Tip:
Highlight text to annotate it
X
Sesimi duyan varsa şu an Trujillo
dışında bir yerdeyim.
Hasta değilim ama suyum tükenmek üzere.
Çocuklarımın yardıma
ihtiyaçları var.
Sesimi duyan varsa lütfen cevap
versin. Suyumuz tükenmek...
İnsanlar burada neler olup bittiğini
sormaya başlıyorlar.
Peki ne cevap veriyorsun?
Hâlâ hayatta kalanların oduğunu ve
gelen haberlerin iyi olmadığını söylüyorum.
Personel gelen her mesajı dosyalarına
bakıp kontrol ettiğimizi düşünüyor.
Aileleriyle ilgili bir şey öğrenirsek
onlara haber vermemizi bekliyorlar.
İnsanlar dışarıda olup bitenler ile
ilgili subayların söylediklerinden başka...
...hiçbir şey bilmiyorlar.
Onlar da fazla şey söylemiyor zaten.
Doktor Scott aşıyı maymunlar üzerinde
denemeye yakın olduğunu söylüyor.
Eve dönüş rotasını belirleyelim.
Burada beklemenin anlamı yok.
Katılıyorum.
Annen olmadığımı biliyorum ama
yemeğini yemen gerek Mike.
Sanırım vejetaryen olmaya başlıyorum.
- Aşhaneye bilgi verdin mi bari?
- Üstesinden gelmeyi umuyorum.
Kafanızı kurcalayan şey ne?
Personele ne söyleyeceğimiz ile ilgili
bir fikriniz var mı diye merak ediyorduk.
Nikaragua'da olanlar ile ilgili.
Bizim fikrimiz detayları bilmemeleri
yönünde efendim.
Hasar Kontrol personeli
üniformalarımızdaki kanı gördüler.
Guantanamo'daki gibi birkaç
düşman ile karşılaştık deriz.
Köy ve El Toro konusunu bilmelerine
gerek yok.
Unutulmaz akşam yemeğimizi ve
hasta insanların ne kadar...
...yakınımızda olduklarını ama onlara
yardım edemeyeceğimiz gerçeğini de öyle.
Kaldıramazlar mı diyorsunuz?
Bu yükü taşıması gerekenler bizleriz.
O çocuklar değil.
Tex ve yüzbaşılar ile de konuştuk.
Onlar da aynı fikirdeler.
Mason yeterince iyileşir iyileşmez
onu da bilgilendiririz.
Bilmesi gereken prensibi.
Her zaman yaptığımız gibi.
Bazı şeyler değişti ama.
Hepimiz kutuplarda 4 ay boyunca
olan bitenden habersizdik.
Bu durum insanların pek hoşuna gitmedi.
Bizim de onlar gibi her şeyden habersiz
olduğumuza inanıyorlar.
- Onlardan bir şeyler saklamaya
başlarsak... - Efendim anlıyorum ama...
Personelin umuda ihtiyacı var.
Çeviri: *** - Cihan KARAKAŞ.
İyi seyirler dilerim...
Aşı bu demek?
Bunlar aşının prototipleri.
Virüsün kutuplardan aldığımız ilk hali,
Mısır'dan aldığım numune ve...
...son hali arasında onlarca mutasyona
uğrayan gen var.
Önemli olan doğru gen üzerinde doğru
kombinasyonlar ile çalışabilmek.
Prototiplerden birini enjekte ettikten
ne kadar sonra...
...işe yarayıp yaramadığını öğreniriz?
Birkaç saat de olabilir birkaç gün de.
Ama bunlardan biri doğru aşı olabilir.
İş sadece doğru geni bulmaya
kaldı değil mi?
Mevzu o kadar kolay değil ama...
...esas itibariyle öyle.
Komutan köprü üstünde!
İyi akşamlar Nathan James.
Konuşan Komutan.
Sizleri görevde olanlar ile ilgili
bilgilendirmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi doktor Scott'un virüs
için aşı üretme çalışmaları kapsamında...
...kullanacağı maymunları bulmak için
küçük bir ekip Nikaragua'ya çıktı.
Orada 150 insanı köleleştiren bir
uyuşturucu baronu ile karşılaştık.
Kendisini ve adamlarını
etkisiz hale getirdik.
Orada bulunan sağlıklı insanları kurtarıp
düzgün bir hayat kurabilmelerini sağladık.
İçlerinde çocukların da bulunduğu
bir grup hasta insan ile de karşılaştık.
Dün onlara yardım edemedik.
Ancak yarın belki de yardım edebileceğiz.
Çünkü gemiye 34 maymun ile geri döndük.
Doktor Scott artık testlerini bu maymunlar
üzerinde yapacak.
