Tip:
Highlight text to annotate it
X
SANİYEDE 5 SANTİMETRE
1. Bölüm
Hey!
Saniyede 5 santimetre olduğunu söylüyorlar.
Neymiş o?
Kiraz çiçeğinin açılma hızı, saniyede 5 santimetreymiş.
Her şeyi biliyorsun, Akari.
Hey... Aynı kar yağıyormuş gibi, değil mi?
Gerçekten.
Hey!
Beklesene!
Akari!
Takaki-kun!
Seneye kirazların çiçek açışını yine birlikte izleriz, değil mi?
Oukashou
Sevgili Tohno Takaki-sama...
...seninle daha önce temasa geçemediğim için çok üzgünüm.
Çok sıcak bir yaz geçiriyoruz...
...her ne kadar Tokyo kadar olmasa da.
Ama ne olursa olsun, Tokyo'da olmayı tercih ederdim.
Asfalt eriyecekmiş gibi duruyor...
...gökdelenler uzakta da olsalar parıldıyorlar...
...istasyonlarla alış-veriş merkezleri ise buz gibi neredeyse.
En son ilkokul mezuniyet töreninde karşılaşmıştık sanırım.
Neredeyse altı ay olacak.
Hey... Takaki-kun.
Beni hâlâ hatırlıyor musun?
Takaki-kun'a saygılarımla!
Cevap için teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettin!
Sonbahar da geliyor, değil mi? Buraları sonbaharda harikadır.
Dün, ilk kazağımı dolaptan çıkardım.
Tohno-kun.
Senpai.
Bu ne? Aşk mektubu mu?
Hayır değil.
Her şeyi üstüne yıktığım için üzgünüm.
Sorun değil. Az kaldı.
Sağ ol. Hey, başka bir okula geçeceğin doğru mu?
Evet. Üçüncü yarı dönemde.
Nereye?
Kagoshima civarına. Ailemin iş durumuna bağlı.
Demek öyle... Yalnız kalacaksın desene.
Kulüp etkinlikleri genelde sabahın erken saatlerinde başlıyor.
Bu yüzden şu anda trende yazıyorum mektubunu.
Saçlarımı yeni kestirdim.
Kulak hizasına kadar kısaldılar.
Şayet buluşursak, beni tanıyamazsın değil mi?
Ben geldim.
Hoş geldin.
Sen de yavaş yavaş değişiyorsun, değil mi?
Selâmlar. Soğuklar sürüyor. Neler yapıyorsun?
Burada kar, dur durak bilmeden yağmaya devam ediyor.
Bu yüzden okula giderken hep kalın giymek zorunda kalıyorum.
Tokyo'da daha yağmaya başlamadı, değil mi?
Bir türlü alışamadım buraya...
...hava durumunda hâlâ Tokyo'ya da bakıyorum.
Yağmur yağmayacak galiba.
Ama yine de tıkılıp kaldık burada.
Hey, Tochigi'ye gittiniz mi hiç?
Ha? Orası neresi?
Tochigi.
Hayır.
Nasıl giderim peki...
Bilmem... İstasyonda bilen vardır herhalde?
Uzak, değil mi?
Yedekler!
Evet!
Üç hafta kaldı!
Bir-iki! Bir-iki!
Bu dönemde okul değiştireceğini duyduğumda çok şaşırdım.
Ama ikimiz de evdekiler yüzünden okul değiştirmeye alıştık, değil mi?
Kagoshima kadar uzak bir yer bile olsa...
...bu seferki oldukça uzak, değil mi?
Birbirimizi görebilmek için...
...sadece bir trene binmemizin yeterli olacağı günler ne zaman gelecek acaba?
Galiba...
...bir süre yalnızlık çekeceğiz.
Kendine çok ama çok iyi bak.
İyi günler, Takaki-kun!
4 Mart'ta buluşacağımız için çok mutluyum.
Görüşmeyeli bir yıl oldu.
Nedense biraz tedirginim.
