Tip:
Highlight text to annotate it
X
ÇEVRESEL DOĞRUDAN EYLEM DÜNYASI
GİZEMLİ KALDI, ŞİMDİYE KADAR.
BU FİLMİN YAPIMCILARI BİR GRUP İNGİLİZ EYLEMCİYİ TAKİP ETTİ.
İŞTE OLANLAR BUNLAR.
Buyur, çay yap.
Mmmm, nefis bir fincan çay. şekerli çay.
Çayla devrim arasındaki ilişkiyi anlatabilir misin bana?
Çay içmek, zor anlarda oldukları zaman
Britanyalıların yaptığı bir şeydir.
Kötü bir haber aldığınızda bir fincan çay içersiniz.
Cenaze olur, çay içersiniz.
Eviniz bombalanır, bir fincan çay içersiniz.
Yeterince su yok, çok çay yapacağız.
Çoğu etkinlikte çay mı veriyorsun?
Selam, bir fincan çay ister misin?
İngiltere Bankası'nın dışında sık sık çay ikram ettim.
Polisin ikinci derece yetkili timi olan
özel timine (Silver Command) çay ikram ettim.
Politikacılara çay ikram ettim.
Fabrika önlerinde tahliye edilen işçilere ikram ettim.
Çay bedava ama bağışta bulunmak istiyorsanız, o da olur.
Evet, ama bizim...
Anti-kapitalist olarak insanlara
çay satmak ikiyüzlülük olur.
Ön cephelerde alkol içmek istemezsin, çünkü sağduyunu yitirirsin,
yani sadece çay içersin, alkolü de partiye ayırırsın,
eve gittiğin zaman mesela...
Profesyonel olduğumuzu söyleyemem ama profesyonel evcil radikaliz
ve çalışırken içmeyiz.
- Yani, evcil bir radikalsin? - Evet, öyleyim.
Seni evcil radikal yapan şey nedir?
Bunu, özel kola sormalısın.
Politikayla, küresel düzeyde tutkulu bir şekilde ilgileniyorum,
fakat yerel düzeyde, çoğunlukla ülkem içinde meşgul oluyorum.
Bu işin yerli tarafı.
Radikalim, çünkü iklim
değişikliği eylemlerimi aştım.
Geri dönüşümü ve çocukları okula yürüyerek götürmeyi aştım -
tabi bunları zaten yapıyorum.
Ben, kendimi yola atıyorum ve tutuklanırsam da hiç umurumda değil.
LEFT FIELD FILMS SUNAR
BİR EMILY JAMES FİLMİ
HAREKETE GEÇ
GÜNÜMÜZ EŞKİYALARININ BİR HİKAYESİ
YAPIMCI
DÜZENLEYEN VE ANLATAN
Haberleri seyrettiğinizde böyle şeyler görüyorsunuz.
Köpeklerimizi kullanacağız!
Ve spikerler böyle faydalı şeyler söylüyorlar.
Şimdi de 'iklim etkinliği' adı verilen
kamptan gelen son haberleri veriyoruz.
Çevre eylemcileri Londra merkezinde bir binaya tırmanıp pankart açtılar.
Umarım, duş alır - ayakları çok kirliydi!
İşte bu da görmediğiniz -
Çevresel doğrudan eylemin
gizemli ve mahrem dünyasına bir bakış.
Yapacağız işte. Pankartımız var.
Dört adet U kilidimiz var.
Ben adım James ve rehberinizim. Ne hakkında konuştuğumu nasıl biliyorum?
Bu elektrik santralına tırmanan benim.
Ama bu film benim hakkımda değil. Bunun gibi insanlar hakkında.
İklim bilimi ödümü kopardı - yalan söylemeyeceğim.
Bu bilip de harekete geçmemem
mümkün olan birşey değil. Birşeyler yapmalıyım.
Hiçbir şey yapmamaktansa birşeyler yaptığımı hissetmek
istiyorum, dünyanın bok yoluna gitmesini oturup seyretmek istemiyorum.
Atmosfere olabildiğince çok karbondioksit yaymış olduğumuz
gerçeği konusunda artık pek fazla seçeneğimiz yok.
Elimizdeki tek seçenek gelecekle ilgili.
Birçok tutuklanma, atlatmalar, kaçmalar, saklanmalar
medyayla oyunlar.
Ama mücadele ve seferbirlik ile fark yaratabileceğinizi
düşünüyorsanız, bu kendinize güç veren bir düşünce.
Yasadışı ya da tehlikeli olması önemli değil.
Küçük ya da büyük olması önemli değil.
Yapmak zorundasın işte.
G20 GÖSTERİLERİ, LONDRA
Bugün 1 Nisan 2009
Dünya liderleri G20 için Londra'da buluşuyorlar,
ve onları şehirde coşkulu bir protesto karşılıyor.
Daha çok çadır. Daha çok çadır!
İklim kampı, finansal bölgenin merkezini
bir sokak partisine dönüştürmeyi planlıyor.
Hedefleri: Avrupa İklim Değişikliği Programını durdurmak.
Neden mi? İklimin, bankacıların elinde kalmasını istemiyorlar.
Kesinlikle, birilerinin bela çıkarması gerek.
Kampın, güzel bir parti için bütün malzemeleri hazırdı,
ve herkes oradaydı.
İşte Paul, kendini kaptırmış, dansediyor.
Sophie, her zamanki gibi belaya tırmanıyor.
Ve tabi ki Marina çaydanlığı ateşe koyuyor.
Basının bile hoşuna gitti.
Şu anda herşey çok sakin, çok rahat.
Ama akşam olduğunda
oyunbozan davetsiz bir grup partiye geldi.
Bu isyan değil! Bu isyan değil! Bu isyan değil!
Oturun!
Devrim istiyoruz. Şimdi!
İklim eylemi için direniyoruz.
Şimdi iklim eylemi istiyoruz.
Polisin böyle bir hareketi normalde görünür değildir,
ama bir ölüm biraz zor örtbas edilir.
Ian Tomlinson, işten eve dönerken
yanlış yerde yanlış zamanda,
ölümüne itilmişti.
Bu zorbalık, polisin protestolardaki davranışını kökten değiştirdi.
Dövmeler, kaba kuvvet ve tesadüfi kordon altına almalar gitti.
Kibar polislerin halkla ilişkiler sözcüsü ve çay geldi.
Burası halka açık bir yer ve polisin de buraya gelme hakkı var.
Mantıklı olun.
Bir fincan çay isterim. Teşekkür ederim.
Polisin daha ne kadar böyle davranacağını hiç kimse bilmiyordu.
KAPİTALİZM KRİZDİR
Güney'de Wight Adası'nda,
şampiyon çaycımız Marina inatla devam ediyor.
Kimse yok mu?
Wight Adası'ndaki Vestas Pervane Fabrikası'nın dışındaki
protesto kampındayız.
Fabrika, işçiler tarafından işgal edilmiş durumda. Harika!
Bir rüzgar türbini fabrikası kapandı,
çünkü rüzgar türbinleri için talep yoktu,
ve 400'den fazla işçi işsiz kaldı.
- İşçileri geri alın! - Şimdi geri alın!
Herkes, rüzgar türbini yapanların cool ya da hippi olduğunu sanıyor.
Hayır, hayır, onlar kapitalist,
kar etmek onların ilgilendiği tek şey.
İçeriye yemekle, eşyayla girdiler, ama erzakları bitti,
ve oraya yemek sokmanın tek yolu tenis toplarını doldurup onları oraya atmak.
Karınları aç ve Vestas, bu çok uluslu firma
onları aç bırakıyor.
Biz bunu kabul etmiyoruz tabi ki.
Bu bayan geldi ve dedi ki 'balık ve patates kızartması yaptım,
ve onlara fabrikadaki adamlara
kendim vermek
ve sıcak sıcak yemelerini istiyorum.'
Ben de 'bunu hallederiz' dedim.
Yemeği kendi götürmek istiyor, bence haklı tabi.
Bir oyalama taktiği bulmalısınız.
Tamam. Hazır mıyız? Geliyor musunuz?
Balık ve patates kızartması! Öbür tarafa koş.
Hadi arkadaşlar!
Ve balıkla kızartmanın yarısını sokabildik.
- Konuşma yapacak mısın? - Hayır!
Evet. Hadi.
Bu zorbalara, bize ne yapacağımızı söylemelerine izin veremeyiz.
- Kesinlikle. - Ne saçma!
Harika bir kutlamaydı,
Çünkü yöre halkı 'yuhhuuu, karınları doydu!' diye sevindi.
Ve insanlar 'ah, bu korkunç çevreci anarşistler
bizimkilerin karnını doyurdu ve halkla arkadaş oldu' dediler.
Ve birden herkes aynı taraftaydı.
Ama bunun güzel tarafı, insanın içini ısıtan tarafı
iki günlük doğrudan eylem olmasıydı.
Doğrudan eylem yaptık.
Usülüne göre yaptık, cesaretle
ve şakayla yaptık.
Ve Vestas dedi ki...
'Kahretsin! Bu böyle olmaz. Bu adamları neyle isterlerse besleyeceğiz.
ve onlar bugün fırında kızarmış et istiyorlar.'
Şimdi onlara, sabun, şampuan,
saçlarını yıkayacakları şeyler, temiz iççamaşırı, çorap, tişört,
çocuklarından ve ailelerinden kartlar, gazete götüreceğiz...
Londra'da, Vestas mücadelesini duyurmak için bir plan hazırlanıyor.
Hedef Lord Mandelson, Ticaret Bakanı
ve herkesin favorisi seçilmeyen iğrenç politikacı.
Plan, Vestas rüzgar türbin
fabrikasının onun yüzünden
kapatıldığına dikkatleri çekmek.
Biz diyoruz ki, Mandelson'ın
otomobil sektörüne büyük çapta yatırım yapmaya gücü var.
Genelde, yüksek karbon kullanan sanayicilere yardım etmede üstüne yok,
ama bir rüzgar türbin fabrikasının kapatılmasına gelince
onlara, açık kalmaları için teşvik etmede,
beş yıl içinde bir talep olacağına dair söz vermede nedense çok beceriksiz.
