Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: sadness & selsi İyi seyirler...
Sizi anlıyorum, efendim.
Borç aldığınız paraya nasıl olur da 10 kat faiz biner?
Arayamaz mıydınız?
Niye evime geldiniz!
Def olun!
Tatlım? Polisi arasak mı?
Evet.
Efendim, acil borç para alırkenki...
...halinizden eser yok.
Ne olmuş?
Deli gibi faiz eklemişsiniz!
Birkaç ay ödeme gecikmişse ne olmuş!
Ne? Bana vurmak mı istiyorsun?
Bize güç kullanabilir misin sence?
Ne bunlar, aptal mı?
Bay Park? Buraya gel lütfen.
Müşteri, yanlış bir şey yapmadığını söylüyor.
Ama ödeme günü bayağı geçmiş.
Ne yapıyorsun sen?
Özür dilerim.
Kadın bize aptal diyor.
Nasıl olurda...
İşini düzgün yapamaz mısın?
Ben demedim mi, kimi konuşarak anlaşır...
...kimisi değil diye?
Çıkar ayakkabılarını. Kalk ayağa!
Milletin evinde ayakkabıyla dolaşmak hiç hoş değil!
Ne yapıyorsunuz?
Hayır, efendim.
Bu sizin suçunuz değil.
Suç onda.
Onu doğru eğitmeliyim.
Düz dur!
Bir bebeğiniz mi var, efendim?
Demek o yüzden.
Bir bebek büyütmek maliyetlidir.
O halde parayı geri almak zor olacak!
Bunu bana önceden söylemeliydiniz.
Buraya gel.
Aklından ne geçiyordu!
Efendim?
Bana bir gün verin.
Hayır, bir saat. Lütfen.
Ödeyeceğim.
ACI
Lanet herif nihayet ödedi.
BUZ TORBASI
Şunu yüzüne koy. Kötü morarmış.
Kanı da sil.
Parayı bok gibi toplamaya gidiyoruz...
...ama bozuk parayla geri dönüyoruz.
Seul'un ne kadarı...
...aslında buralı biliyor musun?
Tahmin et.
Bilmem. Yarısı mı?
Sadece %15'i.
Hepsi benim gibi köyden gelme...
...zirve için mücadele eden kişiler.
Seul böyle adamlarla dolu.
Peki, bu insanların hepsi...
...başarılı kişiler mi?
Doğuştan çalışkanlar.
Ve akıllı bir kafa. Sonra da kuvvet.
Böyle insanlar başarılı olur.
Başka ne var? Ne düşünüyorsun?
Yürek, adamım. Buna ihtiyacın var.
En iyi üniversitelere gitmişsin...
...ne kadar güçlüymüşsün önemi yok...
Yürekli değilsen...
...karnını doyurur ve ölürsün. Anladın?
Bundan daha iyisi ne?
Yürekli birine galip gelecek...
...kim var ki?
Ben dönene kadar bunu bir düşün.
Nam-soon, elleri değiştir! Don ısırması olacaksın.
Hemen geliyorum!
Şuna bakabilir miyim?
Bu mu? İyi seçim!
Kendim tasarladım bunu.
Harika seçim.
- Ne düşünüyorsun? - Sana her şey yakışır.
- Hadi ama. Kim demiş? - Ben!
Benden daha güzeli yok.
- Gidelim. - Elbette yok!
Sakin ol.
Her şeye dokunmalarına izin verme.
Zaten sahte mücevherler.
Dünyada en iğrenç şeylere...
...dokunur insanlar.
Eşyalara, hayvanlara...
...hatta insanlara.
Eşyaların deri kiriyle falan kaplanacak.
Ji-sun?
Evet?
Ne... Ne yapıyorsun?
Kirimi sana bulaştırıyorum!
Tek istediğin gülmek mi?
Sürtük.
Baban öldü ama...
...bana hâlâ 6000 dolar borçlu.
İçki alma sakın, biraz yemek ye.
Sana ne!
- Acıdı, ha? - Evet.
Bak!
Yaralanırsan, ölürsün. Sözlerine dikkat et.
Kimse var mı?
Bu seferki kolay olmayacak.
Evet?
Kim?
Söyle.
Şu an çalışıyorum.
Ne zaman?
Nerede?
Kahretsin.
Affedersiniz.
Bayan?
Ben Song Beom-no.
Saat 3'te randevum vardı.
Bir dakika.
Efendim? Bay Song saat 3'te sizinle görüşmek için geldi?
PARANIN DEĞERİNİN DEĞERİNİ BİL
Kimsin sen!
Borcunu öde, sürtük.
Sen Lim Gye-jung'un kocasısın, öyle mi?
Evet.
Gözdağı vermek için adam sakatlamayı mı kullanıyorsun?
Kavgaların utanç verici.
