Tip:
Highlight text to annotate it
X
Sofya, Bulgaristan, 1992
Derin bir nefes alın. Tamam.
Rahatla.
Çok kan kaybetti.
Ben dünya çapında
yüzlerce çocuğa yardımcı oldum.
Tamam. Kes. Ben sürerim.
-Tamam.
Sen sakin ol.
Beni tanıdın mı?
Buraya gel.
Onlar arkamızdan gelir.
Neden yaptın bunu?
-Seni orada gördüm.
Sorun varsa
belki yardımcı olabilirim.
Böyle mi oluyor?
- Ne?
Arabana aldığına
yardım da mı ediyorsun?
Teşekkür ederim.
Bu garip.
Orada bir şeyler oluyor olmalı.
Yol kapalı
Genel emir.
Bu acil bir durum.
Karım doğuracak.
Bu bir doktor.
Geçelim mi?
Derin bir nefes al.
Çok iyi.
Tamam, birşey yok.
Ben Amerikalıyım.
Ben bir doktorum.
Sokağa çıkma yasağı olduğunu biliyorum.
Ama karım doğum yaptı.
O bir doktor.
Ne zamandır bizi takip ediyorsunuz?
Ben Nick Pinter.
Sınır tanımayan doktorlardanım.
Ben arkadaşımın bebeğini
dünyaya getirdim.
Bence İngilizsiniz ve
adınız da John.
Hayır, Amerikalıyım. Adım da Nicholas Pinter.
Sınır tanımayan doktorlardanım.
Paulo Ivanoff'a sorabilirsiniz.
Adam bu olabilir. Kontrol edin.
John Charter mıymış anlarız.
Elmaslar ülkeden çıkarıldı sayılır.
Bay Charter'ı arıyoruz.
-Amerikalı doktoru sonra düşünürüz.
Bu size.
- İyi geceler o halde.
Sıcak bir banyo alsak mı?
İki tane işim var ama sonra
dikkatimi sabaha kadar sana vereceğim.
Söz, vereni bağlar.
Allen Jacob salı gelecek.
Çıkma zamanı geldi.
Bugün ne yapıyorsun Katrine?
Vitoshka Caddesine gideceğim.
Alışveriş için mi? İyi fikir.
Amerikalı çıkmış.
-Beni şaşırtmadı.
Ne yapacağını biliyorsun.
Ne o?
John Charter temiz çıktı bence.
Amerikalı bir doktor galiba.
Hazır mısın?
Güzel alışverişler.
Gelmiyor musun?
-Hayır.
-Kefalet için sağolasın.
-Sen bu gece çalış.
Papyonum bile yok.
-Bir tane veririm.
Bu önemli.
Yeni cumhuriyetçilerde çok para var.
Ve kendilerini savunmak istiyorlar.
Ne diyeceğim ki onlara?
-Geçen seneki bombalamayı anlat.
Kırgızistan bakanları orada.
Mineralleri çok zengin bir ülke.
Vadim Abilov. İç işleri bakanı.
Para onun kontrolünde.
Doktor Nicholas Pinter.
Bizim en iyi çalışanlarımızdan.
Memnun oldum.
John Charter'ın masum olduğunu
düşünüyor.
Ona birşey yapabilir.
Ona birşey olursa bunda ne senin
ne de benim parmağım olmaması önemli.
Ben cinayete dahil olamam.
Elmasları kimin verdiğini öğren.
Alıcı Allen Jacob.
İnanılmaz. Ben de sizi düşünüyordum.
Sizsiniz gerçekten de.
Tanışmadık.
-Doğru, tanıştırılmadık.
Ben Nick.
-Ben o değilim.
O halde ikiz kardeşinize
selam söyleyin.
Yapamam.
İyiydin Nicholas.
Yetimhane hikayesiyle
onları tavladın.
Bir içki için zamanın var mı?
- Odamda bir şişe var.
Bir tane daha barmen
Aklında ne var Paulo?
Elizabeth tekrar aradı.
Sana bunu vermek zorunda bıraktı.
Ve beni de imzalamam için zorladı.
Boşanma belgeleri.
Zamanı geldi.
3 yıldır ayrısınız zaten.
Kaçınılmazdan kaçmak için
dünyayı turladın.
Hâlâ plastik cerrah ile mi?
Affedersin.
Kağıdı imzalayacağım.
Ama zaten ne kadardır...
Paulo, uyuyor musun?
Beni tanıyorsan buradan çıkar.
