Tip:
Highlight text to annotate it
X
DİŞİ KELEBEK
Çeviri: gitarisyen 14 Kasım 2012
İyi seyirler...
Vule!
Hey, Vule!
- Kim o? - Benim, Zivan.
Tamam, tamam. Bekle bir dakika.
- Gelmişsin. - Öyle.
Güzel. Biraz dalmışım.
Direnmek çok zor. Sürekli bu gürültüyü dinlemek...
- Konsey toplantısı bitti mi? - Bitti.
Peki ne oldu?
- Bir alay insan vardı. - Gerçekten mi? - Gerçekten.
Hoşt! Allah belânı versin, hoşt!
- Ne zaman geleyim? - Sabaha kadar hazır olur, Zivan Usta.
- Yani, burada mı uyuyorsun? - Evet.
- Yalnız mı? - Yalnız.
Korkmuyor musun?
Hayır, neden korkayım ki?
Zivan Usta, şu senin kızın Radojka değil mi?
Evet, o.
Çok güzel, tıpkı bir kelebek gibi.
Geber, lânet olası!
Vule!
Hey, Vule!
İçeri girelim.
Millet! Hey, millet!
Bu gürültü de ne?
Vule ölmüş.
- Ne dedin sen? - Ölmüş... Ölmüş...
Kim ölmüş?
Vule!
Yani, o da?..
- Strahinja, beni korkuttun! - Bütün gün nerelerdeydin?
Buradaydım. Zivan, evlilik için hazır olduğumu duyurdu herkese.
- Yine mi? - Yemin ederim!
Keşke bunu bana söylemeseydin.
Fakat, nasıl söylemezdim?
Ne dedi?
Onu bilirsin işte.
Su değirmeninin üstünde koyunları toparlıyordum, nehre bakıyordum.
Ve suya atlayıp, içinde boğulmak istedim.
Kaç, kaç. Buraya geliyor!
Strahinja, kaç lütfen!
Neden kaçayım ki?
Git, sana yalvarıyorum!
- Burada ne yapıyorsun? - Sürüyü takip ettim.
Eve geri dön!
Unutma, eğer seni bir daha burada görürsem, evden hiç çıkamazsın!
- Zavallı Vule. - Ruhu şad olsun.
- Vule üçüncü oldu. - Hayır, dördüncü!
Bir yıl içinde dört değirmenci.
Sava geri döndü, söylüyorum size.
- Geri döndü. - Biz de onun sakinleştiğini düşünmüştük.
- Çok az huzurumuz var. - Tanrı bu şeytana lânet etsin.
Dostlar, bu masalları dinlemeyin.
Sava Savanoviç yok. Vampirler de yok.
Değirmeni ne yapacağımızı düşünmeliyiz?
Sürekli yaşlı karılar gibi sızlanıyorsunuz. Ekmeksiz kaldığımızı görmüyor musunuz?
Bir şeytanımız yok. Ya da çekineceğimiz kurt adamlar yok.
Peki ya Vule? Tam olarak nasıl öldü?
Nasıl mı? Diğer ölü adamlar gibi.
Zamanı gelmişti, o da öldü.
Şimdi ne olacak? Bu yüzden buğdayımızı çürümeye mi bırakacağız?
Doğru, haklısın.
Değirmen olmadan yaşayamayız! Zaten buğday kıtlığında zorlukla idare ediyoruz!
Dostlarım ve sevgili kardeşlerim, dinleyin.
Cesaretimizi toplayıp korkularımızla yüzleşelim ve birkaç gece orada uyuyalım.
Haydi, kim benimle?
Ben derim ki, kardeşlerim; bir kez daha denemeliyiz. Başka bir değirmenci bulalım!
Peki ama bu yeni değirmenci kim olacak? Hiç kimse bu işi yapmak istemiyor!
Belki de gerçek bir rahibimiz olsaydı, duaları işe yarardı ve onu kullanabilirdik!
Sredoje'den mi bahsediyorsun? Hani şu, etrafta tembelce dolaşıp şakalar yapan?
Bazen şakalar yapıyor olabilirim, ama çalışırken...
...işe yarar gözüksün diye hiç de yalan söylemiyorum.
Şu anda çalışmaman iyi bir şey, yoksa buna inanabilirdim!
Ellerinizi üzerimden çekin, ben kutsal bir adamım!
Haydi.
İyi günler, Zivan Usta.
Size "iyi günler" dedim!
Ne istiyorsun?
