Tip:
Highlight text to annotate it
X
İzleyeceğiniz video William GAzecki ile yapılan karşılıklı anlaşmaya dayanılarak yayınlanmaktadır. DVD siparişi vermek için http://www.fbdthemovie.com/order.html adresini ziyaret ediniz.
Bu yeni bir bilim: sosyo-siber-mühendisliği.
Ve bu da yaratıcısı, sıradışı Jacque Fresco.
Haber Haftasonu'nda bu haftasonu konuğum.
Konuğum sıradışı bir Miamili: Dr. Jacque Fresco.
Dr. Fresco'nun yapmış olduğu her şeyin üstünden geçebilirim.
O bir sosyal mühendis, endüstri mühendisi, tasarımcı, mucit,
Rotorcraft Helikopterleri'nin bir danışmanıydı,
Los Angeles'daki Bilimsel Araştırma Laboratuarları'nın Direktörü,
X-ray ünitelerinden tasarlama enstrümanlarına
pek çok parça tasarladı ve telifini aldı,
Mimari Rapor, Popüler Mekanik,
Cumartesi Eleştiri'de yazıları basıldı,
ve film endüstrisine teknik ve psikolojik danışmanlık yaptı,
Hava Kuvvetleri tasarımının ve Wright Sahası'nın gelişme biriminin bir üyesi,
elektrostatik anti-buzlama sistemlerini geliştirdi,
prefabrike aluminyum evler tasarladı.
Ehliyetinizde ne yazıyor?
- Meslek ne?
- Endüstriyel Tasarımcı ...
Sosyal Mühendis.
- İnsanların Miami'deki Jacque Fresco'dan bahsettiklerinde
onun 'Zamanın fazla ötesinde' biri olduğunu söylemeleri
gıcık ediyor mu, düşünce tarzının-
'İleri düzey türden düşünmeye hazır değiliz'-
türünde. Sizi gıcık ediyor mu?
- Her alandaki her yaratıcı insan bu türden bir sorunla karşılaşır.
Hayır etmiyor. Buna gücüm yetmez.
Önemli olan çok fazla şey var.
- Sosyo-siber-mühendislik nedir?
- Sosyo-siber-mühendislik yeni bir organizasyon,
bilim ve teknolojinin en sofistike formların
problem çözmeye yönelik uygulamasını temsil ediyor.
böylelikle yıllarca batırdığımız doğayı
yeniden kullanabiliriz
ve İnsanoğlu'na yakaşır bir hayat tarzı inşa edebiliriz.
Toplumu insanileştirmek için, bugün toplumumuza hakim olan
yapaysallıktan, sistematiklikten kurtulmak için.
Toplumumuz parçalara ayrılmış ve bir çok yöne itilmiş gibi.
Sosyo-siber-müentislik toplumu
hümanistik koşullar içerisinde yeniden şekillendirmek.
- Hümanistik koşullar mı? - Evet.
- Sizinle konuştuğum zamanlar,
bilim ve teknoloji merkezlisiniz. İnsanlarda kategoriler istiyorsunuz
… kategorilerle sınıflandırılmış, bazı insanlar burda yaşıyor ve-
- Onu hiçbir zaman istemedim. - Hayır.
- Birbirimizi okumadığımızı farz edelim,
ya da fikirlerden bahsetmedim.
Özünde, bence, bilim ve teknolojinin bütün harikaları
bütün elektronikler ve mekanik mucizeler,
insanların hayatlarını geliştirmediği sürece
aslında aslında milyonlarca ton ıvır zıvır.
Makinelerin ve teknolojinin üzerinde durmamızın sebebi
İnsanoğlunu özgürleştirmek, sanat merkezlerine,
müzik merkezlerine, kültür merkezlerine gidip
kendi varlıklarının ve hayatlarının anlamlarını bulabilmeleri.
- Makineler ne kadar şey yapabilr?
İşlemesi gereken şeyleri işletebilirler mi?
- Eh, Mr. King, eğer
Dünya'dan dönen bir roket fırlatabiliyorsak,
insan olmadan Ay'da bir yer bulup otomatik olarak iniş yapmasını,
topraktan örnekler toplamasını, gemiyi geri getirmesini
sağlayabiliyorsak- Sanırım Ruslar bunu yaptı-
Dünya'ya geri getirmesini sağlayabiliyorsak, eminim ki
büyük yolcu uçaklarıyla veya başka herhangi büyük şeylerle de başa çıkabiliriz.
- Fakat sorun politik yapımız:
Bir toplumu bu kadar değiştirmeye nasıl başlarsın,
özellikle bu aslında politik sistemi olmayan bir değişiklikse?
- Hayır, politik sistemi yok.
hiçbir politik partiyle ilişiği yok.
Ne komünist, ne faşist, ne sosyalist, ne demokratik.
Sosyo-siber-mühendislik bir tür kuantum zıplaması,
İnsanoğlu'nun düşünce tarzında şiddetli bir değişim.
- Milyonlarca insanla nasıl şiddetli bir değişim yaparsınız?