Evimin yanında kocaman bir kiraz ağacı var.
İlkbahar boyunca, kirazlar tam yanımda...
...açacaklar çiçeklerini.
"İlkbahara kadar Takaki-kun ile...
...kalabilseydim ne güzel olurdu" diye düşünüyorum.
- Yol üstü bize uğramak ister misin? - Evet, nasıl olsa yağmur yağıyor.
Hava durumuna göre kar yağabilirmiş.
Gittikçe soğuyor diyordum ben de. Mart geldi bile.
Dikkat etmemiz lazım, salgına yakalanmayalım.
Hey, haydi geç olmadan bir şeyler atıştıralım.
Shimokita'da yağmur yağacakmış.
Ah, evet.
Tohno...
Haydi bizim kulübe gidelim.
Oh...
Baksana... Bugün bitiremeyeceğim galiba.
Yolculuk hazırlıkları yüzünden mi?
Öyle de denebilir. Üzgünüm.
Bizim istasyona kadar gelmen benim için çok iyi oldu, ama...
...uzun bir yolculuk olacak, lütfen dikkatli ol.
Konuştuğumuz gibi, 7'de bekleme odasında görüşürüz.
Akari ile görüşeceğimiz gün, gün ortasında kar yağmaya başladı.
Ah, Hey, Takaki-kun!
Kediye bak! Bu Chobi!
Hep buralarda, değil mi?
Bugün yalnız kalmış.
Mimi'ye ne oldu acaba? Çok sevimli gözüküyor, değil mi?
Kitap nasıldı?
Çok sürükleyici. Bir gecede yarıladım neredeyse!
Nereye kadar geldin?
Anomalocaris'in ortaya çıktığı yere kadar.
Cambrian bölümü!
Hallucigenia hoşuma gitti... Buna benziyor.
Güzel, tanıdık gözüküyor sanki.
En çok hangisinden hoşlandın, Takaki-kun?
Sanırım Opabinia.
5 gözlü olan değil mi o?
Akari ile düşüncelerimiz ve hislerimiz birbirine oldukça yakındı.
Tokyo'ya geldikten bir sene sonra...
Akari de aynı sınıfa geldi.
Hâlâ küçüktük ve hassas zamanlarımızdı...
...ikimiz de oyun oynamak yerine kütüphaneye giderdik.
Bu şekilde tanışıp arkadaş olduk.
Bu yüzden sınıftakilerin alay konusu bile olmuştuk.
Ama...
Gariptir, birlikte olduğumuz zamanlarda bunları pek umursamıyorduk.
Sonunda ikinci yıl da aynı sınıfa girdik.
"Birlikte her şeyin üstesinden geliriz"
Nedense, hep bunu düşünüyordum.
Shinjuku, Shinjuku bu yöndeki son istasyonumuzdur.
İnecek olan yolcularımızın...
...JR veya Keiou hatlarına geçiş yapmaları gerekmektedir.
Shinjuku istasyonuna tek başıma ilk gelişimdi.
Daha önce buradan trene binmemiştim.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Biraz sonra Akari ile bulaşacağım.
O çocuk mu, adı neydi?
Kimin?
Biliyorsun, Nisshou'daki çocuk!
Çok zevksiz değil miydi?
Sıradaki durak Musashiurawa. Musashiurawa.
Musashiurawa'da express treni...
...bir sonraki treni beklemek için...
...yaklaşık dört dakika kadar duraklayacaktır.
Yonohonmachi ve Oomiya'ya gidecek yolcularımızın...
Ben Shinohara.
Takaki-kun orada mı?
Akari-chan arıyor.
Ne? Okulu mu değiştireceksin?
Nishi ne olacak peki? Kabul edilmek için çok uğraşmıştık.
Tochigi Devlet Lisesi'ne gitmem gerektiğini söylüyorlar...
Üzgünüm...
Hayır... Özür dilenecek bir şey yok ortada...
