Tip:
Highlight text to annotate it
X
18 Ekim 1950'de...
...İngiliz Parlamentosu'nun bir üyesi, Avam Kamarası'nda söz alarak
...Dış İşleri Bakanı'na bir soru yöneltti.
Gerçek bir casusluk olayını anlattığını iddia eden...
...ve eski bir Alman askeri ataşesi tarafından yazılan bu kitap...
...şaşırtıcı bir vakanın detaylarını ortaya koyuyor ve...
...1944 yılında Majestelerinin Türkiye Büyükelçiliği'nde...
...Normandiya Çıkartması'nın planları da dahil...
...yüzlerce gizli sırrın çalınarak Almanlara iletildiğini anlatıyor.
Bu olağanüstü suçlama hakkında bir soruşturma yürütülmüş müdür?
Gelecekte böylesi inanılmaz bir güvenlik ihmalinin...
...önüne geçmek için tedbirler alınmıştır.
Ancak, üzüntüyle kabul etmek gerekir ki...
...saygıdeğer üyemizin atıfta bulunduğu hikâye de gerçektir.
Bu gerçek bir hikâyedir.
Filmde yer alan tüm dış sahneler, hikâyenin geçtiği mekanlarda çekilmiştir.
BEŞ PARMAK
Kati olmak gerekirse, hikâyemiz 4 Mart 1944'te başladı.
II. Dünya Savaşı'nın geniş cephelerinde meşakkatli çarpışmalar olurken...
...güneş, tarafsız Türkiye'nin üzerinde huzurla parıldıyordu.
Aynı gece 4 Mart 1944'te...
...bir Türk Bakan, diplomatlar topluluğu onuruna bir resepsiyon düzenlemişti.
Yer Ankara, tarafsız Türkiye'nin başkenti.
Ekselansları beni mazur görsün, ancak başıma bir ağrı saplandı.
Aynı ağrı bende de var.
Uzun süre ayakta durmaktan olmasın?
Uzun süre dinlemekten. Wagner beni hasta ediyor.
Bay von Papen, umarım ülkeniz kıymetinizi anlar.
Siz gördüğüm tek tarafsız Alman'sınız.
Sizin kadar güzel bir hanımı en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum...
Sizin kadar iştahlı yiyeni de...
Salatadan biraz daha alabilir miyim lütfen.
Kimse Türk yemeklerini benim kadar takdir edemez.
Yine de diplomatik bir resepsiyonda gerçek bir akşam yemeği yeme ihtimali...
Bugünlerde yediğim gerçek akşam yemeklerinin sayısı...
...davet edilme şansı bulduğum resepsiyonların sayısına eşit.
- Şampanya? - Biram var, teşekkür ederim.
Hep merak etmişimdir Kontes. Varşova'dan neden ayrıldınız?
Bombalar yağıyordu. Hedeflerinde olduğumu düşündüm.
O zaman neden buraya geldiniz? Siz ve mütevefa kocanız...
...uzun süre İngiltere'de yaşadınız, orada dostlarınız vardı.
Londra'da bombalanmanın, Varşova'da bombalanmaktan...
...daha alımlı olacağını akıl edemedim.
Ama anavatanınıza dönebilirdiniz, Fransa'ya.
Alman yanlısı Leh Kont'un fakir dul eşi olarak mı?
Cesaret gerektirir. Bendeyse hiç yok.
Bizim korumamıza itimat edebilirdiniz.
Şu an Polonya'da bulunan arazilerimi...
...ve mülkümü koruyorsunuz anladığım kadarıyla.
Kimin elindeler?
Mareşal Goering. Sanırım.
Afiyet olsun hanımefendi. Her zaman olduğu gibi, keyif vericiydi.
-Bay von Papen. - Evet?
Bay von Papen, paraya ihtiyacım var.
Sizin için zor günler bunlar, bilirim.
Lütfen bir an için diplomasiyi bir kenara bırakın.
Bana yardım edebilirsiniz.
Hiçbir şey beni daha fazla mutlu edemez; yardımım dokunabilirse.
Bana ait olanları geri istiyorum.
-Ne yazık ki savaştayız. - Savaştan sonra o zaman.
Size her türlü güvenceyi verebilirim.
Ama bu arada size hizmet edebilirim, Almanya'ya...
...eğer kıymetim anlaşılırsa sonrası çok daha kolay olur.
Kıymetiniz nasıl anlaşılacak?
Ankara'da yaşayabilmem için bana bir varlık sağlayın.
Avans olarak verin. Karşılığını almanızı sağlarım.
Bir erkek olarak, akıllı bir ev sahibesinin...
...ne denli bir bilgi kaynağı olabileceğimi iyi bilirsiniz.
Kontes Staviska...
...Alman hükümetinin sizi casus olarak kullanmasını mı öneriyorsunuz?
Geçimimi temin etmeyi öneriyorum.
Bu pis ve nankör bir iştir.
Pistir ama nankör değildir.
Para açısından olmayabilir.
Başka hangi açılar var?
Özür dilerim. Korkarım bu mümkün değil.
Ben ne yapacağım öyleyse?
Dostlarınızdan ricacı olun.
İstediğim birisi yok.
Ve olsa bile, açıkçası buna paraları yetmez.
- Affınızı rica ederim. - Evet?
Ekselansları, İngiliz Büyükelçisi az önce geldiler.
Bu kadar çabuk mu?
Belki bir sonraki resepsiyonda daha uzun sohbet ederiz hanımefendi...
...gecenin son yarısında sıra bende olduğunda.
Tarafsız kalmanın iyi yönlerinden biri. Erken gelip geç kalkabilirsiniz.
Belki de sohbetimize İngiliz Büyükelçisiyle devam ederiz ha?
Bay Moyzisch, lütfen maaşınızdan başkaca bir gelir kaynağınız varmış gibi
...bakmayın bana..
-Ekselans. - Evet?
- Kontes Staviska. - Ne olmuş ona?
Söylediği bir şeyden anladığım kadarıyla...
...sanırım paraya ihtiyacı var.
Sen de mi Moyzisch?
Sizi temin ederim ekselans, konuyu açan ben değildim.
- Yine de bana öyle geliyor ki.. - Hayır.
Pek çok dostu var, pek çok kaynağa ulaşabilir.
-Kesinlikle hayır. İyi geceler Moyzisch. - İyi geceler ekselans.
-Bağırma. Beni ofisine götür. - Ne istiyorsun?
Şu ışığın altından çekilelim.
Aptallaşma Moyzisch.
Sana hayatının fırsatını getirdim.
Şu an doğru kararı verirsen...
...Alman Dışişlerinin gıpta edilen adamı olursun...
...ya da hayat boyu diplomatik bir uşak olarak kalırsın.
Ayrıca bir hırsız olsaydım, senden ne çalabilirdim ki?
Teklifimi yapmadan önce, şefinden başka kimseye...
...tek kelime etmemen konusunda seni uyarayım.
Hayatım senin ağzı sıkılığına bağlı olacak.
Kabul etmek istemediğim bir sorumluluk.
Bence başka şansın yok. Senin hayatın da buna bağlı olacak.
-Teklifini ilet. - Hay hay.
Elime, Çok Gizli olarak nitelenen, İngilizlere ait bazı belgeler geçti.
Hükümetin için paha biçilemez değere sahip askeri ve siyasi belgeler.
Onları satmaya hazırım.
Fiyatı 20,000 pound. İngiliz poundu. Sterlin.
20,000 pound? Kimsin sen?
Ben bir casusum, kuşkusuz.
Ve hayatını böyle kazanıyorsun, casuslukla?
Pek sayılmaz.
Ama hayatımın büyük bölümünü bu güne hazırlanmakla geçirdim.
Bildiğim kadarıyla, tarihte hiçbir casusa...
...hiçbir bilgi için 20,000 pound ödenmemiştir.
Tarihte hiçbir casusun eline benim satacaklarım geçmemiştir.
Ayrıca casuslar kötü işadamlıklarıyla ünlüdürler.
Pek çoğu vatansever, hayal kırıklığına uğramış liberal ya da şantaj kurbanıdır.
Çoğu zaman işe duygularını katarak pazarlık güçlerini zayıflatırlar...
... ve bu da iş konusunda makul kararlar vermelerine engel olur.
Sen, Alman hükümetinin, sözde gizli bir takım belgeler için...
...ne idüğü belirsiz bir amatöre 20.000 pound vermesini makul bulur musun?
Sözde değil. Gizli de değil.
En gizli. Çok gizli.
Öyle olduklarına eminim.
Şimdi, yapmam gereken daha ciddi işler var.
Sana yolu gösterecek birisini bulayım.
Moyzisch.
Anlaşılan ikimizin yerine de ben düşüneceğim.
Öncelikle, von Papen'i teklifimden haberdar edeceksin.
Doğal olarak o da Berlin'e soracaktır.
Teklifimi düşünmek için size üç gün vereceğim.
Mart'ın 7'sinde, öğlen saat üçte..
...seni buradan arayıp bana gelen mektubu alıp almadığını soracağım.
Kendimi Pierre olarak tanıtacağım.
Hayır dersen, beni bir daha hiç görmeyeceksin.
Evet dersen; bu, teklifimi kabul ettiğiniz anlamına gelecek.
-Ama daha fazla bilgi gerek. - Kabul ederseniz...
...aynı gece saat 10'da geri döneceğim.
O zaman belgelerin fotoğraflarını içeren iki rulo film alacaksınız.
Ben de sizden 20.000 pound'u alacağım...
...küçük miktarlarda İngiliz banknotları.
İlk teslimatı uygun bulursanız...
...arkası gelecek.
Sonraki her film rulosu için fiyat 15,000 pound olacak.
- Her şey açık mı? - Açık değil.
Belgeler ne? İçerikleri ne?
Yanımda örnek getirmeyi akıl edemedim. Ama, öncelikle...
...İngilizler, Türklerle savaşa olası iştiraklerini görüşüyor.
Tamamen tahmin meselesi.
Dakika dakika konuşmaları var. Von Papen bilgilendirici bulacaktır...