Ancak biz de beklemeyeceğiz.
Rotamızı eve dönmeye ayarlıyoruz.
Oraya vardığımızda doktor Scott'un bir
aşı üretmesini ve...
...görevimizi tamamlamayı ümit ediyoruz.
Bugün güzel bir gün.
Görevlerinize devam edin.
Şu Kardashian kardeşlerin de
başı beladan kurtulmuyor.
Sence hâlâ medyaya oynuyorlar mıdır?
- Şüphesiz.
- Şüphesiz.
Dostum. Ayrılan insanların haberlerini
okumaktan nefret ediyorum.
Kafaya takmayabilirim ama yufka
yürekliyim işte.
Ben insanların birlikte olduğunu
görmeyi seviyorum.
- Evet dostum eminim öyledir.
- Seninle ilgili bir teorim var.
Sürekli ilişki kurmak yasak
deyip duruyorsun.
Bence bunu hoşlandığın kıza yaklaşmamamı
istediğin için yapıyorsun.
Kim olduğunu söylesen iyi olur dostum.
Durup dururken seninle karşı
karşıya gelmek istemem.
Takılıyorum işte canım.
Zaten kızın kim olduğunu biliyorum.
Konuşmaya devam et Tex.
Pekâlâ, ederim.
Bahse girerim kendisi bir yüzbaşı.
İsminin baş harfleri de K.F.C.
C hariç tabii.
Kara.
Eğer kimseye bir şey söyleyecek olursan
yemin ederim...
Dostum, sırrın benimle güvende.
Zaten artık fark etmez.
Her şey bitti.
- Bana pek öyle gelmedi.
- Öyle ama.
Öyle olmak zorunda.
Mason'u gördün mü?
Bacağı fena yaralanmış.
Orada gördükleriyle ilgili
konuşmak istemedi.
Kıdemli astsubay köprü üstünde
beni görmezden geldi ve...
...bütün gün İkinci Komutanı gören olmadı.
Sence doktor Scott aşıyı bulmaya
gerçekten yaklaşmış mıdır?
Dereyi görmeden paçaları sıvamam.
Yani Komutan sadece bizi motive
etmek mi istiyor?
- Demek eve dönüyoruz.
- Öyle görünüyor.
- Ne zaman orada oluruz?
- 7 ile 10 gün arasını bulur.
Yakıt almamız gerekecek mi bilemiyorum.
Nereden yakıt alacağız ki?
Orası beni aşar dostum.
Bana ne yapacakları ile ilgili
bir fikrin var mı?
Gittiğimiz yerde sana bir hücre yapacak
küçük bir yer bulacağımıza eminim.
Dünyanın sonu gelmiş.
Gerçekten Komutanın benimle
uğraşacağını mı düşünüyorsun?
- Seni serbest bırakmaz.
Neden bıraksın ki? - Bu delilik.
Dünyanın kaderi pamuk ipliğine bağlı.
Doktor Scott'a yardım edebilirim.
Laboratuvara döndüğümde
değiştirilmiş geni bulan kişi bendim.
- Gemideki herkesi öldürmek istedin.
- İsteyerek yapmadım.
Korkmuştum. Ailemi Roskov'un elinden
kurtarmak için çaresizdim.
Bak dostum, sana yardım edemem.
Edebilseydim bile bunu yapmazdım.
Bu yüzden satranç oynamaya
devam edelim tamam mı?
Sızlanmanı başka birine yap ya da
gidip Komutan ile konuş.
Şah.
Üzgünüm.
Aşısının yoğunluğunu artırdım.
Biraz da epinephrine verdim.
Ama yine de çok umutlu
olduğumu söyleyemem.
Böyle aksilikleri bekliyordun değil mi?
Bazı aksiliklerin olmasını
bekliyordum tabii.
Virüs tahminimden biraz daha
karmaşık görünüyor.
Virüse eklenen gen de şimdiye kadar
belirlediklerimden biri değil gibi duruyor.
Yani ters giden şeyin ne olduğunu
henüz bilmiyorsun.
Hâlâ doğru soruların neler olduğunu
bulmaya çalışıyorum.
Şaka yapıyor olmalısın.
Bu bilimsel bir süreç.
Bu sabah personele neler
söylediğimi duydun.
Evet duydum. Keşke o kadar iyimser
olmasaydın diye de içimden geçirdim.
- Cidden mi?
- Testler için hazır olduğumu söylemiştim.
Aşıyı bulduğumu söylememiştim.
Çay getirdin. Şampanya olsa
onu getirirdim dedin.
- İlerleme kaydediyorum.
- Pek öyle görünmüyor.
En önemli buluşlar her zaman en
büyük aksiliklerden sonra ortaya çıkar.