Peki, karımın size ne kadar borcu var?
- Şimdi ödeyebilir misin? - Ne kadar söyle!
Bir dine mensup musun?
Ne?
Ben Budist’im.
Düşünüyordum da...
Para benim için önemli...
Ama insanlık paha biçilmez bence.
Ne olmuş?
Problemimizi parayla mı çözsek...
...yoksa bedenle mi...
Bunu bir düşünelim, ha?
- Tanrım! - Dedim ben!
Kimisi konuşarak anlaşır...
...kimisi değil! Demedim mi!
Def ol! Yoksa polis çağırırım!
Borcunu ödersen giderim.
Anapara 3500 artı 5000 faiz, toplam 9000 dolar.
Param yok!
Borcunu öde, sürtük!
Bekle! O benim!
Kaybol!
Bana dokunma!
Ölümüne mi susadın?
- Borcunu öde! - Bırak beni!
Borcunu öde!
Evimde neler oluyor!
Nine!
Yardım et! Tefeci o!
O kadar şeyin arasında...
Yakalayın onu!
Sen! Çık evimden!
Ama mevsim kış! Çıkamam!
Bana ne!
Bir yerim kanarsa, bu cinayet olur.
Pekâlâ.
Cennetteki babamın ağzını...
...bozmasını istemiyorum.
O yüzden ödeyeceğim.
Ama ödeme yapacağım başka yerler de vardı.
9000 dolar...
Faizsiz 42 aya bölersen...
...ayda 180 dolar eder!
Anlaşma bu.
180 dolar mı?
Ölümüne mi susadın!
Ben bu pisliği bunun için mi çektim sence?
Beni bir gıdım bile korkutmuyorsun.
Ne?
Kendini yaralayarak gözdağı verirsin sen...
...ama başkalarına vuramazsın.
Ne diyorsun lan sen?
Bir günde 100 adamla karşılaşıyorum.
Anlayamam mı sence?
Ve az önce kırdığın çömleği falan...
...parasını çıkarıyorum.
Hafta içi gece 2'de...
...hafta sonu da sabah 7'de eve dönerim.
Bu zamanlarda gelirsen...
...her ay 180 dolarını hazır ederim.
Bu ne lan...
Niye böyle bir suratla böyle bir hayat yaşıyorsun?
Temizlen ve en azından...
...jigolo olarak hayatını yaşarsın.
Ben senin...
Aferin.
Hey! Kafanı mı yardın?
Bayağı cevval bir kız mıydı?
Pezevengi falan mı vardı?
5000 dolar aldım. Bitti.
Aptal.
Kim demiş? Patron sen misin?
Buna razı olursak...
Ne kazancağız?
Hiçbir şeyi yok.
Bana ne lan! Kaybol!
Nine!
70 yaşıma geldim ben daha öyle pislik birini görmedim!
Sabah karşı gelip ona 5000 dolar...
...depozitini vermeye zorladı.
- Delirdin mi sen! - Niyeymiş!
Kafasını duvara vurdu her tarafı kan etti!
Ne yapsaydım! Başka çarem yoktu!
Niye polisi aramadın?
Polis mi?
Buradaki pislikler koruyan onlar asıl!
Kahrolası pislikler!
Patron, kalan 4000 doların faizini...
...Joo ***-hyun'dan alınmasını söylüyor.
Ne?
Belli ki her kuruşu...
...bizden çıkarmak istiyor.
O şıllığın suyunu çıkar.
- Lanet olsun. - Bir bakayım.
"ATEŞLİ SICAK SAUNA" KURTARICI İSA KİLİSESİ
Elinizi bu şekilde kapayıp sonra vurursanız...
...ufak bir darbeyle daha büyük bir ses çıkarır.
Yumruğunuzla vururken...
...ilk hareketi diğer adam yapar, bu şekilde.
Gördünüz mü?
Ama önceden bunu ne kadar pratik yaparsak...
...gerçekten dayak yiyormuş gibi olur.
Şimdi, izleyin. Sopayla vururken...
Gördünüz mü?
Böyle bir şeyle...
...gerçekten darbe alırsınız.
Vay be!
Bu herifin vücudu doğuştan demir gibi.
Gördünüz mü?
Birçok arkadaş acıdan kıvranacak...
...ve ağzından kan fışkıracak.
Dayak atanla, yiyen arasındaki...
...ücret farklıdır.
Bize ne kadar ödeyeceksin?
Lanet herifler.
Teklif ettikleri paraya bak.
Hem de sunumumuz bittikten sonra.
Canları cehenneme!
Lanet olsun. Sen ne düşünüyorsun?
Ben yaparım.
Ne?
Dayak yemem gerek, değil mi?
- Kendine iyi bak. - Hoşça kal.
BAŞKA GİDECEK YERİMİZ YOK!
