Tip:
Highlight text to annotate it
X
ALLAH'IN ADIYLA
http://iranianmovies.org
Konuş benimle...
Daha kimseye söylemedim. Daha ne kadar dayanabilirim?
Bir gün mü? Bir hafta mı? Bir ay mı?
Kendim için mi üzülmeliyim yoksa onlar için mi?
Baba!
Eğer öğrenirlerse...
Yusuf Baba!
Başlarının çaresine bakabilirler mi?
Onları buldum!
Güzel. Yanına al. Ben hazırım.
Benimki küçük, seninki büyük olan.
Bir, iki, üç...
Git!
Ben kazanacağım!
Hayır, ben kazanacağım!
Acele at!
Hadi git, git!
Ben kazandım!
Peki ya ben?
Sen akıntıya takıldın.
Ya hile yaptıysan?
Allah'a yemin ederim.
Kızdın mı?
Elbette kızmadım. Bu sadece bir oyun.
Neden ağlıyorsun o zaman?
Ağlamıyorum, gözlerim birazcık yandı. Hadi gidelim.
Baba, yarın dağlara çıkacak mıyız?
Bilmiyorum, belki çıkarız.
Ama Rüya Anne ile birlikte cuma günü çıkacağımıza söz vermiştin.
Evet, ama yarın çalışmam gerekebilir.
Baba, yarın çalışma, lütfen.
Pekâlâ, yarın çıkarız.
Mevlana, ince ve sivri zekâsını...
...tüm varlığıyla Şems-i Tebrizi'yi ikna etmek için kullandı.
Peki Şems buna karşılık verecek miydi?
Mevlana'ya göre, o, her zaman sever ve hiçbir karşılık beklemezdi.
Yusuf?
Efendim.
Meryem'in ellerini yıkar mısın?
Yıkıyorum zaten. Göz damlalarım nerede?
Orada, masanın üstünde.
Gözlerim hala yanıyor.
Gel, sana yardım edeyim.
Çay hazır.
Ayrıca, Hanımefendi'nin ev ödevini de yaptım.
Bir de meleklerin yalnızca cennette olduklarını söylerler!
Dalga geçme!
Test sonuçlarını ne zaman alacaksın?
Önemli değil.
Doktorunla konuşmak istiyorum.
Affedersin ama göremesem de konuşabiliyorum.
Emin olmak istiyorum.
Neyden?
Kimmiş bakayım...
Rüya!
Endişelenme, hepsini toplarım.
- Teşekkür ederim, Profesör. - Rica ederim.
İçeri ne zaman girdin?
Hala kaygılı mısın?
Sana söylemem gereken bir şey var.
Yoksa beni tamamen unuttun mu?
Ben Yusuf.
Yarattığın bütün güzelliklerden mahrum olup asla şikâyet etmeyen kişi.
Aydınlık ve parlaklığın yerine kasvet ve karanlıkla yaşadım.
İtiraz etmedim.
Mutluluğu ve huzuru bu küçük cennette buldum.
Sıkıntı ve güçlükle geçen bunca zaman yetmezmiş gibi...
...şimdi de daha fazlasına mı katlanmamı istiyorsun?
Bu yolculuktan sevgili ailemin yanına dönebilecek miyim?
Yoksa bu hastalığa diz mi çökeceğim?
Alın yazımı kime şikâyet edebilirim ki?
Bana biraz merhamet etmen için Sana yalvarıyorum.
Hayatımı bağışla.
"Mesnevi-i Şerif"
Bu bir dua, evladım.
Benim için mi, anne?
Belki Allah dualarımızı kabul eder.
Rüya.
Üzülme.
Veda etme vakti geldi.
Ben her şeyi ayarladım.
Kaşani Bey seni Paris'te bekliyor olacak. Ona her şeyi anlattım.
Allaha emanet ol.
Her şey için teşekkür ederim, amca.
Pekâlâ, gidelim, geç kalacaksın.
Merhaba, ben Kaşani. Tanıştığıma memnun oldum.
Ben de çok memnun oldum.
- Çok naziksiniz. - Rica ederim.
Nihayet sizinle tanıştığıma memnun oldum. Umarım yolculuğunuz yorucu geçmemiştir.