Sabırlı olmamız gerekiyor.
Peki bunlardan nasıl kurtulmayı
düşünüyorsun?
Gemiden atılmaları gerekiyor.
Orada çürümeye bırakamam.
Karanlıkta yap.
Helikopter platformundan.
Bir şey soran olursa tehlikeli artıklar
olduğunu söylersin.
Gerçek de bu zaten.
- Hepsi ölmüş olamaz.
- Altıda altı.
- Neden olduğunu bilmiyor.
- Tanrım.
Aşıyı bulduğunu söylemiştiniz.
Görünüşe göre durum biraz daha karmaşık.
Elinde 28 tane daha var değil mi?
Her seferinde altısını test etmeye devam
ederse yakında sıfırı tüketir.
Geri dönüp Nikaragua'ya gitme ihtimalimiz
varken eve dönüş yolunda...
...daha fazla yakıt ve zaman
harcamak istemiyorum.
Gemiyi durduruyoruz o halde.
Eve ne kadar yakın olursak geri dönmesi
insanlar için o kadar zor olacaktır.
Herkese doktorun aşıyı bulmak
üzere olduğunu söyledik.
Şimdi ne söyleyeceğiz?
Maymunları denize atarken
kimseye görünmemeye çalışacak.
Peki, bana uyar.
Bir plan yapmadan gemiyi durdurursak
insanlar merak edip dırdır etmeye başlar.
Ne olduğunu anlayana kadar
sadece birkaç gün bekleyeceğiz.
Emredersiniz efendim.
Efendim.
Komutanın gemiyi neden
durdurduğunu biliyor musun?
Subaylar aşıyı yapmak için nereye
gideceğimizi belirlemeye çalışıyorlar.
Hadi ya?
Yanlış yöne doğru gidip boş yere yakıt
harcamak istemiyorlar.
Enteresan.
Çünkü aşıyı üretmek için gidebileceğimiz
yerler sadece Kuzey Amerika'da mevcut.
Belki de Brezilya ya da Venezüella'ya
gitmeyi düşünüyorlardır.
Eminim oralarda da laboratuvarlar vardır.
Brezilya ve Venezüella bu yarıkürenin
en sıcak bölgeleridir.
Sıcaklığın konuyla ne alakası var ki?
Sıcak bölgeler, pastırma.
%98 ölüm oranı.
Bulunduğumuz yerden daha güneyde
bir yere gitmemize imkân yok.
- Doktor Scott da bunu biliyor.
- Eminin bir başka yer daha vardır.
Porto Riko'da bir laboratuvar var.
Ama Roskov hâlâ Küba açıklarında
bir yerdeyken...
...Komutan oraya yaklaşmak ister mi acaba?
Bir terslik var pastırma.
Seni temin ederim.
Nasıl bir terslik?
Doktor Scott'ın deneyleri
başarısız gidiyor olmalı.
Seni de kullanmaları
gerektiğini söylemiştin.
Başarısız oluyor olsalar seni
çağırmazlar mıydı?
Komutanınız inatçı bir adam.
Yanıldığını itiraf etmeyi sevmiyor ve
sonucunda yanlış insanları cezalandırıyor.
Ruslardan kurtulmaya çalışırken
neredeyse karinada koca bir delik açıyordu.
Çünkü aşının bileşenlerini
paylaşmak istemedi.
Tatlı su sistemi bozulduğunda da neredeyse
herkesin ölümüne sebep olacaktı.
O paraşütlerle yaptığı çılgın numara...
Her şey bitene kadar kimse ne
olduğunun farkında bile olmuyor.
Gerçekler acıdır pastırma.
Duymak istersin istemezsin orası
ayrı konu.
Ama Komutanınız sizden bir şey saklıyor.
Nöbeti ben alıyorum dostum.
- Bir şey var mı?
- Hiçbir şey yok.
Sence geriye sadece biz mi kaldık?
Ruslar hâlâ dışarıda bir yerlerde.
Ne yapıyor bu kadın?
6 maymunu daha öldürdü.
Bu sefer sadece 4 saat sürdü.
- Nasıl oldu?
- Farklı bir şey denedi.
Yanlış yolda olduğu aşikâr.
Quincy'yi yanına gönderelim mi? Belki
yardıma ihtiyacı vardır.
Gerek yok dedi.
Bu noktadan sonra fazla yardımı
dokunmazmış.
- Bir planı var mıymış peki?
- Aşıları değiştirip deneylerini yapıyor.
Tek söyleyebildiği bu.
Gelişme olursa haber verin.
İnsanın her tarafından kan fışkırıyormuş
diye duydum.
- Dostum, hadi ama.
