Tip:
Highlight text to annotate it
X
Benim, Sookie.
Benim.
İyi misin?
Gel buraya.
- Çek şu ellerini üzerimden!
- Burada ne arıyorsun?
Sookie eve sağ salim varmış mı
diye bakıyordum. Kapı açıktı.
- Sen ne arıyorsun?
- Sorun yok. Bırak.
Ne oldu?
UYARI!
Bu dizi çok ağır küfürler ve...
...çocuklar için çok zararlı
olabilecek sahneler içermektedir.
İyi seyirler.
Çeviri: Sadweq
- Çekmeceden parmak izi alındı mı?
- Düzgün bir şey çıkmadı.
Ama lavabodan bir parça aldık sanırım.
Neden yukarı çıkıp biraz uzanmıyorsun?
Bir süre orada olacaklar.
Bir şey bulunur bulunmaz...
...sana haber veririm.
- Siktir, botlarıma kan bulaşmış.
- Daha fazla kan... Gel de hasta olma.
Bir araya getir,
bir araya getir.
İşini yap.
Sana saygı göstermelerini bekleme.
İyi doğranmış.
En az 30 yerinden bıçaklanmıştır.
Ağzı epey açılmış.
Hassiktir, bir seri katilimiz var.
Lynn ve torunları
bu haftasonu göle götürecektim.
Zavallı kadın bu yarasa
boklarına kafayı takmıştı.
Stackhouse'lar
bunu haketmişti...
Belki biraz...
...hava alabilirim.
Seni asla yalnız bırakmamalıydım,
kendimi kaybettim. Yapmamalıydım.
Başka bir zaman
özür dilemeye ne dersin?
Sadece...
Biliyorsun,
yapabileceğim bir şey olursa buradayım.
Biliyorum.
- Sağol.
- Sana dokunmak çok güzel.
Aradığın benim.
Çok üzgün, kederli ve yumuşacıksın.
Başka zaman dedim, Sam.
Bill'e ne oldu?
Giip getireyim.
Sağol.
Sookie seni soruyor.
Bana söylemek istediğin
bir şeyler mi var?
- Ondan uzak durmanı istiyorum.
- Sookie'nin insanların onun yerine...
...karar vermesinden
hoşlanmadığını biliyorsun.
Sookie'nin kim olduğunu
bana anlatma.
Onun kim olduğunu biliyorum.
Uzun zamandır onu tanıyorum.
Ayrıca bilmelisin ki,
şu an sınırlarını göstermen için...
...ne yer ne de zaman uygun değil.
Aşağıda yatan ölü bir kadın var.
Eğer seninle olmasaydı,
şu an orada olmazdı.
Sookie'ye bir şey olursa...
...yemin ederim ki...
...üstünde adının yazdığı
bir kazık yontarım.
Bir kavga sonucu
olmuş gibi gözüküyor.
Şu ellerindeki defansif
kesikleri görüyor musun?
Kemiklerine kadar dayanmış.
Çok vahşi.
Psikopat orospu çocuğu.
Kadının sonu böyle mi olacaktı?
Gördüğüm en hastalıklı şey.
Daha kötüsünü görmüştüm.
Altı yıl önce
bir cinayet olmuştu.
Bir kadın cinnet geçirmişti.
Kocası maçı izlerken...
...kafasını patlatmıştı.
Beyninin büyük bir bölümü
televizyona yapışmıştı.
Neden yapmış ki?
Başka bir şey
izlemek istemiştir heralde.
Nereden bileyim yahu?
Aklı başında olan adam
cinayet işler mi?
Sana Jason Stackhouse'u
asla salmayalım demiştim.
Haydi ama,
bahsettiğimiz onun büyükannesi.
Bunu o küçük sapığın
yapamayacağını mı sanıyorsun?
Adele kiliseye
bir sivridişli getirdi.
Eğer yapan o değilse
işler iyice arap saçına dönecek.
- Ama Vampir Bill demişti ki...
- Vampir Bill mi?
Şimdi de ilk ismi kan emici
olan birine mi dayanıyorsun?
