Tip:
Highlight text to annotate it
X
İyi seyirler!
::ALTYAZI::
JoShQuNe @ Eskisehirli.NET
Neredeler?
Bilmiyorum.
Morgan: Baba!
Merrill amca!
Baba!
Morgan!
Bo? Bo?
Bo, Morgan nerede?
Bo?
Sen de mi rüyamdasın?
-- Bu rüya değ--
Baba!
Hey...
Canım...
Morgan?
Neler oluyor?
Köpekler havlıyor --
bizi uyandırdı.
Canın acıyor mu?
Sanırım Allah yaptı.
Ne yaptı, Morgan?
Bak, Lee, kimin olduğu umurumda değil.
Ona sadece bundan söz et,
bu benim için yeterli.
Bak, mısırları o şekilde
bulmak çok garipti.
Çocukların da kafası karıştı,
ve, ee, bu tuhaflıklar gider eğer..
bunu yapanların
Lionel ve Wolfington
kardeşler olduklarını öğrenirsem,
Hepsi bu.
Filmler de mi?
Emin misin?
Tamam o zaman.
Ee, sabrın için teşekkürler, Lee.
Tamam. Görüşürüz.
Houdini çişini yaptı.
Sanırım o hasta.
Onu neden dışarı çıkar mıyorsun?
Dr. Crawford'u arayacağım.
O hayvanları tedavi edemez.
Ama, o ne yapacağını bilir.
Oh. Ne çabuk,
Caroline.
Sizi daha 2 saat önce aramıştım.
Yaşlı Bayan Kendleman
ayağını burkmuştu,
kaykaya binen çocuklar
kaldırımdan geçerken
kendini yere atmış.
Sabah Thornton'un dükkanına gitmiş
Ve kaykaylara tükürmeye başlamış.
Tükürmüş!
Oraya vardığımda,
Bayan Kendleman etrafa hapşırıyordu.
Soğuk kapmış heralde.
Sanırım bir hafta birşey yiyemiyeceğim.
Ee, ekinlerine neler oldu?
Babam bunları tekrar pişirir.
Pislenmiş.
Daha o kelimenin ne demek
olduğunu bilmiyorsun.
Pislenmemiş.
O sadece çeşme suyu.
Onun kabına dök.
Tadı acayip.
Değil.
Her gün k*çını yaladığına göre.
pek umursayacağını sanmıyorum.
Houdini?
Bo, koşma sakın.
Çocuk sorunun ne?
Yeter, Houdini.
Hepsi bükülmüş peder.
Kırılmamış.
Fakat hangi makina
onları kırmadan kesebilir?
Elle de yapılamaz
çünkü çok düzgün.
Lionel Prichard ve Wolfington
kardeşler gibi görünmüyor.
Pantolonlarının önünü ıslatmadan
işeyemezler bile.
Sorunları olan başka
birilerini tanımıyorum.
Dün akşam üstü Theo Henry'nin
çiftliğindeydim.
bana birşeylerden bahsetti.
Neden Theo'nun oradaydın?
Köyün etrafındaki bazı
hayvanlar garip davranıyorlar --
ve bazıları kudurmuş.
O ne, virüs mü?
Sanmıyorum peder.
Daha sinirli ve dikkatliler.
Etrafta yırtıcı bir hayvan
var gibi davranıyorlar --
üzerlerine işiyorlar
ve daha bir sürü şey.
Caroline...
lütfen bana artık peder deme.
Neden?
Çocuklarımı duymuyorum.
Üzerime atladı.
Bo'yu öldürmek istedi.
Sana birşey oldu mu?
Hayır.
Çok üzgünüm, Morgan.
Neredeydin?
Houdini hasta.
Isabel'i arkadaki kulübeye bağla,
ve sıkıca bağladığından emin ol.
Sorun ne?
Odamın dışında
bir canavar var.
Bir bardak su
alabilir miyim?
Yatağının yanındaki
suyun nesi var?
Bayatlamış.
Ne düşünüyorsun?
Neden tek başınayken
annemle konuşuyorsun?
Kendimi daha iyi
hissetmemi sağlıyor.
Sana cevap veriyor mu?
Hayır.
Bana da vermiyor.
Ne?
Lionel Prichard ve
Wolfington kardeşler geri geldi.
K*ç kaçılama zamanı.
Buna böyle bakmak zekice değil.
Lee benim arkadaşım.
Bu onun oğlu.
Evet, Lee'ye bir iyilik yapacağız.
Pekala dinle --
beraber dışarı çıkacağız,
evin etrafında ters
yönde döneceğiz.
Çılgına dönmüş
gibi hareket edeceğiz --
altlarına yapmalarını
sağlayacağız,
arkada buluşuncaya kadar
onları zorla.
Çılgın gibi ne demek.
Küfür falan filan.
Küfür etmemi mi istiyorsun?
Gerçekten değil
korkutmak için.
Ne?
Ama inandırıcı olmayacak.
Ben küfür ettiğimde
doğal durmuyor.
Sadece ses yap o zaman.
Ses yapmak ne demek.
Bunu yapacak mısın yoksa?
Hayır yapmıyacağım.
Pekala gelecek sefere evden
birşeyler çalmalarını istiyorsun?
Üçe kadar saydığımda --
-- 1...
-- Pekala.
2...3!
Aaah!
Çok sinirlendim!
K*çınızı ısıracağım p*çler!
Kafanızı kopartacağız!
Kendimi kaybediyorum!
