Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bu, nasıl öldüğümü anlatan bir hikâye.
Ama endişelenmeyin, aslında epey matrak
hikâyedir. Hem zaten bana ait bile değil.
Şimdi anlatacaklarım Rapunzel
adındaki bir kızın hikâyesidir.
Ve güneşin doğuşuyla başlar.
Evvel zaman içinde,
gökten bir ışık taneciği düşmüş.
Bu ışık taneciği büyümüş ve sihirli,
altından bir çiçeğe dönüşmüş.
Hasta ve yaralıları
iyileştirme gücüne sahipmiş.
Oradaki yaşlı kadını görüyor musunuz?
Aklınızın bir köşesinde dursun.
Hikâyede önemli bir yer tutuyor.
Yıllar yılları kovalamış ve
koskocaman bir krallık doğmuş.
Krallık, çok değerli kral ve
kraliçe tarafından yönetiliyormuş.
Kraliçe, bebeğini doğuracakken...
...hastalanmış...
...hem de çok ama çok.
Artık pek fazla vakti yokmuş.
İnsanlar böyle zamanlarda
mucize arayışına girişir.
Ya da buradaki gibi
sihirli altın çiçek arayışına.
Size önemli biri olduğunu söylemiştim.
Gördüğünüz üzere, güneşin
hediyesini paylaşmak yerine...
...Gothel Anne denilen bu kadın,
yıllarca genç kalabilmek için...
...o şifalı gücü kendine saklamış.
Tek yapması gerekense
özel bir şarkı söylemekmiş.
# Çiçeğim ışılda ve parılda
Çıksın tesirin açığa #
# Döndür zamanı tersine
Getir benim olanı geriye #
# Getir geriye #
Neyse, ana fikri kaptınız. Şarkıyı söylüyor
ve gençleşiyor. Ürkütücü, değil mi?
Bulduk!
Sihirli altın çiçek,
kraliçeyi iyileştirmiş.
Sağlıklı bir kız bebek,
bir prenses doğmuş.
Altın gibi saçları olan.
Size bir ipucu vereceğim.
Rapunzel işte bu kız.
Doğum gününü kutlamak için, Kral ve
Kraliçe göğe uçan bir kandil göndermiş.
O zamanlar, her şey mükemmelmiş.
Bir gün o zamanlar sona ermiş.
# Çiçeğim ışılda ve parılda
Çıksın tesirin açığa #
# Döndür zamanı tersine... #
Gothel şatoya gizlice girip
bebeği çalıp kayıplara karışmış.
Krallık aramış taramış
ama prensesi bir türlü bulamamış.
Ama ormanın derinliklerinde
gizli bir kule varmış.
Gothel kızı kendi çocuğu
gibi yetiştirmeye başlamış.
#...getir kaybedileni geri,
bir zamanlar bendekileri. #
Gothel yeni sihirli çiçeğini bulmuştu.
Ama bu sefer onu
saklamaya kararlıymış.
Neden dışarıya çıkamıyorum?
Dışarıdaki dünya çok tehlikeli.
Bir sürü korkunç ve bencil insanla dolu.
- Burada, güvende olduğun yerde kalmalısın.
Tamam mı çiçeğim? - Tamam anneciğim.
Ama kulenin duvarları,
gizleyemezdi her şeyi.
Her yıl doğum gününde, kral ve kraliçe
binlerce feneri gökyüzüne salarmış.
Bir gün kayıp prenseslerinin
geri döneceği umuduyla.
Çeviri;
Begüm Özdemir (misery) & Emre Bekman
Sanırım Pascal
buralarda saklanmıyor.
Yakaladım!
Bununla birlikte 22 oldu.
45 yapalım, 23 yapan kazansın.
Pekâlâ, sen ne yapmak istiyorsun?
Hiç sanmıyorum.
Ben burada oynamayı seviyorsam
sen de seviyorsun demektir.
Hadi ama Pascal, burası
o kadar da kötü değil.
RAPUNZEL
- Karmakarışık -
# Sabah 7 dedin mi
dikilmen gerek ayağa #
# Başlarım ev işlerine,
önce yerleri temizlemekle #
# Temizle ve parlat, çamaşırları yıka,
kurula ve ışıldat #
# Tekrar temizle, oldu
sana saat 7'yi çeyrek geçe #
# Ben de okurum bir kitap,
belki 2 belki 3 tane #
# Eklerim sergime birkaç resim daha #
# Gitar çalar,
örgü örer ve yemek yaparım #
# Merak ederim acaba hayatım
ne zaman başlayacak diye #
# Yemekten sonra yapboz,
dart ve pasta yapma zamanıdır #
# Kâğıttan heykel,
belki biraz bale, biraz da satranç #
# Çömlek yapmak, vantrilokluk
ve mum yapımı #
# Sonra biraz egzersiz, belki biraz eskiz
Tırmanış, biraz dikiş, biraz da okuma #
# Zamanım varsa eğer, çizerim duvarlara
birkaç şey, eminim vardır daha boş yer. #
# Sonra fırçalarım
durmadan saçlarımı #
# Her zaman olduğum
yerde tıkılı kalmış bir şekilde #
# Sürekli merak eder bir haldeyim #
# Acaba hayatım
ne zaman başlayacak diye #
# Yarın akşam, ışıklar ortaya çıkacak #
# Tıpkı diğer doğum
günlerimde olduğu gibi #
# Parıldadıkları yerde olmak
acaba nasıl bir şey? #
# Artık büyüdüğüme göre,
izin verir annem beni dışarı göndermeye. #
Vay canına!
Böyle bir manzaraya alışabilirim.
- Flynn, hadisene.
- Bekle.
Evet. Alıştım bile.
Beyler, bir şato istiyorum.
Bu işi başardığımızda,
kendine bir tane alırsın.
- Saman nezlesi mi?
- Evet.
Dur, dur!
Bekle!
Beni kendi şatomdayken
hayal edebiliyor musunuz?
Ben edebiliyorum mesela.
Gördüğümüz şeylere bakın,
hem de saat daha sabahın sekizi.
Beyler, bugün büyük bir gün olacak.