Dükkân sahiplerini daha fazla...
...para için tahrik ederek...
...siz kendinize insan mı diyorsunuz!
Öyle değilse dava et bizi o halde!
Kim lan bu? Daha önce hiç görmedim.
Sen dükkân sahiplerinin temsilcisi misin?
Hey!
Orospu çocuğu!
Bak! Resim çekiyorlar!
Siktir! Kameraları var!
Gidelim!
- Uzayın! - Gidelim!
İyi işti.
İyi işti millet.
Yarın erkenden hepinizle görüşürüz.
Sen iyi misin?
Bekle!
Taksi!
Abla...
Abla...
Borcunu öde, it oğlu it.
5000 dolar senin için ucuz bir anlaşma.
Elimde bir tek o vardı!
Sana ayda 180 ödeyeceğimi söylemiştim!
Niye depozitimi aldın!
Organlarını çıkarıp 4000 dolar daha almadan kaybol.
Anca konuşuyorsun. O peltek ağzınla!
Ne? Seni küçük...
Çalışmam gerektiği için gidiyorum.
Korktuğum için değil.
Sabaha karşı gelirim depozitimi verene kadar...
...yakandayım.
Çok korktum.
Kaçmayı aklından bile geçirme.
Yoksa yaşamak için arkanı kollamak zorunda kalırsın!
Vay be...
DEPO
Siktir.
Geliyor mu, gelmiyor mu?
Hey!
Ben de hastanede seni ziyarete gelmek üzereydim.
- İyi misin? - Evet.
Lanet olsun...
Joo ***-hyun'un meselesi... Han-jin Kredi Kooperatifi'nin meselesi...
Şunun tahsilâtını yapalım ve bırakalım.
Karımın tefecisi para yerine...
...tahliye işine yardım istiyor.
Parasını da ödeyecekmiş.
Pek de adi biri değil.
Kusura bakma da bana yardım edebilir misin?
Tabii.
- Afiyet olsun. - Sağ ol.
Etli çorba yiyelim. Sana iyi gelir.
Tat alamasan da, beslenmen gerek.
Vitamin almalısın, değil mi?
Soğumadan ye.
JOO ***-HYUN adına BORÇ SENEDİ
Bunun tadı yavan.
- Gidiyor musun? - Evet.
Bir motele falan git.
Böyle hastalanacaksın.
Myung-*** Market'e gidiyorum.
Çin ay yılı tatili bugün başlıyor.
Kendine iyi bak!
- Hoşça kal. - Çav.
Mahsus işi erken bıraktın demek?
Sürtük. Sana diyorum!
Ne cüretle beni görmezden gelirsin!
Şu sürtüğe bak!
Siktir!
Ben konuşuyorum sürtük!
Ne yapıyorsun!
Yakalayın şunu! Çabuk, aptallar!
Bana borcun var! Sakın aklından çıkarma!
Özür dilerim. Lütfen bunu yapma.
Ne! Bu şey gerçek mi?
Seni deli sürtük!
Onun organlarını bile satamazsın ki!
Nereye satacağız ki?
- Bakire, değil mi? - Şüphesiz, patron.
Bu iyi.
O aptallar kanamadan ölene kadar...
...bu kızı becerirler.
Ölür mü?
Ne oluyor! Ne!
Ne lan bu?
Aç kapıyı!
Hey! O yenmez...
Aç şunu!
Sen de kimsin lan!
O kız önce bana olan borcumu ödeyecek!
Hassiktir!
Ben kimseye vurmam!
O zaman dayak yer ölürsün, puşt!
Hey! Araba gidiyor!
Araba gidiyor!
Kafam!
- Gebertin şunu! - Orospu çocuğu!
Araba kayıyor!
AŞK DOLU YEMEK MİNİBÜSÜ
Hay lanet!
- Komiser Park! - Evet.
Buraya gel.
Gidelim.
İyi misin?
Acımıyor mu?
Bana yardım ettiğin için teşekkürler.
Borcunu öde, sürtük.
5000 dolar aldın ya.
Anlaşma bu değil miydi?
Hâlâ borcun var.
Benden hoşlanıyor musun yoksa?
Delirdin mi?
O halde niye takip ediyorsun beni!
Ben kesinlikle hiçbir şeyim!
Bu koca lanet dünyada...
...yatacak bir yerim bile yok!
O yüzden artık bana bulaşma.
Benim de tepem atmak üzere.
Vay anasını...
Joo ***-hyun?
- Joo ***-hyun? - Evet?
Hemofili hastası olduğunuzu duydum.
Hastaneye gitmeniz gerekmiyor mu?
Hayır, iyiyim.
Bir yeriniz yaralandı mı?
Hayır.
Peki, Park Nam-soon...
Ama burada Park Nam-jin yazıyor.
Benim gerçek adım bu.
