ki
asla babam olamayacaksın.
Benim için bir mahsuru yok.
Bu yataklar bombadan mı yapılmış?
Evet, ama çok eskiler.
Patlama ihtimalleri çok az.
Fakat bir o yana bir bu yana
dönmemeye çalış.
Süper.
Bize masal okur musun?
- Hayır.
- Masal olmadan uyuyamayız ama biz.
Sizin için uzun bir gece olacak o hâlde,
değil mi?
İyi uykular.
İyi geceler...
...ısırmasın sizi böcekler.
Çünkü onlardan binlerce var neredeyse.
Muhtemelen dolabınızda da
bir şeyler vardır.
Takılıyor bize, Agnes.
Çok güzel.
Kızlar, hadi gidiyoruz.
Kurabiye dağıtma vakti.
Tamam ama ilk önce
dans kursuna gideceğiz.
Aslında bugün dans kursunu
atlamamız gerekecek.
Aslında bugün dans kursunu
atlayamayız.
Büyük bir resital yaklaşıyor.
- Kuğu Gölü Balesi'nden bir kısmı sunacağız.
- Evet, Kuğu Gölü Balesi.
Harika, muhteşem.
Ama...
...kurabiye dağıtacağız.
Hadi.
Hayır.
Hayır mı?
Dans kursundan önce
kurabiye dağıtmayacağız.
Öyle mi?
Sizi dans kursuna götürmüyorum.
Gitmek istiyorsanız...
...yürümek zorundasınız.
- Ne yapıyorsunuz?
- Yürüyoruz.
Öyle mi?
Peki, tamam.
Siz yürümeye devam edin
çünkü sizi arabayla götürmeyeceğim.
Tamam.
Gru'nun sert tarafını göreceksiniz.
Ciddiyim, üçe kadar sayacağım.
Arabaya binseniz iyi olur.
Başlıyorum.
Bir, iki...
...üç, dört ve beş.
Kaldır ve ger.
Ve bir, ve iki.
Al.
- Bu ne?
- Dans resitali için biletin.
- Geliyorsun, değil mi?
- Tabi, tabii.
Heyecanla bekliyorum.
Serçe parmağı sözü mü?
Evet, serçe parmağım söz veriyor.
Pekâlâ, ilk müşterimiz
Vektör adında bir adam.
Ama adı V ile başlıyor.
A ile başlamalıyız.
Sonra B...
...sonra--
- Evet, evet.
Anaokuluna gittik herhâlde!
Alfabeyi biliyorum.
İlk önce...
...Bay Vektör'e dağıtmak
daha iyi olur diye düşündüm.
Hepsi bu.
Bitti sayılır.
Bitti sayılır.
Vektörlük'ün kalesine
tekrar hoş geldiniz, kızlar.
Kurabiye mi getirdiniz bakalım?
Dört kutu naneli, iki kutu bonbonlu...
...iki kutu karamelli
ve on beş kutu hindistan cevizli.
Aynen! Bu kadar kurabiye alan
başka birisini görmek isterdim.
Pek mümkün değil; benden daha fazla
kurabiye alan bir isim söyleyin sıkıyorsa.
52 dolar tuttu.
Peki.
Yedi, sekiz, dokuz...
Nerede kalmıştım?
Yedi, sekiz, dokuz...
Neden pijama giyiyorsun?
Bunlar pijama değil.
Isınma giysisi.
Ne için ısınıyorsun?
- Şeyler işte.
- Nasıl şeyler?
Çok süper, harika şeyler.
Anlamazsınız siz.
Uyumak gibi mi?
"Pijama değil." dedik!
Buyurun, 52 dolar.
Güle güle.
Hadi.
Ne?
Uslu dur, balık.
Rahat dur.
Başardık.
Hadi kızlar, gidelim.
Kurabiye siparişi veren
diğer insanlar ne olacak?
Hayat, hayal kırıklıklarıyla doludur.
Tabii bazıları için.
Bir daha yapayım deme şunu.
Lunapark. Gidebilir miyiz?
Ne olur!
Olmaz.
Ama oraya hiç gitmedik.
Dünyadaki en eğlenceli yer orası.
- Umurumda değil.
- Lütfen.
Söz, bundan başka bir şey
istemeyeceğiz.
Lütfen.
HOŞÇA KALIN
- Lütfen.
- Hadi.
Saksı çalıştı.
Hadi.
Güle güle.
Size iyi eğlenceler.