Dr. Nicholas Pinter,
veya John Charter mı demeliyim?
Nicholas Pinter, New York'tanım.
Kes.
Diğerlerinden daha iyisiniz.
Amerikan aksanınız güzel.
Ama mükemmel değilsiniz.
Adınızı çok geç değiştirmişsiniz.
Nicholas Pinter.
Sınır tanımayan doktorlardanım.
Onu biliyorum.
Sizi bir kez bırakarak hata ettim.
Cevap vermeden önce düşünün.
Ne zamandır beni takiptesiniz?
Sınır tanımayan doktorlardanım.
Onlar tarafsızdır.
Yalnız mısın?
-Konferans için buradayım.
New York'tanım
Nicholas Pinter.
Size inanıyorum.
Gömün.
Ben yok olamam.
Hangi nehir Irak üzerinden geçer?
Dicle.
- Teşekkürler.
Beni ararlar.
Ekmek almayı unuttum.
Düşündüğünüz kişi değilim.
Bu bir hata.
Almayacağım.
Acılı veya acısız?
Burada neler oluyor?
Hayır, rüya görüyorsun.
Meraklanacak birşey yok.
Git yat sen anne.
Kabus gördüğünü açıklar o sana.
Ne?
Ne demek orada değil?
O zaman mı polis olduğunu anladınız?
-Evet.
Ve bu arkadaşınız Paulo...
- Paulo Ivanoff.
Neden öldürüldü?
- Hiçbir fikrim yok.
Sizi niye öldürmediler?
İstediler. John Charter olduğumu
düşündükleri anda.
Ve o zaman mezardan çıktınız?
neden sizi seçtikleri hakkında
Hiçbir fikriniz yok.
Dedim ya.
Arabam yolu kapıyordu.
Doğru.
Affedersiniz.
O burada.
-Nerde?
Ofisimde oturuyor.
Şuradan dön.
Şu adamı tutun!
Orada.
-Gördüm.
Bir bilet.
Nereye?
- Prag.
Bekle.
Para üstünüzü alın lütfen.
John Charter.
Paulo'nun arkadaşıyım.
Sterling.
Sonunda tanışabildik.
Tekrar iletişim kurmayı
umut ediyorduk.
Cep telefonunuz nerede?
-Onlar aldı.
KOnsolosluktaki hareketler neyin nesiydi?
Dua edin de sizi bulduk. Sizi çıkaralım buradan.
Gümrüğü böyle geçemezsiniz.
Önce temizlenmeniz gerekir.
Baş şüpheli gibi görünüyorsunuz.
Paulo'ya üzüldüm.
Bay Charter, çok hoş.
-Düşündüğünüz kişi değilim.
-Buna inansaydık sizi öldürmüştük.
Çok komiksiniz.
Aynı dedikleri gibi.
Ben Murdoch.
Gerçekten.
Hadi, uçuşa yetişmelisin.
Eva sana eşlik edecek.
Bay Charter benimle gelin.
Yeni pasaport için fotoğraflar.
Otelden alırsın.
Geçiş yapabilmeniz için
bunlar gerekiyor.
İşte konferans kimliğin.
-Kontağımı nerden tanıyacağım?
Bekle ve gör.
Onlar seni bulur.
Güle güle Bay Charter.
Bir içki ister misiniz?
Affedersiniz, efendim.
-Pardon. Kafam karıştı.
Birini mi arıyorsunuz?
Ucuz atlattık.
Buradan çıkmalısınız.
Dün geceki sendin değil mi?
Sana bir pasaport bulacağım.
O zamana kadar burada güvendesin.
Adın ne?
Adımı mı istiyorsun?
-Sanırım Olivia.
İyidir.
Nereye gidiyorsun?
-Yarın gelirim.
Senin için bir pasaport gerekiyor.
Buradan dışarı çıkaracağım seni.
Söz veriyorum.
Onu yakaladılarsa
niye içerde tutuyorlar?
Bilmem.
Birşey dönüyor.
Olivia onsuz gidiyor.
Onları izleyelim.
Yardım edebilir miyim?
- Bir paket veya mesaj var mı benim?
Adınız ne?
- John Charter.
Başka birşey?
Evet, anahtarımı kaybettim.
Yeni bir tane alabilir miyim?
Tehlikedesin.
Az zamanımız var.
Dışarda buluşalım.
-Beni nereden biliyorsun?
Pencereden dışarı bak.
Nerdesin?
- Sokağa gel.
Buradan gideceğiz.
