Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: mete1111 (mete-975@hotmail.com) İYİ SEYİRLER...
GHAJİNİ.
Amaar KHAN.
Asin.
Jyah KHAN.
Beyin vücudun en önemli organıdır.
Vücudun kontrolü beyinden gelir.
Gördüğünüz gibi beyin vücudun tek hakimidir.
Bay Shanjay Singhania kısa süreli hafıza kaybı hastası.
Malti! Şuna bir göz at.
Bu gayet doğal.
Hayır! Ama neden efendim?
Unut gitsin. Ama neden? İlgi gerektiren bir durum.
Bu çok farklı, bu çok önemli bir polis davası.
Ama efendim... Sonita, Aileni aramamı ister misin?
Pekâlâ, konuya bakmayacağım.
Ama tıp öğrencileri olarak durumu öğrenmek istiyoruz.
Pekâlâ!
Adı Shanjay Singhania.
Birileri kafasına demirle vurmuş.
O olaydan sonra da hafızasını yitirdi.
Artık hiç bir şey hatırlamıyor.
Bu hastalığa " kısa süreli hafıza kaybı" adı veriyoruz.
Düşünsenize, sadece 15 dakikayı hatırlıyor.
Sonra her şeyi unutuyor.
Mesela adını sorduktan
15 dakika sonra unutur.
Olayların bir kısmını hatırlıyor, ama ne kadar olduğunu bilemiyoruz.
Rutin şeyleri, mesela yemek, su...
araç kullanmak ve duyguları,
tüm bunlar iç benliğinde duruyor.
Adına alt hafıza diyoruz.
Günlük ihtiyaçlarını nasıl görüyor efendim?
Bakın! Çocuklar ihtiyaçlarını nasıl görüyor sizce?
Hatırlayarak, tekrar yaparak, hatırlatarak.
Ya da yazarak.
O da işlerini yazarak düzenliyor.
Kaza nasıl oldu? kafasına kim vurdu?
Bunu hiç kimse bilemiyor...
Maalesef adamın yüzünü hatırlamıyor.
Kim böyle bir hayatı yaşamak ister ki... Kim bilir şu anda ne yapıyor.
Ghajini.
Ghajini.
Saat:6, açılış töreni. Şeref konuğu: Ghajini Dharmatma.
Ghajini'yi öldür, tarih: 03.06.2008 Dikkat: onayla.
O da Mangish gibi öldü.
Bu hafta ikinci cinayet.
Mumbai'ın tüm sokaklarında arayın.
Bunu yapan aşağılığı 48 saat içinde bulalım.
Yaptıklarının hesabını verecek.
Onu polisten önce bulmalıyız.
Nereye gitmek istiyorsun?
Buraya.
"Orchard caddesi"
Orchard caddesine geldik.
Şimdi sağ tarafa dön.
Sağ tarafta Avdisi binası görünecek. Oraya gitmek istiyorum.
"Evim."
73 Rupees.
Burası kimin adresi? Benim.
"Tişörtünü çıkart."
"Kalpana öldürüldü."
Kalpana öldürüldü."
"Fotoğraflara ve notlara bak."
"Ghanjini'yi bul."
İki gün sonra sabah saat onda.
Andhiri istasyonuna Hira Nandani'den bir bilet.
Evet efendim, bunu ben kestim.
Biletin arkasında ne yazıyor?
Bu bilet için 500 Rupees verdi.
Hiç bir şeyden şüphelenmediğim için bileti kestim.
Ama para üstünü almayı unuttu.
Mutlaka onu biliyorsundur. -Kim?
Efendim, her şeyi unutan bir adam var.
Bazen otobüs biletini almayı unutuyor.
Bazen de para üstünü.
Bazen birden fazla bilet alıyor.
Ve durakların adını soruyor.
Onu tarif edebilir misin? Tabi ki efendim.
Çok tuhaf görünümlü...
dazlak...
dövmeleri var.
Her sabah Hira Nandadi'den biniyor.
Tam dokuz. Bir saat içinde ona yetişmeliyiz. Hadi.
"Kamerayı al."
İşte orada.
Lanet olsun!
Raporlar geldi.
Affedersiniz! Affedersiniz efendim!
Merhaba efendim. Ben Sonita.
Sonita, son sınıfta okuyan bir tıp öğrencisiyim.
Efendim, siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi tanıyorum.
Sizinle iki dakikalığına konuşabilir miyim?
Lütfen efendim!
Efendim, bir tıp öğrencisi olarak...
bilmek istiyorum, nasıl...
Nedir bu efendim?
Kameram. Ama neden çalıyor?
Her 15 dakika da bir çalıyor.
Çünkü...
önemli şeylerin resmini kaçırmamam gerekiyor, mesela insanların.
Hatırlamak içinde yazmam gerekiyor.
Fotoğrafların üzerine mi?
Evet!
Ne yapıyorsun?
Efendim! Notlar...
Yırt at onları, hemen!
Efendim! O fotoğrafa bakabilir miyim?
"Özel korumam."
"Doktorum, müdürüm."
"Evim."
Efendim! Burası Hira Nandani binası mı? Orada mı yaşıyorsunuz?
Evet!
Efendim, size bir şey sorabilir miyim?
Kafanızdaki bu darbe nasıl oldu?
Hocamız bir kaza olduğunu söyledi.
O kazayla ilgili herhangi bir şey hatırlıyor musun?
Tam olarak ne oldu?
Size kim vurdu?
Şu andaki dostluğumuz her şeyi söyletecek boyutta değil.
Özür dilerim! Özür dilerim, özür dilerim.
Ama sizi tekrar görmek istiyorum.
Benim de fotoğrafımı çek.
Bir daha görüşürsek sana gösteririm.
Bir tane daha çek, biri bana diğeri de sana.
Artık en iyi dostunuz oldum efendim.
Bu yüzden üzerine "dostum" diye yazın.
Teşekkür ederim efendim, bir sonraki buluşmamızda sana bu fotoğrafı göstereceğim.
Sen polisi aptal mı sanıyorsun?
Lanet olası!
"2005 günlükleri. "
"1 Ocakta Mumbai'a döndüm" "Görevliler beni sıcak bir şekilde karşıladılar. "
"Bu babamla ilgili bir şey düşünmemi sağladı." "Oldukça sevinçliydi. "
"Babamdan kalan miras. " "Hayatımın en önemli şeyi. "
Adım Shanjay.
Shanjay Singhania.
Bu iş hem uzmanlık alanım hem de hobimdir.
Babamın rüyası, Hindistan’ın en büyük mobil telefon şirketi olmaktı.
Onun rüyası benim hedefimdir.
Ve bunun için hiç bir fırsatı kaçırmayacağım.
Mumbai, benim ve annemim anavatanıdır.
Bu yüzden orayı çok seviyorum.
Bu Air Voice cep telefonu şirketi.
Ofisim.
Bunlarda şirketin güvenilir görevlileri.
Babam; işlerini severek yap derdi.