İşte bu kadar.
Bugün büyük gün, Pascal.
Nihayet yapacağım.
- Ona soracağım.
- Rapunzel!
Saçlarını aşağıya sal.
Zamanı geldi.
Biliyorum, biliyorum.
Hadi gel, seni görmesin.
Rapunzel, burada
kendi kendine gençleşemem.
Geliyorum anne.
Merhaba, eve hoş geldin anne.
Rapunzel. Bunu her
Allahın günü nasıl yapıyorsun...
Hem de hiç şaşmadan.
Son derece yorucu olsa gerek hayatım.
Hiç dert değil.
Peki o zaman neden
bu kadar uzun sürüyor?
Ah hayatım, takılıyorum sadece.
Pekâlâ, anne.
Biliyorsun yarın büyük gün.
Rapunzel aynaya bak.
Ne görüyorum biliyor musun?
Güçlü, kendinden emin,
güzel genç bir kadın görüyorum.
Bak sen de buradaymışsın.
Takılıyorum,
her şeyi ciddiye almayı bırak.
Pekâlâ anne.
Yarın diyordum...
Çiçeğim, annen biraz bitkin hissediyor.
Benim için şarkı söyler misin?
- Sonra konuşuruz.
- Tabii ki anne.
# Çiçeğim ışılda ve parılda çıksın
tesirin açığa, döndür zamanı tersine... #
# Yaralı olanı iyileştir,
kaderin düzenini değiştir #
# Kaybedileni geri getir,
getir benim olanı geriye. #
- Rapunzel!
- Ee, anne...
Sana yarının büyük gün olduğundan
bahsetmiştim ama sen bir şey demedin.
O yüzden şimdi söylüyorum.
Yarın benim doğum günüm!
Hayır, hayır, olamaz.
Gayet net hatırlıyorum.
Doğum günün geçen seneydi.
Doğum günlerinin garip tarafı da bu işte.
Her yıl olan bir şey.
Anne, 18'ime giriyorum.
Bu doğum günümde gerçekten
ne istediğimi bilmeni istiyorum.
Aslında her doğum
günümde istediğim bir şey-
Rapunzel lütfen, mırıldanmayı kes.
Mırıldanma konusundaki
tavrımı biliyorsun. Çok sinir bozucu.
Takılıyorum sadece, çok tatlısın,
seni çok seviyorum hayatım.
Süzülen ışıkları görmek istiyorum.
Ne?
Beni süzülen o ışıklara
götürürsün diye umuyordum.
Yıldızları diyorsun.
Garip olan da bu.
Yıldızların haritasını çıkardım;
onlar hep sabit duruyor.
Ama bunlar, her yıl doğum
günümde ortaya çıkıyorlar anne.
Sadece doğum günümde.
Elimde değil ama içimden bir his bana
dair bir şey olduklarını söylüyor.
Onları görmeliyim anne.
Sadece penceremden değil.
Bizzat görmeliyim.
Ne olduklarını öğrenmeliyim.
Dışarı mı çıkmak istiyorsun?
Yapma Rapunzel.
Şu hâline bir bak,
bir çiçek kadar narinsin.
# Daha genceciksin, yeni filizlendin #
- # Neden bu kuledeyiz biliyor musun? #
- Biliyorum, ama...
# Seni sağ salim hayatta
tutabilmek için hayatım #
# Bugünün geleceğini
hep tahmin ediyordum #
# Bir süre sonra yuvadan
uçacağının farkındaydım #
- # Kısa bir süre sonra ama daha değil #
- Ama...
# Güven bana şeker,
en iyisini bilir anneler #
# Anneler en iyisini bilir
Dinle annenin sözünü #
# Dışarısı ürkütücü bir dünya #
# Anneler en iyisini bilir #
# Öyle ya da böyle,
gider elbet bir şeyler tersine #
# Barbarlar, haydutlar,
zehirli sarmaşıklar bataklıklar #
# Yamyamlar, yılanlar ve belâlar #
# Kocaman böcekler,
sivri dişli erkekler #
# Dur, yeter,
sadece üzüyorsun beni #
# Anne haklı,
anne korumak istiyor seni #
# Hayatım, işte sana tavsiyem #
# Duygusallığı bırak
Annenle yaşamaya bak #
# Anneler en iyisini bilir #
# En iyisini bilir anneler,
Böyle gelmiş böyle gider #
# Tek başına, kalamazsın hayatta. #
# Paçoz giyimli, olgunlaşmamış ve acemi #
# Seni canlı canlı yerler #
# Avanak, salak,
pislik içindeki asalak #
# Birazcık da mankafa
üstelik tam bir muamma #
# Görüyorum ki bir de enine boyuna #
# Bunu söylüyorum
çünkü seni seviyorum #
# Annen seni anlıyor,
annen sana yardım etmek istiyor #
# İstiyorum sadece bir dilek #
- Rapunzel?
- Evet?
Sakın bir daha kuleden
ayrılmak istediğini söyleme.
Peki anne.
Seni çok seviyorum hayatım.
Ben daha çok seviyorum.
Ben daha daha çok seviyorum.
# Bunu unutursan #
# Olursun pişman #
# Anneler #
# En iyisini bilir #
Rapunzel, birazdan görüşürüz çiçeğim.
Burada olacağım.
Hayır, olamaz.
Bu kötü, çok ama çok kötü.
- Burnumu doğru düzgün çizememişler.
- Kimin umurunda?
Senin için demesi kolay.
Sizler harika görünüyorsunuz.
Tamam, pekâlâ. Beni yukarıya
kaldırın da sizi çekeyim.
Önce çantayı alalım.
Ne? Ben sadece...
Birlikte yaptığımız onca şeyden sonra
bana güvenmemenize inanamıyorum.
Bize yardım et yakışıklı.
Üzgünüm.
Ellerim dolu da.
Ne?
Ryder!
Ne yapın edin, o çantayı alın!
Yakaladık onu Maximus.
Deh! Yürüsene bit çuvalı.
Hayır.
Hayır, dur!
Nihayet yalnızım.
Tamam, pekâlâ.