- Milyonlarca insanla, eh, sanırım anlıyorsunuz ki günümüzde
toplumumuzda sahip olduğumuz çoğu gelişme-
teknoloji: uçak, televizyon, radyo,
modern üretim teknolojileri- hepsi aslında çok az kişi tarafından yapılıyor.
Modern teknolojik medeniyeti oluşturan
birkaç yüz insan diyebiliriz.
Ama milyonlarca teknisyene ve milyonlarca bilim adamına ihtiyacınız yok.
Bugün tanıdığınız kaç kişinin
evinde oturup fonograflarını, radyo ve televizyonlarını kullanıp,
nasıl çalıştığı hakkında en ufak bir fikri var ki?
Sadece etraflarında olan şeyler...
- Hiç bir fikrim yok. -… ve arkada kalıyorlar.
İnsanoğluna olan şey teknolojik toplumunun-
zamanımıza hakim olan, öne çıkan yenileşmiş değer sistemleri-
değişimi yapamayan yüzlerce, binlerce insanı
geride bırakması.
Başka bir deyişle, değişemeyen insanlarla
bugün Amazon ormanında karşılaşabiliriz: kafa-avcıları.
Ve değişmek zorundayız. 'Gelecek Şoku' isimli kitap,
veya üzerinde çalıştığım kitap, 'İleriye Bakmak'.
'Gelecek Şoku' bizim hoşumuza gitse de gitmese de
olacak bir sürü şeyi belirtiyor,
geleceğin kimse tarafından durdurulamayacağını.
Devamlı bir ilerleme.
- Ama her zaman bununla başa çıkamayacak geniş insan grupları olacak.
- Evet, bu doğru. - 60 yaşında birinin… - Kabul ediyoruz
-...değişimine bakın, hayatında inanılmaz değişiklikler görmüş birinin.
- Hızlı değişebileceklerine inanıyorum
bilgi onlara sunulduğu takdirde. Başka bir deyişle
tek çelsede şimdiki sosyo-siber-mühendislik son derece zor.
İnsanlar bölünmemeli-
çocuklar, gençler, ve genç yetişkinler
ve daha yaşlı insanlar, hepsi bölünmüş insanlar.
65 olduğunda
yaşlı insanlarla okyanus gemisinde tatile çıkmak istemiyorsun.
Yaşlı insanlar için bu binaları neden koyduk?
İnsanlar istedikleri yerde yaşamaları diye düşünüyoruz.
Bu şehirler bütünleşmiş akıllı bir topluma sahip olacağımız şekilde tasarlanmalı.
Einstein 65, 70 yaşlarındayken gençlerle konuşurdu.
Okumaya devam etti. Fikirler bulmaya devam etti.
Neden toplumlar gruplara bölünmeli ki?
Hayat sana izin verdiği ölçüde, maruz kaldığın kadar,
fikirlerin kadar genç olduğunu düşünüyoruz.
- Pekala şimdi- fotoğraflarla- Jacque Fresco'nun düşünce tarzını
ve görmek istediği toplumu keşfedelim: sosyo-siber-mühendislik.
Şimdi bununla başlayalım, ve siz bana anlatın. - Göstermeye çalışacağım.
- Evet, gösterebilirsiniz.
Bütün yeni şehirler
özünde üniversite olacak.
Bir şehrin merkezi, çekirdek,
havayı, su arındırmasını, atmosferik durumları kontrol eden
elektronik bir bilgisayara ev sahibi olacak.
hava kontaminasyon sistemlerini kontrol edecek.
Bilgisayarlar, tekrar söylüyorum, insanları kontrol etmez.
Güvenliği sağlar, çevreyi denetler,
hayvan ve bitki hayatının arasındaki ekolojik dengeyi korur.
Makinelerin yaptığı tek şey çevreyi oluşturan
fiziksel birimleri kontrol etmek
Şehrin merkezi bir üniversite.
İnsanoğluna bağlı bütün konuları ele alan bir üniversite.
Ticari bir üniversite değil. Hiçbir şeye-
Başka bir insanı sömürmek veya suistimal etmek için kullanılacak
hiçbir ders yok.
Bütün iş dersleri aşama aşama yok olacak.
Gereksiz tekrarlar içeren bütün işler yok olacak.
Pis, tekrarlarla dolu, ya da sıkıcı işleri
makinelerin yapması gerektiğini düşünüyoruz.
İnsanoğlunun daha yüksek şeylerin ardına düşmek,
İnsanoğlunun daha yüksek olanaklarını kovalamak için boş vakti olmalı.
Başka bir deyişle, eğer bu medikal birimse- bu ufak parça-
ve eğer bu merkezde çalışıyorsan,
merkezi çevreleyen bahçe şehirlerde yaşayabilirsin.
Yaşamak zorunda değilsin. İstersen yaşarsın.
Her bahçe şehirde göller, dinlenme bölgeleri var,
ve şehirlerin arasında, her şeyin doğadaki haline dönmesine olanak veriyoruz.
- Bilgisayarlar havayı kontrol edebilecek mi?
- Bu halletmesi oranla kolay bir proje.
- Kontrol etmesi kolay mı? - Evet. - Havayı kontrol edebilir misiniz?
- Biraz sonra bu konuya girebilirim. -Pekala.
- Bunu bitirebilir miyim? -Ah, tamam, pardon.