- Ne var?
Guantanamo'da görmüştük.
Çok kötüydü.
Hayatta olan birini mi gördünüz?
Hayır dostum, ölüydüler ama...
Vücutlarından fareler fışkırıyordu.
İğrenç bir şeydi.
Umarım şu koruyucu elbiseler
işe yarıyordur.
Elbette işe yarıyorlar.
Evet ama Guantanamo'da
maskelerimizi hiç takmamıştık.
Protokol böyle dostum.
Oksijeni boşa harcamamak için.
Peki Nikaragua'da o hasta insanlara
yaklaştığınızda...
...maskelerinizi takmanız ne kadar sürdü?
Tanrım. Biraz rahatlasanız olmaz mı?
Kimseye hastalık bulaşmadı.
Doktor gemiye geldiğimizde kanımızı
test etti zaten.
Şimdi oyunumuzu oynuyor muyuz
yoksa oynamıyor muyuz?
7 kartlı oyun. İkililer ve kupa-maça
valeleri joker.
Jokerli oyun mu?
Nerelisin sen dostum
Sadelik yanlısı biri olduğunu
sanırdım Tex.
Sadelikle alakam olmaz.
Bu zamana kadar bunu
anlamışsınızdır sanıyordum.
Bakın kimler gelmiş.
- İyi misiniz efendim?
- Evet sadece...
Efendim!
- Dostum, kötü görünüyor.
- Efendim!
İyi misin?
Dur, dur!
Ondan uzak durun.
Dostum, iyi misin?
Kan testi yapıldı dememiş miydin?
Kare mi kurdunuz?
- Hemen çık buradan!
- Konuş benimle.
Pekâlâ.
Yüzüme bak.
Tıbbi acil durum.
Tıbbi acil durum.
12545L numaralı bölgede tıbbi acil durum.
Personel dinlenme salonu.
Tıbbi müdahale ekibi hazırlansın.
Durumu nasıl?
Koruyucu elbise olmadan
buraya girmemelisiniz.
Virüs falan bulaşmadı.
Ne oldu?
Su almak için geldi. Kendinden
geçti ve şimdi de ateş içinde.
Danny?
- Danny, beni duyuyor musun?
- Evet.
Danny, ne kadar zamandır
böyle hissediyorsun?
Birkaç...
Pekâlâ. Seninle ilgileneceğim.
İyileşeceksin.
Sadece ateşin çıkmış.
- Virüs mü bulaştı?
- Hayır bulaşmadı.
- Kaldıralım onu.
- Bir el atın.
Şunu bilmelisiniz ki eğer bu şey
hava veya kan yolu ile bulaşmış olsaydı...
...hepimize bulaşırdı.
En olası senaryo bir böcek tarafından
ısırılmış olması.
Bu durumda bulaşıcı olmayacak demektir.
Yok artık doktor.
Cadılar bayramı mı geldi?
Gerçekten koridorda üzerinde
bunlarla mı yürüdün?
Herkesin güvenliği için.
- Hepimizin giymesi gerek.
- Anlamıyor musun?
Eğer yüzbaşı Green'e virüs bulaştıysa
zaten hepimiz öldük demektir.
Panik yapmayı bırakmamız gerek.
Kan testleri ne kadar sürer?
İlk sefer için 4 ile 6 saat arası.
- Eğer bir şey bulamazsak daha
uzun sürebilir. - Başlayın.
- Ters giden bir şeyler var.
- Ne demek istiyorsun?
Cossetti ile onu helikopter platformundan
tehlikeli atık çantaları atarken gördük.
- Komutanla böyle alelacele
nereye gidiyorlar şimdi? - Bilmiyorum.
Ben de bundan bahsediyorum.
Kimse hiçbir şey bilmiyor.
Bu onu sakinleştirir.
Ateşini düşürüp sıvı dengesini sağlar.
Birkaç saat içinde gelip torbayı
değiştiririm.
Ben yaparım.
Sen sadece nesi olduğunu bul yeter.
Efendim. Gemiyi karantinaya almalısınız.
Hayır, zorunda değil. Gemiye girmeden
herkesin kanını test ettim.
Bu iki gün önceydi.
Belki o zaman virüs henüz
etkisini göstermemiştir.
Bu konu öyle bir şey değil.
Eğer virüs bulaşmış olsaydı...
...birkaç dakika ya da birkaç saate
kadar kendisini belli ederdi.
Pekâlâ millet. Artık aklımızı başımıza
toplayıp arkadaşımıza nasıl...
...yardım edebiliriz onu düşünelim.
Virüsün mutasyona uğradığını söylemiştin.
Nikaragua'daki türün daha
önce gördüklerinden...