...Katsushika teyzemin yanında kalmak istemediğimi söyledim, ama...
...biraz daha büyümeden bunun mümkün olmadığını söylediler.
Üzülme.
Hepsi geçecek.
Tamam...
Üzgünüm...
Telefonu o kadar bastırıyordum ki kulağım acımaya başlamıştı.
Akari'nin çok üzüldüğünü biliyordum, ama...
...elimden bir şey gelmiyordu.
Geçiş istasyonunda, iş dönüş saatine doğru kalabalık artmaya başlamıştı.
Herkesin ayakkabıları kar yüzünden ıslaktı.
Havada...
...karlı bir günün kokusu vardı ve soğuktu.
Dikkat dikkat, tüm yolcularımızın dikkatine.
Utsunomiya treni, Koyama ve Utsunomiya üzerinden geçecek...
...kar yağışı sebebi ile 8 dakikalık bir rötar olacak.
Yaşanan bu aksaklıktan dolayı tüm yolcularımızdan özür dileriz.
O ana kadar trenin gecikme olasılığı...
...aklımın ucundan dahi geçmemişti.
Birden endişelenmeye başladım.
Kar yağışı sebebi ile trenimiz yaklaşık 10 dakika gecikecektir.
Bir dahaki trene yetişmeye çalışan tüm yolcularımızdan özür dileriz.
Oomiya istasyonunu biraz geçmiştik ki…
...evler birden seyrekleşmeye başladı.
Sıradaki durak Kuki, Kuki.
Gecikmeden dolayı özür dileriz.
Toubuisezaki hattına geçecek yolcularımız, lütfen 5 numaralı çıkışa gidiniz.
Sonraki tren iptal edildiğinden...
...trenimiz yaklaşık 10 dakika kadar burada duracak.
Gecikme yüzünden verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı tüm yolcularımızdan özür dileriz...
...lütfen biraz daha bekleyiniz.
Üzgünüm.
Sonraki tren iptal edildiğinden...
...trenimiz yaklaşık 10 dakika kadar burada duracak.
Gecikme yüzünden verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı tüm yolcularımızdan özür dileriz...
Nogi, Nogi...
Tüm yolcularımızdan özür dileriz...
Sonraki tren iptal edildiğinden trenimiz yaklaşık...
Yolcular için sorun olduğunun farkındayız...
İki durak arasındaki gidişimiz inanılmaz uzun sürdü.
Duraklarda da olağandan çok daha fazla bekliyorduk.
Dışarıda kışın acımasız yüzü...
...zaman akıp gidiyor, devasa bir açlık...
...hepsi içimde yavaşça büyüyordu.
Sözleştiğimiz saat geldi ve geçti.
Akari çoktan merak etmeye başlamıştır.
O gün... Telefon ettiği o gün...
Gerçek şu ki, benden çok daha kötü durumda olmasına rağmen...
...bir tek güzel şey söylemediğim için...
...kendimden utanıyorum.
Evet...
...bugünlük ayrılık vakti geldi.
Akari'nin sonraki mektubu altı ay sonra geldi.
İkinci yılın yazında.
Yazdığı her şeyi hatırlıyorum.
İki hafta önce, sözleştiğimiz gün...
Yazdığım mektubu kendi elimle vermek istiyordum.
Duymasını istediğim, ama ona söyleyemeyeceğim şeyler vardı.
Aslında, birçok şey.
Aksaklıklardan dolayı özür dileriz.
Trenimiz Utsunomiya'ya hareket etmek üzeredir.
Koyama, Koyama...
Touho'ya gidecek yolcularımızın, bu durakta inmeleri gerekmektedir.
Morioka'dan gelen Touho trenine binecek yolcularımız...
...lütfen birinci perona gidiniz...
Tokyo üzerinden gidecek yolcularımız, 5. perona lütfen.
Dikkat dikkat, sayın yolcularımız...
...yoğun kar nedeniyle, Ryouke hattı geçici olarak kapatılmıştır.