Kusura bakma, dostum.
Yanlarında yetişkin olmadan olmaz.
Ne?
Aman Tanrım, şu yumuşacık
tek boynuzlu ata bakın.
Çok yumuşacık.
Heyecandan öleceğim.
- Hadi oynayalım.
- Olmaz, olmaz.
- Hayır, hayır.
- Hadi ama.
Şu yumuşacık tek boynuzlu at
ne kadar?
Satılık değil.
Tek yapmanız gereken şuradaki
ufak uzay gemisini vurarak onu kazanmak.
Gayet kolay.
KAYBETTİNİZ
Tekrar.
- Dur.
- Hadi, bir kez daha.
Ne olur, bir kez daha.
Yanlışlıkla gözlerimi kapatmıştım.
- Vurdum, vurdum.
- Çok güzeldi.
Bu da neydi böyle?
Vurmuştu.
Gözlerimle gördüm.
Dostum, izininle
sana bir şey açıklayayım.
Şu ufak uzay gemisini
görüyor musun?
Devrilmediğini de görüyor musun?
Bunun ne anlama geldiğini
biliyor musun, profesör?
Tek boynuzlu atı alamıyorsunuz
demek oluyor.
Birileri kaşlarını çatmış galiba.
Bir dahaki sefere artık.
Pekâlâ, sıra bende.
Devrildi işte.
- Yumuşacık!
- Evet.
Süperdi.
Orayı havaya uçurdun.
Hadi, başka bir oyun oynayalım.
Gru, biraz konuşabilir miyiz?
Pekâlâ, kızlar.
Siz gidin oynayın.
Küçültme silahını aldım.
Pamuk şeker?
Ay'ın en uygun konuma gelmesine
12 gün var.
Bizi işimizden alıkoyacak şeylere
zamanımız yok.
Perkins'ı bağla bana.
Rahatsız ettiğim için
kusura bakmayın, Bay Perkins.
Bunu görmek istersiniz diye
düşündüm.
Ne?
Aferin, Gru.
Çok etkileyici.
Planın geri kalanı
gayet basit.
Ay'a uçacağım.
Ay'ı küçülteceğim.
Ay'ı yakalayacağım.
Tuvalette oturup bir güzel--
Ne?
Affedersin.
Biraz müsaade eder misin?
"Bana ait olan şeylere dokunmayın."
demiştim.
Yüz kez söyledim.
Pızza sipariş edebilir miyiz?
Pizza mı?
Öğle yemeğini daha yeni yediniz.
- Şimdi değil, akşam yemeği için.
- Akşam yemeği mi?
Tamam, tamam.
Geçin şuraya.
Kenarları dolu olsa
olur mu?
- Kenarları dolu.
- Kenarları dolu.
Hepinizi kenara dolduracağım şimdi.
Çok komiksin.
Sakın bir daha
odadan dışarı çıkmayın!
Pekâlâ.
Kusura bakma.
Nerede kalmıştık?
- Tuvalette oturuyordun.
- Hayır, hayır.
Hayır, hayır.
Biraz mizah katayım istedim.
Gülmeyi ne kadar çok sevdiğini
biliyorum.
İçinden de olsa.
Diyordum ki...
Pek kendini vermişe benzemiyorsun, Gru.
İnan bana, tamamen verdim.
- Merhaba.
- Ne?
- Bu adam çok kocaman.
- Televizyonda mıyız?
- Çocuk mu bunlar?
- Ne yapıyorsunuz?
Dışarıda durun demiştim.
Hayır, hayır.
Don bakalım.
Bay Gru?
Pekâlâ.
- Diyordum ki...
- Devam etmene gerek yok.
Göreceğimi gördüm ben.
- Fakat planım...
- Çok güzel bir plan.
Her yönünü sevdim.
Ufak bir şey dışında.
Sen.
Bak, anne.
Ay'a ayak bastığım bir resim çizdim.
Bak, anne.
Makarnadan bir roket prototipi yaptım.
Bak, anne. Makarna prototipinden yola çıkıp
gerçek bir roket yaptım.
Anlayamıyorum.
Gerçeği kabullen, Gru.
Bu işle
uzun süredir uğraşıyorsun...
...ama ortaya
bir şey koyabilmiş değilsin.
İnanacağımız
ve paramızı yatıracağımız kişi...
...daha genç bir kötü adam
olacak.
- Fakat ben--
- Buraya kadar. Hoşça kal, Gru.