Yarın Sally, kendini Mandelson'ın evine zincirleyecek
ve tutuklanabilir tabi.
Evet, tutuklandın mı hiç?
Hayır mı? Hazır mısın peki?
Sanırım hazır olmalıyım! Evet.
Yavaş bir karar. Tutuklanan insanlarla tanıştım.
Hikayelerini dinledim ve nasıl birşey olduğunu biliyorum.
Teorik bir karar veriyorsun...
sanırım bu kararın en önemli noktası
Mandelson eylemine ben de karışacağım demekti.
Bankaları 1.4 trilyon sterlinle kurtarabiliyorlarsa
bizim yeşil geleceğimizi de kurtarmaları gerekir.
Umduğumuz gibi, Vestas'la mücadelemiz gazetelere manşet oldu.
MANDY HOUSE'DA İKLİM PROTESTOSU
Tıp okumaktan vazgeçtiğimde, büyük bir kariyer yerine
ne yapmam konusunda kesin olmayan çok şey vardı,
ama eylemciliğe daha çok karıştıkça
sanırım yapıyor olmam gereken acil şeyler daha da açıklık kazandı.
Eylemcilik, Cambridge'te zaman zaman
aldığın dar görüşlü eğitimin dışında bir eğitimdir,
akademik düşünmeyi öğrenmek
seni gerçek dünyadan koparıyor.
Ve ben burada aldığım eğitimi kullanmak,
gerçek dünyada uygulamak ve insanlardan öğrenmek istiyorum.
İki ayrı dünyaya sahip olma konusunda beni heyecanlandıran şey bu.
Havaalanları ve elektrik santralleri gibi yerlere gelmekle
İklim kampı, doğrudan eylem eğitim kampları işletiyor
ve İngiltere'de iklim değişikliği tartışmalarının yönünü değiştiriyor.
Ama İklim Kampı hakkındaki haberleri izlediğinizde
onların, sürekli şiddet yanlısı holigan olarak yansıtıldığını görürsünüz.
Polis, İklim Kampına girmelerinin sebebinin bu olduğunu söyledi.
Bir ağaçta bulunan bir bıçak var burada,
ve burada bir binaya tırmanmak için
kullanılabilecek demir kancalar görüyoruz,
ve bunlar da protestocuların giyeceği söylenen beyaz giysiler.
Ayrıca, demir makaslarını da görüyoruz.
Bunlar, tel örgüleri kesmek için kullanılabilir.
Ve şurada dalgıç kostümleri görüyoruz.
Protestocular, Kingsnorth santraline her şekilde girmeye çalışacaklar -
havadan, karadan ve denizden.
Şimdi, iklim kampçıları aşırı olabilirler, kesinlikle öyleler,
ve kanunları çiğnemek için hazır da olabilirler, bunu da sık sık yapıyorlar.
Ama açık olalım - daha önceki İklim Kampları polis şiddetiyle yüzyüze geldi.
Kampçılar buna barışçıl yollarla direndiler.
Bu isyan değil! Bu isyan değil!
Bu seneki kamp Londra'da,
hedefleri iklim değişikliğini finanse eden bankalar.
Marina, güney kıyıdan gelen grubun içinde.
Bugünün Times gazetesi.
Sayfa 12 ve 13.
Bir petrol bombasının patlama resmi var -
çok aptalca, çünkü biz organik dizel kullanıyoruz, petrol değil!
Polisle anlaşma yaparken
ilk 24 saat içinde faydalı olacak temel teknikler kullanıyoruz.
Eğer, savunmamızı kurmadan önce
abluka tekniği kullanmamız gerekiyorsa,
işte bunlar kullanacağımız şeyler olacak - vücutlarımız.
Bir tek bunlar var.
Eğer beni havaya kaldıracaksanız, böyle yapacaksınız.
Evet, dört kişi.
Bu sert. Kaldırmak için kolay. Şimdi, daha yumuşak deneyin.
Öbür tarafa dön!
Bu daha zor. Bu gerçekten daha iyi.
Bütün Londra'dan kampçı gruplar, buluşma noktalarında toplanıyorlar,
bu seneki kampın gizli yeri için atılmaya hazırlar.
Bugün, İklim Kampı bisiklet akını yapacağız.
El ilanı ister misiniz?
Kampın yerini bildirecek gizli bir mesaj alacağız,
ve hepimiz oraya akın edeceğiz.
Mesajı aldık.
Mesajda, karışık bir planın olduğu
ve hepimizin birlikte kalması söyleniyor.
Bugün çok heyecanlıyım. Bilinmeyen çok şey var,
bu, aynı zamanda beni tedirgin ediyor.
Nerede olduğunu bilmiyoruz. Gizli bir yerde.
Oy birliği ile ilgili toplantılara kim katılmadı?
Büyük toplantılarda, aynı fikirdeyseniz, havada parmaklarınızı oynatın.
İklim Kampının çılgın bir kült olduğunu düşünmüyorsanız, bu da öyle değil.
Böyle başlamak garip olabilir,
ama toplantılar iyi sonuç verirse, oldukça etkili.
'Blackheath istasyonunun solunda.
Tepede, Hare and Billet Yolu'na doğru sola git.
Tepeye doğru yürü ve kamp sağ tarafta.'
Polis durdurmadan önce, bu yerin
güvenliğini sağlamak için Londra çapında bir yarış bu.
Burada yaptılar. Hey!
Eğitimini aldın. Polis geldiğinde bu daha çok işe yarayacak.
Aylarca süren titiz planlama bunlara değdi,
ve yer, polis gelmeden işgal edildi.
2009 İklim Kampının başlaması için büyük bir tezahürat istiyorum!
İklim Kampı, geçici bir kamp yeridir, tamamiyle otonomdur.
Hiyerarşik güç yapıları yoktur.
Herşey oybirliği ile işler.
Orada olmak için izin almaya gerek yok.
İklim Kampı, doğrudan eylem, gücü ele geçirmek
ve görmek istediğin değişiklikleri yapmak hakkındadır.
Bu doğasında vardır ve bunu
gelen herkese öğretir.
İşte, Londra'da Blackheath'deyiz.
kapitalizmle kavga içindeyiz, umarım kapitalistler korkarlar bundan.
Ve çevik kuvvetlerin gelmesini bekledik.
her türlü yaramaz şeyleri yapmayı umuyorduk.
Bunları söyleyemem, ileride bize lazım olabilir.
Ve buraya geliyoruz, ihtiyacın olduğu zaman bir polis bile yok.
Selam. Tamam. İyi kamplar. Hoşçakalın.
İyi geceler.
Burası, insanların biraraya geldikleri, seminerler yaptıkları
eğitim aldıkları, fikir paylaştıkları, doğrudan eylem planladıkları bir kamp.
Birçoğumuz daha önceden tanışıyor.
Bir çeşit yakınlık kurduk.
Beraber farklı çok şeyler yaptık.
Ve bir eylemi planlamak ve yürütmek için biraraya geldik.
Polis, ortadan kaybolmuş olabilir, ama izliyorlar.
Planlar, gizli olmak zorunda olduğu için eylemciler önlem alıyor.
Telefonlarından pilleri çıkarıyorlar
ne konuşacakları konusunda dikkatliler.
Ben, başka bir şey söylemek istiyordum. Bilmiyorum...
Saat ve gün söylenmediği sürece
hedef hakkında konuşmakta bir sakınca olmayabilir.
Bilmiyorum.
Söylememize gerek yok, eğer herkes gördüyse
sadece ona değinebiliriz.
İSKOÇYA KRALİYET BANKASI. LONDRA MERKEZİ. SALI SABAHI.
Hedef yerine başka bir kelime kullanabilir miyiz?
Böylece hepimiz ne hakkında konuştuğumuzu biliriz.
Belki 'Hedef'.
Bütün binayı işgal edebileceğimizi sanmıyorum,
ama binanın önünü işgal etmek
ve insanların içeriye girmesini engellemek istiyoruz.
Sanırım, üstte ve altta birkaç kişinin
kilitli olduğu üç el merdiveni.
Düşüncemiz, bu bankayı ablukaya almak ve bize iadesini istemek.
Bu bizim bankamız. Onu geri istiyoruz.
Ve onu istediğimiz şekle dönüştüreceğiz.
Böylece, daha çok antikapitalist şekilde görülebilir.
Şimdi, kamptan direk eyleme gitmek
iyi bir fikir değil,
bir grup eylemci bisiklet kilitleri ve el merdivenleriyle yola çıkacaklar,
ve çok kolay yakalanabilirler.
Gece için geçici bir yere giderler.
- Sos vermeye başlayayım mı? - Evet.
Herkes telefonundan pilleri çıkardı mı?
Bazılarımızın binaya süper yapıştırıcı ile
binaya girmelerini isteme konusunu tartıştık.
Ya bariyerleri aşıp yürüyen merdivenleri çıkıp
ofislere ya da ticaret alanına girmek
ve kendilerini birbirlerine yapıştırmak.
Eğer kendimizi binaya yapıştırırsak, bu ceza gerektiren bir suç olur.
Ama biz, birbirimize yapışıyor olacağız.
Ve fikir şarkı söylemek.
Çirkin bir aksaklık değil ama gene de binanın içinde bir aksaklık.
Yani, içeriye girmenin ve dışarıda olmanın olası suçlaması
ağır ihlaldir,
gerçi içeri girmek biraz daha ağır olabilir.
Bu mahkemeye giderse, muhtemelen bir ceza ya da kamu hizmeti cezası alırsın.
Çok ağır değil ama, içeri girersen daha fazla olur.
Bu eylemi planlarken, bunun daha ağır sonuçları var,
her ne olursa olsun ceza gerektiren suçlardan kaçındık,
ve bence bu şekilde bırakalım.
Bizi, uzun süreliğine İklim Kampından tahliye etmeye çalışabilirler.
Bazı kişilerin yaptığı Stansted gösterisinde
mahkemeye gitmemiz bir ayı bile tutmamıştı.
Ama Drax gibi olaylarda
hemen hemen bir yıl sürmüştü. Yani, her şekilde olabilir.