Dolabımda biri var.
Dolabımda biri var.
Dolabımda biri var!
Hani kendi başıma halledemeyecek
kadar acizdim anne?
Sen onu benim tavama anlat.
Rapunzel!
Saçlarını aşağıya sal.
Bir dakika anne.
Büyük bir sürprizim var.
Benim de var.
Bahse girerim benimki daha büyüktür.
İşte ondan şüphe ederim.
Yaban havucu getirdim. Akşama da fındık
çorbası yapacağım. En sevdiğin.
Sürpriz!
Anne, sana söylemek
istediğim bir şey var.
Rapunzel, tartıştıktan sonra seni bırakıp
gitmekten nefret ettiğimi bilirsin.
Özellikle de hiç kabahatim yokken.
Pekâlâ, söylediklerin
hakkında epeyce düşündüm.
Umarım hâlâ yıldızlardan
bahsetmiyorsundur.
Süzülen ışıklar.
Evet, o konuya gelmek üzereydim.
Bu konuyu kapadığımızı
düşünüyordum hayatım.
Hayır anne, dışarıyla başa çıkabilecek
kadar güçlü olmadığım konusunda...
Hayatım, dışarıda kendi başının
çaresine bakabileceğini hiç sanmıyorum.
- Ama sadece-
- Rapunzel, bu konu kapanmıştır.
- Güven bana...
- Rapunzel.
...neden bahsettiğimi-
- Rapunzel.
Vazgeç şu ışık sevdandan Rapunzel!
Bu kuleden ayrılmayacaksın.
Asla! Asla!
Aman ne harika.
Şimdi de kötü kadın ben oldum.
Söyleyeceğim tek şey şu anne:
Artık doğum günüm için
ne istediğimi biliyorum.
Neymiş peki o?
Yeni boyalar. Bir defasında bana getirdiğin
beyaz istiridye kabuklarından yapılan boya.
Ama onun için çok uzun
bir yolculuk gerekiyor Rapunzel.
Neredeyse üç günlük zaman.
Bunun yıldızlardan daha iyi
bir fikir olduğunu düşünmüştüm.
Tek başına idare
edebileceğinden emin misin?
Burada olduğum sürece
güvende olacağımı biliyorum.
Üç gün sonra döneceğim.
Seni çok seviyorum hayatım.
Ben daha çok seviyorum.
Ben daha daha çok seviyorum.
Pekâlâ.
Ne...
Saç mı o?
Mücadele etmen yersiz.
Neden burada olduğunu biliyorum.
Ayrıca senden korkmuyorum.
Ne?
Kimsin sen ve beni nasıl buldun?
Kimsin sen ve
beni nasıl buldun?
Ne kim olduğunu biliyorum
ne de seni bulmaya geldim.
Ama izin ver de şunu söyleyeyim.
Merhaba!
Ne var ne yok?
Adım Flynn Ryder.
Nasıl gidiyor?
Bulunduğum yeri başka kim biliyor
Flynn Ryder?
- Pekâlâ sarışın.
- Rapunzel.
Hay çok yaşa.
Olay şu.
Başım dertteydi.
Ormanın içinde koşuşturuyordum.
Kuleyi gördüm...
Ah, olamaz, çantam nerede?
Sakladım, asla bulamayacağın
bir yere hem de.
Çanağın içinde, değil mi?
Şunu yapmayı keser misin?
Şimdi onu asla
bulamayacağın bir yere sakladım.
Saçımdan ne istiyorsun bakalım?
- Kesmek mi?
- Ne?
- Satmak mı?
- Hayır!
Bak, saçınla yapmak istediğim tek şey...
...ondan kurtulmak.
Gerçek anlamda hem de.
Dur, saçımı istemiyor musun?
Saçınla ne işim olur benim?
Takip ediliyordum, kuleyi gördüm ve
tırmandım, işte bu kadar.
Doğru mu söylüyorsun?
Evet!
Biliyorum ama o beni
buradan götürebilecek biri.
Sanırım doğruyu söylüyor.
Beklediğim bir şey değildi,
ama başka çarem var mı ki?
Pekâlâ Flynn Ryder,
sana bir teklifim var.
- Teklif mi?
- Bu tarafa bak.
Bunların ne olduğunu biliyor musun?
Prenses için yaptıkları
kandil olayını mı diyorsun?
Kandiller...
Yıldız olmadıklarını biliyordum.
Yarın akşam gökyüzünü o kandillerle
aydınlatacaklar. Sen de bana yol gösterecek...
...beni kandillere götürecek, sonra da
sağ salim geri getireceksin.
Sonra, ancak bu şartla,
sana çantanı geri veririm.
Teklifim bu.
Hayır, maalesef yapamam.
Ne yazık ki bu aralar krallıkla
pek can ciğer kuzu sarması sayılmayız.
O yüzden seni hiçbir yere götüremem.
Seni buraya bir şey getirdi
Flynn Ryder.
- İster alın yazısı de ister kader.
- At getirdi.
- Ben de bir karar verip sana güvenmeyi
seçtim. - Çok berbat bir karar gerçekten.
Ama şu konuda bana kesinlikle güven:
Bu kuleyi didik didik arayabilirsin.
Ama benim yardımım olmadan
o değerli çantanı asla bulamayacaksın.
Dur bakalım doğru anlamış mıyım.
Seni kandilleri görmeye götüreceğim.
Sonra geri getireceğim.
- Sen de bana çantamı geri vereceksin?
- Söz veriyorum.
Söz verdiğim zaman,
bundan asla geri dönmem.
Asla!
Pekâlâ dinle, aslında bunu
yapmak istemiyordum...
...ama bana başka
seçenek bırakmadın.
3 numaralı bakışım geliyor.
Bugün pek günümde değilim anlaşılan.
Yoksa bu görülmüş şey değildir.
- İyi, seni kandilleri görmeye
götüreceğim. - Gerçekten mi!
Gitti 3 numaralı bakışım.
Geliyor musun sarışın?
