Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri:Otekesa
Eun-suh'un babası PTA'ın başkanı.
Erkek kardeşide öğrenci temsilcisi.
Eun-suh ayrıca sınıfımızın başkanı.
Sınıf başakanı mı?
Nasılsınız?
Bayan Yoon, Shin-ae sınıf birincisi...
... ve başkan yardımcısı.
Ne?
- Yardımcı mısın. - Anne...
Nasılsınız? Ben Choi Shin-ae.
Shin-ae...
şey...
Çok güzelsin.
Zamanınızı aldığım için, özür dilerim.
Hepiniz buradayken sizinle birkaç şey konuşmak istiyorum.
Hayır, ben görüşmek istemiyorum.
Sana sınıf başkanı yada , yardımcısı olma demiştim...
Sakin olun.
Sizi herhangi bir konuda zorlamak istemiyorum.
Bayan, onunla gurur duymanız gerekir.
Çocuklar onu başkan yardımcısı olarak seçmiş.
Ona izin vermelisiniz.
Baba.
Joon-suh.
Özür dilerim. Dışarı çıkmalıyım.
Öğrenciler sergi için büyük emek harcadılar.
Öğrenciler Eun-suh ve Shin-ae başkanlığında çalıştılar...
- Öğretmenim, size telefon var. - Pekala.
Afedersiniz, müsadenizle.
Kızınızla gurur duyuyor olmalısınız.
Sizde.
Does Shin-ae'nin kardeşi var mı?
Abisi var.
Eun-suh'un da.
Abisi kaçıncı sınıfta?
- Lisede olması gerekiyordu... - GED için çalışıyor.
- Oradan kovuldu. - Sen ne...
Şey...
- Abinle sorunların mı var? - Hayır.
O sağlıklı bir bebek miydi? Çocukken hastalık geçirdi mi?
Zengin olmayabiliriz, fakat çocuklarıma iyi baktım.
Anne.
O nasıl bir kız?
Kim?
Sizin sınıfın başkanı.
Yoon Eun-suh mu?
O bir prenses.
Okulumuzu büyükbabası yaptırmış. Onlar gerçekten çok zengin.
Shin-ae'nin annesi kan testi yaptırdı.
Kan grubu O.
Anne ve babam yorulmuş olmalılar. Hala gelmediler.
Peki, sen yorgun musun?
Evet, sergiyle uğraşmak beni yordu.
Eun-suh da çok çalıştı . O da çok yorulmuş olmalı.
Eun-suh çok anlayışlı ve güzel bir kız. Bunu anlayacaktır.
Doğum günün kutlu olsun.
- Teşekkür ederim. - Anne, hediyeni aç.
- Bunlar bizim ailemiz. - Gerçekten öyle.
Eun-suh ve ben yaptık.
Joon-suh fincanları ve üzerindeki resimleri yaptı.
- Peki sen ne yaptın? - Ben onu yüreklendirdim.
Sanırım bunlar olduktan sonra, sizin hasretinize dayanabilirim.
Onların biryere gittiği yok.
Sonsuza kadar onların yanında olacağım.
Eminim olacaksın.
Onların biryere gittiği yok. Sonsuza kadar onların yanında olacağım.
Eminim olacaksın.
- Sesin anneme benziyor. - Normal bu.
Sonuçta onun kızıyım.
Bana hep kalan yemekleri veriyorsun.
- Okula kahvaltı etmeden gitmemi mi istiyorsun? - Yemek yemeyeceğini söyledin mi?
Birkaç gündür neden bu kadar sinirlisin?
Bu gün eve erken gel.
Beni yine çalıştıracaksın.
- Kardeşim buyüzden kaçtı. - Ne?
Eve erken gel.
Bu gün pazar var, çok yoğun olacağız.
- Öğle yemeğin. - Öğle yemeğinde ne var?
Bu tonkatsu, değil mi? Teşekkür ederim.
Hazırım.
Saçlarını düzelteyim.
Küçük mü? Daha büyüyecekler.
Galiba senin kızın değilim. Sana hiç benzemiyorum.
Evlatlığım galiba.
Acele etmezsen, sensiz gideceğim.
- Hadi git. - Hoşçakal, anne.
Beni bekle.
- Abi, senin bisikletini ben alayım. - Ne?
Hayır, sen çok ağırsın.
- Neden kendi bisikletine binmiyorsun? - Tama, ozaman.
Bugün kendimi neden çok yorgun hissediyorum?
Başımda dönüyor.
Sanırım başka bir kaza daha yapacağım.
Böyle eski bir bisikleti sürecek kadar iyi değilim.
- Hadi bin. - Teşekkürler.
Fakat bu sonuncusu.
- Bir daha kazadan bahsetmek yok... - Tamam.
Öğle yemeği.