Bankanın artık bize
fon sağlamadığı konusunda...
...dedikodular döndüğünün
farkındayım.
Bu dedikodulara son vermek için
buradayım.
Dedikodular doğru.
Para konusunu konuşacak olursak...
...hiç paramız yok.
Peki Ay'a nasıl gideceğiz?
Cevap belli:
Gidemeyeceğiz.
Çaresiziz.
Şu an diğer iş imkânlarına bakmak için
uygun bir zaman.
Evet.
Size de yapmanızı önerdiğim üzere...
...öz geçmişimi ilgili yerlere
dağıtmaya başladım.
Ne oldu?
Moral konuşmasının ortasında olduğumu
görmüyor musunuz?
Evet!
Evet, bunu ve bulabildiğimiz her şeyi
kullanarak...
...kendi roketimizi yapacağız!
Her şeyi toplayın.
Hurdalığa gidip
arabaları parçalayın.
Bankaya kimin ihtiyacı var ki?
Hadi, hadi.
Anne, ne arıyorsun burada?
Küvetteyken.
Küçücük poposuna bakın.
Anne.
Olmuyor ama.
Burada da bayramlıklarıyla.
Kıza benziyor.
Evet, çirkin bir kıza.
Çok komiksin.
Evet!
Benim tavuğum ölü adam gibi.
Bay Perkins, oğlunuz geldi.
Gönderin.
Selam, baba.
Beni mi görmek istedin?
- Evet, Victor.
- Artık Victor değilim.
Victor budalayken kullandığım isimdi.
Artık Vektör'üm.
Otur.
Küçültme silahı nerede biliyor musun?
- Herhâlde yani, evimde.
- Öyle mi?
Demek senin evinde.
Ne güzel.
O zaman Gru'nun elinde
tam da benzerinden olmalı!
Dur.
Bunlar kurabiye satan kızlar.
Bu Ay soygunun ne kadar kârlı
olabileceğinin farkında mısın?
Sana hayatının fırsatını verdim
ama sen yüzüne gözüne bulaştırdın.
Hayır, yüzüme gözüme bulaştırmadım.
Öyle mi?
Gru yeni silahımı
görene kadar bekle.
Mürekkep balığı tabancası.
Evet!
Yüzümde mürekkep balığı var.
Merak etme.
Ay bizimdir.
Hadi bakalım, yatma vakti.
Dişlerini fırçaladın mı?
Üfle bakayım, üfle bakayım.
Fırçalamamışsın.
Pijamalarını giy.
Kıpırdama, hadi ama.
Hadi yatma vakti.
Hemen şimdi.
Şaka yapmıyorum.
- Yorulmadık ki.
- Ama ben yoruldum.
Bize masal okur musun?
Olmaz.
Minicik şirincik lütfen.
"Lütfen"i farklı söylesen de
bir şey değişmez.
Cevabım hâlâ "hayır".
Uyuyun hadi.
Uyuyamayız.
Hiperaktifiz biz.
Masal okumazsan
seni rahatsız etmeye devam edeceğiz.
Tüm gece boyunca.
Tamam, tamam.
Pekâlâ.
Uykucu Kedicikler.
Uykucu Kedicikler mi?
Bunlar da ne?
Kuklalar.
Masalı anlatırken kullanacaksın.
Pekâlâ.
Şu işi bitirip kurtulalım.
"Üç minik kedicik oynamayı severmiş.
Tüm gün, güneş altında eğlenirlermiş.
Sonra anne gelmiş
ve...
...'Yatma vakti geldi. '
demiş."
Çok kötü bu.
- Cidden hoşunuza gidiyor mu?
- Devam et.
- Hadi.
- Tamam, tamam.
"Üç minik kedicik başlamış ağlamaya.
'Anne, daha yorulmadık ki
yatağa gidip yatmaya.'
Anneleri gülümsemiş ve
demiş ki güzel bir sesle:
'Pekâlâ,
tüylerinizi tarayın hiç değilse.'
Tüyleri tara.
Edebiyat mı oluyor şimdi bu?
İki yaşındaki çocuk bile
bunu yazabilir.
Üç minik kedicik
taramış tüylerini.
Demişler ki 'Uyuyamayız.
İçimizde taştı oyun oynama neşesi.'
İpeksi bir sesle cevap vermiş
anneleri sonradan:
'Tamam, sütünüzü için en azından.'
Şimdi sütlerini içir.
