Tip:
Highlight text to annotate it
X
Selam pislik.
Kenniechiwa.
Kenniechiwa.
Naber demek.
-Yani ne var ne yok?
-Anlamını biliyoruz.
Ot ister misin?
Yasalara göre uygundur.
İki nefes çek hayvan gibi seviş.
Erkekler sevişmeyi sever değil mi?
Keşlere mi benziyoruz?
Getirdin mi getirmedin mi?
Evet. Sen?
-Bu da ne? Makinalı tüfek demiştik.
-Bu bir makinalı tüfek.
Taşıyabileceğimiz türden.
Elimde hiç kalmadı.
Bu tarihi bir şey.
Kore savaşından kalma.
Belki de Inchon'daki savaşında
amcalarınızdan birini yere sermiştir.
Saçmalık. Buraya kadar.
S.ktir et. Arabana atla yoluna git.
Bana uyar.
100 bin dolarlık araba kullanıyorum.
Senin o yumuşak kıçını...
istesem hemen yere sererim.
Sakin ol, teslim oluyorum hemen.
Kenniechiwa japoncadır.
Bu Korelilere harakettir.
-Sen bile bilmezken ben nerden bileyim?
-Bu ne demek oluyor beyaz çocuk?
Şu demek oluyor, çizgi gözlerin, beyaz elbisen..
zenci konuşman, yahudi araban var.
Eğer söylemezsen kendini ne tür bir...
köpek yiyen çekik göz sandığını
nerden bileyim?
-Bizim kim olduğumuzu biliyor musun?
-Evet.
Makinalı tüfeği ve kamyoneti olan
iki çekik gözlü.
Naber
Kaldır şunu.
Kaldır kıçını.
Ver anahtarları.
Kenniechiwa p.ç.
Gidelim.
Nerede?
Kayıp Aranıyor
Geçti artık.
Ben polisim.
Yüzbaşı Wander dosyadaki başarınızdan
dolayı tebrik ederim. Kızları nasıl buldunuz?
Ekipler bütün şehri baştan aşağı
araştırdı, bu onur benim değil adamlarımın.
Bayan, afedersiniz.
Tuvalette işini gören bir adamı
nasıl vurursun.
Ciddiyim. Bu kutsaldır.
Kilisede adam vurmak gibi.
Ya da oyunda hile yapmak gibi.
Kahraman olmak için ne gerekiyorsa
her zaman, her yerde değil mi Ludlow.
Git başımdan.
Bu çocuk tacizcilerinden nefret ediyorum.
Bu heriflerin vücut geliştirmek için hapları var.
Belki bir dahakine gardroba da bakarsın.
Şu anda doktorlar tarafından
muayene edilen
ikizlerin ikisinin de sağlık durumu iyi.
ve en yakın zamanda
ailelerine teslim edilecekler.
Los Angeles Times
yarın manşette yazar:
"Ahlak dedektifi kayıp ikizleri kurtardı"
Detektif.. tekil şahıs.
Evet, biz de son bir aydır
bir b.k yapmadan öyle oturuyoruz.
İkiniz saçmalamayı kesin.
Patron şu an buraya geliyor.
Birazını da bize bırakabilirdin.
Salak mısın Santos? Her akşam seni öldürmek
isteyenlere yüzünü göstermek mi istersin.
Kapa çeneni!
Ne oluyor burada?
Profesyonelliğiniz bu mu?
Ya şefle beraber girseydim?
Santos, dışarı çık.
-Ted Berman'ı bul ve suç mahallinin
güvenliğinden emin ol.
-Peki Efendim.
-Yaylan bakalım.
-Kapa çeneni.
-Kesin şu saçmalığı, ikiniz de.
Clady, DeMille'i al arka tarafı araştır.
Rapor yazmaya başla.
Gece yarısına kadar istiyorum.
-Adli tıpçılara girmelerini söyle.
-Anladım yüzbaşı. Gidelim.
Bu çılgınca.
Onları halklamışsın.
Bu güzel.
ve şu makinalı tüfek olayı mükemmel!
Beklemekten nefret ettiğini biliyorum,
ama böylesi daha iyi.
-Sen iyi misin?
-Evet. Ben..
vuruldum.
-Evet.. ama iyisin.
-Evet iyiyim Jack.
Çünkü buradaki şerefsizlerin
yanında sendelemiyordun.
Boş ver onları s.ktir et.
Şeytanla gırtlak gırtlağa geldin...
ve sen kazandın.
Kızları kurtardın.
Bu çok hoş Tom.
Gel, gel buraya adamım. Hadi.
-Çok yorgunum.
-Neyi gizliyorsun?
Kimden gizliyorsun?
İçmişsin.
Votka hakkında ne dediklerini bilirsin?
Kokusunu alamazsın falan...
Zırvalık. Bölge Savcılığı
ölümlü vaka prosedürü şu anda işliyor...
ve sen müsait durumda değilsin.
Bu yüzden seni hastaneye götürmek istiyorum.
Seni şu heriflerden uzak tutalım.
Teşekkür ederim Jack.
Bu Los Angeles'ın en ölümcül
beyaz çocuğu değil mi?
Sarı bandın yanlış tarafında
değil misin?
Anladığım kadarıyla kuşağına
dört çentik daha atmışsın.
Kurbanlarının aileleri için dua edeceğim.
Onlara şüpheli denir.
Kurbanlar, şüphelilerin kafeste tuttuğu ve
fuhuş için sübyancılara satıp
sonra da internette yayınladıkları
14 yaşındaki kızlardır.
Şüpheliler Washington...
Şüpheliler.
Şeytan dahi olsalar
yargılanmaya hakları vardı.
Anayasal haklar Koreli vatandaşlar
için de geçerlidir.
Neden geveliyorsun. Niye söylemiyorsun.
Irkçı olduğumu düşünüyorsun.
-Başka bir açıklaman var mı?
-Hayır yok.
Çünkü eğer zenci, çekik gözlü veya
latin bir şüpheliyi yakalarsam...
kafalarını uçururum...
ama beyazlarsa evlerine bırakırım.
Neden biliyor musun?
Çünkü ben bir ırkçıyım. S.ktir git.
Bu yüzden benim kırık kolumu sarmamışlardı.
Ne oldu sana Terrence?
Eskiden kardeş gibiydik.
Kal orada Washington, kal orada.
Her zaman, Yüzbaşı. Her zaman.
Tom gidelim burdan.
O pisliğe yaklaşma.
-O gelecektir Jack.
-Yaklaşma uzak dur. Uzakta kal.
-S.ktirsin.
-Bu bir emirdir.
Hemşire Garcia'yı bekliyorum.
Ben de bir keresinde bu
kıza aynısını yapmıştım.
Bir jazz barda garsondu.
Onun bölümünde oturuyordum..
ve benden başkasına servis
yapmasına izin vermiyordum.
Bölümü değiştirdiğinde
masamı değiştiriyordum.
Israr... püf noktası.
Dur bir saniye.
Sen o polissin.
Seni televizyonda gördüm.
Kore mahallesinde
ikizleri kurtardın değil mi?
İyi misin?
Vuruldun mu?
Hayır.
Evet.
Senin neyin var?
Ben... sigorta işindeyim.
Hayat sigortası, kasko..
Oldukça zor olmalı. Şu adamlar...
önce onlar ateş etti değil mi?
Afedersin.
Bu çocukların hayatı söndürülüyor.
Şu buldukların.
Benim işim bu.
Afedersiniz Yüzbaşı.
Böldüğüm için özür dilerim.
Yüzbaşı Saunders telsizde
sizinle görüşmek istiyor.
Sigorta Tom.
Sigorta satıyorum.