Onlar bir süre nezarette kalacak...
Vay canına, seni kötü dövmüşler.
Buna en az üç haftalık tedavi lazım.
Önce hastaneye git.
Ben acı hissetmiyorum.
- Hissetmiyor musun? - Hayır.
Hey!
Artık işportada satacak malzemeyi alacak param bile yok!
Bedava sauna kuponu neme gerek. Gidemiyorum bile!
Artık sokakta yatmak zorundayım!
Cidden, hiçbir şeyim yok!
O yüzden, peşimden gelme!
Hey!
Dur! Bunlar 100 dolar bile etmez!
Geçimimi onlarla sağlıyorum!
İnsan değilsin sen, pislik!
Evimde bir oda var.
Ayda 180 dolar.
Borcunu ödeyene kadar orada kalırsın.
Ne?
Kıytırık bir para için seni takip etmekten bıktım! Lanet...
Cidden mi?
Hiç kandırdım mı?
Tekvando'da siyah kuşağım var.
Çok da umurumda.
Borcunu ödediğin zaman, kaybol!
Doğru...
O zaman...
Burada biraz daha eşyam var.
Bir sürü.
- Neredeyse geldim. - Olaya bak?
- Bu mu? - Evet! Teşekkürler.
Şurayı imzalayın lütfen.
İmza? Tabii.
Nereye?
Nereye gittiğimi sorma.
Bunu sormak kolay değil.
Lütfen beni yanlış anlama.
Öyle olduğunu sanmıyorum ama ne olur ne olmaz.
Acaba sen...
Hiçbir şey hissetmiyorum.
Lanet sıska kız...
Adım Joo ***-hyun.
Aynı evde yaşayacaksak, isimlerimizi bilmeliyiz.
İsmini biliyorum.
Ailen yok mu? Yalnız mı yaşıyorsun?
Hepsi öldü.
Benim de.
Niye öldüler?
Daha iyi bir ifade bulamaz mısın?
Vefat etmek gibi?
Vefat da ne?
Öldü demek, öldü demektir.
Bana Nam-soon de.
Park Nam-soon? Güzel isim.
Her ne boksa.
Dikkatli ol! Önüne bak!
Şu odayı kullan.
Buna...
...ve buna. Sakın dokunma.
Ve beni asla uyandırma.
Paraya ihtiyacın olursa buradan al.
Ama bir defada 30 dolardan fazla alma.
Buradaki tabakları kullan.
Aşağıdakilere dokunma.
Nereye?
Nereye gittiğimi sorma.
Yakaladım! Pislik.
Artık hepiniz burada oynayabilirsiniz.
Hayır!
Analjezi...
ANALJEZİ: Acıya karşı duyarsızlık...
Affedersiniz.
Hemofili hastalığını duydunuz mu hiç?
Hemofili misin?
Uyandın mı?
Seni uyandırmadım, değil mi?
Bana karşı bir şey hissetmediğini söylemiştin!
Hayır, bu her sabah olan bir şey.
Oraya girme!
Nedir bu?
Neydi o?
Kan pıhtılaştırıcı serum.
Duydun ya, benim kanım pıhtılaşmıyor.
- Hiç kontrol ettirdin mi? - Niye? Hasta değilim ki.
Sarımsak, soğan...
...havuç, portakal, yerfıstığı, yosun ve balık.
Bunlar kanı temizlemeye yarar. Bunları asla yemem.
Kanım temizlenirse...
...çok daha fazla kanamam olur.
O yüzden ortaokulda kanım kirlensin diye...
...sigara içerdim.
Nesin sen, vampir mi?
Doğru ya!
Dinle. Ben hemofiliyim.
Vampirler porfiri hemofilidir.
Hemo kan demek. Philia ise aşk demek.
İkisinin de kana karşı büyük aşkları vardır.
Bu yüzden aynı kelimeleri kullanıyorlar. Çaktın mı?
Ben tam bir vampirim.
Uçmuşsun sen...
Peki...
Sen de tat alamıyor musun?
Raporlarına bilerek bakmadım.
Hasta değilim ben!
Doğru! Bu bir hastalık.
- Hasta değilim! - Tamam.
Tanrım! Ödümü kopardın.
- Seni gördüm. - Nasıl?
İzle.
Bunun tadı baharatlı.
Göz yaşartıcı, çok acı!
Kitaplar, tatları ayırt etmek için alıştırma yapılabilirmiş diye yazıyor.
Tat almak, bir duyudur. Dene bakalım.
Tedavi gibi düşün.
"A" de.
Hey, baksana. Öpüştük sayılır.
Bu seninki, abi. Bu da benim.
Yok daha neler.
Sen kime abi diyorsun?
Kalın kafalı, aptal...
Amca, dayı ve abi.
En naziğini seçtim.
Ablaya ne dersin!
