Tip:
Highlight text to annotate it
X
Aynen...
...Wall Street'deki üst düzey yöneticiler gibi.
Bugün yılda 300 milyon dolar kazanıyorlar...
...hem de hiçbir şeye katkı sağlamadan.
Diğer tarafta bir hastalığa tedavi bulmaya çalışan bir bilim adamı...
...insanlığa yardım edip...
...eğer şanslıysa yılda 60 bin dolar kazanırken.
Bu parasal sistem...
...kendi yapısı içinde zümreler oluşturmuşken.
Örneğin:
Bir milyon Dolarım varsa ve bunu...
...%4 faizle mevduata yatırırsam...
...yılda 40 bin dolar kazanırım.
Hiçbir sosyal katkı - hiçbir şey olmadan.
Ama, daha alt sınıftan biriysem...
...ve arabamı ya da evimi krediyle almak zorundaysam...
...borcu faiziyle öderim...
...bu faiz de o milyonerin...
...%4 faizli mevduatına ödenir.
Bu şekilde fakirden çalıp zengine vermek...
...parasal sistemin içine inşa edilmiş bir dernek gibidir.
Aslında bu “Yapısal Sınıflandırma” olarak da adlandırılabilir.
Elbette ki tarihe baktığınızda sosyal sınıflaşma...
...her zaman adaletsiz olarak değerlendirildi...
...ama belli ki genelde kabul edildi.
Bugün nüfusun %1'i dünya mal varlığının %40'ına sahip olduğuna göre.
Fakat maddesel haksızlık bir yana...
...eşitsizlik gerçeğinin altında...
...toplumsal sağlığın bütününü aşırı derecede yıpratan...
...ortada dönen başka bir şeyler var.
Bence insanların çoğu zaman...
...toplumlarımızın maddi başarısı –emsalsiz zenginlik seviyeleri-...
...ve pek çok sosyal başarısızlık arasındaki zıtlıktan dolayı...
...kafaları karışıyor.
Eğer uyuşturucu kullanımı...
...şiddet veya çocukların kendilerine...
...verdikleri zarar ve zihinsel hastalık...
...oranlarına bakarsanız, toplumlarımızda bir şeylerin...
...kökten hatalı gittiğini görebilirsiniz.
Anlatmakta olduğum veriler...
...açıkça insanların yüzlerce yıldır sahip olduğu...
...hisleri doğruluyor, yani eşitsizliğin bölücü ve sosyal olarak...
...yıpratıcı olduğunu gösteriyor.
Fakat o his, sanırım bizim tahminlerimizden çok daha gerçek.
Eşitsizliğin, çok güçlü psikolojik ve sosyal etkileri vardır.
Zannedersem, üstünlük ve aşağılık duyguları ile...
...daha alakalıdır.
Bu tarz bir ayırım...
...gösterilen saygıya da bağlı olarak insanların en dipte...
...kendilerine tepeden bakılıyor gibi hissetmelerine yol açıyor.
Yeri gelmişken, bu durum vahşetin neden...
...daha az eşit olan toplumlarda daha sık rastlandığını açıklar.
Vahşeti tetikleyen şey sıklıkla insanların aşağılandıklarını...
...ve saygısızlığa uğradıklarını hissetmeleridir.
Eğer şiddeti önlemek için...
...vurgulayabileceğim bir prensip varsa ki o da...
...en önemli prensiptir...
...işte bu prensipte ancak “Eşitlik” olurdu.
Şiddet oranını etkileyen...
...en belirleyici faktör...
...toplumdaki eşitlik ve eşitsizlik değerleri...
...arasındaki farktır.
Yani baktığımız şey bir anlamda...
...genel sosyal bozulmadır.
Eşitsizliğin artması ile ters gidenler...
...sadece bir iki olaydan ibaret değildir.
Görünen o ki, konu her ne olursa olsun...
suç, sağlık, ruhsal hastalıklar vs. her şeyi bunun içinde
Toplumsal sağlıkla ilgili rahatsız edici bulgulardan birisi de şu:
Asla fakir olma hatasına düşmeyin veya...
...fakir doğmuş olmayın.
Bunun bedelini sayısız şekilde sağlığınızla ödersiniz:
Buna da sosyo-ekonomik sağlık değişim ölçüsü denir.
Toplumda en yüksek katmandan aşağıya doğru indiğinizde...
...sosyo-ekonomik durum açısından...
...düşülen her basamakta, birçok hastalık yüzünden...
...sağlık durumu kötüleşir.
Ortalama yaşam süresi kısalır.
Bebek ölümleri oranı yükselir.
...ve bunun gibi görebileceğiniz her şey.
Böylece şu büyük soru akıllara gelir...
...neden böyle bir değişim ölçüsü var?
Açık ve net tek bir cevap vardır:
Eğer kronik bir hastalığınız varsa...
...yeterince üretken olamazsınız...
...yani sağlık, sosyo-ekonomik farkların güdülenmesine sebep olur.
Küçümsenecek boyutta da değil:
En basit şekli ile...
...10 yaşında bir çocuğun...
...sosyo-ekonomik durumuna bakarak...
...yıllar sonraki sağlık durumu hakkında...
...bir tahminde bulunabilirsiniz.
Neden - sonuç ilişkisi ortadadır.
Bir diğeri - ah 'bu çok açık'...
...fakir insanlar doktor masraflarını...
...ve sağlık hizmetlerine erişimi karşılayamıyorlar.
Bununla hiç bir alakası yok...
...çünkü bu aynı değişim ölçüsünü...
...evrensel sağlık hizmetleri ve sosyal sağlık kurumları olan...
...ülkelerde de görürsünüz.
Peki-diğer 'basit açıklama':
-Ortalama olarak- ne kadar yoksulsanız...
...o kadar büyük ihtimalle sigara kullanıyor...
...ve içki içiyor ve risk faktörü taşıyan her türlü kötü şeyi yapıyorsunuzdur...
Evet, bunların bir katkısı var ancak yapılan araştırmalar...
...bunun belki 3. bir değişkeni açıklayabileceğini gösterdi...
Bu durumda geriye ne kalır?...
Geriye kalan yoksulluk STRESİ ile...
...yapılacak bir ton şeydir...
Yani, ne kadar yoksulsanız, Bill Gates'ten...
...1 dolar daha az gelirli kişiden başlayarak...
...bu ülkede ortalama ne kadar fakirseniz...
...ortalamaya göre sağlığınız o kadar kötüdür.
Bu bize gerçekten çok önemli bir şey söyler:
...sağlık ile yoksulluk arasındaki bağlantı...
...yoksul olmak değil yoksul hissetmekle ilgilidir...
Gitgide kronik stresin sağlık üzerinde önemli bir etkisi...
...olduğunu fark ediyoruz.
Ama stresin en önemli kaynakları...
...sosyal ilişkilerin kalitesidir...
...ve eğer sosyal ilişkilerin kalitesini...
...azaltan bir şey varsa...
...toplumdaki sosyo-ekonomik tabakalaşmadır.
Bilimin şimdi gösterdiği...
...maddi zenginliğe bakmadan...
...tabakalaşmış bir toplumda sadece yaşamanın stresinin...
...geniş bir spektrumda kamusal sağlık problemlerine yol açtığıdır...
...ve eşitsizlik ne kadar büyükse o kadar kötüleşirler.
Ortalama yaşam süresi: Daha eşit ülkelerde daha uzundur.
Uyuşturucu kullanımı: Daha eşit ülkelerde daha az...
Akıl Hastalığı: Daha eşit ülkelerde daha az...
Sosyal sermaye - insanların birbirlerine...
...güvenme kabiliyetleri anlamında:
...doğal olarak daha eşit ülkelerde daha büyük...
Eğitim Puanları: Daha eşit ülkelerde daha yüksek...
Cinayet oranları: daha eşit ülkelerde daha az...
Suç ve Hapsedilme Oranları:
Daha eşit ülkelerde daha azdır...
Bu böylece sürüp gider:
Bebek ölüm oranı - obezite - erken yaşta doğurma oranı:
Daha eşit ülkelerde, bu oranlar daha düşük...
...ve belki de işin en ilginç yanı:
Yenilik: Daha eşit ülkelerde çok daha fazla...
...ki bu da rekabete dayalı, sınıflara ayrılmış toplum yapısının...
...daha yaratıcı ve yenilikçi olduğuna dair asırlık görüşe meydan okur.
Dahası, Birleşik Krallık'ta yapılan...
...WhiteHall Study adlı çalışma...
...sosyoekonomik düzeyde en tepeden aşağıya doğru inildikçe...
...hastalığın sosyal bir dağılımı olduğunu...
...doğruladı.
Örneğin, alt basamaklarda...
...kalp rahatsızlığına bağlı ölüm oranının...
...üst basamaklardakinin 4 katı...
...olduğu ortaya çıktı.
Bu durum; sağlık hizmetlerine erişim olanağından bağımsızdır.
Çünkü; bireyin maddi durumu kötüleştikçe...
...sağlığı da o ölçüde bozulacaktır.
"Psikososyal Gerilim" denen illetten...
...ileri gelen bu olay...
...topluma acı çektiren...
...en büyük sosyal bozulmaların temelini oluşturur.
Sebebi ne midir?
Sermaye-Piyasası Sistemi.
Sakın yanlış anlaşılmasın:
Doğayı en çok katleden...
...ziyanın, yok oluşun ve kirliliğin başlıca kaynağı...
...şiddetin, savaşın, suçun, yoksulluğun...
...hayvan suistimalinin, gaddarlığın baş sorumlusu...
...kişisel ve toplumsal nevrozların, ruhsal bozuklukların...
...depresyonun, kaygıların baş yaratıcısı...
...Buna ek olarak kişisel sağlık, küresel süreklilik...
...ve gezegenimizin gelişmesine dair yeni yöntemlere...
...yönelmemizi engelleyen...
...sosyal felcin en büyük kaynağı-...
...yozlaşmış bir Hükümet veya mevzuat değil...
...bazı kızıl kuruluşlar ya da finans kartelleri değil...
...insan doğasının bir defosu veya kusuru değil...
...ve dünyayı kontrol eden gizli bir komplocu örgüt de değildir.
Bunun gerçek sorumlusu;
...Sosyo-Ekonomik Sistemin ta kendisi...
...ve bizzat kökenidir.
Bölüm III: Yerküre Projesi
Bir an için, medeniyetleri yeniden...
...tasarlama seçeneğimiz olduğunu hayal edelim...
Varsayımsal olarak konuşursak, ya Dünya'nın...
...bire bir kopyasını bulsaydık...
...ve bulduğumuz bu yeni gezegenle...
...şu anki gezegenimiz arasındaki tek fark, insan...
...evriminin henüz gerçekleşmemiş olması olsaydı...
...en ham haliyle...
Ülkeler, şehirler, kirlilik, cumhuriyetçiler.. Hiç biri yok...
...sadece saflık, açık bir çevre...
Ne yapardık?
İlk olarak bize bir "amaç" lazım olurdu değil mi?
Bu amacın hayatta kalmak olacağını söylememizde bir sakınca yoktur.
Sadece hayatta kalmak değil, aynı zamanda sağlıklı, refah içinde ve...
