Tip:
Highlight text to annotate it
X
Hayatı boyunca hep Wellesley
Koleji'nde ders vermek istedi.
Sanat Tarihi Bölümü'nde
bir yer açılınca...
... işi alana kadar kafasını buna taktı.
Oklahoma Eyalet
Üniversitesi'nden gelme...
...bir yıllık öğretmen
Katherine Watson'ın...
...şecere eksiğini beyniyle
kapattığı söyleniyordu.
Bu yüzden bu Kaliforniya'lı
bohem kadın...
... ülkedeki en muhafazakâr
koleje gitmek üzereydi.
Affedersiniz, lütfen.
Affedersiniz. Otobüs.
Devam edin hanımefendi.
Fakat Katherine Watson'un Wellesley'e
geliş amacı uyum sağlamak değildi.
Bir şeyleri değiştirmek istediği için
Wellesley'e gelmişti.
En sevdiğim İtalyan profesörü.
- Güzel bir yaz mı?
- Harika, teşekkürler. Şuradaki kim?
Nerede? Katherine Watson.
Yeni öğretmen. Sanat Tarihi.
Onunla tanışmak için can atıyorum.
SONBAHAR 1953
Öğrenme Kapısı'nı
kim çalıyor?
- Ben tüm kadınlarım.
- Ne arıyorsunuz?
Çok çalışarak ruhumu aydınlatmayı
ve bilgiye adamayı.
O halde hoş geldiniz.
Sizi izlemek isteyen tüm kadınlar
buraya girebilir.
Akademik yılın başladığını
ilan ediyorum.
Dün gelmemeniz çok yazık oldu.
Kızlar gelmeden önce çok sessizdir.
Sadece birkaç kural.
Duvarlara delik açılmayacak.
Hayvan ve gürültü yok. Hafta içi 8'den,
hafta sonu 10'dan sonra müzik yok.
Elektrikli ocak ve
erkek ziyaretçi yasak.
Bir sorun mu var?
Elektrikli ocak olmadan
bir yıl dayanamam.
Chintz çok güzel, değil mi?
Bak.
Uydular.
Çok tatlı, değil mi?
Odanız burada.
Odam karşı tarafta.
Amanda Armstrong'unki
öteki uçta.
- Burada mı büyüdün?
- Hayatım boyunca.
Ziyarete geldiklerinde
ailemle tanışırsın.
- Ziyarete mi gelirler?
- Düzenli olarak.
- Ne öğretiyorsun?
- Konuşma, nezaket ve duruş.
Akşam yemekleri ortaktır,
ben hallederim.
Fakat kahvaltı ve öğlen yemeğini
kendin halletmelisin.
Kendi rafımız olacak.
Bu akşam sana bir etiket hazırlarım.
Bireysel raflarımızdaki her şeyin kutsal
olduğunu söylememe gerek yok.
Tanıştığımız anda...
...dost olacağımızı anlamıştım.
Dikkatli ol.
Korkunun kokusunu alabilirler.
Günaydın.
Sanat Tarihi 100 dersindeyiz.
Dr. Staunton'ın
programını izleyeceğiz.
- Sorusu olan var mı?
- Adınız?
- İstersen önce sen kendini tanıt.
- Connie Baker.
- Katherine Watson. Memnun oldum.
- Doktor Watson, galiba.
- Henüz değil. Senin adın?
- Giselle Levy.
Birisi gidip...
- Susan Delacorte.
- Teşekkürler Susan Delacorte.
Baştan beri insanda sanat
yaratma dürtüsü olmuştur.
- Bu ne söyleyebilir misiniz?
- Yaralı Bizon. Altamira, İspanya...
...MÖ 15.000.
Joan Brandwyn.
Aferin Joan.
Yapıldıkları çağa rağmen bu resimler
oldukça karmaşıklar çünkü...
Bizonun sırtındaki kamburu oluşturan
çizginin gölgesi ve kalınlığı yüzünden.
- Doğru mu?
- Kesinlikle doğru.
Sonraki slayt.
Bunu daha az tanıyorsunuzdur...
Keşfi...
1879, Lascaux, Fransa.
MÖ 10.000'den.
Hayvanın hareketini belirten
akıcı çizgileriyle özel.
- Etkileyici. İsim?
- At Sürüsü.
- Senin ismin.
- Ona Flicka diyoruz.
Elizabeth Warren.
Bana Betty derler.
Çok iyi.
Betty de haklı.
Bir şeyin eski olması
ilkel olduğunu göstermez.
Örneğin, bir sonraki slayt...
Mycerinus ve Kraliçesi. MÖ 2470.
Firavun ve kraliçesinin
cenaze heykeli...
...esas görevi firavunun alet...
ruhunu korumaktı.
Sanat Tarihi dersi almış mıydınız?
Devam edelim. Sonraki.
Oturan Katip. Mısır, MÖ 2400.
Saban Çek en Köylü Çift,
MÖ 16. yüzyıl. Mısır.
Yılan Tanrıça.
Minoa. MÖ 1600.
Minoa. MÖ 1600.
Cenaze Mask esi.
Mikene. 1200.
Acaba birisi...
Sadece el kaldırın.
Kaçınız tüm metni okudu?
Ve de önerilen ek kitapları.
Oakland Eyalet Üniversitesi'nden
çok farklıyız.
Siz kızlar sıkı hazırlanıyorsunuz.
Başka bir şey yoksa
bağımsız çalışmaya geçebiliriz.
Bir kez Kaliforniya'ya gitmiştim.
O kadar güneş varken
nasıl çalışabiliyorsunuz?
- Sınıfta güneşleniyoruz.
- Gerçekten mi?
Hayır.
Gelmeni herkes istemiyordu.
Kimsenin adını vermeyeceğim.
Bu işler genelde çabuk dolar.
Eski öğrenciler...
...doğru insanların arkadaşları.
İstedikleri kişi Brown Üniversitesi'ne
gitti ve ellerinde başkası yoktu.
Bu yüzden buradasın.
Artık girebilirsin.
Bol şans.
İlk dersiniz bekleneni vermekten
çok uzaktı Bn. Watson.
Doktora tezinizin konusu
ilgimi çekti.
'' Mikelanj'ın Rönesans için
yaptıklarını, Pikaso...
...20. yüzyıl için yapacaktır.''
diyorsunuz.
Akımları etkileme açısından.
Bugünlerde döndürüp üzerlerine...
...boya fırlatıp döktükleri tuvaller...
Sizce Mikelanj'ın Sistine Kilisesi
kadar dikkate değer mi?
Onları karşılaştırmıyorum.
Hiç Sistine Kilisesi'ni gördünüz
mü Bayan Watson?
Hiç orada bulundunuz mu?
Avrupa'ya hiç gitmedim.
Fakat en çok burada bulunmayı
istediğime sizi temin ederim.
Bir sonraki derste daha
iyi disiplin sağlayın.
- Benim.
- Katherine Watson'dan ödemeli.
- Kabul ediyor musunuz?
- Elbette ediyorum.
Hey, her şey yolunda mı?
Evet.
Dersler nasıl?
Hepsi züppe, değil mi?
- Demiştim demekten nefret ediyorum.
- Demen gerekmez.
Şu anda konuşamam.
Akşam sana yazarım.
Bir sevgilin var mı?
O orada, ben buradayım.
Uzun mesafe. İşkencedir.
Bilirim. Gel. Gel ve otur.
Lenny Güney Pasifik'e gittiğinde
kalbim paramparça olacaktı.
Her gün yazıştık, ta ki o...
Harika bir adamdı.
- Üzüldüm.
- Yüz yıl önceydi neredeyse.
Zırvalıyorum.
Lucy'yi seviyorum!
Komünist olsa bile.
Lucy'deki tek kızıl şey saçı.
Sahte bile olsa.
Desi anlatmıştı.
Winchell yazdı.
Amanda Armstrong.
Hayatta kalmayı becermişsin.
Katherine Watson. Kıl payı.
Tanışmışsınız.
Katherine üçüncü odada kalacak.
Mesleğim ne? den önce
yemeğe ne dersiniz?
Bir içkiye ne dersin?
Refiği mayıs ayında öldü.
Refiği mi?
Bilirsin, arkadaşı.
Josephine Burns.
Burada 30 yıl biyoloji dersi verdi.
Burayı seveceksin Katherine.
Göreceksin.
Seviyorum. Gerçekten, burası
çok güzel. Hatta mükemmel.
Kendini aldatma. Beyaz eldivenlerinin
altında pençeleri gizli.
Kimin?