Ama duygusal olmadan.
Hedefimiz, Hindistan’da 50 milyon tane cep telefonu satmak.
Bu olamaz mı?
Ben bunu yapamam.
Hayır, cesaret değil, bu inanç meselesi.
İnançla cesaret arasında küçük bir fark vardır.
"Yapabilirim." Bu inançtır.
Sadece ben yapabilirim demek ise, cesarettendir.
Devam etmek için de inanca ihtiyacımız vardır.
Cesaret ise...
onu ofisin dışında bırakırsanız,
çok memnun kalırım.
Teşekkür ederim.
Müzikle sallan.
Ritimle dans et.
Bebeğim.
Küçüğüm, en iyisi eğlenmene bak.
Doğrudan kalbimden, düzen böyle.
Sadece onu yaşa.
Bunun sınırı yok.
Sarhoş edici kokteyl var.
Bu sana mutluluğu getirecektir.
Hayattan haz aldığın zaman.
Onun güzelliğini hissedersin.
Buna kulak ver, işin sırrı bu.
Müzik dünyasında derin gevşeme yoktur.
Hiç bir şeyi saklama. neyin varsa bana ver.
Neden söyleyebileceklerini kalbinde saklıyorsun?
Şarkı söyle ve gülümse.
Hayattan bunu öğrendik.
Sallan ve dans et.
Bizler rehine değiliz.
Besteyle sallan.
Ritimle dans et.
Müziğin nağmeleriyle gevşe.
Dalgalanmanın keyfini yaşa.
Sallan ve titre.
İşte sır bu.
Müzik dünyasında derin gevşeme yok
Hiç bir şey saklama, elindekinin hepsini ver.
Neden söyleyebileceklerini kalbinde saklıyorsun?
Bebeğim, eğlenmene bak.
Doğrudan kalbimden, düzen böyle.
Sen sadece yaşa.
Sınır yok.
Sarhoş edecek kokteyl var.
Sana mutluluğu getirecektir.
Hayattan zevk aldığında.
Ve onun mutluluğunu hissettiğin zaman.
Müzikle dans et.
Ritimle dans et.
Müziğin nağmeleriyle gevşe.
Dalgalanmanın keyfini yaşa.
Müzikle sallan.
Ritimle dans et.
Müziğin nağmeleriyle gevşe.
Dalgalanmanın keyfini yaşa.
Sallan ve titre.
Sallan ve titre.
Randevu saat yedideydi, sen saat 10.30’da geliyorsun.
Herkes seni bekliyor.
Efendim, trafiğe takıldım. Bana mazeret uydurma.
Git ve hemen üzerini değiştir. Tamam efendim.
Çok mu geciktim? Evet!
Bu nasıl bir ortam böyle, her gün karmaşık.
Hima malini'de kalıyor.
Işıkları açayım mı? Çekime başlayalım.
Işıklar!
Kamerayı aç.
Kamera açık.
Çekime başla.
Ovalayıp temizliyoruz.
Ta ki ellerimiz yoruluncaya kadar.
Ve lekeler hala duruyor.
Kamerayı hareket ettir.
Şimdi efendim.
Bu yüzden "Cate" almalısınız. o zamanda beyazlıktan şikâyet edeceksiniz.
sadece 1 rupeese temizlik.
Kalpana.
Bu yolla yaptığımız 8. ilan olacak.
Hepsi de oldu mu? Sadece 3 tanesi efendim.
Bir sonraki yer neresi? Burası.
Burası efendim. Yukarıda her taraf gözükür.
Bana da uygun geldi.
Kim yaşıyor burada? Kalpana adında bir kız.
Onunla konuşabiliriz.
Ne oldu Rafi? Batarya bitti.
Madam Kalpana'yla görüşebilir miyiz?
Madam Kalpana adında biri yok, sadece Kalpana var.
Bu arada siz kimsiniz?
Biz Air Voice şirketinden geliyoruz.
Bende Bay Sanjay Singhania'nın yardımcısıyım.
Air Voice şirketi mi?
Ben Satfir Kouli.
Reklâm şirketlerinin sahibiyim.
Birçok reklâm yaptık.
Sabun, diş fırçası, hajmola.
Diş temizliği tozu reklâmı da yaptık.
Ne tür bir reklâm istiyorsunuz?
Bakın, biz Madam Kalpana'yla görüşmeye geldik.
Bizi şirket başkanı Bay Singhania gönderdi.
Kalpana o odada.
Kapıyı aç, onlara çay verip geri dön.
Peki efendim.
Özür dilerim, özür dilerim. Beni ikna etmeye çalışmayın.
Şirket başkanın çok beğendiyse ben ne yapayım?
Benden kendisi isterse bunu kabul edebilirim.
Aşk meselesi, aşk meselesi.
Lütfen efendim, başkanımız adına ben istiyorum.
Lütfen konuyu düşünün.
Düşünmeye ne gerek var?
Kararımı duydun.
Başkanına Kalpana'nın kabul etmediğini söyle.
Pekâlâ, ola ki kararını değiştirirsen,
bu şirketin kartı.
Bizi ara. Tamam.
Hazırlanmaya gidiyorum.
Bekleyin bayan.
Bayan mı?
Bayan Kalpana.
Bayan.
Kişisel meselenize karıştığım için üzgünüm.
Ama tüm konuşmaları duyduk.
Bayana bir sandalye getirin, olanlara bir bakalım.
Air Voice şirketinin başkanı seni bir yerlerde görmüş.
Ve ilk görüşte sana âşık olmuş.
Sorun da bu.
Senin kabul etmeni bekliyor. Bu yüzden adamlarını gönderdi.
Sende kabul etmiyorsun. Haklı değil miyim efendim?
Bu doğru mu?
Evet. Bu doğru.
Sadece merakımdan soruyorum... neden teklifi kabul etmiyorsun?
Bugün Air Voice şirketinin başkanı geldi.
Gelen Bill Jitsh ise kabul edeyim mi?
Benimle ilgileniyor.
Büyük bir fırsat doğduğunun farkına var.
Kabul edersen şirketimiz büyüyecek.
Çok iyi işler yapmış olursun, sen sadece istediğini kabul et.
Arayalım.
Hayır efendim, fakat...
çalıyor, konuş. Konuş.
Alo Kalpana konuşuyor.
Kalpana mı?
Şu tutucu olan Kalpana mı?
Senin hakkında her şey öğrendik.
Birincisi, kaldığın ev kendinin bile değilmiş, kiranı bile ödememişsin.
Sonra da bizi tehdit mi ediyorsun?
Kapat şu telefonu.
Ofistekiler şaşkın.
Dinle, başkanına Kalpana'nın kabul ettiğini söyle.
Parlak olmaması çirkin olduğu anlamına gelmez.
Gindamal Nathomal takıları. 42.cadde, Malad’ın batısı.
Şubemiz yoktur.
Anne! Biz kime güveneceğiz?
Önce annene güven, sonra da herkesin güvendiği şeye güven.