- Şehrin dış kenarında, tarımsal kemerimiz var.
Bütün çöpleriniz sıkıştırılmış
ve pomplanmış, tarımsal kemere geri dönüştürülmüş.
Çöp kamyonları yok. Çöplük tarlaları yok.
Her şeyi kullanıyoruz. Bütün atıklar geri dönüştürülmüş.
Bu ekolojik bir program.
- Pekala. Şimdi bu bütün şehrin..
- Bütün şehrin görünümü.
Sizi şehrin içinde istediğiniz yere
üç dakikada götürecek dairesel sevk tertibatları var.
Bu şehrin şehir nüfusu 15.000
İki milyona ulaşan nüfuslu tasarlanmış daha geniş şehirlerimiz var.
Şehirler güzel bahçelerle iç içe.
Sıra sıra ağaçlar yok.
Mekanik bir doğa değil.
Özünde ikinci bir Cennet Bahçesi'yle iç içe bir şehir.
Göller, rekreasyon bölgeleri,
sanat merkezleri, müzik merkezleri, kültür merkezleri olan,
ve şehrin çevresini saran tarım kemerimiz var,
hidrofonik olarak gıda yetiştireceğimiz.
Şehirlerin arasında, her şeyin doğaya dönmesini sağlayacağız:
Geyik, çakal, bütün ekolojik denge sağlanacak.
- Gıdaları nasıl yetiştireceğiz? - Hydrofonik olarak
- O nedir? - Topraksız tarım, bazı durumlarda.
Diğer durumlarda geleneksel tarımı kullanacağız,
bu konudan bahsederken çizimler üzerinden de geçeceğiz.
- Peki. hangi- diğer resimlere geçmeden önce-
şu anda bildiğimiz hangi işler, bu konseptte olmayacak?
- Eh, çoğu. - Mesela çöpçüler, gidici, değil mi?
- Evet. Hepsi tekrarlı. Bütün çalışan insanlar aslında- -Postacılar?
- Postacı yok, garson yok, aşçı yok.
- Yemek yemek için dışarı çıktığınızda, yemek nasıl gelecek?
- Yemek için güzelce dizayn edilmiş
bölgeler var, buralarda da her tür yemek var.
Japon, Fransız, organik ve eğer seviyorsanız standartlar.
- Ve size nasıl ulaşıyor? - Yemeğin size ulaşımı-...
yaptığımız şey aşçının davranışını gözlemek.
bildiğimiz en iyi aşçılardan oluşan çok-kanallı bir teyp yapıyoruz
Ve onlar yemeği hazırlarken
biz yaptıkları her hareketi kaydediyoruz, yemeği nasıl ele aldıklarını
havuçları nasıl doğradıklarını, sizin hoşunuza gidecek şekilde.
Sonra '2736' yı tuşluyorsun, ve istediğin türden yemeği alıyorsun.
Milani aşçısı tarzında, ya da bireyselleştirilmiş.
İstersen kendi yemek yapışını bile kaydedebilirsin.
- 5 yıl önce size güldüğümü hatırlıyorum,
şimdi ise bütün bunlar çok inanılır.
Pekala, devam edelim. Burada ne var?
- Nüfusun yoğunlaştığı Hindistan gibi bölgeler
veya Çin gibi. Buralarda her insan için bireysel evler
yapma lüksümüz yok.
O kadar çok enerjimiz yok.
Nüfusumuz çoktan dönüşü olmayan noktayı aştı.
Mimarimizi birleştirmemiz gerekiyor, hoşuma gitmese de.
Ama burada kısıldık. Birleştirmemiz gerekiyor sonra sanat merkezleri,
müzik merkezleri ve şehirlerarası bahçeler yapmamız gerekiyor.
Hindistan'da bu yalnızca 6 mil uzanabilir.
Sonra kırsal bölgeleriniz, gölleriniz ve yürüyüş bölgeleriniz
var. Ama eğer bizim yaptığımız gibi şehirleri yaymaya çalışırsanız,
bütün bölgeyi mahvetmiş olacaksınız.
- İnsanların birblerine savaş açmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Bütün bunları inşa etme şansını bulabilmek için?
- Eh, pek fazla şansımız yok. Ya birbirimizi
yok edeceğiz, ya da bunu yapacağız.
- Şimdi, bu iç içe geçmiş bir stadyum ve
uçan bir şeye benziyor.
- Pennekamp Parkı gibi suyun 30 35 fit derinleştiği bir bölgede
denizin içinde dairesel evler inşa edebiliriz.
Apartman evlerin çoğu denizin içinde açılacak.
Deniz yaşamını ve yüzerek geçen balıkları gözlemleyebileceksiniz.
Hayvanat bahçeleri veya deniz akvaryumları olmayacak,
her şey doğal durumlarında gözlemlenecek.
Tekneyle gezme, dalış, rekreasyon,
ve deniz içine inşa edilmiş üniversiteler olacak.
Sosyo-siber-mühendislik bütün sosyal tayfı kapsıyor.
- Bu çizimleri siz mi yaptınız? - Evet.
Bu tek bir evi temsil edebilir.
Evlerin çoğu bireysel olarak şekillendirildi.