Kitabı hiç sevmedim.
Katlanılmaz bir şey bu.
"Üç minik kedicik
sütün hepsi bitirmiş...
...sonra ovuşturup gözlerini
esnemiş.
'Uyuyamıyoruz.
Uyku girmiyor gözümüze.'
Sonra anneleri başlamış
ninni söylemeye.
'İyi geceler, kediciklerim.
Kapatın gözlerinizi yatağınızda.
Tatlı tatlı rüyalar görün uykunuzda.
Uyku üstünüze bir çarşaf gibi seriliyor.
Anneniz...
...sizi tüm kalbiyle seviyor.'
Ve son, evet.
İyi geceler.
- Dur.
- Ne var?
İyi geceler öpücüğü vermeyi unuttun.
Hayır, hayır.
Ne öpücük ne de sarılma olacak.
Bize iyi geceler öpücüğü
vermeyecek, Agnes.
Onu seviyorum.
İyi biri.
Ama korkutucu.
Noel Baba gibi.
Fırlatmaya yalnızca 48 saat kaldı.
Tüm sistemler hazır.
O konuda...
Düşünüyordum da...
...belki soygun tarihini birazcık
erteleyebiliriz.
Lütfen bu kararı...
...kızların resitali yüzünden almadığını
söyle bana.
Hayır, hayır, hayır.
Hayır!
Resital mi? Yapma!
Saçmalık.
Bence...
...cumartesi günü yapmak
biraz garip olur.
Düşünüyordum da
belki soygun...
...salı günleri yapılacak bir iştir,
değil mi?
Gru, seninle bu iş üzerinde
yıllardır çalışıyoruz.
Hayalini kurduğumuz şey bu:
Tarih yazma fırsatın.
Ay'ı çalan adam olma fırsatın.
Bu kızlar seni işinden alıkoyuyor.
Gitmeleri gerek.
Bu konuda bir şey yapmazsan
ben yapacağım.
Anlıyorum.
Güzel.
Popo.
Popo.
Popo.
Güzel.
Fincanlarımızı tokuşturunca...
...ağzımızla "klink" sesi yapıyoruz.
Hazır mısınız?
Edith?
- "Klink".
- "Klink". İşte böyle.
Şimdi de içiyoruz.
- Agnes, "klink".
- "Klink."
Çok güzel.
- İzninizle, kızlar.
- Hadi ama.
Merak etmeyin, geleceğim.
"Klink" yapmaya devam edin.
- "Klink".
- "Klink".
Bayan Hattie.
Ne arıyorsunuz burada?
Kızlar için geldim; onları geri vermek
istediğinize dair telefon aldım.
Bir de İspanyolca sözlük aldım.
- Dediğiniz hiç hoşuma gitmedi.
- Fakat...
Kızlara hazırlayayım.
Bizi almasına izin vermeyin, Bay Gru.
Bizi vermek istemediğini söyle.
Pekâlâ, kızlar.
Gidelim.
Hoşça kalın, Bay Gru.
Her şey için teşekkür ederim.
Senin iyiliğin için yaptım.
Hadi.
Gidip şu Ay'ı ele geçirelim.
Pekâlâ.
Ne için bu?
Resital mi?
Ben suçun kitabını yazabilecek biriyim.
Ufak kızların dans resitallerine
gitmem ben.
Fırlatma mekanizmasının kapıları
açılıyor.
Fırlatmaya hazırlanıyor.
On saniyelik geri sayımdan sonra
fırlatma gerçekleşecek.
On, dokuz, sekiz, yedi...
...altı...
Evet!
İyi iş çıkardın, Doktor.
Tüm sistemler hazır.
Uçuş kıyafetim.
Evet!
Yine kurtardım paçayı.
Başardım.
Ay'ı ele geçirdim.
Ay'ı ele geçirdim.
Yetişebilirim.
- Durun biraz.
- Kevin.
Hadi, hadi!
- Hâlâ gelmemiş.
- Neden gelsin ki?
- Bizden umudu kesti.
- Serçe parmağı sözü vermişti ama.
Kızlar, kızlar.
Yerlerinize.
Henüz başlayamayız.
Birini bekliyoruz.
Birkaç dakika daha
bekleyebilir miyiz?
Tamam ama
sadece birkaç dakika.
Gelmeyecek, kızlar.
Gru!
Gru, beni duyabiliyor musun?
Hadi, onu derhâl uyarmalıyız.
Evet, kütüphane orada.