...farklı olmadığına nasıl
emin olabiliyorsun?
Öyle olsa bile...
...virüsün özü aynı olacaktır ve
benim de testini yaptığım şey bu.
Peki ya yanılıyorsan?
Aşı konusunda yaptığım hatalar
tamamen farklı bir konu.
Onlar bir deneydi.
Bu test ile ilgili ise %100 eminim.
Efendim. Beklediğimiz her dakika...
...insanlar gemide dolaşıp virüsü
daha fazla yayacaktır.
İkinci Komutan.
Birkaç önlem almak zorunda kalacağız.
Durumu öğrenene kadar en kötü
senaryoyu uygulayacağız.
Hazırlık durumu-1.
Giriş çıkışları sınırlandırın.
Herkes koruyucu elbise giyecek.
Doktor Rios ne olduğunu söylemeden
daha fazla risk almak istemiyorum.
Ben salonu terk edemem.
Anonsu sen yapacaksın.
Nathan James.
Konuşan İkinci Komutan.
Tüm personel olduğu bölmede kalsın.
Kimse bölme dışına çıkmasın.
Hazırlık durumu-1 tesis edilsin.
Tüm bölmeler kapatılsın.
Havalandırmalar kapatılsın.
Hasar kontrol personeli koruyucu elbiseleri
giysin ve tüm personel maskelerini taksın.
Konuşan İkinci Komutan.
Tekrar ediyorum.
Tüm bölmeleri ve havalandırmaları
kapatın.
Hasar kontrol personeli koruyucu elbiseleri
giysin ve tüm personel maskelerini taksın.
- Burada ne işin var senin?
- Ona bulaştıysa bana da bulaşmıştır.
Öğle yemeğini birlikte yedik efendim.
Tak şunu hemen.
Kadın gece vakti denize tehlikeli
atık çantaları atıyordu.
Gece atıyorsa bu gece çalıştığı içindir.
O zaman laboratuvarda neden
silahlı koruma var?
Neden içeride ne olduğunu
kimse bilmiyor?
Orası biyolojik tehlike
arz eden bir bölge.
Aşıyı maymunlar üzerinde denediğini
biliyoruz. İşe yarıyor mu yaramıyor mu?
İşe yarıyor mu? Bak, hepimiz denize
attığı şeylerin ölü maymunlar olduğunu...
...ve gemiye virüsü yayan şeyin de
bu olduğunu biliyoruz.
Herkes sakin olsun.
Virüsün yayıldığı falan yok!
Aşı konusunda bazı
hatalar yaptığını söyledin.
- Anlamadım?
- Biraz önce...
...Komutanla tartışırken aşıyla ilgili
bazı hatalar yaptığını söyledin.
Biz her şeyin iyi gittiğini sanıyorduk.
Komutan.
İkinci Komutana da bilgi verin lütfen.
Teşekkürler doktor.
Bir çeşit hummaymış.
Bulaşıcı değil.
Ne demek bu?
İyileşecek mi?
Tek tedavisi sıvı takviyesi yapmak ve
ve ateşi için acetaminophen vermek.
Önümüzdeki 24 saat çok önemli.
Siz çıkabilirsiniz.
Biraz dinlenin.
Doktor Scott.
Bize biraz izin verir misiniz?
Tüm bölümler, konuşan İkinci Komutan.
Biyolojik tehdit ihtimali sona erdi.
Herhangi bir biyolojik tehdit yok.
Hazırlık durumu-1 geri.
Havalandırmaları çalıştırın.
Koruyucu teçhizatları çıkartın.
Tekrar ediyorum. Hazırlık durumu-1
geri. Havalandırmaları çalıştırın.
Dördüncü seviye koruyucu tedbirler geri.
Teçhizatları çıkartın.
Pekâlâ...
Şimdi neden o botta seninle birlikte
gitmekte ısrar ettiğini anlıyorum.
Evet efendim.
- O gece biraz geç kalmıştınız.
- Anlamadım efendim?
Vyreni gemisine çarpma
zamanınız gecikmişti.
- Ne olmuştu yüzbaşı?
- Yavaşladı efendim.
Benim çok erkenden atlamamı istedi.
Çünkü seni görevden daha
fazla önemsiyordu.
Sizi beklerken neredeyse mercan
kayasına çarpacaktık.
Şimdi ise sen muhtemel bir
virüs taşıyıcısı olarak...
...gemide oradan oraya koşturup ona
ulaşmak için hastalığı herkese yayıyorsun.
Bir yemin ettin.
Ve gemideki arkadaşlarına karşı
bir sorumluluğun var.
Doktor gelip senin yerine buraya baksın.
Eminim laboratuvara dönmek için
sabırsızlanıyorsundur.