Eskiden burda çalışırdım.
Bu Tomas.
Elbiselerini çıkar.
Ne?
- Elbiselerini çıkar.
Şimdi tanışıyor mu olacağız?
Giyin.
Bir verici.
Sizinkiler bu giysileri vermişti bana.
Bizden birileri
aslında karşıya çalışıyor.
Tomas onları şaşırtacak.
Önden onu göndereceğiz.
Pasaport ile ilgili bir sorun var.
Güvendiğim birine götüreceğim seni.
Bir arkadaşıma.
Restoranda mı?
Bakayım.
Bekle.
Güneydoğuya gidiyor.
Katrine.
- Ludvík.
Bu John Charter.
-Memnun oldum.
Ludvik ile güvendesin.
Ona güvenebilirsin.
Ne oluyor Katrine?
Şimdi anlatamam.
Güvende olduğundan emin ol.
Bizimkiler onu öldürmek istiyor.
Görünüşe göre birden fazla isminiz var.
Arkanı dön. Ellerini kaldır.
Şuraya otur.
Dr. Nicholas Pinter.
Dr. Paulo lvanoff'un cinayetinden aranıyor.
Onu öldürmedim.
Başka ne diyebilirsin?
Bu adam onu öldürdü.
Victor Krastev. Nasıl buldun bunu?
-Çaldım.
Bu da çalıştığı adam.
Rusça konuşuyor
ama bence Kırgız.
Bu Malik Gelayev. Bir isyancı lider.
Ve bu adam bir Rus polisidir.
Birlikteler mi?
Hiçbir fikrim yok.
Belki kaçakçılıktır.
Bu oteldeydi.
John Charter.
Kuyumcu adresleri bunlar.
Belki elmastır.
Katrine seni iyi biri olarak görüyor.
Bu yüzden sana yardımcı olacağım.
Victor ve ortağını araştıracağım.
Burada güvendesin.
Ben onu göremiyorum.
Buralarda olmalı.
Düz.
- Nerede o?
Orada.
-Ceket giymiş.
Nereden buldun bu ceketi?
Sofya'da kontrol etmedik?
-Ettik.
Ona kim yardımcı olur?
- Kahretsin. Gel.
Adamlarım bunu araştırabilir mi?
-Buyurun.
Şuna bir bak.
Tedarikçi olarak bir güvence lazım bana.
Kartel bunu öğrenirse sorun çıkar.
Sonra yedi yüz boş kasa olur elimde.
Teslimat sorun değil.
-Öyle diyorsanız.
Garantisi nedir?
Kaybedecek şeyi olan benim.
Kırgızistan
hükümetinin
bankasıyla çalışıyoruz.
Kartelin sözleşmesi
12 Ağustos'ta sona eriyor.
Benim sözümü dinleyecek
ve sözleşmeyi uzatmayacaklar.
Fırsatı görüyor musunuz?
O adamla konuşmak istiyorum. 3 gün mühlet.
Benle böyle oturur ve söz verirse anlaşırız.
Ama şüphelerim ciddiye alınmalı.
Yeni ortağımız Allen Jacob.
Henüz değil.
Serik'in tedarikçisinin kimliğini mi
merak ediyorsunuz?
Fikrim çok çabuk değişebilir.
Tüm dedektifler dışarda iş arıyor.
Eski ortağına ne bildiğini söyle bakalım.
Serik Doulova için çalışıyorlarmış.
Öyle mi?
Para yatırmak ister misiniz Bay Charter?
Bu gerekli mi?
Ben gerçekten John Charter'ım.
240 leva.
Nick.
Açmayacak mısın?
Katrine, Nicholas gitmiş.
- Bu nasıl olabilir?
Hiçbir fikrim yok.
Amcam köpeğini kaybetmiş.
O adamlar birer hayvan.
Seni tereddüt etmeden öldürürler.
Beni sonra ara.
Birkaç ilan asın.
Resepsiyon.
- John Charter.
Lütfen bekleyin.
-Tamam.
Merhaba.
- John Charter?
Kimsiniz?
- Nicholas Pinter.
Birşey çağrıştırdı mı?
Bu numarayı nasıl buldun?
-Fotoğraflarını aldım.
Dr. Pinter.
- Nick diyebilirsin bana.
Fotoğraflara göre
senle nerdeyse tanış sayılırız.
Tehlikeli bir durumda
olduğumu anlamışsındır.
Ben karışmak istemedim.
Maalesef karıştın ama.