- Ve korkutucu. - Başka ne var?
Müttefiklerin Balkanlardaki bombardıman hedefleri ve zaman çizelgesi
Nerede, ne zaman, kimler tarafından ve kaç kez?
-Tahran Konferansının gizli dakikaları. -Başka?
Aç gözlü olma Moyzisch. 20,000 pounda ne bekliyorsun ki?
Bu bilgileri nasıl ele geçirdin?
Orası seni ilgilendirmez. Kim olduğum da.
Ve lütfen peşime birilerini takma.
Bu konuda hiç becerikli değilsiniz..
...sürekli izlediğiniz kişilerin önüne geçiyorsunuz.
Kader bu gece sana elini uzattı.
Kabul et ve o eli tut. İyi geceler Moyzisch.
- İyi akşamlar, Diello. - Resepsiyon güzel miydi efendim?
Diplomatik resepsiyonlar hiçbir zaman güzel olmazlar.
Gerekli ya da gereksiz, başarılı ya da başarısız...
...ya da bağlayıcı olmayan.
Yüzler güzel olabilir, ancak...
- ...nedenler asla. - Yardım edeyim efendim.
Güzel yüzlerden bahsetmişken...
...sen Kontes Staviska'nın hizmetindeydin değil mi?
Polonya Elçiliğine bağlıyken mütevefa eşinin hizmetkarıydım.
Bu akşam resepsiyondaydı.
Kendisini yıllardır görmüyordum.
- İyi mi efendim? - Her zamanki gibi büyüleyici...
...ama durumu iyi değil.
Anlaşılan Naziler tüm mal varlığına el koymuşlar.
Bunu duyduğuma üzüldüm. Büyük servet sahibi bir hanımefendiydi.
Varlık ona yakışıyordu, iyi de kullanıyordu.
Cömert ve mükemmel bir ev sahibi, Kontes Staviska.
- Evet efendim. - Tanıdığım herkesten daha çok.
Yaşadığı ve sevdiği o dünyanın sembolüydü. Hiç bitmeyeceğini sandığı...
Sınırsız güzellik, lüks ve hoşgörü dünyası.
Güzel günlerdi efendim.
Sonsuza dek geçtiler, korkarım.
Umalım da öyle olmasın efendim.
Türk gazetelerini ve günlüğünüzü başucunuza koydum efendim.
-Evet, teşekkürler. - Bir saniye efendim, ilacınız.
Bir kez olsun herhangi bir şeyi unutabilme ihtimalini ...
...düşündüğün oldu mu? - Sık sık efendim.
Üstesinden gelebileceğini zannetmiyorum.
Ben de efendim.
-İyi geceler Diello. - İyi geceler ekselansları.
Berlin sevkiyatı az önce elimize ulaştı.
'İşlem onaylandı. Her türlü tedbiri alın.
Ajanın kimliğinin tesbiti gereklidir.
Belgeler elinize ulaştıktan sonra derhal rapor bekliyoruz.'
Kaltenbrunner imzalı.
Her türlü tedbiri alın derken ne demek istemişler efendim?
Filmleri tab ettikten sonra inceleyip...
...gerçek ve işe yarar olduklarına kanaat getirmedikçe ...
...parayı teslim etmeyeceksin.
- Bu büyük bir sorumluluk. - Evet öyle.
Para bu sabah Berlin'den kurye ile geldi.
20,000 pound.
İçinden bir şey almadım, Moyzisch. Kendi büronda sayabilirsin.
Evet efendim. Öyle bir maksadım yoktu inanın...
- Bu işi tek başına halledebilecek misin? - Evet efendim.
Ya filmlerin tab edilmesi?
Fotoğrafçılık hobimdir. Karanlık odayı sıklıkla kullanırım.
Güzel. Bu işi ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur.
Özellikle de bizi aldatacak olursa.
Şahsen...
...ben bu işte bir bit yeniği sezinliyorum.
Adam kurnaz bir dolandırıcı...
...hatta bize yanıltıcı bilgi vermeye çalışan bir İngiliz ajanı bile olabilir.
Onun hakkında senin izlenimin nedir Moyzich?
İyi eğitim almış bir özel ajan olarak nitelerdim efendim...
...dış ilişkiler kariyeri olan biri.
İngiliz elbette.
Oxford kökenli bir aristokrat...
O tipleri bilirsiniz efendim...
...küstah, şımarık, alaycı ve tümüyle yozlaşmış.
Fevkalade.
Bu arada, kendisine bir de kod adı verildi...
...'Çiçero'.
-Artık Çiçero olarak anılacak. - Çiçero mu?
Bu ismi bizzat Ribbentrop seçti.
- Özel bir sebebi var mı efendim? - Bildiğim kadarıyla yok.
Ribbentrop'un, hayret verici bir şekilde, Çiçero adını duymuş olması hariç elbette.
- Evet efendim. - Hepsi bu kadar, Moyzisch. İyi şanslar.
Ve gözünü dört aç. Üzerinde büyük bir yük var.
Evet efendim.
Parayı unutmuşum.
-Parayı getirdiğini görüyorum. - Sen filmi getirdin mi?
Ben sayarken bana bir içki hazırlamaya ne dersin?
Scotch viski. Eminim biraz vardır.
Teşekkür ederim.
Tarafsız bir ülkede görev yapmanın güzel taraflarından biri de bu.
...Siz Almanlar, Scotch viskinin hasını içebiliyorsunuz...
...ve düşmanlarınız da işkembelerini o güzel Alman birasıyla dolduruyor.
-20.000. Aferin, Moyzisch. - Film.
Hemen değil. Ben filmleri tab edene dek beklemelisin.
Sadece bir kaç dakika sürer. Emirlerim böyle.
Madem ısrar ediyorsun, bu seferlik öyle olsun.
- Filmi kendin mi tab edeceksin? - Evet
Öyleyse bunu içsen iyi olur.
Kelebek gibi titriyorsun. Kanatlarını güçlendirir.
Kapı kilitli olacak. Senden başka kimseye açmam.
'Türk hükümeti...
...savaşa tam destekle...
...açık müdahil olarak katılmayı...
...teklife hazırdır'
Kapıyı aç. Moyzisch.
Enteresan pozlar, değil mi?
Belgeler gerçeğe benziyor.
Cafcaflı konuşmayı bırak, Moyzisch.
Hükümetim, seninle ileriye dönük anlaşmalar yapmak için beni yetkilendirdi.
Onlara fiyattan bahsettiğini varsayıyorum. 15,000 pound...
...her film rulosu için.
- Bunu nasıl... - Kendi kendime dedim ki...
...Alman Büyükelçiliği'nde ataşe olsam..
...hangi şifreyi kullanırdım? - Ne cüretle?
1-30-33, Hitler'in iktidara geldiği tarih.
Herhalde Almanya'daki kasaların yarısını açar bu şifre...
...diğer yarısını da Hitler'in doğum günü.
Hayal gücünden ne kadar yoksunsunuz böyle.
Hemen bozulma Moyzich. Almaya değecek başka bir şey yoktu.
Hükümetim rulo başına 10.000 pound ödemeye hazır, fazlası olmaz.
Pazarlık yapmayacağız Moyzisch. Bu belgeler için hayatımı riske atıyorum.
15 tanesi, her biri 1,000 pounda, makul bir fiyat. Ödeyeceksiniz.
Ancak bir şartla. Amirlerim kim olduğunu...
...ve bilgiyi nasıl elde ettiğini öğrenme konusunda ısrarlı.
- Neden? - Çünkü...
...kim olduğunu bilmediğimiz bir ajanı kendi emrimizde çalıştırmamız mantıksız.
Ben sizin emrinizde çalışmıyorum. Bunu kesin olarak anlayın.
Yine de aynı. Bilmemiz gereken...
Hakkımda hiçbir şey bilmeniz gerekmiyor.
Şu kadarını söyleyeyim. İngiliz Büyükelçiliği'nde çalışıyorum.
Er ya da geç bunu öğreneceksiniz nasılsa. İsmime gelince...
Sana bir kod adı verildi, Çiçero.
Çiçero. Asalet adamı, hitabet...
...ve tatminsizlik.
- Bu adı sevdim. - Bir daha ne zaman film getireceksin?
Bir hafta sonra, aynı saatte. Parayı hazır et.
Ve Moyzisch, kasanın şifresini de değiştir.
Ben bir tane önerebilir miyim? 6-18-15'i dene.
Waterloo Savaşı'nın tarihi. İyi geceler.
-Sen miydin Diello. - Rahatsız etmiyorum ya hanımefendi?
Hem de hiç. Seni görmek her zaman memnuniyet verir.
Gelsene.
Ceketini çıkar, otur ve dedikoduları anlat bana.
Akşam yemeği için bir randevum var...
...ama kendisi müsteşar ve beklemeye alışık.
Dikkate değer bir müsteşar mı hanımefendi?
Müsteşarlar hiçbir zaman dikkate değmez Diello.
Belki bu yüzden beni yemeğe çıkarıyorlardır.
Bana kalırsa daha çok,, sizin yanınızda kendilerini...
...büyükelçi gibi hissetikleri içindir.
Tanıdığım tüm diplomatlar arasında, en iyisi yine sensin.
Bu kadar az uşak tanıyor olmanız benim talihim.
Diello, lütfen. Seninle bunu daha önce konuşmuştum.
Sen İngiliz elçiliğinin uşağısın, benim değil.
Şimdi, otur ve bana dedikoduları anlat.
İlk olarak, Müttefik, Mihver ve Tarafsız devletler...
... diplomatlarının eşleri...
...bu haftayı kıskançlıktan çatlayarak geçirdi. .
- Sebep? - Sebep, Kontes Staviska'nın ...
...geçtiğimiz hafta verilen resepsiyonda Ankara'nın en alımlı...
... en güzel ve en gözde hanımı olduğunu bir kez daha ...
-...kolayca tescillemesi.. - Asılsız dedikodularından biri daha.
Korkarım hanımefendi beni haksız yere suçluyor.
-Kaynağımı açıklamaya hazırım. - Kim?
İngiliz Büyükelçisi, başkası değil.