K*ç kamçılama zamanı!
Küfür ettim.
Duydum.
Oraya nasıl...
Lionel Prichard olduğundan
emin misin?
Beğendin mi?
Buralarda bebek telsizin var mı?
Bo'nun var.
O zaman Bo'nun telsizini
walkie-talkie olarak kullanabilirsin.
-- Olur mu?
-- Hı hı.
Tek taraflı çalışır
ama yine de güzel.
Merkezde kalan walkie-talkielerden
birini sana getirene kadar.
Dur! Korkunç!
Kapat şunu!
Ne yapacağımı biliyorum.
Hey, Bo...
memur Paski gidene
kadar kapat onu.
Doy-da!
Artık sen büyüdün.
Bir bardak su al ve hallet.
Pekala bunun
sorunun ne?
İçinde toz var.
Bunda?
Kıl.
Ya bunda?
Morgan içti ve içinde
salyası kaldı.
Sıra bende.
Eee, nasılsın Merrill?
İyi.
Petrol istasyonundaki
işin nasıl?
Kışkırtıcı.
Sana söyleme şansım olmadı, ama
sonunda kardeşenin yanına taşınman --
yapılabilecek iyi birşeydi.
Pek yardımcı
olduğum söylenemez.
Sen.
Üzgünüm.
Pekala demişsin ki
çok karanlıktı.
Evet öyleydi.
Onu tanımlayabilir misin?
Eşi olmayan birşey
olduğunu düşünmüyor musun?
Biraz.
Deve mi cüce mi
arayacağımı bilmiyorum.
Hayır kesinlikle
bir cüce değildi.
Tamam.
Yani uzundu?
Diyebilirim ki, yani, evet.
Muhtemelen.
6 fitten uzun muydu?
Çok karanlıktı.
Evet öyleydi.
Erkek olduğundan
nasıl bu kadar eminsin?
Bilmiyorum --
Öyle koşabilecek kız tanımıyorum.
Bilmiyorum, Merrill.
O tip kadınlardan sadece
olimpiyatlarda gördüm.
Rüzgar gibi koşabilirler.
Çatıya bir anda çıkıverdi.
Çatı neredeyse 10 fittir.
Olimpiyatlarda yüksek
atlayan kadınlar da vardır.
Böyle İskandinav kadınlar var
rahatlıkla benim üstümden atlayabilen.
Caroline, birşeyler demek istiyorsun,
ama bilmiyorum.
Dün akşam üstü lokantada
yabancı bir kadın vardı.
Bağırıp çağırmaya,
küfür etmeye başladı..
çünkü istediği sigara
para atılan makinada yoktu.
Birkaç müşteriyi korkuttu.
Ondan beri onu kimse görmedi.
Demek istediğim,
gördüğünüz kişi hakkında
hiçbir şey bilmiyoruz,
ve sadece ihtimaller
üzerinde duruyoruz.
Baba, kumanda nerede?
Bilmiyorum bebeğim.
Koltuğun minderlerini
kontrol etmeyi dene.
İhtimalleri çıkarırsak
bayan, İskandinav bir olimpiyatçı
dün gece evin çevresinde
koşuyordu,
başka ne ihtimal olabilir?
Sorularımı bitirmedim,
ve alay etmenle
ilgilenmiyorum.
Size hiç
kini olan yada düşman birisi var mı--
kiliseden birisi olabilir
belki senin ayrılmanı
istemeyen?
Sanmıyorum.
Pekala az önceki
İskandinav olimpiyatçıyla
konuyu dağıttım.
Sadece,
Ben oldukça güçlüyüm,
ve oldukça hızlı.
Ve elimden geldiğince
hızlı koştum,
ve o herif sanki bizimle
oyun oynuyordu.
Kanepenin altında
sadec yiyecekler var.
Bebeğim neden
televizyonun üzerinden
değiştirmiyorsun?
Yaptım.
Eee?
Her kanalda aynı şey var.
Her kanal damı?
Graham:
Bo, sesini aç.
Ekin izleri 70 lerin
sonunda ortaya çıktı.
Dünya dışı hayata
ilgiyi canlandırdı.
80 lerin sonuna doğru
yok oldu,
bir çeşit aldatamaca sanıldı.
Bu yeniden diriliş
tamamen farklı.
Bu sefer görülen
hız ve yoğunluk
çeşitli ülkelerden yüzlerce kişi
tarafından doğrulanıyor.
Çok az sayıda açıklaması var.
Ya çok detaylı
hazırlanan bir aldatmaca,
Ya da bunlar...
gerçekten doğru.
Uzaylılar.
Allah aşkına
neler oluyor?
Ekinleri gördükten
sonra bir araştırma yaptım.
Gece yarısı iki üç kişi
tarladaki şekilleri
halat ve tahtalarla yapabilir.
Gerçekten mi?
Geçmişte böyle yapılmış.
Fakat şimdi çok fazla var.
Aynı şeyi birçok insan
niçin yapsın ki?
Düzgün düşünemiyorum.
Ben -- ben merkeze
gidiyorum.
Bir kupa Edgar kahvesinden
içip sağlıklı düşünmeye çalışacam.
Ve sonra bazı...
bazı yerleri arayacağım.
Fakat sana birşey söylüyecem
içerde söylediklerim devam ediyor.
Ailen bunu yaşıyor.
Ve son olarak çocuklarının
ihtiyacı olan şey..
dünyada olan bu çılgın
şeyler hakkında endişelenmemek.