Bizim sabunumuza, banyo sabunu.
Efendim, bunu neden getirdiniz? Boş ver.
Seninle konuşmak istiyorlar.
Reklâm ajansından bir gazeteci gelecek.
En büyük ajansları biliyor.
Büyük projemizin Shanjay Singhania ile ilgisi olduğunu bilirse,
Daha fazla kazanırız.
Ne zamana kadar basit reklâmlarla devam edeceksin?
Şirketimize uluslararası bir plan gerekiyor.
Olmuş bilin efendim.
Kalpana bu işteki sihirli değnek.
O hareket ederse, dünya da hareket eder.
Maya Pouri dergisinden geliyorum, mankenler hakkında yazıyorum.
Bir mankenle görüşebilir miyim?
Odasında.
Efendim? Gel, gel.
Gel otur.
Başkanım geleceğini söylemişti.
Gerçekten mi? Hazırlanmam zaman alır.
Şimdi havaalanına gitmem gerekiyor.
Shanjay'a gideceğim. Shanjay'da kim?
Shanjay Singhania.
Air Voice şirketinin sahibi.
Bana âşık.
Sana âşık mı? Evet.
İlk defa Delhi havaalanında görüşmüştük.
O zaman Shanjay Singhania olduğunu bilmiyordum.
Havaalanında bana bakıp duruyordu.
Daha sonra yanıma oturdu ve dedi ki;
Merhaba, ben Shanjay Singhania.
Ben de merhaba dedim.
İşte o anda gerçek niyetini öğrendim.
Bir dakika, bunu yazabilir miyim?
Tabi, neden olmasın, buna inanamazsın.
Yol boyunca Mumbai’dan, Delhi’den söz edip durdu.
Onu dinleyip dururken, aniden; seni seviyorum,
benimle evlenir misin? Demez mi?
Ona, galiba deliriyorsun dedim.
Gökyüzünde evlilik teklif edilmez. Dedim.
Mumbai'a geldikten sonra aramaya, sms göndermeye devam etti.
Ona ihtiyaç duymadım.
Sonunda haline acımaya başladım.
İşte bu yüzden kabul ettim.
Maya Poori'nin son haberlerini okuyun.
Ünlü işadamı Shanjay Singhania yükselmekte olan bir mankene âşık.
Kalpana tüm hikâyeyi anlatıyor.
Hepsinin detayı bu sayının içinde.
Ben onu tanımıyorum. Yüzünü bile görmedim.
Bunların hepsi komplo, neden böyle konuştuğunu bilmiyorum.
Benimle daha sonra konuş.
Daha fazla konuşmak istemiyorum.
Fotoğrafı var mı? Hayır efendim.
Onunla görüşmek istiyorum.
Şimdi ne yapacağız?
Geçmeye çalışacağız.
Sorun ne? Çocuklar müzeye gelmiş.
Ama geçemiyorlar, ne yapalım?
Dikkat edin.
Kalpana kim?
Merdiven üstündeki, balkondaki. Adım Sachin.
Lütfen bana yardım edin.
Bakalım ne yapabiliriz.
Fotoğrafları gönderdin mi?
Kalpana sen misin? Evet, Kalpana benim.
Ben... benim!
Maya Poori'den haberleri okudum.
Yine Maya Poori'mi? Her sabah arıyorlar.
İmzalar, kısa mesajlar... Vs... vs...
Bunun için anlatmadım.
Sanırım şimdi Bay Sanjay kızgın.
Sanjay mı? Evet Sanjay Singhania.
Büyük ihtimalle Delhi havaalanında karşılaşmışızdır.
O zaman o olduğunu anlayamamıştım.
Havaalanında sürekli bana bakıp duruyordu.
Sonrada yanıma oturdu.
Dedi ki; merhaba, ben Sanjay Singhania.
Ona merhaba dedim.
İşte o anda gerçek niyetini öğrendim.
Yol boyunca Mumbai’dan, Delhi’den söz edip durdu.
Onu dinliyordum.
Sonra aniden; Seni seviyorum dedi.
Benimle evlenir misin dedi.
Gökyüzünde evlilik olmaz dedim.
Ona hayır dedim. Bana Lütfen dedi.
Ben hayır dedim. O lütfen dedi.
Sonra ona tamam dedim.
Birisi bu kadar üstünüze gelirse ne yapabilirsiniz?
Olay çok basitti, sonra dergiye basıldı.
Şimdi insanlar peşimde dolaşıyor.
Lütfen efendim, bizim reklâm ajansıyla görüşün.
Reklâm için mi geldin?
Herkes reklâm için gelir.
Sen seçildin mi?
Yoksa aracı mı olmamı istiyorsun?
Ama yeteneğin olması gerekiyor.
Fazla ümitlenme.
Gelebilecek her reklâmı al.
Al şunu.
Söyle bakalım; "Ne haber kankam"
"Sevgi için güzelleri seçelim. "
Hadi söyle...
Bunu daha önce hiç yapmadın mı?
Daha fazla çalışman gerek.
Pekâlâ, bakalım ne yapabileceğim, numaranı alayım.
Numaran kaç.
Air Voice'in numaralarından biri.
Bende biri var.
Saçma bir şirket.
Hiç bir yerde hat çekmiyor.
Shanjay’a hep alıcıyı kımıldatmasını söylerim.
Özel bir şirket olarak fena sayılmaz, ama ayarları yapmaları gerekiyor.
Merhaba Angili, bir saniye lütfen.
Adın ne demiştin?
Sachin mi?
Evet.
Pekâlâ, Sachin, şu anda çok meşgulüm seni daha sonra ararım.
Hayır...
İlk kez havaalanında karşılaştığımızda...
yanıma oturdu.
Okul bitince Amerika’ya gittim, Harvard’da okudum.
Babam öldükten sonra işlerin yükünü aldım.
Bence teknoloji ekonomik ve toplumsal alanın ilerisinde olmalı.
Şirketimizin hedefi de bu.
Çok üzgünüm, cep telefonları...
Ben Kalpana. Kalpana da kim?
Sanjay Singhania'nın arkadaşı.
Nasılsın? İyiyim.
İç çamaşır reklâmlarında oynar mısın?
İç çamaşırları mı?
Öyle mi? Yanımda olacak mısın?
Sadece erkek giysileri.
Hemen gel... Adresi kaydet.
Bir saniye bekle.
Mark, Mark, Lütfen şu adresi oraya yazar mısın?
3 nolu bina, Chinnishbokli Pandar, Kohlo caddesi.
Affedersiniz efendim?
Chinnishbokli Pandar binası, Kohlo caddesi.
Chini... Hayır, Chinnishbokli.
Chinnishbokli. Bokli Pandar, Kohlo caddesi.
Büyük bir arabayla gel.
Güzel bir imaj yaratır.
Paran var mı?
İdare ederim.
Pekâlâ, seni bekleyeceğim. Görüşürüz.
Görüşürüz.