Eğer bir gün ihtiyacın olursa,
ki olacak.. neden beni aramıyorsun.
Bizden başka kimse bilmez.
Ne Clady, ne Wander ne de bir başkası.
Dinle! Kendi iyiliğin için...
Geri getiremeyeceğim kadar uzağa gitme.
Ara sıra görüşürüz.
O kim?
Polisleri yakan bir polis.
Tanrım!
-Kim?
-Hiç kimse, Grace.
-Merhaba.
-Merhaba.
Tut şunu.
Ara sıra öylesine uğrayabilirsin.
Beni görmek istediğinde
vurulmak zorunda değilsin.
Böylesi hoşuma gidiyor.
Sen hoşlanmıyor musun?
Hayır.Hoşlanmıyorum.
Hoşlanmıyorum.
Hayır, beni gönderirler.
Burada çalışıyorum.
Senin yüzünden lisansımı kaybedemem.
-Ben bir polisim.
-Hayır.
Her neyse.
Polis memuru olduğumu söyledikten
sonra kapıyı tekmeledim.
İçeri girdiğimde oturma odasındaki şüpheli
gümüş otomatikle ateş etti.
Ben de ona ateş ettim.
Yere yığıldı.
Sonra ikinci şüpheli tarafından
pompalı tüfekle vuruldum.
-Giriş noktası?
-Ön kapı, binanın batı tarafı.
Neden destek çağırmadınız?
Durumun aciliyetinden.
Evin içinde çığlık atıldığını duydum
ve suç işlenmek üzere olduğunu düşündüm.
Seninle çalışmaktan memnunum.
İşte yeni oyuncumuz.
Oyundan kim atıldı Yüzbaşı.
Geliyor.. geliyor. Geldi.
Ne oldu size?
Clady bir şey mi yaptı?
Mesela Binbaşı olmam gibi mi?
Bu sabah şef aradı.
Rozet töreni haftaya.
Tebrikler patron.
Şehrin anahtarını alacağız.
İnanabiliyor musun buna.
Ona krallık tacı takacaklar.
Buna kadeh kaldırılır.
Kralın şerefine.
Kral Wander'a.
Şef olduğunda beni şöforün yaparsın.
Evet, tamamdır, tamamdır.
Sana borçluyum Tom.
Küçük ikizlerin kurtarıcısı.
Onların sayesinde aldım.
Şef beni terfi ettirerek
geleneği bozmuş oldu.
Binbaşılık her zaman İç Soruşturma
Başkanına geçer. Bu hep böyledir.
Sanırım bu adamların herkesle
problemi var.
Evet, dahasını da arıyorlar ha.
Bu şerefsizi tanıyor musun?
Sıradan bir vatandaş gibi geldi
ve prosedürel sorular sordu.
Evet, evet geçmişimiz var.
Gündüz vakti de karşına çıkarsa
düşmanın olduğunu anlarsın.
Ona ne anlattın?
Kendimi açıkca tannıttım.
Ona her şeyi anlattım.
Bu onun tipik saçmalıklarıdır.
O böyledir.
Sinsice seni alt etmeye çalışır.
İç soruşturma neden benim peşimde.
Washington yüzünden birader.
Eski ortağın gammazlık yapıyor.
Hass.ktir.
Jack anlatsana.
Son bir kaç haftadır Washington
Bigss'le birkaç defa görüşmüş.
Bölüm içinde kimse sır vermedi.
Ben de Rotemo'yla
neler döndüğünü araştırdım.
Onu takip ettim, doğu tarafı, batı tarafı güney tarafı,
sonrasında neden Biggs'in kapısına gittiğini öğrendim.
Washington kimi ele vermiş?
Seni Tom.
Beni mi?
Neden şimdi?
Çünkü onu birimden s.ktir ettim
ve o da kindar p.çin biri.
Şimdi de en iyi adamlarımın ayağını
kaydırmayı kendine görev edinmiş.
En iyi adamlarım.
Mesele bu.
Hayatın, hayatını mahvetme.
-Sadece gidip konuşacağım.
-Hayır, konuşmayacaksın.
Konuşmak mı istiyorsun?
Hemen şu lanet sandalyeye oturmazsan...
kıçına yiyeceğin tekmeyi konuşalım.
Otur.
Derdin ne senin?
Sakın, tekrar söylüyorum, sakın
Washington'la muhatap olma.
Bir zamanlar ikinizin
beraber çalıştığını biliyorum.
Ama sözümden çıkmamalısın.
Daha önce de olmuştu. Değil mi?
Cehennemin kapıları
sana açıldığında Tom....
sen içeri girersin,
ben de seni çıkarırım.
Tamam mı?
Tamam.
Washington.
Yakaladım seni Tom.
Ne işin var burada.
-Beni öldürecek miydin ortak?
-211 durumu olmak üzere.
Elimdesin.
Sen ve Wander elimdesiniz.
Dinle beni, aptal mısın?
İki öfkeli gangster gelmek üzere.
S.ktir.
Washington kendini kaybetme.
Kıpırdama!
Ellerini kaldır!
Ben polisim.
Lanet olası polisim.. S.ktir.
Bu Ludlow
Ambulans getirin.
Hass.ktir.
O da polis mi?
Evet.
Video nerde?
-Başka izleyen oldu mu?
-Sadece biz, Patron.
-Burda olan düpedüz bir 211 durumuydu?
-Hayır değildi. Öyle görünmüyor.
Ama göründüğü gibi değil.
Hepsi burada Tom.
Ne gibi görünüyor? İnsanlar nasıl görür?
Bilmiyor musun?
Bölümden herhangi biri bunu
görürse polisliğin biter. Anladın mı?
Bölüm mü? Bölge Savcılığı görürse...
hapsi boylarsın.
Niye? Washington yanlış zamanda,
yanlış yerde olduğu için mi?
Hayır sen öyle olduğun için.
Washington'un problemleri bitti.
Seninki ise.. daha yeni başlıyor.
Bir kere olsun,
bir şey yapmadan önce düşün biraz.
Biggs, seni İç Soruşturmaya ispiyonladığından...
iki sokak serserisini tuttuğunu söyleyecek.
-Sadece çenesini dağıtacaktım.
-Güzel cevap.
Sana direkt emir vermiştim.
Ondan uzak dur demiştim.
Ver şu lanet silahını.
Kendini umursadığın yok, bu belli.
En azından ekibi düşün...
bununla hepimizi mahvettin.
-Clady, Bir dakika müsaade et lütfen.
Seni kaybetmeyi göze alamam.
Senin yaptığını kim yapardı?
Sen lanet mızrağın ucusun.
Düşmanları kim zaptederdi?
Belki...
tezgahtar...
kayıt cihazına cd koymayı unutmuştur.
Belki de olay yerine
ilk sen geldin ve Washington'a...
yardım etmeye çalıştın.
Dışarı çıkacağım...
bir kaç arama yapacağım..
ve...
döndüğümde bu...
burada olmayacak.
Eskiden ortağımdı.
Siyah-beyaz çatışması zamanında
siyah ve beyazdık ama mesele değildi.
Beyaz polisler onun yüzünden yardım etmiyordu,
siyah polisler de benim yüzümden.
S.kerim hepsini.
Başarmıştık.
Üzgünüm, onu kurtarmaya çalıştın.
Sen elinden geleni yaptın.
Elimden geleni mi?
Adamlar ona ateş ederken,
köşede büzülmüştüm.
O adamları harcamamız gerekirdi.
Nasıl olur da, iki satır karalayıp olanları
değiştirebilirler? Bu kadar basit mi?
Biz polisisiz. Canımız ne isterse yaparız.