...en iyi düzeyde yaşamaya çalışırdık.
İnsanların çoğu yaşamayı sever ve...
...yaşamlarını acı çekmeden sürdürmek ister.
Bunun için, medeniyet insan hayatını destekleyici...
...temeller üzerine kurulmalı ve bu nedenden ötürü...
...mümkün olduğunca sürdürülebilir olmalıdır.
Bu uzun koşuda insanlara zarar verebilecek her şeyi...
...devre dışı bırakırken...
...tüm insanlığın ihtiyaç duyduğu temel maddelere...
...erişebilmesini sağlamalıdır.
Bu "Maksimum Sürdürebilirlik" amacını anladık.
Sonraki soru, kullanacağımız "metot".
Nasıl bir teşebbüste bulunacağız?
Şimdi, bir bakalım...
Bizim bildiğimiz politika, Dünya'nın sosyal girişimlerini uygulama metodu...
Peki, cumhuriyetçilerin, özgürlükçülerin, muhafazakârların...
...ya da sosyalistlerin toplum tasarımı konusunda öğretileri nedir?
Hmmm... pek de bir şey değil...
Peki ya dinler?...
Elbette yüce yaratıcı bir yerlere bunun da krokisini bırakmıştır.
Malesef, hiçbir yerde bulamadık...
Ee? Geriye ne kaldı?...
Görünüşe göre bir tek "Bilim" denen şey kaldı.
Bilim metodları, önerilen fikirlerin sadece test edilebilir ve...
...tekrarlanabilir oluşuna dayanmaması yönünden eşsizdir.
Nitekim bilimin ortaya koyduğu her şey doğal olarak çürütülebilir.
Başka bir deyişle, din ve politikanın aksine...
...bilimin egosu yoktur...
...ve önerdiği her şeyin aslında yanlış olabileceği...
...ihtimalini de kabul eder.
Bilim hiçbir şeye ihtiyaç duymaz ve sürekli gelişim halindedir.
Aslında, bu bana oldukça doğal geliyor.
Öyleyse, 21. yüzyıl başlarındaki bilimsel...
...verileri dikkate alırsak...
...ana hedefimiz olan "maksimum sürdürülebilirlik" ilkesini...
...tüm insanlığa yaymak için...
...çalışmalarımıza nereden başlamalıyız?
Şu an, sorulması gereken ilk soru:
Yaşamak için neye ihtiyacımız var?
Cevap elbette ki gezegenimizdeki kaynaklar.
İçtiğimiz sudan, kullandığımız enerjiden tutun...
...barınaklarımıza, alet yapmakta kullandığımız hammaddelere...
...kadar, gezegenimiz bize hayatta kalmamız için...
...gereken her kaynağı sunuyor.
Öyleyse, bu gerçeğe göre...
...bulmamız gereken en önemli şey, bu kaynaklar neler ve neredeler.
Yani bir araştırma yapmamız gerek.
Basitçe, gezegende bulabileceğimiz her türlü fiziksel...
...kaynağın yerini belirleyeceğiz.
Bakır rezervlerinden, rüzgar çiftlikleri kurup...
...enerji üretmek için en uygun bölgelere...
...doğal su kaynaklarından...
...okyanuslardaki balık miktarının değerlendirilmesine...
...ekip biçmeye en uygun tarım topraklarına kadar her şeyi...
Ama zaman içinde biz insanlar...
...bu kaynakları tüketeceğimizden...
...onları sadece tanımlamak ve yerlerini tespit etmemizin yeterli olmadığını görüyoruz.
Aynı zamanda bu kaynakları takip de etmeliyiz.
Kaynaklardan herhangi birinin bile tamamen tükenip yok olmadığından...
...emin olmamız lazım, yoksa kötü olur.
Yalnızca kullanım oranlarını değil...
...aynı zamanda doğal olarak yenilenme hızlarını da takip etmeliyiz.
Örneğin bir ağaç diyelim, ne kadar zamanda büyüyor...
...ne kadar zamanda tekrar meyve veriyor?
Buna "Dinamik Denge" diyoruz.
Başka bir deyişle, eğer ağaçları yeniden büyüyebildiklerinden daha hızlı tüketirsek...
...nesillerini tüketmek adına ciddi bir problemimiz var demektir.
Peki o zaman, özellikle de bu kaynakların...
...dünyanın farklı yerlerinde olduğunu fark ettiğimize göre...
...envanterini nasıl takip edeceğiz?
Afrika dediğimiz yerde büyük mineral madenlerine...
...Ortadoğu'da enerji rezervine...
...Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyılarında devasa gel-git enerjisi olanaklarına...
...Brezilya'da en büyük taze su kaynağına sahibiz...
Peki, yaşlı bilim amcanın bir önerisi daha var:
Buna 'Sistemler Teorisi' deniyor.
Sistemler teorisine göre doğal dünya dokusu...
...insan biyolojisinden biyosfere, yeryüzünde canlıların yaşadığı her yere...
...ve güneş sisteminin çekim gücüne kadar...
...sinerjik olarak tamamen birbirine bağlı muhteşem bir sistemdir...
Tıpkı insan hücrelerinin organları oluşturmak...
...ve organların vücudumuzu şekillendirmek için bağlanması gibi...
...vücutlarımız gıda, hava ve su gibi dünyasal kaynaklar olmadan...
...yaşayamadığından, doğal olarak biz de dünyaya bağlıyız.
Bu böyle devam eder.
Yani-doğa bütün bu var olan stoku almamızı...
...ve verinin izini sürerek yönetmek üzere bir 'sistem' yaratmamızı öneriyor.
"Küresel Kaynak Yönetim Sistemi', aslında...
...gezegendeki tüm ilgili kaynakların hesabını tutmaktır.
Türümüz uzun dönemde yaşamını devam ettirmeyi amaçlıyorsa...
...bunun başka mantıklı bir alternatifi yok. Bir bütün olarak kaynakların hesabını tutmalıyız.
Bu anlaşıldı, artık üretimi düşünebiliriz.
Bütün bunları nasıl kullanacağız?
Üretim sürecimiz ne olacak ve sürdürülebilirliğimizi en üst seviyeye çıkarmak üzere...
...üretimimizin mümkün olduğunca en iyi şekilde kullanıldığından emin olmak...
...için neleri göz önünde bulundurmalıyız?
Önümüze çıkan ilk şey...
...sürekli denememiz ve korumamız gerektiği gerçeğidir.
Gezegenin kaynakları esasen sınırlıdır.
Yani "stratejik" olmamız önemli.
Burada anahtar 'Stratejik Koruma'dır.
Farkında olduğumuz ikinci şey, bazı kaynakların...
...diğerleri kadar verimli olmadığıdır.
Aslında, bunlardan bazıları kullanıma konulduğu takdirde...
...çevreye, insan sağlığını da tehlikeye sokan...
...korkunç etkileri olmaktadır.
Örneğin: yağ ve fosil yakıtları, nasıl kestiğinizin bir önemi olmaksızın...
...çevreye çok etkili yok edici atıklar salıyorlar.
Bu nedenle, sadece gerektiğinde eğer şansımız varsa...
...bu tür şeyleri kullanmak için elimizden geleni yapmamız çok önemli...
Neyse ki bizim için enerji kaynağı olarak kullanmak üzere güneş, rüzgar, gel-git, dalga enerjisi...
...ısı farkından elde edilen enerji ve jeotermal kaynaklı enerjileri görüyoruz.
Bu durumda bizler üretim veya kullanım sonucu çevreye...
...dolayısı ile de bize zarar verecek "negatif reaksiyonlar"...
...olarak adlandırabileceğimiz etkilerden kaçınmak için...
...neyi nerede kullanabileceğimiz konusunda net stratejiler üretebiliriz.
Biz bunu "Stratejik Koruma" planımıza eş olarak...
..."Stratejik Güvenlik" olarak adlandıracağız.
Fakat, üretim stratejileri burada bitmiyorlar.
Üretimin kendi gerçek mekanik yapısı için...
...bir "Verimlilik Stratejisi"ne de ihtiyacımız olacak.
Bir de, bulduğumuz kabaca üç özel protokolü...
...burada belirtmeliyiz.
Bir: Ürettiğimiz her şey olabildiğince...
...uzun ömürlü olarak tasarlanmalı.
Doğal olarak, ne kadar çok hurdaya çıkan şey varsa...
...bu hurdaları yenileri ile değiştirmek için o kadar kaynağa ihtiyacımız...
...ve o kadar üretim kaybımız olacak.
İki: Hurdaya ayrılan şeyler herhangi bir amaç için...
...kullanılamaz olduklarında olabildiğince çok...
...geri dönüştürmemiz veya yeniden üretmemiz zordur.
Bu nedenle, üretim tasarımı, bu durumu...
...daha işin başında hesaba katmalıdır.
Üç: Teknolojik eskimenin en hızlı etkisine maruz kalmakta olan...
...elektronik gibi çok çabuk gelişen teknolojiler...
...ileride çıkabilecek fiziksel yenilikler ile uyumlu olacak şekilde...
...tasarlanmış olmaları gerekecektir.
Yapmak istediğimiz son şey, sadece bozuk bir parça veya...
...geri kalma yüzünden tüm bir bilgisayar sistemini çöpe atmaktır.
Bu nedenle, basitçe sistemin bileşenlerini bu günkü teknolojik yenilenme eğilimine bakarak...
...önceden parça parça, standart ve evrensel olarak değişebilecek...
...ve kolaylıkla yenilenebilir bir şekilde tasarlarız.
"Stratejik Koruma", "Stratejik Güvenlik"...
...ve "Stratejik Randıman" mekanizmalarının...
...herhangi bir insan fikri veya hükmünden bağımsız...
...tamamen teknik mülahazalar olduklarını anladığımızda...
...bu stratejileri, mevcut anlayışlara dayanarak...
...sürdürülebilir üretim için mutlak en iyi metoda...
...her zaman varmamızı sağlayan tüm ilgili değişkenleri...
...tartması ve hesaplaması için...
...bir bilgisayara programlayabiliriz.
Bu, her ne kadar kulağa karmaşık gibi gelse de...
...aslında abartılmış bir hesap makinesidir...
...üstelik günümüz dünyasında bu tip...
...çoklu değişkenli karar verme ve izleme sistemleri...
...izole amaçlar için zaten kullanılmaktadır.
Yapılacak olan sadece bir büyütme işlemidir.
Yani...
Artık elimizde sadece Kaynak Yönetim Sistemimiz değil...
...bir de Üretim Yönetim Sistemi var...
...her ikisi de etkinlik, koruma ve güvenliği maksimize etmek için...
...bilgisayar tarafından otomatikleştirilmiştir.
Bilgisel gerçeklik şudur; insan aklı...
...hatta bir grup insan izlenmesi gereken şeyi izleyememektedir.
Bu işlem bilgisayarlar tarafından yapılmalıdır ve yapılabilir.
Bu da bizi sonraki düzeye getirir: Dağıtım.
Burada hangi sürdürülebilirlik stratejileri mantıklı geliyor?
Eh, iki nokta arasındaki en kısa mesafenin...
...düz bir hat olduğunu bildiğimize göre...