Şimdi onları kasabaya getir
ve aklınızdaki bütün
şeyleri dağıtmayı sağla.
Güzel tedavidir.
İyi öneri.
Ve sen kendine
dikkat et...
Graham.
Gördüğünüz bu izler
dün öğleden sonra
Hindistanın güneyindeki
Bangalore şehrinde,
34 yaşındaki yerli
bir kameraman tarafından çekildi.
Bu son 72 saatte
ihbar edilen
18. ekin izi.
Merrill amca,
radyoyu açar mısın?
Radyodaki kadın:
Bunlar gökyüzünden
görülebilecek izler --
Bir süre için radyo yok.
Kitap parası?
Al.
Sadece bir tane
15 dakika içinde pizza için
burada ol.
Bir demet saçmalık.
Soda satmayı amaçlıyorlar.
Bu açık ve net
Sabahtan beri
bunları izliyorum.
Tam 12 tane reklam gördüm --
12 tane!
Uzaylılar hakkında
kitabınız var mı?
Bak sakın bana bu at
gübrelerine inandığını söyleme.
Sanırım elimizde
bir tane var.
Yanlışlıkla gelen --
şehirliler için saklamayı
düşünüyordum.
En alt sıra, soldan 3. kitap canım.
Neden kimse
gerçeği açıklamıyor?
Bunlar sadece taklitçi.
Biri bir yerde ilkini yaptı...
Astım içindi ilaç
değil mi peder?
Morgan Hess için.
Ve artık peder değilim.
Bir saatten az bir sürede
yüz çift bu parlak fikri aldı,
ve biz şu anda
bu şenliklerin tam ortasındayız.
Sizden bir iyilik
isteyebilir miyim peder?
Vicdanımı temizlemek istiyorum.
Beni dinler misin?
Tracey... Ben artık peder değilim.
6 ay önce bıraktım.
Bunu biliyorsun.
TV deki bütün bunlar --
buraya iki kişi geldi
dünyanın sonundan bahsediyordu --
Biraz korktum.
Lütfen, vicdanımı
temizlemeliyim.
Posterlerini aldım.
Yapar mısın?
İki farklı köyden birileri
iki gecedir etrafta yabancıların
dolandığını söyledi.
Neye benzediği söyleyemediler.
Çünkü gölgelerde duruyorlarmış,
saklanır gibi.
Hatırlatırım kimseye birşey olmadı.
Bu işi açığa çıkartıyor.
Anlıyorum.
Buna yoklama denir.
Askeri bir tabir.
Bir keşif gücü gönderirsin --
çok küçük --
etrafı kolaçan etmeleri için.
Saldırmak için değil
durumu anlamak için --
tehlike seviyesini anlamak için,
herşeyin temiz olduğundan
emin olmak için.
Kim için temiz?
Geri kalanı için.
Ya?
Okuyabileceğim bir kitapçık
ya da başka birşey var mı?
Kesinlikle.
Sağol.
Beyzbol oynamadın değil mi?
Kahretsin biliyorum.
Sen Merrill Hess'sin.
507 vuruşunda oradaydım.
sol tribünde --
rekor kırdığın gün.
Adamım sanki üstünde
motor takılıydı.
Hâlâ rekor aynı değil mi?
Beyzbol sopam hala
evin duvarında duruyor.
İki küçük lig ve koşma rekorun
vardı değil mi?
Beş.
Güzel para kazanamayıp,
güzel hatunlarla gezemedin mi?
Çünkü onun çoğu insanın
bilmediği bir rekoru var.
Onun küçük lig
taarruz rekoru var.
Selam, Lionel.
Merrill A sınıfı bir ıskacıdır.
O sopasını her zaman
savurabildiği kadar hızlı savurur.
Koçun söylediği
hiç umrunda değildir,
merkezde kimin olduğu önemli değil.
Sopası havada
kamçı gibi vınlar.
Ağaç yontan bir
oduncu gibi.
Merrill burada diğer iki oyuncudan
daha fazla ıskaya sahip
Gerçekten ıskalama rekoru sende mi?
Yanlış sanmışsın savurmazdım.
Su kirlenmiş.
Carl, suyla ilgili
bir problemimiz var.
Suyun temiz.
Bo su içerken
bunu hep yapar.
Bebekliğinden beri.
Tik gibi birşey ama değil.
Bu doğru mu?
13!
## Verme bana o
so-so-sodayı ##
## Tadı bozuk kola gibi ##
## Gazoz isterim ##
-- ## Gazoz, gazoz
isterim... Shasta'yı ##
-- Ondan alıcam.
Geçen hafta tam
37 kere küfür ettim.
Bir kaç "S" ile başlayan,
çoğu kez b*kla başlayan şeyler.
ve "p*ç".
Adi köpek küfür müdür?
Kullanışına bağlı.
Peki "John Barbara'yı öptüğün için
sen adi bir köpeksin" demek?
Bu bir küfür.
O zaman 37 değil
71 kere.
Eczane kalabalık mıydı?
Hiçbirinizin tek başına
Tracey Abernathy ile
görüşmenizi istemiyorum.
Anlaşıldı mı?
Bu o mu?
Evet.
Kim o?
O ne?
Bu Bo'nun bebek telsizi.
Bodrumda buldum.
Onu walkie-talkie
olarak kullanacağım.
Eğer onlardan sinyal
alıyorsa ne yapacaksın?
Değil.
Fakat çalışmıyordu.