Önemli olan ne olduğu değil..
Ne yazdığımızdır.
Peki ya gerçek?
Ne olmuş?
Onu onurlandırmak zorundasın.
Arkadaşını.
Onurlandırmak mı? Onu dövmeye gitmiştim.
O öldüreceğimi zannetti.. Aptal.
Onu yüzüstü bırakma.
Kötülükten iyilik çıkabilir.
Benim dünyamda.. gerçek dünyada...
Kötülük daha fazla kötülük doğurur, Grace.
İşte.. Halledildi.
Bitti. İcabına bakıldı.
Tamam?
Kahraman polis arkadaşını kurtarmak
için çok geç kaldı.
Diyeceğim başka bir şey yok...
ama dolabında üniforma var mı?
-Hayır yok.
-Seni saklamak gerek..
-Hayır, gerekmiyor.
-Politik olarak düzgün, güzel bir mevkide.
Şu Washington meselesi kapanana kadar.
Hayır Jack.
Senin işin... şikayetleri dinlemek,
kağıda geçirip yönlendirmek.
Eğer bir polis hakkında
kesin bir suçlama olursa...
kağıda geçir ve İç Soruşturmaya gönder.
Şimdi, şeytan bazen iyi bir
polisin aklını çelebilir.
Sakın. Kağıtların hiçbiri hiçbir
şekilde, hiçbir yere gitmesin.
Masana kurulabilirsin.
Kendimden şikayetçi olduğumu farzedelim.
Yaz ve gönder.
Tamam mı?
Tamam.
Şikayetiniz mi var?
Or.spu çocuğu Rodney King
olayındaki gibi dövdü beni.
Videoya kaydetme kısmı hariç.
Ahbap tıpkı sana benziyordu...
ama siyahtı.
Bu g.t siz polislerin hepsinden daha fazla
çalışıyor ama bana saygısızlık ediyorsunuz.
Beni arabamdan tutup çıkardı.
Kızımın önünde beni küçük düşürdü.
Numarasını almaya çalıştım.
Rozet numarasını aldınız mı?
İsim etiketini gördünüz mü?
Çizmesi boğazımdayken, ortağı beni
tekmelerken alamadım.
Hayır, birazcık zordu.
Herkes buraya geliyor.
Şikayette bulunuyor. Oturuyorlar.
5 saattir bekliyorum, sen bana
şikayetin var mı diye soruyorsun.
Besbelli şikayetim var.
Aslına bakarsan, bu çok saçma.
Bu yüzden tüm or.spu çocuğu...
polislerden nefret ediyorum.
Hepinizin a.mına koyayım.
-Wander'ın mizah yeteneği varmış.
Hakkını vermek lazım.
-Şikayetiniz var mı?
Nerden başlasam?
Siyah band.
"Arkadaşımızı kaybettik"
İncitiyor değil mi?
Meslektaşını,
polis kardeşini kaybetmek.
Üzgünüm, o öldü efendim.
Özel Ahlak Biriminde beraber çalıştınız.
Güney sınırda siyah-beyaz
olaylarıyla ilgileniyordunuz.
"Telefon defteri Tom"..
gettoların son silahşörü.
'91 klasöründe en iyi itirafların
olduğunu duydum.
Bizi bitiren Washington'du.
-Bu bir mülakat mı?
-Aşağı yukarı.
Yüzbaşı anlatacak pek bir şeyim yok.
Sorunuz varsa sorun.
Biraz yemek molası versen.
İşte bu mülakat.
Dünkü olayla ilgili olarak.
Olay mahalline ilk varan sendin değil mi?
Evet efendim.
-Silahlı üç kişi vardı değil mi?
-İki. Raporu oku.
Peki sana Washington'un vücudunda
üç ayrı kalibrede kurşun...
bulduklarını söylersem ne dersin.
Bana sanki üç kişi varmış gibi geldi.
Orada ne işin vardı Tom?
Erkek erkeğe, teyp kapalı.
Lanet olsun. Dışarıda iki polis katilinin
dolaşması seni rahatsız etmiyor mu?
Hayatlarını yaşıyorlar, gülüyorlar,
sevişiyorlar. Rahatsız olmuyor musun?
Evet rahatsız oluyorum.
Neden paçayı kurtarmalarına
izin verdin? Silahşör.
Bazı şeyleri açığa kavuşturalım, Yüzbaşı.
kimsenin paçayı kurtardığı yok.
Dükkandaki videoya ne oldu?
Hangi video?
Beni iyi dinle.
Yatağını her ıslattığında
Wander gelip çarşafı değiştiriyordu.
Artık bitti Tom.
Üzerine benzini dökeceğim,
Wander'a da benzin dökeceğim,
Özel Ahlak herkesin üstüne..
Sonra da çakmağı çakıp, hepinizi yakacağım.
Seni kurtarmaya çalıştım, Dedektif Ludlow.
Şansını kaybettin.
Ve üçünçü adam.
O benimdir. Tanrı yardımcım olsun.
Ofisine dön!
Sonra ararım.
Ofisimde ne b.k yiyorsun?
Öğle yemeğinde adamlarımı sıkıştırarak
sen ne b.k yiyorsun.
Ludlowla bir problemin varsa, bana gel.
Köpeğinin tasmasını bırakma o zaman.
Sen olmadan da hareket
edebileceğini herkes biliyor.
Beni babana mı söyledin?
Dur!
Orada dur.
Tom iyi bir polistir.
Mert adamdır.
Onla ilgili davan mı var?
Özel Ahlakla.
Benle ilgili de var mı?
Bizi resmen soruşturuyor musun?
Boşa kürek sallıyorsun.
Çünkü biliyorsun Şefe gitsen ve benim
veya birimimdeki herhangi biri hakkında...
soruşturma açmak istesen,
seni ofisinden kovar.
Dinle beni b.k herif.
25 yıldan uzun süredir...
Maaşını artırmak için yetkililere şantajlarını,
zorbalıklarını, göz dağı vermelerini izliyorum.
Ne mal olduğunu iyi biliyorum.
Binbaşılıkla alakan yok senin.
Tom'dan hoşlandın, değil mi?
İçeri girerken ona
nasıl baktığını gördüm.
Onu nasıl incelediğini.
Sakso yapmasını isterdin.
Biz çavuşken sizi beraber
yakaladığım şu fah.şe gibi.
Kapa çeneni Jack.
Eşin or.spularla yattığını
biliyor mu? Jimmy.
O zamana kadarki en iyi saksoydu.
Ya sen Jack?
Şeyini gettonun dışında tutmak
sana hep zor gelmiştir.
Yol çift yönlü dostum.
Kaplana sonsuza kadar binemezsin.
Şimdi defol git ofisimden.
Teşkilata bir iyilik yap...
ağzını pompalı tüfekle temizle.
Hadi Tom, gidelim buradan.
Sokaklarda görevdeyken,
Kiliseye giderken...
yada evdeyken...
Dedektif Washington...
yorulmak bilmezdi.
Kilisesine bağlı,
ailesini seven, ve işine sadık biriydi.
Üniformalı birlikler!
Hazır... ol!
Şeref kıtası!
Silah kaldır!
Yarım sağa.. dön!
Hazır!.. Nişan al!.. Ateş!
Nişan al!.. Ateş!
Nişan al!.. Ateş!
Üniformalı birlik!
Selam... dur!
Bayan Washington.
-Olay mahalline ilk varan bendim
-Evet, tabii ki sendin.
Afedersin.
Diskant sen misin?
Evet.
Washington davasına sen mi bakıyorsun?
Evet.
Beni tanıyor musun?
Evet.
Benimle mülakat yapmayacak mısın?
Listemdesin.
