Tip:
Highlight text to annotate it
X
Floransa'da Uffizi Müzesi'ndeyiz.
Diptik olarak yapılmış iki portreyi inceliyoruz.
Sanırım iki kanadı birleştirmek için eskiden
ortasında menteşeler vardı.
Portrelerde yer alan kişiler, Urbino Dükü ve Düşesi,
yani Federico Federico da Montefeltro ve eşi Battista Sforza.
Eser Düşes'in ölümünden kısa süre sonra yapılmış,
Dük eşinin anısını yaşatmak için yaptırmış.
Piero della Francesca isimli sanatçı tarafından,
muhtemelen Düşes'in ölüm maskesinden
yararlanılarak yapıldığı düşünülüyor.
Giyim kuşamlarına dikkat edin,
son derece resmi, ciddi giysiler içindeler.
Günümüzde, fotoğraf çektirmek son derece olağan,
ancak resmin yapıldığı dönemi düşünürseniz,
nasıl göründüğünüzü siz öldükten sonra da hatırlatacak bir resminizin olması son derece
ayrıcalıklı bir durum,
sadece çok çok zengin olanlar bu şansa kavuşabiliyorlar.
.
O dönemde, alın bölgesinin açık olması çok güzel bulunurmuş,
bu sebeple hanımlar başlarının ön tarafındaki saçları
alırlarmış.
Kuzey bölgelerinden sanat eserlerinde de aynı şeyi görürüz.
Dük'ün, kuzey bölgesinden ressamları özellikle de Flaman ressamları
sarayına, maiyetine aldığını da söylemeliyim.
.
Piero İtalyan bir ressam, ancak
kuzey bölgesinin tarzından etkilenmiş.
Bunu sadece Düşes'in çok açık alın bölgesinde değil,
arkada yer alan detaylı ve net manzarada da gözlemliyoruz.
Son derece güzel bir manzara.
.
Bu eserin bir başka özelliğinin,
her iki figürün şekillendirilmesinde
son derece net hatlar kullanılması olduğunu düşünüyorum.
Resimde hissettiğimiz ciddiyet,
profillerden kaynaklanıyor.
Resimlerin yandan, yani profilden yapılmış olmasının sebebi,
antik Roma dönemi sikkeleri olabilir,
zira o dönemde hem Dük hem de diğer aydın kişiler
antik Roma paralarının koleksiyonunu yapıyorlar.
Sezar döneminden kalma bir sikkeyi,
hatta günümüzde kullandığımız metal paraları gözünüzün önüne getirirseniz,
genelde üzerlerinde çok net hatlarla çizilmiş profilden portreler olduğunu hatırlayacaksınız,
burada gördüğümüz de tam olarak bu şekilde.
Bu portrelere ilişkin enteresan bir husus daha var.
Portreler genelde sağ taraftan yapılır,
ancak burada düşes sağdan yapılmış olmakla birlikte, eşine bakmakta olan Dük sol taraftan resmedilmiş.
Dük bir turnuva sırasında yüzünün sağ tarafından yaralanmış,
burnunun bir kısmını ve sağ gözünü kaybetmiş.
.
Dükün yüzünü sol taraftan görmemizin sebebi bu olabilir.
.
Bu resme baktığımızda resmiyeti ve kudreti algılamamızın sebebi,
hem profilden poz vermiş olmaları,
hem de arkada gördüğümüz manzara.
Dük ve Düşes arkadaki manzaraya hükmediyor gibi gözüküyorlar.
Resimde bazı alegoriler, sembolizmalar var.
Sembolizm, resmin dışında da devam ediyor.
Bu eserin, bir diptik olduğunu söylemiştik.
Resmi kapadığınızda, dış yüzeyi görüyorsunuz.
Dış yüzeyinde de resimler var, şimdi yakından bakalım.
.
Resmin dış yüzeyinde de pek çok semboller bulunduğunu söylemiştim.
Dış yüzeyi, veya koruyucu kapağı da diyebilirsiniz.
İki tane zafer arabası var,
bu arabalar antik Roma döneminden gelen semboller.
Her iki arabada da, diptiğin iç yüzeyindeki kişileri
yani Dük ve Düşesi görüyoruz.
Düşesin portresinin bulunduğu kanadın arka yüzünde,
düşesin bir zafer arabasına binmiş olduğunu görüyoruz,
etrafında ise kendisinin özelliklerini vurgulayan çeşitli figürler var.
Dük için de aynı şekilde çalışılmış.
Alt kısmında Latince yazılar yer alıyor.
Genelde yazılarda, zafer arabalarında betimlenmiş olan özellikler yazılı olur.
.
Bunun örneğini dükün arabasında görüyoruz,
dükün yüzü bize doğru, kendisini tam önden görüyoruz,
adeta, adalet teması ete kemiğe bürünmüş.
Düşes ise elinde adalet terazisi
ve kılıç tutuyor.
Düşesin arabasını atlar değil, unicornlar çekiyor.
.
Bu olağanüstü güzel ortamda bulunuyorlar, rüya gibi bir ortam,
ve resmedilmiş kişilerin ne kadar asil olduğunu vurgulayacak
bazı semboller kullanılmış,
göndermeler yapılmış.
Sanatçının, Piero della Francesca'nın tipik özelliklerinden olan
geometrinin kullanımı, ciddiyet duygusu, resmettiği kişiliklerle örtüşmüş.
Sanatçının tarzı, Dük ve Düşes'in portrelerini kişiliklerinin portrelerine de yansımasını sağlamış, portreleri bütünlemiş.