Üçüncü Cadde şurası.
Şurası da dans kursu.
Orası, evet orası.
Üzgünüm, dostum.
Gösteri bitti.
Bitti mi?
Vektör, aç şunu.
Önce bana Ay'ı ver,
sonra konuşuruz.
Bay Gru.
- Kapa çeneni, ufaklık.
- Şimdi kızları ver.
Aslında, biraz daha bende kalsınlar diye
düşünüyorum.
Hayır.
Evet!
Nasıl da oldu ama!
Beni iyi dinle, serseri.
Oraya gelince sana
dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim.
Aman çok korktum.
Sana gününü gösterecek.
Ne?
Köpek balığıma yumruk attı.
İşte orada.
Dayan, Gru.
Olamaz.
Vektör, kızları kaçırmış.
Hadi.
Gemiye ne oldu?
Tekrar büyük olmuş.
- Ay birazdan çok daha büyük olacak.
- Ne?
Nesne ne kadar büyük olursa...
...küçültme silahının etkisi
o kadar çabuk geçer.
Buna "Nefario Prensibi" diyorum.
Aslında az önce aklıma geldi bu.
Olamaz.
Gördünüz mü?
- Vektör! İmdat.
- Yardım et.
Buraya bak.
Niye bağırışıyorsunuz?
Ay.
Dikkat et.
Olabildiğince yaklaş.
Evet.
- Bay Gru, buradayız.
- Bay Gru.
Pekâlâ, kızlar.
Atlamak zorundasınız.
Atlamak mı?
Delirdin mi?
Merak etmeyin.
Sizi yakalarım.
Bizi geri vermiştin.
Evet, biliyorum.
Yaptığım en büyük hataydı.
Fakat şimdi atlamalısınız.
Bir şey olmayacak.
Evet, kızlar.
Atlayın.
Margo, seni yakalayacağım.
Bir daha da
asla bırakmayacağım.
- Dur bakalım.
- Hayır.
Bırak beni!
Margo!
Geliyorum, Margo.
Dayan.
Tuttum seni.
Olamaz!
Mıçtık!
Bu sefer haberler iyi.
Ay olması gereken yerine,
gökyüzüne döndü.
Polis bir kez daha şaşkına dönmüş durumda
ve herkes merak içinde.
Bu gizli kahraman kim
ve bir sonraki yapacağı şey ne?
Hadi kızlar, yatma vakti.
- Hadi ama, masal dinlemek istiyoruz.
- Üç Uykucu Kedicik.
Hayır, üzgünüm.
O kitap kasten ve "kazara" yok edildi.
Bu gece yeni bir kitap okuyacağız.
"Büyük Tek Boynuzlu At" adında.
Kim yazmış bakalım?
Ben.
Ben yazmışım.
Bakın, kuklalı bir kitapmış.
Bakın şimdi.
Boynuz.
Harika mı harika bir kitap olmalı.
Kendimi övmek istemem ama...
...evet, muhtemelen öyledir.
Hadi bakalım.
"Tek boynuzlu bir at varmış,
özgür ve kuvvetli.
Sanıyormuş kendini olabildiğine neşeli.
Sonra üç ufak kedicik gelmiş...
...ve hayatını tamamen değiştirmiş."
Şu bana benziyor.
Neden bahsediyorsun?
Kedicik bunlar.
Ölü ya da diri bir insana benziyor olması
tamamiyle tesadüftür.
"Onu güldürdükleri de olmuş...
...ağlattıkları da.
Onlara asla 'hoşça kal'
dememeliymiş aslında.
Şimdi biliyor ki
onlarsız yapamaz.
Onu ve hayatını değiştiren...
...bu üç kediciksiz.
Son."
Tamam, pekâlâ.
İyi geceler.
Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Hayır, olmaz.
Tamam, tamam.
Seni öpmemiş miydim zaten?
Çok iyiler.
Seninle gurur duyuyorum, oğlum.
Çok iyi bir ebeveyn oldun.
Tıpkı benim gibi.
Belki daha da iyi.
Hayır, böyle iyiyim.
Siz devam edin.
Hayır, hayır.
Olmaz.
Çeviri: nazo82 & Ruthless
Hey, Carl!
Hey.
Hayır, hayır.
Ben, ben.
John?
Hayır, ben.
Uf olduk.
Hayır.
Durun, durun.
Merhaba, ben Gru.
İşinizin başına, işinizin başına.
İşinizin...