...ve nakliye araçlarını çalıştırmak için enerji gerektiğine göre...
...daha az nakliye mesafesi daha randımanlıdır.
Malların bir kıtada üretilmesi ve başka bir kıtaya nakledilmeleri...
...ancak söz konusu mallar hedef...
...bölgede üretilemiyorsa mantıklıdır.
Diğer türlü sadece israftır.
Üretimi yerelleştirmeliyiz, böylece dağıtım basit...
...hızlı olur ve en az miktarda enerji gerektirir.
Buna "Coğrafi Yakınlık Stratejisi" diyoruz...
...basitçe ister ham madde...
...ister bitmiş tüketici ürünü olsunlar...
...malların seyahatini azalttığımız anlamına geliyor.
Elbette hangi malları naklettiğimizi...
...ve nedenini bilmek de önemli olabilir.
Bu da, Talep kategorisi altına giriyor.
Talep, basit haliyle, insanların sağlıklı olmak...
...ve yüksek yaşam kalitesi için ihtiyaç duyduklarıdır.
Bedensel ihtiyaçlar...
...hayatı sürdürecek...
...gıda, temiz su, barınma gibi temel elementlerden...
...insan ve toplum sağlığındaki önemli faktörler olan...
...dinlenme ve hem kişisel hem sosyal hazzı sağlayacak...
...sosyal ve eğlence amaçlı ürünlere kadar, çok çeşitlidir.
O zaman basit bir araştırma ele alalım.
İnsanlar ihtiyaçlarını tarif eder, talep değerlendirilir...
...ve üretim bu talebe göre başlar.
Farklı ürünlere olan talebin derecesi doğal olarak...
...bölgelere göre azalıp çoğalabilir ve değişkenlik gösterebilir.
Talep fazlası üretim ve kıtlıktan kaçınmak için...
...bir "Talep/Dağıtım İzleme Sistemi" yaratmalıyız.
Tabii bu fikir yeni bir haber değil.
Bugün bu sistem belli başlı bütün mağaza zincirlerinde...
...stoklarını idare etmek için kullanılıyor.
Ancak bu kez, takibi küresel bir boyutta yapıyoruz.
Ama durun bir dakika. Ürünlerin asıl kullanımını hesaba katmadıkça...
...talebi tamamen anlamamıza imkan yok.
Üretilen her şeyden herkese birer tane verilecek diye hesaplamak...
mantıklı ve sürdürülebilir midir? Kullanımına bakmadan?
Hayır. Bu iyice savurganlık ve verimsiz olurdu.
Bir kişinin bir ürüne ihtiyacı varsa ama bu ihtiyaç örneğin...
...bir günde ortalama sadece 45 dakikaysa...
...bu kişilere o ürünü ihtiyacı süresince sağlamak...
...ve diğerlerine ancak ihtiyaç duyduklarında sunmak...
...çok daha verimli olurdu.
Çoğumuz asıl istediğimizin ürünün kendisinin değil...
...o ürünün amacı olduğunu unuturuz.
Ürünün kendisinin aslında sadece sağladığı yarar kadar...
...önemli olduğunu fark ettiğimizde...
..."dıştan gelen kısıtlama" ya da bugünkü söyleyişle "mülkiyet" dediğimiz şeyin...
...esasen ve ekonomik anlamda...
...savurganlık ve çevresel olarak son derece mantıksız...
...olduğunu görürüz.
O zaman "Stratejik Erişim" denilen bir plana ihtiyacımız var.
Bu bizim...
...her ne zaman neye ihtiyaç duyulursa duyulsun...
...nüfusun taleplerini karşılayabileceğimizden...
...emin olduğumuz...
...her neye ihtiyaç duyuyorlarsa, gerektiğinde ulaşmak için...
..."Talep/Dağıtım Takip Sistemi"mizin vakfı olacak...
...topluma yakın yerlerde konuçlandırılmış...
..merkezi ve bölgesel erişim merkezleri...
...her zaman önemlidir...
...ve bir kişi basitçe gelip, buradaki malzemeyi alıp işini gördükten sonra...
...getirip yerine bırakacaktır...
...günümüzde bir kütüphanenin çalışma şekli gibi.
Doğrusu bu merkezler, bugün alışık olduğumuz...
...yerel dükkânlar şeklinde var olamaz...
...fakat alanında uzmanlaşmış merkezler, bazı malların, daha az tekrarlanan nakliyatla...
...daha çok enerji tasarrufu yapılması amacıyla...
...daha çok kullanıldığı özel alanlarda bulunabilirler...
...ve bu Talep Takip Sistemini...
...düzenli bir biçimde Üretim Yönetimine...
...ve, tabii ki, Kaynak Yönetimini sistemimize bağlamak...
...ve böylece sürdürülebilirliği sağlamak için...
...sınırlı kaynaklarımızın bütünlüğünü...
...güvence altına almayla başlayan ve...
...en iyisini yarattığımızdan emin olana kadar devam eden...
...her şeyi en zeki ve etkili bir biçimde dağıtırken...
...en elverişli malları kullanmayı mümkün kılan...
...ve sürekli güncellenen bir...
..."küresel ekonomik yönetim bilgisayarı" yaratılacaktır.
Bu sezgisel olarak bir çoğunun karşı olduğu depolama esaslı...
...yaklaşımın benzersiz bir sonucu...
...gezegenimizdeki insan varlılığının sürekliliğini anlatan...
...tüm bu mantıklı, depolama ve verimlilik...
...deneme işlemi muhtemelen insanlık tarihi boyunca...
...hiç görülmemiş bir şeyi devreye sokacaktır.
Bolluğa Erişim...
...küresel nüfusun sadece bir kısmı için değil...
...bütün insanoğlu için.
Bu ekonomik model, sadece genellenmişti.
Bu sorumlu, insanoğlunu gözeten...
...en etkili ve en sürdürülebilir yol olan...
...ve bütün dünyanın...
...kaynak yönetimi ve sürecini...
...kapsayan sistem yaklaşımı...
...şöyle isimlendirilebilir:
"KAYNAK-BAZLI EKONOMİ".
Bu fikir 1970'lerde toplum mühendisi...
...Jacque Fresco tarafından ortaya konmuştur.
Jacque o zamanlar daha toplumun doğa ve kendisi ile çarpışma sürecinde olduğunu...
...bu sürecin hiçbir seviyede sürdürülebilecek halde olmadığını...
...ve eğer bir şeyler değişmez ise...
...o ya da bu şekilde kendimizi yok edeceğimizi anlamıştı.
Jacque, söylediğin bütün bu şeyler...
...bugünkü bilgilerimizle inşa edilebilir mi?
Yoksa bugün bildiklerimize dayanarak tahminde mi bulunuyorsun?
Hayır, bunların hepsi bugünkü bilgilerimizle inşa edilebilir.
Dünyanın yüzeyini değiştirmek 10 yıl alacaktır.
Dünyayı ikinci bir cennet bahçesine çevirmek.
Seçim size ait.
Nükleer silahlanma yarışının aptallığı...
...silahların gelişimi...
...sorunlarınızı bu siyasal partiyi ya da şu siyasal partiyi...
...seçerek siyasal olarak çözmeye çalışmak...
...ki tüm politik görüşler yolsuzluk içine dalmışlardır.
Bırakın tekrar söyleyeyim:
Komünizm, sosyalizm, faşizm... Demokratlar...
...Liberaller- biz insanı özümsemek istiyoruz.
İnsanoğlu için daha iyi bir hayata inanan tüm kuruluşlar:
...Zenci ya da Polonyalı sorunları yok...
...Yahudi ya da Yunan problemleri yok...
...ya da kadın problemleri; ortada insan problemleri var!
Kimseden korkmuyorum; kimse için çalışmıyorum;
...kimse beni kovamaz.
Patronum yok.
Bugün yaşadığımız toplumda yaşamaktan korkuyorum.
Toplumumuz bu yetersizlikle durumunu devam ettiremez.
35 yıl önce serbest girişimcilik sistemi...
...harikaydı. Bu onun son faydası oldu.
Şimdi, düşünme biçimimizi değiştirmek zorundayız yoksa yok olacağız.
Toplumumuz gelecek hakkında yapılan korku filmlerindeki gibi olacak...
...bu sistemin çalışmaması...
...ve politika...
...korku filmlerinin bir parçası olacaktır.
Bugünlerde pek çok insan analitik olması sebebiyle "soğuk bilim"...
...terimini kullanıyor ve aslında...
...analitiğin ne anlama geldiğini bile bilmiyor.
Bilim, dünyanın işleyiş yönüne...
...yakın tahminler anlamına gelir.
Yani aslında doğruyu söylüyor; gerçek şudur ki...
...bir bilim insanı insanlarla uzlaşmayı denemez.
Onlar sadece bulgularının ne olduğundan bahsederler.
Bütün her şeyi sorgulamak zorundadırlar...
...ve eğer bazı bilim insanları belli dirençlere sahip...
...materyalleri gösteren bir deneyle ortaya çıkarlarsa...
...diğer bilim insanları da bu deneyi tekrarlamak ve...
...aynı sonuçları elde etmek zorundadırlar.
Eğer bir bilim insanı, matematik veya hesaplamalar soncunda...
...bir uçağın kanadının belli bir ağırlığı...
...kaldırabildiğini hissetse bile yinede kanadın üzerine...
...ne zaman kırılacağını görmek için...
...bir sürü *** torbası yığar ve...
...sonra ‘görüyorsunuz benim hesaplamalarım doğru’ veya ‘doğru değil’ der.
Ben bu sistemi çok seviyorum, çünkü önyargıdan ve...
...matematiğin bütün problemleri çözeceği düşüncesinden özgürdür.
Matematiğinizi de ayrıca *** tabi tutmanız gerekir.
Bence, test edilebilecek her sistem...
...*** tabi tutulmalıdır.
Bütün kararlar araştırmalar sonucunda alınmalıdır.
Kaynak Tabanlı Ekonomi basit olarak...
...sosyal ilgiye uygulanmış...
...ve şu anda dünyada hiç olmayan bilimsel bir yöntemdir...
Toplum teknik bir icattır.
İyileştirilmiş insan sağlığı fiziksel ürününün en etkili yöntemleri...
...dağıtım, şehir altyapısı ve benzeri...
...bilim ve teknoloji alanında bulunur...
...politika veya parasal ekonomide değil.
Bu, aynı sistematik şekilde işler, bir uçağı ele alalım...
...bu uçağı inşa etmek için ne bir Cumhuriyetçi nede bir Liberal yöntem vardır.
Aynı biçimde, doğanın kendisi...
...bilimimizi kanıtlamak için kullandığımız...
...fiziksel bir referanstır ve...
...bizim çoğalan anlayışımızdan oluşan kurulmuş bir sistemdir.
Hatta, sizin bireysel olarak düşündüğünüz...
...veya inandığınız şeyin doğruluğunu önemsemez.
Daha doğrusu, size bir seçenek sunar:
Ya onun doğal yasalarını öğrenip onları kabullenirsiniz...
...sağlık ve sürdürülebilirliği devamlı hale getirerek...
...kendinizi buna göre idare edersiniz...