Hava bugün çok sıcak! Mumbai'a ilk gelişin mi?
Yağmur mevsiminde gel de, her türlü afeti gör.
Dikkatsiz! Kullanmasını bilmiyor musun?
Özür dilerim.
Neden özür diliyorsun ki? Yayalar yolda yürüyor, nereden süreceğiz?
Dikkatli ol.
Kaç para? 40 Rupees.
Üstü kalsın.
Neden etrafına bakınıyorsun?
Müdür, yeni bir modele ihtiyacımız olduğunu söyledi, bende seni aradım.
Ne tür bir reklâm?
Sadece lastikli iç çamaşırı.
Bu reklâmı alırsan, sonra her şeyi alırsın.
İç çamaşırları giydiğini hayal et.
Şehrin her yerinde, tüm reklâm afişlerinde olacaksın.
Geleceğin değişecek.
Merak etme, seni seçecekler.
Başka bir reklâm yok mu?
Var, sıradan bir kaşıntı reklâmı.
Kaşıntı mı? Evet kaşıntı merhemi.
Hayır, birincisi daha iyi.
Beni tavsiye ettiğin bir reklâmda oynatacağını söylemiştin.
O reklâm bitti.
bir daha ister misin? Evet.
Her işi yaparım, işe ihtiyacım var.
Gördün mü? Yarın sabahleyin stüdyoya gel.
Bir saniye bekle.
Amca nereye gitmek istiyorsun?
Metro istasyonuna gitmek istiyorum.
Gel seni oraya götüreyim.
Olanları yolda anlatırım.
Bazı kızlar oynuyor.
Kocasına vuran bir kadın var.
Gömleği yırtıldı.
Kahveden ses geliyor.
Şimdi de mabedin yanından geçiyoruz.
Burası anayol.
Artık istasyona geldik.
Sert rüzgârların estiği anda ben sana âşık oldum.
Bir tek onu görebiliyordum.
Çok farklıydı.
Hiç kimseyle kıyaslanamaz, ne hoş eda öyle.
Sert rüzgârların estiği anda ben sana âşık oldum.
Sadece bir noktayı görebiliyordum.
Kalbim şiddetle atıyor.
Çılgınlık dalgalarından kafam döndü.
Yolunu takip et bende geleyim.
Her zaman uyanık bekliyorum.
Onu özlüyorum.
Gittiği her yolu aydınlatıyor.
Nehir gibi akıyor. Beni kendine âşık ediyor.
O şarkı söylüyor...
İnci dolu kelimelerle...
Kötü bir çocukluk, şeytani yaramazlıklar, ipek gibi parlak, çok güzel.
Derinliği bilinmeyen bir sahili var.
Sert rüzgârların estiği anda ben sana âşık oldum.
Sadece bir yere odaklandım.
Oldukça farklıydı.
Kimseyle kıyaslanamaz, çok hoş edalı.
Sözleri gül demeti gibi.
Ayaklarındaki ilkbahar, sanki tüm yılın mevsimlerini değiştiriyor.
Yalanları gerçek gibi, hatta en büyük gerçek.
Bağlı ellerle, parlak gözlerle mis gibi kokan.
Sabit bakışlarla, yolundan sayısız mevsimler geçiyor.
Sert rüzgârlarla ona vuruldum.
Tek bir yere odaklandım.
Sert rüzgârların estiği anda ben sana âşık oldum.
Tek bir yere odaklandım.
Oldukça farklıydı.
Hiç kimseyle kıyaslanamaz, ne hoş bir eda.
Günaydın efendim. Günaydın, günaydın.
Gel kızım, otur.
Senin yüzünden şirketimizin ünlü olduğunu biliyor musun?
Neden bunu bana söylüyorsun?
Sana sormadan bir şey yaptım.
31 Aralıkta şirketimiz büyük bir parti düzenliyor.
Şeref konukların kimler olduğunu biliyor musun?
Kim o efendim? Sevgili dostun.
Air Voice'in sahibi Shanjay Singhania.
Ne olursa olsun onu partiye getirmelisin.
Senin adına davetiye bile bastırdım.
Birçok reklâm şirketi gelecek.
Karta onun adını basmak için kime danıştın?
Danışmaya ne gerek var.
Yılbaşı kutlaması yapılacak, mutlaka gelmelisin.
O da seninle gelecek.
Ama onu yanımda getiremem efendim.
Neden?
Çünkü tartıştık.
Öyle konuşma, davetiyeler dağıtıldı bile!
Ne olursa olsun onu getirmelisin.
Yoksa imajım sarsılacak.
Onun adını basmanı kim söyledi?
Bunu sana söyleyecektim ama unuttum.
Efendim, şu yaptığınız % 100 yanlış.
Bak kızım, sen sadece onu getir yeter.
Yoksa herkesi hayal kırıklığına uğratacağım.
Herkes onu görmek istiyor, daha önce onu gören olmadı.
Ne? Ne?
Daha önce gören olmadı mı?
Nasıl görecekler? Amerika’dan yeni geldi.
O zaman... onu getirmeliyim.
Olmuş bil.
Sihirli değnek Kalpana.
O hareket edince dünya da hareket eder.
Shanjay Singhania. Mükemmel.
Unutma! Partiye Shanjay Singhania olarak katılacaksın.
Dostum geldi.
Yanında Shanjay gibi davran.
Eğer inanırsa, başardık demektir.
Merhaba!
Neler oluyor?
Shanjay burada. Shanjay mı?
Shanjay Singhania, sevgili dostum.
Sachin! İşte Bay Shanjay Singhania.
Merhaba, ben Shanjay Singhania.
Ne? Kim?
O Shanjay Singhania. O?
Şaka mı yapıyorsun? O Shanjay Singhania mı?
Ne yaptım? Zenginler, ilk olarak ellerini uzatmazlar.
Neden ilk sen elini uzattın?
Ne zaman uzatayım? Asla uzatmamalısın.
Git ve işine bak, her şeyi berbat ettin.
Ne oldu? Sachin.
Sana bir şey söyleyeyim mi? Ne oldu?
Söyleyeceklerim seni şok edecek. Söyle.
Ben Shanjay Singhania’yı sevmiyorum.
Aslında,
tüm iş arkadaşlarım onun beni sevdiğini düşündüler.
Herkes bana saygı duydu.
Ben de bu oyuna devam ettim.
Nasıl görüneceğinden bile habersizdim.
Gerçekten de! Peki sonra?
Bu gece şirketin yılbaşı kutlaması var.
İznim olmadan Shanjay Singhanji'nin adını basmışlar.
Bu yüzden bu salağı hazırlıyordum.
Ama bir kaç saniyede bunu anladın.
Şimdi ne yapacağım?
Sakin ol, sakin ol.
Ben buradayım. halledeceğim, tamam mı?
Bak, adın ne?
Merhaba! Ben Shanjay Singhania.
Gerçek adın ne? Sampat.
Dinle Sampat, gereğinden fazla kendini kaptırma.