# Neredeyse ayak basacağım
Dışarısı çok yakınımda #
# Uçsuz bucaksız görünüyor
Cesaretim var mı ki buna? #
# Şuraya bak çok yaklaştım.
Bunu yapmak zorundayım #
Zorunda mıyım? Hayır.
Geliyorum.
# Çimenlerin kokusu, çamuru
Tıpkı hayal ettiğim gibi #
# Şu yaz rüzgârını hisset bi' #
# Nasıl da çağırıyor beni #
# Hayatımda ilk defa,
özgürüm tüm varlığımla #
# Koşabilirim, yarışabilirim
ve dans edebilirim #
# Oynarım, sıçrarım, zıplarım #
# Kalbim pır pır atıyor, başım dönüyor,
saçlarım rüzgârda uçuşuyor #
# Hissediyorum sonunda #
# Hayatımın başladığını #
Bunu başardığıma inanamıyorum.
Bunu yaptığıma inanamıyorum.
Bunu yaptığıma inanamıyorum!
Annem köpürecek.
Bir şey olmaz canım,
bilmedikten sonra ne olacak ki?
Tanrım, kahrolacak.
Bu çok eğlenceli!
Berbat biriyim, geri dönüyorum.
Asla geri dönmeyeceğim!
Rezilin tekiyim.
Hayatımın en güzel günü!
Kayıtsız kalamadım; sanırım
kendinle bir çatışma hâlindesin.
- Ne?
- Sadece parçaları birleştiriyorum.
Korumacı bir anne, yasak bir yolculuk.
Bu epey ciddi bir şey.
İzin ver de seni biraz rahatlatayım.
Bu artık büyüdüğün anlamına geliyor.
Biraz başkaldırış, biraz macera.
Bu iyi bir şey, hatta sağlıklı da.
Öyle mi düşünüyorsun?
Biliyorum. Düşünerek
kendi kendini yiyorsun.
Annen bunu hak ediyor muydu?
Hayır.
Bu onun kalbini kırıp, incitecek mi?
Elbette.
Ama bunu yapmak zorundasın.
Bu onu incitecek mi?
- Muhtemelen.
- Kalbini mi kıracak?
- Un ufak edecek.
- Haklısın, kalbi kırılacaktır.
Maalesef ki haklıyım.
N'apalım.
Pekâlâ, bunu söylediğime
inanamıyorum ama...
Seni teklifinden azat ediyorum.
- Ne?
- Aynen öyle.
Teşekküre gerek yok.
Sadece evine dön, kurbağanla birlikte.
Ben çantamı geri alırım.
Sen de güvene dayalı anne-kız...
...ilişkini kurtarırsın.
Seninle dost olarak ayrılırız.
- Hayır, o kandilleri göreceğim.
- Hadi ama!
Çantamı almam için daha
başıma neler gelecek?
Bunu kullanmaktan çekinmem.
Neydi o, barbarlar mı, haydutlar mı?
Sakin ol, korktuğunu anlayabilir bunlar.
Affedersin.
Biraz tedirginim de.
Sanırım barbarlar ve haydutlardan
uzak durmamız ikimiz için de en hayırlısı.
Evet, galiba öyle.
Aç mısın?
Öğle yemeği için harika bir yer biliyorum.
- Nerede?
- Endişelenme.
Kokusunu duyunca anlayacaksın.
Bir saray atı.
Süvarin nerede?
Rapunzel.
Rapunzel!
Rapunzel, saçlarını aşağıya sal.
Rapunzel?
Rapunzel?
Rapunzel!
Buralarda bir yerde olduğuna eminim.
İşte burada.
Yavru Ördek İni
Merak etme, oldukça
nezih bir yerdir. Tam sana göre.
Ne de olsa seni korkutup kaçıracak
bir yere gelmek istemeyiz, değil mi?
Yavru ördekleri severim.
Garson! En iyi masanızı istiyoruz!
Kokuyu aldın mı?
Burnundan derin bir nefes al.
Gerçekten de oldukça kötü.
Sen ne kokusu alıyorsun?
Bence bu tarafta kötü...
...diğer tarafta çok kötü
adam kokusu var.
Ama en önemlisi, buruna kötü
kokular gelmesi. Sen ne dersin?
Ne çok saç.
Uzatıyor.
Bıyığındaki kan mı?
Sarışın şuna bir bak,
bıyığındaki kana bak.
Eminim daha çok kan vardır.
Pek de iyi görünmüyorsun sarışın.
Belki de seni eve götürmeliyiz.
Buraya kadarmış deriz.
Bence öyle yapalım.
Burası 5 yıldızlı bir mekân ne de olsa.
Burasıyla baş edemiyorsan, kulene
geri dönme zamanın gelmiş demektir.
Bu sen misin?
Hayır, hiç alakası yok.
Ta kendisi.
Gretta, git birkaç muhafız getir.
Gelecek ödülle yeni bir
kanca alacağım.
Para işime yarayabilir.
Peki ya ben?
Meteliksizim.
- Çocuklar, durun!
- Bunu halledebiliriz.
Rahat bırakın onu.
- Lütfen.
- Rehberimi geri verin!
Burnuma değil, burnuma vurma!
Yere bırakın onu!
Pekâlâ, neredeyim bilmiyorum ama onun
beni kandilleri görmeye götürmesi gerek...
...çünkü hayatım boyunca
bunun hayalini kurdum.
İnsanlığınıza ne oldu sizin böyle?
Hiçbirinizin hayali yok mu?
Benim hayalim vardı.
Bir zamanlar.