Güzelliğinizden, görkeminizden,...
...konukseverliğinizden ve sahip olunan ve olması arzu edilen her şeyin...
... sembolü oluşunuzdan bahsetti.
Eski güzel günlerin sembolü. Ben buyum işte.
Sonuncusu.
Şansın varsa bin lira alırım.
Diello, yarın bunu tefeciye götürür müsün?
Ben tüm o pazarlığa ve sızlanmalara katlanamam.
Yarın kendiniz gitseniz daha iyi olur belki de...
...hem rehin bıraktığınız mücevherleri de geri alırsınız.
Anlamadım, rehindekileri almak mı?
Bu sizin. 5,000 pound.
Benden.
Senden mi? Şaka mı bu?
Gerçek olamaz.
Paradan daha gerçeği yoktur.
Ama Diello, bunu sana ne zaman geri öderim bilemiyorum.
Geri istemiyorum.
Ama bunu yapmana izin veremem. Hayat boyu biriktirdiklerin olmalı.
Onlar birikimlerim değil. Tasarruf eden biri değilim.
İlle de bilmek istiyorsanız...
...bir iş yatırımım iyi para getirdi.
Ayrıca daha da kazandıracağa benzer.
Peki bunun benimle ilgisi nedir?
Bu 5,000 poundu size bir kaç iyilik karşılığında öneriyorum.
Şimdilik bu özel işbirliği kesinlikle çok gizli kalmalı.
Büyükelçinin bu olaydan haberi yok, ne de bir başkasının...
...iş ortaklarım ve siz hariç.
Kâr, fazlasıyla büyük olacak.
Bu kadar parayı elçilikte tutamam...
...bankada hesap açtırarak dikkat çekmek de istemiyorum.
Ama siz benim için paraya göz kulak olabilirsiniz.
Pekala? Devam et.
Bu garabet odadan ayrılır...
...görkemli bir ev kiralar, dilediğiniz gibi yaşayıp eğlenirsiniz.
Peki bunun sana ne faydası dokunacak?
Zaman zaman, işlerimi mahremiyet içerisinde yürütmek isteyeceğim.
Doğaldır ki Elçilikte kalmaya devam edeceğim...
...ancak siz de bana kalacak bir yer ayarlayacaksınız.
Anlıyorum.
Her şey yolunda giderse, 12 hafta içinde 200.000 pound kazanmış olacağım.
-Hedeflediğim miktar bu. - Ya sonra?
Sonra Güney Amerika.
Yeni bir hayata. Yeni bir isimle.
Bunun için bazı kimlik belgeleri gerekecek elbette...
...pasaport, vize, kredi mektubu.
Bu belgeleri elde etmekte büyük yardımınız dokunabilir.
-Nasıl? - Zamanı geldiğinde anlatacağım.
- Başka bir şey var mı? - Yok.
5,000 pound karşılığında çok az şey istiyor gibisin.
Bana ne iş yaptığını da söyleyecek misin?
Bir ara belki. Şimdi değil.
Bana büyük güven besliyorsun.
Boşboğazlık edersem...
-...senin için her şey mahvolur. - Sizin için de.
-Kendinden çok emin görünüyorsun. - Sizden eminim.
Üç yıl boyunca mütevefa Kont Staviska'ya uşaklık ettim.
Derler ki, hiç kimse uşağının gözünde kahraman değildir.
Ayrıca şu da bir gerçek ki, hiçbir kadın, kocasının uşağına sır değildir.
-Beni o kadar iyi mi tanıyorsun? - Yeterince iyi.
Paranın kaynağı sizi hiçbir zaman ilgilendirmedi...
...tıpkı lambanın elektriğinin nereden geldiği gibi...
...ne zaman ki kesildiler, o zaman endişelenmeye başladınız.
Çok doğru. Ama gurur da var.
Gururum var.
Hem de çok. Gururunuza güveniyorum.
Servetinizi bir uşağın hediye ettiğinin bilinmesine...
... asla katlanamazsınız.
Hanumefendi, ağzınızı sıkı tutacaksınız.
Bana bir brendi ver.
Tek bardaktan içeceğim, teşekkürler.
Diello...
...kocam öldükten sonra seni neden işten çıkardığımı biliyor musun?
Seyahate çıkacağınızı ve bir uşağa ihtiyacınız olmadığını söylediniz.
Yalandı.
Evet öyleydi. Seni gönderdim, çünkü beni huzursuz ediyordun.
Bir uşak için fazlasıyla akıllıydın...
...fazlasıyla rahat, bilge ve kendine hakim.
Senden neredeyse korkuyordum.
Senden şeytani bir deha olduğunu sezinliyordum.
Meğer o deha, para kazanma üzerineymiş.
Bu da bir yalan. Sizi huzursuz etmemin sebebi bu değildi.
- Değil miydi? - Değildi.
Bana tutulmuştunuz ve bir uşağa karşı hissetikleriniz için kızgındınız...
...uşağın bunun fakında oluşuna da.
- Anna, seni gücendirdim mi? - Yakında çok zengin olacaksın.
'Sahip olunan ve olması arzu edilen her şey'
Bunları o söylemedi, ben söyledim.
Senin için hep bunları düşünmüştüm.
Şimdi de seninle gelmemi istiyorsun, Güney Amerika'ya.
- Evet. - Yeni bir hayata.
-Evet. - Savaşlardan, entrikalardan...
-...korkulardan uzağa. - Sefaletten de.
Ve artık ikimiz için de doğrusu olacak...
...çünkü artık, nihayet...
- ...ikimiz de eşitiz. - Evet.
Nereye gidiyorsun?
Hanımefendinin yemek randevusu var. Dedikodularımız tükenmişe benziyor.
Yemeği iptal ederim. Böylece iş konuşabiliriz.
Bana bir iş teklifinde bulundun, o kısmını kabul ediyorum.
Teklifin kalanına gelince, bu imkansız değil...
...neredeyse olasılık dışı. Ve hepsinden öte, küstahlık.
Sizi dengim gördüğüm için mi?
Hayır, beni uşağın olarak gördüğün için.
Çünkü aşağı tabakadan biri olarak...
...sana ait olabileceğini düşünmediğin bir şeyi satın almaya çalıştığın için.
Şimdi şu işin detaylarını konuşalım.
- Hanımefendi nasıl isterse. - İsmim Anna.
Evet, Anna.
Çiçero belgelerinin Almanya'daki Gestapo merkezine ulaşmasından 24 saat sonra...
...Moyzisch, General Kaltenbrunner'a rapor vermek üzere Berlin'e çağrıldı.
İnanılmaz! Negatifler sende mi?
-Evet efendim. -Albay von Richter'e ver.
Gerçek olamayacak kadar iyi. Bilinmeyen bir ajandan 25 çok gizli belge.
Bir İngiliz oyununa ait tüm emareler var.
- Efendim. - Evet?
Büyükelçi von Papen benden, şahsi fikrine göre belgelerin gerçek olduğunu
...belirtmemi rica etti..
Onun ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum.
Gerçekleri istiyorum, kanıtları, su götürmez kanıtları.
Bu Çiçero'nun gerçek kimliği ne? Sebepleri neler...
...paranın dışında? Bir ortağı var mı?
Bu hayati soruların hiçbirine cevap veremedin.
Ne yazık ki efendim, Çiçero işbirliğine yanaşmıyor.
Ona işbirliğini öğret. Senin işin bu
Tahran Konferansı ile ilgili bilgiler hakkında ne düşünüyorsun?
Gerçeğe benziyor. ancak öylesine üst düzey bir belge ki...
-...doğrulatmamıza imkan yok. - Kesinlikle.
Ve tasdik edemediğimiz bir şeye göre harekete geçemeyiz.
Ama burada tasdik edebileceğimiz bir belge var. Şu.
Balkan hedeflerine yönelik vargele bombardımanının operasyon planı.
Buna göre, İngiliz bombardıman uçakları...
...5 Nisan'da Ploieşti'deki petrol sahasını bombalayacak.
Eğer saldırı planlandığı gibi gerçekleşirse...
...bu, diğer belgelerin gerçekliğini de tasdiklememize yardımcı olur.
Güzel değindin.
Romenleri uyaracak mısınız efendim?
Elbette hayır, bunun neye faydası olur?
Çiçero'yla yeni bir görüşme ayarladın mı?
- Önümüzdeki perşembe gecesi - Çok güzel.
Ankara'ya dön ve bu randevuya git.
Ama bir şeyler öğrenmeye çalış. Söyle ona bilgileri nasıl elde ettiğini
...bilemezsek ona para ödemeye devam edemeyiz.
Elimden geleni yapacağım efendim.
- Bundan daha iyisini yap. - Emredersiniz efendim.
Bu iş senin sorumluluğunda Moyzisch. Seni uyarıyorum.
Emredersiniz efendim.
Yarım akıllı paranoyak hergeleler!
Romenleri uyarmayı reddettiler...
...binlerce ölü...
...milyonlarca galon kıymetli petrol ve gaz heba oldu...
Sırf Kaltenbrunner ve von Richter herhangi bir şeyin gerçek olabileceğini
...kabul edemiyor diye.
Ama hava saldırısı onları muhakkak ikna edecektir.
Öyle olsa bile bunu kabul edemezler ki.
Ama Ribbentrop, Kaltenbrunner'in hata yaptığını öğrenirse...
...ve Goebbels, Ribbentrop'un bunu öğrendiğini öğrenirse...
...ve Himmler, Goebbels'in bunu öğrendiğini öğrenirse...
Moyzich, artık şunu anlamanın vakti geldi...
...bizler, kemale ermemiş suçlulardan oluşan bir hükümeti temsil ediyoruz!
- Evet efendim. - Pekala...
Berlin Çiçero'dan nasıl faydalanacağını bilmiyorsa da ben biliyorum.
Türk Dış İşleri'nden bir cevap geldi mi?
Evet ekselansları. Ekselansları bu gece müsait olmayacakmış.
- Bir resepsiyona katılıyorlarmış. - Ne resepsiyonu?
Kontes Staviska'nın sanırım.