Gevşe ve doğal ol.
Bak, sana göstereceğim, merhaba, ben Shanjay Singhania.
Yeter.
Ben tiyatrocuyum, 4 tane tiyatroda rol aldım.
Harika bir şekilde yapıyordum sonra o geldi ve her şeyi mahvetti.
Ceketini çıkart.
Önce ceketini çıkart.
Olmaz! Yarın çekimlerim var, başkada ceketim yok.
Evet! Çok zeki görünüyorsun.
Şu gözlükleri tak.
Olağanüstü!
Bu geceki partiye Shanjay olarak gel.
Lütfen!
Tamam.
"Hoş geldiniz şeref konuğu Air Voice şirketinin bay Shanjay Singhania. "
Kalpana!
Onu davet ettin mi? Evet.
Gerçektende! Gelirse herkes deli olacak.
Gelmezse de ben deli olacağım.
Madam!
Ceket hazır.
Kabul edersen giyerim.
Çok çalıştım.
Merhaba ben Shanjay Singhania. Hoş geldin Shanjay.
Yıkıl karşımdan salak.
Bay Singhania geldi.
Neden bu arabayla geldi ki?
Parasını vermemiştim.
Harika! Daha kapıdan girmeden,
salaklar onu Shanjay sandı.
Hoş geldin canım, özür dilerim geciktim.
Çok güzel görünüyorsun.
Ben Kalpana'nın patronuyum, aynı zamanda reklâm şirketinin de.
Seni çağırmak için Kalpana'yı zorladım.
Gerçekten de!
Ona söylemedin mi? Tabii ki söyledim.
Sana söyledim. Evet, evet.
Makaleni okuduk efendim.
Lütfen onu kendi haline bırakın, rahatsız etmeyin.
Buyurun efendim, yemek hazır.
Bana sarılır.
Herkesin önünde beni öpebilir.
100 tane reklâmın 90'ını dergilerle yaptım.
Kalan 10'da tek başıma.
Üstlerine saygı göster ki, onlar da seni yalnız bırakmasınlar.
Buna inanamıyorum.
Buna inanamıyorum. Neden?
Neden inanmıyorsun? Çok önemli bir kişi var aramızda.
Ama oturuyor.
Biraz buz alabilir miyim? Yeterince soğuk.
Kendini daha fazla zorlarsa durumu öğrenecekler.
Lütfen uzaklaş buradan.
Dinant hayır cemiyetinden geldik efendim.
Yetim kızlar cemiyeti öyle değil mi? O halde?
Bağış yaparsanız memnun kalacağız.
Böyle bir zamanda kim para taşır yanında. Efendim, bir çek yazmanız yeterli olacaktır.
Söylesene, böyle bir partiye kim çek defterini getirir ki?
Ne yapıyorsun? O çek defterleri kimin?
Kendini fazla kaptırdın.
500 bin mi? Delirdin mi sen?
Kalpana senin hakkında çok söz etti.
Burada birçok insan var. Efendim merhaba.
Lütfen, bir daha olmaz.
Ya ben çok ileri zekâlıyım, yada millet geri zekâlı!
Seni seviyorum! Ne dedin?
Seni seviyorum! Seninle evlenmek istiyorum.
Böyle aniden mi?
Aniden değil.
Olayın bu boyutunu düşünmemiştim.
Bunu düşünmem için bana zaman tanı.
Kararımı yarın söyleyebilir miyim?
Kabul etmezsem de, lütfen kızma.
Yeni yılın kutlu olsun. Yeni yılın kutlu olsun.
Onun gözünde sıradan bir adam.
Ve sıradan biri gibi de onu kazanmak istiyorum.
Bu yüzden bugüne kadar ona gerçeği anlatmadım.
Yarın kabul ederse,
o zaman gerçek ona Shanjay Singhania olduğumu söyleyeceğim.
Eğer kabul etmezse...
Sachin olarak...
hayatından uzaklaşacağım.
Artık yarını bekliyorum.
Bu 31 aralığa kadar olan günlük.
Ertesi gün yeni bir yıldı, 2006!
Ertesi gün ne oldu? Neydi cevabı?
Ne oldu o kıza? Nasıl bu hale geldin?
Merhaba efendim, ben müdürün Pankaj Shirouf.
Merhaba Shanjay, ben senin doktorunum.
Yeterince uyumamışsın. Sanırım dün gece geç yatmış.
Efendim, bunu size her zaman söylerim.
Ofise gelişiniz dışında sorun değil.
Peki, neden sarayınızda kalmıyorsunuz? Neden bu küçük dairede duruyorsunuz?
Efendim, kontrol için hemşire, şoför gönderelim mi?
Lütfen! Kimseye ihtiyacım yok.
Efendim, burada ne işiniz var? Bu kolejimizin kültür gösterisi.
Beni tanımadınız mı efendim? Hayır mı? Sen beni tanıyorsun.
Daha önce görüşmüştük.
Gel, gecikeceğiz.
Gösteriden önce gitme. İki şarkı var.
Bugünkü şeref konuğunun ilaç firması J.D.'inin sahibi olduğunu söylediler.
Koleje ne kadar yardım ettiklerini herkes bilir.
Ona hoş geldin diyelim.
Lütfen Bay Ghajini Dharmatma'ya hoş geldin diyelim.
Ghajini.
Birlikte dans edeceğiz.
Birlikte dans edeceğiz.
Başım dönüyor.
Neden net bir şekilde göremiyorum? Neden kalp atışım hızlanıyor?
Kafam karışık, neden utanıyorum?
Bugün beni sarmalayacak kim geldi?
Kalbimde ilkbahar var.
İşte arkadaşım geldi.
Başımı döndürüyor.
İşte arkadaşım geldi.
Onu görünce kalbimin yalnız geçitleri çiçek açtı.
Birlikte dans edeceğiz.
Tüm işaretlerini gördüm.
Birlikte dans edeceğiz.
Merhaba. Otoparka gel.
Ne? Kimsin sen?
Kim o?
Beni değil.
Seni öldürmeye geldi. Beni mi?
Beni öldürmeye mi geldi? Kim o?
Kim o?
2 sene önce... 2 sene ne oldu?
2 sene önce ne oldu?
Adını söyledi.
Adını mı söyledi, o kim oluyor? Beni kim öldürmek ister ki?
O öldü.
2 sene önce ne oldu?
2 yıl önce ne yapmışız?
Kim beni öldürmek istiyor?
Bir liste hazırlayın, herkesin listesini.
O listeyi yarın istiyorum. Anlaşıldı mı?
İzin verir misiniz? Tabi ki.
Shanjay'ın odası neresi? 4.kat,401 nolu oda.
Efendim!
"Öldür onu. "
"İntikam. "
"Ghajini?"
"Vuruldum"
"Onu bul ve öldür"
"Açma onu"
Ben polisim, çöz beni.
Kaç buradan, o bir katil.
Sen neden söz ediyorsun? Beni duymadın mı?
Siz kimsiniz?