Ne bekliyoruz, nerden başlayalım?
Çete geldi, adamı öldürdü,
211 raporu.
Eğer istersen.
Yapma Diskant, daha önce de
cinayet araştırdın.
Ben 2-4-2'yim.
Tamam 242.
Balistik raporları aldın mı?
Hayır.
Balistikler Adli Tıpta.
Evet, ama gelişmeleri bildiriyorlar
değil mi?
Washington'un vücudundan
kaç farklı kurşun çıktığını söylediler mi?
-Ne istiyorsun?
-Kaç tane?
Güle güle dedektif.
Harry!
Öldüğünü sanıyordum.
Ben Özel Ahlaktanım.
Tom Ludlow.
Kim olduğunuzu biliyorum.
Eşinizin otopsisini ben yapmıştım.
O sen miydin?
"g.t herif", hatırladınız mı?
Evet.
Saç ve lif kanıtlarını
yıkayıp temizleyen adam.
Vajinadan örnek almayan adam.
Bana ipucu bırakmayan adam.
Cinsel ilişkiyi araştırmak
benim işim değil.
Nasıl yardımcı olabilirim?
Bunların hepsi Washington'dan mı?
18 kurşun. 10 tane .45 kalibre
ön taraftan ve 7 tane 9 mm daha...
ve bir tane de 38'lik
sırt omurgasına saplanmış.
Öldürme amaçlı saldırı.
Anlaşılan katilleri bayağı kızdırmış.
Aradığını buldun mu?
Ben Dedektif Diskant, telefonda görüşmüştük.
-Balistik kanıtlar için geldim.
-Şurayı imzalar mısınız?
Bilirkişi raporunu ne zaman alırım?
Bir iki saat içinde olur.
Laboratuvarda biraz yoğunuz.
-Ofisime fakslar mısınız?
-Tabi.
-Teşekkürler doktor.
Diskant, anlat bakalım.
Üç farklı kurşun var
bu da üç ayrı silah demek.
Markette olanlarla ilgili
teorin ne?
İki kötü adam yeri soymak için
ön kapıdan geldiler, bir tanesi...
kasiyeri vurdu. Diğeri de Washington'u gördü,
silahını ateşledi ve şarjörü boşalttı.
Arkadaşı da kurşunu bitene kadar
partiye katıldı.
Ve iki gangsterden biri 38'liğini çıkardı
ve Washington'un sırtına son kurşunu sıktı.
Ayrıldılar.. Onlar gittikten sonra...
sen çıkageldin.
Tüm olayı çözmüşsün.
Burada senin arkanı kolluyorum.
Ama ben bu davayı kapatana kadar
uzak durmalısın.
Bu pislikleri bulmak istiyorum.
Duymak istediğin bu mu?
Sen benimle dalga mı geçiyorsun?
Onlar sıyrılır sen de sıyrılırsın.
Anlaşma buydu değil mi?
Katiller sıyrılır demekle
neyi kastediyorsun?
-Anlamadım.
Clady olayla ilgin olduğunu söylemişti.
-Bununla değil.
Anlaşma ne davayı kapatmana
karşılık terfi mi?
Yerinde olsaydım, daha çok
kendin için endişelenirdim.
B.k herif, bir polisle ilgili 87 yürütüyorsun
ve şüphelilerin serbest kalmasına izin veriyorsun.
-Bu adamların bulunmasını mı istiyorsun?
-Bu senin siniri mi bozar?
-Onlar da seni hikayeye mi katsın?
-Sinirlendin mi?
Üçüncü kişinin kim olduğunu yazayım mı?
Seni gizlediğim ortaya mı çıksın?
Eğer sen ordaydın dersem,
Ordasındır.
Bu senin pisliğin ve ben temizliyorum.
Evet sinirimi bozuyor.
Diskant.
Evet..
Evet.
Bekle bir saniye.
Tamam devam et.
Tamamdır, teşekkür ederim.
Güle güle.
Fremont ve Coates.
Laboratuvar marketin dışında
bulunan izmaritteki tükürükten...
ve bandanadaki saç telinden buldu.
DNA'lar bu iki isme ait.
Tebrikler.
Katillerin kimliğini tesbit etmişsiniz.
Evet. Bu habere çok sevinmişsindir.
Sabıka kayıtlarını bul.
Bir kopyasını bana gönder.
Görüşürüz.
Bilgisayara göre bu adamları
siz tutuklamışsınız.
Fremont ve Coates.
İyi çocuklar.
Benden selam söyle.
Hatırlıyor musunuz?
Kim unutabilir?
Eli kanlı eroin satıcıları.
Belize'den buraya hovardalık yapmaya gelmişler,
Güney bölgesini çok sevmişler, hiç gitmemişler.
Bu iki centilmeni şeyden yakalamıştık...
ırza geçme ve yaralama.
Galiba Guatemalalı şirin kızı
3 gün rehin tutmuşlardı.
Kızı dişçilik okuldan çıkarken kaçırmışlar.
Kızı fena hırpalamışlardı.
-Neden dışarıdalar?
-Ellerini kollarını sallayarak çıktılar.
Arkadaşın birisi Bay Coates
ve Bay Fremont’un özgürlüklerini...
ihlal ettiğimizi düşündü.
Ve gidip savcıyla konuştu.
Washington mu yaptı?
Evet.
Suç dünyalarına
nasıl döndüler sanıyorsun?
Dalga mı geçiyorsun?
Washington onu öldüren
adamları mı özgür bıraktı?
Ne ironi ama.
Selam millet.
Hayırdır takımı toplamışsınız.
Ne var ne yok?
Bu ne?
Bunlar...
Bunlarla ne işin var?
Washington’u öldüren pislikler.
Artık onları yakalayabiliriz.
Hayır, hayır.
Tabi rozetini kaybetmek istemiyorsan.
Kaldı ki, bu hayvanlar birbirlerini halleder.
Hafta sonuna kadar ölmüş olurlar.
Birbirlerinin kafalarını uçururlar da
kimsenin haberi olmaz.
Bu işleri bilirsin.
Bugün katil, yarın maktul.
Değil mi?
Ya, öyle.
Ne yapıyorsun burada?
Konuşalım.
Bıktım artık. Üç yıldır aynı muhabbet.
Eşinin ardından ağlamalar.
O öldü Tom.
Seni dünyaya döndürmek için ne lazım?
Senden bir şey isteyebilir miyim?
Her seferinde saçma sapan şeyler istiyorsun.
Büyük bir şey Jack.
Önemli bir şey.
Hayırdır Tom?
İzin ver Washington’u öldüren
şerefsizleri öldüreyim.
Hadi Jack.
King's X.
Bu da ne şimdi?
Korelileri harcadığım gibi harcayabilirim.
Ama bu sefer kayıtlara geçmez.
Kürek ve çöp poşeti diyorum.
Kim duyacak, kim bilecek?
Koreliler...
görev icabıydı.
Bunlar sarhoş beyninin uydurduğu
deli saçmalıkları.
Şu haline bak. Haline bak Tom.
Perişan vaziyettesin.
Saat kaçtan beri içiyorsun?
Küçük uçak şişesi votkaların.
Sarhoş sarhoş arabayla geliyorsun.
İkinci bir DIU mu istiyorsun?
Kimse bir şey yapamaz Jack.
Beni dinlemiyorsun. Dinlemiyorsun.
Asıl sen beni dinle.
Bu düşündüğünden daha büyük.
Bigss’i aptal mı sanıyorsun?
Kirli polisleri yakalamakta
üzerine yoktur.
Bunu biliyorsun. Hepsini biliyorsun.
Aklını başına topla.
Yapabilir misin?
