Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: Abdülkadir Inel Gözden geçirme: Sinan Ünlüsoy
Önümüzdeki beş dakika içinde,
ses ile olan ilişkinizi değiştirmeye çalışacağım.
İzin verirseniz etrafımızdaki seslerin çoğunun kazara olduğu gözlemiyle başlayayım.
Ve bunların çoğu hoş değildir. (Trafik gürültüsü)
Sokak köşelerinde dururuz, bunun gibi gürültüler arasında bağırır,
ve onları duymazdan geliriz.
Tabii, bu sesi bastırma alışkanlığı gösterir ki
bizim sesle olan ilişkimiz çoğunlukla bilinçsiz olagelmiştir.
Sesin sizi her zaman etkilediği dört ana yönü vardır,
ve ben bugün bunları sizin bilincinizde çıkarmak istiyorum.
İlki fizyolojik yönü. (Gürültülü çalar saat)
Üzgünüm. Az önce size bir doz kortizol, savaş/kaç hormonu verdim.
Hormon salgılarınız seslerden her zaman etkilenirler.
fakat nefes alış verişiniz, kalp atış hızınız, bende de olduğu gibi, etkilenir,
ve beyin dalgalarınız da.
Bunu sadece bu tarz hoş olmayan sesler yapmamaktadır.
Bunlar dalgalar. (Okyanus sesleri)
Frekansı 12 döngü/dakika civarındadır.
Çoğu insan bunu sakinleştirici bulur,
ve, ilginçtir ki, 12 döngü/dakika
kabaca bir insanın nefes alış verişinin frekansına eşittir.
İstirahatte olma durumuyla derin bir ilgisi vardır.
Bunu, stresten uzak ve tatilde olma
durumu ile bağdaştırırız.
Sesin bizi diğer bir etkileme şekli psikolojiktir.
Müzik, bildiğimiz kadarıyla, insanın ruhsal durumunu
etkileyen en etkili sestir. (Albinoni - Adagio)
Eğer bu çalmaya devam ederse, çoğunuzun
oldukça hüzünleneceğini garanti edebilirim.
Fakat, duygularınızı etkileyen tek ses türü müzik değildir elbette.
Doğa sesleri de bu vazifeyi görür.
Kuş sesleri, mesela, çoğu kimse için güven veren
bir ses türüdür. (Cıvıldayan kuşlar)
Bunun bir sebebi var. Yüzbinlerce yıl boyunca
şunu öğrendik ki kuşlar ötüyorsa, her şey güvendedir.
Asıl sustukları zaman endişelenmen gerekir.
Seslerin bizi üçüncü bir etkileme şekli bilişseldir.
Aynı anda konuşan iki kişinin, ya da burada olduğu gibi tek kişinin, dediklerini
anlayamazsınız ("Eğer bu dediğimi dinliyorsanız yanlış iz üstündesiniz.")
(Diğerini dinlemeye çalışınız.) Hangi "ben"i dinleyeceğinize karar vermeniz gerekiyor.
İşitsel veriyi işleyebilecek bant genişliğimiz oldukça kısıtlıdır,
bundandır ki, bu tarz sesler -- (Ofis sesleri) --
üretkenliğe fazlasıyla zarar verirler.
Eğer bu tarz açık ofiste çalışmak zorundaysanız,
verimliliğiniz büyük miktarda azalmaktadır.
Ve ne kadar olduğunu düşünüyorsanız, muhtemelen bu kadar kötü değildir.
(Kaygı verici müzik)
Sessiz bir odadaki verimliliğinizin üçte biri kadardır.
Size bir sır vereyim. Eğer bu tarz yerlerde çalışmak durumunda iseniz,
kuş ötüşü gibi sakinleştirici seslerle birlikte kulaklık taşıyın.
Kullanın bunları ve veriminiz üç katına çıksın.
Seslerin bizi dördüncü etkileme şekli ise davranışsaldır.
Etramızda olan o kadar şeye rağmen davranışımızın
değişmemesi şaşırtıcı olurdu zaten.
(Arabada çalan tekno müzik) O zaman, sorun kendinize: Bu adam hızını sürekli
45 km/s de tutabilecek mi? Sanmıyorum.
Kısacası, kötü seslerden uzaklaşır ve
hoş seslere yönelirsiniz.
Eğer bunu bir kaç saniyeden fazla
çalsaydım -- (Kaya matkabı) -- rahatsız olurdunuz;
biraz daha fazla çalsam, odayı toplu halde terkederdiniz.