Burada ne yapıyorsunuz?
Unuttun mu? Tırnak ojesi almak için gelmiştim.
Dostun olduğumu yazmıştın. Hadi gidelim.
Seni takip mi ediyordum? Ne? Neden beni takip edesin ki?
Ben senin dostunum. Hayır, seni kovalıyordum.
Hala nefes nefeseyim, sende öyle, ikimiz de kan ter içindeyiz.
Kalabalığın içinde sigara içtiğin için kendinden utanmıyor musun?
Onlara bir ders vereceğimizi söyle.
Ona ders vermek sigarayı unutturacaktır.
Bize vuracak mısın?
Dersimizi mi vereceksin?
Bana vuracak mısın? Hadi.
Ghajini, beni dinle,
Yapma.
Geçen 4 yıl içinde aramızda hiç bir sorun olmadı.
Neden beni öldürmek istiyorsun? Bunu sana kim söyledi.
Beni öldürmek isteyip istemediğini de bilmiyorum.
Ama tüm düşmanlarımdan kurtulmak istiyorum.
Hepsinden kurtulduk.
Neden hala sinirlisin?
O hala yaşıyor. Bunlardan biri değildi.
Adımdan korktular.
Ama başka biri,
Unuttuğumuz biri.
Efendim, kızın biri seni görmeye geldi.
Kim? Adım Sonita.
Tıp öğrencisiyim.
Tedavi etmek bir hastanın evine gitmiştim.
Seni öldürmeyi düşünüyor.
İki kişiyi öldürdü.
Duvarlarında birçok resim vardı,
Çok tehlikeli biri.
Gözümün önünde polis memurunu öldürmek için kovaladı.
Polis memuru kazada öldü.
Daha sonra öldürmek için peşimden geldi.
Şuna bak, senin resmin.
Üzerinde tarih yazılı.
İlk önce polise gitmem gerektiğini düşünmüştüm.
Ama kolejde böyle bir şey yayılırsa sorun yaşardım.
Suskun da kalamazdım, bu yüzden sana geldim.
Uyarmak için.
Bu da seni öldürmek isteyen kişinin fotoğrafı.
Kısa süre hafıza kaybı yaşıyor.
Hastalığından dolayı,15 dakika sonra her şeyi unutuyor.
Ve o beni öldürmeyi planlıyor.
Ölüm tarihime karar vermiş.
Bende onun ölüm tarihine karar vereceğim.
12 saat içinde dünyada canlı olarak kalmayacak.
Patron konuşuyor. Dikkatli olun.
Oraya gelirse öldür onu.
Eğer buraya gelirse de ben öldüreceğim.
Tamam.
Maliti.
Maliti, bir sorunum var. Nedir o?
Fotoğrafım hala onda. Kimde?
Shanjay Singhania’da. Ama fotoğraf hala burada.
Elinde bir tane daha var, iki tane çekmişti.
Hayret!
Polisin haberi olursa başım derde girer.
Neden Bay Ghajini'yle konuşmuyorsun?
O da aynı kişiyi arıyor, sana fotoğrafı getirebilir.
Bay Ghajini merhaba.
Efendim, ben Sonita.
Evinize Shanjay Singhania için gelmiştim.
Kim? Shanjay Singhania.
Seni öldürmek isteyen kişi.
15 dakikada her şeyi unutan kişi.
Ona dikkat et.
Hafızasında bir sorun var.
Ama oldukça tehlikeli biri.
Aslında seni aramıştım.
Fotoğrafım hala onda.
Ona istediğini yapın.
Ama lütfen o resmi bana getirin.
O resmi kolejde çekilmiştim.
Üzerinde ne vardı? Mavi gömlek, ve mavi kot pantolon.
Resmi bulunca sana vereceğim.
Adresini söyler misin?
Asansör nerede durdu? İkinci ve üçüncü katın ortasında.
Günlüğü.
Yarın kabul ederse,
ona gerçekten de Shanjay Singhania olduğumu söyleyeceğim.
Ama kabul etmezse...
Sachin olarak hayatından uzaklaşacağım.
Şu anda yarını bekliyorum.
"2006 günlüğü. "
Cevabını düşünmem beni gece boyu uykusuz bıraktı.
Özlem beni rahat bırakmıyor, bu gece nasıl uyurum.
Ertesi sabah nasıl bir haber doğacak?
Yağmur misali aşk bestesi mi? Yoksa aşka susamak mı?
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin, ruhum sana hasret, hadi gel.
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin, ruhum sana hasret.
Yaklaş bana.
Yalvarırım sana.
Kalbimin durumu istikrarsız, renklerime katıl.
Sadece benimle yürü, yalvarıyorum sana.
Eğer kabul edersen, hayat bana sonsuza kadar gülümseyecek.
Yolumuz incilerle dolacak.
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin, ruhum sana hasret.
Yaklaş bana, yalvarırım sana.
Zifiri karanlıkta yürüyorum, tüm hayallerim yıkıldı.
Yıkılmaktan korkuyorum.
Ümit ışığı şimşek gibi parlıyor, ama fırtınadan korkuyorum.
Belki de bastırabilirim.
Tek istediğim, senin rızan.
Beni mutlu edecek.
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin, ruhum sana hasret.
Yaklaş bana, yalvarırım sana.
Yukarıda ay, gökyüzü ve bulutlar var,
bulutların ayı örtmesinden korkuyorum.
Acı veriyor, kalbim hızlanıyor.
Huzursuzluk var çimde.
Çok acayip bir hikâye.
Yorgunluktan başka bir şey içermiyor.
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin, ruhum sana hasret.
Yaklaş bana, yalvarırım sana.
Kalbim istikrarsız, renklerime katıl.
Sadece benimle yürü, yalvarırım sana.
Kabul edersen hayat sonsuza kadar bana gülümseyecek.
Yolumuza inciler düşecek.
Sen benim gerçekleşmeyen isteğimsin.
Dün bütün gece konuyu düşündüm.
Saat bire kadar düşündüm, o ana kadar seni seviyordum.
Saat ikiye kadarda neden olmasın dedim.
Saat üçe kadar da acaba çok mu acele ediyorum diye düşündüm.
Sonra da, eğer şimdi yapmazsam ne zaman yaparım diye düşündüm.
Kararımı saat beşe doğru verdim.
Hadi yapalım.
Seni seviyorum.
Şimdi sana kim olduğumu söyleyeceğim.
Ama kim olduğumu bilmiyorsun.
Ne?
Babamı tanısan şoke olursun.
Her konuşmanda aynı şeyi söylüyorsun.
1992 yılında babamın 3 tane arabası vardı.
Gerçekten mi? Evet.
Shiti seyahat acentesinin sahibiydi.
Ne biçim bir acente? Hayır, Shiti seyahat.
Fakat dayım ona ihanet etti.
Bütün arabaları ele geçirdi.
Babam çektiği acıdan dolayı vefat etti.