Adımı söyle yeter.
Bay Nam-soon? Efendim?
- Efendim'i at. - Sadece Nam-soon?
Hey, Nam-soon? Tamam.
Bu bölgeyi yıkım için boşaltmalıyız.
Tazminatlarla ilgili bir ilerleme var mı?
Tazminat mı?
Barakada yaşayan biri...
...yeniden imar yapıldığını duyunca...
...200 metrekare ev ister.
Kahretsin! Seul tam bir cehennem çukuru...
Açgözlülük ve dünyevi hırslarla dolup taşan.
Bu ne lan!
Lan it!
Orospu çocuğu!
Hassiktir.
Hey, yakınlarda ankesörlü telefon var mı?
Etrafa bakındım ama bulamadım.
Cep telefonu bile yok...
Cep telefonum yok.
Ankesörlü telefonları severim.
Neden ucuz ve güzel şeylerin yerini...
...pahalı şeyler aldı ki?
Çok tozluydu...
Nereye gidiyorsun?
Kırık tabak için yapıştırıcı almaya mı?
Bekle!
Çok güçlü bir yapıştırıcım var.
Aksesuar yapmada kullanıyorum.
Özür dilerim. Bir daha dokunmam.
Aileme aitti.
Çok üzgünüm.
- Burası! Buradan yapıştır... - Hey!
Yapıştırma işinde çok iyiyimdir. Ben yapabilir miyim?
Odana gidip yat!
Bağırmana gerek yok.
Gördün mü? Ver onu bana.
Bırak!
Bekle!
Acıyor.
Hanım evladı olma. Çıkar şunu.
Bir, iki!
Hayır! Hayır! Hayır!
Doktor gibisin.
Siyam ikizlerini ayırma ameliyatı.
Kanarsa, durmaz mı?
Durması çok uzun sürer.
Tüm kanım sızana kadar.
Yine de hastaneye gitmiyor musun?
- Hayır. - Neden?
Çünkü tüm insanlar hastanelerde ölür.
Doktorlar cenazeci değildir.
Annem de, babam da hastanede öldü.
Ve her şeyimizi hastane masrafları yüzünden kaybettik.
Bu yüzden kendi kendimi tedavi ediyorum.
Bir sürü tıp kitabı okudum...
...İngilizce olanlar bile vardı.
Bir günde iyileşmeyi ve fazlasını öğrenmemi ister misin?
Gülümsedin!
- Ee? - Nasıl gülümsenir biliyorsun.
- Güzel görünüyor. - Saçmalık.
Saçmalık budur!
Böyle söyleme.
Sence bu işe yarayacak mı?
Yaramayacak.
Hay Allah!
Ne oldu?
Ne var?
Siyam ikizlerinin hayatı çok zor olmalı!
Acil mi? Bu taraftan.
Teşekkürler.
Hangi bölüm?
İyi soru.
Sana söylemeyecektim...
...ve kendim halledecektim.
Adi herif, karımın borcunu...
...bizi it gibi kullanmak için bahane ediyor.
Buna Deungsinbul gibi olmak derler!
Nedir o?
Buda'ya kurban olarak...
...kendini ateşe atıyor ve...
Bir kambur, bir kurban, sonra da bir Buda heykeli olur.
Kendini ateşe atmak mı?
Tam öyle değil. Amaç sansasyon.
Büyük bir olay çıkar ve...
...biri kötü yaralanırsa...
Basını çağıracak...
...ve insanları tarafına çekecek.
Adi herifler.
Bu işin ortasında kalacağız.
Unutma, sadece yürekli olanlar kazanır.
Planın ne?
O lanet tavşanı tanıyor musun?
Patronun dibinden ayrılmayan...
...dişlek herif?
Evet.
O patronun yeğeni. Onu yakalayacağım.
Nasıl?
Onunla kavgaya tutuşup...
...karnından bıçakla.
Böylece borcum temizlenecek...
...ve sana para kalacak.
Bıçağı olduğundan emin misin?
Hep yanında taşıyor. Gördüm.
Minicik, küçük bir bıçak.
- Düşüneceğim. - Ne? Düşünecek misin?
Sanırım bugünlerde yapacaklarını çok düşünüyorsun.
Haklısın.
Para önemli değil. Dostum, Nam-Soon.
Ama bugünkü işleri bitirelim.
Yine mi yaralandın?
Neden böyle yaşıyorsun?
Hayatta boktan şeyler olur.
Ailen böyle yaşadığın için üzülmüyor mu sence?
- Ne? - Böyle yaşıyorsun...
Ailen cennetten seni izliyor.
Ağlıyorlar.
Haddini aşma.
Tabağı kırdığımda anladım.
Çok üzgünsün ve onları çok özlüyorsun.
- Onlar da seni özlüyorlar. - Defol.
Kaybol!