Hayır, ben iyiyim.
Uçak yolculuğunu hiç sevmem. Çok sıkıcıdır.
Tedavi randevularınızı programladım.
Hastanenin yakınındaki misafirhanede kalacaksınız.
Çok rahat bir yer. Beğeneceğinize eminim.
Tedavi için gelen birçok İranlı orada kalır.
Benim için çok fazla sıkıntıya girdiniz. Size nasıl teşekkür edebilirim?
Estağfurullah. Mahmut Amcan benim kardeşim gibidir.
Yıllar önce ben burada okurken...
...amcan bana yardım etti. Ona borçluyum.
Geceleri pencereleri kaparsanız iyi olur, çok soğuk olabiliyor.
Ben üst kattayım. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa 9'u arayın, tamam mı?
Tamam, merak etmeyin.
İyi geceler.
Kaşani Bey, Musavi Bey'in sağlık durumu hakkında bilginiz var mı?
Aşağı yukarı.
Durumu oldukça ciddi.
Tahran'da yaptırdığı testlere bakılırsa sağ gözünün altındaki tümör...
...kötü huylu.
Hayati tehlikesi var mı?
Elbette. Eğer tümör yayılmaya devam ederse, gözünü almamız gerekecek.
Ama biyopsi yapmadan kesin bir karar veremeyiz.
Bundan evvel birkaç test daha yapacağız.
Geri dönerken bana ne getirmeni istediğimi söyleyebilir miyim?
Güzel bir bebek.
Baba Yusuf, dönmeni bekliyoruz...
Bu şiir senin için:
Renkli kelebek, geri döneceksin...
...pencereye oturup güzel bahçemizi seyredeceksin...
Merhaba, hemşerim!
Afedersiniz, siz kimsiniz?
Adım Murtaza.
Burada ne yapıyorsunuz?
Sorun nedir?
Birdenbire sıkıştı.
Buyur, biraz ceviz al. Bir göz atmama izin ver.
Teşekkür ederim.
Sizi buraya geldiğinizde gördüm. Ben tedavi için buradayım.
Bu benim 3. gelişim.
- Dikkatli olun, sakın kırmayın. - Bana güven! Endişe edilecek bir şey yok!
Biraz daha ceviz ister misin? Kuvvet verir. Buyur, biraz daha al.
Teşekkür ederim.
Vidası gevşemiş. Tamir edebilirim.
Kaseti tamir edebileceğini düşünüyor musun?
Endişelenme.
Nasıl olsa vaktimiz bol.
Üniversitede ders anlatırken kaset kullanıyor muydun?
Evet, ama üniversitede ders verdiğimi nereden biliyorsunuz?
Dinle, kuşları duyuyor musun? Ormana doğru uçuyorlar.
Misafirhanenin arkasında kuşlarla dolu bir orman var.
Oraya her gün giderim. İstersen bugün birlikte gidebiliriz.
Kasetini sonra tamir ederim.
Hadi, gidelim.
Buraya neden geldiğini söylemedin.
Savaştan hatıra kalan, küçük, aptal bir şarapnel, hala kafamın içinde.
Görüş alanımı kısıtlıyor.
Şu ormana bak, bir tane bile ceviz ağacı yok!
- Peki ya söğüt ağacı? - Söğüdün meyvesi olmaz ki!
Evet, olmaz, ama bana hatıralarımla birilikte şans da getirir.
Ne şansı?
Körler okulunda okurken bakmam için...
...küçük bir söğüt fidanı vermişlerdi.
Onunla birlikte büyüdük.
Şimdi, benden çok daha uzun.
Şurada büyük bir gölet var. Belki de orada birkaç söğüt vardır.
Gidip bir fotoğrafını çekelim.
Sana çok iyi haberlerim var.
Biyopsi sonuçlarına göre tümör iyi huylu ve şu an için tehlikeli değil.
Bu inanılmaz!
Dahası da var! Musavi Bey'in 8 yaşında kör olduğunu biliyor muydunuz?
Evet.
Havai fişek kıvılcımları her iki korneasını da yakıp retinasına zarar vermiş.
Kör olmasının nedeni bu mu?
Evet, ama her iki retinanın da ışığa...
...az da olsa tepki verdiğini fark ettik.