Ve mahkemeye çağrıldığında hemen oraya gitmek zorundasın?
Kim tutuklanabilir?
- Biriniz sayabilir mi? - 18.
Evet!
Daha önce süper yapıştırıcı kullanan oldu mu? Nasıl kullanılacak?
Dinlemek isterim.
Çözücüyü kullanırlarsa, acımaması gerekir. Kolayca çıkar.
Çıkıyor.
Herşey kötü giderse, herkes tek başına.
Sadece kendinizi bir yerlere bağlayın.
Sally yarın için sözcü seçildi. Bilgileri, rakamları gözden geçiriyor.
Petrol ve gaz onların asıl işi. Kömür endüstrisinin de içindeler.
Ve özellikle Eon. Eon'a büyük miktarda kredi verdiler.
Kurtarımdan beri 6 milyar sterlin kredi verdiler.
Kingsnorth'daki firma Eon.
Bir rakam söyleyeceksen,
'kredilere dahil ya da ilişkili olduğunu' söylemeye dikkat et,
çünkü İskoçya Bankası bunu yapıyor,
yatırımcılarla yatırım projeleri arasında aracılık yapıyor...
Kol kilitlerini yapıyoruz.
Kol kilitleri, kendini birine bağlamak için akıllıca bir yol,
böylece polisin sizi ayırması çok zor olur.
Bu kişiler size çetin ceviz gibi gelebilir, ama yanılmayın.
Bunlardan sadece birkaçı tutuklandı daha önce.
Kilit, boynunun ön tarafında, böyle kendinde açabilirsin.
Bu daha rahat.
Ne kadar hızlıydı bu, çocuklar?
- Oldukça hızlıydı. - Çok iyi.
Şimdi herşeyi konuşabilir miyiz? James, önce sen.
Arabayla oraya gideceğim, bankayı dikkatlice denetleyip çay içeceğim.
Polisin hareketlerine, güvenlikte anormallik var mı, ona bakacağım.
Herşey yolundaysa park edip sizi bekleyeceğim.
Değilse, sizi arayacağım.
Beyaz çadırdakiler, bunlar dışarıda abluka kuracak,
arabaya gidip herşeyi dışarı çıkaracaklar.
Sonra, eşyalar arabadan çıkar çıkmaz,
tutuklanabilir olanların içeri girmesi gerekiyor.
Biz hemen peşlerinden gideceğiz ve bizim arkamızdan da
tutuklanmayacak olanların gelmesi gerekiyor.
Koluna ne yazıyorsun?
İklim Kampı hukuk danışmanının numarasını yazıyorum,
tutuklandığımız takdirde hapishaneden bu numarayı arayacağız.
Onlar da avukatlarımızı arayıp bunlarla ilgili işlem başlatacaklar.
Bir kağıt parçasına yazmaktansa üzerinde olması daha iyi...
çünkü üzerindeki eşyalar alınabilir.
'Tutuklandığını birilerine bildirmek ister misin?' diye soruyorlar.
Bu numarayı ver.
Evet, telefonların biri bende,
pozisyona girdiğimiz anda James'i arayacağım.
İÇERİDE SÜPER YAPIŞTIRICI EKİBİ
DIŞARIDA KİLİTLEME EKİBİ
Ah, canımı acıtacaksın. Kafama çarpacaksın.
Ah!! Heyyy!
Biriniz merdivenin öbür tarafından tutabilir mi?
AHLAKİ YENİLEME YAPILIYOR
Onları görebiliyor musun?
Hayır, hemen içeri girmiş olmalılar.
Bizim paramız! Bizim geleceğimiz!
- Kimin parası? - Bizim paramız!
- Sözcünüz var mı? - Sözcü benim.
- Tamam. -Neden burada olduğumuzu bilmek istiyorsunuz?
Lütfen. Belli ki, burada bir aksaklık çıkarıyorsunuz.
İskoçya Bankası'nı yeniliyoruz, çünkü
hükümetin sırf kurtarmak için
bankaya 33 milyar sterlin yatırım yapmasına izin veremeyiz.
Bu hareket biçimi iklim değişikliğini tetikliyor.
İnsanların, binaya giriş çıkışlarını
engellediğinizin farkındasınızdır?
Ve otobanlarda da insanları engelliyorsunuz.
Michael Hannard, İngiltere Güvenlik Operasyon Müdürü
Kanunsuz girdiniz.
Size, burayı terketmeniz söylendi ve siz reddettiniz.
Personeli korkuttunuz ve işi aksattınız.
Sözümü kesmeyin. Bu işyerinin temsilcisi olarak
burayı terketmeyi reddedip tutuklandığınız takdirde,
firma olarak hepinize dava açacağımızı size bildirmek istiyorum.
Binayı terketmeniz için
yapabileceğim ya da söyleyebileceğim başka bir şey var mı?
Eğer Banka'nın fosil yakıt endüstrisine yatırıp yapmasını durdurma ve
yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımda bulunacağına dair söz verirseniz
seve seve gideriz, söz verirseniz tabi.
Bu yılışık 'samimi' polislik, haberlerin polis şiddetiyle
dikkatinin dağılmamış olması demektir
ve şimdi eylemcilerin neden burada olduğunu aslında bildirebilirler.
Eylemciler, İskoçya Bankası'nın Londra merkezine kendilerini zincirlediler.
İnşaat işçisi kılığında, bisiklet kilidi
ve yapıştırıcı kullanarak birbirlerine kenetlendiler.
Amacımız, bankayı bir günlüğüne kapatmak.
Bu bir anti-banka tatil günü.
Fosil yakıta yapılan yatırımlar konusunda kızgınlar.
Nereden geldiğinizi sorabilir miyim?
Ben Hackney'den geliyorum.
- Ya sen? -Bedfordshire.
-Sen neredensin? -Maalesef Daily Express.
Daily Express. kahretsin! Nerde ki bu?
Çok geçmeden ayırma ekibi, ticaret katındaki çocukları ayırmaya geldi.
Lütfen yoldan çekilin.
- Süper yapıştırıcı mı yoksa...? - Evet.
Biraz yanabilir.
İkinci katta oturanların
karakolda olduklarını duydum şimdi.
Bir arka kapıdan çıkarılmış olmalılar.
Bunların ön tarafta olmasından memnun musun?
- Kimin bankası? - Bizim bankamız!
- Nasıl gidiyor? - İyi gidiyor, sanırım.
Hala buradayız - bu her zaman iyi.
Abluka, iş gününün sonuna kadar dayanmayı başardı.
İskoçya Bankası iklim değişikliğini finanse ediyor.
Boktan bir durum, vergi ödeyenlerin parası bu.
Buna izin vermeyeceğiz.
Buna izin vermeyeceğiz.
Bir kere daha İklim Kampı halkın dikkatini çekti
ve kapitalistlerin baş belası olmaya kararlı
yeni nesil eşkiyalara ilham kaynağı oldu.
Ben Tracy Howard, evliyim ve anneyim,
Sipson köyünde oturuyorum ve yerel kampanya yürütüyorum.
Sipson köyünde neler oluyor?
Şu anda üçüncü bir uçuş pistinin tehdidi altındayız.
BAA, Heathrow Havaalanını genişletme amacıyla korkunç
bir uçak pisti için yer açmak istiyor.
Bunun için de bu güzel köyde etraftaki herşeyi yıkmaya niyetli.
Ve daha büyük bir havaalanı daha fazla uçuş
ve atmosferde daha fazla emisyon demektir.
Yani, Heathrow'da üçüncü bir pist iklim değişikliği için savaş alanına döndü.
Plane Stupid Hareketi, yöre halkının, doğrudan eylemin iletişim ağıdır...
iklim değişikliğinde temel katılımcı olarak
havacılık sektörüne odaklanmaktadır.
2006 yılından beri Plane Stupid
parlamentodan afiş sarkıtma ve Stansted havaalanında bir pisti
işgal etme gibi eylemlerle havacılık sektörünü yere geri getiriyor.
Son birkaç yıldır Plane Stupid hareketindeyim.
Geçen Aralık ayında Stansted'te bir pisti işgal ediyordum.
İklim Kampında da vardım,
bu benim politika hayatımda dönüm noktasıydı -
2007 İklim Kampı.
Uç noktalarındaydım ve hep ilgiliydim.
Birçok yürüyüşe katıldım.
Ve sonra 2007 yılında kendi kendime dedim ki,
'Evet... bu kadarı yeter. Birşeyler yapmamızın zamanı geldi.'
Öyle büyük ve geleceğime zarar verme ihtimali olan birşey ki
yapabileceğim herşeyi denemek zorundayım.
Plane Stupid hareketi sayesinde
kampanyayla ve yıkımla yüzyüze gelen
Heathrow çevresindeki yöre halkıyla bağlantılar kurdum.
Bu insanların yaşadığı yeri etkileyici bir şekilde asfaltlama.
Oradaki halk direnmeye çalışıyor.
Daha çok desteğe ihtiyaçları var,
ve bu tartışmaya katılması gereken çok insan var.
Bizim oraya gitmemizin amacı, gerçek, halkla birlikte,
halkın direnci stilinde bir kamu oluşturmak orada
ve bunu dirençli bir merkez haline getirmek,
ülke çapında havaalanı büyütme ya da kömür santralleri için planların olduğu
heryere bir örnek olacak.
Bu haritaya baktığınızda, üçüncü pistin önerildiği yer burası.
Üçüncü pist planları uygulanırsa
Harlington içinden geçecek,
yıkılacak olan Sipson'ın hemen yanında.
Altı, yedi yıl önce üçüncü pist tehdidiyle bu işe karıştım.
Cherry Lane mezarlığını da yerle bir etmekle korkutuyorlar.
Eşimin büyükannesi orada, dolayısıyla durum daha da üzücü oldu
ve hayatımı etkiledi,
böylece farklı eylem gruplarına karıştım.
El ilanı dağıtmaktan doğrudan eyleme geçtim. Değişkenim ben.
Temel prensiplerden direk asıl baskıya geçiyorum diyebiliriz.