Yaşanan aksaklıktan dolayı özür dileriz.
Diğer tren gelene kadar, lütfen bekleyiniz.
Ne olursa olsun...
Akari'nin beklediği istasyona gitmekten başka seçeneğim yoktu.
8. perondan hareket edecek olan tren...
...Ashikaga-Maebashi üzerinden Takasaki'ye gidecektir.
Lütfen beyaz çizgiyi geçmeyiniz.
Dikkat dikkat, sayın yolcularımız...
...kar fırtınası dolayısıyla trenimiz geçici bir süre için duracaktır.
Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
Varış süresini şu an için belirleyemiyoruz.
Tekrar:
Kar fırtınası dolayısıyla, trenimiz geçici bir süre için duracaktır.
Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
Varış süresini şu an için belirleyemiyoruz.
Takaki-kun, iyi misin?
Kulüp etkinlikleri genelde sabahın erken saatlerinde başlıyor.
Bu yüzden şu an trende yazıyorum mektubunu.
Nedense, hayal ettiğim Akari her zaman yalnızdı.
Tam da korktuğum gibi, tren neredeyse iki saat boyunca...
...yerinden kımıldamadı.
Dakikalar günler gibi geçiyordu.
Zaman, sanki inat edermişçesine...
...geçmek bilmiyordu.
Dişlerimi sıkıyordum...
...elimden gelen en iyi şey, ağlamamak için kendimi tutmaktı.
Akari...
Lütfen...
...evine...
...dönmüş ol, lütfen!
3 numaralı perondan hareket edecek olan tren...
...Ashikaga-Maebashi üzerinden Takasaki'ye gidecektir.
Trenimiz kar nedeniyle kısa bir süre için duracaktır.
Akari...
Bu harika...
Beğendin mi? Bildiğin Houji çayı.
Houji çayı mı? İlk defa içiyorum.
Yok canım, kesin daha önce içmişsindir.
Gerçekten mi?
Evet.
Sırada bu var... Ben yaptım, tadı konusunda garanti veremem, ama...
...biraz alırsan çok sevinirim.
Teşekkür ederim!
Çok acıkmıştım.
Nasılmış?
Şimdiye kadar yediğim en lezzetli şey.
Abartıyorsun!
Hayır!
Çok acıktığın içindir o zaman.
Gerçekten mi?
Evet.
Ben de biraz alacağım.
Yakında taşınacaksın, değil mi?
Evet... Gelecek hafta.
Kagoshima ha...
Çok uzak.
Evet.
Ama Tochigi de çok uzak.
Eve dönülemeyecek kadar uzak.
Birazdan istasyonu kapatacağız. Gelecek başka tren yok.
Evet.
Kar hâlâ yağıyor, dikkatli olun lütfen.
Peki efendim.
Görebiliyor musun? Şu ağaç.
Mektuptaki ağaç mı?
Evet. Kiraz ağacı.
Hey...
Kar yağıyormuş gibi, değil mi?
Evet, öyle.
O an...
...tüm kalbim ve ruhumla...
...sonsuzluğu hissettim.
Bu, hayatımda geçen 13 yıl boyunca yaşadıklarıma kıyasla...
...hislerimin en yoğun olduğu andı.
Dayanamayacak kadar hüzünlendim.
Akari'nin sıcaklığı, ruhu...
...nasıl söylemeliydim, nereden başlamalıydım?
Bilmediğim şeylerdi.
Bunca şeyden sonra sonsuza dek beraber olamazdık...
...kesinlikle anlamıştım.
Hayatlarımızın daha başındaydık...
...önümüzde sayısız fırsatla dolu koskoca bir ömür vardı.
Ama...
...bir an için gözümde büyüyen korkum hızla eriyip gitti.
Sonrasında aklımda kalan tek şey, Akari'nin yumuşacık dudaklarıydı.
O geceyi...
...bir tarlanın kenarındaki çiftlik ambarında geçirdik.