# Bedhah, korkunç ve beterim
Bakışımla korkutmaya yeterim #
# Elimi kana bulamamış da değilim #
# Ürkse de insanlar benden
kancamdan ya da öfkemden #
# Piyanist olmaktır en büyük dileğim #
# Çıkıp sahneye
Mozart çalamaz mıyım? #
# Fildişi piyano tuşlarını
ağlatamaz mıyım? #
# Bana kötülüğüm için değil de
Müziğim için "ölümcül" de #
# Benim de derinlerde bir hayalim var #
# Bir hayali var
Bir hayali var #
# İçimde açığa çıkmayı
bekleyen sanatçı yönüm var #
# Arada bir kemik kırsam da
Beni de say hayali olanlarda #
# Herkes gibi benim de hayalim var #
# Var yaram, çürüğüm, çarığım
Ne tarafıma baksan yarığım #
# Görünüşümde ise gani gani #
# Parmaklarım fazladan
Burnumsa patlıcandan #
# Ama aşkı bulsam
hiç fena olmazdı hani #
# Ben de güzel bir bayanla olamaz mıyım?
Onunla tekneyle açılamaz mıyım? #
# Bakmayın kabadayı yönüme
Kulak verin aşkı arar halime #
# Benim de derinlerde bir hayalim var #
# Bir hayalim var
Bir hayalim var #
# İleride hayalime
ulaşacağım günler var #
# İnsanları korkutan yüzümün ardında
Hayali olan bir çocuk saklı aslında #
# Herkes gibi benim de hayalim var #
# Bıraksalar beni çiçek satarım #
# Gunther'in işi ise iç tasarım #
# Ulf pandomim yapar
Atilla pastaya tat katar #
# Şaplakçı örgü örer, Katil dikiş diker
Fang ise kukla şovu sergiler #
# Vladimir ise seramik
tek boynuzlu at biriktirir #
Peki ya sen?
- Pardon, ben mi?
- Senin hayalin ne?
Hiç kusura bakmayın çocuklar.
Ben şarkı söylemem.
# Benim de hayallerim var! Gerçekten!
Ama ne dokunaklı ne içten #
# Genelde bahseder sıcaktan, güneşten #
# Benim olan bir adada,
bronzlaşırken tenhada #
# Artık sıkılmışım para görmekten #
# - Bir hayalim var
- Bir hayali var #
# Hayalimde uçan kandilleri görmek var #
# Akıp giden her saniye
seviniyorum kulemden çıktım diye #
# Siz güzel insanlar gibi
benim de hayalim var #
# Onun hayali var
Bunun hayali var #
# Onların hayali var
Bizim hayalimiz var #
# Aramızda farklılık olsa ne yazar #
# Bizim sağlam bir bağımız var #
# - İster zalim de - Hasta - Elezer
İster aşırı iyimser #
# Ne dersen de hepimizin
bir hayali var#
# Bir hayalim var
Bir hayalim var #
# Herkesin kalbinde
gerçekleşmesini beklediği bir hayali #
# var!
# Evet!
Muhafızları buldum.
Ryder nerede? Nerede dedim!
Burada bir yerde olduğunu biliyorum.
Bulun onu. Gerekirse
buranın altını üstüne getirin!
Git, hayaline ulaş.
Ulaşacağım.
Senin hayalin bir şeye benzemiyor.
Kızla konuşuyorum.
Her şey için teşekkürler.
Sanırım aradığınız adam bu.
Yakaladınız beni.
Efendim, Ryder'dan iz yok.
Maximus!
Ne yapıyor o öyle-
Bir tünel.
Yürüyün, gidiyoruz.
Corman, dikkat et
suçlular kaçmasın.
Ya riske girmeyeceğiz...
...ya da gidip tacı alacağız.
Bir hayalim var.
Bir hayali v-
Aman...
Biri bana bardak getirsin.
- Bir içimlik selvi boylu bir yar buldum.
- Kes şunu sersem şey.
O tünel nereye çıkıyor?
Bıçak!
Söylemeden edemeyeceğim.
Sende öyle maharetler
olduğunu bilmiyordum.
- Etkileyiciydi.
- Biliyorum!
Biliyorum.
Ee Flynn?
- Neredensin bakalım? - Kusura bakma
sarışın, bende geçmişe mazi derler.
Lâkin senin geçmişin
bayağı bir ilgimi çekmeye başladı.
Saç konusunu açmamam
gerektiğini biliyorum.
- Evet.
- Anne meselesi?
Doğrusu kurbağayı
sormaktan da korkuyorum.
- Bukalemun o.
- Hiç göstermiyor.
Şunu soracağım: Madem kandilleri
görmeyi bu kadar çok istiyordun...
...neden daha önce gitmedin?
Şey...
Flynn.
Flynn!
Koş!
- Bunlar kim?
- Beni sevmeyen kişiler.
- Peki bunlar?
- Onlar da beni sevmeyenlerden.
- Peki ya bu?
- Kısaca şöyle diyelim:
- Hepsi benden haz etmeyen varlıklar.
- Tut.
Uzun zamandır bu anın
hayaliyle yanıyorum.
Vay anam vay, iyisi mi
bir tane de ben alayım bunlardan.
İnanır mısın, hayatımda bundan
daha tuhaf bir şey yapmamıştım!
Bir orta yol bulmaya ne dersin?
Flynn!
Flynn, dikkat!
Sıfatınızı görmeniz gerek.
Yüz ifadeniz çok-
Komik.
Hadi sarışın.
Atla.
Yararı yok.
Hiçbir şey göremiyorum.
Yararı yok dedim.
Aşağısı zifiri karanlık.
Hep benim yüzümden.
Annem haklıydı;
bu işe kalkışmamalıydım.
Ben çok...
Çok üzgünüm Flynn.
Eugene.
Ne?
Asıl adım
Eugene Fitzherbert.
İçimden söylemek geldi.
Benim de şarkı söylediğimde
parlayan sihirli saçlarım var.
Ne?
Şarkı söylediğimde
parlayan sihirli saçlarım var.
# Çiçeğim ışılda ve parılda
Çıksın tesirin açığa #
Başardık.
- Saçların parıldıyor.
- Yaşıyorum. Yaşıyorum!
Ölsem aklıma gelmezdi.
Resmen ışıldadı.
- Eugene.
- Nasıl oluyor o öyle?
- Eugene!
- Ne var?
Sadece parıldamakla kalmıyor.
Niye sırıtıyor bu?
Öldüreceğim.
Geberteceğim o Ryder'ı.
Krallık'ta önünü kesip...
...tacı alacağız.
Hadi.
Çocuklar!
Belki de vahşi köpekler gibi
körlemesine peşlerinden gideceğinize...
...biraz etrafınıza baksanız iyi olur.
