Tip:
Highlight text to annotate it
X
MS:Alexander Rybak, bugün gerçek bir süper star olarak karşılandı.
Otel Merriot’a 1 saat gecikmeli olarak ulaştığında, Azerbaycanlı kızlar etrafında toplandılar. Ortamda bolca kıkırdama ve kocaman gülümsemeler vardı.
AR: Marianne bana sizden bahsetmişti. Oldukça iyi, Marianne söylemişti…
MS: Alexander’ın büyük bir hayranı mısınız?
NM: Evet, bence yaptığı müzik çok iyi. İskandinav ve Slav türlerinin bir karışımı. Bu gerçekten mükemmel.
MS: Uzun zamandır mı hayranısınız?
NM: 3 yıldır. Yani Moskova’da yapılan Eurovision Şarkı Yarışması’ndan beri. Aşk hakkında çok güzel bir şarkısı vardı ve bu şarkıda birçok ulusal ton kullanmıştı. Ondan hoşlanmamın sebebi de bu. Ve bu da “Fairytales” cd’si. Çok beğendim.
MS: Konuşmalar Rusçaydı ve Alexander hayranlarına imza verebilmek ve onlarla fotoğraf çektirebilmek için zaman ayırdı. Sonrasında piyanonun başına geçti ve Azerbaycanlı kızlarla Fairytale parçasını söyledi.
AR: Pekâlâ hazır mısınız? Ve işte nakarat…
AR: Hazır mısınız? Vee ..!
MS: Alexander Rybak, Bakü’de olmak nasıl bir duygu?
AR: Çok iyi. Tek bir ülkede tüm bir hafta. Mükemmel.
Ve ek olarak, bu bir Eurovision Şarkı Yarışması. Bu yüzden kendime şu anda öğrenci olduğumu, son yıllarda yaşadıklarımı, şu anda günde 4-5 saat keman çalıştığımı hatırlattım ama aynı zamanda çekiciyim değil mi? Ve bu gerçekten çok hoş.
MS: Tam arkanda küçük bir konser ve imza verdiğin hayranlarını görebiliyoruz. Seni böylesine takdir eden birçok insanla buluşmak sana ne ifade ediyor?
AR: Özellikle bu insanlarla buluşmak oldukça iyi. Çünkü bu, işleyişin ruhu ve özü bence.-Onlar bana güç veriyorlar. Bu, kırmızı halıda çığlık atan hayranlar gibi değil.
Onlar benim müzik videolarımın ve şarkılarımın yayınlanmasıyla tatmin olan insanlar. Bu yüzden onlarla buluşmak ve düzgün bir biçimde konuşmak eğlenceliydi.
MS: Bazı simaları tanıdığını söylediğini duydum. Bu insanları daha önce nerede gördün veya tanıştın?
AR: Facebook’tan. Facebook’taki 400,000 hayranın tümünü organize eden bir bayan var.Ve biliyorum ki onun aracılığıyla dünyanın her yerinden insanlar muhteşem işler başarıyorlar.
Ve onların çoğu, ben her yerde tek bir rotasyonda olana kadar Tv kanallarında konuşuyorlar. Bu yüzden-onlarsız- hayranlarım olmadan var olamayacağımı söylemek bir klişe olabilir fakat aslında, hayranlarım olmadan Azerbaycan’da tanınıyor olmazdım. Bu yüzden her şey yolunda.
MS: Bu ünle yaşamak nasıl bir şey?
AR: Eğlenceli. Kimse beni her zaman sokağa çıkmam için zorlamıyor. Genelde beni SPA’ya gitmem için zorluyorlar. Bu çok eğlenceli bir şey. Onlar çok sıcakkanlı insanlar.
Otelde çalışan herkes benim iyi olmamı istiyor. Günüm imza vermek ve fotoğraf çektirmekle başlıyor. Fakat sonra SPA isteyip istemediğinizi, doktora ihtiyacınız olup olmadığını soruyorlar. Ya da her neyse işte. Bu yüzden bu çok özel bir şey.
MS: Kendini gerçek bir süper star gibi hissediyor musun?
AR: Evet, kendimi kariyerimin, Eurovision buluşmalarına gitmeye devam ettiğim sürece asla kaybetmeyeceğim, önemli bir evresinde hissediyorum.
Ve buna da devam edeceğim çünkü bana kalırsa, bir köpüğün içine sıkışıp kalmamak ve sürekli konserlere gitmek, daha ve daha fazla klasik performanslar sergilemek gibi aynı şeyleri yapmamak çok önemli.
Ve bunu biraz daha çekici-Alexander olmak için yapıyorum.
MS: Azerbaycan’daki hayranlarınla dünyanın herhangi bir yerindeki hayranların arasında bir fark var mı?
AR: Genel olarak, Rusça konuşan hayranlar ve buranın kültürü- ve Türkiye ve Rusya’da (tabi ki) birçok Rusça konuşan kişi var.
Hoş olan şey şu ki; burada hayran olmak erkekler için İskandinavya’dakinden daha fazla kabul görüyor. Orada kızlar, büyükanneler ve çocuklar var. Buradayken erkek bir çocuk gelip benim hayranım olduğunu söylemeye cesaret edebiliyor.
Belki de bunun cesaretle bir alakası yoktur. Belki de Norveç’te hiç erkek hayranım yoktur. “İmzanızı alabilir miyim, lütfen?” diyen bir bodyguard görmek çok güzel. Bu çok eğlenceli.
MS: Hiç koruman var mı ya da seni kollayacak birileri?
AR: Buraya varır varmaz güvenlik güçleri ve çeşitli arabalar teklif ettiler.
Fakat üzerimde baskı olmasını istemiyorum, çünkü ben bir Eminem değilim.Ve etrafımdaki insanları kışkırtmıyorum bu yüzden çok fazla korumaya ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum.
Etrafta birçok çocuk var. Güvenlik güçlerini ne için kullanayım ki? Çocukları uzaklaştırmak için mi? Bu hiç hoş değil.
MS: Perşembe günü bir performans sergileyeceksin. Tekrardan Eurovision şenliğinin bir parçası olacak olmak nasıl bir duygu?
AR: Asıl hoş olan şey şu; bunu bu kez ben düzenliyorum. Birkaç müzik parçasından oluşan bir video gönderdim. Bunu Norveç ve Danimarka’da, burada bulunan insanlara yaptım çünkü bazılarını özel olarak tanıyorum.
Ve onaylanacağını düşünmemiştim fakat onaylandı-ikisi de olsa- daha sonra diğer sanatçıları çağırmaya başladılar ve bu Eurovision’un yeni parçası halini aldı.
Parçalarımın diğerlerininkilerle birlikte çalınacak olmasından dolayı gururluyum.
MS: Ve son olarak Alexander, Tooji Perşembe günü sahnede olacak ve ardından da (umuyorum ki) cumartesi günü sahnede olacak. Ona verecek tavsiyelerin var mı? Çünkü daha önce sen kazanmıştın.
AR: Zaferden sonra fazlasıyla uyumak. Bence verilecek bütün tavsiyeleri o zaten biliyor, iyi bir takımı var, ona bakın, bilgili ve her zamanki gibi tetikte.Bence yapması gereken tek şey kalbinin sesini dinlemesi, çünkü o zeki bir çocuk. Bu Eurovision’da nadir görülen bir şeydir.
Evet, sizi alkışlıyorum. İyi işti. Çok iyi.