Bu olanlar çok kurnazca.
Öldürdüklerinde nasıl ört bas...
...edeceklerini bilecek kadar...
- Bölüyor muyum?
Bay Compton, burası...
...resmi bir suç mahalli.
Burada bulunamazsınız.
Sorun yok.
Zannederim vampir Bill
daha önce de bir iki cesedin...
...yanında bulunmuştur.
Öyle değil mi, efendim?
Bir arkadaşınızdı, değil mi?
Sanırım öyleydi.
Size bir kaç sorumuz vardı.
Sorun olur mu?
Hiç de bile.
Sookie cesedi bulduğunda sizin de
burada olduğunuzu söyledi. Doğru mudur?
Evet, birkaç dakika sonra vardım.
Ev ziyareti için
biraz geç bir vakit.
Anladım.
Sizler uyumuyorsunuz galiba, değil mi?
Uyuyorlar.
Ama gece değil.
Normalde gecenin bir yarısı Bayan
Stackhouse'u ziyaret eder misiniz?
Tartışmamız gereken bazı
kişisel meseleler vardı.
Siz benim evimden çıktıktan sonra
onun randevusundan dönmesini bekliyordum.
Arabasının sesini duyunca mezarlığın
öteki tarafından buraya geldim.
Yani mezarlığın karşısından rahatça
bir sesi duyabiliyor musunuz?
Hislerin güçlenmesi
bizim durumumuzun...
...yan etkilerindendir.
- Ama evden gelen başka...
...hiçbir araç görmediniz
veya duymadınız mı?
- Bir kamyonet gibi, mesela?
- Hayır.
Çoğu kişi bir vampirin komşusu
olmaya çok istekli olmaz...
...ama Adele Stackhouse...
...size kollarını açmıştı,
değil mi?
- Çok cana yakındı, evet.
- Maudette Pickens, Dawn Green,
Adele Stackhouse...
...bütün hepsi senin
milletine karşı çok cana yakındı.
Bu hepsini birleştiren
bir nokta.
Şimdi bu büyük bir
tesadüf mü yani?
Öyle olduğuna inanmıyorum.
- Anlayamadım.
- Bunu yapan her kimse...
...vampirlerle ilişkisi olan
kadınları hedef alıyor.
Ciddi olamazsın.
Adele Stackhouse ve bir vampir mi?
Sookie'nin büyükannesinin
niyet edilen kişi olduğunu sanmıyorum.
Jason'ı aramam gerek herhalde.
İstersen ben arayabilirim.
Sağol.
Ben Stackhouse.
Ne yapacağını biliyorsun.
Mesaj bırakmak...
Ne oluyor?
Büyükanneni taşımak üzereler.
Bir arkadaşında kalmalısın.
Daha tenha olamayan bir yerlerde.
Hiçbir yere gitmiyorum.
- Sookie, belki de...
- Hayır. Burası benim evim.
- Burada kalıyorum.
- Şuraya döndür, tamamdır.
Geliyor.
Lüfen, Tanrım.
Umarım beni o vampir barından tanımaz.
Farklı görünüyordum, karanlıktı
ve o da...
O vampiri becerdiğin
için şanslısın...
...yoksa o çantadaki
sen olurdun.
Sonraki sen olabilirsin.
- Gerçekten büyükannen için çok üzgünüm.
- Orada işiniz bitti mi...
...çünkü temizlemek istiyorum.
Bu uygunsa tabii ki.
Tamamdır, o zaman.
Bir şeyler
olursa beni arayın.
- Gözünü üzerinde tut.
- Tutarım.
Haklılar
burada kalmamalısın.
Katılıyorum.
Benim karavanıma geçebilirsin.
Ben de barda yatarım.
Burada başka bir
yerdeki kadar güvendeyim.
Ayrıca, ikiniz de beni korumak
içiin buradasınız, değil mi?
Benim gitmem gerek.
Elbette.
Neredeyse şafak söktü.
Ben daha sonra gelirim artık.
Burada ben devralabilirim.
