1989’da Sovyet Birliğinin dağılmasından sonra, KGB’ye ait birçok dosya Amerika ve İngiltere istihbarat timleri tarafından incelemeye alınmıştır. 1990’da bu dosyalardan bir tanesi Londra Whitehall D11 departmanına fakslanmıştır. Dosyada anlatılanlar öylesine olağandışıydı ki çok zaman geçmeden basına sızdı. Rusya’nın uçsuz bucaksız step bölgesinde büyük ve geniş bir çukur bulunmuştu. Rusya Federasyonu’nun kuzeyinde, Murmansk Oblastı sınırları içinde kalan toprak tu. Rusya Federasyonu’nun kuzeyinde, Murmansk Oblastı sınırları içinde kalan toprak parçası olan Kola Yarımadasında. Bunun binlerce yıl evvel dünyaya düşen bir meteordan dolayı mı, yoksa yeraltı katmanlarında meydana gelen bir çökmeden mi oluştuğu geldiği bilinmiyordu. Hem çukurun nasıl açıldığını öğrenmek hem de dünyanın nasıl oluştuğuyla ilgili ipuçları elde etmek ve yerkabuğunu mümkün olduğunca derine inerek incelemek için jeologlardan oluşan bir grup bilim adamı görevlendirildi. Böylece Kola derin sondajı Sovyetler Birliği tarafından Kola Yarımadasında yapılan bilimsel sondaj kuyusu olarak tanımlandı. Malzemelerini alıp bölgeye gelen bilim adamları çukurun yakınlarında bir kamp kurup araştırmaya başladılar. Çukur oldukça genişti ve dünyanın katmanları hakkında detaylı bilgi edinebilmek ve detaylı veri için daha derine inen bir çukur açmaya karar verdiler. İlk sondaj faaliyetleri 24 Mayıs 1970 tarihinde başlamıştır. En derin sondaj 1989 yılında 12.262 metreye ulaşmıştır. O dönemde delinen en derin sondaj olma özelliğini kazanmıştı. Proje kapsamında ilk başta planlanan derinlik 15.000 metreydi. 6 Haziran 1979 tarihinde o zaman kadar delinen en derin sondaj kuyusu olma ünvanı ABD‘deki Bertha Rogers sondaj kuyusundan alındı. 1983 yılında sondaj 12.000 metre derinliğini geçse de çalışmalar bir süre askıya alındıktan sonra devam ederken 27 Eylül 1984 tarihinde 12.066 metrede delme ekipmanı kırılacaktı. Sondaj 7.000 metreden yeniden başlatılacak ve 1989 yılında 12.262 metre derinliğe ulaşılacaktır. Ancak bu derinlikte beklenen 100 °C sıcaklık yerine 180 °C gibi değerlerle karşılaşıldığı ve çalışmanın güçlüklerinin artması nedeniyle proje 1992 yılında durdurulmuştur. Proje boyunca ana arterden dallanan birkaç yan kanal açılmıştı ve bunlardan en derini 12.262 metre derinlikteki SG-3 çukuruydu. Resmi raporların halka yansıyan verilerinde bu kadar bilgi verilmekteydi. Oysa gerçek başkaydı . Bu iş için kullanılan dev bir matkaba benzeyen sondaj makinesi çukurun tabanına yerleştirilerek delme işlemi başlatıldı. Yaklaşık 50 santim çapındaki delik aşağıya doğru ilerledikçe çıkartılan toprak, kaya parçaları, minareller ve bazı madenler kamp yerindeki seyyar labaratuvarda inceleniyor, notlar alınıyordu. Sondajın gidebileceği en ileri noktaya kadar gitmesini istiyorlardı. Bu sayede daha önce keşfedilmemiş bilgilere ulaşabileceklerdi. Uzun bir çalışmanın ardından deliğin boyu 12 kilometreye ulaşmıştı. Bu,yer kabuğunda açılan en derin kuyularından biri demekti. Biraz daha deldiler ve dev matkabın ucu inanılmaz bir hızda dönmeye başladı. Bilim adamları ve teknisyenler çok şaşırmışlardı. Bilim adamları bir yer altı mağarasına gelmiş olacaklarını tahmin ediyorlardı. Başka ekip üyeleri ise dünyanın merkezine ulaştıklarını düşünmeye başlamışlardı. Her nereye gelmişse gelsin matkap boşa dönüyordu, kırılacak, delinecek bir şey yoktu. Sondaj aleti dikkatlice çıkartıldı ve deliğin ulaştığı yer hakkında bilgi edinebilmek için bazı incelemeler yapılmaya başlandı. Bu arada delikten sıcak hava ve ;uğuldamalar gelmeye başlamıştı. Ekibin tamamı merak içinde bekleşirken küçük bir grup sıradaki işlem için hazırlık yapıyordu. İlk olarak sıcaklık ölçülecekti. Dünyanın merkezine yaklaştıkça yüksek ısı bekleniyordu ama deliğe indirilen hassas ısı ölçü aletlerine göre aşağısı 1200 dereceydi! Gözlerine inanamadılar, bu bekledikleri ısının çok üzerinde bir değerdi! Aletin bozuk olabileceğini düşünülerek başka cihaz indirildi ve yine aynı sonuç elde edildi. Bazıları devam etmemelerine söylüyordu, ancak bilimsel merak ağır basmıştı. Grupda bulunan yer kabuğu konusunda Dünyanın en yetkin ismi olan Dr. Dimitri Azzakov olay mahaline bir grup uzmanla sondaja devam etmesi amacıyla gönderilmiştir. Dr Dimitri şöye demiştir: “Bir anda matkap deli gibi dönmeye başladı, bu bir mağaraya ve boşluğa geldiğimizin göstergesiydi. Termometreler 1200 derece gibi inanılmaz bir sıcaklığı gösteriyordu. Bu beklediğimizden de fazlaydı. Sanki dünyanın merkezinde cehennem ateşi vardı.” Müzik sitesi: ****** Müzik: Faceoff