...ya da mevcut duruma karşı gelerek boşa bir çaba harcarsınız.
Şu anda ayağa kalkıp yanınızdaki duvar üzerinde...
...yürüyebileceğinize ne kadar inandığınızın hiç bir önemi yoktur...
...çünkü yerçekimi buna izin vermeyecektir.
Eğer yemek yemezseniz-ölürsünüz.
Bebekken size bakılmazsa-ölürsünüz.
Kulağa ne kadar sevimsiz gelse de, doğa bir diktatörlüktür ve...
...ya onu dinler ve onunla uyum içinde yaşarız, ya da...
...kaçınılmaz kötü sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız.
Dolayısıyla, Kaynak Bazlı Ekonomi;
...tüm kararları optimize edilmiş insani ve çevresel sürdürülebilirliğe dayanan...
...ve yaşamı destekleyen...
...sabit bir anlayışlar bütününden başka bir şey değildir.
Kaynak bazlı ekonomi; her insanın...
...yine siyasi veya dini felsefesinden bağımsız şekilde...
...deneysel "Hayat Alanı"nı paylaştığını hesaba katar.
Bu yaklaşım içinde kültürel görecelik yoktur.
Bu bir görüş meselesi değildir.
İnsani ihtiyaçlar, insani ihtiyaçlardır...
...ve bu ihtiyaçların; zihinsel, fiziksel...
...ve evrimsel sağlığımız için, ayrıca zaten...
...türün devamlılığı için de erişilebilir olması elzemdir.
Bu ihtiyaçlar; besleyici gıda ve temiz içme suyu gibi...
...hayati gereksinimlere ek olarak...
...güçlendirici ve dengeli bir beslenmeyi...
...ve şiddetten uzak bir çevreyi de içermelidir.
Kaynak Bazlı bir ekonomi...
...mevcut kaynaklara dayalı bir ekonomi olacaktır.
Temel yaşam gereksinimlerine erişim olmadan...
...bir sürü insanı bir adaya getiremez, veya 50,000 kişilik...
...bir şehir inşa edemezsiniz
Dolayısıyla, "kapsamlı sistemler yaklaşımı" terimini kullanırken...
...bahsettiğim şey; öncelikle alanın bir envanterini çıkarmak...
...ve o alanın ne kadarlık bir ihtiyacı karşılayabileceğini belirlemek-...
...sadece mimari bir yaklaşımla değil-...
...sadece tasarımsal bir yaklaşımla değil-...
...insan yaşamını geliştirmek için...
...ihtiyaç duyulan tüm gereksinimleri temel alan bir tasarımla...
...yapılmasıdır; ve entegre olmuş düşünce şekli diyerek anlatmak istediğim de budur.
Yiyecek, giysi, barınma, sıcaklık ve sevgi...
Bütün bunlar insan için zorunludur ve...
...eğer bir insanı bunların herhangi birinden yoksun bırakırsanız...
...bu daha az işlerliği olan insan demektir.
Biraz önce anlatıldığı gibi, Kaynak Bazlı Ekonomi'nin...
...küresel esasa, üretime ve dağıtıma dayalı sistemlerinin temeli...
...ekonominin tüm alanlarında verimliliği ve sürdürülebilirliği...
...garanti eden doğru ekonomi mekanizmaları...
...veya "stratejilerileri"ne dayanmaktadır.
Şimdi, mantık çerçevesinde şekillendirdiğimiz düşünce dizisine devam edersek...
Oluşturduğumuz denklemde, sırada ne var?
Bunların hepsi hangi noktada gerçekleşecek?
Kentler.
Kentleşme çağdaş medeniyetin göstergesidir.
Kentlerin rolü, daha fazla sosyal destek ve...
...toplumsal etkileşim ile beraber hayatın gerekliliklerine erişimi sağlamaktır.
Peki ideal bir kenti nasıl dizayn edeceğiz?
Şekli ne olmalı?
Kare? Yamuk?
Şeklin içinde ve etrafında sürekli hareket halinde olacağımızı düşünürsek...
...kolaylık sağlaması için mesafeleri eşit uzaklıkta yapmak isteyebiliriz.
İşte bu yüzden daire olmalı.
Kentin içinde ne olmalı?
Doğal olarak bir konut alanı, bir üretim alanı...
...bir enerji üretim alanı ve bir de tarım alanına ihtiyacımız var.
Ama insanlar aynı zamanda gelişen varlıklar - bu nedenle kültür...
...doğa, eğlence ve eğitim alanları da olmalı.
O zaman şimdi güzel bir açık park da ekleyelim.
Kültürel amaçlar ve sosyalleşme için bir eğlence/etkinlik alanı...
...ve ayrıca eğitim ve araştırma tesisleri de olsun.
Şeklimiz bir daire olduğundan...
...bu fonksiyonların her birini, ulaşımı kolay olacak şekilde...
...amacına yönelik ihtiyacı karşılayacak oranda yer tahsis ederek ve...
..."Kemer"ler halinde yerleştirmek oldukça mantıklı görünüyor.
Çok güzel.
Simdi, konunun detaylarına inersek:
Öncelikle şehir organizmasının çekirdeğini,
...altyapısını ya da bağırsaklarını hesaba katmamız lazım.
Bunlar: su, atık malzeme...
...ve enerji taşıma kanalları olurdu.
Nasıl ki bugün şehirlerimizin altlarında su ve kanalizasyon şebekeleri vardır...
...bu kanal konseptini, entegre atık geri dönüşüm ve...
...dağıtım sistemine kadar genişletebiliriz.
Postacı veya çöpçüye ihtiyaç kalmaz.
Tam da içine inşa edilmiştir. Hatta, otomatikleştirilmiş...
...pnömatik tüpleri ve benzer teknolojileri kullanabiliriz.
Aynısı ulaşım için de geçerlidir.
Savurgan, bağımsız arabalara olan ihtiyacı azaltacak,
...hatta ortadan kaldıracak stratejik ve entegre tasarımlar gereklidir.
Sizi şehir içinde, yukarı ve aşağı dahil...
...fiilen her yere, hatta başka şehirlere götürebilen;
...elektrikli tramvaylar, taşıma bantları...
...transveyorlar ve manyetik/hızlı trenler.
Tabii bir arabaya gerek duyulduğunda,
...güvenlik ve sağlamlık için uydu aracılığıyla -otomatik- yönlendirilmektedir.
Esasen, bu otomasyon teknolojisi faaliyete geçmiş durumda.
Her yıl yaklaşık 1.2 milyon kişi araba kazalarında ölmekte;
...yaklaşık 50 milyon kişi ise yaralanmaktadır.
Bu çok saçma ve böyle olması gerekmiyor.
Etkin şehir tasarımı ve otomasyonlu şoförsüz arabalarla...
...bu ölüm rakamları fiilen ortadan kaldırılabilir.
Tarım.
Bugün, gelişigüzel bir biçimde yapılan,
...ilaçlama, aşırı gübreleme ve diğer maliyet düşürücü...
...endüstriyel uygulamalarımızla, vücutlarımızın yüksek dozlarda...
...zehirlenmesi bir yana, gezegenin ekilebilir alanlarının çoğunu...
...başarılı bir şekilde yok etmiş bulunuyoruz.
Aslında, endüstriyel ve tarımsal kimyasal toksinler...
...bugün itibariyle, çocuklar da dahil, tüm insanlarda yapılan testlerde çıkmaktadır.
İyi ki apaçık bir alternatif var:
Mevcut besin maddesi ve su kullanımını %75 oranında...
...azaltacak olan topraksız -su bazlı tarım- ve...
...hava bazlı tarım yöntemleri mevcut.
Yiyecekler artık, kapalı dikey çiftliklerde, endüstriyel ölçekte...
...organik olarak yetiştirebilecek.
Böcek ilaçlarının ve hidrokarbon...
...genel kullanım ihtiyacının fiilen ortadan kalkacağı...
...50 katlı 1 dönümlük arazilerde.
Bu endüstriyel gıda yetiştirmenin geleceğidir.
Etkili, temiz ve bereketli.
Dolayısıyla, böylesine gelişmiş sistemler, zamandan...
...atıktan ve enerjiden tasarruf ederek...
...dışarıdan hiçbir şey ithal etmeye gereksinim duymadan...
...bütün bir şehir nüfusu için gerekli gıdayı üretecek...
...zirai sistemlerimizi kısmi olarak kapsayacaktır.
Enerji ile ilgili konuşacak olursak:
Enerji çarkı, bir sistemler yaklaşımı ile verimli...
...yenilenebilir kaynaklarımızdan, elektrik elde etmek için çalışacaktır.
Özellikle rüzgar, güneş, jeotermal ve ısı farklılıkları ve eğer...
...potansiyel su kaynaklarına yakınsa, gelgit ve dalga gücü.
Ara vermeyi önlemek için ve pozitif net...
...enerji dönüşümünden emin olmak için...
...bu kaynaklar, fazla enerjiyi büyük süper kapasitörlerde...
...yeraltında depolarken...
...gerektiğinde birbirilerine güç vererek...
...entegre bir sistem içinde işletilebilirler,
...dolayısıyla geriye hiç bir atık kalmaz.
Bu şekilde, sadece bir şehir değil, belli yapılar da kendilerine...
...bağımsız olarak güç sağlayacaklar ve fotovoltaik paneller, yapısal basınç...
...dönüştürücüleri, ısı pilleri ve gelişim aşamasında...
...olan diğer teknolojiler vasıtasıyla...
...elektrik üreteceklerdir.
Ama tabii ki, bu şöyle bir soruyu akla getiriyor:
Genel olarak, bu teknoloji, ve ürünler...
...ilk aşamada nasıl yaratılacaklar?
Bu bizi üretime getiriyor:
Sanayi çarkı, hastaneler ve benzerlerinden ayrı olarak...
...fabrika, üretimin merkezi olacaktır.
Tamamıyla yerel olacak şekilde, tabii ki ham maddeleri...
...küresel kaynak yönetim sistemi yoluyla elde edecek...
...ve az önce tartışıldığı gibi...
...talep şehir nüfusunun kendisi tarafından yapılacaktır.
Üretim mekaniklerini göz önüne alırsak, insanlık tarihinde...
...çok yakın zamanlarda ortaya çıkan...
...ve her şeyi değiştirme gayretinde olan...
...yeni ve güçlü bir fenomeni tartışmamız gerekiyor.
Buna makineleşme veya...
...işçilik otomasyonu deniyor.
Çevrenize şöyle bir bakarsanız...
...günümüzde kullanmakta olduğumuz hemen hemen...
...her şeyin otomatik olarak yapıldığını göreceksiniz.
Ayakkabılarınız, kıyafetleriniz, ev eşyalarınız, arabanız ve diğerleri...
Bunların hepsi makinelerle otomatik olarak üretilmişlerdir.
Toplumun bu teknolojik ilerlemelerden...
...etkilenmediğini söyleyebilir miyiz?
Tabii ki hayır.
Bu sistemler gerçekten yeni yapılar ve yeni ihtiyaçlar yaratırlar...
...ve diğer birçok şeyin hükmünü ortadan kaldırırlar.
Bu demektir ki bizler gelişmeye devam ederken...