Albay.
Kutuplarda sizden bir şeyler
sakladığımı biliyorum.
Ama bu işte birlikte olduğumuzu
anladık diye düşünüyorum.
Size karşı daima dürüst olacağım.
Bilmediğim bir şey olursa bunu söylerim.
Bir şey için %100 emin olduğumu
söylüyorsam... - Seni tanımıyorum.
Ama senin için her türlü riski göze aldım.
Adam öldürdüm.
Adamlarımı kaybettim.
Personelimden ailelerine sırtlarını
dönmelerini istedim.
- Senin için.
- Benim için değil albay.
Tüm insanlık için.
Ben sadece sizinle tesadüfen
baş başa kalmış biriyim.
Bana güvenmenin bir yolunu
bulmaya çalışsanız iyi olur.
Aksi halde her şeyin boşa gideceği
konusunda ciddi endişelerim var.
Cossetti doktor Scott'ı güverteden
tehlikeli atık atarken görmüş.
Hayır. Attığı şeylerin maymun
olduğuna eminim.
Aşı çalışmaları başarısız gidiyor
ve Komutan bunu saklamaya çalışıyor.
- Yani o maymunlar virüslü müydü?
- Elbette.
Aşı işe yarıyor mu diye görmek
için onlara virüsü enjekte ediyor.
İşe yaramadığında da ölüyorlar.
Sence Komutan bu yüzden mi
gemiyi karantinaya aldı?
Anladığım kadarıyla Komutan gemide
bir salgın olduğundan korkmuş.
Maymunlar yüzünden mi?
Ya da testlere güvenmediğinden.
Unutma ki bazıları Nikaragua'da
doğrudan hastalığa maruz kaldılar.
Ama koruyucu elbise giyiyorlardı.
Frankie Benz de giyiyordu ama
geri dönemedi.
Kaza olmayacak diye bir şey yok.
Bu konuda rahatsızlık duyan tek
kişinin sen olmadığını düşünüyorum.
Hayır. Şikayetçi olan çok kişi var.
Hem de çok.
Bu salgının başlangıcında...
...Komutanınız size bu geminin dünyadaki
en güvenli yer olduğunu söylemişti.
Korkarım ama gerçeğin önüne
hiçbir şey geçemez.
Havalandırma sisteminiz, herkesin
birbiriyle iç içe yaşaması...
Kirliliğin hızlı yayıldığını mı
düşünüyorsun?
Dünyayı vuran en güçlü ve en bulaşıcı
virüsten bahsediyoruz burada.
Her hafta erzak bulmak için hastalığın
bulaştığı bölgelere giden adamlarınız var.
Aşı üretmek için tasarlanmayan
eğreti bir laboratuvarınız var.
Doktor Scott aşağıda ne yaptığını bile
bilmeden Tanrı'yı oynamaya devam ediyor.
Bu gemi bir ölüm tuzağı.
Ateşi yükseliyor.
Bir sonraki dozu ne zaman alacak?
Saat 7'de.
Dozu yükseltemez misin?
Üzgünüm. Daha fazlası karaciğerine
zarar verir.
Cazibeli prens geldi de.
Kimden bahsettiğini anlayacaktır.
Söyle hadi. Yoksa şarkı söylemeye başlarım.
Country mi olsun Batı müziği mi?
Tanrı aşkına al içeri gitsin.
Hadi bakalım.
Demek...
Gizli işler çevirdiğin yer burası.
Süper güçlerim olmadığını
saymazsak tabii.
Orasını bilemem.
Seninle ilgili garip hislerim var.
Komutan da öyle hissediyor gibiydi ama...
...biraz korktu herhalde.
- Yapması gereken şeyi yaptı.
- Hadi ama.
Bundan rahatsız olmadığını söyleme.
Karantina olayını diyorum.
İçinde olduğum durumu düşündüğümde
bana kimin güvenip güvenmediği...
...çok basit kalıyor.
Bu yüzden...
Bu işi halledeceksin.
Evet.
Doktor Scott deneylerde sorun yaşadığını
dinlenme salonunda ağzından kaçırdı.
Burk, Miller ve Cruz kafayı buna
takmış durumda.
İnsanlar maymunları ve geminin
neden durduğunu sormaya başladılar.
Telsiz dinlemelerini bile merak etmeye
başladılar.
Zor durumdalar.
Ne zaman biteceği konusunda
hiçbir fikirleri yok.
Ya da nasıl biteceği konusunda.
Gel.
Af edersiniz...
...ama bir sorunumuz var.
Erlerden birkaçı bana geldi.
16 kişilik bir grup adına konuştular.
Gemiden gitmek istiyorlar.
Kim onlar?