Ben o fotoğrafları istiyorum.
Ben de eve gitmek istiyorum.
- Belki yardımcı olabilirim.
Neredesin?
Beyaz bir ceketin var mı?
Bay Charter?
Yatağa gidelim?
-Tabii.
Burada ne yapıyorsun?
Bu ev Charter'ın evi.
Bu çok tehlikeli.
Bu evden çıkmalısın.
Yardım edeceğim ama
Ludvik'i bulmalısın.
Onunla ne yapıyorsun sen?
Güven bana. Ludvik ile ikimiz
sana yardım etmeye çalışıyoruz.
Katrine?
- Geliyorum.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Seni hayatta tutmama yardımcı ol.
Uyuyana dek bekle.
Alexander.
Dışarı bakın.
Sen benimle geliyorsun.
Serik, neler oluyor?
-Davetsiz bir misafir var.
Ama gitmişe benziyor.
Yatağa gidelim mi?
Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Bu tehlikeli bir durum.
Seni hayatta tutmama yardımcı ol.
Eğer cinayetle bir ilgin yoksa
Amerikalı ile ne yapıyordun?
Kendimi savundum.
Evime girmişti.
Basit bir işadamı için
çok koruman var.
Amerikalı öldü.
Seni uyardım.
Telefonun tüm operasyonu
tehlikeye attı.
Kimliğimi ifşa edebilirdi.
Nasıl bilecek?
Sana dedim. Masum bir adamın
cinayetine dahil olmam.
Kendi iyiliğini düşünsen
daha iyi olacak.
Bırak gitsin.
Serik'ten istediğinizi alırım.
Nasıl?
Kaynağıyla iletişim kurmam gerekiyor.
Kalkma.
Doktor sana bir şey verecek.
Yakında daha iyi hissedeceksin.
İhtiyacımız olanı al.
Beni bıraktılar.
Sen olmadan gitmem dedim.
Sana zarar verdiler mi?
-Seni bırakıyorlar mı?
Seni terk etmeyeceğim.
Amerikalı öldü.
O bizim evimize girdi.
Senin hatan değildi.
Bizi korudun.
Cinayetten aranıyormuş.
Neden bizim eve girdiğini bilmek istiyorlar.
Ben de istiyorum.
Sadece bir tesadüf.
Her avukat...
Avukat vermiyorlar.
Mahkemeyi ilgilendirmez dediler.
Para istiyorlar.
Para verebiliriz.
Sen gitmelisin.
Ben de yakında çıkarım.
Ama bu iş yarından sonra bitmeli.
Dediğini yapacağım.
Konsolosluğa git ve
Büyükelçi ile konuş.
Adımı söyle ve "kristal" de.
Daha çok konuşamam.
Dinliyor olabilirler.
Onu iyi eğitmişsin.
O kızın dediklerine
inanmamam gerektiğini hatırlat.
Kalkabilir misin?
Arkamdan gelin.
Dr. Pinter, bu taraftan.
Murdoch'ı tanıyorsun.
Ayrıca bizim güzel Katrine'le de
tanışmışsın belli ki.
Burası açıkça bir karakol değil.
Sana bir açıklama borçluyuz.
Ve özür dileriz.
John Charter operasyonun bir parçasıydı.
Bu adamı takip etmek için.
Serik Doulova. Kırgız mafyasının
güçlü ve etkili bir üyesi.
John Charter olmadığını biliyormuş.
Ajan Finney de John Charter değil.
John Charter diye biri yok.
Sen onun yerini kazara alana dek.
Ve maalesef
bizim amacımıza ters düştün.
Neymiş amacınız?
Serik'i John Charter ile meşgul etmek.
İyi haberse
eve gidiyorsun.
Murdoch sana eşlik edecek.
Bunu da al.
Saraybosna'ya uçuyorsun. Sonra Londra
ve ardından Amerika'ya, evine.
John Charter ve Dr. Pinter'ın sonu.
Bir yanlış var. Madem hükümetle...
-Nicholas...
Bileti al.
Bu tek şansın.
Sana güvenmeli miyim?
-Umarım güvenirsin.
İyi yolculuklar Bay Charter.
Memnun musun?
Güzel. Şimdi senin sıran.
Hatton Gardens'a gittin mi hiç Murdoch?
Merhaba.
Bu taraftan.
Serik Nerede?
Korkunç bir şey oldu.
Serik beni sana gönderdi.
"Kristal" dememi istedi.
Benim kim olduğumu biliyor musun?
