Tip:
Highlight text to annotate it
X
Kasım ayında Kanada 25.000 Suriyeli mülteciye kapılarını açtı.
Üç hafta sonra Emad ve ailesi Ontario'ya ulaştı.
Emad: Suyun üzerinde yürüyoruz.
Hamudi: Tamamen donmuş mu?
Emad: Suriye'nin Daraa şehrinden geldim.
Eşim ve çocuklarımla birlikte
oradan ayrıldık, çünkü tehlike içindeydik.
Dürüst olmam gerekirse Kanada hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Brian Logel: Yaşadıkları yerin yakınındaki
köy bombalandıktan sonra,
Emad ve Rezan tüm eşyalarını toplayıp bir taksiyle
oradan kaçmışlar.
Buraya geldiklerinde,
hiç İngilizce bilmiyorlardı.
Philomena Logel: Çocuklar--
çok acı verici bazı deneyimler yaşamışlar.
Başlangıçta nasıl iletişim kuracaklarını bilmemelerinden
dolayı duyacakları korkunun üstesinden gelmek istiyoruz,
çünkü uyum sağlamalarını istiyoruz.
Walker: Burada yenisiniz ve burası tamamıyla yeni bir yer.
Yeni bir şeyler öğrenmeye çalışırken
çok fazla utanıp endişe duyarsınız.
Öğrenciler başka bir ülkeden geldiklerinde
karşılaştığımız en büyük sorun,
dil bilmemeleri nedeniyle
zorluk çekmeleriydi.
Gordon: Hamudi, okulda ne öğrenmek istiyorsun?
[elektronik kadın sesi Arapça konuşuyor]
Hamudi: Yazmak.
Gordon: Yazmak mı istiyorsun? Hamudi: Evet.
Gordon: Diğer taraftan Arapça duyuyorsunuz.
Google Çeviri'yi kullanmamız, karşı tarafı
anlayabilmelerini sağladığından oldukça yardımcı oldu.
Walker: Dillerinin gelişmesiyle birlikte
en önemli değişim, kendilerine duydukları güvende oluyor.
Hamudi: Buraya gel, minik kuş!
Walker: Şimdi bir cümleyi bir araya getirebildiklerinde, kendileriyle
çok gurur duyuyorlar.
Fateh: Hey, benim adım.
Gordon: Artık kendilerini daha rahat hissediyorlar,
ancak bu bir süreç.
Emad: Her kelimeyi anlamıyorlar...
Ama mutlular.
Gordon: En sevdiğin atıştırmalık ne?
[elektronik kadın sesi Arapça konuşuyor]
Fateh: Pizza. [çocuklar kıkırdıyor]
Gordon: Pizza. Bu iyi bir atıştırmalık.
Mültecilere kapısını açan herkese
Teşekkür ederiz