Zivan Usta, buraya kızınızı istemeye geldim.
Gerçekten mi? Kim için istiyorsun?
Kendim için, başka kim olabilir?
Bunu beklemiyordum.
Gerçekten evlenmeye karar verdin, öyle mi?
- Evet. - Radojka ile mi diyorsun?
Radojka'yla.
Peki, onu nerede yaşatacaksın? Şu kulübede mi?
Orası annem için iyi bir evdi, eşim için de iyi olacaktır.
Ya karını nasıl besleyeceksin?
Bunu bana neden soruyorsunuz?
Fakir olabilirim ama sağlıklıyım, çalışırım!
Daha ne bekliyorsun?
Bana bir cevap vermenizi bekliyorum!
Öyleyse oldukça uzun bir süre bekleyeceksin.
Sorun değil, benim acelem yok.
O zaman ölene kadar bekleyeceksin.
Madem iş bu noktaya geldi, öyleyse size bir şey söylemem gerek, Zivan Usta.
Eğer bana izin vermezseniz, ben de sizin izniniz olmadan alırım onu!
Defol! Haddini aşıyorsun!
Şunu da bil: Eğer tekrar evime gelirsen, kafanda bir delik açarım.
Kesin kararını verdin mi?
Bunu çok düşündüm. Başka bir seçenek yok.
- Ya evin? - Umurumda değil.
Ayrıca, neden bir eve ihtiyacım olsun ki?
İçinin tozlanmaması için mi? İçinde mutsuz olmak için mi?
- Peki, nereye gideceksin? - Bilmiyorum.
Herhangi bir yere, çok uzaklara...
Ben ne yapacağım?
Sen mi?
Beni gerçekten böylece bırakabilecek misin?
Neden? Başka adamlarla evlendiğini görmek için kalayım mı?
Podsavina'ya gideceğim. Nasılsa bir şekilde idare ederim.
Burada kalmaktan iyidir.
Burada neyim var? Hiç.
Ya bana ne olacak?
Çok geçmeden evlenirsin.
Hangi adama ait olacağını kim bilir?
Radojka!
Ne yapacağımıza karar vermenin zamanı geldi.
Yıkalım onu!
- Ne diyor? - Değirmeni yıkıp yenisini yapalım.
Hayır, kardeşlerim. Bunu neden yapalım ki?
Yerin dibine gömelim onu!
Sen karını yerin dibine göm!
Siktir oradan!
Kesin şunu!
Durun, durun!
Böyle olmaz.
Hey, Strahinja!
Nereye gidiyorsun? Gelip, bizlere katılsana.
Yapamam, acelem var.
Saçma! İşini unut, biraz da olsa bizimle bir içki iç!
- Nerelerdeydin? - Evde.
Gel, gel. Biraz keyfine bak.
Bu boş.
Aman Tanrı'm, gerçekten öyle!
Bir dakika, lütfen.
Ne oluyor burada? Konsey toplantısı mı yapıyorsunuz?
Korkarım öyle. Başımız dertte.
Neden?
Artık değirmencimiz yok.
Fakat Vule, değirmenci değil miydi?
Vule...
...öldü. Görünüşe göre, öldürüldü.
- Öldü mü? - Ruhu şad olsun.
Ve şimdi sevgili Sale, başka bir değirmenci bulamıyoruz. Can sıkıcı bir sorun.
Böyle büyük bir köyde tek su değirmeni var ve onu işletecek kimse yok.
İşte buyur, Sale, oğlum.
Seni epey uzun süredir görmemiştim.
Bilirsin, seni kendi oğlumuz gibi severiz.
Sale, sevgili oğlum.
Sevgili oğlum.
Bizim değirmencimiz olur musun? Bu sıkıntılı zamanımızda bize yardım eder misin?
Yardım et bize, kardeşim! Çocuklarımız aç ve ekmeksiz.
Neden ben?
Yalvarıyoruz sana! Eğer bize yardım etmezsen...
...çıplak dişlerimizle buğday öğütmek zorunda kalacağız!
Tamam, yapacağım.
Ama yalnızca bir süreliğine. Paraya ihtiyacım olacak.
Yol için hazırlık yapıyorum.
Tanrı seni korusun, evlat.
Hep söylemez miyim; Strahinja bizim onun gibi olmayı iki kere dilediğimiz adam diye?
Haydi millet, bunun şerefine içelim!
Haydi Strahinja, iç.
- Haydi, gir içeri! Haydi, önce sen! - Sen de gel. - Tamam, geliyorum.