Sayfayı çevirip
kitabı kapatma vakti.
200 dolarımı almışlardı.
Unutmuştum ama
bunu görünce hatırladım.
İşte adam bu.
Bu o.
Tüm paramı almıştı.
Kumbara için olduğunu söyledi.
Kumbara?
Öyle dedi.
Hemen dönerim.
Ne istiyorsun Disko?
Washington kirliydi.
Pisliğin biriydi.
Bunu neden söylüyorsun?
Bence sebebini biliyorsun?
Biliyorum.
Kayıt mı ediyordun?
O yeni bir telefon.
İç Soruşturma için mi çalışıyorsun?
Bir anlaşma mı yaptın?
Belki iki anlaşma yapmışsındır.
Yüzbaşı Bigss seni karanlık tarafa
mı sızdırdı?
Aslına bakarsan..
Doğru söylüyorlarmış.
Sen kafayı yemişsin.
Şu andan itibaren bana yaklaşmıyorsun
Benimle konuşmuyorsun.
Bekle Disko bekle.
Bu sıralar arkamı kollamalıyım.
Kusura bakma.
Washington kirliydi.
Anlat prenses.
Hadi.
Bir iki mesele var.
Marketin orada 50.000 Dolar nakit
bulduklarını biliyor muydun?
Bilmiyordum. Çok fazla para
ama hiç bir şeyi değiştirmez.
Ama bu değiştirir.
Kanıt etiketine benziyor.
Washington’un aracında buldum.
Kanıt bürosundan alınmış bir kilo eroin.
Bil bakalım tutanakta kimin imzası var?
Washington?
Washington eroini esmer şekere
dönüştürmek için almış.
Onu öldürenler esrar satıcısıydı.
Tecavüzden alıkonduklarında
Washington serbest bırakılmalarını sağlamış.
Bunu bilmiyordum.
Belki de birlikte iş yapıyorlardı.
-Belki de onu öldürmeye karar verdiler.
-Bu da ağır silahları açıklar.
Washington hakketti ha.
Kirli polisti. Öyleyse s.ktir et.
Şüphelilerin serbest kalması
artık rahatsız etmiyor.
Sen de sıkma canını.
Doğru olanı yapıyoruz.
İşten sıyrılmak istemende
utanılacak bir şey yok.
Bu aramızda kalmalı.
Neden bu lanet banyodayız sanıyorsun?
Bilinen son adresleri.
Aile oturuyor.
Elemanlar çoktan gitmiş.
Pekala Disko.
Şuradaki herifleri görüyor musun?
Üzerlerine gideceğim.
Bu sırada içlerinden biri
kaçmaya başlayacak, o adam esrarcıdır.
Canın falan mı sıkıldı?
Burası mahalle. Fremont ve Coates’u
tanıyan biri varsa onlardır.
Tut şunu.
Yakala onu.
Yanlış mahalledesin.
Dikkat!
Çekil.
Yakalamıştım.
Niye kaçıyordun adamım?
Çıkar beni adamım.
Her yanım kesildi.
Başka neler var, neler var?
Sen ne b.k yiyorsun?
Senin adın ne?
Bana Quicks (Hızlı) derler.
Quicks mi?
Yeterince hızlı değilsin.
Beni aşağı indir. Her tarafım kesildi.
Fremont ve Coates, parti yaptığınız yerin
Karşısında oturuyorlardı. Tanıyor musun?
Bilmiyorum a.ına koyayım.
Ben güney tarafında oturuyorum.
Onların çetelerine üye değilim.
Belize’liler.
Kim tanır onları?
Kim?
Dur or.spu çocuğu anlatıyorum.
Dinle.
San Pedro’da bir herif var.
Grill (ızgara) diyorlar
40’ların mahallesinde.
Grill, 40’ların mahallesi.
O or.spu çocuğu hepsini tanır.
-O ne olacak?
- Hapse gitmediği için şanslı.
Arşivlerden Grill’i araştırıp
adresini öğreneyim.
S.ktir.
Polis!
Kımıldama!
Yüz üstü yat!
Senin sorunun ne adamım.
Gel buraya Disko.
-Suçum ne adamım?
-Kapa çeneni.
S.ktir.
İki kere yakalanmışsın, Grill.
Bu da üçüncüsü.
25 yıldan müebbete.
O benim değil. S.ktir git.
Sen koymuşsundur.
Götü b.klu çaylak polis.
Ludlow!
Senin sorunun ne adamım?
Dur!
S.ktir. Adamını dinle.
Önce soru sormamız gerekmez mi?
Evet, önce bana soru sormalısınız?
Fremont ve Coates.
Neredeler?
Kafama vurmayı kes de anlatayım.
Nerede oturuyorlar?
Sen delisin adamım.
Yerlerini bilmiyorum.
İçeriye daldın. Kanepeye yatırdın.
Yüzümü döner dönmez kafama vurmaya başladın.
Soruya cevap ver.
Onları nasıl bulabiliriz.
Sadece Quasser bilenleri bilir.
Hapishanede, baştakini tanır.
-Seni içeri gönderiyoruz.
-Neden?
Arkadaşlarınla konuş, yarına kadar Fremont
ve Coates’in yerini öğren.
Aksi takdirde silah ve uyuşturucudan
içeri atarım.
A.ına koyayım.
Ben gammaz değilim adamım.
Biliyorum. Kayıt yok. Belge yok.
Sadece sen ve ben.
S.ktir..
Seninle bir derdim yok.
Onları istiyorum.
Tamam.
A.ına koyayım.
Bayan Washington.
Dışarıda konuşalım.
Terrence’da 50.000 dolar nakit varmış.
Ölüm nedeni yanlış zamanda,
yanlış yerde olmaktan öte olabilir.
Olabilir mi?
Onun İç Soruşturmayla konuştuğunu
kaç kişi biliyor?
Kocam iyi kalpli biriydi.
Kalbini dinlemeye başladığında
şüpheci olmaya başladı.
Gözleri açıldı.
Senin gözlerin ne zaman açılacak.
Terrence hep en kötülerinin
sen olduğunu söylerdi.
Çünkü etrafında dönen onca pisliğe rağmen
sen görmemeyi tercih ediyorsun.
- Sana yardım etmek için burdayım.
-Yardım mı?
Geceleri uyuyamadığın için burdasın.
O 50.000 dolar.
Terrence aptal mıydı sanıyorsun?
Biggs’e gittiği andan itibaren peşine
düşeceklerini biliyordu.
Bu yüzden evi sattık.
Yeni bir hayat kurmak için...
bu Cuma Bahamalara taşınacaktık.
Aptalcaymış değil mi?
Başka bir şey, Dedektif.
Hayır.
Lud!
Hass.ktir.
-Şikayetler nasıl?
-Eşin az önce çıktı.
-Burada mıydı?
- Evet.
Hoş.
Sana bir şey getirdim.
Bu sana.
-O mu?
- O, evet.
Buraya kadar.
İstersen hatıra olarak saklıyabilirsin.
Bitti artık.
Tom.
Bitti artık.
Seni kurtardık Tom.
Baştakini öğrendim.
Adını aldım.
- Ne öğrendin.
- Eski bir gangster.
Orda burada satış yapıyor.
Eskilerdeki gibi bir Cadillac kullanıyor.
- İsmi.
- Scribble. Öyle diyorlar.
Gerçek adı Winston’mıymış neymiş.
-Adamını gönder artık.
-Yola çıktı.
İşe yaradığına inanmıyorum.
Scribble, inanılmaz.
Peşinde devriye arabası var.
Git al onu Disko.
-Yüzümü kara çıkarma.
-Sen gelmiyor musun?
-Dikkat!