Benim doğrudan eylemim
Yılın Mimarı Ödülü'ne gidip
sabote etmekti.
Pascal ve Watson firmasına 'Çok da Umurumuzdaydı' ödülünü verdik,
çünkü biz onların umurunda değiliz.
İyi akşamlar. Fazla zamanınızı almayacağım.
Biz, Plane Stupid Hareketindeniz ve Heathrow çevresinde oturuyoruz.
Ödüller başlamadan, kendi ödülümüzü vermek istiyoruz,
ve bu ödülü Pascal ve Watson'a vermek istiyoruz.
Sanırım, Pascal ve Watson burada ve onlara bir ödül vermek istiyoruz,
Çünkü 1960lardan beri havacılığın büyümesinde hep ön plandaydılar.
Josh, çevreyle ilgili konularda konuşma yaptı,
ben de hayatım hakkında konuştum.
Bayanlar ve baylar, lütfen sahneyi terk eder misiniz?
Sahneyi terk eder misiniz, biz de törenimize devam edelim?
Olur şey değil! İklimi, insanların evlerini
yöre halkını mahvediyorsunuz.
Pascal ve Watson için bu! İsteyen var mı?
Ödülü almak isteyen var mı?
Büyükannemin mezarını kazıyorlar! Büyükannemim mezarı!
Bana gitmemi söylediklerinde, ayrıldım oradan.
sahneye geri gitmek zorundaydım, çünkü mantomu orada bırakmıştım.
ama aslında gitmiştik.
Tehditkar değildik. Sadece önemli bir konuya değindik.
Bu durum hakkında çok ilan dağıttık, iyiydi.
Üçüncü pisti koymak istedikleri yere
bir geçiş şehri koymak ilginç olabilir,
ve bu ikisini de karşılaştırabiliriz.
Yani, onların asfaltlamak istediği, bizim ise içinde yaşamak istediğimiz
dünyayı kurmaya başlamak.
Lily, Paul, Rowan ve diğer Plane Stupid üyeleri
Heathrow'a yakın tehdit altındaki köye taşınıyorlar.
Orada ne kadar kalacaksınız sence?
Ben, orada en azından bir yıl kadar kalmayı taahhüt ediyorum.
Umarım gelecek yıl 'bu konu düşüyor'
ya da 'fikrimizi değiştirdik ve yapacağız' derler.
- Evet, buradayız. -Buradayız.
Yeni evime hoşgeldiniz.
Harlington'ın yeni sakiniyim şimdi, çok heyecan verici.
Uçak gürültüleri şimdiden duyuluyor.
Buna alışmak zorunda kalacağım.
Sanırım, insanlar hergün bununla yaşıyor,
ben de eninde sonunda alışırım.
Vestas fabrikasında işçiler
işi bırakmaya zorlandılar.
Fakat bazıları orta kaldırımda Marina'ya katıldı,
Makinaların fabrikadan çıkarılmasını engelliyorlar.
Döner bir kavşakta yaşayıp,
yardım etmekten çok iklim değişikliğinden
kazanç sağlayan çok uluslu bir kuruluşa parmak gösteriyoruz.
Hergün doğrudan eylem yapıyormuş gibi bir his.
Onların işini zorlaştırıyoruz.
İyi de oluyor. 400 işçiyi kovdular.
'KORSAN' BÖLGE
Bu bizim oturma odamız, biraz fazla rahat.
Dört aydır buradayım.
Wight Adası'nda daha ne kadar kalacağımı bilmiyorum.
Bir kampanyaya başladın mı sonuna kadar gitmen lazım.
Bunlar benim fasülyelerim, onlarla gurur duyuyorum.
Bu senenin başında Brighton'da
1649 yılındaki 'Diggers' protestocuların anısına ekmiştim bu fasülyeleri.
'Diggers' protestocularının St George's tepesini almalarının yıldönümü olan
G20 protestoları için gelen bir polisten almıştım tohumları.
Halloween'den biraz önce ekmiştim, şimdiyse ne güzel fasülyelerim var.
Bunların hepsi işe yarıyor mu?
Bence... Teşekkür ederim.
Bence hiçbir şey yapmamazlık edemezsin. Bu hiçbir işe yaramazdı.
Sanırım orada...
Bir sorun da insanların sorunun bilincinde olması ve
birşey yapabileceklerini düşünmemesi, bu çok ama çok bunaltıcı.
Bu oraya yığılıp ölecek kadar bunaltıcı.
Ama eylem ya da blokajla
bir fark yaratabileceğine inanıyorsan bu insana güç verir.
Bütün bu kararlar politikacılar tarafından
alınmış olsa da, hayatının kontrolünü eline alıyorsun.
Evet, işe yaradı.
Dört ay boyunca iyi şeyler yapmaya uğraştıktan sonra
bir tahliye emri geldi.
- Merhaba. - Ben Quinn, Yüksek Mahkeme İcra
Biz bugün buraya...
Döner misiniz, yüzünüze güneş gelsin biraz?
- Böyle iyi mi? - Evet, daha iyi.
- Tamam mı? - Evet, ne diyordunuz?
Biz Yüksek Mahkeme İcrasındanız, bir emri yerine getirmeye geldik.
Tamam. Bir fincan çay içer misiniz?
Hayır, teşekkür ederim. Şimdi kahve içtim.
Biz toparlanırken, çaydanlık ateşte olacak.
- Ne kadar sürer toparlanmanız? - Oh, birkaç saat sürer.
Sizce bir saat? 12'ya kadar süre vereyim mi?
Oh, ara öğünleri saat 12'ye kadar bitirmiş olacağımızı sanmıyorum.
Tamam. 12'de bitiririz.
12'ye kadar toparlanacağımızı sanmıyorum, ama deneriz.
Tamam, çok iyi.
- Ben onların devriye memuruyum! - Çok geç şimdi!
Bu Trudy, devriye memurumuz.
Marina'nın sevdiği bir polis memuru var, o da benim!
Duygusal anlamda bağlandım. Çok içine girdim.
Bunu yapabileceğinden pek emin değilim.
Başkasına ait bir mülkü uzaklaştırıyorsunuz.
Tohumu ektiğinizi biliyorum...
ama toprağı alıyorsunuz, değil mi?
Marina, bilmiyorum.
Sadece bütün bunların kayda alındığını söylüyorum. Toprağı da alıyorsunuz.
- Eğer dilerlerse... - Bana dava açsınlar.
- Bir günümü mahkemede geçiririm. - Tamam!
Tatlı geldi, çocuklar!
Tatlı?
Beş dakika içinde ayrılmanızı emrediyoruz.
Yetkililerin 'kampanyanız bugün bitiyor' şeklindeki
söylemlerinden nefret ettim. Nasıl cesaret ederler?
Şunu açıklığa kavuşturalım. Bir kadına kapkaçağını toplamak için
yeterli süre vermiyorsunuz,
çünkü bir saatin bir kampı toparlamaya yeteceğini mi sanıyorsunuz?
Size yeterince süre verdik, ve hiçbirşey yapılmamış,
işte bu şimdi emrettiğimiz şey.
Hayır!
İşte oradalar, çadırımı söküyorlar.
Affedersiniz, derhal burayı terketmenizi talep ediyorum, lütfen.
Ben eşyalarım olmadan bir yere gitmem.
Size, özel eşyalarınızı toplamanız için bir şans verdik.
Bize, şans vermediniz.
Çünkü üç yeri topluyorum.
Burayı şimdi terketmenizi emrediyorum.
- Onlarla gidiyor musun? - Yatağımı istiyorum.
Gitmemi söylüyorlar.
Onlar herşeyi toplayacak. Sonra alırsınız.
Eğer burayı derhal terketmezseniz, sizi tutuklamak zorunda kalacağım.
Hayır, çaydanlığımı almam lazım. Çaydanlığım olmadan biryere gitmem.
Çaydanlığım nerede?
Bizimle gelir misiniz lütfen?
Marina, 10. maddeden tutuklusunuz...
Birşey söylemek zorunda değilsiniz, savunmanız için sakıncalı olabilir,
Hiçbir şey söylemezseniz, daha sonra mahkemede istinad edebilirsiniz.
Söyleyeceğiniz herşey kanıt olarak kullanılabilir.
Oradan iki şeyle ayrılmak istediğim için tutuklandım.
Sadece hiçbir yer...
Bir yerde yaşadığına dair bir anlayışa
soruşturmada hiç yer verilmedi.
Beni tutuklayan kadın polis,
bir gün önce beni ziyaret etmişti, birbirimiz tanıdığımızı sanmıştım.
Memurlarla geldiğinde, bana veda etmek için sarılmıştı.
Tutukladı beni işte.
Soruşturmam sırasında ağladı çünkü...
Yani, ben ağladım.
O zaman bile kibardım. Şey gibiydi...
Bana, daha erken toparlanmam gerektiğini söylüyorlar.
Eşyalarımı sona bıraktım.
Sanırım, gözyaşlarım daha çok üzüntü içindi.
Üstesinden gelinecek çok şey var.
Üstesinden gelmenin tek yolu, insanların kanunların
salakça olduğu konusunda hemfikir olmaları ve kanunlara aldırmamaları.
Çünkü ancak bu şekilde kanunlar değişir.
Rosa Park bir otobüse oturdu.
Kanun değişti çünkü birçok insan ona katıldı.
İşte yapmamız gereken şey bu.
Ama bu eğlenceli ve heyecanlı olmalı.
İyi arkadaşlarımız var ve tutuklanmayla da başa çıkarız
sonraki işe de devam ederiz.
Yapacağımız şey bu. Tutuklanmayı umut etmiyoruz.
Devrim için bir sürü yeni üye umuyoruz.
Bu Ratcliffe kömür santrali,
İngiltere'deki ikinci büyük santral
ve yakında bütün halka duyurulan bir kitle eyleminin hedefi olacak.
Bir planlama toplantısı Nottingham'da olacak. Herkes gelebilir.
Sabah.
Yani polis hariç.
Doğrudan eylem yapmakla ilgili birçok gizlilik var.
Toplum üyesi olan herkes için doğrudan eylem yapmak zor.