Eski bir battaniyenin altında, geç saatlere kadar konuşarak.
Uykusuz kalacağımızı bile bile.
Sabah, istasyona doğru yürüdük.
Ve ayrıldık.
Oh...
Takaki-kun...
Takaki-kun...
Kendine iyi bak. Tamam mı?
Sağ ol.
Akari, sen de, iyi bak!
Mektuplaşırız... Telefon açarım!
Ona, yazdığım mektubu...
...kaybettiğimi söylemedim.
O ilk öpücükten sonra...
...sanki tüm Dünya değişmişti.
Onu koruyabilecek kadar güçlü olmak istiyordum.
Her zamanki gibi, sadece bunu düşünerek...
...film şeridi gibi geçen manzarayı izlemeye devam ettim.
1. bölümün sonu: Oukashou
2. Bölüm
Kanae, okuldan sonra sen de gidecek misin?
Evet. Sorun olmaz, değil mi?
Hayır ama düzenli çalış, tamam mı?
Peki!
Tamam!
Günaydın.
Günaydın Tohno-kun. Bugün de erkencisin.
Sen de öyle. Sahil tarafından geliyorsun, değil mi?
Evet.
Sıkı çalışıyorsun.
Eh...
Pek değil ama...
Görüşürüz, Tohno-kun.
Tamam.
Anladınız mı? Karar verme zamanınız yaklaşıyor.
Pazartesi gününe kadar başvurunuzu yapmanız gerek.
Ailenizle konuşun ve formları güzelce doldurun.
Sasaki-san üniversite için Tokyo'ya gidecekmiş.
Vay. Kumamoto'da koleje gidebileceğim.
Sen ne yapacaksın, Kanae?
İşe mi gireceksin?
Hiçbir şey düşündüğün yok, değil mi...
...varsa yoksa Tohno-kun.
Kesin Tokyo'da kız arkadaşı vardır.
Yoktur!
Ah...
Hâlâ cesaret edemedin, değil mi?
Kendimi hazırlamaya çalışıyorum.
Bu kadar üzülmene gerek yok. Hâlâ şansın var.
Senin için hava hoş tabii.
Neden bu kadar acele ediyorsun?
Mezun olmadan bir şey söyleyemem...
Teşekkür ederim abla.
Akşama almaya da gelebilirim.
Hayır, Kabu'ya uğrayacağım.
Sumida, eve mi gidiyorsun?
Evet. Sen de mi, Tohno-kun?
Evet.
Beraber gidelim mi?
Bir köpeğinki gibi kuyruğum olsaydı...
...muhtemelen, heyecanla titremekten vızıldamaya başlardı.
"Ah, iyi ki kuyruğum yok!", içim rahatladı.
Bazen, bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum.
Yine de...
Tohno-kun ile eve dönüş keyifliydi.
Daha en başından beri, Tohno-kun bana göre diğer çocuklardan farklıydı.
Ben Tohho Takaki.
Ailemin mesleği sebebi ile sık sık okul değiştirmeye alışkınım...
...ama bu adayı pek bilmiyorum.
Bundan sonra birlikte çalışacağız.
İkinci yılın o ilk gününde Tohno-kun'dan hoşlanmaya başlamıştım...
...ve aynı liseye gitmeyi istemiştim.
Çok sıkı çalışarak, bir şekilde bunu başardım.
Daha sonraları, onu her görüşümde daha çok sevmeye başladım.
Korkutucuydu, her günüm ıstırapla geçiyordu.
Onu her görüşümde mutlu oluyordum...
...ama ne kadar istesem de yapabileceğim bir şey yoktu.
Tohno-kun, yine aynısını alıyorsun.
Bu iyidir.
Sumida, sen de bir türlü karar veremiyorsun.
Evet!
Ben çıkıyorum o zaman.
Tamam...
Bundan alabilir miyim lütfen?
- 90 Yen. - Tamam.
Teşekkür ederim.
Hoş geldin. Ne aldın?