Morgan, bu ekin olayı
bir avuç bekar erkeğin işi..
Hayatlarında hiç kız
arkadaşı olmamışların.
Yaşları 30 gibidir,
kendi kurallarını koyarlar,
Ve Yunan mitolojisi ve
sırlı toplumlarla ilgili araştırma yaparlar
hepsi onlara katılmadan
bunları yaparlar.
Kendilerini farklı hissetmek için
böyle garip şeyler yaparlar.
İşe yaramaz kimseler.
Bu kişiler
25 yıl önce yapıyordu,
yenileri de artık
yapmaya başladı.
O sadece bir parazit Morgan,
tamam mı.
Sesini aç bak.
Bu bir kod.
Neden kız arkadaşları olmaz?
Onu görebilir miyim, lütfen?
Bu bir gürültü.
Bozuldu Morgan,
böyle yapmaya devam eder.
Belki yeni piller...
Sinyali kaybedebiliriz.
Bu o adamların
hoşuna giden birşey.
Dışarı çıkıyorum.
Kimse hareket etmesin.
Sesler, duydun mu?
İngilizce değil.
Sesleri duydun demi
Merrill amca
Duydum, Morgan.
Başka bir bebek
telsizi ile karışıyor heralde.
Bu doğru.
Hadi görelim.
Dur!
Bu TV izlemememizin sebebi.
Milletin aklında yer ediyor.
Şimdi gidiyoruz.
Hayır baba!
Yapma!
Sinyali kaybedeceksin.
Gitmesine izin verme.
Kaldırdıkça ses netleşiyor.
Anladım.
Bo, canım, arabaya
tırmanmanı istemiyorum.
Buraya gel.
Dur!
İkisi konuşuyor.
Isabel, aptalca
şeyler yapıyorsun
Herşey açığa çıktığında yap-inan
tarzı bir şey olduğunu göreceksin.
Burada vaktini kaybediyorsun!
Ekinlerime yaptılarını
herkese yayacağım.
gazetelere TV lere herkese!
Ünlü olamayacaksın!
Tamam.
TV yi aç.
İlk 52 dakika önce görüldü.
Mexico City yetkilileri de
B.D. yetkilileri gibi
bunların uçak olmadığını
askeriyeye de ait olmadıklarını doğruladı.
İlk defa Mexico Havayollarına ait
bir 747 uçak tarafından görüldü.
Mazatlán'dan New York'a giderken
Mexico City hava sahasına
belirlenemeyen cisimler girdi.
Hiçbir ülkedeki radarlar
onları algılıyamadı.
Herifler haklıymış.
Bunları kaydetmeliyiz.
Bale resitalim.
Dinle Bo, bu çok önemli.
Bilim kitaplarında yazılan şeyler değişecek.
Dünyanın geleceği şu anda ekranda.
Çocuklarına göstermen için bunu kaydetmeliyiz.
ve orada olduğunu söylemek için.
Çocukların için Bo.
Bale resitalim.
Baba!
Başka bir kaset bul.
Merrill amca seninkini kullanıyorum.
Canlı bir örnek görüyorsunuz
Mexico City deki muhabirimizden.
Bu görüntülerle kesinlikle oynanılmamıştır.
Gördükleriniz gerçek.
İnanılmaz.
Bilim kitaplarında yazılan herşey
değişmek üzere.
Demiştim.
Bazı insanlar bunun muhtemelen..
dünyanın sonu olduğunu düşünüyorlar.
Bu doğru.
Sence bu olabilir mi?
Evet.
Nereden biliyorsun?
Beklediğin cevap bu değil miydi?
Eskiden olduğun gibi davranamaz mısın?
Biraz rahat ol.
Bir şans yaşayan insanlar
iki grupa ayrılmışlar.
Birinci onu şanstan fazlası olarak görür,
tesadüften öte.
Onu bir işaret olarak algılarlar --
yukarıda birisinin
onları izlediğine kanıt olarak görürler.
İkinci grup sadece şans olarak,
şansın dönüşü olarak görürler.
Eminim ki ikinci gruptaki insanlar
bu 14 ışığa çok şüpheci bakıyorlardır.
Onlar için durum fifti-fifti.
İyi de olabilir kötü de.
Fakat kalblerinin derinliklerinde,
ne olursa olsun,
onlar kendileriyledir.
Bu onları korkuyla doldurur.
Evet, o tip insanlar var.
Fakat birinci gruptan olan
birçok insan da var.
Onlar bu 14 ışığı görünce,
bir mucize olarak algılarlar.
Ve kalblerinin derinliklerinde
ne olursa olsun,
onlara yardım edecek birinin
olduğunu bilirler.
Ve bu onları umutla doldurur.
Bak, kendine sorman gereken soru
hangi gruptan olduğun.
İşaretler, mucizeler gören
gruptan mısın?
Veya sadece insanların bazen
şansının döndüğüne mi inanırsın?
Ya da şöyle sorayım --
Tesadüfler olmaması mümkün mü?
Bir keresinde bir partideydim.
Koltuğun üstünde Randa McKinney
ile birlikteydim.
Hemen yanımdaydı
güzel görünüyordu,
bana bakıyordu.
Yana doğru eğilip
tam öpecektim ki...
ağzımda bir sakız
olduğunu farkettim.
Kafamı öbür tarafa çevirip,
ağzımdan sakızı çıkardım,
kağıda sarıp koltuğun
kenarına attım,
ve döndüm.