Eğer bir sanatçıysan, ilgi alanınıza en uygun
evlerde yaşayacaksınız.
Eğer bir teknisyenseniz, veya müzisyen, ev
sizin ihtiyaçlarına göre dizayn edilecek. Evlerin çoğu
kendi kendini üretebilecek. Yani güneşin ısısı çatına düşecek
ve evin içindeki ısıyı düşürecek.
Günışığı fosfor sıvalı
iç duvarlarda yayılacak.
Ve oda bütün akşam yumuşak bir parıltıyla parlayacak
elektriksiz olarak, harcanacak güç olmadan.
Bölgedeki bütün kaldırım siyah.
Kaldırımın altında ısıtma bobinleri var.
içten PVC tüplü veya kablolu ya da su için konveyör tüplü
Güneş kaldırıma vurduğunda, hiç yakıt yakmadan, enerji harcamadan
ihtiyacımız olan bütün sıcak suyu elde ediyoruz
çok daha düşük fiyata ve bütün dünyaya yetirebiliyoruz.
- Bütün bunlar için kim para harcıyor?
- Para nereden mi geliyor?
Bu ülkenin bütün parasını ve varlığını aldığınızda,
bütün borç sertifikalarını, ve bütün toprak mülkiyetini,
bütün elmasları ve yüzükleri aldığınızda ve Japonya kıyısına boşalttığınızda,
Amerikan düşünce yapısına, teknolojimize ve kaynaklarımıza
dokunmadığınız takdirde,
hiç bir şekilde yoksul kalmayız.
Amerika'nın varlığı altınında veya banka kurumlarında değil.
Bunlar yalan kurumlar. Bütün para-yapılı
ve materyalistik-merkezli toplum yalan bir toplum.
Bugünden 10 veya 15 yıl sonra, toplumumuz
İnsanoğlu'nun en düşük gelişmesi olarak tarihe geçecek.
Beyin gücümüz, bilgimiz, teknolojimiz
ve tamamen yeni bir medeniyet kuracak becerimiz var.
- Rekabeti öğrettiğimize mi inanıyorsunuz? Bunun insanlara doğuştan-
- Rekabet tehlikeli, toplumsal olarak saldırgan,
ve doğru ve normal görülüyor, çünkü
o değer sistemine göre büyütüldün.
İsa'nın nasıl bir rekabeti vardı?
Vücudunuzda nasıl bir rekabet var?
Farz edin ki beyniniz dedi ki, 'Ben en önemli organım!'
Ve karaciğer dedi ki, 'Benim. Ve Hür Teşebbüs Sistemi istiyorum!'
Eğer vücudunuzdaki her organ kendi yoluna gitseydi
bir hafta içinde çürüyüp giderdiniz.
- Bu ne? - Bazı bireyler farklı tasarlanmış
evlerde yaşayacaklar. Bireysellik dediğimiz şey
çok ucu açık olacak. Şehir bireysellik, yaratıcılık,
düşünce, gelişme dediğimiz şeyleri ortaya çıkarmak için yaratılacak
Her şeyi soruglamak ve bütün fikirlere meydan okumak için.
Şehir ütopik değil. Bütün fikirleri geliştirmek, değişmesi gerektiğinde
Konseptlerimizi değiştirmek için açık bir şehir.
- Burada bir 3-etap resmimiz var.
- Mimarinin her çeşidi olacak. Bütün binalar
depreme dayanıklı, yangına dayanıklı, akkarıncaya dayanıklı
ve şok dirençli olacak. Bu özel tasarlamış *** koyunun üstünde
duracaklar, böylelikle mimariye direk bir şok
geçememiş olacak. İtfaiye departamnları yok,
çünkü yanabilecek bir mimari yok.
Televizyon seti, radyo, ses kaydedici, veya pikaplar yok.
Tamamı merkezi bilgisayar sistemiyle yapılıyor:
Bu merkezi sistemde dünyanın bütün müziği merkezi bilgisayarda toplanıyor.
Sürekli bakım isteyen
kayıtlar, teypler, bütün bu ıvır zıvırı istemezsiniz
İstediğiniz tek şey, sevdiğiniz müzik. Numarayı çevirin, müziği alın.
Kayıtları alıp saklamanıza gerek yok.
Her şeyi çoğalttığımız deli bir kültürün içinde yaşıyorsunuz
Her evin veya her apartman binasının içinde
bir televizyon istasyonuna sahip olmak gibi bir şey. Tek istediğiniz
müzik veya program. Numarasını çevirin.
İşte o zaman bilgisayarlar devreye giriyor. Onlar sizi kontrol etmiyor
size müzik ve programı sağlıyor.
- Ama programları alabilmek için evde setinizin olması gerekir. - Hayır.
Tek ihtiyacınız olan görüntü ekranı.
- Görüntü ekranı mı? - Görüntü ekranı. Duvara inşa edilmiş
bir düz ekran. Dışarı taşan bir sete ihtiyacınız yok.
Teyplere ihtiyacınız yok. Tek sahip olduğunuz şey sevdiğiniz müzik.
- Ira Levin'in 'Bu Mükemmel Gün' kitabını okudunuz mu? - Hayır okumadım.