Mezunların. Çocuklarının.
Öğretim üyelerinin. Herkesin.
Kendine dikkat et.
Fazla bağımsızlık onları korkutur.
- Keser misin şunu?
- Sana bir tavsiye.
Sakın kızlara seni
kızdırdıklarını belli etme.
- Kızdırmadılar.
- Senin adına sevindim.
Beni neredeyse
ikna ediyordun.
ÖĞRENCİ DOSYASI
- Bu ne?
- Sen söyle.
Carcass Souitine. 1925.
- Programda yok ama.
- Hayır, yok.
İyi mi peki?
Haydi hanımlar.
Yanlış yanıt yok.
Ne düşüneceğinizi söyleyecek
ders kitabı da yok.
Kolay değil, değil mi?
Tamam. Hayır.
İyi değil.
Aslında buna sanat bile demem.
İğrenç bir şey.
Sanatın iğrenç olmasını yasak mı?
Bence saldırgan bir şeyler var...
- ...ve erotik.
- Senin için her şey erotik.
Her şey erotiktir.
- Standartlar yok mu?
- Elbette var.
Yoksa pejmürde bir kadife resmi
Rembrandt'a mal edebilirler.
Hey, Ferdie amcamın iki kadife
resmi var. O palyaçoları seviyor.
Standartlar, teknikler, kompozisyon,
renk hatta konu var.
Bu çürümüş etin sanat olduğunu...
...hatta iyi olduğunu söylüyorsanız
biz ne öğreneceğiz ki?
Bunu.
Yeni ders programımızı
çizdin Betty. Teşekkürler.
Sanat nedir?
Onu iyi ya da kötü yapan nedir?
Ve buna kim karar verir?
Sonraki slayt.
25 yıl önce biri bunun
dâhiyane olduğunu düşündü.
- Anlayabiliyorum.
- Kim?
Annem. Bunu onun doğum
günü için yapmıştım.
Bu annem.
- Sanat mı?
- Bu bir enstantane.
Bunu Ansel Adams'in çektiğini
söylesem bir şey değişir miydi?
Sanat olduğu söylenene
kadar sanat sayılmaz.
Bu sanat!
- Doğru insanlar.
- Kim onlar?
Betty Warren!
İçlerinden biri burada
olduğu için çok şanslıyız.
Soutine'e geri döner misin lütfen?
Tekrar bakın.
Boyanın ötesine.
Zihinlerimizi yeni bir
fikre açalım.
Pekâlâ, üçüncü bölüme dönüyoruz.
Okuyan oldu mu?
'' Dersler yolundaysa, rüya
teknen karşındaysa...
...yak bir sigara, yak bir Camel!''
Derslerim yolunda, Camel sigaram var.
Rüya teknem hangi cehennemde?
- Giselle, rüya teknem nerede?
- Betty'nin kuzeni sana yetmiyor mu?
- Onunla daha tanışmadım.
- Onu teşvik etme.
Connie'ye iyilik olsun
diye eşlik ediyor.
Niye böylesin?
Öyle demek istemedim.
Düğünden dolayı biraz
baskı altındayım.
2 Kasım'ın üç hafta sonra
olduğunun farkında mısın?
Evlenme.
Gelme.
Yerleşme düzenini ayarlıyorum,
adını silebilirim.
- Bakayım.
- Hayır.
- Bill'in yerini görmek istiyorsun.
- Hayır, o iş bitti. Değil mi?
Giselle, öyle değil mi?
- Ona benziyor muyum?
- Kime?
- Katherine Watson'a.
- Yani '' pislik sanattır'' diyen kadına mı?
- Bence muhteşem biri.
- Hiçbir erkek onu istememiş.
- Henüz işi bitmemiş.
- En az 30 yaşındadır.
Bence hiç çocuk istememiştir.
Bilginiz olsun, Katherine Watson,
Kaliforniya'dan kaçabilmek için...
...bu işi kabul etmek zorunda kaldı.
Yapma.
Bir Hollywood film yıldızıyla
çok kötü bir ilişki yaşamış.
- Uzaklaşmak için buraya gelmiş.
- Saçma.
- Kimmiş peki?
- Bilmiyorum.
Kimmiş Giselle?
Mızmızlık yapma! Söyle!
- Saçma.
- Söyle. Biliyorsun.
- Bir şey biliyorsun. Söyle.
- William Holden.
Harika.
Kimmiş?
William Holden.
Biliyorum. Geç kaldım.
Özür diliyorum, af diliyorum.
Sana sorun çıkartıyor mu?
Kızlar zamanında dönmezse
kapıyı üstlerine kapat.
Haydi, haydi. Dışarı!
Kapıyı kapatacağım. Dışarı!
Yatma vakti. Haydi.
Yatma vakti.
Katherine Watson gibi kadınlar
evlenmemeyi seçtikleri için evlenmez.
Hiçbir kadın bir yuvası olmadan
yaşamayı seçmez.
İtalyanca profesörüyle
yatmıyorsa tabii.
- Çok şüphecisin.
- Değilim.
Elbette öylesin.
Annenin kızısın.
Klasik Elektra kompleksi.
Seni suçlamıyorum.
Yani anneni öldürmeyi kim istemez ki?
- Harvardlı sevgilin nasıl?
- Muhteşem.
Fazla sigaran var mı?
- Onun ev ödevini yaptın mı?
- Elbette.
- Benimkini yapar mısın?
- Hayır.
Bu düşündüğüm şey değil, değil mi?
Nereden buldun?
Okul hemşiresinden.
- Bu yasadışı.
- Tatlım. Bu bir kızın en iyi arkadaşı.
- Belli tür kızların.
- Karşınızda son bakire gelin.
- Spencer beyefendi biri.
- Beyefendilerin bile aleti olur.
- Belki ben de alırım.
- Ne? Alet mi?
Saçmalama Connie.
Bir gün, bir yerlerde,
biri ilgi gösterebilir.
Her ihtimale karşı.
Her ihtimale karşı hazır olacağım.
Bu şart mıydı?
Bana açık konuşmak öğretildi.
Sen bir sürtüksün.
Okul hemşiremiz
Amanda Armstrong'un...
... Wellesley kızlarına doğum k ontrol
yöntemleri dağıttığını öğrendik.
Bu bilgi, edeple övünen bir
kurum için rahatsız edicidir.
Haydi! Bu, 80'lerden beri
devam ediyor.
- Kazanan kişi en önce evlenecek.
- Kızlar bunu ciddiye alıyor mu?
Sadece kazanan kız.
Bak, Phyllis Nayor!
Her seferinde duygulanıyorum.
- Bebek arabaları ne işe yarıyor?
- Onlar erkeklerini buldu.
Bebek diliyorlar.
Bunu gördün mü?
Ne bu?
Amanda Armstrong'a manşetten
saldırı. Betty Warren yazmış.
Kampüste Doğum Kontrol Yöntemleri
Okul Hemşiresi Seksi Teşvik Ediyor
''Talep üzerine doğum kontrolü
dağıtan hemşiremiz...
...rasgele seksin amigoluğundan
fazlasını yapıyor.''
Onu göle atmayacaklar!
Şunu gördün mü?
Merak etme. Betty sadece güç
gösterisi yapan genç biz kız.
Lizzie Borden da öyleydi ve annesi
Mezunlar Derneği'nin başkanı değil.
Biri bu kıza havlu getirebilir mi?
- O annesi mi?
- Hık demiş burnundan...
Amanda'nın başı belaya girecek mi?
Amanda çok dikkatli
olmak zorunda.
Wellesley'de varolmanın püf noktası
dikkat çekmemektir.
Çav, Mona Lisa.
Büyük savaş kahramanı.
Kendini özel biri sanıyor.
Öğrencileriyle yatıyor.
Altın iyi.
Peçete halkaları çok adi.
Cam takımların kenarı altın olmalı.
Küçük şeker kutuları sarı ve beyaz.
Çikolata dolu. Şekerleme olmasın.
- Papatya yerine frezya.
- İyi bir seçim hanımefendi.
Gelin çiçeği olmasın.
- Prova yaptırdın mı?
- Oraya gidiyoruz.
İşte oturma düzeni
ve Spencer'ın sağdıç listesi.
Neredeyse unutuyordum.
Ona şiir okuma konusundan bahsettim
ve okumak istemiyor. Tamam dedim.
Bir saniye Joan.
İyi bir eş, kocasına her şeyin onun
fikri olduğunu düşündürür...
- ...öyle olmasa bile.
- Okuması umurumda değil.
İleride olacaktır.