Yapmayın, buna hiç
lüzum yok.
Tek istediğiniz buysa eğer,
yolunuza gidebilirsiniz.
Hâlbuki size binlerce taç
değerinde bir teklifte bulunacaktım.
Paraya para demezdiniz.
Hatta daha iyisi de vardı.
Ne diyelim, kısmet.
Tacınızın tadını çıkartın.
Daha iyisi nedir?
Yanında Flynn Ryder'dan
intikam almak bedava.
Sihirli saçlarınla yaralı elimi
sararken oldukça esrarlı bir hal aldın.
Özür dilerim.
Telaş yapmayacağına...
söz ver.
# Çiçeğim ışılda ve parılda #
# Çıksın tesirin açığa #
# Döndür zamanı tersine #
# Getir benim olanı geriye #
# Yaralı olanı iyileştir #
# Kaderin düzenini değiştir #
# Kaybedileni geri getir #
# Getir benim olanı geriye #
# Getir geriye #
Telaş yok.
Telaşlandığım yok canım,
nereden çıkardın?
Saçın ilgimi çekti sadece.
Sihir mihir yapıyor.
Ne zamandan beri var bu özelliği?
Uzun zamandır sanırım.
Annem ben bebekken insanların
saçımı kesmeye çalıştığını söyledi.
Kendilerine almak için.
Ama kesildiğinde
kahverengiye dönüp gücünü kaybediyor.
Böyle bir hediyenin
korunması şart.
İşte bu yüzden annem beni hiç...
İşte bu yüzden ben hiç...
Kuleden dışarı çıkmadın.
Buna rağmen geri mi dönmek istiyorsun?
Hayır!
Evet...
Kafam allak bullak.
Demek Eugene Fitzherbert, ha?
Evet, öyle.
Yetim ve garip Eugene Fitzherbert
hikâyesini anlatmamayı düşünüyorum.
Çünkü biraz üzücü.
Bir kitap vardı.
Benden küçüklere her gece
yatmadan okuduğum kitap.
"Flynnigan Ryder'ın Maceraları"
Afili bir asi,
yaşayan en zengin adam...
...ayrıca kadınlarla arası da iyi.
Övünülecek bir şey olmasa da...
O da hırsız mıydı peki?
Şey...
Hayır.
Onun canının çektiği şeyi
yapabilecek kadar çok parası vardı.
İstediği her yere gidecek kadar.
Hiçbir şeyi olmayan bir çocuk olarak...
Bilemiyorum...
En iyi yol bu gibi geldi.
Bunu kimseye söyleme, olur mu?
- Namımı zedeleyebilir.
- Bunu istemeyiz tabii.
Zaten sahip olduğum tek şey
bu sahte nam.
Şey, ben...
Gidip biraz daha
yakacak odun toplayayım.
Bilgin olması açısından...
Ben Eugene Fitzherbert'ı...
...Flynn Ryder'dan
daha çok sevdim.
O zaman bir ilk
olarak tarihe geçtin.
Ama teşekkür ederim.
Sonunda.
Bir an hiç gitmeyecek sandım.
- Anne?
- Merhaba hayatım.
Şey ben...
- Beni nasıl buldun?
- Pek de zor olmadı.
Katıksız ihanetin sesine kulak verdim
ve onu takip ettim.
- Anne.
- Eve gidiyoruz Rapunzel.
- Hemen.
- Anlamıyorsun.
Harika bir yolculuk geçiriyorum.
O kadar çok şey görüp öğrendim ki...
Biriyle bile tanıştım.
Evet, şu aranan hırsızla.
Seninle gurur duyuyorum.
- Yürü Rapunzel.
- Anne, dur.
Sanırım...
Sanırım benden hoşlanıyor.
Hoşlanıyor mu? Yapma
Rapunzel, saçmalık bu.
- Ama anne, ben-
- İşte bu yüzden kuleden ayrılmamalıydın.
Keşfettiğin bu
romantizm bile...
...burada olamayacak kadar
saf olduğunun kanıtı.
Senden neden hoşlansın ki?
Bir düşün hele.
Haline bak.
Sence etkilendiği sen misin?
Aptallık etme
Annenin sözünü çiğneme
Anneler...
- Hayır!
- Hayır mı?
Demek öyle...
# Rapunzel en iyisini bilir #
# Ne de olsa artık yetişkin #
# Hem zeki hem müstesna #
# Rapunzel en iyisini bilir #
# Madem o kadar eminsin #
# - Durma, ver bunu ona #
- Nasıl-
# Asıl budur istediği
Yalandır her dediği #
# - Ver ona, geleceksin sözüme #
- Vereceğim.
# Bir tanem, güven bana
Yok olup gidecek anında #
# Ama ben gene de
"Ben demiştim." demeyeceğim #
# Rapunzel en iyisini bilir #
# Madem o hayalindeki erkek
Git onu bir sınavdan geçir #
Anne, dur!
# Olur da rastlarsan yalanına
Dönme ağlaya sızlaya yanıma #
# Anneler en iyisini bilir! #
Şey...
Bir şey sorabilir miyim acaba?
Şöyle süper güçlere sahip
olabileceğim bir sihir var mıdır?
Ne yalan söyleyeyim,
şahane olurdu.
İyi misin sen?
Kusura bakma, iyiyim.
Öyle dalıp gitmişim sanırım.
Demek istediğim o ki...
Yani süper yakışıklılığım var.
Doğuştan gelen bir şey.
Ama bir de süper güçlerim olsaydı...
Neler yapabileceğimi düşünsene...
Sabır dostlar.
Sabreden derviş
muradına ermiş.
O ne?
Umarım özür dilemek
için gelmişsindir.
Hayır, bırak beni!
Bırak onu!
Sakin ol oğlum.
Bir dur, sakin!
Sakin ol oğlum!
Sakin.
İşte böyle.
Otur şimdi.
Otur.
- Ne?
- Şimdi ayakkabıyı bırak.
Bırak dedim.
Sen ne uslu şeysin öyle.
Hem de nasıl uslu.
Kötü adamların peşinde
koşmaktan yorulmuşsundur sen.