- İçinde böyle bir toplum var, ayrıca bilgisayarlar insanları da
kontrol ediyor. - Ben buna çok karşıyım, çok çok karşıyım.
- Öyle yaptı, biraz hasta hissediyorsanız, bir düğmeye basıyorsunuz..
- Bu hoşuma gitmedi. Bu çok '1984'
ve 'Cesur Yeni Dünya'. Bu insancıl.
Bütün şehirlerimiz tabiattan yarım mil uzakta ayrılacak.
ve doğal ekolojik dengeye dönecek.
Göller, tepeler, vadiler, ve şehirlerin arasındaki hayvan yaşamı
doğaya dönecek. - Nasıl ulaşım sağlayacağız?
- Şehirler çekirdekten çekirdğe dairesel asansörlerle
veya çizgisel ulaşım sistemleriyle bağlı.
Otoyollar veya otomobiller yok,
bu yüzden otomobil kazaları da yok.
Var olmadıkları için otomobil kazaları yok.
Devamlı ulaşımımız var. Otobüs için beklemenize gerek yok.
Devamlı, hareket eden konveyörlerimiz var.
- Paraya geri döndüğümde, bunun önemsiz olduğunu söylediniz.
Bunu başlatmak için, kim inşa edecek? İlk şeyi kim inşa ede-
- Bu bir üyelik organizasyonu … yani
üyeler yılda 10 dolar civarı ödüyor ve kitapçığa sahip oluyor,
ve bilgiye, ve toplantılara gidiyorlar.
Ama fonlar aslında organizasyonların ve federal hükümetin çeşitli ajanslarının
ve özel vakıfların bağışlarından geliyor
ilk şehri inşa etmek için, ulaşım sistemlerini çözmek için,
tamamen farklı bir ortam oluşturmak için.
Ve ilk şehir inşa edildikten sonra, üyelikte hızlı bir
yükselme bekliyoruz. İnsanlar için
sosyo-siber-mühendisliği direk anlamaları zor
çünkü tanıdık olduğun hiçbir şeye benzemiyor.
- Besbelli ki bir düşünce yapısı değişikliği gerektiriyor.
Eh, sıkıcı değilsin, Jacque. Peki.
- Mesela: tarım. Haşaratları okuyorsunuz,
böcek zehirlerini okuyorsunuz, DDT'yi okuyorsunuz.
Sürekli spreylemenin Dünya'yı kirlettiğini okuyorsunuz.
İnsanlar sinirleniyor. Çevreci gruplara katılıyorlar.
Çevreyi kurtarmaya çalışıyorlar, ama hiç belirli
fikirlerle gelmiyorlar. Sosyo-siber-mühendislik
bütün belirli problemler için bir mavi baskısı var. Örneğin,
bütün tarımımız tamamen kapalı hale gelecek, ultraviyole ışığı geçiren
ya plastik ya cam binalarla.
Bu yüzden, bitkilere saldırabilecek böcek yok.
Ayrıca özel bütün böcekleri bitkilerden uzak tutan
ultrasonik jeneratörlerimiz var.
Eğer bazı böcekler- özellikle seçilmiş böcekler
bitkilere zarar verirse- ultrasonikle vurulacaklar,
kavitaveüutları parçalanarak
toprağa düşüp, toprağı zenginleştirecek.
Irmaklarımıza sızıp kirletmeyecekler.
Böylelikle kapalı bir tarım-
dondurmaya tabi değilsiniz,
donmaya veya havaya tabi değilsiniz.
Başka bir değişle buradaki bu sıcak sularını
koya bırakan nükleer bitkiler,
bu sıcak suyu kışın bitki hayatını artırmak için kullanacağız
Georgia'da, Kuzey Carolina'da muz yetiştirmek için kullanacağız
nükleer bitkilerin sıcak suyunu kullanarak.
Radyoaktif atıklarla napıyoruz?
Borularla kapıyoruz ve lağım suyunu radyasyonla işliyoruz.
Radyoaktif tuz değil radyason materyali mühürleniyor.
Birkaç kalkanın arasından, hastanelerden veya bütün diğer
kirletme kaynaklarından yayılan suları temizlemek için
sadece radyasyon kullanıyoruz
- Bu gökyüzünde oradan oraya uçan figürü gösterip duruyorsunuz
o yüzden bana bunun ne olduğunu söyleseniz iyi olur. - A
Bu toprak bölgemizi muhafaza etme metodlarımızdan biri.
Erozyonu okuyorsunuz. Kumsallarımız aşınıyor.
Toprak aşınıyor. Sualtı barajları tasarlayıp inşa ederek
- ki bu günümüzde tamamen uygulanabilir-
okyanus akıntısını değiştirebiliriz, Japon akarsularını değiştirebiliriz.
Okyanusların altında barajlar inşa edebiliriz ve Japon akıntısını kullanabiliriz,
suya oksijen katabiliriz ve kırmızı med cezirini ortadan kaldırabiliriz
kırmızı med cezir, bu arada, oksijen katmayla üstesinden gelinebilir.
suyu yeniden devrederek,
Körfez Akıntısı'nda suyun altında barajlar inşa ederek,
suyun içinde daha büyük bir türbülans oluşturacağız ve bu yapılması mümkün.