Bu fikri bir şekilde kafasına
kazıyabilecek misin bir denesene.
21 yıldır buradayım Jocelyn.
- Senin öğrenciliğini hatırlıyorum.
- Onu sayarsak 24 yıl. Bu tiyatro niye?
Rasgele seksi teşvik ediyor
gibi görünemeyiz.
Demek olay görünüşle ilgili? Hayır.
Tamam, tamam.
Tamam. Anlayışlı ya da fazla
ilerici görünmeyeceğim.
Bayan Warren ne demişti?
'' Liberal.''
İzci sözü.
Sicilinin lekesiz olduğuna ve
doğum kontrol yöntemleri...
...sağlamayacağına dair mezunları
inandırmaya çalıştım...
...ve herkesin önünde açıklama
yapacağını.
Hayır, açıklama yapmayacağım.
Bir önemi yok Amanda.
Seni çıkartıyorlar.
Benim elimden çıktı.
Nasıl bacak bacak üstüne atıp
bacağınızı indirirsiniz.
Yukarı ve aşağı.
İki akşamlar Bayan Watson.
- İki akşamlar Bayan Watson.
- Bize katılın.
- İyi geceler Bn. Watson.
- İyi geceler Bn. Watson.
Çok hoş. Çok hoş.
Amanda'ya olanları duydum.
Üzüldüm.
Pek kötü karşılamadı.
Üzülmeyin.
Burada insana fazla
şans tanımazlar.
Bu, senden ne kadar
nefret ettiklerine bağlı.
Bir içki ısmarlayabilir miyim?
Yemeğe mi geldin?
Evlilik dersleri ne kadar sürüyor?
Bu bayana bölme ayarla.
Kocanız kariyerinde
önemli bir aşamada.
Terfi için mücadele ediyor
iki rakibi var, Smith ve Jones.
Avantaj sağlamak için patronu
ve eşini yedide akşam yemeğine...
...davet etmeye karar verdiniz.
Yemeği dikkatli bir şekilde...
...planladınız, masayı hazırladınız
ve bir bebek bakıcısı tuttunuz.
- Ah, bebeğimiz var!
- Evet, benim ikizlerim var.
Sonra sürpriz. Saat 6: 15...
...ve kocanız arıyor patronun isteği
üzerine Smith, Jones ve eşlerinin de...
...davet edildiğini söylüyor.
Wellesley kızı olduğunuz için
soğukkanlı davranıp...
...patronun sizi de sı***ığını
anlıyorsunuz. Ya sonra?
Boşanma davası açarız.
Çok komik.
Fakat bu bir espri değil.
Birkaç yıl sonra tek sorumluluğunuz...
...kocanıza ve çocuklarınıza
bakmak olacak.
Hepiniz burada...
...kolayca A alabilirsiniz.
En önemli not onun verdiği
nottur, benimki değil.
Ne yaparsanız yapın patronun eşini
kocanızın yanına oturtmayın.
- Neden?
- Onunla yatıyordur.
İtalyanca'yı orada mı öğrendin?
İtalya'da mı?
Evet.
- Erkek arkadaşın var mı?
- Evet.
Benimle olsaydın gitmene
asla izin vermezdim.
Senden izin istemezdim.
İlerici olduğunu söylüyorlar.
İleri düşünüşlü.
- Öyle mi?
- Burada pek çok etiket var.
Doğru aile, doğru okul, doğru sanat
doğru düşünce tarzı.
İnsan kendi adına düşünme
zahmetinden kurtuluyor.
Her şey bir şakaysa, nasıl bir şeyleri
değiştirmeyi bekleyebilirsin?
Katherine Watson, bizi kurtarmak
için Wellesley'e gelmiş.
- İçki için sağ ol.
- Hayır. Bekle. Kızdırıyordum sadece.
Dinle, burada işleri
kendi yöntemleriyle yürütüyorlar.
Onlarla çalışmanın bir
yolunu bulmalısın.
Hepimiz yapmak zorunda kaldık.
Üzgünüm.
Beş yıl önce olsa
hafif bir ceza alırdım.
Şimdi her şeyin korunması için
bir komite var.
Tehlikeli olduğunu mu
düşünüyorlar?
Hayır, hayatım. Yıkıcı.
Artık kimin kimi...
...neden koruduğunu bilmediğimiz
bir noktadayız.
Yoksa kimden mi demeliydim?
Kimin umurunda ki?
Bana iyilik ediyor sayılırlar.
Sen iyi olacak mısın?
İyiden de öte.
Josephine öldüğünde
buradan gitmeliydim.
Artık burada sevecek bir şey
kalmadı. O yüzden...
Kimse var mı?
- Bayan Watson.
- Evet. Arkadayım.
Daha önce kampüsün bu kısmına
hiç gelmedim. Neredeyiz?
Hiç kimsenin ülkesinde.
Lafın gelişi.
Gel içeri.
Bunlar da ne?
Farklı şeyler. Farklı günler.
Bana ilham veren insanlar...
...hayran olduğum eleştirmenlerin
sevmediği sanatçılar.
Beni görmeye mi geldin?
- Bana C vermişsiniz.
- İyi davrandım.
Ödev Bruegel hakkında yazmaktı.
Ben de öyle yaptım.
- Hayır, Strauss'u kopyalamışsın.
- Bir uzmandan alıntı yaptım.
Onun ne düşündüğünü öğrenmek
istesem kitabını alırdım.
Bayan Watson,
kusura bakmayın ama...
Bruegel hikâye anlatırdı.
Hikayeleri bul.
Onları küçük parçalara ayır.
Keyif bile alabilirsin.
- Bana bir şans daha mı veriyorsunuz?
- Öyle görünüyor.
Bu benim dosyam mı?
Neler yazıyor?
Bakalım.
- Sürekli A.
- Şu ana kadar.
Şiir derneğinin başkanı, tartışma
ekibinin lideri, tenis kulübünün...
...ortak başkanı, çiçekçilik
topluluğunun kurucusu.
- Kibirli birine benziyorum.
- Evet, öyle. Fakat çok yoğunsun.
Hukuk fakültesine hazırlandığın
yazıyor. Hangi fakülteye gideceksin.
Pek kafa yormadım. Yani mezun
olunca evlenmeyi planlıyorum.
- Sonra?
- Evli olacağım.
İkisini de yapabilirsin.
İstediğin bir hukuk fakültesine
gidebilecek olsan, hangisine giderdin?
Yale.
Yale. Kadınlar için 5 kontenjanları var,
biri gayrı resmi olarak...
...Wellesley mezunu bir kız için.
Demek pek kafa yormadın.
Uyan Joanie, uyan.
Tamam. Kalkma.
Tommy ve Spencer'ın senin
için bir nişan yüzüğü...
...aradıkları hakkında
anlatacaklarımı dinleme.
Emin misin?
Bu, hep istediğimiz şeydi.
Dost olacağız ve kocalarımız
dost olacak...
...evlerimiz yan yana olacak ve
aynı anda bebeklerimiz olacak...
...ve onlarda dost olacak.
Sen Bayan Tommy Donegal olacaksın.
Ne zaman?
Yarın öğrenirim.
Sen yat tekrar.
Sınavın ilk kısmı,
iki çift slayttan oluşacak.
Lütfen slaytların adını,
dönemini ve tarihini yazın.
Sonra onları karşılaştırın.
Her bir çift için on dakikanız olacak.
Sonra da Raphael ile
Van Eyck'in stilleri arasındaki...
...farkları anlatan 1500 kelimelik bir
kompozisyon yazacaksınız.
Önünüze bakın Bayan Delaconte.
Kırk dakikanız var.
Bol şans.
Başvuru Formu
Sıkı bir etkinlik.
- Davet edildiğime şaşırdım.
- Etrafına bak.
Kim davet edilmedi ki?
Hiç ''Jones ailesiyle aşık atmak''
diye bir deyim duydun mu?
Tabii.
Bay ve Bayan Jones.
Bu deyim onlar için icat edilmiş.
Öğrendiğime sevindim.
Bu o.
- Birlikteyiz. 19. Masa.
- Güzel.
Tanrım.
Vali tam arkanda.
Sakın dönme.
Harika bir grup.
- Buraya oturmanın mahsuru var mı?
- Hayır, yok.
- Harika bir grup.
- Harika bir grup.
- Merhaba Katherine.
- Merhaba Profesör Dunbar.
Manhattan alacağım.
Bir şey ister misin?
Hayır, teşekkürler.
Bir Jack ve zencefilli bira.
Hamlesini yapıyor.