Hey, Strahinja!
Ne şanssızlık!
- Tam da ihtiyacımız... - Sızlanma, en iyisi geride kalanları toplayalım.
- Tamam. - Haydi, gidelim.
Strahinja, sen misin?
Benim.
Tanrı aşkına, yaşıyor musun?
Yaşıyorum, evet.
Söylesene bize, dün gece ne oldu?
- O muydu? - Oydu.
Sava Savanoviç?
Size söylemiştim ben.
Onu kendi gözlerinle gördün, değil mi?
Baba ve Oğul adına.
- Tanrı bizi korusun. - Tanrı bizimle olsun.
Bu bir mucize!
Hey, millet, Sava Savanoviç'i tanıyanınız var mı?
Sadece mezarının olduğu bölgeyi biliyoruz.
Onu kim tanıyabilir ki? Yüz yıldan uzun bir süre önce öldü.
- Bu konuda bize bir şey söyleyebilecek birini biliyorum. - Kim?
İhtiyar kadın, Mirjaniçka.
Eminim biliyordur.
Onun bu konuda bir şey söyleyebileceğinden şüpheliyim, herhangi birinin de.
Haydi.
Gelin, gelin buraya.
- Lütfen, sor ona. - Hayır, ben değil.
Eğer başkası yoksa, ben sorarım.
Büyükanne Mirjana!
Daha yüksek sesle!
Büyükanne Mirjana!
Daha iyi yapabilirsin.
Daha iyisini yapamam.
- Daha yüksek sesle. - Bekleyin. Ben deneyeceğim.
Büyükanne Mirjana!
Niye bağırıyorsun?
Büyükanne, Sava Savanoviç hakkında bir şey biliyor musun?
Sen nerelisin, evlat?
Biz Zaroshje konseyindeniz.
Güzel, güzel.
Sava Savanoviç'i tanıyor musun?
Haydi büyükanne, Sava Savanoviç'i tanıyor musun?
Sava Savanoviç mi?
Ben bir şey bilmiyorum tatlım, yemin ederim.
Bu kadar yeter.
Sava mı dediniz?
Sava'yı tanıyorum.
Çok çirkindi.
Mezarı nerede?
Ne dedin?
Dedim ki; mezarı nerede?
Onun mezarı! Mezar! Nerede o?
Kimin mezarı?
Sava'nın mezarı!
Ha, Sava'nın mezarı! Ben bir şey bilmiyorum tatlım, yemin ederim.
Bu, böyle bir yere varmayacak.
Sava'nın mezarı mı dediniz?
Tam şurada!
Nerede?
Şuradaki yolda, bir hendeğin yakınında.
Bir karaağacın altında.
Zaman kaybından başka bir şey değil. Bütün bu yürüyüş beni öldürdü.
Kardeşlerim, bunu neden yapıyoruz?
Bütün bunların bir anlamı yok.
- Yaşlı bir kocakarının dediklerini yapınca elinize ne geçecek? - Dinleyin!
Merasim için bize bir at gerekecek.
Yaşlı herif, bunu bize neden daha önce söylemedin?
İlk olarak bir aygır bulmalıyız. Sonra bir kazık ve kutsal su hazırlamalıyız.
- Bizim köyde kimin bir aygırı var ki? - Zivan, yalnızca onun var.
O piç kurusunun mu? Bize vermez.
Tanrı seni korusun, kardeşim.
Dinleniyorsun, öyle mi?
Neden buradasın?
Mirjaniçka ile yapılacak bazı işlerim vardı.
İhtiyar kadına Sava Savanoviç'i sormak gibi, öyle mi?
Hayır, hayır. Bekle, bunu nasıl bildin?
Çocuklardan daha betersiniz. Kurt adam avcıları. Kendinizden utanın.
Kardeşim, senin bir atın yok muydu, bir aygır?
Var. Neden soruyorsun?
Benim kısrakla çiftleştirmem gerek.
Orada, ahırda. Al, götür.
Kardeşim, o genci neden reddettin?
Kimi?
Strahinja.
Öyle mi yapmışım?
Öyle yapmışsın.
Neden kızı ona vermiyorsun?
Kardeşim, eğer bana bunu sormaya geldiysen lütfen git. Kapı orada.
Dün gece değirmende uyuyan kimdi?
Djemo, onu yönlendirme. Bırak kendi gitsin.
Daha iyi bildiğini sanıyorsan, sen yap.