Eğer yapmazsak, bir ulus gibi olmayı keseceğiz.
Enerjimiz, bilgimiz, ham maddemiz var.
Sosyo-siber-mühendislik muhtemelen oluşturulmuş en cüretkar
bir organizasyon.
İnsanlık tarihindeki en hırslı projeyi
üstleniyor. - Bu nedir?
- Bölgeleri ve akıntıların hareketlerini inceleyen ,
Dünya sistemlerini denetleyen
bir gözetim ekipman uçağını temsil ediyor.
- Peki Jacque. - Bu dairesel bir şema varyasyonunu temsil ediyor.
Şehirlerin çoğu doğal düzenlere dayalı olarak tasarlandı:
atomik yapı, doğadaki temel tasarımlar.
Şehrin merkezi insan organizmasının
çalışmalarıyla ilişkili olabilir.
Buradaki merkez gözdeki hastalıklar üzerine çalışmalar olabilir;
veya başka sistemler: sinir sistemi hastalıkları
İnsanoğlu'nun yaşamını geliştiren toptan bir araştırma projesi.
Sosyo-siber-mühendislikte askeri programlar veya projeler yok.
- Ve orduya gerek yok mu? - Orduya gerek yok.
- Şimdi, peki bir insan başka bir insana saldırmaya karar verirse?
- O zaman davet ediyoruz. İlk şehri inşa ettikten sonra
Sosyo-siber-mühendisliği uluslararası hale getirmeye meyilliyiz,
böylece dünyanın bütün milletlerinin katılımını
Dünya'yı denetleyen
ve Dünya'yı İnsanın hayatını geliştirmek için kullanan bir sisteme davet ediyrouz.
- Ya bir grup insan bir araya gelip başka bir grup insana
saldırırsa? - Bunun kıtlık veya
toplumun ekonomik ihtiyaç sıkıntısı çekmesi
verimli toprak bölgesi eksikliği veya fazla nüfus yüzünden olduğunu düşünüyoruz.
- Başka bir deyişle, olmayacağına inanıyorsunuz. -Olmayacak.
- Bu tuhaf görünümlü şey nedir? - Bu temiz güç kaynakları.
Dünyanın doğal ısısını kullanarak-
yani, Dünyanın altındaki volkanik enerji, veya magma, ya da erimiş lava
en fazla 500 potensiyel var-
Hawaii'deki bir dağa dokunursak, Aloha Dağı'na,
dünyaya elektrik sunacak yeterlilikte güç elde edebiliriz.
Yalnızca o volkandan yeterli güç elde edebiliriz.
Kullanabileceğimiz 500 potansiyel volkan var.
Volkanın o doğal ısısını kullanabiliriz.
Sis yok. Duman yok. Kir yok. Gaz yok. Yakın yok. Petrol sızıntısı yok.
Ve hiçbir şehirde güç elde etmek için yakıt yakmak yok.
Eğer Japonya Fujiyama'yı kullansaydı yağ yakmalarına gerek olmazdı.
Yağa ihtiyaçları yok. Bütün ısı orada boş boş oturuyor!
Dünya yüzeyinin tam altında 20 milyon yıllık enerji.
Aslında, füzyon güce veya nükleer güce bile gerek yok.
Ve dokunmak kolay. Temiz ve mümkün.
Bilim adamlarımızı silahlar ve sinir gazları
üzerine çalıştırmak yerine,
zaten burada olan Dünya güç kaynaklarını kullanmaya adamaya karar verir vermez.
- Florida Power and Light'ın veya Shell Benzinlerinin başkanı
nasıl olacak da böyle büyük bir...
- Sosyo-siber-mühendislik hükümetlerin ve özel girişimlerin
ilgisini çekmiyor. Bu işi otomobilin kağnıyı
yok etmesi gibi yapacağız,
televizyonun devreye girip eski vodvilleri
ve eski filmleri yok etmesi gibi.
O tarih ve teknoloji hiçbir topluma
Ve gelecekle yüzleşmek için hazırlıklı olmalıyız.
Sosyo-siber-mühendislik insanlık tarihinin en azimli projelerinden
bazılarının üstesinden gelecek. Bu Körfez Akıntısı içinde
sualtı barajları inşa etmeyi temsil ediyor.
Bu baraj deniz sularını balık ve deniz hayatını
türbin bıçaklarından ayırarak santrifügal olarak şekillendirilen
bir taşıma oluğuna doğru rotalayacak ve biriktirecek.
Körfez Akıntısı suları oksijene edecek,
kırmızı akıntıyı yok edecek, okyanustaki balık miktarını toplayacak,
bütün denizbilimsel dünyanın ve kıtaların arasındaki deniz yaşamını denetleyecek
ve ekolojik ilişki kuracak gücü üretecek.
maden kazma için girdiğimiz ve kazarak mahvettiğimiz topraklar,
utammazca Birleşik Devletleri'nin yüzeyine çukurlar açtığımız bölgelere,
yeraltı sanat şehirleri, müzik merkezleri,
bahçelerle ve göllerle tanzim edilen bölgeler
inşa edebileceğimizi ve tasfiye edebileceğimizi düşünüyoruz.