İlgisini çekeceğini biliyordum.
Onun için fazla yaşlı.
Onun için fazla zeki.
Tut şunu.
Mona Lisa, Mona Lisa
Erkekler sana
- Bizim şarkımızı çalıyorlar.
- Ne?
- Şarkımızı çalıyorlar.
- Duydum.
- Benimle dans eder misin?
- Elbette.
Bayanlar, baylar.
Susun!
Okumamı istediğin şiirle
ilgili ne demiştin?
- Senin fikrindi. Unuttun mu?
- Asla öyle demedim.
Mükemmel.
Sen unutursun diye bunu yazdım.
En sevdiğim şiir.
Gülümseyin.
Betty, sana neler hissettiğimi söylemek
için milyonlarca yol düşündüm.
Ama bunun yerine...
...en sevdiğin şiiri okuyacağım.
- İyi yakaladın.
- Aynen.
Çok yakışıklı.
Sadece iyilik olsun diye yapıyor.
Unuttun mu?
Bayan Watson, Tommy'le
tanışmanızı istiyorum.
Tommy, biraz buraya gel.
Çok güzelsin.
- Bu Katherine Watson.
- Vay canına. Kanlı canlı.
- Sürekli sizin hakkınızda konuştu.
- Yapma.
- Ne demek istediğimi biliyor.
- Anlıyorum.
- Onu etkileyecek bir şey yapmışsınız.
- Sen de yapmışsın.
Bunları çok iyi yapıyorsunuz.
Bir erkek arkadaşım vardı.
Bana onu hatırlatıyorsunuz.
Onda da...
...iki ön dişi tuhaf şekilde...
...üst üsteydi.
Öldü.
Güney Pasifik'te.
Ailem, geleceğimin
çok yakın olduğunu söylüyor.
Onlara, ufkun hayali bir çizgi olduğunu
ve yaklaştıkça uzaklaştığını söyle.
Çok eğlendim. Teşekkürler.
- Beni ekiyor musun?
- Hayır.
Senin benimle...
...işin bitti sanıyordum.
- Niye öyle düşündün?
- Betty dedi ki...
Senden yararlanmak istemem.
Bunu iyilik olsun diye
yaptığını biliyorum.
O bana iyilik yaptı, sen değil.
Haydi, dans et benimle.
Senin için fazla iyi.
Belki de haklısındır.
Ben de senin için fazla iyiyim.
Benim beklentilerim daha düşük.
Bunu geçen bahar
hallettik sanıyordum.
O halde yazın
birlikte yatmamalıydık.
Gidiyor musun?
Komik bir şey bilmek ister misin?
Lenny ölmedi.
Yani resmen ölmedi.
Evlendi.
Bir karısı, çocukları...
...ve ipoteği var.
Hepsi benim olmalıydı,
karısı hariç.
Ve sen ona hiç benzemiyorsun.
Çirkin barmen.
Onun ayakkabılarını
bile boyayamazsın.
Özür dilerim.
Böyle olmaması gerekirdi.
Böyle olmaması gerekirdi.
- Ne tarafa?
- Bir bakayım.
Emin değilim.
- Nereye gideceğiz?
- Galiba burası.
Buradan gelin.
Neredeyse vardık.
Çok teşekkürler.
Çok iyisin.
Benim için zevkti.
Zamanlamanız mükemmel.
işte oldu.
- Bu bir Jackson ***.
- Kesinlikle.
Çürümüş, kurtlu etin sanat olabileceği
fikrine tam alışacakken bu çıktı.
Sakın bu konuda kompozisyon
yazacağımızı söylemeyin.
Bana bir iyilik yapın.
Kendinize bir iyilik yapın.
Konuşmayı kesip bakın.
Ödev yazmanız gerekmeyecek.
Beğenmeniz bile gerekmez.
Tek yapmanız gereken...
...bunu düşünmek.
Bugünkü tek ödeviniz bu.
Bitirdiğinizde çıkabilirsiniz.
Şükürler olsun ki Betty burada değil.
Nereden geldin?
Mars'tan.
Ne tesadüf.
Tom Donegal Joan'ı görmeye
gelmiş. Biri bıraktı.
Neden?
Bunu yapabilmek için.
Bir dakikanız var mı?
Benimle yürüyün.
Tatilde evinize mi gideceksiniz?
- Çok mu uzak?
- Çok pahalı.
New England'da hiç
Noel yaşamadım.
- O halde iklimimiz sizi korkutmadı mı?
- Burayı sevdim.
Öyle mi?
Öğretme yöntemlerin hakkında
bazı telefonlar alıyorum Katherine.
Onlar Wellesley için...
...biraz sıra dışı.
- Bizler gelenekçiyiz Katherine.
- Evet, fark etmiştim.
Burada kalmak istiyorsan...
- Bu bir soru mu?
- Daha çok bir tartışma.
- Burada kalmamla mı ilgili?
- Mayıs'ta resmi teftişin olacak.
O vakte kadar...
...biraz daha az modern sanat.
İyi tatiller.
Size de.
İyi akşamlar.
Neymiş bu kadar gizli olan şey?
Spencer hakkında
dedikodu mu dinleyeceğiz?
Tommy, kes.
Hazır olduklarında söyleyecekler.
Hazır mısın?
Çok şeker, değil mi?
Çok şekersin.
Spencer şirkete ortak yapıldı.
- Vakti gelmişti.
- Ayrıca önemli bir zam alacak.
Bunu söyleyebilirim, değil mi?
Tommy ve Joan'a mı?
Evet, öyle. Belki De ailemiz
fazla geride değildir.
Kahvelerimizi salonda alalım,
olur mu?
Yardım edeyim.
Çok güzel.
Hayal ettiğin her şeye sahipsin.
Sen de olacaksın.
Sana bir sır vereceğim. Kimseye
anlatmayacağına yemin eder misin?
Yale Hukuk Fakültesine
erken kabul edildim.
Nereye? Niye?
Avukat olmak istemiyorsun.
Belki de istiyorum.
Bana sormadan süt markanı
bile değiştirmezdin...
...ama hukuğa mı başvurdun?
Sırf zevkine.
Girebileceğimizi hiç sanmadık.
- '' Biz'' dediğin kim?
- Bayan Watson.
Resmen başvuruyu
benim için doldurdu.
Dalga geçiyor olmalısın!
Buna ne hakkı var?
Sen evleneceksin!
Bu parmakta yüzük yok.
İkisini de yapabilirim.
Yaparım.
- Tommy bu konuda ne düşünüyor?
- Bilmiyor. Kimse bilmiyor.
- O bile mi?
- Hiç kimse?
İstediğin her şeyi elde etmeye
bu kadar yakınsın.
Kaybetmeye de bu kadar.
Telefon geldi. Yarın beni
New York'a çağırıyorlar.
Joan ve Tommy burada.
Sabah gidemez misin?
O zaman toplantıyı kaçırırım. Üzgünüm.
Alacağımız olsun o halde.
- Tabii ki dostum.
- Yeni yılda görüşürüz.
Mutlu Noeller, iyi seneler.
Seni sabah ararım.
Kahve?
Kime erken Noel
armağanı geldi, bil bakalım?
- Nasıl böyle yaşayabiliyorsun?
- Ne gibi?
Odanı toparlamanı bekleriz.
Bu hayatta mı?
Asla olmaz.
Burada ne işin var?
- Burayı hala seviyor musun?
- Evet. Özellikle de kızları tanımayı...
...çoğu zaman.
- Ve iklimi.
- Evet. İklim güzeldir.
Üşüyor musun?
- Dudağın morardı galiba.
- Onu öyle seviyorum.
Niye palto getirmedin?
Giselle, burada ne işin var?
Üşüyorum.
Dinle, bitti.
Artık seninle görüşemem.
- Yapamam.
- Biliyorum.
Gerçekten.
Seninle bir dakika
konuşmak istiyorum.
Haydi.
Seni özledim.
Çok güzelsin.
Sensiz hayat..
...hayat değil.
Ve yaşamadan devam etmek
istemiyorum. Sen?
Seni o kadar seviyorum ki istersen bu
seçkinci buz kutusuna bile taşınırım.
Beni dürüst bir erkek yaparsın.
Merhaba.
Burada olduğunu bilmiyordum.
Giselle Lewy, Bill Dunbar, bu da...
- Benim...
- Nişanlısı.
Bir buçuk dakika önce nişanlandık.
Paul Moore.
Tanrım. Tebrikler.
Nişanlınız mı?
Çok sevinmişsinizdir.
Henüz kendine gelemedi.