- Kontes Staviska mı? - Ben de orada olacağım ekselansları.
Bu da nereden çıktı?
-Siz de davetliydiniz ama geri çevirdiniz. - Öyle yaptım.
Farkına varamadım.
Kontes sonunda kendisine bir velinimet bulmuş.
- Kim acaba? - Hayır efendim, bu maaşla imkanı yok.
Bu sadece Ankara'da olabilir.
Ve sadece Kontes Staviska'ya.
Geçen ay beş parasızken...
...bu ay, onur konuğu Türk Dış İşleri'nden.
Kontesi ara. Bu akşam nihayet boş vaktim olduğunu...
...ve katılmaktan zevk duyacağımı söyle.
- Evet? - Morrison'u uyandırmalısın.
- Bir an önce gelmesini söyle. - Elbette efendim.
Üstünüzü değitirecek misiniz efendim?
Ne? Teşekkür ederim, Diello.
- Morrison birazdan burada olacak efendim. - Teşekkür ederim.
- Şu lambayı yakar mısın, Diello? - Elbette efendim.
Ampul yanmış galiba efendim. Ben değiştiririm.
- Buyrun efendim - Morrison, uyandırdığım için üzgünüm.
Bu mesajı derhal Whitehall'a ulaştır.
Şifrelensin ve 'çok gizli' olarak sınıflandırılsın:
'Türk Dış İşleri ile görüşmemize binaen...
...kuvvetle inanıyoruz ki...
Diello, kapıyı kapar mısın lütfen?
Kuvvetle inanıyoruz ki, von Papen'in elinde...
...buradaki bir güvenlik açığına işaret eden...
...çok gizli belgeler bulunmaktadır... '
'Çok Gizli' olarak nitelendirilen bu mesajın alınması üzerine
...Londra Dış İşleri bürosu derhal harekete geçti.
Bu sabah Ankara'dan ne aldığımızı okuyayım size.
'Türk Dış İşleri ile görüşmemize binaen...
...Kuvvetle inanıyoruz ki, von Papen'in elinde...
...buradaki bir güvenlik açığına işaret eden çok gizli belgeler bulunmaktadır.
Yahut Naziler, gizli belgelerimize sızmaktadır.
Ya da İngiliz şifresinin kırılmış olması muhtemeldir'
İngiliz Karşı İstihbarat özel ajanı Colin Travers...
...ertesi sabah İstanbul bağlantılı uçakla Londra'dan ayrıldı.
Gestapo Karşı Casusluk Birimi'nden Albay von Richter...
...aynı gün uçakla Berlin'den ayrıldı
Travers ve Albay von Richter aynı akşam İstanbul'a vardılar...
...ve Anadolu Ekspresi'ne bindiler.
Ertesi sabah Ankara'ya ulaştılar.
Von Richter, İsviçre pasaportu taşıyor...
...ve kendisini Rudolph Hodler isimli, ...
...İsviçre-Bern'den gelen bir tütün tüccarı olarak tanıtıyordu.
İstasyonda, Siebert adlı bir gestapo ajanı tarafından karşılandı...
...von Papen'le görüşmek üzere Alman elçiliğine kadar kendisine eşlik edildi.
Travers istasyonun dışında, Keith McFadden tarafından karşılandı...
...Ankara'daki elçiliğe bağlı bir İngiliz ajanı.
- McFadden? - Sizi gördüğüme sevindim Yüzbaşı.
Vakit kaybetmeden, İngiliz Büyükelçisi ile görüşmeye gittiler.
Başlangıç olarak efendim, bence Nazilerin kaynağının
...burada elçilikten biri olduğunu farz etmeliyiz.
- Daha sonra... - Mevcut personel ve daimi...
...çalışanlarımız daha önce Londra'nın güvenlik kontrolünden geçmişlerdi.
Kendisine saygısı olan her casus, güvenlik kontrolünden geçmiştir
Gizli belgeler nerede tutuluyor?
Burada kasamda. Ve elçilik müsteşarında.
- Ya şifre odası? - Koruma altında, gece ve gündüz.
Sizce bu güvenlik açığı, bir parti ya da resepsiyonda...
...istemsiz bir dil sürçmesinden kaynaklanmış olabilir mi acaba?
Dilimin sürçmek gibi bir huyu yoktur bay Travers.
Ben de aksini ima etmedim. Ancak belgeler elden ele dolaşıyorsa...
...dilden dile de dolaşıyor olabilir.
McFadden bana bekar bir hanımdan bahsediyordu...
...Kontes Staviska adında biri.
Teşekkürler, Diello. Ne diyordunuz?
Kontes Staviska adında biri.
Son zamanlarda birdenbire sefahata kavuşmuş.
Teklifsiz, neşeli küçük meclisler.
Elçilik personelimizden de katılanlar olduğunu tahmin ediyorum.
Kontes, geniş bir arkadaş çevresine sahiptir...
...ve memnuniyetle söylüyorum ki buna bazen ben de dahil olurum.
O çevre bay von Papen ve dostlarını da kapsıyor.
Bay Travers, sizi temin ederim ki, Kontes tarafsız bir ülkede...
...tarafsız bir yaşam sürmek için elinden geleni yapıyor.
- Mevcut şartlar altında... - Mac diyor ki...
...koşullar onun için şaşırtıcı bir şekilde iyileşmeye başlamış.
Bu ani zenginliğin kaynağını bilen kimse var mı?
Bu durum Kontes Staviska'dan başkasını ilgilendirmez.
Ayrıca gelirinin kaynağının, sorunumuzla...
...ne ilgisi olduğunu da anlayamıyorum.
Belki şu an sadece dedikodu yapıyorumdur.
Herhalde işimi de bu yüzden seviyorum.
Karşı istihbarat, dedikodunun en üst halidir.
Kontesin faturalarını Çiçero'nun ödediği ortada.
Moyzisch'le bir sonraki randevusu için neden onun evini seçsin ki yoksa?
Ne tuhaf, ani ve mükemmel bir ilişki.
Çok tuhaf, çok ani ve çok mükemmel.
Bilinmeyen Çiçero ve iyi bilinen Kontes...
...Almanya karşıtı görüşleriyle iyi bilinen.
Buna rağmen bizzat bana yalvararak...
...çıkarlarımız için çalışma fırsatı diledi.
İngiliz istihbaratının teklifi doğrultusunda şüphesiz.
Albay, sizi, Çiçero'nun söylediği kişi...
...bir casus olduğuna, bize değeri yüksek...
gerçek belgeleri yüksek bir fiyata sattığına ikna edecek şey nedir?
Buraya öyle olup olmadığını kendim görmeye geldim.
Çiçero'yla bir sohbetin yardımı dokunabilir.
Moyzisch, onunla tekrar ne zaman buluşacaksın?
Villada, önümüzdeki perşembe akşamı.
Öyleyse İsviçreli iş adamı bay Hodler'in de orada olmasını ayarlayacaksın.
Sahte kimliğim.
Çiçero'yla tek bağlantımızın Moyzich olması bence daha iyi.
Korkarım neden burada olduğumu anlayamamışsınız Ekselans.
Ankara'ya, sizi Çiçero'yla aramızdaki münasebetlerin ...
...tüm sorumluluğundan azad etmeye geldim.
Beni o sorumluluktan ancak Ribbentrop'un emri azad edebilir.
General Kaltenbrunner, Ribbentrop'u devre dışı bırakıp...
...meseleyi doğrudan Führer'e taşımak zorunda bırakılmayacağını umuyor.
Gestapo'nun benim için başka ne talimatları var?
Gelecekte, Çiçero'nun sağladığı tüm belgeler doğrudan Berlin'e gönderilecek.
General Kaltenbrunner'in, diplomatik göreviniz açısından uygun olduğunu...
...düşündükleri daha sonra size iletilecek.
Moyzisch, elinden geleni yap...
...ve Albay'ı Ankara ziyaretinde rahat ettir.
Teşekkür ederim.
Evet, onu çağırırım. Evet, elbette.
Bay Hodler...
...sizinle özel olarak görüşmek isteyen bir beyefendi var.
Bir iş görüşmeniz var sanırım?
- Öyle. - Sizi ona götüreyim.
Bay Moyzisch'e, sizi bu geceye davet etmemi önerdiği için minnettarım.
O şeref bana ait hanımefendi.
Çok durgun bulmamışsınızdır umarım.
Aksine, tam da olmasını arzu ettiğim gibiydi.
Bay Moyzisch'i uzun süredir mi tanıyorsunuz?
Bir dönem iş ortağıydık.
Siz de diplomat mısınız bay Hodler?
Bana bir tür aracı diyebilirsiniz.
Öyle çok İsviçreli aracı var ki. Ulusal meslek gibi bir şey olmalı.
Bu çok doğal.
Ne de olsa, İsviçre yüzlerce yıldan beri hep arada.
Gelin.
Rahatsız edilmemenizi temin edeceğim.
Albay von Richter? Oturun lütfen
Moyzisch bundan böyle yeni aracının siz olacağını söyledi.
Doğru.
Berlin'den, General Kaltenbrunner tarafından gönderildiniz.
Bu durumda von Papen temin ettiğim istihbarattan ellerini çekiyor olmalı.
Havana malı, paranın satın alabileceğinin en iyisi.
Değişikliği uygun buluyorum.
Moyzisch dürüst biri ama fazla akıllı değil.
Ayrıca Ankara'da iyi tanınıyor.
Sizinle iş yapmak benim için de daha güvenli olur.
Güvenliğiniz bizim için hayati önem taşıyor.
Bunu duyduğuma sevindim. Endişenizi paylaşıyorum.
Bu nedenle size Kontes'i sormam icap ediyor.
- Ona kim olduğumu söylediniz mi? - Elbette hayır.
- Ya yaptığınız işi? - Hayır.
- Öyleyse onunla ne işiniz var? - Sevgili Albay...
...Sizi şahsi meselelerimi tartışmak için çağırmadım
Yapmamız gereken bir iş var. Parayı getirdiniz mi?
Ödeme, her zamanki gibi, filmler tab edildikten sonra yapılacak.