Bir santrali kapatmak istiyorlarsa, nasıl yapılacağını bilmiyorlar.
Baskının amacı şunu söylemekti:
'Bu santrali bugün kapatacağız, birçok insanla beraber.
Yardım etmek isteyenler beraber gelebilirler.'
Bir kömür santrali bugün yüksek alarmda,
çünkü çevre eylemcileri santrali kapatmaya and içti.
Halka duyurulan eylemin bir avantajı
haberlerin, henüz hedef görünmeden başlıyor olması.
Protestocular bu gece Nottingham'a varıyorlar.
Yarın yüzlercesi daha bekleniyor.
Güvenlik operasyonunun burada ne kadar yoğun olduğunu görüyorsunuz.
Düzinelerce polis memuru var. Bazıları ise çevik kuvvet kıyafeti giymiş.
Bütün gün polis helikopterleri buradan ayrılmadı.
Buraya bakın. Kilometrelerce dikenli teller ve çitler
santral etrafına yerleştirildi.
Bütün bu güvenliğin bir tek amacı var:
protestocuların içeriye girmesini önlemek.
Devlet destekli protestolar birşey için iyi.
Ama bu suçluları direk etkileyecek
birşeyler yapamamız lazım.
Ve kömür endüstrisi büyük bir suçlu.
Gezegenimizi yok edecek karbon emisyonlarına sebep oluyorlar.
Ve doğrudan eylem hakkında bir şey sanırım,
hedefin acil bir etkisi olmalıdır.
İklim baskınının amacı
bir santrali kapatmak ve atmosfere tehlikeli kimyasalların
salınımını durdurmaktı.
Aktif olarak durdurmak.
Elinde 'yaptığınızı beğenmiyoruz' diyen
bir pankartla sırada durmak değildi.
Aslında birşeyler yapmaktı.
Bir eylemde, birbirimize gözkulak olmak önemlidir.
Evet, herkesin arkasını kolladığı bir arkadaşı var.
Sophie ile Mary 'arkadaşlar', ve eylem süresince beraber kalacaklar.
'Tuğla' dediğimiz şeyi yapmak için Rowan ve Paul'le eşleştiler.
Dört kişi daha çabuk kararlar alıp, taktik ünitesi olarak çalışabilirler.
Çitleri kesmeye hevesli birisi olabilir.
Belki de hevesli olmayan birisi de vardır.
Ama çitleri keseni hepsi destekler.
Ve herkes kendi rolünü bulmaya çalışıyor,
yani bu kişi yemekleri taşıyor olabilir.
Bu, çitleri kesmekten mutlu olan kişiye kendi işini yapması için olanak sağlar.
Tuğlaları, o gün birlikte çalışacak olan
üye grubu dediğimiz şeyin bir parçası.
Üye grupları diğerlerine katılıp hedefe doğru kitle halinde hareket edebilirler.
Tarihin izinde yürüyorsun.
Bunu yapıyorsun, çünkü direnmek ve geleceğini savunmak istiyorsun.
Birçok insan tarihte birçok değişiklik yaptı.
Ve beraber çalışarak,
mevcut duruma meydan okuyarak
ve yokmuş gibi görünen umutla ve
inançla yaptılar bunu.
Ama, sonunda birileri çitleri yere indirecek.
Bazı kampanyalarda mektup yazmalar vardır.
Müthiş güzel piknikler yapabilirsin.
Ama bazen de biraz karmaşa yaratmak zorundasın.
Kömür santrali durdurulmak zorunda.
Ben karmaşa yaratma anlayışıyla geldim.
Oraya gideceğim, yün başlığımla biraz ah vahla orada olacağım.
Birisi, köprünün orada çitte bir delik açmış.
İşaret etmeyelim.
O tarafa doğru gitmek ve akın etmek için
bir çeşit kritik kitle bekliyor.
Çiti tahrip etmekle ilgili değildi bu.
İçinden geçmek
ve farklı noktalarda kendimizi bağlamak.
ÜYE GRUBU
BAŞKA BİR ÜYE GRUBU
Değişiklik yapabileceğimiz yollardan biri bu.
Ve gerçekten önemli bir yol,
çünkü sivil kitle direnişi, kanunların adaletsiz olduğunu
ve insanların değişiklik için eşkiyalık yapmaya gönüllü olduklarını gösterir.
Geri gitmeye devam edin lütfen! Geri gidin!
Kendi hayatlarının, kendi eylemlerinin ve geleceklerinin
kontrolünü ellerine almaları insanlara güç verir.
Doğru örgüte yöneltilen ceza gerektiren suç tamamiyle garantilidir.
Özellikle, neden oldukları bu zarar,
çitlere verdikleri zarardan bir milyar kere daha kötüyse.
O gün neredeyse tutuklanıyordum.
Kendi grubumla orman içinden yürüyordum.
Birden, bir polis memuru beni arkadan yakaladı. 'Kurtar' diye bağırdım.
KURTAR
Ve bütün arkadaşlarım beni kurtarmaya geldi ve yardım ettiler.
Eğer, polisin seni tutuklayacağı bir pozisyondaysan,
bunun senin kaderin olduğunu kabul etmemelisin.
Kurtuldum. Koştuk, çok hızlı.
Eğer daha çok insan toplu olarak, insanları kurtarmaya karar verirlerse,
daha az insan tutuklanır
ve polis görevini yapmakta zorlanır.
Kömür santralını kapatmayı başaramadılar o gün.
Ama, Sally'nin dediği gibi,
insanların açıkça direndiği görüntüsü etkili bir mesaj oldu.
Londra sokakları çınlıyor
çünkü İngiltere tarihinin en büyük iklim değişikliği yürüyüşü başlamak üzere.
Bizim çocuklar katılıyor,
ama bugün en şık kapitalist takımlarını giyindiler.
İklim değişikliği konusunda endişelenmeyin. Alışverişe devam edin.
Ve evet, bu benim. ve bu da annem,
Neye bulaştığından pek emin değil daha.
- Kapak? - Emisyon üst sınırı ve ticareti
Yani, hükümetler salınan karbon miktarına
kapak koyuyorlar.
Ve kömür santralleri gibi büyük çevre kirleticilerine
emisyon salımı için izin veriyorlar.
- Satabiliyorlar o zaman? - Ve çok para kazanıyorlar.
Yani, hepsi para, değil mi?
İklim değişikliğini idare etmek için finansal bir mekanizma.
- Biz alaycı diyoruz... - Alaycı.
- ...Aslında bu iyi bir fikir? - Evet.
Güç!
Güç...
Ayrıcalıklılara güç, çünkü ayrıcalıklıların gücü var.
Söyle, hissedebiliyor musun?
Bu iyi niyetli liberallere, neyin ne olduğunu,
krizlerden nasıl para kazanıldığını anlamaya hazırım.
- Sen nasıl karıştın bu işe? - İşte, biliyorsunuz...
Bir fırsat için gözüm hep açıktı.
Bu, gördüğüm en büyüğüydü.
Yani, 'bir yılda üç ağaç' pazarı olacaksa
orada zeminden başlar yukarılara doğru giderim.
Evet, canım!
Çok güzel bir bıyığın var.
- Aaa, sen bir kızsın' Affedersin. - Evet, sahte bıyık.
Erkek olduğunu sandım.
Açgözlülük yeşildir, açgözlülük yeşildir!
- Karbon tüccarları! - Çevre düşmanları!
- Tek çözüm! - Ticaret kirliliği!
Karbon ticareti!
Bize geleceğinizle güvenin.
Biz bankacıyız. Bize paranızı verin.
Paranızla karbon alacağız. Eve gidin, televizyon seyredin,
ve biz de çok para kazanalım.
Karbon ticareti için duyalım!
KARBON TİCARETİ SON ÇÖZÜM
Kızkardeşim bugün bana, 'Tatil için heyecanlı mısın?' diye sordu.
Danimarka'ya gitme amacımı biraz yanlış anladı, ama
Kopenhag'a gitmek için hazırlıklar yapılıyor.
Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği konusunda çözümler aramak için
dünya liderlerinin katılacağı bir konferans düzenliyor.
Bunu bulurlarsa bizden alırlar mı sence?
- Alabilirler. - Minibüste saklı kalsın.
Sadece Danimarka sınırında sorun olur.
Başka yerlerde yasak değil, Bir eczaneden satın alındı.
Yasak değil, sadece satışı durduruldu.
Satılması yasaklandı.
- O ne? - Maalox.
CS gazının etkilerinin tedavisi için kullanılır.
Suyla karıştırıp gözlerine damlat, yanmayı durduruyor.
İstihbarat ajanlarından başka dışarıda polis olmayacak,
ama bir sürü Alman polis köpeği.
Yani köpekler tek başlarına mı giriyorlar içeriye?
Sadece salıveriyorlar köpekleri.
Danimarka hükümeti, polise istediği takdirde
protestocuları göz altına alma yetkisini vererek hazırlıklarını yaptı.
'Polis karakoluna götürülüp bir hücreye konulacaksınız.' diyor.
'Danimarka polisi sadece şiddet için tutuklamıyor,
polisin işini engellediğin için 40 gün verebilir.'
Bu blokaj için. Bu herşey, aslında standart.
Ama blokaj için 40 gün çok fazla.
Blokaj değişken bir terimdir. Onların önünde durmak anlamına da gelir.
Kopenhag için ne lazım bana?
Tutuklanmayı bekliyor musun?
Hayır, büyük bir ihtimal gibi görünüyor.
Neden?
Sanırım, plan 16 Aralık'ta oraya gitmek
konferansa girebilmek
ve kendi konferansımızı yapmak,
iklim değişikliğinden etkilenen insanlara söz hakkı tanımak.
Bunu yaptığımız için bizden pek memnun olmayacaklar.
Tutuklanmak istemiyorum, ama asla asla deme.
Yola çıkıyoruz!
Kyoto protokolü bitiyordu.
Ve dünya iklim sorunlarını nasıl ele alacağını
tartışmak için yeni bir BM konferansı olacaktı.
Ben de orada olmaya karar verdim.