Benim için endişe etme.
Git.
Arkada fazladan bir paspas olacak.
Bana getirebilir misin, onu?
Büyükanne eviyle
çok gurur duyardı.
Kimsenin onu böyle
görmesini istemezdi.
Mükemmel gözüküyor.
- Neden mutfağa bırakmıyorsunuz?
- Çok üzücü.
Stackhouse kızı da
mutfaktan çıkmadı hala.
Gözünden tek bir damla
yaş gelmediğini duydum.
Kız epeydir
o vampirle görüşüyor.
Bayan Fortenberry...
...zahmet etmeseydiniz.
- Seni zavallı şey.
Kaybın için çok çok üzgünüm.
Çok naziksiniz.
Büyükanne sizden çok bahsetmişti...
...sağolun.
Evet, hiçbir şey ton balıklı, peynirli
güveç kadar üzgünlük ifade edemez.
Bir tane daha mı?
Jason'ı göremedim.
Gelmedi mi hala?
Nereden bileyim ki,
onun bakıcısı mıyım?
Orospu.
Adele cennetten
gönderilen bir melekti.
Bu dünya için çok iyiydi.
Hepimiz onu çok özleyeceğiz.
Duyduğuma göre neredeyse
kafasını kopartacaklarmış.
Hiç kan göremiyorum.
Daha erken gelmeliydim.
Belki de bunun yerine
kırmızı kadife kekten...
- ...getirmeliydim
- Pardon.
Hiç inanamıyorum.
İyi misin?
- İyiyim. Geldiğin için teşekkürler.
- Elbette.
En azından bunu yapayım.
Seni zavallı şey.
Neler yaşadığını
hayal edemiyorum.
Taşınmakta veya başka bir şeyde...
...yardıma ihtiyacın...
Taşınmak mı?
Bir yere taşınmıyorum.
Ama, tatlım.
Burada olan...
...kötü şeyler.
- Bu mutfakta iyi anılarım...
...kötü olanlardan çok daha fazla.
Ne güzel bir yaklaşım bu böyle.
Biliyorsun, sen gerçekten
insanların sandığından daha zekisin.
Tatlım.
Öyle demek istememiştim.
Maxine Fortenberry,
o tartı hemen...
...yerine koy!
Gelsene, kendini kaybediyor.
Bu büyükannemim tartı!
Şey, özür dilerim.
Sadece biraz yer açıyordum.
Zavallı kız çıldırmış olmalı.
- Büyükanneni senin öldürdüğünü biliyoruz.
- Tüm sabahımı bu güveçi...
...yapmaya harcadım.
- Senin yüzünden öldü.
- Müsade edin.
Sookie'nin yukarı çıkması gerek.
Bizi kız kıza bırak.
Haydi LaFayette!
- Kendimi o şekilde kaybetmemeliydim.
- O yaşlı meraklı sürtüğe...
...bağırdığın için üzülme hiç.
Üstüne vazife olmayan şeylere...
...burnunu sokup duruyordu hep.
- Söyle.
Daha fazla saçmalasaydı,
ağzı bir klozete dönecekti.
Üzgünüm.
Büyükannem yok artık.
Gerçekten gitti.
Evet, öyle.
Ne yapmalıyım, bilmiyorum.
- Doğru dürüst düşünemiyorum bile.
- Tabii ki düşünemezsin.
Etrafın kıl heriflerle sarılmışken,
nasıl yapabilirsin ki?
Onların eğlencesi değilsin.
Onlar için sahneye çıkmak zorunda değilsin.
Ne hissediyorsan onu hissetmelisin.
Bir şeyler hissettiğimden...
...emin değilim.
Sadece hissizim.
- Hissiz olmak iyidir.
- Evet.
Hissizlik şu an tam da
ihtiyacın olan şey.
Düzgün olmak için
kaygılanmayı bırak.
Bu düzgün bir olay değil zaten.
Beni oradan çıkardığın
için teşekkür ederim.
Orada bir dakika
bile sessiz geçmiyordu.
Şu an engellenecek...