Randa McKinney kusuyordu.
O an bir mucize oldu.
Kusarken onu öpüyor olabilirdim.
Bu benim hayatımdan bir iz.
Hâlâ anlayabilmiş değilim.
Ben mucize adamıyım.
O ışıklar bir mucize.
İşte böyle.
Sen hangi grupsun?
Rahatladın mı?
Evet.
O zaman ne anlamı var?
Sana Colleen ölmeden önceki
son sözlerini söyledim mi hiç?
Dedi ki "Gör".
Sonra gözlerini kıstı.
Ve dedi ki "ileri savur".
Onun neden böyle dediğini biliyor musun?
Çünkü beynindeki sinir uçları
çalışmıyordu,
ve rastgele aklında anıları parlıyordu.
Bizi kollayan kimse yok, Merrill.
Biz sadece kendimizleyiz.
Nasıl duydun?
Kaza olmuş -- sarhoş şöför olabilir
emin değiller --
Sarhoş değilmiş,
Ray direksiyonda uyumuş.
-- İyi mi?
-- Evet.
Bu Colleen'in sorduğu
ilk şeydi.
Konuşuyor,
ambulansta mı?
Ambulansta değil peder.
Çocukların sağlığı için.
Sabah 5 ten beri TV izliyorlardı.
Dediğin gibi onlar çok
kafaya takıyorlar.
Kürklü tüylü tavşanla, yada
çay partisi yapıp oynuyorlar.
Kürklü tüylü tavşan ne?
Bir oyun değil mi?
Herneyse okulları tatil ettiler.
Ve bazı ilginç
gelişmeler oluyor.
Saat kaç?
11:00.
Gittiler fakat tamamıyla değil.
Sadece onları göremiyoruz.
Sabah bir kuş dün gece
ışıkların görüldüğü yere uçtu.
Bir şeye çarpıp öldü ve aşağı düştü.
Kaydetmişler sabahtan beri
gösteriyorlar.
Sanki gökyüzündeki
bir duvara çarpmış gibi.
Kuşu bulmuşlar,
kafası kırılmış.
Havada optik bir yanılma,
veya görünmez bir kalkan varmış gibi.
Hâlâ oradalar ve bekliyorlar.
Bazıları arttıklarını düşünüyor...
Herşeyin, hepimizin üstünde.
Ekinlerdeki izlerin ne olduğu
hakkında bir teori var.
Sanki bir çeşit --
yer izi,
görsel bir yer bulma işareti,
koordinat izi --
mantıklı.
Bir hikaye dinlemek ister misin?
Doğru mu?
Bu şekilde yaratıklar
aklımızı okuyamazlar.
Ya.
Ya, tabi ki.
Bu kitapta herşeyi anlatıyorlar.
Muhtemelen çok küçük olurlar,
benim boyum kadar,
çünkü beyinleri gelişir,
fiziksel gelişmezler.
Ve muhtemelen vejeteryandırlar
çünkü rejimin faydalarını anlamışlardır.
Bu kitabı kim yazmış?
İnançları uğruna acı çeken
bilim adamları.
Bu onlar işsiz mi demek.
Dalga geçeceksen bırak.
Bu ciddi.
İçime birşeyler girmiş heralde.
Resimler var.
Dr. Bimbu, kitabın yazarlarından --
-- Bimbu?
-- Baba.
Sadece ismini sordum.
Mahsus sordun.
Uzaylıların gelmesinin iki sebebi olabilir --
gerçekten gezmeye, keşfetmeye
ve evren hakkında bilgi edinmeye,
ya da diğer sebep --
düşmanlık için.
Dünyalarındaki bütün
kaynaklarını bitirmişler,
ve sırada bizim dünyamız var.
Burada.
Bizim eve benziyor değil mi?
Aynı pencereler.
Tuhaf.
Evet, hıhı, evet.
Dr. Bimbu'dan bu kadar yeter.
Bu evdeki herkesin
sakinleşmesi lazım
ve meyve gibi şeyler
yemesi gibi.
Alo?
Peder?
Alo?
Alo?!
Birkaç dakikalığına dışarı çıkıyorum.
Evden kimse ayrılmayacak -- hiç kimse.
Nereye gidiyorsun?
Ray Reddy'nin evine.
Neden?
Sanırım beni o aradı.
Kötü birşey olacak mı sanıyorsun,
değil mi, Morgan?
Neden? Tekrar aynı hisler mi?
Kötü mü?
Sana kötü birşey olmasına
izin vermeyeceğim.
Ölmeni istemiyorum.
Öleceğimi kim söyledi?
Öleceğimi kim söyledi?
Selam, Ray.
Neler oldu?
Seni aramak için
numaranı yazmıştım.
6 aydır telefonun kenarında
duruyordu.
Evin içinde olduğunu anladığımda...
arayacak başka numara bulamadım,
panikledim.
Geldiğin için sağol peder.
Sen sağol peder.
O gece çok çalıştım.
Daha önce hiç sürerken
uyumamıştım...
kesinlikle.
Yapma.
Çoğu evindeydi,
iki yöndede araba yoktu.
O sırada uyumuşum,
Kendime geldiğimde bir
çukurun içinde ve başımda ağrı vardı,
Ve işte o zaman olmuş --
10-15 saniye içersinde.
Olması gerekliymiş gibiydi.
Sanırım eğer bu dünyanın sonuysa,
kafayı yemişim değil mi?