İşte o gün yemin ettim...
eğer 3 tane araba almazsam evlenmeyeceğim diye.
Üç tane mi? Bir tane eksik olsa olmaz mı?
Asla.
Bekleyebilirsen biraz bekle.
Ya da kendine göre bir kızla evlen.
Hayır... bekleyeceğim.
Merak etme, zengin olursam değişmem.
Gerçeği öğrenince ne yaptı?
Ona söylemedim.
Neden efendim?
Çünkü 1992 yılında babasının 3 tane arabası varmış.
Dayısı onları ele geçirmiş.
O da dayısından daha zengin olmak istiyor.
O zamana kadar da evlenmek istemiyor.
Ama efendim, o zaman ona söyleseniz...
O zaman da benden daha zengin olmak isteyecektir,
o zamanda asla evlenemeyiz.
Aslında onunla bu şekilde görüşmeyi seviyorum.
Ona ev aldım.
Gerçeği söyledikten sonra ona hediye etmeyi düşünüyordum.
Ama olmadı.
Bir şekilde ona vermeliyim.
Bu iş senin sorumluluğunda.
Endişelenmeyin.
Kıskananların gözünden korumalıyız.
Sakin olun, herkese yetecek kadar var.
Bana da.
Yine geciktin.
Aldın mı? Evet.
Birini aldım, iki tane kaldı.
Düğünüm için çalışıyorum.
Kocam olacaksın ama ilgilendiğini sanmıyorum.
Bunu satın aldım.
Sürebiliyor musun?
Benimle dalga mı geçiyorsun?
Sür şunu.
Radyoyu aç.
Bu yeni aldığım araba.
Harika değil mi? Evet çok güzel.
Londra’dan faksımız geldi.
Hindistan’daki yapılan tüm telefon konuşmaları bizim aracımızla yapılıyor.
Tüm ekibe bu güzel haberi dağıt.
Hemen Londra'ya gitmelisin.
Nasılsın?
Yeni haberlerim var.
Çok tuhaf.
Her seferinde benim ona söylemek istediğimi o bana söylüyor.
Benimde sana söylemek istediğim bir şey var. Olmaz, önce sen.
Pekâlâ, söyle. Yarışmaların birinden bir ev kazandım.
Ona evi vermemi istedin, bende yarışma aracıcığıyla ona verdim.
Tebrikler yetmez.
5 dakika içinde buraya gel.
Şu anda çok meşgulüm Kalpana, gelemem.
Meşgulüm dersen seni döverim.
Adresi veriyorum hemen gel.
Bu ne?
Bu senin eve ilk adımın.
Bu anı saklamak istiyorum.
Benimle girsene.
Hep böyle kalacak, adını da ilk adım koyacağız.
Evi nasıl buldun?
Çok güzel.
Yeni bir ev, yeni bir araba.
Şanslısın.
Telefonda bir şey mi söylemek istiyordun?
Evet,10 günlüğüne şehir dışına çıkıyorum.
Nereye? Köyüme.
Neden?
Biraz ani oldu?
Annem hasta.
O zaman onu buraya getir.
Olmaz, benim gitmem gerekiyor,ufak bir arazim de var.
Onu satmam gerekiyor. Annemin tedavisi için para gerekiyor.
10 gün.
Yapabilirsen çabuk gel.
Dönecek misin?
Garip bir his var içimde.
Sanırım sözleşmede tüm açıklamalar var. Evet efendim, her şeyi açıkladık.
Bunun bir kopyasını istiyorum. Peki efendim.
Herkese de birer kopyasını vermeyi unutma.
Gecikiyoruz efendim.
Saat bir oldu, pekâlâ bavulları hazırlayalım.
Herkese teşekkürler.
Evet, konuş Kalpana.
Seninle görüşmem gerekiyor, hemen eski evimin yanına gel.
Saat sabahın biri,
neler olduğunu söyler misin? Yarın köyüne gidiyorsun.
Gitmeden önce seni görmek istiyorum.
Pekâlâ, geliyorum.
Burada ne bekliyorsun? Seni bekliyordum.
Neden beni buraya getirttin?
Nedir bu?
İçinde 135000 var,
annenin tedavisine yeter.
Parayı nereden buldun?
Arabamı sattım.
Ne? Neden?
Tarlanı satacağını söyledin,
onu satma... O ailenin sana mirası.
Arabayı daha sonra da alabilirim.
Fakat...
Onu çok seviyordun.
Artık geçmişi unut, annenin sabun reklâmını seyretmesine izin ver.
O reklâmda güzel görünüyorum.
Çabuk dön.
Bende çekimler için 2–3 günlüğüne Gawwa bölgesine gitmem gerekiyor.
Geciktin, artık gidebilirsin.
Git.
Bana nasıl geldin? Kaderime teşekkürler.
bana, ay gibi, derin bir sükûnetle yaklaştın.
Kış güneşi gibi, ılık nağmeler.
Sarıldın bana.
Güzelliğine mi bakayım, yoksa sözlerini mi dinleyeyim?
Sen benim huzurumsun, sen benimsin.
Daha önce neden bana gelmedin?
Nasıl geldin bana? Kaderime teşekkür ediyorum.
İşte o gün bir yemin ettim...
Eğer 3 tane arabam olmazsa evlenmeyeceğim diye.
Satma onu, o sana ailenden kalan bir miras.
Arabayı daha sonra da alabilirim.
İsteklerim olmayınca burukluk hissediyordum.
Ama artık şükrediyorum.
Çünkü artık sen varsın.
Hayat sadece müzik aracıdır, yağmur şarkısını çalıyor.
Benim kaderimin senin kaderin olduğuna inanamıyorum.
Seni seviyorum.
Çabuk gel.
21 Ocak 2006 tarihine kadar böyle devam etti.
Sonra Shanjay Londra'ya gitti, Kalpana'da Gawwa'ya gitti.
Sonra ne oldu?
Öğrenci yurduna giren kişiyi yakaladık. Hakkında bir şey öğrendiniz mi?
Hayır efendim. Olay tuhaf görünüyor.
Onu buraya getirin. Çok zor yakaladık efendim.
Onu uyuşturmaktan başka bir çaremiz yoktu.
Tüm vücudunda dövmeler var.
Her yerine tuhaf yazılar yazmış.
Burası derin bir yara izine benziyor.
Bunun dışında, bir tabanca, fotoğraf makinesi ve birkaç tane de fotoğraf bulduk.
Ama kimliğini teşhis edemedik.
Şu numaraları arayıp kim olduklarını öğrenin.
Ben polis merkezinden Dhori.
Onu tanıyor musun?
Air Voice şirketinin sahibi... Bay Shanjay Sinhanjai.
Air Voice şirketinin sahibi mi? Evet.
"Kısa süreli hafıza kaybı" hastalığı var.
15 dakikadan fazlasını hatırlamıyor.
O benim dostum. Bu yüzden vücuduna adımı ve numaramı yazmış.
Onu nerede buldunuz? Öğrencilerin asansöründe.