Haddimi aştıysam özür dilerim.
Şafak vakti taşınacağım.
Kraliyet ailesinden olmalı!
Kraliyet ailesi mi?
Geçen sefer bir kadının...
...elini tutup ağladığını gördüm.
Muhtemelen dadısı ya da diyakozdur.
Ayrıca Yonsei Üniversitesi'nden çıkarken gördüm.
Zorla nişanlandırılmış...
...ve düğünden önceki gün buraya kaçmış olabilir.
Gelip bir göz atın.
Neden geldin?
Nedensiz.
Taşın demek istemedim.
Buraya bana bunu söylemeye mi geldin?
Ve uyumadın mı?
Evet.
Tenha bir yerde konuşun.
Tezgâhına bakarım.
Dürüst olmak gerekirse...
...bazen ben de bıkıyorum.
Neyden bıkıyorsun?
Geçim derdinden.
Dünyada benim gibi 20'sini geçip yaşamış...
...sadece 7 kadın var.
Küçükken, hastalığım yüzünden eklemlerim zayıftı.
Dikkatli olmazsam, yaralanabilirdim.
Bir yerim ağrıdığında...
...bunun yağmurun habercisi olduğunu bilirdim.
Bu yüzden lakabım büyükanneydi.
Okul piknikleri, geziler...
Hiç gidemedim.
Hemofili hastasıysan...
...yaralanmaya davetiye çıkarmaman gerekirdi.
Ama çocuklar cezalandırılırken...
...beni pas geçerlerdi.
Okuldayken...
...çocuklar ben farkında olmadan...
...vücudumu bıçakla çizerlerdi.
Bu yüzden bir gün birinin bıçağını kaptım ve sapladım.
Tek gözü kör oldu.
Bu yüzden hapishaneye girdim.
Orada birlikte çalıştığımız adamla tanıştım.
Ama artık...
...dayak yemek istemiyorum.
Neden ablanın adını anmadığını sorabilir miyim?
Anarsam unutmam.
Ablan müteşekkir olmalı.
Pek emin değilim.
Fazla hatırlamıyorum.
Ailem benim yüzümden öldü.
Arabaya kola döktüğüm için.
Aptal parmağım incindiği için.
Ablamı da ben öldürdüm.
Hayat acı ve yalanla doludur.
Hayatta bazen...
...hayal kırıklığına uğrarız.
Ölecekmiş gibi hisseder...
...ve vazgeçeriz.
Tanrı için hiçbir şey sona ermez.
Tanrı'nın parçaları gibi bize sunulan nimetler için dua edelim.
Ve İsa'nın sadık takipçileri olalım.
Al.
Bir ankesörlü telefon buldum...
...ama çok uzakta.
İlk defa biri beni düşünüyor.
Neden ağladın?
Ağladıktan sonra, kendimi rahatlamış...
...ve ferahlamış hissediyorum.
Göğsüme merhem sürülmüş gibi.
Bu yüzden mi ağladın?
Rahatlamak için mi?
Evet.
Ne yapıyorsun!
Önceleri...
...ağlamak istediğimde...
...bunu yapardım.
Ama hiç acımazdı, bu yüzden gözyaşı dökmezdim.
Keşke o zamanlar...
...biri bana sorsaydı...
...neyin var diye?
Joo ***-hyun...
Bana her şeyi anlatabilirsin.
Seni güldüren veya ağlatan şeyleri.
Nam-soon benimle ilgileniyor.
Bu bana babamı hatırlatıyor.
Onu çok özledim!
Bekle...
Bu...
Nasıl hissettiriyor biliyor musun?
Nasıl hissettiriyor?
Açıklayamam.
Sorun değil.
Zayıf bir kız olduğum için...
...hissedemiyorsun, değil mi?
Yumruk atarsan, kırılır.
Ama çok sert vurmuşsun.
Kimse onları özlediğini anlamaz.
Camı değiştirelim.
Şu andan itibaren, ağlamak istersen bana söyle.
Senin yerine ağlarım.
Çok mu sıskayım?
Hayır, mükemmelsin.
- Dilim çok mu uzun? - Evet.
Uzun yıllar yaşamak istiyorum.
Ben de.
Kahretsin! Aptal herif!
Lanet!
Çalışırsa, yaparım. Çalışmazsa, giderim.
Kahretsin!
Eline ne oldu?
Bu şekilde müşterilere servis yapamazsın.
Eller önemlidir.
Müşterileri cezbetmelisin.
Ama bu surat ifadesiyle olmaz.
Gülümseyebilir misin?
Kes!
Kes! Tekrar deneyelim!
Hadi ama!
Sinirli olman gerek!
Yapabileceğinin hepsi bu mu!
- Bakayım. - Mesaj gelmiş.
Hey, tavşan!
Bunu sana vermeye geldim.