-Evli misin Diskant?
Nişanlım var.
ve onu tekrar görmeyi isterim.
Kumbara diye bir şey duydun mu?
Rüşvet, silahla harac alma gibi şeyler.
Hayır, niye?
-İşlem yürüttüğüm bir şikayet.
Doğu Vernon’dayız.
Yakalamamızı ister misiniz?
Olumsuz. Sadece takip edin
ve bize haber verin. Yoldayız.
Yayalara dikkat et!
İşte orda.
Bulduk. Siz çekilin.
Anlaşıldı tamam.
Siktir.
Ellerini görebileceğim bir yere koy.
Kimsiniz?
Narkotik mi?
Evet narkotik.
Şu gözlerine bir bak.
Bir tutam marihuana alıp…
birazcık uçtun mu?
O mereti bırakmalısın.
Avukatım var. Onunla konuşabilirsin.
Bende kartı vardı.
Uyuma. Seni tutuklayan yok.
Ama eğer tutuklarsam,
kefalet hakkın bile olmadan…
içeri girer, kıyamete kadar orada kalırsın.
Neyse ne adamım. İşini yap.
Yani haklarımı okumalar falan…
Ellerin direksiyonda kalsın.
Hey 2-4-2, sen şu soytarılara bak.
Çekilin, geri çekilin.
-Ne b.k arıyorsun beyaz çocuk?
-Geri çekil.
Zorunlu rehabilitasyona mı gitmek istiyorsun?
Kabus görmeyi, krize girmeyi, üstüne kusup,
altına etmeyi? Gerçekten iyi görünürsün.
Hem de neden? Tırmanmak için yanlış
merdiveni seçtiğin için.
Ne merdiveni adamım?
Fremont ve Coates’u nasıl bulurum?
O p.ç kurularının nerde olduğundan
hiç haberim yok.
Bunu yapmamı isteme. Adamlar tam bir canavar.
Gammazladığımı düşünürlerse, leşimi çöp kutusuna atarlar.
Mahkemede parmağını adamlara doğrulmanı
istemiyorum. Sadece bulmak istiyorum.
Onları bulduğumda seninle işim biter.
Bir haftadır görmüyorum.
Numaraları var mı?
Hayır numaraları yok.
Her seferinde farklı numaralardan arıyorlar.
-Adamının arkada olması sinirlerimi geriyor.
-Bana bak, bana bak.
O adamları bana bulacak mısın?
Yoksa hakimi mi görmek istersin?
Bir keresinde El Sereno'da onlarla iş yapmıştım.
Tepenin başında evleri var.
Göster.
Arabamı bu mahallede mi bırakacağım?
Birileri parti vermiş.
Kokuyu aldın mı?
Çürümüş mü?
Hayır.Dosyayı getir.
Evet Fremont.
ve kankası Coates.
Onları bulduk.
Harika.
Dava kapandı.
Washington'u öldürmelerin cezası
pek geç kalmamış.
Öyle mi sanıyorsun.
S.ktir git.
Elimden geleni yapıyorum.
Washington'u Fremont ve Coates
öldürmediyse kim öldürdü?
Kimin peşindesin?
Bu herifleri duman eden ve marketin
oraya DNA'larını bırakan şerefsizler.
Katılıyorum.
Neden bu ikisini indirmişler.
Ona soracağız.
Gidelim.
Burada çakallar yaşıyor.
Hemen gelicem demiştiniz.
Bu adamları tanıyor musun?
Hayır bu ikisini hiç görmedim.
Fremont ve Coates seni ararlarsa
bir buluşma ayarla.
Onlara, Washington'un işini
benim yapabileceğimi söyle.
Onlar anlar.
Tamam adamım.. ayarlarım.
-Beni arabama götürecek misin?
-Tabii ki.
Yeni kız için bir şampanya açalım.
-Tom'u mu düşünüyorsun?
-Onu düşünüyorum.
Şikayetler nasıl gidiyor Lud?
Trafik kazalarında ceset parçaları
toplamayı tercih ederim.
Tom kötü adamların peşinden
koşmadığı zaman depresyona girer.
Seninkiyle bir iş yapmıştık.
Bir kaç hikaye anlatabilirim.
Anlatsana.
Hayır. Orada burada anlatamayız.
Klasik bir Tom Ludlow hikayem var.
Çaylakken onu kanatlarımın altına almıştım.
Parti akşamı. Crip City'deyiz.
Ne olursa olsun ateş etme falan.
Bu parti evini kontrol için çağrı aldık.
Tom da çok efendi biri gibi görünüyor...
dedim biraz daha insancıl davranır.
Onu içeri gönderdim. Yalnız başına.
Sonra birden kıyamet koptu.
Kapıdan fırlayanlar, camdan atlayanlar,
herkes çığlıklar içinde.
Kalabalıktan içeri daldım ki,
Tom adamları tutukluyor.
Müziğin sesini kısmalarını istemiştim.
Her zamanki Tom. Fırlatılmaya hazır
bir füze gibi.
Az önce Scribble'la konuştum.
Fremont ve Coates ya da her kimlerse,
bizimle buluşmak istiyorlar.
-Ne zaman?
-Bu gece.
Bir saat sonra birimde buluşalım.
Bu saatte rahatsız ettiğim için
özür dilerim.
Bunu almanı istedim.
O ne?
Kocanın öldürülüşünün görüntüleri.
Herşeyi gösteriyor.
Bunu neden yapıyorsun?
Çünkü bilmemenin
nasıl incittiğini bilirim.
Eşimi kaybettiğimde,
başka bir adamla birlikteydi.
Beyninde kan pıhtılaşması vardı
ve patlamıştı.
P.ç kurusu onu hastanenin
önüne bırakıp gitmiş.
Kaldırımın üstünde
yalnız başına can verdi.
Linda, Terrence'ı dövmek
istediğim için özür dilerim...
ve kaybın için üzgünüm.
Yalnız ölmediğini bilmeni isterim.
Ve onu öldüren adamlar
bunu ödeyecekler.
Bu onu geri getirmeyecek.
Eşini de geri getirmez.
Umurumda değil.
Benim için yapma.
Lütfen, benim adıma yapma.
Bu kanı temizlemez.
Destek almamız gerekmez mi?
-S.kmişim desteği.
-Ne? Neden?
Bu gece ne olacak?
Bu adamları tutuklayacağımı, merkeze götürüp,
rapor mu yazacağım sanıyorsun.
Şöyle yapacağız.
Ben oraya gidiyorum.. sen de eve.
ve bir daha asla ama asla
bu konuyu konuşmayacağız.
Ne? Ne demek yani?
Fremont ve Coates asla var olmadılar
ve asla buluşmadık demek.
Bu gece eve gitmiyorum Tom.
Paul.
İstediğin şey, istediğini sandığın şey.
Bunu istemezsin.
Kim olduğumu ve
ne istediğimi bilmiyorsun.
Sen kimsin ki karar veriyorsun.
Silahşör olmak istiyor ha.
Hadi savaşalım o zaman.
Gece nöbetine geri mi döndün Tom?
İkiniz şehrin
her tarafında görünüyorsunuz.
Tom..
Gerçekten senin hakkında hiç bir şey
yapmayacağımı mı sanıyorsun.
Eğer bir şey yapacaksan şimdi yap.
Kafa derimi duvarına
asmak istediğini biliyorum.
Peki o zaman yasaların giremediği
yerlere kim girecek.
Sen mi Yüzbaşı?
Sokaklardan esrarkeşleri
ve sübyancıları sen mi temizleyeceksin?
Hayır.
Bana ihtiyacın var...
veya dostlarının. Benden nefret ediyorsun
ama bana muhtaçsın.