Geride kalan altı hafta boyunca Moyzisch'e 50 kadar film sattım
...hepsi gerçek gizli belgelerdi.
Bu kadarı iyi niyetimi kanıtlamak için yeterlidir.
Bundan böyle ödeme teslimatta olacak. Para?
Demek artık Müttefiklerin Akdeniz bölgesi için...
...neler planladıklarıyla ilgilenmiyorsunuz.
İkinci bir cepheden mi bahsediyorsun?
Cephenin numarasını bilmiyorum.
Bildiğim, bay Churchill'in bu belgelerde sürekli...
..."Avrupa'nın yumuşak karnı"na atıfta bulunduğudur.
Bu filmleri von Papen'e de götürebilir ve üst düzey Alman kurmaylara...
... ilgilenip ilgilenmediklerini sormasını isteyebilirim.
Pekala.
Demek başından beri yanınızdaydı
Kimsin sen, bu arada?
Size, İngiliz Büyükelçisi'nin uşağı olduğumu söylesem inanır mıydınız?
- Elbette hayır. - Gördünüz mü?
Öyleyse en azından bir konudaki kişisel merakımı gider.
- Neden bize istihbarat satıyorsun? - Çok açık, para için.
Başka sebebi de olmalı.
İngilizlerin çöküşü için beslediğimiz nefreti paylaşıyorsundur...
...ya da Almanya'nın geleceğine duyduğumuz inancı.
Albay von Richter,nefret beslediğim bir şey varsa o da sefalettir.
Ve geleceğine inanç duyduğum bir şey varsa...
...o da paranın geleceğidir.
Ama şunu anlamıyorum, bir taraftan bize savaşı kazandıracak istihbaratı satarken...
...diğer taraftan ödemeyi, geleceği çok şüpheli olan ...
... İngiliz poundu üzerinden talep ediyorsun.
Savaşı Almanya'nın kazanacağını düşündüğümü de nereden çıkardınız?
Diğer sebepler bir kenara...
...anlaşılan bu belgeleri fazla önemli bulmuyorsunuz.
İlk olarak, size, sağlamış olduğum istihbarattan...
... doğru dürüst yararlanma becerisini satamam.
İkinci olarak da, asılmak üzere olan bir adamı...
...asılacağı ipin boyutu, konumu ve kuvveti hakkında bilgilendirmeniz...
...cellatı ya da adamın asılacağı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Şimdi eminim dostlarınızın yanına dönmek istiyorsunuzdur.
Bu geceden bir hafta sonra, aynı saatte size daha fazla film getirmiş olacağım.
- İyi geceler. - İyi geceler.
Umarım görüşmeniz tatmin edici olmuştur bay Hodler?
Hayli tatmin edici, teşekkür ederim hanımefendi.
Yakında bizi tekrar şereflendirecek misiniz?
- O şeref bana ait olacak. - İyi geceler.
Siz İsviçreliler topuklarınızı ne güzel birbirine vuruyorsunuz.
Eski bir İsviçre geleneği midir?
İyi geceler.
Çekilebilirsiniz. Işıkları söndürün yeter.
Sağolun hanımefendi.
Kârlı bir akşam mı?
Toplamda 75.000 poundu bulduracak kadar kârlı.
Altı ya da yedi hafta tamamlanmasına yetecektir.
Diello, neden şimdi durmuyorsun?
-Ateşle oynamaya devam etmek niye? - Öyle olduğunu nereden çıkarıyorsun?
Bana aptal bir çocuk muamelesi yapma.
Dostun Hodler, İsviçreli değil.
-Bir Prusyalı'yı gördüğüm yerde tanırım. - Senin için önemli mi?
Güvenliğin benim için önemli.
Güvenliğim için bir sürü insan endişeleniyor..
Kendimi hiç bu kadar güvende hissetmemiştim.
Ama ben öyle değilim. Ve benim güvenliğim sana bağlı.
Bağışla beni. Kendimi hep bir erkek gibi görüyorum.
Kâr payı ödeyen bir uşak olduğumu unutup duruyorum.
Bu kadar erken gitmek zorunda mısın?
Elçilikten lüzumundan uzun süre uzak kalmamalıyım.
Senin gibi zengin bir adamın neden İngiliz Büyükelçisi'nin pantolonlarını ...
...ütülemeye devam ettiğini anlayamıyorum.
Paramı buradan kazanıyorum.
Cebindeki bozuklukları çalıyorum.
Gitmeden önce, Diello, bana bir içki verir misin?
Söylesene...
...Güney Amerika'ya gittiğinde nereye yerleşmeyi planlıyorsun?
- Rio. - Oraya hiç gitmedim.
Dünyada bir eşi yoktur.
- Oraya gitmeye ne zaman karar verdin? - Tekrar gitmeye.
Yıllar önce, ilk kez gördüğümde karar vermiştim.
Döküntü bir buharlı şilepte kamarottum.
Trabzana yaslandığımı hatırlıyorum...
...limanın ardında yükselen yamacın üzerindeki bir villaya bakıyordum.
Balkonundan, aşağıdaki gemimize bakan bir adamı görebiliyordum.
Beyaz bir ceket giyiyordu.
Dokunabileceğim kadar yakın...
...ama ulaşılamayacak kadar uzaktaydı.
O zaman, günün birinde o adam olmaya yemin ettim.
Rio de Janeiro'yu zevkine uygun bulamayabilirsin.
- Bir milliyetin var mı Diello? - Herkes bir yerlerde doğar.
Doğuştan İngiliz değilsin, değil mi? Nesin sen?
Arnavut. Evlat edinilerek İngiliz oldum.
Tanıdığım tek Arnavut sensin.
Bir tanesini tanıyorsan, hepsini tanımışsın demektir.
- Çocukken denize doğru kaçtım. - Ya sonra?
Bir ara, İngiltere'deyken, beyefendi olmak kârlı bir iş gibime geldi.
Ben de memuriyete başladım.
Senin de işaret ettiğin gibi, henüz beyefendi olmuş değilim.
Bir beyefendinin en iyi uşağıyım ki bu da bana...
...Büyükelçi'nin beklediğini hatırlatıyor.
- Ona ne söyleyeceksin? - Alıkonulduğumu...
- ...bir Türk oda hizmetçisi tarafından. - Bunu tasvip etmeyebilir.
Neden etmeyecekmiş? Beni sadece kendi ayarımda bir kadın alıkoyabilir...
...ve ancak benim ayarımda bir erkek onun bunu yapmasına izin verir.
- Diello. - Evet Anna?
Takip eden 5 hafta boyunca Çiçero Almanlara...
...servetini 155.000 pound'a çıkaracak olan 35 çok gizli belge sattı.
Almanlar, İngiliz Büyükelçisi'nin kağıda döktüğü...
...tüm gizli sözcüklerden haberdar oldu.
Tüm gizli konferanslar, tüm gizli anlaşmalar.
Belgelerden elde edilen istihbaratın şaşmaz doğruluğuna rağmen ...
...Alman İstihbaratı, Çiçero'nun bir İngiliz ajanı olabileceği korkusuyla
harekete geçmeye yanaşmıyordu.
İngilizlere gelince...
...onlar güvenlik açığını kapatmakta başarısız olmuşlardı.
Travers, giderek ilk varsayımının doğru olduğuna inanıyordu...
...ortada yakalanacak bir casus yoktu.
Demek kocasına uşaklık ettiğin üç yıl boyunca...
...haklarında bizim ömür boyu soruşturmakla öğrenebileceğimizden...
-...çok daha fazla şey öğrendin. - Ziyadesiyle çok efendim
Özel meseleleri konuşmaktaki isteksizliğine saygı duyuyorum.
Bu durum kendimi de güvende hissetmemi sağlıyor.
- Ama Diello, bir savaşın içindeyiz. - Anlıyorum efendim.
Söyle bakalım, Kontes'in uluorta ya gizlice...
...Nazilere sempatisini dile getirdiğini duydun mu hiç?
Bildiğim kadarıyla efendim, Kontes hiçbir zaman...
...ülkelerden, siyasi parti ya da gruplardan bahsetmezdi.
Onun için dünya, sevdiği ve sevmediği insanlardan oluşurdu.
Onun Alman yanlısı olduğunu söyleyebilir misin?
Kontes herhangi bir şey yanlısı olmaya kâbildi...
...yeter ki eğlenceli bir akşam yemeği partisi için yapılmış olsun.
Belirli koşullar karşısında Alman ajanı olmuş olmasını mümkün görüyor musun?
Sadece para için efendim.
Ki birden bire çuval dolusuna sahip oldu.
Casuslar ve nasıl çalıştıkları hakkında bir bilgim yok elbette...
...ancak Kontes'in önemli insanların güvenini kazanma konusunda...
...hatırı sayılır bir maharete sahip olduğunu hatırlıyorum.
Kont, başka türlü elde etmesi mümkün olmayan...
...çok sayıda malumat için kendisine bel bağlardı.
- Teşekkürler Diello. Hepsi bu kadar. - Ben teşekkür ederim efendim.
Amerikan elçiliğinde yemek yiyeceğim. Bu akşam izin yapabilirsin.
Sağolun efendim.
Aklı başında bir adam.
Teorine destek çıktığı için mi?
Güvenliğimizdeki açığın, Kontes Staviska'nın yemekli partilerinde...
...ağızdan sorumsuzca kaçan sözlerden başkaca bir şey olmadığı mı?
Açıkçası, Londra'ya geçeceğim raporu özetlediniz efendim.
Umarım haklısındır. Gerçek değişmiyor ne var ki...
...von Papen hâlâ atacağım her adımı önceden anlıyor.
Yakında siz de aynısını yapabilirsiniz efendim...
...von Papen ve adımlarını bilebilirsiniz.
Ne demek istiyorsun?
Bu konu çok gizli elbette ama...
...kriptocularımız Almanların diplomatik şifresini çözmeyi başardılar.
Buradaki elçilikte kullandıkları şifreyi mi?
Bu haberi sevinçle karşıladığımı söylemeliyim.
Elbette er ya da geç bu şifreyi bırakacaklardır...