- Bu bir… tren istasyonuna benziyor.
- Otomobilin evresi geçtikten sonra, çok hızlı yapmayı düşündüğümüz bir şey,
yeni bir ulaşım sistemi inşa etmeyi umuyoruz
ve gözetme dışındaki bütün havacılık formlarının da evresini geçirmeyi planlıyoruz.
Havacılık, helikopterler. Havacılığa artık ihtiyaç kalmadığını düşünüyoruz.
Aslında, gökyüzü o kadar tıkış tıkış ki, ve iniş o kadar zor ki,
hız ve şok dalgaları artık üzerinde çalışılmaya değmez.
Havacılık işindeki insanların bunu anlamadığını biliyorum,
ama onlar bunu bütün kurumların kendini sürdürmeye
meyilli olduğunu düşündükleri için hissediyorlar.
Saatte 2000 mil hıza ulaşabilen manyetik bir geri itici bir alanın
veya bir hava minderi üzerinde havada duran ulaşım üniteleri
dizayn ederek uçağın evresini geçirmeyi ümit ediyoruz.
Ve bu yarının büyük trenlerinde
Televizyon, radyo, eğlence, sanat merkezleri, sınıflar olacak,
bugünün trenlerindeki gibi sıra sıra dizilen oturma yerleri değil-
son derece develt yönetiminde bir toplum, ister bilin ister bilmeyin.
Bu toplum ulaşım anlamında çok farklı olacak.
Eğer 40 ya da 50 kişinin trenden inmesi gerekiyorsa,
saatte 100 mile kadar yavaşlıyoruz, yolcu kısmını ayırıyoruz,
ya da kaydırıyoruz ve binen yolcularla birlikte bir bölüme kaydırıyoruz.
Bütün bir uçağı veya treni durdurmaya gerek yok.
Bugün, üç insan inecek diye,
uçağı indiriyoruz ve üç veya dört kişi iniyor.
Gelecekte, o inen yolcuları
ve yükü ayıracağız.
- Bu mesela Miami'den Londra'ya nasıl gidecek?
- Bir de bir sualtı projemiz olacak.
Deniz yüzeyinin 125 fit altında sarkan
tünellerden oluşan bir sistem. Böylelikle
okyanus ulaşım sistemlerinin çoğunu elimine etmiş olacağız.
Hava durumuna veya başka bir şeye bağımlılık durumu yok.
Bu sizi dünyanın her yerine güven içinde
yağmur, kar, deniz kazası olmadan sadece birkaç saat içinde
götürebilecek bu çizgisel hızlanma treninin bir parçası.
- Bütün bu söylediğin şeyler, Jacque, bunların hepsi
bugünkü bilgimizle inşa edilebilir mi? Yoksa bunlar sadece
tahmin ettiğin şeyler mi, bugün bildiğimiz şeylere göre?
- Hayır. Bütün bu şeyler bugünkü bilgimizle inşa edilebilecek şeyler.
Dünyanın yüzeyinni değiştirmek 10 yılımızı alır,
dünyayı ikinci bir Cennet Bahçesi olacak şekilde inşa etmek.
Seçim size bağlı. Nükleer savaş yarışının salaklığı,
silahların geliştirilmesi, sorunlarınızı politik yollarla çözmeye çalışmak,
bu politik partiyi veya şu politik partiyi seçerek,
bütün politikanın yolsuzluk içinde olması. Tekrar söyleyeyim:
komünizm, sosyalizm, faşizm, demokratlar, liberaller-
biz insan varlıklarını kapsamak istiyoruz. Kadınların Lib-..
İnsan için daha iyi bir hayat isteyen BÜTÜN organizasyonlar!
Zenci problemleri yok, veya Polonyalı problemleri,
veya Musevi problemleri, veya Yunan problemleri,
veya kadın problemler. İnsan problemleri var!
Sosyo-siber-mühendisliğe gelmek ve yerinizi almak ve görevinizi yapmak için.
Toplumun bölümleri ve kısımlarıyla ilgilenmiyoruz.
- Hayır .. ya nüfus kontrolü?
- Nüfus kontrolü eğitime bağlıdır.
Eğitimli bir nüfusun kontrole ihtiyacı olmadığına inanıyoruz.
- Seksi durdurmazdınız. - Hayır, efendim.
- İyi hareket, Jacque. Bu ne?
- Bazı bireyler 'çok uzakta' bir evde yaşamak isteyebilir.
Ne kadar uzakta - Ne kadar uzakta yaşamak istersin-
buna değer sisteminiz karar verir, ve yaşam tarzın.
Bu kısıtlanmış bir toplum değil. '1984'
'Cesur Yeni Dünya' değil. Bu tamamen yeni bir şey.
Sosyo siber mühendisliği araştırmanızı istiyoruz.
- Şimdi daha fazla bilgi almak isteyenler için adresi
vereceğim.. aa, bu çok tuhaf bir şeye benziyor.
- Bazı insanlar aşka tür bir evde yaşamak isteyebilirler.
Ben şahsen dünya işleri, ekolojik değişimlerle ilgileniyorum,
bu yüzden duvarlarda ilgimi çeken bilgiler veren
panoramik ekranlar olur.