Dişlerin dökülürse...
...yerine bunları yapıştır.
Tavşana benziyorsun...
...ama ortalıkta vaşak gibi geziyorsun!
Çok komiksin!
Kimsin sen?
Ne var?
Ne bakıyorsun lan!
Bok herif!
Tavşan dişlerini çekeceğim...
...karnını deşeceğim...
...ve bağırsaklarını kızartacağım!
Ne?
Bıçakla beni!
Durun! Ne yapıyorsunuz!
Ülkeyi terk ediyorum.
Bir çilek çiftliği kuracağım.
Sakın bir daha peşine düşmeyin.
Kes!
Bu herif harbi dayak yedi!
Yönetmenim! Bu adam çok gerçekçi!
Yesene.
- Bay Park Nam-soon? - Evet?
Unutuyordum.
Baş aktör gelecek sahnede...
...sana gerçekten vurmak istiyor.
Ödeme yapacağız. Günlük 150 dolara ne dersin?
- Tabii. - İyi çalışmalar.
JOO ***-HYUN'A 5000 DOLAR
Fena değil.
- Park! - Evet?
Gelecek sahnede başka bir şey deneyelim.
Başka bir açıdan gir.
Bu ne kadar?
Kes! Harika!
Kim için?
Bak sen!
Bir Deungsinbul olamayacağından...
Yeğenim onun yerine hallettiğini söyledi.
Bu yüzden güzel kızlarımdan biriyle...
...ona bir randevu ayarlamıştım.
Onu bıçaklamaya çalıştın, değil mi?
Hayır, efendim. Öyle değil.
Pantolonunu çıkartın. Onu bıçaklayacağım.
Hayır! Lütfen!
Bekle!
Ne?
Hoşuna gitmedi mi?
O zaman inşaatın son zararını öde.
Yaklaşık 1 milyon dolar.
Ödeyeceğim! Yemin ederim!
Harika! Sıradaki!
Güzel! Nam-soon, zıpla!
Birini görmeye geldim!
Yüksekten atlayıp, doğru yere düşmelisin.
Nam-soon! Çekil!
Nam-soon!
Sadece bir gösteri, dostum. Çocuk oyuncağı.
O zaman neden 50.000 dolar ödüyorlar?
Başkaları için zor...
...ama senin için çok kolay.
Acı hissetmiyorsun.
Sonrasında tedavi olsan yeter.
Abi.
Artık bana iş getirme.
- Ne? - Sadece takılmak için gel.
Bir kızla mı tanıştın?
Hergele. Çükün de mi kalkıyor senin?
Yani senin adına sevindim.
O zaman daha çok iş yapmalısın.
Nasıl geçineceksiniz?
Dayak yemekten başka şeyler.
Bir penisin varsa...
...kızları elinde tutmak için çok şey yapman gerekir.
Ama...
Aşk karın doyurmaz.
- Alo? - Ne yapıyorsun?
Çalışıyorum.
- Nerede? - Her zamanki yerde.
Eve gel çabuk.
Bu sabahki öksürüğün beni endişelendirdi.
Gerçekten mi?
Tamam, o zaman. Biraz sebze alıp...
Alo? Alo?
Bu, telefonundaki tek numaraydı.
911'i aramama izin vermiyor.
Hastanede öleceğini söylüyor.
Nerede o?
- Yardım edin! - Yatırın onu.
Ne oldu?
Sokakta bayılmış.
İçeri götürün.
- Hemofili hastası. - Velisi misiniz?
Kanaması durmaz.
Sakinleşin, efendim.
Hemofili hastası...
Serum yolunu çok uzun süre kullanmış.
Antikor oluşmuş ve bu yüzden ilaç etkisiz kalmış.
Yani?
Özel bir rekombinant DNA'dan yapılmış...
...bir Fransız serumu var.
Ama çok pahalı.
Ne kadar?
Muhtemelen binlerce dolarına mal olacak.
100,000 dolar civarı olabilir.
Zatürree ve regl de olmuş.
Hastaneye yatması gerek.
Serumu getirtebilir misiniz lütfen?
Bir yerlerden para bulurum.
GIDA EVİ
Evet, abimin evi.
Ama o evle ne yapacağın...
...beni ilgilendirmez.
Ama senin için yaptığım onca şeyden sonra...
Sorun çıkardın...
...ve hapse düştün.
Şimdi ortaya çıkıp evin üzerine borç mu istiyorsun?
Evin adıma olmasını istemiyorum.
Yapamam.
Bu dükkânı açmak için...
...evin üzerine bir borç aldım zaten.
İstesem de yapamam.
Çilek sever misin?
Denemek istiyorum.
Ülke dışında yaşamak ister misin?
Gideceğiz...
Küçük bir dükkân açarsın.
Ve ben de bir çilek çiftliği işletirim.