Pederlerin karılarını öldürenler,
cennete ön sıraya geçemezler.
Nereye gidiyorsun Ray?
Göle.
Gördüğüm bu...
işaretli yerler --
su kenarında değiller.
Suyu sevdiklerini sanmıyorum.
Buradan daha kötü olamaz.
Birşey gördün mü, Ray?
Sana ne yaptığımı biliyorum.
Kaderini sorgulamana sebep oldum.
Sana ve seninkilere yaptıklarımdan
dolayı gerçekten çok üzgünüm.
Pekala.
Ve kilerimi açma peder.
Onlardan bir tanesini buldum
ve kilere kilitledim.
Size göstereceğimiz bu
ürküten izler,
42 yaşındaki Romero Valdarez
tarafından görüntülenmiş.
Bu görüntüler
dün öğleden sonra çekilmiş..
oğlunun yedinci yaş gününde.
Passo Fundo şehrinde, Brezilyada.
Yerel haber bürosuna gönderilmiş
ve bize az önce
uydudan ulaştı.
Önceki bütün fikirler,
bu gerçek.
Göreceğiniz şeyler sizi
rahatsız edebilir.
Çekilin çocuklar!
Vámanos!
Oh!
Kim o?
Polis burada,
ben de onlarlayım.
Ben polisim.
Sadece seninle konuşmak istiyorum.
Bu aldatmacaları biliyorum.
Bazı arkadaşlarını
aşağıda bir pirinç vagonuna kitledik.
Sadece adını ve niye
yaptığını söyle,
ve sana da diğerlerine
sunduğumuz teklifi sunacağız.
Hayatını tehlikeye atma evlat.
Of! Ah!
Of!
Derileri renk değiştiriyor.
Geceleri göremememizin sebebi bu.
Bir şey soracam, Morgan.
Eee...kitabında...
eğer düşman olurlarsa
ne yapacakları yazıyor mu?
Evet.
Muhtemelen istila ederler diyor.
Yer teknikleriyle,
yüzyüze mücadele.
Teknoloji kullanmazlar ve
havada savaşmazlar.
çünkü bizim nükleer bomba
kullanacağımızı bilirler.
Gezegen kullanılamaz hale
geldikten sonra.
Bunu nasıl bilebilirler.
Bu çok saçma.
Başka ne diyor?
Saldırının iki sonucu olur:
Biri savaşırlar, yenilirler
ve giderler..
ve yüzlerce, binlerce yıl sonra
güçlenip tekrar gelirler.
İkincisi ne?
Yenerler.
Üzgünüm,
kitabın dediği bu?
Bu gerçekten oluyor mu?
Bir teori duydum, ee,
su kenarlarını sevmiyorlarmış.
Göl yada onun gibi birşeyin
yanında güvende olabiliriz.
Bitmiş gibi görünüyor.
Ray Reddy'nin evinde onlardan
birisini gördüm.
Emin olamam,
fakat garip bir hisse kapıldım,
bana zarar verecekmiş gibi.
Bu yüzden...
bu fikri seçmeli, eşyalarımızı toplayıp,
oraya gitmeliyiz.
veya burada saklanıp
gelmelerini bekleriz.
Aşırı tepki gösteriyoruz belki ama
buna alışmalıyız.
En azından beraberiz.
Göle gitmeyi isteyenler el kaldırsın.
Evet.
Evde kalalım diyenler.
Tamam
Benim oyum iki sayılır.
Bu saçmalık!
Hile yapıyorsun!
Morgan, sakin ol.
İki oyum var çünkü
hem annenim hem baban.
Henüz birşey bilmiyoruz.
Her nasılsa burada güvende oluruz.
Evi terketmek istemiyorum.
Bu annemle yaşadığım yer.
Buna yapabileceğimiz birşey yok.
Oyumu değiştiriyorum.
Değiştiremezsin.
Evde kalmak isteyenler el kaldırsın.
Bu saçmalık.
3-2 kaybettiniz.
Bütün pencerelere tahta çakacağız.
Tahtalara birşey yapamayacaklarını
nereden bileceğiz?
Çünkü kiler kapılarıyla
sıkıntıları var.
Aldığımız bütün haberler
dünyadaki muhabirlerimizden geliyor.
Baba, Merrill amca!
Amman da Nairobi,
Beijing, ve Jerusalem'e katıldı.
ışıkları gördüklerini
tasdik edenler arasına.
274 şehirde ışıklar görüldü.
Bir saat içinde 400 olacak gibi.
Ekin izlerine 1 mil mesafede bulunuyorlar.
Onlar yön bulmak içinmiş.
Haritasını yaptılar.
1 mil yakınımızda olacaklar.
Baba?
Evet?
Diyorlar ki onların bu yaptığı
bir saldırı manevrası.
Ben hatalıydım.
Onlar düşman.
Dünyalar savaşı gibi.
Kara Kuvvetleri bütün ülkelerde..
alarm durumuna geçirildi.
Yüzlerce binlerce kişi
camilerde, sinagoglarda,
kiliselerde toplandı.
Allah yardımcımız olsun.
Camları tekrar kontrol edeceğim.
Hey çocuklar siz iyi misiniz?
İşareti gören birisi bu,
dünyanın sonu olacak diyor.
Üzülme.
Bize birşey olmasına
izin vermesin değil mi?
Kesinlikle.
Keşke babam sen olsaydın.
Ne dedin?
Bir daha böyle birşey söyleme.
Hiç.
Odalarda çok fazla pencere var.