Sizin eviniz değişik olabilir, sizin ihtayçlarınızı karşılayacak şekilde olabilir.
Evler kalıba dökülecek. - Kimse evin inşaatçısına
para ödemeyecek mi? Para almayacak mı? - Hayır?
- Evi neden inşa edecek? - Evi 'birisi' inşa etmeyecek.
Evler mühendislik sistemleriyle inşa olacak.
Bu sistemlerle her yarım saatte bir ev oluşturabiliriz.
Başka bir deyişle, eğer bir sonraki 20 yıl boyunca
burada olacaksanız - eğer Birleşik Devletleri burada olacaksa -
muslukçunun tuvalet, lavabo,
ve duşu 40 yıl önceki aynı
eski alet tarzında yaptıramazsınız. Kuantum bir sıçrama yapmalıyız.
15 farklı banyo çeşidinin kalıbı çıkacak.
Beğendiğiniz bir tanesini seçiyorsunuz. Banyo kendi kendini temizliyor,
kurutuyor ve sizin seçiminize göre
mimarinize kuruyoruz.
- Nasıl, eee
Değişmek çok zor olacak, biliyorsunuz.
- İnsanları nasıl değiştiririz? - Bütün bu şeyler kulağa büyüleyici geliyor ama
bunları gerçekleştirmek için bence insanda
bir değişikliğe ihtiyaç var. - İnsan değer sistemi. - Nasıl?
- Eğer yeterli insan sosyo siber mühendislik
konusunda bilgilendirilirse,
ve insan davranışı ve yeni okullarla ilgili şeyleri sorgularlarsa
Her şeyi açıklamaktan mutluluk duyarım . Şu anda buna girecek
vaktimiz yok. Ama Amerikalıların değişmesi
çok uzun sürmez. Amerikalılar kendi toplumlarında
her yıl farklı bir araba almaya,
yeni bir televizyon seti veya teyp almaya koşullanmış.
İnanılmaz derecede radikaliz. Ama politik ve sosyal kurumlarımız
değişmedi. Ve durgunlaştığımız nokta bu:
çünkü her yeni fikri komünizm ve
regimentation(?) eşdeğer tutuyoruz.
Çünkü yeni olan her şeyden korkmak için yetiştirildik.
Ve inanıyorum ki İsa radikal biriyidi.
Yeni fikirler getirdi. Ama zamanla oldu,
insanların fikirlerine değer vermesi binlerce yıl sürdü.
- Hala yutmuş değiller. - Kesinlikle.
Bizim fikirlerimiz-… - Bu devasa ayak ne?
- Devasa bir ayağa benzeyen şey aslında bir rüzgar tüneli
dikey pozisyonda duruyor. Bunlardan altı tanesini
Los Angeles ve New York bölgelerine koyarak,
ve türbinler ve elektrostatik filtreler aracılığıyla
bu tünel boyunca hava püskürterek
ve düşük bir derece temeliyle katı parçacıklı madde,
gazlar ve bütün asılı duran parçacıklarla Los Angeles'ın ve New York'un
havasını bir yıllık bir süre içerisinde temizleyebiliriz
ve sonra bu yapıları kaldırıp yerine
yine bahçe şehirleri inşa edebiliriz.
Doğanın yapmasını beklemeyelim
Onu mahveden bizleriz. Bizim temizlememiz gerekiyor,
savaş programı gibi.
- Biliyorsun, insanlar -bu sonuncuyu göstermeden önce- insanlar
bilesiniz ki, biliyorsunuz ki, eee-...
bütün bunlar size harika gelebilir, bana da öyle geliyor, ama
Dr. Fresco saygıdeğer bir sosyal mühendis, endüstriyel tasarımcı,
tasarımcı ve mucit, İnsan Faktörleri Mühendisliği üzerine doktora yapmış
ve anti-buzlama sistemlerinden prefabrike alüminyum evlere
pek çok şeyin üstünde çalışmış, sessiz ve kirlilikten arınmış
havacılık sistemleri geliştirmiş, 'İleriye Bakmak' isimli kitabı yazmış.
Princeton Sosyoloji Departmanı'nda
geleceğin sosyolojisi üzerine ders vermiş,
Washington'daki Kolej Editörleri Çevre Konferansında konuk konuşmacı olmuş,
New York'ta Queens Kolejinde ders vermiş,
Güney Florida Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi,
teknik çizimlerden röntgen ünitelerine kadar bir çok şey tasarladı.
Evet, bunları esgeçemeyiz.
Eğer bir şey mümkün diyorsa, gerçekten mümkündür. Bunu açıklar mısınız?
-İlerde belki çoğunuz roket rampalarından
roketleri fırlatmak için
kullanılan büyük iticilere-muhteşem aletlere aşina olacaksınız
Uzak gelecekte, belki 15-20 yıl sonra,
dünyanın üzerinde kanallar açıp ulaşım yollları yapacak,
içinde nükleer reaktör olan iş makinaları yapılacak
Dünyayı, beton kullanmadan
nükleer enerjiyle şekillendirebiliriz
Bunu bugün yapabiliriz,
saatte 30km, eğer istersek