Kışın yetiştirildiği için...
...vinil-ev hastalığı olmazsın.
Kim demiş?
Senaryo...
Bir senaryodan bahsediyorum.
Sanırım dublör olacağım.
Çok doğal olduğumu söylediler.
Nefret ediyorum.
Neyden?
Hastalığımdan.
İyi beslenip dinlenirsen, iyileşeceğini söylediler.
İkimiz de...
...birbirimize yük oluyoruz.
Bana yük değilsin.
Uzun yaşamak istiyorum.
Bu yüzden daha sağlıklı ve zengin biriyle tanışmak...
...istiyorum.
Bir süre bir arkadaşımda kalacağım.
Sonra Avustralya'daki amcamın yanına gideceğim.
Gerçekten böyle mi hissediyorsun?
Evet.
Umarım sen de daha sağlıklı biriyle karşılaşırsın.
Ben bebek bile doğuramam.
Bebeğe ihtiyacım yok!
Daha da zorlaştırma.
Senden bir isteğim var.
Söyle.
Boş ver.
Dinlen sen.
Hasta olmayan birini bul.
Söz ver...
Oranın altına gizlice kutularla yüklü...
...bir kamyon park edeceğim.
Üzerine atla...
...böylece fazla yaralanmazsın.
Ya para?
Şimdilik yarısını aldım.
Olay yerinde kalanını alacağım...
...bu yüzden hepsini sen al.
Teşekkürler.
Senden bir isteğim var.
Ne olursa? Ne istiyorsun?
Sadece...
Ölmeden önce gitmek istediğim bir yer var.
Bu yüzden bu sefer ölmek istemiyorum.
Aptal! Ölmeyeceksin!
Endişelenme. Ölecek bile olsan seni kurtaracağım!
Peki, nereye gitmek istiyorsun?
Şimdi değil. Belki sonra.
Endişelenme.
Alaska ya da Afrika. Kesinlikle oraya gideceğiz, tamam mı?
Çok teşekkür ederim, Nam-soon.
Sana borçluyum.
***-hyun.
Konuşmak istemiyor olabilirsin.
Bu yüzden mesaj bırakıyorum.
İçinde eşyalarının olduğu...
...kilitli dolabın şifresi 1130.
Tanıştığımız ilk günün tarihi.
Çok şirin.
Sensiz orada yaşamak istemedim...
...bu yüzden evimi sattım.
Dolaptaki para senin.
Yanında götür.
Ama bir gün Avustralya'ya geleceğim ve seni bulacağım.
Hatta...
...başka biriyle evlenmiş olsan bile...
Bir kez daha benimle karşılaşacaksın. Söz.
Lütfen...
Elveda.
Çok aptaldım ve o zaman söyleyemedim.
Umarım sağlıklı biriyle tanışırsın ve...
...çok uzun bir ömür sürersin.
Yıkımı durdurun!
Defolun! Defolun!
Yıkımı durdurun!
Hey, Nam-soon!
Bilardonun üzerine çık.
Oraya bir ip koydum.
- Tamam. - İşte.
Niye terliyorsun?
Git hadi!
Abi!
- Kim o? - Ne?
Yürekli birinden daha güçlü olan?
Şanslı bir adam!
Sen çok şanslısın!
Kazadan tek kurtulan sensin!
Git hadi! Kamyonu getireceğim!
Alo?
İçeri girdi.
Bana paranın kalanını ver.
Aptal. Önce işi bitir.
- Bol şans! - Hayatım...
Gye-jung! Gye-jung!
1000 polis memuru, protestocuları...
...dağıtmak için içeri girdi.
Protestocular, mecburi tahliyeye...
...karşı koyuyorlar...
Geçim savaşı için anlamlı bir mücadele.
Geliyorlar!
Kahretsin!
İtfaiye arabası geliyor!
Hedef nokta için başlayın.
Kamera hazır.
Arkayı kapatın!
***-HYUN'UM
Kahretsin!
Nam-soon! Nam-soon!
Hayır! Nam-soon!
***-hyun?
***-hyun!
Nam-soon...
***-hyun'a gitmeliyim...
Düştü ve kameraya çektik.
Gitme.
***-hyun...
İyi misin?
Acımıyor.
Ağlama.
Tanrım...
Hayatımda hiç kiliseye gitmemişken...
...bunu istediğim için özür dilerim.
Ama...
...ne kadar dayak yersem yiyeyim...
...ne kadar kanarsam kanayayım...
...artık umurumda değil.
Ama ***-hyun ağladığında...
...o ağlayınca...
...kalbim bin parçaya ayrılmış gibi hissediyorum.
Bu yüzden lütfen ona göz kulak ol.
Onun için ölmem gerekirse...
...ölürüm.
Çeviri: sadness & selsi
ŞUBAT 2012