Tip:
Highlight text to annotate it
X
Kuantum Keşfi
Başlangıçta hiçbir şeydi.
Bir şekilde bu hiçbir şeyden herşey oluştu
Budan da beyaz kuantum? hiçlik..
madde, enerji, uzay, zaman, bilinç, zihin, ...
ve ahlakçılar?, ortaya çıktı.
Nasil olur da, bilinçli olmayan birşey,
beyin gibi maddesel bir şey,
deneyim gibi, maddesel olmayan birşeyi nasil meydana getirebilir?
Eğer bir bir kuantum fizikçisinin gözlerinde korku görmek isterseniz,
ona sadece "ölçme problemi" deyin.
Ölçme problemi şudur:
Bir atom yalnizca belirli bir yerde gözükür.
Eğer ölçerseniz,
Başka bir deyişle,
bir atom her yeredır,
taa ki, bilinçli bir gözlemci
ona bakmaya karar verene kadar.
Böylece, "Ölçüm" veya gözlem,
tüm evreni meydana getırir.
Yalnizca bilinçli varliklar gözlemci olabilirler,
öyleyse biz realitenin tam varlığına derinlemesine bağliyiz,
bu olmadan, burada olan sadece
genişleyen olasılıkların süperpozisyonu olurdu
gerçekten olan, tanımalanan bir şey olmadan.
Milyonlarca ve milyonlarca küçük kütleli enerji ve ışık, fotonlar ve elektronlar,
Onlar, izafiyet ve Kunatum Mekaniğine göre hiç varolmayan,
hayali, üç boyutlu, kati dünyayi meydana getiriyorlar.
Ne zaman parçaciklara bakmaya çalişirsak,
belirli bir düzeyin ötesinden, gözlemin tam hareketi onları değiştirir ...
Buna ilaveten, kendi başina olan parçaciklara daha çok baktikça,
elektron gibi birşey olmadığının daha fazla farkina varirsiniz.
Bir elektron veya herhangi bir temel parçacık, yalnizca diğer şeylerle ilişki halide olduğunda varolur,
diğer parçacıklar veya evrenin tümünde olduğu gibi ...
Bu da, maddenin doğasına yeterince derinlemesine daldiğinizda,
yaşadığımız dünyada bildiğimiz herşeyin yokolduğu manasina gelır.
Artık objeler yok, sadece ilişkiler var.
Artık mekan yok, artık zaman da yok.
Kati madde olarak düşündüğümüze ne kadar detayli bakarsaniz,
o kadar katilik azalir ve görünmeye başlar ...
Bildiğimiz realiteler beynimizin ürettikleridir.
Beyin her dakika milyonlarca sinyal alir.
ve biz onlari, kendi dişimiza yansiyan ve gerçek olarak isimlendirdiğimiz, halogramlar haline getiririz.
Beynin korteksi, eğer o da bir hologramsa, bir ila üç boyutlu hologramsa,
eğer iki boyutlu hologramlar, üç boyutlu görüntüyü oluşturuyorsa,
buradan debamla, üç boyutlu hologramlar da
dört boyutlu şekilde ortaya çikacaktir
Hologram, bir mecazdir.
Hologram, N boyutunu ve bilgisini alir
ve onlari N eksi bir (N-1) boyuta indirgemenizdir.
Bu, bir hayalden başka bir hayale nasil geçis yapildiğina ilişkin,
paradoxlar, çelişkiler için bulduğumuz bir yöntem.
Realiteyi tanimlamak için kullandiğimiz kelimeler, kavramsal fikirler,
kafamizin içindeki fenomenlerdir (bilincimize yansir), gerçekte orada değiller.
Ve çogu zaman bu bir filozofik tartişmadir.
Kuantum fiziğine bakarsaniz,
- Bohm'un Holografik düşünceyle gelmesinin nedenlerinden bir tanesi de buydu -
Gerçekten önemli şeylerin başlangici oldu, bunlardan birisi
Keşfedildi ki, iki atomalti parçaciği aldiğinizda, örneğin iki elektronu
bir tanesine yaptiğiniz etki, ne kadar uzakta olursa olsun diğerini de etkiliyor.
Pekala, bu nasil olur? Bunun bize söylediği, madde için bir araya geldiklerinde,
ayrilsalar dahi enerji halen oradadir, onlari bağlamaktadir.
ve bu benim için neden bu kadar önemli, çünkü zamanda yeteri kadar geri gidersek,
genişleyen evrendeki bütün parçaciklar ve maddeler,
tüm bunlar beraberce,
bir bezelye büyüklüğü kadar olan tek bir parçaciğin içerisindeydi,
Bugün bilimin bize söylediği ve bilgisayar modellerinin iddia ettiği budur.
Ki, eğer bugün evrenin içine gidebilseydiniz ve maddenin bütün parçaciklarini alabilseydiniz
ve arasindaki tüm uzayi alabilseydiniz ve hepsini biraraya getirerek,
ve tek bir bezelyenini büyüklüğüne sikiştirabilseydiniz,
siz ve ben ve dinleyicilermizin herbiri, hepimiz
tüm evreni yaratan ayni parçaciğin parçasiyiz,
ve o parçaciklar şimdi ayri olsalar ve genişleseler bile,
ki araştirmalar öyle olduklarini gösteriyor,
biz hepimiz, hala enerji olarak bağliyiz.
Öyleyse, bir atom ve onum elektronu
evreniçresel (evren içi evren, multiversal) objelerdir,
ve o evreniçresel obje, Kuantum Mekanik'in tarif ettiğidir.
Şimdi, bu demektir ki paralel evren gerçeği,
Kuantum teorisi tarafindan açiklanan,
her büyüklüklerdeki objeye uygulanabilir,
insanlara, yildizlara, galaksilere, herşeye.