Kardeşlerim, ne olduğuna bir bakın; bir atın insanlara liderlik etmesine izin veriyoruz.
Bir atı takip etmek, bir ahmağı takip etmekten daha iyidir.
Ben burada kalıyorum.
Ben de.
Kapa çeneni!
Ne oldu?
Mezar burası mı?
Mezar burası!
Pekâlâ, kazmaya başlayın.
- Burası. - Kazmaya devam edelim mi?
Devam edin.
Devam edin, durmayın.
Tut şunu.
Dua et!
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına! Amin!
[Eski Slav diliyle dua ediyor.]
Rahip, kelebeği kolla.
Şimdi!
Devam et!
Rahip, kutsal su, çabuk ol!
Dök!
İşte orada, yakalayın onu, yakalayın onu!
Allah kahretsin, gitmesine neden izin verdiniz?
Kelebeği kaybettik.
Neden şimdi kalkmıyorsun, ha?
- Hoşgeldin büyükanne. - Tanrı seni korusun.
Şerefe, rahip!
- Ağzın mı kurudu? - Evet, kurudu.
Hey, kızdan vaz mı geçecek?
Geçmeyecek.
Ama neden?
Ben fakirmişim. Kızının o derme çatma kulübede...
...yaşamasına izin vermeyeceğini söyledi.
- Öyle mi dedi? - Evet.
Şansın yokmuş.
Bu kadar yeter, Cjeba.
Bu köydeki her adam memnuniyetle kızını sana verir. Haksız mıyım?
Ve o piç kurusu bunu dinlemiyor bile.
Adam gerçekten aşık, bu kız yüzünden evini ve her şeyini bıraktı.
Radojka'nın babası bile değil; amcası ya da öyle bir şeyi mi ne?
Aralarındaki ilişkiyi kim bilebilir ki?
Aptal olma, Strahinja. Eğer Radojka seni seviyorsa, gidip onu al!
Kes şunu, Cjeba.
Ne yapılacağını biliyorum.
Ben de seninle geleceğim.
- Başka kim var? - Ben!
Durun millet, durun. Önce rahibe sorun, günaha girmeyin.
Bu durumda bir kızı kaçırmak günah değil, doğru mu?
Tabii, tabii.
O iyi kalpli bir adam.
Peki onunla yatmak?
Tabii, tabii.
Bu günah değilse, ben de gidiyorum!
Radojka!
Radojka!
- Kim o? - Benim, Strahinja, korkma.
Ne istiyorsun?
Seni kaçırmak!
Strahinja, bunu nasıl yapabilirim?
Korkma.
Hadi, hadi, ne yapıyorsunuz?
Tebrikler, kardeşim. İkinizin de mutlu olmasını dilerim!
Kalk, seni yakalayacak!
Ben kalıyorum, bırakın beni yakalasın.
- Nice uzun yıllara! - İşte bizim gerçek kocamız.
Şükürler olsun, bir günün içinde hem bir kahramanımız hem de bir değirmencimiz oldu.
Sana iyi şanslar.
Ne güzel bir elbise, ve böylesine bir saç!
Güzel, çok güzel.
Gitmedin mi?
Gitmedim.
Neden?
Öylesine.
Tekrar beni terk edeceksen, dönmemeliydin.
Seni asla terk etmeyeceğim, asla! Yemin ederim!
Görürsünüz siz, orospu çocukları!
Tanrı aşkına, yeter.
Sen iyi bir kocasın, işte, iç biraz!
Hey millet, bu iki adamın manevi baba olmasını öneriyorum.
Buna bir şey diyemem.
Ve büyükanne Milenija'nın kızı bu gece koruması gerek.
Kimden koruyacak?
Bu gelenek. Her şey kurala uygun olmalı.
- Bu işler böyledir. Şeytan asla uyumaz. - Öyleyse sen geceleri fikir alamıyorsundur.
Ve yarın sabah, dosdoğru kiliseye gideriz.
Rahibin nikâhı kıymak için çok sarhoş olmayacağını umarım.
Bu gece yalnız mısın?
Yalnızım.
Gelebilir miyim?
Gelebilirsin.
Rado, sevgilim.
Benim küçük tavuğum.
Büyükanne Milenija, kızı korudun mu?
Hey kuşlar, kalkın artık, rahip burada!
Yeter artırk, birazını da bu geceye bırakın.
Çeviren: g i t a r i s y e n
gitarisyen@turkcealtyazi.org gitarisyen@gitarisyen.com