Saygısızlık yapmadıklarını
bilmenizi isterim.
16'sının da sözleşme süreleri bitmiş.
Sözleşmelerini uzatmadığımız sürece...
...teknik olarak artık Donanma
personeli değiller.
Ne cevap vereceğimi bilemedim.
Gitmelerine izin vermemizi mi
öneriyorsun?
Engel olmaya çalışırsak ne
hissederler sizce?
Bu onları iradeleri dışında tutmak
anlamına gelir.
Sonuçta biz El Toro değiliz.
Peki bu personelin geri kalanına
nasıl bir mesaj verir?
İşler kötü gittiğinde gidebilirsiniz mi
diyeceğiz yani?
Hepimiz bu anın gelebileceğini
biliyorduk öyle değil mi?
- Kıdemli astsubay ne dedi?
- Talebimizi Komutana ileteceğini söyledi.
- Benden bahsetmedin mi?
- Hayır, henüz değil.
Son ana kadar söylemeyeceksin herhalde.
Seni neden bırakmak istesin ki?
Çünkü karada bensiz hayatta kalamazsınız.
Eğer bunu yeterince açık ifade edersen
Komutanın hayır deme şansı kalmaz.
Gitmemize izin vermezse bu iş
döner yine bizim yüzümüzde patlar.
Bunu yapabileceğini hiç sanmıyorum.
Maymunları denize attığını biliyoruz.
Bak, aşıyı bulmaya çok uzak olduğunu
bize söyleyen sendin.
- Bir yemin ettik.
- Ülke diye bir şey kalmadı artık.
Birbirimiz için yemin ettik.
Bak, bize burada ihtiyaçları yok.
Eğer gidersek besleyecek 16 kişi
eksilir hepsi bu.
Bunu yaptığınıza inanamıyorum.
Karantinadan sonra seni gördüm.
Hayalet gibi bembeyazdın.
Burk'un bile ödü koptu.
- Bu gemiden gitmemiz anlamına gelmez.
- Sözleşmen 3 hafta önce sona erdi.
Bizimle gel dostum.
Buradaki kimseye bir şey borçlu değilsin.
Dikkat Nathan James.
Tüm personel helikopter platformunda
toplansın.
- Bu bizimle mi ilgili?
- Bilmiyorum dostum.
Son günlerde aldığım bazı
bilgilerle ilgili...
...bazı hatalar yaptım.
Görevimiz ile ilgili size bilgi vermedim.
Çünkü sizleri gerçeklerden
korumak istiyordum.
Acı gerçeklerden...
Benim açımdan bu kötü bir karardı.
Ben sizin Komutanınızım.
Liderinizim.
Hayal kırıklığına uğramakta haklısınız.
Ama bu umudunuzu yitirmeniz
anlamına gelmez.
Çünkü bu görevi sadece
kendimiz için yapmıyoruz.
- Onlar için yapıyoruz.
- Oynatın.
Anlaşıldı efendim.
Adım Henry.
Portland, Maine'deyim.
Hasta değiliz ama yiyeceğimiz
tükenmek üzere.
Eğer bölgede düzgün bir avlanma
bölgesi bilen varsa...
...lütfen bize söylesin.
Georgia'daki herhangi birine sesleniyorum.
Eğer sağlıklıysanız, Dalton'da
güvenli bir sığınak var.
Sadece 19 kişiyiz ve her geçen gün
sayımız artıyor.
Merhaba. Ben Oaxaca'dan Juan.
Çok hastayız.
Tedaviyi bulan kimse var mı?
İşte bizim meselemiz bu.
Çözüm ise içeride duruyor.
Gelin benimle.
Hepimiz doktor Rachel Scott'ı tanıyoruz.
Ama çoğunuz onun burada ne yaptığını
ve kim olduğunu bilmiyorsunuz.
Kendisi hayatını sıtma, ebola, ve daha
birçok virüs için aşı üretme...
...çalışmalarına adamış birisi.
Bu iş için kimse onu zorlamadı.
Burada olmayı kendisi istedi.
Politikacılar ve bürokrasiye karşı savaştı
ve ona bir şans vermeleri için ikna etti.
Ve haklı çıktı.
Diğer tüm bilim adamları
başarısız olurken...
...o ne yapılması gerektiğini biliyordu.
Sadece burada kiminle çalıştığımızı
bilmenizi istedim.
Doktor Scott, neler olduğunu
bize anlatabilir misiniz?
Teşekkürler albay.
Tüm bunların size yabancı geliyor
olması çok normal.
Bu yüzden kafanızı karıştırmadan izah
etmek için elimden geleni yapacağım.
Bildiğiniz gibi maymunlar ölüyor...