...hızla yenilenen bir teknoloji kullanıyoruz.
Yani, tabii ki otomasyon devam edecek. Sadece laf olsun diye...
...teknolojileri durduramazsınız.
Teknolojik işçilik otomasyonu, tarım devrimi ve...
...sabanın bulunmasından ilk elektrikli makinenin icadına...
...ve sanayi devriminden beri yaşamakta olduğumuz...
...ileri elektronik ve bilgisayarın icadını da...
...esas alan bilgi çağına kadar insanlık tarihinin...
...en büyük sosyal değişimlerinin temelinde yer almaktadır.
Bu günkü ileri üretim yöntemleri sayesinde...
...makineleşme kendi kendine gelişmektedir.
Geleneksel parçaları birleştirerek...
...ürün tamamlama yönteminden...
...uzaklaşarak bütün bir ürünü tek bir seferde...
...üretebilen ileri bir yönteme geçmektedir.
Mühendislerin bir çoğu gibi, ben de biyolojiden çok etkileniyorum.
Çünkü biyoloji sıradışı mühendislik örnekleri ile doludur.
Biyoloji, kendini kopyalayan şeyleri incelemektir.
Sahip olduğumuz en iyi Yaşam tanımı...
Yine bir mühendis olarak, kendisinin aynılarını üretebilen...
...makineler daima benim ilgimi çekmiştir.
Rep-Rap üç boyutlu bir yazıcıdır.
Bilgisayarınıza bağladığınızda sadece iki boyutlu bir kağıt...
...sayfası üzerine baskı yapmak yerine...
...gerçek, fiziksel üç boyutlu objeler yapmaktadır.
Bunda aslında yeni bir şey yok...
...3 boyutlu yazıcılar 30 yıldır piyasadalar.
Rep-Rap'in en büyük özelliklerinden biri, kendi kendini kopyalayabilmesidir.
Yani, sizde bir adet varsa, daha çıkarabileceği birçok güzel şey gibi...
...bundan bir tane daha yapıp...
...arkadaşınıza verebilirsiniz.
En basit ev eşyalarınızın baskılarından tutun da...
...bütün bir profesyonel araba çizimine kadar...
...otomatik 3 boyutlu baskılarını alabilir...
...sanal dönüştürme işlemini yapabilir, ev yapımı da dahil...
...üretimin her alanında kullanabilirsiniz.
Dış hat işçiliği aslında...
...direkt olarak bilgisayarda hazırlanmış 3 Boyutlu modelden alınan...
...3 Boyutlu baskı adı verilen...
...bir fabrikasyon teknolojisidir.
Dış hat işçiliğini kullanarak...
...yaklaşık 200m² büyüklüğünde komple bir evi...
...makine aracılığıyla bir günde inşa etmek mümkündür.
...insanların otomatikleştirilmiş inşaat işiyle ilgilenmesinin...
...sebebi, birçok fayda sağlamasıdır.
Örneğin, inşa işlemi oldukça emek gerektiren bir iştir...
...ve aynı zamanda insanlara iş imkanı sağlar.
Ayrıca bir takım sorunları ve karmaşıklıkları vardır.
Örneğin, en tehlikeli iş inşaat işçiliğidir.
Tarımdan ve madencilikten bile kötüdür.
Neredeyse bütün ülkelerde en yüksek seviyede öldürücüdür.
Diğer bir mesele ise hafriyat.
Amerika'daki ortalama bir evin 3 ile 7 ton arası hafriyatı vardır.
Yani eğer inşaatın etkisine bakarsak...
...ve sadece dünyadaki kullanılabilecek materyallerin...
...yaklaşık %40'ının kullanıldığını biliyorsak, olayın vahametini görürüz.
Bunun anlamı büyük miktarda enerji ve kaynak sarfiyatı...
...ve çevreye ciddi anlamda zarar vermektir.
Evleri hala daha içinde bulunduğumuz teknolojiye rağmen...
...çekiçle çiviyle tahtayla yapmak gerçekten saçmalıktır.
Fakat Birleşik Devletler'de en çok işçilik...
...harcanan üretim kolu inşaattır.
MIT yazarlarından ekonomist David Autor'un son zamanlarda yaptığı bir çalışma...
...eski orta sınıfımızın yerinin otomasyonla...
...doldurulduğuna dikkat çekiyordu.
Oldukça basit, günümüzde kabaca her sektörde makineleşme...
...insan emeğinden daha üretken, daha hızlı ve verimli
ve daha sürdürebilirdir.
Makinelerin, tatil yapmaya, mola vermeye, sigortaya, maaşa ihtiyacı yoktur...
...ve her gün, günde 24 saat çalışabilirler.
İnsan emeğiyle karşılaştırıldığında...
...verim potansiyeli ve hatasızlık oranı kıyaslanamaz düzeydedir.
Özetle; kendini tekrar eden insani iş gücü tüm dünyada...
...kullanışsız, eski moda bir hal almaktadır...
...ki bugün çevrenizde gördüğünüz işsizliğin...
...temel sebebi...
...teknolojinin bu etkin evrimidir.
Yeni sektörlerin her zaman işini kaybetmiş...
...çalışanları işe alma eğilimleri sebebiyle...
...adına "Teknolojik İşsizlik" diyebileceğimiz bu büyüyen...
...olgu, pazar ekonomistleri tarafından yıllarca görmezden gelinmiştir.
Bugün hizmet sektörü bu alanda geriye kalan tek aktarma merkezidir...
...ve en çok sanayileşmiş ülkelerle beraber Amerikan iş gücünün...
...yüzde 80'ine iş olanağı sağlamaktadır.
Bununla beraber, hizmet sektörü de otomatikleştirilmiş kiosklar...
...otomatikleştirilmiş restoranlar ve hatta mağazalar ile gittikçe artan...
...bir rekabet halindedir.
Nihayet bugün ekonomistler yıllardır reddedilen...
...şeyin doğruluğunu kabul etmektedirler:
Ekonominin küresel anlamda sıkıntılı bir dönemden geçmesinin sonucu olarak...
...ortaya çıkan işsizliği daha da kızıştıran olgu...
...teknolojik istihdamla beraber...
...ekonomik daralmanın etkileri arttıkça...
...sanayilerin de buna bağlı olarak daha hızlı makineleşmesidir.
Burada fark edilmeyen nokta...
...kar etmek adına makineleşme ne kadar hızlanırsa...
...o oranda da insanları işten çıkaracakları...
...ve dolayısıyla kamunun alım gücünü aynı oranda düşürecekleridir.
Bunun anlamı, şirket üretimini...
...çok daha ucuza mal ederken...
...ürünler ne kadar ucuz olursa olsun...
...bir şeyler almak için parası olan insan sayısı gün geçtikçe azalacak demektir.
Kısaca, "gelir için iş gücü" oyununda...
...yavaş yavaş sona gelinmektedir.
Esasen bugün mevcut olan işlerden...
...hangi işlere otomasyonun hemen...
...uygulanabileceğini düşünürsek...
...ortaya çıkacak sonuç dünya çapında iş gücünün %75'inin...
...hemen yarın makineleştirilebileceği olacaktır.
Bu nedenledir ki Kaynak Bazlı Ekonomi'de...
..parasal piyasa sistemi yoktur
Para diye bir şey yoktur...
...çünkü buna ihtiyaç kalmamıştır.
Kaynak Bazlı Ekonomi...
...makineleşmenin verimliliğini takdir eder...
...ve onu, sunduğu imkanlar için kabul eder.
Onunla bugün yaptığımız gibi savaşmaz.
Neden? Çünkü verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından...
...bunu yapmamak sorumsuzluk olur.
Bu bizi şehir sistemimize geri getirir.
Merkezinde, sadece eğitim tesislerini...
...ve ulaşım anahatlarını barındırmakla kalmayıp...
...aynı zamanda şehrin teknik operasyonlarını yöneten...
...ana bilgisayarları da içeren...
...Merkez Kubbe vardır.
Şehir aslında büyük bir otomatik makinedir.
Enerji teminini, üretimini, dağıtımını...
...mimari ve benzeri gelişimleri takip etmek için...
...tüm teknik bölgelerde sensörleri vardır.
Peki, bu operasyonların hata veya bozulma durumunda...
...denetim için insanlara ihtiyaç olur muydu?
Büyük bir olasılıkla: Evet.
Ama bunların sayısı zamanla...
...iyileştirmeler arttıkça, azalacaktır.
Bununla beraber, bugün itibarıyla...
...hesapladığınızda bu işler için belki de...
...şehir nüfusunun yüzde 3'üne ihtiyaç olurdu.
Sizi temin ederim ki...
...gerçekten size bakmak için ve...
...her gün özel diktatörlere itaat etmenize gerek kalmaksızın...
...refahınızı güvence altına almak için...
...tasarlanmış bir ekonomik sistemde...
...teknik olarak gereksiz ve...
...sosyal olarak gayesiz bir işle...
...uğraşmak zorunda olmadan...
...ve çoğu zaman gerçekte var olmayan borçla boğuşarak...
...ay başını getirmekte zorlanmadan yaşamak söz konusu olunca...
...sizi temin ederim ki insanlar her yerde...
...onlara özen gösterecek sistemi devam ettirmek...
...ve geliştirmek için zamanlarını gönüllü olarak feda edeceklerdir.
Bu "dürtü" mevzusu ile ilişkilendirdiğimizde ise...
...genel bir sanı olarak...
...eğer "yaşamak için çalışmak" konusunda...
...dışarıdan gelen bir baskı yoksa...
...insanların öylece oturup hiç bir şey yapmadan...
...şişko, tembel yağ tulumlarına dönüşeceği görüşü var.
Bu saçmalıktır.
Günümüzdeki çalışma sistemi...
...gerçekte tembelliğin yaratıcısıdır...
...çözümü değil.
Çocukluğunuzu hatırlayın;
...hayat dolu, anlayabilmek için, yaratmak ve keşfetmek için...
...yeni şeylerle alakalı.
Fakat zaman geçti ve sistem sizi...
...nasıl para kazanılacağına odaklanmaya itti.
Erken eğitimden...
...üniversite eğitimine kadar, zihnen sığlaştınız.
Ortaya çıkan...
...sadece bir dişlinin çarkları gibi...
...bütün ürünleri tepedeki %1'e yollayan yaratıklardır.
Bugün bilimsel çalışmalar gösteriyor ki...
...konu maharet ve yaratıcılığa geldiğinde...
...maddi ödül insanları motive etmiyor.
Bir şey yaratmanın kendisi zaten bir ödüldür.
Para esasında yalnızca...
...mükerrer, sıradan eylemlerde bir teşvik işlevi görür...
...ki az önce bunların makinelerce yapılabileceğini gösterdik.
Mevzubahis yenilik getirme olduğunda...
...parasal dürtünün, insan zekasının esas kullanımında...
...yaratıcı düşünceye bir ayak bağı olarak...
...ona zarar verdiği ve değersizleştirdiği ispatlanmıştır.
İşte bu durum, Nikola Tesla, Wright Kardeşler...
...ve bunlar gibi...
...dünyamıza büyük katkı sağlamış mucitlerin...