Kızlar, Eun-suh'un yemeği çok lezzetli. Herkes buraya gelsin.
Biraz su içeceğim.
Özür dilerim. 102 00:10:43,290 --> 00:10:45,190 Shin-ae...
Choi Shin-ae.
Arkadaşlarının benimle konuşurken görmesinden kokuyorsan...
...gidelim.
Bırak beni! Hiç param yok!
Öyle mi?
Aynı annem gibisin.
Dükkandan para aşırdığını biliyorum. Onlardan ver.
Bana hırsız mı diyorsun?
Para çalıp evden kaçan sensin.
Ne?
İşte, işte para. Bunu al.
Bu parayı al.
Senin arkadaşın mı?
Neden işimize karışıyorsun?
- Seni aptal... - Dur!
Teşekkürler.
Eve asla geri gelme, aptal!
O kardeşin mi?
Evet, abim.
Abim bir serseri. Mutlu oldun mu?
Öyle demek istemedim.
Keşke senin sevdiklerin de böyle olsa.
Shin-ae!
Neden ağlıyorsun?
Ev ile okul arasını yürümemelisin...
Bisiklete binemiyor musun?
Hayır, binemiyorum.
- O zaman ben... - Binecek bisikletim yok.
Bisiklet alacak paramız yok.
Bisikletler Eun-suh gibiler içindir.
Baban ne zaman öldü?
Ben doğmadan önce.
Babanın hayatta olmasını istedin mi hiç?
Özür diledim.
Sen iyi bir kızsın.
Annene yardım ediyor olmana rağmen başarılı bir öğrencisin.
Ben ders çalışırken annem bana iş yaptırmaz.
Hemen büyüyüp onu kurtarmak istiyorum.
Üzgünüm.
Çok şirinsin.
Çok hayırsever birisi. Kızını da çok seviyor olmalı.
Keşke böyle bir babam olsaydı.
Bana neden vuruyorsun?
Bu oyuncağı nereden aldın? Bunu sana kim verdi?
Hemen şöyle.
Onu çalmadım.
- Eun-suh'un babası... - Onun babasıyla neden görüştün?
- Ona rastladım... - Sen dilenci misin?
- Anne. - Bunu ondan neden aldın?
Seni besledim, büyüttüm ve okula gönderdim ama sen...
Neden böyle yapıyorsun?
Bu aptal hediyeyi kabul etmemin neresi yanlış?
Benim için ne yaptın? Hiç böyle bir bebek aldın mı?
Beni herzaman dövdün ve burada çalıştırdın.
Ne?
Param olduğu halde sana para mı vermedim?
Sana hasta oluyorum.
Kimse benim gibi yaşamıyor.
Benim kadar zeki değiller ama hepsi benden iyi giyiniyor...
...istedikleri oyuncakları alıyorlar. Benim neyim var?
Onların iyi aileleri ve bendena daha iyi bir yaşantıları var.
Pek ya ben?
Eğer çok istiyorsan, git onlarla yaşa.
- Defol! - Pekala, o zaman. Gidiyorum!
Defol! Git o zengin ailenle yaşa.
Git o gerçek ailenle yaşa.
Gerçek ailem mi?
Gerçek ailem mi?
Ne demek istiyorsun? Neler söylüyorsun?
Onlar senin gerçek ailen.
Sonunda buradan kurtulacaksın.
Gerçek ailenin yanına git.
Sana herşeyi satın alabilecek ailenin yanına git!
Burada ne yapıyorsun?
Arabanı otobüste iken gördüm.
- Nereye gittin? - Ya sen nereye gittin?
Ben...
Ben sadece...
Hadi Eun-suh ve Joon-suh'u alıp geziye çıkalım.
Bugün mü?
Lütfen.
İyi atış.
Makarayı çevir.
Güzel.
Sıkı tut.
Tatlım, üşüyor musun? Battaniye getirmemi ister misin?
Sen ve Eun-suh birlikte müthiş görünüyorsunuz.
Dekan bugün aradı.
Değişim programına katılacağımızı ona söyledim.
Tatlım, bugün ben...
Çok mutluyum. Hepimiz mutluyuz.
Lütfen, bunu bozma.
Senin ve çocuklarım için herşeyi yaparım.
Herşeyi unutup yaşamımıza devam ederiz.
Lütfen, tatlım.
Dur sana göstereyim. Böyle yapacaksın.
Eun-suh, sen daha güzelsin. Bu özelliğini kimden aldın?
Anneme benziyorum. Onunla tanışmak ister misin?
Senin annen çok tatlı.
- Eun-suh bugün çok mutlusun galiba. - Evet, gerçekten çok mutluyum.
Mutlu olmanız beni de mutlu ediyor.
Beni de.
Yoon Joon-suh, sen mutlu değil misin?
Aslında, bende çok mutluyum.