...bir ses yok gibi gözüküyor.
Hepsine çenelerini kapatmalarını
söylememi ister misin?
- Keşke o kadar kolay olsaydı.
- Kolay.
Sana gereken...
...tam benim elimde.
Uyuşturucu kullanmam.
Rahat ol.
Bu uyuşturucu değil.
Sadece ***.
Bak sana ne diyeyim.
Fikrini değiştirme ihtimaline karşı...
...şunu komidinin üstüne koy.
Ben gidip şu kıl herifleri
bir kontrol edeyim.
- Lafayette.
- Evet hanımefendi.
Bunu benim için...
...aşağıya götürebilir misin?
Canım pahasına koruyacağım.
Hassiktir.
Bu iyiye işaret değil.
Evet, biliyorum, biliyorum.
Geç kaldım.
Alarm'ım bozulmuş,
telefonumu da bulamadım.
Burada ne yapıyorsun?
İşimi.
Siktir.
Bilmiyor, değil mi?
Adamım, çok üzgünüm.
Ne için?
Birilerini aramamı ister misin?
Mesela, kuzenin Hudley'i.
Büyükannemin parasını ödediği
rehabilitasyondan kaçtığından beri...
...neredeyse bir yıldır,
ondan haber alan yok.
Nasıl ulaşacağımızı
bile bilmiyorum.
Bill'den naber?
Onu çağıracak mısın peki?
Tara, o gelemez.
- Doğru.
- Senin bildiğin...
...vampirlerden değil.
Alışması zaman alacak.
Ben alışabilecek miyim
bilmiyorum.
Neden?
Çünkü herkes senin gibi
akıl okuyucu değil.
- İnsanların söylediklerini duyuyor olmalısın.
- Duyuyorum.
- Bill, büyükannemi öldürmedi.
- Bütün sinirini benden çıkarma.
Kimse kesinlikle Bill'i
suçlamıyor...
...ama korkutucu arkadaşları
olduğundan bahsetmemiş miydin?
Bütün vampirler öyle değil.
Sana bir şey olursa aklım gider.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tara, dün gece çok korkunçtu.
Ve yanımda Bill olmasaydı,
bunu nasıl atlatırdım bilmiyorum.
Onun etrafındayken...
...nasıl açıklayabilirim
bilmiyorum ama...
...neredeyse normalmiş
gibi hissediyorum.
- Bu da ne böyle?
- Senin suçun!
Büyükanne senin yüzünden öldü.
Ölen sen olmalıydın.
Ona el kaldıramazsın!
Bir vampirle düzüşüyor, Tara.
Siktiğimin bir vampiriyle.
Yanında sen olmadığında
o vampir vardı.
Kendinden utanmalısın!
Büyükannen seni bunun için mi yetiştirdi?
Kız kardeşini dövmek için mi?
Şu haline bak!
Artık seni tanıyamıyorum bile!
Defol git buradan.
Dışarı çık!
Çık dışarı!
İyi misin?
- Sana birkaç soru sormam gerek.
- Şimdi olmaz.
- Dün gece neredeydin?
- Bilmiyorum.
- Bir kızla birlikteydim.
- Tara Thornton mu?
Ne? Hayır.
Ben de öyle düşünmüştüm.
Adı neydi peki?
Adını hatırlıyamıyorum, tamam mı?
Numarasını almıştım.
- Ama onunla ne yaptığımı bilmiyorum.
- Niye kullanışlı değil miydi?
Bu da ne anlama geliyor,
şimdi? Andy.
Dedektif Bellefleur.
Bunun ne anlama
geldiğinin farkında mısın?
Büyükannemi öldürdüğümü mü
ima ediyorsun?
Sen salak bir sürtüksün,
Jason Stackhouse.
Jason Stackhouse, Andy Bellefleur'u
sanki bir bez bebekmiş gibi fırlattı.
Rene bana zorla
Cuma Gecesi Dövüşünü izletti.
Adamlar duvardan
daha kalınlardı...
...ama onların
bunu yaptığını görmedim.
Jason'ı gördünüz mü?