Yok artık.
Kimse kıymetini bilmiyor, değil mi?
Değil mi?
Hadi ama,
kötü bir at o.
Koca bir şekerlikten
başka bir şey değil.
Öyle değil mi?
Maximus?
Dalga geçiyor olmalısın.
Bak, bugün hayatımın
en önemli günlerinden biri.
O yüzden senden onu
tutuklamamanı istiyorum.
Sadece 24 saat için.
Sonra birbirinizi
istediğiniz kadar kovalayabilirsiniz.
Anlaştık mı?
Ayrıca bugün doğum günüm.
Bilesin.
Affedersiniz.
Teşekkür ederim.
Bu kayıp prenses.
Selam durun!
Max.
Ne var?
Merak etme, satın aldım.
Çoğunu.
Nereye gidiyoruz?
Hayatının en önemli günü.
Manzarası en güzel
yeri hak ediyorsun.
İyi misin?
Korkuyorum.
Neden?
18 yıl boyunca pencereden
dışarı bakıp durdum.
Işıkların göğe yükselmesini izlemenin
nasıl bir his olduğunu hayal ettim hep.
Ya tam anlamıyla
hayal ettiğim gibi bir şey çıkmazsa?
Çıkacak.
Çıkınca ne olacak peki?
Sonra ne yapacağım?
Bence asıl olay sonrasında.
Yeni bir hayale yelken açarsın.
# Günlerce
pencereden izlediğim #
# Yıllarca
uzaktan seyrettiğim #
# Bunca zaman
ne olduklarını bilmeden #
# Ne kadar körmüş gözlerim #
# İşte buradayım #
# Yıldız ışıkları karşımda #
# İşte buradayım #
# Nihayet gördüm #
# Durur semaya bakar
Yakınlar ki o kadar #
# Sonunda olmam gereken yerdeyim #
# Nihayet gördüm o ışıkları #
# Sis perdesi kalktı sanki #
# Nihayet gördüm o ışıkları #
# Yepyeni bir gök var karşımda #
# Sıcacık, gerçek ve şaaşalı #
# Dünya bir farklı dönüyor sanki #
# Birdenbire
Her şey farklılaştı gel gör ki #
# Artık seni görüyorum #
Ben de sana bir şey vereceğim.
Daha önce vermem gerekirdi
fakat korktum.
Ama artık korkmuyorum.
Anlıyor musun?
Anlamaya başlıyorum.
# Günlerce koştum
boş bir hayalin peşinden #
# Yıllarca yaşadım
geleceğim olmadan #
# Neyin doğru neyin
yanlış olduğunu #
# Hiç göremedim
bunca zaman #
# Artık o var #
# Yıldızlardan daha parlak #
# O gelince dünyama
Doğdu her şey aklıma #
# Madem o burada
Her şey gün gibi ortada #
# Sonunda olmam gereken yerdeyim #
# Nihayet gördüm o ışıkları #
# Sis perdesi kalktı sanki #
# Nihayet gördüm o ışıkları #
# Yepyeni bir gök var karşımda #
# Sıcacık, gerçek ve şaaşalı #
# Dünya bir farklı dönüyor sanki #
# Birdenbire
Her şey farklılaştı gel gör ki #
# Artık seni görüyorum #
# Artık seni #
# görüyorum #
Her şey yolunda mı?
Ne?
Evet.
Elbette.
Ben...
Özür dilerim, her şey yolunda.
Halletmem gereken
bir şey var, o kadar.
Peki.
Hemen döneceğim.
Merak etme Pascal.
Demek buradasınız.
Ayrı düştüğümüzden beri
sizi aramadığım yer kalmadı.
Favorilerin de yakıyor maşallah.
Özenle bakıyor olmalısın.
Her neyse, diyeceğim o ki...
...sizi bırakıp gitmemeliydim.
Taç sizindir...
...sizi özleyeceğim ama
hadi bana...
...eyvallah.
Yine bizi saf dışı bırakacaksın,
öyle mi Ryder?
- Ne?
- Duyduğumuza göre bir şey bulmuşsun.
Taçtan çok daha değerli bir şey.
Taç senin olsun.
Biz kızı istiyoruz.
Taçla kaçıp beni terk
ettiğini düşünmeye başlamıştım.
Kaçtı da.
Ne?
Hayır.
Yapmaz bunu.
Kendin bak.
Eugene?
Eugene!
Adil bir takas.
Taca karşılık sihirli
saçları olan bir kız.
Sence insanlar sonsuza dek sağlıklı
ve genç kalmanın iksirine ne kadar öder?
Durun, lütfen.
Hayır!
Yapmayın!
Rapunzel!
Anne?
Kıymetlim benim.
Anne.
İyi misin?
Bir yerine bir şey olmadı ya?
- Ama nasıl-
- Senin için o kadar endişelendim ki.
O yüzden takip ettim.
Sonra sana saldırdıklarını görünce...
Kendilerine gelmeden gidelim buradan.
Sen haklıydın anne.
Söylediğin her şeyde haklıydın.
Biliyorum hayatım.
Biliyorum.
Şuna bak.
Taç.
Rapunzel.
Rapunzel!
Durun, durun çocuklar!
Rapunzel!
Şu işi bitirelim Ryder.
Nereye gidiyoruz?
İşte.
Böyle bir şey hiç yaşanmadı.
Şimdi yemek için hazırlan.
Fındık çorbası yapacağım sana.
Elimden geleni yaptım Rapunzel.
Seni dışarıdakiler
konusunda uyarmaya çalıştım.
Dünya karanlık, bencil
ve zalimdir.
En ufak bir güneş ışığı
huzmesi bulduğunda...
...onu bile yok eder.
Nereden biliyordunuz?
- Söyle çabuk!
- Bilmiyorduk.
- Yaşlı bir kadın söyledi.
- Yaşlı bir kadın mı?
Bırakın!
Bırakın!
Anlamıyorsunuz, Rapunzel'in
başı dertte. Durun!
Rapunzel?
Rapunzel, neler oluyor orada?
İyi misin?
Kayıp prenses benim.