Oraya kendini atmanın ve
'ben bu dünyaya önem veriyorum, bu dünyanın vatandaşıyım'
demenin önemli olduğunu hissettim.
Transport ve kalacak yer organizasyonunda yer aldım.
Feribottayız. Çok heyecan verici.
Dünyanın gözü BM zirvesinde
çünkü bilim grupları, eğer bu sene
emisyonu düşürme anlaşması yapılmazsa
gelecek senenin çok geç olacağını açıkladılar.
'Danimarka polisi son zamanlarda pek sınır kontrolü yapmıyorlar.
Kimi geri çevireceğine Danimarka polisi karar veriyor.
Eylemcilerin ve adli sicil kaydı olan eylemcilerin olduğu bir liste
kimin içeri gireceğini seçmede olası bir yol.
Biz doğru yola gidiyoruz. Harika.
Biraz sonra Danimarka sınırını geçiyorlar,
sonra durdurulup aranıyorlar.
- Pasaportlarınızı görebilir miyim? - Tabi.
Bunlar bütün pasaportlar.
- Kaç kişisiniz? - 17.
- 17? - Evet.
- Tamam. - Teşekkürler.
İyi günler.
İşte bu. Sonu görebiliyor musun?
Kopenhag'a gidenler sadece bizimkiler değil.
Dünyanın her tarafından eylemciler geliyor,
çünkü, hükümetlerin desteklediği bu ortak çıkarların
süreci uzattığına inanıyorlar.
Bu durumda adil ve etkili bir anlaşmaya varma ihtimali çok düşük.
KOPENHAG BM COP15 KONFERANSI
Kalacağımız küçük binaya gittik, çok güzel.
İçerisi de sıcak, bu da güzel.
Bir gösteriden geçmek zorundayız.
Nereye gidiyoruz?
Bisiklet grubu toplantısına,
şekerleme fabrikasına gidiyoruz, ama geç kaldık.
Otobüsü kaçırdık çünkü.
Bisiklet grubu, sivil direniş için kitle eylem gününde
araç olarak bisiklet kullanacak.
Eski, artık kullanılmayan bir şekerleme fabrikasındaydık,
bir toplum sanat yeri ve yasallaştırılmış bir bina.
Ve orada açık hava atelyesini kurduk,
içeride bisiklet bakımı atelyesi kurduk,
bir diğeri de kaynak yapmak için açıldı.
Her akşam eğitim gördük.
DDT (çifte bisiklet) yapmaya başladık, Double Double Trouble.
Bu bisikletlerle çifte çifte sorunlar yaratacağız.
Bu çifte bir sorun, çifte çifte bir sorun değil.
Çalıştı. Ve bu...
Polis burada.
Saat üçte alıştırmalar yapıyoruz, oyunlar oynuyoruz.
Saat üçte mi?
Gösteri değil. Parka gidip orada çalışıyoruz.
Yani...
Burada kalıp insanları mı korkutacaksınız yoksa gidecek misiniz?
Bakıyoruz sadece.
Polisler sadece bakmaya geldiklerini söylediler
çünkü bisikletleri çaldığımızı sanmışlar.
Bisikletleri sevdiğimizi onları çalmadığımızı söyledim.
Onlar da orada uzun süre durup rahatsız etmeyeceklerini söylediler.
Şimdi, 16 Aralık'taki rolümüz
biraz süvariler gibi olmak, tamam mı?
Hep hareket halinde, polisi, insanların girmesini
engelledikleri Bella Merkezi'nden uzaklaştıracağız sürekli.
Çünkü olacak şey bu;
İnsanlar Bella Merkezi'ne girecek
ama 500 kadar insan da dışarı çıkıyor olacak.
Bu da günün güzel tarafı.
Bisikletlere alışmak için birkaç oyun oynayacağız.
Bisikleti böyle koy. Tekeri kendini korumak için kullanacaksın.
Hazır mıyız? Hadi!
- Nasıl bir histi? - Korkunç.
Korkunç! Ve bunlar senin arkadaşların.
Bunda yapılacak şey...
Polisler bizi filme çekiyorlar.
Kopenhag'dayız.
Karbon ticaretinin masa üzerindeki
çözümlerden birinin olduğu BM konuşmaları.
- Karbon ticareti masanın kendisi. - Gerçekten de masanın kendisi.
Biz de buradayız, biryere gitmiyoruz.
Sadece kapitalizmle ilgili değil bu, bu da iyi.
Şu anda Kopenhag'da gerçekleşen BM zirvesi
kapitalist olmaması gereken şeyler için çözümler sunuyor.
Sally, şimdi ne oluyor?
Karbon ticaretinin, Kopenhag'da konuşulmasının
ne kadar önemli olduğunu göstermek için
bugünkü sivil toplum kuruluşlarının yürüyüşünde kullanacağımız
'Karbon tüccarımız WACT Association'
posterlerini hazırlıyoruz acele acele.
Greenpeace'in yaptığını bozma
ve levhaları tersyüz etme.
Ne yapacaksınız bununla?
Sadece bakacağız, açın.
Silah var mı diye bakabilirsiniz, istediğiniz buysa.
Birçok patlayıcı madde bulduk, etrafa bakıyoruz.
- Tamam, teşekkürler. - Hayır, hayır, sorun değil.
Şimdi, bankacılar.
İnsanlık haysiyetini atalım şimdi üzerimizden,
ayaklarımızdan başlayalım.
Polis için tezahürat şimdi. hip, hip, hurraaaaa!
- İyi yürüyüşler. - Size de!
Gidelim o zaman.
- Tek çözüm! - Ticaret kirliliği!
- Tek çözüm! - Ticaret kirliliği!
Bugün durdurduğunuz ilk hippi mi bu?
- Bu hippileri istemiyoruz! - Daha çok durduracak mısınız?
Hippi o. Götürün buradan, sorun değil.
Sadece hippi işte. Onu istemiyoruz.
Güç!
Güç!
Ayrıcalıklılara güç!
Çünkü ayrıcalıklıların gücü var.
Söyle bana, hissedebiliyor musun?
Her saat daha da zenginleşiyoruz.
Karbon ticareti için şarkı söylüyoruz.
Şimdi para kazanmak istiyoruz.
- Komik mi? - Komik mi?
Evet, komik.
Bunu çok uzun zamandır düşünüyoruz ve şimdi komik tarafını bulduk. Evet.
Tek çözüm ticaret kirliliği.
200,000 kişi bu barış dolu yürüyüşe katılmak için geldi.
Ancak, günün ilerleyen saatlerinde, dereceler düştüğünde
polis yeni gücünü kullandı ve öncelikle 968 kişiyi göz altına aldı.
Zirvenin bitmesine bir hafta kala
polis caddelerdeki kontrolünü arttırıyor
gerginlik ise yükseliyordu.
Affedersiniz, silahlarınız var mı?
Ne zaman ateş açmanız gerekecek, biliyor musunuz?
Hangi kanunu çiğniyoruz? Yanlış birşey yapmıyoruz.
Protesto yapmak için demokratik hakkımız var.
Kordon kaçtı!
Kordonun içine daldığın zaman çok komikti.
Ama merkeze dönüldüğünde, polisin orada olduğunu gördüler.
Kaldıkları yere girmelerine izin vermediler.
- Neden içeri giremiyoruz? - Çünkü bir polis şeyi yapıyorlar...
İçeride bir kızla görüşüyorlar.
Film yapımcısı Lauren,
anti-terörizm kanunundan tutuklanıyor ve bantlara el konuluyor.
Benimle çalışıyor, İçeri girebilir miyim lütfen?
Hayır, şimdi değil.
Ama o, buraya sadece asistanım olduğu için geldi.
Sanırım, bana izin vermeniz gerekiyor.
Büyük ihtimalle korkmuş olmalı.
Ben, basının resmi üyesiyim ve siz benim malzemelerimi alıyorsunuz.
Ve bildiğim kadarıyla bu yaptığınız yasak bir şey.
Teşekkür ederim.
Uzun sürmeyecek. Çantalarınızı istiyor musunuz? Ya da burada bırakabilirsiniz.
Bu adamlara güveniyor musunuz?
Ona sarılabilir miyim? Çünkü, sanırım çok üzgün.
Şimdi, polisin burada farketmediği şey, Emily'nin sarılmasının Lauren'a
potensiyel suçlayıcı görüntüleri yutturmak için bir fırsat yarattığı.
Lauren, sen yanlış bir şey yapmadın.
- Muhtemelen yapmadı. - Hayır, kesinlikle yapmadı.
Yapmadı. Yanlış bir şey yapmadığını biz biliyoruz.
Sadece emin olmak istiyoruz, hepsi bu.
Bütün bu polis operasyonu,
örgütlerindeki gücü göstermek,
bizi bu güçle ve örgütle korkutmak,
insanları tutuklayıp onları kafese tıkmakla ilgili.
Kafesler bile Guantanamo'dakilere benzetilmeye çalışılmış.
Bütün bu şeyler gerçekten...
Psikolojik gözdağının güzel sanatlara giren yönü.
Bize verilen emirler öyle.
Sebebini bilmiyoruz ama bize verilen emirler öyle.
Eşkiyaların hepsi Kopenhag'a gitmedi.
Londra'da Marina ve arkadaşlarının gizli bir planları var.
Politikacılar Kopenhag'a sorumluluktan kaçmak için gidiyorlar.
Biz de Londra sokaklarına kamp kurmak için gidiyoruz.
Londra merkezinde bir yer alıp oraya çadırlamızı kuracağız.
Bütün dünyada eylemler olacak.
Bizim payımız Londra'da sorumluluktan kaçmak için kamp kurmak.
Ne olması gerekiyor şimdi?
Olması gereken şey şu:
Dört grup dört yönden
saat üçte akın edecek.
Ve burada başka kimse yok.
Mesajda ne dedin?
O değişti.
Jubilee Bahçeleri, Shell genel merkezinin dışında
Kahrolası Parlamento Meydanı'na gitseydik keşke.
Aman tanrım.
Bu kabus gibi.
Ne oluyor? Mesajda ne diyor?
Daha önce olduğun yerde kal.
Şimdi nereye gidiyoruz, Marina?