...neden hiç bir parasal dürtü göstermediğini açıklayabilir.
Para esasında hatalı bir dürtüdür...
...ve sağladığı katkıya göre...
...yüz kat daha fazla zarara yol açar.
Günaydın sınıf. Lütfen oturun.
Yapmak istediğim ilk şey odayı dolaşmak...
...ve herkese büyüdüklerinde ne olmak istediğini sormak.
Kim başlamak ister?
Peki, Ya sen Sarah?
Büyüdüğümde annem gibi McDonalds'da çalışmak istiyorum.
Aa, aile geleneği ha?
Ya sen, Linda?
Büyüdüğümde...
...New York şehrinin sokaklarında bir fahişe olacağım!
Aa, göz kamaştırıcı kız seni!
Çok ihtiraslı.
Ya sen, Tommy?
Büyüdüğümde zengin...
...seçkin bir işadamı olacağım...
...New York borsasında çalışıp...
...batan yabancı ekonomilerden kar sağlayacağım.
Girişimci...
...ve biraz çok kültürlülük ilgisi görmek çok iyi!
[Kültürün Mağdurları]
Önceden belirtildiği gibi, kaynak tabanlı bir ekonomi...
...bilimsel yöntemi toplumsal endişelere göre uygular...
...ve bu yalnızca teknik yeterlilikle sınırlı değildir.
Ayrıca doğrudan insansal ve toplumsal iyiliği...
...ve bunu kapsayan şeyleri de göz önünde tutar.
Barış ve mutluluk içinde birlikte varolmayı sağlayamayan...
...bir toplumsal düzenin ne yararı var ki...
Öyleyse şunu belirtmek gerekir ki,
...para sisteminin kaldırılması...
...ve hayati gereklilikleri sağlamakla...
...suç işleme oranında küresel olarak...
...neredeyse %95'lik bir azalma görebiliriz...
...çünkü çalacak, zimmete geçirecek, dolandıracak veya benzer şeyler yoktur.
Günümüzde hapishanelerdeki tüm insanların %95'i...
...paraya bağlı suçlardan ve uyuşturucu kullanımından dolayı oradalar...
...ve uyuşturucu kullanımı suç değil, bir bozukluk.
Peki ya diğer %5?
...gerçek şiddet...
...bazen bazılarına öyle görünür ki...
...şiddetli olmak, şiddetli olmak içindir...
...onlar sadece "kötü" insanlar mıdır?
İnsanların şiddete eğilimini...
...ahlaki değerlerle yargılamanın...
...gerçek bir zaman kaybı olduğunu...
...düşünmemin sebebi, bunun;
...şiddetin ne sebeplerini anlamamıza, ne de engellememize...
...bir nebze bile yardımcı olmaması.
İnsanlar bazen suçluları "affetmeye" inanıp inanmadığımı sorar.
Buna cevabım şöyle:
"Mahkum etmeye ne kadar inanıyorsam...
...affetmeye de o kadar inanıyorum".
Biz toplum olarak, ne zaman...
...şiddeti çözümleme konusunu ahlaki bir "günah" gibi değil de...
...kamu sağlığını veya önleyici tıp alanını tehdit eden bir sorun...
...gibi görmeye başlarsak...
...ne zaman kendi bakış açılarımızı...
...ve değerlerimizi değiştirirsek...
...işte o zaman, şu anda yaptığımızın aksine...
...şiddet seviyesini arttırmak yerine...
...azaltma konusunda başarılı oluruz.
Ne kadar adalet ararsan, o kadar canın yanar...
...çünkü adalet diye bir şey yoktur.
Dışarıda ne varsa o vardır. O kadar.
Başka bir değişle, eğer insanlar ırkçı yobazlar olmaya şartlandırılmışsa...
...eğer bunu savunan bir çevrede büyümüşlerse...
...neden bunun için bireyi suçluyorsunuz ki?
Onlar bir alt kültürün kurbanları.
Bu yüzden yardıma ihtiyaçları var.
İşin ana fikri, sapkın davranışlar doğuran ortamı...
...baştan tasarlamamız gerektiğidir.
Asıl sorun budur.
Çözüm birisini hapse atmak değil.
Bu yüzden; yargıçlar - avukatlar - özgür irade...
...ve bunun gibi kavramlar...
...tehlikelidir, çünkü sizi yanlış bilgilendirir.
O insan "kötü"... veya o insan bir "seri katil".
Seri katiller yaratılır.
Tıpkı askerlerin makineli tüfekleriyle birer seri katile dönüşmeleri gibi.
Ölüm makinelerine dönüşürler...
...ama "doğal olan" bu olduğu için, hiç kimse onlara...
...bir katil veya suikastçı gözüyle bakmaz.
Bu durumda insanları suçlarız...
"Bu adam Nazi, Yahudilere zulüm yaptı" deriz.
Hayır, o Yahudilere zulüm yapmak üzere yetiştirilmişti.
İnsanların birer kişisel tercihleri olduğunu...
...ve bu tercihleri yapmakta özgür olduklarını...
...doğru kabul ediyorsanız; özgür tercih demek...
...hiç bir etki altında kalmadan demek...
...ve ben bunu hiç anlayamıyorum.
Hepimiz tüm tercihlerimizde...
...içinde yaşadığımız kültürün, ana-babamızın...
...ve baskın değerlerin etkisinde kalıyoruz.
Öyleyse bizler etkileniyoruz; yani özgür tercih yoktur.
Dünya üzerindeki en üstün ülke hangisidir? - Doğru cevap:
"Bütün dünyayı gezmedim, o yüzden bu soruyu cevaplamak...
...için değişik kültürler hakkında yeterli bilgim yok."
Bu şekilde konuşan birini tanımıyorum.
Köklü Amerika Birleşik Devletleri...
...dünyanın en üstün devletidir diyorlar.
Hiç bir araştırma yok... "Hindistan’a gittiniz mi? -Hayır.
- İngiltere’ye gittiniz mi ? - Hayır.
- Fransa’ya gittiniz mi ? - Hayır.
Öyleyse neden ortaya varsayım atıyorsunuz?
Cevaplayamazlar. Sizin tavrınıza çıldırırlar.
"Allahın cezası, sen de kimsin ki...
...bana ne düşüneceğimi söylüyorsun" derler.
Biliyorsunuz... Unutmayın: Saptırılmış insanlarla konuşuyorsunuz.
Onlar cevaplardan sorumlu değillerdir...
...onlar kültürlerinin kurbanıdır ve bu...
...onlar kültürlerinin etkisi altındadır demektir.
Bölüm IV: Yükseliş
Kaynak Bazlı Ekonomiyi dikkate aldığımızda...
şunun gibi bir takım tartışmalar ortaya çıkaca...
- Hop!
- Hop! Hey!
- Şimdi dur bir dakika orada bakalım! - Evet?
Ben bunu biliyorum. Buna Marksizm derler dostum.
Stalin bu tür düşünceler yüzünden "800 Milyar" insanı öldürdü.
- Babam Gulag'ta öldü.
- Komünist! - Faşist!
- Amerika'yı sevmiyorsan, terk et!
- Pekala, herkes sakin olsun...
- Yeni Dünya Düzeni'ne Ölüm!
- Yeni Dünya Düzeni'ne Ölüm!
"Seyircinin mantıksızlığı büyüdükçe...
...şok içinde ve şaşkın:
...anlatıcı aniden ölümcül bir kalp krizi geçirdi."
Böylece bu komünist propaganda filmi son buldu.
[Sistemde Hata]
[Yedekleme Başlatıldı - Geri Yüklendi]
Fakat biliyorsun, bu tarz bir şeyi 'beyin takımı' durumundaki...
...insanlara söyledim...
Bilirsin bunlar Roma Kulübü tarzları ve daha ilerisi...
"Marksist!" dediler.
Ne? Marksist? Bu da nereden çıktı?
Bu ikona sahipler fakat tutunmaya çalıştıkları şey...
...Kutsal Kase'leri...
...ve bu çok kolay olanı, biliyorsunuz.
İnsanlar bana Sosyalist, Komünist ya da Kapitalist mi olduğumu soruyorlar.
Ben de bu yukarıdakilerin hiçbiri değilim diyorum. Sizce insanlar...
...neden tek seçeneğin bunlar olduğunu düşünüyorlar?
Bütün politik yapılar...
...yazarlar tarafından oluşturulmuştur...
...ki bu yazarlar yaşadığımız gezegende sonsuz kaynaklar olduğunu varsayıyorlardı.
Bu politik filozoflardan biri bile...
...herhangi bir şeyde kıtlık olabileceği ile ilgili kafa patlatmamış.
Komünizm, sosyalizm, serbest piyasa ve faşizmin, sosyal evrimin...
...bir parçası olduğuna inanıyorum.
Bir kültürden diğer bir kültüre...
...dev bir adım atamazsınız:
Ara sistemler vardır.
Herhangi bir "izm" den önce, bir yaşam zeminimiz vardı...
...ve bu yaşam zemini biraz önce tarif ettiğim gibi...
...gereken bütün koşullar yani...
...bir sonraki nefesinizi almanız...
...ve aldığınız nefesi...
...içtiğiniz suyu, elde ettiğiniz güvenliği...
...erişebildiğiniz eğitimi içerir;
...bütün bunlar paylaştığımız ve kullandığımız şeyler ki...
...kimse bunlar olmadan, hiçbir kültürde yaşayamaz.
Öyleyse Yaşam Sahası'na geri dönmeliyiz...
...ve yaşam alanı artık herhangi "bir şey-izm" değil.
O artık "yaşam değer analizi".
[Sınırın Ötesi]
Şu, basit bir tarihsel gerçektir ki;
...herhangi bir toplumdaki...
...baskın entelektüel kültür, o toplumdaki...
...baskın sınıfın menfaatlerini yansıtır.
Köleliğin olduğu bir toplumda...
...insana ve insan haklarına yönelik inançlar...
...doğal olarak köle sahiplerinin ihtiyaçlarını yansıtacaktır.
Yine benzer şekilde bazı bireylerin...
...başka bireylerin hayatlarından ve emeklerinden elde ettiği menfaate...
...ve onları kontrol etme gücüne dayanan bir toplum yapısında da...
...baskın entelektüel kültür...
...baskın grubun ihtiyaçlarını yansıtacaktır.
O halde, daha geniş çaplı bakarsanız;
...psikolojiye, sosyolojiye, tarihe...
...siyasal ekonomiye ve siyaset bilimine...
...sinmiş olan temel fikirler...
...aslında seçkin bir kesimin menfaatlerini yansıtmaktadır...
...ve bunu gereğinden fazla sorgulayan akademisyenler...
...kenara itilmeye çalışılmış...
...veya bir nevi "radikal" kişiler olarak görülmüşlerdir.
Bir kültürün hakim değerleri...
...o kültür tarafından ödüllendirileni...
...destekleme ve sürdürme eğilimindedir.
Başarı ve statünün, sosyal katkılarla değil...
...maddi zenginlikle ölçüldüğü bir toplumda da...
...dünyamızın bugün...
...neden bu halde olduğunu anlamak çok kolaydır.
Şu anda, öncelikli olmaları gereken...