-Evet, biliyorum.
Otur.
Ne olduğunu söyle.
Serik bir hırsızı öldürdü
ve tutuklandı.
Bu davetsiz misafir kimdi?
John Charter.
John Charter öldü mü?
İzledim ama nefsi müdafaaydı.
Eve girdi.
Cinayeti kendi istedi.
Serik'e bir avukat bile vermiyorlar.
Serik bir yolunu bulur.
Ancak zaman bizim düşmanımız.
Serik'in emeklerinin boşuna olmadığından
emin olmalıyız.
Bay Jacob ile tanıştın mı?
- Evet, birkaç kez.
Güzel.
Daha ne kadar sürecek bu iş?
-Bugün biter.
Yarın Vassil Levski Bulvarı başlar.
-Vassil Levski. Hatırlarım.
Sence İngiliz sana Kırgızdan
daha mı iyi davranacak?
Ben iş birliği yaparsam
Nick'i bırakmaya söz verdiler.
Onlara inandın mı?
Uyan artık.
Niye yalan söylesinler?
Şunu sor bence: Kartel
neden tanık bıraksın?
Ortada çok para var
ve sen harcanabilirsin.
Benim planı bir düşün.
Beynini kullan.
Onunla konuşmak istiyorum.
İyi mi bilmek istiyorum.
İyi.
Ondan duymak istiyorum.
Haddini bil ve kime
çalıştığını unutma.
Bunu eski günlerin hatrına istiyorum.
Veda edemedik.
Başka şans olur nasılolsa.
Hayır, bu bizim vedamız.
Beni nerede bulabileceğini biliyorsun.
Her şey bitince.
Hoşçakal Nicholas.
Senin için yaptıklarını
anlamıyorsun değil mi?
Ne demek istiyorsun?
- Düşün.
John Charter kimi korumak için
tasarlanmıştı sence?
Gerçek bir ajanı.
- Çok iyi.
Serik, John Charter'a bakarken
gerçek ajanı unutuverdi.
Sen John Charter olduktan sonra bile
Katrine hâlâ güvendeydi.
Onca zaman onunla yakındı.
Ve şimdi senin sayende
hayatını tehlikeye atıyor.
Sınırı birazdan geçeriz.
Bekle. Şurada bir çıkıntı var.
Tren yaklaştığında atla.
Ben atla dediğimde.
Uyumana bak.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Senin hatan.
Beni duyabiliyor musun?
- Seni hayatta tutmama yardımcı ol.
John Charter sensin.
O seni seviyor.
- Bileti al.
John Charter'ın sonu.
Hoşçakal Nicholas.
Elmas karteli için çalışıyorum.
Ben artık ona yardımcı olamam.
Sadece sen ona yardımcı olabilirsin.
Katrine'e mi?
Onu öldürecekler.
- Kim?
Elmas karteli.
Sterling'in bir planı var...
Bir takas olacak.
Sonra da onu vuracaklar.
Bay Greene vuracak.
Bay Murdoch. Neredesiniz?
Murdoch!
Zamanımız yok.
Bay Murdoch gelin.
Diğer devriye her an burada olabilir.
Murdoch öldü.
Duydun mu?
- Ne oldu?
Trenden beni atmak istedi.
Boynu kırıldı.
Sen iyi misin?
- Murdoch bana anlattı.
Elmas karteli için çalışıyormuş.
Bu doğru mu?
Evet, bu doğru.
Benim hayatımı kurtardığını söyledi.
Ben doğru olanı yaptım.
Bir yabancı için
neden hayatını riske attın?
Belki dünyayı dolaşıp yabancılara
yardım eden biri olmak istiyorumdur.
Onlar seni öldürecek bu yüzden.
Biliyorum.
Ölmeden önce Murdoch
seni uyarmamı istedi.
Gitmeliyim.
Telefonu kullanma.
Yerini bulabilirler. Ben iyiyim.
Dikkat et.
Bay Jacob.
- Allen deyin.
Gitmeden aradığınıza sevindim.
Serik başka işler yüzünden meşgul.
Ancak toplantı düzenledim yine de.
Kim peki tanışacağım gizemli adam?
Kırgız Bakanlarından tanıdığınız var mı?
Yarın bir tanesiyle
şahsen tanışacağım anlaşılan.
Onu kim aramış öğrenin?
-Gerçek görünüyorlar. Ne kadar ederler?
-Delil deposunda beş para etmezler.
Depoda değiller henüz.