Ludlow
Belki haklısındır.
Belki sana ihtiyacımız vardır.
Sen de bal gibi bana muhtaçsın.
Dedektif.
Hiç kendi kendine sordun mu?
Washington kirli olduğu için mi öldü...
yoksa temizlendiği için mi?
Silahını boşalt.
Adli tıpçıların, bu şerefsizlerin cesetlerinden
birimin kurşunlarını çıkarmalarını istemeyiz.
Eldivenleri tak.
Tanrım. Sende gerçekten sağlam
kurşunlar varmış.
Yani sadece girip öldürecek miyiz?
Hayır bir kaç soru soracağım.
Sonra öldürceğiz.
Zamanlama b.ktan.
Geldik.
Bu saçmalık.
Bu herifler canavar adamım.
S.kemeyeceklerse, çalamayacak
ya da öldüremeyeceklerse istemezler.
Hazır mısın?
Evet.
Tanıştırabilirsin.
Pekala, sizi uyardım.
Geç içeri.
Sen, duvara doğru yürü.
Bu da ne? Polis olduğumuzu biliyorsun.
Böyle kabul et.
-Sağlam adamdırlar.
-Kes sesini Scribble.
Geçin bakalım.
Sen! Oyun oynamıyorum.
Beyninizi uçurmadan duvara yaslanın.
İş yapmaya geldik.
Beni aramak istiyorsan gel de dene.
Hass.iktir.
Gerçekten istiyor musun?
Çünkü seni gerçekten gebertir.
Sakin ol Lashawn.
Scribble sağlam olduklarını söyledi.
-Scribble! Bu adamlar kimdir?
- İyidirler adamım sağlamdırlar.
-Oturun.
-Yürü.
İçki ister misiniz?
Hayır, böyle iyiyiz.
Aynasızlar gelmiş buraya.
Or.spu çocuğu polisler.
Hiç namuslu polis kaldı mı?
Yoksa hepsi kendi menfaatine mi?
Herkes kendi çıkarında.
Dünyanın kuralı böyle.
Polisler yabani ot gibi.
Bir tanesini yolarsın...
...iki tanesi biter.
Washington,
çiçeklerine zarar mı veriyordu?
Şimdi ateş etme,
sadece cebimde bir şey çıkartacağım.
Bu sadece örnek.
Büyük oynayacağız.
Ülkeye sokmanıza yardım edeceğiz,
takip edilmenizi, hapse girmenizi...
içinize casus sokulmasını engelleyeceğiz.
Başka satıcıları tutuklayacağız.
Biz de büyük oynuyoruz.
Şuna bir bak. Şu seksi şeye.
Kadından daha iyidir,
paradan da iyidir.
Meksika malı da değil.
Dünya çapında işlerin olduğu yer.
Saf Afgan malı.
Bu aynasızı tanıyoruz.
Washington'un beynini uçurduğumuz
gün markette olan adam.
Evet.
Sendin değil mi?
Hadi adamım biraz sakinleşin.
Neler olacağını görebiliyorum.
Herkes malını alsın ve çıkalım.
Kapa çeneni koca g.tlü!
Bu yüzden mi buradasın?
Buraya zavallı zenciye minnetini
ödemek için mi geldin Dedektif Ludlow.
Hayır, siz bana bir iyilik yaptınız.
Yani benim kim olduğumu biliyorsunuz
ben de sizin kim olmadığınızı.
Fremont ve Coates değilseniz,
kimsiniz siz?
Biz kimmiyiz?
Dedektif.
Biz dehşet dolu kabusuz.
Yürüyen, konuşan acil vakalarız.
Ludlow, bekle!
Bu herifi tanıyorum!
Öldün artık dedektif.
S.ktir.
Ortağına yaptığı gibi,
ben de senin canına okuyacağım.
Dayan Diskant dayan.
Scribble sen ne b.k yedin.
Silahı al ve or.spu çocuğunu gebert.
Yapamam.
İkincisi kellene gelecek.
Winston sakın yapma.
Winston mı? O da ne?
Köle adın mı bu zenci?
Sen zencisin, öldür şu beyaz çocuğu.
Beyaz mısın? Öldür şu beyazı.
Yapamam adamım.
S.kerim böyle zenciyi.
Kurşunum bitti beni koru.
Dayan Diskant.
Dayan.
-Dur bir bakayım.
-Niye ağlıyorsun?
Çıkar şunu.
Otur Tom.
Berbat bir geceydi Grace.
Biliyorum.
Yalnız gitmeliydim.
Bir genci çatışmaya götürdüm.
Niye ağlıyorsun?
Sorun ne?
Sorun ne?
Şimdi gecenin en önemli haberi..
Los Angeles Polis Merkezinde
18 yıldır görev yapan Tom Ludlow...
Sabahın erken saatlerinde öldürülen...
gizli görevdeki iki güvenlik görevlisinin
ölümüyle ilgili olarak aranıyor.
Yetkililer muhtemelen polis olan
üçüncü bir kurban daha olduğunu doğruladı.
Ek olarak, öldürülme sırasında
Dedektif Ludlow'un mesai dışında olduğu...
ve Los Angeles güvenlik kuvvetlerince
olayın tek şüphelisi olduğu açıklandı.
Olamaz.
Polis olduklarını nereden bilebilirdim?
Az önce ayrıldım,
haberlere mi çıkmış?
Sen mi yaptın?
Tabii ki sen yaptın.
Polis oldukları hakkında
hiç bir fikrim yoktu.
"Acil vakalar"
Yücü İsa.
Senin sorunun ne?
Neden herkes gibi
normal bir hayatın yok.
-Gitmem gerekiyor.
-Hayır, hayır dışarı çıkmıyorsun.
Herşey kabusa dönecek, Grace.
Gitmeliyim.
Hayır Tom.
Bu kapı kapalı kalıyor.
Bütün polisler seni arıyor.
Ölmek mi istiyorsun?
Grace.
Benden uzaklaşmalısın.
Uzaklaşmalısın.
Dokunduğum her şey..
ölüyor.
Diz çök! Hemen diz çök.
Karşı koymuyorum!
Tek kelime etme.
-LÜtfen yapmayın.
-Kes sesini.
Kalk.
Seni şerefsiz, iki iyi polisi
öldürdüğün için seni asarlar.
Götürelim şu pisliği.
-Şehir merkezi öbür yoldan.
-Şehir merkezine gitmiyoruz.
Nereye gidiyoruz?
Kaltağın iyi durumda.
Washington'un dul kalan eşi.
İkisini de becersin ha?
-Neye gülüyorsu Dante?
-Linda'yı severim.
Ona videoyu vermemeliydin Lud.
Aklından ne geçiyordu?
Ona ölüm fermanını verdin.
Sen neden bahsediyorsun?
Seni izliyorduk pislik.
Sana kaç defa kurcalama dedik?
-Kaç defa?
-Sakin ol. Eve gidelim önce.
A.ına koyayım. Baksana bizi
neyle uğraştırıyor. Ukala şapşal.
Olayı çözdün mü? Fremont ve Coates
o gün markete nasıl gitmişler?
Washington onları saldıktan sonra
peşlerinden gittiniz.
Tepeye götürdünüz
ve işlerini hallettiniz değil mi?
Baş Dedektif olmalıymışsın?
Önce DNA örneklerini aldık.
Saç tanesi ve tükürük. Hoop
Fremont ve Coates yaptı.
Washington'daki uyuşturucuları
kim yürüttü?
Sen mi?
Yok etmektense,
bir kaç kuruş kazanayım dedim.
Kendin için mi "Kumbara" için mi?
O kadar akıllı değilsin Santos.
Kim?