...tıpkı kendi şifremizi periyodik olarak değiştirdiğimiz gibi.
Ama bir süreliğine Alman Büyükelçisi'ne kulak misafiri olabileceğiz.
Von Papen'e kulak misafiri olmak...
...uzun zamandır ümit ettiğim bir keyif.
Gergin misiniz Albay?
Bu ev buluşmak için çok tehlikeli bir yer.
İngilizler gözetliyorsa hiç şaşırmam.
Henüz gözetlemiyorlar, ama yakında başlayacaklar.
Kontes'in bir Alman ajanı olmasından şüpheleniyorlar.
Sen ciddi misin?
Oysa siz de İngiliz ajanı olmasından şüphe ediyordunuz.
- Komik, değil mi? - Pek sayılmaz.
Hal böyleyken, burada buluşmamalıydık.
Bundan sonra buluşmayız.
Eski mahalledeki Aslan Hane Camii'ni biliyor musunuz?
Moyzisch bulacaktır.
Bir hafta sonra, aynı saatte oranın girişinde buluşacağız.
Ayakkabılarınızı çıkarmayı unutmayın. Çıkarmazsanız Müslümanlar bozulacaktır.
- Çocukça. - Sizin kiliseye şapkayla...
...giren birine bozulmanızdan daha çocukça değil.
Bu hafta ne alıyorum?
Türkler ve İngilizler arasında gidip gelen notlar.
Türkler şimdilik tarafsız kalmaya karar vermişler.
Böyle bir haberin 20,000 pound etmesi zor.
Siz Almanlar için iyi haberin bir değeri yok mudur?
Yoksa elinizden hiçbir şeyin gelmeyeceği fırtına uyarılarına...
...ve felaket haberlerine mi para vermeyi yeğlersiniz?
Hakkında mümkün olduğunca çabuk...
...istihbarat toplamamız gereken çok önemli bir felaket var aslında.
Heyecanlı bir şeye benziyor.
Bize sattığın pek çok belgede gözümüze çarpan şifreli bir kelime bulunmakta.
Bu kelime "overlord". Anlamını biliyor musun?
En ufak bir fikrim yok.
Overlord'un, Batı Avrupa çıkartması için açılacak...
...ikinci cephenin kod adı olduğunu düşünüyoruz.
Ancak yerini öğrenmeliyiz...
...ve tarihini. Yerini ve zamanını.
Müttefiklerin Avrupa çıkartmasının yeri ve zamanı.
Bilmek güzel olacak. Merakınızı anlıyorum.
Bunun için sana iki misli öderim. 40,000 pound.
Ne kadar cömertsiniz. Ama böylesi bir bilgi...
...İngiliz büyükelçiliğinde ne arasın?
Sattığın belgeleri okumuyor musun sen?
Hepsini değil, hele baştan sona hiç. Ne dedikleri beni ilgilendirmiyor.
Sadece gizli, en gizli ve çok gizli damgası taşıyanları fotoğraflıyorum.
Bilgin olsun diye söylüyorum, geçen hafta...
...Londra'dan Büyükelçi'ye gelen bir mesajı fotoğrafladın.
Bu mesajda büyükelçinin, 10 gün içinde Overlord'un...
...gözden geçirilmiş stratejik planını alacağı belirtiliyor.
40,000 pound mu demiştiniz?
Yer ve zaman için.
Bir hafta sonra Aslan Hane Camii'nde buluşacağız.
Bahçeden çıkmanızın bir sakıncası var mı Albay?
Yok.
Zaten Kontes'le yaptığınız küçük sohbetler de tükenmiştir.
İyi geceler.
Bu mesaj Alman şifresinin deşifresiyle mi elde edildi.?
- Evet efendim. - Kimler gördü?
Siz ve ben efendim. Hepsi bu.
Ama McFadden da duymalı. Onun yardımına ihtiyacım var.
"Ankara Alman Elçiliği'nden Dış İşleri Bakanı'na, Berlin.
Çiçero tarafından sağlanan belgelerin gerçekliğine dair sormuş olduğunuz...
...sorunun cevabı, materyalin hakiki olduğuna inandığımdır.
Çiçero İngiliz Büyükelçiği'nde yaşamaktadır...
...ve belli ki üst düzey istihbarata erişebilmektedir.
Kaltenbrunner'in belgeleri değerlendirmekteki yetersizliği ...
...nezdimde trajik bir hatadan başka bir şey değildir.
Bu meseleyi bir an önce Führer'in dikkatine sunmanızı öneririm.
İmza, von Papen."
Çiçero? Çiçero?
Muhbirlerinin kod adı olduğu açık.
Nereden başlayacağız?
İzninizle efendim, derhal konutun aranmasını isteyeceğim.
Dostumuz Çiçero geride kendisini ele verecek bir şeyler bırakmamıştır...
- ...ancak bir şeyler çıkabilir de.
Şurası kesin ki aleni bir arama onu uyandıracaktır.
Buna engel olamayız.
Casusu yakalayamayacaksak korkutmak zorundayız.
Korkutmak, bir süreliğine durmasını sağlayacaktır.
Her durumda, zaman kazanmış olacağız.
Beyler, şimdilik bu konuyu sizlere bırakıyorum.
Yarın akşam Kahire'den bekleniyorum bilyorsunuz.
Ben dönene dek, gerekli gördüğünüz tüm güvenlik önlemlerini alabilirsiniz.
Öncelikle kasanın şifresinin değiştirilmesini...
...ve güvenlik aletlerinin takılmasını öneriyorum.
Elbette.
Ya takviye? Yeterli adamınız var mı?
Ankara'da başka görevlerde dört ajanımız daha var.
- Onları da bu göreve alabilirim. - Nasıl uygun görürsen.
Söylesene Travers, kim olabileceği hakkında bir fikrin var mı?
Gizli belgelere erişim imkanı olan bir düzine insan olabilir.
Katipler, ataşeler, müşavirler, baş danışman ve benzeri.
McFadden, siz ve ben.
Özetle, Çiçero her hangi birimiz olabilir.
Evet. Herhangi birimiz.
Buyrun efendim. Şifreyi değiştirmemiz bir kaç gün sürecek...
...ancak alarm takıldı ve çalışmaya hazır.
Olur da alarmı kapatmazlarsa; nasıl çalıştığını bir kez daha anlat en iyisi.
Çalışan bir şey yok efendim.
Kadranı her hangi bir yönde 16 barem döndürdüğünüz taktirde alarm kapanır...
Alarmı kesmek için ise...
Rahatsız ettiğim için özür dilerim efendim.
Üniformalarınızı paketleyeyim mi?
İhtiyacım olmayacak Diello, teşekkürler.
Başüstüne efendim. Valizlerinizi kapatayım.
Bu arada, bay McFadden ben yokken odamı alt üst edecek olursa sakın kızma.
Buna gerek olmayacağına eminim efendim.
Yerler ıslak. Soğuk ve ıslak.
Müslümanların ayağı için hava hoş olabilir ama benimkiler öyle değil.
22 dakika gecikti.
İlk kez oluyor. Daha önce hiç geç kalmamıştı.
Tüm hafta boyunca villaya uğramadı demiştin değil mi?
Siebert gece gündüz gözünü ayırmadı. Çiçero bir kez bile görünmedi.
- Ya Kontes? - Hiç misafir ağırlamadı.
Bir kaç gece dışarı çıktı, yalnız başına.
Sigara.
İngilizlerin onu bulmuş olma ihtimali var mı efendim?
İngilizlerin onu en başından beri biliyor olma ihtimali de var.
Ne garip. Çiçero kendi satmak istediği belgeleri ne de kolay ele geçiriyordu.
Sadece bir kez, almak istediğimiz belgeler olduğunu söyledik...
...ve tuhaf bir şekilde onları teslim etmeyi başaramadı.
Ateş.
Albay şimdi ne yapmamızı önerir?
Kesinlikle hiçbir şey. Tüm casuslar zamanla faydalarını yitirirler.
Ve korkarım Moyzisch, dostun Çiçero...
...kendisinkini yitirmek üzere...
...eğer vardıysa.
İşte burada!
İyi iş, bayan Antonini.
Önemli değil beyim. Kadınlık vazifelerimden biri işte.
- Ne kadara mâl oldu? - 5.000 pound.
Yanında gereken kağıtlara da 1000 pound...
...doğum ve evlilik sertifikaları, ve benzeri şeyler...
...ve bir binlik de bizi unutması için.
Para doğru harcanmış. Ya biletler?
İstanbul Ekspresi'nde iki birinci sınıf kompartman, farklı vagonlar.
- Yarın akşam kalkıyor. - Ya gemi?
Bir Arjantin yolcu ve yük gemisi, İstanbul'dan Rio'ya gidiyor.
- Ne zaman? - Öbür gün, gün batımında.
Şimdi unutma. Trende beni tanıdığını hiçbir şekilde belli etmeyeceksin.
İstanbul'a vardığımızda derhal gemiye çıkacağız.
Banka neler oldu?
Hesap tutarı biraz karışıklığa yol açmadı değil.
Banka müdürü bayağı meraklandı...
...ama birlikte yemeğe çıkınca tüm merakını gidermeyi başardım.
Ve?
Fon transferini bizzat hızlandırdı.
Kağıtlar yarın sabaha hazır olmuş olacak.
-Ne kadara mal oldu? - Bir binliğe daha.
Ve saygınlığım pahasına, tüm ikna kabiliyetime.
Biraz fazla cömertçe sanki.
Bir bakalım şimdi. Masraflar için 9,000.
Bu durumda geriye 130,000 pound kalıyor.
Aşağı yukarı 600,000 dolar.
Ve Brezilya kruzerosu olarak 11,5 milyon.
Artı yarın alacağın 40,000.
O işi iptal ettim.
Piyasa tehlikeli bir hale geldi Emekliye ayrılmaya karar verdim.
Karşında, acelesi olmayan Arjantinli bir centilmen duruyor...
...yakında Brezilya'da bir evi olacak.
Memnun oldum. Gerekenden fazlasına sahibiz zaten.
Biz mi? Gerekenden fazlasına mı sahibiz?