Bunun için yeterli tahtamız yok.
Odaların kapılarını kapatacağız.
Biz nerede yatacağız?
Oturma odasında.
lsabel ne olacak?
Yemekten sonra onu
garaja bağlarız.
Ben sandviç yapacağım.
Spagetti istiyorum.
Sadece birşeyler atıştıracağız, Bo.
Spagetti harika olur.
Sen istiyrosun, Morgan?
Herhangi bir şey mi?
Fransız tostu...
ve patates püresi.
Artık konuşuyoruz.
Sen ne istersin, Merrill?
Kızarmış piliç.
Güzel seçim.
Ben domuz pastırmalı
çizburger yiyeceğim.
Ekstra domuz pastırmalı.
Sorununuz ne? Yiyin.
Sanırım dua etmeliyiz.
Hayır.
Neden?
Dua etmeyeceğiz.
Bo kendini kötü hissediyor.
Rüya gördüm.
Dua etmiyoruz.
Yiyin!
Senden nefret ediyorum.
Bu iyi.
Annemin ölmesine izin verdin.
Morgan.
Hayatımın 1 dakikasını bile
dua etmeye ayırmıyacağım.
Bir dakika bile.
Anlaşıldı mı?
Şimdi yememizin tadını çıkaracağız.
Zevk almamızı kimse engelleyemez,
zevk alarak yiyin!
Ağlamayı kes!
-- Graham...
-- Ona bağırma!
Pekala eğer hepiniz
yemeyecekseniz,
hepsinden ben yiyeceğim.
Bu oluyor.
Graham, çabuk.
Sen doğduğunda herkesin..
ne dediğini söylemiş miydim, Bo?
Annenden çıktın ve
hiç ağlamadın.
Gözlerini açtın,
ve odadaki herkese baktın.
Gözlerin kocaman ve harikaydı.
Odadaki kadınlar soluk alamadılar.
Abartmıyorum, soluk alamadılar.
Ve dediler ki "Kızın bir melek gibi".
Ve sonra "Biz daha böyle
güzel bir kız görmemiştik" dediler.
Ve sonra ne oldu biliyor musun?
Seni temizlemek için
masanın üzerine koydular,
ve sen bana baktın
ve gülümsedin.
Bu kadar küçük bir bebek
gülüseyemez dediler.
Gülümsedin.
Hadi şimdi aşağı inelim.
lsabel'i unuttuk.
Işıkları kapatmalı mıyız?
Onlar zaten bizim burada
olduğumuzu biliyorlar.
Baba...
Sen doğduğunda ne oldu
biliyor musun, Morgan?
Sen doğdun ve annenin hâlâ
kanaması vardı,
doktorlar seni aceleyle
dışarı çıkardılar..
daha seni görememiştim.
Çatıdalar.
Doktorlar onunla uğraşırken,
o sürekli seni soruyordu.
Evin içindeler.
Anneni seni önce görmesini istedim..
çünkü bütün hayatı boyunca
senin hayalini kurmuştu.
Sonra düzeldi,
seni içeri getirdiler,
ve kollarına koydular,
ve sen ona, o sana
bakıştınız,
ve sen uzun bir hepimize
uzun uzun baktın.
Ve sana yumuşak bir sesle,
"Hoşgeldin, Morgan.
Ben senin annenim.
Aynı düşlediğim gibisin".
Tavan arasının kapağı.
Hadi gidelim.
Çabuk.
Metal başlıklarımızı unuttuk.
Kapıya dayamak için takoz var mı?
Zihinlerimizi okuyacaklar.
Kardeşini korkutuyorsun.
Zaten korkuyordum.
Merrill.
Bakıyorum!
Gizli düşüncelerimizi okuyacaklar.
Hazır değilim.
Merrill!
Buldum!
Baba!
Bo nerede?
Ben iyiyim.
Dışarıda neler oluyor?
Hayal bile edemiyorum.
Bizden daha iyi yapıyorlar.
Başlıklarımız bile yok.
Sadece gürültü yapıyorlar.
İçeri girmeye çalışmıyorlar.
Neden yapsınlar ki?
Dikkatimizi kapıya çeviriyorlar.
Bizi oyalıyorlar.
Ne için?
Kitap onların çok iyi
sorun çözebildiklerini söylüyor.
İçeri girmek için bir yol bulacaklar.
Morgan,
bana el fenerini ver.
Buraya kömür döküyorlarmış.
Bir kömür oluğu olması lazım.
Havayı hissediyorum.
Ben de!
Yaklaşıyorum.
Yakınım.
Ne?
Tut onu!
Tut!
Tuttum!
Tut!
Tuttum!
Tut!
Onun ilacı yok.
Korkma, Morgan.
Onu yavaşlatacağız.
Göğsümü hisset.
İnip kalktığını hisset.
Benim gibi nefes al.
Benim gibi.
Haydi.
Tahmin etmiştim.
Benimle birlikte.
Biliyorum, canın acıyor.
Güçlü ol bebeğim.
Geçecek.
Geçecek.
Bunu bana bir daha yaşatma.
Bir daha.
Senden nefret ediyorum.
Nefret ediyorum.
Korku onun aklını aldı.
Olanlardan korkma.
İnan geçecek inan.
Sadece bekle,
inan bana.
Hava geliyor,
inan.
Korkmamamız lazım.
Geçmek üzere.
İşte böyle.
Korkma.
Hava geliyor.
Korkma, Morgan.