Bu tarz sesler, uzaklaşma imkanı olmayan insanların
sağlıklarına oldukça zarar vermektedir.
Ve bu, kötü sesin zarar verdiği tek şey de değildir.
Birçok perakende satış müziği uygunsuz ve rastgele, hatta saldırgandır,
ve satışlar üzerinde çarpıcı bir etkisi var.
Eğer aranızda perakendeci varsa, bu slaytı göstermeden önce
kafasını çevirse iyi olur.
Bunlar, insanlar mağazaları daha çabuk terkettikleri için,
işlerinin yüzde 30'una yakınını kaybediyorlar.
Hepimiz yapmışızdır bunu, sırf müzik
çok berbat diye alanı terketmişizdir.
Bizim geliştirdiğimiz ve sesi tepeden
başlayarak analiz edip, az önce bahsettiğim 4 etkiyi
tahmin etme imkanı sunan bir modele
kısaca bir değinmek istiyorum,
Ya da ilk olarak elde etmek istediğimiz sonucu söyleyip,
istenilen etkiyi yaratacak bir ses
düzeni de tasarlayabiliyorsunuz.
Nihayet somut bir bilim elde ediyoruz.
Ve ses düzeni tasarımı işine adımımızı atmış bulunuyoruz.
Müzik üzerine bir kelime. Var olan en güçlü ses müziktir,
ve bazen oransızca yayılmış haldedirler.
İki sebepten ötürü güçlüdür. Hemen tanırsınız.
Ve kuvvetli bir şekilde bir şeylerle ilişkilendirirsiniz.
İki örnek vereceğim. (The Beatles "A Hard Day's Night")
Çoğunuz bunu hemen tanıdınız.
Gençler problem yaşayabilir. (Gülüşmeler)
("Jaws"ın ilk iki notası) Ve birçoğunuz bunu bir şeyle bağdaştırmışsınızdır.
Bunlar müzik adına bir iki örnekti.
Müzik çok güçlüdür. Ve maalesef
reklam amaçlı kullanılmaktadır, çoğu zaman da uygunsuzca.
Umarım bu, önümüzdeki beş sene içerisinde değişecek.
Biraz markalardan bahsetmek istiyorum,
çünkü aranızda marka sahibi olanlar var. Her marka kendi
sesini yapmakta şu anda.
Markanın sese kattığı sekiz tane anlam vardır.
Bunların hepsi önemlidir. Ve her marka merkezde prensiplerine yer vermesi gerekir.
Bunun şu an başlamış olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum.
(Intel reklam müziği)
Hepiniz tanımışsınızdır bunu. (Nokia zil sesi) Bu,
dünyada en çok çalan melodi bugün.
Günde 1.8 milyar kez çalmakta.
Ve Nokia'ya herhangi bir maliyeti yok.
Sizi, işletmeci olanlarınızı, reklam müziğinin
dört altın kuralı ile bırakmak istiyorum.
İlk olarak, sesi uyumlu yapın,
görsel iletişiminizle aynı yönde olsun.
Bu, etkiyi yüzde 1100'ün üzerinde artıracaktır.
Eğer müziğiniz zıt yönü işaret ediyorsa, uyumsuzsa,
etkiyi yüzde 86 azaltır.
Bu bir büyüklük sırasıdır, aşağı ya da yukarı.
Bu önemli.
İkinci olarak, duruma uygun hale getirin.
Üçüncü olarak, onu değerli kılın. İnsanlara müzik eşliğinde bir şeyler verin.
Onları sadece gereksiz şeylere boğmayın.
Ve, son olarak, tekrar tekrar test edin.
Ses karmaşıktır. Birçok karşı etkisi vardır.
Onu bir spagetti kasesine benzetebiliriz:
bazen ne olduğunu öğrenmek için yemek zorundasınızdır.
Umarım konuşmam bilincinizdeki sesi uyandırmıştır.
Eğer bilinçli olarak dinlerseniz,
etrafınızdaki sesleri kontrolünüz altına alabilirsiniz.
Bu hem sağlığınız için hem de verimliliğiniz için önemlidir.
Eğer hepimiz bunu yaparsak, "seslerin
varolduğu" bir dünyada yaşıyor olacağız.
Sizi biraz daha fazla kuş cıvıltılarıyla baş başa bırakıyorum. (Cıvıldayan kuşlar)
En az beş dakika dinlemenizi tavsiye ediyorum, ama üst sınır yok.
Bugün kulaklarınızı bana emanet ettiğiniz için teşekkür ederim.
(Alkış)