Tip:
Highlight text to annotate it
X
Destur Ya Rical Allah. Destur Ya Sultanul Enbiya,
Seyyidina Muhammed (sas) ve a'lihi ve sahbihi ecmain.
Meded ya Rical Allah.
Esselamu Aleyküm.
Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim.
La havle ve la kuvvete illa billahil Aliyyil Azim.
Ey insanlar hoşgeldiniz, dinleyenlerimiz.
Ümid ederim ki, bu zayıf kul için bir lütuftur bu-
Ben kendim için hiçbirşey iddia etmiyorum, hiçbirşey.
Onlar beni insanlara hitab ettiriyorlar.
Bu dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar,
Ya Beni Adem (as)!
Ey Adem oğulları,
"Arabım, Türküm, Kürdüm,
İngilizin, İspanyolum, İtalyanım" demeyin.
İtalyan mı yoksa İtaliş mi o da?
İspanyol, Türk, Kürt.. Şeytani-şeytandan olmayın.
Merhaban, merhaban, merhaban..
Her başlangıcın bir sonu olmalı.
Biz yalnızca..
Büyük Şeyhimiz ve onun
ne derler ona?
bu dünyadaki herşeye bakan 40'lar vardır.
40 Evliya.
Onlar bakarlar ve görürler- insanlara, dünyaya en yakın olanları.
Bu insanlardan biri.. "Ve mâ uberriu nefsî-
Ve ben, nefsimi temize çıkaramam". (12:53).
Arapça biliyor musunuz Ey Selefi alimleri?
Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim'de Hz Yusuf tarafından ne buyuruyor?
Hz Yusuf'un üzerine olsun selam, ve en yüksek selam ve şeref Efendimize (sav).
Ben küçükken çok yavaş, sessiz sakin bir çocuktum.
Şimdi huyum, kişiliğim değişti.
O kadar sessiz bir talebe iken 100 yaşına yaklaştıkça...
Diyorlar ki, insanlara ne giydirdiysek sana da onu giydiriyoruz
çünkü onların libası ile giyinmezsen senden kaçarlar.
Onlar eşekse sen de eşek ol, hiç kaçmazlar!
Ve, Sübhanallahil Aliyyil Azim,
El-cinsü mea'l-cins (Her cins, kendi cinsiyle birlikte olur).
Bütün deliler de bize geldi, bu eşekler..Tövbe Estağfirullah.
Birine karşı ünsiyet hisseder, yakın bulurlarsa kaçmazlar.
Selefi alimleri kendilerine bakıyorlar ve mertebelerini çok yüksek görüyorlar.
Diğer alimlerin mertebesinde bile olmak istemezler,
kendileri için 'biz Seleri alimleriyiz' derler.
Eh, ben de diyorum ki "hatu burhanekum-
Selefun Salih'ten olduğunuzu gösteren delil getirin.
3 isim veriyorsunuz, 40 isim veremiyorsunuz.
Benim de, bütün insanların da hakkı bu alimlere sormak,
Selefu Salihin'lerden 40 kişinin ismini söyleyin.
Getirin bakalım.
Milyarlarca ümmetin içinden Selefi Salihlerden 3 kişi bulamıyor musunuz?
Ne demek istiyorsunuz siz? Söyleyin.
Kimdir bu Selefu Salih?
En azından 40 tanesinin ismini verin.
Onlardan 40 tane değil, belki 40 bin tane bulabilirsiniz.
Belki 400 bin tane, belki 4 milyon Salihin bulursun.
Nasıl sadece 3 tane söylüyorsunuz?
Ibnul Kayyim, İbnul Teyyim, Muhammed Abdul Vahhab.
Öbürleri ne oldu, cehenneme mi koydunuz? Nedir bu saçmalık?
Sonra bana öfkeleniyorlar. Öfkenin ateşi onları yaksın.
Kendi kendime olursam, birşey değilim.
Ama bana birşey yapmak için emir gelirse o zaman korkunç biri olurum.
Bunu onlar söylüyor, ben söylemiyorum. Benim konuşmam onların lisanından.
Edebi gözetin!
Bu büyük bir iftiradır,
büyük suçlamadır, "Efendimiz (sav) yalnız
Selefun Salihinden 3 kişiyi hazırladı" demeniz.
Yalnız Sahabe-i Kiram 124 000 kişiydi, hepsi de "radıyallâhu anhum ve radû anh-
Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır" (98:8)
Efendimizin (sav) Sahabesine söven diğer milletlere de bağırıyorum.
Cezalandırılacaksınız.
"Ya Şeyh.." derler. Ben Şeyh değilim!