Ve bu, neden sadece "Paralel Elektronlar Teorisi" değil de,
Paralel Evren Teorisi olarak isimlendirdiğimizin açiklamasidir.
- Çünkü sonuçta bizler de atomlardan meydana geldik.
Biz ... ve, ve, bu doğru. Ve ayni teori,
atomlarin farkli evrenlerde birden fazla yerde varolduğunu söylerken,
bizlerin de birden fazla yerde olduğumuzu,
ve bir zihin halinden daja fazlansinda ve bunun gibi ..., farkli evrenlerde olduğumuzu da söylüyor.
Ve bu da kelimelere döküldüğünde şu manaya gelmektedir,
elektronlar arasinda ayrilik yoktur.
Daha da fazlasi, ÍNSANLAR ARASINDA DA AYRILIK YOKTUR.
HERŞEY BÍRBÍRÍYLE BAĞLANTILIDIR.
Ve en büyük sir da, bana göre,
bireyselliğin bir illüzyon olduğudur.
illüzyon, zihinlerimizin nasil algiladiğidir.
Benim illüzyonum benim zihnimden gelir, sizin illüzyonunuz sizin zihninizden gelir.
illüzyonun kaynağini dişarida bir yerde aramak isteyebilirsiniz,
dişsallikta bir yerde aradik, illüzyonun kaynağini bulamandik.
çünkü, sizin illüzyonunuz sizin zihninizden gelir.
Burada konuştuğumuz büyük şey,
yeni bir düşünme şeklidir, "kişi" dediğimiz,
şahis, varoluş, "BEN"
Bununla ne demek istediğimizle değişmeye başladiğimizda,
hakkinda konuştuğum sonsuz alani görmeye ve dokunmaya başlayabiliriz
Sonsuzluklar varliğinizin sinirinin parçasidir,
bu perspektiften bakildiğinda, herşey sonsuzluğa bölünebilir.
Nükleer gücün, kimyasal enerjiden neden milyon defa daha güçlü olduğunu
merak ederseniz,
çünkü kimyasal enerji moleküldeki atomlarla ilgili bir işlemle oluşur,
Nükleer enerji çekirdekteki parçalarla ilgili bir işlemle oluşur;
bin milyon, milyon, milyon, defa daha küçük olmanin süper ölçeği
onun dinamizminde virtüel (sanal) olarak sonsuzdur.
Eğer sonsuzu ariyorsaniz, sonsuzu arayip bulmak için hangi araçlara sahip olmalisiniz?
Sadece duyu organlari mi? Sonsuzu duyu organlarinizla aramak,
sanki aya kağni arabasiyla gitmeyi istemek gibidir.
Öyle değil mi?
Bu insanliğin kötü halidir, limitli bir algilamayla,
ötede olani yakalamaya çalişiyorlar.
Bu nedenle, biz gerçekliğin son düzeyini algilamaya çalişiyoruz
ve bunun için metod bulmaya çalişiyoruz,
örneğin yeni teknolojiler, atomik güç, vb ...
fakat ne kadar araştirirsak araştiralim, bu mekanizmalari kullanarak
gerçekliğin son düzeyini algilayamayiz.
gerçekliğin son düzeyi esasinda boştur,
ve bu bilimsel metodlar kullanilarak gözlemlenemez.
Bilim algilayama dayalidir, temelde bilgiye ulaşmak değildir,
bilgi görünür fakat bilgi bir yan üründür,
ve bana göre, daha za uyumlu birşeyle bağlantiya uyumlu bir şekilde girebildiğiniz şey,
sizin anlayişinizin doğru olduğunu gösterir,
böylece doğru ve yanliş arasinda veya hayali arasinda ayirim yapmaliyiz.
Şimdiki görüntünüz bizim "rezidüel (artik) kişi imaji" olarak adlandirdiğimizdir.
O, sizin dijital kişilinğinizin zihinsel projeksiyonudur.
Bu ... bu gerçek mi?
Gerçek nedir?
Gerçeği nasil tanimlarsiniz?
Eğer, nasil dokunabildiğiniz, nasil koklayabildiğiniz, nasil tad alabildiğiniz ve görebildiğiniz hakkinda konuşuyorsaniz,
öyleyse gerçcek, sadece beyniniz tarafindan yorumlanan elektriksel sinyallerdir.
Beyinlerimiz bilgiyi içeri alir ve bazen ona biçim verir,
Bu, resmin "orada" olmasi değildir,
aldiğimiz bu veriyi bir resim olarak ayarlariz,
inanç sistemlerimize ve de bilinçli olmayan inanç sistemlerimize göre ...
Bizim bildiğimiz, işik göze gelir,
retinanin arkasina çarpar, beynin arkasina nöral liflerle ilerleyen
elektrokimyasal impalslari tetikler,
beynin bunu çok akillica bir şekilde, saniyenin onda biri kadar zamanda
bunlari hepsini biraraya getirir ve "bu, dişaridaki, oradaki der" der.
Pekălă, siz kendi "realite tünelinizi" yaratiyorsunuz,
bu, sizin realiteyi yarattiğiniz manasina gelmiyor.
La verdad in (hakikat) olduğu realiteden,
sonsuz enerji değişiminden, kendi realite tünelinizi yaratiyorsunuz,
ve pekçok insan bundan habersiz.
Tüm madde, yavaş bir titreşime sikiştirilmiş enerjidir,
hepimiz kendini öznesel olarak deneyimleyen tek bir bilinciz,
ÖLÜM DÍYE BÍRŞEY YOKTUR,
YAŞAM YALNIZCA BÍR RÜYADIR,
VE BÍZ KENDÍMÍZÍN HAYALÍYÍZ.