Gelemedim.
- Gelin ve oturun. Şerefe içelim.
- Çok isterdik. Acelemiz var.
Bu harika. Gerçekten.
Tebrikler.
Evet, tebrikler. Mutlu Noeller.
Size mutluluklar dilerim.
Hayır, Paul.
Nancy kalp krizi geçirir.
Kuralları var.
- Haydi ama.
- Hayır.
- Neden?
- Hayır dedim. Rahat değilim.
Çek-yatı hazırlarım.
Ne yapıyorsun?
Şaka yapmıyor musun?
Seni görmek için 4500 km geldim
ve şimdi tek başıma mı yatacağım?
Dur. Dur bir saniye.
- Neler olduğunu anlat.
- Bilmiyorum.
Her şeyin benden
uzaklaştığını hissediyorum.
Üç aydır birbirimize
hiç bakmadık...
...ve şimdi buradasın
ve parmağımda bir yüzük var.
Bu da mı seni huzursuz ediyor?
En son kontrol ettiğimde
bu yolda değildik.
En son ne zaman kontrol ettin.
Bill...
Adım Paul.
Sana hayır demiyorum.
Hiçbir şey demiyorsun.
Hiçbir zaman demiyorsun.
Başka bir şeye ihtiyacın olursa
numaram buzdolabında yazıyor.
Seni yalnız bıraktığım için
kendimi çok suçlu...
İyiyim. Yapmam gereken
çok araştırma var.
Tamam. Kendini işe vur.
Ben ikisinde...
...dönerim.
Gelecek yıl görüşürüz.
1954!
Ay çiçekleri.
Vincent Van Gogh. 1888
Ne hissettiğini resmetti,
gördüğünü değil.
İnsanlar anlamadı.
Onlara göre çocukça ve kabaydı.
Onun tekniğini anlamaları,
fırça darbelerinin...
...gökyüzüne hareket kattığını
fark etmeleri yıllar sürdü.
Yaşarken bir resim bile satamadı.
Bu kendi portresi.
Kamuflaj, romantizm yok.
Dürüstlük.
- Şimdi, altmış yıl sonra ne durumda?
- Ünlü mü?
O kadar ünlü ki herkeste taklidi var.
- Kartpostallar...
- Bizde takvimi var.
Sanatı çoğaltma imkânı sayesinde
artık kitleler buna ulaşabiliyor.
Kimsenin orijinal bir van Gogh'u
olmasına gerek yok.
Bizim var.
Newport'daki evimizde.
Ama küçük. Minik.
Kendi resimlerini yapabilirler.
Kutuda Van Gogh.
Kitlelere yayılmış
sanatın en yeni hali.
Sayılarla resim.
''Simdi herkes van Gogh olabilir.
Çok kolay.
Basit kuralları izleyin...
...ve birkaç dakika içinde
sanatçı olma yoluna girersiniz.''
Sayılı van Gogh mu?
İronik, değil mi? İdeallerin popüler
beğeniye uydurmayı reddeden...
...bütünlüğünden ödün vermeyen
adama ne yaptığımıza bakın.
Onu küçük bir kutuya koyduk ve
sizden onu kopyalamanızı istedik.
Seçim sizin hanımlar.
Başkalarının sizden beklediği
şeylere uyarsınız ya da...
Biliyorum. Kendimiz oluruz.
Seni görmek ne güzel.
Daha erken gelecektim ama
dersin sınıfta öğretildiğini sandım.
Bize katıldığınıza sevindim Bn. Jones.
Sizi kaybettiğimizi sanmıştık.
Yazılı olmayan bir kural var,
evli kızlar...
Düğününden beri altı ders,
bir ödev ve sınavını kaçırdın.
Şükürler olsun ki numaralarla
boyama dersini kaçırmadım.
Balayındaydım sonra
ev düzmem gerekti.
- Ne bekliyordu ki?
- Devamlılık.
Evli öğrenciler bir,
iki ders kaçırınca...
...çoğu öğretim üyesi göz ardı eder.
O halde birinci sınıfta evlenin bari.
Böylece kampüse ayak basmadan
mezun olabilirsiniz.
Sırf yıkıcı olduğunuz için
geleneklerimizi küçümsemeyin.
Sırf evli olduğun için
bu dersi küçümseme.
Sırf evli olmadığınız için
beni küçümsemeyin.
Derse gel, ödevlerini yap
yoksa seni bırakırım.
Beni bırakırsanız
bunun sonuçları olur.
Beni tehdit mi ediyorsun?
Sizi eğitiyorum.
O benim işim.
Bu ne?
Her yıl AK, konuk olması için bir
öğretim görevlisini aday gösterir.
Ne dedin?
Görürsünüz.
Bu akşam saat beşte gelin.
Adem'in Kaburgası.
Gizli derneğimiz.
Burada bekleyin.
Önce yemin.
İki elinizi de kaldırın.
Gördükleriniz ya da kokladıklarınızı
saklı tutmaya yemin ediyor musunuz?
Lütfen ellerinizi kaldırın.
Evet, kokladıklarınızı.
Ediyorum.
Sadece bir saniye yanar.
İçin.
Şimdi yemin ettiğinize göre
size istediğimiz şeyi sorabiliriz.
- Böyle mi oluyor bu iş?
- Yanıt vermek zorundasınız.
Onu kim davet etti?
Gerçek ya da ceza için
tam vaktinde geldin.
Önce ben.
Niye hiç evlenmediniz?
Bu, zehirli.
Evlenmedim çünkü...
...evlenmedim.
Patrick Watts'la nişanlıydım.
Herkes ona Leo derdi.
Nedenini bilmiyordum.
O, dans ettiğim,
sigara içtiğim...
...çok sarhoş olduğum ilk insandı.
Pek çok ilkimiz oldu.
18 yaşındaydık ve evlendim.
'41 Noelinde.
Sonra Pearl Harbor yaşandı...
...ve her şey değişti. Herkes değişti.
Ve haziranda denizaşırı göreve gitti.
- Geri geldi mi?
- Evet.
- Değişti mi?
- İkisi de değişti.
Özür dilerim.
Annen ve baban mı?
Savaştan sonra...
...artık birbirlerini tanımıyorlardı.
Birbirlerinden hoşlanmıyorlar.
Gitti. Yeni bir aile kurdu.
Boşanma.
Ne?
Evet. Bizim blokta ilk bizde oldu.
Koca bir şehir bloku.
İnsanlar değişir. Olaylar olur.
Leo ile benim aramda da öyle oldu.
Gitti ve başkasıyla evlendi.
- Ben de master yaptım.
- UCLA, değil mi?
- Hollywood'da mı?
- Yakın.
Neyse kimseye anlatmayacak
mısınız şeyi yani...
...bomba haberleri?
Noel'de nişanlandı.
Anlattığım için üzgünüm
ama çok romantik.
Çok fantastik!
Ayrıldık.
- Ne?
- Ayrıldık.
Çok hızlı oldu.
Her ilişkinin sonunda
evlilik yoktur.
- Bazıları sadece ilişki midir?
- Bill Dunbar.
Onunla ilişki olurdu.
Bunu konuşalım Bayan Watson.
Uzak durmaktan yana değilsiniz,
değil mi?
Değilim. Ancak terbiyeye inanırım.
Senin için istisna yapayım.
Evli öğrenciler için bunu yapmalıyız.
Değil mi Betty?
Profesör Dunbar ile
ilişki yaşamıyoruz?
William Holden'la yaşadınız mı?
Bill Dunbar'ı sordu.
- Bunu nereden duydunuz?
- Doğruymuş.
Betty, söylemiştim.
- Evlenmezseniz pişman olmaz mısınız?
- Hala vakit var.
Bir gün evleneceğimi sanıyorum ama
hayatımı buna göre planlamıyorum.
Biz de mi planlamayalım?
- Öyle demedim.
- Joan'a öyle demişsiniz. Bana anlattı.
Neden söz ediyorsun?
Nişanlanacağını bile bile hukuk
fakültesine başvurunu doldurdu.
- Öyle demedim.
- Kabul edildi.
Şimdi bunu Tommy'ye
anlatmanın bir yolunu bulmalı.
Sen yapsana. Başkalarının işine
burnunu sokmakta çok ustasın.
Sizin için de öyle diyorlar.
- Spencer, iyi görünüyor muyum?
- İyi.
- Vaktim yok. Acele edebilir miyiz?
- Bay Mızmız.
Evli olan Wellesley kızları...
...yükümlülüklerini dengeleme
konusunda ustadır.