Shin-ae, ne oldu?
Evden kovuldum.
Gidecek bir yerim yok.
Choi Shin-ae.
Fakat neden buraya geldin...
Bebek...
Sizin aldığınız bebek yüzünden annem beni dövdü.
- Shin-ae, seni evine götüreyim. - Herşeyi biliyorum.
Annem herşeyi anlattı.
Anne, o neden bahsediyor?
Bu doğru mu?
Sizin kızınız olduğum doğru mu?
Shin-ae.
Sen ve ben doğumda karıştırılmısız. Onların kızı benim, sen değil!
Eun-suh! Eun-suh!
Eun-suh.
Yoon Eun-suh.
Eun-suh.
Bu kadar yolu nasıl geldin?
Ya kaybolsaydın?
Ben... Ben gerçekten anne ve babamın kızı değil miyim?
Kızkardeşin değil miyim?
Bu doğru değil.
Sen benim kızkardeşimsin.
- Fakat o olmadığımı söylüyor. - Eun-suh.
Zaten çok garipti.
Senin gibi resim yapamıyorum ve herkes size benzemediğimi söylüyor.
Yeterince zeki değilim.
Sen, annem ve babam herşeyde iyisiniz, fakat ben değilim...
Böyle konuşma.
Sen benim kardeşimsin. Gerçek kızkardeşim sensin.
Hadi eve gidelim.
Yoon Eun-suh, hadi eve gidelim.
Nereye gideceksin?
Hayır, sen kızkardeşim olamazsın.
Benim kardeşim uslu bir kızdır.
Abisini böyle üzmez.
Senin için ne kadar endişelendiğimi biliyor msun?
Saklambaç oynadığımız zamanlarda, çok iyi saklanmaz...
...onu fazla aramayayım diye. İşte benim tatlı kardeşim böyledir.
Neden ağlıyorsun? Neden ağlıyorsun?
Eve gidelim.
Joon-suh ve Eun-suh nasıl?
Ya Shin-ae?
Onu yarın sabah geri gönder.
- Tatlım. - Onu geri gönder.
Fakat bunu nasıl yaparız...
- Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun? - Evet, acımasızım.
Shin-ae kadar Eun-suh da senin kızın.
Shin-ae senin gerçek kızın.
Onun şimdiye kadar nasıl zor şartlar altında yetiştiğini düşünüyor musun?
Eğer iyi bir yaşantısı olsaydı, bunu yapmayacaktım.
Onun yaşadığı yeri düşününce...
- Orada yaşamaya devam edeceğini düşündükçe... - Kes şunu.
Bunu yapamam. Onu geri gönderemem.
Sen göderebilir misin? Shin-ae hiç mi düşün müyorsun?
Ben... Ben onu düşünmüyorum.
Tatlım.
Eğer onu önemsemeye başlarsam, Eun-suh ne olacak?
Sen Eun-suh'u önemsemiyor musun?
Ondan vaz mı geçeceksin ? Onu mu göndereceksin?
Eğer Eun-suh'u korumazsam, onu kim koruyacak?
Eğer zayıflık gösterirsem, Eun-suh'u sonsuza kadar kaybederiz.
Eun-suh'un elbiselerine dokunma. Sana yeni iç çamaşırı getirdim.
Eun-suh, otur.
Hayırlı sabahlar.
Okuldakiler bunu öğrenecek, biliyor musun?
Eun-suh.
Onun için endişeleniyorsun, değil mi?
Bu neden şimdi oldu?
Güçlü olmalısın. Biliyorsun, değil mi?
Bana güveniyorsun,değil mi?
Evet, sana güveniyorum.
Bu konuda zayıflık göstermeyeceğim.
Endişelenme.
Onun evinde mi yaşayacaksın?
Tabi, orası benim gerçek evim.
O zaman o da sizin evden gitmeli.
Evet, öyle olmalı.
Eun-suh...
Sana ne olacak şimdi?
Ağlama.
Ağlama. Ben iyiyim.
Hoşgel...
Türlü yiyeceğim.
Bu yüzden kaçtı.
Şimdi ne yapacağız?
Ne yapabiliriz?
Başkaları bu durumda ne yapardı?
Çocuklarını değiştirirlermiyidi?
Biz...
Onları değişecek miyiz?
Lütfen, Shin-ae'yi almaya gelin.
Ben...
Onu geri almanızı istemeye geldim.
Eun-suh hastalıklı bir çocukluk geçirdi. Onu ben yetiştirdim.
O benim bebeğim. Bende kalmasına izin verin.
Shin-ae'nin burada büyümüş olması seni üzmüyor mu?
Ona iyi bakın.
Onu iyi yetiştiremedim.
Kocamın ölünce,zamanımı hastane masraflarını ve onun kumar borçalarını ödemekle geçirdim.