Çok çalışıyordu.
Gerçekten de güçlü.
Tamam, herkes dinlesin!
Sookie'nin dinlenmeye ihtiyacı var.
Hepiniz için gitme vakti geldi.
Neye bakıyorsunuz öyle
Beni duydunuz, gösteri bitti. Haydi.
Haydi!
Haydi.
Geldiğiniz için hepinize minnettarız.
Hepinizi seviyoruz. Haydi gidelim.
Haydi. Teşekkürler.
Bu seni de kapsıyor.
Tamam, anladım.
Ama şu an biraz yalnız
kalmaya ihtiyacı var.
Yapabileceğim bir şeyler varsa
bana bir alo dersiniz.
Sen iyi bir arkadaşsın.
Şimdi buradan siktir ol git.
Lütfen.
Tamamdır.
Kendinizi bana attırtmayın,
biliyorsunuz yaparım.
Seni duydum, Tara.
Bu beyazların jöleyle
ne alıp veremediği var?
Anlamıyorum.
Bütün bunlarla
ne halt edeceğiz.
Atacağız.
Sookie'nin bu lanetli
yiyeceklere ihtiyacı yok.
Lanetli mi?
Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.
Bu bok altın kadar gerçektir.
Yemeğine biraz sevgi koyarsan
insanlar tadını alabilir. Kokla şunu.
Şu mısır ekmeğinden gelen
korku ve hınzırlığı kokla.
Tadı bana iyi geldi.
Orospu, bunu yapmış
olmamayı dileyeceksin, izle.
Belki de gidip
Sookie'ye bir bakmalıyım.
Güven bana.
Şu an ölüden hiçbir farkı yok.
Bu da ne halt böyle?
Ne halt ediyorsun?
Bill, ne oldu?
Şey sanmıştım...
Rüya görmüşüm, hepsi bu.
Uykuna geri dön.
Burada olacağım...
Endişelenme.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Devam et.
Sence onlar insanlara
aşık olabilirler mi?
Ne yapabileceklerini
kim bilebilir ki?
Tanrım,
...bugün burada, Adele Stackhouse'un
yaşamını yad etmek için toplandık.
Onun yer yüzünden aldığı
zevki kutlamaya.
Ve sana her değerli
dakika için şükrederiz.
Sookie, elim.
Özür dilerim.
Özür dilerim.
Ama kederli olsak da,
onun senin yanında...
...huzur içinde
olduğunu biliyoruz.
Ve orada bir daha
ölüm yüzü görmeyecek.
Bartlett Amca,
burada ne arıyorsun?
O benim kız kardeşimdi.
Sen uzun zamandır
ailenin yanında değildin ki.
Haydi ama,
adamı rahat bırak.
Sookie Stackhouse'un
söyleyeceği bir kaç kelime vardı.
Tatlım?
Bir şeyler söylemeyecek miydin?
Sookie, iyi misin?
Adele Stackhouse...
...benim için her şeydi.
Sadece büyükannem değildi.
Benim...
...anne ve babam, öğretmenim...
...ve de en iyi arkadaşımdı.
Haydi oradan, eğer sen olmasaydın
o şu an hala buradaydı.
Vampir'den bir övgü aldı.
Böyle güzel bir kızdan
asla beklemezsin.
O mezarda sen olmalıydın.
Yakında olacaksın da...
Kendinden utanmalısın.
Özleneceğini söylemek...
...gereksiz, çünkü...
...onsuz bir dünya
hayal edemiyorum bile.
Bir kaç kelime etmek...
...sıcak bir yemek yemek...
...omuzunda ağlamak için...
...daima oradaydı.
Sadece benim için değil...
Bağışla beni.
...onu tanıyan herkes için öyleydi.
Asla birisini incitecek bir şey yapmadım.
Yapamam da...
Seni zavallı şey.
Git gide keçileri kaçıyor.
Onun katiliyle yatıyorsun.
Senin yüzünden öldü.
Kapayın çenenizi!
Hepiniz kapayın
o siktiğimin çenelerinizi.