İnsanlar şöyle yorumlar duyuyor.:
''Bir elle tavuk haşlarken, öbür elle
ödevimi hazırlayabilirim. ''
Annelerimiz, Lady Liberty adına
çalışmaya çağrılmıştı...
...benim görevim, yok, yükümlülüğüm
ise evdeki huzurumuzu korumak...
... ve çocukların geleneklerimizi
geleceğe taşımasını sağlamak.
Bir ara durup Sanat Tarihi
Bölümü hocalarından...
...Bayan Katherine Watson'ın...
...kutsal evlilik bağına neden savaş
açtığını düşünmek gerekir.
Yıkıcı ve politik dersleri,
Wellesley kızlarımızı...
... doğuştan uygun görüldükleri
rolleri reddetmeye itiyor.
Slayt.
- Modern sanat.
- Hayır, bu sadece bir reklâm.
Susalım!
Bugün sadece dinleyeceksiniz.
Gelecekte bilim adamları bizi
incelediğinde ne görecek?
Günümüz kadınının
bir portresini mi?
İşte, bayanlar.
Bir Wellesley mezununa çok yakın
bir örnek takdirlik öğrenci...
...tam olarak eğitildiği şeyi yapıyor.
Sonraki.
Bir Rhodes öğrencisi.
Acaba kocasının gömleklerini
ütülerken Chaucer okuyor mu?
Sonraki.
Şimdi fizikte master yapanlar
yaptıkları tüm köftelerin...
...kütle ve hacmini
hesaplayabilir! Sonraki.
Sizi özgür bırakacak bir çevre!
Anlamı ne?
Anlamı ne?
Anlamı ne?
Pes ediyorum.
Siz kazandınız.
Ülkedeki en zeki kadınlar.
Fark etmemiştim
mükemmellik isterken...
..karşıma alacağımı...
Ne yazıyordu?
Ne yazıyordu?
'' Doğuştan doldurmak için
uygun görüldüğünüz roller.''
Doğru mu?
'' Doğuştan doldurmak için
uygun görüldüğünüz roller.''
Benim hatam.
Sınıf dağılabilir.
Bu kızlar...
Gurur duyuyor musunuz Başkan Carr?
- Evet, aslında duyuyorum.
- Sanırım duymalısınız.
Yarısı evli ve kalan yarısı da
en fazla bir ay sürer.
Sadece an meselesi. Biri evlilik
teklif edene kadar vakit geçiriyorlar.
Yüz yıl önce bir kadının yüksek okul
mezunu olması düşünülemezdi bile.
Belki de ne kadar yol
aldığımıza bakmalısınız.
Üzgünüm ama bence bu sadece
başka bir korseye benziyor.
- Hepimizin desteğe ihtiyacı var.
- Amanda'ya verdiğiniz destek gibi mi?
- Kuralları çiğnedi.
- Betty Warren'a göre.
Massachusetts eyaletine göre.
Wellesley'in canı cehenneme.
Gidiyorum.
Lanet olsun!
Mükemmel bir tezgâh.
Yüksekokul olarak...
...kamufle edilmiş bir nezaket okulu.
Beni kandırdılar.
- Ne bekliyordun?
- Daha fazlasını.
Yarının liderlerini yetiştirecek bir yere
geldiğimi sanıyordum, eşlerini değil.
10 dakikam kaldı. Büromda buluşalım.
Benimle buluş dedim!
- Nasılsın?
- Aptal ve aldatılmış gibi hissediyorum.
Çok kızgınım.
Değişim zaman alır.
Sana yetişmelerine izin vermelisin.
Katherine, buranın
sana ihtiyacı var.
Seni buraya nasıl kabul ettiklerini
anlamıyorum ama iyi ki etmişler.
Başkan Carr'a söylediğim şeyler!
Dönmeme asla izin veremez.
Çok adil bir insandır.
Neler söyledin?
Merak etme.
Zamanla unutulur.
Kaliforniya'ya ve nişanlına
dönmek istersen başka.
Nişanlı değiliz.
Dersini böldüğüm için üzgünüm.
Sana bunu vermek istedim.
Noel içindi ve...
Sonra kocanla tanıştım ve...
Sistine Kilisesi.
David.
Milo'nun Venüsü.
Mona Lisa.
Teşekkürler.
Denemedin bile.
Zengin evlerinde ve bahçelerinde
bu oyun yasaktır herhalde.
Zengin evlerinde ve bahçelerinde
hiç bulunmadım. Ya sen?
Hayır. Ben sadece yaşlı
bir askerim.
Onlar bizi davet etmez.
Onlar hakkında ne söylerler?
''Yaşlı askerler asla ölmez.
Onlar sadece...
...kadın düşkünü İtalyan
profesörler olur.''
- Haksızlık ettin. Hiç hoş değil.
- Hiç hoş değildi. Özür dilerim.
Stepne olmak hakkında
ne hissettiğimi bilmiyorum.
- Gidiyorum.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
Alışırım.
- Ne yapıyorsun?
- Giyiniyorum.
Eğlendim ve ciddi bir şey aramıyorum.
O halde buraya gel de tartışalım.
Yaptığımız şeyi yaptığımız sürece...
Çok iyi yaptık, ne dersin?
Öğrencilerle yatma.
Ciddiyim.
Ders verirken bir kızın
niye benim parfümden...
...sürdüğünü düşünmek istemem.
Söz vermelisin.
Tamam. Söz veriyorum.
Şimdi konuyu değiştirip...
...biraz daha ilginç bir şey
hakkında konuşabilir miyiz?
Kahvaltı gibi.
Böğürtlenli krep yapıyorum.
Ayakkabını giy.
Kahvaltı edecek kadar
iyi tanımıyorum seni.
Onu bilemem.
O halde bir erkek seni
nasıl tanıyacak?
Bırak bana...
İyi fikir.
Bela Katarina.
Bu bir savaş yarası mı?
Aşk dillerinde savaş
öykülerine bayılırım.
Çok kolay oldu.
Bir köydeydim.
San Remo diye bir yer...
...Almanlar bizi fena hırpalamıştı.
Beni ve Stan'i...
...Stan'i hatırlıyor musun?
Müfrezemizden sadece biz kalmıştık.
Boş bir kulübeden gelen
bir inilti sesi duyduk.
Gece olduğunda...
Tuzaktı mı?
Unutma...
...soru eki, sonra çekim eki.
- Aç mısın?
- Hem de çok.
Sevgiyle yaşayabileceğimizi söyleme
sakın. Kahvaltıyı o yüzden kaçırdım.
Sorun ne?
Sorun ne?
Phillip ve Vanessa Mclntyre.
- Bir arkadaşımın anne-babası.
- Selamlaşalım mı?
Hayır. Kapana kısılırım.
Lanet olsun!
Bizi bara oturtabilir misin?
Bugün sadece...
...restoranın ön kısmına
servis veriyoruz.
Bayan. Bayan Stone.
Bir daha asla yaşayamayacağım
kadar romantik bir hafta sonuydu.
Asla. Şu an ile mükemmellik
arasında duran tek şey...
...şuradaki Mclntyre'lar.
Rekabetin gitmesiyle bir kız...
...her şeyi yapabilir.
Ve biraz yardıma ihtiyacım var.
- Hallettim. Artık başka Mclntyre yok.
- Teşekkür ederim.
Bunu konuşmayalım.
Ve dönün.
Gülümsemeyi unutmayın.
Kollar yukarı.
Birlikte hareket edin.
Daha hızlı lütfen.
Kalkarken gülümseyin.
Hafta sonu bir kız yemeğine
ne dersiniz? Sadece biz.
- Spencer nerede?
- Gitti.
- Ben müsaitim.
- Ben meşgulüm.
- Ne işin var?
- Bir psikanalistle çıkıyor.
- Adam evli.
- Giselle!
Üzgünüm.
Ağzımdan kaçırdım.
- Gelecek misin Connie?
- Charlie'ye soracağım.
Charlie Stewart. Kuzenin.
Dalga mı geçiyorsun?
Geçen hafta sonunu
Cape'de birlikte geçirdik.
Bildiği gizli bir yer vardı.
Can alıcı kelime ''gizli''.
Erkekler birlikte görülmekten
utandıkları kadınları Cape'e götürür.
- Seni kullanıyor.
- Gitmek istiyorsan seni kullanmıyor.
Gel. Onu dinleme.
Seni seviyorum. Bunu seni
incitmek için söylemiyorum.
Charlie, Deb Mclntyre'a evlenme
teklif etti. Onun rozetini takıyor.
- Giselle, doğru olduğunu biliyorsun.