Sevgili bayan Antonini...
...geldiğim yerde, bir adamın parası kendisine aittir.
Ve karısı iyi bir kadınsa, zaman zaman ona da verir.
Elbette Roberto. Sen nasıl istersen.
Kontesliği özleyecek misin?
Bir an bile değil.
Bir kez bile değil.
Diello!
İşte resmi yazışmalar.
Büyükelçi'nin kişisel mektupları.
Sende kalabilir mi? Ben haftasonu için gidiyorum.
Ekselansları planlandığı gibi yarın dönecek mi?
Pazara kadar dönmeyecek. Arayanların listesini masasına bıraktım.
İngiliz Büyükelçisi ve Mutlak Temsilcisine Kişisel
Bugünlerde pek az hanımın parfümlü mektup kağıdı kullanması ne kötü!
Çok kötü. O mektubu da kasaya koysan daha iyi olacak sanki, Diello.
Nasıl isterseniz efendim.
Diello.
Dün gece saat 9 ve 10 arası elçilik dışındaydın değil mi?
Evet efendim.
Sakıncası yoksa nerede olduğunu söyleyebilir misin?
Yok efendim, caddede biraz yürüdükten sonra...
...Yüksel Palas'a uğrayıp bir şey içtim...
...ve sonra da Elçilik'e döndüm.
Kontes hakkında bir sorum daha olacak.
İsviçre'de yakın bir dostu olduğunu hatırlıyor musun?
-Oraya sık gider miydi? - Çok sık efendim.
Kontes İsviçre'ye bayılırdı. Her bahar giderdi.
Şimdi anlaşılıyor.
Kontes bu sabah uçakla İsviçre'ye gitti.
Her zamanki gibi tadını çıkarır umarım.
Bir sorun çıkacağını zannetmiyorum.
Yanında 130,000 pound götürmüş.
Hazır mısın Mac?
Ekselansları İngiliz Büyükelçisi adına arıyorum.
Kontes Staviska'ya bir mesajım olacak.
Hanımefendi bu sabah İsviçre'ye gitti efendim.
Bilmiyorum efendim.
Hanımefendi süresiz kalacağını söyledi.
Evet efendim. Teşekkür ederim efendim.
Evet. Evet.
Hayır. Size, Kontes Staviska'nın tüm mevduatını çekmiş olduğu...
...dışında bir bilgi veremem ekselansları.
Evet. Bir şey değil.
Evet. Evet.
Albay Richter'e derhal ulaşabilirim.
Ona istediği malı temin edebileceğimi söyle.
Ne var ki teslimatı Ankara'da yapamam.
Hayır bu mümkün değil. Yakın takip altındayım.
Artık telefonu kapatmalıyım.
Albaya, İstanbul'da bir buluşma ayarlayacağımı söyle.
Bu akşam yola çıkıyorum.
Yarın sizi İstanbul'daki Alman Konsolosluğu'ndan ararım.
Kahvede kimseyle konuşmadı.
Bir kaç telefon görüşmesi yaptı ve buraya döndü.
Diello'nun peşine düşmekle yanlış iz sürüyorsun bence..
Ona Kontes'ten bahsettiğinde gözünü bile kırpmadı.
Onda bir şeyler var, onda bir şeyler var.
Bir kere, telefon görüşmesi yapmak için neden kahveye gitsin ki?
- Ne istiyorsun? - Odayı şimdi temizlesem olur mu?
Hayır şimdi olmaz. Ekselansları yarına kadar dönmeyecek.
Ama camları hava aydınlıkken silmem lazım.
Şimdi olmaz dedim. Sonra gel.
-Onu gördünüz mü? - Kimi?
Alarmı kapatın. Kapıyı açın. Diello!
Diello nerede?
Koşarak fırladı, birini kovalıyordu.
Takip et onu Johnson.
- Bul ve peşini bırakma. - Yakalayayım mı?
Sadece bul ve rapor ver.
Londra'ya telgraf çekin.
Diello hakkındaki tüm bilgilerin derhal buraya gönderilmesini istiyorum.
Evrak çantasını ver bana.
Kayıp bir şey yok gibi duruyor. Orada kaç mektup var?
Dört. Biz beş tane bırakmıştık.
O mektup.
Parfümlü mektup alınmış, ama evrak çantasında eksik yok.
Bu tuhaf.
McFadden.
Fotoğraflar.
Barrows Alman elçiliği'ne giren çıkanları kontrol etsin.
O filmi ele geçirmeliyiz.
Kalabalık önünde onu yakalamak sorun çıkaracaktır.
Türk dostlarımız bundan hoşlanmayabilir.
Onu kaçıramayız McFadden, öldürmemiz gerekiyor.
Overlord operasyonunu düşünmeliyiz.
Havaalanına bir adam gönder.
Johnston döndükten sonra seninle istasyona gideceğiz.
Siebert, Steuben'la birlikte bu akşamki İstanbul trenine binin.
Moyzisch ve ben uçakla geleceğiz. İkisinden birine binmek zorunda.
- Silahlı mı olalım Albay? - Elbette.
Filmi ele geçirene dek, Çiçero'yu hayatınız pahasına İngilizlerden korumalısınız.
Ya sonra?
Daha sonra Moyzisch, kendisini korumak Çiçero'ya kalacak...
...İngilizlerden ve bizden. Hepsi bu.
Vagon bu. Hangi kompartıman olduğunu göremedim.
Hepsini deneyelim.
- Bu kompartıman dolu. - Afedersiniz.
- Dolu. - Pardon.
Sizi mahcup etmeyeceğim efendim.
Bu kompartıman dolu beyler.
- Rezervasyonunuzu görebilir miyim? - Yaptıracak vaktimiz olmadı.
Mümkünse bu vagonda bir kompartıman almak istiyoruz.
Üzgünüm. Hiçbiri müsait değil.
Karşılığını seve seve öderiz.
Hiçbiri müsait değil beyler.
Sizden bir sonraki vagona geçmenizi istemek durumundayım.
Onu kaldırıp piponu doldurabilirsin.
İstanbul'a kadar inmediklerini takip etmekten başka yapacak bir şey yok.
Sence Naziler filmi çoktan almışlar mıdır?
Hayır.
Ona bekçi köpekliği yapmazlardı.
Teslimatı yapana dek ona göz kulak olacaklardır..
Ve bu da İstanbul'da bir yerlerde olacak.
Siz bu mektubu almış olduğunuzda, sevgili Büyükelçi...
...ben Ankara'dan uzakta olacağım...
...entrikalardan, kuşkulardan ve aşağılamalardan uzakta.
Huzur, güven ve saygı içinde yeni bir hayat kurmayı umuyorum.
Benimle pek çok kereler, sevgili dostum Diello hakkında konuşmuştunuz...
...müteveffa kocama hizmet etmiş ...
...ve şimdi de size hizmet etmekte olan uşaktan.
Muhakkak ki, biraz sonra söyleyeceklerim size olan sevgimin...
ve Müttefiklere duyduğum sadakatin en büyük delilidir.
Sizi haberdar etmek isterim ki o pek güvendiğiniz Diello...
...bir Alman casusudur.
Biliyorum ki siz ve hükümetiniz...
Bir kaç dakikamız kaldı efendim.
İyi sabahlar beyler.
İyi uyuyabildiniz mi?
Ben ziyadesiyle iyi uyudum...
...solumda korumalar, sağımda korumalar.
Sizler koruyucum musunuz? Yoksa katilim mi?
Sizi İngilizlerden korumak için buradayız.
Şeref duydum. Bu hareketiniz beni Norveç, Danimarka, Hollanda...
...ve İngilizlerden koruduğunuz diğer şeylerle aynı kefeye koyuyor.
Ayrıca bir kişi bile bana el uzatacak olsa..
...bu filmi saniyeler içinde yok edebilirim.
Tehlikede değilsiniz. Size eşlik edecek...
...ve Alman Konsolosluğu'na sağ salim varmanızı sağlayacağız.
Çok heveslenme. Buraya Moyzisch'e bir haber iletmek için geldim.
Söyleyin ona, benimle bu akşam saat 6'da Hakim'in Restoranı'nda buluşsun.
Dilerseniz, aynı saatte Alman Konsolosluğu'na gelmenizi tercih ederiz.
Hayır. Her ne kadar çekici gelse de.
Alman Konsolosluğu'na girenlerin sayısı çıkanlardan çok.
Orada o kadar uzun süre kalmalarına sebep olan nedir merak ediyorum.
Filmin sizde olduğuna dari bir garanti istiyoruz.
Seni 'sessiz ortak' sanmıştım.
İhtiyacınız olan garanti burada.
Sakın açma.
Bir film karesi.
Moyzisch tab ettiğinde, Albay Richter'in satın almak istediği...
...belgenin bir parçasını göreceksiniz.
Geri kalanını Moyzisch bana 100,000 pound ödediğinde teslim edeceğim.
100,000 pound?
Söylemeyi unutmuşum. Fiyatı arttırdım.
- Hazır mısın, Moyzisch? - Evet.
Aşırı dostane davranmayı unutma. Önce parayı ver.
-Filmi aldığında derhal buraya dön. -Emredersiniz efendim.
Sonrasında ne yapacağınızı biliyorsunuz.
Türk polisi sorun olabilir.
Çiçero'yu kalabalık bir caddede ya da polisin gözü önünde...
... öldürmeyi tercih etmeyeceksiniz.
Diğer taraftan, O da polise başvuracak değildir.
Cebinde 100,000 İngiliz pound'uyla bunu yapmaz.
- Evet efendim. - Ve iyi şanslar.
Hiç şans yok mu?
Allah bu şehri casuslara göre yaratmış.
İstanbul'da kimse kimseyi bulamamıştır.
-Burada bir şey var mı? - Von Richter ve Moyzisch içerideler.
Diğer iki oyun arkadaşımız gibi.
Kimse çıkmadı.
Henüz.
Moyzisch, sevgili ortağım, seni gördüğüme sevindim.
Güzel bir akşam yemeği için henüz çok erken ama beni yoğun bir gece bekliyor.