Sağ ol, karar veremedim...
...Tohno-kun bazen birilerine mektup yazıyor.
O zamanlarda, yazdığı mektupları alanlar içinde olmayı isterdim.
Nedense, her zaman bunu düşünüyordum.
Kabu! Ben geldim!
Kabu, Kabu, ben geldim!
Belediye duyurusu: Bir sonraki vardiyada Sakai Tarım Kooperatifi...
...üçüncü sınıf birinci gruptan Sumida Kanae...
...Itou-sensei tarafından rehberlik odasında bekleniyorsunuz.
Bu senin kız arkadaşın değil mi?
O kız arkadaşım değil.
Sumida, bu dönemden başvurmayan bir sen kaldın.
Üzgünüm...
Bak, daha önce de söylediğim gibi, bunda üzülecek fazla bir şey yok.
Sumida-sensei ile konuştun mu?
Hayır...
Eğer gerçekten karar veremiyorsan, yerel koleje gitmeye ne dersin?
Ama...
Yapacak bir şeyim yoktu...
Bu yüzden...
...ablamın tavsiyesi ile sörfe başlamıştım.
Benim düşüncelerimi en iyi anlayan kişi o'ydu.
Ama yine de içimde bir şey...
Çok teşekkür ederim.
Sağ olun. Görüşmek üzere.
Tohno-kun'un olduğu yere geldiğimde...
...göğsümde bir ağrı oluşmaya başlıyor.
Tohno-kun!
Sumida! N'aber? Nasıl buldun beni?
Motorunu gördüm, geldim. Sakıncası yoktur umarım?
Anladım. Çok sevindim.
Park alanında göremedim seni.
Ben de!
Çok nazikti.
Bazen, ağlayacakmış gibi olurdu.
Hey... Sınavlara girecek misin?
Evet, Tokyo Üniversitesi kabul sınavına.
Tokyo... Anladım. Tahmin etmiştim.
Neden?
Nedense hep uzak bir yere gideceğini düşünmüşümdür.
Sen ne yapacaksın?
Yarın ne yapacağımdan bile emin değilim.
Bence... Herkes öyle.
Nasıl yani! Sen bile mi?
Elbette.
Geleceğini pek de düşünmemiş gibi gözükmüyorsun.
Hayır... Aklım karma karışık.
Sadece yapılabilecekleri planlıyorum.
Anladım.
Demek öyle oluyor.
Kâğıt uçak mı?
Evet.
Hayret.
Saatte 5 kilometre gidiyormuş.
Minamitane Fırlatma Üssü'ne gidiyor.
Bu sene, en sonunda bir fırlatma izleyebileceğiz.
Durmaksızın güneş sisteminde dolaşıp...
...bilgi toplayacakmış.
Kanae ile geleceği konusunda mutlaka konuşmalısınız.
Aklı bir karış havada.
Düzelecektir. Artık çocuk değil.
Bir zamanlar ben de onun gibiydim.
Hey... Kabu, Tohnu-kun da emin değilmiş.
Aynı benim gibi... Tohno-kun.
Gerçekten de...
...hayal edemeyeceğim kadar karanlık ve yalnız bir yolculuk olmalıydı.
Kusursuz karanlığın içinde...
...bir tek hidrojen atomuna bile rastlamadan kararsızca beklemek.
Eminim o uçsuz boşluğun içinde...
...kâinatın tüm sırlarını öğrenebileceğimiz bir yer vardır.
Sonunda nereye vardık?
Ne kadar ilerleyebildik?
Gönderemediğim mesajları ne zaman yazmaya başladım?
Kanae, ne yapman gerektiğini düşündün mü?
Hayır... Hâlâ bilmiyorum. Ama sorun değil. Kararımı verdim...
...elimden geleni yapacağım, acelesi yok. Başlıyorum.
O günden sonra, birkaç fırtına gelip geçti...
...ve ada yavaş yavaş serinlemeye başladı.