Kısaca söylemek gerekirse.
Bu bizi umutlandırıyor.
Hangi konuda?
Musavi Bey'in kısmen de olsa yeniden görebilmesi konusunda.
Bu mümkün mü?
İnan ki ben de sizin kadar şaşırdım.
Biran önce ailesine haber vermeliyim.
Onları çok fazla umutlandırmasak iyi olur.
Kornea nakli yapmadan evvel birkaç test daha yapmamız gerek. Kesin olan bir şey yok.
Hatalı olduğumu biliyorum.
En büyük hatam Senin büyüklüğünü yeterince bilmemekti.
Şimdi anlıyorum ki Sen beni merhamet kitabından silip atmadın.
Beni unutmadın.
Sen benimlesin ve beni korursun.
Bir de lütufların tamamlansa.
Mademki elimden tuttun...
...yalvarırım, yolumu aydınlat.
Yalvarırım.
Işığa başka herkesten daha fazla hasretim.
Eğer bu karanlıktan çıkabilirsem...
...daima seninle birlikte olacağım.
Kim o?
Murtaza Bey, siz misiniz?
Seni şeytan, beni görebildiğine bahse girerim.
Bu güzel koku yalnız senden gelebilirdi.
Güzel haberleri duydum ve çok sevindim.
Şimdi söğüt ağacının sana nasıl iyi şans getirdiğini anlıyorum.
Sana kim söyledi?
Beni hafife alma!
Gel, şuraya otur.
Biraz ceviz çıkarmama izin ver yalnız.
Peki ya sen? Ameliyat oldun mu?
Hayır, şu lanet şarapnel parçasından...
...hala umut yok.
Eğer ameliyat olursam, tamamen kör olma ihtimalim var.
Bunu istemem. Yavaş yavaş körleşmeyi tercih ederim.
Ameliyatın ne zaman?
Birkaç gün içinde.
Heyecanlı mısın?
Bilmiyorum. Hem heyecanlıyım hem de korkuyorum.
Görememekten mi korkuyorsun?
Belki de görmekten. 38 yıldır başka bir dünyada yaşıyorum.
Neler olabileceğini bilmiyorum.
Ye şunları. İçindeki fosfor var, gözlere iyi gelir.
Teşekkür ederim.
Oh, az daha unutuyordum.
Kasetini tamir ettim. Al bakalım.
Çok teşekkür ederim.
Ve bunlar da fazlalıklar.
Burada işim bitti. Artık gitmeliyim.
Nereye?
Aman avcı vurma beni.
Aman avcı vurma beni.
Ben bu dağın, aybalam, maralıyım.
Maralıyım, maralıyım.
- Durumu nasıl? - İyi. Biraz dinlenmeye ihtiyacı var.
Bu, İran'dan uzaktaki 57. gecem.
Ama ailemi görmeyeli yıllar oldu sanki.
Yarın bandajlarımı çıkartacaklar.
Görebilecek miyim?
Göremeyecek miyim?
Görebilecek miyim yoksa göremeyecek miyim?
Ama ben...
Anne...
Hoş geldiniz Profesör!
Görmen gereken şeyleri düşünmek bile başımı döndürmeye yetiyor.
Buna inanamıyorum! Rüya görüyor olmalıyım!
İnanılmaz ama gerçek!
Puran bana haber verdiğinde trafikte takılmış bekliyordum.
O kadar sevindim ki pencereyi açıp haykırdım:
"Hey, millet...
...Yusuf görebiliyor, Yusuf'umun gözleri görebiliyor!"
Çıldırdığımı düşünmüşlerdir!
Bütün komşularımıza lokma dağıttı.
Mahmut Amca'nın bir tek gazeteye ilan vermediği kaldı.
İkiz Şelalelere giderdik, hatırlıyor musun?
Sana göstermek istediğim ilk yer orası.
Bana bak, Meryem. Fotoğrafınızı çekmek istiyorum, canım!
Tamam, hazır olun Yusuf Bey. Güzel!
Yusuf, gençlik yıllarından kalan binlerce fotoğrafın var bende.
Onlardan bir televizyon dizisi bile çıkar!
Peri, güzel kardeşim, benim bir fotoğrafımı bile çekmedin.