- Bir şey yemek ister misin? - Aç değilim.
Bitkin hissediyor olabilir misin?
Öyleyse otur da muzlu Türk brendisi iç biraz.
İnsanın kanını kaynatır ve içeni bir kahramana dönüştürür.
Kendimi oturur vaziyette içki sunmaya alıştırmalıyım.
İnsan ömür boyu elde ettiği alışkanlıklardan kolay kurtulamıyor.
İşe koyulalım.
Hepsini getirdin mi? 100.000 pound.
Bir centilmen olsam paranın tamamının burada olduğunu kabul ederdim.
Ne yazık ki saymayı bitirene kadar bir centilmen olamayacağım.
- İngilizce biliyor musunuz? - Az.
Bir dostumu arıyorum. Özel bir odada olabilir.
Özel odanız var mı?
Şu an dolu.
Öyleyse orada olmalı. Ben bir...
- Üzgünüm. Rahatsız edilmek istemiyor. - Ama beni bekliyordu.
Üzgünüm.
Burada oturun lütfen.
Kafayı çalıştırmanın da sağa sola ateş etmenin de bir zamanı var.
Burada ateş etme konusunda tek hakim biz değiliz.
Şurada oturan iki süpermen daha masadan kalkamadan işimizi bitirir.
Ama şu an filmi teslim ediyor olabilir.
Şu andan itibaren filmi istemiyoruz. Hiçbir değeri yok.
Planlar değişebilir, biliyorsun.
Biz Çiçero'yu istiyoruz ve onu canlı istiyoruz.
Böylece bize Naziler'in ne kadarını öğrendiğini söyleyebilir.
Düşündüm de, aynı sebeplerden ötürü...
...Naziler de onun ölmesini isteyecektir.
Diello, seni koruyacağız, haberin olsun.
Sen kaçıksın. Tam bir kaçıksın.
Buna atlayacaktır.
Dostum beklediğimizi bilmiyor olabilir. Bunu kendisine verir misiniz lütfen.
Elbette efendim.
Abdi Bey, size nasıl teşekkür edeceğim ben. Konukseverliğiniz...
...nezaketiniz ve mutfağınız.
Seni görmek her zaman zevktir Diello.
Beni eskilere götürüyor.
Teşekkürler. Cevaba gerek yok.
O not kimden? Ne yazıyor?
Bir fotoğrafını satın almak ister misin?
Neden bu kadar gerginsin Moyzisch? Bugün hayatının en önemli günü.
Öldüğünde Hitler seni bronza batıracak ve caddelere adını verecek.
- Daha hızlı sayamaz mısın? - Acele işe şeytan karışır.
Bana hayranlık besliyorsun, sebebi bu mu?
Üzgünsün çünkü fazla yaşamayacağımı biliyorsun.
O iki adam seni İngilizlerden korumak için burada.
Hangi iki adam? Ben iki adam hakkında bir şey söylemedim ki.
Gerçekten Moyzisch. Sen, çektiğin vicdan azabı ve şu düşük çenen.
İşte film.
Sana da rollerimiz değişti gibi geliyor mu?
İngilizlerin seni öldürmeyi deneyebileceği?
Ben olmak nasıl bir duygu?
Cesur ol ve dik dur Moyzisch.
İngilizlerden öğrendiğim bir şey; dış görünüşün önemi.
Bay Travers, gösterdiğiniz ihtimamdan çok etkilendim.
Koruma teklifinizi memnuniyetle kabul ediyorum
Beni bir düşünsenize, İngiliz kılıçları ve kalkanlarıyla onca insanın arasında.
Şahsen gırtlağını kesmeyi tercih ederim.
Mantıklı değil. Bu durumda bilmek istediklerinizi size anlatamam.
Naziler beni koruduğunuzu görünce nasıl şaşıracaklar biliyor musunuz?
Hâlâ benim bir İngiliz aldatmacası olmamdan şüphe ediyorlar.
Seni güvenli bir şekilde taksiye bindireceğiz...
...sonra da İngiliz Konsolosluğu'na gideceğiz.
Neredeyse başladığım yere döneceğim desene. Hayır teşekkürler.
Birlikte yürüyüp sonra da vedalaşacağız.
Dinle Diello. Seni Gestapo'dan koruyacağız, ama...
...maksadımız seni canlı yakalamak.
Canlı yakalanmak gibi bir niyetim yok.
Seni Türk polisine yakalatacağız.
Burada silah taşımak kanunlara aykırı McFadden.
Bunu biliyor muydun? Neyse, her şeyin bir sırası var.
Nazileri güvenliğime gösterdiğiniz ilgiyle şaşırtarak başlayalım mı?
Bana katılmıyor gibisiniz.
Sen ayaktakımı arasında görüp görebileceğim...
...en soğukkanlı hırsız, hain ve suçlusun.
Ne yazık. Oysa bir beyefendi gibi görünmeyi umuyordum
Çiçero, İngilizlerle mi?
Koy onu yerine. Çok fazla insan var.
Ayakkabılarımız. Ayakabılarımızla ilgili bir şeyler söylüyorlar.
- Nesi varmış onların? - Bilmiyorum.
Devam et.
Bana inanmalısınız Albay, İngilizler bizi yaklaştırmadı.
- Onu koruyorlardı. - Saçmalık.
Ama gitmesine göz yumdular. Dahası, restoranda Çiçero'ya bir not ilettiler.
Hiçbir mantığı yok, akla yatmıyor.
Ekselansları Büyükelçi'den size acil bir mesaj efendim.
Moyzisch! Gecikmenin sebebi nedir?
- İlk baskıyı berbat ettim. - Ne?
Çok gergindim, ama ikincisi neredeyse bitti.
Acele et!
Buyrun efendim..
Birbirlerine tamamen uyuyorlar.
'Overlord Operasyonu için harekât günü şimdilik Haziran başı olup...
...Normandiya ve Cherbourg Peninsula sahili boyuncadır.'
- Albay, bunu duydunuz mu? - Evet, duydum.
Şimdi sen de şunu dinle. Von Papen'den acil bir mesaj.
'Kontes Anna Staviska'dan almış olduğum bir mektup...
...Çiçero'nun İngiliz ajanı olduğunu dile getiriyor.
Kontes ülkeden ayrıldığı için bu suçlamayı doğrulayamıyorum.
Ancak gözümüze girmek için harcağı çabaları düşündüğümde...
...suçlamasının doğru olduğuna inanmak durumunda kalıyorum.'
- Buna inanmıyorum. -Bense hep inandım.
Başından beri sana söyledim...
...İngilizleri ve çocukça hilelerini bilirim diye.
Buna inanmıyorum!
Önceki belgeler, onlar sahiciydi.
- Gelişmeler sahiciliklerini doğruladı. - Elbette. Öyle olacaktı ki...
...sonraki büyük dolmayı yutalım. Bunu!
Bunun için neredeyse hayatımdan oluyordum!
Biliyordum.
Başından beri biliyordum.
Akşam yemeği hazır efendim.
İki bey sizi görmeye geldi efendim.
Bankacınız ve bir bey daha.
Bay da Costa, bu saatte mi?
Pekala, içeri al onları.
Bay da Costa, beklenmedik bir zevk.
Bay Antonini, lütfen rahatsız ettiğimiz için bağışlayın.
Size arkadaşımı takdim edeyim, bay Santos.
- Şeref duydum. - Sizinle tanışmayı istiyordum efendim.
Oturun lütfen beyler. Yemekte bana eşlik eder misiniz?
- Teşekkürler efendim, biz yedik. - Biraz şarap belki?
Bay Antonini Rio'da şimdiden şarap zevkindeki uzmanlığıyla ün yaptı.
Siz de bankanın ortaklarından mısınız bay Santos?
Hayır efendim. Brezilya Soruşturma Bakanlığı'ndanım.
Öyleyse güzel şehrinize yerleşen Arjantinliler'i soruşturuyorsunuz...
Diğer şeylerin yanısıra, evet.
Evraklarımda düzgün olmayan bir şey mi buldunuz yoksa?
Hayır efendim. Evraklarınızın hepsi mükemmel durumda.
Yine de düzgün olmayan bir şey var efendim.
Bankadaki hesabınızla ilgili bir husus.
Hesabımdan fazla para mı çektim?
Dün itibariyle yaklaşık 7 milyon kruzerom vardı.
Bu villayı alırken kullandığınız banka çekini kastediyordum.
Bu işlemi hatırladığım kadarıyla, ödemeyi nakit olarak yapmıştım...
-...25,000 pound. - Doğru.
- Sorun nedir? - Paranız geri döndü.
- Nedenmiş o? - Paralar sahte.
Çarpık bir mizah anlayışınız var bayım.
Para sahte.
Brezilya parasına çevirdiğiniz paralar da öyle.
Hepsi sahte.
İnanın efendim, bir hükme varmak istemiyorum.
Sizin gibi inceliği her halinden belli bir beyefendi...
...belki de talihsiz bir aldatmacaya kurban gittiniz.
Bu para aylardır tedavülde imiş...
...ve İngiliz yetkililer kalpazanlığın daha yeni farkına varmışlar.
Sizdeki serinin her birinden örnekler var elimde.
Bugüne dek gördüğüm en başarılı kopyalar.
Bay Antonini, işbirliğinizi rica ediyorum.
Bu sahte banknotların Almanya'da basıldığını biliyoruz.
İngilizler bunu şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit ettiler.
Ve şu ana kadar bu paralar 3 yerde ortaya çıktı...
...burada Brezilya'da, Türkiye'de...
- ...ve İsviçre'de. - İsviçre mi?
...100.000'den fazla sahte İngiliz pounduna daha yeni el kondu.
Siyasi sığınmacı bir hanımefendinin tasarrufunda idi.
Bu paralara nerede ve nasıl sahip olduğunuzu anlatmanız sizin çıkarınızadır.
İsviçre.
İnanın bayım, bu gülünecek bir husus değil.
Üzülerek de olsa, size tutuklandığınızı söylemek görevimdir.
- Anna. - Af buyurun?
Anna. Zavallı Anna.