...kişisel ve toplumsal huzurun...
...suni zenginlik ve sınırsız büyüme...
...gibi zararlı kavramlar karşısında ikinci plana atıldığı -tamamen tabiata aykırı-...
...bir değerlendirme sistemi bozukluğuyla karşı karşıyayız.
Şimdi, bu bozukluk bir virüs gibi; hükümetlerin - basının-...
...eğlence dünyasının ve hatta eğitim sisteminin...
...her hücresine işlemektedir.
Kendi bünyesinde...
...onlara karşı gelecek her şeye karşı...
...koruma mekanizmaları oluşturulmuştur.
Paraya Dayalı Ekonomi inancının müritleri...
...Statüko'nun gönüllü muhafızları...
...inançlarıyla çelişebilecek her türlü...
...düşünce formundan kaçınmak için sürekli uğraşırlar.
Bunların en yaygınları: Tasarlanmış İkili Dengeler'dir.
Cumhuriyetçi değilseniz, kesin Demokratsınızdır.
Hıristiyan değilseniz, belki de Satanistsinizdir.
Eğer toplumun büyük ilerleme kaydedeceğine inanıyorsanız...
...belki de, bilmiyorum...
...herkesi düşünüyor olabilir misiniz?
...o zaman "Ütopyacı"sınız sadece.
Bütün bunların en sinsice olanı:
Eğer "serbest-ekonomi" taraftarı değilseniz...
...özgürlüğün kendisine karşısınız demektir.
Ben özgürlüğe inanıyorum!
Özgürlük kelimesini her duyduğunuzda...
...söylendiği her yerde ya da "hükümet karşıtları" lafının...
...söylendiği her yerde bunun deşifresi:
Gizli para sahiplerinin parayı...
...daha da çok paraya çevirmesinin engellenmesi.
Budur yani. Söyledikleri diğer her şey:
"İnsanlar için daha çok ticarete ihtiyacımız var."
"Zorbalığa karşı özgürlük bu", ve böyle sürer gider.
Bunu her gördüğünüzde asıl anlamını çözebilirsiniz...
...ve sanırım her duyduğunuzda...
...birebir ilişkilendireceksiniz.
Bunu bir anlamda şöyle tanımlayabiliriz:
Bir Sözdizimi. Anlayış ve değerleri yönetmeye yönelik bir sözdizimi.
Yani, kendi bildikleri dışında bu sözdizimi onları yönetir...
...çıkıp "aa ben bunu demek istememiştim!" diyebilirler.
Ama aslında yaptıkları aynen budur.
Örneğin, bir dili konuşursunuz...
...ve o dilin bir dilbilgisi, grameri vardır...
...ama o dilbilgisi kurallarını birebir bilmezsiniz.
Buna ben "Yönetici Değer Dizimi" diyorum...
...önemini gösteriyor bunun. Yani, onlar her seferinde şu kelimeleri kullandığında:
"hükümet karşıtlığı", "özgürlük eksikliği", "özgürlük"...
...veya 'ilerleme' ya da 'gelişme'...
...bunların hepsinin şifresini çözüp ne anlama geldiğini anlarsınız.
Tabii ki "özgürlük" kelimesinin...
..."demokrasi" denen şey ile...
...aynı cümle içerisinde yer alma eğilimi vardır.
Bu gün insanların sistemimizin...
...doğasında her şeyi satılık olarak...
...sunduğunu unutup devletlerinin yaptığı...
...şeylerden gerçekten etkilenmiş olduklarına...
...inanmış görünmeleri oldukça ilgi çekicidir.
Geçerli tek oy paranın oyudur ve...
...herhangi bir eylemcinin ahlak ve sorumluluk diye...
...ne kadar bağırdığının hiç bir önemi yoktur.
Bir pazar sisteminde, her politikacı, her yasa...
...ve buna bağlı olarak her hükümet satılıktır.
2007 de başlayan 20 trilyon dolarlık banka kurtarma paketi bile...
...gerçekte topluma yardım etmek adına...
...hiç bir şey yapmayan ve...
...yarın sorgusuz sualsiz...
...ortadan kaldırılabilecek...
...bir sürü kuruma gitmek yerine...
...küresel enerji alt yapısını...
...tamamen yenilenebilir yöntemlerle...
...değiştirebilecek miktardadır.
Politika ve politikacıların toplum saadeti için var olduğu...
...şeklindeki kör şartlanma hala devam etmektedir.
Aslında, politika pazar sistemi içinde...
...diğerlerinden farklı olmayan ticari bir iştir...
...ve her şeyden önce kendi çıkarlarını gözetirler.
Ben gerçekten, dürüstçe, politik faaliyetlere asla inanmam.
Bana göre sistem istediği şekilde daralır ve genişler.
Bu değişiklikleri düzenler.
Bana göre sivil haklar hareketi bir düzen olarak...
...ülkenin sahipleri ile aynı safta yer almaktadır.
Bana göre onlar, kendi çıkarlarının nerede yalan söylediklerinin bilincindeler;
...belli bir noktaya kadar özgürlüğün iyi göründüğünü biliyorlar...
...ve özgürlük hilesi bu insanlara her yıl bir oy kullanma günü veriyor...
...bu şekilde onlar manasız bir seçim yanılgısına kapılıyorlar.
Hiçbir anlamı olmayan seçim; köleler gibi gider ve deriz ki...
..."A, ben Oy Verdim." Bu ülkedeki tartışma sınırları...
...daha tartışma başlamadan önce belirlenmiştir ve diğer herkesin...
...marjinalleştirilmiş ve komünist ya da...
...bir çeşit sadakatsiz...
..."deli" olarak görülmesi sağlanmış...
...işte şimdi yeni kelimemiz "komplo". Görüyorsunuz yaptıklarını.
Öyle bir şey ki bu bir dakikalığına bile kafa yormamalı:
Bu güçlü insanlar bir araya gelip bir plan yapmış olabilirler!
Olamaz! Sen "delisin!". "Komplo meraklısısın!"
Bu sistemin bütün savunma mekanizmaları...
...tekrar tekrar bu ikili ile gelir.
Birinci fikir şöyledir: Bu sistem...
...bu gezegende bugüne kadar gördüğümüz gelişimin bir "sebebidir".
Hayır.
Temelde iki ana neden vardır; bunlar...
...bugün gördüğümüz artan sözüm ona "zenginlik" ve...
...nüfus artışını yaratmıştır.
Bir: üretim teknolojisinin giderek artan gelişimi;
...dolayısıyla bilimsel beceri.
İki: Hidrokarbon enerjinin bolluğunun keşfi...
...bu da günümüzde tüm sosyo-ekonomik sistemin temelidir.
Serbest Piyasa/Kapitalist/Parasal Piyasa Sistemi...
...-artık her ne demek isterseniz-...
...çarpık bir teşvik sistemi ile ortaya çıkan dalgaların hüküm sürmesi ve...
...gelişigüzel, kabaca, eşit olmayan bir yararlanma metodu ve...
...bunların dağıtılması dışında hiçbir şey yapmadı.
İkinci savunma ise yıllar süren propagandanın ürettiği...
...kavgacı sosyal bir önyargıdır.
Bu propaganda kendi dışındaki tüm sosyal sistemleri...
..."despotluğa" giden bir yol olarak görür.
Sık sık Stalin, Mao, Hitler'in adını anarak...
...ve onların yarattıkları ölü sayısını söyleyerek.
Yani, bu adamlar ne kadar despot olurlarsa olsunlar...
...ölümsüzleştirdikleri toplumsal yaklaşımlarını da sayarsak...
...iş ölüm oyununa gelince...
...iş insanların sistematik olarak...
...her gün toplu katliamına gelince:
Tarihte hiçbir şey bugün bize yapılanla karşılaştırılamaz.
Kıtlık - en azından son yüzyıllık tarihimiz boyunca...
...yiyecek eksikliğinden dolayı olmadı.
Kıtlığa göreceli yoksulluk sebep oldu.
Ekonomik kaynaklar öyle haksızca dağıtılmıştır ki...
...yoksul insanların, ödeme imkanları olmuş olsa bile...
...piyasada bulunabilecek olan gıdaları...
...resmen alacak paraları yoktur.
Bu, Yapısal Şiddete bir örnek olurdu.
Başka bir örnek: Afrika'da ve diğer bölgelerde...
...-ki ben özellikle Afrika'ya odaklanmak istiyorum-...
...on milyonlarca insan AIDS'ten ölüyor.
Neden ölüyorlar?
AIDS'in tedavisini bilmediğimiz için değil.
Zengin ülkelerde durumu gayet de iyiye giden...
...iyileşen milyonlarca insan var, çünkü...
...hastalığı tedavi edecek ilaçlara sahipler.
Afrika'da AIDS'ten ölen insanlar...
...*** virüsünden dolayı ölmüyorlar;
...ölüyorlar çünkü onları hayatta tutacak...
...ilaçları satın alacak paraları yok.
Gandhi bunu gördü ve dedi ki:
"Şiddetin en ölümcül biçimi yoksulluktur."
Bu kesinlikle doğrudur.
Yoksulluk, tarihteki bütün savaşlarda ölenlerden çok daha fazla insan öldürür...
...tarihteki bütün cinayetlerden daha fazla...
...bütün intiharlardan daha fazla.
Yapısal Şiddet, yalnızca bir araya getirilmiş tüm davranışsal şiddetten...
...daha fazla insan öldürmekle kalmaz...
...Yapısal Şiddet aynı zamanda...
...davranışsal şiddetin de ana sebebidir.
[Zirvenin Ötesinde]
Petrol, uygarlık abidesinin her döneminde vardır...
...ve uygarlığın da temelidir.
Sanayileşmiş dünyada, yediğimiz her kaloride...
...10 kalorilik bir hidrokarbon -petrol ve doğalgaz- enerjisi vardır.
Suni gübreler doğalgazdan elde edilir.
Tarım ilaçları petrolden elde edilir.
Hasat kaldırmak - toprağı sulamak - tarlayı sürmek - ekmek -...
...ürünü paketlemek - nakliye etmek için petrolle çalışan makineler kullanırız.
Gıdaları yine petrolden yapılan plastikle paketleriz. Bütün plastik ürünleri petroldür.
Her bir otomobil lastiğinde 7 galon petrol vardır.
Petrol her yerdedir; her yerde her zaman bulunabilir.
Yine petrol sayesinde bugün dünyada 7 milyar...
...veya nerdeyse 7 milyar insan yaşamaktadır.
Bu ucuz ve kolay enerjiye ulaşım...
...fikrinin ortaya çıkışı...
...ki bu durum aslında milyarlarca kölenin 24 saat çalışması anlamına gelir...
...geçtiğimiz yüzyılda dünyayı köklü bir şekilde değiştirdi...
...ve nüfus 10 kat arttı.
Fakat, 2050 yılına gelindiğinde petrol rezervleri, şu anki yaşam koşullarında...
...şimdiki nüfusun yarısından daha da az bir kısmına...
...ancak yeter hale gelecek.
Yani, farklı yaşamak için gerekli olan uyum tarifesi muazzam.
Dünya şu anda çıkarılan 1 varil petrol başına 6 varil kullanıyor.