- Rozet falan bilmiyorum.
Mclntyre mı?
Anne-babasının adı
Vanessa ve Phillip mi?
Onları tanıyor musun?
Uzaktan.
- Günaydın.
- Elveda. Günaydın.
Bekle. Hayır.
Dinleyicilerimiz var. Bakma.
Hayır. Dur. Bırak beni.
Tamam, bırak beni.
Bu eve giremezsin.
Bu eve giremezsin.
Günaydın.
Git. Git.
Öyle bir adamla nasıl çıkarsın?
Ya onun hakkında yanılıyorsan?
Ya yanılmıyorsam?
Kahve soğumuş.
BAHAR DANSI - 1954
Kulakların yanıyor mu?
Sanırım önce ayaklar yanıyor
ve sonra her yeri tutuşturuyor.
'' Ne dersin Edward, onu seneye
tekrar kadroya alalım mı?''
'' Çok güzel bacakları var.''
Dönmek istediğimi
kim söyledi?
Beni o kadar kızla
tek başıma mı bırakacaksın?
Birinin boş tepsileri
fark edeceğini düşünürsün.
İyisin. Bana senin yaşındaki
halimi hatırlatıyorsun.
Şerefe.
Kesinlikle iğrenç.
O kadar duygusallaşma Connie.
Sadece bir eğlenceydi.
Önemli değildi.
İzninizle.
Charlie. Çok uzun zaman oldu.
Nasılsın?
İyiyim, teşekkürler.
Sen? Deb?
- Efendim?
- Deb. Sevgilin.
Hani şu koca...
Hani şu koca dişli.
Koca dişli.
Bilmediğimi mi sanıyorsun?
Deb'le geçen yaz ayrıldık.
Bu, Miranda.
Telefonlarıma artık karşılık
vermediğin mektuplarıma...
...cevap vermediğin
dönemde tanıştık.
Belki de gitmeliyim.
Spencer'ı gördün mü?
Ama Charlie Stewart'ı gördüm.
Deb ile geçen yaz
ayrıldıklarını söyledi.
Sen ise beni Cape'e davet ettiğinde
onların beraber olduğunu söyledin.
Ah Connie. Çıkanların
kayıtlarını tutmuyorum.
Son birkaç yıldır sürekli
ayrılıp barışıyorlar.
Hayır, görünüşe göre uzun süredir
ayrılarmış. Uzun süredir.
- Öyle mi?
- Beni gizlediğine...
...inanmama neden oldun.
Her durumda...
Niye mutlu olmama izin vermedin?
Değiştiriyoruz.
Harika bir öğretmen.
- Harvard nasıl?
- Fena değil. Fena değil.
- Beni tebrik et.
- Tarih mi belirlediniz?
Hayır, resmi bir sey yok henüz.
Penn'e girdim.
Master programına.
Tebrikler. Yale ne oldu?
Joannie'den söz ediyorsun.
Evet. Ne denebilir ki?
Olağanüstü bir kız.
Muhteşem.
Ve oraya kabul edilmiş olması.
Yani bunu her zaman hatırlayacak.
Sizin sayenizde.
Bayan Watson ona çok iyi davrandınız.
İkimiz de minnettarız.
Özür dilerim. ''Oraya kabul edilmiş
olması.'' Bu ne demek?
Philadelphia'da olacak...
...benimle.
Saat beşte masaya yemeği
koyabilmek için çok uzun bir yol.
- Değiştiriyoruz.
- Teşekkürler.
Spencer'ı gördün mü?
Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
Aslında Spencer seni
eve bırakmamı istedi.
- Bir toplantı çıktı.
- New York'ta.
Teşekkürler.
- Tatlım, burada ne işin var?
- Gece kalacağım.
- Spencer bir şey demez mi?
- Spencer fark etmez.
- Yine New York'ta. Çalışıyor.
- İkiniz için de çok çalışıyor.
Onun adına yalan söyleme anne.
Bunu kendi iyi beceriyor.
Dönecek ve evine gidip,
makyaj yapacak...
...ve kocanı bekleyeceksin.
Sen bunu kabul ettin Elizabeth.
Hepimiz ettik.
Kendi evimde kalmama
izin vermeyecek misin?
Artık senin evin
Spencer'ın evi.
İnan bana, bu kendi
iyiliğin için.
Gel.
Philadelphia'ya 45 dk. mesafede
yedi hukuk fakültesi var.
Okuyabilir ve saat beşte
masaya yemeği koyabilirsin.
- Çok geç.
- Bazıları geç kayıt kabul ediyor.
- Başta üzülmüştüm.
- Tatlım, misafirlerin.
Tommy Penn'e girdiğini söyleyince...
...Tanrım, kaderi belli oldu, dedim. Çok
çalıştı, bunları nasıl bir kenara atar?
Sonra buna gerek olmadığını gördüm.
Evlendik.
Hafta sonu gizlice evlendik.
Büyük bir törenden çok korkuyordu...
...biz de bir anlık bir şey yaptık.
Çok romantikti.
Bak.
Çok güzel.
Bu benim seçimimdi.
Gitmemek. O beni desteklerdi.
- Ama seçmen gerekmez.
- Hayır, gerekir.
Bir yuva istiyorum. Bir aile.
Bunları feda edemem.
Kimse bunu feda etmeni istemiyor.
Sadece ikisini de yapabileceğini
anlamanı istiyorum.
Sence bir gün avukat olmadığım
için pişman olur muyum?
Evet, korkarım olursun.
Ama bir ailemin olmamasından
duyacağım pişmanlık kadar değil.
Ne yaptığımı biliyorum ve aptal
olduğumu göstermez.
- Sana korkunç geliyordur.
- Öyle demedim. Ben...
Tabii ki dedin.
Sınıfta görüntünün arkasına bakmamızı
söyledin. Ama sen bakmıyorsun.
Sana göre bir ev kadını, ruhunu koloni
tarzı bir ev için satan biri.
Bir derinliği, aklı
ilgi alanları yok.
İstediğim her şeyi
yapabileceğimi sen söylemiştin.
Bunu istiyorum.
Tebrikler.
Mutlu ol.
Bazen bunları beni kızdırmak
için söylüyorsun gibi geliyor.
Baban bu şekilde
konuştuğunu biliyor mu?
Karın burada olduğunu biliyor mu?
- Charlie Stewart'ı nerede bulabilirim.
- C-17, 44.
Fakat şimdi çok geç.
Çıkmanız gerekiyor.
Yukarı çıkamazsınız.
Bu yatakhaneye kadınların
girmesine izin yok.
Lütfen beni rahatsız etmeyin!
Burada ne işin var?
Şey...
Koca Diş'i bugün...
...Kevin Tawil'le gördüm çok
samimiydiler ve bu yüzden...
...düşündüm ki, belki de ikiniz...
- Çıkmadığımızı mı?
- Evet.
Yurtta kız yasak.
Yanlışlar yaptığımı biliyorum.
Hem de tonlarca.
Ama asla iki kez yapmam.
Sonra?
Sonra mükemmeldi. Romantik.
Tüm gece konuştuk.
Geç kaldın.
Pazar brunch'ına ne oldu?
Biz de tüm gece ayaktaydık.
Konuşmadan.
Psikanalist mi? Yine.
- İlahi bir yorgunluk.
- O evli.
Sen ve Tommy'ninki
gibi bir evlilik değil.
Bunun anlamı ne?
Karısı aynı dili konuşmuyor demek.
- Dilin adı seks.
- Sana para veriyor mu?
Seks için?
Bu hızda devam edersen
servet edinebilirsin.
Herkes öyle düşünüyor.
Ne dediklerini biliyor musun?
Fahişe olduğunu söylüyorlar.
Yakında seni tadıp bir kenara itecekler,
kullanılmış bir halı gibi.
- Betty, dur. Hemen.
- Sevdiğin erkekler seni istemiyor bile.
- Baban seni istemiyor.
- Sizinle aşağıda buluşuruz.
- Profesör Dunbar.
- Betty, bu kadar yeter.
Herkes onun evinin orada
saklandığını biliyor.
Seni umursamayan, başkasına
aşık olan, senden nefret eden...
...bir erkeğin peşinden
koşmak işkence olmalı!
Ve canın yanıyor.
Sus!
Beni istemiyor.
O benimle yatmıyor.
Ben hayır diyorum.
Onun için iyi olmaz.
- Mutlu değil.
- Parlamalarını unutma Jocelyn.
Doğru.
Dr. Staunton, mezunlara
rakamları verir misiniz?