Müdürü ve sekreteri geldi.
Tutanağını tuttunuz mu? Daha değil efendim.
Bir saniye bekle.
Kim olduğunu biliyor musun? Öğrenci yurdunda tabancayla yakalandı.
Onu nasıl hasta olarak kabul edeceğiz? Efendim, o tabanca kendini savunması için.
İşte ruhsatı.
Herhangi birine ateş etti mi?
Hakkında şikâyetçi olunmadığına göre onu götürebilirsiniz.
Ama bir dahaki sefere dikkatli olun.
İfadelerini al.
Kimin adresi bu? Benim adresim.
Üzerinde yarının tarihi yazılı, sanırım sonun geldi.
Benim adım ve numaram da vücudunda yazılı.
Polisin kayıtlarında dostum olarak gözüküyor.
Onu öldürürsek büyük sorunlar yaşarız.
Onu sağ mı bırakacağız?
Evet, onu sağ bırakacağız.
Ama yarı canlı olarak.
Yazılarla her şeyi hatırlıyor.
Silmemiz gerekiyor.
Boş bir kâğıda dönüştürmeliyiz.
Artık bir enkaz gibi.
Neden burada saklanıyorsun? Gel.
Otur.
Ne oldu sana?
Ben köylüyüm.
Rajish, Mumbai'dan beni çalıştırmak için getirdiler.
Ama başkalarına sattılar.
Beni zorla Gawwa'ya götürüyorlardı.
Öndeki vagonda birçok kız var, bir şekilde kaçtım.
Bu yüzden buraya saklandım.
Ağlama... Artık sana zarar gelmeyecek.
Uzun elbiseli bir kız gördün mü?
Kapıyı aç.
Bu altın bilezik, en az 3 bin eder.
Kızı unutun.
Merak etme, bir sonraki istasyonda ineceğiz. sonrada Mumbai'a gideriz.
Civciv ama güzel kızları bulduk.
Onu rahat bırakın.
Yardım edin, kurtarın beni!
Nasılsın? Ben iyiyim, neredeydin? Gawwa'da mı?
Hayır Sachin, Mumbai'a dönüyorum. Ne?
Uzun hikâye, çetenin biri Gawwa'ya kız kaçırıyordu.
Bir yolunu bulup onları kurtardım.
Şimdi onları Mumbai'a götürüyorum.
Ne? Sen iyi misin?
Tam olarak ne olduğunu anlatır mısın? Merak etme, hiç bir sorunum yok
Ben iyiyim.
işte senin bu huyunu çok seviyorum.
Hangi huyumu?
İnsanlara yardım etmeni.
Seni ilk gördüğümde sakat insanlara yardım ediyordun.
Ne zaman öğrendin.
Sana söylemediğim birçok şey var.
Duyduğun zaman şok olacaksın.
Hadi söyle.
Bu şekilde olmaz.
Söylediğim zaman yüzünü görmek istiyorum.
Döndüğüm zaman söylerim.
Gecenin haberi, organ mafyası kızları kaçırıyordu.
Bu haber herkesi şoke etti.
Hindistan güney köylerinden 25 tane kız kaçırılıp şehre götürüldü.
Mumbai'dan Gawwa'ya giderken, askerlerin yardımıyla Kalpana kızları kurtardı.
Kaçırılanların yarısı çocuk.
Ben dedektif FayJanti,
Mumbai hastanesinden arıyorum.
Evet, konuşun.
Sen 25 kişi gönderdin ama ikisi kayıp bu yüzden aradım seni.
Onlara ne olduğunu bilmiyorum.
Lütfen buraya gelip bir bakar mısın?
Kimseye benim söylediğimi söyleme.
Madam! Bu saatte burada ne arıyorsunuz?
Şimdi git yarın gel.
Onları yarın sabahleyin göndereceğiz.
Buraya 25 tane kız getirdim ama mevcut 23,
kalan ikisi nerede?
Hayır! Sen mutlaka yanılmış olmalısın, sadece 23 tane kız getirdin.
Yalan söyleme!
Elimde isim listesi var.
Haklısın.
25 kız getirmişsin.
Kimsin sen? Ghajini.
Ghajini Dharamtama.
23 kişinin sorumluluğu adamların üzerine.
Bence bir sakıncası yok.
Ama 2 ikisinin sorumluğu bana ait.
2 kız nerede?
Öldürülüp nehre atılmışlar.
Başka bir soru var mı?
Sizin gibi vahşilerin yüzünden kızlar evlerinden çıkamaz oldu.
Kızların hangi erkek kısmından korkması gerekiyor
Dincilerden mi?
Yoksa doktorlardan mı?
Çalışma alanlarından mı, okullardan mı? Yoksa kolejlerden mi?
Öldürülüp nehre atılmışlar.
Merhaba. Merhaba Bayan Kalpana.
Ben dedektif FayJanti. Evet.
Sen gidince seni öldürme planı yaptılar.
Evine dönme.
Başka bir yere git.
Evinde saklanıyorlar.
Ne oldu?
Elektrik kesildi.
Kapı içeriden kilitli, o hala evde.
Bulun onu.
Kalpana!
Kalpana!
Kalpana.
Buraya bakın.
Ne oldu?
Sanırım buradan gitmiş.
Alo. Alo Kalpana!
Kalpana!
Kalpana!
Ghajini.
Hayır!
Ben Sonita, tıp öğrencisi.
Hayır!
Affedersin, senin durumundan ben sorumluyum.
Ama artık seni Ghajini'yle ilgileneceğim, senin hafızan olacağım.
Hemen onunla konuşmalıyım.
Parayı ona verecek misin? Evet.
Merhaba!
Merhaba. Adım Shanjay Singhania.
Ne? Shanjay Singhania.
Adın Ghajini.
2006 yılının ocak ayını hatırlıyor musun?
Unutmuş olabilirsin, ama ben hala unutmadım.
Tek unutmadığım şey o.
Seni sağ bırakmakla hata yaptım.
Ama şimdi seni öldürerek hatamı düzelteceğim.
Bu defa seni sağ bırakmayacağım. Ölümüne hazırlan.
Ben geliyorum.
Kısa süreli hafıza kaybı hastalığına yakalandın, beni hatırlıyor musun?
Arabaları hazırlayın. Shitan Waari'a gideceğiz.
Bırakın bölgemize gelsin.
Ona öyle bir vuralım ki...
tırnaklarını dahi bulamasınlar.
Bir yere gidiyorlar. Takip et.
Burada durdular. Hangisi Ghajini?
Beyaz gömlekli olan.
Çok tehlikeli bir yere benziyor, burada beklemeyelim.
Nereye gidiyorsun?
Onu bu şekilde öldüremezsin, yanında çok adamı var.
Dur! Yalnız kaldığı zaman yakalarız, buralar tehlikeli.
Delirdin mi sen?
Sen!
Nereye gidiyorsun?
Nereye gidiyorsun? İçeriye girme!
O burada.
Çeviri: mete1111