Beş yıl önce çıkarılan her bir varil başına...
...4 varil kullanılıyordu.
Bundan 1 yıl sonra ise çıkarılan varil başına...
...8 varil kullanılıyor olacak.
Beni rahatsız eden şey...
...dünya devletlerinin ve sanayi liderlerinin...
...buna yönelik kayda değer bir çabalarının olmaması.
Elimizde rüzgar enerjisini artırmaya ve belki Gel-gitin gücünü kullanmaya...
...yönelik sözüm ona birtakım teşebbüsler var...
arabalarımızı birazcık daha verimli yapmaya yönelik girişimlerimiz var...
...ama görünürlerde gerçek bir devrime benzeyen herhangi bir şey yok...
Bunların hepsi oldukça küçük çaplı ve bana göre...
...oldukça da ürkütücü şeyler.
Üstelik söylediklerimize pek de değer vermeyen...
...bu ekonomi uzmanlarının etkisi altında yönetilen devletler...
...geçmişi yeniden yaratma umuduyla refahı geri getirmek için...
...tüketimciliği tetiklemeye çalışıyorlar.
Herhangi bir teminat vermeksizin daha da fazla para basıyorlar.
Dolayısıyla, eğer ekonomi iyileşir ve düzelirse...
...ve şu meşhur büyüme yeniden gerçekleşirse...
...bu sadece kısa süreli bir durum olacaktır...
...çünkü yıllarla değil aylarla ölçülecek kadar kısa bir sürenin sonunda...
...yeniden stok engeline takılacaktır;
...yeniden bir fiyat fırlaması olacaktır-...
...ve daha da şiddetli bir ekonomik bunalım yaşanacaktır.
Dolayısıyla bence çılgın bir kısır döngüye giriyoruz.
O halde ekonomik büyüme yükselişteyken - bir anda fiyatlar fırlar -...
...ve her şey bir anda durur. İşte bulunduğumuz nokta budur.
Sonra yeniden yükselişe geçer ancak bu sefer öyle bir noktadayızdır ki...
...artık ucuz enerji üretimine olanak kalmamıştır.
Zirvede, petrol üretiminin alt yamacındayız.
Dipten daha fazla ve daha hızlı çıkmanın hiç bir yolu yok.
Bu da bir şeylerin kapatılması, petrol fiyatlarının düşmesi demek.
2009'da bu oldu fakat sonra "iyileşme" olarak...
...petrol fiyatları geri dönmeye başladı.
Son zamanlarda bir varili 80 Dolar civarında asılı duruyor...
...ve bizim gördüğümüz şimdi bir varili 80 Dolar olsa bile...
...finansal ve ekonomik çöküş ile birlikte...
...insanlar almakta zorlanıyorlar.
Dünyadaki petrol üretimi şu anda günlük 86 milyon varil civarındadır.
On yıl sonra...
...kabaca günlük 14 milyon varil bile çıkarılamayacak.
Böyle bir talebin yüzde 1'ini bile...
...karşılayacak bir şey yok.
Eğer hızlıca bir şeyler yapmazsak...
...çok büyük bir enerji açığı olacak.
Bence en büyük hata...
...on yıl içinde ya da daha erken...
...sürdürebilir enerji formlarını geliştirmek için...
...düzenli çalışma gerektiğinin farkına varıp kabullenmemektir.
Bence bu torunlarımızın geriye dönüp baktığında...
...inanamayacakları bir şeydir.
"Siz insanlar, sınırlı madde ile idare ettiğinizi biliyordunuz...
...Nasıl oldu da ekonominizi...
...yok olmak üzere olan bir şeyin üstüne kurabildiniz?" diyecekler.
Tarihinde ilk defa...
...insanoğlu bugün yaşamsal sistemin merkezindeki...
...ana kaynağın azalması ile yüz yüze geldi...
...ve bütün bunların can alıcı noktası...
...petrol her gün biraz daha yok olup giderken...
...ekonomik sistemin hala körü körüne...
...bu kanserli büyüme modelini zorlayacak olmasıdır.
Böylece insanlar gidip iş ve gayri safi milli hasıla yaratmak için...
...daha fazla benzinle çalışan araba alacaklar... yıkılma ve düşüş...
Hidrokarbon ekonomi fikrinin ortadan kaldırılması için...
...çözümler var mı?
Tabii ki.
Fakat bu değişiklikleri başarmak için ihtiyaç duyulan yol...
...gereken Piyasa Sistem Protokolleri yoluyla açıklamak olmayacaktır.
Yeni çözümler sadece...
...kar Mekanizması yoluyla uygulanabilir.
İnsanlar yenilenebilir enerjiye yatırım yapmıyorlar...
...çünkü yenilenebilir enerjide, ne kısa, ne de uzun vadede para yoktur.
Bu yatırımın yapılabilmesi için gerekli olan taahhüt ise...
...ancak ciddi sermaye kaybı olması halinde gerçekleşebilir.
Dolayısıyla, parasal teşvik yoktur...
...ve bu sistemde parasal teşvik yoksa, işler yürümez...
...ve bütün bunların üstüne, yükselen petrol fiyatları...
...bugün daha da hız kazanmış olan çevresel-sosyal tren kazasının...
...yüzeye çıkan birçok sonucundan sadece bir tanesidir.
Diğer inişe geçenler arasında...
...varoluşumuzun temel yapıtaşı Temiz Su dahil...
...hali hazırda günümüzde 2.8 milyar insan için...
...kıtlıklar baş göstermektedir...
...ve bu kıtlıklar 2030 yılında 4 milyar insana ulaşacak şekilde artmaktadır.
Gıda Üretimi:
İnsanların gıda üretiminin % 99,7'sini oluşturan...
...tarıma elverişli arazilerin harap edilmesi, yeniden ekilmesinden...
...40 kat daha hızlı olmaktadır ve son 40 yılda...
...tarıma elverişli arazilerin...
...% 30'u verimsiz hale gelmiştir.
Hidrokarbonların, bugün ziraatın belkemiği olmasından bahsetmiyoruz bile...
...ve onun inişe geçmesi ile...
...gıda arzı da inişe geçecektir.
Mevcut tüketim koşullarımızda sahip olunan...
...kaynaklar göz önüne alındığında; bu tüketim oranlarımızla...
...devam edebilmek için, 2030 yılında 2 tane gezegene ihtiyaç duyacağız.
Yaşamı destekleyen biyo-değişkenliğin sürekli yok edilmesi sonucu...
...dünya çapında çevresel dengesizliğe...
...ve nesil tükenmesine...
...sebebiyet veriyor olmamız da cabası.
Bütün bu çöküşler söz konusuyken...
...bir de katlanarak artan bir nüfusumuz var ki...
...2030 yılında bu gezegendeki insan sayısı...
...8 milyardan fazla olabilir.
2030 yılında böyle bir talebi karşılamak için...
...sadece enerji üretiminde %44'lük bir artış gerekecektir.
Yine para, faaliyeti başlatan tek şey olduğu için...
...ziraat suyunu yönlendirme, enerji üretimi...
...ve benzeri konularda devrim yapmak için...
...gerekli büyük çaptaki değişimlerin altından...
...maddi olarak kalkabilecek herhangi bir ülke olmasını bekleyebilir miyiz?
Küresel borç piramidi komplosu...
...dünyanın tamamını yavaş yavaş kaplarken...
Etrafınızda gördüğünüz işsizliğin...
...teknolojik işsizliğin doğasından dolayı...
...normal karşılanmaya başladığı gerçeğinden...
...bahsetmeye gerek bile yok.
İşler geri gelmiyor.
Son olarak, geniş bir sosyal bakış açısı.
1970'ten 2010'a, bu sistemden dolayı...
...gezegendeki kıtlık ikiye katlandı...
...ve şu an ki durumda -...
...gerçekten, bu oranın daha fazla...
...katlanmasından başka bir şey göreceğimizi mi sanıyorsunuz?
Daha fazla acı ve daha büyük bir kitlesel kıtlık?
[Başlangıç]
Düzelme olmayacak.
Bu sonunda birgün içinden...
...çıkabileceğimiz uzun bir kriz değil.
Bence, ekonomik çöküşün bir sonraki devresinde...
...görülecek olan, büyük bir iç huzursuzluk.
Birleşik Devletler parası kalmadığı için işsizlik...
...çeklerini ödeyemediğinde...
Her şey kötü gitmeye başladığında ve...
...ve insanlar seçtikleri liderlere olan güvenlerini kaybettiklerinde, değişim isteyecekler.
İşleyiş süresince birbirimizi öldürmez ya da...
...çevremizi yok etmezsek...
...korkarım ki, geri dönüşü olmayacak bir noktada son bulacağız..
...ve bu beni son derece rahatsız ediyor.
Bu durumu engellemek için elimizden geleni yapıyoruz.
İnsan hayatının, muhteşem bir değişimin eşiğinde olduğu apaçık.
Şu anda yüzleştiğimiz, son yüzyılda bilinen...
...en esaslı en temel değişim.
Bu gezegendeki ekonomi ve kaynaklar arasında...
...bir bağlantı olmalı...
...bu kaynaklar tabii ki de, tüm hayvanlar ve gezegendeki yaşam;
...okyanusların sağlığı ve diğer her şey.
Bu bir parasal paradigma, ve öyle ki;
...son insanı da öldürene kadar rahat durmayacak.
"Egemenler" gücü ellerinde tutmak için ellerinden geleni yapacaktır...
...ve bunu aklınızdan çıkarmamalısınız.
Orduları, donanmaları, yalanları ve kullanmaları gereken...
...her şeyi güçlerini korumak için kullanacaklardır.
Pes etmek üzere değiller...
...çünkü kendi türlerini sürekli kılacak başka bir sistem bilmiyorlar.
[New York'tan canlı yayın]
[Küresel Protestolar Dünya Ekonomisini durdurdu]
[Londra'dan canlı yayın]
[Çin'den canlı yayın]
[Güney Afrika'dan canlı yayın]
[İspanya'dan canlı yayın]
[Rusya'dan canlı yayın]
[Kanada'dan canlı yayın]
[Suudi Arabistan'dan canlı yayın]
[Batıdaki Suç Oranları Fırladı]
[BM Küresel Acil Durum ilan etti]
[Küresel İşsizlik Oranı %65'lere ulaştı]
[Dünya Savaşı Korkusu Sürüyor]
[Borç Batakları şimdi gıda kıtlığı yaratıyor]
[Geri Al]
Benzeri görülmemiş protestolar devam ederken...
...her hangi bir şiddet olayı bildirilmemiştir.
Görünen o ki, dünya üzerindeki bütün banka hesaplarından...
...trilyon dolarlara denk düşen para...
...sistemli bir şekilde çekiliyor...
...ve merkez bankalarının önlerinde...
...sırayla boşaltılıyor.
[BU SİZİN DÜNYANIZ]
[BU BİZİM DÜNYAMIZ]
[İŞTE ŞİMDİ DEVRİM ZAMANI]
[WWW.THEZEITGEISTMOVEMENT.COM]
Çeviri: Zeitgeist Türkiye
"Together we stand, divided we fall" facebook.com/zeitgeistturkiye