Geldiğimiz yere geri gidiyoruz.
Anlaşılan, bu bir yanıltma.
Daha önce hiç bir eylemi bırakıp eve gitmedim.
ama artık yorulmaya başladım ve kafam karıştı.
Ve birazcık hiyerarşiye özlem duyuyorum.
Ne yapacağımı söyle! Liderim ol!
Gidip bir bankta oturacağım.
Ne oluyor?
Söylemem için kristal küreme bakmam gerekiyor.
Hiçbirşey olmuyor.
Jubilee Bahçelerinde tuzak var ve gösteri falan yok.
Arabalar nerede, iletişime ne oldu bilmiyorum.
Zor olan neydi görmüyorum.
Ve bir Noel mucizesi gibi Trafalgar Meydanı'nda çadırlar açıldı.
Hızlı olabildiğince kamp perileri her şeyi kuruyorlar.
Marina, daha çaydanlığı ateşe koymadan polis geliyor ve çay istiyor.
Üzerinde yatmak için çok sert.
Evet, öyle, ve umarım hazırlıklı geldik.
Ama biraz itici bir zemin.
Wight Adası'ndan ne zaman ayrıldın?
Beni attıkları zaman.
Eğer buraya yerleşeceksen...
DOĞA KURTARMA YAPMAZ
Trafalgar Meydanı'nda çay bitmiyor, Kopenhag'da da öyle.
Onlar için endişelendim. Bu Danimarka polisinin hiç terbiyesi yok.
Hepsinin sağsalim dönmesini umalım.
Bu Danimarka polislerine plastik fincanla bile ikram yapmam.
Porselenler bir yana.
BM konferansına karşı yapılacak kitlesel eylemin bir gün öncesi.
Herkes görev başında.
Evraklarınız var mı?
Danimarka polisinin buradaki yerlere girmeye izni var.
Danimarka Polis Kanunu'na göre
burada ne olduğunu görmek zorundayız, daha sonra gideriz yine.
Eğer, gelecekte kötü bir şey yapmak için
kullanılacak birşey bulursak,
beraber götüreceğiz.
Buraya girmek için hiçbir şekilde evrağa gerek yok.
Kamerayı kapatmanızı rica edeceğim. Şefimden mesaj geldi.
- Size basın kartımı gösterdim. - Burası suç yeri.
Suç yeri mi?
Ben basın üyesiyim. Size onay belgemi gösterdim.
Kamerayı kapatmıyorum.
Basın kartınız varsa, dışarıda beklemek zorundasınız.
Hayır, değilim.
- Ama burası özel mülk. - Bu hiç önemli değil.
Danimarka polis yasası izin veriyor.
Geldiğiniz ülkelerde başka bir sistemin olduğunun farkındayım.
Ama, Danimarka'da bu iznimiz var.
Kamerayı kapatmanızı istiyorum. Eğer bunu anlamıyorsanız...
- Kamerama dokunmayın. - Kamerayı alacağız. Karar sizin.
Ben burada huzur içinde film çekiyordum. Bu kamu yararı sorunudur.
Dışarı çıkmıyorum. Lütfen beni itip durmayın.
Ben mantıksız değilim.
Rahat olun.
- Neden beni uzaklaştırdınız? - Affedersiniz.
Kimsenin yaptıklarınızı görmesini istemiyorsunuz.
Burası bir suç yeri. Burayı aramak zorundayız. Bu yüzden.
- Suç ne? - Filme çekmenizi istemiyoruz.
- Söyleyin. - Daha sonra söyleriz.
Oraya girdiniz, silah aradığınızı söylediniz.
Hiçbir şey bulamadınız.
Şimdi kamerayı kapatacaksınız.
- Yanlış birşey yapmıyorsanız... - Alıyorum o zaman.
İklim değişikliğini durdurmak için ne yapacağımızı
konuşmak için herkesin oturup konuşması gerekiyor.
Ama Kopenhag'da olan bu değildi.
Eylem, 16 Aralık
sivil toplum kuruluşları ve küçük milletler ve ülkeler
konferanstan her türlü insan...
Delegeler dışarı çıkacak
ve dışarıda halkın hareketiyle
çitlerin olduğu yerde,
ve iklim değişikliğine asıl çözüm için
ve insanlarla birlik olmak ortada buluşacaktı.
Ve sonra eylem günü aceleyle yola koyulduk,
bisikletlerimize bindik.
Kar yağıyordu ve hava soğuktu.
Bella Merkezi'ne yaklaştığımızda
birden, bu polis dolu araba çıktı geldi.
'Evet, sizi tutukluyoruz.'
Hiçbir şey yapmamış olmamıza rağmen,
tutuklandık ve bir günlüğüne hapishanede göz altında tutulduk.
Orada yerde, kar fırtınasında birbuçuk saat süreyle,
daha çok insanı toplarken bizi kelepçelediler.
'Sizi kümese götürüyoruz', onların geçici hapishaneleri.
Birşey yapmadık ve sonra da bırakacaklardı bizi.
Bu noktada, Danimarka devletinin dünyanın onayladığı
tam baskı gücünü hissettik.
İÇERİDEN DELEGELER
Biz barışçıyız. Siz nesiniz?
Bunu neden yapıyorsunuz?
DIŞARIDAKİ İNSANLAR
Sıkıyönetim gibi hissettik. Gerçekten öyleydi.
Sanki savaş alanındaydık. Ve...
Protestonun bu unsuru çok korkunç bir deneyim yaşattı.
Bu doğrudan karşılaşmada her yolu silahlarla bloke ettiler.
Bu doğrudan karşılaşmada kazanmanın yolu yoktu.
Onların daha iyi ateş gücü, daha fazla insangücü var.
Robocop gibi tamamiyle silahlıydılar.
Bisiklet grubundan 18 kişi tutuklandı.
Aimee, tasmasından kurtulan bir köpek tarafından ısırıldı.
Sonra Paul arıyor.
-Telefonun sende olduğunu biliyorlar mı? - Hayır, bilmiyorlar.
- Kilodumun içinde, içeri soktum. - Kafeslerde başka insan görüyor musun?
Evet, bir sürü insan görüyorum. Yüzlerce insan var burada.
- Yüzlerce? - Kadınlar ve erkekler.
Halk meclisine gitmeye çalışıyorduk. Yolda yakalandık.
İç duvarı yıktılar.
Kafesler tahrip edildi. İnsanları oraya koyamıyorlar.
Genel bir görüş vardı, eğer hücreleri yıkarsak,
bizi fiziksel olarak tutamazlar.
Herkesi kafesin bir kenarına yığma meselesi vardı,
herkes sırtını bölen duvara karşı koyacak ve onu tutacak.
Dipteki raydan tutup kaldırıyorsun
ve bir yandan öbür yana sallamaya başlıyorsun.
Onu kenarda tutan bütün klipleri çıtırdatıyor.
Beraber içeriye koşuyorsun ve onlar geliyor ve sana sopalarla vuruyorlar.
Ve böyle gün boyunca,
bu tamamiyle tahrip edilmiş durumdan çıktım
halk meclisine gittim ve katıldım
ve çok uysaldım...
Uysal olduğum ve arandığım için kendime kızdım.
Çünkü hiç sebep yokken tutuklandım.
insanlığımızı savunarak bu süreci bozduğumuz
hissine kapıldığım bir duruma girdim.
Bizi serbest bırakın! Bizi serbest bırakın!
Bunun güzel tarafı, Avrupa'nın ve dünyanın her tarafından
gelen insanlar arasında bir işbirliği olmasıydı.
Her dilde şarkılar ve melodiler söyleniyordu.
Mümkün olduğunca çabuk kapıyorsun ve herkesi mırıldanmaya çağırıyorsun.
Neler olduğu konusunda bütün kızgınlığı duymak öyle etkiliydi ki,
bir örnek olmalıyız.
Haftalar boyu kavgadan sonra, Obama ve arkadaşları gizli anlaşmaya vardılar.
Ama BM'nin geri kalanı onları desteklemedi,
böylece bu süreci seneye bıraktılar.
Sol görüşlü Latin Amerika ülkeleri bütün bunları kı***ı.
Konferansın tam bir yıkım olduğunu söylediler.
Ne yapılması gerektiği konusunda dünya çapında bir referandum istediler.
Özellikle Amerika'yı ve genelde kapitalizmi suçluyorlar.
Sanırım... Anlaşma bile denmez ona.
Bahane denilebilir.
Teknik yönden politikacıların yanımızda olması lazım, ama değiller.
Böylece, hükümetlerin, zirveye katılarak teklif ettikleri şeye,
karbon ticaretine protesto ve konferansı aksatma
amacıyla Kopenhag'a gittim.
Bunu yapmakla, hükümetlerin iklim sorununu çözmek için
sermayeye dayalı para sistemi olmayan
başka bir yol arayacaklarını umuyordun.
Herşey çözülürdü,
çünkü onlara yapmamalarını söyledik ve onlar dinledi.
- Ama sizi dinlemediler? - Tabi ki dinlemediler.
'Tabi ki' diyorsun.
Bazıları, bunun anlamsız olduğunu başından beri bildiğini söylüyorlar.
Tabi ki anlamsızdı.
Ama bazen, anlamsız olduğunu bilmene rağmen,
denemen gerekmiyor anlamına gelmez ki, çünkü umutlu olmak zorundasın.
Eğer denemezsen, kazanıp kazanmayacağını asla bilemezsin.
Çünkü bazen kendini şaşırtabilirsin.
Diğer insanlar şaşırtabilir seni. Ve sen denemek zorundasın.
Birçoğumuzun cesareti kırıldı.
Biliyorum ben kesinlikle...
gariptir ki, iklim değişikliği hakkındaki bakış açımı değiştirdim,
ve kapitalizm hakkında daha sesli bağırmam gerektiğini farkettim.
Sistemin ne yaptığından çok
sistem hakkında daha sesli bağırmalıyım.
Kopenhag beni bunu değiştirmeye zorladı.
Oraya iklim değişikliğini tartışmaya gittim
ve oradan kapitalizmi ve devlet kontrolünü tartışarak çıktım.