Fotoğrafçım her seferinde bir film yıldızı olabileceğimi söyler.
Mahmut, çok fazla konuşuyorsun!
Hey, merhaba!
Bir saniye bana bak.
Ben Mahmut Amca. Hasanabad'lıyım.
Hepinizin bildiği üzere, büyük bir adamım!
Merhaba! Hoş geldin. Seni görmek ne güzel.
Bunun kim olduğunu biliyor musun?
Merhaba, Yusuf Bey! Sizin adınıza hepimiz çok sevindik.
O Puran, benim eşim!
Merhaba.
Buyurun, hepiniz içeri gelin, öyle mutluyum ki.
Rüya, sık sık gelin, tamam mı? Bekleyeceğim.
- Güle güle Yusuf. - Hoşça kalın.
Yine gelin, Yusuf.
Burası bizim mahallemiz, Darakeh. Evimize varmak üzereyiz
- Bizim ev nerede? - Fırından yaklaşık 200 metre ileride.
- Durabilir misin? - Neden?
Dur lütfen.
Yanlış yöne gidiyorsun. Solundaki sokaktan girmelisin.
- Bil bakalım neredeyim? - Neredesin?
İşte burada, burada...
Neden bana öyle bakıyorsun?
Kıyafetini değiştirmek istemiyor musun?
Elbette...
Üşüyorum biraz.
Anne, neredesin? Gel, korkuyorum.
Buradayım, tatlım.
Korkuyorum.
Yalnızca gök gürlüyor, hayatım. Korkmana gerek yok, ben buradayım.
Yusuf Baba!
Koş!
Bizi bekle!
Ona el salla!
Vur onu!
Al bakalım, Meryem.
Vur onu!
Gördün mü, ben de seni vurdum!
Bu hangi renk?
Sarı.
Evet! Peki ya bu?
Beyaz.
Aferin! Ya bu?
Siyah.
Hayır, bu mor.
Mor mu?
Haklısın.
Balıkların nasıl su içtiğini biliyor musun?
Hayır, bilmiyorum.
Genç balıklar böyle içerler.
Yaşlı olanlar ise böyle.
Bunu beğendim işte.
- Yusuf, dikkatli ol. - Koşma, Meryem. Dur!
Beni yakalayamazsın ki!
Durmanı söylüyorum, seni küçük yaramaz!
Meryem, dur!
Büyükanne, biz geliyoruz!
Mahmut.
Yusuf, canım, gel...
Adak yemeğini dağıtmaya başlıyorum.
Afedersiniz, Yusuf Bey.
Kız kardeşim Peri beni deli ediyor.
Hazırladığı tezi size vermekten çekiniyor.
Lütfen bir göz atın. Bu onun için çok önemli.
Bunu Yusuf'a benim okuyacağımı ve en yorumlarını hemen ileteceğimi söyle.
Çok teşekkür ederim.
Anne! Gel! Peri Hala geldi.
Fotoğrafları bana ver, anne.
Gelen Peri'ydi. Fotoğrafları getirmiş.
Evvela şunları görmeme izin ver! Peri'nin acelesi vardı.
İçeri buyur ettim ama müzik dersine geç kalmış.
Şu şirin Meryem'e bir bak!
Baksana, ne güzel bir yer!
Evet, çok güzel.
Şuna bak! Ne sevimli.
Peri Hala kameraya çekiyor burada.
Evet.
Neden kamerayla çekiyor?
Mutlu olduğumuz anları hatırlamamız için...
Kazemi Bey, Keshavarz Bey? Bunlardan ister misiniz?
- Güzel, onlardan olsun. - Evet, gerçekten iyi.
Teşekkür ederim. Çok güzel.
Hadi gidelim.
Bayanlar ve baylar, beni affedin.
Emiri Bey, ben atölyeye gidiyorum.
- Ziyarete gelmene çok sevindim, Yusuf. - Teşekkür ederim, Amca.
Sana atölyeyi göstereyim. Birer bardak çay içeriz.
Mücevherleri nasıl ürettiğimizi göreceksin. Eminim çok hoşuna gidecek.
Körler okulundaki çocuklara bugün fidan diktirdim.
İlkbaharda en uzun ağacın sahibine bir ödül vereceğiz.