Ben normal bir kimseyim. Ama siz buraya bir makine getiriyorsunuz.
Beni mi dinliyor? Nasılsın?
Hem bana bakıp beni duyuyor, kelamımı doğudan batıya götürüyorsun?
Aferin sana.
İnsanlar yanlış anlayışlar içindeler.
Efendimizin (sav) bize getirdiğine gelmemiz lazım.
Efendimiz (sav) buyuruyor: "Eddebenî Rabbî ve ahsene te'dîbî-
Beni Rabbim edeplendirdi; hem en güzel şekilde edeplendirdi."
Efendimiz (sav) kimseye söver miydi? Hayır.
O Rabbine, Yaratıcısına karşı edebini gözetirdi.
Bizim edep öğrenmeye çalışmamız lazım.
Bu yaratılışın başından sonuna kadar en yüksek edep,
Efendimizin (sav) edebinden daha güzel edepli bir insan bulamazsınız. Neden?
Çünkü Efendimiz "Eddebenî Rabbî" buyuruyor.
"Eddebenî Rabbî - Rabbim beni en güzel edeple edeplendirdi".
Kimse bu edebin üstünde bir edebe sahip olamaz, veya öğrenemez.
Anlamanız lazım. Anlamazsanız size anlatacak birisi gelecek.
Estağfirullah. Evet.
Ben böyle şeyleri kendi nefsimi yüceltmek için söylemiyorum, hayır.
Benin nefsim en aşağıdadır.
"Men Tevada’a lillah, ve Refeahullah"
Kim tevazu gösterirse
Cenab-ı Allah onun mertebesini yükseltir, ebedi olarak yüceltir.
Ezeli ve ebedi bir öğreti olan Kuran-ı Kerim'de ne buyuruyor?
Bu evren gibi milyarlarca, milyarlarca evrenler var.
Mevcudiyet sayısızdır, Cenab-ı Hakkın yarattığı mahlukatı ve evrenleri
henüz kimse sayamamıştır.
Cenab- Allah Kuran-ı Kerim'de buyurdu.
Kur'an Allah'ın kelamıdır, ama Allah bu kelamı Hz Yusuf adına bildirdi.
Yusuf (as) diyor ki: "Ve ben, nefsimi temize çıkaramam" (12:53).
Benim nefsim tam, %100 Allah'ın istediği gibidir demiyorum.
Hayır, benim nefsim de diğer insanların nefsi gibidir.
Herkeste nefis vardır, ama o nefsi bırakırsan en kötüyü yapar.
Ama ona dikkat edersen, terbiye edersen o zaman
nefsin güzel bir binek olur sana.
"Muhakkak ki nefs, mutlaka kötülüğü emreder" (12:53). Arapça mı bu?
Hangi Selefi alimi "benim nefsim kötülüğü emrediyor" diyebilir?
Ancak "Selefu Salih alimleriyiz" diye iddia etmeyi bilirler.
Neden "ben nefsimi temize çıkarmam" demiyorsunuz?
Onlar bir garantileri var sanıyorlar-
"biz Selefun Salih alimiyiz" diyerek semavi bir garantileri var sanıyorlar.
Sema'dan kendilerine bir garanti var, yaptıkları herşey en iyi sanıyorlar.
Yaptıkları, konuştukları, davranışları en iyi sanıyorlar.
Efendimiz (sav), Rabbini "Müeddib" olarak kabul ederdi-
kendisine en güzel ahlak ve edebi talim eden olarak.
"Eddebenî Rabbî" diye buyuruyor.
Bu "Selefun Salihiz, onların yolundayız" diye iddia edenlere soruyorum:
Size kim talim ediyor?
"Kitaplardan okuyoruz" demeyin.
Hayır, bizim sorduğumuz sizin amelleriniz ve davranışlarınız.
Kim size öğretiyor şimdi? Çünkü onların çoğu reddeder şimdi,
kendilerine edebi öğretecek bir mürebbileri olmasını reddederler.
Evet.
Bu mühimdir, bu çok mühimdir ki bunu kabul etmezler ve hepsi
Tarikatlara karşı çıkarlar.
Tarikatlar kendileri için hiçbir şey istemez ama onlar yalnızca
Efendimizin (sav) Sahabeye öğretmesini örnek alıp
elinden geldiği kadar bunu yapmaya çalışır.
Tarikatlar, Efendimizin (sav) güzel ahlak ve edebine uymaktan mutlu olan
Sahabelerin yolunu taklit etmek ister.
Efendimize (sav) karşı ve Rabbine karşı olan edep vardır.
Bu edebi alarak; kullar ve Ümmet nasıl korunur,
nasıl güzel ahlak ve edebe ulaşır onu öğretirler.