Beni tamamiyle radikalleştirdi.
Teşekkür ederim Kopenhag polisi, beni bu köşeye ittiğin için.
Post-kapitalizm. Elimizde olandan çok daha iyi.
Oraya nasıl gidilir, emin değilim, nasıl işleyecek, emin değilim.
Ama sanırım deneyebiliriz.
Post-kapitalizmin içindesin, değil mi?
Sophie Nathan'ı seçin!
- Oy verdiniz mi? - Evet.
İyi, güzel, hoşuma gitti. Seçiminizden memnun musunuz?
- Hayır. - Ben de değildim.
Sanırım herkesi kandırmaya çalışıyorlar.
Pekala, bana oy vermediniz, sanırım?
Ben bağımsız olarak adayım, Sophie Nathan.
kazanç ve büyümenin ötesinde bir yaşam için
Post-Kapitalist adında kendi partimi kurdum.
Hiç bilemezsin. Bol şanslar.
Heathrow'a geri dönüyoruz,
Lily ve Plane Stupid ekibi
yeni bir şey denemek üzereler.
Bugün, Transition Heathrow'un ilk büyük projesine başlıyoruz.
Bir parça arazi aldık, biraz kötü görünüyor.
Çok güzel seralar var orada. Araziyi temizleme haftasonu olacak.
Yöre halkını buraya çağıracağız
ve insanlar burada ne olacağına karar verecek.
Ben belediye vergisi ödüyorum. Onların burada olmaları çok güzel.
Yöre halkı bizi bu projede destekliyor.
Sürekli yemek dolu çantalar getiriyorlar,
bizim ısındığımızdan emin olmak için battaniyeler, uyku tulumları,
herşey getiriyorlar, akşam da bize katılıyorlar.
Bunun ne olacağı konusunda herkes çok heyecanlı.
Bizi desteklemek için İklim Kampı ve bu genç insanlar geldiğinde
geriye dönüp bakmadık.
Böyle bir projenin özerkliği bunu doğrudan eylem yapıyor.
Var olan enerji yapılarını hiçe saymak ve bunu bizim yapmamızdır.
Ömrüm bittiğinde,
umarım, benim katkım birşeyler almak yerine
olumlu şeyler eklemiştir.
Eğer gelecekteki dünyanın bir düzen içinde ya da farklı olmasını istiyorsan
o zaman o dünyayı şimdi ve burada canlandırmaya başlamalı ve görmek
istediğimiz değişiklik olmalıyız.
Birşeye başladık ve gönlümüzden bitirmek geliyor.
Kazanacağımızı umuyoruz.
Kazanamazsak,
başka bir sefere başka şeyler yapıyor olacağız.
- Orada birşeyler yapıyor olacağız. - Yasal olacak mı?
Yasal olmayacak. Buna kesinlikle güvenebilirsiniz.
Bu kelimenin anlamını bilmiyorum.
İnsanların beraber çalıştığı, birlikte birşeyler yarattığı
ve kendi işyerlerinde, evlerinde ve yaşamlarında kontrolü ele aldıkları
bir gelecek görmek istiyorum.
Bu benim için gerçekten önemli.
Ben, insanlara aldırmadığım işi yapmaları için vaktimi satmak
ve beni mutlu etmeyecek bir yaşam tarzını kazanmak istemiyorum.
Bu şekilde insanlarla çalışmaya devam etmek istiyorum.
Gelecek hakkında benim için herşey değişti.
Eğer tek kelimeyle özetleyecek olursan, o kelime antikapitalisttir.
Ama, birçok insan için pek bir anlam ifade etmiyor.
Anlamamız gereken şey bağlantılardır.
İnsanlar üzerine çıkar koyan sistem bunu sürdürenle aynıdır.
Devrim!
İklim değişikliğinin tek akıllıca çözümü olarak
kapitalizmin sonunu görüyorum.
Çok farklı şeyler hakkında okumaya ve düşünmeye çalıştım.
Her seferinde, paraya ve güce geri geldi.
Kapitalizmi paranın ve gücün simgesi olarak görüyorum.
Bu söylediklerimiz iktidardaki insanları endişelendiriyor.
Neden diye sormak lazım.
Çünkü kimseyi tehdit etmiyor.
Herkese için daha kaliteli bir yaşam isteniyor.
Kapitalizm bunu durdurmak istiyorsa,
o zaman kapitalizm gitmeli.
Bir şeyin verimi sadece hayal gücünle sınırlıdır.
Böyle bir yer farklı yönlerde çok şey veriyor,
bunu konuşmaya başlamadan önce düşünmediğim birçok yönde,
büyüme prensipleri yardımıyla biraraya gelme gibi.
Havaalanı tehdidiyle bozulan birlikteliği yeniden kuruyorlar.
Grow Heathrow projesi için para toplamak için etkinlikler düzenliyoruz,
bize bu projeyi hazırlamamızda yardım edenlere, devam etmesi için
şu anda içinde olanlara teşekkür etmek ve böyle kısa bir zamanda
ne kadar çok şey elde ettiğimizi kutlamak istiyoruz.
Çünkü biz bunu tek başımıza beceremezdik.
Evet, ben aşçı yardımcısıyım.
O sorumlu, asıl aşçı o. Ben sadece yardım ediyorum.
Böylece masalımız sona yaklaşıyor.
Ama vedalaşmadan önce, Rowan'ın anlatmak istediği bir hikaye var.
Didcot Kömür Santralini kapatmak için
bir planımız vardı.
Belki 20 kişilik bir konvoyla sabahın dördünde oraya vardık.
Güvenlik bariyerlerinden bisikletle geçtik,
iki gruba ayrıldık.
Bir grup, kömür taşıyıcı bantına gitti,
ve diğer grup da bacaya doğru yol aldı.
Ben baca ekibindeydim.
Bacanın zeminine gittik ve kapı kilitlerini kestik.
İçeri girdik. Bacanın yukarısına doğru koştuk.
Kovalandığımızı sanmıştık.
Spiral şeklinde bir merdivendi, yukarıya doğru köşeli spiral merdiven.
Ne kadar yüksekte olduğumuzu bilmiyorduk.
Çok karanlıktı. Sadece fenerlerimiz vardı.
Birşey göremiyorsun. Aşağıda ve yukarıda sadece boşluk.
'Mahvolduk' dedik. Yarıya geldiğimiz sanmıştık.
Ve birden birisi, 'yıldızları görüyorum' diye bağırdı.
Ve tepede olduğumuzu farkettik. Çok sevinmiştik, mükemmeldi.
Yukarıya çıktık
ve sanki endorfin seli gibiydi, inanılmaz bir duygu.
Taşıyıcı bandına bağlı olan ekibi polis uzaklaştırmaya başlıyor.
Bana niyetinizin ne olduğunu söyleyin.
- Niyetimiz burada üç gün kalmak. - Üç gün?
Neden üç gün olduğu konusunda herhangi bir nedeniniz var mı?
Çünkü sadece üç günlük yemeğimiz var.
Üçüncü günün sonunda santral, kömür yakmayı durdurdu.
Erzakları bitiyor ama misyon tamamlandı,
Rowan ve arkadaşları, sonuçlarla yüzleşmek için aşağıya indiler.
Bir noktaya mı değiniyordunuz emisyonu mu durduruyordunuz?
İkisini aynı anda yapıyorduk.
Buna devam edilmemesi gerektiğine dikkatleri çekiyorduk.
Didcot Kömür Santralinin sahibi olan RWE NPower'ın
dikkatini çekmeye çalışıyorduk,
bunun iyi birşey olmadığına ve yeni kömür
istasyonları kurulmasını planlamaması gerektiğine dikkati çekiyorduk.
Aynı zamanda da karbon emisyonunu direk durduruyorduk.
EKİM 2010, İKLİM KAMPI VE DİĞERLERİ TARAFINDAN
YILLARCA DEVAMLI HEDEF ALINAN
E.ON YENİ BİR KÖMÜR SANTRALİ PLANLARINI İPTAL ETTİ.
2010 MAYIS AYINDA, KAMPANYANIN BİR SONRAKİ YILINDA
HEATHROW'DA YAPILACAK 3. UÇAK PİSTİ PLANLARI BOZULDU.
2010 ARALIK AYINDA DANİMARKA MAHKEMESİ, YAKLAŞIK 2000
KİŞİNİN KOPENHAG ZİRVESİNDE TUTUKLANMASININ
YASAL OLMADIĞINA KARAR VERDİ.
Ben artık ayak altında değilim.
Bizim için direnecek misin?
O, aslında ayak altında değil. Çok haklısın.
Şimdi bunu yapmak için yaşıyorum, çünkü yapılması lazım.
Umarım, kulağa saçma gelmiyordur. Yaşam bunun hakkında.
Alışveriş yeteneğinin yargılanmasından çok şey var hayatta,
bir gelire ve biriktirdiklerine dayalı.
Sanırım, ruhun insanlığın hala önemli bir parçası
olduğuna hepimiz katılıyoruz.
Bu ifade edilmeli ve yaşanmalıdır, ben bunu yapmaya çalışıyorum.
Başka türlü olmuyor.
İnsanlar 'ben yapışamam ya da kilitlenemem, tutuklanmak istemiyorum'
Önemli değil. Sen de katıl.
Ben çay yapmakla başladım.
Şimdi de 'lanet olsun, hadi gel, oturalım buraya' diyorum.
Eğer orada birileri 'daha fazlasını yapmak istiyorum' diyorsa, yap işte.
Birşey yapmak hiçbir şeyden iyidir?
Kesinlikle.
İklim değişikliği konusunda bir şey yapmamak iklimi daha da bozuyor.
Küçük şeyler yapmak bile bir şey yapmamaktan iyidir?
Ve 'ben geri kazanım yapıyorum' demek istemiyorum. Bunu demiyorum.
Sivil direniş demek istiyorum.
Harekete geç.
DAHA FAZLASINI ÖĞREN KATILIMCI OL
KENDİ HAYDUTLAR GRUBUNU OLUŞTUR
Çeviri: Nuray Sümbültepe Keegan, Ronit Meranda