Şuna bak, ağzını bozuyor...
Tüm dünya delirmeye başlıyor.
Tanrım, Sookie.
Aman Tanrım.
Ne utanç verici.
Bir kaç kelime etmek
isteyen başkası var mı?
Benim söyleyeceklerim var.
Ne yapıyor?
Hayır, anne.
Aman Tanrım.
Durum çirkinleşmek üzere.
Bayan Stackhouse'u sizler
kadar tanımıyorum.
Ama konuştuğum bir kaç kez...
...bana karşı kibar olmaktan
başka bir şey yapmadı.
İyi birisiydi.
Tanrı'dan korkan bir kadındı.
Ben bazı kötü
şeylere bulaştığımda...
...kızım onda kalırdı.
Kızımın orada güvende
olduğunu hep bilirdim.
Adele Stackhouse ben
bakamadığımda kızımı kollardı.
Bunun için hep
minnettar kalacağım.
Beklesene bir saniye.
Niye, bana yine
vurabilesin diye mi?
Devam et,
benim suçum olduğunu söyle.
O tabutun içinde olmamı
ne kadar çok istediğinden bahset.
- Hakettim.
- Üzgünüm.
- Çok üzgünüm.
- Bana dokunma.
Sana zarar vermek istememiştim.
- Bunu biliyor olmalısın.
- Bartlett Amca'yı davet ettin!
- Bunu nasıl yapabildin?
- Burada olmaya hakkı var.
Bak, büyükannemin ve onun
sorunları olduğunu biliyorum.
Ama her ne olduysa,
artık bir önemi yok.
Çünkü aileler böyle yapar.
Her zaman
birbirlerini affederler.
Ne konuştuğun hakkında
hiçbir fikrin yok.
N'olursun.
Sahip olduğumuz
tek şey biziz.
Sahip olduğumuz
hiçbir şey yok.
Duygulandım.
Hem de çok.
Bir dahaki Şanlı Ölünün Nesli
toplantısına gelmelisin.
Destek grubu gibi
bir şey mi, o?
Bir kere o Adsız Alkolikler'inkine
gitmiştim.
Ayinden başka bir şey değildi.
Selam, bebeğim.
Bu benim değerli kızım, Tara.
Biz yüzlerce kez filan tanıştık.
Şimdi müsadenle.
- Ne halt ediyorsun?
- Sadece o hoş bayanla konuşuyorum.
Bırak kolumu.
Acıtıyorsun!
Ben mi acıtıyorum?
Çok garip.
Çünkü seni en son gördüğümde,
bir şişeyle kafama vuruyordun.
Yüce Tanrım.
Seni zavallı çocuk.
Çok üzgünüm.
O kadının hakkında
konuşmaya hiç hakkın yoktu.
Bana senden daha
fazla annelik yaptı.
Bana baktı.
Beni yedirdi, içirdi.
Üstüme kıyafetler giydirdi.
Senin yüzünden iki kez
Sosyal Servis'i aradı.
- Onun cesaretinden nefret ettin.
- Hayır.
- Etmedim.
- Evet, ettin.
Ona 'orospu beyaz iblis' diyordun.
Ben değildim.
O şeyleri söyleyen
ben değildim.
O kadar fazla sarhoştun ki neler...
...olduğunu bile hatırlayamıyorsun.
- N'olur, bebeğim.
Bir dinle.
Sana yaptığım
o kötü şeyleri...
...yapan ben değildim.
İçimde bir şeytan var.
Ne?
Bir şeytan.
İçimde yaşayan ve nefes alan.
Beni yiyip bitiriyor.
Şeytana gülme, Tara Mae.
Çünkü bir kanser kadar
ciddi bir şey.
Üzgünüm.
Üzgünüm.
İçinde bir şeytan mı var, şimdi?
- Beni sikseydin daha iyiydi.
- Hiç komik değil.
Bir şeytanla mücadele
etmek hakkında...
...hiçbir şey bilmiyorsun.
Başarmak için çabaladım.
Çok çabaladım...
...ama beni alaşağı etti.