Unutulmasınlar bir zahmet.
Eski ortağını ne çabuk boşladın?
Murdoch neden dün gece aradı?
Nick için verdiğiniz sözü
tuttuğunu söylemek için.
Sen de kendi sözünü tut.
Bay Walther hazır mı?
-Para yanında. Benden çağrı bekliyor.
Bir yer buldunuz mu?
- Elbette.
Neden güçlü kartel
benim yaşamama izin veriyor?
Lee Harvey Oswald'ınız mı olacağım?
"Gangster delirince
bakanı öldürdü" mü diyeceksiniz?
Kartel de istediğini alır.
Kırgızistan ile yeni bir sözleşme.
Bakan sizi yukarıda bekliyor.
Özel paket ile gidin.
Gözlerimle görmek istiyorum.
Kız biraz açılmalı.
Birşey yok. Bakanı veya adamlarına
zarar vermeyeceğim.
Hoş geldiniz.
Bakan bey, tanışmak ne güzel.
Aynen.
Oturun. Öğle yemeği hazırlattım.
Katrine benle görüşmeye başladıktan
sonra mı size çalışıyordu?
Seni tahrik etmeden çok önce
bana çalışıyordu.
Çok ikna edici biri.
Ne durumdayız?
-İçeri girmek üzereyiz.
Yedi yüz mağazam var.
Kartel artış yaparsa
yenilerini de açacağım.
Kartel basit bir stratejiyle ayakta kalır.
Üçgenin kenarları bellidir.
Sizin durumunuzda satış,
bizim içinse tedarik ve ulaştırma önemli.
Satabileceğimiz elmasları sınırlandırdılar.
Kartel ile sözleşmemiz seneye bitecek.
Her yıl 3 milyar dolar el değiştirir.
Sözleşmeyi yenilememiz için
yalvarıyorlar.
Ama bir alternatif bulabilirim.
Siz olabilirsiniz.
İlk adıma içelim.
Bir yer buldunuz mu?
- Evet.
Otel ile elçilik arasında.
Büyük bir heykel var.
Bulması kolay.
Davis yerinde misin?
-Evet.
Tuvalet nerede?
Greene dönmedi mi?
Kaç!
Umarım hep böyle başarılı oluruz.
Tatlı zamanı.
Beni bir espresso alayım.
Dönerim hemen.
Garson, biz bir tatlı istiyoruz.
Nereye gidiyor?
- Belki de şimdi benim için çalışıyor.
Eskiden tetikçiydi.
Davis, bir şey görüyor musun?
Hayır, hiçbir şey yok.
Ne oldu? Onu buraya getir.
- Biri benim kafama vurdu.
Buz getir.
Bunu kim yaptı?
Acele et.
Bunu kim yaptı?
- Onu görmedim.
Ne yazık ki, takas ters gitmiş.
Elmas hala bizde.
Bay Walther elmas bende demişti.
Kesinlikle doğru değil.
-Param kimde o zaman?
Kırgıza bakın.
Ne oldu?
Bekle.
Ludvik.
- O benim amcam.
O sana yardımcı olabilir.
Burada bekle.
Amcan...
çok inatçı bir adammış.
Nasıl yaparsın?
Beni ne duruma soktuğuna baksana.
Önce ihanet, sonra cinayet.
Çok acı vericiydi.
Şu anda ne kadar rahatladığımı
sen tahmin edersin.
SEvdiğim kadının gerçek yüzü
beni tamamen allak bullak etti.
Ama para meselesi var
ve ben istiyorum.
Nerede olduğunu Bilmiyorum.
Çok acı çekebilirsin. Daha farkında değilsin
ama paraya götüreceksin beni.
Nick, dikkat et.
Hayır.
Önemli değil.
Git. Ben iyiyim.
Tomas ile birlikte git.
Git!
"Yabancılara yardımcı olmak için."
Bileti al.
Hoşçakal Nicholas.
Dr. Pinter, bu tarafa...
Bu kadının kim olduğunu biliyor musun?
Amerika'ya mı gidiyorsunuz?
- O kadını tanıyor musunuz?
Siz de mi işin içindesiniz?
Keşke burada olsaydın.
Sevgiler Katrine.
Arjantin.
Beni hatırladın mı?
- Seni düşünüyordum.
Kartımı aldın galiba.
Evet. Arjantin nasıl?
Biraz yalnız.
Keşke New York'ta olsaydın.
- Evet, keşke sen de.
Dur bir dakika.