- Sen ne dersin? - Güzel olur.
Bugün yine üniversiteden aradılar.
Önümüzdeki dönemde ders verip veremeyeceğini soruyorlar.
Henüz kafamı toparlayamadım. İş değiştirebilirim.
Peki ne yapacaksın?
Bilmiyorum.
Üniversitede dışında her şey olabilir.
Neden körler okuluna gelmiyorsun. Tecrübelerinden faydalanabilirler.
Yarın benimle gel.
Unut bunu!
Üniversiteden mektup var.
Tamam.
Fikrini değiştirmene çok memnun oldum.
Öğretmenler de öğrenciler de çok sevinecekler.
Kesinlikle tecrübelerine ihtiyaçları var.
Abbas Bey, buraya gelin, lütfen.
Selamünaleyküm.
Abbas Bey, çocukların saksıları taşımamda yardımcı olmalarını rica edebilir misiniz?
Kim var orada?
Kim var orada?
Bahçe soğuk olmayacak mı?
Hayır hayatım, artık olmaz.
Merhaba, Rüyacım, ben Peri.
Orada mısın?
Bu aralar çok meşgul olduğunu biliyorum...
...ama Yusuf Bey'in tezimi okuyup okumadığını öğrenmek istedim...
Okuduysa da, ne düşündüğünü?
Gelip onunla konuşmayı çok isterdim ama nedense çekiniyorum.
Gözlerinin içine bakamıyorum. Çok tuhaf bir duygu.
Rüya, eğer bir gün tezimi veya başka konuları...
...Yusuf Bey'le tartışma imkânım olursa...
...bu beni çok heyecanlandıracak.
Lütfen kendisine acelem olduğunu söyle.
Görüşünceye kadar sevgiyle kal.
Ah! Bir de, Mevlana Grubu'nun konseri var.
Gelebilmenizi çok...
Saksıları saydın mı?
Evet.
Kaç tane var?
Dört.
Ama dörtten fazla var!
Yusuf Bey'in tezimi okuyup okumadığını öğrenmek istedim...
Okuduysa da, ne düşündüğünü?
Gelip onunla konuşmayı çok isterdim ama nedense çekiniyorum.
Gözlerinin içine bakamıyorum. Çok tuhaf bir duygu.
Rüya, eğer bir gün tezimi veya başka konuları...
...Yusuf Bey'le tartışma imkânım olursa...
...bu beni çok heyecanlandıracak.
Sufilerin tasavvuf dili Hafız'dan çok önce de vardı...
...Gerçekle hayal arasındaki ince çizgi...
...şairin hayal dünyası ile hislerini birbirinden ayırır...
...Şems ile karşılaşmak Mevlana'nın derin hislerini uyandırdı...
...ve sonraki eserlerini yüceltti...
"Şükürler olsun ki gözlerim aşkla aydınlandı."
"Senin lütfün olmasa ben bir hiçim."
Baba! Çiçekler açıyor. Gel bak!
Çok endişelendim! Neredeydin?
Ne için endişelendin?
Endişe etmemeli miydim?
Annemmişsin gibi hareket etmekten vazgeç!
Yeterince büyüdüm. 45 yaşındayım.
Rüya!
Üzgünüm.
Merhaba.
Peri Azernuş ile görüşmek istiyorum.
Şu anda görüşemezsiniz. Provadalar.
Çalışmaları ne zaman biter?
Bir saat sonra.
Teşekkür ederim.
Dikkat et, düşme.
Merhaba, hayatım.
Seni çok özledim!
Bir sorun mu var?
Hayır, herhangi bir sorun yok.
Meryem'i de alıp Kaşan'a gideceğim.
Tek başınıza mı?
Evet.
Kaşan'da bir şey mi oldu?
Hayır, endişelenme.
Sadece, gitmem gerekiyor.
Ne oldu?
Merhaba anne, herkes nereye gitti?
Ben de aynı soruyu sana sormaya geldim.
Ne oldu? Rüya ve Meryem nerede?
Gerçekten umurunda mı?
Bu nasıl söz anne! Elbette ki umurumda.
Hiç sanmıyorum. Eğer umurunda olsalardı, Kaşan'da değil burada olurlardı.