Silky? Clady?
Wander.
Wander.
Bizi bir araya getiren oydu.
Bu işleri ayarlayabilecek tek kişi o.
Senin işlerini de o ayarlıyordu.
Bunca zaman nasıl olup da
kovulmadığını anlayamamıştık.
Jack'in küçük oyuncağı.
Yıllardır kirli işlerini ona yaptırıyor.
Washington Biggs'e beni vermiyordu.
Büyük balığı ele veriyordu.
Kralı veriyordu.
Wander senin k.çını kolluyordu.
Hepimiz kolluyorduk.
Başbelasının tekisin.
Washington'u öldürenler..
gerçekten polis miydi?
Öyleydiler. Gettoda iki polis.
Hem keyiflerine bakıyorlardı.
Hem para kazandırıyorlardı.
- Biletini kesmiş olmaları gerekirdi.
- Ama onları hallettin.
Şimdi bizim seni
halletmemiz gerekiyor.
Tepenin orada.
Tepenin orada.
Önce saçından ve tükürüğünden
numune alacağız.
Linda Washington'un cesetinin
yanında senin DNA'nı bulacaklar.
Ne gibi görünecek?
Herkesin tahmin ettiği üzere.
Sonunda kafayı yedin, gibi görünecek.
Ve şu senin hemşire Lud.
Viagrayı yutacağım ve onun
küçük g.tünü becereceğim.
Sonra da boynunu kıracağım.
Or.spu çocuğu.
Selam yakışıklı.
Rahat uyudun mu?
Santos kız arkadaşın gidiyor.
Nereye gidiyorsun Lud?
Kendin mezarına gidiyorsun.
-Bu aptalla eğlenmek istiyorum.
-Ne bekliyorsun.
Kıl payı.
Delikanlı kimmiş or.spu çocuğu.
Bizim oğlan kendi kendini gömecek.
Kurşunu sık da gidelim.
Buraya kadar Lud.
-Böyle bitecek.
-DeMille, ne b.k yiyorsun gidelim.
Kapa çeneni, eğleniyorum.
Lanet disk nerde?
Nerde?
Gel buraya.
Sen b.k kafalı kocandan daha zorlusun.
Şu işi bitirelim.
Bütün gece buradayız.
Gitmek zorundasın Linda.
Nereye olursa olsun.
Çoktan hazırlandım.
Kendine iyi bak Dedektif.
Nereye gideceksin polis katili.
Teslim olmaya geldim.
Anladım.
İyi misin Tom?
Bayağı endişelendim.
Görünüşe göre iki polis öldürdüm.
Diskant öldü.
Santos ve DeMille beni öldürmeye
çalıştı, ben onları öldürdüm.
Bunu halledebilir misin Jack?
Halledeceğim.
Santos ve DeMille'nin Washington'un ölümüyle
ilgili olabileceklerinden şüphelendim.
Ama birimimde böyle bir şeyin
olduğuna inanmak istemedim.
Ben de öyle.
Clady'i niye çağırmıyorsun.
Yardımınız gerekiyor.
Şimdi ararım.
Hemen çağırıyorum.
Beraberdik...
Sen şurada uyuyordun...
koltukta.
Parti sonrasında.
Polisleri Santos ve DeMille
öldürdü sen değil. Sen değil.
O burada. Öldür. King's X.
Bu telefon Clady'nin.
Bu rozeti.
Hepsi senin yüzünden.
Sendin Jack.
Hayır senin yüzünden Tom.
Kabul et!
Kabul et!
Onların polis olduğunu biliyordun.
O adamlar gizli görevi aştılar,
akıllarını kaybettiler.
Onlara yas tutma. Onlara yas tutamazsın.
Bana tuzak kurdun.
Beni ölüme gönderdin Jack.
Sana tuzak kurmadım.
Sen kendi kendini tuzağa düşürdün.
Seni kurtarmaya çalışıyordum.
Ölüme koşuyordun.
-Washington'ı öldürdün!
-S.kerim onu!
Santos'u da DeMille'i de Clady'i de
hepsini s.keyim.
Hepsinin a.ına koyayım.
Beş para etmezler.
Sen.
Sen adamım.
Sen özelsin.
-Senin yerin ayrı.
-Ya Diskant?
O da özel miydi?
iyi adamların senin yüzünden
ölüşünü izledim.
Bu.. tamamen...
senin hatan.
Yapma Tom.
Bu işten sıyrılabiliriz.
Seninle kaderimiz bir.
Sen ve ben.
Kimse sıyrılamayacak Jack.
Hepsi son bulacak.
Sen de.
Teslim oluyorum.
Tutukla..
ve işlemleri yap.
Telsiz şurada..
al onu.
Götürmeleri için ekip çağır.
Vay anasını Tom Ludlow
adamını yakaladı.
Seni ben buldum.
Seni ben mümkün kıldım.
Şimdi bana her zamankinden
daha fazla ihtiyacın var.
Meseleyi anladığım zaman
ne yapacağımı sanıyordun.
Bekle adamım. Bekle.
Bekle.
Duvarım.
Hepsi orada. Duvar.
Bizi öldüren sırlar.
Gizli. İçini aç.
Aç, indir aşağı.
İndir aşağı.
İşte.
İşte burda.
Bu...
benim gücüm.
Bu.. benim tacım.
Ben sırların kralıyım Tom.
Belediye meclisinden kimin
üç kağıt yaptığını biliyorum..
Kimin erkeklerden hoşlandığını...
kimin ihale sattığını,
kimin eşini dövdüğünü biliyorum.
Hepsi benim elimde, Şef dahil.
Avucumun içindeler Tom.
Bunca yıl seni nasıl
koruyabildiğimi sanıyorsun?
İşini nasıl gerçekleştiriyordun?
Bütün o görevler.
Dokunulmazlara nasıl
ulaşabiliyordun sanıyorsun?
Şef olacağım.
Şef olacağım.
Belediye Başkanı olacağım.
Bu bizim dünyamız Tom!
Onu alalım.
Bu yüzden mi Washington'u öldürttün?
Bu yüzden mi beni öldürmeye çalıştın?
Duvarında para biriktimeye
devam edebilesin diye mi?
Ama bu bizim paramız.
Birimin.
Silky'nin davalarında
savunma masraflarını kim ödedi?
Emeklilik aidatlarını kim ödedi?
Ben sadece sistemdeki çatlağı düzeltiyorum.
Bu polislerin polislere
yardım etmesi meselesi.
Ve eğer bir öğretmen yada itfaiyeci...
bunu yapabilseydi...
yapardı.
Kötü adamları içeri atmaya ne oldu?
Hepimiz kötüyüz, Tom.
Sen en iyi dostumdun.
Biz aileydik.
At onu Ludlow!
Yeteri kadar cinayet oldu.
Sen arar aramaz geldim.
Tahmin edeyim
olay yerine ilk sen vardın.
Hayır. Sen vardın.
Görünüşe göre arkadaşların...
para için birbirini öldürmüş.
Öyle mi görünüyor?
Planın bu muydu Yüzbaşı?
Arkana yaslanıp birbirimizi
öldürmemizi izlemek.
Plan sendin.
Başka kimse ona dokunamazdı.
Gözlerin bir kere açıldı mı...
sonrası gelecekti.
Büyük sırları olan,
büyük adamlar tarafından...
kararlar verildi.
Jack'ten korkuyorlardı.
Benden yardım istediler.
Bir gün Şefin de aşacaksın
ve önünde selam duracak.
Nedenini bileceksin.
Çünkü haklıydın Tom.
Sana ihtiyacımız var.
Çeviri: sodist
senkron: EMRINHO
www.paylashturk.com