Göğsümü hisset.
Benimle nefes al.
Birlikte.
Hava ciğerlerimize gidiyor.
Birlikte.
Biz aynıyız.
Biz aynıyız.
El fenerlerini idareli kullanalım.
Ray'in aracı yoldan çıkmış.
Önce Colleen'e,
sonra bir ağaca çarpmış,
Ağaçla araç arasında sıkıştırmış.
Sıkıştırmış ne demek?
Araç --
vücudunun alt tarafını
ezmiş.
Ne dedin?
Korunamazdı.
Bedeni ağaçla araç arasında..
sıkışmış. Yaşayamaması
gerekirken hâlâ yaşıyor.
ve araç hâlâ aynı yerde.
Sanki birşey olmamış gibi,
normal etrafındakilerle
konuşuyor,
Aracı çekmedik..
çünkü senin buraya
gelmeni bekledik.
onunla birlikte olabil diye.
Ama uzun olamayacak.
Şimdi, peder, sana neler
anlattığımı anladın mı?
Caroline...
bu karımla konuşabileceğim
son sefer mi olacak?
Evet, öyle.
İnsanlar onların bu gezegeni
ele geçirmek için geldiklerini düşünüyorlar.
Bu saçmalık.
Ben öyle düşünmüyorum.
Ben ve arkadaşım onları gördük.
Ampül buldum.
Aileyi zehirlemişler.
Onları sürüklemişler.
Kimse inanmıyor fakat
onlar gezegenimiz için gelmedi.
Bu bir baskın.
Bizim için geldiler.
Bizi biçmek için.
Lanet olsun şanslıyız.
Terkediyorlar.
Terk mi ediyorlar?
Bu onların söyledikleri.
Ne zamandır uyuyorsun?
12 saattir falan.
Zehirli gazları varmış...
küçük miktarda salgılamışlar.
Birçok kişi ölmüş.
Fakat terkediyorlar.
Bugün sabah gerçekten
hızla terkettiler,
sanki birşey onları korkuttu.
Arkalarında yaralar bıraktılar.
Neden gidiyorlar?
İnsanlar onları alt edecek
bir yöntem bulmuş olmalı.
Herkesin bir zaafı vardır demi?
Bunu yapabileceğimiz gece hiç
aklına gelmedi demi?
Hayır.
Dinle...
bazlı kaldırabilirim,
bazılarını kaldıramam.
Kaldıramadıklarımdan birisi,
herşeyi olmak istediğim kişi...
inancını kaybetmeye başladı.
Dün gece gözlerini gördüm.
Gözlerini bir daha öyle
görmek istemiyorum.
Tamam mı?
Ben ciddiyim.
Tamam.
O bir süredir öyle.
İlacına ihtiyacı var.
Bizim bölge hakkında birşey
söylediler mi?
Philadelphia ve merkezdeki köyler
temizlenmiş...
ama kim emin olabilir ki?
O uzun süre dayanamaz.
Eğer şu anda bir saldırı
daha olursa --
Biliyorum.
Kapıyı açmadan önce,
emin olmalıyız, Graham.
Bu benim için yeterli.
Benim için de.
Fısfısı al.
Ona ilacını vermeliyiz.
Atmosfer burada iyimser.
-- Kutlama yapıyorlar.
-- Bunu TV de yapıyorlar.
Çok büyük bir rahatlama
duygusu var.
-- Dans ediyorlar.
-- İşte böyle.
Kayıplarımızı değerlendirmeye başlarken,
-- Görmek ister misin?
-- Birçok soruyla terkedildik.
-- TV yi buraya getireceğim.
-- Bütün yüzlerde aynı ifade.
Olaylar Ortadoğu'da döndü.
Üç küçük şehir kendilerini
savunmak için ilkel bir yol buldular.
Şu anda fazla detaylı
bilgimiz yok.
Merrill, bekle.
Selam şekerim.
Selam bebeğim.
Yemekten önce
yürüyüşe çıkmıştım.
Yürümeyi seversin.
Böyle planmamıştım.
Canın acıyor mu?
Çok değil.
İyi.
Morgan'a de ki...
oyun oynasın.
Aptalca ama.
Diyeceğim.
Bo'ya söyle abisini dinlesin.
O onu hep korur.
Tamam.
Ve Graham'a de ki --
Ben buradayım.
Ona..
"Gör" de.
Ona görmesini söyle.
Ve Merrill'e "ileri savur" de.
Bak, senin kendine sorman gereken
ne tip bir insan olduğun?
İşaretler ve mucizeler görenlerden misin?
Veya sadece bazen
şansının döndüğüne mi inanırsın?
Tesadüflerin olmaması
sence mümkün mü?
İleri savur, Merrill.
Merrill...
"ileri savur".
Ahhhhhhhhh!
Ahhhh!
Astım olmasının sebebi bu.
Şans olamaz.
Akciğerleri kapalıydı.
Akciğerleri kapalıydı.
İçeri zehir gitmedi.
İçeri zehir gitmedi.
Akciğerleri kapalıydı.
Akciğerleri kapalıydı.
Ona dokunma.
Bir dakika ver.
Graham...
Bir saniye.
Baba...
Onu elleme.
Graham...
Yapma.. Yapma..
Baba?
Ne oldu?
Kimse beni korumadı mı?
Evet bebeğim.
Birisi seni korudu.
Translation by JoShQuNe [TR]
February 2004
JoShQuNe @ Eskisehirli.NET