Her şeyi zehirliyor.
Senin hakettiğin
anne olmak istiyorum.
Her şeyi düzeltebilirim.
Yapabilirim. Daha geç değil.
Ama bunu yalnız yapamam.
Neyi yapacaksın?
Bunu içimden çıkarmam gerek...
...ama çok pahalı.
Bu kadının cenazesine
gelmenin sebebi bu mu?
Para istemek için mi?
Gidecek başka bir yerim yoktu.
Tara, lütfen.
Benden uzaklaşma.
Ben hala senin annenim.
Sana ihtiyacım var!
Tek sahip olduğum sensin.
Çok üzgünüm.
Başın sağolsun.
Daha bitirmedik, Stackhouse.
Ne?
Tanrım.
Siktir!
Siktir!
Kahretsin!
Sikeyim!
Seni arıyordum.
Güzel...
...buldun işte.
Konuşmanı beğendim.
Ya da duyduklarımı, herneyse.
Özellikle de siktiğimin
çenelerinizi kapatın kısmını.
Evet, gerçek bir hitabetçiyim.
Sana eve kadar eşlik edeyim.
Bir banyo yapmaya ne dersin?
Sana televizyonda uzaylılarla
ilgili aptal bir film bulurum.
- Romantik komedi o zaman.
- Sam, şimdi olmaz.
Sadece...
...yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Sağol.
Yalnız kalmak istediğini söyledi.
Ama ben istemiyorum.
Ben de.
O kahrolası tavuktan
hiç yeteri kadar vermezsin ki.
Bayan, ben bacaklarını istiyorum.
Seni bok herif!
Seni öldüreceğim.
Korkma bunu
hep söyler.
Haydi, kabul et,
kendine has etkileyici bir yer.
Burada mı yaşıyorsun?
Bira ister misin?
- Sıcaklar.
- Tamam, farketmez.
Gerçekten yaşadığın yer burası mı?
Evet, Sam.
Gerçekten yaşadığım yer burası.
Kötü hissettirmeye mi çalışıyorsun?
Hayır, sadece...
...Lafayette'de kalıyorsun sanıyordum.
- Öyleydi.
Banyosunda web kamerası
olduğunu biliyor musun?
Bir grup sapığın beni
işerken izlemesine izin veremem.
Bana kalacak bir yere
ihtiyacın olduğunu söylemeliydin.
Neden?
Beyaz atınla gelip
beni kurtaracak mıydın ki?
- Bunu neden yapıyorsun?
- Ne yapıyorum?
Herşeyi kavgaya dönüştürüyorsun.
Birisinin sana karşı iyi davranmasını
niye bu kadar zorlaştırıyorsun?
Bilmem.
Belki de kibirli olmamdandır.
Belki de gerçek hislerimi
bastırmak için tek yol budur.
- Gitmeliyim.
- Rahat olur musun?
- Sadece kızdırıyordum.
- Belki de kızdırılmaktan hoşlanmıyorumdur.
Kal!
- Lütfen.
- Ne için?
Çünkü seni istiyorum.
Oyun oynamak istemiyorum.
Kurallar istemiyorum.
Sadece...
...hayatımda gerçek bir şeyler istiyorum.
Ben istemiyor muyum sanıyorsun?
Bunu yaparsak...
...gerçekten yapmış olacağız.
- Hassiktir.
- Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum.
Gerçekten buna
ihtiyacım varmış.
Benim de. Haydi tekrar yapalım.
- Geri gel.
- Gitmeliyim. Üzgünüm. Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Sana ihtiyacım var,
hem de çok.
Sanırım aralarını düzelttiler.
Dinle...
Gitmem gerek.
Ne?
Gece yarısı olmuş.
Ne oldu?
Bir şey mi yaptım?
Seninle alakalı değil.
Üzgünüm.
İşte görüşürüz, tamam mı?
Bu çok iyi geldi!
Tanrım!
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Bir...
...sorun mu var?
Selam, anne.
Geleceğini biliyordum.
Yap şunu.
Yapmanı istiyorum.