Onu iyi yetiştirmek için zamanım ve param yoktu.
Onu kibar bir kız olarak yetiştiremedim.
Lütfen, ona iyi bakın.
Onun için çok şey yapamamış olmama rağmen...
... Shin-ae benim kızım.
Onu size veremem.
Onu benden almayın.
Shin-ae nasıl bir kızdı?
Yemek seçer miydi?
çok iştahlıydı.
Ne zaman konuşmaya başladı?
Ne zaman yürümeye başladı?
Üzgünüm.
Güzel bir bebek miydi?
Çok arkadaşı var mıydı?
Shin-ae...
Benim Shin-ae'im...
Lütfen ona iyi bakın.
Ona çok iyi bakın.
Siz de ona iyi bakın.
Yoon Eun-suh.
Choi Shin-ae, ne istiyorsun?
Nereye gidiyorsun?
Eve.
Evin bu tarafta değil.
Ne demek istiyorsun?
Yoon Eun-suh.
Galiba, Choi Eun-suh demeliyim.
Annen olacak lokantacı bayandan korkuyor musun?
Yoksa abinin bir katil olmasından mı kormalısın?
Sen çok kötü birisin.
Seni yetiştiren annen hakkında nasıl böyle konuşabilirsin?
Çok kötü birisin.
Gel bakalım.
Ailem hakkında ne biliyorsun? Bana kötü demeye nasıl cesaret edersin?
Git ve kendi gözlerinle gör.
- Shin-ae, senin sorunun ne? - Onu bırak.
Gidelim.
Eun-suh!
Joon-suh, kötü birşey oldu.
Shin-ae Eun-suh'u evine götürüyor.
Gidelim.
Kötü günlerin bitti artık.
Duyduğuma göre Shin-ae'nin gerçek ailesi çok zenginmiş.
Bunu nereden duydun?
Tüm okul bunu konuşuyormuş. Bana da kızım söyledi.
Ne kadar ücret talep edeceksin?
Olabildiğince yüksek bir fiyat iste.
Çocuklarını bu zamana kadar büyüttüğün için sana tazminat ödemeliler.
Seni cadı...
Defol buradan!
Sen en çok fiyat verene çocuğunu satar mısın?
- Ne saçmalıyorsun sen? - Ne?
Shin-ae.
Ben Shin-ae değilim. Shin-ae bu.
- Seni sıçan. - Senin kızın o.
Abi.
Abi!
Gidelim.
Eve gidelim.
Shin-ae.
Shin-ae.
Joon-suh beni dövdü.
Joon-suh Eun-suh yüzünden beni dövdü .
Bir kız ağlamamalı.
Git akşam yemeği için elini yıka.
Gideceğim! Mutlumusun? Eun-suh ile yaşayacaksınız.
Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
Neden benden nefret ediyorsun?
Ben senin kızınım. Sen benim annemsin.
Bütün gün lokantada çalışıp, annem ve abimden dayak mı yiyeceğim?
Ben de güzel elbiseler giyip abim tarafından sevilmek istiyorum.
Bunu isteyemez miyim?
Annem ve babam beni de sevemez mi?
Bunu haketmiyor muyum? Bunları istediğim için kötü birisimiyim?
Sen benim gerçek annmesin.
Sen benim annemsin...
Anne... Anne...
Shin-ae... Üzgünüm.
Çok üzgünüm. Ağlama artık.
Ağlama. Çok üzgünüm.
Ağlama.
- Geç kaldık. - Joon-suh.
Buraya gel.
- Şimdi olmaz. - Ne?
- Baba, ne oldu... - Kardeşine neden vurdun?
Eun-suh'a vurmadım. Kızkardeşime vurmadım.
Shin-ae'nin yeni çevresine alışması biraz zaman alacaktır.
Sen ve Eun-suh ona karşı anlayışlı olun. O da kardeşiniz.
O benim kardeşim değil. Benim kardeşim burada.
Şu andan itibaren...
...onun sizin için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorum ama, benim için önemi yok.
Ona söyle evine dönsün!
Baba.
- Joon-suh. - İçeri gir.
Eun-suh ne olacak?
Onu hiç düşünüyor musun?
Ağlama. Ağlama, anne.
Benim Eun-suh'um büyüyor.
Evlilik çağına geldi.
Evet.
Benim Eun-suh'um...
Benim güzel kızım, Eun-suh...
Eun-suh güzel değil. O çirkin.
Baba, anne ve abi...
Size minnettarım.
Beni yetiştirdiğiniz için teşekkürler.
Ben bunu alıyorum.
Böylece hep sizi hatırlayacağım.
Elveda, baba.
Elveda, anne... Sen en iyi annesin.
Joon-suh, elveda...
Eun-suh.
Eun-suh!
Çeviri:Otekesa