...çünkü şu an aşı çalışmalarım
başarısız gidiyor.
Eminim hepiniz sarı humma
hastalığını duymuşsunuzdur.
Bütün dünyada milyonlarca
insanı öldürmüştü.
1937'de fareler üzerinde aşı testleri yapan
Max Theiler adında genç bir doktor vardı.
Theiler ve arkadaşları aşı için
virüsün tam 99 farklı türünü kullandılar.
Ve her seferinde fareler öldü.
Ama sonunda yüzüncü denemede
aşıyı buldular.
Bugün elimde bir cevap yok.
Yarın da olmayabilir.
Ama size şunun sözünü verebilirim ki...
...cevabı bulana kadar beni
durdurabilecek hiçbir güç yok.
İnsanlar başarılı olduklarında
onlara inanması kolaydır.
Ama biz zor olanı yapacağız.
Birbirimize başarısız olduğumuzda da
inanmalıyız.
Eğer daha fazla maymun bulmamız
gerekirse Nikaragua'ya geri döneceğiz.
Porto Riko'ya gitmemiz icap
ederse gideceğiz.
Eğer bir Bengal Kaplanı bulmak için
Bangladeş'e gitmemiz gerekecekse...
...bunu da yapacağız.
Size sözünü vereceğim şey şudur ki...
...artık yapacağımız her şeyi
hep birlikte yapacağız.
Bildiğimiz iyi ya da kötü ne varsa
subaylar ve astsubaylarınız...
...bunu sizinle paylaşacaklar.
Kulağıma gelenlere göre...
...içinizde bu göreve devam etmek
istemeyen bir grup arkadaşınız varmış.
Sözleşmeleriniz bitti.
Sizi burada zorla tutmayacağım.
Hatta sizlere hizmetleriniz için
borcumuz bile var.
Hepinizin gecikmiş ödemelerinizi
toplayıp bir hesap yaptık.
148 bin 678 dolar.
Deposu dolu bir lastik
bot ile birlikte...
...yiyecek, su ve tıbbi malzeme
almanız için yetecek bir para bu.
Bu arada eve dönüş için yeniden bir
rota belirlemeye karar verdik.
Ancak ayrılmak isteyenleriniz...
...yarın sabah 7'de kasara
güvertede hazır olsun.
Botunuz orada hazır olacak.
Komutan, puro ister misin?
Bizim kız çok etkileyici konuştu.
Birilerinin güvenini kaybettiğinde...
...geri kazanması çok zordur.
Ben senin peşinden cehennemin dibine
kadar gelirdim.
Macera olur diye düşündüğünden
gelirdin herhalde.
Evet o da var tabii.
Sadece 16 kişi. Onlar
olmadan da başımızın çaresine bakarız.
Bir sonraki grup gitmek
isteyene kadar öyle.
Onu o zaman düşünürüz.
Bu bir sınav.
Eğer giderlerse
umut da onlarla birlikte gider.
Geldiler.
Efendim.
Hepimiz sözleşmemizi uzatmaktan istiyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri'ni...
...iç ve dış tüm düşmanlara karşı
koruyup gözeteceğime...
...ve bunu tüm sadakatim ve inancım
ile yapacağıma ant içerim.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ve
üst rütbelilerimin emirlerine...
...kurallar ve Silahlı Kuvvetler kanunu
çerçevesinde itaat edeceğim.
Tanrı yardımcım olsun.
Ateşi düştü.
İyileşiyor.
- Bizi yalnız bırakır mısın?
- Elbette efendim.
O çalıştığım en iyi adamlardan biri.
- Gerçek bir lider.
- Öyle efendim.
Tabii bu iyileştiğinde onu
cezalandırmayacağım anlamına gelmiyor.
Evet efendim.
Cezanızın ne olması
gerektiğini düşünüyorsun?
4 hafta boyunca ikili vardiya.
6 saat çalışıp 6 saat dinlenme.
Bence iki hafta yeter.
Ama bunun yanında makine bölümündeki
düşük rütbeli subaylar için...
...bir eğitim programı
hazırlamanı da istiyorum.
Hepsinin S.H.M'de görev yapabilecek
yeterliliğe ulaşmasını istiyorum.
Elbette.
Sanırım bu aynı zamanda insanlara...
...neden tehlikeli hareketler yaptığını
izah etmen için de iyi bir yol olacaktır.
Bir ders olarak düşün.
Anladım efendim.
Güzel.
Komutanım?
Teşekkür ederim.
Duyduğuma göre son zamanlarda pastırma
ile muhabbeti epey ilerletmişsiniz.
Bu kadar konuşma sana yeter.
Çeviri: *** - Cihan KARAKAŞ.
twitter.com/leper12