Onun sınıfına kayıt bugüne kadar...
...bölümdeki en yüksek rakam.
En yüksek.
Ders programını vereceğine
söz versin.
Önceden. Ve onaylanmaları gerekecek.
Bunu asla kabul etmez.
Bill, Avrupa broşürleri geldi.
Sürpriz.
Özür dilerim.
Siz kimsiniz?
Stanley Sher, Bill'in eski bir arkadaşı.
37. Alay'da birlikteydik.
Siz Katherine olmalısınız.
Öyle.
Güzel olduğunuzu anlatmıştı ama...
- Sizi aşağıda bekleyeyim Stanley.
- Tamam.
Bill'le savaşta birlikte miydiniz?
Evet. Şimdi o bir öğretmen...
...ben de havalandırma işindeyim.
A bombasını unut.
Freon.
ABD'yi tamamen değiştirecek.
Batı'yı gelişime açacak.
Şirketim El Paso'da.
San Remo'dan bir hayli
yol gelmişsiniz.
Evet.
Kaliforniya'da mı?
İtalya.
- İkinizin bölüğünün olduğu yer.
- İtalya mı?
Biri seni feci işletmiş.
Biz savaş boyunca Long lsland'daki
Ordu Dil Enstitüsü'nde görev yaptık.
İtalya'ya, en fazla Mama Leone'nin
zitileri kadar yaklaştık.
Aslında Bill'in Avrupa'ya bile
gittiğini sanmam.
Ben de gitmedim.
İyi misin?
Stan'le tanıştım.
Çok iyi adam.
Ağzı iyi laf yapıyor.
Çok eski bir arkadaşlığımız var.
Long lsland'dan.
Sırrın açığa çıktı.
Ne kadar inanılmaz bir yalan.
O dili konuşuyordum, üniformam vardı.
İnsanlar tahmin etti...
...onları düzeltmedim.
Sanırım yapmalıydım.
Sanırım yapmalıydın.
Katherine, dinle.
Üzgünüm, tamam mı?
Bir hata yaptım.
İşleri düzeltmem için...
...bana bir şans ver.
Niye dürüst olamadın?
Bu seninle kolay olmuyor.
Mükemmelsin.
Sana karşı dürüst olmak
çok zor.
Senin için öyle.
Sadece ben değil.
Joan da sana sırt çevirdi, değil mi?
- Bu söylediğin korkunç bir şey.
- Biliyorum ama gerçek bu.
Dürüstlük istiyorsan
çok dürüst olabilirim.
Wellesley'e, insanlara yollarını
bulmalarına değil...
...senin yolunu bulmalarına
yardıma geldin.
Seni aramaya pek alışık değilim.
Elizabeth, bana bak lütfen.
Bayan Jones'la konuştum.
Boşanma olmayacak.
Her zaman alışma evresi olur.
Bir yıl boyunca deneyeceğine
dair ona garanti verdim.
Şuna bak anne.
Spencer da deneyecek.
Dediğine göre çok üzgünmüş.
Onu aramalısın.
Gülümsüyor.
Mutlu mu?
Önemli olan kimseye anlatmamak.
Mutlu görünüyor.
Ne önemi var ki?
Pis çamaşırlarını herkesin
önünde yıkayamazsın.
Sana bir şey diyeyim.
Her şey göründüğü gibi değildir.
Sevgili Bayan Watson:
Büyük bir zevkle...
...1954-55 akademik yılında...
...Sanat Tarihi Bölümü'nde...
...öğretmenliğe dönmeniz için...
...sizi davet ediyoruz.
Ancak bu davetin tamamen...
...aşağıdaki koşullara bağlı olduğunu
belirtmek zorundayız.
Lütfen, Nora.
Devam edebilir miyiz?
Bir:
Sadece bölüm başkanlığınca belirlenen
ders programını öğreteceksiniz.
İki:
Tüm ders planları...
...her dönem başında onaylanacak...
... ve gözden geçirilecek.
Üç;
Hiçbir zaman öğrencilere
konunuz dışında...
... tavsiyelerde bulunmayacaksınız.
Son olarak;
Tüm öğretim üyeleriyle
profesyonel ilişki dışında...
...bir ilişkiye girmemeyi
kabul edeceksiniz.
İyi akşamlar Katherine.
Yukarıdaki koşulları kabul edeceğinizi
düşünerek, Wellesley geleneğinde...
...yerinizi almanızı bekliyoruz.
YENİ İŞİN İÇİN
Tebrikler
Hepimizden!
Güzel parti.
Fark etmemiştim.
Sürprizdi.
H harfi...
- Howard.
- Howard, evet!
Howard.
Önemli değil.
Önemli olan seneye dönecek olman.
Umarım burada yaşarsın.
Bunu tam olarak düşünmedim.
Daha bugün söylediler.
Daha çok zaman var.
Kutlaman gerekir.
Haklısın.
Haklısın. Kutlayalım.
Yukarı çıkalım, takalım
takıştıralım ve dansa gidelim.
Saçma. Saat sekizi geçiyor.
Strik e it Rich var.
- Hayat Strik e it Rich değildir.
- Yarın okul var.
Ne olmuş?
Gitmek istemiyorum.
Burada mutluyum.
Reklam bitti.
- Müzik sever misiniz?
- Yakışıklı, değil mi?
Benimle seyret.
Eski bir parçada, '' Beni sen ikna ettin.''
der. Bu şarkının adı ne?
'' Beni seni sevmeye zorladın.''
'' Beni seni sevmeye zorladın.''
'' Beni seni sevmeye zorladın.''
Tuval üzerindeki boyaya bakarak
anlayabiliyorsunuz.
Bunu düşünmenize yüz ifadesi
gözleri neden oluyordur.
Bence bu yüzden ilginç.
Bunun geldiği bağlam bizim
bakış açımızı etkiliyor.
Bence ressamı kışkırtmış
olduğu için bizi de kışkırtıyor...
...ve bu şekilde bize
bir mesaj iletiyor.
İyi resim olup olmadığına
gelince nesnel olamam.
Ferdie Amca için de bir tane yaptım.
Sevgiler, Connie.
Joan'ın fikriydi.
Başka türlü bizi nasıl hatırlarsınız?
- Sizi geri çağırdılar.
- Sizce hata mı yaptılar?
Evet.
- Elizabeth, Spencer'ı görmüyorum.
- Affedersin anne.
Greenwich Village'daki arkadaşınla
temas kurmamı sağlar mısın?
Greenwich Village'dan
neye ihtiyacın var?
Bir daireye.
Bu sabah boşanma
davası açtım.
Evinizde istenmediğimi
bildiğimiz için...
Giselle Levy'yi hatırlıyor musun?
Ona ne diyordun?
New York'lu Yahudi.
İşte o.
Ev arkadaşı olacağız.
Hazır mısın?
İyi misin?
- Greenwich Village mı?
- Bir süreliğine.
Sonra, kim bilir?
Belki hukuk fakültesi.
Hatta Yale.
Seninle hiçbir mahkemede
karşılaşmak istemezdim.
Belki gelecek yıl uğrarım.
Tetikte olmanız için.
Burada olacak mısınız?
Bayan Constance Baker
Bayan Thomas Donega
Bayan Susan Delacorte
Sevgili Betty,
Wellesley'e bir şeyleri
değiştirmek istediğim için geldim.
Ama başkalarını değiştirmek...
...kendine yalan söylemektir.
Öğretmenim...
...Katherine Watson k endi
bildiği gibi yaşıyordu...
... ve bundan ödün vermedi.
Wellesley için olsa bile.
Bu son baskımı örnek bir
hayat süren...
... ve dünyayı farklı gözlerle...
...görmemizi sağlayan...
... Olağanüstü bir kadına adıyorum.
Siz bunu okuduğunuzda o Avrupa'ya
doğru yola çıkmış olacak...
... eminim orada da yıkacak yeni
duvarlar ve yerlerine oturtacak...
...yeni fikirler bulacaktır.
Kımıldamayın.
Gittiği için ona dönek, amaçsız
gezgin dendiğini duydum.
Fakat gezen herk es
amaçsız değildir.
Özellikle de gerçeği
geleneklerin, tanımların...
... ve görünüşün...
...arkasında arayanlar.
Çekil yoldan!
Seni asla unutmayacağım.
Bu savaştan sonra ne olacak Lee?
Bu iş bir ask erin işi.
Geri döndüğü zaman...
- ... işini alabilir.
- Çok iyisin.
MÜSHİL
Bir Günlük Kraliçe
Altyazılar:
YA&YA