Yüksek sesle konuşur musun Rapunzel?
Mırıldanmandan hoşlanmadığımı biliyorsun.
Kayıp prenses benim.
Değil mi?
Bu yeterince yüksek miydi anne?
Sana anne bile dememeliyim.
Rapunzel, ağzından çıkanı
kulağın duyuyor mu senin?
Ne diye böyle
saçma sorular soruyorsun?
Sendin.
Her şeyi sen yaptın.
Yaptığım her şey
seni korumak adınaydı.
- Rapunzel.
- Bütün hayatımı...
...gücümü kullanmak isteyecek
kötülerden saklanmakla geçirdim.
- Rapunzel!
- Ama asıl saklanmam gereken...
...senmişsin.
- Nereye gideceksin?
- Malum kişinin seni beklediği yok.
- Ona ne yaptın?
O suçlu asılarak işlediği
suçların cezasını çekecek.
- Olamaz.
- Sorun yok, beni dinle.
Her şey olması gerektiği gibi.
Değil!
Dünya hakkında yalan söyledin.
Benim hakkımda da öyle.
Bir daha saçımı
kullanmana asla izin vermeyeceğim.
Kötü taraf olmamı mı istiyorsun?
Öyle olsun.
Artık kötü olan benim.
Bu da nesi?
Açın şunu!
Parolayı söyle!
- Ne?
- Yanlış.
- Aç şu kapıyı!
- O hepten yanlış.
3 saniyen var.
1.
2.
3...
Tava!
Kimin aklına gelirdi ki?
- Kafa aşağı.
- Kafa aşağı.
- Omuzlar içe.
- Omuzlar içe.
- Bacaklar ayrı.
- Bacaklar... Ayrı mı?
Neden bu şekli aldım ki-
Max.
Onları sen mi çağırdın?
Teşekkür ederim.
Gerçekten.
Çok teşekkür ederim.
Belki de bunca zaman
birbirimizi yanlış anladık...
Evet, haklısın.
Gidelim bence de.
Max!
Pekâlâ Max.
Ne kadar hızlı koşabiliyormuşsun görelim.
Rapunzel!
Rapunzel, saçlarını aşağıya sal!
Rapunzel, seni bir daha
göremeyeceğim sandım.
Gördün mü ne yaptın Rapunzel?
Merak etme hayatım.
Sırrımız onunla
birlikte mezara gidecek.
Sana gelince...
Seni bir daha kimsenin
bulamayacağı bir yere götüreceğim.
Rapunzel ciddiyim!
Yeter!
Direnme artık!
Hayır!
Pes etmeyeceğim.
Ömrümün her anı
karşı koymakla geçecek.
Senden kaçmanın bir yolunu
bulana dek vazgeçmeyeceğim.
Ama onu kurtarmama
izin verirsen...
...rızamla gelirim.
Hayır!
Yapma bunu Rapunzel.
Ne kaçacağım ne de
kaçmaya teşebbüs edeceğim.
Onu iyileştirmeme izin verirsen
hep birlikte oluruz.
Sonsuza dek. İstediğin gibi.
Her şey eskisi gibi olur.
Söz veriyorum.
Senin istediğin gibi.
İzin ver onu iyileştireyim.
Bizi takip etme ihtimaline karşı...
Eugene!
Çok özür dilerim.
- Her şey yoluna girecek.
- Dur Rapunzel!
Söz veriyorum.
Güven bana.
- Hayır. - Hadi ama, lütfen.
- Buna müsaade edemem.
Ben de ölmene göz yumamam.
Ama iyileştirirsen-
O zaman da sen öleceksin.
Her şey yoluna girecek.
Rapunzel, bekle...
Eugene...
Olamaz!
Hayır!
Olamaz!
Ne yaptın sen?
Ne yaptın?
Hayır, olamaz!
Olamaz!
Hayır, hayır.
Eugene.
Hayır. Yüzüme bak.
Yanındayım.
Sakin ölme.
Dayan Eugene.
# Çiçeğim ışılda ve parılda
Çıksın tesirin açığa #
# Döndür zamanı tersine
Getir benim olanı geriye #
- Rapunzel.
- Efendim?
Yeni hayalim sendin.
Benimki de sen.
# Yaralı olanı iyileştir #
# Kaderin düzenini değiştir #
# Kaybedileni geri getir #
# Getir benim olanı geriye #
# Getir geriye #
Rapunzel?
Eugene.
Sana hiç esmerlere
zaafım olduğunu söylemiş miydim?
Eugene!
Evet. Sonrasında neler
olduğunu tahmin edersiniz.
Kayıp prensesin dönmesiyle
krallık bayram yerine döndü.
Kutlamalar bütün hafta boyunca
devam etti.
Ama açıkçası
çoğunu hatırlayamıyorum.
Bütün hayaller gerçek oldu.
Bu adam dünyanın en
ünlü piyanistlerinden biri oldu.
Bu adam da sonunda aşkı buldu.
Buna gelince...
Sanırım o da mutlu.
Aksini söyleyemezsiniz.
Maximus sayesinde
krallıkta suç bir gecede yok oldu.
Elmalar da aynı şekilde.
Pascal ise hiç değişmedi.
Sonunda Rapunzel'in bir yuvası
ve gerçek bir ailesi olmuştu.
Herkesin beklediğine
değmiş bir Prenses'ti o.
Ondan önce ailesinin yaptığı gibi,
zarafeti ve akıllılığıyla krallığa ışık saçtı.
Beni sorarsanız, tekrar Eugene adını
kullanmaya başladım.
Hırsızlığı bıraktım ve
180 derece dönüş yaptım.
Ama asıl neyi merak ettiğinizi biliyorum.
Rapunzel'le evlendik mi?
Şöyle diyeyim: Yıllar
boyunca beni defalarca, defalarca...
...istemesinden sonra...
...en sonunda "evet" dedim.
- Eugene...
İyi, peki.
Ben onu istedim.
Sonsuza dek mutlu mesut
yaşayacak mıyız peki?
Evet, yaşayacağız.
Çeviri;
Emre Bekman & Begüm Özdemir (misery)