Kaşan mı?
Rüya neden hiçbir şey söylemedi?
Söylemesi mi gerekiyordu?
Sen neden bahsediyorsun?
Yusuf, hayatını ne hale getirmeye çalışıyorsun?
Ne hayatı?
Hiç kimse geçen onca sefil yıllara, tek bir söz etmeden...
...nasıl katlandığımı biliyor mu?
Herkes benim için üzüldü.
Sen, karım, çevremdeki herkes.
Artık kimseye ihtiyacım yok.
Hakkım olan hayatı istiyorum.
Hayatımın en güzel yılları heba oldu.
Etrafına bir bak, sahip olduğum şeylere bak.
Buna yaşamak diyebilir misin?
Bir avuç dolusu hiç!
Dört ağaç ve bir evin küçük bir cennet olduğunu sanıyordum!
Bu cennetten sıkıldım. Kendi hayatımı yaşamak istiyorum.
Evet, kendi yoluma gitmek istiyorum!
Bunu anlayabilir misin? Anlayabilir misin, söyle!
Anne!
Yusuf Bey, anneniz evinde değil.
- Selam. - Selamünaleyküm.
- Nerede? - Haberiniz yok mu?
Neyden?
Dün gece kendisini pekiyi hissetmiyordu.
Bayan Kokab ve diğer komşular onu hastaneye götürdüler.
Hastaneye mi? Hangi hastaneye?
Kızıma bir sorayım.
Hayatına bir çeki düzen vermek zorundasın.
Gerçekten ne yapmak istiyorsun?
Aileni de hasta anneni de düşünmek zorundasın.
Böyle devam edemezsin!
Yeni bir işe başlamak ya da yatırım yapmak istiyorsan...
...ihtiyacın olan ne varsa verebilirim.
Neden benimle çalışmıyorsun? Senden iyisini mi bulacağım?
Aylardır işten, hayattan...
...okuldan kaçarak ne yapıyorsun?
Evde oturuyorsun.
Sana yepyeni bir hayat bahşedildi. Bunu iyi kullan!
Selamlar, Yusuf! Seni gerçekten özledim.
Seni tekrar görmeyi çok isterdim.
Bana görebilmenin ne demek olduğunu söyle, ben de sana körlüğün ne olduğunu söyleyeyim.
Şuan hiçbir şey göremiyor olsam da...
...geçmişte birçok harika şey görmüştüm.
Tahmin et ne oldu?
Ceviz ağaçlarıyla dolu bir orman buldum.
Bazen seni de götürmek isterdim oraya. Birlikte doyana kadar ceviz yerdik.
Ne zamandır görebiliyorsun? Tatmin olabildin mi?
Sorulacak ne çok soru var!
Söğüt ağacı gördün mü hiç?
Hala sana şans getiriyor mu merak ediyorum?
Söz verdiğim gibi fotoğrafını gönderiyorum.
Her zaman aklımda olacaksın.
Arkadaşın, Murtaza.
Gözleri ışığa tepki vermiyor.
Bünyesi kornea naklini kabul etmiyor olabilir.
Hiç umut var mı, doktor?
Testlere devam etmeliyiz.
- Burada kalmayacağım. - Sakin ol, Yusuf.
- Buradan çıkmak istiyorum! - Her şey yoluna girecek.
- Burada kalmak istemiyorum. - Lütfen, sakin ol.
Lütfen beni buradan çıkarın.
Beni buradan çıkarın.
Puran ve Peri'yle Kaşan'a gidelim.
Rüya ile Meryem'i görürüz.
Anlaşmazlıklar yaşamın bir parçası.
Sana söz veriyorum, her şey yoluna girecek. Umudunu kaybetme.
Doktorlarla konuştum. Seni yurt dışına göndereceğim.
Tekrar görebilmen için ne gerekiyorsa yapacağım.
Nereye gidiyorsun? Ezilmek mi istiyorsun?
Bekle! Nereye gittiğini söyle!
Dur! Arabaların altında kalacaksın!
Benden uzak dur... Bırak beni!
Nereye gidiyorsun? Yusuf!
Allah’ım.
Yeni bir hayata...
...başlamak için...
...bir şans daha istiyorum.
www.iribmediatrade.ir