Okşayan rüzgârlar tam tersine ürpertmeye başlamıştı.
Gökyüzü sanki yükselmiş...
...bulutlar azalmıştı...
...ve Kabu'nun saldırdığı arkadaşlarım olayı unutmuşlardı.
Dalgaların üzerinde ilk ayağa kalktığımda altı ay geçmişti bile.
Ekim'in ortasında yazdan kalma bir gündü.
Bu akşam hava açık, bildirilen en şiddetli rüzgâr hızı 8 metre.
Sasaki-sun Yamada'ya her şeyi anlatmış.
Vay, tam da beklediğin gibi!
Kanae, bugün çok mutlu gözüküyorsun.
Tohno-kun ile ilgili bir şeyler mi oldu?
Olamaz!
Bugün, ben de...
...Tohno-kun'a her şeyi anlatacağım!
Eğer dalgaların üstüne çıkmayı başardığım gün konuşamazsam...
...bir daha asla konuşamazdım.
Sumida
Toh...
Tohno-kun...
Eve mi gidiyorsun?
Evet.
Güzel.
Birlikte gidelim o zaman.
Sumida, seçebildin mi?
Evet...
Ben...
Sorun ne?
Ben...
...bana.
Hayır...
Neyse... Önemli değil.
Çalışmıyor mu?
Evet... İlginç...
Kötü mü?
Evet... Bu parçalarla çalışması imkânsız gibi. İkinci el mi bu?
Evet. Ablamındı.
Hızlanırken problem çıkartıyor muydu?
Bazen.
Şuraya bırakalım, evdekilerden biri gelip alır sonra.
Bugün de yürüyerek gidelim.
Eh... Ben kendim yürürüm. Tohno-kun, sen önden git istersen.
Çok uzak sayılmaz...
...ben de yürümek istiyordum aslında.
Tohno-kun...
Lütfen...
Ne oldu?
Üzgünüm... Bir şey yok...
Üzgünüm...
Sumida...
Yalvarırım... Lütfen...
...bırak...
...bana iyi davranma!
Ellerimiz havadaki o büyük cisme ulaşmak için...
...bir kör gibi, umutsuzca göğe uzanmak istiyordu...
...ve gözlerimiz uzayın karanlık derinliklerinde...
...parıldayan o noktaya sabitlendi.
Az da olsa, Tohno-kun'un diğer çocuklardan...
...neden farklı gözüktüğünü anlamaya başlamıştım.
Aynı zamanda...
...şunun da farkına varmıştım ki, Tohno-kun asla...
...bana bakmazdı.
Bu yüzden, o gün Tohno-kun'a hiçbir şey söylemedim.
Bana karşı iyi...
...çok iyi olsa da...
...yine de...
Tohno-kun her zaman...
...benden çok daha fazlasını istiyordu.
Onun beklentilerini asla karşılayamazdım.
Öyle de olsa...
...yine de, günler, aylar da geçse, ne kadar geçerse geçsin...
...her zaman umutsuzca Tohno-kun'u seveceğim.
Tohno-kun'u düşünüp...
...ağlayarak uyuyordum.
2. bölümün sonu: Cosmonaut
3. Bölüm
O günü tekrar düşündüğümde...
...eminim, o da aynı şeyleri hissediyordur.
Tokyo'ya gidecek son Chuou Soubu treni istasyona girmiştir.
Yeni yıldan sonra geri dönebilseydin...
Evet... Ama bir sürü hazırlık yapmıştım...
Haklısın. Hep güzel yemekler yap ona.
Tamam.
Bir şey olursa ara bizi, Akari.
Merak etmeyin. Gelecek ay tanışacaksınız zaten, üzülmeyin bu kadar.
Çok soğuk, lütfen eve dönün artık.
Bir rüya görmüştüm.
Hâlâ çocuktuk.
Dün bulduğum mektup yüzünden olmalı.
Mizuno-san.
Ah... Evet!
Müsaitsen görüşebilir miyiz?
Evet.