Kimse edep nasıl alınır kitap okuyarak, kitaplardan öğrenmedi.
Mesela, demirci ustası olmadan bir kimse kılıç yapabilir mi?
Ustasız kılıç yapılır mı? Hayır.
Yaparım diye iddia edebilir ama elindeki yalnız demir parçasıdır, kılıç değil.
Her meslekte, öğretmesi için bir üstad lazımdır.
Ve Efendimiz de (sav) bütün mahlukat için ezelden ebede kadar öğretendir.
Nasıl tarikatları inkar ederler, karşı çıkarlar?
Kuran-ı Kerimde buyrulur: "Ve en levistekâmû alet tarîkat"(72:16).
Bir de Kuran'da Tarikat yoktur derler.
Bunu duydunuz mu hiç?
Allah buyuruyor "Eğer onlar tarikat üzere olarak Allah'a yönelselerdi
onları mutlaka bol su (rahmet) ile sulardık" (72:16).
Elif Lam tarifi cins, ahid (belirlilik), istiğrak(genelleme) için kullanılır.
Ahid için kullanılırsa.. Estağfirullah,
Arapça anlayan insanlara konuşuyorum,
alimiz diye iddia ederler, anlamaları lazım.
"İslam'da Tarikat yoktur, Kuran'da Tarikat yoktur" derler.
Nasıl? Cin Suresi mi bu?
Cin Suresindeki Ayeti Kerime.
Okurlar ama hiç anlamazlar. Ne demektir bu,
Cenab-ı Hak buyuruyor: "Ve en levistekâmû alet tarîkat"(72:16).
"İstikamet" bir kul için en yüksek mertebedir-
"Mustakim" olması.
Tam tamına istikamet üzere olan bir kimse olamazsınız.
Bir sahabe Efendimize "Ya Resulullah, bana İslamı anlat
ama en kısa ve öz şekilde anlat ki onu tutabileyim" deyince
Efendimiz (sav) ona cevaben “Kul amentü billah sümmestekim" buyurdu.
"Ben Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru yolunu tut!”
Nereye geliyor bu?
Kuran-ı Kerim cevabı getiriyor, ""Eğer onlar istikamet üzere.."
Tarikat üzere yönelselerdi diyor, Şeriat üzerine demiyor.
Tarikat ki, bu kelime ile anlam
herkesin anlayış ve kapasitesine ulaşmak için genişliyor, açılıyor, açılıyor..
"Levistekâmû..." Onlar Arap. Bu Ayet-i Kerime'ye baksınlar.
Belki bu Ayet-i Kerimeyi okurken hiç düşünmüyorlar, düşünmediler:
"Ve en levistekâmû alet tarîkat" (72:16)
Nasıl İslamda Tarikat yoktur diyorsunuz?
Cenab-ı Hak buyuruyor: "Kullarım Tarikat üzere yönelsinler"
"Le eskaynâhum-Mutlaka onları (rahmet) ile sulardık".
Kim söylüyor bunu? Kim onlara içmek için birşey veriyor?
"Le eskaynâhum mâen gadekâ- mutlaka bol su (rahmet) ile sulardık".
Bu alimler, Selefun Salih alimleri ki bana çok öfkeliler.
Hayır, onların bana karşı olmak gibi bir salahiyetleri yok.
Bana karşı gelirlerse, Kuran-ı Kerime ve Efendimize(sav) karşı gelirler demektir.
Allah'ın mükafatı mı bu? Allah'ın onlara mükafatı su mu?
Allah'ın Tarikatı tutan kuluna
mükafatı "le eskaynâhum mâen gadekâ".
Bu su sizin için mi?
Birşey bildikleri yok. Ama bazıları birşeyler biliyor.
Edepli olsunlar, edebi gözetmezlerse
"müeddib-edeplendiren" birisi onlara öğretir o zaman.
Allah bizi affeylesin. Fatiha.
Kafi, bu bir ummandır. Zaman da yok herkesin söylediklerimi sonuna kadar
anlayacak kapasiteleri de yok. Sonu yoktur bunun.
Allah Allah, Allah Allah
Allah Allah, Aziz Allah
Allah Allah, Allah Allah,
Allah Allah, Kerim Allah.
Allah Allah, Allah Allah
Allah Allah, Subhan Allah
Allah Allah, Allah Allah
Allah Allah, Sultan Allah.
Ya Rabbi zid Habibike izzen ve şerefen
nuran ve surura, rıdvanen ve sultane.
Bi Hürmeti, bi fadlike ve Memnike ve Keremike Ya Rabbi.
Fatiha