Bir başkası gibi yaşarken, her tarafı hüzün kaplar...
...güneşte kavrulan çarşafları, banyodaki diş fırçasını...
...ve telefondaki mesaj kutusunu.
Üç sene önce birlikte olduğum bir kız e-postasında...
..."Hâlâ senden hoşlanıyorum, şimdi bile." diye yazmış.
"Ama birbirimize binlerce e- Posta göndersek de...
...muhtemelen kalplerimiz birbirine doğru bir santimetre bile yaklaşamayacak."
Geçen yıllar içinde, hiçbir şeyi umursamadan kendimi zorladım...
...sadece ideallerime ulaşabilmek için. Bu e-posta da bunun en büyük ispatıydı.
Bu anlamsız düşüncelerimin nereden çıktığını...
...hiç düşünmeden, çalışmaya devam ettim.
En sonunda fark ettiğim tek şey...
...kalbimin canlılığını yitirip katılaşmaya başlamasıydı.
Derken bir sabah...
...birdenbire farkına vardım ki...
...hiçbir şeyin tadı kalmamıştı...
...bu da bardağı taşıran son damla oldu...
...ve işi bıraktım.
Dün, bir rüya gördüm.
Çok eski günleri hatırlatan bir rüya.
Daha 13 yaşındaydık.
Tamamen karla kaplı uçsuz bucaksız kırlardaydık.
Uzaktaki evlerin ışıkları parıldıyordu, muazzam bir manzara.
Taze kar tabakasının üstünde hiç iz bırakmadan yürüdük.
Ve...
"Bir gün, kirazların çiçek açışını birlikte izleyebileceğiz."
Hiç kuşku yok ki, ikimiz de...
Aynı şeyi düşünüyorduk.
# Hep seni arıyorum, bir yerlerde bulma ümidiyle #
# Orada olmadığını bile bile #
# Bir mucize olsa da karşıma çıksan #
# İstediğim tek bir şey vardı, o da senin yanında olmak #
# Bunun için yapamayacağım şey yoktu #
# Her şeyi bir kenara bırakıp, sana sımsıkı sarılırdım #
# Sadece yalnızlığımı gidermek isteseydim #
# Gece yıldızlara bakardım ama kendimi kandırmış olurdum #
# Ah zaman, akıp gidiyor #
# Bir kez daha, tembellik ettiğimiz zamanlara dönsek #
# Hep seni arıyorum, bir yerlerde bulma ümidiyle #
# Caddelerde, ya da rüyalarımın içinde #
# Orada olmadığını bile bile #
# Bir mucize olsa da karşıma çıksan #
# Yeni bir sabah, kimim ben artık #
# Ve hiçbir zaman söyleyemediğim kelimeler: "Seni Seviyorum" #
# O yazın hatıraları canlanıyor gözümde #
# Birdenbire kaybolan o çarpıntı #
# Hep seni arıyorum, bir yerlerde bulma ümidiyle #
# Arka sokaklarda, Sakuragi-cho'da #
# Orada olmadığını bile bile #
# İstediğim tek bir şey vardı, o da senin yanında olmak #
# Bunun için yapamayacağım şey yoktu #
# Her şeyi bir kenara bırakıp, sana sımsıkı sarılırdım #
# Hep seni arıyorum, bir yerlerde bulma ümidiyle #
# Her istasyonda, her gazete köşesinde #
# Orada olmadığını bile bile #
# Bir mucize olsa da karşıma çıksan #
# Yeni bir sabah, kimim ben artık #
# Ve hiçbir zaman söyleyemediğim kelimeler: "Seni Seviyorum" #
# Bir tebessümünü görebilme umuduyla arıyorum seni #
# İstasyonda, ekspres treni bekleyenler arasında #
# Orada olmadığını bile bile #
# Dünyaya bir daha gelebilsem, yine seninle olurdum #
# Başka hiçbir şey istemezdim #
# Senden başka hiçbir şeyin önemi yok #